You are on page 1of 194

20.

YÜZYIL BAŞLARINDA
OSMANLI DEVLETİ
OSMANLI DEVLETİ’Nİ PARÇALANMAKTAN KURTARMAK İÇİN ORTAYA
ATILAN FİKİR AKIMLARI

Osmanlıcılık
• Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan tüm milleti dil, din, ırk, mezhep ayrımı
yapmaksızın Osmanlı vatandaşı kimliğinde birleştirerek devletin yıkılmasını önlemeye
çalışan fikir akımıdır.
• Genç Osmanlılar (Jön Türkler) bu fikrin önemli savunucularıdır.
• I. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olan fikir akımıdır.
• Balkan Savaşları sonucunda etkisini kaybetmiştir.
• Temsilcileri: Namık Kemal, Mithat Paşa, Ali Suavi, Şinasi, Ziya Paşa

Batıcılık
• Batı’nın bilim, teknik ve buluşlarının Osmanlı’ya taşınarak Osmanlı’yı parçalanmaktan
kurtarmayı hedeflemektedir.
• Temsilcileri: Tevfik Fikret, Abdullah Cevdet, Celal Nuri, Baha Tevfik
İslamcılık (Ümmetçilik)
• Bütün Müslümanları halife ve İslam inancı etrafında birleştirmeyi hedefleyen fikir akımıdır.
• II. Abdülhamit döneminde devlet politikası haline getirilmiştir.
• I. Dünya Savaşı sürecinde etkisini kaybetmiştir.
• Temsilcileri: Cemaleddin Afgani, Said Halim Paşa, Ahmet Hamdi Akseki, Mehmet Akif
Ersoy, II. Abdülhamit, İsmail Fenni

Türkçülük (Turancılık)
• Türkleri bir çatı altında toplamayı hedefleyen fikir akımıdır.
• II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olan fikir akımıdır.
• I. Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen Sarıkamış Harekatı Turancılık fikrinin
gerçekleştirilemeyeceğini ortaya koymuştur.
• Temsilcileri: Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Mehmet Emin Yurdakul, Yusuf Akçura,
Gaspıralı İsmail
Adem-i Merkeziyetçilik
• Prens Sabahattin tarafından savunulan fikir akımıdır.
• Yerel yönetimlerin güçlendirilerek devletin parçalanmaktan kurtarılabileceğini
savunmuştur.

TRABLUSGARP (LİBYA) SAVAŞI (1911 - 1912)


Nedenleri:

1. İtalya’nın siyasi birliğini geç tamamladıktan sonra sömürgecilik yarışına dahil olmak
istemesi
2. Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması
3. Trablusgarp’ın yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin olması
4. Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı koruyacak güçte olmaması
5. İtalya’nın İngiltere ve Fransa’nın onayını alması
6. İtalya’nın Habeşistan yenilgisini telafi etmek istemesi
7. İtalya’nın bölgeye medeniyet getireceğini iddia etmesi
8. Rusya’nın Racconigi Antlaşması ile İtalya’yı desteklemesi
• Osmanlı Devleti bölgeye denizden ve karadan yardım gönderemedi. Bölgeye giden
gönüllü askerler vasıtasıyla yerel halk İtalyanlara karşı örgütlendi.

• İtalya Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için Rodos ve Oniki Ada’yı işgal etti.
Çanakkale Boğazı’nı ablukaya aldı. Trablusgarp Savaşı devam ederken Balkan Savaşı’nın
patlak vermesi üzerine İtalya ile Uşi (Ouchy) Antlaşması imzalanmıştır.

Uşi Antlaşması(1912)

• Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya bırakıldı.


• Rodos ve Oniki Ada geçici olarak İtalya’ya bırakıldı.
• Trablusgarp dini bakımdan Osmanlı halifesine bağlı kalacak.
• İtalya, Osmanlı Devleti’nin kapitülasyonları kaldırma isteğine karşı çıkmayacak, destek
olacak.
Ø Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını kaybetmiştir.
Ø Mustafa Kemal’in ilk savaşıdır.
Ø Mustafa Kemal’in sömürgeciliğe (emperyalizm) karşı verdiği ilk mücadelesidir.
Ø İlk kez bir savaşta uçak kullanıldı. (İtalya)
Ø Osmanlı Devleti üç kıtada toprağı olma özelliğini kaybetmiştir.
Ø Mustafa Kemal’in rütbesi Binbaşılığa yükseltilmiştir.

• Mustafa Kemal, Enver Bey, Nuri Conker, Fuat Bulca, Fethi Okyar, Ali Çetinkaya, Süreyya
Yiğit, Halit Paşa Trablusgarp’a bölgeye gizlice gitmişlerdir. Mustafa Kemal Gazeteci Şerif
(Tanin Gazetesi) takma adıyla Derne ve Tobruk'a, Enver Bey ise Kuyumcu Hamdi Bey
takma adıyla Bingazi'ye gitmiş ve önemli başarılar elde etmiştir.
I. BALKAN SAVAŞI (1912 — 1913)

Nedenleri:
1. Balkan devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlardan atmak istemesi
2. Fransız İhtilali’nin ortaya çıkardığı milliyetçilik akımı
3. Rusya’nın Balkan devletlerini kışkırtması (Panslavizm)
4.Avrupalı devletlerin azınlık isyanlarını desteklemesi
5. Reval (Tallin) Görüşmesi ile İngiltere’nin Rusya’yı Balkan
politikasında serbest bırakması
6. Balkan devletlerinin Makedonya'da ıslahat yapılmasını istemeleri
YUNANİSTAN
BULGARİSTAN OSMANLI
SIRBİSTAN DEVLETİ
KARADAĞ

Karadağ’ın Osmanlı’ya saldırması üzerine savaş başlamış ve savaşı Osmanlı Devleti


kaybetmiştir.
Londra Antlaşması
Ø Midye - Enez çizgisinin batısında kalan topraklar kaybedildi.
Ø Midye - Enez çizgisi Osmanlı - Bulgaristan arasında sınır oldu.
Ø Bozcaada (Taşoz), Gökçeada (İmroz) ve Tavşan Adası dışındaki Ege Adaları kaybedildi.

Sonuçları:
§ Makedonya, Doğu Trakya, Batı Trakya, Ege Adaları kaybedildi.
§ Batı Trakya Türk azınlık sorunu ortaya çıktı.
§ Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.

Not: Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olan son Balkan devleti Arnavutluk’tur. Bu bağımsızlıktan
sonra Osmanlıcılık fikir akımı yerine Milliyetçilik - Türkçülük fikir akımı ön plana çıktı.
• Balkanlardaki Türkler Anadolu’ya göç etmeye başladı. (Balkanlarda Müslüman nüfus azaldı)

Not: Rauf Orbay “Hamidiye Kahramanı” Enver Paşa “Edirne Fatihi” olarak tanınmıştır.
Babıâli Baskını (23 Ocak 1913)

I. Balkan Savaşı yenilgisinden sonra İttihat ve Terakkicilerin düzenlediği askeri darbedir.


Babıâli Baskını sonucunda Kamil Paşa Hükümeti yerine Mahmut Şevket Paşa Hükümeti
kuruldu. Bu hükümet darbesinden sonra İttihat ve Terakki’nin yönetimdeki etkinliği artmıştır.
Mustafa Kemal ordunun siyasete karışması üzerine İttihat ve Terakkicilerden ayrılmıştır

II. BALKAN SAVAŞI (1913)

Nedenleri
1. Londra Antlaşması’nda Bulgaristan’ın fazla pay alması
2. Balkan milletlerinin bu durumdan rahatsız olması
3. Romanya’nın Bulgaristan‘dan Dobruca bölgesini istemesi

YUNANİSTAN
SIRBİSTAN BULGARİSTAN
KARADAĞ
ROMANYA
• Osmanlı Devleti de savaşı fırsat olarak gördü ve savaşa katıldı. Mustafa Kemal Edirne
ve Kırklareli’nin alınmasında etkili olmuştur.

Bükreş Antlaşması (1913)


• Balkan devletlerinin kendi aralarında yaptığı antlaşmadır. Bulgaristan’ın aldığı fazla
toprakları kendi aralarında paylaşmışlardır.

İstanbul Antlaşması (1913)


• Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında yapılmış antlaşmadır. Meriç Nehri iki devlet
arasında sınır olarak kabul edildi. Edirne, Kırklareli, Dimetoka Osmanlı Devleti’ne
bırakıldı. Bulgaristan’daki Türkler azınlık durumuna düştü.
Atina Antlaşması (1913)
• Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında yapılan antlaşmadır. Selanik, Yanya, Girit
Yunanistan’a bırakıldı. Bölgedeki Türkler azınlık durumuna düştü.

İstanbul Antlaşması (1914)


• Osmanlı Devleti ile sınır bağlantısı kalmayan Sırbistan ile yapılan antlaşmadır. Bölgede
bulunan Türklerin haklarını korumak adına maddeler içermektedir.

Osmanlı Devleti’nin Balkan Savaşları’nı Kaybetmesinin Nedenleri


1. Birçok cephede savaşılması
2. Balkanlardaki ordunun savaş öncesinde terhis edilmesi
3. Cephane yetersizliği
4. Ordunun içine siyasetin karışması
5. Ulaşım ve haberleşme olanaklarının yetersiz olması
I. DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI
I. DÜNYA SAVAŞI (1914 - 1918)

Genel Nedenler
1. Sanayi İnkılabının ortaya çıkardığı sömürgecilik yarışı -ham madde ve pazar arayışı
2. Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan milliyetçilik akımı
3. Devletler arası silahlanma yarışı
4. Devletler arası bloklaşma (gruplaşma)
Özel Nedenler

1. Almanya ile İngiltere arasındaki sömürgecilik yarışı


2. Almanya ve Fransa arasındaki Alsas-Loren sorunu
3. İngiltere’nin sömürgelerini korumak istemesi
4. Rusya’nın sıcak denizlere inmek istemesi (Panslavizm)
5. Japonya’nın Asya’da yayılmacı politikalar uygulaması
6. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Sırbistan arasında Bosna-Hersek sorunu
7. Avusturya-Macaristan arasındaki Balkan hakimiyeti sorunu
Savaşın Görünür Nedeni: Avusturya - Macaristan veliahtı Ferdinand’ın Sırplı bir
milliyetçi (Gavrilo Principle) tarafından Saraybosna gezisi sırasında öldürülmesi
üzerine Avusturya- Macaristan Sırbistan’a savaş ilan etmiştir. Panslavizm politikası
izleyerek Slav topluluklarını kendi kontrolüne almak isteyen Rusya Sırbistan’a destek
vermiş ve Avusturya- Macaristan’a savaş ilan etmiştir. Sonrasında Almanya, Fransa ve
Rusya’ya savaş açmıştır. Böylece diğer devletlerin de dahil olmasıyla I. Dünya Savaşı
başlamıştır.

İtilaf (Anlaşma) Devletleri İttifak (Bağdaşma) Devletleri


İngiltere Almanya
Savaş Başlamadan Önce Fransa Avusturya – Macaristan
Rusya İtalya
İngiltere
Fransa
Rusya
Sırbistan Almanya
İtalya Avusturya – Macaristan
Savaş Başladıktan Sonra
Romanya Osmanlı Devleti
Yunanistan Bulgaristan
Japonya
Brezilya
ABD
• İtalya 1915 Londra Antlaşması ile taraf değiştirerek İtilaf Devletleri safına geçmiştir.
Osmanlı Devleti savaşın başında tarafsızlığını ilan etti, boğazları kapattı, borçların
ödenmesinin ertelendiğini duyurdu, kapitülasyonların kaldırıldığını ilan etti.

• Osmanlı’nın kapitülasyonları kaldırmasına karşı çıkan ilk devlet Almanya’dır. Çünkü


Almanya’nın da Osmanlı Devleti üzerinde emelleri bulunuyordu.
Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın Yanında Savaşa Girmesinin Nedenleri
1. İttihat ve Terakki Partisi’nin Alman hayranlığı
2. Savaşı Almanya’nın kazanacağına inanılması
3. Osmanlı Devleti’nin kaybettiği toprakları geri almak istemesi
4. Kapitülasyonlardan ve borçlardan kurtulma isteği
5. İngiltere’den sipariş edilen savaş gemilerinin Osmanlı’ya verilmemesi

Almanya'nın Osmanlı Devleti’ni Yanında Savaşa Sokmak istemesinin Nedenleri

1. Devleti’nin coğrafik konumundan faydalanmak istemesi


2. Osmanlı Devleti’nin dini gücünden yararlanmak istemesi
3. Yeni cepheler açarak savaş yükünü hafifletmek istemesi
4. İngiltere’nin sömürgelerine giden yolları kesmek istemesi
5. Osmanlı Devleti’nin demografik gücünden yararlanmak istemesi
6. Berlin-Bağdat demiryolunu kurarak Musul - Kerkük petrollerinden yararlanmak istemesi
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
• İki Alman gemisinin İngiltere’den kaçarak Osmanlı’ya sığınması üzerine Osmanlı
Devleti bu iki gemiyi satın aldığını ilan etmiştir. (Goben, Brezlav-Yavuz, Midilli) Bu iki
geminin Karadeniz’e açılarak Rus limanlarını (Sivastapol, Odessa ve Kefe) bombalaması
üzerine Osmanlı Devleti kendini aniden savaşın içinde bulmuştur.

CEPHELER

Taarruz Cepheleri Savunma Cepheleri Yardımcı Cepheler

Kafkasya Cephesi Çanakkale Cephesi Galiçya Cephesi

Kanal Cephesi Suriye – Filistin Cephesi Romanya Cephesi

Irak – Basra Cephesi Makedonya Cephesi

Hicaz – Yemen Cephesi


A) TAARRUZ CEPHELERİ

1. Kafkasya Cephesi

Nedenleri
1. Rusya’nın güneye inmesini engellemek
2. Turancılık fikrini gerçekleştirmek
3. Kars, Ardahan, Batum’u geri almak
4. Bakü petrollerini ele geçirmek
5. İngiltere’nin sömürge yollarını kesmek

• Enver Paşa önderliğinde Sarıkamış Harekatı düzenlendi. Ancak başarısızlıkla


sonuçlandı.
Tehcir Kanunu (Sevk ve İskan) (1915)

• Millet-i Sadıka olarak adlandırılan Ermeniler milliyetçilik akımının ve Avrupalı


devletlerin etkisiyle Osmanlı Devleti'ne karşı isyan etmiştir. Ermenilerin Ruslarla iş birliği
içerisinde olması dolayısıyla Osmanlı bölgenin güvenliğini sağlamak için problem çıkaran
Ermenileri bölgeden uzaklaştırmak için kanun çıkarmıştır.

• Doğu Anadolu’daki Ermeniler Suriye bölgesine göç ettirildi.

• Amaç cephe gerisini güvenlik altına almaktır.


• Rusya’da Bolşevik İhtilali’nin ortaya çıkmasından sonra Rusya 1918 Brest - Litowski
Antlaşması ile savaştan çekilmiştir. Antlaşma ile Kafkasya Cephesi kapandı. Rusya
Kars, Ardahan ve Batum’u (Elviye-i Selase) Osmanlı Devleti’ne geri verdi.

• Başarısız olunmasına rağmen toprak kazanılan tek cephedir.

• Mustafa Kemal 16. Kolordu komutanı olarak Kafkasya Cephesi’ne gelerek Muş ve
Bitlis’i Ruslardan geri almıştır. Mustafa Kemal’e generallik rütbesi ve Altın Kılıç
Madalyası verilmiştir.
2. Kanal Cephesi

Nedenleri:
1. Almanya’nın isteği
2. Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek
3. Mısır'ı ele geçirmek
4. İngiltere’nin sömürge yollarını kesmek

• Cemal Paşa komutasında İtilaflarla mücadele edildi. Araplar, Osmanlılara karşı


ayaklandı. Ümmetçilik anlayışı bu cephede başarısız oldu.
B) SAVUNMA CEPHELERİ

1. Çanakkale Cephesi (Aydınlar Savaşı - Centilmenler Savaşı)

Nedenleri:
1.İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya denizden yardım götürmek istemesi
2.İtilaf Devletleri’nin boğazlar ve İstanbul’u ele geçirerek Osmanlı'yı savaş dışı bırakmak
istemeleri
3.Savaşın süresini kısaltmak
4.Savaşa girmeyen Balkan milletlerini kendi tarafında savaşa sokarak Almanya’ya karşı
Balkanlar üzerinden yeni bir cephe açmak
5.Osmanlı’nın Süveyş Kanalı üzerindeki etkisini kırmak
Sonuçları:
1. Kapanan ilk cephedir.
2. İtilaf Devletleri Rusya’ya yardım ulaştıramadı.
3. Bolşevik İhtilali patlak verdi ve Rusya savaştan çekildi.
4. İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u ve boğazları almasına engel olundu.
5. Savaşın süresi uzadı.
6. Bulgaristan İttifak Devletleri’nin yanında savaşa girdi. Böylece Osmanlı ile Almanya
arasında kara bağlantısı sağlandı.
7. Mustafa Kemal Anadolu’da ve dünyada tanınan bir komutan haline geldi.
8.Mustafa Kemal’in Milli Mücadele’nin lideri olmasında Çanakkale Cephesi’nde
başarıları etkili olmuştur.
9. Mustafa Kemal’in rütbesi albay olmuştur.
• İtilaf Devletleri Nusret Mayın Gemisi’nin boğazlara döşediği mayınlara çarpmıştır.
19. Tümen Komutanı olan Mustafa Kemal Conkbayırı’nda 57. Alay’a “Ben size
taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” demiştir.

• 18 Mart Kahramanı Cevat Paşa (Çobanlı)’dır. Mustafa Kemal Anafartalar


Kahramanı’dır. Ayrıca başarılarından dolayı Mustafa Kemal’e Osmanlı İmtiyaz Nişanı
verilmiştir.
2. Irak-Basra Cephesi

Nedenleri
1. Musul ve Abadan petrollerini ele geçirmek
2. Rusya’ya karadan yardım götürmek
3. İngiltere’nin sömürge yollarını korumak istemesi

• Araplar, Osmanlı’ya karşı ayaklandı. Araplarda ümmetçilik anlayışı önemini


kaybederken milliyetçilik anlayışı ön plana çıktı. Selman-ı Pak Muharebesi’nde Halil
Kut Paşa önderliğinde Kut’ül Amare’de İngilizler (General Townshend) yenilgiye
uğratıldı. Kazım Karabekir de Çöl Fatihi olarak anılmaktadır.
3. Suriye - Filistin Cephesi

• En son açılan cephedir. Mustafa Kemal bu cephede 7. Orduda görev almıştır. Daha
sonradan Yıldırım Orduları Grup Komutanı olmuştur. I. Dünya Savaşı’nda mücadele
ettiği son cephedir. Araplar, Osmanlı’ya karşı ayaklandı, ümmetçilik anlayışı sona
ermiştir. İngilizler Filistin ve Kudüs’ü ele geçirmiştir. Mustafa Kemal bu cephedeyken
Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayarak I. Dünya Savaşı’ndan
ayrılmıştır.

4. Hicaz - Yemen Cephesi

• En son kapanan cephedir. Hicaz bölgesi kaybedildi. (Mekke, Medine, Taif) Araplar,
Osmanlı’ya karşı ayaklandı ve ümmetçilik anlayışı tamamen sona erdi. Fahrettin Paşa
Çöl Kaplanı, Çöl Ortasında Plevne Kahramanı olarak anılmaktadır. Ayrıca Medine
Müdafii unvanı da bulunmaktadır.
C) YARDIMCI CEPHELERİ

Romanya, Galiçya ve Makedonya Cephesi

• Müttefiklerimize yardım etmek için açılan cephelerdir. Bu cephelerde Romanya,


Rusya ve Fransa’ya karşı savaşılmıştır.

Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı’nda Mücadele Ettiği Cepheler

1. Çanakkale Cephesi
2. Kafkas Cephesi
3. Suriye - Filistin Cephesi
ABD’nin Savaşa Girmesi (1917)

• ABD savaşın başında yalnızlık politikası uygulayarak savaşa katılmayacağını


duyurmuştur. Ancak İtilaf Devletleri’ne silah satması Almanya’yı rahatsız etmiştir.
Almanya’nın denizaltılarıyla ABD yolcu ve ticaret gemilerini batırması üzerine ABD İtilaf
Devletleri’nin yanında savaşa girdi. ABD’nin savaşa girmesiyle savaşta güç dengesi
İtilaflar lehinde değişmiştir.
Wilson İlkeleri (Prensipleri) (8 Ocak 1918)

1.Yenen devletler yenilen devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacak.


2.Osmanlı topraklarında Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelere Türk egemenliği hakkı
sağlanacak.
3.Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kurulacak.
4.Devletler arası gizli antlaşmalar yapılmayacak, açık diplomasi uygulanacak.
5.Boğazlar tüm devletlere açılacak.
6.Her ulus kendi geleceğine kendi karar verecek. (Self Determinasyon)
7.Sömürgecilik yapılmayacak.
8.Almanya Alsas - Loren’i Fransa'ya verecek.
9.Polonya ve Belçika Devleti kurulacak.

• Wilson ilkeleri itilaf Devletleri’nin aleyhine olmasına rağmen ABD’yi kaybetmemek için
kabul etmişlerdir.
I. Dünya Savaşı Sırasında İmzalanan Gizli Antlaşmalar (1915 - 1917)
1.İstanbul (Boğazlar) Antlaşması (1915): İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapıldı.
Boğazlar ve çevresi Rusya’ya bırakıldı.
2.Londra Antlaşması (1915): İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya arasında yapıldı. Antalya ve
çevresi İtalya’ya verildi.
3.Mac Mahon Antlaşması (1916): İngiltere - Arap arasında yapıldı. İngilizler Hicaz Emiri
Şerif Hüseyin’e İngiltere’ye vereceği destek için bağımsız Arabistan vadettiler.
4.Sykes - Picot Antlaşması (1916): İngiltere ve Fransa Ortadoğu topraklarını kendi
aralarında paylaştılar.
5.Saint Jean De Maurienne Antlaşması 1917): İngiltere, Fransa, İtalya arasında yapıldı.
İtalya’ya İzmir ve çevresi verildi.
6.Petrograd Antlaşması (1916): İngiltere, Fransa, Rusya arasında yapıldı. Rusya’ya Doğu
Karadeniz ve Doğu Anadolu verildi.
7.Balfour Deklarasyonu (1917): İngiltere ile Yahudiler arasında yapıldı. Filistin'de İsrail
Devleti’nin kurulmasına karar verildi.
I. Dünya Savaşı’nı Bitiren Ateşkes Antlaşmaları

Ø Osmanlı Devleti – Mondros


Ø Bulgaristan - Selanik
Ø Avusturya - Macaristan İmparatorluğu - Villa Gusti
Ø Almanya – Rethandes

I. Dünya Savaşını Bitiren Barış Antlaşmaları

Ø Osmanlı Devleti – Sevr


Ø Bulgaristan – Nöyyi
Ø Macaristan – Trianon
Ø Avusturya - Saint Germen
Ø Almanya – Versay
I. Dünya Savaşı’nın Sonuçları

1. Dünya siyasi haritası değişti.


2. Osmanlı Devleti, Avusturya- Macaristan ve Rus Çarlığı gibi imparatorluklar
parçalandı.
3. Yıkılan devletlerin topraklarında yeni devletler kuruldu.
4. Rus toprakları üzerinde Letonya, Estonya, Litvanya, Ukrayna.
5. Avusturya-Macaristan topraklarında Avusturya, Macaristan, Çekoslovakya ve
Yugoslavya.
6. Almanya topraklarında Polonya devleti kuruldu.
7. Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kuruldu.
8. Almanya’da nazizm, İtalya’da faşizm, Rusya’da komünizm rejimleri ortaya çıktı.
9. İlk kez denizaltı, tank ve kimyasal silahlar bu savaşta kullanıldı.
10. Halkın savaştan etkilenmesini önlemek için sivil savunma örgütleri kuruldu.
• I. Dünya Savaşı’ndan ilk çekilen devlet Japonya,
• I. Dünya Savaşı’na son katılan devlet Yunanistan,
• İttifak grubundan ilk ayrılan devlet Bulgaristan,
• İttifak grubundan son ayrılan devlet Almanya,
• I. Dünya Savaşı’ndan en karlı çıkan devlet İngiltere,
• I. Dünya Savaşı’nda taraf değiştiren tek devlet İtalya,
• I. Dünya Savaşı’na sonradan katılıp savaşın süresini kısaltan devlet ABD’dir.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 EKİM 1918)

Osmanlı Devleti’nin Mondros Ateşkes Antlaşması’nı İmzalamasını Kolaylaştıran


Etkenler

1. Osmanlı Devleti’nin Wilson İlkeleri’ne güvenmesi


2. Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi
3. Osmanlı Devleti’nin silah ve cephane bakımından yetersiz olması

• Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda Agamemnon Zırhlısı’nda Osmanlı Devleti


adına Bahriye Nazırı Rauf Orbay, Reşat Hikmet Bey, Sadullah Efendi, İtilaf Devletleri
adına İngiliz Amiral Calthorpe katılmıştır. Osmanlı Devleti bu antlaşma ile fiilen yok
sayılmıştır.
Maddeleri:

1. Osmanlı ordusu terhis edilecek ve savaş gemileri İtilaflara teslim edilecek.


2. Hükümet haberleşmesi dışında tüm telgraf, telsiz ve kabloları İtilafların kontrolünde
olacak.
3. İstanbul ve Boğazlar İtilaf Devletleri’nin kontrolüne bırakılacak.
4. Toros tünelleri İtilafların kontrolünde olacak.
5. İtilaf Devletleri esirleri serbest bırakılacak.
6. Kafkaslarda ve İran içerisinde bulunan Osmanlı orduları savaş öncesindeki sınırlara geri
çekilecek. Bu madde Kars, Ardahan ve Batum'un boşaltılmasına neden olmuştur.
7.İtilaf Devletleri kömür, mazot, yağ maddelerini Osmanlı topraklarından temin edecekler.
8. 7. Madde: İtilaf Devletleri güvenliklerinin tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması
halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacak. (amaç yapılacak işgallere
hukuki dayanak oluşturmak)
9. 24. Madde: Vilayet-i Sitte’de (Doğuda 6 ilde Erzurum, Van, Sivas, Diyarbakır, Elazığ,
Bitlis) karışıklık çıkarsa bu bölgeler İtilaflar tarafından işgal edilecek. (amaç Doğu
Anadolu’da Ermeni Devleti’nin kurulmasına zemin oluşturmak)
Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan Sonra Yapılan İşgaller

Musul, Samsun, Merzifon, İzmit,


İngiltere
Eskişehir, Kütahya
Antep, Urfa, Maraş, Adana, Hatay,
Fransa
Zonguldak, Balıkesir, Bursa
İtalya Antalya, Muğla, Burdur, Isparta
Ermeniler Doğu Anadolu Bölgesi
• Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra Osmanlı topraklarında ilk işgal edilen yer
Musul’dur. Anadolu’da işgal edilen ve halk direnişinin başladığı ilk yer Hatay
Dörtyol’dur. (Mehmet Çavuş ve Kara Hasan Paşa) Batı Anadolu’da ilk işgal edilen yer
Ayvalık’tır. 15 Mayıs 1919’da İzmir Yunanlar tarafından işgal edilmiştir.

• Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra başlayan işgallere karşı halkın ilk tepkisi milli
cemiyetler kurmak olmuştur. Daha sonra Kuvayımilliye birlikleri kurularak silahlı
mücadele başlatılmıştır.

• Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra Mustafa Kemal İstanbul’a gelmiştir.


Mustafa Kemal İtilaf Devletleri’nin donanmalarını İstanbul'da görünce yaveri Cevat
Abbas’a “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylemiştir.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)

ü I. Dünya Savaşı’ndan sonra kalıcı barış antlaşmalarını imzalamak ve dünya düzenini


kurmak için İtilaf Devletleri tarafından toplanmıştır.
ü Dünya Savaşını bitiren barış antlaşmalarının maddeleri belirlenmiştir.
ü İtilaf Devletleri arasında ilk kez anlaşmazlık ortaya çıktı. Savaşın başında Batı Anadolu
gizli antlaşmalarla İtalya’ya vaat edilmişti. Ancak savaşın sonunda İzmir ve çevresi
İngiltere tarafından Yunanistan’a verilmiştir. İngiltere Batı Anadolu’da güçlü bir İtalya
yerine güçsüz olan Yunanistan’ı tercih etmiştir.
ü Sömürgecilik anlayışı yerine manda ve himaye, savaş tazminatı yerine de onarı bedeli
kabul edilmiştir.
ü Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti‘nin kurulmasına karar verildi.
ü Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kuruldu.

Hrisantos Raporu: Karadeniz’in Rumlara ait olduğunu iddia eden rapordur. Rumlar Paris
Barış Konferansına katılarak bu raporu sunmuşlardır. Gerçek dışı bir rapor olduğu için kabul
edilmemiştir.
İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)

Nedenleri:
1. Yunanların İzmir’in eski bir Yunan toprağı olduğunu iddia etmesi
2. Paris Barış Konferansı’nda Batı Anadolu’nun Yunanlara verilmiş olması
3. İzmir’deki Rumların Türkler tarafından öldürüldüklerini iddia etmeleri
4. Wilson İlkeleri’ne dayanarak İzmir’de Rum nüfusunun fazla olduğunu iddia etmeleri

• İzmir’in işgali ilhak (sınırlarına katma) amacıyla yapıldığı için halk İzmir’in işgaline
büyük bir tepki göstermiştir. Ulusal bilincin uyanmasında etkili olmuştur.
• İzmir'in işgali sırasında Yaşasın Venizelos demediği için Albay Süleyman Fethi Bey
öldürülmüştür. İzmir’in işgaline karşı Maşatlık, Sultan Ahmet, Fatih gibi birçok
yerde protesto mitingleri düzenlenmiştir.

• İzmir işgalinde Hukuk-u Beşer Gazetesi’nin başyazarı olan Hasan Tahsin (Osman
Nevres) silahını ateşleyerek Yunan askerlerini vurmuş ve sonrasında şehit edilmiştir.
Hasan Tahsin’in bu eylemi ulusal bilincin uyanmasında ve Kuvayımilliye’nin
kurulmasında büyük bir etkiye sahiptir.

Amiral Bristol Raporu: Milli Mücadele’nin haklı davasını ve İzmir işgalinin haksız
olduğunu dünya kamuoyuna duyuran ilk uluslararası belgedir.

Milne Hattı: İngiliz General Milne, Kuvayımilliye ile Yunan güçleri arasında Milne
Hattı’nı kurarak Kuvayımilliye’nin ilerlemesine engel olarak Yunan güçlerini korumak
istemiştir.
Kuvayımilliye’nin Kurulma Nedenleri

1. İtilaf Devletleri’nin ülke topraklarını işgal etmesi


2. Osmanlı ordusunun terhis edilmesi
3. İşgallere karşı koyabilecek bir ordunun olmaması
4. Hükümetin halkın can ve mal güvenliğini sağlayamaması
5. İzmir’in İşgal edilmesi
Kuvayımilliye’nin Özellikleri
1. Bölgesel kuruluşu amaçlamışlardır.
2. Milliyetçilik ve bağımsızlık ruhuyla hareket etmişlerdir.
3. Askeri eğitim ve disiplinden yoksundurlar.
4. Düşmanı yavaşlatmışlardır.
5. İhtiyaçlarını halktan karşılamışlardır.
6. Mustafa Kemal’e zaman kazandırmışlardır.
7. Anadolu’daki birçok ayaklanmanın bastırılmasında etkili olmuşlardır.
8. Düzenli ordunun kurulmasıyla işlevi sona ermiştir.
CEMİYETLER

Zararlı Cemiyetler Yararlı (Milli) Cemiyetler

Milli Varlığa Azınlıkların Kurduğu


Düşman Cemiyetler Cemiyetler
Zararlı Cemiyetler

Milli Varlığa Azınlıkların Kurduğu


Düşman Cemiyetler Cemiyetler
1. Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti
2. Teali İslam Cemiyeti
3. Kürt Teali Cemiyeti
4. Hürriyet ve İtilaf Cemiyeti
5. Wilson Prensipleri Cemiyeti
6. İngiliz Mühipleri Cemiyeti Rumların Kurduğu Ermenilerin Kurduğu Yahudilerin Kurduğu
Cemiyetler Cemiyetler Cemiyetler

1. Etnik-i Eterya Cemiyeti Hınçak, Taşnak ve Alyans İsrailist ve


2. Mavri Mira Cemiyeti Sütyun Cemiyeti Macabi Cemiyeti
3. Pontus Rum Cemiyeti
4. Kardos Cemiyeti
Yararlı (Milli) Cemiyetler

1. Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti - Yeni Edirne, Ahali gazetesi


2. İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
3. İzmir Reddi İlhak Cemiyeti
4. Kilikyalılar Cemiyeti
5. Trabzon Müdafaa-i Hukuki Milliye Cemiyeti - İstikbal gazetesi ve Işık
dergisi
6. Milli Kongre Cemiyeti – basın-yayın
7. Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuki Milliye Cemiyeti - Albayrak, Lepays ve
Hadisat gazeteleri
8. Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti
9. Gizli Karakol Cemiyeti
10. Mim Mim Grubu
CEMİYETLER

1. Zararlı Cemiyetler

A. Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler

a. Rumların Kurduğu Cemiyetler


Etnik-i Eterya Cemiyeti: 1814’te Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasını sağlamak
amacıyla kurulmuştur. Bir diğer amacı İstanbul, Doğu Trakya ve Batı Anadolu’yu ele
geçirerek Megalo İdea’yı (Eski Bizans’ı tekrar canlandırmak) gerçekleştirmektir.
Mavri Mira Cemiyeti: Fener Rum Patrikhanesi’nin desteğiyle kurulmuş zararlı bir
cemiyettir. Amacı Megalo İdea’yı gerçekleştirmektir. Mavri Mira Cemiyeti azınlıklar
tarafından kurulan cemiyetler arasındaki en geniş kapsamlı faaliyet gösteren cemiyettir.
Pontus Rum Cemiyeti: Amacı Karadeniz bölgesindeki eski Pontus Rum
İmparatorluğu’nu tekrar canlandırmaktır.
Kardos Cemiyeti: Karadeniz bölgesindeki eski Pontus Rum İmparatorluğu’nu tekrar
canlandırmayı amaçlamıştır.
b. Ermenilerin Kurduğu Cemiyetler
Taşnak Sütyun ve Hınçak Cemiyeti: Bu cemiyetin amacı Doğu Anadolu bölgesinde
Ermeni Devleti kurmaktır.

c. Yahudilerin Kurduğu Cemiyetler


Alyans İsrailist ve Macabi Cemiyeti: Amacı Filistin toprakları üzerinde bir İsrail
Devleti kurmaktır.
B. Milli Varlığa Düşman Cemiyetler

Sulh ve Selameti Osmaniye Cemiyeti: Kurtuluşu padişah ve halifeye bağlılıkta görmüştür.


İslam Teali Cemiyeti: Kurtuluşu padişah ve halifeye bağlılıkta görmüştür.
Kürt Teali Cemiyeti: Doğu Anadolu bölgesinde Kürt Devleti kurmayı amaçlamıştır.
Hürriyet ve İtilaf Cemiyeti: İttihat ve Terakki Partisi’ne muhalefet için kurulmuştur. Milli
Mücadele’ye karşı bir cemiyettir.
İngiliz Muhipleri Cemiyeti: İngiliz manda ve himayesini savunmuştur.
Wilson Prensipleri Cemiyeti: ABD manda ve himayesini savunmuştur.
Nigehban Cemiyeti: Emekli subaylar tarafından kurulmuştur. Milli Mücadele’ye karşı olan
ayaklanmaları desteklemiştir.
Trabzon ve Havalisi Âdem-i Merkeziyet Cemiyeti: Trabzon ve çevresinde bölgesel ve özerk
bir yönetim anlayışını savunmuştur.
2. Yararlı (Milli) Cemiyetler

Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: Kurulan ilk yararlı cemiyettir. Trakya
bölgesindeki Yunan işgaline engel olmak amacıyla kurulmuştur. Yeni Edirne, Ahali
gazetelerini çıkarmıştır.
İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti: İzmir’deki Yunan işgaline engel olmak için kurulmuştur.
İzmir Reddi İlhak Cemiyeti: Yunanların İzmir işgaline engel olmayı hedeflemiştir.
Kilikyalılar Cemiyeti: Adana (Çukurova) bölgesindeki Ermeni faaliyetlerine engel olmayı
amaçlamıştır.
Trabzon Müdafaa-i Hukuki Milliye Cemiyeti: Karadeniz bölgesindeki Rum faaliyetlerine
engel olmak amacıyla kurulmuştur. İstikbal gazetesi ve Işık dergisini çıkarmıştır.
Milli Kongre Cemiyeti: Dr. Esat Işık tarafından kurulmuş ve yapılan tüm işgallerin haksız
olduğunu basın-yayın yoluyla dünyaya duyurmayı amaçlamıştır. Ulusal olan tek cemiyettir.

Not: Kuvayımilliye’den bahseden ilk cemiyet Milli Kongre Cemiyeti’dir.


Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuki Milliye Cemiyeti: Doğu Anadolu bölgesinde Ermenilerin
faaliyetlerine ve Ermeni Devleti’nin kurulmasına mani olmayı hedeflemiştir. Albayrak,
Lepays ve Hadisat gazetelerini çıkarmıştır.
Kars İslam Şurası: Yeni bir devlet kurmayı amaçlamıştır. En son kapanan cemiyettir.
Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti: Sivas bölgesinde Melek hanım tarafından
kurulmuş yararlı bir cemiyettir.
Gizli Karakol Cemiyeti
Mim Mim Grubu
Yararlı (Milli) Cemiyetlerin Özellikleri
1. Bölgesel hareket etmektedirler.
2. Bağımsızlığı hedeflemişlerdir.
3. Milliyetçilik ilkesiyle hareket etmektedirler.
4. İtilaf Devletleri’ni işgallerine engel olmak için kuruldular.
5. Halkı mücadele için örgütlemişlerdir.
6. Merkezi bir otoriteye bağlı değiller.
7. Siyasi partilerle ilişki kurmamışlardır.
8. Birçok kongrenin toplanmasına öncülük ettiler.
9. Basın - yayın yolunu kullandılar. Daha sonradan silahlı mücadeleye girmişlerdir.
10. Çoğunluğu İstanbul merkezli kurulmuştur.
MİLLİ MÜCADELE
HAZIRLIK DÖNEMİ
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI (19 MAYIS 1919)

• Mustafa Kemal Samsun bölgesinde karışıklıkların çıkması üzerine 9. Ordu Müfettişi


(merkezi Erzurum) olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmıştır. 9. Ordu Müfettişliği
daha sonradan 3. Ordu Müfettişliği’ne dönüştürülmüştür.

Mustafa Kemal’in Görevleri


§ Bölgedeki güvenliği sağlamak
§ Halkı mücadeleye teşvik eden gruplara engel olmak
§ Halkın elindeki silah ve cephaneyi toplamak
§ Mondros’un 7. maddesinin uygulanmasına engel olmak
Samsun Raporu (22 Mayıs 1919)

• Mustafa Kemal Samsun’da çıkan karışıkların Türklerden değil Rumlardan kaynaklı


olduğunu belirtmiştir. Bu raporu yayınladıktan sonra halkı Milli Mücadele doğrultusunda
örgütlemek için Havza’ya gitmiştir.

HAVZA GENELGESİ (28 MAYIS 1919)

• İzmir ve diğer bölgelerin işgaline karşı mitingler düzenlenecek


• Yapılan mitinglerde azınlık halka zarar verilmeyecek
• Büyük devletlerin temsilciliklerine ve İstanbul Hükümeti’ne protesto telgrafları çekilecek
• Halkın ve ordunun elindeki silahlar teslim edilmeyecek
Önemi:
§ Milli Mücadele’nin ilk belgesidir.
§ Mustafa Kemal ilk kez resmi görevinin dışına çıkmıştır.
§ Mustafa Kemal ilk kez Havza Genelgesi’ni yayınladıktan sonra İstanbul Hükümeti
tarafından geri çağrılmıştır.
§ Mustafa Kemal’in İstanbul Hükümeti ile yaşadığı ilk görüş ayrılığıdır.
§ Mustafa Kemal Havza Genelgesi’ni komutanlara, valilere, yerel yöneticilere,
Anadolu’daki milli kuruluşlara göndermiştir.

Not: Ordusunu terhis etmeyen komutanlar Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Cafer
Tayyar'dır.
AMASYA GENELGESİ (TAMİMİ) (22 HAZİRAN 1919)

§ Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.


Yorum: Kurtuluş savaşının amacı ve gerekçesi belirtilmiştir
• İstanbul Hükümeti üzerine aldığı sorumlulukları yerine getirememektedir. Bu durum
ulusumuzu yok olmuş tanıtıyor.
Yorum: Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesi belirtilmiştir.
• Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
Yorum: Kurtuluş Savaşı’nın yöntemi belirtilmiştir. Milli egemenlikten ilk kez bahsedilmiştir.
• Her bakımdan güvenli olan Sivas’ta ulusal bir kongre toplanacaktır.
Yorum: Amasya Genelgesi’nde Sivas Kongresi’nin toplanmasına karar verilmiştir.
• Sivas Kongresi’ne her ilden üç temsilci seçilecek ve temsilcilerin seçimini Müdafaa-i Hukuk,
Redd-i İlhak ve Belediyeler yapacak.
Yorum: Milli Mücadele yanlısı temsilcilerin seçilmesini sağlamak.
• Halkın içinde bulunduğu durumu dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden uzak
milli bir heyet kurulmalıdır.
Yorum: Temsil Heyeti’nin kurulması gerekliliğinden bahsedilmiştir.
• Askeri ve sivil teşkilatlar terk edilmeyecektir.
Amasya Genelgesi’nde İmzası ve Onayı Olanlar
Refet Bele
Rauf Orbay
Ali Fuat Cebesoy
Kazım Karabekir
Mersinli Cemal Paşa

Not: Mustafa Kemal önemli komutanların imzasını ve onayını alarak Milli Mücadele’yi
kişisellikten çıkarmayı amaçlamıştır. Amasya Genelgesi’ni kaleme alan kişi Cevat Abbas
Gürer’dir.
Önemi:
§ Mustafa Kemal “Artık İstanbul Anadolu’ya hâkim değil, tabi olmak mecburiyetindedir”
demiştir.
§ İhtilal niteliği taşımaktadır.
§ Milli Mücadele’nin amacı, gerekçesi ve yöntemi belirtilmiştir.
§ Mustafa Kemal ikinci kez İstanbul Hükümeti tarafından geri çağrılmıştır.
§ Milli egemenlik ilkesi ilk kez gündeme gelmiştir.
§ Mustafa Kemal’in resmi görevi devam ederken yaptığı son faaliyet Amasya Genelgesi’ni
yayınlamaktır.
§ Mustafa Kemal Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasından sonra resmi görevinden ve askerlik
mesleğinden istifa ederek sine-i millete dönmüştür.
BALIKESİR VE ALAŞEHİR KONGRELERİ

§ İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti tarafından düzenlenmiştir.


§ Hacım Muhittin başkanlığında toplanmıştır.
§ Batı Cephesi’nin kurulmasında etkili olmuştur.
§ Toplanış şekli ve aldığı kararlar bakımından bölgesel bir kongredir.
§ Kongrede padişaha bağlı olduklarını bildirmişlerdir.
§ Alaşehir Kongresi’nde Yunanlara karşı İtilaf Devletleri ile görüşülebileceği fikri ortaya
atılmıştır. (Manda ve himaye düşüncesi bulunmaktadır.)

Not: Alaşehir Kongresi Batı Anadolu’da toplanan en geniş kapsamlı kongredir.


Not: Toplanan ilk kongre Kars İslam Şurası’dır. (1918)
Not: Toplanan son kongre Pozantı Kongresi’dir. Mustafa Kemal de katılmıştır. (1920)
Not: Batı Anadolu’da toplanan son kongre Afyon Kongresi’dir. Mustafa Kemal de
katılmıştır. (1920)
ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ - 7 AĞUSTOS 1919)

• Mustafa Kemal’in sivil olarak yaptığı ilk faaliyet Erzurum Kongresi’ne katılmak
olmuştur. İstanbul Hükümeti tarafından Mustafa Kemal’i tutuklama kararı alınmıştır.
Ancak Kazım Karabekir kararı uygulamayarak Mustafa Kemal’e bağlılığını
bildirmiştir.

• Erzurum Kongresi’ni Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Trabzon


Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti toplamıştır.

• Kongrenin toplanma amacı Doğu Anadolu bölgesindeki Ermeni faaliyetlerine engel


olmaktır.

• Mustafa Kemal ve Rauf Orbay’ın Erzurum Kongresi’ne katılabilmeleri için Cevat


Dursunoğlu ve Kazım Yurdalan istifa etmiştir.
• Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
Yorum: İlk kez sınırlardan bahsedilmiştir.
• Manda ve himaye kabul edilemez.
• İstanbul Hükümeti üstüne aldığı görevi yerine getirmezse geçici bir hükümet kurulacak.
• Azınlıklara siyasi ve sosyal dengemizi bozacak haklar verilmeyecektir.
• Temsil Heyeti oluşturulmuştur.
Yorum: 9 kişiden oluşmaktadır. Doğu Anadolu bölgesini kapsamaktadır. Başkanı Mustafa
Kemal’dir.
• Mebusan Meclisi derhal toplanmalıdır.
• Sömürgecilik amacı gütmeyen devletlerin teknik, sanayi ve ekonomik yardımları kabul
edilebilir.
• Kuvayımilliye’yi etkin milli iradeyi hâkim kılmak esastır.
Yorum: Milli egemenlik vurgusu yapılmıştır.
• Doğudaki tüm cemiyetler bir çatı altında toplanmıştır.
Yorum: Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adını almıştır.

Önemi:
§ Toplanış bakımından bölgesel ancak aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
§ Elazığ, Diyarbakır, Mardin delegeleri kongreye katılamamıştır.
SİVAS KONGRESİ (4-11 EYLÜL 1919)

•Sivas Kongresi’nin toplanma kararı Amasya Genelgesi’nde alınmıştı. İstanbul Hükümeti


ve İtilaf Devletleri kongrenin toplanmasını engellemeye çalışmışlar, ancak başarılı
olamamışlardır.

•Kongrede kongre başkanlığı, manda ve himaye ve padişaha bağlılık telgrafı çekilmesi


konularında tartışmalar yaşanmıştır.
• Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar aynen kabul edilmiştir.
• Bütün milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında
birleştirilmiştir.
Yorum: Milli Mücadele’nin tek elden yönetilmesi hedeflenmiştir. Birlik ve beraberlik
sağlanmıştır.
• Manda ve himaye son kez reddedildi.
• Halkı Milli Mücadele konusunda doğru bilgilendirmek için İrade-i Milliye gazetesinin
çıkarılmasına karar verildi.
• Azınlıklara ayrıcalık verilmeyeceği belirtilmiştir.
• Mebusan Meclisi derhal toplanmalıdır.
• Temsil Heyeti’nin sayısı ve yetkileri arttırılarak tüm ülkeyi temsil eder hale getirildi.
Yorum: Temsil Heyeti ulusal hale getirildi. 15 kişilikten oluşuyor ve başkanı Mustafa
Kemal’dir.
• Batı Cephesi Kuvayımilliye Komutanı olarak Ali Fuat Cebesoy atandı.
Yorum: Temsil Heyeti ilk kez yürütme yetkisini kullanmıştır.
Not: Sadrazam Damat Ferit Paşa görevinden istifa etti. Yerine Ali Rıza Paşa Hükümeti
kuruldu.
Yorum: Temsil Heyeti’nin ilk siyasi başarısıdır.

Önemi:
§ Toplanış ve aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir.
§ İttihatçılarla hiçbir ilgilerinin olmadığına dair delegelere yemin ettirilmiştir.
§ Sivas Kongresi’nin toplanmasını engellemek için Elazığ Valisi Ali Galip ve Ankara
Valisi Muhittin Paşa görevlendirilmiştir. Ancak başarılı olamamışlardır.
§ Mustafa Kemal Sivas Kongresi sonrası General Harbord ile görüşmüştür.
AMASYA GÖRÜŞMELERİ (PROTOKOLÜ) (20 - 22 EKİM 1919)

•İstanbul Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal,
Rauf Orbay, Bekir Sami Bey görüşmelere katılmıştır.

Temsil Heyeti’nin İstanbul Hükümeti’nden İstekleri


• Erzurum ve Sivas Kongresi’nde alınan kararların kabul edilmesi
• Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin varlığının tanınması
• Mebusan Meclisi’nin İstanbul dışında toplanması
• Barış görüşmelerine katılacak heyetin seçilmesinde Temsil Heyeti’nin görüşünün alınması

Not: Mustafa Kemal Mebusan Meclisi’nin bağımsız kararlar alabilmesi için İstanbul dışında
toplanmasını istemiştir. Ancak İstanbul Hükümeti kabul etmemiştir.
Önemi:
§ İstanbul Hükümeti Temsil Heyeti’nin varlığını hukuken tanımıştır.
§ Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti İstanbul Hükümeti tarafından tanındı.
§ Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin İstanbul’da toplanmasına karar verildi.

AMASYA GÖRÜŞMELERİ’NDEN SONRA SİVAS’TA YAPILAN KOMUTANLAR


TOPLANTISI (16 - 28 KASIM 1919)

Bu Toplantı Sonunda;
1. Mebusan Meclisinin İstanbul’da toplanması kabul edilmiştir.
2. Temsil Heyeti görevine devam edecektir kararı alınmıştır.
3. Milletvekillerinin güvenliğinin sağlanacağı kararı alınmıştır.
TEMSİL HEYETİ’NİN ANKARA’YA TAŞINMASI (27 ARALIK 1919)

Nedenleri
1. Ankara'nın işgale uğramamış güvenli bir bölgede olması
2. İstanbul ve Batı Cephesi’ne yakın olması
3. Ulaşım ve haberleşme ağının elverişli olması
4. Ankara'da Ali Fuat Cebesoy’un başında bulunduğu 20. Kolordu’nun bulunması
5. Anadolu'ya hâkim bir konuma sahip olması
6. Halkının Milli Mücadele’yi desteklemesi
Mustafa Kemal’in Mebuslardan İstekleri

§ Mustafa Kemal’in meclis başkanı seçilmesi


§ Misak-i Milli kararlarının kabul edilmesi
§ Müdafaa-i Hukuk grubunun kurulması
§ Ali Rıza Paşa Hükümetine güvenoyunun verilmemesi
SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN TOPLANMASI (12 OCAK 1920)

• Mustafa Kemal son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Erzurum’dan milletvekili


seçilmiş ancak güvenlik gerekçesiyle katılmamıştır. İtilaf Devletleri kendi aleyhlerine
bir kararın alınmayacağını ve yapılacak antlaşmaya meclisin onay vereceğini
düşündükleri için Mebusan Meclisi’nin toplanmasına engel olmak için herhangi bir
çalışma yapmamışlardır.

İstanbul’da alınan kararlar


Ø Mustafa Kemal meclis başkanı seçilmemiştir. (Meclis başkanı olarak Reşat Hikmet
Bey seçilmiş, ölümü üzerine yerine Celalettin Arif Bey seçilmiştir.)
Ø Müdafaa-i Hukuk grubu yerine Felah-ı Vatan grubu kurulmuştur.
Ø Misak-i Milli kararları alınmıştır.

Ø Ali Rıza Paşa Hükümetine güvenoyu verilmiştir.


MİSAK-İ MİLLİ KARARLARI (28 OCAK 1920)

1. Milli Sınırlar içinde vatan bir bütündür parçalanamaz.


2. Batı Trakya, Kars, Ardahan, Batum'da (Elviye-i Selase) gerekirse halk oylaması
yapılabilir. (Türk nüfusunun çoğunlukta olduğuna güvenilmiştir.)
3. Araplar kendi geleceklerine kendileri karar verecektir.
4. Azınlıklara komşu ülkelerdeki Müslümanlara tanınan haklar kadar hak tanınacaktır.
(Uluslararası eşitlik ilkesine uygun hareket edilmiştir.)
5. Boğazlar ilgili devletlerin kararıyla ticaret gemilerine açılacaktır.
6. Siyasi, adli ve mali gelişmemizi engelleyen ayrıcalıklar (kapitülasyonlar) kaldırılacaktır.
7. Dış borçlar imkanlar dahilinde ödenecektir.

Not: Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandığında sınırları içerisinde yer almayıp Misak-ı
Milli sınırları içinde kabul edilen bölge Batı Trakya'dır.
İstanbul’un Resmen İşgali (16 Mart 1920)
•Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misak-i Milli kararlarının alınması üzerine İtilaf
Devletleri resmen İstanbul’u işgal etmişlerdir. İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal edip
meclisi bastılar ve bazı milletvekillerini Malta’ya sürmüşlerdir. Kaçan milletvekilleri ise
Anadolu’ya geçerek Anadolu’daki harekete katıldılar. İşgal sonrasında Salih Paşa
Hükümeti istifa etti, yerine Damat Ferit Hükümeti kuruldu.

§ İstanbul’un işgalini Mustafa Kemal’e Manastırlı Hamdi Bey haber vermiştir.


§ İstanbul’un işgali sırasında Harbiye Nazırı görevindeki Fevzi Çakmak Milli
Mücadele’ye katılmıştır.
§ İstanbul’un işgali ve Mebusan Meclisi’nin dağıtılması sonrasında yeni bir meclise
ihtiyaç duyulmuş ve TBMM’nin açılmasına ortam hazırlamıştır.
İstanbul'un İşgaline Karşı Alınan Önlemler

§ İstanbul ile tüm haberleşme kesildi.


§ İstanbul'daki tutuklamalara karşı Anadolu'daki İtilaf Devletleri’nin subayları
tutuklandı.
§ Geyve - Ulukışla (Adapazarı - Niğde) demir yolları tahrip edildi.
§ Anadolu'daki değerli eşyalar, madenler, paraların İstanbul’a gönderilmesi yasaklandı.
§ Güvenliği bozan kişilere kanuni işlem yapılmasına karar verildi.
I. TBMM’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920 - 1 NİSAN 1923)
• TBMM Sinop milletvekili Şerif Bey’in konuşmasıyla 23 Nisan 1920’de açılmıştır.
Mustafa Kemal I. TBMM’de Ankara’dan milletvekili seçilmiştir.
I. TBMM’nin Özellikleri
1. Kurucu meclistir. (Yeni devlet, ordu, anayasa)
2. İhtilalci meclistir.
3. Savaşçı bir meclistir.
4. Ulusal bir meclistir.
5. Demokratik bir meclistir.
6. Türkiye adını kullanan ilk meclistir.
7. TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur.
8. TBMM güçler birliği ilkesini benimsemiştir. (yasama, yürütme, yargı)
9. Meclis Hükümeti Sistemini benimsemiştir.
10. Olağanüstü yetkilere sahip bir meclistir.
11. Siyasi partiler yoktur, gruplar bulunmaktadır.
24 Nisan Önergesi
1. Hükümet kurmak zorunludur.
2. Geçici bir hükümet başkanı ya da padişah vekili atamak doğru değildir.
3. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
4. TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur.
5. TBMM yasama, yürütme ve yargı yetkisini kendisinde toplamıştır.
6. Yürütme yetkisini, üyeleri meclis içerisinden ve meclis tarafından tek tek seçilen, meclis
başkanının hükümetin de başkanı olduğu İcra Vekilleri Hükümeti (Bakanlar Kurulu)
kullanmaktadır.
7. Padişah ve halife üzerinde bulunduğu baskıdan kurtulduktan sonra meclisin çıkaracağı bir
yasa ile durumu belirlenecektir.
İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu)

Meclis Başkanı: Mustafa Kemal


Dış İşleri bakanı: Bekir Sami Kunduh
İç İşleri Bakanı: Cami Baykut
Milli Savunma Bakanı: Fevzi Çakmak
Maliye Bakanı: Hakkı Behiç Bayiç
Adalet Bakanı: Celalettin Arif
Şeriyye Evkaf Bakanı: Mustafa Fehmi Gerçeker
Sağlık Bakanı: Adnan Adıvar
Bayındırlık Bakanı: İsmail Fazıl Paşa
Milli Eğitim Bakanı: Rıza Nur
Ticaret Bakanı: Yusuf Kemal Tengirşenk
Genelkurmay Başkanı: İsmet İnönü
I. TBMM’deki Gruplar
Müdafaa-i Hukuk grubu (Mustafa Kemal)
Tesanüt grubu (Dayanışma grubu - Eski İttihatçılar)
Halk Zümresi (Bolşevik - Sol)
Islahat grubu (Saltanat yanlısı)
İstiklal grubu
Yeşil Ordu grubu (Çerkez Ethem – Kuva-yi Seyyare)
İttihat grubu
Selamet-i Umumiye grubu
Muhafazayı Mukaddesat grubu

Birinci Grup: Müdafaa-i Hukuk grubu, İstiklal grubu


İkinci Grup: Diğerleri
I. TBMM’de Çıkarılan Kanunlar

Ø Ağnam vergisinin arttırılmasına dair kanun (TBMM’nin çıkardığı ilk kanundur)


Ø Hıyanet-i Vataniye Kanunu
Ø Nisab-ı Müzakere Kanunu
Ø Men-i İsrafat Kanunu
Ø Men-i Müskirat Kanunu
Ø İstiklal Mahkemeleri Kanunu
Ø Firariler Hakkında Kanun
Ø Düzenli ordunun kurulması hakkında kanun
Ø Gümrük vergisinin arttırılmasına dair kanun
Ø Başkomutanlık Kanunu
Ø İstiklal Marşı Kanunu
Ø Teşkilat-ı Esasi Kanunu
Ø 23 Nisan’ın ulusal bayram ilan edilmesiyle ilgili kanun (23 Nisan 1921)
TBMM’YE KARŞI ÇIKAN AYAKLANMALAR

1. İstanbul Hükümeti’nin 2. İstanbul Hükümeti ve İtilaf


Çıkardığı Ayaklanmalar Devletleri’nin Kışkırtmalarıyla
Ortaya Çıkan Ayaklanmalar
• Ahmet Anzavur Ayaklanması
• Kuva-i İnzibatiye Ayaklanması • Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı
(Hilafet Ordusu) Ayaklanmaları
• Çapanoğlu Ayaklanması (Yozgat)
• Çopur Musa Ayaklanması (Afyon)
3. Azınlıkların Çıkardığı • Delibaş Mehmet (Konya)
Ayaklanmalar • Bozkır Ayaklanması (Konya)
• Koçkiri İsyanı (Sivas, Erzincan)
• Rum İsyanları • Şeyh Recep Ayaklanması (Sivas)
• Ermeni İsyanları • Şeyh Eşref Ayaklanması (Bayburt)
Not: İpsiz Recep Doğu Karadeniz’de • Ali Batı Ayaklanması (Mardin)
Rum isyanlarına karşı mücadele etmiştir. • Cemil Çeto Ayaklanması (Batman)
• Milli Aşireti Ayaklanması (Urfa)
• Aynacıoğlu Ayaklanması (Tokat)
4. Kuvayımilliye Yanlısı Olup Sonradan
Ayaklananlar
• Çerkez Ethem Ayaklanması (Kütahya)
• Demirci Mehmet Efe Ayaklanması (Isparta)
• Yörük Ali Efe Ayaklanması (Manisa, Aydın)
Ayaklanmalara Karşı TBMM’nin Aldığı Önlemler

1. Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı.


2. İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
3. İstanbul’la resmi haberleşme kesildi.
4. Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’ye İstanbul Hükümeti’nin fetvasına karşıt fetva
yayınlatılmıştır.
5. Firariler Kanunu çıkarıldı.
6. Damat Ferit vatan haini ilan edilmiş, Türk vatandaşlığından çıkarılmıştır.
7. Tüm resmi görevlere Kuva-i Milliyeciler atandı.
8. Seyyar Jandarma Birlikleri kuruldu.
9. Anadolu Ajansı ve Hâkimiyet-i Milliye ile halk bilinçlendirilmeye çalışıldı.
10. İrşad Heyetleri oluşturuldu
İstiklal Mahkemesi (Aliler Mahkemesi) (1920 – 1927)

Ø Üyeleri milletvekillerinden oluşur.


Ø Kararları temyiz edilemez.
Ø Gezici mahkemelerdir.
Ø Ali Çetinkaya (Kel Ali), Kılıç Ali Bey, Necip Ali Bey İstiklal mahkemesinin
üyeleridir.

§ TBMM'ye karşı çıkan Ayaklanmalar


§ Tekâlif-i Milliye Emirleri
§ Şeyh Sait Ayaklanması (1925)
§ İzmir Suikast Girişimi (1926)’nde görev almıştır.
Ayaklanmaların Sonuçları

1. Meclisin ayaklanmaları bastırması gücünü arttırdı.


2. Kurtuluş Savaşı’nın süresi uzadı.
3. İnsan, malzeme ve zaman kaybı yaşandı.
4. Yunan işgalleri genişledi.
SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 AĞUSTOS 1920)

• San Remo Konferansı’nda İngiltere, Fransa ve İtalya'nın katılımıyla Sevr


Antlaşması’nın maddeleri hazırlanmıştır.

• Osmanlı adına konferansa Tevfik Paşa katılmıştır. Tevfik Paşa şartları ağır bulduğu
için antlaşmayı imzalamadan geri dönmüştür.

• İtilaf Devletleri Yunanlara Milne Hattı’nın aşılması emrini vermesi üzerine Saltanat
Şurası oluşturulmuştur.

• Saltanat Şurası’nda bulunan Damat Ferit Paşa, Rıza Tevfik, Hadi Paşa, Reşat Halis
Bey Paris yakınlarındaki Sevr kasabasında Sevr Antlaşması’nı imzalamışlardır. Saltanat
şurası içerisinde Sevr Antlaşması’nın imzalanmaması yönünde oy kullanan kişi Topçu
Feriki Rıza Paşa’dır.
Maddeleri
§ İstanbul Osmanlı Devleti’nde kalmaya devam edecek ancak Osmanlı anlaşma
şartlarına uymazsa İstanbul işgal edilecektir.
§ Boğazlar bütün devletlerin gemilerine açık olacak, yönetimi içinde Türk bir üyenin
bulunmadığı uluslararası bir komisyona bırakılacaktır .
§ Doğu Anadolu bölgesinde Ermenistan ve Kürt Devleti kurulacak.
§ Azınlıklara geniş haklar tanınacaktır.
§ Osmanlı ordusu 50.700 kişiyle sınırlandırılacak ve ağır silah bulundurulmayacak.
§ Osmanlı donanmasında 13 savaş gemisinden fazlası bulundurulmayacak.
§ İzmir, Batı Anadolu ve Trakya Yunanlara verilecek.
• Mardin, Maraş, Adana, Urfa, Antep, Suriye ve Lübnan Fransa’ya verilecek.
• Güneybatı Anadolu, Antalya, Konya ve Muğla İtalya’ya verilecek.
• Arabistan, Musul ve Irak İngiltere’ye verilecek.
• Rodos ve On İki Ada İtalya’ya, Ege Adaları Yunanistan’a, Kıbrıs İngiltere’ye
verilecek.
• Kapitülasyonlar genişletilecek ve tüm devletler kapitülasyonlardan faydalanacak.
• Osmanlı Devleti İşgal devletlerine savaş tazminatı verecek.
• Osmanlı maliyesi İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan karma bir
komisyonun denetimine bırakılacak ve bu komisyon Duyun-u Umumiye’ye bağlı
olacak.
Özellikleri

• Osmanlı Devleti’nin imzaladığı son antlaşmadır.


• Osmanlı Mebusan Meclisi’nin onayından geçmediği için hukuken geçersiz bir
antlaşmadır.
• Sevr Antlaşması’nı Saltanat Şurası imzalamıştır. (Saltanat Şurası içerisinde bu antlaşmayı
onaylamayan kişi Topçu Feriki Rıza Paşa’dır)
• TBMM antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan edip Türk vatandaşlığından çıkarmıştır.
• Sevr Antlaşması Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla uygulanmamıştır.
Bilecik Görüşmeleri (5 Aralık 1920)

• Tevfik Paşa Hükümeti ile TBMM arasında gerçekleşmiştir. İstanbul Hükümeti adına
Ahmet İzzet Paşa, Salih Paşa, Kazım Paşa ve Münir Bey, TBMM Hükümeti adına
Mustafa Kemal ve İsmet İnönü katılmıştır.

• Not: İstanbul Hükümeti TBMM’nin varlığını hukuken tanımıştır.


Milli Mücadele’de Basın
Milli Mücadele’yi Destekleyen Kuruluşlar

1. İrade-i Milliye Gazetesi 11. Emel Gazetesi


2. Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi 12. Tasvir-i Efkâr Gazetesi
3. Öğüt Gazetesi 13. Vakit Gazetesi
14. İkdam Gazetesi
4. Albayrak Gazetesi
15. İleri Gazetesi
5. Açıksöz Gazetesi 16. Hukuk-u Beşer Gazetesi
6. Minber Gazetesi 17. Sebilürreşad Dergisi
7. Yeni Adana Gazetesi 18. Küçük Mecmua
8. İzmir’e Doğru Gazetesi 19. Yeni Gün Gazetesi
9. İstikbal Gazetesi 20. Akşam Gazetesi
21. Tercüman Gazetesi
10. Ahali Gazetesi 22. Anadolu Ajansı
23.Ceride-i Resmiye
24. Dergâh Gazetesi
Mustafa Kemal’in Katkısıyla Çıkarılan Yayınlar
1. İrade-i Milliye
2. Hakimiyet-i Milliye
3. Anadolu Ajansı
4. Minber Gazetesi
5. Ceride-i Resmiye Milli Mücadele’ye Karşı Olan Yayınlar
1. Peyamı sabah Gazetesi
2. Alemdar Gazetesi
3. Ümit Gazetesi
4. Aydede Gazetesi
5. Güleryüz Gazetesi
6. Türkçe İstanbul Gazetesi
7. İrşad Gazetesi
8. Tan Gazetesi (Tanin Gazetesi)
9. Yeni Dünya Gazetesi
10. Şarkın Sesi Gazetesi
11. Zafer Gazetesi
12. Zincirbent Gazetesi
13. Ferda Gazetesi
Milli Mücadele’yi Konu Alan Eserler

• Halide Edip Adıvar/ Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Türk’ün Ateşle İmtihanı
• Yakup Kadri Karaosmanoğlu/ Yaban, Ankara, Sodom ve Gomore
• Tarık Buğra/ Küçük Ağa
• Kemal Tahir/ Esir Şehrin İnsanları, Yorgun Savaşçı
• Samim Kocagöz/ Kalpaklılar
• Nazım Hikmet/ Kuvayımilliye Destanı
• Turgut Özakman/ Şu Çılgın Türkler
• Ahmet Hamdi Tanpınar/ Sahnenin Dışındakiler
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ
Cepheler

1. Doğu Cephesi 2. Güney Cephesi 3. Batı Cephesi


1. DOĞU CEPHESİ
• TBMM tarafından açılan ilk cephedir.
• Ermenilerle mücadele edilmiştir.
• Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti’nin kurulmasını engellemek ve Kars, Ardahan ve
Batum’u geri almak amacıyla açılmıştır.
• Osmanlı Devleti’nden kalan 15. Kolordu’nun komutanı Kazım Karabekir’dir.
• Kazım Karabekir Ermenileri yenilgiye uğratarak Gümrü’ye kadar ilerlemiştir.
• Doğu Cephesi Ermenilerle imzalanan 2 Aralık 1920 Gümrü Antlaşması ile kapanmıştır.
• Gürcülerle de Batum Antlaşması imzalanmıştır.
• Doğu Cephesi kapanan ilk cephedir.
Gümrü Antlaşması (2 Aralık 1920)

§ Türk- Ermeni arasında silahlı çatışma son bulacak.


§ Aras Nehri ve Çıldır Gölü sınır olarak kabul edilecek.
§ Kars, Kağızman, Kulp, Sarıkamış, Ardahan, Artvin ve Iğdır TBMM’ye verilecek.
§ Ermeniler Misak-ı Milli’yi kabul edecek ve Sevr Antlaşması’ndaki haklarından vazgeçecek.
§ Tehcir Kanunu ile güneye sürülen Ermenilerden masum olanlar ülkelerine geri
dönebilecekler.
§ TBMM adına antlaşmayı Kazım Karabekir imzalamıştır.
Gümrü Antlaşması’nın önemi ve sonuçları

§ TBMM’nin ilk askeri ve siyasi başarısıdır.


§ TBMM’nin ilk antlaşmasıdır.
§ TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk devlet Ermenistan’dır.
§ Sevr’in geçersizliğini kabul eden ilk devlet Ermenistan’dır.
§ Bu anlaşma sonrasında doğudaki güçler batıya aktarılmıştır.
§ Türkiye adı coğrafi bir terim olarak ilk kez bir antlaşmada yer almıştır.
§ Antlaşma imzalandıktan 2 gün sonra Sovyet Rusya Ermenistan’ı işgal ettiği için Gümrü
Antlaşması yürürlüğe girmemiştir. Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra yapılacak olan
Kars Antlaşması’na temel oluşturmuştur.
§ Doğu sınırının çizilmesinde etkili olan antlaşmalar: Gümrü Antlaşması, Moskova Antlaşması
ve Kars Antlaşması’dır.
II. GÜNEY CEPHESİ
• İlk silahlı mücadelenin başladığı cephedir. (Hatay-Dörtyol)

• Fransızlar ve Fransızlarla ittifak kuran Ermenilerle mücadele edilmiştir.

• Yalnızca Kuvayımilliye ile mücadele edilmiştir.

• Mustafa Kemal Sivas Kongresi’nden sonra bu cepheye bazı komutanlar atadı. (Kılıç Ali,
Yörük Salim Bey, Ali Saip Bey, Ratıp Bey, Teğmen Sait Bey’i göndererek bölgeyi
örgütlemeye çalıştı)

v Antep Savunması
v Maraş Savunması
v Urfa Savunması
v Adana Savunması
Bölgede simge haline gelmiş önemli kahramanlar:

Maraş: Sütçü İmam, Rıdvan Hoca


Antep: Şahin Bey
Urfa: Ali Saip Bey, Namık Bey
Adana: Tufan Bey
§ Batı Cephesi’nde kazanılan Sakarya Meydan Savaşı’ndan sonra Fransa ile yapılan 1921
Ankara Antlaşmasıyla cephe kapanmıştır.

§ Ankara Antlaşması ile Hatay hariç güney sınırımız çizilmiştir.

Önemli halk savunmalarından dolayı;


1921’de Antep’e Gazi
1973’te Maraş’a Kahraman
1984’te Urfa’ya Şanlı unvanı verilmiştir.

İstiklal Madalyası alan ilçemiz ve şehirler;


1924’te İnebolu (Kastamonu)
1925’te Kahramanmaraş
2008’de Gaziantep
2016’da Şanlıurfa
III. BATI CEPHESİ
• Yunanlarla mücadele edilmiştir.
• Cephenin kurulmasında Balıkesir-Alaşehir Kongreleri etkili olmuştur.
• İlk olarak Kuvayımilliye önderliğinde mücadele edilmiştir.

Önemli Kuvayımilliyeciler;
Ali Çetinkaya
Kazım Paşa
İzzettin Paşa
Yörük Ali Efe
Demirci Mehmet Efe
Çerkez Ethem (Kuvayı Seyyare)

Sivas Kongresi’nde Batı Cephesi Kuvayımilliye komutanı olarak Ali Fuat Cebesoy atanmıştır.
Yunanların Batı Cephesi’ndeki amaçları

• Eskişehir, Kütahya bölgesini ele geçirerek Ankara’ya ulaşmak


• Megalo İdea’yı gerçekleştirmek
• TBMM’yi dağıtmak
• Düzenli orduyu kuruluş aşamasında yok etmek
• Sevr Antlaşması’nı TBMM’yi kabul ettirmek
• Milli Mücadeleyi sonlandırmak
• İngiltere’nin desteğini sağlamak
Gediz Taarruzu (25 Ekim 1920)
§ Ali Fuat Cebesoy önderliğinde Kuvayımilliye ordusu Yunan ordusuna saldırmış ancak
başarısız olmuştur.
§ Kuvayımilliye’nin bu yenilgisinden sonra düzenli ordunun kurulmasına karar verilmiştir.
§ Mustafa Kemal düzenli ordu kurma yetkisini İsmet İnönü’ye vermiştir. (Genelkurmay
Başkanı)
§ Gediz Taarruzundan sonra Batı Cephesi Batı ve Güney olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
§ Batı’nın başında İsmet İnönü, Güney’in başında Refet Bele bulunmaktadır.
§ Ali Fuat Cebesoy Moskova Büyükelçiliğine atanmıştır.
§ Düzenli ordunun kurulmasına Çerkez Ethem ve Demirci Mehmet Efe karşı çıkmıştır.
§ Çerkez Ethem İsyanını İsmet İnönü, Demirci Mehmet Efe isyanını da Refet Bele bastırmıştır.
Düzenli Ordunun Kurulma Nedenleri
• Kuvayımilliye’nin düzensiz birliklerden oluşması
• Kuvayımilliye’nin askeri eğitimden yoksun olması
• Kuvayımilliye birliklerinin aralarında haberleşmenin olmayışı
• Kuvayımilliye birliklerinin başına buyruk hareket etmeleri
• Kuvayımilliye’nin ihtiyaçlarını halktan zorla toplaması
• Kuvayımilliye’nin düşmanı durdurma noktasında yetersiz olması
• Kuvayımilliye birliklerinin aralarında birlik ve beraberliğin olmayışı
Batı cephesi / Düzenli ordu

• I. İNÖNÜ SAVAŞI
• II. İNÖNÜ SAVAŞI
• ESKİŞEHİR-KÜTAHYA SAVAŞLARI
• SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (SUBAYLAR SAVAŞI- MELHAME-İ KÜBRA)
• BÜYÜK TAARRUZ ( BAŞKOMUTANLIK MEYDAN SAVAŞI- RUM SINDIĞI)
I. İNÖNÜ SAVAŞI (6-10 OCAK 1921)

Ulusal Sonuçları Uluslararası Sonuçları


Ø Düzenli ordunun ilk başarısıdır. Ø Londra Konferansı toplandı.
Ø Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.
Ø Düzenli orduya güven ve katılım arttı. Ø Afganistan ile Dostluk Antlaşması
Ø Çerkez Ethem isyanı bastırıldı. imzalandı.
Ø İsmet Paşa’nın rütbesi yükseltildi.
Ø Mustafa Kemal’e ve TBMM’ye güven
arttı.
Ø 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul
edildi.
Ø İstiklal Marşı kabul edildi.
1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu)

Ø Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasasıdır. (çerçeve anayasadır)


Ø Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Ø Güçler birliği ilkesini benimser. (yasama, yürütme)
Ø Laik bir anayasa değildir. (Şeriat işleri TBMM tarafından düzenlenir.)
Ø Meclis Hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
Ø Seçimler iki yılda bir yapılır.
Ø Seçmen yaşı 18’dir.
Ø Çift dereceli seçim sistemi benimsenmiştir.
Ø Tek meclisli sistem benimsenir.
Londra Konferansı (23 şubat-12 mart 1921)

İtilaf Devletleri’nin Amacı TBMM’nin Amacı


Ø TBMM’nin hukuksal varlığını kabul ettirmek
Ø Sevr Antlaşmasını hafifleterek Ø Barışçıl bir politika uyguladığını dünyaya
TBMM’ye kabul ettirmek
göstermek
Ø Yunanlara zaman kazandırmak Ø İngiltere’nin TBMM’ye yönelik savaşçı olduğuna
Ø TBMM’nin güçlenmesini engellemek dair propagandalara gerçek olmadığını göstermek
Ø Misak-ı Milli’yi dünyaya duyurmak
Ø TBMM ile Sovyet Rusya’nın Ø İtilaf Devletleri arasındaki görüş ayrılığından
yakınlaşmasını engellemek
faydalanmak
Ø İşgallerin haksız olduğunu tüm dünyaya duyurmak
Ø Zaman kazanmak
• TBMM İtalya’nın resmi davetiyle konferansa katıldı.

• Londra Konferansı’nda İstanbul Hükümeti’ni Tevfik Paşa, TBMM Hükümeti’ni Bekir Sami
Bey temsil etmiştir.

• İtilaf Devletleri iki hükümeti beraber davet ederek ikilik çıkarmayı hedeflemişlerdir.

• İstanbul Hükümeti’nin temsilcisi olan Tevfik Bey sözü TBMM Hükümeti’ne vermiştir.
Böylece İtilaf Devletleri’nin ikilik çıkarma emelleri başarısız olmuştur.

• Bekir Sami Bey’in uluslararası eşitlik ilkesine ve Misak-ı Milli’ye aykırı antlaşmaları TBMM
tarafından reddedildi ve Bekir Sami Bey görevden alındı. Yerine Yusuf Kemal Tengirşenk
atandı.
Sonuçları

Ø TBMM’nin varlığı ilk kez İtilaf Devletleri tarafından tanındı.


Ø Misak-ı Milli tüm dünyaya duyuruldu.
Ø TBMM barışçıl bir politika uyguladığını ortaya koydu.
Ø İtilaf Devletleri arasındaki anlaşmazlıklar belirginleşti.
Ø Yunan ordusu saldırıya geçmek için zaman kazandı.
Ø Konferans’tan herhangi bir karar çıkmadığı için İngilizler Yunan kuvvetlerine tekrar
saldırı emrini vermiştir.
Afganistan ile Dostluk Antlaşması (1 mart 1921)

Ø Her iki taraf da birbirinin bağımsızlığını tanıyacak


Ø Afganistan Ankara’da elçilik açacak
Ø Her iki taraf birbirine yapılacak saldırıyı kendisine yapılmış sayacak
Ø TBMM Afganistan ile kültürel ilişkiler kuracak
Ø Türkiye’den Afganistan’a subay ve öğretmen gönderilecek
Ø TBMM adına antlaşmayı Yusuf Kemal Tengirşenk ve Rıza Nur imzalamıştır.

Not: Türkiye’yi tanıyan ilk İslam ülkesi Afganistan’dır.


Not: Ankara’da büyükelçilik açan ilk devlet Gürcistan’dır. İkinci açan
Afganistan’dır.
İstiklal Marşı’nın Kabulü (12 mart 1921)

Ø Maarif Bakanlığı (MEB) tarafından şiir yarışması düzenlemiştir.


Ø Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’dir.
Ø Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmıştır.
Ø Türk ordusuna ithafen yazılmıştır.
Ø Tacettin Dergahı’nda yazılmıştır.
Ø Mehmet Akif Ersoy para ödülünü Darül Mesai kurumuna bağışlamıştır.
Ø İlk bestecisi Ali Rıfat Çağatay’dır.
Ø Son bestecisi Osman Zeki Üngör’dür.
Ø İlk kez II. İnönü Savaşı’nda okunmuştur.

Not: Milli marşın kabulü bağımsızlık ve milliyetçilik ile ilişkilidir.


Moskova Antlaşması (16 mart 1921)

Ø Bir devletin tanımadığı belgeyi diğeri de tanımayacak ( Bu madde ile Rusya Sevr’in
geçersizliğini kabul etmiştir. Ayrıca uluslararası alanda ortak hareket etme kararı
alınmıştır.)
Ø Çarlık Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki antlaşmalar geçersiz sayılacak
Ø Batum Gürcistan’a verilecek (Misak-ı Milli’den ilk taviz verilmiştir.)
Ø Misak-ı Milli Rusya tarafından tanınacak.
Ø İki ülke arasında siyasi ve ekonomik ilişkiler güçlendirilecek.
Ø Sovyet Rusya kapitülasyonların kaldırıldığını kabul edecek.
Ø Rusya Kurtuluş Savaşı’na maddi manevi destek olacak.
Ø Boğazlar TBMM’nin egemenlik hakları çerçevesinde statü kazanmalıdır.
Ø TBMM adına antlaşmayı Ali Fuat Cebesoy, Yusuf Kemal Tengirşenk ve Rıza Nur
imzalamıştır.
TBMM’nin varlığını tanıyan;
İlk devlet Ermenistan
İlk Müslüman devlet Afganistan
İlk büyük, Avrupalı devlet Rusya
İlk İtilaf Devleti Fransa’dır.

Not: Kapitülasyonların kaldırıldığını kabul eden ilk devlet Rusya’dır.

Not: Bugünkü doğu sınırımız büyük ölçüde belirlenmiştir.


II. İNÖNÜ SAVAŞI (23 MART-1NİSAN 1921)

Sonuçları
Ø Düzenli orduya güven ve katılım arttı.
Ø TBMM’ye ve Mustafa Kemal’e güven arttı
Ø Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına dair inanç arttı.
Ø İtalya Anadolu’dan çekilmeye başladı.
Ø İngilizler Malta’ya sürgün ettikleri 40 civarı Türkü serbest bıraktı.
Ø İngiltere’nin Yunan kuvvetlerine güveni ve desteği azaldı.
Ø Fransa Zonguldak’tan çekilmiştir.

Not: Mustafa Kemal İsmet İnönü’ye telgraf çekerek «Siz orada sadece düşmanı değil
bu milletin makus talihini de yendiniz.» demiştir.
Aslıhanlar ve Dumlupınar Savaşı (8-12 Nisan 1921)

• II. İnönü Savaşı’nı kazanılmasından sonra düşman kuvvetini takip eden Türk ordusu
taarruz girişiminde bulunmuş, ancak başarısız olmuştur.

• Bu başarısızlık Türk ordusunun henüz taarruz gücünde olmadığını göstermiştir.


KÜTAHYA-ESKİŞEHİR SAVAŞLARI (10-24 TEMMUZ 1921)

Sonuçları
Ø Düzenli ordunun ilk ve tek yenilgisidir.
Ø Kütahya, Afyon, Eskişehir Yunan kuvvetlerinin eline geçmiştir. Yunan kuvvetleri Ankara
Polatlı’ya kadar ilerledi.
Ø Türk ordusu geri çekilmek zorunda kaldı ve Türk ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekildi.
Ø Düzenli orduya güven sarsıldı.
Ø Mecliste tartışmalar yaşandı.
Ø Kuvayımilliye’nin tekrar kurulması gündeme geldi.
Ø Meclisin Kayseri’ye taşınma fikri gündeme geldi.
Ø Mustafa Kemal’e karşı muhalefet arttı.
Ø İtalya ve Fransa Anadolu’yu boşaltma fikirlerini askıya aldı.
Ø TBMM tarafından Mustafa Kemal’e başkomutanlık yetkisi verildi. Böylece Mustafa Kemal
Amasya Genelgesi’nden sonra istifa ettiği askerlik görevine geri dönmüştür.
Maarif Kongresi (15 Temmuz 1921)
§ Kütahya-Eskişehir Savaşları devam ederken Ankara’da Mustafa Kemal’in de katıldığı eğitim
kongresi düzenlenmiştir. Bu eğitim kongresine 250 kadın 250 erkek öğretmen katılmıştır.
Bu kongrenin toplanması eğitime verilen önemi ortaya koymaktadır.

Başkomutanlık Kanunu (5 Ağustos 1921)


§ Meclisin yetkileri bu kanunla üç aylığına Mustafa Kemal’e verilmiştir.
§ Amaç hızlı kararlar alınmasını sağlamaktır.
§ Mustafa Kemal’e muhalif olan vekiller de Başkomutanlık Yasası’nı kabul etmiştir. (Olası bir
yenilgide suçu Mustafa Kemal’in üstüne yıkmak için)
§ Meclisin yasama yetkisinin Mustafa Kemal’e verilmesi ulusal egemenlik ilkesine aykırıdır.
Mustafa Kemal meclisin yasama yetkisini kullanarak Tekalif-i Milliye Emirlerini çıkardı.

Tekalif-i Milliye Emirleri (Milli Yükümlülükler -10 Emir)


(7-8 Ağustos 1921)
§ Her ilçede Tekalif-i Milliye Komisyonu kurulacak.
§ Her evden bir kat elbise, bir çift çorap bir çarık gönderilecek.
§ Halkın elinde bulunan silah ve cephane üç gün içinde orduya gönderilecek.
§ İnsan ve hayvan yiyeceklerinin yüzde kırkına bedeli sonradan verilmek üzere el konulacak
§ Motorlu taşıtlar ve her türlü nakil aracı ayda bir kere olmak üzere 100 km. kullanılacaktır.
§ Akaryakıt, kamyon lastiği, savaş malzemesinin yüzde kırkına el konulacaktır.
§ Her çeşit araba ve hayvanın yüzde yirmisi alınacaktır.
§ Ordunun yiyeceğine giyeceğine yarayan bütün terkedilmiş mallara el konulacaktır.
§ Silah ve malzeme yapan zanaatçıların isimleri belirlenecektir.
§ Yasaya karşı koyanlar İstiklal Mahkemelerinde yargılanacaktır.

Not: Topyekün mücadele, seferberlik örneğidir.


SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (SUBAYLAR SAVAŞI- MELHAME-İ KÜBRA)
(23 AĞUSTOS-13 EYLÜL 1921)

Sonuçları
Ø Türk ordusunun son savunma savaşıdır.
Ø Türk ordusu taarruz gücüne ulaştı. ( 1683 II. Viyana Kuşatması’ndan bu yana devam eden
geri çekilme son buldu.)
Ø Mustafa Kemal’e Gazilik unvanı, Mareşallik rütbesi verildi.
Ø Malta’daki esirler kurtarıldı.
Ø Ukrayna ile Dostluk Antlaşması imzalandı.
Ø Paris Konferansı toplandı.
Ø Kars Antlaşması imzalandı.
Ø Ankara Antlaşması imzalandı.

Mustafa Kemal Sakarya Meydan Savaşı’nda «Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır
ve o satıh bütün vatandır. « sözünü söylemiştir.
Kars Antlaşması (13 Ekim 1921)

§ Sovyet Rusya denetimindeki Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile imzalanmıştır.


§ Moskova Antlaşması’nın maddeleri aynen kabul edilmiştir.
§ Doğu sınırımız kesinlik kazanmıştır.

Ankara Antlaşması (20 Ekim 1921)

§ TBMM ile Fransa arasında imzalanmıştır.


§ Güney cephesi kapandı.
§ Savaş esirleri karşılıklı bırakılacak.
§ Hatay hariç Türkiye-Suriye sınırı çizildi.
§ İskenderun (Hatay) Sancağı kuruldu ve dili Türkçe olmuştur.
• Süleyman Şah’ın mezarı (Caber Kalesi) Türk toprağı sayıldı.
BÜYÜK TAARRUZ (BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ-
DUMLUPINAR MEYDAN MUHAREBESİ) 26 AĞUSTOS-9 EYLÜL 1922)

Hazırlıklar
§ Tekalif-i Milliye Emirlerinden gelen yardımlar toplanıyor.
§ Rusya’dan yardımlar gelmeye devam ediyor.
§ Doğu ve güneydeki birlikler batıya kaydırılır.
§ Orduya taarruz eğitimi verilir.
§ Mustafa Kemal’e verilen başkomutanlık yetkisi süresiz hale getirildi.
§ Avrupa’ya delegeler gönderildi. (barışçı politika uygulanıyor.)
• 26 Ağustos’ta yapılan ani baskınla Yunan ordusu yenilgiye uğratılır. Bu savaşa Dumlupınar
Meydan Savaşı adı verilir. (30 Ağustos)
• Yunan başkomutan Trikopis esir alındı.
• Mustafa Kemal Rum Sındığı olarak adlandırır.
• Mustafa Kemal orduya «İlk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri.» emrini vermiştir.
• 9 Eylül’de İzmir kurtarılmıştır.
• 18 Eylül’de Batı Anadolu kurtarıldı.
• İzmir’in kurtarılmasından sonra Türk ordusu yönünü boğazlara, İstanbul’a çevirir.
• Türk ordusunun saldırıya geçmesi sonrasında savaşı göze alamayan İngiltere ateşkes
teklifinde bulunur.

Sonuçları
Ø Anadolu’da Yunan işgali sona erdi.
Ø Büyük Taarruz ile Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası sona erdi.
Ø Fevzi Çakmak’a Mareşallik rütbesi verildi.
MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)

§ TBMM adına İsmet İnönü katılmıştır.


§ TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya temsilcileri katılmıştır.
§ Yunanistan’ı İngiltere temsil etmiştir.

Maddeleri
Ø Türk- Yunan savaşı bitti.
Ø Yunan kuvvetleri 15 gün içinde Doğu Trakya’yı İtilaf Devletleri kuvvetlerine bırakacak.
Ø İtilaf Devletleri de 30 gün içinde TBMM’ye bırakacak. Bu süre içinde bölgede 8000 Türk
jandarma görev yapacak.
Ø İstanbul ve boğazlar TBMM’ye bırakılacak, asıl barış imzalanana kadar İtilafların askerleri
İstanbul’da kalacak.

Not: Doğu Trakya, İstanbul, boğazlar savaş yapılmadan kurtarıldı.

Not: Osmanlı Devleti hukuken yok sayıldı.


Milli Mücadele ile Özdeşleşen Tepeler
I. İnönü Savaşı: Metristepe
Sakarya Meydan Savaşı: Duatepe
Büyük Taarruz: Kocatepe
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 TEMMUZ 1923)

• TBMM konferansın İzmir’de düzenlenmesini istedi. (Yunan kuvvetlerinin tahribatını gözler


önüne sermek)
• Tarafsız bir devlet olan İsviçre’de düzenlenmesine karar verildi.

TBMM adına katılanlar


İsmet İnönü (Dış İşleri Bakanı- delege başkanı),
Rıza Nur
Hasan Saka
§ Türk heyeti Lozan’a Ermeni Devleti ve kapitülasyonlar konusunda kesin tavizsiz çözüm
kararıyla gönderiliyor.
§ Anlaşma Devletleri konferansa hem İstanbul Hükümeti’ni hem de TBMM Hükümeti’ni
davet etmiştir. (Amaçları ikilik çıkarma)
§ TBMM Hükümeti 1 Kasım 1922’de Saltanatı kaldırmıştır.
§ Saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı Devleti resmen yıkılmıştır.

Osmanlı Devleti;
fiilen Mondros Ateşkes Antlaşması,
hukuken Mudanya Ateşkes Antlaşması,
resmen Saltanatın kaldırılmasıyla yıkılmıştır.

§ Osmanlı Devleti’nin yıkılmasıyla TBMM Hükümeti Lozan’a Türk Devletinin tek temsilcisi
olarak katılmıştır.
• Konferansa katılan devletler: İngiltere, Fransa, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan, Japonya,
Portekiz, Belçika, Romanya vb.

• Boğazlar konusu görüşülürken Rusya, Bulgaristan katılmıştır.

• ABD gözlemci olan devlettir.

• Birçok konuda anlaşmazlık yaşandığı için 4 Şubat 1923’te Türk heyeti konferansı terk
etmiştir.

• II. Meclis kuruldu. (11 Ağustos 1923) İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat 1923) toplandı.

• 23 Nisan 1923’te ikinci dönem Lozan Konferansı başlıyor.


Maddeleri
Ø Kapitülasyonlar kaldırıldı. (tam-ekonomik bağımsızlık)
Ø Ermeni Devleti’nin kurulmasından vazgeçilmiştir.
Ø Azınlık statüsü kaldırılarak herkes Türk vatandaşı kabul edildi.
Ø Yunanistan ile mübadele (değiş-tokuş) yapıldı. İstanbul, Bozcaada, Gökçeada hariç
Türkiye’deki Rumlar Yunanistan’a gidecek, Batı Trakya hariç Yunanistan’daki Türkler
Türkiye’ye gelecek.
Ø Osmanlı’dan kalan dış borçlar Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Duyun-u
Umumiye’nin görevi son buldu.
Ø Yabancı okullar Türk yasalarına uymak koşuluyla varlıklarını devam ettirecek.
Ø Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç’ı Türkiye’ye verecek.
Ø Patrikhane ekümenik (evrensel) sıfatına son verilerek İstanbul’da kalmaya devam edecek.
Ø Boğazlar başkanı Türk olan Boğazlar Komisyonu’nun yönetimine bırakıldı. (egemenlik
haklarına aykırı çözümlendi)
Ø Türkiye İstanbul’da asker bulunduracak, boğazların iki yakası askerden arındırılacak.
Ø Ticaret gemilerine boğazlar açık olacak.
Sınırlar
Ø Sovyet Sınırı Kars Antlaşması’na göre aynen kabul edildi.
Ø İran Sınırı Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639) esas alındı.
Ø Irak Sınırı (Musul Sorunu) Türkiye ile İngiltere arasındaki ikili görüşmelere bırakıldı. 9 ay
içerisinde çözülemezse Milletler Cemiyeti olaya el koyacaktır. (Lozan’da çözümlenemeyen
tek sorundur.)
Ø Suriye Sınırı Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması aynen kabul edildi. (Hatay Misak-ı Milli
sınırları dışında kaldı)
Ø Kıbrıs İngiltere’ye bırakıldı.
Ø Rodos, On İki Ada, Meis İtalya’ya bırakıldı.
Ø Gökçeada, Bozcaada, Tavşan Ada Türkiye’ye diğer Ege adalar Yunanistan’a bırakıldı.
Ø Yunan Sınırı Meriç Nehri sınır kabul edildi. Karaağaç Türkiye’ye bırakıldı.
Ø Bulgar Sınırı Meriç Nehri sınır kabul edildi. (İstanbul Antlaşması)
Ø Lozan ile belirlenen tek sınır Yunan sınırıdır.

Lozan Antlaşması’nın Önemi


Ø Türk Kurtuluş Savaşı resmen sona ermiştir.
Ø Yeni Türk Devleti’nin varlığı dünya devletleri tarafından kabul edilmiştir.
Ø Sevr Antlaşması geçersiz olmuştur.
Ø Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleştirildi.
Ø Sömürge altındaki milletlere örnek olmuştur.
ATATÜRK DÖNEMİ İÇ POLİTİKA VE
İNKILAPLAR
İnkılap: Mevcut kurumları değiştirerek, Türk milletini son asırlarda geri bırakmış
kurumları yıkarak, yerlerine milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini
sağlayacak yeni kurumlar koymaktır.

İnkılapların Amacı
§ Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak
§ Demokrasinin Türkiye’de yerleşmesini sağlamak
§ Çağdaş ve halkın ihtiyacını karşılayacak müesseseler açmak
§ Ulus bilincini geliştirmek
§ Milli egemenliği geliştirmek ve yerleştirmek
§ Laik devlet ve toplum anlayışını benimsetmek
§ Medeni bir Türk toplum yapısı oluşturmak
§ İkiliklere son vermek
Türk İnkılabının Özellikleri
§ Toplumun ihtiyaçlarından ortaya çıkmıştır.
§ Ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlığa dayanır.
§ Yapılan inkılaplar birbirinin tamamlayıcısıdır.
§ Türk inkılabı aydınlanma ve yenilenme hareketidir.
§ İnkılaplar durağan (dogmatik) değil dinamiktir.
§ Çağın gereklerine uygun olarak gerçekleştirilmiştir.
§ Evrenseldir.
§ İnkılaplar belli bir sistematiğe uygun olarak gerçekleştirilmiştir.
1. SİYASİ ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

SALTANATIN KALDIRILMASI (1 KASIM 1922)

• İtilaf Devletleri barış görüşmelerini TBMM Hükümeti ile İstanbul Hükümetini


beraber davet etmişlerdir. Bu şekilde iki hükümet arasındaki anlaşmazlıklardan
faydalanmayı planlıyorlardı. Ancak TBMM buna fırsat vermedi ve 1 Kasım 1922’de
saltanatı kaldırarak barış görüşmelerine Türk milletinin tek temsilcisi olarak
katılmıştır.

Nedenleri

• Milli egemenlik anlayışını gerçekleştirmek


• Saltanat yönetiminin milli egemenlik anlayışına aykırı olması
• Lozan görüşmelerine Türk milletinin tek temsilcisi olarak katılıp güçlü hareket etme
isteği
• Padişah ve İstanbul Hükümeti’nin Milli Mücadele karşıtı faaliyetlerde bulunması
• Ülkede çift başlılığın olması
Sonuçları
• Milli egemenlik doğrultusunda önemli bir adım atıldı.
• Laikliğe geçişin ilk aşaması gerçekleştirildi.
• Rejim ve devlet başkanlığı sorunu ortaya çıktı.
• TBMM Hükümeti Lozan Konferansı’na Türk milletinin tek temsilcisi olarak katıldı.
• Meclis tarafından son halife olarak Abdülmecit Efendi atanmıştır.

II. TBMM’nin Açılması (11 Ağustos 1923 - 1 Ekim 1927)


•Meclis Başkanı Mustafa Kemal, Meclis İkinci Başkanı Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Hükümet
Başkanı Ali FethiBey (Okyar) seçilmiştir.

Nedenleri
• Kurtuluş Savaşı dolayısıyla I. TBMM’nin yıpranması
• İnkılaplar için düşünce birliğinin gerekliliği
• Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’na göre 2 yılda bir seçimlerin yenilenmesinin gerekmesi
• Meclisteki gruplaşmaların ortaya çıkardığı olumsuzluklar

Not: Bu meclis inkılapçı meclistir. Yapılan inkılapların büyük çoğunluğu bu dönemde


gerçekleşmiştir.
Not: Lozan Barış Antlaşması’nı I. TBMM imzalamış, II. TBMM onaylamıştır.
Ankara’nın Başkent İlan Edilmesi (13 Ekim 1923)
Nedenleri
• Güvenli bir bölgede olması
• TBMM’nin Ankara’da açılması
• Ulaşım ve haberleşme ağının güçlü olması
• Milli Mücadele’nin merkezi olması
• Atatürk’ün okuduğu tarih kitaplarında Cumhuriyet merkezi olarak adlandırılması
CUMHURİYET’İN İLANI (29 EKİM 1923)

Nedenleri:
• Milli egemenliği gerçekleştirmek
• Rejimin adını koymak
• Devlet başkanlığı sorununu çözmek
• Meclis Hükümeti Sistemi’nin getirdiği olumsuzluklar
• Hükümet bunalımını çözmek (Sonbahar-Ekim Bunalımı)

Sonuçları
§ Milli egemenlik anlayışı pekişti.
§ Rejim ve devlet başkanlığı sorunu çözüldü.
§ Kabine sistemine geçildi.
§ Yeni Türk Devleti’nin adı Türkiye Cumhuriyeti adını almıştır.
§ İnkılaplar için elverişli bir ortam oluştu.
§ İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, ilk Başbakan İsmet İnönü, ilk Meclis Başkanı Ali Fethi
Okyar olmuştur.

Not: Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra 1921 Anayasası’nda değişiklikler yapılmıştır.


HALİFELİĞİN KALDIRILMASI (3 MART 1924)

Nedenleri:
• Halifeliğin Cumhuriyet yönetimine aykırı olması
• Halife Abdülmecit Efendi’nin kendisini TBMM’den üstün görmesi
• Halife Abdülmecit Efendi’nin devlet başkanı gibi hareket etmesi
• Halifenin ayrı bütçe istemesi
• Eski rejim yanlılarının halifenin etrafında toplanması
• TBMM’deki bazı üyelerin “Meclis halifenin halife de meclisindir" propagandası
yapmaları
• Halifenin milletvekilleriyle ve yabancı elçilerle görüşmesi
• Halifeliğin inkılâpların önünde bir engel olarak görülmesi
• Ülkede çift başlılığın olması (Cumhurbaşkanı- Halife)
• Hindistanlı liderlerin halifeliğin güçlendirilmesi ile ilgili olarak İsmet İnönü’ye
gönderdiği mektubun gazetelerde (Tanin, İkdam, Tasvir-i Efkâr Gazetelerinde)
yayımlanması. (Ağa Han ve Emir Ali)
Sonuçları:
• Laikliğe geçişte önemli adım atıldı.
• İnkılapların önü açıldı.
• Ulusal egemenlik anlayışı pekişmiştir.
• Ümmetçilik anlayışı sona ermiş, milliyetçilik anlayışı güçlenmiştir.
• Bağımsız bir dış politika izlenmesine ortam hazırlanmıştır.
• Şeyhülislamlık (meşihat) makamı sona ermiştir.
• Ülkedeki çift başlılığa son verilmiştir.
• İngiltere, Fransa, İtalya gibi devletlerin Türk Devleti’ne karşı çekingen davranmaları
engellenmiştir.
3 Mart 1924’te Yapılan Diğer Düzenlemeler

1. Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırıldı. Yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü kuruldu. Böylece din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı. Ayrıca Şeriye
Mahkemeleri de kapatıldı.

2. Erkan-ı Harbiye Vekâleti kaldırıldı. Yerine Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma


Bakanlığı kuruldu. Böylece ordunun siyasetten ayrılması yolunda önemli bir adım atıldı.
Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar Eğilmez siyaseti tercih eden
komutanlardır.

3. Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Bu kanunla eğitim ve öğretim birleştirildi. Bütün


eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.

4. Osmanlı hanedanlığının tüm üyeleri yurt dışına çıkarıldı.

Not: Saltanatın kaldırılması, halifeliğin kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin


kaldırılması ülkedeki çift başlılığı ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemelerdir.
ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ

1. CUMHURİYET HALK FIRKASI (9 EYLÜL 1923)

ü Kurucusu Mustafa Kemal’dir. (Ebedi Şef)


ü İsmet İnönü Milli Şef olarak kabul edilmektedir.
ü Genel sekreteri Recep Peker’dir.
ü Yeni Türk Devleti’nin ilk siyasi partisidir.
ü Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti partinin temeli oluşturmaktadır.
ü Halk Fırkası adıyla kurulmuştur.
ü 10 Kasım 1924’de parti isminin başına Cumhuriyet kelimesi eklendi.
ü Nutuk (Söylev 1919 - 1927) partinin II. Kongresinde Cumhuriyet Müzesi’nde okunmuştur.
ü Dokuz Umde (Dokuz madde) kararlarıyla kurulmuştur.
ü Ekonomik politikası Devletçilik’tir.
ü Çift dereceli seçim sistemi benimsemiştir.
ü 1946 yılına kadar tek parti olarak olmak üzere 1950 yılına kadar ülkeyi yönetmiştir.
2. TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI (17 KASIM 1924 – 5 HAZİRAN 1925)

ü Kurucuları: Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy (Partinin Genel sekreteri), Rauf Orbay, Refet
Bele, Adnan Adıvar, Bekir Sami Kunduh’dur.
ü Genel başkan Kazım Karabekir’dir.
ü Yeni Türk Devleti’nin ikinci siyasi partisidir.
ü Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan ilk siyasi partidir.
ü Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk muhalefet partisidir.
ü Ekonomik politikası Liberalizm’dir. (serbest ekonomi politikası)
ü Rejim karşıtları bu partiye üye olmaya başladı.
ü “Dini duygu ve düşüncelere saygılıyız.” anlayışı bulunmaktadır. Bu nedenle tam anlamıyla Laik
değildir.
ü Halifeliğin kaldırılmasına karşı tepkilidir.
ü Tek dereceli seçim sistemini benimsemiştir.
ü Yerel yönetimlerin güçlendirilmesini savunmuştur.
ü İlk şubesini Urfa’da açmıştır.
ü Mustafa Kemal bu partinin kurulmasını Nutuk’ta “Paşaların Komplosu” olarak anlatmaktadır.
Nasturi İsyanı (1924)
• Musul Sorunu’nu kendi çıkarları doğrultusunda çözmek isteyen İngiltere Hakkâri ve
çevresinde yaşayan Hıristiyan Nasturileri kışkırtarak ayaklanmanın çıkmasına neden
olmuştur. Bu isyan Cafer Tayyar Eğilmez tarafından bastırılmış ve Nasturiler İngiliz
yönetimindeki Irak'a sığınmışlardır.

Şeyh Sait Ayaklanması (1925)


Nedenleri:
• Laiklik anlayışının henüz halk tarafından anlaşılamaması
• İngiltere’nin Musul Sorunu’nu kendi lehinde çözümlemek için kışkırtması
• Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Laiklik karşıtı faaliyetlerinden cesaret alınması
• Hilafet ve saltanatı geri getirme çalışmaları

Not: Şeyh Sait Ayaklanması’nın bastırılmasında başarılı olamadığı için Ali Fethi
Okyar Hükümeti istifa etmiş, yerine İsmet Paşa Hükümeti kurulmuş ve isyanı
bastırmıştır.
Sonuçları:
Ø Laik Cumhuriyet rejimine karşı yapılmış ilk isyandır.
Ø Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın bazı üyelerinin adı isyana karıştığı için parti
kapatılmıştır.
Ø Takrir-i Sükûn Kanun (1925 - 1929) çıkarıldı.
Ø İstiklal Mahkemeleri kuruldu. ( Ankara, Diyarbakır)
Ø Musul Sorunu Türkiye’nin aleyhinde çözüldü ve Musul kaybedildi.
Ø Çok partili hayata geçişin ilk denemesi başarısızlıkla sonuçlandı.
3. SERBEST CUMHURİYET FIRKASI (12 AĞUSTOS 1930 – 17 KASIM 1930)
• 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın ortaya çıkmasından sonra Türkiye ‘de de ekonomik
sıkıntılar yaşanmıştır. Mustafa Kemal yakın arkadaşı olan Ali Fethi Okyar’dan bir parti kurmasını
ve ekonomik alternatifler üretmesini istemiştir.
ü Kurucusu Ali Fethi Okyar’dır.
ü Yeni Türk Devletinin üçüncü siyasi partisidir.
ü Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci muhalefet partisidir.
ü Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan ikinci siyasi partidir.
ü Laik düşünceye sahiptir.
ü Ekonomik politikası Liberalizm’dir.
ü Tek dereceli seçim sistemini benimsemiştir.
ü Kadınlara siyasi hakların verilmesini savunmuştur.
ü Üyelerinden biri Mustafa Kemal’in kardeşi Makbule Hanım’dır.
ü Rejim karşıtlarının partiye üye olmaları üzerine kurucusu olan Ali Fethi Okyar tarafından parti
feshedilmiştir.
ü Çok partili hayata geçişin ikinci denemesi de başarısız olmuştur.
Menemen Olayı (1930)
• Derviş Mehmet ve adamları İzmir'in Menemen ilçesinde «din elden gidiyor, şeriat isteriz»
sloganlarıyla isyan etmişlerdir. İsyanı engellemek için gelen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay
(Öğretmen) isyancılar tarafından şehit edilmiştir. İsyancılar Divan-ı Harpte yargılanarak
cezalandırılmıştır. Bu isyan Cumhuriyet rejimine karşı yapılan ikinci isyandır.

Not: Şeyh Sait Ayaklanması ve Menemen Olayı Türk halkının henüz çok partili hayata hazır
olmadığını ortaya koymuştur.

Atatürk Döneminde Kurulan Siyasi Partiler


1. Cumhuriyet Halk Partisi
2. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
3. Serbest Cumhuriyet Fırkası
4. Amele ve Çiftçi Fırkası
5. Ahali Cumhuriyet Fırkası

• 1945’de Nuri Demirağ tarafından Milli Kalkınma Partisi kuruldu.

• Türkiye çok partili hayata 1946 yılında Demokrat Parti’nin kurulmasıyla geçmiştir. Bu partiyi
Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan kurmuştur.

• Demokrat Parti’den ayrılarak 1948’de Fevzi Çakmak tarafından Millet Partisi kurulmuştur.
İzmir Suikast Girişimi (15 Haziran 1926)
• Eski İttihatçılar ve rejim karşıtlarının Mustafa Kemal’i ve inkılaplarını engellemek için
düzenlediği suikast girişimidir. Suikast girişimi için Ziya Hurşit, Laz İsmail, Şükrü Bey,Arif
Bey, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi görevlendirilmiştir.

• İzmir suikastının gerçekleştirilememesinin nedenleri: Mustafa Kemal'in İzmir ziyaretinin


gecikmesi ve suikastı düzenleyenleri kaçıracak olan Giritli Şevki'nin durumu İzmir Valisine
bildirmesidir. Cumhuriyete (Rejime) karşı yapılmıştır. İstiklal Mahkemeleri son kez görev
almıştır.

Not: Bu olay üzerine Atatürk: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünü söylemiştir.

Bursa Olayı (1933): Ezan 1932-1950 yılları arasında Türkçe okutulmuştur. Türkçe ezan ilk
olarak Fatih Camisinde Hafız Rıfat Bey tarafından okunmuştur. Ezanın Türkçe okutulması
kararı Bursa’da bazı olayların yaşanmasına neden olmuştur. Mustafa Kemal bu olaya yönelik
olarak “Bu bir din meselesi değil, dil meselesidir.” demiştir.
2. HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

Nedenleri:
• Hukuk birliğini sağlamak
• Eski hukuk sisteminin çağın gereklerini karşılayamaması
• Laik hukuk sisteminin oluşturulmak istenmesi
• Hukuki alanda kadın-erkek eşitliğini sağlamak

1924 ANAYASASI (TEŞKİLAT-I ESASİYE KANUNU)


•1921 Anayasası Kurtuluş Savaşı döneminde hazırlanmış çerçeve bir anayasa idi. 1921
Anayasası’nın ihtiyaçları karşılayamamasından dolayı yeni bir anayasanın yapılmasına karar
verilmiştir. 1924 Anayasası’nın yürürlüğe girmesiyle Osmanlı Devleti anayasası olan Kanuni
Esasi ve 1921 Anayasası yürürlükten kalkmıştır. Böylece çift anayasalı dönem de son
bulmuştur. Ayrıca 1924 Anayasası’na Atatürk Anayasası da denilmektedir.
1924 Anayasasında yapılan önemli değişiklikler

§ 1928’de “Devletin dini İslam’dır.” ifadesi anayasadan çıkarıldı.


§ 1928’de Cumhurbaşkanı ve Milletvekillerinin yemin şekli değiştirildi. (Vallahi
kelimesi yerine namusum üzerine söz veriyorum ifadesi getirildi.)
§ 1929’da Toprak Reformu yapıldı.
§ 1934’de seçim yaşı 18’den 22’e çıkarıldı.
§ 1934’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.
§ 1937’de Atatürk ilkelerinin anayasaya girmesiyle anayasa laikleşti.
MEDENİ KANUN’UN KABULÜ (1926)

Medeni Kanun Avrupa’da hazırlanan en son Medeni Kanun olması, pratik çözümler üretmesi,
laik bir anlayışla hazırlanması, demokratik olması, açık ve anlaşılır olması, kadın-erkek eşitliği
getirmesi dolayısıyla İsviçre’den alınmıştır.
• Hukuk alanında birlik sağlandı.
• Osmanlı döneminde Ahmet Cevdet Paşa tarafından oluşturulan Mecelle yürürlükten
kalkmıştır.
• Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma yetkilerine son verilmiştir.
• Kadın - erkek arasında eşitlik sağlanmıştır.
• Kadınlara ekonomik ve sosyal haklar tanınmıştır.
• Kadınlara istediği mesleğe girme hakkı tanınmıştır.
• Kadınlara boşanma hakkı verilmiştir.
• Kadınlara çocuğun velayetini alma hakkı tanınmıştır.
• Resmi nikâh zorunlu hale getirilmiştir.
• Boşanma belli şartlara bağlanmıştır.
• Tek eşlilik zorunlu hale getirilmiştir.
• Mirasta kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır.
• Şahitlikte eşitlik getirilmiştir.
• Modern Türk aile yapısı oluşturulmuştur.
• Kanun önünde herkes eşit sayılmıştır.

Not: Medeni Kanun ile Türk kadınına siyasi haklar verilmemiştir.


• Borçlar (İcra ve İflas) Kanununun kabulü (1929) İsviçre'den alındı.

• Ticaret Kanununun kabulü (1926) Almanya’dan alındı.

• Ceza Kanununun kabulü (1926) İtalya'dan alındı.

• Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun kabulü (1929) Almanya'dan alındı.

• Deniz Ticaret Kanununun kabulü (1929) Almanya’dan alındı.

• Hukuk Mahkemeleri Usulü Kanununun kabulü (1926) İsviçre’den alındı.

• Kadınlara Belediye seçimlerine katılma hakkı (1930) İlk kadın Belediye Başkanı
Sadiye Ardahan (Artvin) ’dır.
• Kadınlara Muhtarlıklara seçilme hakkı (1933) İlk kadın Muhtar Gül Esin
(Aydın)’dir.
• Kadınlara Milletvekili seçme ve seçilme hakkı (1934)
3. EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

Nedenleri
• Eğitimde birliği sağlamak
• Çağdaş eğitim sistemini kurmak
• Teknik eleman yetiştirmek
• Kız ve erkek çocuklar için eğitim alanında eşitliği sağlamak

TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU (3 MART 1924)

• Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Vasıf Çınar'ın önergesiyle kabul edilmiştir.


• Eğitim ve öğretimde birlik sağlandı.
• Tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı.
• Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin bütçesine ayrılan eğitim payı Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağlanmıştır.
• Yabancı okulların müfredatına Türkçe dersler konulmuş ve bu okullar üzerinde denetim
sağlanmıştır.
• Dini eğitim veren bazı okullar kapatılmış, dini eğitim vermek için İlahiyat Fakültesi ve
İmam Hatip Liseleri açılmıştır.
• Kız ve erkek çocukları için ilköğretim zorunlu ve ücretsiz hale getirildi.
MEDRESELERİN KAPATILMASI (1924)

• Medreseler İslam devletlerinde orta ve yüksek düzeyde eğitim veren kurumlardı.


Zaman içerisinde pozitif bilimler eğitiminin kaldırılması ile Osmanlı’da eğitim sistemi
de bozulmaya başlamıştır. Medreseler çağın gerisinde eğitim sistemine sahip olması
nedeniyle kaldırılmış ve yerine daha modern eğitim veren kurumlar açılmıştır.

MAARİF TEŞKİLATI HAKKINDA KANUN (1926)

• Bu kanun Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun tamamlayıcısıdır. Maarif vekili (MEB)


Mustafa Necati Bey hazırlamıştır. Devletin izni olmadan okul açılamayacağı,
okullarda hangi derslerin okutulacağını devletin belirlemesi bu kanunla kabul edildi.
İlk ve Ortaöğretimin esasları belirlenmiştir. Öğretmen okullarının sayısı arttırılmıştır.
LATİN ALFABESİNİN KABULÜ (HARF İNKILABI) (1928)

• Okuma - yazma oranını arttırmak


• Arap harflerin Türkçe dil yapısına uygun olmaması
• Batı dünyası ile bütünleşmek
• Kültürel etkileşimi sağlamak
• Bilimsel gelişmeleri yakından takip edebilmek
• Konuşma dili ile yazı dili arasında uyumsuzluğu ortadan kaldırmak
• Arap harfleri ile okuma - yazmanın imtiyazlı bir hal alması
• Arap harflerinin Türkçenin ses düzenine uymaması

Not: Yeni harflerle basılan ilk gazete Mardin Gazetesi’dir.

Not: İzmir İktisat Kongresi sırasında Latin alfabesinin kabulü teklif edilmiş ancak gündem dışı
olduğu için kabul edilmemiştir. Mustafa Kemal, “Bu iş ya 3 ay içinde olur ya da hiç olmaz”
sözünü Latin harflerinin kabulü için söylemiştir.
MİLLET MEKTEPLERİ’NİN AÇILMASI (1929)

• Latin harflerinin kabul dilmesinden sonra Türk halkına yeni harflerle okuma - yazma
öğretmek için açılmış mekteplerdir. Millet Mektepleri’nin yayın organı Halk Mecmuası’dır.
Mustafa Kemal Millet Mektepleri’nde ilk dersi Tekirdağ'da vermiştir. Mustafa Kemal Millet
Mektepleri’nin Başöğretmeni seçilmiştir. 15 - 45 yaş arası herkesin bu kurslara devam etme
zorunluluğu bulunmaktadır. Millet Mektepleri’nin açılmasından sonra ülkede okuma-yazma
bilenlerin sayısı büyük bir oranda artmıştır.

HALKEVLERİNİN AÇILMASI (1932)

• Halkevleri halka mesleki eğitim vermek ve inkılapların halka tanıtılması amacıyla


açılmıştır. Halkevlerinin yayın organı Ülkü Dergisi’dir. İlk yurt dışı temsilciliği İngiltere’de
açılmıştır. 1951’de kapatılmıştır.
TÜRK TARİH KURUMU’NUN AÇILMASI (1931)

• Türk tarihini araştırmak, Türk tarihinin zenginliklerini ortaya koymak, Türk tarihini zararlı
yabancı tarih tezlerinden kurtarmak, Türklerden önce Anadolu'da yaşamış toplulukları
araştırmak, Türklerin sarı ırktan olmadığını ortaya koymak, Türklerin dünya medeniyetine
katkılarını ortaya koymak amacıyla kurulmuştur. Türk Tarih Kurumu’nun ilk başkanı Mehmet
Tevfik Bıyıklıoğlu’dur. Yapılan çalışmalar sonucunda “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı eser
oluşturulmuş ve bu eser liselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Türk Tarih Kurumu’nun
yayın organı Belleten Dergisi’dir.

TÜRK DİL KURUMU'NUN AÇILMASI (1932)

• Türk dilini araştırmak, Türk dilinin zenginliklerini ortaya koymak, Türk dilini bilim dili
haline getirmek, Türk dilini yabancı kelimelerin etkisinden korumak, aydın dili ile halk dili
arasındaki açığı kapatmak, teknik terimlere Türkçe karşılık bulmak, Türkçenin kurallarını
belirlemek amacıyla kurulmuştur. Türk Dil Kurumu’nun ilk Başkanı Samih Rıfat
Horozcu’dur. Güneş Dil Teorisi (1936) ile Türkçenin dünyadaki ilk diller arasında olduğu
savunulmuş ancak çok kabul görmemiştir.
ÜNİVERSİTE REFORMU (1933)

• Üniversite Reformu kapsamında İsviçre’deki Cenevre Üniversitesi Pedagog Profesörü Albert Malche
ülkemize gelmiş ve araştırmalar yapmıştır. Yaptığı araştırmalar sonrasında rapor sunmuştur. Raporunda
dil eğitimine ağırlık verilmesi, öğrencilerin sınavla alınması, teknik bilginin arttırılması gerektiğini
belirtmiştir.

Üniversite Reformu Dahilinde Açılan Üniversiteler


• Sanayi-i Nefise Mektebi 1928’de Güzel Sanatlar Akademisine dönüştürüldü.
• 1933"te Darülfünun kaldırılarak yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur.
• Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi açıldı. (1935)
• Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı (1933)
• Milli Musiki ve Temsil Akademisi açıldı. (1934)
• Mülkiye Mektebi 1936 - 1937 öğretim yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne dönüştürüldü.
• Dolmabahçe Sarayı Veliaht dairesinde Resim ve Heykel Müzesi açıldı. (1937)
• Ankara Etnografya Müzesi açıldı. (1930)
• Gazi Eğitim Enstitüsü açıldı. (1926)
• Ankara Hukuk Mektebi açıldı. (1925)
• Musiki Muallim Mektebi (Ankara Devlet Konservatuarı) açıldı. (1924)
• Mesleki Teknik Öğretim Teşkilatı kuruldu. (1933)
• Türk Ocakları kapatıldı.
4. TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

Nedenleri
§ Toplumsal alanda Laikleşmeyi sağlamak
§ Toplumsal eşitliği sağlamak
§ Türk milletini Batılı ülkelerin halklarıyla yakınlaştırmak

ŞAPKA KANUNU’NUN KABULÜ VE KILIK - KIYAFET DEVRİMİ (1925)

• Kılık - kıyafetteki bölgesel farklılığı ortadan kaldırarak çağdaş görünümü sağlamak için
çıkarılmıştır. Sadece erkeklerin şapka giymesi zorunlu hale getirilmiştir, kadınlarla ilgili yasal
bir düzenleme yapılmamıştır. Devlet memurlarına şapka zorunluluğu getirilmiştir. Fes, kalpak,
sarık gibi başlıklar yasaklandı. Mustafa Kemal ilk kez Kastamonu gezisi sırasında şapkayı
tanıtmıştır. 1934’te din adamlarının Mabetler ve Ayinler dışında dini kıyafetlerle dolaşmaları
yasaklanmıştır. Bu düzenlemeden Diyanet İşleri Başkanı, Patrik, Hahambaşı muaf tutulmuştur.
(Bazı Kisvelerin Giyilmeyeceğine Dair Kanun)
TEKKE, ZAVİYE VE TÜRBELERİN KAPATILMASI (1925)

• Osmanlı Devleti’nin son döneminde tekke ve zaviyeler halkın dini duygularını sömüren
ve süreç içerisinde siyasete karışan yerler haline gelmişlerdir. Tekke, zaviye ve türbelerin
kapatılmasının yanında Şeyh, Derviş, Mürid, Çelebi, Seyyid gibi dini unvanların
kullanılması da yasaklandı. Tarikatların yasaklanmasında Şeyh Sait İsyanı’nın (1925) da
etkisi bulunmaktadır. Ayrıca muskacılık, büyücülük, üfürükçülük, türbedarlık gibi
faaliyetler de yasaklanmıştır.

MİLADİ TAKVİMİN KABULÜ (1926)

• Avrupalı devletlerle ekonomik ilişkileri kolaylaştırmak için takvim değişikliği yapılarak


Miladi takvim kabul edilmiştir. 1926’da uluslararası saat dilimine geçilmiştir. 1928’de de
uluslararası rakamlar kabul edilmiştir.
ÖLÇÜLERDE DEĞİŞİKLİK (1931)
• Ekonomik ilişkileri kolaylaştırmak ve ölçülerde birliği sağlamak için değişikliğe gidilmiştir.
Eskiden okka, arşın, endaze, karış gibi ölçü birimleri kullanılıyordu. Bu ölçü birimlerindeki
farklılıklar bazı karışıklıklara neden olmaktaydı. Bu kanunla farklı ölçü birimleri kaldırıldı.
Uzunluk için metre, ağırlık için kilogram hesabı kullanılmaya başlanmıştır.

HAFTA SONU TATİLİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ (1935)


• Avrupalı devletlerle ekonomik ilişkileri kolaylaştırmak için hafta son tatili cumadan pazara
alınmıştır.

Not: Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik yapılarak ülke içindeki uygulamalarda birlik
sağlanmıştır.

SOYADI KANUNU’NUN KABULÜ (1934)


• Osmanlı Devleti’nde soyadının kullanılmaması bazı konularda sıkıntıların yaşanmasına
neden oluyordu. Özellikle mülkiyet, askerlik, evlilik, ticaret gibi alanlarda karışıklıklar ortaya
çıkmaktaydı. Çıkarılan Soyadı Kanunu ile her aileye bir soyadının verilmesine karar verildi.
Soyadları Türkçe kelimelerden oluşacak, gülünç ve ahlaka aykırı sözcükler olmayacak,
memuriyet, rütbe, yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılmayacak. Ağa, Hacı, Hafız,
Hoca, Molla, Bey, Efendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi, Zade, Hazret gibi unvanlar da
yasaklanmıştır. Aynı kanun ile Osmanlı yöneticilerinin verdiği tüm nişan ve rütbeleri taşımak
da yasaklanmıştır.
5. EKONOMİK ALANDA YAPILAN İNKILAPLAR

Nedenleri

§ Ekonomik bağımsızlığı sağlamak


§ Milli ekonomiyi oluşturmak
§ Dışa bağımlılığı azaltmak
§ Sanayiyi geliştirmek
§ Yabancıların elindeki işletmeleri ve kurumları millileştirmek
§ Özel sektörü güçlendirerek ülkeyi kalkındırmak

Not: Kurtuluş Savaşı devam ederken Mustafa Kemal bağımsız ekonomi politikasının tespiti
için Ziya Gökalp başkanlığında bir heyeti görevlendirmiştir.
İZMİR İKTİSAT KONGRESİ (1923)

• Kazım Karabekir başkanlığında Mustafa Kemal’in konuşmasıyla başlamıştır. Kongreye çiftçi,


tüccar, sanayici, esnaf gibi her kesimden meslek grupları katılmıştır. Kongrede Misak-i İktisadi
(Ekonomik And) kararları alınmıştır. Bu kararlarla milli ekonomi hedeflenmiştir.

Misak-i İktisadi Kararları


• Ham maddesi yurt içinde olan ürünlerle ilgili sanayi dalları oluşturulmalıdır.
• Küçük imalattan fabrikaya geçilmelidir.
• Yabancıların kurduğu tekellerden kaçınılmalıdır.
• Sanayi teşvik edilmelidir.
• Milli Bankalar kurulmalıdır.
• Demir yolu yapımına ağırlık verilmelidir.
• Kabotaj hakkı sağlanmalıdır.
• Aşar kaldırılarak yerine modern vergi sistemi kurulmalıdır.
• Sendika hakları tanınmalıdır.
• İşin erbabı olan kişilere amele değil işçi denilmelidir.
• Özel girişimciye destek olacak milli bankalar kurulmalıdır.
• Teknik eğitim geliştirilmelidir.
• Vergi sistemi düzenlenmelidir.
AŞAR VERGİSİNİN KALDIRILMASI (1925)

• Halkın üzerinde ekonomik yükümlülük olan Aşar vergisi kaldırılarak halkı ekonomik anlamda
rahatlatmak hedeflenmiştir.

• Ziraat Bankası geliştirildi.


• İş Bankası kuruldu. (1924) (TC’nin İlk Özel Bankası) Celal Bayar kurmuştur.1927’de İtibarı
Milli Bankası ile birleştirildi
• Uşak Şeker Fabrikası kuruldu (1926) (İlk özel fabrika)
• Devlet İstatistik Enstitüsü kuruldu. (1926)
• Alpullu Şeker Fabrikası kuruldu. (1926) (Cumhuriyet’in ilk şeker fabrikası)
• Nüfus, Sanayi ve Tarım sayımı yapıldı. (1927)
• Tarım Kredi Kooperatifleri açıldı. (1928)
• Toprak Reformu yapıldı. (1929)
• Gümrük Tarife Kanunu çıkarıldı. (1929)
• Zirai Donatım Kurumu açıldı. (1932)
• Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. (1933)
• Toprak Mahsulleri Ofisi kuruldu. (1938)
• Veteriner Fakültesi açıldı.
KABOTAJ KANUNU (1926)

• Türk kara sularında yolcu ve yük taşıma hakkının Türk vatandaşlara verilmesidir. Kanunun
kabul edildiği 1 Temmuz Denizcilik Bayramı - Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.

TEŞVİK-İ SANAYİ KANUNU (1927)

• Özel teşebbüsü desteklemek için çıkarılmış kanundur. Devlet bu kanunla bina, nakliye, vergi
gibi konularda özel sektörü desteklemiştir. Ancak Özel sektörün elinde sermayenin olmaması,
teknik eleman yetersizliği, teknik bilgi yetersizliği, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımının
etkisiyle başarı elde edilememiştir. Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun başarısız olması ve Dünya
Ekonomik Bunalımı’nın yaşanması sonrasında Devletçilik ilkesi benimsenmiş ve önemli
yatırımlar devlet eliyle gerçekleştirilmiştir.
BİRİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI (1933)

• Özel teşebbüsün gerçekleştiremediği yatırımlar devlet eliyle gerçekleştirilmeye başlanmıştır.


1934'de uygulanmaya başlanmıştır. Bu planın hazırlanmasında Sovyet Rusya’dan teknik ve
ekonomik destek alınmıştır.

I. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile Kurulan İşletmeler


• Gemlik Suni İpek Fabrikası
• Beykoz Deri Fabrikası
• Eskişehir Şeker Fabrikası
• Kayseri, Ereğli, Nazilli, Malatya Pamuklu Dokuma Fabrikası
• Bursa Yünlü Dokuma Fabrikası
• İzmit Kâğıt Fabrikası
• Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası
• Sümerbank
• Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA)
• Etibank

İKİNCİ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI (1939)

• II .Dünya Savaşı’nın ortaya çıkmasıyla yatırımların savunmaya ayrılması dolayısıyla


uygulanamamıştır.
• Sümerbank (1933)
Tekstili geliştirmek amacıyla açılmıştır.

• Etibank (1935)
Madenciliği geliştirmek amacıyla kurulmuştur.

• Merkez Bankası (1930)


Türk parasını düzenleme ve korumak için açılmıştır. Para basma yetkisini elinde bulunduran
bankadır.

• Halk Bankası (1933)


Küçük esnafı desteklemek amacıyla kurulmuştur.

• Deniz Bankası (1937)


Denizcilik ve deniz işletmelerini desteklenmesi amacıyla açılmıştır.

Emlak ve Eytam Bankası (1926)


Konut ve konuta bağlı işletmelerin desteklenmesi için açılmıştır.
• Sanayi ve Maadin Bankası (1925)
Türkiye Cumhuriyeti’nde devlet sermayesi ile kurulan ilk bankadır. Sanayiyi teşvik etmek
amacıyla kredi vermiştir.

• Maden Tetkik Arama Enstitüsü (1935)


• Numune Hastaneleri (1924)

• Hıfzıssıhha Enstitüsü (1928) (Bulaşıcı hastalıklara karşı)

• Çocuk Esirgeme Kurumu (Himaye-i Etfal Cemiyeti) (1921)

• Yeşilay (Hilal-i Ahdar) (1934)

• Kızılay (Hilal-i Ahmer)

• Türk Hava Kurumu (1925)

• Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü (1927)

• Menkul Kıymetler ve Borsalar Kanunu (1929)

• Topkapı Sarayı’nın müze olması. (1924)

• Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı (1920)


ATATÜRK İLKELERİ
ATATÜRKÇÜLÜK
• Türk ulusunun tam bağımsızlığa, huzura ve refaha sahip olması, devletin ulusal egemenliğe
dayandırılması, akıl ve bilimin rehberliğinde Türk kültürünün ileri seviyedeki medeniyetler
seviyesinin üzerine çıkarılması amacıyla temel ilkeleri Atatürk tarafından belirtilen fikir ve
ilkelere Atatürkçülük ya da Atatürkçü Düşünce Sistemi denir.

Not: Atatürk’ün siyasi tartışmaların dışında tuttuğu ve asla taviz vermediği iki ilkesi
bulunmaktadır. Bunlar: Cumhuriyetçilik ve Laikliktir.
CUMHURİYETÇİLİK

• Halkın kendi kendini yönetmesidir. Ulus egemenliğine dayanmaktadır. Mustafa Kemal’in


“En büyük eserim” diye nitelendirdiği ilkesidir. Milliyetçilik ve Halkçılık bu ilkeyi
tamamlar.

İlgili Kavramlar: Seçim, demokrasi, oy, meclis, parti, milli egemenlik, halk iradesi, anayasa,
siyaset vb.

Cumhuriyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar

ü TBMM’nin açılması
ü Saltanatın kaldırılması
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Erkan-ı Harbiye Vekaleti’nin kaldırılması
ü Cumhuriyet’in ilanı
ü Siyasi partilerin kurulması
ü 1921, 1924 Anayasalarının kabulü
ü Seçmen yaşının düşürülmesi
ü Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanları
§ Mustafa Kemal (1923 - 1938)
§ İsmet İnönü (1938 - 1950)
§ Celal Bayar (1950- 1960)
§ Cemal Gürsel (1960 – 1966 )
§ Cevdet Sunay (1966 - 1973)
§ Fahri Korutürk (1973 - 1980)
§ Kenan Evren (1982 - 1989)
§ Turgut Özal (1989 - 1993)
§ Süleyman Demirel (1993 - 2000)
§ Ahmet Necdet Sezer (2000 - 2007)
§ Abdullah Gül (2007 - 2014)
MİLLİYETÇİLİK

• Milletin varlığını sürdürmek ve yüceltmek için diğer bireylerle birlikte hareket etmek ve bu
bilinci diğer kuşaklara da taşımaktır. Atatürk'ün millet anlayışı ırk esasına dayalı değildir.

İlgili Kavramlar: Dil, tarih, kültür, millet, vatan sevgisi, Türk, yurt birliği, milli bağımsızlık,
milli birlik ve beraberlik vb.

Milliyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar

ü Yeni Türk Devleti’nin kurulması


ü TBMM’nin açılması
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Türk Tarih Kurumu’nun açılması
ü Türk Dil Kurumu’nun açılması
ü Kabotaj Kanunu
ü Yabancıların elindeki işletmelerin millileştirilmesi
ü İzmir İktisat Kongresi
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Millet Mekteplerinin açılması
ü Kapitülasyonların kaldırılması
HALKÇILIK

• Devletin hizmetlerinden tüm vatandaşların eşit olarak yararlanmasıdır. Toplumsal ve


hukuksal alanda eşitliği temel alır. Sosyal devlet anlayışı vardır. Halkçılık ilkesi
demokrasi ile doğrudan ilgilidir. Bu ilke Devletçilik ilkesinin uygulanmasını zorunlu
kılmıştır. Cumhuriyetçilik ve Milliyetçiliğin doğal bir sonucudur.

İlgili Kavramlar: Eşitlik, adalet, halk, sosyal devlet, sınıfsız toplum vb.

Halkçılık İlkesi doğrultusunda Yapılan İnkılaplar

ü TBMM’nin açılması
ü Saltanatın kaldırılması
ü Cumhuriyet’in ilanı
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Harf İnkılabı
ü Millet Mektepleri
ü Halkevleri
ü Medeni Kanun
ü Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
ü Soyadı Kanunu
ü Unvanların kaldırılması
ü Aşar vergisinin kaldırılması
ü Sağlık alanında yapılan çalışmalar
LAİKLİK

• Akıl ve bilimi kullanma, tüm vatandaşların inançlarını özgürce yaşamalarını sağlamak,


vicdan özgürlüğü, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.

İlgili Kavramlar: Din, akılcılık ve bilimsellik, din ve vicdan hürriyeti, mezhep ve ibadet
özgürlüğü, çağdaşlaşma vb.

Laiklik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar

ü Saltanatın kaldırılması
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Medeni Kanun
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Medreselerin kapatılması
ü Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
ü Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin kaldırılması
ü Harf İnkılabı
ü Kılık- Kıyafet Kanunu
Laikleşme Aşamaları

§ Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)


§ Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
§ Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması (3 Mart 1924)
§ Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü (3 Mart 1924)
§ Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)
§ Medeni Kanun’un kabulü (17 Şubat 1926)
§ “Devletin Dini İslam’dır.” maddesinin anayasadan çıkarılması (1928)
§ Atatürk ilkelerinin anayasaya girmesi (1937)
DEVLETÇİLİK

• Ekonomik bir ilkedir. 1931’den itibaren resmen uygulamaya konulmuştur. Devletin milletin
mutluluğu ve refahı için ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda müdahalelerde
bulunmasına Devletçilik adı verilir. Ekonomide devletin işletmeci, girişimci olarak görev
almasıdır. Devletçilik ilkesi karma ekonomiyi temel ilke olarak almıştır. Devlet bir yandan
özel teşebbüsü desteklemiş bir yandan da kendisi işletmeler kurmuştur.

İlgili Kavramlar: Ekonomi, iktisat, para, sanayi, yatırım, kalkınma, girişimci, müteşebbis,

Devletçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar

ü Teşvik-i Sanayi Kanunu


ü İzmir İktisat Kongresi
ü Misak-ı İktisadi Kararları
ü Sümerbank, Etibank, Sanayi ve Maadin Bankası
ü Merkez bankası
ü KİT’lerin kurulması
ü Yabancılara ait işletmelerin devlet tarafından satın alınması
ü Maden Tetkik Arama Enstitüsünün kurulması
ü I. ve II. Kalkınma Planları
İNKILAPÇILIK

• Çağdaşlaşma yolunda daima ileri gitmektir. Sürekli gelişmeyi öngörmüştür. Atatürk


İnkılâpları belirli bir ideolojiye ve sınıfa bağlı olarak gerçekleşmemiştir. Atatürk'ün
yaptığı tüm devrimler İnkılapçılık ilkesi içine girmektedir.

İlgili Kavramlar: Yenilik, çağdaşlaşma, batılılaşma, dinamizm, süreklilik, değişim vb.

İnkılapçılık İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar

ü Saltanatın kaldırılması
ü Cumhuriyet’in ilanı
ü Halifeliğin kaldırılması
ü Medeni Kanun
ü Tevhid-i Tedrisat Kanunu
ü Harf İnkılabı
ü Miladi Takvim
ü Ölçülerde değişiklik
ü Hafta sonu tatilinin pazara alınması
ATATÜRK DÖNEMİ
TÜRK DIŞ POLİTİKASI
Türk Dış Politikasının Temel İlkeleri

§ Lozan Antlaşmasından kalan sorunları çözmek


§ Tam bağımsızlığı sağlamak
§ Bağımsızlığımıza saygı duyan devletlerle iyi ilişkiler kurmak
§ Uluslararası sorunların çözümünde barışçıl bir siyaset izlemek
§ Türk Devleti’nin uluslararası alanda saygınlığını arttırmak
§ Yurtta sulh dünyada sulh ilkesi ile hareket etmek
§ Gerçekçilik
§ Mütekabiliyet (karşılıklılık)
§ Uluslararası eşitlik
§ Uluslararası hukuka uygunluk

Atatürk dönemi Türk Dış Politikası 1923-1932 ve 1932-1939 dönemleri olmak üzere iki
bölüme ayrılmaktadır.
PATRİKHANE SORUNU (1924)
• Yunanistan ile Türkiye arasında yaşanmış bir sorundur. Mübadele kapsamında olan
VI.Konstantinos’un Patrik olarak atanması üzerine Türkiye tepkisini ortaya koymuştur.
Yunanistan’ın konuyu Lahey Divanı’na taşımak istemesi üzerine Türkiye konunun iç
meselesi olduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin kararlı tutumu sonrasında Konstantinos istifa
ediyor yerine Vasilios Yeorgiadis atanmıştır.

YABANCI OKULLAR SORUNU (1926)


• Lozan Barış Antlaşması’na göre yabancı okullar Türk kanunlarına uymak koşuluyla ülkedeki
varlıklarını devam ettirmiştir. 1924’te çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile tüm okullar
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Türkiye yabancı okulların öğretimini düzenlemek
amacıyla 1926’da da Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun çıkarmıştır. Bu kanun ile yabancı
okullarda Türkçe, tarih, coğrafya derslerinin Türk öğretmenler tarafından verilmesi, yabancı
okulların Türk müfettişler tarafından denetlenmesi, müfredatlarında Türkiye aleyhinde
yazıların olmaması, Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayı olmadan okul açılamayacağı, yabancı
okullarda en az bir idarecinin Türk olması, misyonerlik çalışmalarında bulunulmaması
kararları alınmıştır Türkiye'nin bu kararları almasına yabancı okullar tepki göstermiştir.
Özellikle Fransa ile sorunlar yaşanmıştır. Fransa yabancı okullar sorununu dış politikada
görüşmeyi teklif etmiştir ama Türkiye bu sorunun kendi iç sorunu olduğunu belirterek dış
politikada görüşmemiştir. Kararlara uymak istemeyen yabancı okullar kapatıldı, uyanlar ise
öğrenimlerine devam etmiştir.
MUSUL SORUNU (IRAK SINIRI) (1926)

• Lozan Antlaşması’nda Musul Sorunu çözümlenemeyen tek sorundur. İngiltere zengin petrol
yataklarına sahip olmasından dolayı Musul'u Irak’a bırakmak istiyordu. Bu sorunu çözmek
için İstanbul'da Haliç Konferansı (Türkiye - İngiltere 1924) toplanmıştır.. Haliç
Konferansı’na Türkiye’yi temsilen Ali Fethi Okyar katılmıştır. İkili görüşmelerden bir sonuç
çıkmayınca Musul sorunu Milletler Cemiyeti’ne taşınmıştır. Milletler Cemiyeti’nin
Musul’un Irak'a bırakılmasını uygun görmesi üzerine Türkiye Musul'a askeri harekat kararı
almıştır. Musul Sorunu’nun gündemde olduğu dönemde İngilizlerin kışkırtmasıyla Şeyh Sait
isyanı çıkmıştır. Bu isyanın çıkması sonrasında yapılan 1926 Ankara Antlaşması ile Musul,
Kerkük İngilizlerin kontrolündeki Irak’a bırakılmıştır. Ayrıca Irak petrol gelirlerinin %10'u
25 yıl süreyle Türkiye’ye verilmiştir. (Türkiye bu hakkından 500.000 İngiliz sterlini alarak
vazgeçmiştir.) Antlaşmayı Türkiye adına Tevfik Rüştü Aras imzalamıştır.

Not: 1926 Ankara Antlaşması ile Musul’un Irak’a bırakılması Misak-ı Milli’den taviz
verildiğini göstermektedir.
MÜBADELE (ETABLİ) SORUNU (1930)

• Lozan Antlaşması’na göre; İstanbul'daki Rumlar ile Batı Trakya'daki Türkler dışında
Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler karşılıklı olarak yer değiştirecekti. Ancak
Yunanistan İstanbul’da daha fazla Rum bırakmak istiyordu. Anlaşmazlığı çözmek için konu
Milletler Cemiyeti’ne taşındı. Ancak Milletler Cemiyeti’nden bir sonuç çıkmadı. Bunun
üzerine Türk - Yunan ilişkileri gerginleşti. Yunanistan Batı Trakya’daki Türklerin mallarına el
koydu, Türkiye’de İstanbul’daki Rumları mallarına el koydu. 1930 yılında Etabli (Ahali
Mübadelesi) Antlaşmasını imzalanarak sorun giderildi. Bu antlaşma ile İstanbul'daki Rumlar
ile Batı Trakya’daki Türkler hangi tarihte geldiğine bakılmaksızın yerleşik sayılmıştır. Nüfus
Mübadelesi sorununun çözülmesi, Yunan başbakanı Venizelos’un Mustafa Kemal’i Nobel
Barış ödülüne aday göstermesi, karşılıklı ziyaretlerin gerçekleşmesi ilişkilerin düzelmesini
beraberinde getirmiştir. İlişkilerin iyi yönde gelişmesi Balkan Antantı’nın imzalanmasına da
zemin oluşturmuştur. Türk - Yunan ilişkileri 1954 Kıbrıs sorunundan sonra bozulmuştur.
BORÇLAR SORUNU
• Lozan Barış Antlaşması’nda Osmanlı borçları Osmanlı’dan ayrılan devletler arasında
paylaştırılmıştır. Ancak borçlar konusu tekrar gündeme gelmiştir. 1929 Dünya Ekonomik
Bunalımı’nın ortaya çıkmasından sonra borçların ödenememesi özellikle Fransa ile
ilişkilerimizi bozmuştur. 1933’te Paris’te yapılan antlaşma ile borçların faizi indirilip
taksitlerle ödenebilecek yeni bir düzenleme yapılmıştır. Türkiye, ABD başkanının
yayınladığı Hoover Moratoryumu’ndan faydalanmış ve 1954 yılında Osmanlı borçlarının
son taksitini ödemiştir. Ayrıca Türkiye’nin Adana - Mersin demir yolunu satın almak
istemesi Fransa ile sorun yaşanmasına neden olmuştur. Bu sorun 1929’da yapılan antlaşma
ile Türkiye lehine çözümlenmiştir.

TÜRKİYE’NİN MİLLETLER CEMİYETİ’NE ÜYE OLMASI (1932)

• Milletler Cemiyeti I. Dünya Savaşı’ndan sonra kalıcı barış ortamını korumak amacıyla 10
Ocak 1920’de Cenevre’de kurulmuş uluslararası bir kuruluştur. Milletler Cemiyeti’nin
Musul meselesinin çözümlenmesinde İngiltere lehinde karar alması, tarafsız hareket
etmemesi nedeniyle Türkiye’nin bu kuruluşa katılması gecikmiştir. Türkiye bu kuruluşa
İspanya’nın isteği Yunanistan’ın desteğiyle 1932 yılında üye olmuştur. Türkiye’nin
Milletler Cemiyeti’ndeki ilk temsilcisi Cemal Hüsnü Taray’dır. Türkiye’nin Milletler
Cemiyeti’ne üye olması boğazlar sorununun Türkiye lehinde çözülmesini kolaylaştırmıştır.
BALKAN ANTANTI (1934)

• Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politikalar izlemesi üzerine Türkiye, Yunanistan,


Yugoslavya, Romanya arasında kurulmuştur. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Tevfık Rüştü Aras
temsil etmiştir. Bu antanta üye olan devletler karşılıklı olarak birbirlerinin sınırlarına saygı
gösterecek, birbirlerinin iç işlerine müdahale etmeyecek kararı alınmıştır.

Not: Bulgaristan Balkanlar bölgesinde yayılmacı politikalar uyguladığı için bu antanta üye
olmamıştır.

Not: Arnavutluk İtalya'nın nüfuzunda kaldığı için bu kuruluşa üye olmamıştır.

Not: Türkiye Balkan Antantı ile batı sınırlarını güvenlik altına almıştır. II. Dünya Savaşı’nın
çıkması üzerine bu kuruluş geçerliliğini yitirmiştir.
NYON KONFERANSI (1937)
• İtalya’nın Akdeniz’de denizaltı korsanlığı yapması üzerine Akdeniz’e kıyısı olan devletler
arasında geçekleştirilmiş konferanstır.

AKDENİZ PAKTI (1936)

• İtalya'nın Akdeniz'de yayılmacı politikalar uygulaması üzerine Türkiye, İngiltere,


Yunanistan, Yugoslavya arasında Akdeniz paktı kurulmuştur. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı
Tevfik Rüştü Aras temsil etmiştir.
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (1936)
• Boğazlar Lozan Antlaşması’na göre başkanı Türk olan Boğazlar Komisyonu’na bırakılmıştı. Ancak
Almanya’nın Ren bölgesini silahlandırması, İtalya’nın Habeşistan’ı işgal etmesi üzerine Türkiye
Milletler Cemiyeti’ne başvurarak boğazların güvenliğini Lozan Barış Antlaşması’na göre
sağlayamayacağını söylemiş ve boğazların statüsünün değiştirilmesini talep etmiştir. Türkiye'yi
Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Ali Fethi Okyar ve Suat Davaz temsil etmiştir.

Montrö Antlaşmasına göre;


• Boğazlar Komisyonu kaldırılarak tüm yetkileri Türkiye’ye bırakılmıştır. (tam egemenlik- Misak-ı
Milli)
• Türkiye boğazların iki yakasında asker bulundurabilecektir.
• Ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecektir.
• Türkiye bir savaşa girerse ya da bir savaş tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa boğazları
kapatabilecektir.
• Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin savaş gemilerinin geçişini belli ölçülerde izin verildi.
• Karadeniz’e sahili bulunmayan devletlerin savaş gemilerinin boğazlardan geçişi Türkiye iznine
bağlandı.
• Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki stratejik önemi arttı.
Not: Türkiye’nin boğazlar konusundaki egemenlik hakları tam olarak sağlanmıştır.

Not: İtalya Montrö'de yapılan görüşmelere katılmamış, sözleşmeyi daha sonradan imzalamıştır. (1938)
SADABAT PAKTI (1937)

• İtalya'nın Habeşistan’ı işgal etmesi üzerine Türkiye, İran, Irak, Afganistan arasında Tahran
(İran) merkezli kurulmuştur. Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras temsil etmiştir.
Pakta üye olan devletler birbirlerinin içişlerine karışmayacak ve sınırlarına saygı
duyacaklardır.

Not: Türkiye ile arasında Hatay sorununun, Irak ile arasında sınır sorunlarının olması nedeniyle
Suriye bu kuruluşa üye olmamıştır.

Not: Pakistan henüz bağımsız bir devlet olmadığı için kuruluşa üye olmamıştır.

Not: Türkiye Sadabat Paktı ile doğu sınırlarını güvenlik altına almıştır. II. Dünya Savaşı’nın
çıkmasıyla geçerliliğini yitirmiştir.
HATAY’IN ANAVATANA KATILMASI (SANCAK SORUNU - 1939)
• Almanya ve İtalya’nın yayılmacı politikalar izlemesi üzerine Fransa, Suriye üzerindeki
manda yönetimini kaldırmıştır. Türkiye de Hatay Sorunu’nu Milletler Cemiyeti’ne
taşımıştır. Milletler Cemiyeti Türkiye lehinde karar almıştır. 1938 yılında Bağımsız Hatay
Devleti kuruldu. Bu devletin Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen, Başbakanı Abdurrahman
Melek, Meclis Başkanı ise Abdülgani Türkmen seçilmiştir. 1939’da Hatay Millet Meclisi
tarafından yapılan oylama sonucunda Hatay anavatana bağlanma kararı almıştır.

Not: Günümüz Türkiye-Suriye sınırı çizilmiştir. Hatay’ın anavatana katılmasıyla Misak-ı


Milli’den verilen taviz telafi edilmiştir.

Sandler Raporu: Milletler Cemiyeti’nin İsveç temsilcisi Sandler Hatay ve çevresinde Türk
nüfusunun çoğunlukta olduğunu belirtmiş ve sancak meselesinin çözümü için bir komisyon
kurulmasını teklif etmiştir.

Not: 1923’de Mustafa Kemal Adana’ya yaptığı bir gezide Hatay'dan gelen Türk heyetine
“Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir kalamaz, günü gelecek sizde
kurtulacaksınız” demiştir. Ayrıca “Bu benim için bir namus meselesidir”, “Benim şahsi
sorunumdur” sözlerini de Hatay Sorunu için söylemiştir. Mustafa Kemal Hatay sorunu ile
ilgili Kurun (Vakit) gazetesinde Asım Us takma adıyla hükümeti eleştiren yazılar yazmıştır.
BOZKURT - LOTUS OLAYI (1926)

• Türk gemisi olan Bozkurt ve Fransız gemisi olan Lotus'un Ege Denizi’nde çarpışması ve kaza
sonucunda Bozkurt gemisinin batması olayıdır. Kaza sonrasında sekiz Türk vatandaşı hayatını
kaybetmiştir. Konu Milletler Cemiyeti’ne (Adalet Divanı) taşınmış ve Türkiye lehinde karar
çıkmıştır. Türkiye’yi bu olayda Mahmut Esat Bozkurt temsil etmiştir.

RAZGRAD OLAYI (1933)

• Bulgaristan’ın Razgrad şehrindeki Türk ve Müslüman mezarlarının tahrip edilmesi olayıdır.


Razgrad olayına tepki olarak İstanbul Üniversitesi öğrencileri mitingler düzenlemiş ve
yabancıların mezarlarına güller bırakılmıştır.

WAGON LİTS OLAYI (1933)


• İstanbul’daki bir Fransız demir yolu şirketinde Türk çalışanların Türkçe konuştukları için
işten çıkarılması olayıdır. Bu olay üzerine İstanbul Üniversitesi öğrencileri şirketi basmış ve
çevreye Türk bayrakları asmışlardır.
LOCARNO ANTLAŞMASI - PAKTI (1925)
• İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Belçika, Polonya, Çekoslovakya arasında imzalanan
saldırmazlık paktıdır. Türkiye bu pakta üye değildir.

BRİAND - KELLOG PAKTI (1928)


• ABD (Kellog) ve Fransa (Briand) Dışişleri Bakanlarının öncülüğünde dünya barışına katkıda
bulunmak amacıyla kurulmuştur. Türkiye 1929’da pakta üye olmuştur. Bu pakt “Savunmaya
dönük olmayan savaş yasa dışıdır” görüşünü benimsemektedir.

LİTVİNOV PROTOKOLÜ (1929)

• SSCB'nin Briand - Kellog Paktı’nın güttüğü amaca benzer bir protokolü kendi komşuları
arasında da yürürlüğe koymak için hazırladığı bir protokoldür. Türkiye 1929’da bu pakta üye
olmuştur.
Milletler Cemiyeti’ne Taşınan Konular
§ Bozkurt - Lotus Sorunu
§ Patrikhane Sorunu
§ Musul Sorunu
§ Nüfus Mübadelesi
§ Boğazlar Sorunu (Montrö Boğazlar Sözleşmesi)
§ Hatay (Sancak) Sorunu

Türkiye’nin Üye Olduğu Kuruluşlar

§ Milletler Cemiyeti (1920)


§ Briand - Kellog Paktı (1928)
§ Cenevre Silahsızlanma Konferansı - Sözleşmesi (1928)
§ Litvinov Protokolü (1929)
§ Balkan Antantı (1934)
§ Akdeniz Paktı (1936)
§ Nyon Konferansı (1936)
§ Sadabat Paktı (1937)
Türkiye’nin Üye Olmadığı Kuruluşlar

§ Küçük Antant (1921 - Fransa öncülüğünde Almanya'ya karşı kurulmuştur)


§ Rapallo Paktı (1922 - Sovyet Rusya ve Almanya arasında yapılmıştır)
§ Locarno Paktı (1925)
§ Çelik Pakt (1939) (Almanya-İtalya)
§ Varşova Paktı (1955)

You might also like