You are on page 1of 10

Fetzer'i yönetim devralmak istemis ve Schey o sürece önderlik etmeye

girü;mişti. Fakat Ivan Boesky anlaşmaya karışınca şirketin kaderi belir­


siz hale gelmiş ve o tarihte Buffctt. Schey'e nabız yoklayan bir mektup
ya zmıştı . Buffett ve Mu nger bir salı günü Chicago'da Schey ile buluşarak
hemen oracıkta teklif sunmuşlar ve alıcıla rın genellikle önemle üzerinde
durdukları "defterleri inceleme" sathasını es geçmişlerd i . Bir hafta sonra
da Scott Fetzer yönetim kunı lu satışı onaylamıştı.
Schey bu olayı Buffett ilc çalışırken ne kadar az bürokrasiyle karşılaş­
tığının bir göstergesi olarak görüyor. "Scott Fetzer'ın sahibi ben olmaya­
caksam, sonraki en iyi şey bu , " diyor; halka açık bir şirket olmasından
daha iyi olduğunu düşünüyor. O hayatta , boğazıma sarılmış kunılmuş
yatırımcılar ve büyük kararlara yetki verınede aşırı temkinli yönetim ku­
nılu vardı. Schey Chicago'daki Merchandise Mart'a sonsuza dek yerleşen
World Book organizasyonun merkezi yapısını dağıtma düşüncesini örnek
veriyor. Eski yönetim kunılunun muhtemelen yeniden yapılanma riski­
ne direnmiş olacağını düşünüyor; Buffen ise bildiği yolda ilerlemesi için
onu ra hat bırakmış. Eskiden çok iyi durumdaki işletmelerinin başlarından
atmak istediği nakdi nerede kullanacağı konusunda sürekli sorun yaşa­
dığını belirten Schey, keyifli bir gülümsemeyle , Buffett'ın bu problemi
de çözdüğünü söylüyor. "Şimd i" diyor, "Parayı Warren'a gönderiyorum."
Fechheimer'ın başındaki Heldman'lar, 198 1 yılında şirketlerinin % 80'ini
bir girişim sermayesi grubuna sarmışlar ve bir yatırım danışmanının tavsi­
yesi üzerine , bu satışta n aldıkları paranın bir kısmını Berkshire Hathaway
hissesine yatırmışlar. Girişim sermayesi grubu 1985 yılında çıkmak is­
tediğinde, Buffett'ın yıllık raporlarını ve satın almak istediği şirketlerde
aradığı özellikler konusunda yazdıklarını amınsayan Bob Heldman Berk­
shire'ın aile ocağına girmeyi başarmış. Girişim sem1ayedarlarıyla güzel
bir ilişkileri olmasına rağmen, Heldman'lar her yıl New York'ta katıldık­
ları altı yönetim kurulu toplantısını ve toplantılardaki savurganlığı hiç
sevmezlermiş . Buffett'ın "müthiş" olduğunu söylüyor. "Farklı yapmasını
istediğiniz herhangi bir şey var mı? "diye sorduğumda , "Pekala , " diyor
Heldman, "Buffett bize hiç karşı çıkmaz. Belki biraz yapmalı . " Bu şika­
yeti duyunca Buffett kahkahalarla gülüyor: "İnan bana , karşı çıkınama
ihtiyaçları olsaydı -ki kesinlikle yok- çıkardım . "

1 28
Buffett aslında bayağı çetin ceviz olabiliyor. Birkaç yıl önce, " işgücü
tasarrufuna" ilişkin yeni bir veri işleme donanımını uygulamaya koydu­
ğu halde muhasebe bölümündeki kafa sayısı 1 6 , 5 'dan 2 2 , 5 'e çıkan bir
operasyon birimine tepeden iniş yaptığı günü anımsıyor. Arka planda
kalmaya önem veren yönetim tarzına rağmen, Buffett o tür rakamlar­
dan iyi anlar ve sevmez. Her birim için doğru bir personel sayısı oldu­
ğunu düşünür ve işler iyi veya kötü gitsin, ne gereksiz masraflara ne de
buna izin veren yöneticilere kesinlikle tahammül eder: "Ne zaman bir
şirketin maliyet kısma programı uygulayacağını okusam, maliyetin ne
olduğunu a nlamayan bir şirket olduğunu bilirim. Bu alanda ani hamle­
ler işlemez . Gerçekten iyi bir yönetici bir sabah kalkıp 'Bugün masraf­
ları kısacağım' demez; bu tür bir cümleyi söylediği sabahlar, yatağından
kalkıp 'nefes egzersizi' yapmaya karar verdiği günlerin sayısından fazla
değildir. "
Buffett'ın operasyon yöneticileri onu eleştirdiklerinde, ki bunu ılım­
lı bir şekilde yaparlar, fazla rasyonel bulurlar ve rakamlar konusunda
talepkar olduğunu düşünürler. Muhtemelen geleceği olan, ama şimdisi
bulunmayan küçük bir "çekirdek" işletmeye para yatırdığını kimse hayal
edemez. Buffett ve Munger'ın bir nebze dahi coşkulu kişilikler olduğu
söylenemez, kendilerine ekonomik fayda sağlamayacak ihtiyari harca­
maları -gösterişli ofisler mesela- akıllarından bile geçirmezler. Mucit de
değildirler. "Mucitlik yeteneklerine sahip değiliz. Hepsinden önemlisi,
sınırlarımızın ve sınırlamalarımızın son derece farkında olduğumuzu söy­
lebilirsiniz," diyor Buffett .
Yine de fiyatlar konusunda çekingen değiller. Buffett, See's ve Bıif­
falo Neuı5'da fıyatları yılda bir kez, yöneticilerle birlikte belirliyor ve bu
konuda agresif davranma eğiliminde. Yönetim kurulu başkanı olarak fi­
yatlandırma yaparken, bir birim yöneticisinin sağlayamayacağı perspek­
tifi getirebileceğini söylüyor ve bunu şöyle açıklıyor: "O yöneticinin tek
bir işi var. Fiyatı değerlendirirken, bulunduğu konum ona biraz düşük
fıyatlamasının çok da önemli olmadığını söyler. Ama biraz yüksek fıyat
koyarsa hayatındaki tek şeyi mahvedeceğini düşünür. Dahası, yüksek
fiyatın ne gibi sonuçlan olacağını hiç kimse bilemez. Yönetici için bu bir
Rus ruletidir. Hayatında birden fazla şey olan yönetim kurulu başkanı

1 29
açısından ise tamamen farklıdır. Bu yüzden, bazı durumlarda, tecrübesi
geniş, sahneden uzak birinin fıyatları belirlemesi gerektiğini savunuyo-
rum . "
Buffett sahip olduğu deneyimi bir başka fiyatlama alanına d a yayı­
yor: Ürün sorumluluk sigortası gibi yüksek riskli sigorta paliçelerinin
prim oranlarının belirlenmesi . Bu yedi-sekiz haneli primler, olasılıkları ve
"dalgalı" yılları içeren bir oyun. Tam da Buffett'a göre . . . Kafasında bir-iki
hesap yapıp hemen teklif veriyor. Hesap makinası yok, " Bilgisayarı veya
abaküsü de olmadığını" söylüyor ve matematik konusunda hiçbir zaman
yardıma ihtiyaç duymadığını vurgulamayı unutmuyor. Kanıtlanması zor
olsa da, Buffett gelir vergisi beyannamesini kendi hazırlayan tek milyar­
der olsa gerek.
Aslına bakarsanız, arnaha'daki ofisinde dilediği gibi yaşıyor; gürültü
patırdan uzak ve büyük ölçüde plansız bir yaşam sürüyor. Patronu da
sayarsak merkezde yalnızca 1 1 kişi çalışıyor ve Buffett biraz fazla olduk­
larını düşünüyor. Ofisin etkinliğini 20 yıldır yanında çalışan ve ömür bo­
yunca ayrılınarnayı dilediği 59 yaşındaki asistanı Gladys Kaiser sağlıyor.
" Eğer Gladys bunu başaramazsa , " diyor Buffett, "başka birini isteyece­
ğimden emin değilim."
Ofisinde saatlerce okuyor, telefonda konuşuyor ve aralık ayından mar­
ta kadar, saldığı nam yaşamının en büyük mutluluklarından biri olan yıllık
raporu üzerinde çalışıyor. Hiçbir şekilde huysuz değil . "Onunla ne zaman
konuşsam, " diyor See's genel müdürü Chuck Huggins, "hep keyifli ve
hep pozitif. " Fakat ofisinde genelde yalnız görünüyor, dostlarıyla veya
operasyonlarının yöneticileriyle telefonda konuşurken tanık olduğumuz
kadar hoş sohbet ve cana yakın değil sanki. Munger yöneticilerin fiziksel
olarak Buffett ile aynı ortamda olamayacaklarını düşünüyor: "Öyle zeki
ve hızlı ki çevresindeki insanlar ona ayak uydurabilmeye çabalarken ken­
dilerini sürekli baskı altında hissederler. Merkez ofiste vartığınızı sürdü­
rebilmek için çok güçlü bir egonuzun olması gerek . " Egosu testi geçmiş
biri olarak Goldberg bunun kolay olmadığını söylüyor. "inanılmaz birini
iş başında görme şansım oldu. Fakat bunun negatif yanı da var: Buffett'ı
gördükten sonra kendi yetenekleriniz için ne düşünürsünüz?"
Buffett hisse alırken broker'lara bağlanmasını sağlayan üç direkt hat-

1 30
tan aynı anda konuşur, biriyle görüşürken diğer konuşmaları sık sık ke­
ser. Bu yoğunluğa rağmen 1987 yıllık raporunda "son zamanlarda hisse
senetlerinde yapacak fazla bir şey bulamadığım" söylüyor. "Ekim ayın­
daki düşüşte , " diye yazıyor, "birkaç hisse ilgimizi çekecek fiyatlara indi.
Fakat tekrar yükselişe geçmeden önce anlamlı alımlar yapamadık . " Yıl
sonunda "kalıcı" varlıkları ve kökten yeniden yapılanmakta olan Alle­
gis'deki 78 milyon dolarlık kısa vadeli arbitraj pozisyonu dışında, Berks­
hire'ın hisse senedi pozisyonları 50 milyon doların üzerinde değil .
Buffett'ın sık sık görüştüğü ve telefonda konuştuğu dostları arasın­
da pek az yönetici var. Washington Posftan Katharine Graham ve Cap
Cities'den Thomas S. Murphy dışında yöneticilerle sık görüşmez. Yıl­
lardır onun tavsiyelerini dinleyen Graham, "Buffett İşletme Okulu'ndan
aldığım diplamayla iş yapıyorum , " diyor. Buffett'ın bu ülkedeki en iyi
yönetici olduğunu düşündüğü Mu rphy de tavsiye almak için onu arar.
" İşimin tüm önemli yönlerini onunla konuşurum," diyor Murphy. "Hiçbir
zaman olumsuz değildir ve daima destekleyici davranır. Öylesine büyük
bir beyni ve öyle müthiş bir bilgi özümseme yeteneği var ki! Biliyorsu­
nuz, bizler de buralarda bayağı iyi yöneticiler olarak tanınıyonı z, fakat
onun gazetesinin yanında bizimkiler zayıf kalıyor. "
Buffett yatırım yeteneklerinin i ş tecrübesiyle geliştiğini , y a d a i ş tec­
rübesinin yatırım yeteneklerini geliştirdiğini düşünüyor. "Yatırım işi , " di­
yor, "size doğrudan edinemeyeceğiniz bu pozisyonu sağlıyor. Yatırımcı
olarak , nerede sürprizler olduğunu -perakendecilikte örneğin, şirketin
nerede buharlaşabileceğini- öğreniyorsunu z. Ve eğer gerçekten iyi yatı­
rımcıysanız , geriye gidip 50 yıllık deneyimi çekip alabiliyorsunu z. Serma­
ye dağıtımını da öğreniyorsunuz. Suyu tek bir kovaya doldurmak yerine
başka kovaların ne vereceğini öğreniyorsunuz . "
"Öte yandan," diye devam ediyor, "bir balığa karada nasıl yürüyece­
ğini gerçekten anlatabilir misiniz? Karada geçen tek bir günün değeri bu
konuda binlerce yıl anlatılanlara eşittir ve bir şirketi tek bir gün yönet­
mek de aynı değerdedir. Yönettiğiniz şirketi tepeden tırnağa hissedersi­
niz . Özetle şöyle düşünüyor: iki sahada top koşturmak müthiş iyi oldu .

131
B U F F E T T V E SA L O M O N

Bıiffett 'ın Salomon Brothers 'da yaşadıklamıı kimse filme çekmedi.


Çekebi/ir/erdi, hatta sonu 201 1 yapım ı filmden çokfarklı bile olsa, "Bat­
mak için fazla büyük " adını verebilir/erdi.
Bıiffett, Berkshire 'ı n 199 7 yıllık raportı nda Salomon 'un Trave/ers 'a
(çok geçmeden Citigroup olarak yeniden yapı/andı) satışı nı yanı nılar­
ken sözlerini dağaçiama espri/erinden biriyle bitiriyordu: "Geriye dönüp
baktığımda, Salomon deneyiminin hem biiyüleyici hem de öğretici ol­
duğunu düşii nüyonı m . Yine de 1991 -1992 arasında bir dönem kendi­
m i, hani şu fıkrada, "Kötü bir yerde oturmam dışında oyunu beğendim .
Sahnenin tam karşısındaydım, " diye yazan tiyatro eleştimıeni gibi h is­
settim . " Salomon ile ilgili aşağıda yer alan makaleleri okumaya başlar­
ken tarihleri gözün üzden kaçarsa, ikincisinin dokuz yıl sonra yayın­
landığını lütfen hatırlayın. "Salomon Dehası mı?" başlıklı ilk makale az
önce okumuş olduğımuz " Warren Bıiffett "ı n İçeriden Hikayesi " başlıklı
makalenin yanında kutu içinde yer alm ıştı . Bu kısa yazı Salomon masa­
lının başlangıcını, Berkshire 'ın 1987 yılında bu şirkete yaptığı 700 m il­
yon dolarlık sıradışı yatınmın hikayesini anlatıyor.
Kuşkusuz, o zamanlar h iç kimse, çok değil birkaç yıl sonra -özellik­
le de yukandaki açıklamasında söz ettiği 1991-1992 döneminde- Sa­
lomon 'ım Hazine bonoları satışındaki usulsüzlükler nedeniyle korkunç
sarıı n/ar yaşa:vacağını ve Buffett 'ın kurtamzak için şirkete paraşıU/e iniş
_ı•apacağını hayal bile edemezdi. Bu olaylar < Buffett'ın Salomon'da za­
mana karşı yarışı) başlıklı makalede anlatılıyor. Fakat o yazı bazı sıra­
dışı nedenlerle yazı/ışı ndan birkaç yıl sonra gün ışığına çıktı . Yayı nının
neden geciktiği giriş paragrajları nda anlatılıyor.

132
1 99 7 yılında yazılmış bir yaziJ·" bugün okumak ve Salomon 'u n 1 991
11/mda iflasın ne denli yakınına geldiğini görmek -en azından Buffett 'ın
gözünde- ister istemez uzun yıllar sonra iflasa giden Lehman Brothers 'ı
akla getiriyor. Salomon ile ilgili yazıda heyecanlı ve gergin Buffett 'ın şir­
ketin iflası halinde doğacak kaos konusunda Washington 'a yaptığı uyan
r-er alıyor. Bu uyanyı aktaran cümle şöyle: "Buffett, Salomon 'u n iflası nın
felaket sonuçlan olacağına, dün.va çapına yayılacak dom ino etkisi yara­
taeağı na ve varlığını n temeli "zamanı nda ödeme " fikrine dayanan bir
finansal sistemde büyük hasara yol açacağına işaret etti. "
Bütü n bu nlar olmadı, çünkü Bıif.fett 'ın uyguladığı defans Salomon 'u
ku rtardı . Fakat bıt yazı 2008'de Lehman batfığı nda yaşananlan mü­
kemmel ta nımlıyor. - CL.

S a l o m o n d e h a s ı mı?
l l N isan 1988

CAROL LooMıs

'' a tı r ı m ba n kacılığının yönü v e gelec ekteki karlılığına dair

Y özel görü ş lerimiz yok , " diyor Warren Buffett , Berksh i re


Hathaw a y 'in yak ı nda yayınlanacak 1 987 yıllık rapo nı nd a .
··salomon CEO'su John Gutfreu nd'un yeteneğine ve dürüstlüğüne kuv­
vetle ina nı yo ru z . " Bu açıklamay la Wall Street'te ayla rdır devam eden ve
Buffett'ın ( a ) Gutfreund'un gitmesini ve ( b ) William Simon'ın gelmesini
istediğ i yönündek i söyle nti le re son noktayı koydu .
Buffett'ın politikası gereği yatı r ım yaptığı şi rke t le rin yönetimlerine
karşı düşmanca hareketlere gi r iş ın ed iği b i l indiği için dedikoduların erişi­
mi sınırlı k a lmış tı . Fakat Buffett'ın geçen yıl Salomon'a ve rdiği desteğin
zamanlaması söylentilerin ya y ılm a sını neredeyse ga ra n tile m i ş ti. Buffett 1
Ekim gü nü Berkshire'ın 700 mi lyon dola rını hayatın ı n en büyük yatırımı­
na, Salomon'un nakite çevrile bili r tercilıli hisselerine kanalize etti. Hisse
Ofiı 9 ödüyor, üç yıl sonra 38 dolardan Salomon adi hissesine d ön üşt ü rü ­

le biliyo r ve eğer dönüştürülmezse, beş yıl sonra 1 99S yılında n itiba re n

133
paraya çevrilebilecek Sıkıntı, 38 dolar meselesinde. Salomon hissesi,
Buffett anlaşmayı ya p tığında 33 dolardı . 1 9 Ekim'den sonra 1 6 dolara
kadar indi ve son dönemde de 23 dolardan işlem görüyor.
Çöküş, Buffett'ın hareketine ilişkin Wall Street'in algısını değiştirdi. İlk
başında , değeri ödediğinin üstünde olan rüya gibi bir hisseyi aldığı dü­
şünülmüştü . Salomon'un şirket yağmacısı Ronald Perelman'ın muhtemel
devralma girişimiyle panikiediği ve Buffett'ın haydutluk etmesine izin
verdiği söylendi . Fakat çöküş sonrasında Salomon'da yaşanan çok sayıda
istifa ve gürültü patırtının ardından algılar, Buffett'ın bir ayiağı aldığı ve
yatırımcı olarak bütün itibarını tehlikeye attığı yönünde değişti .
Buffett yıllık raporunda yatırım ba nk acılığı işinin büyük taahhütlere gir­
miş oldu ğu birçok şirketten çok daha az öngörülebilir olduğunu yazıyor.
Konvertible hisse almasının nedenlerinden birinin bu olduğunu söylüyor.
Fakat genel manzara açısından rahat görünüyor: "Önde gelen, piyasa ya­
pıcı ve yüksek kaliteli bir sermaye to plama operasyonunun, özkaynak kar­
lılığı açısından iyi ortalamalar üretebilmesinin makül bir olasılık olduğuna
inanıyonız. Eğer böyleyse, değiştirme hakkımız neticede değerli olacak " .

Bu arada , Salomon'un huzurla çevrelenmiş görünen çeşni bahçesinden bi­


raz daha dönüştürülebilir tercihli hisse almak istediğini de ekliyor.
Buffett'ın Salomon yatırımının en şaşırtıcı yönü , bu hareketin onu
genele yayılmış açgözlülüklerini ağır ifadelerle eleştirdiği Wall Street'li­
lerle aynı yatağa sokmuş olması. 1 982 yıllık raporunda yatırım bankacı­
larının kend i lerine en büyük geliri getirecek her türden tavsiyeyi verme
eğiliminde olduklarını belirterek dalga geçmişti . "Saç traşına ihtiyacınız
olup olmadığını berherinize sormayın , " demişti. Fakat bu yılın raporu
Gutfreund'un berherliğini bir tutarn üstün bulduğunu gösteriyor. Buffett
bu yılki raporda Gutfreund'dan söz ederken, Salomon büyük komisyon­
ları kaçıracak bile olsa müşterilerine terreddüt ettikleri adımları atmama­
ları yönünde tavsiyeler verdiğini gözüyle gördüğünü söylüyor.
l Jnutmayın ki, Buffett'ın Salomon'un işiyle ilgili tanımı Wall Street'in
son modası olan "merchant banking"" yönünü içermiyor. Buffett'a göre

Mercha n t ba n k ı n g Yat ı r ı m bankası, tuccar bankac ı l ı k . Banl<ala rın �ırl<etlerı ele geç ırmek ı çı n kendı parala­
rını k u llanmalar ı (( n )

1 34
merchant bank'ların son dönemde pek hevesli oldukları çok sayıda kal­
dıraçtı ş irket alımının önünü açan köprü kredileri çoğu kez tehlikeli giri­
ş imler olarak gö rü nüyor - borç o kadar büyük ki, neredeyse özkayn a k .

Kendisi ve ortağı Charles Munger halen Salomon'un yönetiminde l er ve


ş irketin köprü kredilerden kaçınması gerektiğini gayet rahat savunabilir­
ler. "Fakat, " diyor Buffett, "Eğer John Gutfreu nd nihayet i nde bunu yap­
mak istediğine karar verirse , kendisini destekleyeceğiz. Biz şirketlere bü­
yük değiş ikl i k l er yapma düşün cesiyle g i tmeyiz Bu tutum, yatırım işinde,
.

evliliklerdekinden daha iyi sonuç vermez . "

B u f fe t t ' ı n S a l o m o n'd a z a m a n a k a r ş ı y a r ı ş ı
27 Ekim 1997

CAROL LOOMIS

Salomon 'u uçun-tmun kenanna getiren, Warren Bıif.fett 'a ise haya­
tı nın "en önemli gününü " yaşatan suç ve hatalara dair garip ve hazin
bir hikaye.

T
ravelers Group'un CEO'su 64 yaşında ki Sanford I . Weill yaşa­
mının en büyük şirket satın alma girişimine soyun u rken -Salo­
mon Inc . 'i 9 milyar dolara almaya hazırlanıyor- Wall Street'in
ünlü ismi 67 yaşındak i Warren E . Buffett, Salomon'dan a yrı l ıyor Buffett
.

Salomon'a bundan 10 yıl önce 1 987 sonbalıarı başlarında , Berkshire Hat­


haway şirketi n en büyük hissedarı o l duğunda ayak basmış ve doğ ru da n
yönetim kuruluna oturmuştu . Fakat bu arka tekerlekli bis iklet kulla n mak
gibi bir şeydi, vitesli bisiklete daha sonra geçecekti: Buffett Salomon'un
başında fizik sel, duygusal ve reel olarak toplam dokuz ay kaldı; şirketin
alım-satım işlemlerinde ortaya çıkan usulsüzlükler öyle bir skandala yol
açm ıştı ki Buffett işin başına geçmeye karar vermişti .
Buffett ve Salomon hakkında bugüne dek çok şey yazıldı ; fakat bu­
rada okuyacaklarınızın büyük bölümü yeni. Yakl a şık 30 y ıldır Buffett'ın

135
arkadaşıyım ve uzun zamandır Berkshire hissedarıyım (hiçbir zaman Sa­
lomon hissedarı olmadım) . Dostu olarak her sene Buffett'ın meşhu r yıllık
raporunu gözden geçirip birkaç düzeltme yaparım ve çok uzun zamandır
iş yaşamını anlatan bir kitap üzerinde birlikte çalışmaktan söz ediyoruz.
Bütün bu deneyimler Buffett'ın düşünce biçimini öğrenmemi sağlayacak
çok sayıda fırsatı beraberinde getirdi . Öğrendiklerimden bazıları Fortıme
için yazdığım yazılarda , özellikle de ll Nisan 1 988 tarihli "Warren Bıif­
fett 'ın İçeriden Hikayesi " başlıklı makalede ve ona eşlik eden "Salomon
Dehası mı?" başlıklı kutuda yer aldı . Fakat Buffett'ın 199l 'de Salomon'da
yaşadığı deneyimlerle ilgili öğrendiklerimin çoğu gizli bilgiydi ve ken­
disi tarafından ambargoluydu ; çünkü Salomon hem kaybettiği güveni
yeniden kazanmaya çalışıyor, hem de büyük yasal sorunlarla mücadele
ediyordu . Bir zaman sonra bu aciliyet azaldı ve ambargo artık kaldırılabi­
lirdi. Fakat o dönemde de yazıyı yayınlamanın nedeni kalmamıştı. Şimdi,
Travelers anlaşmasıyla , elimizde bir neden var. Hatta bu nedene bir tane
daha ekleyebiliriz: 1 99 1 yılında yaşanan o dram, her geçen gün biraz
da ha karmaşıklaşan finansal sistemde pusuya yatmış bekleyen tehlikele­
re dair güçlü bir mesaj gönderiyor.
Bu hikaye Salomon'da geçirdiği 10 ayın Buffett'ın yaşam ritminde de­
rin bir düşüş yarattığını belirterek başlamalı. Warren Buffett bazen yılda
tek büyük yatırım kararı vermeye alışmış bir yönetici. Oysa Salomon'da
günde 25 operasyon kararı almak durumundaydı . Bu deneyimin merke­
zinde ise tek bir gün vardı : "Hayatımın en önemli günü" dediği 1 8 Ağus­
tos 1 99 1 pazar. O gün ABD Hazinesi'nin aldığı bir kararla Salomon'un
hükümetin açtığı menkul değer müzayedelerine girmesi yasaklanmış,
sonra da Buffett'ın çabalarıyla bu yasak kaldırılmıştı . İki karar arasındaki
4 saatlik zaman di l i m i nde Buffett yaklaşan trajediyi engellemek için ola­
ğanüstü çaba göstermişti. Buffett'a göre yasak, 9 milyar dolar fiyat biçilen
Salomon'u derhal iflasa başvurma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacaktı.
Daha da önemlisi o gün, bugün de olduğu gibi , Salomon'un çöküşünün
dünyanın en büyük finansal sistemini tam kalbinden vuracağına inanı­
yordu .
Ağustos ayının o pazar günü, bir başka pazar gününden, Buffett'ın
Salomon'un o dönemdeki başkanı ve CEO'su John Gutfreund ile el sıkış-

13b
tığı ve Berkshire Hathaway'in 700 milyon dolarlık değiştirilebilir tercilıli
Salomon hissesi, yani şirketin yüzde 1 2'sini satın aldığı 27 Eylül 1 987'den
çok farklıydı. Bu anlaşma Gutfreund için önemliydi, çünkü Güney Af­
rikalı bazı yatırımcıların elindeki büyük miktarda Salomon adi hissesini
kapmak için hazır bekleyen ünlü şirket yağmacısı Ronald Perelman'ı en­
gelleyebilecekti. Gutfreund, Berkshire'ın 700 milyon dalarıyla Güney Af­
rikalıların elindeki hisseleri Salomon'un kasasına geri getirecek, böylece
de Perelman'ı devre dışı bırakabilecekti.
Gutfreund'un Beyaz Şövalye Warren Buffett'ı neden bu kadar hoş kar­
şıladığını görmek kolaydı . Fakat bırakın 700 milyon doları, yani bugüne
dek tek bir şirkete yatırdığı en büyük parayı emanet etmesini, Buffett'ın
Salomon ile niçin iş yaptığını anlamak bile kolay değildi. Buffett yıllardır
yatırım bankacılarıyla dalga geçer, kendilerine büyük ücretler sağlayan,
ama müşterileri için beş para etmeyen anlaşmalar yapma konusundaki
eaşkularına üzülerek bakardı . Sık sık da yalnızca sevdiği insanlarla ça­
lışmak istediğini söylerdi. Dolayısıyla da Berkshire'ın büyük bir dikkatle
biriktirilmiş dağ gibi parasını, lüks içinde yaşayan, puro tüttüren, köşe
kapmaca oynayan ve yakında Yalancının Pokeri ile meşhur olacak bir
grubun eline mi tutuşturuyordu?
Buffett'ın bu hareketini açıklayabilecek birkaç neden var, fakat az
sonra okuyacaklarınızın ışığında bunların hiçbirini gerçekten iyi bir se­
bep olarak görmek zor. Birincisi, Buffett bir-iki yıldır makUl fiyatlandı­
ğını düşündüğü hisseler bulmakta zorlanıyordu ve sabit getiri alterna­
tiflerine bakıyordu . İkincisi, Salomon'un teklifi, Buffett'ın bir zamanlar,
Berkshire'ın büyük hissedar olduğu (şu anda yüzde lOO'ü Berkshire'ın )
GEICO'da ilkeli, açgözlülükten uzak, müşteri dostu bir yönetici olarak
çalıştığına tanık olduğu john Gutfreund'dan gelmişti. Buffett, Gutfreund'u
severdi - aslında hala da sever.
Buffett'ın Salomon'a girişinin üçüncü açıklaması, anlaşmanın koşulla­
rını kabul etmeye değer bulrnasıydı. Esasen değiştirilebilir tercilıli hisse­
ler, piyango bileti iliştiritmiş sabit getirili yatırımlardır. Bu durumda , hisse

M ıchael Lt'Wıs ' ı n t ü m zamanların en çok satan yatırım k ı tapiarı arası nda yt>r a l a n kıtallı Yalancının Pake­
r ı ' n ı n Turkce baskısı Scala Yayı ncılık ' tan çıktı (C n )

137

You might also like