Professional Documents
Culture Documents
Deri̇nkuyu Yeralti Sehri̇ - Demet Okuyucu - Yüksek Li̇sans Tezi̇
Deri̇nkuyu Yeralti Sehri̇ - Demet Okuyucu - Yüksek Li̇sans Tezi̇
T.C.
ATATÜRK ÜNĐVERSĐTESĐ
SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ
SANAT TARĐHĐ ANABĐLĐM DALI
Demet OKUYUCU
TEZ YÖNETĐCĐSĐ
Doç. Dr. Haldun ÖZKAN
ERZURUM–2007
II
I
ĐÇĐNDEKĐLER
ABSTRACT …………………………………………………………….………………..IV
ÖNSÖZ …………………………………………………………………………………...V
KISALTMALAR ……………………………………………………….……………….VII
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4.1.KATLAR………….…………………………………………………..………45
4.1.1. Giriş……….……………….……………………………………..……...45
BEŞĐNCĐ BÖLÜM
5.1. GĐRĐŞLER…………………………………………..…………………..………..74
5.2. AHIRLAR………………………………………….………………………..…...75
5.3. KĐLĐSELER………………………………………..………………………..……77
5.4. ŞARAPHANELER……………………………….………………………..…….82
5.6. SU KUYULARI………………………………….…………………….…..…….85
5.8. TUVALETLER…………………………………….…………………..….……..93
5.9. SÜSLEME…………………………………………..…………………..………..93
SONUÇ………………………………………………………..……………..…….……..94
BĐBLĐYOGRAFYA..…………………………………………...…………...……………96
ÇĐZĐM LĐSTESĐ…………………………….……………………..…………..………...103
RESĐM LĐSTESĐ…………………………….……………………..………..…………..106
ÇĐZĐMLER………………………………………………………………………………119
RESĐMLER……………………………………………………………………………...157
ÖZGEÇMĐŞ………………………………….……………………..……..…………….315
III
ÖZET
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
DERĐNKUYU YERALTI ŞEHRĐ
Demet OKUYUCU
Danışman: Doç. Dr. Haldun ÖZKAN
2007- Sayfa: VII + 315
Jüri: Doç. Dr. Haldun ÖZKAN
Doç. Dr. Hüseyin YURTTAŞ
Doç. Dr. Alparslan CEYLAN
Kapadokya bölgesi gerek yerüstünde bulunan kültürel varlıklarıyla gerekse yeraltında
bulunan “özel dünyası”yla Anadolu’nun kültür merkezlerinden biri olarak yüzyıllar boyunca
önemini korumuştur.
Kapadokya bölgesinde kaya oymacılığı belki insanlığın ilk günlerinden bu yana
uygulana gelmiş zorunlu bir uğraş olmuştur. Doğa yapısındaki ağaç kıtlığı buna ilaveten
sürekli depremlerle sallanan bölgede halk yaşamını sürdürülebilmek için kaya oyma
mekânlara ve yeraltı şehirlerine sığınmıştır.
Tarihi Hititlerle, hatta bazı kaynaklara göre Proto-Hititlerle başlayan, Roma ve
özellikle de Bizans dönemlerinde kullanılmaya devam eden Kapadokya bölgesi yeraltı
şehirlerinin en yaygın kullanımı Bizans döneminde olmuştur. Hıristiyanlığı resmi din olarak
kabul eden bölge halkı uzunca bir süre yeraltı şehirlerinde yaşamak zorunda kalmıştır. Bu
zorunluluk, ihtiyaca binaen zamanla yeraltı şehirlerine yeni birimler ilave edilerek
genişletilmelerine vesile olmuştur. Bu birimlerden en önemlileri, Hıristiyanlığı yaşatma ve
yayma amaçlı, kiliseler, vaftizhaneler, mezarlıklar, okullardır.
Kapadokya bölgesinde bulunan yeraltı şehirlerinin en önemlilerinden birisi Derinkuyu
Yeraltı Şehri’dir. Yaklaşık binlerce kişinin barınma, yeme-içme, ibadet, savunma ihtiyacını
karşılayabilecek düzeyde olan yeraltı şehrinin 8 katı temizlenerek ziyarete açılmıştır. Yeraltı
şehrinin ziyarete açık alanlarında ahır, kiler, yemekhane, kilise, şırahane (şaraphane),
misyonerler okulu, çalışma odaları, uyuma ve dinlenme birimleri ve mezar odası
bulunmaktadır.
Günümüzde temizlenerek ziyarete açılan Kapadokya bölgesi yeraltı şehirleri hem
kendi hem de bölgedeki yeraltı yerleşimlerinin gerçek potansiyelini yansıtmamaktadır. Yeraltı
şehirlerinin tam olarak belirlenebilmesi ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması
için toprak dolu olan bölümlerinin temizlenmesi gerekmektedir.
IV
ABSTRACT
MASTER THESIS
Demet OKUYUCU
The Cappadocian Region has remained one of the significant cultural centres of
Anatolia with both its cultural possessions and underground world.
Rock carving in the Cappadocian Region has been a compulsory activity since perhaps
the earliest periods of human history. Scarcity of trees as well as frequent earthquakes forced
people to shelter in places built through rock carving and underground cities in order to
survive.
In the Cappadocian Region, whose history begins with the Hittites or even the proto-
Hittites, to some sources and continues with the Roman and Byzantium periods, the most
frequent use of the underground cities was in the Byzantium period. Having adopted
Christianity as the formal religion, the people of the region had to live in these underground
cities, which resulted in the expansion of these places with the addition of new units. The
most important of these units were churches, baptisteries, cementeries and schools.
The most significant of the underground cities in the Cappadocian Region was
Derinkuyu. Eight floors of this city, which could house about thousands of people and meet
their needs, have been cleaned and opened to visits. In the places open to visits, there are a
church, a missionary school, a winehouse, a stable, a kitchen, storerooms, living rooms and
bedrooms. In addition to these, there are wells and a ventilation chimney for the continuity of
life and millstones for security which are the indispensable elements of underground cities.
The Cappadocian Region underground cities that have been cleaned and opened to
visits do not reflect the real potential of the underground settlement and themselves. It is
necessary to clean the sections filled with earth in order to determine all units of the
underground cities and pass on the next generations.
V
ÖNSÖZ
Peribacalarının gizemli ülkesi Kapadokya, onun gizemine gizem katan yeraltı dünyası
ve bu dünyayı oluşturan birimler olan yeraltı şehirleri, tarihin en eski dönemlerinden beri,
insanoğlunun hayatın devamlılığı için verdiği mücadelenin en ilginç örnekleridir.
Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde bulunan, Derinkuyu Yeraltı Şehri, bölgede gezilebilir
alanı en geniş olan yeraltı şehridir. Protohitit döneminden itibaren yapılandırıldığı düşünülen
yeraltı şehirlerinden biri olan Derinkuyu’nun, günümüzde sekiz katı gezilebilmektedir.
Çalışma başlıca dört ana bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde, mevcut kaynaklardan yola çıkılarak Nevşehir’in coğrafyası ve tarihi
anlatılmıştır.
Đkinci bölümde, Kapadokya Bölgesi’nde yer alan yeraltı şehirlerinin tarihçeleri ve
yapısal özellikleri anlatılmıştır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin ayrıntılı olarak tanıtıldığı üçüncü bölümde, gezilebilen
sekiz katın yapım ve kullanım amaçları ele alınmıştır.
Son bölümde, Derinkuyu Yeraltı Şehri, bölgede bulunan diğer yeraltı şehirleriyle
karşılaştırılarak genel bir değerlendirme yapılmıştır.
Çalışmaya, yeraltı şehirleri ile ilgili geniş bir kaynakça eklenerek, konuyla ilgilenen
araştırmacılara ışık tutulmaya çalışılmıştır. Bölgedeki yedi yeraltı şehrinin plan ve fotoğrafları
eklenerek, görsel anlamda da kaynaklar tamamlanmaya çalışılmıştır.
Özellikle Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin kat planları, bütün katlarının bir arada gösterildiği
genel planı ile kesitleri verilerek çalışma bilimsel temellere dayandırılmıştır.
Çalışma konumu bana tavsiye eden ve çalışmam esnasında bilimsel destek ve
yardımlarını esirgemeyen, insanlığından çok şey öğrendiğim hocam Doç Dr. Haldun
ÖZKAN’a teşekkür ederim. Prof. Dr. Hamza GÜNDOĞDU’ya, kaynaklarından
faydalandığım hocalarım Doç. Dr. Hüseyin YURTTAŞ’a, Yrd. Doç.Dr. Zerrin KÖŞKLÜ’ye
ve katkılarından dolayı Doç. Dr. Alparslan CEYLAN’a teşekkür ederim. Derinkuyu Yeraltı
Şehri’nin planlarına ulaşmama vesile olup yayınlarını benden esirgemeyen Prof. Dr. Reşat
ULUSAY’a ve planları benimle paylaşan Prof. Dr. Ömer AYDAN’a, tezimde kullandığım
yabancı kaynakların çevirisinde bana yardımcı olan Prof. Dr. Ayten ER ve Yrd. Doç.Dr.
M.Fikret ARARGÜÇ’e; plan çizimlerimde yardımcı olan Muhammed ASLAN ve Ramazan
TUTAL’a teşekkür ederim. Nevşehir’deki çalışmalarım esnasında benimle birlikte olan
kardeşim Diler OKUYUCU’ya, Mehmet PINAR’a ve Ahmet AK’a teşekkür ederim. Anneme
VI
ve aileme benimle oldukları için, arkadaşım ve kardeşim Gül GEYĐK’e yardım ve destekleri
için teşekkür ederim.
VII
KISALTMALAR
C.: Cilt
cm.: Santimetre
Çev.: Çeviren
Enst.: Enstitüsü
km.: Kilometre
S.: Sayı
s.: Sayfa
Üni.: Üniversitesi
yy.: Yüzyıl
8
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
1. NEVŞEHĐR’ĐN COĞRAFYASI
Denizden ortalama yüksekliği 1150 m. olan Nevşehir yaklaşık 5669 km² lik bir
alanı kaplamaktadır. 38°–39° Kuzey enlemleriyle, 34°–35° Doğu boylamları arasında
yer alan Nevşehir Đli’nin doğusunda Kayseri, batısında Aksaray, güneyinde Niğde,
kuzeyinde ise Yozgat ve Kırşehir bulunmaktadır 1.
Yöreye özgü doğal biçimlerin oluşumu günümüzden yaklaşık 25 milyon yıl önce
yaşanmış olan 3. Jeolojik zamanın 2. yarısında, Neojen2 adı verilen dönemde
yaşanmıştır3.
Nevşehir yöresinin yer şekillerinin oluşumunda önce yerkürenin iç güçleri daha
sonra ise dış güçler etkili olmuştur4. Đyice setleşmiş durumdaki yerkabuğu
derinlemesine kırıklarla yarılmaya başlamıştır. Yerkabuğunun derinliklerinde bulunan,
mağma adı verilen yarı akıcı kızgın maddeler bu kırıkların araladığı yarıklardan dışarı
çıkarak öncelikle Erciyes Dağı, Hasan Dağı, Melendiz Dağı gibi volkan konilerini
oluşturmuşlardır.
Farklı zamanlarda ve farklı dirençte yeryüzüne çıkan volkanik elemanlarla önce
kendileri biçimlenen bu üç dağdan Kayseri sınırları içinde bulunan Erciyes Dağı 3917
m, Niğde-Aksaray sınırında bulunan Hasan Dağı 2963 m; Niğde sınırları içindeki
Melendiz Dağı ise 2963 m yüksekliğe ulaşmıştır5.
Bu dağların bulundukları yerler dikkate alındığında, sadece Nevşehir yöresinin
değil, sınırları içinde bulundukları illerinde yeryüzü şekillerinin biçimlenmesinde etkili
1
Özdoğan SÜR, “Nevşehir ve Ürgüp Çevresinde Jeomorfoloji Araştırmaları”, Coğrafya Araştırmaları
Dergisi, S.1, Ankara, 1966, s.179.; Abdurrahman ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi,
Erciyes Üni. Sosyal Bilimler Enst. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri, 1991, s.1; Mustafa
ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası, Erciyes Üni. Sosyal Bilimler Enst. (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), Kayseri, 1995, s.23.
2
Neojen: Yer yuvarlağının oluşması tarihinde geçen 3.çağın 2. bölümü. Neojen devri önemli
değişikliklerin olduğu bir zamandır. Bu sırada Alp Dağları, Pirene, Karpat, Apenin, Toros Dağları
belirmeye başlamıştır. Bu devrin başında Anadolu’da yer kabarıklıkları çok yüksek ve belirgin değil iken,
devrin sonunda Anadolu bugünkü biçimini almış, yüksek dağlarla çevrilmiştir. Neojende birçok yanardağ
püskürmeleri de olmuştur. Anadolu’da düz duruşlu, yayla biçimli neojen bölgeleri yer tutar. Reşat
ĐZBIRAK, Coğrafya Terimleri Sözlüğü, Ankara, 1964, s.248.
3
Metin TUNCEL, ‘‘Oluşum Çağları’’, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.19.
4
Özdoğan SÜR, Türkiye’nin Özellikle Đç Anadolu’nun Genç Volkanik Alanlarının Jeomorfolojisi,
Ankara Üni. DTCF Yayınları, Yayın No 223, Ankara, 1972, s15–33; TUNCEL, ‘‘Oluşum Çağları’’ ,
s.19.
5
TUNCEL, ‘‘Oluşum Çağları’’ , s.22.
9
6
TUNCEL, “Oluşum Çağları” , s.22.
7
TUNCEL, “Oluşum Çağları”, s.22–24; SÜR, Türkiye’nin Özellikle Đç Anadolu’nun Genç Volkanik
Alanlarının Jeomorfolojisi, s.21–22, 38–42, 45–46.
8
SÜR, “Nevşehir ve Ürgüp Çevresinde Jeomorfoloji Araştırmaları”, s.180.
9
Kuaterner (Kuvaterner, Buzul Çağı):Đklim değişikliği yüzünden Birçok yerde buz örtülerinin yayıldığı
bir jeoloji çağı. Kuaterner, zamanımızdan hemen önceki 4. çağın ilk dönemi olan zamana rastlar. Bu çağ
bundan 600.000 yıl kadar önce başlamış ve zamanımızdan 12.000 yıl önce sona ermiştir. ĐZBIRAK,
Coğrafya Terimleri Sözlüğü, s.54.
10
Pliyosen: Jeolojik zaman tablosunda Miyosen’den sonra gelen zamandır. Günümüzden yaklaşık 7
milyon yıl önce başlayıp gelişen olayları ifade eder. Toplam süresi 5 milyon yıldır. M.Yıldız
HOŞGÖREN, Jeomorfoloji’nin Ana Çizgileri I, Đstanbul Üni. Rektörlük Yayınları, Yayın no:3132,
Đstanbul, 1987, s.138–139.
11
SÜR, “Nevşehir ve Ürgüp Çevresinde Jeomorfoloji Araştırmaları”, s.181.
12
TUNCEL, “Oluşum Çağları”, s.28.
13
Pluviyal Çağ: Buzul çağını karşılayan sürelerde şimdiki kurak bölgelerdeki bol yağmurlar çağı.
ĐZBIRAK, Coğrafya Terimleri Sözlüğü, Ankara, s.267.
14
Denudasyon (Satıh süpürülmesi, su süpürmesi ): Akarsu, buzul veya rüzgâr gibi aşındırma unsurlarının
etkisiyle, bir arazinin üst kısmındaki maddelerin kaldırılması, süpürülüp götürülmesi ve böylece arazinin
yükselti kaybetmesi, alçalması. Mehmet ARDOS-Nilüfer PEKCAN, Jeomorfoloji Sözlüğü, Đstanbul Üni.
Edebiyat Fakültesi Yayınları, 3397, Đstanbul, 1994, s.49.
10
15
SÜR, “Nevşehir ve Ürgüp Çevresinde Jeomorfoloji Araştırmaları”, s.181–182.
16
ARDOS-PEKCAN, Jeomorfoloji Sözlüğü, s.139; TUNCEL, “Oluşum Çağları”, s.28; Muammer
ATĐKER, “Kapadokya”, Đlgi Dergisi, S.84, Đstanbul, 1996, s.14-17.
17
Ahmet ARIK, “Avanos (Nevşehir) Yöresinin Jeomorfolojisi”, Jeoloji Dergisi, S.10, Ankara, 1981,
s.142–145; Şakir ŞĐMŞEK, Ihlara (Kapadokya) Özel Çevre Koruma Bölgesinin Jeolojisi ve Bölgede
Yeralan Termal Kaynakların Hidrojeolojik ve Hidrojeokimyasal Araştırması ve Korumaya Đlişkin
Öneriler, Aksaray, 1997, s.7–67; SÜR, “Nevşehir ve Ürgüp Çevresinde Jeomorfoloji Araştırmaları”,
s.181–184; TUNCEL, “Oluşum Çağları”, s.30.
18
SÜR, “Nevşehir ve Ürgüp Çevresinde Jeomorfoloji Araştırmaları”, s.183–184.
19
Kırgıbayır (Badlands): Yamaçları meydana getiren malzemenin tabiatına ve iklim ile bitki örtüsünün
karakterine bağlı olarak meydana gelen özel yamaç tipine “Badlands Topografyası”denir. Bunlar
yumuşak, geçirimsiz millerin, kil ve tüflerin meydana çıktığı yamaçlarda sellenmenin ve sel yarıntılarının
büyük ölçüde gelişmesi neticesinde meydana gelirler. Bu topografya şeklinin oluşumunu, kurak ve yarı
kurak bir iklim dolayısıyla, koruyucu bitki örtüsünün yokluğu, yağışların sağnak halinde olması
kolaylaştırır. Şiddetli sağnaklar esnasında, gevşek unsurlar arasında sayısız yarıntılar meydana gelir.
Dirençli kayaçlar tepeler halinde belirir. Karmaşık olan bu topografyaya “Badlands” adı verilir. ARDOS-
PEKCAN, Jeomorfoloji Sözlüğü, s.27.
20
ARIK, “Avanos (Nevşehir) Yöresinin Jeomorfolojisi”, s.143–144; TUNCEL, “Oluşum Çağları”, s.37.
11
21
ARIK, “Avanos (Nevşehir) Yöresinin Jeomorfolojisi”, s.152; TUNCEL, “Oluşum Çağları”, s.27–37.
22
Đgnimbrit: Asit karakterli maddeler çıkaran patlamalı bir volkan civarında çıkan küçük partiküllü sıcak
hamur kıvamındaki maddelerin kristalleşmeleri, bazen camsı bir karakter kazanmaları sonucu oluşan bir
cins volkanik konglomera. ARDOS-PEKCAN, Jeomorfoloji Sözlüğü, s.85.
23
Pomza(Pomza Taşı):Volkanlardan çıkan lavların oluşturdukları deişik boyda, delikli, kabarcıklı, bazen
özgül ağırlıkları sudan daha az olduğu için, onun içerisinde yüzebilen volkanik kayaçlardır. Bunlara
“Tefra”da denilmektedir. Mehmet ARDOS-Nilüfer PEKCAN, Jeomorfoloji Sözlüğü, Đstanbul, 1997,
s.183.
24
ARIK, “Avanos (Nevşehir ) Yöresinin Jeomorfolojisi”, s.152.
12
25
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.2–3; ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası,
s.25.
26
Nevşehir Đl Yıllığı, Ankara, 1973, s.13
27
Nevşehir Đl Yıllığı, Ankara, 1973, s.13; ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s. 3–4;
ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası, s.26.
13
28
Nevşehir Đl Yıllığı, Ankara, 1973, s.13.
29
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.4–9; ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası,
s.26–28.
14
2. NEVŞEHĐR’ĐN TARĐHÇESĐ
Kapadokya Kelimesinin Kökeni ve Anlamı: Küçük Asya’da, batıda
Kızılırmak (Halys) tan Fırat’a, güneyde Toroslardan, kuzeyde Karadeniz’e kadar
uzayan geniş bölgeye Ahamanişler devrinde (M.Ö.559–330) Kapadokya adı
verilmiştir30.
Kapadokya kelimesinin kökeni ve bu kökeni oluşturan kelimelerin anlamları ile
ilgili farklı yaklaşımlar vardır.
Yazılı tarihi belge olarak, ilk kez Herodes’in metinlerinde rastlanılan Kapadokya
kelimesinin31 kendisinden türemiş olabileceği kökler şunlardır;
1. Katpatuka: Persçe Güzel Atlar Ülkesi, diğer bir görüşe göre Kapadox nehrinin
adından gelen bu ismi Persler “Kapadox Yurdu” anlamında kullanmışlardır.
2. Kapadox: Kızılırmağın bir kolu olan Delice çayının eski adıdır.
3.Katpatuk: Ermenice halk, millet adı için kullanılan kelimedir.
4.Hepat-Kepat: Kapadokya bölgesinin Huriler zamanındaki baş tanrısıdır. Bu isimden
Khepat Halkı anlamına gelen Khepatukh kelimesi türemiştir.
5.Mısır dilinden Kadavadu ile Ermenice Budak terkibinden türetilmiş olabilir.32
6. Kappadoks: Asur Kralı Ninias’ın Kappadoks adındaki oğlunun bölgenin adına
kaynaklık edebileceği belirtilmektedir.33
Tarihte Kapadokya sözcüğüne ilk olarak M.Ö. 6.yy. da Đran’da, Kermanşah’la
Hemedan arasındaki yol üzerinde bulunan Bisitun (Behistun) dağının kayalık yüzeyine
yapılmış olan kabartmaları açıklayan yazıtta rastlanmaktadır. Pers Kralı I.Darius M.Ö.
516’ da Bisitun yazıtında, egemenliği altına aldığı kavim ve ülkeleri, zaferlerinin kanıtı
olarak eski Persçe (Farsça) Elamca ve Akadca olarak üç ayrı dilde, çivi yazısıyla
belgelemiştir. Aynı olayların üç ayrı dilde yazılmasından dolayı daha sonra çivi
yazısının çözülmesinde önemli yeri olan Bisitun anıtında sıralanan ülkeler arasında,
Persçe Katpatuka sözcüğü de yer almaktadır. Bu nedenle birçok dilbilimciye göre bu
kelimenin kökeni Persçe’dir ve büyük olasılıkla “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına
30
Şemsettin GÜNALTAY, Romalılar Zamanında Kapadokya, Pont ve Artaksiad Krallıkları, Ankara,
1987, s.257.
31
Yıldız ÖTÜKEN, Göreme, Ankara, 1987, s.8; S.Yıldız ÖTÜKEN, Ihlara Vadisi, Ankara, 1990, s.3.
32
Ramazan ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Dinler Tarihi Bilim Dalı, (Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2002, s. 15.
33
Gürsel KORAT, Taş Kapıdan Taç Kapıya Kapadokya, Đstanbul, 2005, s.17.
15
34
Ufuk ESĐN, “Doğal Çevre ve Kültürler”, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.65 yetiştiricileri getirttikleri ve
onların tavsiyelerini tabletlere yazdırarak kuşaktan kuşağa intikalini sağlamışlardır. Boğazköy devlet
arşivi arasında Kikkuli isminde Mitannili genç bir at yetiştirme uzmanı tarafından yazılmış bir eser ele
35
Nezahat BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, Đstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Yayınları No:1219, Đstanbul, 1970, s.114.
36
Mehmet ATEŞ, “Kapadokya’nın başkenti Nevşehir”, Nevşehir, Đstanbul, 1996, s.54.
37
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.116.
38
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.13.
39
Yunanlılar bu ırmağa tuz ya da tuzla anlamına gelen Alys adını vermişlerdir. Joseph de
TOURNEFORT, Tournefort Seyahatnamesi, Đstanbul, 2005, s.116.
40
Ufuk ESĐN, “Paleolotik’ten Tunç Çağı Sonuna: Tarih Öncesi Çağların Kapadokyası”, Kapadokya,
Đstanbul, 1998, s.65.; Davıd STEA-Mete TURAN, Placemaking: Production of Built Enviroment in Two
Cultures, England, 1993, s.168.
41
Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, Đstanbul, 2005, s.326; Herodotos, Herodot Tarihi, (Çev. Müntekim
ÖKMEN), Đstanbul, 1991, s.38; ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.13.
42
Herdodot Tarihinde ifade şöyledir; …Lygya’lılar, Matien’ler, Mariandyn’ler ve Suriyeli’ler
Paphlagonia’lılarla beraberdirler. Bu Suriyelilere Persler Kapadokyalılar derler…; Herodotos, Đstanbul,
1991, s.346.
43
Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, s.20. Strabon, öncelikle Herdodot’un belirttiği Paphlagonia’nın
sınırlarından bahsettikten sonra onun bahsettiği Syria’lılardan kastının Kapadokyalılar olduğunu
belirtmektedir. Tauros’ların öbür tarafındakilere Syria’lılar denildiği halde, bugün dahi bunlara
Leukosyria’lılar “Beyaz Syria’lılar” denmektedir. Kapadokyalılara Beyaz Suriyeliler denilmesinin
sebebini de ten renklerinin açık olmasına bağlamaktadır.
16
44
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.114; ADIBELLĐ, Kapadokya
Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.13, 14.
45
KORAT, Taş Kapıdan Taç Kapıya Kapadokya, s.17.
46
Katpatuka: Helen ağzında Kappadokia şeklini almış olan adın Med’lerce kullanılan ve Pers’lerce de
aynen alınan biçimidir. Herzfeld’e göre sondaki –uka, Ermeni dilinde halk adı, ulus adı türetmek için
kullanılan –ukh’un Med ağzına uydurulmuş biçimidir. Medler bu bölgeyi M.Ö.585’te kendi ülkelerine
katmış ve onu, Ermeni dilinde taşıdığı adı (Katpatuk) benimseyerek adlandırmışlardır. Herzfeld’in bu
açıklaması doğru ise, Katpatuk, Ermenice’de Katpat Halkının yurdu demektir. Herzfeld buna ilaveten
Katpat sözcüğünü katırla, kahve ile bağlantılandırmaya kalkışıyor ve üstelik Katpatuka’yı Kizzuwatna ile
eşitlemeye, yani Hitit belgelerinde anılan Kizzuwatna bölgesinin hemen herkesçe kabul edildiği üzere
Kilikia’da değil, Katpatuka/Kappadokia ‘da bulunduğunu savunmuştur. Katpatuka adının, eski Đran
dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına geldiğini belirtenler olmuştur. Eski Đran dilinin “Güzel At” ya da
“Güzel Atları Olan” anlamındaki sözcüğü Huv-Apsa’dır. Bu ifade Hellen dilindeki Euhippos’un (Đyi,
güzel atları olan) tam karşılığıdır. Bilge UMAR, Türkiye’de Tarihsel Adlar, Đstanbul, 1993, s.407.
47
Kizzuwatna(Kizzuwatna): Hitit’lerce, Çukurova ve onu kuzeyden saran dağlık yöreye verilen ad.
Kilikya-Kapadokya ayrımı bakımından, Kilikya’da değil Kapadokya’dadır ve oradaki Komana’ya Pontos
Komana’sı ile karışmaması için Kappadokia Komanası denilirdi. UMAR, Türkiye’de Tarihsel Adlar,
s.447.
48
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.115.
49
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s. 15.
50
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.114; ADIBELLĐ, Kapadokya
Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s. 14.
17
51
UMAR, Türkiye’de Tarihsel Adlar, s.407.
52
KORAT, Taş Kapıdan Taç Kapıya Kapadokya, s.17.
53
ATEŞ, “Kapadokya’nın başkenti Nevşehir” , s.54.
54
Charles TEXĐER, Küçük Asya, (Çev. Ali SUAT), C.3, Ankara, 2002 , s.95.
55
GÜNALTAY, Romalılar Zamanında Kapadokya, Pont ve Artaksiad Krallıkları, s.257.
56
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.9.
57
TEXIER, Küçük Asya, s.3.
18
58
Herodotos, Herodot Tarihi, 1991, s.260.
59
UMAR, Đlkçağda Türkiye Halkı, s.43.
60
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.9; ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası,
s.6.; Rudolf NAUMANN, Eski Anadolu Mimarlığı, TTK, Ankara, 1998, s.511.
61
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.9; ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası, s.6.
Roma Devleti Eyalet Sistemi hakkında detaylı bilgi için ; Halil DEMĐRCĐOĞLU, “Roma Devleti Eyalet
(Provincia) Sistemi Hakkında”, Tarih Araştırmaları Dergisi, C 5, S.8-9, Ankara, 1967, s.443-459.
62
Füruzan KINAL, Eski Anadolu Tarihi, Ankara,1991, s.59.
63
KINAL, Eski Anadolu Tarihi, Ankara, s.59; ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.9.
64
KINAL, Eski Anadolu Tarihi, Ankara, s.59; ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.9.
65
KINAL, Eski Anadolu Tarihi, Ankara, s.67-68.; Halil ERKĐLETLĐOĞLU, Kayseri Tarihi, Kayseri,
1993, s.4-6.
19
Bölgede uzun süre hakim olan Hititler M.Ö. 12. yy.da Ege göçleriyle yavaş
yavaş ortadan kalkmıştır66.
Hitit Đmparatorluk Çağı’nı izleyen dönemlere Kızılırmak eğrisi yönündeki,
sonradan Kapadokya adını alacak olan bölgenin önemli bir bölümü Tabal adıyla
anılmaya başlanmıştır67.
Trak aslılı bir kavim olduğu kabul edilen ve Büyük Hitit Devleti’nin
yıkılmasında doğrudan veya dolaylı etkisi olan Frigler takriben M.Ö.8. yy.da Frig
Devletini kurmuşlardır. Önce büyük Frigya bölgesine gelmişler, daha sonra Kızılırmak
kavsi ve Argaios çevresine yayılmışlardır. Kimmerler’in M.Ö. 696–676 daki işgalleri ile
son Frig karalı Midas intihar etmiş ve Frig hakimiyeti sona ermiştir. Kimmerler’e
ilaveten aynı yy da (M.Ö.7) Đskit saldırıları da yaşanmıştır68.
M.Ö. 680–610 Asur ve 610–550 Med egemenliğinin ardından, bölge M.Ö. 550
de Perslerin egemenliğine girerek Kapadokya Satraplığı’nın içinde yer almıştır69.
M.Ö. 550 yılında Đran’da egemenlik, Akhaimenid sülalesinden Pers kralı
Kryros’un (M.Ö. 559–529) eline geçmiştir. Med Krallığına son veren Kyros, Halys’e
(Kızılırmak) kadar uzanan bölgenin hakimi olmuştur70.
Medlerin ani çöküşü ve Akhaimenidler yönetimindeki Perslerin yükselişi Ön
Asya’nın siyasal dengesini bozarak yeni karışıklıklar ve bunalımlara sebep olmuştur. Bu
duruma ilk tepkiyi Lidya kralı Kroisos (M.Ö. 560–547) vermiştir. Ordusuyla Halys’i
aşarak Kuzey Kapadokya’daki Pteria (Boğazköy) kentine varan kral Kroisos yöreyi
yağmalayıp halkı da köleleştirmiştir. M.Ö. 547 yılında ordusuyla güneyden Kilikya
üzerinden Halys eğrisine ulaşmıştır. Böylece Lidya ve Pers orduları karşı karşıya
gelmiştir. Bu sırada Kapadokya’nın yönetiminde bulunan kral Aribaios Lidyalılar’ın
tarafını tutmuştur. Đki ordu arasında 3 ay süren savaştan sonuç alınamayınca Lidya kralı
Kroisos ordusuyla başkent Sardis’e dönmüş, onu izleyen Kryos ise M.Ö. 547 de Sardis’i
ele geçirerek Lidya devletine son vermiş ve böylelikle tüm Anadolu yarımadası
Persler’in eline geçmiştir71.
66
KINAL, Eski Anadolu Tarihi, Ankara, s.126, 227.
67
Veli SEVĐN, “M.Ö. I. Binyıl: Demir Çağı”, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.173.
68
ERKĐLETLĐOĞLU, Kayseri Tarihi, s.9
69
Y. SALMAN, ‘‘Nevşehir’’ Mad., Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C.2, Đstanbul, 1997, s.1345.
70
SEVĐN, “M.Ö. I. Binyıl: Demir Çağı”, Kapadokya, s.191.
71
Herodotos, Herodot Tarihi, 1991, s.38-41.; Seton LIOYD, Türkiye’nin Tarihi Bir Gezginin Gözüyle
Anadolu Uygarlıkları,(Çev. E.VARĐNLĐOĞLU), Tübitak Yayınları, Ankara, 2003, s.96–97; Ekrem
MEMĐŞ, Eski Çağ Türkiye Tarihi, Konya, 1995, s.181.
20
bir Persliyi Kapadokya satraplığına getirmiştir. Daha önce Kapadokya’da bağımsız bir
devlet kurma girişiminde bulunan ve bunu Sabiktas’ın satraplığıyla gerçekleştiremeyen,
“Kuzey Kapadokya’nın hakimi” I.Ariarathes bu karara karşı çıkmıştır. Büyük
72
SEVĐN, “M.Ö. I. Binyıl: Demir Çağı”, Kapadokya, s.191.
73
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.89.
74
SEVĐN, “M.Ö. I. Binyıl: Demir Çağı”, Kapadokya, s.191.
75
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.89.
76
Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, s.3; SEVĐN, “M.Ö. I. Binyıl: Demir Çağı”, Kapadokya, s.191.
21
77
Oğuz TEKĐN, “M.Ö. IV.-M.S. VI. Yıllar: Helenistik Çağ ve Roma Đmparatorluk Döneminde
Kapadokya Krallığı”, Kapadokya, 1998,s.199; GÜNALTAY, Romalılar Zamanında Kapadokya, Pont ve
Artaksiad Krallıkları, s.258; ERKĐLETLĐOĞLU, Kayseri Tarihi, s.16.
78
TEKĐN, “M.Ö. IV.-M.S. VI. Yıllar: Helenistik Çağ ve Roma Đmparatorluk Döneminde Kapadokya
Krallığı”, s.199.
79
Speros VRYONIS, The Decline of Medieval Hellenism in Asia Minor and the Process of Islamization
from Elevent through the Fifteenth Century, USA, 1971, s.43.
80
UMAR, Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi, s.14–15.
81
TEKĐN, “M.Ö. IV.-M.S. VI. Yıllar: Helenistik Çağ ve Roma Đmparatorluk Döneminde Kapadokya
Krallığı”,s.199; UMAR, Đlkçağda Türkiye Halkı, s.432–433, 505.
22
Roma eyaleti haline gelmiştir (M.Ö.17).Bir müddet sonra Kapadokya eyaleti bir Roma
memuru vasıtasıyla yöneltilmeye başlanmıştır82.
Strabon Kapadokya’da iki önemli kent olduğunu söylemektedir ki bunlardan biri
Tyantis yöresindeki Tyana (Kemerhisar), öteki de Kilikya yöresinde ki Mazaka
(Kayseri)’dır83. Ksenophon, geçmişi Hititlere kadar giden Tyana’dan büyük, zengin ve
stratejik bir kent olarak bahsetmektedir84. Mazaka ise Kapadokya Krallarının başkent
olarak seçtikleri, yeni kurulmuş bir kenttir. Tyana’ya göre avantajlı bir mevkide yer
almamakla birlikte su sorununa sahipti. Çorak ve kayalık bir araziye sahip olup
topraklarının çoğu tarıma elverişli değildi85.
M.S. 1.yy’da Hıristiyanlık Anadolu’yu etkilemeye başladığında Hıristiyanlığın
bölgedeki etkinliği hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. Ancak M.S. 53 yılında
Havari Paulus’un misyonerlik gezisi sırasında muhtemelen bölgeye uğraşmış ve
Göreme vadisini kiliseler kurulması için uygun bularak bölgede Hıristiyanlığın
başlamasına sebep olmuştur. Böylece bölge, Roma zulmünden kaçanlar için ideal bir
sığınma yeri olmuştur86.
Haberciler’in Đşleri bölümünde, “Pentikost günü dünyanın her yerinden Kudüs
Mabedi’ne gelen Yahudiler vardı. Bunlar arasında Kapadokyalılar da bulunuyordu”
ifadesi geçmektedir.87. Dolayısıyla M.Ö. 1.yy da Kapadokya Bölgesi’nde yaşayan
Yahudilerin bir kısmı havarilerin mesajını kabul etmiştir88. Kapadokya’da da Yahudi bir
cemaatin var olması, erken dönemde Hıristiyan topluluğunun oluşmasını sağlamıştır.
Zira Hıristiyanlık Kapadokya’da sinagogda kök salmaya başlamıştır. Çünkü ilk
Hıristiyanlar sinagoglarda ibadet etmişlerdir89.
Hıristiyanlığı Kapadokya bölgesine ilk kez kimin ulaştırdığı hakkında farklı
görüşler vardır. Bazılarına göre Petrus, Antakya Kilisesi’ni kurduktan sonra
Kapadokya’ya uğramış, buradaki diaspora Yahudilere (Roma Đmparatorluğu sınırları
içinde yaşayan ve Grekçe konuşan Yahudilere diaspora Yahudileri veya Hellenist
Yahudiler denilmiştir.) tebliğde bulunmuştur. Petrus Hz.Đsa’nın elçisi olarak Pontos,
82
W.M.RAMSEY, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Çev.Mihri PEKTAŞ, Đstanbul, 1960, s.314.; Füruzan
KINAL, 1991, s277; UMAR, Đlkçağda Türkiye Halkı, s.433, 507.
83
Strabon, Geographika, Antik Anadolu Coğrafyası, s.8–9.
84
TEKĐN, “M.Ö. IV.-M.S. VI. Yıllar: Helenistik Çağ ve Roma Đmparatorluk Döneminde Kapadokya
Krallığı”, s.214.
85
TEKĐN, “M.Ö. IV.-M.S. VI. Yıllar: Helenistik Çağ ve Roma Đmparatorluk Döneminde Kapadokya
Krallığı”, s.215; ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.11.
86
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.11.
87
Đncil, Haberciler’in (Resullerin) Đşleri I-II, 1–13., Kitabı Mukaddes Şirketi, Đstanbul, 1999.
88
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.56.
89
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi s.56–57.
23
uygun bulmuşlardır98. Manastırlarda günde yedi defa toplu ibadet yapılacak, toplu
çalışma olacak ve toplu yemek yenilecekti. Bu üç prensipten, Yunan ve Slav
dünyasında da yayılan, çıkış yeri Göreme ve Belisırma çevresi olan yeni bir manastır
hayatı doğmuştur.99
Hıristiyanlığı kendilerine din olarak kabul eden ve bu kabullerinden dolayı baskı
gören Kapadokya halkı bölgedeki yeraltı şehirlerine geçici olarak sığınmışlardır.100
Nevşehir yöresi arazi yapısından dolayı ideal bir sığınma yeri olmakla birlikte yeraltı
şehirlerinin yoğun olarak kazılıp kullanıldığı ve en çok işlerlik kazandığı dönem Bizans
dönemidir. Bunun en açık delili ise çoğu yeraltı şehrinde bulunan kiliselerdir.101 Ayrıca
Derinkuyu yeraltı şehrinde bir misyoner (rahipler) okulu bulunmaktadır102.
Đmparator Constantinus (324–337) zamanındaki iki büyük olay, daha sonraki
önemli tarihi gelişmelere ortam hazırlamıştır. Bunlar Hıristiyanlığın kabulü ve
Đmparatorluk merkezinin Roma’dan Đstanbul’a taşınmasıdır.
Sayıları çok artmış olmakla beraber dinleri imparatorluk içinde halen meşru
sayılmayan ve her türlü takibat, işkence ve eziyete uğrayan Hıristiyanlara, ilk olarak
Milano’da 311 ve daha sonra 313 yılında çıkarılan fermanlarla bazı haklar verilmiştir.
Bu fermanlarla Hıristiyanlık imparatorlukta var olan diğer dinler gibi meşru hale gelmiş
ve Hıristiyanların devlet tarafından zorla ellerinden alınmış olan toprakları kendilerine
geri verilmiştir103.
Đmparator Teodosius (379–395) 395’te imparatorluğu doğu ve batı adıyla ikiye
bölerek, Hıristiyanlığı devletin resmi dini haline getirmiştir104. Doğu Roma
Đmparatorluğu’nun payına düşen Kapadokya bölgesinde, imparatorluğun ilk
dönemlerinde sakin bir hayat yaşanmış bunun yanı sıra her bakımdan önemli gelişmeler
olmuştur. 4.yy. ın sonlarından itibaren manastır hayatının başladığı ve dini kolonilerin
kurulduğu bölgede Aziz Basil, Nazianzos’lu Aziz Gregory ve Nyssa’lı Gregory
vaazlarıyla ve yazılarıyla oldukça etkili olmuşlardır105.
98
Spiro KOSTOF, Caves of God, Cappadocia and its Churches, Oxford, 1989, s.47.
99
Đ.Hakkı KONYALI, Abideleri ve Kitabeleri ile Aksaray Tarihi, C.3, Đstanbul, 1975, s.2747. Đ.Hakkı
KONYALI’nın Abideleri ve Kitabeleri ile Aksaray Tarihi adlı eserinin 3. cildininde Nicole ve Michel
Thierry’nin Nouvelles Eglises Rupestres de Cappadoce (Kapadokya’da Yeni Bulunan Kaya Kiliseleri)
adlı eserlerinin Türkçeye çevirilmiş bir bölümü bulunmaktadır.
100
Kapadokya Yeraltı Şehirleri, Komisyon, Ankara, 1989, s.5–13.
101
ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası, s.36–37.
102
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.12.
103
Hakkı Dursun YILDIZ, “Bizans Tarihi”, Anadolu Medeniyetleri, C.3, Đstanbul, 2000, s.488.
104
Doğan KUBAN, Çağlar Boyunca Türk Sanatının Anahatları, Đstanbul, 2002, s.54.
105
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.12; H.Dermont Mc.Donald, “Büyük Basileos”,
Hıristiyanlık Tarihi, Đstanbul, 2004, s.177.
25
106
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.60.
107
UMAR, Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi, s.45.
108
Gregory Abû’l Farac, Abû’l Farac Tarihi, C.1, (Çev. Ömer Rıza DOĞRUL), Ankara, 1987, s.153–154.
109
Walter E. KAEGĐ, Bizans ve Đlk Đslam Fetihleri, Đstanbul, 2000, s.229-239.; ADIBELLĐ, Kapadokya
Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.68.
110
UMAR, Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi, s.51.
26
111
Gregory Abû’l Farac, Abû’l Farac Tarihi, s.180.
112
Gregory Abû’l Farac, Abû’l Farac Tarihi, s.168.
113
George OSTROGORSKY, Bizans Devleti Tarihi, (Çev. Fikret IŞILTAN), Ankara, 1991, s.150-153;
John LOWDEN, “Đkona mı Put mu? Đkonakırıcılık Tartışması”, Sanat Dünyamız, Bizans Özel Sayısı,
Đstanbul, 2001, s.214.; Nilay YILMAZ, Đkonalar, C.1, Ankara, 1993, s.3.;Gülgün KÖROĞLU,
“Đkonoklazma Döneminden Bizans Resim Sanatı Örnekleri”, Sanat ve Đnanç, 2, Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Türk Sanatı Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Đstanbul, 2004, s.27.; Ayşe
HÜR, Đkonoklazma Mad., Đstanbul Ansiklopedisi, C.4, Đstanbul, 1994, s.153-155; KUBAN, Çağlar
Boyunca Türk Sanatının Anahatları, s.68.;
114
KÖROĞLU, Đkonoklazma Döneminden Bizans Resim Sanatı Örnekleri”, s.36.
115
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.70.
116
Clemens HOLZMEISTER-Rudolf FAHRNER, The Face of Anatolia (Caves and Khans in
Cappadocia), Vienna, 1955, s.16.
27
117
Nicole THIERRY, “The Rock Churches”, Arts of Cappadocia, Geneva, 1971, s.138–139.
118
Engin AKYÜREK, “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kappadokya’daki Bizans”, Kapadokya, Đstanbul, 1998,
s.229.
119
ÖZEŞSĐZ, Nevşehir Đli Đnanç Coğrafyası, s.39.
120
ERKĐLETLĐOĞLU, Kayseri Tarihi, s.69-73; ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi,
s.20.
121
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.20–21.
122
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.23.
28
132
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.55.
133
ÖZKUL, Dünden Bugüne Nevşehir ve Yöresi Tarihi, s.58.
30
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
Hıristiyanlık, tek tanrılı bir din olarak, Filistin bölgesinde, Yahudilikten sonra
ortaya çıkmıştır134.
Đsa’dan sonra Hıristiyanlığın kaderini belirleyen çalışmalar yapanların en
önemlisi Pavlus iken135 Petrus ve diğerleri de bu harekete yardım etmiş, bu amaç
doğrultusunda Petrus Roma’ya, Yuhanna’da Asya’ya (Batı Anadolu) gitmiştir136.
Bir süre sonra Hıristiyanlık hızlı bir şekilde yayılmaya başlamıştır. Bu
yayılmanın bazı sebepleri vardır ki bunların en önemlisi Đtalya’dan Hindistan’a kadar
uzanan geniş bir coğrafyada, en azından şehirlerde, ortak bir dil ve kültürün
varolmasıdır. Doğu’da Büyük Đskender ve ondan sonra gelen krallar, Grekçeyi resmi dil
olarak kullanırken Pavlus ve diğer ilk Hıristiyanlar bu dili mesajlarını iletmek için
kullanmışlardır137.
Geniş bir coğrafyaya hakim olan Roma Đmparatorluğu’nda ilk başta doğayı
kontrol eden, gizemli ve şahsi bir varlığa sahip olmayan güce tapınılan, tarıma yönelik
bir din vardı. Roma Cumhuriyeti döneminde Romalılar Yunan efsanelerini
benimsemişler ve Yunan tanrılarıyla kendi yerel tanrılarını özdeşleştirmişlerdir138.
Roma’da Đmparatorluk döneminden itibaren Doğu inançlarının etkisinde
kalınarak imparatorlar tanrılaştırılmış139 ve Đmparator Kültü kurulmuştur. Bu kült ilk
kez Augustus tarafından manevi babası olan Gaius Đulius Caesar için senato kararıyla
kurulmuştur. Caesar Divus Đulius adıyla devlet tanrıları arasına girmiştir. Aynı şekilde
Augustus ve sonra gelen imparatorlara da tapınılmıştır. Roma dünyasında ve Küçük
Asya’nın pek çok kentinde bu kültle ilgili tapınaklar yapılmıştır140.
Hıristiyanlık, Roma Đmparatorluğu dahilinde yayılmaya çalışmıştır. Putperest
Roma’da yayılma gayesi güden başka bir din olmadığı gibi, mevcut putperestlik halkın
manevi ihtiyaçlarını tatmin etmekten uzak ve çok ilkel bir durumdaydı. O devirlerde
dünyada mevcut olan yayılmacı dinlerden hiçbiri de Roma Đmparatorluğu dahilinde
görülmüyorlardı. Bu ortamda ortaya çıkan ve yayılma faaliyetlerine başlayan
Hıristiyanlık Roma Đmparatorluğu toprakları üzerinde yayılmıştır. Bu uygun ortamda
134
Dinler Tarihi Ansiklopedisi, Hıristiyanlık, C.2., Đstanbul, 1999, s.3.
135
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.55.
136
W.Ward GASQUE, “Kilise Büyüyor: Kudüs’ten Roma’ya”, Hıristiyanlık Tarihi, Đstanbul, 2004, s.66.
137
GASQUE, “Kilise Büyüyor: Kudüs’ten Roma’ya”, s.66.
138
Edwin YAMAUCHI, “Romalılar’ın Dini” Mad., Hıristiyanlık Tarihi, Đstanbul, 2004, s.74–75.
139
Dinler Tarihi Ansiklopedisi, Hıristiyanlık Mad., C.2., Đstanbul, 1999, s.6.
140
Mehmet ÖZSAĐT, “Anadolu’da Roma Egemenliği”, Anadolu Uygarlıkları, C.2, Đstanbul, 2000, s. 411.
31
yayılma hızlanmış fakat bu çokta kolay olmamıştır. Özellikle M.S. 1.yy. rahat bir
dönem olmamakla birlikte dönemim Roma Đmparatorları, Hıristiyanlığı kendi tahtları
için büyük bir tehlike olarak görmüşler ve bu dini ortadan kaldırmak için her yola
başvurmuşlardır141.
Roma Đmparatorları Hıristiyanlığın teşkil ettiği tehlikenin farkına 3. yy. da
varmıştır. Decius (249–251), Valerianus (253–260), Diocletianus (284–305), Galerius
(305–311) 3.yy. ın 2. yarısında bu dini ortadan kaldırmaya çalışmışladır. Bazı
araştırmacılara göre Neron döneminden itibaren bu din özel bir kanunla yasaklanmıştır.
Hıristiyanları bu dinden döndürmek için sistematik bir işkence hareketini başlatan
Decius (249–251) tur. Zamanla yaptırımlar çok ağırlaşmış, hatta Hıristiyan olduğunu
ilan etmek ölümle cezalandırılmıştır 142.
Đmparator Constantinus (324–337) tarafından Milano’da 311 ve daha sonra 313
yılında çıkarılan fermanlarla Hıristiyanlara bazı haklar verilmiştir. Bu fermanlarla
Hıristiyanlık imparatorlukta var olan diğer dinler gibi meşru hale gelmiştir143.
Hıristiyanlığı kendilerine din olarak kabul eden Roma halkı ciddi ve sistemli bir
şekilde baskı ve zulüm görmüştür. Bu baskı dönemlerinde, öncelikle ölülerini gömmek
için yaptıkları, katakomplarda gizlice toplanmışlar ve ibadet etmişlerdir. Huzur ortamı
sağlandığında ise katakompları sadece inançları gereği ziyaret etmek için
144
kullanmışlardır .
Katakomp sözcüğü ilk kez Roma yakınındaki Apia (Appıan) Yolu üzerindeki
San Sebastiano Bazilikası’nda Aziz Paulus ve Aziz Petrus’un geçici olarak
gömüldükleri yeraltı mezarı için kullanılmış, giderek Roma çevresindeki bütün yeraltı
mezarları (yaklaşık 40 tane ) bu adla anılmaya başlamıştır145.
Yumuşak sünger kayaların oyulmasıyla meydana getirilen146 katakomplar
yeraltından Roma’nın 1 mil147 uzağına kadar yayılmaktadır148.
Katakomplara Hıristiyanlığa inanan ve din uğruna ölen kişilere ait kemikler ve
bunların kullandığı eşyalar (Rölik) konulmuştur. Bu kişilerin hepsi aziz olmamakla
141
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.55.
142
Suat YILDIRIM, Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, Ankara, 1988, s.71.; Anna Maria
LĐBERATĐ- Fabio BOURBON, Rome: Splendours of an Ancient Civilization, China, 2005, s.44, 50.
143
YILDIZ, “Bizans Tarihi”, s.488; LĐBERATĐ- BOURBON, Rome: Splendours of an Ancient
Civilization, s.55.
144
L’Abbe BERGĐER, “Catacombe” Mad., Dictionnaire de Theologie, Besançon, 1843, s.374.
145
BERGĐER, “Catacombe”, s.373; “Katakomp” Mad., Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C.2, Đstanbul,
1997, s.968.; The Great Art Cities of Italy, Lozzi Roma Edizioni Turistiche, Roma, Tarih Yok, s. 30.
146
Colin J.HEMER, “Arkeoloji Işığında Đlk Hıristiyanlar” Mad., Hıristiyanlık Tarihi, Đstanbul, 2004, s.70.
147
1 Mil = 1, 61 km.
148
BERGĐER, “Catacombe”, s.373.
32
birlikte ilk kilisenin geleneklerine göre din uğruna ölmüş ilk Hıristiyanlardan oldukları
için azizler gibi değerli sayılmışlardır149.
Labirent gibi karmaşık geçit ve birbirine bağlanan galerilerden oluşan, tabutların
duvarlardaki oyuklara (Arcosolium ve Loculus) yerleştirildiği katakomplarda aile
mezarları, şapeller ve odalar bulunmaktadır. Katakomplar çok katlı da olabilmektedir150.
St.Paulin, Roma katakomplarında, kayıtlarla belgelenmiş olarak, binlerce kişinin
cesedinin bulunduğunu belirtmektedir. Bu kayıtlarda bir katakompta 550, bir başkasında
ise 150 kişinin gömülü olduğu belirtilmektedir151.
Katakomplar 2–3 ayak152 genişliğinde, 8–10 ayak yüksekliğinde; birbirine
bağlanan ve hiçbir destek unsurunun kullanılmadığı galeriler şeklindedirler. Mezar
birimleri ortada bulunan yolun iki tarafına paralel olarak yukarıdan aşağıya doğru
oyulmuştur. Bir mezar içerisine birkaç kişi üst üste konularak yerleştirilmiştir.
Katakompların ağızları, birbirlerine içeriğinin ne olduğu halen bilinmeyen bir maddeyle
tutturulan, kiremitlerle kapatılmıştır. Bu kiremitlerin üzerine ölünün adı yazıldığı gibi
çoğunlukla Đsa monogramı (IC, XC) ve zaman zaman şehitliğin sembolü olan palmiye
dalı kazınmıştır153.
Katakompların Hıristiyanlık açısından önemli bir tarafı da, Hıristiyanlığın ilk
resim örneklerinin bu yeraltı mağaralarında meydana getirilmiş olmasıdır. Fresk
tekniğinde yapılan bu resimlerin çoğu üstün sanat değeri taşımamaktadır. Genellikle
basit zanaatkârlar tarafından yapılan bu resimlerde estetik kaygılardan ziyade, yeni bir
dinsel dünya görüşünü yalın bir şekilde ifade edilmesi söz konusudur154.
Đlk örnekleri M.S. 2. yy da yapılmaya başlanan katakomp resimlerinin en eski örneği
Roma’da Via Ardetina da bulunan Domitilla katakompundaki resimlerdir155. Đlk
Hıristiyanlık döneminde sanat bir çeşit sembol, bir çeşit resim yazı anlamındadır.
Katakomplarda bu yüzden kıvrık dal süslemeleri, maskeler, güvercinler,
tavuskuşları, üzüm asmaları156, bunlara ilaveten Đncil sahneleri, H.z. Đsa’nın serüvenleri
149
BERGĐER, “Catacombe”, s.375.
150
“Katakomp” Mad., Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C.2, Đstanbul, 1997, s.968.
151
BERGĐER, “Catacombe”, s.374.
152
1 ayak =30–48 cm.
153
BERGĐER, “Catacombe”, s.373–374.
154
Sezer TANSUĞ, Resim Sanatının Tarihi, Đstanbul, 1993, s.53.; E.H.GOMBRICH, Sanatın Öyküsü,
Đstanbul, 2004, s.129.
155
TANSUĞ, Resim Sanatının Tarihi, s.53.
156
Adnan TURANÎ, Dünya Sanatı Tarihi, Đstanbul, 2005, s.202.
33
gibi öğretici konular; balık, ekmek, şarap gibi sembolik motiflerle sıkça
157
karşılaşılmaktadır .
Genel manada katakomp gerçeğinden ulaşabileceğimiz sonuç şudur ki;
insanoğlu baskı ve zulmün olduğu her yerde ve her zaman diliminde kendini bir şekilde
bulunduğu ortamdan daha güvenli olan bir mekâna aktarmayı bilmiştir. Bu mekânlar
yaşanılan coğrafyaya göre değişkenlik göstermektedir. Arazinin yumuşak ve oyulmaya
müsait olduğu bölgelerde ki genel eğilim yeraltına sığınaklar oymak olmuştur. M.S. 1.
yy dan itibaren Roma Đmparatorluğu’nda Hıristiyanlığın kabul görmesi ile başlayan
zorlu dönemde halk bölgedeki yumuşak araziyi oyarak katakompları yapmış ve buraları
başta ölü gömmek olmak üzere, toplanma ve ibadet etme gibi farklı amaçlar için
kullanmışlardır.
157
TANSUĞ, Resim Sanatının Tarihi, s.53.
34
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. YERALTI ŞEHĐRLERĐ
Kapadokya bölgesinde, oyulmaya ve işlenmeye müsait kayalar ve arazi,
insanlara yerin altında ve üstünde hem gizli hem de özel yaşam alanı oluşturmaları için
imkân sağlamıştır ( Çizim 1). Bölgede erken dönemlerden itibaren sürdürülen bu uğraş,
duvar inşasına veya bilinen manadaki tüm inşa faaliyetlerine göre daha az teknik
kabiliyet ve bilgi gerektirdiği için de tercih edilmiştir (Çizim 2)158.
Bölgede bulunan volkanik tüf açmaları ve bunların kullanım sebepleri şöyledir:
1. Bölgedeki günlük ve mevsimlik ani ısı değişiklikleri,
2. Volkanik tüflerin ısı yalıtımı özelliğine sahip olması,
3. Tüflerin yapı malzemesi olarak kullanılması,
4. Tüfün kolayca oyulabilmesi,
5. Olağanüstü durumlarda (savaş, saldırı vs.) saklanma ve korunma imkânı
sağlanması159.
6. Yeraltı yerleşimlerinin deprem veya volkanik patlamalar gibi doğal felaketlere karşı
dayanıklı olması ve koruma sağlamasıdır.160
Kapadokya bölgesindeki yeraltı şehirlerine ve kaya oyma mekânlara Ürgüp,
Uçhisar, Orta Hisar, Zelve, Gülşehir, Soğanlı, Erdemli, Ihlara, Aksaray, Tavlusun,
Himmetdede, Gesi, Süleymanlı, Mimar Sinan, Bünyan, Talas, Karaman-Manazan’ da
rastlanmaktadır161.
R.BĐXĐO ve V.CASTELLANĐ yeraltı yapılarını iki gruba ayırmaktadır.
1. Doğal oyuklar.
2. Yapay oyuklar. Bu grup kendi içinde 2’ye ayrılmaktadır.
a- Yeryüzündeki oyuk yerleşimler. (Peri bacaları, kaya kiliseleri, kaya mezarları,
güvercinlikler)
b-Yeraltı yapıları. (Yeraltı şehirleri, su tünelleri)162.
158
Anabel Jane WHARTON, Art of Empire; Painting and Architecture of Byzantine Periphery, A
Comparative Study of Four Provinces, United States of America, 1988, s.13.
159
K.ERGUVANLI, E.YÜZER, “Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic
Tuffs at Cappadocia Area”, Rock Storage, Oslo, 1977, s.16.
160
Ö.AYDAN-R.ULUSAY, “Geotecnical and Geoenvironmental Characteristics of Man-made
Underground Structures in Cappadocia, Turkey”, Engineering Geology, 69, 2003, s.246; R.ULUSAY-
C.GÖKÇEOĞLU-T.TOPAL-H.SÖNMEZ-E.TUNCAY-Z.A.ERGÜLER-O.KASMER, “Assestment of
Environmental and Engineering Geological Problems for Possible Re-use of Abandoned Rock-hewn
Settelment in Ürgüp (Cappadocia), Turkey”, Environment Geology, 50, 2006, s.474.
161
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.5.
162
R.BIXIO, “Surveys in The Underground Cities of Cappadocia”, XI. Araştırma Sonucu Toplantıları,
Ankara, 1993, s.47–49.
35
163
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.24.
164
SSI, Italian Speology Society-Đtalyan Mağarabilim Topluluğu
165
R.BIXIO, “Repertorio Delle Strutture Sotterranee Della Cappadocia”, Cappadocia Le Citta
Sotterranee, Roma, 2002, s.293-307.; R.BIXIO-V.CASTELLANĐ,”New Tıpologies of Cappadocian
Undergrounds:The Redoubts and the Hydric Installatıons, XIII. Araştırma Sonuçları Toplantısı, C.1,
Ankara, 1995, s.271.; Mustafa KAYA, “Yeraltı Şehirleri”, Nevşehir Kültür ve Tarihi Araştırmaları, S.4,
Nevşehir, 2005, s.21–24. s.21.; Arda AYHAN, Geological and Morphological Investigations of
Underground Cıtıes of Cappadocıa Using GIS, ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi), Ankara, 2004, s.37.
166
D.STEA-M.TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, England,
1993, s.175.
167
M.E. GÜLYAZ-H.YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, Nevşehir,
2003, s.38.
168
Kaymaklı yeraltı şehrinin 60.000 kişi kapasiteli olduğu da belirtilmektedir. ERGUVANLI-YÜZER,
“Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs at Cappadocia Area”, s.19.;
Ö.AYDAN, R.ULUSAY, E.YÜZER, M.ERDOĞAN, “Man-Made Rock Structures in Cappadocia,
Turkey an Their Implications in Rock Mechanics and Rock Engineering”, ISRM Nes Journal, Vol. 6, No.
1, Minneapolis, USA, August 1999, s, 69.
169
Farklı bir çalışmada ise Derinkuyu’nun kapasitesi ile ilgili şu bilgiler yer almaktadır; “…Derinkuyu
Yeraltı kentinin gezilemeyen bölümlerini göz önüne alarak yaklaşık 30.000 kişiyi barındırabilecek
36
kapasitede olduğunu söyleyebiliyoruz. Ancak, gerçek nüfusu tam olarak bilemiyoruz.”, M.Ertuğrul
GÜLYAZ, “Yeraltında Yaşama Savaşı”, Atlas Dergisi, S.25, Đstanbul, 1995, s.87.; K.Erguvanlı-
E.Yüzer’e göre Derinkuyu yeraltı şehrinin ilk üç katında yaklaşık 20.000 birim bulunmaktadır.Bu da
Derinkuyu’da 100.000 kişinin yaşadığı anlamına gelmektedir., ERGUVANLI-YÜZER, “Past and Present
Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs at Cappadocia Area”, s.20.
170
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.175.
171
AYHAN, Geological and Morphological Investigations of Underground Cıtıes of Cappadocıa Using
GIS, s.29; R.BIXIO, “La Datazione Delgi Insediamenti Sotteranei”, Cappadocia Le Citta Sotterranee,
Roma, 2002, s.95–117.
172
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.7.
173
James MELLART, Çatalhöyük, Anadolu’da Bir Neolitik Kent, Đstanbul, 2003, s.103; ADIBELLĐ,
Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.170.; Aziz DOĞANAY, “Norşuntepe Höyüğünde Bir
Duvar Resmi:Geyik mi Yanardağ mı?”, IX.Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi
Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, Erzurum, 2005, 218.
174
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.170.
175
BAYDUR, Kültepe (Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar, s.123.
176
ATEŞ, “Kapadokya’nın Başkenti Nevşehir”, s.77–79.
37
177
Strabon, Antik Anadolu Coğrafyası, s.9.
178
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.172.; Mehmet ATEŞ, 1996, s.79
179
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.17.; ATEŞ, “Kapadokya’nın Başkenti Nevşehir”, s.79.;
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.172.
180
Lyn RODLEY, Cave Monasteries of Byzantine Cappadocia, Cambridge University Pres, Cambridge,
1985, s.5-6.; ATEŞ, “Kapadokya’nın Başkenti Nevşehir”, s.79.; ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki
Hıristiyanlık Tarihi, s.173.
181
NAUMANN, Eski Anadolu Mimarlığı, s.43.; Ünsal YALÇIN, “Early Iron Metallurgy in Anatolia”,
Anatolian Studies, Volume 49, Ankara, 1999, s.177.
38
Antik Kapadokya’yı da içine alan yörede Civelek Mağarası, Aşıklı Höyük gibi
prehistorik döneme ait yerleşimler kurulmasına karşın bunların yeraltı şehirleriyle
bağlantısı olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Ancak bölgenin jeolojik yapısı göz
önüne alındığında tarih öncesi insanlarının da hiç olmazsa birkaç odadan oluşan yapay
kaya sığınaklarında barınmış olmaları gerekmektedir.
Orta ve Genç Tunç Çağına ait kaya kabartmalarının ve yazılı anıtların bölgede
sıkça bulunması, ayrıca Hitit kentlerindeki savunma sisteminde potern adı verilen
yeraltı geçitlerine sıkça rastlanması ve bunların çok ustaca yapılması nedeniyle, yeraltı
şehirlerinin yapımında veya genişletilmesinde Hititlerin de katkısı olduğu kanısı
güçlenmektedir (Resim 2)182. Topada (Ağıllı) (Resim 3) ve Sivasa (Gökçetoprak)
(Resim 4) yazılı anıtlarının hemen yakınında yeraltı şehirlerinin bulunması bu görüşü
desteklemektedir183.
1960–1970 yılları arasında bölgede araştırma yapan Alman araştırmacı Martin Urban
yeraltı şehirlerini M.Ö. 7. – 8. yy. a tarihlendirmektedir184.
Antik dönem yazarlarından, Sokrates’in öğrencisi Atinalı Ksenophon, Anabasis-
Onbinlerin Dönüşü- adlı eserinde yeraltı şehirleriyle ilgili bilgi vermiştir. Eserde Genç
Kyros’un ağabeyi II. Artakserkses ‘e karşı M.Ö. 401 yılında yaptığı sefere katılan onbin
Yunanlının öyküsü anlatılmıştır. Perslerle anlaşmaya gelen Yunanlı komutanın
öldürülmesiyle Ksenophon komutayı ele almış ve onun önderliğinde Yunanlılar,
Trabzon yakınlarında Karadeniz’e varıncaya değin Doğu Anadolu yaylalarında 1000
km.den fazla yol yürümüşlerdir185. Sardis’ten Babil’e oradan da Yunanistan’a uzayan bu
toplu yürüyüş sırasında yeraltı kentlerini de gören Ksenophon Anadolu’daki yeraltı
şehirleri hakkında şu bilgileri vermektedir.
“Evler toprak altındaydı. Girişleri kuyu ağzına benziyordu ama içleri genişti.
Hayvanlar için toprağa giriş delikleri kazılmıştı; Đnsanlar merdivenle iniyorlardı. Bu
konutların içinde keçiler, koyunlar inekler, kümes hayvanları ve tüm bu hayvanların
182
Hitit bölgesinde hisarla çevrili bir yerleşmenin içine poternler yoluyla da girilebildiği bilinmektedir.
Poternlerin kurulmasında başlıca koşul, yapay bir toprak yığınının varlığıdır. Çünkü bindirme tekniğinde
kemerli poternler, modern tüneller, ya da daha geç döneme tarihlenen ünlü Firigya kaya tünelleri gibi
toprağın içine kazılarak yapılmamışlar, tam tersine toprağın üstüne kurulmuşlar, daha sonra yapay yığının
toprağı ile örtülmüşlerdir. NAUMANN, Eski Anadolu Mimarlığı, s.310–311.; Hitit ve Mezopotamya
mimarlıklarında kent surları altına yapılan gizli tüneller olan poternler özellikle savaşta, bir kuşatma
sırasında kent dışına çıkmak için kullanılırdı. Ana kapının açılamadığı bu gibi durumlarda kent halkının,
su gereksinimini sağlamasının yanı sıra düşmanı arkadan çevrilmesine de yardımcı olurdu. M.BEYKAN,
“Potern” mad. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C.3, Đstanbul, 1997, s1508.; Murat E. GÜLYAZ,
“Yeraltındaki Dünyalar”, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.520.
183
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.520.
184
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.49.
185
KSENOPHON, Anabasis Onbinlerin Dönüşü, (Çev. Tanju GÖKÇÖL), Đstanbul, 1998, s.7–10.
39
191
Haldun ÖZKAN, Erzurum ve Đlçelerindeki Hıristiyan Mimarisi, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Erzurum,
1994, s.126.
192
Ömer DEMĐR, Kapadokya Medeniyetlerin Beşiği, Nevşehir, Tarihi yok, s,81.
193
Yıldız ÖTÜKEN, Göreme, Ankara, 1987, s. 3; ÖTÜKEN, Ihlara Vadisi, s. 9.
194
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.176.
195
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.176.
196
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
197
ADIBELLĐ, Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, s.175.
41
198
ATEŞ, “Kapadokya’nın Başkenti Nevşehir”, s.83.
199
ATEŞ, “Kapadokya’nın Başkenti Nevşehir”, s.83.
200
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.520
201
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.520.; Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.14.
42
43
202
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
203
Kiklop Duvarı(Örgüsü):Devasa boyutlu taş blokların harçsız olarak üst üste konmasıyla oluşturulmuş
duvar.; M.SÖZEN-U.TANYELĐ, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, Đstanbul, 1999, s.131.
204
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
205
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
206
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.519.; M.Ertuğrul GÜLYAZ, 1995, s.84.; GÜLYAZ-
YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.44.
207
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.519.
208
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
44
209
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.; Mahmut
AKOK-Hikmet GÜRÇAY, Yeraltı Şehirlerinde Bir Đnceleme ve Yeşilhisar Đlçesinin Soğanlıdere
Köyü’nde Bulunan Kaya Anıtları, Türk Arkeoloji Dergisi, XIV, Ankara, 1965, s.38.
210
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
45
Bunlar doğrudan yerleşme yeri olarak oyulmuştur. Sadece Manazan’da küçük bir kilise
bulunmaktadır. Nevşehir’deki Derinkuyu ve Kaymaklı yeraltı şehirleri bu tip için örnek
verilebilir211.
Bölge insanı hem günlük hayatta hem de dini inançlarının gereği olarak şaraba
ayrı bir önem vermiştir. Şaraphaneler özel birer birim olup genelde mutfaklara yakın
yerlere kurulmuştur (Çizim 4). Hem şaraphaneler hem de mutfaklar, yaz-kış ılık olan,
daha üst katlara yapılmıştır212. Tüm şaraphanelerde üstte küçük bir tekneden ibaret olan
üzüm ezme yeri vardır. Yukarıdaki üzüm ezme teknesinin ortasına denk gelen yerde
koni şeklinde bir açıklık bulunmaktadır213. Ezme işlemi sırasında çıkartılan üzüm suyu
taş bir oluk vasıtasıyla aşağıda bulunan tekneye akmaktadır. Buradan elde edilen şıra
çeşitli işlemlerden geçirilerek şarap haline getirildikten sonra küplere doldurularak
depolanıp kullanılmıştır214.
Yeraltı şehirlerinin mekân kuruluşlarına ilaveten kendilerine özgü savunma,
havalandırma, aydınlatma sistemleri, su ihtiyacını gidermek için açılan su kuyuları
mevcuttur.
Sürgü taşı adı verilen ve yuvarlanma özelliği olan kapılar yeraltı şehirleri için
önemli bir savunma mekanizmasıdır. Yeraltı şehrinin yüzeyden ustaca gizlenmiş
girişlerinden yaklaşık 5.00 m. sonra varılan ilk merkezden başlayan bir tünel üzerinde
“birinci güvenlik kontrol merkezi” bulunmaktadır215. Tipik bir yeraltı şehrinde sürgü
taşlı sistem ilk 50.00 m. – 60.00 m. derinlikteki tünellerde her 10.00 m. de bir
tekrarlanmaktadır. Tüneller aşağıya doğru indikçe sürgü taşı kullanımı daha da
sıklaşmaktadır216.
Sürgü taşının yan tarafında taşın hareket ettirildiği bir oda, karşısında ise taşın
boyutlarıyla orantılı olan ve kapının tam olarak kapanmasını sağlayan bir girinti
bulunmaktadır (Çizim 5, 6)217. Bazı sürgü taşlarının sürülerek oturtulduğu yuvanın
önünde, kapının hemen bitişiğinde, blok taş şeklinde bir destek bulunmaktadır218. Kapı
odası sürgü taşının girebildiği bir açıklığa sahiptir. Buradan sürülerek kapatılan kapı
211
Semavi EYĐCE, Karadağ Binbir Kilise ve Karaman Çevresinde Arkeolojik Đncelemeler, Đstanbul,
1971, s.184–185.
212
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.44.
213
AKOK-GÜRÇAY, Yeraltı Şehirlerinde Bir Đnceleme ve Yeşilhisar Đlçesinin Soğanlıdere Köyü’nde
Bulunan Kaya Anıtları, s.36.
214
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.519.
215
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
216
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
217
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
218
AKOK-GÜRÇAY, Yeraltı Şehirlerinde Bir Đnceleme ve Yeşilhisar Đlçesinin Soğanlıdere Köyü’nde
Bulunan Kaya Anıtları, s.36.
46
bulunduğu koridoru içerden kilitlemektedir. Dar tünelin duvarları tarafından iki yandan
desteklenen sürgü taşı herhangi bir yöne doğru hareket ettirilemez, açılıp kapanamaz
(Çizim 7)219.
Kapıların boyları 0.92 m. – 1,95 m., genişlikleri 0.92 m. – 2.05 m., derinlikleri
ise 0.15 m. – 0.55 m. arasında değişmektedir220. Bazı kapıların ortasında 0.10 m. – 0.20
m. çapında bir delik bulunmaktadır. Bu delik kapıyı açıp kapatmaya, arkadan gelen
düşmanı görmeye, onlara ok ya da mızraklarla saldırmaya yaramakta ve sürgü taşı
kapalı olduğu zaman içerdeki hava dolaşımını sağlamaktadır (Çizim 8, 9)221.
Sürgü taşları bakımından Özkonak yeraltı şehri farklı bir özelliğe sahiptir. Sürgü
taşlarının genel özelliği olan merkezdeki delik Özkonak yeraltı şehrindeki sürgü
taşlarında bulunmamaktadır. Bunun yerine kapının üzerinde, tünelin tavanında düşmana
kızgın yağ vs dökmek için açılmış birer delik bulunmaktadır (Çizim 10)222.
Sürgü taşları genellikle yeraltı şehirlerinin içerisinde yapılmıştır. Bununla
birlikte dışarıda yapılarak içeriye getirilmiş olanlarda vardır. Özkonak yeraltı şehrinde
böyle bir uygulama görülmektedir. Çünkü yeraltı şehrinin içi açık renkli tüf, sürgü
taşları ise koyu renkli tüftür223. Benzer bir uygulamaya sahip diğer bir yeraltı şehri
Gökçetoprak (Sıvasa) yeraltı şehridir. Sürgü taşlarının dışarıda yapılarak içeriye
getirildiğinin en bariz kanıtı yeraltı şehrinin 1,5 km uzağında bulunan ve
şekillendirilmeden bırakılan bir kaya bloğudur224.
Gökçetoprak ve Kaymaklı yeraltı şehirlerinin sürgü taşlarında yapılan direnç
analizleri, Gökçeoprak örneklerinin Schmidt ölçeğine225 göre 40 tan daha yüksek bir
değere sahip olduğunu ve 700–800 kg/ cm²’lik bir direncin varlığını göstermiştir.
Yeraltı şehrini bünyesindeki tüfün Schmidt ölçeğine göre değeriyse 15–20 arasındadır.
Bu da çok az bir dirence, 200–300 kg/cm² ye eşittir. Buna göre Gökçetoprak yeraltı
şehrinin sürgü taşları dışarıda yapılarak içeriye getirilmiş olmalıdır 226.
219
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
220
“Sürgü taşlarının, genel olarak, çapları 1.00-2.00 m, enleri (kalınlık) 30-50cm, ağırlıkları ise 200-500
kg. dır.”, GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
221
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.
222
Ömer DEMĐR, Kapadokya Medeniyetlerin Beşiği, Nevşehir, Tarihi yok, s.84.; M.Ertuğrul GÜLYAZ,
1995, 85.
223
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.77.
224
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.87.
225
Schmidt ölçeği (Sertlik Çekici):1960 ların başından bu yana giderek artan bir yaygınlıkla, kayaçların
dayanım ve deformabilite özelliklerini hızlı bir şekilde belirlemek amacıyla kullanılan yöntem.
C.GÖKÇEOĞLU, Schmidt Sertlik Çekici Kullanılarak Tahmin Edilen Tek Eksenli Sıkışma Dayanımı
Verilerinin Güvenilirliği Üzerine Bir Değerlendirme, Jeoloji Mühendisliği Dergisi, S.48, Ankara, 1996,
s.78.
226
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
47
227
GÜLYAZ, “Yeraltında Yaşama Savaşı”, 85.; GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.
228
ERGUVANLI-YÜZER, “Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs
at Cappadocia Area”, s.20.
229
AKOK-GÜRÇAY, Yeraltı Şehirlerinde Bir Đnceleme ve Yeşilhisar Đlçesinin Soğanlıdere Köyü’nde
Bulunan Kaya Anıtları, s.38.
230
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.
231
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.; Füsun ERTAĞ, “Linseed Oil and Oil Mills in Central
Turkey.Flax/Linum and Eruca, Đmportant Oil Plants of Anatolia”, Anatolian Studies, Volume 50, Ankara,
2000, 171-174, 183.
232
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.519.
48
şehrinde yıl boyunca ısı, yazın ise 12°–15° 233 , kışın 7°–8° derece derecedir234. Sıcaklık
değerlerindeki dalgalanmalar yeraltına indikçe azalmaktadır235.
Yeraltı şehirlerinde tuvalete sık rastlanmadığından bu gereksinimin nasıl
karşılandığı henüz tam olarak aydınlığa kavuşmamıştır. Sadece Tatlarin ve Güzelyurt
yeraltı kentlerinde tuvalet bulunmuştur. Her iki yeraltı yerleşiminde de tuvaletlerin L
biçiminde bir koridorun sonunda yer alması kokuyu önlemek için olmalıdır236.
Derinkuyu gibi içerisinde tuvalet bulunmayan yeraltı şehirlerinde yaşayanların bu
ihtiyaçlarını küplere giderip, normal zamanda da bu küpleri dışarıya çıkarttıkları
belirtilmektedir237.
233
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.172.
234
Ömer DEMĐR, s.77.
235
AYDAN-ULUSAY-YÜZER-ERDOĞAN, “Man-Made Rock Structures in Cappadocia, Turkey an
Their Implications in Rock Mechanics and Rock Engineering”, s, 69,70.
236
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.
237
Bu bilgi Metin GÖKÇE’den alınmıştır.
49
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4. DERĐNKUYU YERALTI ŞEHRĐ
Derinkuyu yeraltı şehri Nevşehir-Niğde kara yolu üzerinde, Nevşehir’e bağlı, antik
adı Melogobia238 olan Derinkuyu Đlçesinde yeralmaktadır. Nevşehir’e 29 km, Niğde’ye
50 km. mesafede bulunan yeraltı şehri 1963 yılında tesadüfen bulunmuş, 1965 yılında
ziyarete açılmıştır239.
Bütün yeraltı şehirlerinde olduğu gibi Derinkuyu yeraltı şehri için de kesin bir
tarih verilemezken Protohitit, Hitit, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanıldığı
belirtilmektedir240. Derinkuyu yeraltı şehrinin gezilemeyen bölümlerindeki bir mekânda
açığa çıkarılan Roma dönemine ait mermer kartal heykeli241 Derinkuyu’daki Roma
dönemi yerleşiminin somut bir verisi olarak değerlendirilmiştir. (Resim 5) Bununla
birlikte kilise ve misyoner okulu ise Bizans döneminin özelliklerini taşımaktadır.
Günümüzde gezilebilen alanı 2500 m² olan Derinkuyu yeraltı şehri, temizlenememiş
alanları ile birlikte, toplam 4 km² lik bir alanı kaplamaktadır242 (Resim 6, 7, 8, 9) ,
(Çizim 11, 12, 13, 14). Derinkuyu yeraltı şehrinin toplan kat sayısı tam olarak
bilinmemektedir243. Günümüzde yeraltı şehrinin 8 katı temizlenmiştir (Çizim 15, 16, 17,
18)244. Yaptığımız araştırma ve incelemeler Derinkuyu’nun 12 katlı olabileceğini
göstermektedir.
238
Malagobi: Malagobi ismi Rumca yumuşak anlamına gelen “malaku” ile Derinkuyu’ya gelen ilk
Rumların yerleştiği ve Derinkuyu’ya 5 km mesafede bulunan Gobya Deresi’nden gelen “gobi”
sözcüklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Daha sonra yöre halkı burada bulunan kuyuların
derinliğinden dolayı yöreye “Derinkuyu” ismini vermişlerdir.; Hakkı ATAMULU, Yontularım,
Derinkuyu-Malagobi, (Basım Yeri Yok), 1996, s.2.; Melegop, Nıcole-Mıchel THIERRY, Nouvelles
Eglıses Rupestres De Cappadoce Regıon Du Hasan Dağı (New Rock-Cut Churches of Cappadocıa), Paris,
1963, s.28.; Melegob, Melagobia, Melegüp, Melengübü, Malakouba, Malakopaia isimleri Derinkuyu
ilçesi için kullanılan ismin farklı söylenişleridir.
239
Derinkuyu yeraltı şehrinin ziyarete açıldığı dönemde dünyanın 8. harikası ilan edilmesi gündeme
gelmiş fakat daha sonra başka yeraltı şehirleri ortaya çıktartılınca, harikalar tek esere verildiğinden dolayı,
bu ilandan vazgeçilmiştir. Mustafa KAYA, “Yeraltı Şehirleri”, Nevşehir Kültür ve Tarihi Araştırmaları,
S.4, Nevşehir, 2005, s.21.; Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.24; M.E. GÜLYAZ-
H.YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, Nevşehir, 2003, s.59.
240
ERGUVANLI-YÜZER, “Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs
at Cappadocia Area”, s.20.; AYDAN-ULUSAY-YÜZER-ERDOĞAN, “Man-Made Rock Structures in
Cappadocia, Turkey an Their Implications in Rock Mechanics and Rock Engineering”, s.70.
241
Kartal heykeli Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin bahçesinde bulunmaktadır.
242
ERGUVANLI-YÜZER, “Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs
at Cappadocia Area”, s.20.; AYDAN-ULUSAY-YÜZER-ERDOĞAN, “Man-Made Rock Structures in
Cappadocia, Turkey an Their Implications in Rock Mechanics and Rock Engineering”, s.70.
243
Derinkuyu yeraltı şehrinin kaç katlı olduğu hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bir grup
araştırmacı yeraltı şehrinin 12 katlı olduğunu belirtirken (KAYA, “Yeraltı Şehirleri”, s.24), diğer bir
grupta 18 ile 20 kat arasında değişen sayıları vermektedir. (ERGUVANLI-YÜZER, “Past and Present
Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs at Cappadocia Area”, s.20). Ancak bölgedeki
tüf tabakası kalınlığının yaklaşık 100 m olması ve yeraltı şehrinin yedinci katından 60.00 m aşağıda
yeraltı suyunun varlığı Derinkuyu’nun 18 ile 20 katlı olma ihtimalini zayıflatmaktadır.
244
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
50
245
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524; GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and
Underground Cities of Cappadocia, s.59.
246
Ömer DEMĐR, ; Kapadokya Medeniyetlerin Beşiği Nevşehir, Tarihi yok s.69.; ERGUVANLI-
YÜZER, “Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs at Cappadocia
Area”, s.20
247
Kaymaklı yeraltı şehrinin 60.000 kişi kapasiteli olduğu da belirtilmektedir. ERGUVANLI-YÜZER,
“Past and Present Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs at Cappadocia Area”, s.19.;
Ö.AYDAN, R.ULUSAY, E.YÜZER, M.ERDOĞAN, “Man-Made Rock Structures in Cappadocia,
Turkey an Their Implications in Rock Mechanics and Rock Engineering”, ISRM Nes Journal, Vol. 6, No.
1, Minneapolis, USA, August 1999, s, 69.
248
Farklı bir çalışmada ise Derinkuyu’nun kapasitesi ile ilgili şu bilgiler yer almaktadır; “…Derinkuyu
Yeraltı kentinin gezilemeyen bölümlerini göz önüne alarak yaklaşık 30.000 kişiyi barındırabilecek
kapasitede olduğunu söyleyebiliyoruz. Ancak, gerçek nüfusu tam olarak bilemiyoruz.”, M.Ertuğrul
GÜLYAZ, “Yeraltında Yaşama Savaşı”, Atlas Dergisi, S.25, Đstanbul, 1995, s.87.; K.Erguvanlı-
E.Yüzer’e göre Derinkuyu yeraltı şehrinin ilk üç katında yaklaşık 20.000 birim bulunmaktadır.Bu da
Derinkuyu’da 100.000 kişinin yaşadığı anlamına gelmektedir., ERGUVANLI-YÜZER, “Past and Present
Use of Underground Openings Excavated in Volcanic Tuffs at Cappadocia Area”, s.20.
51
4.1. KATLAR
Yeraltı yerleşimlerindeki kat kavramı bir apartmanın katları gibi
düşünülmemelidir249. Katlar sırasıyla birbirinin üstünde olmamakla birlikte kapladıkları
alan bakımından da farklılaşabilmektedir. Derinkuyu yeraltı şehrinde görülen karmaşık
kat sistemi bu durumun en güzel örneğidir. Birinci kattan başlayarak ikinci ve dördüncü
katı birbirine bağlayan koridor üçüncü kata ulaşmamaktadır. Yeraltı şehrinin doğusunda
bulunan üçüncü kata ikinci ve beşinci kattan ulaşılırken dördüncü kat birinci ve beşinci
katla bağlantılıdır. Yeraltı şehrinin merkezi konumundaki beşinci kat üç, dört ve altıncı
katın başlangıç ve bitişlerinin kesiştiği noktadadır. Kat sisteminin net olduğu bölüm
beşinci katın devamındaki, tünelden ibaret olan, altıncı kat, tünelin bitimindeki yedinci
ve sekizinci katlardır.
Katları itibariyle Derinkuyu yeraltı şehri şu şekilde tasnif edilebilir;
4.1.1. GĐRĐŞ
Derinkuyu ve Kaymaklı gibi tipik bir yeraltı şehrinde giriş, yüzeyden, dikkatlice
ve ustaca gizlenmiş, 5.00 m. aşağıdaki bölüme geçişin sağlandığı bir birimdir250. Yeraltı
şehirlerinin pek çoğunun özgün girişleri bugüne kadar korunamamıştır251.
Derinkuyu yeraltı şehrine, günümüzde yeraltı şehrinin çıkışı olarak kullanılan,
koridor şeklindeki bir girişle girilmektedir (Resim 10). Kuzeybatıdan verilen giriş
kuzeydoğudan 8 basamak, kuzeybatıdan ise 16 merdiven basamağıyla, L şeklinde
düzenlenen girişle, aşağı inmektedir (Resim 11). Ayrıca günümüzde, yeryüzüne
sonradan eklendiği anlaşılan bir tünelle bağlanan, bir giriş kullanılmaktadır. 1.25 m.
genişlikteki bu giriş 2.35 m. uzunluğunda olup 20 merdiven basamaklıdır (Resim 12).
Derinkuyu yeraltı şehrine, yeraltı şehirlerinin tipik özelliklerinden biri olan,
çevredeki evlerden de bağlantı sağlanmaktadır. Yeraltı şehrinin gezilemeyen
bölümlerinde olan bu bağlantılardan biri Durmuş Kadir evinden sağlanmaktadır (Çizim
19)252.
4.1.2. I.KAT
Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında ahır, şaraphane, misyoner okulu ve vaftizhane
bulunmaktadır (Çizim 20)253.
249
KAYA, “Yeraltı Şehirleri”, s.24.
250
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
251
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
252
Roberto BIXIO-Vıttorıo CASTELLANI, “Derinkuyu, Una Cıtta Nel Sottosuolo”, Cappadocia,
Cappadocia Le Citta Sotterranee, Roma, 2002, s.243- 245.
253
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
52
Birinci kat girişin de bulunduğu en üst kat olup, genel bir tarihlemeyle Protohitit
dönemine kadar (M.Ö.2000–1750) indirilmektedir254.
Bölgede bulunan yeraltı şehirleri Protohititlerden başlayıp Bizans’a kadar
uzayan uzun bir süreç dahilinde günümüzdeki derinlik, genişlik ve mekan oluşumlarına
kavuşmuştur. Đlk yapıldıklarında muhtemelen küçük birer oda veya birkaç birimin
birbirine bağlandığı mütevazı yeraltı mekânları olan ve yeraltı şehirlerinin çekirdeği
denilebilecek bu bölümler esas itibariyle sadece insanların korunmak için sığındıkları
birimler olmuştur. Zaman içerisinde tarihi coğrafyası değişen Kapadokya bölgesinin,
hem stratejik öneminden hem de özellikle bölgede Hıristiyanlığın resmi din olarak
kabulünden sonra, sık sık saldırılara uğraması; buna ilaveten geniş bir coğrafya olan
bölgenin nüfusunun da artması neticesinde mevcut yeraltı birimlerinin çoğaltılması
sonucunda, içerisinde uzun süre tüm insani ihtiyaçların giderilebileceği, yeraltı şehirleri
meydana getirilmiştir.
Uzun ve yoğun süren ama geçici olan bu dönemler boyunca insanlar
yeryüzündeki yaşamları içerisinde kullandıkları tüm eşyaları, uygulamaları yeraltı
şehirlerinde de uygulamışlardır. Sonraki aşamalarda genişletilen yeraltı şehirlerinin giriş
katlarına bu mantık doğrultusunda ahırlar oluşturulmuştur.
Ahır: Ahırların yeraltı şehirlerinin giriş bölümlerinde olmasının en önemli
sebebi hayvanların içeriye kısa sürede alınabilmesi ve aşağıda olan birimlere sevkin çok
zor, hatta yeraltı şehirlerindeki tünellerin dar ve kıvrımlı olmasından dolayı imkânsız,
olmasıdır. Bu nedenle Derinkuyu yeraltı şehrinin de, tarih olarak erken olduğunu
düşündüğümüz bu katında, ahır bulunmaktadır.
Yeraltı şehri içindeki en büyük mekânlardan biri olan ahır bölümü hem giriş
hem de en eski birim olmasından dolayı sık sık tadilat görmüştür (Resim 13)255.
L şeklindeki girişten sonra ulaşılan ahır bölümü, iç içe iki büyük mekândan
oluşmaktadır. Yaklaşık 19.50 m. uzunluğunda olan ana bölümün en geniş yeri 7.00 m.,
en dar yeri 3.00 m. dir. Asıl bölümden 2.20 m. lik bir açıklıkla ulaşılan küçük bölüm
8.10 m. uzunlukta ve 4.10 m. genişliktedir (Resim 14). Bu mekânlarda, içerisine
hayvanlar için su ve yem konulması amacıyla oyulmuş küçük çukurlar bulunmaktadır
(Resim 15, 16 )256.
254
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, 24.
255
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, 24.
256
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.61.; GÜLYAZ,
“Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
53
geçiş sağlayan bir giriş daha bulunmaktadır (Resim 42). Odanın 2.35 m.
yüksekliğindeki tavanında 0.20 m. çapında, diğer odalarda da bulunan ve hem
havalandırma hem de haberleşme için kullanıldığını düşündüğümüz, bir delik
bulunmaktadır. Bu deliğin aynı zamanda içeride yanan mum ve kandilin isini ve
kokusunu dışarıya atmak için de kullanıldığı düşünülmektedir (Resim 43). Odanın
ortasında 0.92 m. uzunluğunda, 0.50 m. genişliğinde ve 0.20 m. derinliğinde su teknesi
olarak kullanıldığını düşündüğümüz bir taş blok bulunmaktadır.
Đkinci odanın güneyinde bulunan dikdörtgen şeklindeki üçüncü odaya bir
merdiven basamağıyla inilmektedir. Misyoner okulunun orta mekânından da girişi
(Resim 44) olan odanın güney ve batı duvarlarında birer niş bulunmaktadır. 3.00 m.
uzunluğundaki güney duvar üzerine oyulan 0.70 m. x 0.80 m. boyutlarındaki niş 1.15 m.
derinliğe sahiptir (Resim 45). Odanın 2.40 m.’ lik batı duvarında bulunan ikinci niş ise
0.60 m. x 0.70 m. boyutlarında olup 0.40 m. derinliktedir (Resim 46). 2.30 m.
yüksekliğe sahip olan odanın tavanında 0.25 m. çapında bir delik bulunmaktadır. Yine
batı duvarında bulunan 1.50 m. yüksekliğinde, 0.70 m. genişliğinde ve 0.20 m.
derinliğinde ki açıklıkla batıda bulunan bir diğer mekâna geçilmektedir. Bu birim
Misyoner okulunun kuzeyinde bulunan platformun alt kısmına bağlanan bir geçit
mahiyetinde olup 0.80 m. uzunluğunda, 0.50 m. genişliğinde, 0.20 m. derinliğindeki
geçişle okulun kuzey bölümüne açılmaktadır.
Misyoner okulunun batısı iki katlı olarak düzenlenmiştir (Resim 47). Alt kat
okulun güneyindeki odalarla bağlantılı olup iki bölümden oluşmaktadır. Güneybatıdaki
birinci bölüme, güneydeki odalardan verilen bir geçişle ulaşılmaktadır. Bu bölümün
2.50 m. uzunluğundaki doğu duvarında bulunan girişinin hemen önünde 0.70 m. x 0.45
m. boyutlarında, 0.40 m. derinliğinde bir çukur ve bu çukura giden bir oluk
bulunmaktadır (Resim 48). Kuzey duvarı 2.30 m. olan bu birimin batı duvarında
herhangi uygulama yoktur. 2.10 m. uzunluğundaki kuzey duvarında yandaki mekâna
açılan, yuvarlak kemerli görünüm verilmiş, pencere şeklinde bir açıklık (Resim 49),
2.30 m. uzunluğundaki güney duvarında ise iki merdiven basamağıyla ulaşılan ve
okulun ana mekânına açılan, bir pencere bulunmaktadır (Resim 50). Yerden yüksekliği
0.65 m. olan pencere 0.90 m. x 0.60 m. boyutlarında olup 0.30 m. derinliğe sahiptir.
Đkinci merdiven basamağının köşesinde bulunan yaklaşık 0.15 m. çapındaki oluk büyük
olasılıkla, orta mekânın güneybatı köşesinde yer alan, küçük kuyuyla bağlantılıdır
(Resim 51). Bu birimlerin bulunduğu odanın tavanında da yine diğerlerinde olduğu gibi
0.30 m. x 0.20 m. boyutlarında bir delik bulunmaktadır (Resim 52).
56
dışarıyla olan bağlantısını kesmektir. Derinkuyu yeraltı şehrinin giriş katı ile mutfağın
bulunduğu ikinci kat arasındaki mesafenin uzunluğu, yeraltı şehrinin kendi içerisinde
mekân bütünlüğünün olmayışı ve mutfak, erzak deposu, şaraphane gibi birimlerin
hemen yanında bir ahırın bulunması zayıf bir ihtimal olarak görülmektedir. Mutfağa
yakın olan bu birimlerin içerisinde bulunan nişlerin erzak ve mutfak eşyalarının
koyulduğu yerler, dolayısıyla mekânlarında mutfakla alakalı birimler olduğu, ahır
olmadığı, düşünülmektedir.
Şaraphane: Mutfağın hemen yanında iki bölümden oluşan ve çörten şeklinde
bir oluğu bulunan bir şaraphane bulunmaktadır (Resim 67). Şaraphanenin doğusunda
bulunan iki merdiven basamağıyla çıkılan 0.70 m. genişlikteki bir giriş ile şaraphaneye
ve mutfağa bağlanan bir odaya ulaşılmaktadır (Resim 68). Şarap yapımı için kullanılan
üzümlerin ve şarapların depolandığı birim olarak kullanıldığı düşünülen oda 5.00 m. x
3.00 m. boyutlarındadır (Resim 69).
Erzak Depoları: Mutfağın doğusunda ve şarap deposunun hemen yanında
bulunan 5.40 m. uzunluğunda, yaklaşık 0.60 m. genişliğinde ve 1.30 m. yüksekliğindeki
koridor yeraltı şehrinin erzak depolarının ve oturma odalarının bulunduğu alana
gitmektedir (Resim 70, 71). Bir koridorun iki tarafına yerleştirilmiş olan erzak
depolarının yaklaşık 1.20 m. uzunluğunda, 0.50 m. genişliğinde dar ve basık girişleri
bulunmaktadır (Resim 72, 73, 74, 75, 76, 77). Bu şekildeki girişlere ilaveten daha geniş
ve yüksek girişleri olan erzak depoları da mevcuttur. Depoların zeminlerinde küp
yerleştirmek için oyulmuş yuvalar, duvarlarında ise derin nişler görülmektedir. Erzak
depolarının uzunlukları 2.30 m. ile 2.85 m. arasında, genişlikleri ise 1.80 m. ile 2.25 m.
arasında değişmektedir. Depoların yüksekliği ise yaklaşık 1.30 m. dir. Erzak depolarının
sonlandığı alanda günümüzde eklenmiş bir köprü (Resim 78), köprünün devamında ise
yukarıya doğru giden ve bir sürgü taşı ile sonlanan 8.00 m. uzunluğunda bir yol
bulunmaktadır (Resim 79, 80). 0.50 m. çapındaki taşın ortasında bulunan kapı deliği
0.15 m. çapındadır. 0.50 m derinliğe sahip olan sürgü taşı 0.80 m. uzunluğunda 0.60 m.
genişliğinde ve 0.20 m. derinliğinde bir blok taş ile desteklenmektedir. Bu kapının
gerisinde mevcut yolun devam ettiği ve devamında bulunan birimlere bağlandığı
düşünülmektedir. Ancak arka bölüm toprak dolu olduğu ve temizlenmediği için kapının
arkasındaki birimlerin niteliği kesin olarak tespit edilememektedir.
Derinkuyu yeraltı şehrinin üçüncü katını yeraltı şehrinin tüm katlarına inen bir
havalandırma bacası oluşturmaktadır (Çizim 24, 25).
Havalandırma Bacası: Erzak depolarının bulunduğu 2. kat yine sonradan eklenmiş
olan demir bir köprü vasıtasıyla sonlanmakta ve köprünün devamında 3. kata
ulaşılmaktadır (Resim 81). Üçüncü katta Derinkuyu yeraltı şehrinin en önemli
birimlerinden biri olan havalandırma bacası ve bu bacaya giden yol bulunmaktadır
(Resim 82). 11.00 m. uzunluğundaki yol 2.05 m. genişlikte ve 1.60 m. yükseklikte olup
merdiven basamaklı koridorlar vasıtasıyla doğrudan 2. ve 5. kata bağlanmaktadır.
Havalandırma bacasına giden yolun sonlanıp bacanın başladığı yerde,
günümüzde yatık vaziyette olan, 1.00 m. çapında bir sürgü taşı görülmektedir (Resim
83, 84). 0.15 m. derinliğindeki sürgü taşının ortasındaki kapı deliği ise 0.20 m.
çapındadır. Havalandırma bacasının en önemli özelliği yeraltı şehrinin bütün katlarına
inmesidir (Resim 85). Mekân oluşumları dikkate alındığında havalandırma bacasının
merkez olarak ele alındığı ve diğer birimlerin bunun etrafında şekillendirildiği
görülmektedir (Resim 86, 87).
Üçüncü katta bulunan bir tünelin 9 km. uzakta bulunan Kaymaklı yeraltı şehrine
bağlandığı belirtilmektedir (Resim 88)260.
260
KORAT, Taş Kapıdan Taç Kapıya Kapadokya, s.47.
261
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
60
4.1.6. V. KAT
Yeraltı şehrinin dağılım merkezi olarak düşünülen beşinci katta, üçüncü kattan
gelen tünelin sonlandığı sahanlık, havalandırma bacası, havalandırma bacasının
devamında birbiriyle bağlantı odalar ve beşinci katı yedinci kata bağlayan tünelin
başlangıcı bulunmaktadır (Çizim 27)262.
Tünel: Üçüncü kattan başlayan 19.00 m. uzunluğundaki tünel beşinci kata
gitmektedir (Resim 92). Beşinci katın merkezini oluşturan alanın güneydoğusuna açılan
ve 47 merdiven basamağıyla aşağıya doğru inen tünelin genişliği ortalama 0.60 m,
yüksekliği ise 1.50 m. dir. Ancak tünel boyunca bu genişlik ve yükseklik oranları
değişmektedir. Aşağıya doğru inildiğinde genişlik fazla değişmemekle birlikte, tünelin
yüksekliği yaklaşık 2.00 m. olmaktadır (Resim 93). Sürgü taşının bulunduğu noktada
ise tünelin yüksekliği 3.00 m. olmaktadır. Đki kişinin yan yana inemeyeceği genişlikte
olan tünel insanların hareket etmesini zorlaştıracak derecede basık ve kıvrımlıdır.
Tünelin başlangıcından itibaren 3.40. m. sinde, 0.55 m. çapında bir sürgü taşı
bulunmaktadır (Resim 94). 0.25 m. derinliğindeki sürgü taşının ortasındaki kapı deliği
0.15 m. çapındadır. Bu tüneldeki sürgü taşının açılıp kapanmasını ve kontrolünü
262
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
61
263
STEA-TURAN, Pleacemaking: The Production of Built Enviroment inTwo Cultures, s.177.
264
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
62
bulunan 0.80 m. x 0.80 m. ölçülerinde, odayla bütün halinde olan, bir blokla
desteklenmiştir.
Đlk kapı odasından 0.50 m. sonra tünel batıya doğru yönelmektedir (Resim 105).
Tünelin 29. basamağına denk gelen bu noktasında bir oda daha bulunmaktadır. Tünel bu
odanın bulunduğu alanda 0.90 m. genişliktedir. Odaya iki merdiven basamağından
sonra ulaşılan bir girişle girilmektedir. U şeklindeki oda yaklaşık 3.60 m. x 4.10 m.
boyularındadır. Odada kapı odalarında bulunan ve kapıyı desteklemek için kullanılan
bloklara benzeyen bir uygulama bulunmaktadır. Ancak bu odada sürgü taşı
bulunmamaktadır.
Batıya doğru inen tünel güneybatıya kıvrılarak devam etmektedir. Tünelin 81.
merdiven basamağına kadar herhangi bir birim bulunmamaktadır. Bu noktada tünelin
ikinci sürgü taşı ve kapı odası bulunmaktadır (Resim 106). Sürgü taşı 1.10 m. çapında,
ortasındaki kapı deliği ise 0.10 m. çapındadır. 0.50 m. derinliğe sahip olan sürgü taşı
tünelin karşısındaki 1.25 m. uzunluğunda, 0.50 m. genişliğinde ve 0.25 m. derinliğinde,
zeminden 0.30 m. yukarıda bulunan, yuvaya oturmaktadır (Resim 107). Bu noktada
tünelin yüksekliği 1.60 m. genişliği ise 0.55 m. dir. Sürgü taşına ait kapı odasına 1.34
m. genişliğinde bir açıklıkla girilmektedir. U şekilli odanın 1.70 m. uzunluğundaki
kuzey duvarında zeminden 0.20 m. yüksekte, 0.60 m. genişliğe sahip bir platform,
platformun üzerinde de sürgü taşı bulunmaktadır. (Resim 108, 109). Sürgü taşının
bitişiğinde bulunan 1.40 m. uzunluğundaki duvar kapıyı desteklemektedir. 2.10 m.
yüksekliğindeki odanın batı duvarı 3.03 m, güney duvarı ise 2.70 m. uzunluktadır.
Đkinci sürgü taşından sonra güneye doğru devam eden tünel güneydoğuya doğru
kıvrılarak yeraltı şehrinin yedinci katına inmektedir.
265
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
266
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
64
haç kolunun yüksekliği ise 2.37 m. dir (Resim 118). Serbest haç planlı bir kilisenin
apsisini oluşturan ve doğuda bulunan haç kolu yeraltı şehri kilisesinin güneybatı
yönünde bulunmaktadır (Resim 119). Kuzeyi 3.90 m, batısı 2.84 m, güneyi ise 4.06 m.
olan haç kolunun yüksekliği 2.20 m. dir.
Kilisenin güneydoğusunda bulunan haç kolunun doğusu 2.88 m, batısı 2.92 m,
kuzeyi ise 2.56 m. dir (Resim 120, 121). Kilisenin ölçüleri bakımından en küçük haç
kolunun yüksekliği 2.20 m. dir. Kuzeybatıda bulunan haç kolunun doğusu 5.60 m, batısı
5.30 m, kuzeyi 2.82 m. uzunluktadır. Bu haç kolunun yüksekliği ise 2.25 m. dir (Resim
122).
M.AKOK ve H.GÜRÇAY, Derinkuyu yeraltı şehrinde yapmış oldukları
araştırma sonrasında, yeraltı şehri kilisesinin direkli bir narteksi olduğunu
belirtmişlerdir269. Bu birim yeraltı şehrinin toplantı salonudur.
Salon: Toplantı salonunun kuzeydoğu köşesinden 3.30 m. lik bir açıklıkla U
şeklindeki bir salona geçilmektedir (Resim 123). Salonun 4.10 m. uzunluğundaki batı
duvarının iki yanından devam eden ve U’nun kollarını oluşturan bölümler kısa
tutulmuştur. Salonun kuzeydoğusunda 3.20 m. genişliğindeki duvarın içerisinde yarım
daire şekilli bir dolanma alanı oluşturulmuştur (Resim 124). Salonun bu bölümünde
yine yarım daire şeklinde 7.30 m. lik bir blok bulunmaktadır. Genişliği 0.60 m. ile 0.70
m. arasında değişen bu alanın içerisinde yerden yüksekliği 0.30 m. olan seki şeklinde
bir uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamadan dolayı bu bölümün günah çıkarma
hücresi veya bir inziva yeri olduğu düşünülmektedir.
Su Kuyusu: Salonun 8.80 m. uzunluğundaki doğu duvarının 0.80. m. sinden
başlayan ve yedinci kattan itibaren devam eden bir su kuyusu bulunmaktadır (Resim
125). Salonun doğu duvarı üzerinde bulunan kuyu, duvar yüzeyinden itibaren kuzeyden
1.00 m, güneyden ise 1.05 m. içeriye doğru oyulmuştur. Salona açılan doğu yönü 1.40
m. olan kuyunun batısı 1.05 m. dir. Oluşturulan bu dikdörtgen birimin içine alınan
dikdörtgen formlu kuyu 0.90 m. x 0.95 m. boyutlarındadır. Kuyunun iki kenarında
merdiven basamağı benzeri oyuklar vardır.
269
AKOK-GÜRÇAY, “Yeraltı Şehirlerinde Bir Đnceleme ve Yeşilhisar Đlçesinin Soğanlıdere Köyü’nde
Bulunan Kaya Anıtları”, s.39.
66
270
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.524.
67
BEŞĐNCĐ BÖLÜM
6. KARŞILAŞTIRMA VE DEĞERLENDĐRME
Kapadokya Bölgesi ve bölgenin yakın çevresinde 175 yeraltı şehri
bulunmaktadır. Bunlar içerisinde keşfedilip temizlenerek ziyarete açılanların en büyük
ve önemlisi Derinkuyu yeraltı şehridir. Günümüzde sekiz katı temizlenen ve halen
büyük bir kısmı aydınlatılamamış olan yeraltı şehri 40.00 m. – 85.00 m. arasında
değişen derinliğe sahiptir.
Ziyarete açık olan sekiz katta kilise, vaftizhane, misyoner okulu, toplantı salonu
gibi dini fonksiyonlu birimlere ilaveten ahır, mutfak, erzak depoları, şaraphane, oturma
ve yatma birimleri gibi günlük hayatın devamlılığını sağlayan bölümlere bulunmaktadır.
Kapadokya bölgesinde bulunan ve Derinkuyu yeraltı şehri ile gerek
oluşturuldukları arazi gerekse bünyelerinde bulundurdukları birimler ve uygulamalar
bakımından benzer özellikte olan diğer yeraltı şehirleri Acıgöl, Özkonak, Özlüce yeraltı
şehridir. Bölgede bulunan Kaymaklı, Mazı ve Tatlarin yeraltı şehirleri oluşturuldukları
arazinin konumu bakımından bu yeraltı şehirlerinden ayrılmaktadır. Bunlardan
Kaymaklı ve Mazı yeraltı şehirleri Derinkuyu, Acıgöl, Özkonak, Özlüce yeraltı
şehirlerinden farklı olarak düz arazinin içinde değil kayalık yamaçlarının altında,
Tatlarin yeraltı şehri ise bulunduğu bölgenin geneline hakim bir tepede bulunmaktadır.
Kaymaklı yeraltı şehri: Derinkuyu yeraltı şehrinin 9 km. kuzeyinde antik adı
Enegüp olan Kaymaklı kasabasında bulunan ve günümüzde sadece dört katı temizlenen
Kaymaklı yeraltı şehri 1964 yılında ziyarete açılmıştır (Resim 131) (Çizim 30). Diğer
katlarının temizlenerek açığa çıkarılmasıyla bölgenin en büyük yeraltı şehirlerinden biri
olacağı ifade edilen271 Kaymaklı yeraltı şehri bu haliyle 20.00 m. derinliğe sahiptir272.
Kaymaklı yeraltı şehrinin gezilebilen katları ve birimleri ile şu şekilde tasnif
edilebilir;
Kaymaklı yeraltı şehrine, sonradan oluşturulmuş ve orijinal olmayan bir girişle
girilmektedir (Resim 132, 133).
Kaymaklı yeraltı şehrinin giriş katını oluşturan birinci katında 5.30 m. x 5.40 m.
ölçülerinde, yaklaşık 2.00 m. yüksekliğinde ahır olarak kullanılan birim bulunmaktadır
(Resim 134, 135, 136).
Girişin yapıldığı bu birimden başlayan bir geçitle ikinci katta bulunan kiliseye
ulaşılmaktadır (Resim 137). Kaymaklı yeraltı şehrinin kilisesi tek nefli ve iki apsislidir
271
Ergun KAPTAN- Emel YURTTAGÜL, “Kaymaklı Yeraltı Şehri’ndeki Cevher Zenginleştirme Aleti”,
XI. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Ankara, 1995, s.63.
272
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.51.
68
273
KAPTAN-YURTTAGÜL, “Kaymaklı Yeraltı Şehri’ndeki Cevher Zenginleştirme Aleti”, s. 64–65.
274
Bakır madeni bölgeye büyük olasılıkla Aksaray-Nevşehir arasındaki Düğüz köyü Antik bakır
ocağından getirilmiş ve maden ticareti yapan tacirler tarafından Kaymaklı’da pazarlanmıştır. GÜLYAZ,
“Yeraltındaki Dünyalar”, s.523.
69
275
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s. 44.
70
Đkinci girişten sonra yine ahır (Resim 175), ahırın devamında mutfak (Resim
176, 177), mutfakla ilgili birimler, havalandırma bacası ve içerisinde bir su kuyusu
bulunan kilise bulunmaktadır (Resim 178).
Mazı yeraltı şehrinin en dikkate değer bölümü 5.20 m. x 3.50 m. boyutlarında
uzunlamasına tek nefli plan şemasındaki kilisedir (Resim 178). Kilisenin 1.80 m. x 1.60
m. boyutlarındaki apsis bölümünün önünde 0.90 m. yüksekliğinde, 0.40 m. genişliğinde
ve 0.25 m. derinliğinde, sağ kanadı deforme olan bir templon uygulaması görülmektedir
(Resim 179). Üzeri basit silmelerle bezenen templon duvarlarının ortalarında, sonradan
yapıldığı düşünülen, basit çiziklerle oluşturulmuş birer haç motifi görülmektedir (Resim
180, 181).
Kilisenin apsisini hemen yanında 0.90 m. x 0.80 m. boyutlarında bir su kuyusu
bulunmaktadır (Resim 182, 183). Apsis ile su kuyusu arasında yaklaşık 0.95 m.
yüksekliğinde, 0.75 m. genişliğinde küp yeri olarak veya vaftiz için kullanıldığı
düşünülen bir oyuk bulunmaktadır (Resim 184).
Birimleri toprak dolu olduğundan dolayı Mazı yeraltı şehrinin çok az bir bölümü
gezilebilmektedir. Gezilebilen bölümlerde biri girişte, biri kiliseye giden koridorun
bittiği yerde diğer ikisi de farklı birimlerde olmak üzere toplam dört sürgü taşı
bulunmaktadır.
Yaklaşık 100 m yüksekliğindeki kayalıkların batı yamacına oyularak yapılan
Mazı yeraltı şehri, bulunduğu araziden dolayı Derinkuyu’dan farklıdır. Temizlenebilen
iki katında görülen kilise, ahırlar, salon şeklindeki birimlere ilaveten su kuyusu,
yeryüzüyle bağlantılı bacalar ve sürgü taşları tipik birer yeraltı şehri uygulaması olup
Derinkuyu ile de benzeşmektedir. Mazı yeraltı şehrini, Derinkuyu gibi, bölgedeki birçok
yeraltı şehrinden ayıran önemli bir özelliği orijinal girişinin mevcut olmasıdır. Ayrıca
2.05 m. x 1.95 m. boyutlarındaki sürgü taşı boyutları bakımından, uzunlamasına tek
nefli kilisesi ise plan özelliklerinden dolayı Mazı yeraltı şehrinin dikkat çeken
uygulamalarıdır.
Özkonak yeraltı şehri: 1972 yılında keşfedilen ve diğer yeraltı şehirlerinde
olduğu gibi tamamen temizlenmemiş olan Özkonak yeraltı şehri tek katlı olmasına
rağmen oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır (Resim 200) (Çizim 35)276. 122/3 nolu
Divan-ı Hümayun defterinde Özkonak yeraltı şehrinin 9000 m² alana yayılan 19 katlı
bir yeraltı şehri olduğu belirtilmiştir. Özkonak yeraltı şehrinde, tipik bir yeraltı şehrinde
276
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s. 33.
71
277
M.Ali BĐRANT, Cappadocia, Đstanbul, 1999, s.85.
72
278
BĐXĐO-CASTELLANĐ, “Derinkuyu, Una Cıtta Nel Sottosuolo”, s.244, 245.
279
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.64–65.
74
Çok az bir bölümü gezilebilen Özlüce yeraltı şehrinde bir sürgü taşı vardır.
Ancak koridorlar üzerinde günümüzde sürgü taşları mevcut olmayan kapı yuvaları
görülmektedir.
Gökçetoprak yeraltı şehri: Farklı jeolojik özelliklerinden dolayı ilgi çeken diğer
yeraltı şehri ise Gökçetoprak (Sivasa) yeraltı şehridir (Çizim 38). Đki katı belirlenen
yeraltı şehrinin ikinci katında bulunan ve içinde halen su olan kuyu, 25.00 m.
derinliğiyle yeraltı şehrinin derinliği hakkında bilgi vermektedir 280.
Derinkuyu ile karşılaştırıldığında, çok az bir bölümü gezilebilen Özlüce, Acıgöl
ve Gökçetoprak yeraltı şehirlerinde orijinal giriş, birkaç salon, mutfak, erzak depoları ile
sürgü taşları dışında birim ve uygulamalar görülmemektedir. Orijinal girişlerini
muhafaza etmeleri bakımından önemli olan bu yeraltı şehirlerinden Özlüce ve Acıgöl
kişisel çabalarla temizlenerek aydınlatılmıştır.
Tatlarin yeraltı şehri: 1975 de keşfedilip 1991’de ziyarete açılan, Acıgöl’ün 10
km. kuzeyindeki Tatlarin köyünde bulunan, Tatlarin yeraltı şehri, oldukça geniş bir
alanı kaplıyor olmasına rağmen sadece iki katı ziyaretçilere açıktır (Çizim 39)281.
Tatlarin yeraltı şehri bulunduğu bölgenin geneline hakim bir tepede
bulunmasından dolayı konumu itibariyle diğer yeraltı şehirlerinden farklıdır (Resim
246, 247, 248).
Tatlarin yeraltı şehrinin gezilebilen katları ve birimleri ile şu şekilde tasnif
edilebilir;
Asıl girişi çöken282 yeraltı şehrine doğuda bulunan ikili mekân vasıtasıyla girilmektedir
(Resim 249). Girişten sonra, üzerinde kapı odası olan ancak sürgü taşı olmayan, 11.50
m. uzunluğundaki tünel kuzeybatı ve güneybatı yönlerine doğru ikiye ayrılarak yeraltı
şehrinin iki büyük salonuna gitmektedir (Resim 250).
Güneybatıdan devam eden 11.10 m. uzunluğunda Z şeklindeki koridor üzerinde
sürgü taşları mevcut olmayan iki kapı odası bulunmaktadır. Bu koridor 10.50 m. x 6.70
m. boyutlarında dikdörtgen bir salona (Resim 251), bu büyük salon ise güneybatısında
bulunan 3.50 m. x 5.20 m. boyutlarındaki daha küçük bir mekâna açılmaktadır (Resim
252).
Girişteki koridorun kuzeybatısından devam eden 8.00 m. uzunluğundaki başka
bir koridor (Resim 253) yeraltı şehrinin en geniş mekânına gitmektedir (Resim 254).
Dikdörtgen formdaki mekânın girişini kapatan ve günümüzde salonun girişinde, yerde
280
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.85–86.
281
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s. 81–83.
282
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s. 81.
75
yatık vaziyette duran, bir sürgü taşı bulunmaktadır (Resim 255). 14.50 m. – 15.90 m.
uzunluğundaki salon 5.20 m. – 7.60 m. arasında değişen genişliktedir. Salonun
güneybatı duvarında kare formda iki derin niş, kuzeyinde ise daha yüzeysel yuvarlak
nişler ve küçük bir mekâna bağlantı bulunmaktadır (Resim 256, 257). Đç kısımdaki
küçük mekânda üçünün içerisinde dikdörtgen formlu oyma tekne bulunan, toplam beş
derin niş bulunmaktadır.
Büyük salonun güneybatı köşesinden başlayan içten içe 7.40 m., dıştan dışa 9.70
m. uzunluğunda, L şeklindeki koridor yeraltı şehrinin tuvaletine gitmektedir (Resim
258, 259). Tuvalet yüksekliği, iki merdiven basamağından oluşan 0.57 m. yükseklikteki
altlık bölüm üzerinden, 1.40 m. genişliği ise 1.20 m. dir (Resim 260, 261). Alt bölümde
bulunan merdiven basamaklı kaidenin ortasında bulunan 0.20 m. genişliğindeki açıklık
aşağıdaki 1.00 m. x 0.45 m. boyutlarında, 1.70 m. yüksekliğindeki çukurla bağlantılıdır.
Büyük salonun güneyinden başlayan ve Z şeklinde devam eden yaklaşık 20.30
m uzunluğundaki tünel yeraltı şehrinin üçüncü salonuna gitmektedir. Üzerinde,
günümüzde yerleri boş olan, iki sürgü taşı bulunan tünelin bir bölümü düz zemin bir
bölümü ise merdiven basamaklıdır (Resim 262, 263). Bu tünel yeraltı şehrinin üçüncü
salonuna açılmaktadır (Resim 264, 265). 14.00 m. x 5.50 m. boyutlarındaki dikdörtgen
formlu üçüncü salonun kuzeybatısında bulunan içten içe 3.50 m, dıştan dışa 4.80 m.
uzunluğundaki L şekilli koridorun sonunda, diğer tuvaletle aynı forma ve özellikte olan,
bir tuvalet bulunmaktadır (Resim 266, 267, 268).
Üçüncü salonun doğu köşesinden başlayan yaklaşık 44.00 m. uzunluğundaki
tünel ikiye ayrılarak devam ermektedir. Ancak bu bölümden sonrası toprak dolu olduğu
için gezilememektedir.
Tünelin başlangıcında, 0.92 m. çapında, 0.16 m. derinliğinde ve kapı deliği 0.10
m. olan bir sürgü taşı (Resim 269, 270, 271), tünel içerisinde ise biri günümüzde
mevcut olmayan iki sürgü taşı bulunmaktadır. Tüneldeki ilk sürgü taşı, tünel
başlangıcından yaklaşık 16.50 m. sonra yerleştirilmiştir. 1.70 m. x 1.90 m.
boyutlarındaki sürgü taşının derinliği 0.18 m., sürgü taşının ortasındaki kapı deliği ise
0.10 m. dir (Resim 272, 273).
Derinkuyu yeraltı şehri ile karşılaştırıldığında, hem bulunduğu konum hem de
birimlerinin oldukça büyük boyutlu olması ve depo bölümlerinin sayıca fazla olduğu
gözlenmektedir. Farklı özellikleriyle dikkat çeken Tatlarin yeraltı şehrinin bir yeraltı
76
şehrinden ziyade bir askeri garnizon veya, çok sayıda kilisesi bulunmasında dolayı,
manastır olabileceği işaret edilmektedir283.
Tatlarin yeraltı şehrinin bulunduğu bölgeye hakim olan konumu ve içersinde
bulunan birimlerin büyük boyutlu olması bir askeri garnizon olması fikrini
desteklemektedir. Ancak yeraltı şehrinin girişine giden yol üzerinde bulunan kilise
dışında başka kiliseye rastlanılmaması, konumuna rağmen, buranın bir manastır
olabileceği düşüncesini tutarlı kılmamaktadır.
Yeraltı şehirlerinde mekânların biçimlenişi, kuruluşu ve sayıları hakkında bir
genelleme yapmak imkânsızdır. Oyulduğu yerin jeolojik yapısı ve nüfusu göz önüne
alındığında bu özelliklerin değiştiği görülebilmektedir. Bununla birlikte tüm yeraltı
şehirlerinde değişmeyen veya nadiren değişen özellikler ve birimlerde vardır.
Tatlarin yeraltı şehrini farklı ve özellikli kılan en önemli özelliği içerisinde,
Derinkuyu, Kaymaklı gibi yeraltı şehirlerinin gezilebilen bölümlerinde görülemeyen, iki
tuvaletin bulunmasıdır.
Tüm bu özellikler göz önüne alındığında yine kapladığı alan ve mekân sayısı
bakımından en büyük yeraltı şehri Derinkuyu yeraltı şehridir. Temizlenemeyen ve
ziyarete açık olmayan birimleride dikkate alındığı zaman bu büyüklüğün dikkat çekici
oranda olduğu daha iyi anlaşılmaktadır.
Kapadokya bölgesinde bulunan yeraltı şehirleri ve kaya oyma yapılarla yakın
benzerlik içerisinde olan en önemli örnek Bulgaristan’daki Aladzha manastırıdır.
12 milyon yıl önce güneydoğu Avrupa’nın tamamını kaplayan, antik Sarmatian
denizinin dibini oluşturan kalkerli arazi, denizin tamamen çekilmesinden sonra ortaya
çıkan doğal oyuklarıyla, Aladzha manastırının oluşturulmasına zemin olmuştur 284.
Halk söylencelerine göre orijinal isminin St. Sapas olduğu ifade edilen Aladzha
manastırının Hıristiyanlık dönemindeki ismi bilinmemekle birlikte manastıra Pers-Türk
kökenli bir kelime olup “renkli” anlamına gelen “Aladzha” isminin içerisinde bulunan
renkli freskolardan dolayı verildiği belirtilmektedir285.
Aladzha manastırı ve çevresindeki kaya yerleşimleri, Bizans imparatoru VII.
Constantin’in (913–959) kroniklerinde de bahsedilen ve erken Hıristiyanlık
geleneklerini devam ettiren, Karadeniz kıyısındaki ilk Hıristiyan merkezlerinden biri
olarak kabul edilmektedir286.
283
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s. 81.
284
http://www.eatonline.net/english/meetings/aladzha_monastery.html
285
http://www.eatonline.net/english/meetings/aladzha_monastery.html
286
http://www.eatonline.net/english/meetings/aladzha_monastery.html
77
1957 yılında ulusal kültür varlığı olarak kabul edilen Aladzha manastırı 40 m
yükseklikte olup, 2 katlı olarak düzenlenmiştir. Manastırda sunak, kilise, şapel,
mezarlık, manastır hücrelerinin yanı sıra mutfak, oturma odası ve ahır gibi birimler
bulunmaktadır. Birimler arasında bağlantı zemine oyularak yapılan merdivenlerle, daha
sonraki dönemlerde ise tahta merdivenlerle sağlanmıştır. Bazı mekânların tavan ve
duvarlarında bulunan menteşe yuvası benzeri oyuklardan, birimlerin birbirlerinden
ahşap paravanlarla ayrıldığı anlaşılmaktadır (Çizim 40, 41, 42, 43).
Aladzha manastırının en dikkat çeken özelliği kilise, şapel gibi dini içerikli
mekânların duvar ve tavanlarında bulunan fresko tarzındaki süslemelerdir. Birkaç
tabaka halinde olan freskolardan altta bulunanları 11. yy sonu–12. yy başlarına, üstte
bulunanları ise 13. yy – 14. yy başlarına tarihlendirilmektedir 287.
Medeniyet tarihi açısından önemli bir bölge olan Akdeniz havzası çok sayıda bu
gibi antik yerleşime sahiptir. Malta’da Hal Saflieni, Libya’da Cyrene, Đsrail’de Maresha
(Resim 307, 308, 309, 310), Ürdün’de Petra (Resim 311, 312, 313, 314), Tunus’ta Bulla
Regia ve Matnmata (Matmata), Đtalya’da Matera bu bakımdan önemli örneklerdir288.
287
http://www.bulgarianmonastery.com/aladzha_monastery.html
http://www.eatonline.net/english/meetings/aladzha_monastery.html
288
Roberto BĐXĐO, “Orıgını Del Costruıre Nel Sottosuolo”, Cappadocia Le Citta Sotterranee, Roma,
2002, s.23–30.
78
5.1. GĐRĐŞLER
Her yeraltı şehrinde açık ve kapalı (gizli) girişler vardır. Nevşehir’de bulunan
yeraltı şehirlerinin orijinal giriş kapıları günümüzde mevcut değildir. Mazı, Acıgöl,
Özlüce ve Gökçetoprak gibi bilinen örnekler ise fazlaca özelliğe sahip değildir289.
Orijinal girişler düzen itibariyle birbirlerine benzemektedir. Tüm girişler
düzensiz taşlarla örülü bir koridor ile başlamaktadır. Koridor duvarlarında kullanılan
taşlar daha düzensiz ve küçük boyutlu iken, tavanda daha büyük, ince, uzun, dikdörtgen,
taşlar kullanılmıştır. Koridorun devamında bir sürgü taşı ile desteklenen giriş kapısı
bulunmaktadır. Giriş kapısının iki yanında ve tavanında, koridor tavanında da görülen,
büyük blok taşlar kullanılmıştır.
Acıgöl yeraltı şehrinde iki (Resim 186, 187, 188, 190, 191, 192, 194, 197, 198),
Mazı (Resim 162, 163, 164) ve Özlüce (Resim 231, 232, 233, 234, 235) yeraltı
şehirlerinde ise birer orijinal giriş bulunmaktadır.
Derinkuyu (Resim 10, 11, 12, 58, 59), Kaymaklı (Resim 132, 133), Özkonak
(Resim 201, 202) ve Tatlarin (Resim 249) yeraltı şehirlerinin günümüzdeki girişleri
orijinal olmayıp, sonradan açılmıştır.
Günümüzde tespit edilen orijinal girişlerden en özellikli olanı Kayseri- Niğde
yolu üzerinde bulunan Doğanlı (Yeşilhisar) yeraltı şehrinin girişidir. 45° eğimli 40
merdiven basamağı ile yaklaşık 15 m. derine ulaşılmaktadır (Resim 274). Merdiven
sayısından dolayı “Kırk Basamaklı Yeraltı şehri” olarak da adlandırılmaktadır. Bu
eğimin ve çok geniş merdiven boşluğunun sonunda küçük bir düzlük bulunur. Buradan
0.50 m. x 1.00 m. genişliğindeki tünelden yeraltı şehrinin ana salonuna geçilmektedir
290
.
Bu orijinal girişlerden hareket ederek diğer yeraltı şehirlerinde de benzer
girişlerin düzenlenmiş olduğunu düşünmek mümkündür.
289
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
290
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.59; GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and
Underground Cities of Cappadocia, s. 87–88; GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
79
5.2. AHIRLAR
Yeraltı şehirlerinde girişen sonraki geniş mekânlar daha çok ahır olarak
kullanılmıştır. Bunun nedeni de hayvanları daha aşağı katlara indirmenin zorluğu ve
olası bir saldırı anında içeri girenlerin hareket kabiliyetlerini azaltmak olduğu
düşünülmektedir. Duvarlarında hayvanlara yem ve su konulması için düşünülmüş çok
sayıda oyuk bulunmaktadır.
Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci bulunan ahır iç içe iki büyük mekândan
oluşmaktadır (Resim 13, 14, 15, 16 ). Bu mekânlarda içlerine hayvanlar için su ve yem
konulması amacıyla oyulmuş küçük çukurlar bulunmaktadır.
Kaymaklı yeraltı şehrinin ahırı da girişten hemen sonra, birinci katta, yer
almaktadır (Resim 134). Yeraltı şehrinin henüz temizlenmemiş olan bölümlerinde başka
ahırlarında varlığı düşünülmektedir291.
Mazı yeraltı şehrinde çok sayıda ve geniş boyutlarda ahırın bulunması, burada
çok fazla hayvanın yetiştirildiğinin göstergesidir (Resim 166, 167, 168). Buda Mazı
yeraltı şehrinde yaşayan halkın yüksek yaşam standartlarına sahip olduğunu
göstermektedir292.
Mazı yeraltı şehrinin ahırı diğerlerine göre farklı bir özelliğe sahiptir. Burada
ahırın ortasında, günümüzde mevcut olan, kayadan oluşmuş bir yalak bulunmaktadır
(Resim 169).
Özlüce yeraltı şehrinin girişinden sonra ulaşılan mekânı yeraltı şehrinin en
büyük birimi olan ve iki bölümden oluşan ahırdır (Resim 236).
Tek kat seviyesinde çok az bir bölümü temizlenen Acıgöl yeraltı şehrinin
gezilebilen bölümlerinde ahıra rastlanmamaktadır. Orijinal girişi mevcut olmayan
Özkonak yeraltı şehrinde; hem oyulduğu alanın farklı olması hem de birimlerinin diğer
yeraltı şehirlerinin birimlerine kıyasla değişik olmasıyla dikkat çeken Tatlarin yeraltı
şehrinde ahır bölümü görülmemektedir.
Yeraltı şehirlerinde girişten sonra ulaşılan büyük mekânlar ahır olarak kullanılan
birimlerdir. Kayseri’de bulunan Doğanlı yeraltı şehri’nin orijinal girişinden sonra
ulaşılan büyük salonu bu uygulamanın dışında düşünülebilir. Yeraltı şehrinin 45° eğimli
40 merdiven basamağı ile yaklaşık 15 m. derine ulaşan orijinal girişi, girişten hemen
sonra ulaşılan mekânının ahır olma ihtimalini zayıflatmaktadır.
291
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.523.
292
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.88.; Komisyon,
Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.59–60.
80
293
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.60.
81
5.3. KĐLĐSELER
Kiliseler, belkide yeraltı şehirlerinin en özel birimleridir. Yeraltı şehirlerinde
bulunan kiliseler plan bakımından farlılıklar arzetmektedir.
Kapadokya bölgesi dinsel mimarisi plan tipolojisine göre değerendirildiğinde 5
ana tip belirlenmektedir. Bu plan tiplerinin herbiri kendi içinde alt gruplara
ayrılabilmektedir. Bu ana tipler;
1-Tek nefli kiliseler
2-Đki nefli kiliseler
3-Bazilikalar
4-Serbest haç planlı kiliseler
5-Kapalı haç planlı kiliselerdir294.
Derinkuyu yeraltı şehrinin yedinci katında bulunan kilise serbest haç planlıdır
(Resim 117, 118, 119, 120, 121, 122). Toplantı salonunun güneydoğusundan başlayan,
kilisenin kuzeydoğu haç kolunun kuzeyi 8.80 m, güneyi 10.00 m. uzunluğundadır. 2.92
m. genişliğe sahip olan haç kolunun yüksekliği ise 2.37 m. dir. Serbest haç planlı bir
kilisenin apsisini oluşturan ve doğuda bulunması gereken haç kolu yeraltı şehri
kilisesinin güneybatı yönünde bulunmaktadır. Kuzeyi 3.90 m, batısı 2.84 m, güneyi ise
4.06 m. olan haç kolunun yüksekliği 2.20 m. dir.
Kilisenin güneydoğusunda bulunan haç kolunun doğusu 2.88 m, batısı 2.92 m,
kuzeyi ise 2.56 m. dir. Kilisenin ölçüleri bakımından en küçük haç kolunun yüksekliği
2.20 m. dir. Kuzeybatıda bulunan haç kolunun doğusu 5.60 m, batısı 5.30 m, kuzeyi
2.82 m. uzunluktadır. Bu haç kolunun yüksekliği ise 2.25 m. dir.
Karşılıklı iki hat şeklinde birbirini kesen neflerin meydana getirdiği plan
tiplerine haç plan denilmektedir295. Bu plan şemasının asıl amacı, kilisenin içten ve
dıştan Hıristiyanlığın sembolü olan haç görünüşünü yansıtmasıdır. Bu plan türü
özellikler 842–1204 yılları arasındaki Orta Bizans Dönemi’nin vazgeçilmez plan
şemasını oluşturmaktadır296.
Serbest haç planlı kiliseler, erken dönemden başlayarak Kapadokya bölgesinde
görülen yapılardır. Konstantinapolis ve Anadolu’nun diğer yörelerinde IV. yy’dan
başlayarak uygulanan bu plan tipi297 Kapadokya’da da hemen benimsenmiş ve
294
ÖTÜKEN, Göreme, s.17.
295
Celal Esad ARSEVEN, Sanat Ansiklopedisi, “Haç”, Mad., C.2, Đstanbul, 1965, s.670, 671.
296
ÖZKAN, Erzurum ve Đlçelerindeki Hıristiyan Mimarisi, s.81.
297
Richard KRAUTHEIMER, Early Christian and Byzantine Architecture, Baltimore, 1965, s.201–213.;
Lyn RODLEY, Byzantine Art and Architecture an Introduction, Cambridge, 1999, s.117-122.
82
298
Karadağ Binbir Kilise Đçersin de bulunan 8 nolu yapı Haçvari ve sekizgen planlıdır. Semavi EYĐCE bu
yapının belkide bir Martyrion olduğunu ve Sanat Tarihi’nin bu çeşit yapıları arasında önemli bir örnek
olduğunu belirtmektedir. “Bu bina kilise büyüklerinden Nyssa’lı Gregorios’un Konya piskoposu
Amphilikios’a yazdığı bir mektupta tarifini yaptığı ideal martyrion şemasına uygun olması bakımından,
Anadolu mimarisinde özel bir duruma sahiptir.” EYĐCE, Karadağ Binbir Kilise ve Karaman Çevresinde
Arkeolojik Đncelemeler, s.29–30.
299
Martyr: Hıristiyanlıkta, dinsel inancından dolayı öldürülen kişi. Matyrıum Mad.,Eczacıbaşı Sanat
Ansiklopedisi, C.2, Đstanbul, 1997, s.1179.
300
Rölik: Hıristiyanlıkta Hz. Đsa, aziz ve azizelerle ilişkili ya da onlardan arta kalan kutsal eşya veya
parçalar. M.SÖZEN-U.TANYELĐ, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, Đstanbul, 1999, s.204.
301
Matyrıum(Martyron, Martyrion):Dini inancından ötürü öldürülen birinin(Martyr) röliklerini(Kutsal
eşya veya herhangi bir parça) barındıran veya mezarının bulunduğu yapı ya da kutsal yer. Matyrıum
Mad.,Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, C.2, Đstanbul, 1997, s.1179; SÖZEN-TANYELĐ, Sanat Kavram ve
Terimleri Sözlüğü, s.155.
302
Engin AKYÜREK, “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kapadokya’daki Bizans”, Kapadokya, 1998, s.271–273.
83
303
AKYÜREK, “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kapadokya’daki Bizans”, s.262.
304
AKYÜREK, “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kapadokya’daki Bizans”, s.260.
84
Tokalı II (10.yy 2.yarısı)305, Kılıçlar vadisindeki Kuşluk, Soğanlı’daki Kubbeli II nin alt
katıdır306.
Yeraltı şehirlerindeki kilise planları bölgede bulunan kiliselerin plan
çeşitliliğiyle benzer niteliktedir. Bölgedeki kiliselerde yoğun olarak uygulanan plan
tiplerine yeraltı şehri kiliselerinde de rastlamaktayız. Haç plan şeması Derinkuyu yeraltı
şehri kilisesinde, tek nefli plan şeması Kaymaklı yeraltı şehri kilisesinde, enlemesine
plan şeması ise Mazı yeraltı şehrinin kilisesinde uygulanmıştır.
Kaymaklı ve Mazı yeraltı şehirlerinin kiliseleri apsis bölümlerindeki templon ve
sunak masası uygulamalarından dolayı birbirine benzemektedir. Templon ya da Bizans
ortaçağından başlayarak Đkonostasis adıyla anılan mimari öğe, Bizans kiliselerinde
ayinin yapıldığı ve sunak masasının bulunduğu bemayı sınırlandırarak cemaatin
bulunduğu bölümden ayırmaktadır. Kapadokya kaya mimarisinin, mimari plastik
açısından en güzel örnekleri olan templonlar bölgedeki tüm kiliselerde bulunmaktadır.
Bir bölümü çeşitli nedenlerden dolayı yıkılan templonların en güzel örnekleri
Göreme’deki Kızlar Kilisesi’nde, Yeni Tokalı Kilise’de sütunlu revak biçiminde,
Soğanlı’da Geyikli ve Haç kiliselerinde, Kılıçlar Kuşluk Kilisesi’nde görülmektedir.
Sunak masası (altar), kiliselerin en önemli törensel mobilyası olarak Kapadokya
bölgesi kaya kiliselerinin apsis bölümlerinde görülmektedir. Tamamı günümüze
ulaşamayan sunak masaları Eukharistia (Ökaristi) ayininde kullanılan ekmek ve şarap
kaplarının konulması ve dağıtılması için yapılmıştır. Günümüze ulaşabilen örneklerde
sunak masası ana kaya kütlesinden oyularak ortaya çıkarılan basit dikdörtgen prizması
biçimindeki uygulamalardır.
Derinkuyu ve Kaymalı yeraltı şehirlerinde, kiliselerin bulunduğu alaların
yakınında mezarlar görülmektedir. Derinkuyu’da mezar kilisenin kuzeybatısında, 19.00
m. uzunluğundaki tünel vasıtasıyla ulaşılan mezar odası şeklinde bir uygulamayken
(Resim 113, 114, 115, 116), Kaymaklı’da kilisenin, arkasına denk gelen, devamında bir
oda içerisinde bulunan 0.85 m. x 0.50 m, 0.75 m. x 1.10 m. ve 0.55 m. x 0.80 m.
boyutlarındaki dikdörtgen şeklindeki üç mezardan oluşan bir uygulama şeklinedir.
Kapadokya bölgesi dinsel mimarlığının önemli özelliklerinden birisi de yapıların
yoğun biçimde gömü yerleri olarak kullanılmış olmalarıdır. Bizans ortaçağında
305
Anabel Jane WHARTON, Art of Empire; Painting and Architecture of Byzantine Periphery, A
Comparative Study of Four Provinces, United States of America, Pennsylvania State University Pres,
1988, s.23.
306
ÖTÜKEN, Göreme, s.18; AKYÜREK, “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kapadokya’daki Bizans”, s.264–265.
85
307
AKYÜREK, “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kapadokya’daki Bizans”, s.297.
86
5.4. ŞARAPHANELER
Kapadokya bölgesinde yaşayan insanlar hem günlük hayatta, hemde dini
inançlarının gereği olarak şaraba ayrı bir önem vermiştir. Đsa’nın kanını sembolize eden
şarap, Hıristiyan litürjisinin ana ayini olan, Ökaristi308 ayininin önemli bir parçasıdır309.
Derinkuyu yeraltı şehrinin gezilebilen bölümlerinde biri birinci katta ve büyük
programlı (Resim 19, 24), diğeri ise ikinci katta, mutfağın devamında bulunan, daha
küçük boyutlarda ele alınmış iki şaraphane bulunmaktadır (Resim 67). Kaymaklı yeraltı
şehrinde üç (Resim 146, 147, 148, 149), Özkonak yeraltı şehrinde ise iki şaraphane
bulunmaktadır (Resim 209, 210, 211).
Şaraphaneler özel birer birim olup genellikle yeraltı şehirlerinin üst katlarında
bulunan mutfaklara yakın yerlere kurulmuştur. Üst katlarda bulunma sebebi, yeryüzüyle
bağlantılı olarak açılan bir bacadan içeriye üzümlerin kolayca dökülmesi ve
işlenebilmesidir. Bir diğer sebep hem mutfağın hem de erzak depolarının birbirine,
dolayısıyla şaraphaneye yakın olmasıdır. Aynı yeraltı şehrinde bulunan birden fazla
şaraphane yine yüzeye yakın olan katlarda olmakla birlikte bazen aynı katta bazen de
yakın katlarda görülmektedir. Derinkuyu yeraltı şehrinde bulunan iki şaraphaneden,
daha büyük programlı olan, şaraphane yeraltı şehrinin birinci katında, diğeri yine
yüzeye yakın olan ikinci katta, mutfağın yanında bulunmaktadır. Benzer uygulama
Kaymaklı ve Özkonak yeraltı şehirlerinin şaraphanelerinde de görülmektedir.
Yeraltı şehirlerinde görülen şaraphaneler iki bölümden oluşmaktadır. Üst
bölümünde üzümlerin toplanarak ezildiği bir ezme teknesi, altta ise üstteki tekneye bir
oluk vasıtasıyla bağlanarak üzüm suyunun akıtıldığı başka bir tekne bulunmaktadır.
Şaraphanelerde görülen iki bölümden oluşma durumu, Derinkuyu yeraltı şehrinin
birinci katında bulunan şaraphanede olduğu gibi, bölümden ziyade kat şeklindeki bir
düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Derinkuyu yeraltı şehrinin ikinci katında,
mutfağın devamında bulunan küçük programlı şaraphane ile Kaymaklı ve Özkonak
yeraltı şehirlerinde bulunan şaraphaneler, Derinkuyu’nun birinci katındaki şaraphaneye
kıyasla, hem boyutları hem de formları itibariyle daha mütevazı birimler olarak
düzenlenmişlerdir.
Şaraphanelerde yapılan şaraplar küplere konularak depolanmıştır. Mutfak ve
erzak depolarına yakın olma sebeplerinden biri olarak değerlendirilen bu durumun
308
Ökaristi ayini: Đsa’nın bedeni ve kanı olduğuna inanılan ekmek ve şarabın kutsandığı, Hıristiyan
litürjisinin ana ayini. Meryem ACARA, “Bizans Ortodoks Kilisesinde Litürji ve Litürjik Eserler”,
Hacettepe Üni. Edebiyat Fakültesi Dergisi, C.15, S.1, Ankara, 1998, s.188.
309
ACARA, “Bizans Ortodoks Kilisesinde Litürji ve Litürjik Eserler”, s.192–193.
87
5.6. SU KUYULARI
310
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.
311
Komisyon, Kapadokya Yeraltı Şehirleri, s.28.
89
312
R.BIXIO-V.CASTELLANĐ, “New Tıpologies of Cappadocian Undergrounds:The Redoubts and the
Hydric Installatıons, s.274.; R.BIXIO, “Gli Insediamenti Sotterranei In Asia Minore”, Cappadocia Le
Citta Sotterranee, Roma, 2002, s.19-29.
313
STEA-TURAN, Placemaking: Production of Built Enviroment in Two Cultures, s.175.
314
KAYA, “Yeraltı Şehirleri”, s.24.
90
dikine ve kare şeklinde oyulan kuyularla sağlanmıştır. Kuyuların iki yanına iniş-çıkışı
sağlamak için küçük yuvalar oyulmuştur315.
Bu şekildeki mağara yerleşmelerinin diğer önemli örneği Güldere (Göges)
Mağarasıdır.7–8 kat halindeki büyük mağaranın iki yanında 2–3 katlı mağaralar
bulunmaktadır. Katlar arasında geçişler Manazan mağarasındaki sistemin aynısıdır316.
Đnsanoğlu için, tarihin erken dönemlerinde, bilinen en korunaklı yerleşim yerleri
olan mağaralar sürekli iskân alanları olmamakla birlikte bazen kötü iklim şartlarından
veya vahşi hayvanlardan korunmak için bir sığınak, bazen de sadece birer kült merkezi
olmuşlardır. Ancak Orta Anadolu’da bulunan mağaralar daha farklı bir oluşum
sergilemektedirler. Zaten doğal bir oyuk olan mağaraların içi de oyularak farklı ve yeni
mekânlar oluşturulmuştur. Çok katlı olarak düzenlenen mağaralarda katlar arasında
geçişi sağlayan ve yeraltı şehirlerindeki havalandırma bacaları ile su kuyularının aynısı
olan birimler ilgi çekicidir. Mağaralarda çözümler daha basit ve tek tip iken yeraltı
şehirlerinde sistem daha gelişmiştir. Hem mekân oluşumları ve kullanılan birimlerin
benzerliği, hem de coğrafi yakınlık mağara yerleşimleri ile yeraltı şehirleri arasında çok
yakın benzerlikler olduğunu düşündürmektedir.
315
EYĐCE, Karadağ Binbir Kilise ve Karaman Çevresinde Arkeolojik Đncelemeler, s.112.
316
EYĐCE, Karadağ Binbir Kilise ve Karaman Çevresinde Arkeolojik Đncelemeler, s.118.
91
4- Üçüncü katta bulunan havalandırma bacasına giden yol üzerinde (Resim 83, 84).
5- Beşinci katı yedinci kata bağlayan 46.00 m uzunluğunda, 107 merdiven basamaklı
tünel üzerinde (Resim 102, 103).
6- Beşinci katı yedinci kata bağlayan tünelin 81. merdiven basamağına denk gelen
noktada kapı odası ile birlikte (Resim 106, 108, 109) olmak üzere toplam altı sürgü taşı
görülmektedir.
Derinkuyu yeraltı şehrinde bulunan sürgü taşlarının çapları en az 0.50 m. en
fazla 1.50 m. dir. Sürgü taşlarının ortasında bulunan kapı deliklerinin çapları 0.10 m. ile
0.50 m., sürgü taşlarının derinlikleri ise 0.15 m. ile 0. 50 m. arasında değişmektedir.
Derinkuyu’daki sürgü taşlarından, misyoner okulunun kuzeybatısındaki oda içerisinde
bulunanı dışındakiler bir tünel veya koridorun üzerinde bulunmaktadır. Yeraltı şehrinin
en önemli birimlerine giden alanlarda bulunan sürgü taşlarından, yedinci katan giden
tünel üzerinde bulunan, ikisinin kapı odası varken diğerleri doğrudan tünel veya koridor
üzerine yerleştirilmiştir. Sürgü taşları form itibariyle benzer olup ikinci kattaki erzak
depolarının devamında bulunan sürgü taşı, önünde bir destek bloğu bulunmasından
dolayı, diğerlerinden farklıdır.
Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan sürgü taşlarının Gökçetoprak yeraltı şehrinin
sürgü taşları gibi dışarıda yapılarak içeriye getirildiği belirtilmektedir317. Kaymaklı
yeraltı şehrinin gezilen bölümlerinde,
317
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.513.
92
Çapları 1.10 m. ile 1.80 m., derinlikleri ise 0.45 m. ile 0.60 m. arasında değişen
Özkonak yeraltı şehri sürgü taşları ile çapları 1.20 m. ile 1.50 m., derinlikleri ise 0.25 m.
ile 0.30 m. arasında değişen Acıgöl yeraltı şehri sürgü taşları şekil itibariyle
Derinkuyu’da ve bölgede bulunan diğer yeraltı şehirlerinde görülen sürgü taşlarından
farklıdır. Tipik bir sürgü taşının ortasında bulunan, karşı taraftan gelenlere müdahalenin
yapıldığı ve aynı zamanda iç kısımda hava dolaşımını sağlayan, kapı deliği bu sürgü
taşlarında görülmemektedir. Silindir şeklinde bütün bir blok olan bu sürgü taşlarının
ortalarında bulunmayan kapı deliğinin işlevini kapının kapatıldığı noktada, koridorun
tavanına denk gelen yerde, açılan benzer bir uygulama yerine getirmektedir. Bu şekilde
kapının kontrolü ve bazı müdahaleler kapının üst bölümünden yapılabilmektedir.
Özkonak ve Acıgöl yeraltı şehirlerinin sürgü taşları bu değişik uygulamaya örnek olarak
verilebilir.
Özkonak yeraltı şehrindeki sürgü taşlı savunma sisteminin diğerlerinden ayrılan
en önemli yanı, sürgü taşlarının yoğunlaştığı kuzey bölümünde yer alan ve kontrol
noktası olarak tasarlanan, bir kapı kontrol odasının bulunmasıdır. Derinkuyu yeraltı
şehrinin beşinci katını yedinci kata bağlayan tünel üzerinde bulunan kapı odalarıyla
sadece tek bir sürgü taşı kontrol edilirken, Özkonak yeraltı şehrindeki bu uygulama ile
aynı anda üç sürgü taşının kontrolü yapılabilmektedir. Buradan hareketle Özkonak
yeraltı şehrinin kuzey bölümünün yeraltı şehri için önemli bir nokta olduğu da
düşünülmektedir.
Sürgü taşları genellikle yeraltı şehirlerinin içerisinde yapılmıştır. Bununla
birlikte dışarıda yapılarak içeriye getirilmiş olanlarda vardır. Özkonak yeraltı şehrinin
sürgü taşlarının, yeraltı şehrinin içi açık renkli tüf, sürgü taşları ise koyu renkli tüf
olduğu için, dışarıda yapılıp içeriye getirildiği belirtilmektedir318. Benzer bir
uygulamaya sahip diğer bir yeraltı şehri Gökçetoprak (Sıvasa) yeraltı şehridir (Resim
301, 302). Sürgü taşlarının dışarıda yapılarak içeriye getirildiğinin en bariz kanıtı yerlatı
şehrinin 1.5 km uzağında bulunan ve şekillendirilmeden bırakılan bir kaya bloğudur319.
Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan sürgü taşlarının ağırlığı ise 500 kg üzerinde,
Tatlarin’de bulunanların 300–500 kg, Özkonak’ta bulunanların ise 500 kg olduğu
belirtilmektedir 320.
318
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.77.
319
GÜLYAZ-YENĐPINAR, Rock Settelments and Underground Cities of Cappadocia, s.87.
320
DEMĐR, Kapadokya Medeniyetlerin Beşiği, s.81–87.
95
321
GÜLYAZ, “Yeraltında Yaşama Savaşı”, s.85.; GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.516.
96
düşünülmektedir (Resim 293, 304). Yuvarlak kemerli giriş şekli verilen koridor
başlangıçlarında menteşe yeri olduğu tahmin edilen uygulamalar görülmektedir.
97
5.8. TUVALETLER
Bölgede bulunan yeraltı şehirlerinden sadece Tatlarin (Resim 258, 259, 260,
261, 266, 267, 268) ve Güzelyurt yeraltı şehirlerinde tuvalet bulunmaktadır322.
Gezilebilen bölümlerinde tuvalete rastlanılmayan, Derinkuyu, Kaymaklı, Mazı,
Özkonak, Özlüce, Acıgöl yeraltı şehirlerinde bu ihtiyacın küplere giderilip normal
zamanlarda bu küplerin dışarıya çıkarılmasıyla giderildiği belirtilmektedir323.
Kapladığı alan ve kat sayısı ne olursa olsun, geçici olmakla birlikte kısa veya
uzun dönemler halinde insanların yaşamlarını devam ettirmeye çalıştıkları, yeraltı
şehirlerinde tuvalete rastlanılmaması bu birimin olmadığının bir göstergesi değildir.
Bölgede bulunan yeraltı şehirlerinin toprakla dolu olan bölümleri göz önünde
bulundurulduğunda, yeraltı şehirlerinin temizlenememiş bölümlerinde tuvalet veya
tuvaletlerin var olabileceği düşünülmektedir.
5.9. SÜSLEME
Yeraltı şehirleri fonksiyonel olarak yapıldıkları için estetik kaygılar güdülmemiş
olmalıdır. Bu sebeple yeraltı şehirlerinde herhangi bir bezeme unsuruna
rastlanmamaktadır.
Mazı yeraltı şehri kilisesinin basit silmelerle çerçevelenmiş templon duvarında
(Resim 178, 179, 180, 181), Kaymaklı yeraltı şehri kilisesinin apsis (Resim 139) ve
güney duvarının üst bölümlerinde (Resim 140), sonradan yapıldığı düşünülen, basit
çiziklerle yapılmış haç motifleri görülmektedir. Mazı yeraltı şehrinde bulunan bir
mekânın duvarının üst bölümünde aynı şekilde bir haç motifi daha yapılmıştır (Resim
305, 306).
7. SONUÇ
322
GÜLYAZ, “Yeraltındaki Dünyalar”, s.520.
323
Bu bilgi Metin GÖKÇE’den alınmıştır.
98
şemasında, Kaymaklı yeraltı şehri kilisesi tek nefli, Mazı yeraltı şehrinin kilisesi ise
uzunlamasına tek nefli olarak düzenlenmiştir.
Yeraltı şehirlerinde bir mekânın girişini, bir tüneli veya koridoru kapatarak
içeride güvenliği sağlamak için kullanılan sürgü taşları iki farklı tipte el alınmıştır.
Derinkuyu, Kaymaklı, Mazı, Özlüce, Tatlarin yeraltı şehirlerinde sürgü taşlarının
ortasında kapı deliği bulunurken, Özkonak ve Acıgöl yeraltı şehirlerinin sürgü
taşlarında kapı deliği görülmemektedir.
Sürgü taşları özellikle önemli mekânlara giden uzun koridorların her iki duvarı
üzerinde olabilmektedir. Bu uygulama, birçok yerden açık ve gizli girişleri olan yeraltı
şehrine yapılan saldırının yönü ile alakalı olabileceği gibi bir şaşırtmaca olarak da
düşünülebilir.
Yeraltı şehirlerindeki havalandırma sistemi ve suyun kuyular açılarak temin
edilmesi ciddi manada teknik kabiliyet gerektiren uygulamalardır. Açılan bir
havalandırma bacasının tüm katlara aynı şekilde inerek havalandırması, yeraltı suyunun
tespit edilerek kuyular vasıtasıyla kullanılması basit bir oyma işlemi olarak
düşünülemeyecek kadar önemlidir.
Yeraltı şehirlerinin toprak dolu olan bölümlerinin temizlenmesi ile farklı
birimlerin ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Bu birimler tipik yeraltı şehri birimleri
olabileceği gibi günümüzde yeraltı şehirlerinin gezilebilen bölümlerinde rastlanmayan
uygulamalar da olabilir.
Son dönemlerde yapılan kazı çalışmaları ile mevcut yeraltı şehirlerine yenileri
eklenmektedir. Bölgede kaç yeraltı şehri olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte ortaya
çıkarılan yeni yeraltı şehirleri ile bu sayının uzun süre kesinleşemeyeceği
düşünülmektedir. Bu noktadan hareketle Kapadokya bölgesinde yeraltı şehirlerinin
oluşturduğu bir yeraltı dünyasının varlığı akla gelmektedir.
100
BĐBLĐYOGRAFYA
Abû’l Farac, Gregory; Abû’l Farac Tarihi, C.1, (Çev. Ömer Rıza Doğrul), Ankara,
1987.
Acara, Meryem; “Bizans Ortodoks Kilisesinde Litürji ve Litürjik Eserler”, Hacettepe
Üni. Edebiyat Fakültesi Dergisi, C.15, S.1, Ankara, 1998, s.183–201.
Adıbelli, Ramazan; Kapadokya Bölgesindeki Hıristiyanlık Tarihi, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Dinler Tarihi
Bilim Dalı, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya, 2002
Akok, Mahmut – Gürçay, Hikmet; Yeraltı Şehirlerinde Bir Đnceleme ve Yeşilhisar
Đlçesinin Soğanlıdere Köyünde Bulunan Kaya Anıtları, Türk Arkeoloji Dergisi,
XIV, 1965, s.35–68.
Akyürek, Engin; “M.S. IV.-XI. Yüzyıllar: Kapadokya’daki Bizans”, Kapadokya,
Đstanbul, 1998, s.226–395.
Arık, Ahmet; ‘‘Avanos (Nevşehir ) yöresinin Jeomorfolojisi’’, Jeoloji Dergisi, S.10,
Ankara, 1981, s.139–155.
Ardos, Mehmet – Pekcan, Nilüfer; Jeomorfoloji Sözlüğü, Đ.Ü. Edebiyat Fakültesi
Yayınları, 3397, Đstanbul, 1994
Ardos Mehmet – Pekcan, Nilüfer; Jeomorfoloji Sözlüğü, Đstanbul, 1997
Arseven, Celal Esad; Sanat Ansiklopedisi, “Haç”, Mad., C.2, Đstanbul, 1965
Atamulu, Hakkı; Yontularım, Derinkuyu-Malagobi, Basım Yeri Yok, 1996
Atiker, Muammer; “Kapadokya”, Đlgi Dergisi, S.84, Đstanbul, 1996, s.12–22.
Ateş, Mehmet; “Kapadokya’nın Başkenti Nevşehir”, Kapadokya, Đstanbul, 1996, s.55–
115.
Aydan, Ö.- Ulusay, R.; “Geotecnical and Geoenvironmental Characteristics of Man-
made Underground Structures in Cappadocia, Turkey”, Engineering
Geology, 69, 2003, s.58-75.
Aydan, Ö.- Ulusay, R.-E.Yüzer- M.Erdoğan; “Man-Made Rock Structures in
Cappadocia, Turkey an Their Implications in Rock Mechanics and Rock
Engineering”, ISRM Nes Journal, Vol. 6, No. 1, Minneapolis, USA, August 1999,
s, 69- 76.
Ayhan, Arda; Geological and Morphological Investigations of Underground Cıtıes of
Cappadocıa Using GIS, ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara, 2004
101
Esin, Ufuk; “Paleolotik’ten Tunç Çağı Sonuna: Tarih Öncesi Çağların Kapadokyası”,
Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.62–123.
Esin, Ufuk; “Doğal Çevre ve Kültürler”, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.64–78.
Eyice, Semavi; Karadağ Binbir Kilise ve Karaman Çevresinde Arkeolojik Đncelemeler,
Đstanbul, 1971
Gasque, W.Ward; “Kilise Büyüyor: Kudüs’ten Roma’ya”, Hıristiyanlık Tarihi, Đstanbul,
2004, s.57–69.
Gombrıch, E.H.; Sanatın Öyküsü, Đstanbul, 2004
Gökçeoğlu, C.; Schmidt Sertlik Çekici Kullanılarak Tahmin Edilen Tek Eksenli
Sıkışma Dayanımı Verilerinin Güvenilirliği Üzerine Bir Değerlendirme, Jeoloji
Mühendisliği Dergisi, S.48, Ankara, 1996, s.78-81.
Gülyaz, Murat Ertuğrul, “Yeraltında Yaşama Savaşı”, Atlas Dergisi, S.25, Đstanbul,
1995, s.76–90.
………………………; “Yeraltındaki Dünyalar”, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.513-524.
Gülyaz, Murat Ertuğrul – Yenipınar, Halis; Rock Settelments and Underground Cities
of Cappadocia, Nevşehir, 2003
Günaltay, Şemsettin; Romalılar Zamanında Kapadokya, Pont ve Artaksiad Krallıkları,
Ankara, 1987
Hemer, Colin J.; “Arkeoloji Işığında Đlk Hıristiyanlar” Mad., Hıristiyanlık Tarihi,
Đstanbul, 2004
Herodotos; Herodot Tarihi, (Çev.Müntekim ÖKMEN), Đstanbul, 1991
Holzmeıster, Clemens – Fahrner, Rudolf; The Face of Anatolia (Caves and Khans in
Cappadocia), Vienna, 1955
Honıgman, Ernst; Bizans Devletinin Doğu Sınırı, (Çev. F.IŞILTAN), Đstanbul, 1970
Hoşgören, M.Yıldız; Jeomorfoloji’nin Ana Çizgileri I, Đstanbul Üni. Rektörlük
Yayınları, Yayın no:3132, Đstanbul, 1987
Hür, Ayşe; Đkonoklazma Mad., Đstanbul Ansiklopedisi, C.4, Đstanbul, 1994, s.153-155
Đncil; Kitabı Mukaddes Şirketi, Đstanbul, 1999
Đzbırak, Reşat; Coğrafya Terimleri Sözlüğü, Ankara, 1964.
Kaegi, Walter E.; Bizans ve Đlk Đslam Fetihleri, Đstanbul, 2000
Kapadokya Yeraltı Şehirleri; Komisyon, Ankara, 1989
Kaptan, Ergun - Yurttagül, Emel; “Kaymaklı Yeraltı Şehri’ndeki Cevher Zenginleştirme
Aleti”, XI. Arkeometri Sonuçları Toplantısı, Ankara, 1995, s.63–73.
103
The Great Art Cities of Italy, Lozzi Roma Edizioni Turistiche, Roma, Tarih Yok
Thıerry, Nicole; “The Rock Churches”, Arts of Cappadocia, Geneva, 1971, s.129–177.
Thıerry, Nıcole-Mıchel; Nouvelles Eglıses Rupestres De Cappadoce Regıon Du Hasan
Dağı (New Rock-Cut Churches of Cappadocıa), Paris, 1963
Tuncel, Metin; ‘‘Oluşum Çağları’’, Kapadokya, Đstanbul, 1998, s.16–43.
Tournefort, Joseph de; Tournefort Seyahatnamesi, Đstanbul, 2005
Turanî, Adnan; Dünya Sanatı Tarihi, Đstanbul, 2005
Ulusay, R.- Gökçeoğlu, C.- Topal, T.- Sönmez, H.- Tuncay, E.- Ergüler, Z.A.- Kasmer,
O.; “Assestment of Environmental and Engineering Geological Problems for
Possible Re-use of Abandoned Rock-hewn Settelment in Ürgüp (Cappadocia),
Turkey”, Environment Geology, 50, 2006, s.473-494.
Umar, Bilge; Türkiye’de Tarihsel Adlar, Đstanbul, 1993
……………; Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi, Đstanbul, 1998
……………; Đlkçağda Türkiye Halkı, Đstanbul, 1999
Uzunçarşılı, Đ.Hakkı; Büyük Osmanlı Tarihi, C.2, TTK, Ankara, Tarih yok.
Yalçın, Ünsal; “Early Iron Metallurgy in Anatolia”, Anatolian Studies, Volume 49,
Ankara, 1999, s.177–187.
Yamauchı, Edwin; “Romalılar’ın Dini” Mad., Hıristiyanlık Tarihi, Đstanbul, 2004, s.74-
75.
Yıldırım, Suat; Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, Ankara, 1988
Yıldız, Hakkı Dursun; “Bizans Tarihi”, Anadolu Medeniyetleri, C.3, Đstanbul, 2000
Yılmaz, Nilay; Đkonalar, C.1, Ankara, 1993
Vryonıs, Speros; The Decline of Medieval Hellenism in Asia Minor and the Process of
Islamization from Elevent through the Fifteenth Century, USA, 1971
Wharton, Anabel Jane; Art of Empire; Painting and Architecture of Byzantine
Periphery, A Comparative Study of Four Provinces, United States of America,
Pennsylvania State University Pres, 1988
http://www.eatonline.net/english/meetings/aladzha_monastery.html
http://www.bulgarianmonastery.com/aladzha_monastery.html
106
107
7. ÇĐZĐM LĐSTESĐ
Çizim 5. Yeraltı şehirlerindeki sürgü taşları ve kapı odalarını gösteren çizim (M.Akok-H.Gürçay’dan
Çizim 6. Derinkuyu Yeraltı Şehirlerindeki sürgü taşları ve kapı odalarını gösteren çizim
(M.Akok-H.Gürçay’dan)
Çizim 10. Özkonak Yeraltı Şehri sürgü taşı ve savunma sistemini gösteren çizim (M.
Gülyaz- H. Yenipınar’dan)
Çizim 19. Derinkuyu Yeraltı Şehrinin Durmuş Kadir evi bağlantısını gösteren plan
(R.Bıxıo- V.Castellani’den)
Çizim 20. Derinkuyu Yeraltı Şehri birinci kat planı (Ö.Aydan’dan işlenerek)
Çizim 21. Derinkuyu Yeraltı Şehri Misyoner okulunu gösteren çizim (M. Gülyaz- H.
Yenipınar’dan)
108
Çizim 23. Derinkuyu Yeraltı Şehri birinci katı ikinci kata, ikinci katı dördüncü kata
bağlayan geçişin planı (Ö.Aydan’dan)
Çizim 25. Derinkuyu Yeraltı Şehrinin dört ayrı katından havalandırma bacasını gösteren
plan (R.Bıxıo-V.Castellani’den)
Çizim 29. Derinkuyu Yeraltı Şehri yedinci ve sekizinci kat planı (Ö.Aydan’dan
işlenerek)
Çizim 31. Kaymaklı Yeraltı Şehri andezit taşının kullanımını gösteren çizim (E. Kaptan, -
E.Yurttagül’den)
Çizim 32. Mazı Yeraltı Şehri birleşik planı (F. Sağcan’dan değiştirilerek)
Çizim 33. Mazı Yeraltı Şehri zemin kat planı (F. Sağcan’dan değiştirilerek)
Çizim 34. Mazı Yeraltı Şehri birinci kat planı (F. Sağcan’dan değiştirilerek)
Çizim 36: Acıgöl Yeraltı Şehri planı (M. Gülyaz- H. Yenipınar’dan işlenerek)
Çizim 37: Özlüce Yeraltı Şehri planı (M. Gülyaz- H. Yenipınar’dan işlenerek)
Çizim 43 Aladzha Manastırında bulunan bir uyuma odasını gösteren çizim (www.eatonline.net’ten)
Çizim 45: Sürgü taşlarının cepheden, üstten ve profilden görünüşlerini gösteren çizim
(R.Bıxıo-V.Castellani’den)
RESĐM LĐSTESĐ
Resim 1-Çatalhöyük mabedinde Hasan Dağı’nı aktif halde gösteren duvar resmi
(C.Mellart’tan)
Resim 2- Potern (M.E. Gülyaz- H.Yenipınar’dan)
Resim 3- Topada (Ağıllı) yazılı anıtı (M.E. Gülyaz- H. Yenipınar’dan)
Resim 4 Sivasa (Göçetoprak) yazılı anıtı (Kapadokya, 1998 den)
Resim 5 Derinkuyu yeraltı şehrinde bulunan Roma dönemine ait mermer kartal heykeli
(Ö.Demir’den)
Resim 6- Derinkuyu ilçesinin genel görünüşü
Resim 7-Derinkuyu yeraltı şehrinin bulunduğu alanın genel görünüşü
Resim 8- Derinkuyu yeraltı şehrinin bulunduğu alanın genel görünüşü
Resim 9- Derinkuyu yeraltı şehrinin bulunduğu alanın genel görünüşü
Resim 10- Derinkuyu yeraltı şehrinin girişi ve çıkışının görünüşü
Resim 11- Derinkuyu yeraltı şehrinin günümüzde çıkışı olarak kullanılan girişinin
merdivenlerinde görünüş
Resim 12- Derinkuyu yeraltı şehrinin giriş bölümünden genel görünüş
Resim 13- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırın görünüşü
Resim 14- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırın küçük bölümü
Resim 15- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırda hayvanlar için su
ve yem konulması amacıyla oyulmuş küçük çukurlar
Resim 16- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırda hayvanlar için su
ve yem konulması amacıyla oyulmuş küçük çukurlar
Resim 17- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphaneye giden koridor başlangıcının görünüşü
Resim 18- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphaneye giden koridor üzerinde bulunan odanın
görünüşü
Resim 19- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin üst bölümünün görünüşü
Resim 20- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin üzüm ezme teknesinin görünüşü
Resim 21- Derinkuyu yeraltı şehri, üzüm suyunun aktığı oluk ve alt bölümdeki teknenin
görünüşü
Resim 22- Derinkuyu yeraltı şehri, üzüm ezme teknesine bağlanan tabanı sıvalı küpün
görünüşü
Resim 23- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphane bölümünde bulunan ve temizlenmemiş
bağlantı birimlerinin görünüşü
111
Resim 47- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulun batı kısmının görünüşü
Resim 48- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın
girişindeki çukur ve oluğun görünüşü
Resim 49- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın
içinden görünüş
Resim 50- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın ana
mekâna açılan pencerenin görünüşü
Resim 51- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneybatı köşesinde yer alan
kuyunun görünüşü
Resim 52- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın
tavanındaki deliğin görünüşü
Resim 53- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batı kısmındaki ikinci odanın
içerisinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 54- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulu tavanının görünüşü
Resim 55- Derinkuyu yeraltı şehri, birinci katı ikinci kata, ikinci katı ise dördüncü kata
bağlayan tünelin görünüşü
Resim 56- Derinkuyu yeraltı şehri, birinci kat ile ikinci kat bağlantısının görünüşü
Resim 57- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin ikinci katta bulunan bağlantısının mutfaktan
görünüşü
Resim 58- Derinkuyu yeraltı şehri, yeraltı şehrinin günümüzde kullanılan girişinin içten
görünüşü
Resim 59- Derinkuyu yeraltı şehri, yeraltı şehrinin günümüzde kullanılan girişin içten
görünüşü
Resim 60- Derinkuyu yeraltı şehri, Đkinci katta bulunan mutfakla alakalı birim girişinin
görünüşü
Resim 61- Derinkuyu yeraltı şehri, Đkinci katta bulunan ahırın içten görünüşü
Resim 62 Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta mutfağın yanındaki mekânın içten
görünüşü
Resim 63- Derinkuyu yeraltı şehri, mutfakla alakalı birimin içinde bulunan taş yalağın
görünüşü
Resim 64- Derinkuyu yeraltı şehri, mutfakla alakalı birimin içinde bulunan taş yalağın
görünüşü
Resim 65- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta bulunan mutfağın görünüşü
113
Resim 88- Derinkuyu yeraltı şehri, Kaymaklı yeraltı şehrine bağlandığı belirtilen tünelin
başlangıcının görünüşü
Resim 89- Derinkuyu yeraltı şehri, dördüncü katta bulunan odalardan görünüş
Resim 90- Derinkuyu yeraltı şehri, dördüncü katta bulunan bir odanın içten görünüşü
Resim 91- Derinkuyu yeraltı şehri, dördüncü katta bulunan odalardan görünüş
Resim 92- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katı beşinci kata bağlayan tünel
başlangıcının görünüşü
Resim 93- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katı beşinci kata bağlayan tünelin içinden
görünüş
Resim 94- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 95- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katın merkezini oluşturan alan ve
havalandırma bacasının görünüşü
Resim 96- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin bitimindeki hol ve çıkış güzergahının
görünüşü
Resim 97- Derinkuyu yeraltı şehri, beşinci katın güneyinde bulunan koridorun
başlangıcı ve odaların görünüşü
Resim 98- Derinkuyu yeraltı şehri, beşinci katın güneyinde bulunan koridorun içi ve
odaların görünüşü
Resim 99- Derinkuyu yeraltı şehri, beşinci katı altıncı kata bağlayan tünel başlangıcının
görünüşü
Resim 100- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin başlangıcında bulunan odanın görünüşü
Resim 101- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan odanın görünüşü
Resim 102- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan ilk sürgü taşının koridordan
görünüşü
Resim 103- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının kapı odasından görünüşü
Resim 104- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının koridorda oturduğu yuvanın görünüşü
Resim 105- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin içinden görünüş
Resim 106- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan ikinci sürgü taşının
koridordan görünüşü
Resim 107- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının koridorda oturduğu yuvanın görünüşü
Resim 108- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının kapı odasından görünüşü
Resim 109- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşı ve kapı odasının görünüşü
Resim 110- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulundan genel görünüş
Resim 111- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunda bulunan taşıyıcıların görünüşü
115
Resim 112- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunda bulunan taşıyıcı ve üzerinde
bulunan oyuğun görünüşü
Resim 113- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun güneydoğusunda bulunan geçiş
alanının görünüşü
Resim 114- Derinkuyu yeraltı şehri, mezar odasına giden tünelin görünüşü
Resim 115- Derinkuyu yeraltı şehri, mezar odasının içinden görünüş
Resim 116- Derinkuyu yeraltı şehri, mezar çukurundan detay
Resim 117- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin genel görünüşü
Resim 118- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin kuzeydoğu haç kolunun görünüşü
Resim 119- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin güneybatı haç kolunun görünüşü
Resim 120- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin güneydoğu haç kolunun görünüşü
Resim 121- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin güneydoğu ve güneybatı haç kollarının
görünüşü
Resim 122- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin kuzeybatı haç kolunun görünüşü
Resim 123- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun devamında bulunan salonun
giriş bölümünün görünüşü
Resim 124- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun devamında bulunan salonun
görünüşü
Resim 125- Derinkuyu yeraltı şehri, yedinci katta bulunan su kuyusunun görünüşü
Resim 126- Derinkuyu yeraltı şehri, sekizinci katta bulunan havalandırma bacasına
giden tünel başlangıcının görünüşü
Resim 127- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasının bulunduğu odanın görünüşü
Resim 128- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun güneyinden havalandırma bacasına
bağlanan geçitin görünüşü
Resim 129- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasına bağlanan geçitin içten görün
Resim130- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasına bağlanan geçitin içten
görünüşü
Resim 131- Kaymaklı yeraltı şehrinin bulunduğu alanın genel görünüşü
Resim 132- Kaymaklı yeraltı şehri girişinin dışardan görünüşü
Resim 133- Kaymaklı yeraltı şehri girişinin içerden görünüşü
Resim 134- Kaymaklı yeraltı şehri girişte bulunan ahırın görünüşü
Resim 135- Kaymaklı yeraltı şehri, ahırda bulunan ip bağlama yerinden görünüş
Resim 136- Kaymaklı yeraltı şehri, girişte bulunan oluklu teknenin görünüşü
Resim 137- Kaymaklı yeraltı şehri, girişin devamında bulunan ikili geçişin görüntüsü
116
Resim 195- Acıgöl yeraltı şehri, üçüncü salona bağlanan bir mekanın görünüşü
Resim 196- Acıgöl yeraltı şehri, üçüncü salona bağlanan diğer mekanın görünüşü
Resim 197- Acıgöl yeraltı şehri, büyük salona açılan orijinal girişin görünüşü
Resim 198- Acıgöl yeraltı şehri, orijinal girişe ait sürgü taşının görünüşü
Resim 199- Acıgöl yeraltı şehri gezilebilen alanlarının sonlandığı koridorun görünüşü
Resim 200- Özkonak yeraltı şehrinin bulunduğu alanın genel görünüşü
Resim 201- Özkonak yeraltı şehri girişinin dıştan görünüşü
Resim 202- Özkonak yeraltı şehri girişinin içten görünüşü
Resim 203- Özkonak yeraltı şehri, girişin devamında bulunan büyük salonun görünüşü
Resim 204- Özkonak yeraltı şehri, ikinci salonun görünüşü
Resim 205- Özkonak yeraltı şehri, üçüncü salonun görünüşü
Resim 206- Özkonak yeraltı şehri, erzak depolarından birinin görünüşü
Resim 207- Özkonak yeraltı şehri, erzak depolarından birinin görünüşü
Resim 208- Özkonak yeraltı şehri, erzak deposunda bulunan küpün görünüşü
Resim 209- Özkonak yeraltı şehri, birinci şaraphanenin genel görünüşü
Resim 210- Özkonak yeraltı şehri, ikinci şaraphaneye girişin sağlandığı alanın görünüşü
Resim 211- Özkonak yeraltı şehri, ikinci şaraphanenin genel görünüşü
Resim 212- Özkonak yeraltı şehri, şaraphanede bulunan küp yerlerinin görünüşü
Resim 213- Özkonak yeraltı şehri, şaraphanenin devamında bulunan geçiş alanı ve
koridor başlangıcının görünüşü
Resim 214- Özkonak yeraltı şehri, şaraphanenin devamında bulunan koridorun
görünüşü
Resim 215- Özkonak yeraltı şehri, koridorun sonunda bulunan sürgü taşının genel
görünüşü
Resim 216- Özkonak yeraltı şehri, koridorun sonunda bulunan sürgü taşının yandan
görünüşü
Resim 217- Özkonak yeraltı şehri, sürgü taşının yakınında bulunan bacanın görünüşü
Resim 218- Özkonak yeraltı şehri, ikinci sürgü taşına giden koridorun görünüşü
Resim 219- Özkonak yeraltı şehri, koridorun bitiminde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 220- Özkonak yeraltı şehri, sürgü taşı ve kapı kontrol merkezinin genel görünüşü
Resim 221- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odası girişinde bulunan delik
Resim 222- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odasının içi ve sürgü taşının görünüşü
Resim 223- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odasında bulunan gözetleme deliğinden
birinci sürgü taşının görünüşü
119
Resim 224- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol bölümünün devamında bulunan alanın
görünüşü
Resim 225- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol bölümünün devamında bulunan sürgü
taşının görünüşü
Resim 226- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol bölümünün devamında bulunan
koridorun görünüşü
Resim 227- Özkonak yeraltı şehri, koridor üzerinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 228- Özkonak yeraltı şehrinin gezilebilen son mekânının görünüşü
Resim 229- Özkonak yeraltı şehrinde bulunan temizlenmemiş kuyunun görünüşü
Resim 230- Özlüce yeraltı şehrinin bulunduğu alanın genel görünüşü
Resim 231- Özlüce yeraltı şehri girişinin dışardan görünüşü
Resim 232- Özlüce yeraltı şehri, girişten sonra ulaşılan geçiş mekanının görünüşü
Resim 233- Özlüce yeraltı şehri, geçiş mekanının devamında bulunan koridorun başlangıcı
Resim 234- Koridorun merdiven basamaklı devamının görünüşü
Resim 235- Özlüce yeraltı şehri, giriş koridorunun sonunda bulunan sürgü taşının
görünüşü
Resim 236- Özlüce yeraltı şehri ahırının görünüşü
Resim 237- Özlüce yeraltı şehri mutfağının görünüşü
Resim 238- Özlüce yeraltı şehri, mutfakta bulunan ocağın görünüşü
Resim 239- Özlüce yeraltı şehri, erzak depoları ve küp yerlerinin görünüşü
Resim 240- Özlüce yeraltı şehri, mutfağın yakınında bulunan birimin görünüşü
Resim 241- Özlüce yeraltı şehri, ahırın devamında bulunan koridorun görünüşü
Resim 242- Özlüce yeraltı şehri, tünelin bitiminde bulunan mekanın görünüşü
Resim 243- Özlüce yeraltı şehri, kuzeye doğru devam eden tünelin görünüşü
Resim 244- Özlüce yeraltı şehri, tünelin devamında bulunan mekanın görünüşü
Resim 245- Özlüce yeraltı şehrinin gezilebilen son bölümünün görünüşü
Resim 246- Tatlarin yeraltı şehrinin bulunduğu alanın uzaktan görünüşü
Resim 247- Tatlarin yeraltı şehrinin bulunduğu alandan kasabanın görünüşü
Resim 248- Tatlarin yeraltı şehrinin genel görünüşü
Resim 249- Tatlarin yeraltı şehri girişinin dışardan görünüşü
Resim 250- Tatlarin yeraltı şehri, girişin devamında bulunan koridorun görünüşü
Resim 251- Tatlarin yeraltı şehri, koridorun devamında bulunan büyük salonun
görünüşü
120
Resim 252- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun güneybatısında bulunan mekanın
görünüşü
Resim 253- Tatlarin yeraltı şehri, giriş koridorunun kuzeybatısından devam eden
koridorun görünüşü
Resim 254- Tatlarin yeraltı şehrinin en büyük salonunun görüntüsü
Resim 255- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun girişinde bulunan sürgü taşının
görüntüsü
Resim 256- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salona bağlanan yan mekanın görünüşü
Resim 257- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salona bağlanan yan mekanın görünüşü
Resim 258- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun güneybatısında bulunan tuvalete giden
koridorun başlangıcının görünüşü
Resim 259- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun güneybatısından bulunan tuvaletin
görünüşü
Resim 260- Tatlarin yeraltı şehri, tuvaletin alt bölümünün görünüşü
Resim 261- Tatlarin yeraltı şehri, tuvaletin alt bölümünün önden görünüşü
Resim 262- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salona giden tünelin görünüşü
Resim 263- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salona giden tünelin görünüşü
Resim 264- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salonun girişi ve tuvalete giden koridor
başlangıcının görünüşü
Resim 265- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salonun genel görünüşü
Resim 266- Tatlarin yeraltı şehri, tuvalete giden koridor başlangıcının görünüşü
Resim 267- Tatlarin yeraltı şehri, tuvaletin genel görünüşü
Resim 268- Tatlarin yeraltı şehri, tuvaletin alt bölümünün görünüşü
Resim 269- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salonun doğu köşesinden başlayan tünel ve
sürgü taşının görünüşü
Resim 270- Tatlarin yeraltı şehri, tünelin içten görünüşü
Resim 271- Tatlarin yeraltı şehri, tünel içerisinde bulunan sürgü taşı yerlerinin görünüşü
Resim 272- Tatlarin yeraltı şehri, tünel içerisinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 273- Tatlarin yeraltı şehri, tünel içerisinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 274- Doğanlı yeraltı şehri girişi ve sürgü taşının görünüşü
Resim 275- Doğanlı yeraltı şehri büyük salonunun genel görünüşü
Resim 276- Tatlarin yeraltı şehrinde bulunan kuyunun görünüşü
Resim 277- Tatlarin yeraltı şehrinde bulunan bacanın görünüşü
Resim 278- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan birinci sürgü taşının genel görünüşü
121
Resim 279- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan birinci sürgü taşının görünüşü
Resim 280- Kaymaklı yeraltı şehri şaraphanesi girişinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 281- Kaymaklı yeraltı şehri üçüncü katında bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 282- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan dördüncü sürgü taşının görünüşü
Resim 283- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan beşinci sürgü taşının görünüşü
Resim 284- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan altıncı sürgü taşının görünüşü
Resim 285- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan altıncı sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 286- Mazı yeraltı şehri girişinde bulunan kapı odasının görünüşü
Resim 287- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 288- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 289- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 290- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının yanında bulunan
bacanın görünüşü
Resim 291- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan salon içersindeki tünel
başlangıçlarının görünüşü
Resim 292- Mazı yeraltı şehri tünel başlangıcında bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 293- Mazı yeraltı şehri kilisesine giden tünel başlangıcının görünüşü
Resim 294- Mazı yeraltı şehri kilisesinin girişi ve sürgü taşının görünüşü
Resim 295- Mazı yeraltı şehri kilisesi girişinde bulunan sürgü taşının içerden görünüşü
Resim 296- Özlüce yeraltı şehri girişinde bulunan sürgü taşı destek bloğunun görünüşü
Resim 297- Özkonak yeraltı şehri sürgü taşı üzerinde bulunan kestirme yolun görünüşü
Resim 298- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odası devamında bulunan sürgü taşının
yandan görünüşü
Resim 299- Özkonak yeraltı şehri tüneli üzerinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 300- Özkonak yeraltı şehri, sürgü taşı yuvasının görünüşü
Resim 301- Gökçetoprak yeraltı şehri sürgü taşının genel görünüşü
Resim 302- Gökçetoprak yeraltı şehri sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 303- Yeraltı şerhlerinde bulunan ahşap kapıların muhtemel görünüşü
Resim 304- Mazı yeraltı şehri koridor başlangıcı ve muhtemel ahşap kapı yerinin
görünüşü
Resim 305- Mazı yeraltı şehri salonunda bulunan haç motifinin görünüşü
Resim 306- Mazı yeraltı şehri salonunda bulunan haç motifinin yakından görünüşü
Resim 307-Maresha yerleşimi Sidonian’lar mezarlığının görünüşü
Resim 308- Maresaha yerleşimi güvercinlikleri görünüşü
122
Çizim 5: Yeraltı şehirlerindeki sürgü taşları ve kapı odalarını gösteren çizim (M.Akok-
H.Gürçay’dan)
Çizim 6: Derinkuyu Yeraltı Şehri’ndeki sürgü taşları ve kapı odalarını gösteren çizim
(M.Akok-H.Gürçay’dan)
127
Çizim 9: Yeraltı şehirlerindeki sürgü taşlarının savunma amaçlı kullanımını gösteren çizim
(M. Gülyaz- H. Yenipınar’dan)
Çizim 10: Özkonak Yeraltı Şehri sürgü taşı ve savunma sistemini gösteren çizim (M.
Gülyaz- H. Yenipınar’dan)
129
Çizim 19: Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin Durmuş Kadir Evi Bağlantısını Gösteren Plan (R.Bıxıo-
V.Castellani’den)
136
Çizim 20. Derinkuyu yeraltı şehri birinci kat planı (Ö.Aydan’dan işlenerek)
137
Çizim 23. Derinkuyu yeraltı şehri birinci katı ikinci kata, ikinci katı dördüncü kata
bağlayan geçişin planı (Ö.Aydan’dan işlenerek)
140
Çizim 24. Derinkuyu yeraltı şehri üçüncü kat planı (Ö.Aydan’dan işlenerek)
141
Çizim 26. Derinkuyu Yeraltı Şehri dördüncü kat planı ((Ö.Aydan’dan işlenerek)
143
Çizim 27. Derinkuyu Yeraltı Şehri beşinci kat planı (Ö.Aydan’dan işlenerek)
144
Çizim 28. Derinkuyu Yeraltı Şehri altıncı kat planı (Ö.Aydan’dan işlenerek)
145
Çizim 29. Derinkuyu Yeraltı Şehri yedinci ve sekizinci kat planı (Ö.Aydan’dan
işlenerek)
146
Çizim 31: Kaymaklı Yeraltı Şehri andezit taşının kullanımını gösteren çizim (E. Kaptan, -
E.Yurttagül’den)
147
Çizim 32. Mazı Yeraltı Şehri zemin kat planı (F.Sağcan’dan işlenerek)
148
Çizim 33. Mazı Yeraltı Şehri birinci kat planı (F.Sağcan’dan işlenerek)
149
Çizim 36: Acıgöl Yeraltı Şehri planı (M. Gülyaz- H. Yenipınar’dan işlenerek)
152
Çizim 43: Aladzha Manastırında bulunan bir uyuma odasını gösteren çizim
(www.eatonline.net’ten)
157
Çizim 45: Sürgü taşlarının cepheden, üstten ve profilden görünüşlerini gösteren çizim.
(R.Bıxıo-V.Castellani’den)
159
Resim 1- Çatalhöyük mabedinde Hasan Dağı’nı aktif halde gösteren duvar resmi
(C.Mellart’tan)
Resim 5- Derinkuyu yeraltı şehrinde bulunan Roma dönemine ait mermer kartal heykeli
(Ö.Demir’den)
Resim 11- Derinkuyu yeraltı şehrinin günümüzde çıkışı olarak kullanılan girişinin
merdivenlerinden görünüş
Resim 13- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırın görünüşü
Resim 14- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırın küçük bölümünün
görünüşü
167
Resim 15- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırda hayvanlar için su
ve yem konulması amacıyla oyulmuş küçük çukurlar
Resim 16- Derinkuyu yeraltı şehrinin birinci katında bulunan ahırda hayvanlar için su
ve yem konulması amacıyla oyulmuş küçük çukurların görünüşü
168
Resim 17- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphaneye giden koridor başlangıcının görünüşü
Resim 18- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphaneye giden koridor üzerinde bulunan odanın
görünüşü
169
Resim 20- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin üzüm ezme teknesinin görünüşü
170
Resim 21- Derinkuyu yeraltı şehri, üzüm suyunun aktığı oluk ve alt bölümdeki teknenin
görünüşü
Resim 22- Derinkuyu yeraltı şehri, üzüm ezme teknesine bağlanan tabanı sıvalı küpün
görünüşü
171
Resim 25- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin alt katı ve üzüm suyunun aktığı
teknenin görünüşü
Resim 26- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin alt katı ve üzüm suyunun aktığı diğer
teknenin görünüşü
173
Resim 27- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphane ile bağlantılı odanın girişi
Resim 28- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphane ile bağlantılı odanın görünüşü
174
Resim 29- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okuluna giden koridorun görünüşü
Resim 30- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okuluna giden koridorun görünüşü
175
Resim 31- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun girişi ve vaftizhanenin görünüşü
Resim 32- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun giriş bölümünde bulunan
dolanma alanının görünüşü
176
Resim 34- Derinkuyu yeraltı şehri, vaftiz çukuru ve çörten şeklindeki olukların
görünüşü
177
Resim 36- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun kuzey ve doğu kısımlarının görünüşü
178
Resim 37- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güney kısmının görünüşü
Resim 38- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batı kısmının görünüşü
179
Resim 39- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneyinde bulunan ilk odanın girişi
ve ana mekâna açılan açıklığının görünüşü
Resim 40- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneyinde bulunan ilk odanın içinden
görünüş
180
Resim 41- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneyinde bulunan ilk odadan
ikinci odaya geçişin görünüşü
Resim 42- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneyinde bulunan ikinci oda
girişinin görünüşü
181
Resim 43- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneyinde bulunan ikinci odanın
tavanında bulunan deliğin görünüşü
Resim 44- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulun güneyinde bulunan üçüncü oda girişinin
görünüşü
182
Resim 45- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulun güneyinde bulunan üçüncü odanın
güneyinde bulunan nişin görünüşü
Resim 46- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulun güneyinde bulunan üçüncü odanın
batısındaki niş ve dördüncü odaya geçiş sağlayan açıklığın görünüşü
183
Resim 47- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulu batı kısmının görünüşü
Resim 48- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın
girişindeki çukur ve oluğun görünüşü
184
Resim 49- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın içten
görünüşü
Resim 50- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan odanın ana
mekâna açılan penceresinin görünüşü
185
Resim 51- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun güneybatı köşesinde yer alan kuyunun
görünüşü
Resim 52- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batısında bulunan oda tavanındaki
deliğin görünüşü
186
Resim 53- Derinkuyu yeraltı şehri, Misyoner okulunun batı kısmındaki ikinci odanın
içerisinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 55- Derinkuyu yeraltı şehri, birinci katı ikinci kata, ikinci katı ise dördüncü
kata bağlayan tünelin görünüşü
Resim 56- Derinkuyu yeraltı şehri, birinci kat ile ikinci kat bağlantısının tünelden görünüşü
188
Resim 57- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin ikinci katta bulunan bağlantısının mutfaktan
görünüşü
Resim 58- Derinkuyu yeraltı şehri, yeraltı şehrinin günümüzde kullanılan girişinin içten
görünüşü
189
Resim 59- Derinkuyu yeraltı şehri, yeraltı şehrinin günümüzde kullanılan girişin içten
görünüşü
Resim 60- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta bulunan mutfakla alakalı birim girişinin
görünüşü
190
Resim 61- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta bulunan ahırın içten görünüşü
Resim 62- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta bulunan mutfağın yanındaki mekânın
içten görünüşü
191
Resim 63- Derinkuyu yeraltı şehri, mutfakla alakalı birimin içinde bulunan taş yalağın
görünüşü
Resim 64- Derinkuyu yeraltı şehri, mutfakla alakalı birimin içinde bulunan taş yalağın
görünüşü
192
Resim 65- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta bulunan mutfağın görünüşü
Resim 66- Derinkuyu yeraltı şehri, mutfağın güneydoğusunda bulunan mekânın görünüşü
193
Resim 67- Derinkuyu yeraltı şehri, mutfağın devamında bulunan şaraphanenin görünüşü
Resim 68- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin devamında bulunan odanın girişi ve
koridor başlangıcının görünüşü
194
Resim 69- Derinkuyu yeraltı şehri, şaraphanenin devamında bulunan odanın içten
görünüşü
Resim 70- Derinkuyu yeraltı şehri, erzak depoları ve oturma odalarına giden koridorun
görünüşü
195
Resim 71- Derinkuyu yeraltı şehri, erzak depoları ve oturma odalarına giden koridorun
devamından görünüş
Resim 72- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katta bulunan erzak depolarının girişinden
görünüş
196
Resim 78- Derinkuyu yeraltı şehri, erzak depolarının devamında bulunan köprünün
görünüşü
199
Resim 79- Derinkuyu yeraltı şehri, erzak depolarının devamından yukarıya giden yolun
görünüşü
Resim 80- Derinkuyu yeraltı şehri, yukarıya giden yolun bitiminde bulunan sürgü
taşının görünüşü
200
Resim 81- Derinkuyu yeraltı şehri, ikinci katın sonun bulunan köprünün görünüşü
Resim 82- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katta bulunan havalandırma bacasına giden
yolun görünüşü
201
Resim 84- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacası girişinde bulunan sürgü taşının
görünüşü
202
Resim 86- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasına inen bir geçişin görünüşü
203
Resim 87- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasına inen başka bir geçişin
görünüşü
Resim 88- Derinkuyu yeraltı şehri, Kaymaklı yeraltı şehrine bağlandığı belirtilen tünel
başlangıcının görünüşü
204
Resim 89- Derinkuyu yeraltı şehri, dördüncü katta bulunan odalardan görünüş
Resim 90- Derinkuyu yeraltı şehri, dördüncü katta bulunan bir odanın içten görünüşü
205
Resim 91- Derinkuyu yeraltı şehri, dördüncü katta bulunan odalardan görünüş
Resim 92- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katı beşinci kata bağlayan tünel başlangıcının
görünüşü
206
Resim 93- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katı beşinci kata bağlayan tünelin içinden görünüş
Resim 94- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan sürgü taşının görünüşü
207
Resim 95- Derinkuyu yeraltı şehri, üçüncü katın merkezini oluşturan alan ve havalandırma
bacasının görünüşü
Resim 96- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin bitimindeki hol ve çıkış güzergâhının görünüşü
208
Resim 97- Derinkuyu yeraltı şehri, beşinci katın güneyinde bulunan koridorun başlangıcı ve
odaların görünüşü
Resim 98- Derinkuyu yeraltı şehri, beşinci katın güneyinde bulunan koridorun içi ve odaların
görünüşü
209
Resim 99- Derinkuyu yeraltı şehri, beşinci katı altıncı kata bağlayan tünel başlangıcının
görünüşü
Resim 100- Derinkuyu yeraltı şehri, tünelin başlangıcında bulunan odanın görünüşü
210
Resim 101- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan odanın görünüşü
Resim 102- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan ilk sürgü taşının koridordan
görünüşü
211
Resim 103- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının kapı odasından görünüşü
Resim 104- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının koridorda oturduğu yuvanın görünüşü
212
Resim 106- Derinkuyu yeraltı şehri, tünel üzerinde bulunan ikinci sürgü taşının koridordan
görünüşü
213
Resim 107- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının koridorda oturduğu yuvanın görünüşü
Resim 108- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşının kapı odasından görünüşü
214
Resim 109- Derinkuyu yeraltı şehri, sürgü taşı ve kapı odasının görünüşü
Resim 111- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonu bulunan taşıyıcıların görünüşü
Resim 112- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonu bulunan taşıyıcı ve üzerinde
bulunan oyuğun görünüşü
216
Resim 113- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun güneydoğusunda bulunan geçiş
alanının görünüşü
Resim 114- Derinkuyu yeraltı şehri, mezar odasına giden tünelin görünüşü
217
Resim 118- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin kuzeydoğu haç kolunun görünüşü
219
Resim 119- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin güneybatı haç kolunun görünüşü
Resim 120- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin güneydoğu haç kolunun görünüşü
220
Resim 121- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin güneydoğu ve güneybatı haç kollarının
görünüşü
Resim 122- Derinkuyu yeraltı şehri, kilisenin kuzeybatı haç kolunun görünüşü
221
Resim 123- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun devamında bulunan salonun
giriş bölümünün görünüşü
Resim 124- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun devamında bulunan salonun
görünüşü
222
Resim 125- Derinkuyu yeraltı şehri, yedinci katta bulunan su kuyusunun görünüşü
Resim 126- Derinkuyu yeraltı şehri, sekizinci katta bulunan havalandırma bacasına
giden tünel başlangıcının görünüşü
223
Resim 127- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasının bulunduğu odanın görünüşü
Resim 128- Derinkuyu yeraltı şehri, toplantı salonunun güneyinden havalandırma bacasına
bağlanan geçitin görünüşü
224
Resim 129- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasına bağlanan geçitin içten görünüşü
Resim 130- Derinkuyu yeraltı şehri, havalandırma bacasına bağlanan geçitin içten görünüşü
225
Resim 135- Kaymaklı yeraltı şehri, ahırda bulunan ip bağlama yerinden görünüş
Resim 136- Kaymaklı yeraltı şehri, girişte bulunan oluklu teknenin görünüşü
228
Resim 137- Kaymaklı yeraltı şehri, girişin devamında bulunan ikili geçişin görüntüsü
Resim 139- Kaymaklı yeraltı şehri, kilisenin apsis duvarında bulunan haç motifi ve
altarının görünüşü
Resim 140- Kaymaklı yeraltı şehri, kilisenin kuzey duvarında bulunan haç motifinin
görünüşü
230
Resim 141- Kaymaklı yeraltı şehri, apsisler arasında bağlantı sağlayan küçük açıklığın
ve ikinci apsisin sunak masasının görünüşü
Resim 142- Kaymaklı yeraltı şehri, kilisede bulunan birinci dahili küpün görünüşü
231
Resim 143- Kaymaklı yeraltı şehri, kilisede bulunan ikinci dahili küpün görünüşü
Resim 147- Kaymaklı yeraltı şehri, şaraphanenin üzüm ezme teknesi ve üzüm suyunun
aktığı taş teknenin görünüşü
Resim 152- Kaymaklı yeraltı şehri, erzak depolarında bulunan küp yerlerinin görünüşü
236
Resim 153- Kaymaklı yeraltı şehri, erzak depolarında bulunan küp yerlerinin görünüşü
Resim 154- Kaymaklı yeraltı şehri, erzak depolarında bulunan küp yerlerinin görünüşü
237
Resim 155- Kaymaklı yeraltı şehri, erzak depolarında bulunan küp yerlerinin görünüşü
Resim 156- Kaymaklı yeraltı şehri, erzak depolarında bulunan dahili küpün görünüşü
238
Resim 157- Kaymaklı yeraltı şehri, mutfak bölümünde bulunan çok çukurlu andezit
taşının görünüşü
Resim 160- Kaymaklı yeraltı şehri, havalandırma bacasının üst katlardan görünüşü
240
Resim 163- Mazı yeraltı şehri, giriş koridorunun sonunda bulunan sürgü taşının dıştan
görünüşü
Resim 164- Giriş koridorunun sonunda bulunan sürgü taşının içten görünüşü
242
Resim 165- Mazı yeraltı şehri, girişten sonra ulaşılan büyük salonun genel görünüşü
Resim 167- Mazı yeraltı şehri, ahırda su ve yem koymak için yapılmış oyukların görünüşü
Resim 168- Mazı yeraltı şehri, ahırda su ve yem koymak için yapılmış oyukların görünüşü
244
Resim 169- Mazı yeraltı şehri, ahırda bulunan taş yalağın görünüşü
Resim 170- Mazı yeraltı şehri, ahırın devamında bulunan çıkışa giden bölümün görünüşü
245
Resim 171- Mazı yeraltı şehri, çıkışın bulunduğu bölümün içten görünüşü
Resim 172- Mazı yeraltı şehri, çıkış bölümü tavanında bulunan büyük açıklık
246
Resim 173- Mazı yeraltı şehri, çıkış bölümünde bulunan pencereler ve güvercinliklerin
görünüşü
Resim 174- Mazı yeraltı şehri, çıkış bölümünde bulunan güvercinliklerin görünüşü
247
Resim 177- Mazı yeraltı şehri, mutfağın devamında bulunan erzak deposunun görünüşü
Resim 179- Mazı yeraltı şehri, kilisenin apsisi ve templon duvarının görünüşü
Resim 180- Mazı yeraltı şehri, kilise apsisi templon duvarı sağ kanadının görünüşü
250
Resim 181- Mazı yeraltı şehri, kilise apsisi templon duvarı sol kanadının görünüşü
Resim 183- Mazı yeraltı şehri, kilisede bulunan kuyunun içten görünüşü
Resim 184- Mazı yeraltı şehri, kilise apsisi ile kuyu arasında bulunan oyuğun görünüş
252
Resim 187- Acıgöl yeraltı şehri, girişten sonra ulaşılan geniş alanın görünüşü
Resim 190- Acıgöl yeraltı şehri, girişten sonra ulaşılan büyük salon ve salona bağlanan diğer
orijinal girişin görünüşü
255
Resim 191- Acıgöl yeraltı şehri, salona bağlanan orijinal girişin görünüşü
Resim 192- Acıgöl yeraltı şehri, girişe ait sürgü taşının görünüşü
256
Resim 193- Acıgöl yeraltı şehri, büyük salonun devamında bulunan koridorun görünüşü
Resim 194- Acıgöl yeraltı şehri, L şeklindeki salonda bulunan tünel başlangıcı ve orijinal
girişin görünüşü
257
Resim 195- Acıgöl yeraltı şehri, üçüncü salona bağlanan bir mekanın görünüşü
Resim 196- Acıgöl yeraltı şehri, üçüncü salona bağlanan diğer mekanın görünüşü
258
Resim 197- Acıgöl yeraltı şehri, büyük salona açılan orijinal girişin görünüşü
Resim 198- Acıgöl yeraltı şehri, orijinal girişe ait sürgü taşının görünüşü
259
Resim 199- Acıgöl yeraltı şehri gezilebilen alanlarının sonlandığı koridorun görünüşü
Resim 203- Özkonak yeraltı şehri, girişin devamında bulunan büyük salonun görünüşü
Resim 208- Özkonak yeraltı şehri, erzak deposunda bulunan küpün görünüşü
264
Resim 210- Özkonak yeraltı şehri, ikinci şaraphaneye girişin sağlandığı alanın görünüşü
265
Resim 212- Özkonak yeraltı şehri, şaraphanede bulunan küp yerlerinin görünüşü
266
Resim 213- Özkonak yeraltı şehri, şaraphanenin devamında bulunan geçiş alanı ve koridor
başlangıcının görünüşü
Resim 214- Özkonak yeraltı şehri, şaraphanenin devamında bulunan koridorun görünüşü
267
Resim 215- Özkonak yeraltı şehri, koridorun sonunda bulunan sürgü taşının genel görünüşü
Resim 216- Özkonak yeraltı şehri, koridorun sonunda bulunan sürgü taşının yandan görünüşü
268
Resim 217- Özkonak yeraltı şehri, sürgü taşının yakınında bulunan bacanın görünüşü
Resim 218- Özkonak yeraltı şehri, ikinci sürgü taşına giden koridorun görünüşü
269
Resim 219- Özkonak yeraltı şehri, koridorun bitiminde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 220- Özkonak yeraltı şehri, sürgü taşı ve kapı kontrol merkezinin genel görünüşü
270
Resim 221- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odası girişinde bulunan delik
Resim 222- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odasının içi ve sürgü taşının görünüşü
271
Resim 223- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odasında bulunan gözetleme deliğinden
birinci sürgü taşının görünüşü
Resim 224- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol bölümünün devamında bulunan alanın
görünüşü
272
Resim 225- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol bölümünün devamında bulunan sürgü taşının
görünüşü
Resim 226- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol bölümünün devamında bulunan koridorun
görünüşü
273
Resim 227- Özkonak yeraltı şehri, koridor üzerinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 232- Özlüce yeraltı şehri, girişten sonra ulaşılan geçiş mekânının görünüşü
276
Resim 233- Özlüce yeraltı şehri, geçiş mekânının devamında bulunan koridorun başlangıcı
Resim 235- Özlüce yeraltı şehri, giriş koridorunun sonunda bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 239- Özlüce yeraltı şehri, erzak depoları ve küp yerlerinin görünüşü
Resim 240- Özlüce yeraltı şehri, mutfağın yakınında bulunan birimin görünüşü
280
Resim 241- Özlüce yeraltı şehri, ahırın devamında bulunan koridorun görünüşü
Resim 242- Özlüce yeraltı şehri, tünelin bitiminde bulunan mekânın görünüşü
281
Resim 243- Özlüce yeraltı şehri, kuzeye doğru devam eden tünelin görünüşü
Resim 244- Özlüce yeraltı şehri, tünelin devamında bulunan mekanın görünüşü
282
Resim 250- Tatlarin yeraltı şehri, girişin devamında bulunan koridorun görünüşü
285
Resim 251- Tatlarin yeraltı şehri, koridorun devamında bulunan büyük salonun görünüşü
Resim 252- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun güneybatısında bulunan mekânın görünüşü
286
Resim 253- Tatlarin yeraltı şehri, giriş koridorunun kuzeybatısından devam eden koridorun
görünüşü
Resim 255- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun girişinde bulunan sürgü taşının görüntüsü
Resim 256- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salona bağlanan yan mekânın görünüşü
288
Resim 257- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salona bağlanan yan mekânın görünüşü
Resim 258- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun güneybatısında bulunan tuvalete giden
koridorun başlangıcının görünüşü
289
Resim 259- Tatlarin yeraltı şehri, büyük salonun güneybatısından bulunan tuvaletin görünüşü
Resim 261- Tatlarin yeraltı şehri, tuvaletin alt bölümünün önden görünüşü
Resim 262- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salona giden tünelin görünüşü
291
Resim 263- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salona giden tünelin görünüşü
Resim 264- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salonun girişi ve tuvalete giden koridor
başlangıcının görünüşü
292
Resim 266- Tatlarin yeraltı şehri, tuvalete giden koridor başlangıcının görünüşü
293
Resim 269- Tatlarin yeraltı şehri, üçüncü salonun doğu köşesinden başlayan tünel ve sürgü
taşının görünüşü
Resim 271- Tatlarin yeraltı şehri, tünel içerisinde bulunan sürgü taşı yerlerinin görünüşü
Resim 272- Tatlarin yeraltı şehri, tünel içerisinde bulunan sürgü taşının görünüşü
296
Resim 273- Tatlarin yeraltı şehri, tünel içerisinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 278- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan birinci sürgü taşının genel görünüşü
299
Resim 279- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan birinci sürgü taşının görünüşü
Resim 280- Kaymaklı yeraltı şehri şaraphanesi girişinde bulunan sürgü taşının görünüşü
300
Resim 281- Kaymaklı yeraltı şehri üçüncü katında bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 282- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan dördüncü sürgü taşının görünüşü
301
Resim 283- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan beşinci sürgü taşının görünüşü
Resim 284- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan altıncı sürgü taşının görünüşü
302
Resim 285- Kaymaklı yeraltı şehrinde bulunan altıncı sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 286- Mazı yeraltı şehri girişinde bulunan kapı odasının görünüşü
303
Resim 287- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 288- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının görünüşü
304
Resim 289- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının yandan görünüşü
Resim 290- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan sürgü taşının yanında bulunan bacanın
görünüşü
305
Resim 291- Mazı yeraltı şehri birinci katında bulunan salon içersindeki tünel başlangıçlarının
görünüşü
Resim 292- Mazı yeraltı şehri tünel başlangıcında bulunan sürgü taşının görünüşü
306
Resim 293- Mazı yeraltı şehri kilisesine giden tünel başlangıcının görünüşü
Resim 294- Mazı yeraltı şehri kilisesinin girişi ve sürgü taşının görünüşü
307
Resim 295- Mazı yeraltı şehri kilisesi girişinde bulunan sürgü taşının içerden görünüşü
Resim 296- Özlüce yeraltı şehri girişinde bulunan sürgü taşı destek bloğunun görünüşü
308
Resim 297- Özkonak yeraltı şehri sürgü taşı üzerinde bulunan kestirme yolun görünüşü
Resim 298- Özkonak yeraltı şehri, kapı kontrol odası devamında bulunan sürgü taşının yandan görünüşü
309
Resim 299- Özkonak yeraltı şehri tüneli üzerinde bulunan sürgü taşının görünüşü
Resim 304- Mazı yeraltı şehri koridor başlangıcı ve muhtemel ahşap kapı yerinin görünüşü
312
Resim 305- Mazı yeraltı şehri salonunda bulunan haç motifinin görünüşü
Resim 306- Mazı yeraltı şehri salonunda bulunan haç motifinin yakından görünüşü
313
Resim 314- Petra yerleşiminde bulunan tamamlanmamış bir mezar yapısının görünüşü
317
ÖZGEÇMĐŞ
20.09.1982 yılında Erzurum’da doğdu. Đlk, Orta ve Lise öğrenimini aynı ilde tamamladı. 1999
yılında yüksek öğrenimine başladığı Atatürk Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sanat
Tarihi bölümünden 2003 yılında mezun oldu. 2005 yılında Atatürk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü’nde Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı ve halen görevini
sürdürmektedir.
Yüksek Lisans tezi olarak aldığı “Derinkuyu Yeraltı Şehri” konulu çalışmasını 2006–2007
yılları arasında yaptığı çalışmalar sonucunda tamamladı.