You are on page 1of 12

ÇOCUKLARDA

GEOMETRİK
DÜŞÜNME
ÇOCUKLAR VE GEOMETRİ
• Çocuklar geometrik bir dünyada yaşıyorlar. Her gün yollarının üzerinde gördükleri binalar, yedikleri
yiyecekler ve oynadıkları oyuncakların pek çoğu geometrik şekillerden oluşmaktadır. Çocukların
ilişki kurdukları hemen hemen her şey geometri ile ilişkilidir (Welter, 2001).

• Okul öncesi dönemde geometri öğretiminin asıl amacı; çocukların çevrelerinde bulunan nesnelerin
benzerliklerinin ve farklılıklarının farkına varmalarına, geometrik şekilleri tanımalarına ve bu
şekilleri uygun kriterler kullanarak birbirlerinden ayırt edebilmelerine yardımcı olmaktır. Bu amaca
ulaşmak için de çocuklarda geometrik düşüncenin gelişimini ve çocukların geometrik şekilleri
birbirlerinden nasıl ayırt ettiklerini bilmemiz gerekmektedir.

• Bu sebepten dolayı çocukların geometriyi anlayarak öğrenmelerini sağlamak için, geometri


kavramları çocukların geometri ile ilgili var olan mevcut bilgileri üzerine inşa edilmelidir (Clements,
2000a).
PİAGET :
• Piaget’e göre matematik ve geometri öğrenmek hem mantıksal hem
de sezgisel bir süreçtir. Saf mantık ya da saf sezgisel olarak değil.
Mantık ve sezginin birlikte çalışmasını gerektirir.

• Çocuklar doğduktan sonra çeşitli geometrik şekillerle karşı karşıya gelirler,


bunların şekil ve büyüklüklerinin algılanması geometrik düşüncenin gelişimini
sağlar.

• Oyun oynarken oyuncakları şekillerine göre sınıflama, karşılaştırma, dizme,


döndürme vb. etkinlikler şekilleri tanımalarına ve böylece geometrik
düşünmelerine zemin hazırlar, bu yolla geometrik düşünme becerileri gelişir.
• Piaget ve Inhelder (1967) karmaşık olan geometri sistemini çözmeyi ve anlamayı
gerektiren geometrik düşünme becerisinin çok küçük yaşlarda gelişmeye başladığını
vurgulamaktadırlar. Dolayısıyla, erken çocukluk dönemindeki çocukların geometrik
düşünmesinin gelişiminin desteklenmesi gerekmektedir (Tsamir, Tirosh, Levenson,
Barkai ve Tabach, 2015; Van Hiele, 1959/1985).

• Jean Piaget, çocukta zihin gelişimini dört temel basamağa, bu basamakları da alt
basamaklara ayırmıştır. Piaget 5-7 yaş arasındaki çocukların nesnelerin özelliklerini
dikkate alabildiklerini, örneğin çokgenler ve eğrilerden oluşan şekilleri, çokgenler ve
eğriler olarak iki gruba ayırabildiklerini ortaya koymuştur. Daha ileri giderek
çokgenleri üçgenler, kareler şeklinde sınıflandırabildiklerini göstermiştir. Özetle bu
yaşlardaki çocuklar sıralama ve sınıflama yapabilmektedir (Günce; 1973, 110).

• Piaget, çocukların erken yaşlarda çevreyi ve şekilleri algılamalarını topolojik


geometri ile açıklamaktadır.
• Piaget, çocukların uzayı ilk algılayışlarının Öklit geometrisi gibi algılandığı ve geometri
öğretimine Öklit geometrisi ile başlandığı, bunun ise yanlış olduğunu, çünkü çocukların uzay ve
çevresi ile ilgili ilk görsel kavramlarının topolojik olduğunu vurgulamaktadır (Copeland, 1974;
Dodwell, 1963; Kellough ve di¤erleri, 1996; Piaget ve Inhelder, 1967).
• Piaget, çocukların Öklit şekillerini gösterme becerilerini incelemek amacıyla, 3-7 yaş arası
çocuklardan 21 tane şekli çizmelerini istemiş ve çocukların çizimlerini üç basamakta ele almıştır.
• Genellikle üç yaşın altındaki çocukların çizimlerinde (yaptığı karalamalarda) hiçbir amaç ya da
kasıt gözlenmemiştir.
• Üç yaşında başlayan birinci basamakta, önceleri çocukların karalamaları figürün açık ya da
kapalı olmasına göre çeşitlilik gösterirken, ilerleyen dönemde çizimler daha belirgin biçim almaya
başlamaktadır. Bu basamakta çocuklar kare, daire ve üçgenlerin hepsini düzensiz kapalı eğrilerle
aynı şekilde göstermektedirler. Bu şekiller topolojik olarak eşdeğer olduklarından dolayı çocuğun
yaptığı topolojik olarak doğrudur. Buna rağmen yapılan karalamalarda, kenar uzunluğunun,
açıların, boyutun ve kenarların sayısının Öklitsel ilişkileri tamamen göz ardı edilmektedir.
• İkinci basamak, dört yaş civarında başlamakta ve beş-altı yaşlarına kadar uzanmaktadır. Bu
basamağın ilk dönemlerinde eğri şekiller, doğru kenara sahip olanlardan ayırt edilmeye
başlamakta, ancak çokgenler arasında henüz tam bir ayırım yapılamamaktadır. Basamağın daha
üst seviyesinde açıların sayısına bağlı olarak şekiller arasında bir ayrım yapılmaya başlanmaktadır.
Örneğin, daireyi elipsten ayırt etmede boyutlar fark edilmeye başlanmaktadır.
• Yaklaşık olarak altı-yedi yaşlarına denk gelen üçüncü basamakta ise, çocuklar karmaşık olanları
da içeren bütün figürleri kopya edebilmektedirler (Copeland, 1974).
VAN HİELE GEOMETRİK DÜŞÜNME
BECERİLERİ:
• Pierre Van Hiele ve Diana Van Hiele Geldof'a göre ise çocuklarda geometrik
düşüncenin gelişimi 5 aşamada meydana gelmektedir. Bu beş aşama Piaget'in
gelişim basamakları gibi sıralıdır.

• Her çocuk bu basamaklardan aynı yaşta olmasa bile sırayla geçmektedir. Bir
basamaktaki geometrik etkinliklerle deneyim, bir üst basamağa geçişi
kolaylaştırmaktadır. Bu düzeyler doğrudan yaşlarla bağlantılı değildir.

• Ancak her insanın geometrik düşüncedeki gelişimi bu sıraya göre


gerçekleşmektedir.
DÜŞÜNME DÜZEYLERİ:
• Sıfır Düzeyi-Gözünde Canlandırma: Bu aşamada çocuklar şekillerin fiziksel
görünüşünü temel alarak şekilleri tanıyabilmektedirler. Kare ve dikdörtgeni tanıyabilirler ancak bu
durum, çocukların bu dörtgenlerin özelliklerinin farkında oldukları anlamına gelmemektedir
(Troutman ve Lichtenberg, 1991). Bu aşamadaki çocuklar şekli bir bütün olarak algılamaktadırlar.
Karenin üçgen olmadığını bilmelerine rağmen, kareyi isimlendirdiklerinde karenin sadece toplam
şekline odaklanmakta, açı ve kenar ilişkisiyle ilgilenmemektedirler (Aktaş-Arnas, 2005).
• Çocuk için “kare karedir”. Karelerin tanımını ve özelliklerini tanıma bağlı olarak kavrayamazlar.
Örneğin karenin aynı zamanda bir dörtgen olduğunu anlayamazlar. Bu evredeki çocuklara
geometri öğretiminde gerçek nesnelerin sunularak çocukların bunlarla etkileşime geçmesi ve
şekiller arasındaki benzerlik ve farklılıkları fark etmesi gerekmektedir (Aktaş-Arnas , 2005; Altun,
1997).
• Bu düzeyde yapılabilecek etkinlikler:

• Ara-bul etkinliği: Öğrenene verilen bir grup geometrik nesne içerisinden


kendine göre benzer gördüğü şekil veya cisimleri arayıp bulması ve
sınıflandırması (Olkun & Toluk Uçar, 2012).

• Geometrik şekillere benzer gerçek hayat örnekleri vermek, geometrik sekileri


eşleştirmek, benzer ve aynılarını bulmak ve onlardan çeşitli desenler yapmak,
çivili tahtada çeşitli geometrik şekil ve desenler oluşturmak, bu desenleri kağıda
aktarma etkinlikleri bu donem öğrencisinin yapabileceği etkinliklerdendir (Olkun
& Toluk Uçar, 2012).
• 1. Düzey - Analiz Etme : Bu aşamada çocuklar uzunluk, büyüklük,
genişlik gibi
bir takım kriterlere göre sınıflandırma yapabilir ve şekillerin bazı özelliklerini
tanıyabilirler (Troutman ve Lichtenberg, 1991).

• Bu evredeki çocuklar şekillerle ilgili bazı genellemelere


ulaşabilirler. Örneğin, “karenin dört eş kenarı vardır veya paralel kenarların
karşılıklı iki kenarı paraleldir” gibi.
Ancak çocuklar hala şekil sınıfları arasındaki ilişkiyi göremezler.
Örneğin; “dikdörtgen aynı zamanda bir paralel kenardır” gibi. Çocuklar ancak
ilköğretimin 3 ve 4. sınıflarında bu aşamaya gelebilmektedirler (Altun, 1997).
• Bu düzeyde yapılabilecek etkinlikler:

• Kibrit çöplerinden geometrik şekiller yapmak, geometrik şekillerin boyutlarını


ölçmek, çivili tahtada verilen bir şekli oluşturmak, alan, simetri ve döndürme
etkinlikleri yapmak, üç boyutlu geometrik cisimlerin açınımlarını incelemek,
onları kesip katlamak, kaç birim küp alabileceklerini düşünmek, geometrik
şekilleri karşılaştırmak, benzerlik ve farklılıklarını geometrik olarak ifade
etmek (Olkun & Toluk Uçar, 2012).
2. Düzey - Bilgi Çıkarımı: Bu aşamada çocuk şekillerin arasındaki
ilişkileri görebilir (Troutman ve Lichtenberg, 1991).
Örneğin; “yamuk, iki kenarı paralel olan dörtgendir” gibi. İlköğretim 5. sınıf için önerilen
etkinliklerin bir kısmı bu safhaya uygundur.
Bu basamak ortaokul sınıflarında da devam etmektedir (Altun, 1997).

3. Düzey - Sonuç Çıkarma :Bu aşamada çocuklar sonuç çıkarmak için


kanıtlar, teoremler ve ispat etmenin önemini anlarlar. Sonuç için kanıtlar sunabilirler. Bu
dönem lise yıllarına denk gelmektedir (Aktaş-Arnas, 2005).

4. Düzey - Kesinlik : Bu seviyede öğrenciler geometriyi bir bilim olarak ele alıp
inceleyebilirler ve soyut çıkarımlar yapabilirler (Aktaş-Arnas, 2005; Altun, 1997)

You might also like