Norcross' un araştırmasına göre kuramların kendisi %10-12 civarı, %35-40 civarında
kurulan ilişkinin samimiliği, sahiciliği, gerçekliği ve doğallığı iyileşmeye katkı sağlamaktadır. Terapide çalışma ittifakı yorumlama yaparak sağlanır. Savunmalar, dirençler yorumlanır. Peki bir kişi yorumlamanızı neden dinlesin? Terapi ittifakı sayesinde terapistin yorumlarını dinler. Genellikle kuramı yapan kişinin kişiliği ile bağlantılı olarak kurama baktığımızda. genellikle kuramcı kişi, kuramın en iyi klinik örneğidir. O kuramı yaratan kişi için bir dışa vurumdur. Winnicott' un annesi depresyondadır. ölü anneyi canlandırma(?) Klein ayrılmış çocuklarla, Anna Freud ise göçmen çocuklarla çalışmıştır.(Kendi durumlarına yakın çocuklarla) Jung' un yasak ilişki yaşadığı Sabina Spielrein, Jean Piaget' in analistidir. İlişkiselin anlamı, bağlamdır. Winnicott' u bütün dünya ile ilişki kurduğu bir rengi var. Melanie Klein' ın da bir rengi var. Her kuramcının dünyayla kurduğu ilişkinin bir rengi bulunmaktadır. Bazen sarı bazen yeşil renk işe yarar. Çünkü renkler arka plandaki renklerle uyumlu olursa fayda sağlamaktadır. Freudcular Viyanada yaşayan yahudiler, Jungcular ise İsviçrede yaşayan protestan hristiyanlardı. Hitler iktidara geldiğinde Jung şöyle bir sav öne sürmüştür: "Freud' un psikanalizi Yahudi bilimidir. Belki Avusturya' da yaşayan Yahudilere uyuyor ama Almanlara hitap etmiyor; Almanlara aryan bir psikoloji gerekiyor. Almanların kimliğine uyacak aryan bir psikanalitik teori gerekiyor." Bion ikinci dünya savaşında tank komutanıydı. Savaşta iken tepedeki komutanların emirlerini dinliyordu. Telsizle ne yapması konusunda emirler veriyorlardı ve Bion' un birçok arkadaşı, askeri savaşta öldü. Bion bunu hiç unutmadı. Bu nedenle süpervizyon yapmayı reddetti. Çünkü o, arka tarafta cephede olmayan insanlar gibi olmak istemiyordu. Ona göre karar vermesi gereken cephede savaşan insandır. Süpervizyonda onun yaptığı şey onunla birlikte düşünebilmekti. Bu süreçten bir şeyler öğrenebileceğini umuyordu. Ben arka cephedeyim, sen cephede savaşıyorsun. Sana şunu şunu yap diyemem, diyordu. İlişkisel matris, büyük bir çadır, büyük bir şemsiye gibi olma potansiyelidir. İlişkiselciler de, dürtü modeli de ayakta kalacaktır. Her nesilde, her zaman insanlar kendisine hangisi cazip gelecekse, onu seçeceklerdir. Sullivan kaygı sorunu yaşıyordu. Psikotik bir kriz yaşadı, ücra bir çiftlikte büyüdü. O yüzden kuramı da yalnızlıkla ilgilidir. Sullivan bebeklerin ilişki aradığını düşünmüyor. Fairbairn, yaşamın en başından itibaren bir ilişki ve bağlanma arar, der. Bion hedefi görmedne ateş etmeyin der. Bir yorum yapmadan önce hastanın o yorumda duyacağı kaygıdan emin olun. Fromm, Marx ile Freud' u birleştirmeye çalışan ilk kişilerden birisiydi. Fromm' a göre terapide risk alıp hastaya söylenmeyecek şeyler söylenmelidir. Çünkü bunu terapist yapmazsa başka kim yapacak? İlişkisel Matris: Kendilik kutbu: Winnicott, Kohut - Etkileşim Kutbu: Sullivan - Bowlby, Nesne Kutbu: Fairbairn, Fromm. Sullivan eşcinseldi. Psikotikleri sakinleştirebilme üzerine özel bir beceriye sahipti. Fromm, yalnız kalmaktan duyulan dehşet üzerine odaklanmıştı. "Özgürlükten Kaçış" isimli ünlü kitabında da anlattığı gibi özgür olmak yalnız olmak demekti. Özgür olmak başkasının yapmadığı seçimleri yapmaktı ve insan bu durumda yalnız kalabilir, kendini yalıtılmış hissedebilirdi. Sadık Juncular bile Jung' un psikotik atak geçirdiğini söyler, Sullivan' ın psikotik nöbetleri vardı. Winnicott' ın, gerçek bir sahte kimliği vardı. Fairbairn, inanılmaz ketlenmiş bir adamdı ve inanılmaz travmalara uğramıştı. Fairbairn' in babası onun gözü önünde kazara altına yaptı ve bu Fairbairn' i çok etkiledi. Bion hayatı boyunca halisünasyonlar gördü. Bu insanların hepsi yaşadıkları sorunları herkese faydalı olacak bir şeye dönüştürdüler. Fakat burada kritik olan bir nokta bulunmaktadır: Her kuramcının kişisel özellikleri ile teorileri arasında güçlü bir bağ bulunmaktadır. Yaşadıklarını yücelterek insanlara faydalı hale getirmişlerdir. Hegel ilişkisel felsefenin etkileyicilerinin başında gelmektedir. Bir yerde karşıtlık varsa bu beraberinde hiyerarşiyi getirir. Yaptığım yorumlara katlanabilecek misin yoksa benim yanıldığımda ısrar mı edeceksin? Charcot, birinin histerik olup olmadığını test etmek için hipnozu kullanıyordu. Biri hipnotize edilebiliyorsa ve o kişiye telkin edilebiliyorsa o insan histeriktir. Kohut' göre tüm insanlar narsisttir. İnsanların narsizmini nasıl kullandığına bakılmalıdır. Kendi yararına mı kullanıyor yoksa bu onu engelliyor mu? Kohut, bir kişinin daha iyi narsist olmasına yardımcı olmayı amaçlamıştı.