You are on page 1of 17

KORUYUCU VE ÖNLEYİCİ TEDAVİ

 Bütün tıp dallarında olduğu gibi ortodontide de en önemli konu, anomalilerin tedavisinden
ziyade oluşmalarının önlenmesidir.
 Ortodontik bozukluklar mikrobik hastalıklar gibi bulaşıcı ve öldürücü olmadığı için,ortodontik
bozuklukların koruyucu ve önleyici tedavilerine ülkemizde gereken önem verilmemektedir.
 Oysa meseleye az olan uzman sayısı ve yurt dışından getirtilen malzemelerle yapılan
tedavilerin aile ve ülke bütçesine getirdiği ağır mali yük açısından bakılmalıdır.
 Ortodontik bozuklukların büyük bir kısmı süt dişlerindeki yaygın mesio-distal çürükler ve
erken süt dişi çekimleri sebebiyle oluşmaktadır
 Anne ve babalar süt dişleri nasıl olsa değişecek diyerek, konuya gereken önemi vermemekte
ve olayın boyutlarının daha da artmasına sebep olmaktadırlar
 Ülkemizde Ankara bölgesinde yürütülen bir çalışmada 1510 bireyin
% 40’ında sınıf I,
% 6,95’inde sınıf II,
% 3,57’sinde sınıf III türü maloklüzyon tespit edilmiştir.
 Erzurum bölgesinde yapılan benzer bir çalışmada ise,incelenen örneğin
% 59,3’ünde sınıf I,
% 11,8’inde sınıf II,
% 5,59’unda sınıf III anomalisi olduğu görülmüştür.
 Bu rakamlar,ortodontik bozuklukların Türk toplumunda oldukça yaygın olduğunu gösterir.
 Oysa çürük kontrollerinin yapılması ve çürük dişlerin tedavi edilmesi, tedavisi imkansız olan
süt dişlerinin çekimlerinden sonra çekim yerinin korunması ortodontik düzensizliklerin
oluşmasını büyük oranda önleyecektir.
 Sağlık Bakanlığı’nın 1990 yılında yaptırdığı bir epidemiyolojik çalışmaya göre:
-6 yaş grubundaki 100 çocuktan 83,8 inde
-7 yaş grubundaki 100 çocuktan 85,5 inde
-8 yaş grubundaki 100 çocuktan 91,3 ünde en az bir diş çürüğü bulunmuştur.
 Yine o yıllardaki “diş hekimi/nüfus” oranının 1/6024 olduğu ve bu oranın büyük şehirlerde
1/2000 civarında iken doğu ve güneydoğudaki pek çok ilimizde 1/50000 civarında olduğu
ifade edilmiştir.
 Araştırıcılar ilginç bir hesaplama ile ülke genelinde ağız sağlığı açısından tüm sorunların
çözülebilmesi için mevcut diş hekimlerinin 300 yıl çalışmaları gerektiğini bildirmişlerdir.
 Bu bilgiler diş çürüğü açısından ne denli büyük bir problem ile karşı karşıya olduğumuzu
göstermektedir.
 Devlet İstatistik Enstitüsü verileri üzerinde yapılan bir başka çalışmaya göre, süt dişlerinde
çürük oluşmasının ülke çapında önlenmesi için 43000Tl ve 1000 diş hekimine ihtiyaç vardır.
 Bu bilgiler,diş hekimliğinde ve ortodontide koruyucu tedaviye ne derece önem verilmesi
gerektiğini ortaya koymaktadır.
 Koruyucu tedavi nedir ? ve bu tedaviye ne zaman başlanmalıdır ?
 Ortodontide koruyucu tedavi herhangi bir gelişim bozukluğunun veya anomalinin ortaya
çıkmasını önlemeye yönelik her türlü tedbir ve uygulamadır.
 Bu uygulamaya hayatın ilk şekillenmeye başladığı hamilelik döneminden itibaren başlanmalıdır.
 Çünkü,çenelerin oluşumu intrauterin 4. haftada, diş oluşumu ile ilgili ilk gelişmeler ise 6.
haftada olmaktadır.
 Bilindiği gibi intrauterin hayatın ilk 3 aylık dönemi organogenez dönemi olup bu dönemde
ortaya çıkan problemlere organopati denmektedir.

HIT
 Organopatiler diş oluşum ve gelişimini etkileyerek “Diş fazlalıklarına, Diş eksikliklerine,
Dişlerde hacim anomalilerine ve dişlerde çeşitli pozisyon anomalilerine” sebep olabilirler.
 İskeletsel problemler ise “dudak-damak yarıkları, yüz yarıkları (Mandibular yarık), Alt çene
hipoplazisi, Mikrognati inferior veya ilgilendiğimiz alandaki yapılarla ilgili oluşum
bozuklukları” şeklinde olabilir.
 Tüm bu problemler hem hasta ve hasta yakınları hem de tedaviyi üstlenen hekim açısından
çok ciddi problemlerdir.
 Fötal hayatın daha sonraki dönemlerinde yani morfogenez döneminde ise,
dişlerle ilgili olarak formasyon ve mineralizasyon bozuklukları ortaya çıkar.
 İskeletsel düzeyde ise sistemimizi ilgilendiren organlarda farklı düzeyde gelişim bozuklukları
ortaya çıkar.
 Bu bakımdan annenin hamilelik dönemindeki beslenme bozuklukları ve avitaminözler ile sigara
ve alkol kullanımı gibi kötü alışkanlıklarının ve daha genel bir ifade ile fetüsü etkileyebilecek
her türlü etyolojik ajanın diş-çene-yüz oluşum ve gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceği
gözden uzak tutulmamalıdır.
 Bu konuda yapılabilecek her türlü bilgilendirme ve uygulamalar koruyucu ortodonti
kapsamında değerlendirilmelidir.
 Çocuğun bebeklikten erişkinliğe kadar olan büyüme ve gelişim döneminde ortodontist olarak
bizleri ve aile diş hekimi olarak hizmet edecek diş hekimi meslektaşlarımızı en çok
ilgilendiren konu maloklüzyon etkeni olan yerel faktörlerdir.
 Bu faktörler şunlardır:
1. Ark boyut kaybına sebep olan faktörler
2. Süt dişi persistansı
3. Sürnümerer dişler
4. Doğumsal diş eksiklikleri
5. Kötü alışkanlıklar
6. Fonksiyonel kapanış bozukluklarına sebep olan diş dizisi düzensizlikleridir.
 Bu faktörleri inceleyerek ortodontik bozuklukların oluşumundaki rollerini anlamaya çalışalım.
 Ark Boyut Kaybına Sebep Olan Faktörler
 Ortodontide “ark boyutu” kavramını toplam diş kavsi uzunluğu için değil, birinci büyük azı
dişlerinin önünde kalan diş kavsi uzunluğu için kullanmaktayız.
 Birinci büyük azı dişlerinin önünde kalan bu bölgede sagital yönde büyümeyi sağlayacak
sutura veya sinkondrozis gibi bir yapı bulunmamaktadır.
 Sutura incisiva (metopik sutur) doğumdan önce kapanır. Sutura palatina media ise yatay
yöndeki büyümeden sorumludur.

HIT
 Baş ve yüzün büyüme ve gelişimi ile dik yönde ve ön-arka yönde belirgin artışlar olmasına
rağmen,yatay yönde çok küçük değişiklikler gözlenmiştir.
 Daimi kaninler sürdükten sonra kaninler arası mesafenin değişmediğine inanılmaktadır.
 Alt ve üst diş kavisleri V prensibine göre “üst çenede tuberler, alt çenede ise retromolar
bölgedeki yüzeysel apozisyon ve rezorpsiyonlar” ile büyürler.
 Sonuç olarak; birinci büyük azıların önünde kalan ark boyutunda büyüme ile kayda değer bir
artış olmamakta,aksine bu boyut lee-way kaybı ile bir miktar azalmaktadır.
 Bahsettiğimiz bu fizyolojik olayların dışında diş arkının kısalmasına sebep olan birtakım
faktörler de vardır.
 Diş arkının kısalmasına ve neticede diş dizilerinde çapraşıklığa sebep olan bu faktörleri
üç grupta toplamak mümkündür.
 Bunlar:
a) Arayüz çürükleri,
b) Kontakt noktaları iyi oluşturulmamış dolgular ve
c) Erken süt dişi çekimleridir.
 Aproksimal çürükler (arayüz çürükleri) oluştuğunda veya arayüz dolgularında ideal kontak
ilişkileri sağlanamadığında, arka bölgedeki dişler fizyolojik olarak mesiale doğru hareket
ederler ve birinci büyük azı dişlerinin önünde kalan ark boyutunun kısalmasına sebep olurlar.
 Erken süt dişi çekimlerinde çekim yeri; hareketli yer tutucu apareyler ya da sabit yer tutucu
apareyler ile korunmadığı taktirde söz konusu ark boyut kaybı çok daha fazla olur.
 Ark boyut kaybı sonucunda görülen en önemli ortodontik düzensizlik; ağızda en son yer
alan üst kaninlerin vestibülden sürmeleridir. Yine ikinci küçük azı dişlerinin vestibülden
veya palatinalden sürmelerinde ya da gömük kalmalarında en önemli etyolojik faktör ark
boyut kaybıdır.
 İkinci süt azılarının erken çekimleri,önemli derecede ark boyut kaybının yanı sıra daimi
birinci büyük azılarda eğilmelere,rotasyonlara ve neticede oklüzal çatışma ve fonksiyonel
kapanış bozukluklarına sebep olur.
 Önemli derecede ark boyut kaybı olan vakaların tedavisinde çoğu kez, iki yada daha fazla
daimi diş feda edilmekte ve uzun, karmaşık bir mekanik tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır
 Bu kadar önemli olan bu problemin önlenmesinde aile diş hekimlerine büyük görevler
düşmektedir.
 Aile diş hekimlerinin koruyucu ortodontiye yönelik görevleri:
a. Düzenli olarak çürük kontrolleri yapmak,
b. Flor uygulamasına önem vermek (yüzeyel uygulama veya tablet şeklinde)
c. Çürükleri anatomik şekle sadık kalarak restore etmek
d. Süt dişinin erken dönemde çekimi gerekli ise mutlaka bir yer tutucu yapmak.
 YER TUTUCULAR
 Erken dönemde çekilmiş olan bir süt dişinin yerini ilgili daimi diş sürünceye kadar muhafaza
eden, sabit veya müteharrik olabilen ortodontik apareylere yer tutucu apareyler denir.
 Yer Tutucu Apareylerin Endikasyonları
 Süt dişlerinin erken dönemde çekilmesi ile meydana gelen yer kaybı,ilk altı ay içerisinde
olduğundan yer tutucu yapılacaksa süt dişi çekimini takip eden en kısa zamanda yapılmalıdır
 Süt dişi çekiminde hastanın kronolojik yaşından ziyade diş yaşı göz önüne alınmalıdır.
 Daimi dişin kökünün 1/3’ü kalsifiye olmamışsa çekim boşluğu korunmalıdır.
 Daimi diş üzerinde kalın bir kemik tabakası varsa,mutlaka bir yer tutucu yapılmalıdır.
(Daimi küçük azılar kemik içerisinde 4-5 ayda yaklaşık 1 mm hareket ederler.)

HIT
 Daimi dişin sürme yönünün bozulması ve neticede süt dişi köklerindeki rezorpsiyonun
gecikmesi halinde süt dişi çekilerek yer tutucu yapılır.
 Daimi dişin kökünün 1/3’ü kalsifiye olmamışsa çekim boşluğu korunmalıdır.
-Bu uygulamayı takiben daimi dişin sürme yönünün kendiliğinden düzeldiği ve diş dizisindeki
yerine sürdüğü gözlenmiştir.
 Konjenital diş eksikliği olgularında tedavi amacıyla yer korunacak ise yer tutucu yapılmalıdır.
 Süt dişlerinin erken kaybında dil emme ve yanak ısırma gibi fena alışkanlıklar gelişebilir.
-Yer tutucu apareyler yapılarak bu gibi kötü alışkanlıkların önlenmesi amaçlanır.
 Erken süt dişi çekiminden sonra oluşan fibröz sikatris dokusu daimi dişin sürmesini
geciktirir. Müteharrik yer tutucular mukozaya yaptıkları uyarı ile diş sürmesini stimüle
ederler.
 Zamansız süt dişi çekimiyle oluşan boşluk ile komşu diş ilişkileri de gözlenmelidir.
-Mesela ikinci süt azının erken çekiminde daimi ikinci büyük azıların durumu incelenmelidir.
-Çünkü, ikinci büyük azı dişinin sürme basıncı süt dişi boşluğunun daha çabuk kapanmasına
sebep olabilir.
 Çenelerin arka bölgelerindeki erken süt dişi çekimleri ön taraftaki çekimlere oranla daha
önemlidir. Yine,yer kaybı üst çenede alt çenedekinden daha belirgin ve daha önemlidir.
 Yer Tutucularda Aranan Özellikler
1) Kayıp dişin boşluğunu mesio-distal yönde daimi diş sürünceye kadar koruyabilmeli.
2) Mümkünse fonksiyona yardımcı olmalı ve en azından karşıdaki dişlerin uzamasını engellemeli.
3) Kolay temizlenebilmeli ve ağız hijyenine engel olmamalı.
4) Komşu dişlerin fizyolojik hareketlerine engel olmamalı.
5) Hasta tarafından kolay kullanılabilmeli,konuşma ve çiğneme fonksiyonlarını bozmamalı.
6) Sert ve yumuşak dokuları tahriş etmemeli.
7) Estetik olmalı.
 Yer Tutucuların Çeşitleri
 Yer tutucular temelde iki ana gruba ayrılırlar.
1. Müteharrik yer tutucular
2. Sabit yer tutucular
 Sabit yer tutucu çeşitleri
a. Tek taraflı sabit yer tutucu b. İki taraflı sabit yer tutucu
c. Dil arklı yer tutucu d. Cantilever yer tutucu (Distal shoe retainer)
e. Aktif sabit yer tutucu
 Müteharrik Yer Tutucular
 Hasta tarafından takılıp çıkartılabilen apareylerdir.
 Fazla sayıda süt dişinin çekildiği vakalarda, hastanın işbirliğine güveniliyorsa uygulanabilir.
 Akrilik bir gövde ile tutucu elemanlardan meydana gelir.
 Gerekli görüldüğü taktirde çekim bölgelerine suni dişler de ilave edilebilir.
 Müteharrik Yer Tutucuların Avantajları
 Hazırlanması hekimin fazla zamanını almaz (sadece ölçü).
 Çekim bölgesindeki mukozaya yaptıkları sitimülasyon ile alttaki daimi dişin sürmesini
sitimüle eder, sürmeyi kolaylaştırır.
 Destek dişlere daha az kuvvet uygular ve onların fizyolojik hareketlerine imkan verir.
 Çiğneme fonksiyonuna yardımcı olur.
 Daha estetiktir.
 Temizlenmeleri ve temiz tutulmaları daha kolaydır.

HIT
 Müteharrik Yer Tutucuların Dezavantajları
 Hastanın daha fazla
işbirliğini gerektirir.
 Kırılma ve kaybolma şansları daha fazladır.
 Başlangıçta kullanım alışkanlığı hasta tarafından
daha zor elde edilir.
 Bazı hastalarda ağız hijyeni problem olabilir.
 Sabit Yer Tutucular
 Tek Taraflı Sabit Yer Tutucular
 Tek taraflı sabit yer tutucuların endikasyonları
- Ağızda kısa süre kalacak ise,
- Korunacak mesafe geniş değilse,
- Çiğnemeye yardım edilmesine fazla gerek duyulmuyorsa,
- Karşıt dişin uzama tehlikesi yoksa veya bu uzama problem teşkil etmeyecekse
uygulanabilirler.
 Yapımı için çekim boşluğunun önündeki veya arkasındaki dişlerden birisine
bant veya kron hazırlanır.
 Sonra çekim boşluğunu koruyacak ve yumuşak dokuları zedelemeyecek şekilde
0,9 veya 1 mm çapındaki yuvarlak paslanmaz çelik telden bir büküm hazırlanır.
 Hazırlanan tel bükümü bant veya krona lehimlenerek polisaj işlemlerinden sonra ağza
simante edilir.
 İki Taraflı Sabit Yer Tutucular
 Ağızda daha uzun süre kalması gereken durumlarda,korunması gereken
mesio-distal mesafenin daha büyük olduğu vakalarda iki taraflı sabit yer
tutucular tercih edilmelidir.
 Yapımı için, çekim boşluğunun hem önündeki hem de arkasındaki dişlere
bant ya da kron hazırlanır.
 İki halkanın arasına bükülen uygun bir tel bağlantı halkalara lehimlenir.
 Cila işlemlerinin tamamlanmasından sonra aparey ağza simante edilir.
 Bu tür bir yer tutucu ön bölgede yapılmış ise tel üzerine suni dişler eklenerek estetik
sağlanabilir.
 Dil Arklı Yer Tutucular
 Bazı çocuklarda diş dizisinin sağ ve sol tarafında çok sayıda süt
dişi çekilmiş olabilir.
Bu gibi vakalarda normalde müteharrik yer tutucular endikedir.
Ancak çocuğun apareyi takıp takmayacağı konusunda endişemiz
varsa,çekim boşluklarını korumak amacıyla dil arklı yer tutucular
uygulanmalıdır.
 Bunun için destek olarak seçilen dişlere (mesela birinci büyük azılara) bant ya da kron
hazırlanır ve bir dil arkı (lingual ark) bükülerek gerekli yerlerine uzantılar eklenir.
 Cantilever Yer Tutucu (Distal Shoe Retainer)
 Herhangi bir nedenle birinci büyük azı dişi sürmeden önce ikinci süt azısı çekilmek zorunda
kalınırsa, sürmekte olan birinci büyük azı dişi hızlıca mesiale doğru hareket eder ve önemli
miktarda ark boyut kaybına sebep olur.
 Bu tip bir yer tutucu ile ikinci küçük azı dişinin yeri korunmalıdır.

HIT
 Bu tür bir yer tutucuyu hazırlamak için, enfekte ikinci süt azısını çekmeden önce o
taraftaki süt kanine ve birinci süt azısına bant hazırlanır.
 Periapikal filmden sürmekte olan birinci büyük azının mesial konturunun derinliği hesap
edilir.
 Bantlar ağızda iken ölçü alınır ve bantlar ölçüye taşınarak ölçü dökülür.
 Model üzerinde çekilecek olan süt azısı kazınır.
 Daha önce yaptığımız ölçüme göre tel bükümü yapılır ve bantlara lehimlenir. Ayrıca her iki
bant da birbirine lehimlenir.
 Yer tutucu ağza takılmaya hazır hale getirildikten sonra ilgili diş çekilir ve aynı seansta
hazırlanan aparey ağza yerleştirilir.
 Önce bir kontrol filmi çekilir. Çekim soketine giren distal uzantının beş ve altı numaralı
dişlerin germleri ile olan ilişkisi normal hale getirildikten sonra aparey ağza simante edilir.
 Burada dikkat edilecek en önemli husus sokete giren tel uzantının birinci büyük azı dişinin
sürmesini engellememesi veya ikinci küçük azı germinin pozisyonunu değiştirmemesidir.

 Aktif Sabit Yer Tutucu


 Bu tür yer tutucular, şekil yönünden tek taraflı sabit yer tutuculara benzerler.
 Ancak, azda olsa aktif rolleri olan apareylerdir.
 Süt dişi çekiminden sonra, azda olsa kapanan çekim boşluğunu eski haline getirmek ve
sonrasında da aynen korumak için bu tür yaylı yer tutuculardan yararlanılır.
 Bu yer tutucuların yapımı için, destek alınan dişe bant takılır ve bu bantın vestibül ve lingual
yüzlerine birbirine paralel iki tüp lehimlenir.
 Bu tüplere girebilecek ve boşluğun karşı tarafındaki dişe dayanacak şekilde bir tel bükümü
hazırlanır.
 Bu tel üzerindeki dayanaklar ile tüpler arasına uygulanacak açık koil springler aktif eleman
olarak iş görürler.
 Aparey ağza takıldıktan sonra zembereklerin etkisiyle, kaybedilmiş olan çekim boşluğu
tekrar kazanılır ve sonrasında aynen muhafaza edilir.

HIT
 Süt Dişi Persistansı
 Süt dişi köklerindeki fizyolojik rezorpsiyonun çeşitli etkenlerle engellenmesi sonucu, süt
dişleri uzun süre ağızda kalabilirler. Ve neticede, sürekli dişler vestibülden, palatinalden veya
lingualden sürebilirler ya da gömük kalırlar.
 Bu duruma yol açan süt dişleri çoğu zaman ankilozlu olurlar ya da atipik kök rezorpsiyonu
gösterebilirler.
 Süt dişlerindeki ankiloz o bölgedeki alveolar gelişimin durmasına ve ankiloze dişin okluzal
düzlemin altında yer almasına sebep olur
 Alveolar gelişimin engellenmesi bazan ankiloze dişin total gömüklüğü ile sonuçlanabilir.
 Ankiloze dişlerde tedavi açısından yapılması gereken uygulama:
-Simetriği düşen süt dişlerinde mobilite yoksa, radyolojik kontrol ile sürekli diş germinin
varlığını belirlemek ve alveol kemiği kaybına meydan vermeden ankiloze süt dişini çekmektir.
 Sürnümerer (Artı) Dişler
 Diş kavsinde fazladan teşekkül eden ve şekil itibariyle bazen normal diş şeklinde bazen de
atipik şekiller gösteren dişlerdir.
 Sürnümerer dişlereen çok maksiller ön bölgede rastlanır.
 Orta hatta yer alan sürnümerer dişlere mesiodens denir ve orta keser dişler arasında
diastemalara sebep olurlar.
 Sürnümerer dişler diş dizisinde sıkışıklığa, rotasyonlara neden olarak sürebildikleri gibi gömük
de kalabilirler.
 Bu durumda sürekli dişlerin sürme yönü normalden sapar ya da sürme tümüyle engellenebilir.
 Yine yaptırılmak istenen diş hareketlerini de engelleyebilirler
 Sürnümerer dişler tespit edildiklerinde derhal çekilmelidirler.
 Doğumsal Diş Eksiklikleri
 Doğumsal diş eksiklikleri de yerel maloklüzyon etkenlerindendir.
 Bazı araştırıcılara göre irsi veya konjenital diş eksikliklerinin % 78 gibi büyük bir oranını üst
yan keser dişler oluşturmaktadır.
-Bunu üçüncü büyük azılar ve alt ikinci küçük azı dişleri izler.
 Üst yan keser dişlerin eksikliği
 Üst yan keser dişlerin eksikliklerinde vaka etraflıca değerlendirilmelidir.
 Bu amaçla
- çenelerin bazal ilişkileri,
- ark boyut analizleri,
- dişlerin eksen eğimleri,
- dental estetik ve
- çenelerin kapanış ilişkileri dikkatlice incelenmelidir.
 Schwaninger ve Shaye isimli araştırıcılara göre bu vakalarda tedavi seçenekleri şunlardır:
1) Eksik kesici dişin yerini koruyup ileride protetik tedavi yapmak.
-Bunun için süt kaninleri vaktinden önce çekilerek daimi kaninlerin daha distalden
sürdürülmesi ve süt yan keserlerin mümkün olduğunca ağızda tutulması gerekir.
-Süt yan keserlerin kaybından sonra dişli yer tutucular yapılır ve bu yer tutucular erişkin
yaşa kadar 6-8 ayda bir değiştirilerek eksik olan yan keserlerin boşluğu muhafaza edilir.
2) Boşluğu diş kavsinin gerisine taşıyıp vakayı sınıf II de bitirmek.
-Bu işlem sürme rehberliği tedavisi ile gerçekleştirilir.

HIT
-Yan kesicilerin yerine alınan üst kaninlerin belirli bölgeleri aşındırılır ve kompozit
materyalden yararlanılarak kaninlere yan kesici diş formu verilir.
3) Boşluğu diş kavsinin gerisine taşımak ile birlikte karşı çeneden dengeleme çekimi yapmak.
-Bu amaçla karşı çeneden küçük azı ya da yan keser dişler çekilir ve vaka sınıf Ide bitirilir.
4) Ön bölgedeki boşluğu küçük azılar bölgesine taşıyarak bu boşluğa ileride protetik tedavi
yapmak ve vakayı sınıf I de bitirmek.
-Bu konularda doğru bir yargıya varabilmek için pratisyen diş hekimleri bir ortodontistin
konsültasyonuna müracaat etmelidirler.
 Alt ikinci küçük azıların eksikliği
 İkinci olarak göz önüne alınması gereken konjenital diş eksikliği alt ikinci küçük azıların
yokluğu durumudur.
 Düşmesi geciken alt ikinci süt azıların çekimine karar vermeden önce radyolojik inceleme
yapılmalıdır.
 Alt ikinci küçük azıların germi henüz teşekkül etmemiş ise isabetli bir karar verilmelidir.
 Alt ikinci küçük azıların teşekkül etmediği birinci büyük azıların sürmesinden önce fark edilir
ve diş kavsinde de herhangi bir yer problemi olmayacağı tahmin edilirse ikinci süt azıları
derhal çekilir.
 Bu taktirde birinci büyük azılar eksen eğimlerinde herhangi bir eğilme olmaksızın daha
mesialden yani birinci süt azısının distalinden sürerler.
-Ancak bu gibi durumlarda, alt ikinci küçük azı germinin bazı vakalarda geç teşekkül
edebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.
 Söz konusu konjenital eksiklik birinci büyük azıların sürmesinden sonra fark edilir ve yer
problemi olmayacağı tahmin edilirse,ikinci süt azısı mümkün mertebe ağızda muhafaza
edilmeye çalışılır.
 Kaybedilmesi durumunda ise, çekim yeri bir yer tutucu ile korunarak ileride protetik tedavi
yapılır.
 Konjenital eksiklikle beraber diş kavsinde yer problemi de olacak ise, sürme rehberliği
tedavisi uygulanarak hem ihtiyaç duyulan yer karşılanmış hem de eksik olan diş boşluğu
mekanik tedaviye ihtiyaç duyulmadan kapatılmış olur.
 Kötü Alışkanlıklar
 Diş-çene-yüz sisteminde deformasyon meydana getirebilen kötü alışkanlıklar şunlardır:
I- Yalancı emzik ve biberon kullanma
II- Parmak emme
III- Dil emme, dudak ve yanak ısırma
IV- Yutkunma bozukluğu
V- Ağız solunumu
 Bu alışkanlıkların bir veya birkaçının varlığı halinde çocukta birtakım ortodontik problemler
ortaya çıkar.
 Etken olan kötü alışkanlık erken dönemde ortadan kaldırılırsa, oluşmuş olan ortodonik bozukluk
kendiliğinden düzelir.
 Ancak bazı durumlarda alışkanlık ortadan kalktığı halde başlamış bulunan düzensizlik artık
yerleşmiştir ve aynen kalabilir.
-Bu gibi durumlarda ortodontik tedavi yöntemlerine başvurmak gerekli olur.

HIT
-Kötü alışkanlıkların terk ettirilmesinde öncelikle yaptığı davranışın zararlı olduğu konusunda
çocuk ikna edilmeli ve kötü alışkanlığı terk etme konusunda vereceği kararın hayatının en
önemli kararı olacağı vurgulanmalıdır.
 Kötü alışkanlıkların terk ettirilmesine hastaya yapılacak telkinlerle başlanmalıdır.
-Bu konuda en tesirli yol,hastadan söz ve senet almaktır.
-Klinik gözlemlerimize göre pek çok uyumlu çocuk söz verdikten sonra kötü alışkanlığını terk
etmekte, mesela parmağını emmemektedir.
-Hastayı cezalandıracak ya da öyle algılanabilecek davranışlardan özellikle kaçınmak gerekir.
-Ailenin çocuk ile inatlaşması önlenmeli ve hasta ile işbirliği imkanları araştırılmalıdır.
 Yalancı Emzik Ve Biberonlar
 Bu alışkanlık çocuğabüyükleri tarafından aşılanmaktadır.
 Fizyolojik özelliklere sahip bir yalancı emziğin 1-1,5 yaşına kadar kullanılması herhangi bir kötü
etkiye sebep olmadığı gibi yanak ve dudak kaslarına tonosite kazandırması açısından da
yararlıdır.
 Fizyolojik özellikte olmayan emzikler ise damak derinleşmesine sebep olmaktadır.
 Süt dişleri tamamlandıktan sonra kullanılacak olan her türlü yalancı emzik ilgili bölgedeki
dişlere dik yönde kuvvet uygulayarak open-bite oluşmasına sebebiyet verebilir.
 Ayrıca emzik tablasının kesici dişlere uygulayacağı kuvvet ile kesici diş eksenlerinde de
değişiklikler meydana gelebilir.
 Anne memesi emmeyen ve fizyolojik özellikte olmayan biberonla beslenen çocuklarda yanak ve
dudak kasları yeterli tonosite kazanamaz.
 Zira çocuk hiçbir emme işlemi yapmadan süt biberondan ağzına akar.
 İşte bu çocuklar ortodontik anomalilerin sıklıkla görülebildiği
kişiler olmaya namzettirler.
-Bu bakımdan kullanılan biberonlarda bazı özelliklerin aranması
gerekir.
 Fizyolojik biberon başlıklarının özellikleri
- Emzik ucu kısa olmalı (8-10 mm)
- Sert kauçuktan yapılmış olmalı,
- Süt akma deliği geniş olmamalı,
- Dudakların dışında kalan bölümü yumuşak ve
mümkün olduğu kadar geniş olmalı,
Kısaca anne memesinin bir taklidi olmalıdır.
 Parmak Emme
 Parmak emme alışkanlığı hayatın çeşitli dönemlerinde görülebilir.
 Bebeklik döneminde çocuk eline geçirdiği her şeyi ağzına götürür.Bu arada parmaklarını da
emer.
 Bazı klasik kitaplarda bu fonksiyonun önlenmesi için birtakım tedbirler bulunuyorsa da,biz bu
dönemdeki emme zevkinin tatmini için yapılan parmak emmenin zararlı olduğu kanısında değiliz.
 Ancak süt dentisyonun tamamlanmasından sonra ve yine karışık ve daimi dişlenme döneminde
ortaya çıkan parmak emme alışkanlığı diş dizilerinde bozukluklara sebep olabilir.
 Parmak emme esnasında diş sistemine uygulanan anormal kuvvetler görülmektedir.
 Bunun sonucunda open bite oluşumu,damak derinleşmesi, alt dişlerde linguale üst dişlerde
vestibüle eğilmeler meydana gelebilir.

HIT
 Parmak emme alışkanlığının terk ettirilmesinde öncelikle telkin ve ikna yolu denenmelidir.
 Bunda başarılı olunamazsa alışkanlık kırıcı apareyler kullanılabilir.
-Ancak bu uygulamanın cezalandırıcı değil hatırlatıcı olduğu özellikle vurgulanmalıdır.
-Alışkanlık kırıcı apareyler sabit veya müteharrik olabilirler.
-Ancak müteharrik olanları sadece istekli ve uyumlu hastalarda kullanılmalıdır.
 Akrilik gövdeli olan bu apareyler tutucu kroşelere ilave olarak ön bölgede kafes şeklinde
bükümler ihtiva ederler.
 Sabit apareyler ise çeşitli damak arkları şeklinde olurlar.
-Hazırlanan arklar üst ikinci süt azılarındaki veya birinci büyük azılardaki bantlara
lehimlenerek ağza simante edilirler.
-Bu apareyler ya ağza sokulan parmağı acıtarak ya da emme işlemi esnasında ağza hava
girmesini sağlayarak emme işleminin terk edilmesini sağlar.
-Aparey ağza takıldığında çocuk parmağını ağzına alıp ememeyeceği için zamanla bu
alışkanlığını terk eder.
 Dil- Dudak Emme,Dudak ve Yanak Isırma
 Dil emme durumunda ön bölgede yanak ısırmada ise yan bölgede open-bite oluşur.
 Dudak emme ve ısırma alışkanlıklarında kullanılan dudağa bağlı olarak orbikülaris oris kasında
hiperplazi ve belirgin renk değişikliği ile ön dişlerde düzensizlikler görülebilecektir.
 Alt dudak ısırmasına bağlı dudak hipertrofisi ve dişlerde düzensizlik
 Bu alışkanlıkların önlenmesi amacıyla lip bumper veya vestibül plağı gibi apareyler kullanılır.
 Yine dudak ve yanakları diş kavislerinden uzak tutan çeşitli sabit arklar da kullanılabilir.
 Yutkunma Bozukluğu
 Normal bir bireyin 24 saatte 1200-2000 kez yutkunduğu ve yutkunma esnasında dilin yaklaşık
olarak 1800 Gr. kuvvet uyguladığı gözlenmiştir.
 Normal yutkunma alışkanlığına sahip bireylerde söz konusu bu kuvvet diş dizilerinde herhangi
bir patoloji oluşturmaz.
 Anormal yutkunma alışkanlığına sahip bireylerde ise ciddi diş dizisi düzensizliklerine sebep
olabilir.
 Bu alışkanlığın terk ettirilmesi yutkunma egzersizlerinin yaptırılmasına dayanır.
 Hasta bu egzersizleri uygulamaz veya normal yutkunmaya alışamaz ise yutkunma esnasında
dilin dişler arasına girmesini önlemek amacıyla sabit veya müteharrik dil önleyici apareyler
kullanılabilir.
 Yutkunma egzersizi
 Önce hastaya “la” veya “lale” hecelerini söylerken dil ucunun nereye değdiğini belirlemesi
söylenir.
 Bu sözcüğü söylerken dil ucu üst kesicilerin gerisinde damağa değer.
 Daha sonra hastadan dil ucunu bu bölgeye değdirmesi ve ikinci olarak da dişlerini ve
dudaklarını kapatması istenir.
 Dil ucunu damaktan ayırmadan yutkunması söylenir.
 Tarif edilen bu yutkunma şeklinin kalıcı olabilmesi yani refleks seviyede uygulanabilmesi için
egzersizler mümkün olabildiğince çok yapılmalıdır.

HIT
 Ağız Solunumu
 Ağız solunumunun gelişmekte olan çeneler ve diş kavisleri üzerindeki kötü etkileri
bilinmektedir.
 Ağız solunumunun önlenebilmesi için öncelikle burun yollarında mevcut olan bozuklukların
giderilmesi gerekir.
 Yani çocuğun normal burun solunumu yapabilmesi sağlanmalıdır.
 Bu amaçla önce K.B.B. konsültasyonu istenir.
 Bazı hastalar burun yolları açık olmasına rağmen alışkanlık sonucu olarak ağız solunumu
yapabilirler.
 Bu gibi hastalara vestibül plağı takılarak ağız solunumunu engellenmelidir.
 Taktir edersiniz ki burun solunumu yapamayan bir çocuğun böyle bir apareyi kullanması
imkansızdır.
 Fonksiyonel Kapanış Bozukluklarına Sebep Olan Dişi Dizisi Düzensizlikleri
 Fonksiyonel yan çapraz kapanış
 Bir yada daha fazla dişin sebep olduğu alt çenenin yana kayarak kapanması olayı oldukça sık
rastlanan fonksiyonel bir problemdir.
 Bu problemler sıklıkla karışık dişlenme döneminde görülürler ve alt çenenin kapanış yolu
gözlenerek teşhis edilebilir.
 Ağız açık iken alt ve üst çenenin orta çizgisi aynı düşey düzlem üzerindedir.
-Kapanış sırasında hasta daha rahat bir kapanış sağlayabilmek için alt çenesini sağa veya sola
doğru kaydırır ve tek taraflı yan çapraz kapanış oluşur.
-Olayın uzun süre devam etmesi kalıcı bozukluklara sebep olur.
-Bu bakımdan bu tür kapanış bozukluklarına rastlandığında hemen müdahale edilmelidir.
 Tedavi için dişlerin okluzal ilişkisi dikkatlice incelenir.
-Arka dişlerdeki veya süt kaninlerdeki prematür kontaktlar kaldırılarak okluzal uyumlama
yapılır.
-Bu işlem bazı vakalarda gerekli düzelmeyi sağlar.
 Problem çoğu kez olduğu gibi üst diş kavsinin dar olmasından kaynaklanıyorsa, simetrik üst
çene genişletmesi yapılarak prematür kontaktlar giderilir ve alt çenenin kapanış anında
yana kayması önlenir.
-Bu gibi vakalarda kesinlikle asimetrik çene genişletmesi yapılmamalıdır.
-Çünkü, bu yaklaşım problemi çözmeyeceği gibi,daha da karmaşık bir hale getirecektir.
 Fonksiyonel ön çapraz kapanış
 Fonksiyonel ön çapraz kapanışa sahip olanlarda alt çene istirahat halinde iken geridedir.
 Çeneler kapanışa geçerken,alt ve üst diş kavsindeki primer kontakt noktası veya noktaları
sebebiyle alt çene öne doğru kayar ve bir ön çapraz kapanış meydana gelir.
 Primer kontakt noktaları genellikle süt kaninleri ve kesici dişler bölgesindedir.
 Süt kaninlerde görülen primer kontaktları möllenir ve hastaya bir çenelik(chin-cap) uygulanır.
-Birçok vakada bu yolla düzelme sağlanabilir.
 Bazı vakalarda ise eğik düzlemli apareyler veya aktif plaklı apareyler kullanmak gerekebilir.
 Sonuç olarak
 Belirttiğimiz maloklüzyon nedeni olan tüm çevresel faktörlerin diş hekimlerince ortadan
kaldırılması gerekir.Çığ gibi artan genç nüfusumuza oranla, ortodontist sayısı çok yetersiz olan
ülkemizde diş hekimlerince gerekli müdahaleler yapılmadığı ve ortodontik bozukluklar
önlenemediği sürece gülmekten korkan, gülerken elini ağzına kapatan, ezik kompleksli
gençlerin yetişmesine göz yummamız gerekecektir.

HIT
DİŞ SÜRME REHBERLİĞİ
 Bu konu Hotz tarafından ortodonti literatürüne sokulmuştur.
 Ortodontik seri çekim tekniği daha önceden de bilinmesi ve uygulanmasına rağmen, Hotz
konuya yeni bir yaklaşım getirmiştir.
 Seri çekim tedavisi, karışık dişlenme döneminde iken süt ve daimi dişlerin çekimi planlanarak,
belirli bir zamanlama ile uygulanan bir tedavi şeklidir.
-Amaç mümkün olduğu kadar hiçbir ortodontik aparey kullanmadan spontan bir düzelme
sağlamaktır.
 Bu yolla mümkün olduğu kadar az para ve iş gücü harcayarak mümkün olduğu kadar büyük bir
toplum kesimine hizmet götürmek mümkündür.
 Hotz’a göre yer darlığının sınıflandırılması
1- Gerçek yer darlığı dişlerin mesio-distal boyutları ile çene kemiğinin büyüklüğü arasında
bir uyumsuzluk olması halidir.
 Mesela çocuk ebeveynin birisinden büyük diş diğerinden küçük çene yapısı almış olabilir.
 Gerçek yer darlığında süt dişi çürükleri veya çekimlerinin rolü yoktur.
 Gerçek yer darlığına sahip olan kişilerde daimi dişler sürerken komşu süt dişlerinin
köklerini rezorbe ederler.
 Daimi yan keser dişler sürerlerken süt kaninlerin köklerini rezorbe etmesi ve yine üst
birinci büyük azıların sürerlerken ikinci süt azılarının köklerini rezorbe etmesi gerçek yer
darlığının belirtileridir.
2- Semptomatik yer darlığı süt dişlerindeki ara yüz çürükleri veya erken süt dişi çekimleri
sonucu ortaya çıkan ark boyu kaybı ve buna bağlı olarak görülen yer darlığıdır.
 Süt dişlerindeki ara yüz çürüklerinin tedavisinde anatomik şekle sadık kalınmaması yani
mesio-distal boyutun korunmaması da semptomatik yer darlığına sebep olur.
3- Gerçek ve semptomatik yer darlığı kombinasyonu yukarıdaki iki durumun bir arada
görüldüğü ve yer probleminin daha ciddi olduğu vakalardır.
 Diş sürme rehberliği üç başlık altında incelenebilir.
- Yer darlığının çok az olduğu vakalarda uygulanan sürekli diş çekimi düşünülmeksizin yapılan
sürme rehberliği
- Yer ihtiyacının fazla olduğu vakalarda uygulanan sürekli diş çekimi önceden planlanarak
yapılan sürme rehberliği (ortodontik seri çekim)
- Konjenital diş eksikliğinde uygulanan sürme rehberliği
 Sürme rehberliği tedavisi karışık dişlenme döneminde uygulanmaktadır.
 Karışık dişlenme dönemi iki safhaya ayrılarak incelenebilir.
-Birinci safha kesici dişlerin değişim safhası ikinci safha ise kanin ve küçük azıların sürme
dönemidir.
-Bu iki safha arasında 1,5-2 yıllık bir ara dönem bulunmaktadır.
 Sürme rehberliği tedavisini uygulayabilmek için, karışık dişlenme döneminin birinci safhasının
tamamlanmasını yani sürekli kesici dişlerin sürmesini beklemek lazımdır.
 Çünkü süt ve sürekli kesici dişlerin mesio-distal çapları arasındaki fark sonucu ortaya çıkan
yer darlığı,sürekli kesici dişlerin sürmeleri esnasında büyük ölçüde ortadan kalkmaktadır.
- Bu nedenle sürekli kesici dişlerin sürmeleri tamamlandıktan sonra, mevcut olan yer
problemine çözüm aranmalıdır.

HIT
-Bu davranış hasta ve ebeveynin problemi yeterince değerlendirebilmeleri açısından da
önemlidir.
 Sürme rehberliği tedavisinde, yer darlığının hiçbir aparey kullanılmadan tedavi edilmesi
amaçlandığından, buradaki en önemli konu dişlerin fizyolojik hareketleridir.
-Bu sebepten öncelikle dişlerin fizyolojik hareket kurallarının bilinmesi gerekir.
 Dişlerin fizyolojik hareket kuralları
 Bir diş çekimi sonucu komşu dişlerde bu boşluğa doğru bir hareket olur.
 Dişlerdeki tüberkül fissür ilişkisi, tüberküllerin biçimi ve dişlerin fonksiyonel kuvvetlerle karşı
karşıya kalış şekli bu hareketin miktarını ve şeklini belirler.
 Çekim boşluğuna doğru olan hareket daha çok devrilme hareketi şeklinde olup, alt çenedeki
dişlerde daha belirgindir.
 Çünkü spee eğrisini göz önüne getirirsek, üst dişlerin eksenleri yukarıya doğru uzatıldığında
bir noktada birleşirler.
 Alt çene dişlerinin eksenleri ise aşağıya doğru birbirlerinden uzaklaşırlar.
 Bu bakımdan üst çenede bir çekim yapıldığında komşu dişlerin eksenleri birbirine paralel
duruma gelir.
 Alt çenede ise komşu dişlerin eksenleri paralel durumdan daha da uzaklaşır.
 Henüz sürmemiş olan dişlerde mesiale doğru olan bu hareket paralele daha yakındır.
 Alt ve üst çenedeki dişlerin eksen eğimlerinin farklılığı sebebiyle, çekim boşluğunun kapanması
üst çenede daha kolay bir şekilde olmaktadır.
 Mesial yöndeki hareket distal yöndekinden daha fazladır. Bu farklılık üst çenede daha
belirgindir.
 Dişlerin çekim boşluğuna doğru hareketi hastanın yaşı küçüldükçe daha hızlı ve daha fazla
olmaktadır.
 Sürmüş dişlerin hareketi sürmekte olan dişler tarafından desteklenerek arttırılmaktadır.
 Bir süt dişi, altındaki daimi dişin sürme zamanından iki yıldan daha fazla bir süre önce
çekilmişse sürekli dişin sürmesi gecikir.
 Süt dişi altındaki sürekli dişin sürmesine iki yıl veya daha az bir süre kala çekilmiş ise, daimi
dişin sürmesi hızlanır.
 Süt dişinin apeksindeki bir iltihabi olaya bağlı olarak kemik erimesi olmuşsa, daimi dişin
sürmesi daha da hızlanır.
 Sürekli diş çekimi düşünülmeksizin yapılan sürme rehberliği tedavisi
 Sürekli kesici dişler sürdükten sonra mevcut olan az miktardaki yer ihtiyacının lee-way boyutu
kullanılarak giderilmesi amacıyla uygulanır.
 Genel bilgilerimizden hatırlayacağımız gibi, alt keser dişler sürdükten sonra birçok vakada
görünen yaklaşık 1,5 mm.lik bir yer darlığı fizyolojik bir olaydır. Süt kanin ile süt azılarının
değişme döneminde bu problem kendiliğinden düzelecektir.
 Alt kesiciler bölgesindeki 1,5-2 mm.lik yer ihtiyacını gidermek amacıyla süt kaninleri vaktinden
önce kesinlikle çekilmemelidir.
-Zira alt süt kaninlerinin erken çekildiği durumlarda alt kesici dişler linguale doğru eğilerek
dikleşmekte ve az miktarda olan yer ihtiyacını önemli boyutlara getirmektedir.
 Yapılacak işlem süt kaninlerinin mesiallerinden tek taraflı separeler ile yer ihtiyacı kadar
möllemektir.
-Bu şekilde kesiciler bölgesindeki yer ihtiyacı kaninler bölgesine taşınmış olur.

HIT
Keserler bölgesindeki az miktardaki yer Süt kaninlerdeki aşındırma sonucunda
ihtiyacını karşılamak için süt kaninlerin daimi keser dişler düzgün bir şekilde
mesial yüzeylerinden aşındırma yapılması sıralanırlar.

-Ancak süt kanin ve süt azıları ile altlarındaki daimi kanin ve küçük azılar arasında
halen bir boyut farklılığı bulunmaktadır.

 Alt sürekli kanin ile birinci küçük azı dişinin sürme dönemlerini hatırlayacak olursak,bu iki diş
ya birlikte sürerler veya biri diğerinden çok kısa bir süre önce sürer.
-İkinci küçük azılar ise bu dişlerden 9 ay ile 1 yıl sonra sürerler.
 Alt sürekli kaninin mesio-distal çapı üzerindeki süt kaninden yaklaşık 1 mm daha büyüktür.
-Alt birinci küçük azılarda ise durum tersine olup, birinci küçük azı dişi üzerindeki birinci süt
azısından 0,75 mm daha küçüktür.
-İşte alt kanin için eksik olan yer ile birinci küçük azı için fazla olan yer bu dişlerin aynı
dönemde sürmesi ile dengelenmektedir.
 Fakat biz alt kesiciler bölgesindeki yer ihtiyacını kaninler bölgesine taşıdığımız için, köpek
dişlerinin diş dizisinde yer alabilmeleri için bir miktar daha yere ihtiyacımız olacaktır.
-İhtiyaç duyulan bu yer ikinci süt azılarının mesial taraflarının möllenmesi ile sağlanacaktır.

Burada alt ve üst birinci küçük Dişlerin normal Bu yolla daimi dişlerin
azılar sürmüş,alt ve üst sıralanabilmeleri için alt ve üst sıralanabilmesi için yeterli
kaninlerin ikinci küçük azılardan ikinci süt azılarının mesial yer Lee-way boyutundan
önce sürmesi beklenmektedir. yüzleri,altı yaş dişlerinin sağlanır.
normal kapanışa geçebilmeleri
için de alt ikinci süt azılarının
distal yüzeyleri möllenir.

HIT
 Programın uygulanmasında herhangi bir problem olmadıkça ulaşılacak son durum görülmektedir.

 Hem alt hem de üst çenede Lee-way boyutunun önemli bir kısmını veya tamamını kullanmış isek
birinci büyük azılar başbaşa kapanıştan sınıf I ilişkiye geçemeyeceklerdir.
-Bu taktirde üst birinci büyük azıların ağız dışı bir apareyle veya başka bir mekanik ile distale
edilerek sınıf I ilişkiye getirilmesi gerekecektir.
 Sürekli diş çekimi önceden planlanarak yapılan sürme rehberliği (Ortodontik Seri Çekim)
 Süt ve karışık dişlenme dönemlerinde diş boyutları ile diş kavsi arasında ciddi bir problem
olacağı,diğer bir ifade ile diş dizilerinde çapraşıklık olacağı önceden tahmin edilirse, seri
çekim uygulamasına başlanması düşünülmelidir.
 Seri Çekim Uygulamasının Endikasyonları
1) Daimi dişlerin hacimli olması ve diş kavsi uzunluğunun yeterli olmaması
(karışık dişlenme analizleri ile belirlenir),
2) Vakitsiz süt dişi kaybı,
3) Süt kaninlerin erken kaybı,
4) Laterallerin lingualden veya palatinalden sürerek kesicilerin iki sıralı imiş gibi görünmesi,
5) Daimi kaninlerin laterallerin üzerine doğru mesiale sürmesi,
6) Ark boyut kaybı sebebiyle azıların mezialize olması,
7) Alt kesicilerin vestibül yüzündeki gingival çekilmeler,
8) Anormal diş sürme yönleri ve anormal sürme sırası.
-Bu belirtilerden biri/birkaçı görüldüğü zaman seri çekim uygulaması düşünülmelidir.
 Ancak seri çekime karar vermeden önce, vakanın etraflıca değerlendirilmesi ve şu hususlara
dikkat edilmesi gerekir;
 Azı kapanışı sınıf I olmalıdır.
-Çünkü seri çekim uygulamasının başarılı olduğu vakalar iskeletsel bozuklukların olmadığı
anomalilerdir.
 Overbite aşırı olmamalıdır.
-Çünkü derin kapanışlı vakalarda seri çekim sonucu örtülü kapanış artar.
-Örtülü kapanışın artışı hem arka grup dişlerin mesiale gelmeleri hem de kesici dişlerin
retrüzyonu sebebiyle oluşur.
 Konjenital diş eksikliği bulunmamalıdır.
-Bu husus gözden kaçtığı taktirde çok ciddi durumlarla karşılaşılır.
 Ark boyut analizlerinde yer ihtiyacı 7 mm.den fazla olmalıdır.
 Özellikle üst kaninlerin sürme yönü bozuk olmamalıdır.
 Seri Çekimin Uygulanışı:
 Seri çekim uygulamasına başlamadan önce hastanın tüm diagnostik kayıtlarının toplanmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bunlar sefalometrik film, panoramik film, seri periapikal grafiler
ve ortodontik modellerdir. Dişlerin durumları ve yer problemi yeterince değerlendirildikten
sonra seri çekim uygulamasına geçilebilir.

HIT
 Seri çekim uygulaması için bir yemek kitabı gibi tarif edici bir kitap yoktur. Uygulamanın
zamanı ve şekli tamamen hastanın gelişimine bağlıdır. Bu program genellikle üç safhada
yürütülür.
 1. Safha: Süt Kaninlerin Çekimi:
- Daimi yan keser dişlerin normal yerlerinde sürebilmelerine müsaade etmek için veya yan
kesici dişler sürmüşler ise kesiciler bölgesindeki çapraşıklığın spontan olarak düzelmesini
sağlamak amacıyla, süt köpek dişleri çekilir. Bu yolla kesiciler bölgesindeki yer ihtiyacı
kaninler bölgesine taşınmış olur.
- Üst diş kavsinde birinci küçük azılar daima köpek dişlerinden önce sürerler. Alt diş
kavsinde ise durum biraz daha farklıdır. Bazen birinci küçük azılar, bazen köpek dişleri daha
önce sürer, bazen de ikisi birlikte sürerler. Süt kaninlerin çekilmesi döneminde alt diş
kavsindeki bu değişkenliğin periapikal filmler aracılığı ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Daimi kaninlerin birinci küçük azılardan önce süreceği tahmin ediliyorsa alt süt kaninlerin
çekimi geciktirilmelidir.
- Alt veya üst diş kavsinde süt kaninlerinden birisi karşı yarım çenedekinden daha önce
düşmüşse, çapraşık durumda bulunan kesici dişler o çekim boşluğuna doğru kayarak orta hat
sapmasına sebep olurlar. Bunun önlenmesi amacıyla karşı yarım çenedeki süt kanini de derhal
çekilmelidir.
- Süt kaninlerinin çekilmesi işlemi normal gelişime sahip olan çocuklarda genellikle 8-9
yaşlarında yapılır.
 2. Safha: Birinci Süt Azılarının Çekimi:
- Bu işlem ile ortodontist, birinci küçük azıların kaninlerden önce sürmesini amaçlar. Biraz
öncede bahsettiğimiz gibi bu konuda üst diş kavsinde bir problem ile karşılaşılmaz.
- Alt diş kavsinde daimi kaninler daha önce sürerlerse, birinci küçük azılar daimi köpek dişi
ile ikinci süt azısı arasına sıkışıp kalabilirler. Bu taktirde ya ikinci süt azısı da çekilir ya da
mesial yüzü möllenerek birinci küçük azının normal sürmesi sağlanır.
- Birinci süt azıların çekimi süt kaninlerinin çekiminden yaklaşık 12 ay sonra yapılır. Yani
normal gelişime sahip kişilerde 9-10 yaşlarında bu işlem tamamlanır. Daimi birinci küçük
azıların sürmesini hızlandırmak için bazen alt birinci süt azıları üst çenedekilerden daha
erken bir dönemde çekilebilir.
- Bazı ortodontistlerde alt diş kavsinde düşmemiş olan süt kaninlerini birinci süt azıları ile
aynı dönemde çekmeyi tercih ederler. Bu durumda çekim işlemi 8,5-10 yaşları arasında
yapılır.
 3. Safha: Daimi Birinci Küçük Azıların Çekimi:
- Bu safhaya geçmeden önce tüm diagnostik kayıtlar tekrar toplanmalı ve incelenmelidir.
Gelişmekte olan yirmi yaş dişlerinin durumu ile kaninlerin sürme yönü yeniden değerlendirilir.
Ark boyut analizleri yapılarak yer ihtiyacı gözden geçirilir. Zira bu safhada hatalı olarak
yapılacak bir diş çekimi hem hastaya zarar verecek hem de telafisi için uzun bir ortodontik
tedaviye ihtiyaç duyulacaktır.
- Yapılan incelemeler sonunda çekime karar verilirse, birinci küçük azı dişleri çekilir. Bu
işlemi takiben köpek dişleri çekim boşluğuna doğru kayarlar ve diş kavsi üzerinde düzgün bir
şekilde sıralanırlar. Bu arada arka dişler de bir miktar mesiale doğru gelirler. Dişler arasında
kalan az miktardaki boşluklar ise ikinci büyük azı dişlerinin sürdüğü dönemde kapanırlar.

HIT
- Bazı ortodontistler düzelmenin daha iyi ve daha çabuk olmasını sağlamak amacıyla birinci
küçük azıları germ halinde iken çıkarmayı tavsiye etmektedirler. Bu işlem netice itibariyle iyi
sonuçlar vermekte ise de, komşu diş germlerine zarar verebilme ihtimali olduğu gibi çocuk
için de travmatik olmakta ve çocuğun diş hekiminden kaçmasına sebep olabilmektedir.
 Seri Çekim Uygulamasında Karşılaşılabilecek Problemler
 Seri çekim uygulamasındaki amaç diş kavislerindeki çapraşıklığın kendiliğinden düzelmesini
sağlamaktır. Bazen düzelme beklenildiği gibi olmaz ve yine de mekanik tedaviye ihtiyaç
duyulabilir. Buna rağmen aktif tedavi ile yapılacak işlemler en aza indirgenmiştir.
 Üst çenedeki çekim boşluklarının daha iyi bir şekilde kapandığından söz edilmiştir. Alt birinci
küçük azının çekiminden sonra alt kanin ve ikinci küçük azı bu çekim boşluğuna doğru eğilme
hareketi yapabilirler. Bu durumda söz konusu dişlerin eksen eğimlerinin düzeltilmesi gerekir.
 Bazen birinci küçük azıların çekimi kaninlerin distale hareketini sitimüle etmez. Bu durum
sürme yönü bozuk olan üst kaninlerde sıklıkla görülür. Böyle bir problem ile karşılaşıldığı
zaman kaninlerin üzeri cerrahi olarak açılır ve diş üzerine bazı elemanlar yapıştırılır. Daha
sonra ortodontik tedavi uygulanarak gömük kaninler diş dizisine getirilmeye çalışılır.
 İkinci küçük azılardaki restorasyonlar veya çürükler birinci küçük azılar yerine bir veya daha
fazla ikinci küçük azının çekimini gerekli kılabilir.
 Yeterince değerlendirilmeden yapılan seri çekim uygulamalarında konjenital diş eksiklikleri
problem olur.
 Örtülü kapanış artabilir. Bunu önlemek için ısırma plağı kullanmak zorunda kalınabilir.
 Seri çekim uygulansın veya uygulanmasın dört premolar çekimli vakalarda yirmi yaş dişlerinin
durumu takip edilmelidir. Literatür bilgilerimize göre, birinci küçük azıların çekimi birçok
vakada üçüncü büyük azıların meziale doğru eğilmesine ve horizontal pozisyonda gömük
kalmasına sebep olabilmektedir. Üçüncü büyük azıların gömük kalacağı hissedilirse cerrahi
olarak dikleştirilmeleri gerekir. Buradaki başarısızlık üçüncü büyük azıların da çekilmesine
diğer bir ifade ile sekiz adet dişin kaybına sebep olacaktır..
 Konjenital Diş Eksikliğinde Yapılan Sürme Rehberliği
A. Üst yan keserlerin eksikliği:
- Burada üst yan kesicilere ait boşluğun diş sürmesi rehberliği ile spontan olarak
kapatılması, üst kaninlerin yan kesici dişlerin yerine sürdürülmesi ve sınıf II kapanış
hedeflenmektedir. Bu amaçla üst çenede süt yan keser dişler erken dönemde çekilerek
daimi kaninlerin daha mezialden sürmeleri sağlanır. Yine üst birinci ve ikinci süt azılarının
mesial ve distal yüzleri möllenir. Mölleme üst birinci küçük azıların sürmesinden altı ay
kadar önce yapılmalıdır.
- Bu işlemi takiben birinci büyük azı dişleri meziale doğru hareket ederler. Tüm dişlerin
sürmesinden sonra kalan diastemaların kapatılması için aktif tedavi gerekebilir. Yalnız
burada şu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Bu uygulama ile üst çene diş kavsi alta göre
daha küçük olacak ve özellikle alt çenenin translasyon hareketini yaptığı dönemde alt diş
kavsinde çapraşıklığa veya çapraz kapanışa sebep olabilecektir.
B. Alt ve üst ikinci küçük azıların eksikliği:
- Burada da alt ve üst ikinci küçük azılara ait boşluğun diş sürmesi rehberliği ile kapatılması
hedeflenmektedir. Bu amaçla, alt ve üst birinci süt azıların distal yüzeyleri ile ikinci süt
azıların mesial ve distal yüzeyleri möllenir. Daha sonraki dönemde ise alt ve üst birinci ve
ikinci süt azıları düşme zamanlarından önce çekilirler.

SON

HIT

You might also like