Professional Documents
Culture Documents
Huk205U-Ceza Hukuku: Ünite 2: Suç Teorisine Giriş Ve Tipikliğin Maddi Unsurları
Huk205U-Ceza Hukuku: Ünite 2: Suç Teorisine Giriş Ve Tipikliğin Maddi Unsurları
Suçun Yapısına Genel Bir Bakış niteliklerin bulunması gerektiği kabul edilmektedir (fiilin
sınırlama fonksiyonu). Fiili; yönlendirici irade tarafından
Toplumsal düzen, toplumu oluşturan herkesin uymakla hâkim olunan, belli bir amaca yönelen, etkileri dış
yükümlü olduğu ve davranış normu olarak adlandırılan bir dünyada hissedilen insan davranışı olarak tanımlamak
takım kurallarca korunur. Hukuk kuralları da toplumsal mümkündür.
düzeni sağlayan ve koruyan davranış normları içinde yer
almaktadır. Davranış normları, üstlenmiş oldukları işlevi, Sadece iradi olan insan davranışları fiil niteliğine sahiptir
her biri belli bir hukuki değeri korumayı amaçlayan ve ve yönlendirici iradenin ürünü olmayan davranışlar ceza
yasak veya emir seklinde formüle edilmiş kurallarla yerine sorumluluğuna esas teşkil etmezler. İradeyi mutlak surette
getirir. Kanun koyucu bir suç tanımı yaptığında örtülü bir devre dışı bırakan, karşı konulamayan, doğal ya da doğal
şekilde, ya bir yasaktan ya da bir emirden (davranış olmayan bir kuvvetin etkisinde iken gerçekleştirilen
normu) bahsetmektedir. Bu noktadan hareketle, davranış hareketler fiil olarak nitelendirilemezler. Bu çerçevede
normlarını kendi içinde, yasaklayıcı davranış normları ve karşı konulamaz mutlak bir kuvvete (vis absoluta) maruz
emredici davranış normları seklinde ikili bir ayrıma tabi kalan kişinin gerçekleştirdiği davranışlar fiil sayılmazlar.
tutmak mümkündür. Yasaklayıcı davranış normları, ancak Buna karşılık insanın iradesini yalnızca zorlayıcı
bir davranışın gerçekleştirilmesi suretiyle (icrai davranış) nitelikteki cebir ve tehdit (vis compulsiva) altında
ihlal edilebilir. Buna karşılık, emredici davranış normları gerçekleştirilen davranışlar fiil niteliğine sahiptirler.
ise, ancak emredilen hareketin gerçekleştirilmemesiyle Refleks hareketleri, uyku hâlinde veya hipnotik telkin
(ihmali davranış) ihlal edilebilir. Kişilerin, muhatabı altında gerçekleştirilen davranışlar da ceza hukuku
oldukları davranış normlarının gereklerine aykırı anlamında fiil özelliğini taşımazlar. Buna karşılık,
davranmaları, yani emir veya yasağı ihlal etmeleri zorunluluk hâlinde, ani karar sonucu ve şuur bozukluğu
haksızlık teşkil eder. Bu haksızlıklardan bir kısmı suç veya şuur bulanıklığı hâllerinde gerçekleştirilen
teşkil edip ceza hukukunun konusunu oluştururken diğer
davranışlar ise fiil niteliğine sahiptirler.
bir kısmı ise diğer hukuk disiplinlerinin ilgi alanına girer.
Suç teorisi, suç teşkil eden haksızlığın unsurlarını ve ceza Hukuki değerlendirmenin konusunu ancak bir insan
sorumluluğunun şartlarını konu edinmektedir. davranışı oluşturabilir. Bir insan davranışının fiil
niteliğini taşıyabilmesi, bunu gerçekleştiren kişinin kusur
Suç teorisinin öngördüğü sistem çerçevesinde suçun yeteneğinin bulunmasına bağlı değildir. Bu nedenle
yapısal unsurları kural olarak haksızlık ve kusur ayrımı küçüklerin ve akıl hastalarının işledikleri fiiller de suç
çerçevesinde ele alınmalıdır. Haksızlığın unsurları ise, teşkil eden haksızlığı oluştururlar.
“tipiklik” ve “hukuka aykırılık ”tan ibarettir. Suç teşkil
eden bir haksızlıktan söz edilebilmesi için, işlenen fiille Bir insan davranışının fiil olarak nitelendirilebilmesi için
haksızlığın unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin bunun dış dünyada herhangi bir şekilde tezahürünün,
belirlenmesi gerekir (fiil olmaksızın haksızlık olmaz). etkisinin bulunması gerekmektedir. Bu çerçevede
Haksızlık teşkil eden bir fiilin gerçekleştirildiği sabit belirtmek gerekir ki insanın düşünce ve arzuları, iradi bir
olduktan sonra ise kusur konusu ele alınacaktır. davranışla dış dünyada ortaya çıkmadığı sürece suçun
Kusur(luluk), suçun yapısında, haksızlık teşkil eden fiili konusunu oluşturmaz.
gerçekleştiren kişinin işlemiş olduğu bu fiilden dolayı
Tipiklik
kınanıp kınanamayacağının değerlendirildiği aşamayı
oluşturmaktadır. Görüldüğü üzere haksızlık ve kusur İşlenen bir fiilin, suç teşkil edip etmediğinin
daima belli bir konuyla ilişkilendirilerek değerlendirmeye belirlenmesinde, suçların kanuni tanımlarında (suç
tabi tutulmak zorundadır. Ceza hukukunda tipinde) gösterilen unsurların gerçekleştirilip
değerlendirmenin konusunu ise ancak belli bir kişi gerçekleştirilmediği göz önünde bulundurulur. İşlenen
tarafından icra edilen fiil oluşturabilir. Ceza hukuku fiilin, herhangi bir suçun kanuni tanımdaki unsurları
sorumluluğunun doğumu bakımından, haksızlığın gerçekleştirdiği belirlenirse, tipikliğin gerçekleştiği ifade
unsurlarının gerçekleştirilmesi ve bunu gerçekleştiren edilir.
kişinin kusurlu sayılabilmesi yeterlidir. Ancak bazı suçlar
Suçun kanuni tarifi, bir fiilin tipik haksızlık içeriğini
bakımından, bu unsurların dışında kalan ve ceza
somutlaştıran unsurları bir araya getirmektedir. Böylece
sorumluluğunun doğumu bakımından gerçekleşmesi veya
suç tipleri, kanun koyucunun cezaya layık olarak gördüğü
bulunmaması gereken bir takım unsurlara da yer
davranış şekillerini belirler. Tipiklik, burada, vatandaşların
verilebilmektedir. Bu unsurlara suçun yapısında
tipleştirilen emir ve yasaklara göre kendilerini
haksızlığın ve kusurun dışında kalan cezalandırılabilirlik
yönlendirmeleri fonksiyonunu yerine getirir. Buna
şartları denilmektedir.
“tipikliğin uyarı fonksiyonu” denir. Şu hâlde tipiklik,
Suç Teşkil Eden Haksızlığın Esası Olarak Fiil suçun yapısında bir değerlendirme aşaması olarak, tipe
uygun davranış şekillerini ceza hukuku bakımından
Ceza hukukunun hareket noktasını, fiil olarak
önemli olmayanlardan ayırma görevini yerine
nitelendirdiğimiz bir insan davranışı oluşturmaktadır.
getirmektedir. Buna da “tipikliğin ayıklama fonksiyonu”
Ancak insanın her davranışının fiil özelliğine sahip
denilmektedir. Tipiklik, suçun yapısında “hukuka
olmadığı, insan davranışına fiil vasfını kazandıran bazı
1
HUK205U-CEZA HUKUKU
Ünite 2: Suç Teorisine Giriş ve Tipikliğin Maddi Unsurları
aykırılığın karinesini oluşturma” fonksiyonuna da sahiptir. suçlarda, serbest hareketli suçların aksine, suç tipinde
Buna göre, tipe uygun bir davranış kural olarak hukuka o suçu oluşturan hareketler somutlaştırılmıştır.
aykırı bir davranıştır.
• Seçimlik Hareketli Suçlar
Tipikliğin maddi (objektif) unsurları fiilin dış dünyadaki
görünüş biçimini nitelendirirler. Bu unsurlar Kanuni tanımında birbirinin alternatifi olarak
tanımlanabilir veya normatif olabileceği gibi, fiile veya gösterilen birden çok hareketten biriyle işlenebilen
faile ilişkin de olabilir. Tipikliğin manevi (sübjektif) suçlar “seçimlik hareketli”dir. Bu tür suçlarda, kanuni
unsuru denilince, failin psişik-manevi alanına ve tasavvur tanımda gösterilen alternatif hareketlerin hepsinin
dünyasına ait olan unsurlar anlaşılmalıdır. Fiil ile bu fiili aynı anda gerçekleştirilmesi şart olmayıp birinin
gerçekleştiren kişi arasındaki psikolojik bağa manevi icrasıyla suç oluşur.
unsur denilmektedir. Bu bağ da kural olarak kast, istisnai • Kesintisiz Suçlar
hâllerde ise taksir seklinde tezahür etmektedir. Kasten
islenen bazı suçlarda ise, kastın yanı sıra amaç veya Kanuni tanıma uygun hareketin icrasıyla ya da tipte
saikten oluşan başkaca manevi unsurların gerçekleşmesi ayrıca neticenin arandığı hâllerde neticenin
aranmıştır. Buna göre, haksızlık teşkil eden fiiller ya gerçekleşmesiyle tamamlanan suçlara “ani suçlar”
kasten işlenirler ya da taksirle gerçekleştirilirler. Haksızlık denir. Buna karşılık, kanuni tanımındaki hareketlerin
teşkil eden fiilin işleniş şeklini oluşturan kast ve taksir, işlenmesiyle tamamlanan, ancak fiilin icrasına devam
birer kusurluluk şekli olarak görülemezler. Hukuka edilmesi sebebiyle henüz sonlanmayan (icranın
aykırılık, tipikliğin bir unsuru değil, suçun genel bir bitmediği) suçlara “kesintisiz suç” veya “mütemadi
unsurudur. suç” denir.
2
HUK205U-CEZA HUKUKU
Ünite 2: Suç Teorisine Giriş ve Tipikliğin Maddi Unsurları
için bu neticenin gerçekleşmesi gerekir. Buna karşılık, Suçlar, fail esas alınmak suretiyle, genel suçlar ve özgü
suçun kanuni tarifinde neticeye ayrıca yer verilmemiş ise suçlar şeklinde bir ayrıma tabi tutulmaktadır. Suçların
fiilin gerçekleştirilmesiyle suç da tamamlanmış olacaktır. çoğunluğu, kural olarak, herkes tarafından islenebilir. Bu
Kanuni tanımlarında neticeye unsur olarak yer verilip suçların kanuni tarifinde faille ilgili olarak “kişi”, “kimse”,
verilmemesi noktasından hareketle suçlar “sırf hareket “her kim” gibi ifadelere yer verilir. Fiil yeteneğine sahip
suçları” ve “neticeli suçlar” seklinde ikili bir olan her gerçek kişi tarafından işlenebilen bu suçlara
sınıflandırmaya tabi tutulur. “genel suçlar” denilmektedir. Buna karşılık, bazı suçların
kanuni tanımında, bu suçların ancak özel bir yükümlülük
Nedensellik Bağı ve Objektif İsnadiyet
altında bulunan ve belli faillik özelliğini taşıyan kişiler
Bir neticeden dolayı sorumlu tutulabilmenin temelini, tarafından işlenebileceği belirtilmektedir. İşte, kanuni
hareket ile netice arasındaki sebep-sonuç ilişkisini ifade tanımında belli özelliğe sahip olanların fail olabileceği
eden nedensellik bağı oluşturur. Neticeli suçlarda, belirtilen bu tür suçlara “özgü suçlar” denilmektedir.
tamamlanmış bir suçun kabulü, tipe uygun neticenin Özgü suçlar da kendi içerisinde gerçek özgü suçlar ve
gerçekleşmesine bağlıdır. Ancak bu suçlarda, sadece görünüşte özgü suçlar şeklinde ikiye ayrılarak
hareketin varlığının ve neticenin gerçekleştiğinin incelenmektedir. Buna göre, bir suç sadece özel faillik
belirlenmesi yeterli olmayıp, hareket ile netice arasında vasfını taşıyanlar tarafından işlenebilen bir özellik
belli bir bağın bulunması da gerekir. Şayet hareketle netice gösteriyorsa gerçek özgü suçtur. Buna karşılık, bir suç
arasında nedensellik bağı yoksa o netice faile yüklenemez. herkes tarafından işlenebilmekle birlikte, bunun nitelikli
Nedensellik bağı, her neticeli suçta mutlaka bulunması şekli özel faillik vasfını taşıyanlar tarafından
gereken doğal bir olaydır. Bir başka deyişle, hareket ile işlenebiliyorsa görünüşte özgü suç söz konusudur.
netice arasındaki bağı ifade eden nedensellik, hukuki bir
Mağdur
konu ve kavram olmayıp, doğa kanunlarına göre
belirlenecek bir husustur. Fiil ile netice arasındaki doğal Her suçun mutlaka bir mağduru vardır, mağduru
bir bağ olarak nitelendirdiğimiz nedensellik bağı şart bulunmayan bir suç olamaz. Mağdur, genel olarak,
teorisinin kabulleri çerçevesinde değerlendirmeye tabi “işlenen fiil nedeniyle haksızlığa uğramış kişi”, “kendisine
tutulmalıdır. Buna göre, neticenin meydana gelmesi karşı suç işlenen kimse” seklinde nitelendirilse de teknik
bakımından onsuz olmayan her şart ceza hukuku ceza hukuku kavramı olarak suçun konusunun ait olduğu
anlamında nedenseldir. Buna göre, bir netice birçok şartın kişiyi veya kişileri ifade eder. Fail gibi mağdur da ancak
bir araya gelmesiyle gerçekleşirse, bu şartlardan her biri gerçek kişiler olabilir. Bu kişi suç teşkil eden fiilin
neticenin oluşması bakımından zorunludur. Eğer neticenin işlendiği sırada hayatta olan kişidir. İnsan dışında, aile,
meydana gelmesinde zorunlu olan bu şartlardan birinin devlet, tüzel kişi, kişi toplulukları, devletler topluluğu gibi
bulunmaması hâlinde neticenin gerçekleşmeyeceği kurum ve organlar, “suçtan zarar gören” olabilirse de
söylenebiliyorsa, o şart netice bakımından nedensel değere suçun mağduru olamazlar.
sahiptir. Neticeli suçlarda, failin hareketinin neticenin
Faillik ve mağdurluk sıfatı aynı kişide
meydana gelmesi bakımından şart teorisi anlamında
birleşemeyeceğinden, bir kişi aynı suçun hem faili hem de
nedensel olması, onun cezalandırılabilirligi bakımından
mağduru olamaz. Özellikle taksirle öldürme veya
zorunlu ve fakat yeterli değildir. Sorumluluk için ayrıca,
yaralama gibi suçlarda, neticenin meydana gelmesine
meydana gelen neticenin faile objektif olarak isnat
mağdurun taksirli davranışının da etkili olması, onun
edilebilmesi de gerekir. Bir neticenin, bir kişinin
suçun fail olmadığını göstermez.
davranışına isnadiyet sorunu, ceza hukuku bakımından, bu
davranışın özel normatif ölçütlere göre belirlenmesini Suçun Konusu
gerektirir (objektif isnadiyet teorisi). Objektif isnadiyet,
Suç teşkil eden her fiilin, mutlaka ilgili olduğu bir konu
normatif bir karara dayanır. Buna göre, ceza hukuku
vardır. Konusu olmayan bir suçun varlığından bahsetmek
bakımından sadece sebep-sonuç ilişkisi yeterli değildir.
mümkün değildir. Suçun konusu denilince, bundan tipik
Ayrıca bir neticenin faile insan olma özelliğinden
hareketin üzerinde icra edildiği kişi veya şey
kaynaklanan kabiliyet durumuna göre kendi eseri olarak
anlaşılmalıdır.
yüklenebilmesi de gerekir.
Suçun konusu ile suçla korunan hukuki değeri birbirine
Fail
karıştırmamak gerekir. Hukuki değerler, toplum hayatı
Fail, suçun kanuni tanımındaki fiili gerçekleştiren, bu fiil bakımından önem arz eden ve ceza hukuku tarafından
üzerinde hâkimiyet kuran, kanuni tanıma uygun haksızlığı korunan yaşamsal değerlerdir. Hukuki değerler, dış
gerçekleştiren kişidir. Her suçun mutlaka bir faili vardır. dünyanın elle tutulur, gözle görülebilir maddi varlıkları
Faili olmayan bir suç tanımı olamaz. Belli bir gayeye olarak değil, toplumdaki güvenliğe, sükûna ve var olmanın
yönelik irade ile hareket edebilme yeteneği sadece onuruna dayanan toplumsal düzenin manevi değerleri
insanlara özgüdür. Bu nedenle, ceza hukukunun bağlantı olarak anlaşılmalıdır. Suçun konusunu ise, üzerinde tipe
noktasını oluşturan fiil ancak bir insan tarafından uygun hareketin icra edildiği gerçek konu oluşturmaktadır.
gerçekleştirilebilir. Buna göre, ceza hukukunda tüzel Dolayısıyla hukuki değer ve hareketin konusu, düşünce ve
kişilerin suç faili olması mümkün değildir. görünüş olarak birbiriyle ilişkili olmakla birlikte,
3
HUK205U-CEZA HUKUKU
Ünite 2: Suç Teorisine Giriş ve Tipikliğin Maddi Unsurları