You are on page 1of 10

fakat yatırım portföyündeki diğer şirketlerin sadece kar payı gelirleri da­

hil . Böylece beyan edilen karların gerçek kazanç gücünün büyük bir
bölümünü kapsamarlığını Buffett'ın hissedarlara her yıl hatırlatması ge­
rekiyor. "Bu, muhasebe prosedürlerine yönelik bir eleştiri değil" diyor.
" Daha iyi bir sistem tasariama işini üstlenmek istemeyiz. Yöneticiler gibi
yatırımcıların da muhasebe rakamlarının şirket değerlemesinin sonu de­
ğil başlangıcı olduğunu anlamaları gerek ve bizim yaptığımız, bunu söy­
lemek sadece . "
Buffett muhasebenin karmaşıklığından yakınırken "Yanomamo Kızıl­
derililerinin yalnızca üç sayı kullandıklarını" söylüyor: " Üç sayı: Bir, iki
ve çok. Belki o zamanlar da gelecek . "
Şirketin konsolide olmayan varlıkları giderek önem kazanırken, Buf­
fett hissedarlarına , Berkshire'ın performansını yakın geçmişe kadar öner­
diği gibi beyan edilmiş kazançların özsermayeye oranı ile ölçmenin artık
uygun olmadığını belirtiyor. Hemen ardından da bakın ne diyor: " Böyle
bir ölçümden aslında kuşku duymalısınız. Kıyaslanabilir standart ölçütler
verimli okuma sağladıkları halde çoğu zaman bir kenara atılıyorlar. Ama
birçok yönetici sonuçlar gerilediğinde, kendi pozisyonunu değiştirmek
yerine ölçütün konumunu değiştirmeyi yeğliyor. Bu tür bir gerilemeyle
karşı karşıya kalan yöneticiler çoğu kez daha esnek bir ölçüm sistemine
yöneliyorlar: Şirketin performans okunu boş bir kanvasa atıyor, sonra da
okun saplandığı yere özenle bir hedef yuvarlağı çiziyorlar. Biz genellikle
önceden belirlenmiş, uzun ömürlü ve küçük "tam isabet" atışiarına ina-
nırız . "
Buffett'ın pek de etkileyici bulmadığı " hedef yuvarlaklarından" biri de
herkesin dilindeki şu "rekor" kazançlar. "Sonuçta , " diye açıklıyor, "tama­
men uyumakta olan bir mevduat hesabı bile bileşik faiz nedeniyle her yıl
istikrarlı bir biçimde artan faiz geliri üretecektir. "
Buffett'ın hissedarların haklarını savunması hiç de şaşırtıcı değil . Çün­
kü 52 yaşındaki Buffett'ın kendisi de uzun zamandan beri profesyonel
hissedar. Buffett ve eşi en son değeri 460 dolar olan Berkshire Hat­
haway'de hisse sahibi ve Berkshire Hathaway'in işi de büyük ölçüde,
şirketlerden hisse almak.
Yazar jerry Goodman, Supennoney (Süper para) başlıklı kitabında ,

78
1956 yılında kurulan -ve 1 969 sonuna kadar mükemmel tahminler or­
taya koyan- ortaklığının yıllık bileşik yüzde 3 1 büyüme başardığına işa­
ret ederek Buffett'ı "kuşağının önder para yöneticisi" olarak tanımlıyor.
"Daha da önemlisi," diyor Goodman, "bunu başka bir kuşağın felsefe­
siyle başarması . . . Benjamin Graham'ı en katıksız haliyle ve müthiş bir
tutarlılıkla uygulayarak." Bildiğiniz gibi merhum Benjamin Graham 1 949
yılından bu yana sürekli yeni baskıları yayınlanan Intelligent lnvestorın
(Akıllı Yatırımcı ) yazarıydı. Buffett, Graham'ı kendisine bir rehber, akıl
hacası olarak seçmişti (ve yıllar sonra Graham da kitabının yeni baskısı­
nın revizyonu için Buffett"ı tercih etmişti.)
Graham ve Buffett her konuda anlaşamasalar da ortak algıları, var­
lıkları zaman içinde kar getirmemesi neredeyse imkansız denecek kadar
düşük fiyattan almaktı. Bu yaklaşım belli bir düzeyde kafa ve çok çalış­
ma gerektiriyor. "Piyasa da , Tanrı gibi , " diye yazıyor Buffett, "kendilerine
faydası olanlara yardım eder. Fakat Tanrı'nın aksine, piyasa ne yaptığını
bilmeyenleri affetmez . "
Buffett'ın kısmi alım stratejisi, piyasa periyodik olarak yaptığı gibi
aya fırladığı zaman değil, şirketler piyasada gerçek değerlerinden önemli
ölçüde iskontoianmış fiyatlardan satıldıklarında anlam ifade ediyor. 1 972
yılında Avon ve diğer hisseler kazançlarının 60 katı üzerinden satılırken,
Berkshire'ın portföyünün yalnızca Ofo 1 5'i hisse yatırımlarındaydı; şimdi,
1982 yılı sonunda ise bu oran Ofo 80. " 1 972 yılında da 1982'deki kadar
iyi şirket vardı etrafta , " diye yazıyor Buffett. " Fakat 1 972'de borsanın bu
şirketlere verdiği fiyat saçma görünüyordu." Borsanın yükselişini sür­
dürmesi halinde Berkshire'ın sermayesini kısmi şirket alımlarında etkin
biçimde kullanma yeteneği azalacak veya tamamen ortadan kalkacak . Şu
anda bu sorunun erken işaretlerini görüyoruz, " diye de uyarıyor. (Eyvah,
bir boğa piyasası daha!)
Buffett'ın mektuplarında değindiği sorunlardan biri de mülk/kaza
sigortası sektörünün -ana faaliyet alanı- içinde bulunduğu durum. "Bu
yüzyılın büyük bölümünde, " diye yazıyor, "sektörün çoğunluğu , aslın­
da, sigorta düzenleyicilerinin teşvik ettiği yasal bir yarı-güdürnlü tavan
fiyat sistemi ile çalıştı. Fiyat rekabeti vardı, ama büyük şirketler arasında
yaygın değildi." Buffett o centilmenlik günlerinin artık geride kaldığını
söylüyor. " Eski yapının bazı kısımları yerinde dursa da . . . " diyor, "Yeni
pozisyonda taraflar fiyatı rekabetin birinci silahı olarak kullanmaktan çe­
kinmiyor. Aslında o silahın tadını çıkarıyorlar. Süreç içinde , müşteriler
sigartacılığın tek fiyatlı bir i� olmadığını öğrendiler. Umıtmayacaklar. "
Buffett'ın planı, fiyatların oturmasını sağlayaca k silketenmeyi bekler­
ken dü�ük hacimle ya�amak .
Tekstil sektörünün geleceğine duyduğu güven her mektupta biraz
daha azalıyor; sınırlı arz dönemlerinin, dolayısıyla da uygun fiyatların
yalnızca nadiren geldiği (ve sonra da yalnızca "bir sabahın iyi bir kısmın­
da" sürdüğü ) sermaye-yoğun bir emtia i�i olarak tanımlıyor tekstili. Ne
var ki, işçilerine olan sadakati ve belki de Berkshire'ın köklerine duydu­
ğu belli bir özlem yüzünden Buffett bu i�i sebatla sürdürüyor. Bu tutumu
Berkshire hissedarlarının çıkarlarını önemsemediği şeklinde görü lebilir,
Buffett % 47 hissesiyle herhangi bir politika konusunda kendi oylarıyla
çoğunluğu sağlayabilir. Böyle de olsa , gelecekte girmek istediği türden
bir i� olmadığı konu sunda hissedartarım temin ediyor.
Buffett'ın mektu plarının son notları arasında sanal bir "Ş İ RKET ARA­
NlYOR" ilanı yer alıyor. Bu ilan Warren Buffett'ın nasıl çalıştığını gösteri­
yor: Berkshire Hathaway tutarlı kazanç gücüne sahip, borcu az, yönetimi
işin başında olan ( " bunu biz sağlayamayız" ) ve bir teklif fiyatı bulunan
( "Fiyat belirsizse, ön görüşme için hile ne kendimizin ne de satıcının
zamanını harcamak isteriz" ) , büyük ama basit ( " Çok teknoloji varsa, an­
lamayız " ) şirketler arıyor. Vaatleri de gayet açık : "Düşmanca işlemlere
girmeyiz. Tam bir gizlilik vaad edebilir ve ilgilenmemiz halinde çok hızlı
-alışılageldiği gibi beş dakika içinde- cevap sözü verebiliriz . "
İ lginç fikirleri olan bir başkansanız , ilginç bir Başkanın Mektubu yaz­
ma k çok yararlı. Buffett'ınkilerin hem iş dünyası için hem de edebi açı­
dan canland ırıcı bir tarz olduğu kesin.

80
B o r s ay ı y e n e b i l i r m i s i n i z ?
2 ô A ra l ı k 1983

Daniel Seligm a n 'ın m a ka lesin den a lın tı ve k u t u yazısı

Etkin p(yasa h ipotezi rEPHJ, bu makalen in de gayet net anlattığı gibi,


··safja n i/erin horsayı yenemeyeceğin i " söyler. Dolayısıyla da, Bıiffett 'ı n
hisse seçimi konusunda bug ü ne kadar sergilediği başan, etkin piyasa hi­
potezine inanan herkes açısı nda n en azı nda n çelişkili bir du n ı m. Etkin
p(yasa müridierin in bıı başanya tepkisi hep Bıiffett 'ı sadece şanslı olarak
ta nı mla mak oldu; olağa nüstü şa nslı �·a nwhteşşem şanslı da dediler.
Fakat Bı iffett 'ı n ü n ı'i arliıkça başa nsı bir "anomali" olarak gön'ilmeye
başladı; bir yatınmcı n ı n böylesine üstü n başansı yaln ızca şa nsla açık­
la namazdı . Bu dım ı nı Fortune da n Dan Seligman 'ın aşağıdaki maka­
leyi yazması na engel olmadı . Akıl hoca m ve arkadaşım Seligman, Jikren
etkin p(yasa hipotezin in cazibesine kapılm ıştı -bu eğilim ini makalede
de ortaya koyuyor- ve haklı çıkmasın ı çok istiyordu . Fakat dü nıstlüğü
ve haber anlayışı. ona bu rada yazılma m ış güzel bir hikaye olduğ u n u
söyledi ve o hikiiyeyi yazmak için yola koyuldu .
Kitaba makalenin tamanı ı n ı almadık; yalnızca başı nı, ana bölü­
münü ve Bıiffett ile öm ür boyu dost olan üç kişinin, Charlie Mımger,
merh u m Bill Ruane ve merh u m Walter Schloss 'u n portrelerinin yer aldı­
ğı kııtııyıı burada yeniden yayınlıyonız. Makalenin tüm ü n ü internette
bulabilirsiniz; fakat etkin p�yasa h ipotezi büyük ölçüde çöpü boyladığı
için, siz bilirsiniz.
Bu makaleyle birlikte yayı nla n m ış önemli bir ek yazı vardı: Colımı ­
bia Üniversitesi 'n in düzenlediği ve Bıiffett ile işletme alanı n ı n ta nınmış
akademisyeni, Rochester On iversitesi fina n..<; profesön'i Michael jensen 'i
karşı karşıya getiren Mayıs 1 984 tarihli bir tarlışmayı anlatıyordu . Önce

Bl
konuşa n Jensen, etkin piyasa hipotezine duyduğu güçlü inancı ifade et­
miş, ve Fortune 'da yayı nlanan bir makaleye gönderme yaparak, "Etkin
piyasa h ipotezi kon usunda harika bir inceleme " demişti. Fakat Bıiflett
ve diğer üç kişinin olağa nüstü yatın m geçm işlerinin inkar edilemez
biçimde yeteneğe bağlı olduğu düşü nüldüğünde, makalen in yan ılıyor
olabileceğini öne sünnüştü . "istatistiksel olarak, " demişti yazı-tu ra olası­
lıklan nda n söz ederek, "rekor/ar kolay kolay şansla gerçekleştirilemez. "
Buffett ise, "öyle değil, " diye söze girmişti yapmayı plandığı konuş­
man ı n en ca n alıcı argüma n ı na değinmenin tam zamanı olduğunu
düşü nerek. Bıiflett, kendisi ve yukanda isimleri geçen üç yatınmcı n ı n
ya nına beş 'yazı turacı " daha ekiemiş ve dokuz kişilik b u gntba Graha m
ve Doddsville 'in "süper yatınmcılan " adı n ı verm işti. Buffett 'ın ifadesiyle,
bu grıtbım dokuz üyesinin her birini tan ı mlayan ortak bir 'fikir babası "
vardı: Yatın mcılann bir şirketin değeri ile küçük parçalannın piyasada­
ki değeri arası ndaki farkiara bakmalan gerektiğine inanan ü nlü yatı­
n mcı ve yazar Ben Graha m .
Fakat b u dokuz yatı nmcının başanlannı oldukça farklı yollardan
ürettiklerini söylem işti Buffet. Potföylerinde nadiren aynı h isseler var­
dı . Diğer bir ifadeyle, ayn ı "entellektüel köyü n " sakinleriydiler, a ma
alı m-satım eğilimleri fa rklıydı . On/ann üstü n başanlannı "şa ns " olarak
tan ımla mak saçma olurdu .
Bu tartışmayı izlerken, Buffett 'ın Jensen 'e kesin üstü nlük sağladığını
hissetmiştim . Aslına bakarsanız etkinlik son rası nda oluşan genel kan ı
da böyleydi. Bıiflett 'ın kendisi de gerçekleştirdiği tüm yazılı ve söz/ii. su ­
n u m/ar içinde mantık açısından en iyi muhakeme edilmiş, dolayısıyla
da en iyisinin bu olduğu nu düşünüyor. ("The Superinvestors of Gra­
ham-and-Doddsville (Graham ve Doddsville 'in Süper Yatı n mcılan) baş­
lıklı yazıya internetten ulaşabilirsiniz) - CL.

isse senedi piyasalarıyla ilgilenen insanların büyük bölümü

H şu üç kategoriden birine girer: 1 . Borsayı nasıl yeneceğini


gerçekten bilen herkese kuşkuyla bakan akademisyenler; 2 .
B u bakış açısını küçümseyerek reddeden profesyonel yatırımcılar; v e 3 .
Borsayı yenmenin mümkün olduğuna inanan ama b u varsayımın içerdiği

82
çelişkiyi göremeyen amatör yatırımcılar. Ben uzun süre birinci grubun
partizanı oldum ve aşağı yukarı geçen yıla kadar da bu tezin hava sızdır­
maz olduğuna inandım (yüzde 1 00 kesin) .
Profesörler etkin piyasa hipotezi adı verilen teoriyi son derece kuv­
vetli bir iddia temeline oturtmuş görünüyorlardı. Hitopezi gerçek dünya
diliyle yorumlarsak , saf faniler borsayı yenemezdi. Soru şu: EPH gerçeğe
ne kadar yakın? Bugün işletme okullarında bu tezle ilgili oluşturulan te­
mel argümanı yeniden incelediğimde ve bununla tutarsız görünen bazı
son bulgulara baktığım zaman soruya şu yanıtı verdiğimi görüyorum:
EPH borsayı anlamak için son derece faydalı, ama gerçeğe yakınlığı ko­
nusunda eskisi kadar emin değilim . Bazı üstün yatırımcıların borsayı sis­
tematik olarak yendikleri gayet açık . . .
Hipotezi karıştırıp duran borsa haberlerinde profesörterin tercih et­
tikleri ifadeyle, "anomalilerin" çoğalması karşısında birçok EPH fanatiği
gibi ben de sarsıldım.
Fazlasıyla göz önünde olan bazı yatırımcıların sergiledikleri sıradışı
başarıların merkezinde rahatsız edici bir anamali kendini gösteriyor. Bir­
birine çok sıkı kenetlenmiş bir grup yatırımcının -ki aralarında en ünlüsü
Buffett- performans kayıtlarını aşağıda bulabilirsiniz. Buffett yatırım ala­
nında kazandığı başarının etkin piyasa hipotezinin temellerini ne kadar
zorladığının gayet farkında . Piyasada sömürülebilir "etkinsizlik cepleri"
olduğuna inanıyor ve danışma kurulunda görev yaptığı Stanford İşletme
Okulu'ndaki toplantılarda bu fikrini birçok kez savu nmuş bulunuyor.
Stanford'un yıldız akademisyenlerinden biri olan ve EPH'ni yüzde yüz
destekleyen popüler ders kitabının yazan Profesör William F. Sharpe bir
keresinde Buffett'tan "beş-sigma olayı" olarak söz etti. Bu ifade, işletme
okulu jargonunda Buffett'ın yatırım performansını ortamaladan beş stan­
dart sapma daha yukarıda düşünmeniz gerektiği anlamına geliyor ve bu
hesap gerçekten doğruysa -ki böyle olduğunu iddia eden kimse yok­
Buffett'ınki gibi bir yatırım başansını şansla gerçekleştirme olasılığının
3 . 5 milyanda bir olduğunu söylüyor.

83
S a dece ü ç s a y ı l ı k a t ı ş l a r

Daniel Seligm an imzalı k u t u yazısı

rensipte der, etkin piyasa hipotezi, hiç kimse sistematik olarak

P borsayı yenemez. EPH 'ni Warren Buffett, Charles Mu nger, Wil­


liam Ruane ve Walter Schloss'a uyarlarsak kar�ımızda üç zorluk
belirir: !) Hepsi de uzun süreler boyunca piyasanın üstünde perfom1ans
sergilemişlerdir. 2 ) Bunu hem yükselen hem de düşen piyasa ortamların­
da ba�arını�lardır, dolayısıyla da elde ettikleri yüksek getiriterin yalnızca
aldıkl::ırı büyük riskleri yansıttığını öne sürmek zordur. 3) Hepsi de Ben­
jamin Graham'ın geç dönem fikirlerini yansıtan stratejiler izlemektedir, bu
yüzden de performanslarını rastgele bir olay olarak göm1ek zordur. Buf­
fett, Ruane ve Schloss esasen Graham'ın öğrencileridir ve dördü de G ra­
ham'ın David L . Dodd ile birlikte yazdığı, ilk baskısı 1934 yılında yayınla­
nan klasik kitabı Security A nalysis'den etkilenmiştir. Graham'ın ana fikri
şudur: Bir nedenle değerinin altında fiyatianan şirketleri arayın ve piyasa,
değeri görüneeye kadar da -ne kadar zaman alırsa alsın- hisselerini eliniz­
de tutun. Böyle şirketleri bulmak elbette kolay değil . Buffett, " 3-0'lık atışı
beklersiniz , "" diyor. Beklemenin ödülü: 1 974'te Washington Post Co. 'nun
piyasa fiyatı 80 milyon dolardı ve sadece televizyon istasyonlarının değeri
bile bu rakamdan daha fazlaydı. Şimdi piyasa değeri yaklaşık 1 milyar
dolar, Buffett'ın Berkshire Hathaway'inin hissesi ise % 1 3 .
Buffett yaklaşık 1 4 yıllık faaliyetin ardından 1969 yılında Buffett Part­
nership Ltd'yi tasfiye ettiğinden bu yana resmi olarak pa ra yönetimi işin-
- - · - - -- ---- ---

3 · 0 ' 1 ı k atıs beyzbolda b ı r vurus turu Rısklı bır strateıi ve beyzbol koç l a r ı bu atısı gene l l ı k l e t a k ı mları macı
kaybetmek uzereyken k u l lan ıyor. CC n )

84
de değildi. Tasfiyenin bir nedeni, Buffett'ın artık , değerinin altında satılan
menkul değer bulamamasıydı. Ortaklık faaliyet ömrü boyunca ortalama
yüzde 29 yıllık getiri elde etmişti, aynı dönemde S&P SOO'ün yıllık ortala­
ma getirisi o/o 8,2 idi. (Aşağıdaki rakamlar gibi, bunlara da kar paylarının
yıllık bazda yeniden yatırıma dönüştürülmesi dahil).
Charles Munger'ın ortaklığı (Wheeler Munger&Co . ) ı 962- ı 975 yıllan
arasında faaliyetteydi . Ortalama getirisi, S&P SOO'ün yüzde 5 , 3'üne karşı­
lık yüzde ı 9,8 idi . Bill Ruane müthiş ba�arılı Sequoia Fonu 'nu yönetiyor;
ilk kez Temmuz ı 970'te halka açılan fon, o zamandan bu yana S&P
500'ün o/o ıo,6 yıllık ortalamasına karşılık o/o ı 8,6 yıllık ortalama getiri
sağlıyor. Sequoia mevcut varlığı 333 milyon dolar ve bir süredir yeni
yatırımcı kabul etmiyor. "Çünkü , " diyor Ruane , "para fikirlerimden hızlı
geliyordu . "
Walter Schloss'un yönettiği özel ortaklığın ( ı 956'dan beri) yıllık orta­
lama getirisi % 2 ı ,3; aynı dönemde S&P SOO'ün yılık geriri orta laması ise
o/o 8,7. Schloss kısa bir süre önce partnerlerine yazdığı duygusal mektup­
ta, "Yürüdüğümüz sarp yol boyunca birçoğumuza yardımcı olan Graham
ve Security Analysis'i saygıyla yadediyorum , " ifadesini kullanmıştı.

Can You Beat the Stock Market? orijinal başlıklı makalen in tam met­

nine Jortıme. com/ buffettbook adresinden u laşabilirsin iz.


B U F F E T T V E C A P I TA L C I T I E S

A merican Broadcasting Co. 'nun 1985 yılında Capital Cities Commu­


nications tarafından satı n alınması ve Berkshire 'ın bu anlaşmaya dahil
olması Buffett 'ın en başından beri sevdiği bir kombinasyon ve yatın mdı .
Bunun en önemli nedeni de uzun yıllardır arkadaşı olan Cap Cities baş­
kan ı Thomas S. Murphy ile iş yapacak olmasıydı . A nlaşma hayal kınklığı
getirmedi: Cap Cities!ABC gelişti ve 1996 yılında Walt Disney Co. tara­
fından satın alındı; Berkshire da başlangıçtaki yalınmını dörde katladı .
Yol boyunca yaşanan kilit anlara ilişkin seçme Fortune alıntılannı aşa­
ğıda okuyabilirsiniz. - CL.

C ap i t a l C i t i e s 'e k a p i t a l d a r b e s i
1 5 N i sa n 1 98 5

Stra tlord Sherm an 'ın m a kalesin den a lın tı

uffett, Murphy için "ABD'nin en iyi yöneticisi" diyor. Kendisi

B de hiç tembel bir yönetici olmayan Buffett, geleceğinin önemli


bir bölümünü Murphy'nin ellerine bıraktı. Buffett, birleşme-
den doğan şirket Capital Cities/ABC Inc. 'in % 1 8'ini 5 1 8 milyon dolar
karşılığında satın almayı kabul ederek dostane bir satın alma gerçekleş­
mesine yardımcı oldu . Daha sıradışı bir gelişmeyle, Buffett l l yıl boyun­
ca yönetime oy vermeyi -hem Murphy hem de Başkan Daniel Burke'ün
yönetirnde olması koşuluyla- kabul etti ve hisse alım-satım özgürlüğüne
getirilen ciddi sınırlamaları da kabullendi.

Bb
A k ı l l a r a d u rg u n l u k v e r e n b i r l e ş m e ü c re t l e r i
20 Ocak 1986

PETER PETRE

atırım bankacılarının kule gibi yükselen ücretleri karşısında

Y bazı şirketlerin liderleri " kendin yap" yoluna yöneliyorlar. Ba­


şarılı kendin yapçılar anlaşmaları sonuçlandırma konusunda
olağanüstü yetenekli iş adamları. Onlardan biri, Warren Buffett, Wall
Street'in en ünlü iki şirket yağmacısını sindirdi. Buffett, American Broad­
casting Co. 'yu Capital Cities Communications adına satın alma girişimle­
rine geçtiğimiz mart ayında başladı . Buffett görüşmelere Wachtell Lipton
Rosen & Katz unvanlı hukuk firmasının şirket birleşmeleri avukatı Martin
Lipton eşliğinde girdi. Buffett ve ekibi, First Bostan'un şirket birleşmeleri
ve satın alma departmanının eş-direktörü Bruce Wasserstein ile Skadden
Arps Slate Meagher&Flom hukuk firmasının şirket devralma uzmanı
joseph Flom ile masaya oturdu .
Taraflar anlaşmaya yaklaştıkça profesyonel anlaşmacılar işe daha çok
asıldılar. " Buffet o kadar akıllı ki," diyor Wasserstein, "tufaya gelmernek
için dikkatli olmalıydınız. " Wasserstein'ın aniartığına göre, kendisi ve
Flom, Cap Cities'in ABC için yaptığı nakit teklifini hisseyle tatlandırması­
nı istemişler; fakat fazla zorlamaya gelmeyen Buffett, sonunda küçük bir
değişikliği dahil ederek konuyu kapatmış; anlaşmanın değerini belki de
% 3 artıran ince bir tabaka varant cilasıyla işi bitirmiş. Buffett bu konuda
yorum yapmayı kabul etmedi .

87

You might also like