Professional Documents
Culture Documents
YÜZYIL BAŞLARINDA
OSMANLI DEVLETİ
OSMANLI DEVLETİ’Nİ PARÇALANMAKTAN KURTARMAK İÇİN ORTAYA
ATILAN FİKİR AKIMLARI
Osmanlıcılık
• Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan tüm milleti dil, din, ırk, mezhep ayrımı
yapmaksızın Osmanlı vatandaşı kimliğinde birleştirerek devletin yıkılmasını önlemeye
çalışan fikir akımıdır.
• Genç Osmanlılar (Jön Türkler) bu fikrin önemli savunucularıdır.
• I. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olan fikir akımıdır.
• Balkan Savaşları sonucunda etkisini kaybetmiştir.
• Temsilcileri: Namık Kemal, Mithat Paşa, Ali Suavi, Şinasi, Ziya Paşa
Batıcılık
• Batı’nın bilim, teknik ve buluşlarının Osmanlı’ya taşınarak Osmanlı’yı parçalanmaktan
kurtarmayı hedeflemektedir.
• Temsilcileri: Tevfik Fikret, Abdullah Cevdet, Celal Nuri, Baha Tevfik
İslamcılık (Ümmetçilik)
• Bütün Müslümanları halife ve İslam inancı etrafında birleştirmeyi hedefleyen fikir akımıdır.
• II. Abdülhamit döneminde devlet politikası haline getirilmiştir.
• I. Dünya Savaşı sürecinde etkisini kaybetmiştir.
• Temsilcileri: Cemaleddin Afgani, Said Halim Paşa, Ahmet Hamdi Akseki, Mehmet Akif
Ersoy, II. Abdülhamit, İsmail Fenni
Türkçülük (Turancılık)
• Türkleri bir çatı altında toplamayı hedefleyen fikir akımıdır.
• II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olan fikir akımıdır.
• I. Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen Sarıkamış Harekatı Turancılık fikrinin
gerçekleştirilemeyeceğini ortaya koymuştur.
• Temsilcileri: Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura,
Gaspıralı İsmail
Adem-i Merkeziyetçilik
• Prens Sabahattin tarafından savunulan fikir akımıdır.
• Yerel yönetimlerin güçlendirilerek devletin parçalanmaktan kurtarılabileceğini
savunmuştur.
1. İtalya’nın siyasi birliğini geç tamamladıktan sonra sömürgecilik yarışına dahil olmak
istemesi
2. Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması
3. Trablusgarp’ın yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin olması
4. Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı koruyacak güçte olmaması
5. İtalya’nın İngiltere ve Fransa’nın onayını alması
6. İtalya’nın Habeşistan yenilgisini telafi etmek istemesi
7. İtalya’nın bölgeye medeniyet getireceğini iddia etmesi
8. Rusya’nın Racconigi Antlaşması ile İtalya’yı desteklemesi
• Osmanlı Devleti bölgeye denizden ve karadan yardım gönderemedi. Bölgeye giden
gönüllü askerler vasıtasıyla yerel halk İtalyanlara karşı örgütlendi.
• İtalya Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için Rodos ve Oniki Ada’yı işgal etti.
Çanakkale Boğazı’nı ablukaya aldı. Trablusgarp Savaşı devam ederken Balkan Savaşı’nın
patlak vermesi üzerine İtalya ile Uşi (Ouchy) Antlaşması imzalanmıştır.
Uşi Antlaşması(1912)
• Mustafa Kemal, Enver Bey, Nuri Conker, Fuat Bulca, Fethi Okyar, Ali Çetinkaya, Süreyya
Yiğit, Halit Paşa Trablusgarp’a bölgeye gizlice gitmişlerdir. Mustafa Kemal Gazeteci Şerif
(Tanin Gazetesi) takma adıyla Derne ve Tobruk'a, Enver Bey ise Kuyumcu Hamdi Bey
takma adıyla Bingazi'ye gitmiş ve önemli başarılar elde etmiştir.
I. BALKAN SAVAŞI (1912 — 1913)
Nedenleri:
1. Balkan devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlardan atmak istemesi
2. Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımı
3. Rusya’nın Balkan devletlerini kışkırtması (Panslavizm)
4.Avrupalı devletlerin azınlık isyanlarını desteklemesi
5. Reval (Tallin) Görüşmesi ile İngiltere’nin Rusya’yı Balkan
politikasında serbest bırakması
6. Balkan devletlerinin Makedonya'da ıslahat yapılmasını istemeleri
YUNANİSTAN
BULGARİSTAN OSMANLI
SIRBİSTAN DEVLETİ
KARADAĞ
Sonuçları:
§ Makedonya, Doğu Trakya, Batı Trakya, Ege Adaları kaybedildi.
§ Batı Trakya Türk azınlık sorunu ortaya çıktı.
§ Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.
Not: Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olan son Balkan devleti Arnavutluk’tur. Bu bağımsızlıktan
sonra Osmanlıcılık fikir akımı yerine Milliyetçilik - Türkçülük fikir akımı ön plana çıktı.
• Balkanlardaki Türkler Anadolu’ya göç etmeye başladı. (Balkanlarda Müslüman nüfus azaldı)
Not: Rauf Orbay “Hamidiye Kahramanı” Enver Paşa “Edirne Fatihi” olarak tanınmıştır.
Babıâli Baskını (23 Ocak 1913)
Nedenleri
1. Londra Antlaşması’nda Bulgaristan’ın fazla pay alması
2. Balkan milletlerinin bu durumdan rahatsız olması
3. Romanya’nın Bulgaristan‘dan Dobruca bölgesini istemesi
YUNANİSTAN
SIRBİSTAN BULGARİSTAN
KARADAĞ
ROMANYA
• Osmanlı Devleti de savaşı fırsat olarak gördü ve savaşa katıldı. Mustafa Kemal Edirne
ve Kırklareli’nin alınmasında etkili olmuştur.
Genel Nedenler
1. Sanayi İnkılabının ortaya çıkardığı sömürgecilik yarışı -ham madde ve pazar arayışı
2. Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan milliyetçilik akımı
3. Devletler arası silahlanma yarışı
4. Devletler arası bloklaşma (gruplaşma)
Özel Nedenler
CEPHELER
1. Kafkasya Cephesi
Nedenleri
1. Rusya’nın güneye inmesini engellemek
2. Turancılık fikrini gerçekleştirmek
3. Kars, Ardahan, Batum’u geri almak
4. Bakü petrollerini ele geçirmek
5. İngiltere’nin sömürge yollarını kesmek
• Mustafa Kemal 16. Kolordu komutanı olarak Kafkasya Cephesi’ne gelerek Muş ve
Bitlis’i Ruslardan geri almıştır. Mustafa Kemal’e generallik rütbesi ve Altın Kılıç
Madalyası verilmiştir.
2. Kanal Cephesi
Nedenleri:
1. Almanya’nın isteği
2. Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek
3. Mısır'ı ele geçirmek
4. İngiltere’nin sömürge yollarını kesmek
Nedenleri:
1.İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya denizden yardım götürmek istemesi
2.İtilaf Devletleri’nin boğazlar ve İstanbul’u ele geçirerek Osmanlı'yı savaş dışı bırakmak
istemeleri
3.Savaşın süresini kısaltmak
4.Savaşa girmeyen Balkan milletlerini kendi tarafında savaşa sokarak Almanya’ya karşı
Balkanlar üzerinden yeni bir cephe açmak
5.Osmanlı’nın Süveyş Kanalı üzerindeki etkisini kırmak
Sonuçları:
1. Kapanan ilk cephedir.
2. İtilaf Devletleri Rusya’ya yardım ulaştıramadı.
3. Bolşevik İhtilali patlak verdi ve Rusya savaştan çekildi.
4. İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u ve boğazları almasına engel olundu.
5. Savaşın süresi uzadı.
6. Bulgaristan İttifak Devletleri’nin yanında savaşa girdi. Böylece Osmanlı ile Almanya
arasında kara bağlantısı sağlandı.
7. Mustafa Kemal Anadolu’da ve dünyada tanınan bir komutan haline geldi.
8.Mustafa Kemal’in Milli Mücadele’nin lideri olmasında Çanakkale Cephesi’nde
başarıları etkili olmuştur.
9. Mustafa Kemal’in rütbesi albay olmuştur.
• İtilaf Devletleri Nusret Mayın Gemisi’nin boğazlara döşediği mayınlara çarpmıştır.
19. Tümen Komutanı olan Mustafa Kemal Conkbayırı’nda 57. Alay’a “Ben size
taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” demiştir.
Nedenleri
1. Musul ve Abadan petrollerini ele geçirmek
2. Rusya’ya karadan yardım götürmek
3. İngiltere’nin sömürge yollarını korumak istemesi
• En son açılan cephedir. Mustafa Kemal bu cephede 7. Orduda görev almıştır. Daha
sonradan Yıldırım Orduları Grup Komutanı olmuştur. I. Dünya Savaşı’nda mücadele
ettiği son cephedir. Araplar, Osmanlı’ya karşı ayaklandı, ümmetçilik anlayışı sona
ermiştir. İngilizler Filistin ve Kudüs’ü ele geçirmiştir. Mustafa Kemal bu cephedeyken
Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayarak I. Dünya Savaşı’ndan
ayrılmıştır.
• En son kapanan cephedir. Hicaz bölgesi kaybedildi. (Mekke, Medine, Taif) Araplar,
Osmanlı’ya karşı ayaklandı ve ümmetçilik anlayışı tamamen sona erdi. Fahrettin Paşa
Çöl Kaplanı, Çöl Ortasında Plevne Kahramanı olarak anılmaktadır. Ayrıca Medine
Müdafii unvanı da bulunmaktadır.
C) YARDIMCI CEPHELERİ
1. Çanakkale Cephesi
2. Kafkas Cephesi
3. Suriye - Filistin Cephesi
ABD’nin Savaşa Girmesi (1917)
• Wilson ilkeleri itilaf Devletleri’nin aleyhine olmasına rağmen ABD’yi kaybetmemek için
kabul etmişlerdir.
I. Dünya Savaşı Sırasında İmzalanan Gizli Antlaşmalar (1915 - 1917)
1.İstanbul (Boğazlar) Antlaşması (1915): İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapıldı.
Boğazlar ve çevresi Rusya’ya bırakıldı.
2.Londra Antlaşması (1915): İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya arasında yapıldı. Antalya ve
çevresi İtalya’ya verildi.
3.Mac Mahon Antlaşması (1916): İngiltere - Arap arasında yapıldı. İngilizler Hicaz Emiri
Şerif Hüseyin’e İngiltere’ye vereceği destek için bağımsız Arabistan vadettiler.
4.Sykes - Picot Antlaşması (1916): İngiltere ve Fransa Ortadoğu topraklarını kendi
aralarında paylaştılar.
5.Saint Jean De Maurienne Antlaşması 1917): İngiltere, Fransa, İtalya arasında yapıldı.
İtalya’ya İzmir ve çevresi verildi.
6.Petrograd Antlaşması (1916): İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapıldı. Rusya’ya Doğu
Karadeniz ve Doğu Anadolu verildi.
7.Balfour Deklarasyonu (1917): İngiltere ile Yahudiler arasında yapıldı. Filistin'de İsrail
Devleti’nin kurulmasına karar verildi.
I. Dünya Savaşı’nı Bitiren Ateşkes Antlaşmaları
• Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra başlayan işgallere karşı halkın ilk tepkisi milli
cemiyetler kurmak olmuştur. Daha sonra Kuvayımilliye birlikleri kurularak silahlı
mücadele başlatılmıştır.
Hrisantos Raporu: Karadeniz’in Rumlara ait olduğunu iddia eden rapordur. Rumlar Paris
Barış Konferansına katılarak bu raporu sunmuşlardır. Gerçek dışı bir rapor olduğu için kabul
edilmemiştir.
İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)
Nedenleri:
1. Yunanların İzmir’in eski bir Yunan toprağı olduğunu iddia etmesi
2. Paris Barış Konferansı’nda Batı Anadolu’nun Yunanlara verilmiş olması
3. İzmir’deki Rumların Türkler tarafından öldürüldüklerini iddia etmeleri
4. Wilson İlkeleri’ne dayanarak İzmir’de Rum nüfusunun fazla olduğunu iddia etmeleri
• İzmir’in işgali ilhak (sınırlarına katma) amacıyla yapıldığı için halk İzmir’in işgaline
büyük bir tepki göstermiştir. Ulusal bilincin uyanmasında etkili olmuştur.
• İzmir'in işgali sırasında Yaşasın Venizelos demediği için Albay Süleyman Fethi Bey
öldürülmüştür. İzmir’in işgaline karşı Maşatlık, Sultan Ahmet, Fatih gibi birçok
yerde protesto mitingleri düzenlenmiştir.
• İzmir işgalinde Hukuk-u Beşer Gazetesi’nin başyazarı olan Hasan Tahsin (Osman
Nevres) silahını ateşleyerek Yunan askerlerini vurmuş ve sonrasında şehit edilmiştir.
Hasan Tahsin’in bu eylemi ulusal bilincin uyanmasında ve Kuvayımilliye’nin
kurulmasında büyük bir etkiye sahiptir.
Amiral Bristol Raporu: Milli Mücadele’nin haklı davasını ve İzmir işgalinin haksız
olduğunu dünya kamuoyuna duyuran ilk uluslararası belgedir.
Milne Hattı: İngiliz General Milne, Kuvayımilliye ile Yunan güçleri arasında Milne
Hattı’nı kurarak Kuvayımilliye’nin ilerlemesine engel olarak Yunan güçlerini korumak
istemiştir.
Kuvayımilliye’nin Kurulma Nedenleri
1. Zararlı Cemiyetler
Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Kurulan ilk yararlı cemiyettir. Trakya
bölgesindeki Yunan işgaline engel olmak amacıyla kurulmuştur. Yeni Edirne, Ahali
gazetelerini çıkarmıştır.
İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: İzmir’deki Yunan işgaline engel olmak için kurulmuştur.
İzmir Reddi İlhak Cemiyeti: Yunanların İzmir işgaline engel olmayı hedeflemiştir.
Kilikyalılar Cemiyeti: Adana (Çukurova) bölgesindeki Ermeni faaliyetlerine engel olmayı
amaçlamıştır.
Trabzon Müdafaa-i Hukuki Milliye Cemiyeti: Karadeniz bölgesindeki Rum faaliyetlerine
engel olmak amacıyla kurulmuştur. İstikbal gazetesi ve Işık dergisini çıkarmıştır.
Milli Kongre Cemiyeti: Dr. Esat Işık tarafından kurulmuş ve yapılan tüm işgallerin haksız
olduğunu basın-yayın yoluyla dünyaya duyurmayı amaçlamıştır. Ulusal olan tek cemiyettir.
Not: Ordusunu terhis etmeyen komutanlar Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Cafer
Tayyar'dır.
AMASYA GENELGESİ (TAMİMİ) (22 HAZİRAN 1919)
Not: Mustafa Kemal önemli komutanların imzasını ve onayını alarak Milli Mücadele’yi
kişisellikten çıkarmayı amaçlamıştır. Amasya Genelgesi’ni kaleme alan kişi Cevat Abbas
Gürer’dir.
Önemi:
§ Mustafa Kemal “Artık İstanbul Anadolu’ya hâkim değil, tabi olmak mecburiyetindedir”
demiştir.
§ İhtilal niteliği taşımaktadır.
§ Milli Mücadele’nin amacı, gerekçesi ve yöntemi belirtilmiştir.
§ Mustafa Kemal ikinci kez İstanbul Hükümeti tarafından geri çağrılmıştır.
§ Milli egemenlik ilkesi ilk kez gündeme gelmiştir.
§ Mustafa Kemal’in resmi görevi devam ederken yaptığı son faaliyet Amasya Genelgesi’ni
yayınlamaktır.
§ Mustafa Kemal Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasından sonra resmi görevinden ve askerlik
mesleğinden istifa ederek sine-i millete dönmüştür.
BALIKESİR VE ALAŞEHİR KONGRELERİ
• Mustafa Kemal’in sivil olarak yaptığı ilk faaliyet Erzurum Kongresi’ne katılmak
olmuştur. İstanbul Hükümeti tarafından Mustafa Kemal’i tutuklama kararı alınmıştır.
Ancak Kazım Karabekir kararı uygulamayarak Mustafa Kemal’e bağlılığını
bildirmiştir.
Önemi:
§ Toplanış bakımından bölgesel ancak aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
§ Elazığ, Diyarbakır, Mardin delegeleri kongreye katılamamıştır.
SİVAS KONGRESİ (4-11 EYLÜL 1919)
Önemi:
§ Toplanış ve aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
§ İttihatçılarla hiçbir ilgilerinin olmadığına dair delegelere yemin ettirilmiştir.
§ Sivas Kongresi’nin toplanmasını engellemek için Elazığ Valisi Ali Galip ve Ankara
Valisi Muhittin Paşa görevlendirilmiştir. Ancak başarılı olamamışlardır.
§ Mustafa Kemal Sivas Kongresi sonrası General Harbord ile görüşmüştür.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (PROTOKOLÜ) (20 - 22 EKİM 1919)
•İstanbul Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal,
Rauf Orbay, Bekir Sami Bey görüşmelere katılmıştır.
Not: Mustafa Kemal Mebusan Meclisi’nin bağımsız kararlar alabilmesi için İstanbul dışında
toplanmasını istemiştir. Ancak İstanbul Hükümeti kabul etmemiştir.
Önemi:
§ İstanbul Hükümeti Temsil Heyeti’nin varlığını hukuken tanımıştır.
§ Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul Hükümeti tarafından tanındı.
§ Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da toplanmasına karar verildi.
Bu Toplantı Sonunda;
1. Mebusan Meclisinin İstanbul’da toplanması kabul edilmiştir.
2. Temsil Heyeti görevine devam edecektir kararı alınmıştır.
3. Milletvekillerinin güvenliğinin sağlanacağı kararı alınmıştır.
TEMSİL HEYETİ’NİN ANKARA’YA TAŞINMASI (27 ARALIK 1919)
Nedenleri
1. Ankara'nın işgale uğramamış güvenli bir bölgede olması
2. İstanbul ve Batı Cephesi’ne yakın olması
3. Ulaşım ve haberleşme ağının elverişli olması
4. Ankara'da Ali Fuat Cebesoy’un başında bulunduğu 20. Kolordu’nun bulunması
5. Anadolu'ya hâkim bir konuma sahip olması
6. Halkının Milli Mücadele’yi desteklemesi
Mustafa Kemal’in Mebuslardan İstekleri
Not: Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında sınırları içerisinde yer almayıp Misak-ı
Milli sınırları içinde kabul edilen bölge Batı Trakya'dır.
İstanbul’un Resmen İşgali (16 Mart 1920)
•Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misak-i Milli kararlarının alınması üzerine İtilaf
Devletleri resmen İstanbul’u işgal etmişlerdir. İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal edip
meclisi bastılar ve bazı milletvekillerini Malta’ya sürmüşlerdir. Kaçan milletvekilleri ise
Anadolu’ya geçerek Anadolu’daki harekete katıldılar. İşgal sonrasında Salih Paşa
Hükümeti istifa etti, yerine Damat Ferit Hükümeti kuruldu.
• Osmanlı adına konferansa Tevfik Paşa katılmıştır. Tevfik Paşa şartları ağır bulduğu
için antlaşmayı imzalamadan geri dönmüştür.
• İtilaf Devletleri Yunanlara Milne Hattı’nın aşılması emrini vermesi üzerine Saltanat
Şurası oluşturulmuştur.
• Saltanat Şurası’nda bulunan Damat Ferit Paşa, Rıza Tevfik, Hadi Paşa, Reşat Halis
Bey Paris yakınlarındaki Sevr kasabasında Sevr Antlaşması’nı imzalamışlardır. Saltanat
şurası içerisinde Sevr Antlaşması’nın imzalanmaması yönünde oy kullanan kişi Topçu
Feriki Rıza Paşa’dır.
Maddeleri
§ İstanbul Osmanlı Devleti’nde kalmaya devam edecek ancak Osmanlı anlaşma
şartlarına uymazsa İstanbul işgal edilecektir.
§ Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak, yönetimi içinde Türk bir üyenin
bulunmadığı uluslararası bir komisyona bırakılacaktır .
§ Doğu Anadolu bölgesinde Ermenistan ve Kürt Devleti kurulacak.
§ Azınlıklara geniş haklar tanınacaktır.
§ Osmanlı ordusu 50.700 kişiyle sınırlandırılacak ve ağır silah bulundurulmayacak.
§ Osmanlı donanmasında 13 savaş gemisinden fazlası bulundurulmayacak.
§ İzmir, Batı Anadolu ve Trakya Yunanlara verilecek.
• Mardin, Maraş, Adana, Urfa, Antep, Suriye ve Lübnan Fransa’ya verilecek.
• Güneybatı Anadolu, Antalya, Konya ve Muğla İtalya’ya verilecek.
• Arabistan, Musul ve Irak İngiltere’ye verilecek.
• Rodos ve On İki Ada İtalya’ya, Ege Adaları Yunanistan’a, Kıbrıs İngiltere’ye
verilecek.
• Kapitülasyonlar genişletilecek ve tüm devletler kapitülasyonlardan faydalanacak.
• Osmanlı Devleti İşgal devletlerine savaş tazminatı verecek.
• Osmanlı maliyesi İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan karma bir
komisyonun denetimine bırakılacak ve bu komisyon Duyun-u Umumiye’ye bağlı
olacak.
Özellikleri
• Tevfik Paşa Hükümeti ile TBMM arasında gerçekleşmiştir. İstanbul Hükümeti adına
Ahmet İzzet Paşa, Salih Paşa, Kazım Paşa ve Münir Bey, TBMM Hükümeti adına
Mustafa Kemal ve İsmet İnönü katılmıştır.
• Halide Edip Adıvar/ Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türk’ün Ateşle İmtihanı
• Yakup Kadri Karaosmanoğlu/ Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore
• Tarık Buğra/ Küçük Ağa
• Kemal Tahir/ Esir Şehrin İnsanları, Yorgun Savaşçı
• Samim Kocagöz/ Kalpaklılar
• Nazım Hikmet/ Kuvayımilliye Destanı
• Turgut Özakman/ Şu Çılgın Türkler
• Ahmet Hamdi Tanpınar/ Sahnenin Dışındakiler
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ
Cepheler
• Mustafa Kemal Sivas Kongresi’nden sonra bu cepheye bazı komutanlar atadı. (Kılıç Ali,
Yörük Salim Bey, Ali Saip Bey, Ratıp Bey, Teğmen Sait Bey’i göndererek bölgeyi
örgütlemeye çalıştı)
v Antep Savunması
v Maraş Savunması
v Urfa Savunması
v Adana Savunması
Bölgede simge haline gelmiş önemli kahramanlar:
Önemli Kuvayımilliyeciler;
Ali Çetinkaya
Kazım Paşa
İzzettin Paşa
Yörük Ali Efe
Demirci Mehmet Efe
Çerkez Ethem (Kuvayı Seyyare)
Sivas Kongresi’nde Batı Cephesi Kuvayımilliye komutanı olarak Ali Fuat Cebesoy atanmıştır.
Yunanların Batı Cephesi’ndeki amaçları
• I. İNÖNÜ SAVAŞI
• II. İNÖNÜ SAVAŞI
• ESKİŞEHİR-KÜTAHYA SAVAŞLARI
• SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (SUBAYLAR SAVAŞI- MELHAME-İ KÜBRA)
• BÜYÜK TAARRUZ ( BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI- RUM SINDIĞI)
I. İNÖNÜ SAVAŞI (6-10 OCAK 1921)
• Londra Konferansı’nda İstanbul Hükümeti’ni Tevfik Paşa, TBMM Hükümeti’ni Bekir Sami
Bey temsil etmiştir.
• İtilaf Devletleri iki hükümeti beraber davet ederek ikilik çıkarmayı hedeflemişlerdir.
• İstanbul Hükümeti’nin temsilcisi olan Tevfik Bey sözü TBMM Hükümeti’ne vermiştir.
Böylece İtilaf Devletleri’nin ikilik çıkarma emelleri başarısız olmuştur.
• Bekir Sami Bey’in uluslararası eşitlik ilkesine ve Misak-ı Milli’ye aykırı antlaşmaları TBMM
tarafından reddedildi ve Bekir Sami Bey görevden alındı. Yerine Yusuf Kemal Tengirşenk
atandı.
Sonuçları
Ø Bir devletin tanımadığı belgeyi diğeri de tanımayacak ( Bu madde ile Rusya Sevr’in
geçersizliğini kabul etmiştir. Ayrıca uluslararası alanda ortak hareket etme kararı
alınmıştır.)
Ø Çarlık Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki antlaşmalar geçersiz sayılacak
Ø Batum Gürcistan’a verilecek (Misak-ı Milli’den ilk taviz verilmiştir.)
Ø Misak-ı Milli Rusya tarafından tanınacak.
Ø İki ülke arasında siyasi ve ekonomik ilişkiler güçlendirilecek.
Ø Sovyet Rusya kapitülasyonların kaldırıldığını kabul edecek.
Ø Rusya Kurtuluş Savaşı’na maddi manevi destek olacak.
Ø Boğazlar TBMM’nin egemenlik hakları çerçevesinde statü kazanmalıdır.
Ø TBMM adına antlaşmayı Ali Fuat Cebesoy, Yusuf Kemal Tengirşenk ve Rıza Nur
imzalamıştır.
TBMM’nin varlığını tanıyan;
İlk devlet Ermenistan
İlk Müslüman devlet Afganistan
İlk büyük, Avrupalı devlet Rusya
İlk İtilaf Devleti Fransa’dır.
Sonuçları
Ø Düzenli orduya güven ve katılım arttı.
Ø TBMM’ye ve Mustafa Kemal’e güven arttı
Ø Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına dair inanç arttı.
Ø İtalya Anadolu’dan çekilmeye başladı.
Ø İngilizler Malta’ya sürgün ettikleri 40 civarı Türkü serbest bıraktı.
Ø İngiltere’nin Yunan kuvvetlerine güveni ve desteği azaldı.
Ø Fransa Zonguldak’tan çekilmiştir.
Not: Mustafa Kemal İsmet İnönü’ye telgraf çekerek «Siz orada sadece düşmanı değil
bu milletin makus talihini de yendiniz.» demiştir.
Aslıhanlar ve Dumlupınar Savaşı (8-12 Nisan 1921)
• II. İnönü Savaşı’nı kazanılmasından sonra düşman kuvvetini takip eden Türk ordusu
taarruz girişiminde bulunmuş, ancak başarısız olmuştur.
Sonuçları
Ø Düzenli ordunun ilk ve tek yenilgisidir.
Ø Kütahya, Afyon, Eskişehir Yunan kuvvetlerinin eline geçmiştir. Yunan kuvvetleri Ankara
Polatlı’ya kadar ilerledi.
Ø Türk ordusu geri çekilmek zorunda kaldı ve Türk ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekildi.
Ø Düzenli orduya güven sarsıldı.
Ø Mecliste tartışmalar yaşandı.
Ø Kuvayımilliye’nin tekrar kurulması gündeme geldi.
Ø Meclisin Kayseri’ye taşınma fikri gündeme geldi.
Ø Mustafa Kemal’e karşı muhalefet arttı.
Ø İtalya ve Fransa Anadolu’yu boşaltma fikirlerini askıya aldı.
Ø TBMM tarafından Mustafa Kemal’e başkomutanlık yetkisi verildi. Böylece Mustafa Kemal
Amasya Genelgesi’nden sonra istifa ettiği askerlik görevine geri dönmüştür.
Maarif Kongresi (15 Temmuz 1921)
§ Kütahya-Eskişehir Savaşları devam ederken Ankara’da Mustafa Kemal’in de katıldığı eğitim
kongresi düzenlenmiştir. Bu eğitim kongresine 250 kadın 250 erkek öğretmen katılmıştır.
Bu kongrenin toplanması eğitime verilen önemi ortaya koymaktadır.
Sonuçları
Ø Türk ordusunun son savunma savaşıdır.
Ø Türk ordusu taarruz gücüne ulaştı. ( 1683 II. Viyana Kuşatması’ndan bu yana devam eden
geri çekilme son buldu.)
Ø Mustafa Kemal’e Gazilik unvanı, Mareşallik rütbesi verildi.
Ø Malta’daki esirler kurtarıldı.
Ø Ukrayna ile Dostluk Antlaşması imzalandı.
Ø Paris Konferansı toplandı.
Ø Kars Antlaşması imzalandı.
Ø Ankara Antlaşması imzalandı.
Mustafa Kemal Sakarya Meydan Savaşı’nda «Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır
ve o satıh bütün vatandır. « sözünü söylemiştir.
Kars Antlaşması (13 Ekim 1921)
Hazırlıklar
§ Tekalif-i Milliye Emirlerinden gelen yardımlar toplanıyor.
§ Rusya’dan yardımlar gelmeye devam ediyor.
§ Doğu ve güneydeki birlikler batıya kaydırılır.
§ Orduya taarruz eğitimi verilir.
§ Mustafa Kemal’e verilen başkomutanlık yetkisi süresiz hale getirildi.
§ Avrupa’ya delegeler gönderildi. (barışçı politika uygulanıyor.)
• 26 Ağustos’ta yapılan ani baskınla Yunan ordusu yenilgiye uğratılır. Bu savaşa Dumlupınar
Meydan Savaşı adı verilir. (30 Ağustos)
• Yunan başkomutan Trikopis esir alındı.
• Mustafa Kemal Rum Sındığı olarak adlandırır.
• Mustafa Kemal orduya «İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.» emrini vermiştir.
• 9 Eylül’de İzmir kurtarılmıştır.
• 18 Eylül’de Batı Anadolu kurtarıldı.
• İzmir’in kurtarılmasından sonra Türk ordusu yönünü boğazlara, İstanbul’a çevirir.
• Türk ordusunun saldırıya geçmesi sonrasında savaşı göze alamayan İngiltere ateşkes
teklifinde bulunur.
Sonuçları
Ø Anadolu’da Yunan işgali sona erdi.
Ø Büyük Taarruz ile Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası sona erdi.
Ø Fevzi Çakmak’a Mareşallik rütbesi verildi.
MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)
Maddeleri
Ø Türk- Yunan savaşı bitti.
Ø Yunan kuvvetleri 15 gün içinde Doğu Trakya’yı İtilaf Devletleri kuvvetlerine bırakacak.
Ø İtilaf Devletleri de 30 gün içinde TBMM’ye bırakacak. Bu süre içinde bölgede 8000 Türk
jandarma görev yapacak.
Ø İstanbul ve boğazlar TBMM’ye bırakılacak, asıl barış imzalanana kadar İtilafların askerleri
İstanbul’da kalacak.
Osmanlı Devleti;
fiilen Mondros Ateşkes Antlaşması,
hukuken Mudanya Ateşkes Antlaşması,
resmen Saltanatın kaldırılmasıyla yıkılmıştır.
§ Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla TBMM Hükümeti Lozan’a Türk Devletinin tek temsilcisi
olarak katılmıştır.
• Konferansa katılan devletler: İngiltere, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Japonya,
Portekiz, Belçika, Romanya vb.
• Birçok konuda anlaşmazlık yaşandığı için 4 Şubat 1923’te Türk heyeti konferansı terk
etmiştir.
• II. Meclis kuruldu. (11 Ağustos 1923) İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat 1923) toplandı.
İnkılapların Amacı
§ Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak
§ Demokrasinin Türkiye’de yerleşmesini sağlamak
§ Çağdaş ve halkın ihtiyacını karşılayacak müesseseler açmak
§ Ulus bilincini geliştirmek
§ Milli egemenliği geliştirmek ve yerleştirmek
§ Laik devlet ve toplum anlayışını benimsetmek
§ Medeni bir Türk toplum yapısı oluşturmak
§ İkiliklere son vermek
Türk İnkılabının Özellikleri
§ Toplumun ihtiyaçlarından ortaya çıkmıştır.
§ Ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlığa dayanır.
§ Yapılan inkılaplar birbirinin tamamlayıcısıdır.
§ Türk inkılabı aydınlanma ve yenilenme hareketidir.
§ İnkılaplar durağan (dogmatik) değil dinamiktir.
§ Çağın gereklerine uygun olarak gerçekleştirilmiştir.
§ Evrenseldir.
§ İnkılaplar belli bir sistematiğe uygun olarak gerçekleştirilmiştir.
1. SİYASİ ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR
Nedenleri
Nedenleri
• Kurtuluş Savaşı dolayısıyla I. TBMM’nin yıpranması
• İnkılaplar için düşünce birliğinin gerekliliği
• Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na göre 2 yılda bir seçimlerin yenilenmesinin gerekmesi
• Meclisteki gruplaşmaların ortaya çıkardığı olumsuzluklar
Nedenleri:
• Milli egemenliği gerçekleştirmek
• Rejimin adını koymak
• Devlet başkanlığı sorununu çözmek
• Meclis Hükümeti Sistemi’nin getirdiği olumsuzluklar
• Hükümet bunalımını çözmek (Sonbahar-Ekim Bunalımı)
Sonuçları
§ Milli egemenlik anlayışı pekişti.
§ Rejim ve devlet başkanlığı sorunu çözüldü.
§ Kabine sistemine geçildi.
§ Yeni Türk Devleti’nin adı Türkiye Cumhuriyeti adını almıştır.
§ İnkılaplar için elverişli bir ortam oluştu.
§ İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, ilk Başbakan İsmet İnönü, ilk Meclis Başkanı Ali Fethi
Okyar olmuştur.
Nedenleri:
• Halifeliğin Cumhuriyet yönetimine aykırı olması
• Halife Abdülmecit Efendi’nin kendisini TBMM’den üstün görmesi
• Halife Abdülmecit Efendi’nin devlet başkanı gibi hareket etmesi
• Halifenin ayrı bütçe istemesi
• Eski rejim yanlılarının halifenin etrafında toplanması
• TBMM’deki bazı üyelerin “Meclis halifenin halife de meclisindir" propagandası
yapmaları
• Halifenin milletvekilleriyle ve yabancı elçilerle görüşmesi
• Halifeliğin inkılâpların önünde bir engel olarak görülmesi
• Ülkede çift başlılığın olması (Cumhurbaşkanı- Halife)
• Hindistanlı liderlerin halifeliğin güçlendirilmesi ile ilgili olarak İsmet İnönü’ye
gönderdiği mektubun gazetelerde (Tanin, İkdam, Tasvir-i Efkâr Gazetelerinde)
yayımlanması. (Ağa Han ve Emir Ali)
Sonuçları:
• Laikliğe geçişte önemli adım atıldı.
• İnkılapların önü açıldı.
• Ulusal egemenlik anlayışı pekişmiştir.
• Ümmetçilik anlayışı sona ermiş, milliyetçilik anlayışı güçlenmiştir.
• Bağımsız bir dış politika izlenmesine ortam hazırlanmıştır.
• Şeyhülislamlık (meşihat) makamı sona ermiştir.
• Ülkedeki çift başlılığa son verilmiştir.
• İngiltere, Fransa, İtalya gibi devletlerin Türk Devleti’ne karşı çekingen davranmaları
engellenmiştir.
3 Mart 1924’te Yapılan Diğer Düzenlemeler
1. Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı. Yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü kuruldu. Böylece din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı. Ayrıca Şeriye
Mahkemeleri de kapatıldı.
ü Kurucuları: Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy (Partinin Genel sekreteri), Rauf Orbay, Refet
Bele, Adnan Adıvar, Bekir Sami Kunduh’dur.
ü Genel başkan Kazım Karabekir’dir.
ü Yeni Türk Devleti’nin ikinci siyasi partisidir.
ü Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan ilk siyasi partidir.
ü Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisidir.
ü Ekonomik politikası Liberalizm’dir. (serbest ekonomi politikası)
ü Rejim karşıtları bu partiye üye olmaya başladı.
ü “Dini duygu ve düşüncelere saygılıyız.” anlayışı bulunmaktadır. Bu nedenle tam anlamıyla Laik
değildir.
ü Halifeliğin kaldırılmasına karşı tepkilidir.
ü Tek dereceli seçim sistemini benimsemiştir.
ü Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini savunmuştur.
ü İlk şubesini Urfa’da açmıştır.
ü Mustafa Kemal bu partinin kurulmasını Nutuk’ta “Paşaların Komplosu” olarak anlatmaktadır.
Nasturi İsyanı (1924)
• Musul Sorunu’nu kendi çıkarları doğrultusunda çözmek isteyen İngiltere Hakkâri ve
çevresinde yaşayan Hıristiyan Nasturileri kışkırtarak ayaklanmanın çıkmasına neden
olmuştur. Bu isyan Cafer Tayyar Eğilmez tarafından bastırılmış ve Nasturiler İngiliz
yönetimindeki Irak'a sığınmışlardır.
Not: Şeyh Sait Ayaklanması’nın bastırılmasında başarılı olamadığı için Ali Fethi
Okyar Hükümeti istifa etmiş, yerine İsmet Paşa Hükümeti kurulmuş ve isyanı
bastırmıştır.
Sonuçları:
Ø Laik Cumhuriyet rejimine karşı yapılmış ilk isyandır.
Ø Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın bazı üyelerinin adı isyana karıştığı için parti
kapatılmıştır.
Ø Takrir-i Sükûn Kanun (1925 - 1929) çıkarıldı.
Ø İstiklal Mahkemeleri kuruldu. ( Ankara, Diyarbakır)
Ø Musul Sorunu Türkiye’nin aleyhinde çözüldü ve Musul kaybedildi.
Ø Çok partili hayata geçişin ilk denemesi başarısızlıkla sonuçlandı.
3. SERBEST CUMHURİYET FIRKASI (12 AĞUSTOS 1930 – 17 KASIM 1930)
• 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın ortaya çıkmasından sonra Türkiye ‘de de ekonomik
sıkıntılar yaşanmıştır. Mustafa Kemal yakın arkadaşı olan Ali Fethi Okyar’dan bir parti kurmasını
ve ekonomik alternatifler üretmesini istemiştir.
ü Kurucusu Ali Fethi Okyar’dır.
ü Yeni Türk Devletinin üçüncü siyasi partisidir.
ü Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci muhalefet partisidir.
ü Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan ikinci siyasi partidir.
ü Laik düşünceye sahiptir.
ü Ekonomik politikası Liberalizm’dir.
ü Tek dereceli seçim sistemini benimsemiştir.
ü Kadınlara siyasi hakların verilmesini savunmuştur.
ü Üyelerinden biri Mustafa Kemal’in kardeşi Makbule Hanım’dır.
ü Rejim karşıtlarının partiye üye olmaları üzerine kurucusu olan Ali Fethi Okyar tarafından parti
feshedilmiştir.
ü Çok partili hayata geçişin ikinci denemesi de başarısız olmuştur.
Menemen Olayı (1930)
• Derviş Mehmet ve adamları İzmir'in Menemen ilçesinde «din elden gidiyor, şeriat isteriz»
sloganlarıyla isyan etmişlerdir. İsyanı engellemek için gelen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay
(Öğretmen) isyancılar tarafından şehit edilmiştir. İsyancılar Divan-ı Harpte yargılanarak
cezalandırılmıştır. Bu isyan Cumhuriyet rejimine karşı yapılan ikinci isyandır.
Not: Şeyh Sait Ayaklanması ve Menemen Olayı Türk halkının henüz çok partili hayata hazır
olmadığını ortaya koymuştur.
• Türkiye çok partili hayata 1946 yılında Demokrat Parti’nin kurulmasıyla geçmiştir. Bu partiyi
Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan kurmuştur.
• Demokrat Parti’den ayrılarak 1948’de Fevzi Çakmak tarafından Millet Partisi kurulmuştur.
İzmir Suikast Girişimi (15 Haziran 1926)
• Eski İttihatçılar ve rejim karşıtlarının Mustafa Kemal’i ve inkılaplarını engellemek için
düzenlediği suikast girişimidir. Suikast girişimi için Ziya Hurşit, Laz İsmail, Şükrü Bey,Arif
Bey, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi görevlendirilmiştir.
Not: Bu olay üzerine Atatürk: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünü söylemiştir.
Bursa Olayı (1933): Ezan 1932-1950 yılları arasında Türkçe okutulmuştur. Türkçe ezan ilk
olarak Fatih Camisinde Hafız Rıfat Bey tarafından okunmuştur. Ezanın Türkçe okutulması
kararı Bursa’da bazı olayların yaşanmasına neden olmuştur. Mustafa Kemal bu olaya yönelik
olarak “Bu bir din meselesi değil, dil meselesidir.” demiştir.
2. HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
Nedenleri:
• Hukuk birliğini sağlamak
• Eski hukuk sisteminin çağın gereklerini karşılayamaması
• Laik hukuk sisteminin oluşturulmak istenmesi
• Hukuki alanda kadın-erkek eşitliğini sağlamak
Medeni Kanun Avrupa’da hazırlanan en son Medeni Kanun olması, pratik çözümler üretmesi,
laik bir anlayışla hazırlanması, demokratik olması, açık ve anlaşılır olması, kadın-erkek eşitliği
getirmesi dolayısıyla İsviçre’den alınmıştır.
• Hukuk alanında birlik sağlandı.
• Osmanlı döneminde Ahmet Cevdet Paşa tarafından oluşturulan Mecelle yürürlükten
kalkmıştır.
• Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma yetkilerine son verilmiştir.
• Kadın - erkek arasında eşitlik sağlanmıştır.
• Kadınlara ekonomik ve sosyal haklar tanınmıştır.
• Kadınlara istediği mesleğe girme hakkı tanınmıştır.
• Kadınlara boşanma hakkı verilmiştir.
• Kadınlara çocuğun velayetini alma hakkı tanınmıştır.
• Resmi nikâh zorunlu hale getirilmiştir.
• Boşanma belli şartlara bağlanmıştır.
• Tek eşlilik zorunlu hale getirilmiştir.
• Mirasta kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır.
• Şahitlikte eşitlik getirilmiştir.
• Modern Türk aile yapısı oluşturulmuştur.
• Kanun önünde herkes eşit sayılmıştır.
• Kadınlara Belediye seçimlerine katılma hakkı (1930) İlk kadın Belediye Başkanı
Sadiye Ardahan (Artvin) ’dır.
• Kadınlara Muhtarlıklara seçilme hakkı (1933) İlk kadın Muhtar Gül Esin
(Aydın)’dir.
• Kadınlara Milletvekili seçme ve seçilme hakkı (1934)
3. EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
Nedenleri
• Eğitimde birliği sağlamak
• Çağdaş eğitim sistemini kurmak
• Teknik eleman yetiştirmek
• Kız ve erkek çocuklar için eğitim alanında eşitliği sağlamak
Not: İzmir İktisat Kongresi sırasında Latin alfabesinin kabulü teklif edilmiş ancak gündem dışı
olduğu için kabul edilmemiştir. Mustafa Kemal, “Bu iş ya 3 ay içinde olur ya da hiç olmaz”
sözünü Latin harflerinin kabulü için söylemiştir.
MİLLET MEKTEPLERİ’NİN AÇILMASI (1929)
• Latin harflerinin kabul dilmesinden sonra Türk halkına yeni harflerle okuma - yazma
öğretmek için açılmış mekteplerdir. Millet Mektepleri’nin yayın organı Halk Mecmuası’dır.
Mustafa Kemal Millet Mektepleri’nde ilk dersi Tekirdağ'da vermiştir. Mustafa Kemal Millet
Mektepleri’nin Başöğretmeni seçilmiştir. 15 - 45 yaş arası herkesin bu kurslara devam etme
zorunluluğu bulunmaktadır. Millet Mektepleri’nin açılmasından sonra ülkede okuma-yazma
bilenlerin sayısı büyük bir oranda artmıştır.
• Türk tarihini araştırmak, Türk tarihinin zenginliklerini ortaya koymak, Türk tarihini zararlı
yabancı tarih tezlerinden kurtarmak, Türklerden önce Anadolu'da yaşamış toplulukları
araştırmak, Türklerin sarı ırktan olmadığını ortaya koymak, Türklerin dünya medeniyetine
katkılarını ortaya koymak amacıyla kurulmuştur. Türk Tarih Kurumu’nun ilk başkanı Mehmet
Tevfik Bıyıklıoğlu’dur. Yapılan çalışmalar sonucunda “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı eser
oluşturulmuş ve bu eser liselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Türk Tarih Kurumu’nun
yayın organı Belleten Dergisi’dir.
• Türk dilini araştırmak, Türk dilinin zenginliklerini ortaya koymak, Türk dilini bilim dili
haline getirmek, Türk dilini yabancı kelimelerin etkisinden korumak, aydın dili ile halk dili
arasındaki açığı kapatmak, teknik terimlere Türkçe karşılık bulmak, Türkçenin kurallarını
belirlemek amacıyla kurulmuştur. Türk Dil Kurumu’nun ilk Başkanı Samih Rıfat
Horozcu’dur. Güneş Dil Teorisi (1936) ile Türkçenin dünyadaki ilk diller arasında olduğu
savunulmuş ancak çok kabul görmemiştir.
ÜNİVERSİTE REFORMU (1933)
• Üniversite Reformu kapsamında İsviçre’deki Cenevre Üniversitesi Pedagog Profesörü Albert Malche
ülkemize gelmiş ve araştırmalar yapmıştır. Yaptığı araştırmalar sonrasında rapor sunmuştur. Raporunda
dil eğitimine ağırlık verilmesi, öğrencilerin sınavla alınması, teknik bilginin arttırılması gerektiğini
belirtmiştir.
Nedenleri
§ Toplumsal alanda Laikleşmeyi sağlamak
§ Toplumsal eşitliği sağlamak
§ Türk milletini Batılı ülkelerin halklarıyla yakınlaştırmak
• Kılık - kıyafetteki bölgesel farklılığı ortadan kaldırarak çağdaş görünümü sağlamak için
çıkarılmıştır. Sadece erkeklerin şapka giymesi zorunlu hale getirilmiştir, kadınlarla ilgili yasal
bir düzenleme yapılmamıştır. Devlet memurlarına şapka zorunluluğu getirilmiştir. Fes, kalpak,
sarık gibi başlıklar yasaklandı. Mustafa Kemal ilk kez Kastamonu gezisi sırasında şapkayı
tanıtmıştır. 1934’te din adamlarının Mabetler ve Ayinler dışında dini kıyafetlerle dolaşmaları
yasaklanmıştır. Bu düzenlemeden Diyanet İşleri Başkanı, Patrik, Hahambaşı muaf tutulmuştur.
(Bazı Kisvelerin Giyilmeyeceğine Dair Kanun)
TEKKE, ZAVİYE VE TÜRBELERİN KAPATILMASI (1925)
• Osmanlı Devleti’nin son döneminde tekke ve zaviyeler halkın dini duygularını sömüren
ve süreç içerisinde siyasete karışan yerler haline gelmişlerdir. Tekke, zaviye ve türbelerin
kapatılmasının yanında Şeyh, Derviş, Mürid, Çelebi, Seyyid gibi dini unvanların
kullanılması da yasaklandı. Tarikatların yasaklanmasında Şeyh Sait İsyanı’nın (1925) da
etkisi bulunmaktadır. Ayrıca muskacılık, büyücülük, üfürükçülük, türbedarlık gibi
faaliyetler de yasaklanmıştır.
Not: Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik yapılarak ülke içindeki uygulamalarda birlik
sağlanmıştır.
Nedenleri
Not: Kurtuluş Savaşı devam ederken Mustafa Kemal bağımsız ekonomi politikasının tespiti
için Ziya Gökalp başkanlığında bir heyeti görevlendirmiştir.
İZMİR İKTİSAT KONGRESİ (1923)
• Halkın üzerinde ekonomik yükümlülük olan Aşar vergisi kaldırılarak halkı ekonomik anlamda
rahatlatmak hedeflenmiştir.
• Türk kara sularında yolcu ve yük taşıma hakkının Türk vatandaşlara verilmesidir. Kanunun
kabul edildiği 1 Temmuz Denizcilik Bayramı - Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.
• Özel teşebbüsü desteklemek için çıkarılmış kanundur. Devlet bu kanunla bina, nakliye, vergi
gibi konularda özel sektörü desteklemiştir. Ancak Özel sektörün elinde sermayenin olmaması,
teknik eleman yetersizliği, teknik bilgi yetersizliği, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımının
etkisiyle başarı elde edilememiştir. Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun başarısız olması ve Dünya
Ekonomik Bunalımı’nın yaşanması sonrasında Devletçilik ilkesi benimsenmiş ve önemli
yatırımlar devlet eliyle gerçekleştirilmiştir.
BİRİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI (1933)
• Etibank (1935)
Madenciliği geliştirmek amacıyla kurulmuştur.
Not: Atatürk’ün siyasi tartışmaların dışında tuttuğu ve asla taviz vermediği iki ilkesi
bulunmaktadır. Bunlar: Cumhuriyetçilik ve Laikliktir.
CUMHURİYETÇİLİK
İlgili Kavramlar: Seçim, demokrasi, oy, meclis, parti, milli egemenlik, halk iradesi, anayasa,
siyaset vb.
ü TBMM’nin açılması
ü Saltanatın kaldırılması
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Erkan-ı Harbiye Vekaleti’nin kaldırılması
ü Cumhuriyet’in ilanı
ü Siyasi partilerin kurulması
ü 1921, 1924 Anayasalarının kabulü
ü Seçmen yaşının düşürülmesi
ü Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanları
§ Mustafa Kemal (1923 - 1938)
§ İsmet İnönü (1938 - 1950)
§ Celal Bayar (1950- 1960)
§ Cemal Gürsel (1960 – 1966 )
§ Cevdet Sunay (1966 - 1973)
§ Fahri Korutürk (1973 - 1980)
§ Kenan Evren (1982 - 1989)
§ Turgut Özal (1989 - 1993)
§ Süleyman Demirel (1993 - 2000)
§ Ahmet Necdet Sezer (2000 - 2007)
§ Abdullah Gül (2007 - 2014)
MİLLİYETÇİLİK
• Milletin varlığını sürdürmek ve yüceltmek için diğer bireylerle birlikte hareket etmek ve bu
bilinci diğer kuşaklara da taşımaktır. Atatürk'ün millet anlayışı ırk esasına dayalı değildir.
İlgili Kavramlar: Dil, tarih, kültür, millet, vatan sevgisi, Türk, yurt birliği, milli bağımsızlık,
milli birlik ve beraberlik vb.
İlgili Kavramlar: Eşitlik, adalet, halk, sosyal devlet, sınıfsız toplum vb.
ü TBMM’nin açılması
ü Saltanatın kaldırılması
ü Cumhuriyet’in ilanı
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Harf İnkılabı
ü Millet Mektepleri
ü Halkevleri
ü Medeni Kanun
ü Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
ü Soyadı Kanunu
ü Unvanların kaldırılması
ü Aşar vergisinin kaldırılması
ü Sağlık alanında yapılan çalışmalar
LAİKLİK
İlgili Kavramlar: Din, akılcılık ve bilimsellik, din ve vicdan hürriyeti, mezhep ve ibadet
özgürlüğü, çağdaşlaşma vb.
ü Saltanatın kaldırılması
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Medeni Kanun
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Medreselerin kapatılması
ü Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
ü Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması
ü Harf İnkılabı
ü Kılık- Kıyafet Kanunu
Laikleşme Aşamaları
• Ekonomik bir ilkedir. 1931’den itibaren resmen uygulamaya konulmuştur. Devletin milletin
mutluluğu ve refahı için ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda müdahalelerde
bulunmasına Devletçilik adı verilir. Ekonomide devletin işletmeci, girişimci olarak görev
almasıdır. Devletçilik ilkesi karma ekonomiyi temel ilke olarak almıştır. Devlet bir yandan
özel teşebbüsü desteklemiş bir yandan da kendisi işletmeler kurmuştur.
İlgili Kavramlar: Ekonomi, iktisat, para, sanayi, yatırım, kalkınma, girişimci, müteşebbis,
ü Saltanatın kaldırılması
ü Cumhuriyet’in ilanı
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Medeni Kanun
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Harf İnkılabı
ü Miladi Takvim
ü Ölçülerde değişiklik
ü Hafta sonu tatilinin pazara alınması
ATATÜRK DÖNEMİ
TÜRK DIŞ POLİTİKASI
Türk Dış Politikasının Temel İlkeleri
Atatürk dönemi Türk Dış Politikası 1923-1932 ve 1932-1939 dönemleri olmak üzere iki
bölüme ayrılmaktadır.
PATRİKHANE SORUNU (1924)
• Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanmış bir sorundur. Mübadele kapsamında olan
VI.Konstantinos’un Patrik olarak atanması üzerine Türkiye tepkisini ortaya koymuştur.
Yunanistan’ın konuyu Lahey Divanı’na taşımak istemesi üzerine Türkiye konunun iç
meselesi olduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin kararlı tutumu sonrasında Konstantinos istifa
ediyor yerine Vasilios Yeorgiadis atanmıştır.
• Lozan Antlaşması’nda Musul Sorunu çözümlenemeyen tek sorundur. İngiltere zengin petrol
yataklarına sahip olmasından dolayı Musul'u Irak’a bırakmak istiyordu. Bu sorunu çözmek
için İstanbul'da Haliç Konferansı (Türkiye - İngiltere 1924) toplanmıştır.. Haliç
Konferansı’na Türkiye’yi temsilen Ali Fethi Okyar katılmıştır. İkili görüşmelerden bir sonuç
çıkmayınca Musul sorunu Milletler Cemiyeti’ne taşınmıştır. Milletler Cemiyeti’nin
Musul’un Irak'a bırakılmasını uygun görmesi üzerine Türkiye Musul'a askeri harekat kararı
almıştır. Musul Sorunu’nun gündemde olduğu dönemde İngilizlerin kışkırtmasıyla Şeyh Sait
isyanı çıkmıştır. Bu isyanın çıkması sonrasında yapılan 1926 Ankara Antlaşması ile Musul,
Kerkük İngilizlerin kontrolündeki Irak’a bırakılmıştır. Ayrıca Irak petrol gelirlerinin %10'u
25 yıl süreyle Türkiye’ye verilmiştir. (Türkiye bu hakkından 500.000 İngiliz sterlini alarak
vazgeçmiştir.) Antlaşmayı Türkiye adına Tevfik Rüştü Aras imzalamıştır.
Not: 1926 Ankara Antlaşması ile Musul’un Irak’a bırakılması Misak-ı Milli’den taviz
verildiğini göstermektedir.
MÜBADELE (ETABLİ) SORUNU (1930)
• Lozan Antlaşması’na göre; İstanbul'daki Rumlar ile Batı Trakya'daki Türkler dışında
Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler karşılıklı olarak yer değiştirecekti. Ancak
Yunanistan İstanbul’da daha fazla Rum bırakmak istiyordu. Anlaşmazlığı çözmek için konu
Milletler Cemiyeti’ne taşındı. Ancak Milletler Cemiyeti’nden bir sonuç çıkmadı. Bunun
üzerine Türk - Yunan ilişkileri gerginleşti. Yunanistan Batı Trakya’daki Türklerin mallarına el
koydu, Türkiye’de İstanbul’daki Rumları mallarına el koydu. 1930 yılında Etabli (Ahali
Mübadelesi) Antlaşmasını imzalanarak sorun giderildi. Bu antlaşma ile İstanbul'daki Rumlar
ile Batı Trakya’daki Türkler hangi tarihte geldiğine bakılmaksızın yerleşik sayılmıştır. Nüfus
Mübadelesi sorununun çözülmesi, Yunan başbakanı Venizelos’un Mustafa Kemal’i Nobel
Barış ödülüne aday göstermesi, karşılıklı ziyaretlerin gerçekleşmesi ilişkilerin düzelmesini
beraberinde getirmiştir. İlişkilerin iyi yönde gelişmesi Balkan Antantı’nın imzalanmasına da
zemin oluşturmuştur. Türk - Yunan ilişkileri 1954 Kıbrıs sorunundan sonra bozulmuştur.
BORÇLAR SORUNU
• Lozan Barış Antlaşması’nda Osmanlı borçları Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında
paylaştırılmıştır. Ancak borçlar konusu tekrar gündeme gelmiştir. 1929 Dünya Ekonomik
Bunalımı’nın ortaya çıkmasından sonra borçların ödenememesi özellikle Fransa ile
ilişkilerimizi bozmuştur. 1933’te Paris’te yapılan antlaşma ile borçların faizi indirilip
taksitlerle ödenebilecek yeni bir düzenleme yapılmıştır. Türkiye, ABD başkanının
yayınladığı Hoover Moratoryumu’ndan faydalanmış ve 1954 yılında Osmanlı borçlarının
son taksitini ödemiştir. Ayrıca Türkiye’nin Adana - Mersin demir yolunu satın almak
istemesi Fransa ile sorun yaşanmasına neden olmuştur. Bu sorun 1929’da yapılan antlaşma
ile Türkiye lehine çözümlenmiştir.
• Milletler Cemiyeti I. Dünya Savaşı’ndan sonra kalıcı barış ortamını korumak amacıyla 10
Ocak 1920’de Cenevre’de kurulmuş uluslararası bir kuruluştur. Milletler Cemiyeti’nin
Musul meselesinin çözümlenmesinde İngiltere lehinde karar alması, tarafsız hareket
etmemesi nedeniyle Türkiye’nin bu kuruluşa katılması gecikmiştir. Türkiye bu kuruluşa
İspanya’nın isteği Yunanistan’ın desteğiyle 1932 yılında üye olmuştur. Türkiye’nin
Milletler Cemiyeti’ndeki ilk temsilcisi Cemal Hüsnü Taray’dır. Türkiye’nin Milletler
Cemiyeti’ne üye olması boğazlar sorununun Türkiye lehinde çözülmesini kolaylaştırmıştır.
BALKAN ANTANTI (1934)
Not: Bulgaristan Balkanlar bölgesinde yayılmacı politikalar uyguladığı için bu antanta üye
olmamıştır.
Not: Türkiye Balkan Antantı ile batı sınırlarını güvenlik altına almıştır. II. Dünya Savaşı’nın
çıkması üzerine bu kuruluş geçerliliğini yitirmiştir.
NYON KONFERANSI (1937)
• İtalya’nın Akdeniz’de denizaltı korsanlığı yapması üzerine Akdeniz’e kıyısı olan devletler
arasında geçekleştirilmiş konferanstır.
Not: İtalya Montrö'de yapılan görüşmelere katılmamış, sözleşmeyi daha sonradan imzalamıştır. (1938)
SADABAT PAKTI (1937)
• İtalya'nın Habeşistan’ı işgal etmesi üzerine Türkiye, İran, Irak, Afganistan arasında Tahran
(İran) merkezli kurulmuştur. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras temsil etmiştir.
Pakta üye olan devletler birbirlerinin içişlerine karışmayacak ve sınırlarına saygı
duyacaklardır.
Not: Türkiye ile arasında Hatay sorununun, Irak ile arasında sınır sorunlarının olması nedeniyle
Suriye bu kuruluşa üye olmamıştır.
Not: Pakistan henüz bağımsız bir devlet olmadığı için kuruluşa üye olmamıştır.
Not: Türkiye Sadabat Paktı ile doğu sınırlarını güvenlik altına almıştır. II. Dünya Savaşı’nın
çıkmasıyla geçerliliğini yitirmiştir.
HATAY’IN ANAVATANA KATILMASI (SANCAK SORUNU - 1939)
• Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politikalar izlemesi üzerine Fransa, Suriye üzerindeki
manda yönetimini kaldırmıştır. Türkiye de Hatay Sorunu’nu Milletler Cemiyeti’ne
taşımıştır. Milletler Cemiyeti Türkiye lehinde karar almıştır. 1938 yılında Bağımsız Hatay
Devleti kuruldu. Bu devletin Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, Başbakanı Abdurrahman
Melek, Meclis Başkanı ise Abdülgani Türkmen seçilmiştir. 1939’da Hatay Millet Meclisi
tarafından yapılan oylama sonucunda Hatay anavatana bağlanma kararı almıştır.
Sandler Raporu: Milletler Cemiyeti’nin İsveç temsilcisi Sandler Hatay ve çevresinde Türk
nüfusunun çoğunlukta olduğunu belirtmiş ve sancak meselesinin çözümü için bir komisyon
kurulmasını teklif etmiştir.
Not: 1923’de Mustafa Kemal Adana’ya yaptığı bir gezide Hatay'dan gelen Türk heyetine
“Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz, günü gelecek sizde
kurtulacaksınız” demiştir. Ayrıca “Bu benim için bir namus meselesidir”, “Benim şahsi
sorunumdur” sözlerini de Hatay Sorunu için söylemiştir. Mustafa Kemal Hatay sorunu ile
ilgili Kurun (Vakit) gazetesinde Asım Us takma adıyla hükümeti eleştiren yazılar yazmıştır.
BOZKURT - LOTUS OLAYI (1926)
• Türk gemisi olan Bozkurt ve Fransız gemisi olan Lotus'un Ege Denizi’nde çarpışması ve kaza
sonucunda Bozkurt gemisinin batması olayıdır. Kaza sonrasında sekiz Türk vatandaşı hayatını
kaybetmiştir. Konu Milletler Cemiyeti’ne (Adalet Divanı) taşınmış ve Türkiye lehinde karar
çıkmıştır. Türkiye’yi bu olayda Mahmut Esat Bozkurt temsil etmiştir.
• SSCB'nin Briand - Kellog Paktı’nın güttüğü amaca benzer bir protokolü kendi komşuları
arasında da yürürlüğe koymak için hazırladığı bir protokoldür. Türkiye 1929’da bu pakta üye
olmuştur.
Milletler Cemiyeti’ne Taşınan Konular
§ Bozkurt - Lotus Sorunu
§ Patrikhane Sorunu
§ Musul Sorunu
§ Nüfus Mübadelesi
§ Boğazlar Sorunu (Montrö Boğazlar Sözleşmesi)
§ Hatay (Sancak) Sorunu