You are on page 1of 111

İmplantoloji

Prof. Dr. Zuhal YETKİN AY


2022-2023
Dersin amacı ve hedefi
• Doğal diş-implant farklarını bilmek
• Periimplanter sağlık ve hastalıkları bilmek, tanı
koyabilmek ve tedavi seçeneklerini bilmek
• Periimplanter hastalık etyolojisini,
patogenezini ve mikrobiyolojisini bilmek
• İmplantla ilgili biyolojik komplikasyonları,
önleme ve tedavi yöntemlerini bilmek
Osseoentegrasyon, osseo-fibroentegrasyon,
biyoentegrasyon
Bir diş implantının
canlı destek alveol kemiğiyle
arada başka hiçbir
doku
bulunmaksızın
yapısal ve fonksiyonel bağlantısına
ve
bütünleşmesine
Osseoentegrasyon denir
Osseofibroentegrasyon-fibroosseoentegrasyon

İmplant ile alveoler kemik arasında


doğal bir dişteki periodontal ligamente
benzeyen, fibröz özellikte olan ve peri-implanter
ligament olarak da isimlendirilen
bir yapı olduğu halde, implant ile destek alveol
kemiğinin bütünleşmesidir.
Kemik içi bir implantta, implantın etrafında
istenen kemik dokusunun oluşmayıp,
burada fibröz özellikte bir dokunun oluşumuna
ise
fibröz kapsül oluşumu denir.
Ve bir başarısızlık göstergesi olarak kabul edilir.
Trikalsiyum fosfat ve hidroksiapatit gibi,
kemik oluşumunu aktive edici özellikte olan
ve biyoaktif materyaller adı verilen
materyallerle kaplı implant
yüzeyinin kemik dokusuyla doğrudan temas etmesine
ve bütünleşmesine ise
Biyoentegrasyon denir.
Osseoentegrasyon
kemik içi dental implantların
istenen ve hedeflenen iyileşme
modelidir.
Doğal diş ve implant arasındaki farklar
Peri-implant alanda periodontal
ligament bulunmaz, doğal dişin
periodonsiyumu ile peri-implant
mukoza arasındaki en belirgin
farklılık budur.
Peri-implant alanda periodontal ligament bulunmaz
• Peri-implant dişetindeki kollajen fibril
demetleri genellikle implant yüzeyine paralel
seyreder, diş etrafındaki dento-gingival ya da
dento-periosteal fibrillerin kök yüzeyine
gömüldüğü gibi implant yüzeyine gömülmez.
Fibril demetleri implantın çevresini manşet
gibi saran sirküler bir dizilime sahiptir. Bu
fibriller implantın etrafında bir yumuşak doku
kalkanı oluşturur.
İmplant etrafında periodonsiyuma göre daha fazla
tip IV ve V kollajen bulunur.
Peri-implant dişeti ve alveoler mukozanın vasküler kaynağı
dişin etrafındaki damarlanmaya göre oldukça azdır. Bunun
nedeni implantın etrafında periodontal ligament bulunmayışıdır.
Periimplant dokular daha az fibroblast içermektedir.
Periimplant mukozanın turn-over hızı gingivadan
daha yavaştır.
Dişteki gibi implant yüzeyine gömülen
kollajen fibril demetleri bulunmadığı için,
peri-implant sulkusun tabanına doğru
biraz derin sondlama ile
kemiğin hemen
üzerine kadar ulaşılabilir.
• Peri-implant alanda sondlama
her zaman dişteki gibi ataçman
kaybı ile ilgili bilgi vermez. Bu
nedenle implant etrafında
sondlama yapılırken her zaman
sabit bir referans noktası
alınarak yapılmalıdır. Ancak
implantlarda doğal dişteki
mine-sement sınırı gibi bir
referans noktası bulunmadığı
için akrilik stentler ya da
elektronik sondlardan
yararlanılabilir.
Osseointegrasyon
«…canlı kemik ve implant arasındaki ışık mikroskopu düzeyinde
doğrudan kontakt …»
«…implantlar periodontal ligament desteği olmaksızın kemiğe
fonksiyonel olarak ankiloze olur ….»

Albrektsson T, Brånemark PI, Hansson HA, Lindström J. Osseointegrated titanium


implants. Requirements for ensuring a long-lasting, direct bone-to-implant
anchorage in man. Acta Orthop Scand. 1981;52:155–70.pl 16):1–175.
Doğal diş-implant farkı
• Periodontal ligament fonksiyonları-şok apsorpsiyonu, kuvvetin
dağıtılması
• Periodontal ligamentin yokluğu nedeniyle kuvvetin implant apikaline
kadar doğal dişte olduğu gibi iletilememesi nedeniyle özellikle krestal
kemik bölgesinde birikerek bu bölgede kemik yıkımına neden olduğu
• Bu kuvvet iletiminin periodontal ligamentin sıvısal ve lifsel içeriğiyle
sağladığı ve şok apsorpsiyonu yaptığı
• Üstelik periodontal ligamentin proprioseptif duyusunun geniş
yelpazede bir kuvvet algılaması ve yanıtı kapasitesine de sahip olduğu
bilinmektedir.
• Periodontal ligamentin proprioseptif duyusunun yokluğu implantların
okluzal travmaya adapte olmasındaki farklılığı ve krestal kemikte
oluşan mikrofraktürleri ve kemik kaybını da açıklayabilir.
Sennerby L, Rocci A, Becker W, Jonsson L, Johansson LA, Albrektsson T. Short-term clinical results of Nobel Direct implants: A retrospective
multicentre analysis. Clin Oral Implants Res. 2008;19:219–26.
Misch CE. Stress treatment theorem for implant dentistry. In: Misch CE, editor. Contemporary Implant Dentistry. 3rd ed. India: Mosby,
Elsevier; 2007. pp. 68–91.
Palmer R. Teeth and implants. Br Dent J. 1999;187:183–8.
Doğal diş-implant farkı

• İmplantların bir dış uyaran uygulamasıyla


belirlenen pasif eşik seviyesinin, doğal dişlere
göre 50 kat daha yüksek olduğu bulunmuştur.
• Osseointegre implantları olan hastalar,
yalnızca doğal dişlerde duyum uyandırmak için
gerekenden daha büyük bir kuvvet
uygulandığında öznel olarak somut duyum
hissedeceklerdir.
Jacobs R, van Steenberghe D. Comparison between implant-supported prostheses
and teeth regarding passive threshold level. Int J Oral Maxillofac
Implants. 1993;8:549–54.
Doğal diş-implant farkı
• Osseoentegre implantlar sadece vücudun değil
aynı zamanda zihnin de bir parçası haline gelir ve
«osseoperception» olarak adlandırılan bu zihinsel
kabul, fonksiyonel bir periodontal mekanoreseptif
girdinin yokluğunda, çene fonksiyonu ve yapay
dişlerin temasları ile ilgili olarak oral kinestetik
duyarlılık hakkındaki mekanik duyusal bilgiyi
temporomandibular eklem, deri, kas, mukozal ve
periosteal mekanoreseptörlerden türetilen
kinestetik bir oral algı olarak elde etmektedir.
Associated Branemark Osseointegration Centers. http://www.branemark.com/Osseointegration.html .
Klineberg I, Murray G. Osseoperception: Sensory function and proprioception. Adv Dent Res. 1999;13:120–9.
Klineberg I, Calford MB, Dreher B, Henry P, Macefield V, Miles T, et al. A consensus statement on osseoperception. Clin Exp
Pharmacol Physiol. 2005;32:145–6.
Biyolojik komplikasyonlar

• Periapikal lezyonlar
• Çürük
• Periodontal patoloji
• Peri-implantitis
• Osseointegrasyonun kaybı
• Diş kaybı
• İmplant kaybı
• Kök kırığı
Peri-implanter sağlık
• İnspeksiyonda inflamasyon bulgusu olmamalı:
kırmızı değil pembe renkte, dişetinde şişlik
olmamalı, sıkı kıvamda olmalı
• Sondlamada çizgisel ya da noktasal kanama
oluşmamalı
• İmplant bölgesindeki yumuşak doku yüksekliğine
bağlı olmakla beraber zaman içinde artış
göstermemeli.
• Başlangıç iyileşme döneminden sonra ve
remodeling sonrasında 2 mm ve daha fazla kemik
kaybı olmamalı
Peri-implant mukositi
• Görsel muayenede şişlik,
kırmızılık, yumuşak dokuda
parlak görüntü klasik
inflamasyon bulgularıdır.
Hastalar ağrı (acı) da tarif
edebilirler.
• Tek bir noktasal kanama
travmatik sondlamayı
gösterebilse de sondlamada
kanama bulgusunun diğer
inflamasyon bulgularıyla
beraber görülmesi
Peri-implant mukositi
• Sondlamada ve sondlama sonrasında parmakla ilgili
dişeti bölgesine yapılan palpasyonda süpürasyon
• Başlangıç radyografıyla karşılaştırıldığında protetik üst
yapının uygulanması ve yüklemeyi takiben ilk yılda 2
mm’ den fazla alveoler kemik kaybı olmamalıdır.
Bundan az kemik kaybı remodeling evresiyle ilişkilidir.
• Eğer 2 mm’ den fazla kayıp varsa peri-implanter
enfeksiyon, siman artığı ve implant ve
komponentlerinin kırığı ya da gevşemiş olma olasılığını
düşündürmelidir.
Risk faktörleri ve risk indikatörleri
Periimplant hastalıklar ve protetik risk
indikatörleri
• Direkt implanta vidalanan restorasyonlarda
abutmente vidalananlara göre daha fazla
periimplantitis gözlenmiş.
Periimplant hastalıklar ve protetik risk
indikatörleri
• Vida-simante restorasyonlar
Periimplant hastalıklar ve protetik risk
indikatörleri
• Temizlenebilirlik

• Çıkış profili ve çıkış açısı: çıkış açısı 30 dereceden fazlaysa


problem riski artar, 30 ve altı ise daha düşüktür, çıkış
profili konveks ise düz ya da konkav olana göre risk daha
düşüktür.
Periimplant hastalıklar ve protetik risk
indikatörleri
• Kron marjinini
submukozal
olması riski
arttırır-
lokasyon?
Histopatoloji ve mikrobiyoloji-peri-implantitis

• İnflamatuvar infiltrat, plazma hücreleri baskın,


periodontitisten farklı olarak perivasküler
sahada çok sayıda PMNL,
• Kollajen lifler implant yüzeyine paralel
• Titanyum ve siman partikülleri inflamatuvar
hücrelerle çevrilmiş- titatnyum partiküllerinin
peri-implantitise katkısı bilinmiyor.
Histopatoloji ve mikrobiyoloji-peri-implantitis

• Staphylococcus spp., enterikler ve Candida


spp.
• Tannerella forsythia, Treponema denticola,
Campylobacter rectus, Treponema socranskii,
Porphyromonas gingivalis, Staphylococcus
aureus, Campylobacter gracilis and Prevotella
intermedia
• HCMV, EBV
Biyomarkörler-peri-implantitis
• PICF’ de IL-1 ve MMP-8 hastalık aktivitesi ile
ilişkili bulunmuş.
Peri-implantitis
• İnspeksiyonda klasik inflamasyon
bulguları (kırmızılık, şişlik, ağrı,
sondlamada kanama)
• Peri-implant mukositi ve peri-
implantitisin ayırıcı tanısında
inflamatuvar bulgulara ek olarak
radyografik kemik kaybı olması ,
• Başlangıç ile karşılaştırıldığında
başlangıç iyileşme ve
remodeling ile ilişkili kemik
kaybına ek olarak sondlamada
kanama varsa peri-implantitis
belirteci olarak
değerlendirilebilir.
Peri-implantitis
• Başlangıç radyografı ve klinik kayıtları (cep
derinliği) yok ise 3 mm ve daha fazla alveoler
kemik kaybı ve/veya sondlamada kanamanın
yanı sıra 6 mm ve daha fazla cep derinliği peri-
implantitis tanısına götürür.
Epidemiyolojik çalışmalarda
• Epidemiyolojik çalışmalarda peri-implanter sağlık
ve peri-implant mukositi tanıları bahsedilen
kriterler göz önüne alınarak konabilir.
• Peri-implantitis tanısı ise radyografik ve klinik bilgi
kayıtları üst-yapı yerleştirilmesinden hemen sonra
her zaman olmadığı için implant platformu ve
kemikle teması olan bölge arasında 3 mm ve daha
fazla kemik kaybı sondlamada kanama ile beraber
izleniyorsa peri-implantitis tanısı alır.
• Peri-implant mukosit tedavisi
• Peri-implantitis tedavisi
Peri-implant mukosit tedavisi
Profesyonel yaklaşım:
• mekanik debridman
• Yardımcı antimikrobiyaller
Kişisel yaklaşım:
• Mekanik plak kontrolü
• Kimyasal plak kontrolü
Profesyonel yaklaşım: mekanik
debridman
Küretler:
• Çelik (ti-zirc yüzeylerde)
• Titanyum kaplı
• Karbon-fiber
• Teflon
• Plastik
Profesyonel yaklaşım: mekanik
debridman
Ultrasonik cihazlar
• Polieterketon kaplı uçlar
• Teflon kaplı uçlar
• Plastik uçlar
Profesyonel yaklaşım:
Yardımcı antimikrobiyaller
Antiseptikler
• Klorheksidin gargara, jel ve macunlar
• Full-mouth dezenfeksiyon protokolü (%0,1’ lik
jelin subgingival uygulaması, %1’ lik jelle dil
dorsumunun 1 dakika fırçalanması, tonsillere
sprey uygulaması (%0,2’ lik CHX)iki kez %0,2’
lik CHX solüsyonu ile 1 dakika gargara)
• 14 gün boyunca günde 1 kez %0,2’ lik CHX ile
gargara, tonsillere %0,2’ lik CHX sprey
Profesyonel yaklaşım:
Yardımcı antimikrobiyaller
Lokal antibiyotik uygulaması
• Tetrasiklin lif (10 gün sonra yenilenecek)

Sistemik antibiyotikler
• Azitromisin (500 mg 4 gün)
Kişisel yaklaşım:
Mekanik plak kontrolü
• Manuel ya da pilli/elektrikli diş fırçası kullanımı
• İmplantlara özel diş ipi, arayüz fırçası ve tek
demetli/özel fırçalar
Tüm bu yaklaşımlar sonucunda
• Antibiyotik kullanımına bağlı olmaksızın BOP
yüzdesinde azalma-inflamasyonda azalma
• Profesyonel yaklaşımlar hastaya ait faktörlerle
uyumlanarak tedavide başarıyı getirmektedir.
Peri-implantitisin cerrahi olmayan
tedavisi
• İmplant yüzeyi debridmanı ile
dekontaminasyon amacı ve hastalık
oluşturacak bakteriyel yükün azaltılması
amaçlanmaktadır.
• Periodontal ligamentin olmayışı, yüzey
pürüzlülüğü ve abutment bağlantı tipi hem
profesyonel hem kişisel yaklaşımı
zorlaştırmaktadır.
Peri-implantitisin cerrahi olmayan tedavisi-
mekanik veya otomatik debridman

• Küretler
• Ultrasonik cihazlar (özel uçlar)
• Air-polishing sistemler (aminoasit glisin tozu)
• Vector sistemi-ucun yüzeye paralel hareketini
sağlayan horizontal-vertikal hareket
• Lazer-anti-infektif, fiziksel ve ablasyon
özellikleri ile (önce fenotiazin boyası-3 dakika,
sonra %3’ lük hidrojen peroksit ile irrigasyon)
Peri-implantitisin cerrahi olmayan
tedavisi: antimikrobiyal ürünler
• Antiseptikler
• Lokal (minosiklin kürecik, tetrasiklin lif) ve
sistemik antibiyotikler
Tüm bu yaklaşımlar sonucunda
• Klinik parametrelerde mekanik ve otomatik
debridmanın antimikrobiyallerle beraber ya da
tek başına peri-implantitisi çözemediği,
hastalığın tekrarladığı ve ilerlediği, cerrahi
yöntemler gibi ileri tekniklerin kısa sürede
uygulanması gerektiği bildirilmiştir.
Periimplantitisin cerrahi tedavisi:
implant yüzeyi dekontaminasyonu
• Mekanik (küretler,
ultrasonikler, air-abrazivler,
implantoplasti)
• Kimyasal (sitrik asit, hidrojen
peroksit, klorheksidin, serum-
aynı sonucu vermiş)
• Lazer (ER-YAG, diod, CO2, aynı
sonucu vermiş, mekanik
uygulamalardan üstün değil)
Periimplantitisin cerrahi tedavisi:
cerrahi teknikler
• Flepler
• Apikale pozisyone flepler
• Rejeneratif teknikler
Flepler
Eryag-lazer

Air powder abrasive


Titanyum fırça
Kümülatif Engelleyici Destekleyici Tedavi
(KEDT):
• Klinik ve radyografik diagnoza bağlı olarak; koruyucu ve
tedavi edici protokoller, periimplant lezyonlarının
gelişimini önlemeye yöneliktir.
• Bu destekleyici tedavi sisteminin 4 basamağı vardır ve
bu basamaklar birbirinin etkisini arttırması için birlikte
uygulanmalı tek başına uygulamalar yapılmamalıdır.
• Bu tedavi protokolünde teşhis anahtar rol oynamaktadır
• Diş taşı ve plağın olmadığı, sağlıklı bir peri-implant
dokuyla çevrili sondlamada kanama ve süpürasyonun
olmadığı, sondlama derinliği 3 mm’yi geçmeyen
implantlar klinik olarak stabil kabul edilmeli ve tedavi
prosedürleri uygulanmamalıdır.
Mekanik debridman (KEDT Protokol A):

• Üzerinde plak ve diştaşı bulunan,


sondlamada kanama olan, süpürasyon
olmayan ve sondlama derinliği 4 mm’yi
geçmeyen implantlarda mekanik temizlik
uygulanmalıdır.
Antiseptik Tedavi (KEDT Protokol A+B):

• Sondlamada kanama, sondlama derinliğinde


artış (4-5mm), süpürasyon olması ya da
olmaması durumunda antiseptik tedavi, mekanik
tedaviye ek olarak uygulanır. %0.2’lik
klorheksidin solüsyon gargarası veya %0.2’lik
klorheksidin jel etkilenmiş bölgeye uygulanır.
Genel olarak iyileşme olduğunu görebilmek için
3-4 haftalık bir süre gereklidir.
Antibiyotik tedavisi (KEDT Protokol A+B+C):

 Sondlamada kanama, sondlama derinliği en az 6 mm,


süpürasyon olması ya da olmaması durumunda,
radyografik olarak görülen kemik kaybı varsa bu tip
lezyonlar Gr (-) anaerob periodontopatojen bakteriler için
ekolojik bir ortam teşkil ederler.
 Antibiyotiklerin de içinde olduğu anti-enfektif bir tedavi
protokolü, peri-implant cep içerisindeki bakterileri elimine
etmek veya azaltmak için uygulanmalıdır.
 Antibiyotik tedavisinden daha önemli olarak A ve B tedavi
protokolleri de uygulanmalıdır. Antiseptik tedavinin son
10 gününde anaerob mikroorganizmalara direkt etkili
metranidazol veya ornidazol grubu antibiyotikler
uygulanmalıdır
Rejeneratif veya Rezektif Tedavi (KEDT
A+B+C+D):
Rejeneratif veya rezektif tedaviler peri-implant enfeksiyon
kontrol altına alınmadan uygulanmaması gerekir.
Cerrahi tedavi uygulanmadan önce bölgede sondlamada
kanama olmaması,
süpürasyon olmaması ve cep derinliğinde azalma olması
gereklidir.
Lokal kemik yıkımının genişliğine ve şiddetine bağlı olarak
rejeneratif veya
rezektif tedaviye karar verilir.
Rejeneratif işlemlerin amacı, bariyer membranların
kullanılması da dahil, krater şeklinde defektlerde yeni kemik
oluşumunun sağlanmasıdır, ancak yeni
osseoentegrasyon sınırlı olabilir
Peri-implanter mukoza genişliği
• Peri-implanter sağlığı koruyabilmek için
keratinize mukoza genişliği ve kalınlığının 2
mm’ den fazla olması gerekmektedir.
• Keratinize mukozanın hareketsiz olması da
gerekir.
• Bu durum estetik açıdan da bir gereksinimdir.
Peri-implanter mukoza genişliği
• Bağ dokusu grefti
• Serbest dişeti grefti
• Kollajen greftler
• Asellüler dermal greftler
• Kollajen matriksler
• Apikale pozisyone flepler
Çekim bölgesinde kretin
korunması
Çekim sonrası kemik kaybı

• Çekim sonrasında alveoler kemik kaybı sıklıkla yaşanır.


• Alveoler kemik kret yüksekliğinin ve genişliğinin yaklaşık
%40-60’ ı kaybedilir.
• Bu kayıp genellikle çekim sonrasındaki ilk iki yılda oluşur.
• Alveoler kemik ince olduğu ve çekim sırasında genellikle
kırılabileceği için kayıp açısından en riskli bölge maksiller
anterior bölgedir.
• Kemik yüksekliği ve genişliğinin kaybedilmesi ileri
dönemde yapılacak implant uygulamalarında zorluk
oluşturabilir.
Çekim sonrası iyileşme

• Soketin pıhtı ile dolması


• Oral epitelin granülasyon dokusuyla
karşılaşana kadar soket duvarından tabana
doğru göçü
• Oral epitelin granülasyon dokusunun
üzerinden karşı taraftan gelen epitelle
karşılaşana kadar örterek ilerlemesi.
• Yeni kemik formasyonu
Soket koruma

• Soket duvarları korunarak minimal tarvma


ile çekim yapılır.
• Soketin içindeki tüm yumuşak doku
temizlenir ve soket duvarlarının kanaması
sağlanır.
• Soket graft materyali ile doldurulur.
• Graft materyalinin üstü bariyer membran
ile, PRF ile ya da BDG veya SDG ile örtülür.
Enfekte çekim bölgeleri
• Çekim sırasında soket enfekte ise ve eksüda
varsa yönlendirilmiş kemik rejenerasyonu
başlangıç iyileşmesi ve infeksiyonun
rezolüsyonundan sonraya ertelenir.
Soket koruma işlemi sonucunda

• Iasella et al (2003) 24 birey molar olmayan


dişlerin çekimi
-Yarısına sadece çekim uygulanmış (kontrol)
– Yarısına sokete graft uygulanmış (FDBA)
• 6 ay sonra boyutsal ölçümler
Iassella et al (2003) bulgular

• Sadece çekim bölgesinde ort. 1,6 mm


genişlik kaybı
• Sadece çekim bölgesinde kret yükseklik kaybı
varken, soket koruma yapılan bölgelerde 2.2
mm kadar bir yükseklik kazancı elde edilmiş.
• Sadece çekim bölgesinde daha az kemik
dolumu gözlenmiştir.
Özetle

• Soket koruma sayesinde kret yükseklik ve genişlik


açısından daha öngörülebilir bir şekilde korunur.
• Eğer çekim yapılacak bölgede implant uygulaması
planlanıyorsa soket koruma uygulaması hakkında
düşünülmesi gerekir.
Periodontitis öyküsü
• Yapılan araştırmalarda, implant uygulanacak
bireylerdeki periodontal hastalık öyküsünün
periimplant hastalık riskini 2 kat arttırdığı
bildirilmiştir.
Periodontitis öyküsü
• Bir çalışmada periodontitis hikayesi olan ve
periodontal olarak sağlıklı bireylerde uygulanan
dental implantlar çevresindeki kemik kaybı
miktarı değerlendirilmiştir.
• Çalışma sonuçlarında, periodontitis hikayesi
olan bireylerde uygulanan dental implantlar
çevresinde kemik kaybı miktarının 5 yıl sonra 2.6
mm, periodontal olarak sağlıklı bireylerde
uygulanan dental implantlar çevresindeki kemik
kaybı miktarının ise 1.2 mm olarak tespit edildiği
rapor edilmiştir.
Periodontitis öyküsü
• Bir başka çalışmada periodontal olarak sağlıklı
ve periodontal hastalıklı bireylere dental
implantlar uygulanmış ve hastalar 10 yıl boyunca
takip edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre dental
implantlar çevresinde 5 mm ve üzeri cep
derinliğinin görülme oranı periodontal olarak
sağlıklı bireylerde %2, orta derecede periodontal
hastalıklı bireylerde %16 ve şiddetli derecede
periodontal hastalığa sahip bireylerde %27
olarak bulunmuştur.
Periodontitis öyküsü
• Peri-implant bölgelerin mikrobiyolojik
anlamda incelendiği bir çalışmada,
periodontitis hikayesi olan bireylerin
etkilenmiş peri-implant bölgelerinde
periodontal patojen mikroorganizmaların
baskın olduğu açıklanmıştır.
Periodontitis öyküsü
• 3-16 yıllık takipli bir çalışmada, implant
sağkalım oranı, yaygın agresif periodontitis
hikayesine sahip bireylerde %96, sağlıklı grupta
%100 olarak bulunmuştur.
• Çalışmada sonuç olarak agresif periodontitis
hikayesine sahip bireylerde peri-implant
mukozitis görülme sıklığı sağlıklı gruba göre 3
kat, peri-implantitis görülme oranı 14 kat,
implant başarısızlık oranı ise 5 kat daha fazla
olarak bildirilmiştir.
İmplant başarı kriterleri-sağkalım
1) dental plak varlığı veya yokluğu;
2) sondlamada kanama varlığı veya yokluğu
3) süpürasyon varlığı veya yokluğu;
4) peri-implant sondlama derinliği
5) radyografik olarak saptanan kemik kaybının
varlığı
Periodontitis öyküsü
• Periodontitis hikayesi olan hastalarda takip
periyotlarının daha sık oluşturulması ve
destekleyici tedavi ile oral hijyen
seviyelerinin en üst düzeyde tutulması ile
implant başarı oranları yükseltilebilir.
Kaynaklar
Kaynaklar

You might also like