Professional Documents
Culture Documents
Toplumsal Tarih Sayı 298 Ekim 2018 Yeni Taramaya Kadar Idare
Toplumsal Tarih Sayı 298 Ekim 2018 Yeni Taramaya Kadar Idare
Emperyalizm,
Anti-Emperyalizm
ve Sovyet-Türk
İlişkilerinde
Georgiy Çiçerin'in
Rolü
Samuet ]. Hir.st
Nikaha İtiraz:
,,Onlar Süt
Kardeşleridir"
Abdullah Saydam
Seyahatname'deki
Siywetname:
Evliya Çelebi'nin
,,Altın Post" (Golden
Vlies) Figürü Üzerine
Ekfrastik Yorumu
Nuran Tezcan
Osprey Askeri
Tarih Dizisi'nin
26. Kitabı:
istanbul'un Fethi
1453
7.mhin en buyuk sJVc larırın
aynnt ıl ı dokurılerı. lı.ı<ııT'
kuvvetlerin strateıılerı, taktiklerı.
askeri harek�tın dııQlirn noktaları
Bizans başken tını savunan ve
kuşatan ordul.ır ıle donanmalar;
Sel tan il. Mehf'led'ın tak tıklerı VE
EN YENiLER ...
IUMBERTO DAvtn CııvııT.ı.1.
ECO �··12t
DİLİN
kısa
TARİHİ
�l�t
�
ARAŞTIRMA TARİH ARAŞTIRMA ARAŞTIRMA
RIRS!N l\A.Şr\P
ZİHİN ve
VAROLUŞ
�ARTIK
E ...
"
.,
O IZMLE ..:;.;
FARK
YAŞAMAK EDİLMEK ;:
;:
::ı
İSTİYORUM
""'""""'('*•·-
mıu.llCTÇl1l1tç3Cınna
kırran TCrciimeLert
SAVAŞı'NDAN
Hüseyin Göcen'ın "Sığırcık Suyu Şeyhleri"
MANZARALAR 56 GEORGİY ÇİÇERİN,
başlıklı yazısı, Ankara'da bulunan bir dergah ve
onun kurucu şeyhiyle �ullarının keramet eseri
Hazırlayan: Edhem Eldem SOVYET DIŞ
çıktığı kabul edilen bir suyu çekirge istila eden
POLİTİKASI VE
() 8 OSMANU' OA TÜRK İHTİLALİ
yerlere götürmek karşılığında vergiden muaf
GAYRiMÜSLİM BASINDAN Samuel J Hırsı
tutulmalarının öyküsünü anlatıyor. Dergahın
-
ömrünün uzunluğu, gıderek tüm imparatorluk
VATANDP§
coğrafyasına yayılmış bir mitin, onun siyasi
TÜRKÇE öÖREN! 64 BOSNA KÜLTÜR VE TARiH
Hazırlayan: Murat Cankara VAKFI BAŞKAN YAROtMCISI
güçle ilişki kurmakta çok işlevsel olabildiğini
AKiF GÖÖÜSGEREN iLE
gösteriyor.
14 OSMANLI BASININDA SÖYLEŞi
Abdullah Saydam'ın yazısı Osmanlı döneminde
YÜZ Yll ÖNCE BU AY "BOŞNAKLARIN
aile oluşumu, taranar arasındaki tartışmalar,
Haıırlayan: Emel Seyhan
GÖÇLER,
evlılıkle ılgili gelenekler ve mahkemelerin KATLİAMLAR VE
aile ilişkilerine yaklaşımı gibi ılginç konuları MÜCADELELERLE
gündeme getiriyor. 1832 yılında Trabzon Şer'lye #8 KARAKÖY DOLU TARİHİ"
Mahkemesi'nde süt kardeşliği iddiasıyla açılmış KURŞUNLU HAN
bir nikaha itiraz davası ve davada sunulan Naz Ecem Çınaryılma2
'
sağlayan Kansu Şarman'a teşek
...
Kasım ayında görüşmek üzere
LlllUSTRATION'DAN
SEÇMELER
Edhem Eldem, L'/llu6tration'un
18 Ağustos ı877 tarihli
sayısından dergi ressam ve
muhabirlerinin Osmanlı-Rus
Savaşı'nın sürdüğü bölgelerden
ilellikleri yazı ve görüntüleri
aktarıyor.
İSTANBUL FRANSIZ
ANADOLU
ARAS.TIRM.ALARI
ENSTITUSU
(IFEJ\) HARİTA VE .
HARITACILIK BiRiMi
Pascal Lebouteiller. IFEA'nın zengin
harita koleksiyonunu ve bu koleksiyonu
dijitalize etmek için yürüttükleri
projeleri tanıtıyor.
............,
DP'NİN SON İKTİDAR
YJLINDA BEY NELM.İL.EL
BIE. BASIN POL.EMIGI:
"TURKIY.E YENJ.DEN
DiNE MI DONUYOR?"
Resul Babaoğlu, 23 Şubat 196o'ta The Times
muhabiri David Hotham'ın yayımladığı yazı
ve bu yazıya Türkiye basınında verilen
tepkileri anlatıyor.
-
IOPWHSAL TAllİH YAYIN KURUl.U Zafer Toprak, Heıe Tunçay, iLETiŞiM Karaaslan Cad. ).4J:04 MATBAA SERTiFiKA
A�hk Tarih Derılsi Mehmet 0. Alkan, Adil ÖmerTuran, Al� U$1u.
Cozı.z) )IJ sı l> (Dahili 11) Bagcılar • lsıanbul "UMAaAJt
'�' ZC}S. Eklm:oı8 Bakıuıya, Muraı Bdıe. Nuran Yıldınm
beırlsozdtn� com (oı:ıı)4ı1oz.t ı-t )UU
Fatmapıl Berltta}'. lkdtnt YAYIN T0R0 BİR YILUK
Bılmt.'1. Ayd11n Çl'hk. ı>ot<ın
s. YAiıl$LDI HODOıt.O BASKI
T.UIH YAKFl Ban� Alp Özden GD Ofset Matb.ıacılık Yerel Süreli Y11yın ABONB BEDELi
YunJçl ı;o,oo lL
ADIJ'IA SAHİBi Çcunkaya, Gokhnn Çcunsaya.
Esra Oanaaotlu. Omer ve Tıc. San. A.Ş.
Bulcnı Bdmcı
ANKARA TEHSILdLICI
Dunnaz, Selçuk Dursun. YAYll''4 Y01'4ETME.trıfl Atatürk Bulvan Depıosite (0112)�0510 ABD 170 $
Edht'm Eldem, Ahrntl Banş Alp ôıden
(o3u)�OOSo Avrupa Olkeleri ıs<> f
rARİHVVAKFI
iş Merkezi As Blok 4 Kaı
&soy. fıraı Güllü. Nu� No. 407 lklte.111 058 - Kıbrıs ı6o TL
EoiTÖll Y.U.DIHCJSI
Başakşehır - lstanbul
Ciürbot,a. MuraıGu\.t-'flf,
ABOMEJ.ht © Toplımı� Tanh Yaz.ı
ZCym-p Büyükpaıta
Mdunrt Haasalıhotlu. Hunııt Tel o.m t,,ı 91 oo
Tanh Vakf'ı lş�'oden Yf! lh:Jli 'flL.\rdml
mbpa�rmen Kornlturt, Burcu Kun, OEllGI V! KAPAK (0212) S.U Ol Ol (Js) wrt alırtmabmn ahnıı
,...N
.._ ı.t:ıo Ef(m Macar. Ayşe Oııl. TAS.AI.iMi BASKI TARJHI (om) 513 5-4 oo (fax) yapılıırnaL lı.ııı \'t!l'Çevtııınde
l•rnı�·nıı 14ıj-4 lsuıııbu1 Must.ıfaH. Sayar, Raur Kösemen EylQI ı:oı8
YAY11'4CI SEUlriKA
lmn Ctmıl Sduck.
yapılaakıll11111larda
ı!l)SZJ:Ol:Ol OAOITIM Toplumu! Tıantı'ın ıljıh
Canay Şahin. <>tuı Tekln. KAPAK, SAYFA TASAlllM/ 1'4UMAllASI
Dünya Siip<ı- Vrb. Ofset A Ş sayısını vt yaı.ır ısmını
Taner Timur, Meltem Totsôı,
lhv.1.kfl.orı.tr UYGULAMA ıııoı
Hilal Rak.ıcı ıoo Yıl Mah. Huseyin bclınmct. ıorunhıdur
-
18 AÖUSTOS 1877
OSMANLI-RUS SAVAŞI'NDAN
MANZARALAR
Antwerp'te
Rubens'ln üç
l 'llltı<11raııorı derg1'tnın 18 A�ustos Osmanlı lmparatorluğu'yla ılgılı gorwıııı lPr ı:<•çmemış nlm11sıydı
yüıünCO yılı ıBn tarıhlı w 1799 numaralı clcrgıde yer alan ya11 ve �tirunıüler Boyl<' durıımlaıd;ı ııdt•ı ıılclu�ıı
ıın·n• dt rgı u•phl·dl'kı ıııııh.ı bırını n
şenilkleri.
sayısının kapa!)ında bır kez daha o ıse bır kez daha artık aylardır
Plantin arabası
ve Yeşil <ene dogumunun uç yuzuncu )ılı surmckıe olan Osmanlı Rus !'lı n<lt•n g• ld ın<<' ı oparl ad ı ı
Meydatt'tn
kutlanan meşhur ressam Ruhen.� S<ıvaşı yl a ıl�ılıydı Daha oncekı habtr ' �<.lrunıulcrden hır lilr
ltmt':lt':rl.
-Teniers ıım 1640) }erefınc duzenlenen sayılarımıza da yamıttığımız aynı derleme ya ır"k halı<' IXY. u unu
Me-ydanında.kt kuılam•lardan gorunıuler yer konudakı ıııu.rraııorı s.ıyılan)la dold urıvay.ı gayrt·t l·dıynrdu
ıafer takı.
alm.ıktaydı (bkı sayı 296, ortak bır nokta, dcrgının elıne
M. dt Roddaı'tn
çlılmleri. A!lustos ıoı8J hala dışe dokunur olayl.ır ve Bu dt:l.ı clcrh•m«yr ''"' ol.ııı konu.
Osmanl ı•ııı l<:Mrı w bunun
nctlC'ımnde ortaya çılwn $ ddct
'e �r.ı·ı mc>clesıydı Snhn lcr n
ııı..ı. Ku1ey Bul� rısııın d.ıkl Nı bolu
IOURNAL UNIVERSEL
(Bulgarra Nıkopol) kı·nııııııı
1 ,rttnı:uu ı-ou 11 uuı ır ıtn.n
Rıısl•r.ı l<.1ybedılmt•sıyıl1 O"ıı.ııılı
......... ""'-�"""
uıı•no\ """ı*U•llft,.lil'Uın•ıı
1
:li' .\!fm.
SAMEOI
UJl.
18
l\\ \' 11
AOUT 1877 ...... �••-ır....
...... ...
.......ı..... ,. -u- �t·nclkurmayı Osın.ııı P l)tı'yı
... --. ·----··· -· __ ... . . -·-,-· ·-··· ....
�-..-La<______ _._ __ • •• ... - Pl•vnı·'dekı mudalilJ ıyl.ı meşhur
-·-----�--�--·---· _, ....
Nljbolu. Rus
askerlerin
himayesinde
kentin
arkasındaki
bir vadide
kamp kurmuş
ARK OLAYLAR!: yok. Hezimetlerinden sonra R uslar, karşılaşmadan Balkanlar tarafında Türk aileleri.
L 'IUuatration'un
Ni DOLU VE HARP ESiRLERi herhangı bır engele takı lmadan ga harekat gerçekleştirmek için almala Ozel muhabiri
lıplerının k arşısındakı eski mevzıle rı gerekil olan Osman Paşa'nın mev M. Lançon
car1rmda.n
on Plevnc muharebesınden be rı rıne dondüler Bu aksılıklcr onları zılerıne dorduncu kez sald ırmadan
yerinde
ıv•� ce phesınden yenı bır haber tedbırlı kıldı. Artık yeni bır felaketle önce destek bırlıklerının ge lmesını yapılmış çizim.
-
-
""
�
"iS
=
c:J..
11.ı
Cı')
a
�
ı::
Q
�
.a
..,.. Tunka-Sllva'da beklıyorlar. Yeni Türk generaline ge sındakı Turnu-Magurele'de yerleşıi dumanı tüten harabeler kalmıştı. Yı
:--e bir TOrk eslr
lince. o da eli tetikte duruyor. Ken rilıniş Rumen topları biçare kenti atı kıntıların arasındaysa cesetler. gene
"'4 kafilttlnln
molası. dısıne bırkaç tabur iltıhak etıı, ama şa tutarken, General de Krüdner ku cesetler Devam eden yangından do
L'IUwtratton'un şimdiye kadar ona bu kadar yarayan mandasındaki birlikler sağ yakadaki layı çogu yarı yarıya yanmış insanlar,
6zel muhabiri
savunma konumunu hıçbir şekilde savunma bırımlerıne saldırıyordu. atlar. öküzler. Yangını söndürmek
M. L&nçon
tarafından terk edeceğe benzemıyor. Pek ge Akşama dogru bunlar tamamen püs içın csır düşmuş garnizon çagırıldı.
yerinde yapdmış
cıkmeyecek olan yenı karşılaşmayı kürtulmuştu ve 123. Rus alayı varoşa Fakar kentin bır kısmını yalayıp yu
çizim.
beklerken bız de bıraz geriye dônuk gırmeyı başarmıştı. Her bır asker tan yangının nedenınin top atışla
tarıh yapıp, son muharebelerden elinde tüfegıyle her an ateş etmeye rı olduğunu duşunmemek gerekir.
önce gerçekleşmış olan bazı olayları hazır bir şekılde yarı yıkılmış evlerın Bulgarlar da işe el atmışlardı Her
gravurlerımlzle tekrar ele alacağız. duvarları boyunca ılerliyordu. Ar yerde olduğu gibi Rusların gelışin
Bunların ılkl bııı Nığbolu'ya göturu tık mudafaa ımkansızdı. Dolayısıyla den ıstifade ederek Müslüman ev
yor ertesi gün kent şartsız teslim olmuş lerini yağmalayıp yakmışlar. içinde
ve Tuna Kale mevkii de General de yaşayanları da kaılermişlerdi. 15-16
Ruslann ellnde
esir veya yaralı Nigbo/u'nun varo�unun 123. Ru• Krüdner'e verılmişti. Nığbolu artık Temmuz gecesi bu biçareler için kor
alayı tarabından l�9ali. - Bilindı
akrabalannı
sokaklara dağılarak hemen kenti tes kunç bir geceydi! Her yerde peşlerı
tanımaya
gelen Çingene ği gıbi Nigbolu taarruzu 15 Temmuz lım alan Rusların elindeydi. Ne man ne duşenlerdcn dehşete kapılmış bir
kadınlan. günü gerçekleşıı Tuna'nın sol yaka- ıara 1 Lımana yakın yerlerde ancak şekilde sokaklarda kaçışıyor. kıyafet
degıştiriyor, bır anlık bir sığınma yeri
arıyorlardı. Kaplan yüzlü avcıların
avladığı insanlar. ı6'sında Allahtan
Ruslar müdahale ederek katliamı
mumkiın oldugunca durdurmaya
ıı ııı cırafı harabelerle çevrili epey konserve ya da bir ıaılı götürüyor. askerlerin kalanı, ıkl tepe arasındaki
ılıl hır sokaktan çıkıp asıl şehre va- Böylece iyi karşılanıyor ve söyledik derenın her ikı yanında ıse esirler
1111 onu geçmek gerekiyor. Son evler lerıne kolaylıkla itimat edilıyor. oturmuşlar Bu kanlelerden bırınl
rııdt• kaldıgında kavak ve akasya seyrederken muhabırımız gayet duy
ı�ıı\ lnrı kaplı tepeler arasında derin Hir köy yakınında Tiirk e.ılr katile gulandırıcı bir sahneye tanık olmuş.
bıı vadı oluşıuran bogat gortılebılı oinın molaoı; akrabalarını arama Bır köye yaklaşırken bırden bağrış
o
'' l ..
nlık O'manlı Arşıvı'ndekı
�
ıJ'.;,ı;.,ı,.ı
J..vnı.;...,,�"
.....,;..;.
mış Bu /lı;yo;er• ın
(1 V( k RI R ZARAR"
lııııııl11ıının filizleri hiç değil ise otuz mübalağa olmalıdır, hiç bir ahali, Türkçenin ehemmiyetini buradan
• ııı·ıh·n sonra kendı Üzerlerinde gö kendi tabi bulunduğu, ve asırlardan çok ziyade tanımışlardır), burada,
l ııl1111·�ı· başlamıştır. beri nan u nimetiyle perverde oldu yalnız şu son otuz sene müddette,
gu lekmek ve nimetiyle beslendiği) mekteplerimize üç yüz bin lira para
Mı ı�ıır nasıhat başka bir şey olma devletin resmi lisanını çocukları sarf edilıp, ve kırk kadar mekteplerin.
ill ı ıııı•kteplerimlzde. llsan-ı letafet na öğreıılrmek hususunda ihmal u hemen kiiffesinde dahi Türkçe lisan
ıı ııı ı Türki'ye !güzellikler kaynağı tekiisülü lumursamazlıgıl caiz göre dersi bulunmakta iken, lazım gelen
l ııı� ı<'YC I. lazım gelen ehemmiyetin bilir mi. hiç bir adem göre göre ve ehemmiyet verilıp ve dikkat olunma
ıı ılııw,fdir. Ve bu da azıcık !ayıklı bile bile kendi menfaatını tepip redd dığından, bugün mezkür mektepler
lııı ıııııluhaza ve muhakeme ıle ıd- edebilir mı, artık bu olamaz bir şey den layıkıyla Türkçe tahsil etmiş otuz
ı ıl ıılıınabilir bir madde iken. had dir, !derdik!. Halbuki daima halk böy kırk kişi görülememektedir. Ve garip
ılı ıı /lynde esef olunsa caizdir ki. ledir. daima kendi menfaatinı, birçok ve pek garip yeri de şurasıdır ki, az
lıııl� hu�un ve bu saate kadar hıçbır zararlardan sonra görüp nadim ve çok Türkçe ögrenmiş olanların da o
ıııı 1 ıı·lılmızde, labüdd !gerekli! olan iskiiı olur !pişman ve ikna olur!. işte sayede ileri gıdip istifade ettiklerini,
hı 1111111yet verılmemiştir ve verilme- lisan-ı Turki hakkında dahı bızde bu ve hatta kesb-ı şeref !şeref elde! edip
1111 l lı•ılır böyle olmuştur, vcrdigımiz nasihat ve lüıunara erdiklerini, hemişe !dai
lar havaya gitmiştir. Nasıl ki bir kaç ma] görmüşler ve gıpta eylemişlerdir.
1111 11111111. kendi zamanımızda oldu- defa söylemişizdir, bırakalım taşra
11111 •ı11lerlmızle görmeyip de. salt ları (hoş lstanbul'a nıspetle taşralar Türkçe yazıp okumak bilmenin mad
ı 11ılılı·ıdp okuyacak olsa idik, ina- daki Haylarım11 !Ermenilerimizi daha di ve manevi menfaat-ı adide ve
11 1111.ıı lı�ımııdan , mutlaka bunda bir ziyade akıllı bulunmuşlardır, çünkü azimesı !büyük ve pek çok yararı),
malik ( olgunlu ğa sahıpl bulunmakta
degıl ıdık. Ve dayımız ıse gerçı oku
iV ' �
'
mamızı arw eımekıe idı ise de. hem
�·-J_'"",... �7i�
it;�10un
pederımızın fakir1llduğunu bilip ona
bir yardımımız dokunmasını. ve hem
... ·�· de bizi nasıl ve nerede okuttura�_gı
a,_,.., ..._...,. ....l
-. d),.
•.•
nı bılmedlği gibi, senelerce kendisine
-·- bir yük ol a cagımızı da düşundüğün
-��-
den. her ıkı ıarafın hayrı nıyetiyle,
vakun ıkıızasınca bizı bir sanata ver
mekllgi düşündü. Ve ol vakitlerde ise
Kaysenyelilerımızde muıeber olarak
yalnız birkaç poliçeci ile -kı sarraf
lsminı dahi ıakınmakta ıdıler- birkaç
nefer de, tuccar ısmını dahı taşımak
ta olan komısyonculardan başka
kimse bulunmayıp. ekseriyeti, sıva
cıdan, boyacıdan, nakkaştan ve de
mırcı, yani ekser ve mıh (büyük çıvıl
yapıcıdan ibaret idi. Çünkü henüz
karpiçrı denılen envayi [çeşiıl ucuz
ekserler Evropa'dan gelmcge başla
madıgından. birçok nalbalnlt, çivici
dükk,\nı var idi, ve ekser keresteciler
dahı Kayserıyelı olup, ve ebnıyeler
de alessev ıyye (binalar da bir örnek!
ahşap olduğundan, mezkür esnaflar
pek güzel para kazanmakta ıdiler.
Ermeni harfli yalnız şımdı görülmekte olmayıp, ıa şimdıkı kadar mektepler ve mual olmak istemedık ıse de, kendısıne
Türkçe olarak evvellerden berı görülmuştür. Beyn limler bulunmadığı halde, şimdiden yük olmak dahi isıemediğimızden.
yayınlanan
el-halk [halk arasında! zuhura gelen ziyade Türkçe bilmekte ve çocuklara besbeli ı bir fırsata bekleyip de yıne
Han:ıume-1
• EfkAr gaıetesl naklıyeılerden, ve pare parça bulu ögretıırmenın elzemıyelinı duşün bır gün okuyabılmeklik emeliyle ol
nan tarihlerden aşıkar surette anla mekte ıdiler. ve buna da ispat olarak malıdır, odasına lndıgımiz, ol vaktin
şılmaktadır ki, büyük büyük sarraf yalnız bir misal ibrazını !göstermeyi} pek muteberi bulunan müteveffa
ların, amıraların11 ve çorbacıların1� kiifı add cderıı. Kasbaryan Sarkıs Aga'nın -ki kendısi
ekserı Türkçe bilmekte imişlerdir. Ve gayetle zeki, müdebbir !uzak görüş
bunu da ekser Eğinlılerin," hala bu Biz lsta nbul'a geldlgimizde, burada lıil. işgüzar !becerikli!. namuslu ve
güne kadar, sair mahallelerden ziya bir dayımız bulunup evlenmiş oldu mırıkelam !söz ustası! bır zat oldu
de Turkçe bildıkleri tasdık eylemek ğundan, anın himmeune güvenerek. ğu gibi. vücutça da zayıf ve zarif bir
tedir Halla biz bile bundan elli sene gerçi henüz mektepte okumakta halde bulundugundan, fındık-sarraf
evvel buraya geldiğimızde, Valide olup, ve arzumuz çok olduğundan bu denilmekle maruf bulunmakta idı
Hanı'nda Türkçe lisan dersıni, Eginlı ranın buyük lsmıne kapılıp da mahza kendl yanında hizmet etmekliği arzu
bir Hay muallımden başlamışızdır. (sadece! daha ıiyade okumaklık arzu eıtık. Kendi de hoşnut oldu ve biz
10 Ve binaenaleyh şu dahi sahihtir ki, su ile geldik ise de, ne okuyacağımı başladık hızmetkarlık öğrenmege.
Haylarımız bundan elli sene evvel, zı düşünüp bilecek kadar kemalete Nasıl ki ıo ay kadar hizmetkarlık et-
.,
ııl ıı 11 'onra, bir fırsat bularak kendi- şimdide rahmet okumaya kendimizi bile, bari anler üzerinde görülen te
111111 lımır'e, Mesrobyan Varjaran'a.. borçlu tanımaktay11. . rakkinin nısfını filerlemenın yarısını!
11ı1111111dır Yolumuzdan çıkarak bu göstermeklik ikbal u şcrefıyle müf
1 ıd ıı ı ık şahsi hikiiyemızden mak Ellı seneden bcrı, ahalimız az çok tehir bulunmamıı !iftihar etmemizi
' ıı ııııu onla nırmaktır kı, müteveffa ıahsil-1 ulum u elsinenin !ilim ve li lazım gelir idi.
ı •ı I• ıı ını11 Sarkıs Aga (ol vakitlerde, san tahsilinin! luıumunu hıss etmeğe
ııııılnı gibi efendi sıfatı verilmeyip, başlayıp, ve şu kadar mektepler açıl Lisan-ı Türkl hakkında derkiir olan
ı ıı ııııııt•brr zatlara dahi, eğer amıra dığı, ve çok derslere ehemmiyet ve bu ihmal, bu tekasül ve bu müsa
tlı ıl ı''" ağa sıfatı verilmekte idi) rilıp ve paralar emekler sarf edıldığı, maha acaba neden neşet etmıştır
1 ıı•ll•t lurkçe yazıp okumak bilmek ve alelhusus lbilhassal. ancak l ısan- ı lilerı gelmlşllrl. acaba sebep nedir? -
! ıılılı ı�ıon başka, bir de kuçük bı maderzadımız lanadilıınızl olması ha ihtimaldir ki, bize namalum sair lbil
r • lı·ıı Cıarabed Aga var ıdı kı şımdı tırı için Ermeniceye fevkalade suret medığimiz başka ! sebepler dahi bu
ı t ıı ı·ınıışıır, o dahı bil mekde idi. te dikkat ve gayret edilmekte olduğu lunsun, lakın bızım zannımızca. ve
takdirde, ziyadesiyle şayan-ı taaccüp yahod daha sahihi kendi itikadımızca
"' lı ı• ımız gerek okumak hakkında ve teessufıur lüzüntu ve şaşkınlık başlıca üç sebepten neşet etmiş ol
lı ı 1 11 lıışıkiırl olan arzumuzu ve ge- sebebidir! ki, etmek parası ve şan u malıdır Yani bırinclsl, guya Tiırkçe
1 1 � pı·ılı•rımızln fakir olduğunu bildi ikbal kazanmak için, mılletımızın her nın pek guç olması ve üç lisandan
ı ı ılll'tle bızı acıyıp ve isukbalımızi sınıfı hakkında su ve hava derece ıbaret bulunmasıdır Çunkü Turkçeyi
lıı ııııılu�unden, çalışmamız ıçın sinde ehcmmıyeti bulunan Türkçeye öğrenmiş olmak için bır miktar Farısl
1111111."IP gordüğü aylığa dokunmaya ise, daha ne kadar ziyade ehemmıyet ile bir miktar da Arabi öğrenmeklik
! ıl ı.11ıııımen pederımize çıkardıktan vermekliğın elzemıyeıl duşünülme labüddür ki, filvakı ldogrusul bu da
lı ı l ,ı .evabına olarak da bizim için mıştir. Bızce ise, eğer istıkbalimiz. vahi lboşl bir sebep değil ise de, mah
lııı lııııil tutarak Türkçe öğrenmemizi yani eğer emr-i basirete riayet edip rum kalmaklığı göze alacak kadar da
ı 1111 ı·ylt•dı. Ve kendisi de taben ga fbasıretlı davranıp! ve kendi menfaa haklı degildlr. lslamlar nasıl ôgrene�
V• ılı 'ı·rt-meşrep lserı mizaçlı! bir timızı cıdden düşunmüş olsa idik, hiç biliyorlar ise biz dahi öğrenebilıriz,
ıı ıılılu�undan, bil dahı bıttabı ıtaat değil ise şu son otuz sene zarfında, ve alelhusus bilenler çoğaldıkça, ku
rdı·ıı·k, aldığımız derslere, hizmetten lisan-ı Türki'yi, velev lslamlar de laklar ve lisanlar ziyadece alışacagın
vıı�ıı buldukça çalışmaya başladık kı. recesınde tahsıl etmış bulunmasak dan, ögrenenler ıçin kolaylık dahı ço-
11
galır. Ve faıdesıni görenler arttıkça, Ve üçüncü sebep dahı, U•umn(a9an} ziyade, hem Türkçe ögrenmelidlrler,
arkadan yetişenlerin de heves u gay Khorh urtların [Egitim Komisyonla hem blıyul ve beylık mekteplerde
retleri, hüsn-i ibret [güzel örnekleri rının!. beyn -el-halk söylendigi gibi, ne usulck: ve ne derecede ders veril
sayesinde artar. ve öğrendikçe insan dünyanın gıdişinden, vakt u hal mekte i se o usulde, o derecede ve o
telezzüz eder llezzet alır!, hayran ve !günümüz! polıtikasından bihaber, kııaplardan öğretıirmelerıni, ve hem
aşık olur. zira, lisan-ı Türkı öyle gü tckmıl va.rjabed !öğretmeni kafalı de miımkün olduğu takdirde, Türk
zel bir lisandır ki, velev menfaati, olmalarından neşet etmiş olmalıdır. mualllmlerden ders aldırmala ını,;
bazıiarlıl için sair Jısanlardan ziyade Çünkü bunların ekseri, mektep ve ve hasseıen !bi lhassa! tela ffuza dahi
görünmese bile, öyle bir tatlılık, öyle ulum u Fünun demekle, başlıca layıklı çalışmalarını nasihat ederek hatm-ı
kelam ederiz !sözümüzü noktalarız!."
•
DiPNOTLU Tı.rrıuı Ç ev ke
ı r Gtll�ım Surecirıdt Tilrt standartlarına uyulmuş bazı uzun cumleler
Kapakıa "21Cemaılyelcvel 131( "Kasım 189} .ı:ankarurv Taru11nar OOnenu (1867·1878) bölOneıtt akıanlmışur
ve �cumartc"Sı" bll�ılert yer alıyor c;. ı (lsıı;nbu\: Adam Yayınlan. 1986). 21-u. 13 Osmanlı Ermenıtennın. cemaaun önde
Gaıete hakkında bılıi veren ilı:J kaynakM Çevıkcr. 1: ıı·24 ıcıenlcrine vcrdıklcn ısım. Amlralan bir ıür
l
yer alan ıarıh er kapaktaki 'ı+ sene• Mit�yukı Ueno. ·orıe Script Two ldnguages. ansıokrası olan.ık düşunrllf'k mUmkundur. Bu
ifadesiyle çel!şıyor. Gerek Mıldanoğlu Garal>ed Panosıan anıt His Armeno·Turk.ısh konuda k.aJNımh hır çalışma ıçın, bkz. Hagop
gert-kse Stepanyan çıkış t.arihı olarak ı866'yı Newsfldpers ın thc Nineteenth Century L. Barsouml;ın. '4tonbu/"un frmerıı Amıralar
�stcnyor. Zakarya Mllda�lu Cnnenlce Ouoman Empıre", Mıddle ta.Hem Studl�A sı. Sıru•ı. çe:v. Sohna Silahlı <lsıanbul· Aras
Sü�/IJayınlar: 179.(·2000 Ustanbul· Aras sy 4 Cıoı6)ı 605·12. Yayıncılık. ZOIJ)
Yayıncılık, ıoı.,l, 392: Hasmık Stcpanyan lbıd ' boS·606, 14 Hrisııyan llt"ri ıclenler� verilen ad: "patron"
Enntnı Jlartıı Türkct l'.itaplaT ve Süre!! lbld ' 610. anlamına da gelirdi
yayınlar Bıbliyosnıtya.41, 1727·1968 10 lbtd., 6o6, 6oc}, 614 ıs Bufl)nkü Kem.11iye (Enincan) Amıralarm
ClsıanbuL Turkııaz Yayınları, ıoos). s6s Y PRK.11<.M.)O u. Belgenin öıetl şu Ştkılde yansına yakınının bı.ı böl�cn oldutu
1R9)'1en genye 34 yıl gldıld�ndc 1859 yıhna gınlmlş. ·ısıanbul'da Manıumf'·i ctı:ar bllınmtktcdir. Barsoumııın. ıbid.. 70.
ulaşıyoruı kı bu da gazeıenın edllônl Oarabed adıyla neşredilen Ermenıte gazeıede 'Büyuk 16 1799 yılında lımlr'de kurulan ve zaman
Panosyan·ın Ermeni harnı Turkçe Münodı· Bir Zarar' başhtıyla Türktcmn Ermeniler ıçcrıslnde Ermem ccmaatının önde gelen
yl tr'ci)(>,l gazeıesmı çıkararak yayıoohğa açısından ehemmıyeıl hususundakı yatının tgıttm kunımlanndan bıri olan Mesrobyan
başladığı tarıhtlr. ıerciJmesı ti� gazetenin bır nüshası: Okulu
12
Mıld.1nothı. ibid. ı..t M eının okunmasını kolaylaşurabilmek .çın 17 Ermenıcede ısım yapmak ıçın lcullanılan
Sıepanyan. ıbıd. ımla ve nokuılamada bOyuk ölçude gunumüı son ek
EYLÜL 20 1 8
�\Ut
�
iletişim
__ _
ı ıı l ı,,11,1, takım muzıkası ve salon Şuralar Cumhuriyeti ibaresini heyet-i mecmuasından istinbaı
1111 111�.ısı dersleri. Ahenk, nota ve teşkil eden kelimelerin i l k harfleri edilebildiğine (anlaşıldığına)
ı ıt � i'"llnl tertibatı için hususi dersler muharrer ve münderictir. göre mil liyet düsturuna tabi
\ ııı tııınba ve Cumartesi günleri olacaklardır. Yani ahalinin irade-i
ıll'ı •lı•ı münhasıran kadınlara milliyesi ne suretle tecel l i ederse
Wil&on Teldibterinin
lııl111' Pdılmişlir. Her gün sabahları tarz-ı hükümetleri ona göre tayin
ılı ı� ıııılon on ikiye ve öğleden Bize Ait Kıaımları edecektir. 1. . .1
1 1 1 1 1 1 1 "rıllt ıkıden altıya kadar 8 EKiM 1918 Wilson'un programında bir de
�f ıııl l'ı tll idaresinde talebe kayıt İKDAM Çanakkale'nin bütün akvam ve
ı ı l ı ı ı ııır Akademinin Müdürü her Wilson'un program ında doğrudan sefain-i ticariye açık bir geçit olmak -
�1111 •11111 on birden on ikiye kadar dogruya bize taalluk eden ahkam üzere küşadından bahsediliyor.
ı lıQlı'<len sonra saat üçten dörde on ikinci maddede münderiçtir. Bu Bizim için şimdiye kadar Boğa'lların
� ıılııı ıııısafir kabul eder. Akademi maddede aynen şöyle deniyor: müstahkem halde tutulmasına
11lı11 11luınrsınde müessesenin "Hal-i hazırdaki Devlet-i yegane sebep payitahtımızı
11111111..,..,ııl programı bulunur Osmaniyc'nin Türk olan aksamının düşmanın tasallutundan muhafaza
hukuk-i hakimiyetten sağlam bir etmekten başka bir şey değil idi.
vuku bulan teklif hakkında atideki 14 EKİM 1918 ı>olitikacılarının kurbanı olmak
Cemahır-i Müttehide-i Amerika'nın Cemahir·ı Mütıehide-ı Amerika etmeyeceğini ilan eylemiş idi.
müttefikleri bulunan hükümetlere Reisicumhuru'na keşide ettiği bir Bu sözümüz ve vaadimiz bu gün
düvel-i merkeziye orduları telgrnfnamede ezcümle diyor ki: eskisınden daha ziyade kuvvet
Amerika'nın mütıefikleri arazisinde Fransa, Suriye'nin kısm-ı azamı ve ehemmiyetle cari bulunuyor.
bulundukça mütareke teklif etmeye ile Asya-yı sagir vilayetlerınden Alman milleti kendısini cebir
kendisinde bır hak görememektedir. bırçoğunun kendisıne aıı olduğunu ve kahır altında bulunduracak,
bulunması düvel-! merkezıyenın Fransa'nın bu tarz hareketi cebir hayatiyesini ihlal edecek bir
taht-ı ışgalindeki arazide bulunan ve kuvvetin galebesi ve mil letlerin sulha asla razı olamayacaktır.
askerlerini derhal geri çekmesine arzu ve idarelerinın sem-i itibara Memleketı ve hayat-ı iktisadiyesıni
muvafakat eylemesine merbut ve alınmaması demektir ki bu da, taht-ı sukuııan muhafaza içın Fırkamız
vabeste bulunmaktadır. tazyıkte bulunan bütün milletlerin mümessilleri fedakarlıkta
Macari6tan İ&tiklal olunduğuna dair deveran eden çıkarılması ve hanelerin serian "'
rıvayetlcre rağmen düşmanlarımız tahliyesi hakkında emirler i'ta E
.Yolunda bütün cephelerde faikıyet-ı olunmuştur.
..
..
N
«
1 M� l 11 kalmıyorlar. Garp hatt-ı harbinde avdet ederlerken serbesti-ı ;!:
Vı yıııııı ıo- Freye Presse gazetesinin kendı topraklarını ısıırdat eden seyir ve seyahatleri, ıskan �
ı ıılılııırına naıaran Macarıstan dtişman Fllisıın'de lskenderun olunacakları yerlerin redarik ve "'
llıı� ııııırıı. ikı Hükümetln kamilen Kör[ezine doğru bütün sahıll işgal ih1.arı için vllaynt-ı müstahlise �
11111 ı .ı�.ıl olmakla beraber ittihadın
e
etmek emelinden reragat edemiyor. erkan-ı memurınl ile muhaberede
ııııııılı.l\ıran şahs-ı hükümdaride Kudüs ve Yafo'dan başlayarak bulunulmaktadır. Bundan başka -
ıı ı ı·llı ı•tmesi hususunda bir layiha-i sırasıyla Akka. Şam , Beyrut, Ermeni muhacirlerinın selamet
� 1111111yr tevdı edccektır. Dün
ıı;ı111 l111 arasında cereyan eden
Trablusşam'ı ele geçiren duşman ve emniyetleri emr-1 iaşeleri her �
dünkü tebliğ-! resmimizde görüldüğü nokıa-ı nazardan temın olunacaktır. ;s
ııı11ı·ı�ı·rata Hukuk-i Beynelmılel Bunların sahne-ı harbe tesadur
CiQ
üzere nihayet Hama'ya da el
�
ı •ı ı olı·,orlerl dahi iştirak etmişlerdir. uzatmış ve Şimale doğru ilerlemekte etmesinden dolayı harap olan CJ
Uıı loyılıanın mevki-i tatbike
1 1 1 ııııl.ıkı isticale (aceleye) sebep
bulunmuştur.
Sulh talebinde bulunduğumuz
haneleri dahi yeniden inşa edilecek
ve inşa edilemeyen kısımlar için de
.�
•l·ıı .ı� Avusturya'dakı hadısat
•lı·ıılınektedır. Bundan maada
şu sırada haritaya bir naıar kendılerine tazminat verılccektır. �
M ıı ıııt\tan sulh mtizakeraıına
at[cdıp de Suriye, Fılistın ve Zürra kısmına da alaı-ı zıraıye ve
.�
lrak'ta kaybettiğimiz araziye , tohumluk vesaire verilecekıır
�
11111 ııı�ıl bır hükümet olarak iştirak
makamat-ı mukaddeseye, münbit, Ziraat Bankası vasıtasıyla es
rtıııd l\llyor. celb olunan alat ve edevat-ı "CS
mahsuldar, zengin topraklara
karşı acı gözyaşları dökmemek, ziraiye vilayat-ı müstahllseye s
ı::
..
I Wabrılar ve sanırız. hiçbir Osmanlı'nın gönderilmiştir.
istı:ınbul@arkeo loglardernegist.org
NAZ ECEM ÇINARYILMAZ yönelik en eski tarihin 5. yüzyıla işa olan ıJ. bölgede Honorlus Forumu,
ret ettiginden söz edilebilir. Bizans 431 konut, ı adet tersane ve tiyatro
Rüstem Paşa Kervansarayı olarak imparatoru 11. Theodosius (408-450) gibi mimari yapılar oldugundan söz
da bilinen Kurşunlu Han, Karaköy zamanında yazılmış "Notitia Urbi6 edilmektedir. Fransız gezgin Petrus
Perşembe Pazarı'nda yer alır. Eski Con6tanlinopolitanae" başlıklı Gyllius'a göre, Honorius Forumu gü
çaglara dair kesin bir bilgiye erişi anonim esere göre kent 1 4 bölgeden nümüzde Kurşunlu Han'ın yerinde
lememekle birlikte, Kurşunlu Han'a oluşmaktadır. Günümüzde Karaköy bulunmaktadır.
KW'ŞUnlu Han
Kurşunlu Han'ın dar avlusuna açılan
NaıE«m
Çınarvılmaı, JOı8 giriş kapısının hemen yanında korint
üslubunda yapılmış bir sütun baş
lıgı yer alır. Akantus yapraklarının
formundan 5. yüzyıla tarihlenebilen
başlık daha sonra oyularak bir kuyu
başlığı olarak yaşamını sürdürmüş
tür ve günümüzde de aktif olarak
kullanıl maktadır. Gyllius'un aktarımı
göz önüne alındığında sütun başlı
ğı Honorlus Forumu'nun bır mımarl
parçası olabilir. başka bir yapıdan
Kurşunlu Han'a taşınmış da olabilir.
Marnıarino
duvar sıvası ve
resmed.Jlmiş
erkek figürü
Ubr;ıı� MonSk'w le
Baca boşluklarına ek olarak, hanın
"""" kuzey cephesinde yer alan çıkma
katıaki odaların birinde ise titizlik
Charles Edward
Goad'ın 190S
le gün yüzüne çıkarılmış marmarino
tarihli Galata isımli duvar sıvasına rastlanmıştır.
Planı <salda)
Kireç ve kalsıyum karbonat formülü
Pbn dmurMlCf cif ıle yü1eye mermer etkisi veren bu
Conuan� Yrııl
11 Pw8 (,üı.._ W.T sıva Romalılar tarafından gelıştı
rilmıştır. 19. yüzyılın başlangıcında
neo-klasık yapı modası yayılınca
sıklıkla kullanılmaya başlar Bununla
birlıkte, odanın güney duvannda ıse
marmarino zemini üzerine çızilmiş
tek renklı asken üniformalı bir erkek
KUl"$URIU
fıgürOne rastlanmıştır.
Han'ın doğu
cephesinden
Hanın çıkma katındaki odaların ta
g6rünt05'1
nhlerini lstanbul'un panorama re rak tespit etmek mumkün olmuştur. lstanbul Panoraması incelendtgirıtl�
SALT, Ah Saım lllrn
..,,.�, sım ve fot�ranarıyla yaklaşık ola- Henry Aston Barker'ın ı8oı'de çizdıği Kurşunlu Han'ın üst kısmında çıkma
katın olmadı�ı anlaşılıyor. Buna kar
şın james Robcrtson'ın ıarafından
Cenevız surlannı belgelemek ama
cıyla çekilen 11ls4 tanhlı fotografıa
bu kat görülür Her ıki panoramadan
yola çıkarak, çıkma katıakı han oda
larının 18o2 ve 1854 tanhlerı arasında
ınşa edildıgı anlaşılmaktadır.
Karakaşlı. K. Uoı6).
1896 ve 1909 senelerini kapsayan yir At,'OS Gaıeıesı
i:i< ;
:ı::
KaracaotJu'nun
avlu içinde yer
tarıhlı belge Kurşunlu Han'daki faalı Karacaoğlu'nun 1950'lerde avlu için
.. < yetlerin sürdügünü gösterir.' Tarafsız de çekılmış bır fotoğrafından da an
:z: ..
aldıJ:ı rotOğrafı
manasına gelen Çezok isımli Ermenı laşılıyor.
5�
ve sağ köşede
saç galvanizden gazetesinin 19ız senesıne ait bir baskı
... ...
- :ı::
variller
... ...
örneğinde ise "Galata, Kourchounlou Antik çağdan günümüze, pek çok
� ::ı han" yazısı görülmektedir. ıarihı devre tanıklık eden ve kültür
mirasımızdan bıri olan Kurşunlu Han
ı9zo'lere ait arşiv belgeleri Kurşunlu yuzyıllar içinde sıkça kımlik değlştir
Han'ın bu tarıhlerde gaz ve ispırto miştır. ıo. yüzyılın başında matbaa
nun muhafazasında kullanıldıgına aıolyesı olarak degerlendlrilen yapı
işaret etmekıedır. Bu belgelerden gunümuzde torna ve hırdavat usıa
birkaçı ise şöyle sıralanabilir: 192ı'de larımn lşlıkleri, sanat atölyesi ve ga
hanın ıı numaralı odasında bulunan lerileri gıbi farklı dokuları bir araya
ispirtoların belediyece müsaderesin gelirmesiyle hala lstanbul'un günlük
den dolayı müttehaz kararın yeniden yaşam zenginliklerini bir arada tut-
tedkiki isıenırken yapıda bulunan Rusya'dan ispirto getirterek handa mayı başarıyor.
gaz ve ıspirto depoları avlularının kolonya imal eııigıne yönelık arşiv
Fransa, lngiltere ve l talya Komiser- belgesi hanın ispirto deposu dışında
liklerinin talebi üzerıne yanıcı mad kolonya üretımınde de degerlendıri l DlPNOTt.At.
(80A, C.. BLD.. 9" <6sBI.
GD.ney
delerden temizlendiği ve yapının ye· diğini kanıtlanmaktadır.' (80A. OH.MKT . J9> 69)
cephesinde niden depo tesis etmek isteyenlerin (BOA. OH.MKT . 790, 18).
yer alan Çtkma (801' ZB.. lll )6)
katlar Şehremaneli'ne müracaat etmeleri 193o'lardan plastik varil üretimine (801' OH MKT,ıllı; 6,J
gerektiği bilgisi sunulmaktadır.• Ayrı geçılınceye dek, hanın ahşap varıl l801' ŞD.. s& ıl
Nıu ü:l!'fn (BOA. Dil UMYM, 98, ,,.o)
Çıııaryılmu .ım8 ca, Rum Aleksandır Zaharopolo'nun üretiminde işlik olarak kullanıldığı (BOA. llR.lli )08. 2)
22
Anactolu®
'ıonbahar rota/arım ızla, Anadolu 'da ki farklı medeniyetlerin akıldan çıkmayacak
ıJıizellikteki öykülerini anla tmaya devam ediyoruz. Siz de dinlemek ister misiniz ?
Fra n6ız Anadolu Ara � tı rm a l a rı Cn61t tii6ü (/ ffA) ve fata nb u l Şehi r Gözlem Merkezi
(OUI). IfCA 'nm yüzlerce ha rilaya u l a � a n kolek6iyon u n u yönetm ek ve ltıta nb u l ve
Türkiye üzeri n e d ijital p l a n ve h a ritalard a n olu�an bir ueri banka6ı olu�turm a k
i ç i n çalı�makta d ı r.
-�--
<'.\llTE
A. G. Deıauche
1
Flls'e alt ı8o6 �..
'iı
tarihi! Küçük
Asya haritası �I
l.'.l.Sll'. > 11 "1 H ' llY.
'
·11
' ::;;;::---
:: --:;;;�
;_;;:; ��........_
.
I> 1 T
... J
24
-
olarak da soran ve bu
Omeklendirmış oldu. ilk
orurumun son tebliği ise
sorunun yanıtını arayan
Çatal, Sabiha Serıcl'ln niçin Rüçhan Çı!ldem Akanyıldıı
ılıtlı.ı wrll'I
' ve Osmanlı· Ay ve Sabiha Sertel olduğunu kişisel tanıklığını da gündeme kadar gündelik yaşamına da
l 1 l 1 1 1 l ıunhuriyct B<ısılı dinleyicilerle paylaştı. Sabiha getiren -Anneannemin tanıklık etme şansına sahlpll
� 1111111 ıı l\ trıde Kadınların Sertel'in 1919 koşullarında Yolculu�u� başlıklı sunumunu ve bunları kaulımcılarla
27
-
-
tamamlanmış olması
gerekiyor. Sonraki adım ıse
her iki ülkeden ögrencılcrin
orıak atölyelerle bu modülleri
uygulaması olabılir.
HAYALİMDEKİ
TARİH EGİTİMİ
FIRAT GÜLLO adlı e-dergide yayımlanmış Faatiyetlerinın Rol O; Turk..iye
7 Nisan 2018 Cumarıesı
durumda.' ve Ermenistan'da Kadın
gi.ınO Tarih Vakfı'nda
Hareketleri ve Femlniımln
Hatırlanaca�ı gibi geçtiğimiz
ilk projenin ıamamlanmasının
lsıanbul ve Ankara'dan 16-
ardından yürütülen yayıma Gellşimi: Sosyal Harekeıler.
yıl Turklyell ve Ennenlstanlı 18 yaş aralığından 27 gencin
hazırlık işleri devam ederken, Ardından bu modüllen kaleme
öğretmen ve akademisyenler, karılımıyla �Hayalimdeki
Türkiyelı ve Ermenistanlı alacak ekiplerde kimlerın yer
Tarıh Vakfı ve lmagine Center Tarih Eğitimi" adlı bir etklnlık
öğretmen ve akademisyenler alacağı belırlendı.
ortaklıgıyla yürutülen bir gerçekleşılrlldı Eıkınllkte
projede bir araya gelerek. boş durmadı ve yine Tarih Gruplar çalışmalannı
gençler kendilerine verilen
Ocak-Mart 2017 tarihlerı Vakfı-lmagine Centcr sürdurüp belli bir aşanıaya
süre içerisinde aşağıdaki
arasında "Hatırlama ve ortaklığıyla bır araya gelerek getirdikten sonra, bu sefer
başlıklar uzerıne tartışarak
Unutma Polltıkaları: Tarihçiler bu sefer her iki ülkede gençleri sonuçların paylaşılması ve
ulaştıkları sonuçları akran
ve Tarih ôgretmenlerl birbirıne yakınlaşııracak ortak grupların birbirlerine geri
grupları, öğreunenlcr ve
Ennenisıan-Türkiye ders modülleri geliştirmeye bildirim verebi lmesi amacıyla
akademisyenlerden oluş<:tn bir
ilişkileri Bağlamında A!l b.'.:ışladılar. Bu amitçltı tik l-6 Ai;ustos uırihlerıncfo
rnrıluluğa aktardılar
Kuruyor başlıklı bir proje olarak nisan ayında her Yerevan'da bir ıoplant:ı daha
düzenlendi. Bu toplantıda ı. Okulla rda okutulan
gerçekleşılrmışlerdl. Soz iki ulkede öğrenciler ve
modül yazarları ögremıen, tarih der'51nin amacı
konusu proje kapsamında ögreımenlerle bir araya
her ıki ülkede ortaögrerım gelerek "Nasıl bır tarih eğıtimi diğer katılımcılar, sırayla nedir? Ne olmalıdU'? Bu
ö�rcncı olarak her uç modülün dersin zorunlu mu seçmeli
seviyesinde okurulmakra olan lstlyoruzr sorusu uzerine
bir uygulamasını yapma mi olmasını daha doğru
ders kitapları raranmış ve tartışmalar düzenlendi.
Ardından elde edilen sonuçları şansına sahip oldular. Oç buluyorsunuz?
düşmanlık yaratıcı, milliyetçi,
ayrımcılığa dayalı ve cinsiyetçi paylaşmak ve alternatif ders başlık altında verilen derslerin Gençler şu anki haliyle
anlatılar, imgeler ve kurgular modüllerinin Ozelliklerinın ıamamlanmasıyla modüller ıarih de�lerinln, devlerin
- eleştirel bir bakış açısısıyla nasıl olması gerekti�! uıerine uzerıne daha net bir fıkır vatandaşlarını kendi doğruları
ortaya konmuştu. Çalışmalar tanışmak amacıyla her iki sahibi olan proje çalışanları çerçevesinde t.iitmesl amacına
sonrasında hazırlanan rapor ülkeden projenın yürutucüsO genel bir degerlcnd irme hızmet etliği görüşündeler.
ve dıkkaı edilmesi gereken olmaya aday öğretmen ve yaparak. modüllenn güçlu ve Bu yuzdcn derslerin lçeri�i
prensipler Mayıs 2oı]'de önce akademısyenler, 11-12 Mayıs geliştirilmesi gereken yanları tek taranı bır yaklaşımla
lstanbul'da Tarih Vakfı'nda. ıarıhlerinde lsıanbul'da, üzerine birblrle rınc geri haıırlanıyor ve resmi yaklaşımı
ardından Ycrevan'da Tarih Vakfı'nda bir cıraya bildırimde bulundular. Ağustos �rencilerc dayatmak amacı
uluslararası bir konreransta geldiler. Burada yürütulen ve eylül aylarını rnodullerin gudülOyor. Oysa gençler
kamuoyuna sunulmuştu. Bu tartışmalar sonrasında geliştirilmesi ıçın gereken tarih derslerinin bu şekilde
raporun şu anda Turkçeye ve yazılacak ders modüllerlnın çalışmalara ayıran gruplar ıı· yapılandırılmasından memnun
ıı Eylül tarihlcrınde yeniden
Emıenıceye çevrilerek yayım rormalJ belirlendi ve ÜÇ d�ller. Katılımcıların
haıırlıklan devam edıyor farklı modül başlı�ı Ozcrlnde lsıanbul'da bir araya gelerek tümü tarih derslerınin
Raporun lngilizce versiyonu çalışma başlatılmasına karar modüllere son halini vermek okullarda zorunlu olarak
28 CaucaU6e6 Cdition: journal verildi: Milli Kimliklerin için çalışmalar yürOttiıler. okutulmasından yana.
ob Conblict Tron.6bonn allon Oluşumda Basın Yayın Projenin yıl sonuna kadar Yaşadıkları dönemi çok
-
..
ANAMED'DE SERG İ :
YİTİ K İ M PARATO RLU Ô U
8
RES M ETMEK
z
o
"'
'Yitik İmp aratorluğu Retımetmek: İtalyan Merceğ i n den Anadolu 'daki Biıantı Sanatı.
-
1 9 6 0-2 000 " i tı i m l i 6 e rgide. 1 9 96 yılınd a kuru / m u � ve 35 b i n i n üıerınde gönel m a lzemeye
whıp Roma Sapı enza Ü n i vertıitetıi Bizantı San atı Ta rıhi Dokü man tatıyon Merkezi ' n i n
• • •
Rl l-l l N I •
M E D i LE •
ŞFE DI N 201 8
All ! ALYA TAR İ � İ. KÜLTÜRÜ v ı:;: A R K E;:OLOJ İ S İ
1 . I 1 1 İ �İ KA PROGRAtv11 BAŞLIVOR!
KASIM - 1 ARAL I K 2018
( Adı rumartesi günleri)
l t l ı ı ı bıld iği niz Anta lya'yı bilm ediğiniz yönleriyle tan ımaya davet ediyoruz.
flııl lyil ve ya k ı n çevresinin tari hini, arkeoloj i s i n i ve kültürel mirasını
1 ı ı ııl.ın tanıyacak ve yepyeni bir bakış açısına sahip olacaksını z.
h lam h u kuku n a göre bir kad ı n ı n. çocuğu o l m aya n b i r erkek ya d a kız çocuğun u
Samaruksa-i Sagir Trabzon'a bağlı kadı liafize'nin ıddıasını yeterli gör kadının. çocuğu olmayan bir erkek
küçük bır köydür. Bu köyden olan memişlir. Çünkü kızın nikahlı kaldıgı ya da kız çocuğunu emzirmesı halin
Hatice bintı Mustara adlı kadın. sure dıkkate alındığında Hafize'nln de. süt anne ıle sut çocuk arasında
Hacı oğlu Ahmet aleyhinde Trabzon doğru söyleyip söylemediği hususun evlenmelerle ilgilı olarak sonsuza
Şer'ıye Mahkemesı'nde davacı ol da şüphe oluşmuştur. kadar devam eden bır yasaklama
muştur. Mahkeme kaydında bır tarıh söz konusudur. Mesela, aynı zaman
yer almamaktadır. Bu kararın hemen Bu dikkat çekicı davayı tah sürecinde sut emen çocuklar kardeş
üzerindeki kayıtlar 1248 - 1249 (1832- lil etlığimizde Hatice. kızının sayıldıklarından birbirleriyle evlen
1833) yıllarına ait. Dolayısıyla dava nıkiihlanmasının üzerinden üç yıl meleri mümkün değildir.' Süt emme
tarihınin bu yıllar arasında olduğu geçtikten sonra itiraz etmektedir. ile ilgıli süre çocuğun doğumdan
anlaşılmaktadır.' Hatice'nın açtığı Kendi çocuğunu emzirirken aynı sonraki ilk 30 ayı için söz konusudur.
davanın konusu oldukça ilginçlir. zamanda bir akraba veya komşu Otuz ayı aştıktan sonraki zaman
lddla>ına göre dava tarihinden üç yıl çocuğunu emzirdiğini en iyı bilecek da sut emse bile ikı çocuk arasında
önce davalı Ahmet. kızı Hafiıe'yi oğlu kişi kadının bizzat kendisi ve diğer bu türden bir hısımlık oluşmaz.• Süt
Osman·a nıkahlamışıır. Fakat Hafıze çocuğun annesı olmalıdır. Ancak Ha kardeş çocukları ve torunları da ebe
ıle Osman süt kardeşlerdır (redaen tice oldukça uzun bir zaman dilimi di olarak birbirlerine haramdır. iki
karındaş). Bundan dolayı Hafıze'nin aradan geçtikten sonra mahkemeye kardeşten sadece bıri süt emmış ıse
mahkemeden talebı, ikisinın bırbir dava açarak nıkiihın ıptal edilmesıni diğeri ile ilgili herhangi bir haramlık
lerinden ayrılmalarıdır. Hafize'nin lstemektedır. Davalının köyü yazıl söz konusu degıldir. Böyle bir kardeş
talebine dayanak oluşturan anlayış mamış ise de muhtemelen aynı köy liğin kesın delil ve ıılraf ile ispatlan
pek çok fıkıh kıtabında yer alan bir den veya komşu köyden olduklarını ması gerekır. Şüphe. süt kardcşliğıne
yasaklamaya dayanmaktadır. Süt varsayabilirız. Haııce'nin bu zaman neden oluşturmaz. Süt kardeşliğı ile
kardeşlerın birbırlerıyle evlenmeleri zarfında kızının nıkiihından habersız ılgili hükümler nıkiıhın haram olması
sonsuza dek yasaktır. Buna ilişkin bir olması mümkün müdür? Ahmet kim ile ilgili olup miras, nafaka ve nesep
fetva şöyledır: "Doğru sözlü olduğu dır ve oglu Osman'a Hafize'yi, onun gibi konularla bağlantısı yoktur. Ev
bilinen Zeyneb. ben kızım Hind ile annesinin bile haberi olmayacak bi· lilik sırasında taraflar süt emmekten
Zeyd'i emzirme çağlarında emzirdim çimde nıkahlayabilir mi? Hatice'nin kaynaklanan haramlık durumunu
dese Zeyd'ın Hind ile evlenmesi caız bu olaydan haberi varsa epeyce bir bilm iyorlarsa, bunu öğrend iklerinde
olmaz."' Ancak Hafize bu iddıası zaman sonra niçın nikiiha itiraz et derhal nikahın feshedilmesi ıcap et
nı ıspat edemedigınden mahkeme. mektedır? mektedir. Çünkü nikah için gereken
Hafıze'nin Osman'ın nikahlısı oldu şartlara aykırı bir durum söz konu
32 ğuna karar vermiştir. Fetvada anne öncelikle olayı hukuki açıdan deger sudur. Sahıh olmayan bir nikiih fasıt
nın beyanı yeterlı görüldügu halde Jendırelım: lsliim hukukuna göre bir olur. Bununla birlikte nikah iptali
1111 ,,k hakim kararıyla mümkün ola- açabıldiginc göre velı anne olabılır. babası Osman bin Ömer tarafından
hılnwkıedır.' Bu durumda babası vefat cımlş ol mahkemede temsil edilmektedir.
malıdır. O zaman Hatice'nin bilgisi Dava konusu şöyledir: Memiş mu
l ı�ılı kııaplarında süt kardeşliğinin dışında kocası veya kocasının bir hakeme tarihinden (9 Muharrem
ııphı•\lt, delillere dayalı ve şahit- akrabası mı nikah kıydırdı sorusu 1251 / ı7 Mayıs 163s) 23 ay önce,
lı·ı ııı ıladesı ıle ıspatlanması gerek- akla gelebilmektedir. Hukuken kü- Hafız Ahmed'in kızı Havva ile şahit -
"�""' dıkkat çekilmekte, bir ailenin çük çocuğun nıkahının kıyılmasını ler huzurunda evlenmiş olup buna
yııvıı,ıııı dağıtmak üzere böyle bir velayeten sağlayan baba veya baba- karşılık Hasan'ın vekili olan baba-
ıılılıııııııı kasten ileri sürulmesınin nın babası değil ise, çocugun bulüğa sı Osman. Tirebolu mahkemesine
v ııılıı olacağı, bu durumda hakimin
Düğün aJayımn -
ıılılı.ıyı reddetmesı gerektiği yazılıdır. çeyiz ve
Yıı• ıııdit verdiğımiz örnekte de kadı, hediyeler
taşıması
ıl.ıvııı ı llatıce'nin ıddiasını ispatlaya-
hnp '('tdılit• comtr
11ıı1111.l\1 uıerine Hafiıe ile Osman'ın
1 11�.ıl11111n devam ettığine karar ver-
1111 ıır Şayet böyle bir durum yoksa
11.11111· ıııçın dava açma yolunu seç-
1111 ııı ı Akla gelen ilk ihtımal ikı aile
u ıı.,ıııdıt sonradan ortaya çıkan an
lıı�111ııılıktır Hatice kızının ayrılması
ı ıı l• l ı·nırkıcdir fakat bunu boşanma
'""'" .ıçmak ya da başka yollara
lı"ıvııı ınak yerine muhtemelen en
..,
\111 emzirme ile ilgili ortaya çıkan
,n'ı yasak, sadece süt annenin ço
ı ııklnrıyla ilgili değildir. Önce Trab- Oöm a nl ı h u ku k u b u l USa erm e m i � çocu kla rı n
'"" mahkemesine intikal eden bir
ılııv;ıyı ıahlil edelim, sonra lsliim hu n i ka h l a rı n ı n velileri n i n izi nleriyl e gerçekle�tiri l m e ö i n e
� ııkıınun bu husustaki hükümlerine
cevaz verm ektedir. Vel i n i n, küçük ya�taki çocusu
lı.ık.ılım. Davacı Hayıre binti Musta
ln ııdlı kadındır. Bizzat mahkemede evlen d i rm e yetkiö i bir haki m iyet h a kkı o l m ayıp. küçüğ'ü n
lwır olmasına karşın vekili sıfatıyla
koru n m aö ı n a yönelik bir h i m aye görevıdir.
� ""''ı Molla Ahmed mahkemede
� ı·ııdısınl temsil etmektedir. Mahke-
111Pth1 tahminen ı ı yaşlarında olan
"' 1 lilyıre'nin eski kocasından olma layısıyla oluşan kan akrabalığı ile oğullarıdır. Davalı Hasan'ın en yakın
� ııı ll nvva blntl Süleyman da bulun evlilik (sıhriyet) sebebiyle oluşan veli olarak lstanbul'daki amcanın
ıııııklildır. Hayıre, mahkemede hazır hısımlığın doğurduğu evlenme yasağı nikaha izin verdiğini iddia etmesi bu
lııılımdurulmasını sağladığı Köşeli süt hısımlığı için de geçerlidir. Yal yüzdendir. Ancak bu gruptakılerin
"�'" llasan bin Ömer adlı şahıstan nız süt hısımlığı, süt emenin sadece çocuk hakkında verdikleri kararlar
ıl.ıv11tıdır. Hasan'ın, küçük yaştaki kendisini bağlarken, emziren tarafın sınırlı derecede yaptırıma sahiptir.
1 ııını kandırarak. sahih olmayan bir bütün yakınlarıyla ilgili mahremiyet Örneğin, çocuğu nikahlayan bu tür
>ı·k.ılı•ı le nikfıh kıydırmak yoluna oluşturmaktadır. Fıkıhtaki ifadesiy velilerden biri ise çocuk bulüğa er
klll l�ıııden söz konusu nikahın fasit le "Emenin emzırene nefsi haram, dikten hemen sonra, nikahın feshini
ı •lılıır,una dair karar verilmesini talep emzirenin emene külli haram"dır." mahkemeden talep etmektedir. Şa
ı·ııııı·kıedır. Bu yüzden kadı. Havva'yı emziren yet nikaha dair bilgisi yoksa bunu
Selime'nin erkek kardeşi olduğundan öğrenir öğrenmez iptal talebinde
l lıı'tall ise cevabında; Havva'nın dolayı Hasan'ın onunla nikah kıydır bulunabilir. Mahkeme de başka
11 1 111 ,ı\l ve en yakın velisi olup masının söz konusu olamayacağına ca bir delile dayanmaksızın nikahı
1 .ı,ıııbul'da bulunan Mehmed karar vermiştir. fesheder. Ancak bulilga eren çocuk
Ylllhilşı bin Köşelioğlu Ali'nin nikahı kabul ederse veya hakkında
ı-1.ıyı•ten. bundan dokuz ay önce Hukuki uygulamanın anlaşılabilme bilgi sahibi olduğu halde itiraz et
1 ıoıııbul'dakl Selinıiye Kışlasında si için iki noktayı daha açıklığa ka mezse bu nikah �eçcrli ulur. Ni l�kirıı
" Mıı,lümanlar huzurunda yeğeni vuşturmaya gerek bulunmaktadır. Hasan'ın "Bundan on gün mukad
ııl �ı·ndısıne nikahladığını. bundan Bunlardan birincisi Hasan'ın nikah dem merkume (Havva) 'baliğa ol
1111 \:tın önce de Havva'nın 'biiliğa akdini savunurken. kızın amcasının dum' deyu itirafına binaen" kıyılan
11lılıını dıyerek söz konusu nikfıhı en yakın uelı (veli-yi akreb) sıfatıy nikahı kabul eniğini iddia etmişti.
l ııl ıııl ettiğini söylemiştir. Ancak la nikaha onay verdiğini iddia etme Ancak buluğ söz konusu olmadığın
llııvv.ı'da bulüğ alameti olmadığını sidir. Osmanlı hukuku buluğa erme dan bu iddia dayanaksız kalmıştır.
l ı 111ı)uları mahkemeye iletmiştir. miş çocukların nikahlarının velileri -
l ııı lı. llawa'nın fiziki görünümünün nin lzlnleriyle gerçekleştirilmesine Aydınlatılması gereken ikinci nok
ılı buluğ çağına eriştiğini gösterir cevaz vermektedir.'' Velinin, küçük ta buWg kavramıyla ne anlaşılma
lııılııııımıştır. Öte yandan davacı ve- yaştaki çocuğu evlendirme yetkisi sı gerektiğidir. Zira kayıtlarda göz
1 ılı olan Molla Ahmet, lstanbul'da bir hakimiyet hakkı olmayıp, küçü- önünde tutulan esas ölçüt, nikahı
l ıyılılı�ı söylenen nikahın gerçek ğün korunmasına yönelik bir hima- kıyılacak bireylerin "nikah haddı"na
ılııı ııldugunu ifade eımışıir. Ayrıca ye görevidir. Şüphesiz bu hakka sa- ulaşıp ulaşmadıklarıydı. lslam hu
ılııv.ııı tarafı Hasan'ın kız kardeşi hip olan veli, kendi çıkarı için değil, kukçuları buluğ kavramı konusunda
'ıl'lırıw'nın, Havva'yı emzirdiğini be çocuğun menfaatine uygun olarak ihtilaflı görüşler ileri sürmüşler ise
llıtı•n•k nikahın iptalini istemiştir. hareket etmek zorundadır. Osmanlı de bu konudaki genel kabul şöyle
� nyıı lııra göre Hasan da bu hususu hukukunda velayet baba tarafından özetlenebilir: Bulüğ akıl, ruh ve bi
'"")t ırnıış ve doğru olduğunu mah yürütülmektedir. Çocuğun öncelikli yolojik bakımdan belirli özelliklere 35
lı·rııı·de kabul ve itiraf etmiştir. So- velisi babasıdır, sonra babanın ba- ulaşmak demektir. Biyolojik bakım- -
-
dan buluğ erkek çocuğun baba, kızın hükmedilmektedir. Ebu Han ife'ye Y•rı:ı nezdindeki uygul amalarda, bu
anne olabilme yeterl iligini kazan- göre bu sınır erkeklerde 18, kızlarda ko�udaki mahremiyet ilkesine büyük
masıdır. Bu özell ik kişilerin kendi ı idir. Erkek- kız ayrımı yapmaksızın i'.>nem verildiği söylenebilir. Bunun
özel niteliklerine, iklim şartlarına. 15 yaşını bulUğun üst sınırı olarak gö· la bırlikte insagların süt hısımlıgıyla
beslenme alışkanlıklarına baglı ola ren Jıukukçuların sayısı ise bir hayli il�ili mahremiyete verilen önemi su
rak degişiklik göstermektedir. Ancak fazladır." ı istimal etmeye çalıştıgı anlaşı mak !
hukukçular objektif şartlar oluştura · tadır.
bilmek içın bulüga erme yaşının ah Trabzon örneğinden hareketle, süt
sınırı olarak erkeklerde ıı. kızlarda kardeşliği iddiasıyla yargıya taşınan Bahsedilen davaların hepsin
9 yaşını tespit etmişlerdir. Burada nikahın iptali veya iptaline yönelik de çocuklann küçük yaşta iken
-
esas olan erkeğin ihtilam olması. kı· girişimlerin anlatıldığı bu kısa araş nikahlarının kıyılmış olması dikkat
zın hayız görmesidir. Bu durum dışa· tırma sonucunda şu tespıtleri dile çekmekted ir. Anlaşıldıgı kadarıyla
rıdan kişilerce bilinemeyeceğinden getirebiliriz: Osmanlı hukukunun süt yıllar geçtıkçe aileler arasındaki an
ilgili şahısların beyanlarına itibar kardeşliği ile ilgili hükümlerinin ba laşmazlıklar veya aynı kız ile evlen
edilir. Bununla birlikte çogu haller zen yuva yıkmak, çıkar elde etmek. mek isteyen iki erkeğin rekabetinde
de bu yaş sınırlarının degerlendir kendi evlenemediği kızı başkasına süt kardeşliği iddiası kullanılarak
mcde yetersiz kalması sebebiyle bir da yar etmemek amaçlarına dayanak davaların kazanılmasının tercih edil
üst yaş sınırı da belirlenmekte ve bu oluşturulmasına çalışıldıgı görülmek· di�i görülmektedir. Bununla birlikte
yaşa ulaşanların bulüga erdiklerine tedir. Seçilmış üç davadan hareketle taraflar böyle iddialarda bulunsalar
babası OSman bin Omcr nam kfrnesneyl dedıkde bu surerte merkum Memış'in 9 M 251.
mahfol-1 şer'Uila ihzar ve ledc'l-murafaa hiklm-1 mumaileyh muvkehesınde nıkah-ı işbu ilamda ıslmleri mestür olan
ıarih-i ilimdan yıprmı üç ay mukaddem evveli beyyine ile sclblt ve hük.m olunduğu şlihldlerden başka Karabıçake>glu Ali ve
işbu hiiıiratu'l-b11-meclis Hafız Ahmed tkrArı ve IA-ıecevvuz nikih ı menkühatü'l
- Çubukoglu ve Molla Keleş nam klmesneler
kerimesi Havva'yı şuhüd mahzarında gayr fehvası üzere nlkih·ı sant batıl olub huıur-u şer'de şahadet eylediler ise de
teıevvuç ıdüb bir müddeı beynimizde eI\'.\c mezbUr Memış'in merkUme Havva'da şer'an şahideıleri makbülc olmayub redd
muamelesi vuku' bulmuş iken merkum alakası kalmadığı derkir se
i de redA'a olundukları işbu mahalle kayd olundu Fi
Hasan'ın vekiH müseccell olan babası maddesi umür-ı haseblyeden olub dava tarihü'l-meıbıir
m
o
ıl.ı ıddianın hukuki temellerinin açık, Bütün bunların yanı sıra aslında dan çıktığı gibi değil de, oldukça kısa.
ı.ırı ışmasız ve şüpheye yer verme dava konuları Osmanlı döneminde öz ve standartlaştırılmış ifadelerle
ye'! ek derecede saglam delillerle aıle oluşumu, ıaranar arasındaki aktarmışlardır. Bundan dolayı mah
1".1ı.ıtlanması gerektiği ortaya çık- tartışmalar. evlilikle ilgili bazı gele keme kayıtlarının aile ve toplum ha
111.ıktadır. Bir tarafın süt kardeşlığl nekler ve mahkemelerin konulara yatındaki dinamikleri anlamada bizi
ıddıasıyla ortaya çıkıp başka birinin yaklaşımı açısından oldukça önemli pek çok yönden mahrum bıraktığı da
yııvasını yıkması kolay değildir. Bu örneklerd ir. Ancak ne yazık ki, kadı açıkça hissedilmektedir.
,ır,ırla yalancı şahitler yoluyla dava lar mahkeme sicillerini hazırlarken ABDULLAH SAYDAM
1 oıı, ınmaya çalışmanın ilginç örnek ıaranarın lddıalarını veya savunma ERCiYES ONIVERSITI:SI
EÖtTtM F"AK0LTESI
lı·rı de davaya yansımıştır. larını, şahitlerin ıfadelerıni ağızların-
•ıı ıımıo Fv\eonnw. Entclı OlurıunM Ş.ırtlan·. Z000,5.201 'Osmanlı Toplumundn E\'hhtın Karşılıktı
, ,, llMllt' Turi:ıMt Srudlt.\, Xl/17 <ıoı6). Trabzon Ştt'iY' MahktmHlne ınukll eden Anlaşma ile Sona Erdiril�t Muhlla'ı (18
b6y� bk davada hlkım nıkihm fHhlne karar YIİ2}"1 Kony• Şft'tye SıcıUenne Göre)". kfc.-ut
hn •t· Ebu Hanıre·ye �rtdir Balı vmnış:tır �. ı96s,. ıs/• <ıs ZtlhK'.C't" ızsq l 16 Onıııtr6lrt6ı Tul'tlyot ArQ4rınna/an Otf'!ı&ı.
ıoı hı·ıı ımamlan ıse sur�nın ıkı yıl oldui,u d Buna da�r fctYa JOylcdlr "Veli.
Ocak 18..
. 15 Cıoo,.>, s.. 9H,.o; Kwnm, lsmall:ıı. yilıyllda
c-11 ,undedırler Konunun muhıchr yön)ennt baba y•hut bOyQk bablı olmadftına '6tt. Osmanlı Toplumunda Boş,aınm1 HMiisl:leri
ıt ııı ıeotuŞ Y' tanışmalar hk. bb. Davut \o'I� kı. \illide yahul t\Al.ım olsun. rı nıkıih (Ayınıiib ômett: Taliık, MuMlı'a v' Trinlt
111 ı lbU H anır, nın H a raml ık �uran soı r. Gozianıcp Onıvtr&lfe&ı So6yal Bıllmler
-
esao;eo sahıh olmayı p l'tCr nkıd mchn mısıl ıle
l ııı ,, Muckleıl Konusundaki GônJŞUnün ve lwrüne vnkı olur �sc sahıh vt' lakın sagır Dtrsı"ı. ıoJı<ıoıı>. s..)71·•00
lr ·Hı:ndınlmnı", Bılımnamr. 'IXVlı <ıorı>. v' sagk' tçın, -bulf9 ttdıti� hakime JŞS. ı(}bJ. ı,.tb (9 Muhil""' ıısı l 7 Mayıs
. ,. nıkihı resh eılirmek, muhayyf'rhtı �hıl olur� 1R3s) Rıı karar gerf"tırın· anwl f'dılmı"ilf'lt'
l ıl ıt1 kıuıplannda önemli bir bahis olarak Mehmed Zıhnı, Hımer·ı '61dm, Ocüncıı Kısım, dıur 1 1 Muharrem usı ınrıh vali buyruldusu
'' ı .ıı..n nıkAhm şanlan. s.ıhhaıl, mehir, S )>. yazılmışur.
naraıca
ıuı !I lıısıt kılıtn haller, boşanma, Kadının kocasından ıyn1mak lsıtmesl ıo leslie Pelrc,, Midi.: Oyun/an. 1540·
ı•t•t huwslar hakkında nvnnııh bılıt hahnde birtakım mali haklarından (mehr-ı 1541 o�man/ı'da A,yntnb Mahlcemr61 ıoe
1\ ı lılı Ömer Nasuhı Bılmen, Hui.ıd:ı mueccel. ıddeı nnfokası, mcuneH sOW Toplum&a/ Cln6�1. Çcv. OlkOn Tansel,
hl ıııyye ııt l.Uılahatı Fıkhi_y)t ol:amıuu. gibı} vazgeçerek, kocasının kabulü ve lsta nbul ıoos adlı kapsamlı eStrlnde sık
il f ınbul (ıarıh.W, Aıı.\/Jdo-prdll: /6'6m mahk,menln kararıyl a bo$8nması ışl,mıne sık bu ıan. sorularla ootuşurk'" sicillerin
M frlôUÔ)'• lfındO')f'. Ter Musıafa Efe, muhllu veya hul' denılrntktedır Bu yolla sıandart yaıımıarnndan dolayı aradıtı ct"Vnbı
11 ıı l'fnaıl Koralwya, il, Atık.:ırn Crıınhstz), �nm..ılıırn daır Osmanlı mahkcmclermdekı bulmamaktan den yanmaktadır
' ou. Mehmed Zıhni, Hlm'H l.ıldm.. uvxuıamalar haklonda bazı araŞtıntı41ar için ıı TSS. ıq6s, ıo/a (7 Sar,r ubo I rt Şubat ıBW
'41 ılthaı L'f Mutan:ıi:ar, Oçonciı Krsun. bkz.. Ronald C. J'"nlnçi. *Womtn in EAr1y ıı Nevzat Alı:altun. ls!lm fıkhı ut HuhıJ:uno Aiı
l , ııı 1957. Aynca şu eserler� de bakılabıhr 171h Cenıury Otıoman Jodidal Retords The ıa99 reflJO, Anbra ıcm, s .t.49
ı ın tt.ılıl. IJlim ue 0.&mnnlı lfulrukunda Sharıa Court of Ottoman Kayscri".JCSllO. 11 frrdvti.)'ı llındlY.)'e, ıı. s ıs1
37
I ,,.rmr Konya 1988 Aydın H Akıf, islim XVllllı <ıcns). s..sı·ıı.&. Ronald C. jrnninıs, 14 Ah BardakotJu, ·BuJuf. DIA. vı . ls1anbul 199:z.
ı ılı .uı� Hu.blb. lsuınbul e98s 'OIYOIU tn thıt Oııoman Sharla Court S..41]"414- -
-
1
-
Nübuöun büyük çoğu n luğu tarı m l a geçinen ve m a l i kay nakla rı 'bu ü retim biçi m i
üzeri n de yüköelen Oöm a n l ı i m p a ra torl uğu teba aö ı n ı n ö ı kça ka.reııtaeıtığı tarım
zara rlıöı ca nlı. çekirgelerdi. Sığırcık Suyu Şeyhleri. A nkara m erkezl i bir dergah ı n
üyeleriydiler ve görevleri vergi m u abiyeti kareı ı l ığı n d a eıehirlerı v e t a rı m ü rünleri n i
çekirge i6tilalarına ka reı ı koru m aktı. Dergaha e6a6 varl ı k öebebin i kazan d ı ra n
"6lğırcık öuy u " A n a d o l u ve çevre bölgelerde kareıılaeııla n çeki rge iötila6l ile b u
i6til a n ı n ya ra ttığı ö o ru nl a r içi n çöz ü m olaca k b üy ü l ü b i r w ol a ra k h a l k i na n c ı n d a
y e r etmieıti. Bu g ü c ü ö a h i p olduğu d i n i-kariz m a ti k 60Y bağıyla perçin leyen dergah
eıeyhi n i n yaeı a m ı ken d i a d ı n ı taCııyan menkıbeye konu olm u�tur.
ruiHSEL SÜREÇ
o
N
<la aranmışıır. Hitit, Sümer, Babil.
Asur, Antik Mısır, Pers, Yunan ve
Homa toplumları da dahil olmak
ınere diğer Mezopotamya kültürle
rınde koruyucu büyüler ve tılsımlar
bulunmuştur.' Metafizik ananelerin
hutunüne bakıldığında bir "ruhban"
ııyesınin veya dini bir şahsiyetin ila
hı yardımın sağlanmasında rol aldığı
vı• hastalıkları iyileştirme sürecini
yıırlittüğünü görürüz.• Bu tür vakalar
�ı·çmiş geleneklerden ve kültürler
cl!'n günümüze ışık tutan faydalı ör
rıı•klerdir. Şifacılar, tarım kültleri ve
ıılt•ılere karşı ilahi önlemler almak
ııııın süreli uygulamalardı.' Yaşanan
lııı olayların başat mekanlarından
hırı olan Anadolu'nun yerleşik top
lıııııları benzer sorunlarla yüzleşmiş
vo• bulduğu çözümlerle hayatta kal
ıtll)lır.
Soyu ve suyun çıkış hikayesine dair Aynı anlatı ayrıca köyde çıkan su Şeyh Ali
Semerkandi
\ı�ırcık Suyu Şeyhleri, Ankara mer- anlatıda ikinci halife Ömer, Türkis- kaynağı hakkında da bilgi verir. Bir
Tiirl>esl
1.ı•ılt bır dergahın üyeleriydiler ve tan üzerine sefere çıkar. Isfahan ve gün çobanlık yapan evliyaya köyün
hnp-J/www
•ııı t'vlerı vergi muafiyeti karşılı Şiraz' da çıkardığı sular bölge halkı- çeşmesinde bulunan kadınlar abdest seyhalısemerkandi.
ı •·kırge istilalarına karşı korumaktı. • 6ığırcık suyu" olarak adlandırılır. Bir üzerine asasını yere vuran Ali Semer-
ı ııı..,ıyenin çevre kültürler ve dini oğlunu burada bırakır ve oğlu bölge- kandi yerden su çıkarur." Daha son-
ıı ıplulukları farklı eksenlerden kese de yaşayan Türk bir kadınla evlenir. ra bu suyun olduğu yerde bir kuyu
ı ı·k lıır araya getiren baglantıları. de Ali Semerkandi'nin de Halife Ömer'in yapar ve kuyunun yanına kurduğu
�l)•'ll ve dönüşen ilişkiler ağı ve halk oğlunun bu evlilikten doğan torun çihliğl oğullarına vakıf olarak bırakır.
ııı.1111�larının anlatılarla belgelerde larından biri olduğu söylenir. Daha Bir diğer ilgili hikayeyse çekirge isti
lı.ıy,ıı bulduğu örüntüsü; tarih, top sonra belgelerde göreceğimiz üzere lası, kuraklık ve hastalıklar hakkında-
lııııı vr tabiatın kesişiminde bir vaka bu sonradan önemli bir meşruiyet
o ılıır.ık duruyor. Dergaha esas varlık kaynağı olur.•
l'IH•bıni kazandıran "sıgırcık suyu"
Aııııclolu ve çevre bölgelerde karşıla Ali Semerkandi ve erkek kardeşi
ıl.ııı çekirge istilası ve yarattığı so Ahmed-i Kebir Semerkant, Buhara,
ı nnhı r ıçin çözüm olacak büyülü bir Horasan ve Taşkent' re bulunan med
111 olnrak halk inancında yer etmiş ve reselerde eğitim alırlar ve hayatları
ı ıı ı ı:ucu sahip olduğu dini-karizma nın kırk yılını dinen önemli sayılan
ı ıı.. '"Y bağıyla perçinleyen dergah yerleri gezerek ve Mekke ile Medine'yi
;ı•yhtnın yaşamı kendi adını taşıyan ziyaret ederek geçirirler. Bir gün kar
ııu·ııkıbeye konu olmuştur.• deşler Halife Ömer'in mirası olan
kılıç ve asayı paylaşırlar. Ahmed-i
uı tt<JAH Kebir kılıcı, Ali Semerkandi de asayı
alır. Sığırcık suyuna dair inanç lsiam
1 tı-ı�.ıh günümüzde Ankara, Eski peygamberinin iki parmağının arasın
ı ıııı,ır'da bulunmaktadır.' Dergahı dan çıktığı rivayet edilen suya kadar
ı.. ııı . ııı ve suyun çıkmasına sebep olan gider"' ve asada da saklı olduğuna
ı.. ııı Ankara'nın "Sadekaya" ilçesine inanılan aynı suyun tarım ürünlerini
r••dl'şt'n Şeyh Ali es-Semerkandi'dir. tehlikelerden koruduğu ifade edilir.
1 11111 ı449 tarihleri arasında yaşadığı Kardeşinden ayrıldıktan sonra Ali
ı ıvııyt•t edilir. Hayatının büyük bö Semerkandi Anadolu'ya gider ve ora
lıııııuıııı "Kuzuören" veya "Şeyhler" da lslam'ı yaymaya karar verir. önce
ıılnı ıık da adı geçen köyde yaşadığı Alanya'ya sonra da Sadekaya köylü
•llylı·nır ve evliya olarak kabul edl lerinin hayvanlarının çobanı olacağı 39
lıı Eskipazar'a gider."
-
Şeyh Ali
Semerkandl Hı. şeyhlerin kerametle iyileştirici güce
Camii ve Sığırcık
sahip olmaları dini şahsiyetlerin ta
Suyu Kuyusu
nımlayıcı ortak özelliklerindendir."
hnp./lw
o;eyhallsemctbndi Ali Semerkandi'ye ait tüm bu anla
(Oın'""Syf•4lipt·FOTO
IC4l9ERAFLAR tılar diğer anlatılarla ortak noktalar
barındırır ve onların parçalarının izi
efsane ve hikayelerde sürülebilir. Bu
ana motif olarak adlandırılan ımge
ler uluslararası olarak kodlanmış ve
lıstelenmıştır. Mesela bir azizin su
çıkartması bunun bir örneğidir.'' Ay
rıca Ahmed-i Kebir' in gelen adamları
uçurması. Ali Semerkandi'nin yerden
su çıkarması Kur'an, Hadıs ve Kitab-ı
Mukaddes kaynaklı keramet motine
rinden sayılmaktadır."
dır. Orhan Gazı olduğu düşünülen bir Hikaye kendi içinde daha sonra de Sığırcık suyuyla ilgilı bir kaynak da
Osmanlı hükümdarı Bursa'yı basan taylı olarak ele alınacak pek çok çağrı Sıefanos Yerasimos'un X-on•tarıtı
çekirgelerin çıkardığı sorunlara karşı şım içermektedir. Ali Semerkandi'nin niY.)le ve Aya6obyıı C!Mneleri adlı
etkili olan mübarek suyu bulmala halifeye uzanan soyu kendisi ıÇin kıtabıdır. Kıtap genel olarak Fatih
rı için adamlar görevlendirir. Suyu sonradan yerleşeceği bölge ve ruha Sultan Mehmel'in lstanbui'u fethın
Semerkant ve lsfahan'da ararlar. ni mekanında önemli bir meşruiyeı den sonra derletliği iddia edilen Bi
Bu kışileri bulan Ali Semerkandi'nin ve güç kaynağı sunmaktadır. Dola zans ıarıhleri ve bunların ıncelenme
kardeşi onları mucizevi bir şekilde yısıyla dergahı ve ailesi mübarek in si üzerinedir. Kiıapta Yanko bin Mad
Ali Semerkandi 'ye uçurur ve bura sanlar olarak değerlendırilmckte ve yan adlı kralın şehri kurdurmasının
dan suyu alarak Bursa'ya getirirler. onların her türlü mali yükümlülükten ardından <lsa peygamber dünyaya
Suyun sorunu çözmesi üzerine sultan muaf tutulması bu dini şahsiyetin gü gelmezden öndeyin bin iki yüz yıldı)
bir ferman yayınlayarak Ali Scmer cünün olası bir sonucu olmaktadır.1-4 idris peygamberin öğrencilerinden
kandi ve oğullarını suyu çekirge isti Bursa'da ortaya çıkan kuraklık ve ve çeşitli iliml ere sahip Rukiye ismin
lası olan yerlere götürmeleri karşılı Ahmed-i Kebirin mucizevi bır bi de Magrıp vilayetlerinde meşhur bir
ğında bütün vergilerden muaf tutar.'' çimde yaptığı yardım pek çok klasik kişiden bahsedılır.� Mağrip'tc bütün
Dergaha dair var olan belgeler bu anlatıda ve hikayede bulunan "kah ıılsımları onun bagladığı ve ondan
muafiyete dayanan mali yükümlü ramanın yolculuğu"ndaki "maceraya ustün kimsenin olmadıgı söylenır. Bu
lüklerden kurtulmak için düzenli ola davet" ve "dogaü6tü yardım" (veya kişi şehrin kuruldugunu haber alınca
rak yazılan dilekçeler ve dervişlerin ya�lı bilgenin yardımı) temalarına buraya gelir ve kendi hünerini göster
istila olan yerlere gidişlerine dairdir denk düşmektedir.'' Suyu aramakla mek ister. Şehre gelip ziyaret edince
ve bu son grup arşivlerde bulunan görevlendirilenlere suyu vermesi. şaşkınlıga düşer ve adının anılması
belgelerin büyük çoğunluğunu oluş maddi anlamda da, "ık6irle dılnü{e. için bir ıılsım bağlamaya karar verir.
ıurmaktadır. Ali Semerkandi'nin tür sultanın şeyhe bahşettiği muafiyet Sonra altından bir nesne yapıp 'garip
40 besi Çamlıdere'de bulunan caminin de şeyhin 'iki dünyanın hüküm- ve acayip" sığırcık şeklinde bır tasvir
yanındadır. da rı" olmasının bir anlamda ona- yapar. Sonrası şu şekilde anlatılır:
Agzında bir zeytun çekirdeği aracılığıyla aktarıldığı düşüncesinin adı geçen ve çekirgeleri yemesiy
koyub tizerını almasdan bcnd kanıtıdır. Ayrıca şehre gelen Rukiye. le bilinen Samarmar adlı bir kuş
ıdüp ol sığırcık şeklinde olanın yaptığı levhaya çeşitli peygamber ve ile karşılaşırız. Zamanın valisi Esad
agzında kodu, gene bir altından dini metinlerle Lokman Hekim gibi Paşa (1743-s7) bir grup dervişi çe
bır lcvh düzdü idris pcygambc halk inancında önemli bır yere sa kırge basan yerlere götürülmek üze
rın havaslarından ve lbrahim hip bir motiften beslenerek gücünün re Tanrı'nın bir lütfu olarak lran'da
peygambere inen suhufeden ve eıkinligini kuvvetlendirmiş olmak çıktığına inanılan kerametli suyu al
hem Musa peygambere gelen tadır. Ayrıca ulsımcı lran'a gıderek mak için gönderır. Samamıar'ın yal
revrat'tan içinde olan havaslar İsfahan'dan "Sığırcık Pınarı"ndan nızca. dervişler suyu aldıktan sonra
clan ve Zebur'a gelen esmalardan
vr Lokman hekimin hıkmetlerin
clen ve bu esmaları cem'idüb ol B u ra d a ö o n d e rece karma9ık b i r b i ç i m d e çağırm a ayi n i
lcvhin üzerine kazdı. Ol sıgırcık
suretın getürüb ol kilisenın kub b u l u n a n ve hem olayda hem d e h a l k i n a nı9ı n da adı
bt•si üzerine muhkem berketdi.
geçen ve çeki rgeleri yem e6iy/e b i l i n e n Sa m a rm a r a d l ı
Andan dahi Acem vilayetinde
Isfahan nahıyesinde bır bunar b i r k u 9 i l e ka r9 ı l a9ınz.
vardır ki sığırcık bunarı dirler.
Nagah bir memlekene ki çekir
�P olsa ol bunarın suyundan ne su alarak bunları kilisenin içine as
ııılkdar gerekse alıb çekirgelik mıştır. Buradaki konuyla örtüşen
olan ol vilayete götürürlerdi. Şol biçımde bu suyun sığırcık kuşlarını
y(•rde ol suyu kim yere koyalardı, çağırdığı ve çekirgeleri helak ettiği
ol su ile gelen sığırcık ol yerde vurgulanmıştır. Ancak anlatıda bu
karar iderdi çümkim ol sudan inanç ve pınar Rukiye'den bağımsız
ıll·reye iletseler ol sıgırcık şol ve ondan da önce var olmuş olarak
l..ıdar gelürdi kim hesabın Allah sunulur. Bu durumda inanışın farklı
lıılurdi. Ol yerde olan çekirgele bir biçimde de olsa çok daha önceki
ıı helak iderdi. Pes Ruklya dahi bir zamana ait inanışlarla bağlan
dıledı kim ol sığırcık suyundan tılı olarak yaşadığını söyleyebiliriz.
•!ollıre. Pes yüzıi ol etrafa eyle Ali Semerkandi'nin hikayesindeyse
yub yüz kumkuma düzelirdi. yüz suyu lran'da çıkartan kişi Halife
(iane andan ol yüz kumkumayı Ömer'dir. lslam kültürü içinde çı
.ılub ısfahana vardı. Ol sığırcık kan öykü. kaynak ve anlatıyı lslam
'"YU olan bunardan her kum halifcsıyle başlatmaktadır. Her iki
'ıımaya beşer yüz dirhem su anlatıya hakim olan özellikse suyun
koydu. Hakkın kudreti şöyle cari lran'da çıktığı ve dinen önemli bir
oldu kını her yüz dirhem suya bir rererans kaynağı olduğudur. Ayrıca
,ılny sığırcık gelürdü. Her alayın Ali Semerkandi'nin de lran'da doğ "kuyunun oldugu yöne bakmadan,
ll('sa bın Allah bile. Pes ol yüz duğu ve sahip olduğu mistik güç de yüklendikleri suyla hiçbir kapının ve
kumkuma suyu getürüb ol kilise göz önüne alındığında lran kaynaklı bacanın ahından geçmeden ve hiç
ııın ıçınde zincirle asakodu. Her bir efsane ve inanç algısının varlıgı suyu yere degdirmeden" getirilerse
'ıımkumanın suyuna beş alay sı açıkça ortaya çıkar. baskın bölgesine geleceğine inanı
�ırcık geldi beş yüz alay sığırcık lır.'' lran'a yapılan uzun yolculuğun
�ostantınlyye'nin dairesine ya Sonraki tarihe ait bir olay ve anlatı ardından kent halkı suyun gelişini
yıldılar. Şehrin dairesi sığırcıkla bizleri yeniden lran'a ve sığırcık su kutlar ancak sonradan görülür ki su
ıluldu.• yuna getirmektedir. Yukarda belirtil işe yaramaz ve Samarmar gelmez.
diği gibi sığırcık suyu her türlü böcek Türlü türlü ritüeller gerçekleştiril
YııLırda bahsedilen alıntı sığırcık istilasına karşı kullanılmaktadır ve se de (Peygamberin kızı Fatıma'nın
•ııytı ve lran bağlantısı hakkında tarımsal ürünlerin korunmasında da mezarına gitmek, şehirde dini ge
ııııt·ınlı bilgiler taşımaktadır. ön etkilidir. Bununla ilgili bir örnek ja çitler düzenlemek) hiçbiri çekirge
ı ı·lı�le bu inancın kökeninin Hrıs mes Grehan'ın kitabı Twllight o� the aretine çare olmaz.ı' Benzer bir uy
ı ıyıııılıktan bile erken bir döneme Sa int6'te bulunabilir. Kitapta yazar gulama Kıbrıs'ta da yaşanır. Ronald
ıııı ıhlrndiğini anlatıdan çıkarabili 1747 yılı baharında Şam'da vuku bu C. jennings. lran'da mevcut, özel bir
ııı Şehrin kurulmasının ardından lan çekirge salgınından bahseder." suyun önlem amaçlı olarak çekirge
lılı ııeygamberin öğrencisi ve onun Burada son derece karmaşık bir baskınlarına karşı kullanıldığından
lııl�ısıne sahip bir kişlnın tılsım biçimde çağırma ayini bulunan ve bahseder.� Makalesınde Kıbrıs kra 41
l ıııA loması, bu gücün bir peygamber hem olayda hem de halk inanışında l ı il. james (1 460-73) bir Ermeni'yi
-
lran'a yollar ve "çekirge kuşu" veya sürü halinde uçan bazı siyah ve incelenmeli ve bu mucizevi su ile
"Muhammed'in kuşlan" olarak da bi kırmızı renkli kuşlar da gördüm ııücüne bütun adı geçen örneklerde
linen kuşları adaya çekmeyi amaçlar. ve duyduguma göre lbunlarl kar ki kenı sakinlerınln (ister Müslüman
Venedik'e gönderilen bir mektup iki şılarına çıkan tım
i çekirgeleri yok ister gayrlmüslJm) bir inanç taşıdığı
Ermeni'nin lran'ın Lagusta kenıine ederlermiş. Bölge halkının iddıa gez önünde bulundurulmalıdır. Kıb
suyu almak için gönderildiğini ve sına göre kuşlar nerede bu özel rıs ôrnegınde ilkinde başarılı olmadı
suyun getirilmesinin ardından çe sudan oldugunu bilirlerse o tara �' düşünülen durumda ikinci bİr grup
kirgelerın ortadan kaybolduğunu ra doğru uçarlarmış.� tekrar su götürmek içın gönderilir."
ortaya koyar."' lran'a yapılan ıiyaret Hıç kimse, en azından kaynaklarda,
- el yazmasının kenarına not edilmiş ve Bu anlatı da Grehan'ın kitabında bah bu uygulamaya karşı bir çıkış veya
bir kilisede bulunan pınar şu şekilde sedilen hikayeyle aynıdır. Bir diğer ı�raz göstermez. Ancak yöneliciler
anlatılmıştır: destekleyici örnek de Ali Semerkandi açısından durumu ele alış yöntemi
ve sığırcık suyundan gelir."' Kaynak farklılık arz eder. Hem Şam örneğin
Ben bu bölgedeki ziyaretlerime larda suyun bulunduğu yer. sahip ol· de hem de Kıbrıs'ta yöneticiler kera
başlamadan önce hala bu ülke duğu mistik güç ve Tanrı'nın yardımı metli suyu beklemekle beraber halka
deyken Kıbrıs kralı tarafından su ile Ali Semerkandi'nin kerametinden çekirge yumurtalarını yakalamaları
almak üzere buraya gönderilmiş bahsedilir. Nasıl kullanı lacağı (gide ve toprağa gömmeleri için bir de yü
bir Ermeni geldi ve ... ülkesine ceklerin belirlenmesi, suyun alınış kümlülük koşar.''
teneke bir şişede suyla beraber şekli, nasıl getirileceği, duanın nasıl
dönmek üzere, Taurts'e ITebrizl yapılacağı ve sığırcıkların nasıl gelip V.AXALAR VE BELGELER
geldi. Benimle beraber iki gün böcekleri yediği) detaylı bir biçimde J{AJCKIHDA
durdu ve sonra Kıbrıs'a gitmek anlatılır." Ayrıca. hangi böceklere
üzere yola koyuldu ki ben dö karşı bu suyun kullanıldığını da bu Osmanlı lmparatorluğu'nda yaşan
nerken, Kıbrıs'ta aynı su şişesini rada bulabiliriz. Suyun getirildiği yer mış bu konuyla ilgili vakalar hak
bir çeşit kulenin tepesinde, dı ve dua bize hem su hem de sürece at k.ındakl ilk kayıt 29 Zilhicce 99,Vıı
şan dogru asılıyken görd üm ve fedilen dini güç hakkında ipuçları ve Aralık 1586 tarihlidir. Belgede Çorum
yerli halkın dediğine göre bu su rebilir. Burada bahsedilen kuşun adı kadısına yazılan hükümde Üsküdar
sayesinde lonlarl çekirgeler ta Samarmar ve diğer dillerdeki rarklı bölgesinı istila eden çekirgelere kar
rafından rahatsız edilmemişler. kullanımları da ayrıca sıralanmıştır. şı kullanılmak üzere sıgırcık suyunun
Ayrıca burada "Muhammed'in Rttüelin bu türden bir kutsallık için gönderilmesi istenmiştir. Sonraki
kuşları" da denen sığırcıklar gibi de anlaşılması tarihsel bir biçımde örnekler, kayıtlarda zaman atlama-
Sığırcık suyu
hakkında var
olan e.n esk i
kayu Çorum'dan
sığırcık suyu
getJrtllmesl
hakkındadır.
BOA A IOVNSMHM
UCAJ6v_OOl.14
42
iii
il
lııı ıyla ve ancak 19. yüzyılla beraber arasında Anadolu kentleri ve Balkan çe sonlandırılır. Nezaret tarafından Kırım'dan
seUp Amasya
ılıı11•ıılı olarak karşımıza çıkmakta şehirlerinin yanı sıra Orta Doğu ve düzenlenen yazı ise ilgili dilekçenin limanından
ılır Kuzey Afrlka'ya da seyahatler ger bir kopyası şeklinde hazırlanarak Yabanabad'ı
gelen
çekleştirilmiştir. Ayrıca gelenlerin de gidilecek olan mutasarrıflığa gön temsilcilerin
ı hnı,ınlı arşivlerindeki belgeler suyu memleketlerini istila eden çe derilir. lı.lnslz olduğu
ifln sadarete
ıliıı•r yapraktan oluşan bir dosya kirgelere karşı almak üzere Kırım'dan tahrirat (solda)
lııılımle dü·,enlennılştir. ilk ola iki defa geldikleri bilinmektedir. KJRJM'DAN GELEN HACILAR
HAT_oonz_
' ''� dergahtan birinin, çoğunlukla J.4J68_c_ooıoo
{H 15-l7-l'9'"ll-llJ8)
ılı·ı �ahın posınişini olan bir şeyhin Belgeler genel olarak standart bir Bu konudaki belgelerde iki kez
ı ı.ıııılıye Nezaretine çekirge salgınını formda hazırlanmıştır. Dilekçeler Kırım'dan hacıların gelerek sığırcık
Kınm'dan
lı.ılll'r aldıkları bölgeye gitmek üzere bir arı cümleciğiyle başlar. Sonra suyunu kendi memleketlerine götür temsilci
� ı·ndı lerine yardım edilmesi ve ilgili sında dergahın kurucu şeyhi olan mek için izin istediklerinden bahse yolladıklanna
dair tekke
ıııııııısarrıflığa bilgi verilmesi yönün Ali Semerkandi'nin, Halife Ömer'in dilir. l lk olayda (ı8ı:ı) bir grup dervi şeyhlerine
ılı· yazılmış olan dilekçe mevcuttur. temiz (!ahir)� soyundan geldiğin şin Yabanabad'a gelerek çekirgelerin yazılan arı-ı
mahzar
lkım ı belge ise Dahiliye Nezaretinin den bahsedilir ve ikisinin de ismin yol açtığı afete karşı bir önlem olarak (sa!da)
ılı:ılı mutasarrıflığa yazdı!lı bir müs den sonra bir küçük dua ifadesi ko sudan almak istedikleri anlatılır. Bu
vı·ılde yazıdan oluşur. Belgelerden nur. Sonrasında Ali Semerkandi'nin rada sadece tek bir belge mevcut
ıııı lıışıldı!lı kadarıyla dergah haberi Allah'ın bir lütfu olarak çıkardı!lı tur." Bu belge oldukça uzundur ve
ııldıkıan sonra suyu ulaştırmak üzere "mübarek su" (ma-i mübarek)� olan genel olarak yazılan arzuhal ve padi
lııııırlanır ve yolculuk ile benzeri ko- sığırcık suyundan bahsedilir. Bu gi- şahın uygun bulduğuna dair yazıdan
ıııılıırda yardım almak için nezarete rlşıen sonra zirai ürünlere zarar ve- oluşur. Belgede Kırım'dan gelenlerin
lııılırr verilir.11 ren (muzırra)16 çekirgelerin nereyi kimler olduğu <Tatar taibe•inden
istila ettiği ve kimlerin suyu bölge orta boylu ve kö•e •akallı Salih.
lınp•ratorluğun geniş coğrafyası ye götüreceği açıklanır. Son olarak •arı bıyıklı ve uıun boylu l•mail,
ıı ınde pek çok şehir dervişler ta da gerekli olan yard ımın yapılması •eyrek •akallı ve e•mer Hacı Cbendi 43
ııılıııdan ziyaret edilmiştir. Bunlar (himmetlhimem)" isteğiyle dilek- ve •arı bıyıklı ve orta boylu Ömer).
-
Anadolu'ya gelışleri, suyu almak için için lsranbul'a gitmekten çekindıkleri !inı ifade etmıştır." Bölgenin genel
gerekli izinleri almak ıstediklerl anla söylenir." Bartın'a gitmek lçın belge durumu hakkında bilgı verildikten
tılmıştı r ,. Belgede Tatarların Kırım'a almalarına ragmen gıdip gitmedikleri sonra elçi lerın kimler olduğu anlatıl
çekırgeler düştükten sonra Rusya açık değildir. Sonuç olarak dılekçede mıştır: Kırım lıeylerinden lslam Beg,
lılar tarafından gönderi ldiğınden amaçlarının sadece su almak oldu�u ulemadan ı\kmonia Efendi ve Salih
bahsedilir. Ayrıca suyu alabilmek belirtilir. Elendi. Arzuhalin sonunda eger suyu
için kırk beş kese akçe verdiklerını almak içın bırınl görevlendırmek şar
de görmekteyiz."' isteklerini ıfade Belgenin özet kısmında suyu verme· tı aranırsa bunun diger gereklerle
ederler ve Yabanabad'a gelene kadar nin herhangi bir eski hükümle ya· beraber yerine gelirileceği güvencesi
verilmiştir
lı�ıyla isteklerini belirtmelerinden da para topladıkları belirtilmiştir. Bu tir. Fakat şeyhler bunu reddetmiş, BOADH
MKT onµ l'IC)(ı6;...
ıııılıyoruz. Bu nedenle kullanılan ifa- sene de (190<;) gitmek üzere başvur- kitapları ve paraları alınıp sınır dışı
. ......
"'!-:'"" ....,.
: '-:'b� ..;,J' ;\
" �;w. � �� � �ı,;. ;.... ...., �,.,, ��.:.,<! ., � �
-: ' ...,�, ·'..:J
9'� u-'i& ;,;,�_, ;,,_ "' �,,� �./,,-� "�'.;,-..1)!.,t!
..
... ı; ;,..
;..J.�-
I n 45
-
edilerek trenle lstanbul'a gönderil- başka türden şeylerle de dolu olan otuz üç yıl sürmüştür. Meşrutiyete
mişlerdır. yükleri olduğunu düşünebiliriz. Za- karşı olan siyaseti nedeniyle böyle
manın koşulları içinde yolculuk sü- bir atfın yoklugu elbette makuldür.
Bu örneklerden Osmanlı Devleti'nin reci, konaklama vb. ihtiyaçlar göz Anayasa'nın yenıdcn yürürlüğe gir
takıp ettigi siyasetin dönem koşulla önünde bulundurulduğunda yanla mesiyle beraber dilekçelerde mıllet
rına göre kendi gücünü korumak için rında giyecek, yiyecek ve belki dua ve meşrutiyetin yardımsever yöneti
şekillendiğini görmekteyiz. Devlet içeren kitapların da olduğu düşünce mine yapılan övgüler göze çarpmak
kendi vatandaşlarını kendisıne baglı si yanıltıcı olmaz. tadır. ômegın 6 Şubat 1909 tarihli
tutmaya çalışmıştır. Öteden beri uy bır belgenin başında "Cenab-ı llakk
gulanmakta olan bazı uygulamalar BELG ELERİN İÇERİGİ VE Y.O.PISI bu mülk ve milleti ve memalik-i
yeni koşullarda bir tehdıt unsuru mahru6e-i O•maniyyeyi ve millet ı
olarak görülmüştür. Bulgaristan'ın incelenen belgeler nispeten belli bir necıbe- ı O•maniyyeyl kaffe-i ek
Balkan Savaşları arifesinde ve Birinci aralıkta olsa da (19. yüzyıl sonu ve ıo. dar ve ataı-ı 6ema vlyeden lıem i�e
Dünya Savaşı'na giden yolda toprak yüzyıl başları), özellikle bu süreçte ma '•un buyur6un Amin" ifadesı
larına her türlü girişten şüphe euıgı yaşanan siyasi ve toplumsal çalkan görülür."
ve gelenlere sorgu altında bazı bel tılar degerlendirildiğinde belgelerin
geler imzalatmaya çalıştığı açıktır. hazırlanışında da bu hareketlerin 6 Haziran 1910 tarihli bir diğer belge
Modern devletin uzantılarının şüp yansımasının olması kaçınılmazdır. de de dilekçeyi yazanlar özellikle gu
heli kişileri sorgu ve kontrol altında Dönemin koşulları ve baskın ldeolo rur duydukları meşrutiyet yönetimi
tutmaya yönelık uygulamaların yan ıısi bır devlet makamına dilekçe su ne övgü sunmaktadır. Meşrutiyetin
sıması, müdahıl bir devletin arşıvın nan bır şeyhin ilk olarak duşünecegi adil yönetimine dayanarak istekleri
deki bir belgeden okunabilmektedir. şeylerdendir. Dileğini arz eden konu ni sunduklarını söylemeleri durumun
Bu örneklerden şeyhlerın yolculuğu munda olan şeyhler alışılagelmış uy en bariz ispatı mahiyetindedir."
hakkında da bazı bilgıler edınmek gulamaların devamı için bazı kalıpla
teyız. Öncelikle yurt dışı sayılan yer ra uyma zorunluluğunda olduklarının Bu örnekler degişen kurallar için
lere gitmek üzere bir başvuru süreci bilincındeydiler Bu nedenle dilekçe de oyunu oynamaya devam etmeye
olduğu açıktır. Ayrıca her bahar dö mütevazı bir dilde yazılmalıydı. Bu çalışan şeyhlerin kıvrak zekasının
neminde Bulgaristan'a gitmeleri ve rada bazı örnekler üzerinden kimi bir yansımasıdır. Pragmatist bir yak
su götürmeleri uzun süreli bir uygu sorunları inceleyebiliriz. laşımla düzeni devam ettirmeye ça
lamanın bir ruııne dönüştüğünü gös lışmak o an ıçin atılacak en makul
termesi açısından önemlidir. Şeyhle 1908'dekı lkincı Meşrutiyeı'ten ön adımdır. Özellikle devlet bürokrasi
rin giderken beraberlerinde para ve ceki dilekçelerde "millet" ve ·meş sine baglı olan bir dergah için devlet
kıtap da götürdüğü el konan eşyalar rutıyet" gibı kelimelere herhangi bir güvencesini arkasına almak bir var
46 bilgisinden ortaya çıkar. Bu nedenle atıf görmemekteyiz. 1908 öncesinde lık sebebidir. Bu nedenle bu ince dil
şeyhlerin sadece mali olarak degıl, i l . Abdülhamid'ln mutlak yönetimi oyunları gerekli olmuştur.
..
DERGAHIN SONU dugu gibi kutsal bir figüre, bazıları da dir. Burada yapılmış olan. dergah
Samannar örneglndeki gibi sadece ve onun Osmanlı lmparatorluğu'yla
Dergahın sonu. ortaya çıkışı kadar mistik varlıklara dayandırır. Bura olan ilişkisinin basit bir tasviridir. Bu
mucizevi ve "kutlu" bir olay sonucu da ele alınan Ali Semerkandi örnegi dergahın siyasi güçle kurdugu ilişki
olmamıştır. Dergahın artık aynı işlev de farklı yaklaşımlarla farklı türden ler. bize bir dergahın kendi varlıkları
le var olmaması Birinci Dünya Savaşı okumalara açıktır. ve devamı için bir güç ve etki alanı
ve mütareke dönemi koşullarının bir oluşturma çabası içinde olan diger
'onucudur. Mütareke döneminde Osmanlı tarihi açısından bu dergahın ana akım dergahlara ve tarikatlara
Anadolu'nun işgal edilmesinin ar· öyküsü böyle bir kurumun, gelenek göre, en azından yüzeysel olarak na-
dından yaşanan kargaşa ve sarsıntı selleşmiş adetlerin ve mitsel olanla
ııı mosferi içinde eşkıyalar dergahın pratikte olanın buluştugu bir çerçe
ı cvresini kuşatmışlardır. Eşkıyaların ve içinde nasıl bütünleştiğine dair
ıı'l üste gelen saldırıları sonucu köy· bir denemedir. Bu türden bir anlatı,
tll' yaşayanlar ve Ali Semerkandi'nin çevre bölgelere ve onların halk ina
ııılcsı dergahı arkalarında bırakarak nışlarına atıflar içermek durumun
ll<1ndırma'ya göç ederler." Bu bilgiyi, dadır. Bunun sebebiyse bu dergahın
ıllill müdürlüğünün dergah sakinle· öncelikli olarak Müslüman ve lslami
ı ının köylülerle beraber saldırılar geleneğin bir çekim noktası olmasın
\ıınucu kaçması üzerine ortada ka dan, lslam kültürünün egemen oldu
lıın iaşe ve aşar ambarları ile tarlada ğu bölgelerden işaretlere ve benzer
�.ılan mahsulün en yakın askeri ve noktalara dayanmasındandır.
l.ı)c ambarına nasıl ulaştırılması gc
\ı•rnerkandi'nin türbesidir. nasıl eklemlediğini göstermesi açı de uygulama olarak çeşitli kaynaklar
sından önemlidir. Onun keramet dan günümüze kalmış örnekleri bizle
.flNUÇ re geçmiş toplumların farklı katman
sonucu çıkmış olan suyu kendisini,
ününü ve ailesini her türlü kötü et lardan yaşadıkları felaketlere karşı
' \ı�ırcık Suyu Şeyhleri" ilahi olanın kiden korumuştur. Çekirgelerin istila takındıkları tutumu aydınlatması açı
lıııyulü ve mistik yardıma dönük ara ettiği bölgeler şeyhlerin seyahat et sından önemlidir. Toplumların yaşa
yı)ı konusunda yapılmış bir incele- tiği ve suyu götürerek dua ettikleri nan felaketlere sözlü ve yazılı olarak
111<' ornegldir. Kehanet ve muskalar yerlerdir. gelen birikim ve algı içinde buldukları
ıl" benzer inanışların halk inançları çözümün farklı noktalardan örtüşme
ııı ""nda var olan farklı boyutlarıdır. Bu ve benzeri konular toplum, siya si bizi ortak algılar ve pratikler bakı
1 ı ı rıhsel olarak kutsal bir suyun çc set ve din ilişkisini ve başta tarih ile mından bir tarım dıni veya inanışının
� ıı �e ıstilalarına karşı önlem olarak antropoloji olmak üzere araştırma varlığını sormaya itmektedir.
�ııllıınılması pek çok yerde ve an alanlarına yapılan katkıyı anlamak HOSEYIN GÖCEN
lııı ıcla görülen bir vakadır. Bazıları açısından önemlidir ve hakkında 80<'.:AZIÇI ÜNiVERSiTESi TARiH BÖLÜMÜ
YÜKSEK LiSANS ôlRENCISI
lıııııu Ali Semerkandi örneğinde ol- daha fazla çalışma gerektirmekte-
ltll•fllOTl.AR Bt!ltttn TIK Cilı: XLIV Sayı: 175, Temmuz 198o Suyu") Makalenin yazarı Ali Scmcrkımdı
Yaııcı, Serkan. "\zmıı Sancağında Çeklrı:e s. �n hakkında vcrdıtı bilKJICrdc Hüseyin A�ık'ın
Metleri {ı89H91,.)," Ulı.ı6IOn:ıl'Q.6ı Kılıç, Orhan. ·�ı Hatlarıyla Hastalıklar,* kitabı "Şeyh Ah Scmerkandı HaViltı vt -
�aromürMI Alp vt Kocaeli St-mpozyumu. s. 118�ız); Aunaca. Veli. lanrının G azabt Mmkıbclcn"nc aur yapmaktadır Şeyh Alı
t..ocaeli 1:016 s. a.9 Meselesi" s. ıoo--ıo8 Makale genel olarak eski Stmtrlcandl Ha.)·arı � MerıbMleri (Arık.ara:
Mıkhaıl, Atan Notııre and Cmp/re in inanışlar ve bu inanışların dini alıyapısına atıf llım yayınlan. zoo<(): BEO 1776 283195 1 1
Orıomon CSYpl, (Cambridtc llngılterel yapmakıadır. Thomas, Kcıth. "Rtllqlon and Anknrn vilayeH ı,>ell/e6i dfıhilinde
New York: Cambridıc Unıvcrsıty Prcss), the Decllnt o• Ma9ıc. • (New York; Oxford Jabonabad ka2a.dına rnuııit Şeyhler narn
tollSS ll·] UniVl"f'Sity Press, 1997) ss. zıB·ıı. 244 lcaryedt medtıın
Almaca, Veh "Eskı Medenıyel lerde Günah· Ali Semerkandı'nın hayatı hakkında Satırcık Suyu Onıcmtı sııesı), 6ının·I
Hasıalık lhşkıı.ı veyıı Taıırının Ga-ı.alJı Nııamcddin Ahmed b. Şıhab ed·dln Ahmed 6abıkada oldııgıı ml6Uhi BAO 011 ID
Meselesı- Atti'aro Üttı1H?T6İlt61 flohlyoı el-Baedadı (ö. 9f'i1 HJ tarafından yazılmış 102.20.1 1
taln1fle.tl !kryiAi, Sayı; 14, Erzurum 2010 s. ıoo bir menakıpname lstanbul BuyQkşchir Sıtımk Suyu (lntemeı siıesi) . BEO
!bundan $00r& 'Tannnın Gauıbı Meselesii Belediyesi AtatUrk Kııaplığı'nda mevcuttur ın6 28119';.1.ı pi�ud·yı ncal-ı ttbo ·ın
a g.e, s. ıoo- ı; Kılıç, Orhan. Cıık/çagdatı Mcnakıpnamcnın başlıeı *Menakıb-ı Alı haliJe-i 6tinH ctnaı,., rt6ııl·ı kıbriya
.Vokıncosa Genel Harlan.>!a Danyoda tıt cs-Scmcrkandı"dtr: Bcdahşi, Osman Ergın haıreH ômu-ül fansf: rad
ı yallahu anh
O&manlı l>tııletrnde Salsın Ho6talıklar, Yaımalan o6ıo 297 7 ıgı.7 1190 H. ı . haıttılen nıladlanndan l111b'1H 'infın
El.azıt: Fıraı Onivef'Sl.tesl, ıoo._ s. a._ 9ı Aslan. Hclımct Emın. "Sıtırcık Suyu* hnp-J/ Şeyh Ah u-Semerkandi hazrrılrn 6ıfırtık
<bundan sonra "Genci Haılarıyla Hastalıklar");
47
www.ekodcr orı/s!gırak-suyu-11.4666 (Erişim "ııyuna nıe'mur tııl6dından bulunan
Ona]. Ahmcı. *Hitıt Tıbbının Ana Hatları.· mrıhı: z6 Ekim 2017) (bundan sonra ·sıeımk ıo 8uhıırt, Vudu': µ,.6, Mcnakıb: 25; Müslim,
-
-
Fedail: 45.6: Ebu Davud. Mukaddime:s: (Kahire: Matbu'aı al-jam·ıyya al·Hısrıyyil 39 Bu <\t'fte-1 mu bıı� kede Ru.6.)'ıılu
Tinnızi. Menak.ıb: 6 li'l-Oıras.11 al-Tarikhiyya, 11:159), 13-4'te memltkttlerinırı el:6tri mııhnllerint çek/rgı:
Aslan, Mehmet Emın. "Sığırcık Suyu" (hı ıp:f/ bulunahılir. dil�mu� oldu §undan Ankııro l:aza6ındon
www.e:koder.org/sigirdk-suyu-1ı4666, 19 z5 jcnnıngs, Ronald C. The Locust Problem in 61Sıreık: 6U.}'ll alıp R:tı6.}cı mem/tkerlennr.
Nisan 2018) Cypn.ıs" Bu/ittin oı ıhe- School �b Oritnral söhinnd: üzre Ru.ıyalunun göndmnif
ız "Sığırcık Suyu" ond Atrlcan Sltıdied, Un ivcrsııy of London, o(dugu Tatar taıın.ın.den...
13 ·sığırcık Suyu" Daha fazl;ı bilgı için Cilt sı, No. ı (1988) s. ı8ı (bundan sonra 40 Bu .ıu kırt bt'.;' kı:M akçeyt cclb olunduquna
Abdulkcrim Erdôğan'ın kitabına bakılabılir. "Locust ın Cyprus") 4ı Bir l:aç ktn ha�r-1 hendek ıll' derunlanno
Şeyh Ali Semerkandi ı.ıe Sısırcık Sııyu ıf> A.g.m., s. z8z �aman ı!aw ve bu vcchıle ih rak-ı bU nnr
(Ankara: Reyhıın Yayınlan. zoıo). Bu hik.tyt' Z7 A.g.m, s. z8z-1 ttm14/n ıM de bir vedırlt! rııümkün.Qlmıtyıp
başka bir anlatıda suyun vcrılışlnin aramaya ıa Suyun nasıl ahnaL' ağı ve hangı dualann dahı ez;>ed oldu�n u ... hizcumlc ... lh}a
gelenlere Ali Semerkandi"nin Sursa'nın yapılacagı l nıe:rnet bağlantısında detaylı ıw belkı l:aıyecd: ınuclb-i i.tıtmaıuz olur.
çekırgclcr ıarafından ıstıla edıldiğını duyması olarak açıklarımışur: www.canılldereyaylasi. Ve Mı/ a.harltır 5ibi tırk9un 5ara11rina
Ozcrıne onları dcrg<iha çag,ırıp vcrdıii comf?Syf•15UcaUd•62(ibasllluıamc•U8Sxıı::
j/ beldetmeyüz cı!tı )tdl gun tarnamındcı
şeklın<ledir. Aynca TRT Oıyaocı TVde de EsXJjxlfrlfNıeXVudW4�YW1EsW51YSBVqVsw ka60.bamııa sötılrürüı ...
- Ali Semerkandı adına Abdülkerım Erdoğan 7W• (Erişim tarıhi 19 Nisan 2016) -42 Omc..-tın Kıbns'ta }'t-'fli halkın hendekler
ıarafından bır belgesel fılm yııyınlanmıştır. 29 Mehmet Yavuı Erler kitabında suyun kcızıınk çeklrgden burada yııkıı�mcJan
llgih yayına bağlantı ıçın: hııps://youtube. kul lanımından bahseder. Anoık yazar bahsedll ir. Yıldıı.. Bilal. "Ocmılı Çevresi
com/waı,ch?feaıurc·youtu.be&v·d"}EG6pukk5Y yô nıcmı yanlış anlamıştır ve suyun sı�ırcık Mikadelc" s. 7]. Halep'tc bcmer bir uygulama
(Erışım Tarihi: 19 Nısı:ın zoı8) Sır başka kuşlarını beslem<'k ıçın kullanıldığını ya1.ar. IÇin b.ıkı.nız: Yıldırım. Mehmet Ali. "lstıhılara
film de 1991 yılında Tevfik Fıkrcı Uçar Fakaı su kuşları çağırmak iÇin kullanılır. Daır Notlar- s. 544.
yôneunenlıg:ınde ·Aıı Scmcrk<ındi Hı./Nıycı Erle:r, Mehmet Yavırı.. O.ımanlı Devlet/'nde o Ve htr rıt kada r der-"a/iyyt_ye 'aıimf'I edtrlz
Hayır Akıbeı Hayır" adıyla çekilmiştir. Fılmi k"ural.::lı/r: ıre .l'.'ılfık Ola)lon (1800-1880). dem.•fltr l&e de dnacıadtte "o.ı:ımeıltrine
izlemek ıçin: hnps://youtu.be/Kfzn6r>rFKmM Ostanbul: Lıbra Yayınları, 2010) s. 90 Ru�)nludan hoı.ıı üzre olduklar ını adamım
(Enşım tarihi: ı9 Nısan zot8) JO jennings, Ronald C. "locusı in Cyprus merkum Jla.ıarı Aga kullan me-ıburlann
14 BOA OH lD ıoz.40.1.1 Sülale�); ttihin-1 ne�I 1 s. 283, 286 liMnl anndan lşltenlcrdc..-n tahkikeımış ..
farukly)eden. OH MKT ı797 ı6 ı.ı şeyhler 31 A.g.ın, s. ı8o-ı, ı8s. ı89; Yıldırım, Mehmet 44 işbu L61id ·ayı edenler ehl-l l<1lamdan olarak
karyesinde dl'lrı-i hak t "ıtımak $t)h Alı Ali. ·xıx. Yüzyıl Sonlarından itibaren Halep men" ve red ile cnub tıerflmrk bu kadar
t6·Semerk:aııdi lruddMe Mn-ahu'I &anıı Vllayeundt! Çekif"S(' lstılalarına Daır Notlar" ıejeııvü�ün yr·.ı ve nıahı u nfyeıle-ritıl
hazretlerin in kerameı-i al/yyr i kud.ıiyyeı )oımıal oJ Hl&fory Schoal (JOHSJ Güz 2014 Yıl muc/b DlacaSına nazaran ..
penahileri olan m a ·-ı mübarekcsıtırcık 7, Sayı XIX s. 538-42 (bundan sonra "istilalara 45 HAT7µ.3(768.A.. ı Cıs Zılkade ı)OS - z Tcmmu:ı
suyu denilen Daır Notlar'); Çekır_ge yumunalarının itlafı 1891). Belge bazı yazım hataları lı;crır. bu
ıs Bu kavramlar Joseph Campbcll ıa rafı ndan hakkında bir başka örnek de şu kitapta nedenle belgemn transkripsiyonunda bazı
The Hcro wııtı a Thou&and Face� adlı bulunabihr, Tamaıi, Sal im .j!ea r ot the zorluklarla karşılaşılmıştır. Yaıımn hatalar
kıt,ıbında tarihsel anlatılar ve büyuk edebi loCU6f. (Londra: Unlvcrsıty orcallfomıa içermesi yazarın ıecrübesı hakkında soru
çalışmalardan çık.ınlan hikayclcrın yapı ve Prcss. ıon) s. ıoz-ı 107·8, 110. 125-6, ı16 Bu işareti doğurmakıadır.
olay akışındaki eşikler ve önemli dönüm örnekte çekirgclcrın Birinci Dunya Savaşı <tb Clhamdillilla/H te'a lo şeri'at-ı
nokıalarında bulunan kahpl.ın ifade etmek sırıısıııdaki yıkıcı e:ıkllerını açık�·a gôrebihnz. Muhammed/ye- ıero.ıına mümantın6ı
amacıyla ıo. yü1.yılın ilk yıllarında ortaya (bundan sonrıı "Year o( locust"); Grehan, yok.dur
atılmıştır Yapı 12 aşamadım oluşur ve ı;enel james "Twiliı:ht" s. J: "Lcgend of Samarmar,• 47 HAT nı.34766.B.ı (n Zilkade 130R.
olarak Hollywood filmlerinde 8'h y<ıpılar s. 90 Burada yazar gayrımüslim mczarlıınna 4 Temmuı 1691).
halım.le kısaltılmış formları uygulanır. Burada ve mağaralara çckı11elerin gömulmc 48 HAT 732.3476IH.r (ı9 Zılkade 13o8,
anlatının bahscdılen kahplarn olan ı:öreli vakalannı anlatır. 6 Temmm 1891).
benzerhğı olayın yazarın çıkartlığı şemayla µ A.(DVNSMHM ıL bo.579 (29 Zilhicce 994. 49 Dil MKT 1000. ıı.ı.2 Bu belgcdckı aynı durum
karşılaşunlabilmesi açısından Onemlidır. ıı Aralık ıc;66) Burada sığırnk suyu içın ayrıca DH.MKT ıooo.ıı.ı.ı numara ve ı Recep
16 Russın, Robin U. Scrcenplay: Writms the Çorum'a referans vcrıl dıJını �mektcyıı. ıµ]. ı EyluJ 19115 tarihli belgede de geçer.
Plcıure (ı. basım) (Silrnan-Jamcs Press. "Osmanlı Oevleıı'ndc llaşerelere Ka!"Şı 50 Vama. ue Ralçıkdakl alaea k/amı ı
Cahl ornia, zoıi) s. 98-9- B.ır Onlem: Çekirge Suyu" makalesinde almak ve iç/e ri nden
biri orada bulu n an
17 Ay, Resul. "Anadolu ve Rumelt"de Dervış Alparslan Ocmır bu suyun çeşitli biçlmlerdc oglunu stımıek üzre pa.ıauan ı.ıtıh.ıall
Seyahatlen ve Kutsal Toplum için Gördü� çıktığı yerlerden bahseder, Konya ve ıı!ln ilmühaber söttimıüf olduklanndan
işlevler (13.-1,_ Yyr ôtekilerin Peşınde: Ahmet lran gıbı Belgelerden su k.aynaklanndım ve l:nıdi ltn �kirJt �t)hlennden
Yaş;ır Ocak'a Armag:an" ed. Mchme ı öz birinın Çorum'da olduğunun varsayıldıi:ı ohncıdıldanndarı bah61e . Her .ıene
Faı ıh Yeşil, <lstanbut Tımaş Yayınları, zoıs) gôrl.ılür. Ancak yavır makalede ı� su ilkbaharda Sıgırcık dua.ıı elnıtk vt bu
s. 312 kaynağı bulunduğunu ama belgelerde .ıureılt bi raz para ceırı· eylemek üıre
ıR Başgöz. ilhan. ·Keramcılerm Kökeni ve Uahsedilmcdiiinden isimlerini veremedığını Bulsari.ıtana 91d�n Sı gırcık fcyhlni bu
Yayılması" ôıekilerın Peşınde, Ahmet Yaşar behnir. Demır, Alparslan. "Osınanh bUretle altçe toplanılmak Bu/5ari4lana
Ocak"a Armağan" cd. Mehmet Oı - Fatih Devlctı'nıle Haşerelere Karşı Bir ônlcm: menınu · oldugu. clherle me'mu.rl11-I
Yeşıl. (lstanbul: llmaş Yayınları. zoıS) s Çekır_se Suyu" CRDOı1 Sayı 67 Yıl: ıoı4 s. 3;-7 mahcıllYt'
i_ ıaratından teı.ıklte ve hab.ı
35.2. 154 Parantez !çındcld Numara bu mıtsel JJ DH.ID ıoz.40.u () Haziran ıJJO, ı6 Hazıran edılnıtkdt ue bıınlı:ınn ıahlcyt,,ı için
eylcmın uluslararası kodudur: Ocak. Ahmet 1914) DıihiH llvada zuhur ettiğim istihbar birçok mufk:ıılaı çek.Jlmckde
Yaşar. (ü:/tt.ir Tarıh ı k'.ayrıagı Ola rak ettıkleri çekirgekrın der ve lıalesı ıçın oldugun u n .
Mnıakıbnamelcr (MeıodoloJık RırJaklafım) çck.ı11:e suyunu mu6la,,hiben o tarata 51 HR.SFR Hll'9· LI (17 Ekrm 1889). Sıgırcık
(ı. Basım) (fTK Basunevi; Ankara, 1997) s. 70 'cuimtr tdtcd1erirıden bah6 Ue feyhltrındtn Ahmed ilamdı ve ıalcbe-i
(bundan sonra Mtnakıbnamtler) ıavdlyelennı ı6fid"a ldtn;<.ıynı belge) ma ·., ·wumdan Halız Ma.hdum t:•endilerin
19 Ocak. Ahmet Yaşar Menal.:ıbnamcler, mübaregine lıamlltıı dt:r.ıaadtte gelmı.f bayramdan &onra ...Sotyadnn azimetlt
ss 71-2. 75, 79-Bo, 89 ve fil siinltr Ttk:jur dagı vt haV(l./j6mdt 8erko•ca ... Nikapoll ve lı
flOrkaryelennı
Yerasimos. Sıcfanos. Kondlontınıyye ı.ıt çekı rse zuhur emg; ıMihbar kılınmıf dola4arok ... rant ecm · edertk ... ıaht-ı
Aya&otya Ct.ıııne-/e-rl (La Fondalion de oldugtından teukije alınıp b� .sı1ne hab& .. . edildiklen
Constanurwple et de Sainte Sophie dans les 34 DH JD IOZ.20 ].I Slllale-1 tahıredeıı olup 60tıra jÜ.Ya ahalı·! mll.ıe/manın ızahatinl
tradıtions ıurques, çv Şinn Tekeli. (]stanbul . 35 DH ID 102.41u.ıı Suyla ılgıli ııyrıca •çck.ırge tollZif için eanib-1 /ıfil'fimct-ı �eyylreden
llcuşım Yayınlan, 199J) s. zo Cbund;ın sonra suyu· (çekil).<e suyuna hamilen OH ID cabU& .ııtaııyla s-ônderildiklt'ri ... ıahı ı
AynMj)O t:ıMnelrri) ıoı.40.ı.). keramtf ı bı'l-hudalan olaıı IMintaka alıtıarak Bulgon:o yazılmıf
zı YeraSimos. Sıcranos. ,o\Ya&otya [ı.ıaneltn çek:irse 6uyu OH ID ıoz..40.1 4' olarak da ve 6tnedalı imzaya ıeb ar
bir rok t!ı.ıral:
ss.zo-zı.. bahsedıhr. edılmifltrldede . . unzadan imtına'
12 Grehan, jı:ımes. Twlfl5ht ot ıhe Salııt&: 16 OH ID ıoı.40.ı.4 Suyun ku!lıınıldığı eıdrkler! eıh etlc ... ol mlkdor akçP./erl zabt
l'.ı.ıeoday llell5ion ın Oııoınan Syria arıd hayvanlarla ilgıli "cerahaı• (Zira·ara anı ed/lmel.'.lt btrober pcuapon ve kitablan
Pale.ııme (New York: Oxford University i a lt&I hakkında
olan cera harln def ve z dahi lhrak olunarak
Press, zoı-t) s. ı (bundan sonra 'iwlllght") OH ID ıoı.40.1.6). "haşera( (ha9eraı111 def sı DH MKT lJ}.2.Qs.ı.ı
z1 A.ı;.e. s. ı ve ıeııl.:i' emelıyle OH ID 102.40.1.8). "ettad0 Sl BEO J776.ı831qs.3.1 hu.ıu.4ilt muftehir
14 A.g.e, s. 3 Olay ve çekırgc isıilası hakkında (ı\rapça "çckırı:e"; cerad ı münıeflrenın bulunduğumuz me9rutlyyeı ı ada/er . .
daha fazla bilgi Grchan. james. � Le-gend iıalt6lçıin OH ID ıoı.40.1 u) "hayvanat-• hünneıen lr:l'maı-ı ıttlkarla nıy-ı niyaz
of The Samarm.ır: Parade5 and Communal muzırra" (hububata ıa·nz eden hayua.naı-ı edtnz
Jdenıny ı n Syrıan Towns c. ısoo-ıBoo" Pa&ı muıırranrn def ve ıenl:/11 OH MKT 54 OH.I UM.EK ı18.741.1 Sıgm:ık karyeM hey"eH
& Pre.ıenr. (2009) Sayı: zo4 (ı) Eylül ı009 E79'7·•8.ı.ı) ıfodelen de kulanılır lhtl.Jarıye.ılyle aha/i41 t"fkı.)"anm taıyık
DH MKT z797.18.ı.1
48
(bundan sonra "Legend of Samarmar")'dan l7 ue rııezalfmlnden azade olmak ... ı.ıe
Ahmad al -budayrl. Hawadılh dima6hq al· 16 HAT7JL14768.ı. (ıı Zilkade 12}8, harmanlan ve a'far anbarlarr yü:ı üstüne
yaıumına. ed. AhmııcJ ·ıaat 'abd al-Karim, s Ağust� ı8zJ) kaldığı ...
AJANS PRESS
Medyadaki Gözünüz
-
..
E:m rah Saba G ü rka n 'ı n Oöm a n l ı İ m p a ratorl uğu 'n u n 16. yüzyılda Akden iz 'de özellikle
Haböbu rg i m p a ra torluğu ve Ven edikliler kar�ıöı nda gerçekle�ti rdiği i6tihbarat
baaliyetleri n i i nceleyen Sultan'ın Casusları: 16. Yüzyılda i stihbarat, Sabotaj ve Rüşvet
Ağları adlı kitabı geçtiğim iz yıl yayı mlandı ve kıöa ö ü rede 5. ba ö kıya u la�tı. Akdeniz
:;
---... ·�
T • 'X ·� ..
,., ,, • }' , .1 � �
" " N
.1 t
"' "' .. ... .., .,. "'
rl ... <>f b "'" � a
ı. _., t• o
� � , ;<.
.. ,. _,
--
;,;
.. l' "
,, ,., - - =>
..
��-- "'
_,
,.. J• �;:. - ..
� .. I• ıu
.-,., - ıe
···-=-
,.._ ___
..
..
fi
"
/'
.�,.....
'r-o -
r,,
�- - /o t.
�
- ...
,, _._ ___
.1
- -- l• ,,..
...... - ·� ·..ı-
...., __ .. ,. Q_, •I QM. -
"""""'- - ..
., � " e- ,..._ --
." ..
Ay• 11 .,. ,_,. --
f-':.
B :r_... ____ ,. -
l'J!>..6
.,,. - ,. .,,.,;;;.- ..
fi -- - /" -
--- ,, "' .,....
·� -- " il
tt- ,. tfl., . f' 1- .tı
"v
�-- 7,,,_ __ ,.
1'1
•7'6#D--. -- ,; ?'
L Y' f'a."
�� ---- .. .. -- - ,.. ��"!r"" ,.
.,.____ :/lır� ?IGW
11� I' .r
•
- ,., ,..
.. - -lld- 'Rl�"1'w.. " ı·-
- �r ,,,_ __ ;..
·
" - tp, J, .., �
,,_
.,,,,,... ,,.
r" .
.. _,,,..,_ " - 71 t··,_""Jtwh
17 '�4.l.
J"
--q .ı--. ·ıı,11,,,.
� --
,, - ,.
7! 'J"�
ti- = "
'.'71.ifaM- - --
�
"r;-.> , _,,s.
.. :N , - ı.....:.
..- -- ., . ..
Y- -- .. ,.,,,"" ı·r-
� -- "
,,.
"'
,,,,,....
,_
-
,,. ____ - .n-.
,,,,.,_ · .. � .,,
t.1M Jır .-J,, cM '*"
lı;ılınc gelirken, casuslarımızın oku istihbarat 19. yüzyılın sonlarına dek gün bu duruma düşüyormuş. Kitapta lspanyol
arşlvle.rinden
"''' yazma bilmesi de gitılkçe önem askeri bir mesele olarak kaldı. Bu Osmanlı istihbaratının muadilleri
bl qlfre
l.11anmaya başladı. Son olarak da bu yüzden erken modern istihbaratı Venedık ve Habsburg ıstihbaraıına anahtan
ıhııenlı yazışmalarla paralel olarak üzerine yazılmış kitapların en oku göre daha az merkezi ve kurumsal
ı:ı·lışen arşivcilik geleneğini unut nur kısımları başlıklarıdır. Bir sistem oldugunu savundum. Ancak, bu daha
ınıımak gerek. Bilginin daha özenli aradıkları, sadece hükümdarlar üze az verimli olduğu anlamına gelmiyor.
lııı şekılde tasnif edilme ihtiyacı 16. rinde durdukları ve istihbaratın bü Zira, tarih lineer bır doğru d�ıl. Sü
yıııyılda belgelere karşı olan tutumu rokratik işleyişi üzerine eğilip ajanla rekli yükselen bir grafik yerine med
nııl'l!ılı ölçüde degişlirdi. Aksi takdir rı ıskaladıkları için çok sıkıcıdır. Ben cezirler ve inişler çıkışlar düşünün.
ılı- bugun böyle bir kitap yazılamazdı bizzat ajanlara odaklanıp serhaddin Mesela. Konya Ovası ve Şam etrafın
J.ttl·n. kendine özgü şartlarını ön plana çı daki köylerin 16. yüzyıldaki nüfusları
kararak değişik bir resim sunmaya 195o'lerdekinden çok da az değıldi ki,
ı rkl'n modem dönemdeki istih çalıştım. geçmişte herkesi kayıt altına alma
l1o1 rat faaliyederinin modem d6- nın zorluklarını da hesaba katalım.
m·m istihbarat faaliyederl ile ne Osmanlı'nın Habsb� ve de Ve Teknolojik anlamda dahi sürekli bir
ı ur benzerlikleri ya da farklıhk nedik gibi Avrupalı muadilleri ile gelişmeden bahsedemeyiz. Roma dö
lun vard1r? karyılaştınldığında bazı farklan nemindeki gemilerin ebatına, tonajı
nın olduğundan söz ediyonunuz na bakın, bir de Orta Çag gemilerıne;
�uphesiz en önemli fark ortada daha ama bu karşılaşnrmayı "iyi-kö tekrar eski seviyeye gelmek için ıa 17.
dogru dürüst bir devlet yokken bir tü". "ileri-geri" ekseninden uzak yüzyılı beklemek gerekecek.
�11lı servis"ten ya da istihbarat teş- tuanaya çalışıyonunuz. Bunu bi-
�.ılatından söz etmenin zorluğu. An- raz açar mısınız? Aynı mantığı bugün bize modernliğin
ı. ık, ben esas kırılmanın Birinci ve ana şartı gibi gözüken kurumsallaş-
h.ııta ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Bu "ileri-geri" meselesi önemli. in- ma gibi bır faktöre de uygularsak,
olduğunu düşünüyorum. 19. yüzyılın sanların tarıh üzerine basil meto bunun ıo. yüzyıldaki etkisinin marji
ıkıncı yarısına kadar diplomaılık bıle dolojik saptamaları çok önemli şey nal olduğunu anlayabiliriz. Bir işi en
ı.ım anlamıyla profesyonel bir mes lermiş gibi anlatmasından hiç hoş kurumsal şekilde yapmak her zaman 51
lı·� değildi. Yine, mesela Fransa'da lanmıyorum ama sanırım herkes bir en iyi metot olmayabilir; kurumsallı- -
-
ğın kompleksite ve yavaşlık getirdiği· ma sıkıntısı var. Kitapta hem Osman· bunları gerekli bağlam içinde analiz
n i ve mal iyetleri ar tırdığını göz ardı lı belgelerini hem de Avrupa'daki edebiliyorlar mı7 Yanlış haberi doğ·
etmemeliyiz. Osmanlıların merkezi elçi ve casus raporlarını inceleyerek ru haberden ayıklama kapasitesine
bir istihbarat ağı kurmaması ya da Osmanlıların Hristıyan dünyasındaki sahipler mı? Dunyada olan haberler·
mukim elçi atamaması gibi faktör· askeri, siyasi ve kültürel gelişmele· den zamanında haberdar olabiliyor·
lerin bir geri kalmışlık edebiyatına ri takip etmeye çalıştığını iddia et· lar mı7
kurban edilmemesi gerek. Büyük bir tim. Bu merak Avrupa'nın Do�u ile
finansal aygıtı yönetmeyi başaran ilgilendiği ölçüde degilse, burada Erken modern dönemde bilginin
bu imparatorluk 5·10 başkente elçi açıklanması gereken Avrupa'nın is ltareket hızını ve türünü bugü
atamaktan imtina edip istihbaratını tisnai durumudur. Coğrafi keşiOerin nün okuYlJCUSunun gözünde can
merkezi bir sistemle degil de kapu harladığı, merkezi hükümetlerin ku landırmak için neler söyleyebi
halkları ve serhaddeki beylerbeyiler rumlarla destekledigi ve matbaanın liriz? Örneğin, "Roma nerede?"
üzerinden yapmayı tercih ettiyse, alt tabakalara yaydığı sürekli bir ilgi. gibi bir soru da bilgi ağlarında
bunun nedeni böyle yapmanın daha adeta bir tutku söz konusu Batı'da. 6nemli bir soru olarak yer ata
verımli olmasıdır. Fransa 'da erkekler arasında %47 ve l>Uiyor.
kadınlar arasında %ıiyi bulan oku·
Gerileme ve çöküş paradiynası ma oranlarından bahsediyoruz. Dış Bu tip sorular bence eski insanların
uzunca bir süredir eleştiriliyor. dünya ile ılgıli yazılan binlerce seya· zıhin dünyasına girmek açısından
Siz kendi çalışmanızı da bu eleş hatnanıe, inceleme ve romanla karşı· da manalı. Tarihçilerin ama en çok
tirel tarih anlayışı çerçevesinde laşıırıldıgında Osmanlılar da, Çinliler da son iki yüzyılda geçirilen kültü
kurguluyorsıınuz. Ayrıca bu dö· de, Ruslar da, Hintlı ler de ıçlne ka· rel değişimler nedeniyle Osmanlı
nemde Osmanlı'nın Avrupa ile panık ve ilgisiz kalırlar. Açıklamaya tarihçilerinin önündeki en büyük
ilgilenmediği görüşünün tam ola muhtaç olan Avrupa'da ne olduğu, engel bu. Mesela, bir Osmanlı paşası
rak doğru olmadığını belirtlyor diğerlerinde değil. ya da çelebisi zamanının büyük bir
sunıız. Sizin de katkıda bulundu kısmını at üstünde savaşarak ya da
ğuııuz bu eleştiri, tarihçiler ara istihbarat faaliyetlerinin detay avlanarak. helva meclislerinde şiir
sında ne kadar yankı buluyor? larına girerken sondan başla okuyarak. tekkede ve camıde ibadet
yayım. Osmanlı'nın istihbarat ederek geçirir; bugünün insanı bun·
Osmanlı'nın Avrupa ile ılgilenmediği· konusunda bir performans de lara ne kadar zaman ayırmaktadır?
ni nereden çıkarıyoruz? Osmanlı'nın ğerlendirmesini yapıyorsunuz. Elinde akıllı telefon yemek sofrasın·
hem gerı kalması hem de dış dün Hangi ölçütlere göre ne tür so da bıle birbirinin suratına bakmayan
yaya ilgisizliği ile ilgili argümanların nuçlar çıkıyor? tüketim toplumunun modern insanı·
çıkış noktası yanlış. Burada istisna nın, her tarafı metafizik güçlere olan
olan Osmanlı değil, Avrupa. Bir anda Aslında, tam bir performans testı inançla çevrili ve kendini hep bir
ekonomik olarak yükselen o, Sana· imkansız. iyi kötü neye göre? Sayısal cemaat üzerinden tarif eden Osmanlı
bireyini anlamakta zorlanmasından
doğal ne olabilir?
ınsan bu zihniyeti içselleştirmekte Denizci mi lazım? Balıkçı lardan bula rıza üretmekle yetiniyorlardı: vergini
en başta zorlanır. caksınız. çünkü diğerleri ne denizcılı ver. ısyan etme. Dolayısıyla Osmanlı
ği öğrenebilir ne de seyrüseferin zor larla i ş birliği yapan Napolililere çok
Sınır boylarının korunması bağ luklarına katlanabilir; hemen ölür. şaşırmamamız gerek. nasıl Osmanlı
lamında bir yerden bir yere gi ları Venediklil ere tercih eden Kıbrıs
den kişilerin taşıdığı , taşımak Casusluk için de bu böyle. Birine Rumlarına şaşırmıyorsak. Aynı gemi
ıorunda oldugu beratlardan söz ltalyanca ve Hristiyanlık öğretmek de Müslüman ve Hristiyan beraber
�diyorsunuz, ele aldıgınız dö çok zor bir iş. Bunun yerine hem bu korsanlık yapıyorsa, yani "gaıa"ya
nemde bu tür kagıtlar ne kadar yeteneklere hem de istihbarat yap- çıkıyorsa her şey olabilir. Aynı şe-
yaygındı? Okuma-yazma oranını
ya da devlet bürokrasinin nite
ligini düşününce nasıl bir tablo
ortaya çıkıyor?
Huntlngton'ın orijinal makalesınl Aslında gerçek hayatta da böyle Burada insanların merakını manipüle
okursanız orada bır medenıyet tanı bır karşıtlık var. Bugün slyasetçile edıp olayı romanııze etmek istemem;
mı vardır, kendinizi adeta Risk oy rın, din adamlarının ya da kanaat bunların hıkayelerındeki detayların
nuyor sanırsınız. Hiçbir entelektüel önderlerinin tarif ettiği Türkiye ile kafalarımızı nasıl karışıırabllecegini
derinlıgı olmayan bir mesele. gerçekten yaşadığımız yaşam ara bir iki örnekle anlatmaya çalışayım:
sında. yani teori ile pratik ara�ında Napolı'dc kaybolan ve yakalanma
Biz tarihi e6tabliohmenı'ın ürettl�i inanılmaz bir fark var. Tarihte de mak için lspanyol taklidi yapan bir
ğ kaynaklardan okuyoruz. Merkezkaç böyle. Mesela. Fatıh'in kadısıyla il Turk ajanını soyan eşkıyaların kendi
� kuvvetlerin ve ezilmişlerin arkada gili meşhur hikayesi vardır, ne kadar sine, eğer köylüler tarafından öldü
,, "
BAŞINDA BİR KALPAK OLSA :
GEORGİY ÇİÇERİN , .
SOVYET DIŞ POLiTiKASI VE
TÜRK İHTİLALİ
SAMUEL J. H IRST
Ncw York'ıaki arşivlerden ropladı ve Sralin'in aksine Türk karşıtı bir Çiçerin oldugu net biçimde anlaşıla
�ım vesikaların ışığında Sovyet dış turum ıçine girdigini iddia ediyor.' bilir.
'1yaselinde Türkiye'nin yerini tespit Yerasimos'un ve Aslan'ın yorumları
!'tmeye çalışacagım.' Çıçerın gibi Türk-Sovyeı ilişkileri tarihi üzerine Kuşkusuz. tarih literatüründe
l'nternasyonalist bir devrimcinin yazılmış birçok eserde var ulc:trı l.Jir Çiçerirı'irı Türkiye siyasetini olum�
�uvayı Milliye hareketine verdiği mutabakatı yansıtıyor. Buradaki re lu tasvir eden anılarına da rastla
ıdeolojik desıegi kendi içinde nasıl mel sorun. Sovyet arşiv vesikaları mak mümkün. Örnegin, Çıçerın ıle
meşrulaştırabildiğini tartışacağım. aynasındaki Çiçerin ile Ali Fuat, Rıza Lozan'da iki ayı aşkın bir süre yogun
1 akar Çiçerin'in entelektüel formas Nur ve Yusuf Kemal'in resmeııigi mesai yapan ismet Paşa, onun hak
yonuna geçmeden evvel, devlerle Çiçerin arasında birtakım zıtlıkların kında şunları söylemişti, "Bıze karşı
rarası ilişkılerin tesis edilmesindeki bulunmasıdır. Sovyet arşivlerindeki gerek Milli Mücadele'de, muharebe
rolüne değinmek ve Ankara ile ılk yazışmalara bakıldıgında, Çiçerin ve esnasında ve gerekse ondan sonra
münasebetlerin başlangıcından 1921 Stalin'ln aslında Mart ı9ZI müzakere Lozan'da anlayışlı davranmıştır."'
lurk-Sovyet Anrlaşması'na kadar ge leri sırasında gayet yakın bir işbirliği Dönemin Sovyet gözlemcilerine göre
ı·en süre boyunca yaptıklarına hızlıca içinde hareket eniklerini ve Türkiye de Çiçerin "Dogu·ya· olan tutkusu
�oz atmak gerekiyor. konusundaki hederlerinde önemli ve bağlılıgıyla nam salmıştı. Meşhur
farklılıkların olmadığını görüyoruz.• Sovyet diplomatı Fyodor Raskol'ni-
MECLİSİN AÇILIŞINDAN t92 J ı921 görüşmelerinden bir buçuk yıl kov. Çiçerin'I "bir ütopist" olarak ta
IÜRK-SOVYET ANTLAŞMASl'NA kadar sonra. Lozan Konferansı otu nımladıktan sonra, Sovyeı Haricıye
KADAR ÇİÇERiN'İN ROLÜ rumlarının ateşlendiği bir noktada. Komiserı'nin "Doğu ülkeleriyle aktif
Çiçerin hakikaten Türklere karşı ön- bir siyaset güdülmesi meselesine
Bu makalede ele alınan konu hakkın- yargılı birtakım sözler etmişti. Eliniz- gereğinden fazla kendini kaptırdığı
da Türk tarih literatüründe kapsam- deki makalenin temel iddiası, zan- nı· iddia etmişti.' Çiçerin'in Türkiye
lı bir araştırmaya rastlayamıyoruz. nedilenin aksine, Çiçerin'in Türkiye sempatisine vurgu yapan ismet Paşa
-
ve Raskol'nikov'un anıları, Sovyet [abrikaların Anadolu'ya kaydırılması çerçeveyi kurma görevi de ona dü
arşiv vesikalarıyla daha sıkı örtüş rıkrıne de "çok uzak bir gelecekte ça şüyordu. Türkiye hakkındaki sayısız
mektedir. lan musiki' yakıştırmasını yapmıştı. Polllb!ıro kararnamesi sadece üç
Yine de Stalin, Çiçerln ile hem[ikirdl. kelimeden oluşuyordu: 'Çiçerin'in
Raskol'nikov'un Çiçerin'in idealiz Neticede Moskova, Türk komünist kara rı uygundur."� Mustafa Kema l'in
mine yapuğı vurgu oldukça önemli; lerini desteklemek isteyen birçok Moskova ile ilk defa iletişim kurdugu
zira, mesaısinin büyük bir kısmını Bolşevige karşı gelerek, Anadolu'da günden itibaren, Bolşevik karar me
sınır ve mülk problemleri gibi ulusla ulusal bağımsızlık savaşı veren Türk kanizması Çlçerin ile başlıyordu.
rarası ıl işkilerin gunlük meselelerıne mıllıyetçılerine yardım ermeye karar
harcamış olsa da. aslında Çiçerln'in verdi. Devletlerarası iktisadi işbir Türkıye'nln yardım talebi ilk defa
eylemlerine kayda deger bir dev lığının başlangıcına, yahut Stalin'in 1920 yılının Nisan ayında Moskova
rimci ruh hakimdi. ömegin, 1921 yı tabiriyle, gelecekten gelen bu musi hükumetine llctildiginde iki ülke he
lının Kasım ayında, Çiçcrin Sovyeı kınin işiti lmesine daha on yıl vardı. nüz yolun başlangıcındaydı ve Bolşe
fabrikalarının sökülüp, Anadolu'ya 193o'larda Nazilli'de ve Kayseri'de vıklerın yeni bir politika belirlemesi
nakledılmesı için Sıalln'i ıkna er kurulan tekstil fabrika ları bir yandan içın daha [azla zaman gerekiyordu.
meye çabalamış ve Türk iktisadi Sovyetler Blrliği'nin Türk devletinin Sovyetler'in Türkiye siyasetindeki
kalkınmasının desteklenmesi için kalkınmasına verdigl desteğin maddi ciddi degişim, Halil Paşa'nın Mosko
bu fabrika ların orada inş• �dilmesi sembolü, diğer yandan da Çiçerin'in va ziyareti ve sonrasında Çiçcrin'in
gerekliğini savunmuştu. Böylece An 192o'lerin başında sahip olduğu ön müzakereler için l'olilburo'dan izin
kara hükümetini Türk gençlerini zirai görünun bir deliliydi. istemesiyle başlamıştır. 15 Mayıs
ve teknik konularda eğitim almak 192o'de Politbüro, Çiçerin'in "Türk
uzere Sovyet Rusya'ya gönderme 1920 ve 1923 yılları arasında Turk Meselesi" hakkındakı önerılerini
ye razı etmeyi uman Çiçerin, kendi Sovyet işbirliginin temelleri atılır onaylayarak ikili müzakerelerin önü
ıradesiyle, "Türkıye'nin uluslararası ken, Çiçerin Moskova siyasetinde nü açmıştır.• Halil Paşa ile yapttğı
sermayenin iktisadi kontrolü altına herkesten fazla etkili oldu. Elbette, ı:örüşmeler hakkında Lenın'e yazdığı
girmesini" engellemek ve kendi do Çiçerin'in Türkiye konusunda sözü mektupta Çiçerin, Türkiye'de ortaya
gal kaynaklarından istı[ade etmesini nün geçerlilıgyle gerçekte sahıp ol çıkan "mılll merkez· ile beraber artık
ı
sağlamak istiyordu.• Anadolu' da kur dugu siyası güç arasındaki oranuyı Sovyet Rusya'nın bu ülkeye yönelik
tuluş mücadelesi henüz bitmemiş abartmamak gerek. Fabrikalar konu hedeOerinin eskisi gıbi olamayacağı
ken. bu kadar kritik bir anda, Çiçerin sunda Stalin ile yaptıgı müzakere as nı açık bir dille ırade etmiştir. Çiçe
Stalin'e nazaran Türkiye'ye çok daha lında Çiçerin'in nü[uz alanının sınır rln, "Ona Dogu siyasetimizin ağırlık
raal bir biçimde destek olmaya çalışı larını kavramamız açısından önemli; merkezi Turkıye olacakur." diyerek
yordu ve dış güçlerin istilasına karşı son kertede Çiçerin, Politbıiro'nun Ankara hükümeti ile doğrudan ileti
halihazırda verilen askeri destegin emrınde çalışıyordu ve nihai karar şim kurulmasının ehemmiyetini vur
ötesinde planlarla meşguldü. Sta larda son söz hakkı Politbüro'nun gulamıştır."
Jln cevabında, Sovyetler Birllği'nin du. Öte yandan, Türkiye'yle alakalı
58 kendi yoksulluğundan bahsederek konularda en [azla bilgi sahibi de Çiçerin'in Lenin'e yazdığı bu ilk mek-
Çiçerin'in önerisiyle dalga geçmiş ve Çıçerin'di ve sorunların çözümünde ıupıa üç temel nokta dikkati çekiyor.
Birınclsı, Anadolu'daki mılli müca an evvel gönderilemez ise, "Musta[a ğini öne sürüyordu.� Emrindeki Rus
dele hareketinin Sovyet siyasetinin Kemal bizi gevezeler ve dolandırıcı askerlerinin "gönüllü" olarak hizmet
dönüşümünde oynadığı mühim rol. lar olarak görecektir" diyerek Çiçerın vereceğini, dolayısıyla Moskova'nın
ikincisi, ıkı ulke arasındaki ilışkılerin aslında kararların alelacele alındı herhangi bir olumsuz senaryoda
komünizm temelinde inşa edilmesi ğı bu devrimci anda, Politbüro'yu sorumluluk kabul etmek zorunda
Hkrine karşı Çlçerin'in getirdiği şahsi verdigı sözlerin arkasında durmaya olmayacagını söylüyordu. Nihayet,
ııırazlar. Çiçerln'e göre, Türklye'nin çagırıyordu.'' Moskova ancak bu şe Politbüro Orconikidze'nin taleplerını
sosyal yapısı komünizme elverişli de kilde güvenilir bir uluslararası aktör reddeıti ve Sovyet Rusya'nın ulusla
gıldl ve daha da önemlisi, "sahte bir olarak itibar kazanabilırdi. Fakat pek rarası alanda daha güvenılir bir aktör
komünizmin" kimseye hiçbir [ayda çok Bolşevik açısından Çiçerin'in fi- olması gerektiğini savunan Çiçerin'in
saglamayacagı da aşikardı. Üçüncü- kırleri kolayca yenilir yutulur değildı. planı büyuk bır za[er kazanmış oldu.
sü, Türk-Sovyet ilişkilerini tehlikeye
sokacak Gürcistan ve Ermenistan Oevrimcıligi harici siyaset ile bag Çlçerin'ln Moskova ve Ankara hu
devleılerı konırol altında ıuıulmalıy daştıramayan Moskova'daki muhte kumetlerı arasında kurmaya çaba
dı ki, Ankara hükümetiyle Kafkasya ris bir ıakım, Çlçerin'in Türkiye'ye ladığı diplomatik dıl7en ırcrlsındc
uzerinden doğrudan iletişim kurula gönderilecek yardım ıçin önayak Orconokldze gibi macerapi'rcst dev·
bılsin. Kısacası, Çiçerın mekıubunda olduğu girişimlerı baltalamaya çalı rimcilere yer yoktu Polııbüro'dakı
Ankara-Moskova ilişkilerinin ana şıyor yahut daha kaba saba planları üst düzey yetkililer de bu ylızdcn
fay hatlarını çizmişti. Oevletlerarası gündeme getiriyordu. Tam da Ankara çogu kez onun tarafını ıuıuyordu,
ışbirllğinin komünizmin önünde ıu ile işbirliği sürecinin önü açılmışken, hatta haziran ayında Kafkasya'dnkl
tulması ve ufak tefek bölgesel me Stalin'in Kafkasya'daki ış bitiricisi Sovyet askerlerine ıletllmek llıert>
selelerin dilginlenmesl gibi fikirler Sergo Orconikldze komünizmi yay Çiçerin'den talimatlarını yazılı ola
Sovyetler'in geçirdiği dönüşümün de mak için devrimci bir ordu harekatı rak bildirmesini istediler." Böylece
bırer göste�esiydi. önerisi sundu. Orconikidze'nin planı temmuz ayında Kafkasya birliklerine
her ne kadar maceraperesı görünse Türkiye'dekl "burjuva hı
i kılmetinl"
Halil Paşa ile görüşmeleri hakkında de. zamanlama açısından Çiçerin'i ıanımaları emredildi ve bu huküme·
sunduğu rapordan sadece dokuz gün oldukça zor duruma düşürmüştü. ti sarsacak herhangı bir eylemden
sonra Polltbiıro Anadolu'da "yardım Ankara 'nın yardım talebiyle geldigi kaçınmaları ıalimaıı verildi." Bu ka
'lrasında dagııılacak altın mıkta günlerde. Bolşeviklerin Gilan eyale rarlardan da görülebileceği üzere.
rını mümkün oldugunca sınırlama tinde bir sosyalist cumhurıyet kur Çiçerın sık sık Politbüro'nın onayını
kaydıyla. Çiçerin'in Sultan rejımi ve ma ümitleri doruk noktasındaydı ve almayı beceriyordu. ancak bu her
Antant emperyalızmıne karşı verilen bu gerçekleşırse belkı daha sonra defasında daha fazla taruşmaya ve
kurtuluş mücadelesini destekleme ıüm lran sosyalizme geçebilecekti. polemige sebep oluyordu. Özel likle
onerisınr kabul euı.•1 Politbüro ka Çiçerin'in Halil Paşa'yla buluşması Kafkasya bölgesinde devam eden
rarında kullanılan ifadeler. Mustara nın üzerınden bir hafta bile geçme- çauşmalar yüzünden Türk-Sovyeı
Kemal'ln kuvvetlerini 1920 yılının
Mayıs ayında destekleme önerisi
nın Çiçerin tarafından yapıldığını
Çiçerin m ektu b u n da Ankara-Mo6kova i li�kileri n i n
ve uu rıokıml• Türklye'ye verilen
Sovyet destegınin ardında Hariciye a n a uay h a tl a rı n ı çizmi� ti. Devletlerara6ı i�birlıği n i n
Komiserliğinin olduğunu net biçim
kom ü n iz m i n ö n ü n d e t u t u l m a61 v e u u a k tebek bölge6el
de ortaya koyuyor. Aynı zamanda,
Politbüro kararna mesı. Türkiye'ye m e6elelerin dizgi n l e n m e6 i gibi bikir/er Sovyetler'in geçirdiği
uzatılan yardım elinin Sovyetler'in
anıı-emperyalıst olarak addettiği
d ö n ü� ü m ü n de b i rer gö6terge6iydi.
devletlere vermeyi ıaahhüı ettiği
çok daha geniş bir destek planının
parçası olduğunu da gösteriyor. Ni mişti ki, Orconikidze lran'da "Sovyeı yakınlaşmasının kuyusunu kazmaya
ıekım bu kararnameden bir ay sonra nüfuzu ilan etmek ıçin" Moskova'dan hazır kimi Bolşevikler Çiçerin'in ba
söz verilen yardımın Türk tarafına ızin istemiş ve "lran'da şehir üstüne şına bela oluyordu. Örneğin, Sovyet
hala ulaşmamış olmasına sinirlenen şehir kazanarak ilerleyebilecegini" güçlerinin Türkiye'nın ele geçirdiği
Çıçerin, Polltbüro'ya çagrıda bulun iddia etmişti. Aynı mektupta Orco kasabalara müdahale etmeye hazır
muş ve Türkiye, lran ve Afganısıan'a nikidze. Türkiye'ye yapılacak tüm landığı haberini aldığında, Çiçerin bir
gonderilecek al tın ve silahların aslın yardımın kendisi üzerinden gönderil kez daha Türkiye'yi ilgi lendiren ıüm
da Dogu ülkelerinde mücadele veren mesini talep etmişti.• Agustos ayında meselelerde karar mercısının Mos
tum devrimci güçlere yönelik bir si Politbüro'dan komutasına 1500 asker kova olduğunu ve Politbüro'nun bu
yaset ile baglanulı olduğunu hatır verilmesini rica eden Orconikidze, ıs yönde defalarca kararname yayımla 59
laımışıı. Şayet sôz verilen yardım bir rarla Kazvın ve Tahran'ı ele geçirece- dığını hatırlatmak zorunda kalmıştı.
Kafkasya meselesinin yatışması bir doğurabilecek bir savunma anlaşma- ifadesini de kapsayacak şekilde ge-
yıldan fazla zaman aldı; ancak 1921 sı lısanı kullanmamasını ıstemıştı.� nişletilmesini istemişlerdi. Çiçerin'e
Antlaşması imzalandıktan sonra ve Birkaç hafta sonra. Çiçerin benzer göre, Sovyet tarafının çekindigi de
Çiçerin'in yogun ısrarları sonucunda, düşüncelerini -özellikle de Sovyet- tam olarak buydu. Ancak Türkle
Stalin nüfuzunu kullanarak durumu lngiliz yakınlaşmasını zor duruma rin ısrar ettigi biçimiyle bile olduk
kontrol altına almıştı.'• düşürebi lecek bir durumdan )<açın ça muğlak bir anlamı olan bu açılış
mak gerektiğini- yineledi. lngilizle- cümlesınin lngiliz-Sovyet iliş kilerine
1921 yılında Moskova ve Ankara ara- re karşı beslenen ortak düşmanlık fazla bir zararı dokunmayacağını
sında imzalanan ilk resmi anlaşma Türk-Sovyet i lişkilerinin doğası nda düşünen Çiçerin neticede metnin
değiştirilmesini kabul etmişti.'' 1921
Antlaşması için yapılan müzakere
Gerçekten de Çiçeri n. Kabkaöya 'da olaöı b i r l ngiliz lerde, ııpkı Orconikidze ile müna
sebetlerinde olduğu gıbi, Çiçerin
h a rekatına kar�ı Türkiye ve Sovyet Ruöya 'nın orı a k olarak için önemli olan şey Türk-Sovyet
ili şki lerinin ardındaki uluslararası
düzenleyecekleri b i r aökeri operaöyo n a i h tim a l veriyor
konjonktürdü: yani, iddia edildiği
a n ca k Bol�evikleri n bu ö e n a ryoda n o l a b i l diğince uzak gibi, Kafkasya'daki meselelerin ya
hut Ermenistan'a olan sempatisinin
d u rm a ları gerektiğ i n i w v u n uyordu.
hiçbir ehemmiyeti yoktu. Esas iti
bariyle, 1921 Antlaşması Çiçerin ıçln
büyük bır zaferdi. Son haliyle kabul
için müzakereler yapılırken. Çiçerin vardı, ancak Rusya'nın yükümlülük edilen metin Türkiye ve Sovyet Rus
son bir yıldır savunduğu fikirleri yi lerini azaltmaya çalışması da gayet ya arasında uzun yıllar sürecek olan
neliyor ve Sovyet Rusya'nın uyum doğal bir durumdu. devletlerarası işbirliğini saglam te
sağlamak zorunda oldugu uluslara mellere oturmuştu.
rası konıonktür dogrultusunda ikili Mart ayında yapı lan müzakerelere
i l işkileri biçimlendirmeye çalışıyor de benzer bir hava hakimdi: Sov· ARİSTOKRATİK KÖKLERDEN
du. Daha net bir ifadeyle, Türkiye yet Rusya lngiltere'nin piyonu du· DEVRİMCİ KARİYERE
ile kurulmakta olan diyalogu, Sov rumundaki Yunanlstan'la savaşan
yet-lngiliz ilişkilerindekı normal Türkiyc'ye sonuna kadar destek ver· Çıçerın'ın Türkıye gibi devletlere yö
leşme sürecine zarar vermeyecek meye hamdı -fakat bu destek yal· nelik üretıiği diplomalik formüllerı
şekilde yürütmeye çalışıyordu. 1920 nızca sözlü yapılacaktı ve yazılı bir Sovyetler'in devrimci siyasetiyle bağ
yılının sonbaharında Budu Mdivani delil bulunmamalıydı." Aynı şekilde, daştırabilmesi hiç de olağan bir du
Ankara'da ön müzakerelere hazır Mart müzakereleri sırasında Kafkas rum değildi. Çiçerin, Birinci Harp'ten
lanırken Çiçerin'den bir dizi talimat ya meselesi, masadaki diğer önemli ewel Türkiye meselelerine kafa yor
almıştı. Mdivani'ye duşen görevlerin işlerin yanında teknik bır konumday muş, yazılar yazmış ve daha o zaman
başında, Türk askerınin Ermenistan dı. Çiçerin ayan beyan Gürcistan'ın larda bile Rusya'nın Türkiye ile olan
içindeki ilerleyişıni durdurmak geli bazı bölgelerinin Türkiye'ye veril ilişkilerine yön veren temel unsurun
yordu kı, bu Ermenıstan'ın hatırın mesi gerektiğini söylemişti. Buna her ıkı ülkenin Baıı'yla ulan müna
dan ziyade. lngillzlerden gelebilecek mukabil. Sovyet Rusya'nın da Erme sebetleri olduğunu öne sürmüştü.
bir müdahaleye engel olmak için nıstan için Türkiye'den bir miktar Bununla beraber, harp öncesi döne
alınmış bir önlemdi. toprak talebinde bulunabileceğinin min çoğu Rus aydını gibi, Çiçerin'in
altını çizen Çiçerın, bu meseleye kalı kendisi de vaktiyle Batı'ya öykünen
Gerçekten de Çiçerin, Kafkasya'da biçımde yaklaşılmaması gerektiğinı bir tarz-ı-siyasete sahipti. Dolayı
olası bir lngiliz harekatına karşı ifade etmiş ve bu eylemin Türkiye ile sıyla Pra•da gazetesinde çıkan ve
Türkiye ve Sovyet Rusya'nın ortak dostane ilişkilere zarar vermesi pa Çiçerın'in başında fes ile Türkleştiri
olarak düzenleyecekleri bir askeri hasına yapılmamasını rica etmişti.ı: lerek hicvedildıgı karikatür, aynı za
operasyona ihtimal veriyor ancak Nıhayet anlaşma müzakerelerinde manda Hariciye Komiseri'nin harp ve
Bolşevıklerin bu senaryodan olabil bir mıktar mesafe kat edlld iğınde. devrim yıllarında geçırdiği entelek
digince uzak durmaları gerektigini Çiçerin'in Politbüro'ya gönderdıgi tüel dönüşümü yansıtıyor. Aşağıda
savunuyordu. Çiçerln, Mdivani'den mekttJp Ankara hükümetiyle yapı özetlenen bölümde, Çlçerin'in savaş
Türkıye ile anlaşmak için elinden lan a n laşmanın Büyük Brltanya ıle öncesı dönemde Türkiye'ye destek
geleni yapmasını talep etmiş ancak olan ilişkiler açısından ne gibi so siyasetinden ne kadar uzak bir tutum
her ne pahasına olursa olsun Sovyet nuçlar dogurabileceğinı mülahaza ıçınde olduğunu inceleyeceğim.
Rusya'yı lngiltere ile karşı karşıya ge ediyordu. Türk dıplomatları anlaşma
tirebilecek bir taahhütten uzak dur metninin açılış cümlesinde yer alan Çiçerin'in çocukluk yıllarını geçirdiğı
bO masını ve olası bir Türk-lngiliz sava "kardeş uluslar" tabirinin "emperya çevreye ve hayatına bakarak, ileri
şında Türkiye'ye yardım zorunlulugu lizme karşı mücadelede dayanışma'' ki yaşamını etkileyecek olan Doğu
Sovyeı-Türkiye
1911 Antlaşması
lmıa töreni,
16 Mnrı 1921
RC.AM0 Hı ll ı;?Q
sevdasını anlamak pek de müm duyduğu ilgi Çiçerin'i de cezbetmiş Yazmış olduğu kitap içın Şark Mese
kün değil . Çiçerin 1872 yılında Rus ve onu daha önceleri aşina olmadığı lesi üzerine kafa yoran Çlçerln, doğal
lmparaıorluğu'nun köklü aristokra bir kültürel dünyanın içine çekmişti. olarak Osmanlı lmparatorluğu'nda
tık ailelerinden birinde dünyaya gel ilişkilerinden arda kalan mektuplar yaşayan azınlıkların statüsü ve kal
mişti. Amcası Boris, henüz on yaşın dan bir tanesinde Çiçerin, "Slav ve kınma gibi meselelerle özel ola
dayken babasını kaybeden Çiçerin'in Hint dünyaları arasındaki yakınlığa" rak ilgilenmiştir. Devrimden sonra
eğıtimiyle bizzat ilgilenmişti. "Sevgili değiniyordu." Marksizm ile pek de Stalin'e yazmış olduğu mektupta gö
Boris Amca" diye hitap ettiği kişi 19. bağdaşmayan türden bir oryanta rülebi leceği üzere, Türkiye'ye gönde
yuzyıl Rus liberalizminin en önem lizmin Çiçerin'in sonraki hayatında rilmesini önerdi!li Sovyet rabrikaları
lı [else[eci lerindendi ve bir şekilde yer ettiğini görmek mümkün. Me meselesinde de ulusal kalkınmaya
otokrasiye olan inancını ülkede ih sela. Çiçerin'in kendisi tara[ından yönelik benzer bir ilgi mevcuttur.
ııyaç duyulan yasal reformlarla bağ yazılmış olduğu tahmin edilen Sov Aradaki büyük fark, iktisadi ba!lım
(laşıırabiliyordu. Amcası Boris. genç yet dönemi biyograrilerinden birin sızlığın ulusal kalkınmanın bir ön
Çıçerin'in düşüncelerinde son dere de "Dogu'ya olan aşkının ve Doğu koşulu olduguna dair devrim sonrası
ce önemli bir rol oynamış ve halkın kültürüne olan ilgisinin Richard dönemde ileri sürdü!lü tezlere Birinci
�eliştirilmesl gibi Rus entelektüelleri Wagner'in müziğiyle başladığı" ileri Dünya Savaşı'ndan ewel yazmış ol
arasında yaygın olan bir sorumluluk sürülüyordu.ı� duğu kitapta hiçbir şekilde yer veril
lıılincini ona aşılamıştı. Fakat, Mark- memesidir.
sısr ve devrimci çevrelerle tanışan Çıçerın'ın Osmanlı lmparatorlugu
Çıçerin ile aşamalı reformdan yana hakkındaki bilgisi ve mütalaaları ise Çiçerin'in ulusal kalkınma fikrine
olan amcası Boris arasındaki gerilim bambaşka bir kaynağa dayanıyor. olan merakı yükselen milliyetçilik
oğrencilik yıllarından itibaren yavaş Meslek hayatına Rus Hariciyesinde le ilgili gözlemlerine dayanıyordu.
yavaş su yüzüne çıkmıştı. Devrimci arşiv görevlisi olarak başladıktan Milliyetçilik meselesinin ortaya çık
eylemleriyle Rus devletinin de tep bır süre sonra, imparatorluğun en masını Kırım Savaşı'na bağlayan Çi
kısini çeken Çlçerin. bu raaliyetlerin tanınmış devlet adamlarından birisi çerin, yazılarında sık sık bu konuyu
bedelini 1904 yılında çarptırıldığı olan Aleksandr Gorçakov'un biyog inceliyor ve Kırım Savaşı'nın "küre
surgün cezasıyla ödedi ve Bolşevik rafisini yazmaya karar veren Çiçerin, sel çapta tarihsel önemi" oldu!lunu
Devrimi'nin sonrasına kadar yurt dı Gorçakov'un mesaisinin büyük bir vurguluyordu. Çiçerin'e göre, Kırım
şında yaşamak zorunda bırakıldı. bölümünü Şark Meselesi'ne harcamış Savaşı sırasında uluslararası ilişkile
olduğunu [ark etmiş ve Rusya'nın rin bilindik prensiplerinde bir kay-
Çıçerin'in Doğu ile tanışıklığı Osmanlı siyasetini derinlemesine ma yaşanmış ve Avrupa'da yerleşik
Rusya'dan ayrılmadan evvel başına irdeleme fırsatı bulmuştur. Yazmış statükonun sürdürülmesi fikrinden
gelen iki önemli deneyime dayanı- olduğu uzun Gorçakov biyografi- ulusal hakların korunması düşünce
yor. Birincisi, Rus edebıyatının Gü- sindeki düşünceleriyle. yıllar sonra sine geçilmişti. Ancak Çiçerin ulusal
müş Çağı'nın en önemli şairlerinden Türkiye'ye yardım siyaseti güttüğü haklardan bahsederken, siyasi ege
Mihail Kuzmin ile yaşadığı eşcinsel dönem arasındaki tezat, Çiçerin'in menlik prensibine atırta bulunmu
ılişkiydi. Münasebetleri sırasında devrim yıllarında geçirmiş olduğu yordu. Ona göre, Rusların Osmanlı 61
Kuzmin'in Doğu'nun egzotizmine radikal dönüşümün bir göstergesidir. lmparaı.orluğu'nda yaşayan Dogu
-
Hristiyanlarını merkezi otoriteye cesi dönemde Çiçerin esas itibariyle ya Savaşı öncesi dönemde ise Çiçerin
karşı gelen bir dinsel azınlık olarak Osmanlı lmparatorluğu'nun Türk ol ulusal kalkınma ile bağımsızlık ara
değil de, farklı ulusal grupların bir mayan azınlıklarıyla ilgileniyordu fa sında dogrudan bir bag kurmamıştı.
koalisyonu olarak görmeye başla kat Türkler hakkında yaptığı yorum Osmanlı lmparatorluğu'nun Hristi
ması ancak Kırım Savaşı sırasında lardan da anlaşılacağı üzere onları da yan azınlıkları hakkında yazdıkları,
gerçekleşmiştir. Çiçerin, Osmanlı benzer bır pencereden görmekteydi. Çiçerin'ın siyasi bağımsızlık fikrini
.
sınırları içinde yaşayan Doğu halk örneğin, Tanzimat reformlarının sahte bir emel olarak gördüğünü
larının "barışçıl yöntemlerle ulusal Osmanlı lmparatorluğu'nun yıkılış açık bir biçimde ortaya koyuyor. Çi
kalkınmalarını" gerçekleştirebilme sürecini hızlandırdığını, Avrupa-tıpi çerin, savaş öncesi yazılarında siyasi
lerinin Rusya lmparatorluğu'nun çı yeniliklerin Türklerin doğasına aykırı ba!lı msızlığın Batı'yla bir ihtilafa se
karına olacağını savunuyordu. "Oto olduğunu ve Avrupa'nın Türkleri yol bep olacağını düşünmüyor: aksine
nomi" yahut "Hristıyan ve Müslüman dan çıkardığını iddia ediyordu." Çi Batı'ya olan bağımlılığı arttıracağını
halkların paralel kalkınması" derken çerin ancak Marksizme gönül verd ik iddia ediyordu.
Çlçerin'in kasteııiği şey aslında ba ten sonra tüm halkların, Batılı yahut
ğımsızlık değildi. O sadece uluslarüs Doğulu fark etmez, bütün insanların Çıçerin' i n uluslararası ilişkilerin sis
tü bir siyasi yapının sınırları içinde aynı endüstriyel geleceğe doğru yol tematiği hakkındaki düşüncelerin
ulusal kalkınmanın mümkün olabile aldıkları düşüncesini savunur hale dekı köklü değişiklik Birinci Dünya
ceğini savunuyordu. geldi. Savaşı sırasında yaşanmıştır. Çiçerin
ancak savaşı Batı emperyalizminin
işin aslı, Çiçerin bağımsızlık fikrinin SONUÇ doğal bir sonucu olarak görmeye baş
Batı tarafından Doğu'yu parçalamak ladığında takındığı tutumu değiştirdi
için atılmış bir fitne tohumu olduğunu Çiçeri n'in Birinci Harp'ten ewel yaz ve siyasi bağımsızlık ile uluslararası
düşünüyordu. Mesela Çiçerin'c göre, mış olduklarıyla 19ıo'li yılların ba si stemden çekilme gibi prensipler
Fransızlar Doğulu memleketlerde şında Türk-Sovyet yakınlaşmasının hakkında olmazsa olmaz hükmüne
Batılı maddi kültürün rüyasını satar başlamasından itibaren savunduğu vardı. Gerçekten de Batı emperya
ken aslında onları Fransa'ya bağımlı düşüncelere bakıldığında. kökten lizmıne karşı birleşen ulusların kendi
hale getirecek bir güvenlik sistemini bir değişim yaşamış olduğu dikka siyasi ve iktisadi bağımsızlıkları için
tesis ediyorlardı. Fransızların aksine ti çekiyor. Savaş sonrasında ancak savaşmaları gerektigi Fikri Çiçerin'in
Rusların önerdiği bir arada var olma Anadolu'da ulusal bir siyasi hareket sonraki dönem yazılarına hakim ol
programı çok daha ıyi niyetliydi: Os ortaya çıkınca, Çiçerin Türkiye ile muştur. Çiçerin'in Türkiye hakkında
manlı lmparatorluğu'nda yaşayan ilişki lerin geliştirilebileceği ihtıma değişen görüşleri ve Türkiye'ye olan
Hristiyan halklara Batı boyunduru lini görmüştü zira bu ulusal hareket yaklaşımında kullandığı yeni terim
ğuna girmeden de ulusal kalkınma emperyalist dünya düzeninin hege ler de bu bağlamda daha iyi anlaşıla
nın mümkün olabildiği bir yolu işaret mon güçleriyle yaşanacak bir ihtilafı caktır. Bir sonraki makalemde Birinci
ediyordu."' Ona göre. Fransız ser da beraberinde getirecekti . Milliyet Dünya Savaşı'nın Çiçerin'ln uluslara
mayesi ve vaad elliği maddi gelişim çiliğin doğal olarak siyasi ve iktisadi rası ili şkiler hakkındaki görüşlerinı
aslında Doğu Hristiyanlarını "kendi bağımsızlık fikrini tetikleyeceğini nasıl değiştirdiğini inceleyeceğim ve
kültürlerine ve Doğu dünyasını güçlü tahmin eden Çiçerin, Batı ile yaşana bu yeni bakış açısının Türk-Sovyet
kılan geleneklere yabancılaştıracak" cak büyük bir çatışmanın kaçınılmaz ilişkilerine yaklaşımını nasıl etkiledı
yolun bir başlangıcıydı." Savaş ön- olduğunu düşünüyordu. Birinci Dün- ğine değineceğim.
OlPNOnAJt Stclanos Ycrnsimos, Turk-Sovycl llişkılerı· 14 RGASPI. f ıs9. op. ı, d. 57, 1. 2 (ı8 Hatıran
fkı makalenin, ve devamı nnelittndc yazılan Ekim 0e'1nrndcn Milli MOcadele'yc Onanbut· 1920).
ıkınd kısmının, hazırlanmasında emetf GOıJem Yayınlan, 1979), s. 116-217. ıs RGASPI, f Ss. op. Pcrsha, d. ı, I. J
ıeçen meslektaşım Onur lşçfyeçok ı�kür Yuwı Aslan. Mudtato l�al M. Fnınıt Cıı Mayıs 1920)
<denm. Goru�mtltrt Tı1ıi::-Soıı)'f!l IU�ılf!nndt Zln.� 16 RGASPI, f Sı;. op Ptrsila. d s. 1. ı
Bılal f\I. Şimşır, Loıan Telsratlan; Türle Ostanbut Kaynak Yayınlan. ıooz), s. 18-29 (17 Ağustos ıcµo)
Viplomaıık Btfs,.ıerinde Loıan Bono Çlçenn'ın ı8 Şubat, 2 Man \IC ıo Man tarihli 17 RGASPI, f 17, op.). d 90, posı ıı
rontmm,u, c. ı <Kasım 19u-Şubat ııµJ) mektuplan için bakınız: RGASPI, f_ 159, op. 2, (u Hulran 192)
(Ankara: Türle Tarih Kurumu Basunevı, 1990), d. 'fl, il 16-18, ll. ıı-ı.ı. I 34. 18 RGASPI. f. rı. op ı. d 94- posı. J. 8
s 167. lsmcı lnöml. Uarıralar, c_ 2 (Ankara: Bilgi (7Temmu1 1920),
Çiçcnn'in Harıciye Komıseri ol.ırak ıöfev Yaytncvi. 1987), s. JB. 19 RGASPI, f 5. op. 2. d JIS. 1. 211 (ı8 Ekim 1921)
yaptıtı dönemle ılgill bu makalede kullanılan 1 P Kossakovslı:.ii, fyodor Ra6kofnlkoıı o 20 RGASPI, r. ıı;9, op. ı. d 57, 1. 7 (10 Kasım 1920)
belgelerin bayılk. bir bölümli Rusya Sosyal urernenı ı o of'bt: ııoopomlnanlıa, plo'mo. 21 RGASPI, r. 159, op ı. d. "7. 1 J4 (ıo Mart 1920)
Siyasi Tarih Arşlvt'nden ahnmışıır {RGASPI). dokum�!)' (Leningrad� lenlıdat, 1989), ıı a j.e.
Çıçerin'ın lngilıere'dcki silrıun hayatıyla s. 49> 23 RGASP1. f. 159, op. 2, d 57, 1. 26 (ıo Mart 1920).
llgih belselcr ıçin Columbia Onıversltesl'nin RGASPI, f 159, op. 2, d 57, 1. 86 (19 Kasım 21 john E. Malmstad ve Nıkolay Boi<>molov,
Bachmeıerr AJ1ivi'nden faydalanılmıştır 1921). MlkhnU Kuzmın A U•t in Ari (Cambridge:
(CU-BA). ıo ômctın: RGA.SPI, f. 17, op ], d. 102, Harvard Unlversııy Prt>ss, 1999), s. ıı·J.4. 18.
Yusur Kemal Tengı�k. Varan Hizmtt ındt pootanovltnlt " (13 A�t05 19ZO), RGASPI. f. ıs 1 11 Unlov, "Kolltgi ınosırannıh del," G V
(Ankara: Kültür Bakruıhgı, 1981), Ali Fuat 17, op t d 138, post 8 (18 Mart 1921), RGASPI, Ciı;ertn, '61otif.l!dkly O('f!"rk dlplomali�okoy
Ccbesoy, Mrukaııa Harınılan (21/11/1920- r 17, op. J. d ll']. post l7 (8 Kasım 1921) deyalr:ln06tl AM. GorçohıllG (Moskova.
2/6/1922) (lsumbul. Ncyıyatı. 195s); RGASPI. f. 17. op. J. d. 78, post. ıı Lyubimı:ıya Rossıya. 2009), s. �91-ı.
Rıu Nur, IJt. Rıza ,Yur'un M<Mkoııa Sakal')a (ıs Mayıs ıcµo). ı6 Çl("ft'in, l.ı&rıchtdku ochtrt, s. JJ9.
62 /laııralan Ostanbul BotazıÇl Yayınlan, 12 RGASPI. f 159, op ı, 57, l ı (16 Mayıs 1920)
d Z7 Çıçerın, l�totichf!oldl ochf!rt. s. 3oı.
1991). 11 RGASPI. f 17, op. J. d. 8ı 1. ı Us Mayıs 19zo). 28 Çıçmn. l6t0'1chf'tıbl octıert. s. m
BOSNA 13 Ekim Cumartesi
Anur Hadtlomersp&hlt
16 Ekim Salı
•aoşm:ıkları Tarihi•
18 Ekim Perşembe
Clrkus Cotumbla
SAN CAK
Günleri Açıhş Tdrenl Sergisi Açıhşı Kitabı Lansmanı Film Gösterimi
B E Ş i KTAŞ D E N i Z M Ü Z E S i Pero M07e.ç/ P(ıro Müzesi Pero Miızesı Pero Mü:1esi 2. kot
n Dünyckır
Kesişe
C E M A L R E Ş i T R EY gi
Ser si
IBB Cemal Reşit Rey Pero Milzesi �ro MOzesl Pcra MıJlr�ı
Konser Salonu
� BOSNA
SANCAK
' - KÜ LTÜ R
'1 GÜNLERİ
it. >t"k r
urktye BuyukelçilıQl deSteklertyte
-
MUCADELELERLE
DOLU TARİ H İ "
93 Harbi ve ardından gelen Balkan Sava�l a rı 'yla birlikte ya�a n a n i�gal lerle göç
olgw,uyla ıanı�an Bo� n a klar. barklı kültür. dil ve d inler ba rındıra n yeni topraklarda
va r olma m ü cadele6i vermeye ba�ladılar. Bo�nakları n göç yol l a rında birin ci terci hi
06 m a n l ı im p a ratorluğu. deva m ın da Türkiye Cum h u riyeti toprakla rıydı. Bu ko�ullarda
tarih bili nci ile dil ve kültür öğeleri n i n deva m lıl ığı nı wğl a m a k üzere b ı r a raya gelen
Türkiye va ta nda�ı Bo�nakları n vakıbla�m a 6üreci ile proje ve etki nlikleri n i . vakbı n
ba�kan yard ı mCl6ı Dr. Meh m et Akib G öğü6geren ile kon u�tuk.
Vakfınızı kısaca tanıar mısınız? Vakfımızın kuruluş sermayesi 55 mü- yeni perdesı böyle açıldı ve bu tra
Vakfınız ne zaman kuruldu? Ku- tevelll heyeti üyemizin müıevazi bi- gedya belli aralıklarla günümüze
nıcuları kimlerdir? rikımlerinden ayırmış oldukları cüzl kadar sürdü. Bu ıarihi sürecin Boş-
vakfiyelerldir. Müıevelli heyetimiz naklar açısından en belırgin sonuç-
Vakfımızın senedinde belirtildigı Türkiye'nin çeşitli yörelerinden ve !arından biri, belki de birincisi, göç-
şckliyle kuruluş amacı: "Bosna-San- çeşitli meslek gruplarından üyeler !erdir.
cak göçmeni Türkiye Cumhuriyeti barındırmaktadır.
vatandaşlarının: kültür, dil, sanaı ve Göç yıllarının ilk dönemleri büyük
folklorik değerlerini korumak, yaşat Bosna Sancak Akademik Kültür çoğunluk ıçın çeşııli zorluklar, yok
mak: Türkiye ile başta Bosna Hersek. ve Tarih Vakfı'nı kurmaya niçin luklar, travmalarla dolu bir yaşam
Sancak ve diğer Balkan halkları ara gerek duydunuz? mücadelesi şeklinde geçmiştır. Bu
sındaki dostluk. sevgi ve işbırliğini yüzden büyük çoğunlugu ilk birkaç
gelıştırmek; ıoplumları bılinçlendır Vakfımızın kurucularının hemen kuşak boyunca geride bırakııkları ata
mek; geçmişte yaşanan acı olayların hemen tamamının dedeleri, buyük ıopraklarına. anadillerine, otantik
bir daha yaşanmaması için faaliyet dedelerı. büyükanneleri d�up bü kültür ve tarihlerine yönelik özlem
lerde bulunmak; Bosnalıların tarihini yüdükleri Bosna-Hersek ve Sancak' ta duysalar da bunlara dönük hır çaba.
ve tarih boyunca karşılaştıkları soy- Osmanlı tebaasıydı. 1B78 yılında çalışma içinde olamadılar.
kırım. katliam ve göç gibi toplumu yaşanan 93 harbi ve ardından Avus-
derinden eıkileyen olayları bilımscl turya-Macarisıan Monarşisi'nın Arada geçen zaman ıçinde belli bir
olarak araştırmak, belgelemektir." Bosna'yı ışgali ile birlikte Boşnaklar eğitim düzeyi ve ekonomik refa-
devletsiz kaldılar. Bu süreçte dini, ha erişen tüm bireyler gibi bu yeni
Vakfımız 2009 yılında platform halin şovenist-mllliyetçi baskılar ile tanış nesiller de kim olduklarını, nereli
de bir araya gelmiş Bosna ve Sancak tılar. Yeni yönetim ıarz veya ıarzları olduklarını. nereden nereye gittik
kökenli bir grup Türkiye Cumhuriye- na uyum sağlamak zorunda kaldılar. lerini, kendi yerel tarihlerini, kül
11 vatandaşının az önce belirtılğim Bizlerin, yanı Boşnakların trajed ileri türlerini ve dillerini merak etmeye
amaç dogrultusunda bir vakfa ıhtiyaç ışte tam bu noktada başladı. Göç başladılar. Bu merak ve ilgi son 25-30
olduğu görüşüne varması ıle 1015 yı lerle, katliamlarla, soykırımlarla ve yıldır çeşııll şekillerle ortaya çıkma
lında resmi olarak kurulmuştur. buyük mücadelelerle dolu tarihinin ya başladı.
m
�
o
Boşnakların kültur ve tarıhını ince soykırımlar bu bölgedeki Boşnak hal Tarih ve kültür konulu konferanslar
leme ve belgelendirme konusundakı kı sürekli olarak göç olgusu ile karşı kurulduğumuz ilk günden beri vak
arayışlarında bugüne kadar güveni karşıya bıraktı. Adres ıse hep bellıy fımızın etkinliklerinde önemli bir
lir, kapsayıcı, akademik ve kurumsal di. Türkiye Cumhuriyeti toprakları. yer tutmaktadır. Prof. Dr. Muhamed
bır çalışma ortamı başarılamadıgı Balkan Savaşları'na kadar yaşanan Fil ipovic "Biz Boşnaklar Kimiz", Prof.
ıçin bu durum vakfımızın kuruluş ge göç dalgalarının tamamı Avusturya Dr. Aydın Babuna "Geçmişten Günü
rekçesı oldu. idaresinde yaşamak istemeyen Bos müze Boşnaklar: Bir Ulusun Doguşu",
nalı Boşnakların oluşturdugu göçler Hikmet Çetin "19. Yılında Srebrcnica
1992-1995 yı lla rı arasında ya olurken. sonraki dalgaların büyük Soykırımı", Preporod Başkanı Prof.
şanan Bosna Savaşı ve Boşnak
Soykırınu'nın bu son 25- JO yıllık
çabalarda etkisi oldu mu?
d . .. ... ... .
natlara mutlaka yer verıyoruz. nen suçları konu alan "iyi Bir Eş" fil
minın yönetmem ve başrol oyuncusu
2017 yılında gerçeklcştirdiğımız Bos Mirjana Karanovıc, Bclgrad doğumlu
na Sancak Kültür Günleri'nın ikınci bı r Sırptır. Yine sc11:1 veya konscrle
sinde Bosnalı fotoğraf sanatçısı Samır rımizin mu tfağında ve kadrosunda
'4'
"
Sinanovic'in çektigl fotoğraflar ve Bosnalı diğer etnık unsurlar da yer
Kültür Ve Taıih Vaklı
beş Bosnalı akademisyenin yazıla almaktalar. Fakat henüz Bosnalı tüm
rından oluşan "Sevgı Gözüyle Bosna entitelere eşit miktarda yer vermek
Hersek" foto monografısinin Türkçe ten uıagız.
baskısının lansmanını yaptık. Ayn ı Kültür Günleri'nde yalnızca Boş-
ad l ı se11:1 Marmara llnıversııesı Sulta nak ögelere mi yer veriyorsu- Bu yll üçüncüsünü düzenleyece-
nahmet Yerleşkesı'ndckl Cumhuriyet nuz? Bosnalı veya dlger Balk.an Siniz Bosna Sancak Kültür Gün-
Muzesi'nde on beş gün boyunca açık uluslarına ilişkin kü.ltür eserleri- feri için, özel bir parantez açar
kaldı. Pera Müzesi'nde ·Bosna Ezgı ne yer vermiyor musunuz? sak, bu eıl<Jnliklerlnlzin program
leri• başlığı altında farklı yönetmen içeri�. hedefleri, hedef kitlesi.
lerden altı filmın gosteriminı gerçek Evet ve hayırı birlıkte barındırıyor destek aldıgınız kişi ve kurumlar
leştırdik. Bosnanın geleneksel mü1jğı bu sorunun yanıu. Kül tur Günlen'nın hakkında bir şeyler söyler m.lsl-
Sevdah'ı caz tınıları ıle yorumlayan ikincisındc sinema olarak "Bosna Ez- niz?
Amıra Medunjanin'i, Bosna sazının gileri" başlığı altında müziği konu
ustalarından Damir lmamovic'i lsıan edinmiş filmleri gösterdık. Bulgar ve Öncelikle geçtiğimiz yıl genç yaşında
bullu sanatseverler i le buluşturduk. Arnavut yönctmenlerın filmlerı de kaybettiğimiz Bosnalı grafik sanat-
MUSTAFA IMAMOVIC v
HISTO RlJA BOSNJ AKA
Bu kıti.lp sadece ıçcriğınde yer alan cevap venniş-ıl "Her kitap gib� benım
bilgileri ile degıl; belkı de "kanlı Bosna kitabını da kamuoyunun yargısına tabidir
mantığı" ve yazıldığı koşullar dıkkate ilk baskının osıünden üç yıl gcçıi, okur
alındıgında ıçınde yer almayanları ve uzman kamuoyu uç farklı şekılde tepkı
ile daha da onemll hale gelıyor. En verdı Yayıncıdakı verılere göre. genış
basıtınden. burada "mıllıyetçl nefret" okur killcsı ılk iki yıl içinde ıo.ooo (yazı Akademık Külttir ve Tarih Vakrı'nın ılk G. Ourand'ın
veya "etnik ıemııllk programı" ya da ile yirmi bın ) adcı kıUJp satın alarak onak yayımı olarak. Huseyın Gul ve Saraybosna
Savaşı •Ben
Bosna Hcrsck'ın herhangi bır halkının bu tepkısını en guzel şekılde gösterdı Cenııa Ozguner'ın çevırısı ile Turklye'dckt
lslmli eseri
Uzman kamuoyunun olumlu \ı'C olumsuz
(solda)
ulkcnın �clcccğlndc yer alma hakkına Bosna-Boşnak tarıhı ile ılgılenen bilim
karşı bir girişime yer vermemesı ıle eleştirileri de sö1 konusu Eleş11rılerden
çevreleri ve ilgili okurlarla buluşacak
bcnterlerınden ayrışıyor hiç rahatsızlık duymadım Aksine. onları Mustafa
Kitabın, bu alandaki buyük oo�luğu
Ho�noklcmn Tarıhı, uzman kamuoyu
okuyunca amacıma uhıştığımı gördum. lmaıttovii,
E�er bu kitup Boşnakhır hakkında bir doldurmadi! önemli bır ışleve sahıp Historlja
tararındım Bosna, Boşnaklar ve blllm
''mıt" yarattıysa bunu büyuk bir övgti olacağına inanıyoruz Bo!njaka
dunyasının ihtiyaç duydugu ası duzcy
(3. Baskı, ıoo6)
olarak kabul cderım... " H05EYIN GOL
bir tarih çalışması olarak nıtelcndlrilmtı:
dıger ıarartan ba?J Sırp \IC Hırvat tarih Mustafa lmamovit'in Boşnakların Torıhı BOS-NA SANCAK AKADEMiK K0LT0R VE TARiH
yaııolan tarafından "temelden yoksun kirabı. Tarıh Vakfı ve Bosna Sancak YAKFI YôNtTIM KURULU O'YESI 67
-
1 950 <1eçi mleriyle ıkti d a ra gelen DP'n i n ilk ı� olarak eza n ı n Arapça a <1l ı n a göre
oku n m a<1ı n a ili�kin ya<1al düzenlemeye gitmelıi ve çe�itli d ı n i g ru p l a r üıerindekı
politik ba<1kiyı azaltma6l gibi pratikler. DP'n i n u z u n yıllar boyu nca muhabazakd r
bir <1iya<1al h a reket olduğu yön ü ndeki top l u m <1 a l a lgıyı be<1lemi�tir. B u a ç ı d a n
bakıldığı n d a . David Hotha m ·ın 2 7 Mayılı · a gid ılen <1 ü reçte The Times'ta 23 Şubat
ı g 6 o 'ta kaleme a l d ığı yazıyla ortaya çıkan batım polem iği. DP'n i n <1öz kon u <1 u
yönüyle birlikte ba<1 ı n a m ü d a h a lelıi n i tartı � m ay a aça n ö n emli noktalar içermekteydi.
Türkiye'de gerçek anlamda çok parti tavırlar sergilemiştir. Vatan Cephesi, DP iktidarının son döneminde ge
li siyasal sistemi başlatan bir gelişme Tahkikat Komisyonu. ispat hakkı tar nel olarak muhalefete karşı alınan
olarak Demokrat Parti'nin kuruluşu tışmaları ve muhalefet parıilerının önlemlerın yanında. yurt dışından
ve büyuk vaatlerle iktidara gelişinin sıyaset olanaklarının kısıtlanması gelen eleştirilere karşı da müsamaha
ardından yaşanan olaylar toplumsal gıbi uygulamalar bu dönemın temel gösterilmeyip, gerek bu gazetelerin
hafızada derin ızler bırakmışıır. Li karakterini ortaya koyan gelişmeler Türkıye'dekı muhabırlerlnin baskı
beral demokrasiyi anımsatan parti dendi. DP'nin iktidarını tahkim etme alıına alınarak sınır dışı edilme teh
programıyla 1950 seçimlerinde kayda ye dönuk başvurduğu girişimlerden didiyle sindırilmeleri gerekse de dip
deger bir başarı elde eden DP. ıkuda bir diğeri de basın kanununda bir dizi lomatık temsilcilikler nezdınde tepkı
rının ilk döneminde siyaset sahnesi degışiklige gıderek basın üzerinde konularak hoşa gıtmcyen bu tür teh
nin dolaylı bileşenleri olan üniver baskı ve kısıtlamanın artırılması ol ditlerin üstesınden gelinmeye çalışıl
siteler. sıvil toplum örgütleri , sen muştur. 1956 yılında 5680 sayılı basın mıştır. Bu dönemde. yurt dışı menşe
dikalar ve basın ile göreli ölçülerde yasasının birçok maddesi degiştiril li gazetelerde yer verılen DP karşıtı
olumlu ilişkiler geliştirerek tek parti miştir.' Basın ve ceza yasası üzerin yazı ve haberlerle baş etmenin yay
döneminden farklıiaşacagının sınyal de yapılan degişıkllkler sonrasında gın bir yöntemi de ıktidara yakın bir
lerini vermiştir. Ancak çok geçmeden tutuklamalar. kovuşturmalar, tekzip. yayın politikası yürüten gazetelerde
iktidar mücadelesinde her yolun mü neşir yasakları ve kapatma kararla karşı argümanların üretilmesiydi.
bah sayıldığı. siyaset mecrasının bir rıyla ilgili kanunlar en sert bıçimde Araştırmamıza konu olan basın pole
dövüş alanı haline geldiğı sancılı bir uygulanmıştır.' Yapılan düzenleme miği de ZJ Şubat 1960 tarıhinde The
döneme gırilmiştir. Bir bakıma. Na ler yalnızca muhalıf basın üzerinde Tımeita yer alan ve aynı gazetenin
dır Nadi'nın sözlerıyle; DP, özgürlük degil aynı zamanda iktidar destekçisi Türkiye muhabirı Davıd Hotham'ın
şarkılarıyla ıktidara gelen ama onu gazeteler ıçin de felaketler doğur kaleminden çıkan bir yazıya dayan
iktidardan düşürenlere de yine öz muştur. Sorumlu mudürleri ceza alan maktadır.
gürlük şarkıları söylcniren bir tarihe ve kapatılan gazeteler arasında Zaber
sahiptir.' Öncesi ve sonrasıyla 1957 gazetesinin de yer alması bu hususu TÜRKLER VE DAVID HOTHAM
toplumsal muhalefetin bu dönemde davalarına bakmak yararlı olacaktır. muhabiri olarak Türkiye'de sekiz
giderek artan bir dozda yükselişiydi.' Zira bu dönemde 867 gazetecinin yıl yaşadıktan sonra 1965 yılında
68 Bu siyasal atmosferde DP iktidarı. mahkümıyetiyle sonuçlanacak olan Bonn'a atanan David Hotham, kendi
muhalıf odaklara karşı oldukça hırçın 2300 basın davası açılmıştır.• ifadelenyle, Türkiye' de görev yaptığı
sürece Türkçeye hakim olmanın da De.mokrat Parti
TURKS T U RN AGAIN
tktldannm son
sağladığı avantajla farklı sınıflara
yıllarında din
mensup insanlarla görüşme olana konusundaki
polldkasını ele
gı bulmuştur. Bu süre zarfında çag
daş Türk edebiyatından örnekler de
TO RELIGION alan köşe yansı
Türkiye'nın çeşıtli yerlerini dolaşma La��· fiaure of S,000 new mosq.. budt
in tbe 10 yeus ıloce 19SO Is. by a cariom
fırsau bulmuştur. Türkıye'de günlük coincidcnce. not far from the flpro
siyasal gelişmeleri bağlı bulunduğu �!�c�o�,t�0�t>!�corr!:!.,�.:; ;
Thlı sllent
durina thc aome potiod.
ajanslara bildirirken aynı zaman· ılruaalc tor scaıcc rosourcc.'I between
rnoaques and schiools tıtemı blabfy IJl'.I'•
da toplumu yakından tanıma şansı bolk ot lho ıreaıu atru11lo betwocn tbo
torcn ot .ccular•un aod lslam in
bulan Hotham, bu bırikımıni 1965 TurkQ"
U st &Jluatrakd by tbe conıroveny
yılında kaleme aldıgı Türkler adlı ovrer dM aew M!COndary 11Cboo1s for
knatDl aod practters wblch com. uader·
eserinde toplamıştır.' Türkiye ile iM Mioıstry ot Eduı:adon. Tbae
saboola. •bidt havo ioc.vealOCI la
ılgıli sosyolojik araştırmaların vaz· aumba' from 1CYen to 19 alnco 1 9 ' 1 .
a nd wW. be hıırther expındod. are
geçilmez bir başvuru kaynağı haline
gelen Türkler adlı eser, Hotham'ı � J'CAn tor roltlıfı°"• w o rk
producıoc aıbouı 4.500 ....., .ın every
kı ıho
IOWlll and .ıu...... Tbc Jn.truclloa tbey
ıa:ıeı'l'O lD lbo scboolı&,, lhousb maJnly
-
Pcn a..
Türklye'de kamuoyunun yakından oa M- tbeolotıy ond ıha
arndy of Anıbicı: ud la lı &o-day
tanıdığı bır ısım halıne getırecektir. " - " by ııı. addlılon of
acieatik lllbJeclıs, .ma.tbemalfcl. blılory.
Esasında Türkiye'de Hotham'ı popü·
ler kılan husus, salt Türkiye toplu �"':...a
� :-f:;,� =
�_:rı�8D&I- ı
RKtioaary U..- la Ilı• •Dlaaff wlth
munu sosyolojık açıdan ele alan bir • new bmed oı �IBDed mGD ot
Rli9oa. ıeatonabl•
eser yazmış olması değil, günümüz .... . ........,.
- of 1h
= :. ""'ı.G':t � .:
• don,
okuyucusuna bile. yabancı bir basın .ıw.,. ""' - "- la _ ..
wı
= •�ın"':cııllab
elemanının Türklye'nin toplumsal
yapısına bu denli nüfuz etme ka
bcoıı fo
ııı111 �
- 0ae ..ııı
� -- - dlo
biliyetinin nasıl mumkün olabildi
gı
=
sorusunu sordurımasından ileri
OPPOSl'fiON'S D�
gelmektedir. Kitapta yer alan ilginç MllD)'T-llll laW-.ıi -
..
tespitlerden biri olan ve "Hotham ="lt:"lıe 1ıo
kuralı" olarak kabul edılen şu cüm·
leler: "Türkiye'dekl duruma bir ba
kın. Manuklı bır tahminde bulunun.
Sonra da önünüzdeki kağıda bunun
tam zıttını yazın. Mutlaka doğru so
nucu kestirmiş olursunuz." Türklerin
çalışma alışkanlıkları ve düşünce
kodlarını çözümlüyordu.' Başka bir
tespit olan; "Türklerin parayla arala
rında ilginç bir ilişki vardır. Türkiye
yoksul bir ülkedir; Türkler de herkes
kadar paranın önemini bılirler. Fa· Türkiye. ikı yuzyıla yakın bir sure olarak bakıyordu. Ya da geçmı
kat paraya karşı az rastlanır biçimde içinde "Batılılaşmanın" çeşitli şini Hıristıyanlık merkezı olarak
bır küçümsemeleri vardır" şeklindeki aşamalarından geçmiştir. Ama görüyordu. lslam alemi ise hem
ıfadeler, ABD'nin 2003'te lrak'ı işgal önceden de belirt uğim gıbi. en Batı hem de Avrupa değildi. Do
harekatında Türkiye'yı çeşitli vaatle· büyük Baulılaşurıcı. bundan kırk layısıyla. Atatürk' un 1920 ıle 1930
re rağmen savaşa girme noktasında yıl kadar önce yaşayan Mustafa arasında gerçekleştirdiği ola�a
ıkna edememesi konusunda tekrar Kemal Ataturk olmuştur. Ata nüstü devrimlerin çoğu. dolaylı
dan hatırlanmıştır.' türk ve çevresindekilerin ama· ya da dolaysız hep dinle ilgiliy·
cı, Türkleri Batı uygarlığının ve di. Türkiye'yi lslamiyet'tcn ve
David Hotham, eserinın Kemalıst Avrupa'nın bir parçası durumu· lsiamiyet temellerinden ayırma
modernleşmeyi anlattığı satırlarında na getirmekti. Türkiye'yle Avru· konusunda Atatürk oldukça ile·
dın alanındaki reformlara geniş yer pa arasındaki en büyük engelin ri gitmıştir. Halifelik kurumunu
ayırarak Türkiye'de Batılılaşmanın din olduğunu da çok iyi hisset· kaldırmıştır. Okullarda dini eği
en önemli dayanağı olarak bu konu mişti. Tarihçiler ne yazarlarsa time son vermiştir. Osmanlılar
da yapılan değişikliklere vurgu yap· yazsınlar, halkın büyük çoğun· zamanında Türklerin yaşanıısın· 69
mıştır: luğu Avrupa'ya Hıristiyan alemi da ônemlı bir yeri olan tekkelerı
-
kapattırmıştır. Fesı yasaklamış, belırııi, kını bilir. belkı de top TÜRKLER YENİDEN DİNE
şapkayı kabul eııırmıştır. Bu. as lantıda bulunanlar. böyle aklı oôNOYOltl
lında lslamıyeı'e karşı bir ayak başında bır adamın dini inançları
lanmaydı. Çünkü Müslüman. olmasını bile yadırgamış olabıl ir Hotham'ın Tın.ıes'ı n Londra'da ya
başındaki [esle namaz kılarken lerdi. Ama belki de bır Tlirk'ün yımlanan nüshası için kaleme aldıgı
alnını secdeye degdirebiliyordu. Müslüman olabılecegini düşüne ve son yıl larda Türkıye'dc yaşanan
Şapka ıse, "gavur" giyımıydı. Fa memışlerdir. Kırk yıllık Atatıirk toplumsal dönüşümu anlaıtıgı "yazısı
kat Türkler bugün her 1.amankin lalkliginin ürünü olan pek çok ıçin kışkırtıcı bir başlıkta karar kıl
den de çok Müslümandır. Devlet Türk aydın, hiç olmazsa dış gö- masının belirli çevrelerın tepkisine
� Oavld Hotham'ın
yol açacagı aşikardı. Dahası. yazının
The Times'ıa ilk cümlelerinden iti baren Türkiye'de
yayımlanan
dının toplumsal hayatta belirlı hır rol
makalesine
cevap oynamaya başladıgını, bu alanda bir
niteliğinde canlanma yaşandıgı ve bu durumun
Bahadır Dülser
tmıasıyla birçoklarına göre tehlikeli hır durum
yayımlanan arz eııigini ı[ade etmıştir. 19ıo'li yıl
başyazıda sert
larda lslam'ın devlet dını olmaktan
ıradeler yer
almı.ştır çıkarılmasıyla laik Cumhuriyetin
kurumsallaştınldıgını vurgulayan
Hotham, yaşanan gelişmelerin Ata
türk rerormlannın kuyusunu kazmak
şeklinde algılandıgını ıddıa etmiştir.
Hotham'a g6re:
Vaıan
•9 Şulıaı ı'}W
yanında günümüzde modernleşme
doğrultusunda bilimsel konular, ma
tematik ve tarihin yanında bir de Batı
dili öğretilmektedir. Temel düşünce
köylerdeki aşırı düşüncelere sahip
imamların yerini aydın din adam
larıyla ıkame etmektir. ilk bakışta
mantıklı gıbı görünen bu ıddıa laık
entelektüellerin katı muhalefetıyle
karşılaşmıştır. Daha ziyade Atatürk
çü laiklıgc inanan bu kcsımlcr bu du
rumun Türkiye' de dinsel düşüncenin
gellşımine zemin sunacağını düşünü
yordu. Onlara göre cahil bir imamın
yaratacağı etki tedricen yok olabile
cekken entelektüel din adamları top
lumun üzerinde entelektüel bir baskı
oluşturabileceklerdi."
MUHALEFETİN İKİLEMİ
ğu yönündeki inancı da dışlıyordu. gınde siyaset sahnesinin hiç olmadıgı eleştirilerine cevap vermiş• ve Jla pı
Aıaıürk'e bağlı olanlar bu gıdışanan kadar gerginleşmesı sonucunda mu /ocak 9ey, bu muh terem milletı dı
dolayı alarma geçmişler ve sonuçta halefet çevreleri iktidarı her bakım rımde. ibadetinde. vicdanında ra
Atatürk'ün düşüncelerinın galip çı dan eleştirerek seçimler öncesınde hat bıral:maktır· söıüyle de söz ko
kacağına inanıyorlar.'' mevzi kazanmaya çalışmışlardır. nusu tartışma ve eleştirilerin önünü
Parti liderlerınin seçim turları nın da almaya çabalamışıır ... Bu anlamda.
Hotham'ın oldukça sert bir üslupla başladığı bu ortamda DP'nin eleştırl Hoıham'ın Times gazetesindeki yazı
kaleme aldıgı yazıdan da anlaşıldıgı len icraatlarının başında laiklik ko sının böyle bır ortamda yayımlanma
gibi, Türkiye'de çok partili diıgeye nusunda verilen tavızler geliyordu. sı ıktidar çevrelerinin Hotham'a sal
geçiş sürecinde din alanında yaşa ismet lnönü'nün çeşiılı yerlerdeki dırılarının bir yönünü teşkil edecek
nan liberalleşme yalnızca DP'nin bir beyanlarına yansıyan bu eleştirilere tir . Nitekim lngillere'nin Ankara'daki
polıtikası olmayıp, CHP'nin de zaman Başvekil Adnan Menderes, ocak ayı Büyükelçiliginde başkatip olarak grev
zaman icraatlarına yansıyan bir ge nın farklı günlerinde cevap vererek yapan P. V. O'Regan, Dışişleri Bakan
lişme olmuştur. Bu siyasal koşullarda hükümetin icraatlarını savunmuştur. lıgı yeıkili lerinden lsmail Halef�lu
belirli çevreler dini alandaki özgür- Menderes'e göre: Türkıye'de laikliğin ve Vahıı Soysal ile yapmış oldugu gö
06nemin rüşmenin ayrıntılarını aktardıgı yazı
muhalif yaym !'h.:r;:. =:� , da; hükümet çevrelerinin Hotham ve
orp.nlanndan
Kim d•rglslnd< ��.:,:.::�� The Times'ın Tıirkıyc'deki muhalefe
::= �,�·\C:
::.= �:...��
Bahadır Oü.lge_r .. tın etkısl altında kaldığını düşündü
için alay<:1
ifadelere yer - "� ....... ..... gürıü ifade etmiştir.0
vertlmlşdr
m� ,l.IMnNIM •'I lt)ll ,...... W rıııı dııh.i .U.1--, ,.,,.•• ..ı .ııe �
h,.o... �....,..,.... ... .... ... 11 /Jekçididir başlıgıyla çıkan yazıydı.
ı•ı .-..�ıa.. --r..,t:w'Jı ıa n -
� lt:ı?f>l ...._ l�I ..-.... lloU �ı. -Qll ... ..
•
IQ' .1 cııntmlrt 1".ıoııltlltl -"" '.. ... ..,.,ı.u- tıtuM....U. Wı:.1• Dülger'in Hotham ve Tlmes'ı Türki-
,,_ ._ ...,. .. ..... blael .... � � ,..... ...l ı.. ....
_ _. ......,.r. D.oid """"-"' ....... .ı.ı.. ...,_ ..
,. ....,.
....... f..
.... � •olblıl"" - ...,_.., on.ta w. .,_l
-"ti• ,. ..� ...... .,_ ... ....... � """'9. Llt 4
... ptrl.. .1-.. bllr llMi. .. .. . ...,_. °"'fıtt. ..uırw,
nl.- w .,.... 4.,r .- ,..- P,... iü .... ...... � M-
,,..,.... ._.._ • ...-.ıı ı.,._ M .. ...... ...... .._ ,., .
lt ..... -* ...... ...... ...... .. Mol. ...
'cPl .... ....... .... ...
..... .... bu . - � , .. ..... "'*'"". ....... �
__ _.. � ...... ... • Dil ...... llOM. 0-0;.ol � ·
.. _..... ...... "" ...� ,...,.. ır ..,,.
-rs � .. ..,._ ,.... �-& ..... ...... .. . .,
,...
72
ye ile ilgili yer verilen yorumlardan ekmeğe elini uzatmaz. ikinci Dünya kuvvetlerımizi köktinden 6ar6m.ak Oavid
Hotham'm ı.arer
dolayı eleştirirken başvurdugu yön Harbi'nde zaferi kazanmak için başta 6ureliyle bir komüni61 i6lila6ına gazetesinde
tem diplomatik çevreleri de harekete kral olmak üzere bütün lngilıere'nin zemın hazırlayan bir ajan mı? Ona sansürlenerek
yayımlanan
geçirmiştir. lngiltere'de uygulanan kiliselerde dize geldigi unutulmuş Türk milletinin vicdan hürriyeti
tekzip metni
laiklik ve din politikasını ele alarak degildir" cümlelerine yer verilmiş n i ıehdil etmek ve i n a ndıklarına
Zafl!f, ı Mart 1900
yazısına başlayan Dülger, Times'ın ve "Kendileri için bu kadar makbul i n a ndıgı gibi bag/annıak hakkın
lngiltere'nin yarı resmi yayın organı ve muteber olan vicdani inanışları dan nıahrıını eımek 6alahiyetini
olduğunu iddia etmiştir. lngiltere'nin Türkler için makbul ve muteber say kım vermı<ı ?" sorularını sormuştur.
Anglikan Kilisesi'nin başı sayılan mamaları için ne sebep var?" sorusu Times'ın hedef tahtasına oturtuldu
krallarına kilisede taç giydirildigi bir sorulmuştur. Dülger'in degindigi bir ğu ve CHP'nin de eleştirilerden na
memleket olduguna yer verilen yazı diğer husus da lngiltere'nin eski dö sibıni aldığı bu yazıda Dülger, Halk
da Anglikan Kilisesi'nin başında bu nemlerde dünya milletleri karşısın Partisi'ni Türkiye'yi arzu ve iradele
lunan Canterbury Başpiskoposu'nun daki velayet ve vesayet haklarının rinin esiri görmek ısteyen yabancılar
aynı zamanda lngiltere'nin Kral'dan artık söz konusu olamayacağıydı. için yeni mücadele malzemesi hazır
sonraki en nüfuzlu şahsiyeti oldugu Zira bugünkü Türkiye'nin düveli mu lamakla itham etmiştir.'8
iddia edilmiştır. Bu ifadelerden son azzamanın her türlü emirlerine mün
ra; "lngiltere'nin amme hayatında bu kad olan Osmanlı imparatorluğu ol Hotham olayı, Türkiye'de yayın ya
derecelere varmakta olan din nüfu madığını ifade etmiş ve Hotham içın pan önde gelen gazetelere de yansı
zu. içtimai hayatta, lngiliz vatandaşı de ağır ifadeler kullanmıştır. "Kimdir mıştır. Vatan gazetesinde konuya de
nın bütün hayatına istikamet veren bu a d a m ? " sözüyle yazısına devam ğinen Ahmet Emin Yalman. Din /)a
bir ehemmiyet kazanır. lngiliz üni eden Dülger; "Düvel-i mu azzama vawıda Dogrııyoı başlığıyla bir yazı
versiteleri dini vazifelerini hala ti nın memleketımıze gönderdigi se yayımlamıştır. Times'taki yazıdan ge
tizlikle yapmakta devam eden birkaç ni� Miahiyetli bir m üuetti�-i u m u niş bir alıntı yapan Yalman, ·. . . dinin
kilisenin etrafına toplanmış bir çeşit mi m i ? Türk milletinin din duygu politikaya karı�lırılma6ıııın serili
mütekamil medreselerden ibarettir. larını sev�etmeye ve onu tana66ur ge ve ikilige yol açacagı hakkında
Sofraya oturan her lngiliz kendince etmeye zorlamakla vazlgeli bir hür d ü nyadaki do6tlarıı nız araom 73
makbul sayılan bir duayı okumadan mi6yoner ba�ı m ı ? Yok6a manevi da hüküm 6Üren endl�eler çok ye-
-
DiPNOTLAR Hnynıllah Mahmud, "Tt1rkiye Beni ıı Tht' Timf'.ı, Fcbruary ıq, 196o.
Anıl Varel, 'Elllll Yıllarda Muhalefet Şaşırtmıyor", Sabah, 8 Haziran ıoo2. u fO. 371/153087. (Slr B. Burrow.ı) f-rom
llükümC'lc YOnclık Temel Eleşılrller ve OP Ha�ım Pulur, "E2Cr D.ıvıd Hoth.ım Bugünleri Ankara ıo fareign DUı<·f', Mım·lı ı. 1960.
Karyısında CHP'mn ldcolojlk Konumlanışı', Görseydı". Millı,Yel, l7 Şubtıt zoo1. ı3 ro. J7ıl153087, (Sır B BurroWJ) from
Türtiytı:'nın 195o'l1Jlllan, ıçındC' (Haz.) 9 Hotham, a.s e.. s.z9 Ankara to forti!ll'l OUice. Morth ı. 1960.
Mete Kaan Kaynar, l lt!ı ışim Yayınevi, ıo Hoıham. a.g.t.. S.)J. 24 FO. 3711153087, 1-rom fo�ı� OUıt'f' ıo
lstanbul, ıoıs. s.ul:l. Davıd Hotham. lurlcs Turn Again ıo Rehsıun Anl'.oro. Alun::h :ı, 1960.
Sınan Yıldırmat. "Voıan Cephtsl. Demokrat Th,. Tıme&, Fcbruary zı. 1960. ıs fO. 371/153a87. (Sir B Burrou:.ıJ from
Ankara ta forefsn Ottlce. March 2, 1960
Panı'nın Pohtık M�ruıyı-t Knzı ve Toplumsal ız DavK! llodı.1m, iurks TumAgaın to Religion·,
Muhalefeıi Kontrol Ahına Alm.ı ç.ıbas(, The Timt'&, febnıııry .Z}. 196<>.
ı6 FO. 3711153087. (C..) W Rnmr.ı) from
Türkiyt>'dt! S(ya"ol Muhalrtrı, tÇındc (Der) 13 Davıd Hoıham, lurks Tum Agıun to Rchglon·,
fort'iSn OUkt ıo (Sir B Burrow.ı) Ankara.
Ayşegül Kom�uotlu Bengi Yayınları, lsıanbul. Tht nme.ı. february l}. 11)60
. March 4 1960.
ı7 fO. 3711153087. (f.).W Humf'A) /rom
zoo8,
S.17.t 14 Zater, 13 Ocak ı9(>o.
ıaıer, 17 Ocak rC)6o.
lo�i!Jrı OUıcf' ıo (Sır 8 Burrow.s) Ankara.
M�ıafa Albayrnk. T urk Slya41 Tarihlrıdt ıs
fh-molTOI Panl (19.{6·1960), Phocrux 16 ıtı•rr, u 0c;ık ıC}6o
Yayınevı, Ankara, 2004, s.zR4 Rrııı.,h Hııııonol Archıııe. (NA). foreısn
March 4 1960
zaıer, 27 Şubat ı9(wl.
17
Hıfzı Topuz, il Malımur'ton Holdln5/ı>re 00/te (f-0), J7ı/130217. Britı.ıh Cmba.ı.ıy. z8
Türk Ba.ıın Tarihi, Remzi Kıtabevi, lsıanbul, Ankara. Mcırclı 3. 1960. ı9 "Bir Mülakat: l.ondon Tımes Turkıyc de",
ıooı s.ıo6. 18 Bahadır Dülger. -oemokraı Parli Tf ırkıye'de A.l:ı6, Cı1r xvıı. Sayı lQl, (Yıl 6), 9 Man 1960.
Orhan Kol�lu, o,,mtınl(don 21 .Yuzyıla V1cdtın Hurrtyetlnin Bekçisidir". la.er, JO fO. 371/153087, (Sir B. Burrow.ı} Hrlıle.lı
Ba.ıın Tarihi, Poılllf Yayınlan l suınbul . zoOO. l7 Şub.ıı ıq6o Cmbo64.V. Ankara. April 7, l!J6o
S.IZ.{ 19 Ahmed Emın Yalman. ·0ı.n Davasında Dotru 31 fO. 3711153087. (Sır B Burrow.V from
75
Davıd Hoıtltlm, Turtln / il. Cumhwıyeı Yol• Yat a n .t9 Şubaı ı96o Ankara to (R.FG SartlO Fore/!Jn OUt�.
Yayınlan. Ankara Ekım. zooo l'im. Sayı 89. ı Marı t96o MaT'C'h ııo. 1960.
-
Seyalıarname, kendi çağının ede türel malzeme ortaya koymakla kal sahiplik yapmış olan Evliya. devlet
biyat anlayışıyla baktığımızda yal maz, aynı zamanda insanlara hayatın hayatındaki siyasi il işkileri doğrudan
nız seyahatname olarak değil aynı içinden "ayna" tutar. Bu metin alanı görme. gozlemleme olanağı bulmuş
zamanda Arap-Fars kökenli adab şimdiye değin daha çok sosyo·kültü tur. Devletin ve patronlarının sadık
edebiyatının da mükemmel bir ör rel veriler, hikaye anlatıcılığı olarak bir görevlisi olmakla birlikte olayla
neği olarak karşımıza çıkar. lsiam dikkati çekmiş; hayatın içinden ger rın iç yüzündeki çıkarcılıkları. hak
edebiyatının normlarını belirleyen çekleri gösterme. düşündürme, öğ sızlıkları ve acımasızlıkları doğrudan
adab'ın temel ölçütü "bilgi verme. retme amacı üzerinde durulmamıştır. görüp gözlemlemiştir. Evliyii'yı sara
öğretici ve eğlendirici" olmadır. Bu B u açıdan Seya hatname araştırma ya alan iV. Murad'ın musahibi olma
açıdan Seya harnlime. şehir. coğraf larının daha çok başında olduğumu sına rağmen onun kan dökücülüğünü
ya ve tarih bilgileriyle bilgi verme iş zu düşünüyorum. yazmaktan çekinmemiştir. Onu. her
levini yerine getirir. Evliya, başından gün allum öldürten "kaMôba�ı" ola
geçen olayları ya da duyduklarını. Evliya, hikayeleştirdiği yaşantılarda rak niteler: "ke•ret-i hiınrtzlikden
gördüklerini kendi algı ve mantık ek kimi zaman kendi çagının kaderci an ikan dökücülüktenl ve hunhar ikan
senine oturtarak ders çıkarılacak şe layışını ya da ön yargılarını aşama içici! olup her gün adem kati eyle
kilde hikayeleştirir. Mizahi bir dıl ve yan sonuçlar üretir. Böyle olmakla dıgiııden kaM<ibba�ı. . • (1. 7zb)
anlaıımla akıcı üslup yaratır. Bunlar birlikte geniş bir coğrafyada gezmiş
eserin genel yapısı ve anlatım özel olan Evliya değişik toplumlar. deği Evliya Çelebi, lbşir Paşa sadrazam
likleridir. şik hayatlar tanımış; değişik değer lığa getirildiğinde, patronu olan
yargıları ile karşılaşmıştır. Dolayı- Melek Ahmed Paşa'nın ona verdiği
Seyahaınlime bir seyahat eseri ol sıyla kendi kalıplarının dışına çıkmış nasihatlerin tanığı olur. Bu nasihat
duğu için şehir monografileri, tarih bir kişilik kazanmıştır. Bu kişili�i. onu ler aynı zamanda "ideal bir Osman
ve coğrafya bilgileri öne çıkar. Fakat "öteki"nin gerçeğinin kabul eden. lı sadrazamı"nın ölçütlerini verir.
şehir monografileri, tarih ve coğraf "öteki"yle empaıi yapan. dinı değer Evliya'ya göre "deneyımli, yüksek
ya bilgileri eserin görünen yüzüdür. lere rağmen dünyevi değerleri gören. şahsiyetli. devlete sadık ve dürüst
Eser, şehir monografilerinden ayrış siyasi ve toplumsal ilişkilerdeki insan kişiliğe sahip olan Melek Ahmed
tırıldığında. zengin bir yaşantı-an zaaflarını gösteren bir farkındalık ya Paşa'nın nasihatleri şöyledir: ı) En
latılar katmanıyla karşımıza çıkar. ratmaya götürmüştür. başta böyle yüksek bir görevi kabul
Evliya'nın özgün kurmaca teknikle- eden bir kişi, etrafındaki kalitesiz
7& riyle hikayeleştirdiği bu yaşantı-an- Yaklaşık 40 yıllık seyahat hayatında ·e�kıyd gürühu adamları"nı uzak
laııları, yalnız zengin bir sosyo-kül- paşaların maiyetinde ulaklık ve mu- laştırmalıdır. ı) Herkesle iyi ilişkiler
r
1. Kralı
kaleler ve adalar fethedip nam sahibi
olmasını önerir (1 1 1 . ı8oa).' Viyana
Leopold
Wfkipedlac:om
Evliya, çok de!ıer verdiği patronu
Melek Ahmed Paşa'nın karakterini kurtardığını anlatır. ôrnegin, Bitlis bulmuştur.' Evliyfi'nın bu heyerte bu
"mükemmel bir devlet adamı" mode- Kalesi'nin Abdal Han'ın adamlarının lunduğu belgelerle de saptanmıştır.
li olarak görür. Bu karakterin birinci elinden alınmasından sonra ölümle Kari Teply tarafından 1975'te yayım
özelliği para işlerindeki dürüstlüğü cezalandırılan yüzlerce insanı, Melek lanan Osmanlı elçilik heyeti listesin
dür. Örne!ıin Bitlis'te, Abdal Han'ın Ahmet Paşa'yı ikna ederek ölümden de ıı. sırada Evliya Efendi adıyla yer
devlete başkaldırmasından sonra kurıarır (IV.27oa-272b). Bu kadar in almaktadır.• O zamanki Viyana kralı
Van valisi olan Melek Ahmed Paşa, sanın öldürülmesi gerçeğini de!ıiş 1. Leopold'dür (1640- 1705).
onun mallarına devlet adına el koyar tiremediği için büyük bir çaresizlik
v� açık anırma ile satar. Bu mal satı ve acıma duygusu içindedir ve in Osmanlı Devletının heyetınde yer
şında kanuna riayet eder, satışın ka sanlığın bu yanlışını kabul etmekten alan Evliya, resmi görevli kişiliğiy
lem kalem hesabını verir (iV. 279b). başka çaresi yoktur: "bu dünya böyle le Leopold'ü "çirkin yüzlü bir kafir"
Evliya onun devlet adamı kişiliğini kurulmuştur, ınsanojllu ta en baştan olarak olumsuz teşbihlerle tasvir
"yüksek karakterli" (ô.11-nijô.d) ola beri böyle acımasızca öldürülmek eder (Vll. 67a). Ona göre kral o kadar
rak niteler (iV. ı7oa). Melek Ahmed tedir." der ( .. bu dünya bir hay u çirkindir ki görenler korkmasın diye
Paşa, isyancı Abdal Han'ı saklayan lıuy ile kurulmu� dünya olup beni onu araba ile gezdirirler:
ve onunla birlikte devlete isyan eden ôd.em böyle ezelden beru kmlagel
kale komutanı ile askerlerini ölüm mi�tir. iV. ı72b) Amma çasarı nd-çarın tzaval
le cezalandırır (IV.ı8oa). Ancak Van lıl hüddômları luşaklarıl her
ağaları Melek Ahmed Paşayı bu ceza Bunlar Seyhatniime"deki bu tür anla ne kadar malıbüb ve peııçe-i
uygulamasından vazgeçirir. Seyahat tılardan sadece bir iki örnektir. Göz mihri dırah�dn !parlak yüzlü!
hayatı boyunca birçok idam cezası lemleri, onu doğrudan siyasi eleştiri i6e kralı bed-bi"ıili dili !dala
uygulamalarına şahit olan Evliya, öl yapamayan bır Orta Çağ ınsanı ola lete sapmış kötü işli kral! ve ol
dürülme sahnelerini büyük acıma ve rak "ideal hükümdar" arayışına gö kô.biri piçep(?) car !kafir piçi
isyan duygularıyla tasvir eder. Bu du türmüştür. Nitekim 1665'te (Zilkade krall ve nirôn dan düzah-karôr
rumlarda Evliya, Seyahatnô.me'nin 1074/Mayıs-Haziran 1665) Kara Meh icehennemlikl bed-nôm çasar
birçok yerinde hizmetinde olduğu met Paşa'nın elçilik heyetiyle gittiği lnpirator !kötü adlı imparator
paşaları bu uygulamadan vazgeçirdi Viyana'da Evliya, Viyana kralını ya kral] ol kadar bed-çehre iken 77
ğini. yüzlerce insanı ölüm cezasından kından görme ve gözlemleme olanağı lo kadar çirkin yüzlü iken! -Mil
-
leli Me•1hiyyenin gılzideöiyim Şapkası iri incilerle süslenmiş, kıya ile uyuşmaktadır: buradan Evliya'nın
!Hristiyanların seçkiniyim] deyii feti nakışlıdır: "Der-beyanı kıyiibeti kralı bizzat gördügünü anlıyoruz.
gurrei devleti Naodrd !Hristi libô61 çiisiir:ı bed - likii lçirkin yüzlü Çünkü" Evliya'rı.ın bahseııigi bu "el
yanların devlet başı] iken ol ka kralın kıyafetil Cvveld ba�ında öd'ir mastan kuzu figürü" Avrupa'da 15.
dar 'ucbe-likd !korkunç yüzlü] kebere/er gibi •iyiih fblcitün iyye yüzyılda kurulmuş olan Altın Post
ve kerih ü 'l-vech !çirkin yüzlül �apka•ı var. Ba 'zı zaman yine ol Teşkilatı'nın (Golden Vlies Örden)
çehre-i gul-i biydbdn !gulya cirmde ye�il ve kırmlzı ve 6arı ve armasıdır.� Bir zincir kolyenin ucun
bani çehresi] miodldir kim bi'I- môvi keçeden gunıi-gun lçeşit çe- da asılı olarak kullanılan bu madal
ya (Golden Vlies Collane), 30 kişilik
- Altın post
kolyesi ve teşkilatın bır üyesinin ölümünden
armas• sonra yerine gelen üyesine kalır.'
1. Leopold 1654 yılında bu teşkilata
giren Avusturya'nın ilk Altın Post
Teşki latı üyesidir. 1640-1705 yılların
da yaşamış olan 1. Leopold, ölen is
panya kralı 11.Karl'ın yerine 434. üye
olarak katılmıştır.' Bu teşkilatın ar
ması olan "altın post" (Golden Vlies),
altından bir koç postu olan mitolojik
beddhe !ansızın] bu kralı beni şitl şapka 9eyer. a m m a üötünde bir figürüdür. Yani elmas olmayıp
adem ve gayri hayvanat/ar cevcihirU •orguç liba.ıar vardır. "alıın"dandır. Evliya bunun ne kadar
göröe me•hılr o/mu� gibi !büyü Ve �apka etra�mda bındıkdan iri kıymetli bir eşya olduğunu vurgula
lenmiş gibi] kralı görenler dir dir beyaz d ürri yetim liri] incüler var mak için dört ayak, baş ve boynuzla
ditreyüp dem- be.re v e ha_yrdn dır ve püökülleri cümle ıncüdür." rıyla tam bir "kuzu" figürü oluşturan
kalırlar !tutulup donup kalırlar!. (Vll. 67a) çok büyük bir elmas parçası olduğu
Ol ecilden lbu sebcbtenl kralı na dikkat çeker. Ancak Golden Vlies
hmto !atlı arabal arabalar içre Üstündeki kıyafetin kumaş kalite teşkilatını bilmeyen Evliya, kralın
pınhdn edüp !gizleyip] deveran sini beğenmez, kalitesiz sof/yünlü boynundaki bu figüre ekfrastik bir
u .eyrdn ve bôg u güliötôn te kumaştandır. Çünkü sof kumaş Os yorum getirir: "Garabet bunda kim
berrücü etdirir/er lgezdirirlerl. manlıda daha kalitelidir. Fakat kralın !şaşılacak şey şu kil üstad hakkak !el
(Vll. 67a) boynundaki beyaz dantel eşarp/şal mas ustası] bu elmaöı kuzu •iiretine
ile gömleğinin yakasındaki nakış eli ayagı ve ba�ı ve boyn uzlarıy
Fakat bu çirkin ve korkunç görünüşlü lar dikkatini çeker: "Ve bogazı n d a la koyunca !oluşturuncaya kadar 1
"kafir" kral. bir hükümdar olarak asil beyôz dülbend makrameler •arılı rıe kadar büyük elma• olmak ge
soylu, anlayışlı ve akıllı kişiliğe sa dır. Ve gömleginin iki karı� yakaöı rek kim bu mertebeye koyup kuztt
hiptir: Amma ol kadar necib ü re�id bir gün e lbir çeşit] çatma i�leme •Üretı ola . . " (V l l . 67a)
seven. tedbirli ve yetenekli güçlü bir Osmanlı sultanlarınınki gibi parlak kırk elli günde niçe yüz kerre va
kişiliğe sahiptir: Ve reôyıi-perver ve ipek kumaştan kaftan olmayan bu rup gayet dikkat ile mezkur kuzuyu
bir m üdebbir ve hünerver ekberdir. kıyafetin en çarpıcı eşyası ise boy tema�a ederdim. " (Vll. 67a)
Ve açık sözlüdür: Lakin •özünü dan nundaki "kırk kıratlık elmas kuzu
dan •öyler bir bed kabô avazlıdır. sureti"dir: Amma bogazında a6tlı Evliya, Viyana yolculugu anlatısında
elmd6dan bir kuzu •iireti var, kırk "kırk elli gün kadar" Viyana'da kaldı
Evliya ilgiyle gözlemledigi bu kra kırôt gelir. (Vll. 67a) ğını ve her gün kralla sohbet enigini
lın kıyafetini de dikkatle inceler. bildirir.' Kralın kendisini çağırıp ken
Bu kıyafet tasvirinde önce şapkası- Leopold'ün tablolarında bu kolye disiyle sohbet eniğini, Evliya'nın bu
78 nı anlatır: Siyah, ama yeşil, kırmızı görülmemekle birlikte(?) Evliya'nın sohbet ortamından yararlanıp kral-
ve başka renkli şapkaları da vardır. verdiği bu tasvir tablodaki görüntü dan Batı Avrupa'ya gitmek için geçiş
belgesi (papinta) aldığını bildirir
(Vll.7ob). Dolayısıyla bu sohbetleri
sırasında kralı yakından gözlemledigi
anlaşılıyor. Ve kralın tüm kıyafeti
nin en gösterişli eşyası boynundaki
bu göz kamaştırıcı kolye oldugunu
vurgular: "Hakka ki kırk elti kırat
gelir elmô6 kuzudur kim bogazın
da 6a./larıup durur. e6bôbı ilıti�ônıı
lıemôn budur gayri şey'i yokdur. "
(Vll. 67a)
kolyenin kraldan krala geçtiğini de "altın post" amblemli kolyeye Avrupa yaratmıştır.
-
DiPNOTLU tlıyle lctndı.iJt' b ı r 1ıllle·I petıliııônf urup (111 Phıtıp)der Guıe von &ırpınd tarafından
Bu yazı. "Ein Fürslenspiegel ın Scyahatnftme· (bir pehlıvnn sıllcsi vunıpl liı.)Ôlltlf Pafa'dan 1410 yılında kurulmuşıur Avrupanın
eme lnıcrpretalfon des "Gotdenen Vlicscs· mührü alup Gurcü Mehemmrd Pa\'la)n askeri, pol itik ve dını nçıdun sınırlannı
von Evhy.i Çclcbı" bıışh�ıyta'rurkol�enıaj verdi. imdi benim blrdderım ' . . . lmdı senlşleıtlğl haçlı sererler! sırasındu manevı
H
- amburj. 14·17 Scpu�mlıer zoı6'da bildiri var ktı ııvefi bdıOya setlrüp ltoparl ıınıp ı ve dünyevi şövalyelik olarak kurulmuştur.
olarak sunulmuşıur. guçlcnıpl bi-snraı harafsıı 1 l:lnıe1ırıe/trt 2'>
NiŞan, ıOç sem 1ü olarak çok önemliydi
IDtr-btJ6nı va·z /u) na4iharl flkıbcı· din i mtıbin ı.ımürlonn ldm uif'una lşlerinıl Snrayın göstt>rıştnı. yansıtan bır hiyerarşıy l
endi�-i Melek Mmed P040 !Işın sonunu 1ıu·aı tdtrtk 1ıtnlnlt etek dtnnt'yôn edilp gösıerıyordu Toplumda asıl. dindar.
g6rcrı Melek Ahmed Paşa'mn nası hat \'C (�na katıhpJ btmn u bohren !karada ve seçkin bir sınıfa işamcdıyordu Onaçatın
ıavsıyclcn bcyamndaL btrd-)ı lkıll llt'Zır denrLdel ·a1ıkerf der')·d·ml6d/lerldnyitzıbt ı.rn.yokül türet �>elenetındc öıel bır doecf ve
Aba.:a lpşı r Pa4a !akıllı ve-lir -olması askerleri <Tm· tdüp hoplayıp) Mı6•ryollann aym.11hk yaraııyordu. Dolaylı olarak Baunın
için- Abaza l�ır Paşa ıçınl IMrlrl: Ptı� Vtntdik tıt Molla kulton �Jınderı ıarhir dotuya üstiinlütunün de sembolüydü _
eyırd/ "Vünyôda ı.ıe lihırctdc mr.ıtıir olmak edap ltemlıleyıpl Cezire 1 Gınd 'ı w: Ct'zin·l Bla. Huller. Hathias F "Der Onlen vom
hıdımn kalmasını) /6ftr6tl1 bu Halrb'den MMlne)/ ve ctıirtl Malla'yı !it' Ctıil'l!·ı Goldenen Vlles und dils Haus Habsburg m
i
Stfm1ı§ın yüı bin kadar e4kl.)d � to'1az ·u Cezire·l l6rlndfll ue ka/'ai
Vt' 1leıli�oen Römischen Retch - Eın (Kulıur )
t'41minın fcşloyanınJ ıtvAsına layartmasınal ladra)ı ·�601/ah camıe btrrtn u batınn G�lchtlleher Rückbllck". MlrteUunsen
uyma,yup bir kut lbır kımseye) 'add�ı lkaradan Vt" dcnızdt-nl lclh tdilp föWı-1 d�r Gc1ıc/16Chatr ıur VersJelchtndt
edtlp !düşmanlık yapıpl mahna ve t'mııd/ Jtm en Sindn Pal'la -ıı bı ııt Kı lır Ali Pafa KunAftortıcht.m§ in Wİt'R 61/J. 2009. 1·21.
/u/ erzdbna !malına. mOUrunc ve rııkınal gibi ve fdrlh-1 rıbn6 k'am MuAıaıa Pa4a lnternetıe (Ordt>n vom Goldcnen Vhes
lama' l"düp hamah edıpl kan tylemt lknn sıbı ncim 1ıdhlbl olup lnkırc1zu ·d-dtverdn (hıtpJlde.wlklepedıa.orıJwıkılordcn...
dökme! Ve ht'ltt6 ııe ha.mı mıer edUp lcbcdıyyenl hayr ile ydd olaAın" dtyO /pflr vom_Goldenerı_Vlies; liste der Rlttcr des
luyumlu olupl ktıltib Jap lkatp kaıanl. A
Paf(IJ/a {Melek hmed Pafa} bunun em1ıaıı Ordcns vom Goldeoen Vlles) ıüm ı�k.ilat
Bu kannda4ından ' ibrtı al kım bf'nlm nlçt' bin va ı lu/ naAihatler cdüp eydür üyelcrının yer aldıi;ı lisu�/e ı Leopold için
zanu'l"ı 1ıad4rttimdds.ıdr.mımlıtımdal fsöyterl ... ver i len bilgi �yle<IJr'. listc der Rı ller d�
on .)tdJ ııezlr-1 a ·ıa m var idi nır.c yuı Staıhı, Pmelopt "Greek Patıiarchal Letter OnJens vom Goldenen Vllcs: o' Lcopold.
vuzıonHrk pere1ıt1ıindelvezırlik dcrcccsındcl For Evlıylı Çelt>bl" Arctılvurn Onomanlcum n 16>4 Enherı� von ösıerreich (1640-ıJOS)
ddemlerden bi-zd r olm ufdum lusanmıştımL ıoosfwo6. .Z.6}-268; Tezcan, Nuran -ı:utlyd spaclf.'f Kaıser Leopold 1, mter Grossmeısıcr
ommd adırari !mecbureni muddirtl tde�I: Çtltbl "nln Belse1ıe/ lzj "Papınıo k'osız österrctctuschcn Zweııs rles Of"dens als Erbe
luyum göstercreld on a llı ay ııl!zirıa'ldm Toplum.1ıal Tonh {Mayıs) .ıOIJ7 ]t·J> dH Guıen und Obcrhı:ıupı der amı he nactı
F
olup hol1Ü oldum l kunulduml. Benden Teply. Kari. "Evlıyl Çelebi in Wıen". !NT dem Tod des spanischen K0n1'5' Kari il
1ıonro Siyduuf Pafo konndafım ı.'t:ina'ıdm liılam. Nr sz. ım 1�·131. Osmanl ı heyeundc Bu süne lbu �ı l mu-draıalanmıı !sorunlu
olup etimledm mefik olmaklhepsındcn bu\unanlann ı:ıdl.ınnı �eren bu belse ıtın dunımlarımml kral i61lnı4 edüp lişiupl ttrı
·
·daha çok· mal sah ibi olmakl içtin ha:ıı ayrıca bk.ı.. DoSumunun ,oo Yılında l'.vli.)d pafonm Kara H1.'hmeı Paşa) izni)'/� htr bör
net1ıl.)'çun lncfis hauı içini b u zlkr olunan Çelebi. N.Tfi:can-S.Teıcan Kuhur ve Turıım (her ıamanl kn:ı/ hakirı lbcnil huıüruna
vüztrd payesmdc olıın lıırı, hafld eJtndl&I Bakanhlt 2011 .41. da'utr edüp hal:ir daht bir raht ı kchribO
ııdllde1ıl KOsem Vdlldt )ı dahı ciimlf! ktıll Krcutel E...UyA'nın "elmas kuzu tasvlri"ne. !kehribar yüksek sandalye! azrc oturup kral
edüp 'Hamdi Huda cfimlc devlet bıınıı "Ahın Post mndıılyasmın nasıl gön1nd0ğil mu.,rihlbi oJıır �el.://11 olup rıfre zonıdn kral
münhasır kaldı [ıüm d evlet bana kııldıl', hakkında kl'Stn olmayan bılgilere ile humı ü lkl eıdfk !sohbetler ettik] (Vll.
derken el/ı d6rd günde &tıl nmed ügü dayanmaktadır" dlpnoıu ılcdikkat �·ekmişlir. 7ob).
[ummadıtıl .Ytrden, Cenöbı '/Ut/iden im Reıche de1ı Go/denen Apttltı. 1957 %51 Bb.. lnıerne1; Liste der RJncr dcs Ordcns
kendü.Ye A:'ı:/an:ı�a.&ı Diu Süleyınan Aga Dıpnot ı<s. ıbj). vom Goldenen Vlies (A]un Post Tc-şkı
l atı
gibi bir zift-i 'okur lçırkın bır sakhrıanl Alnn Posı Tcşkılaı ı 1430 yılında Hen:og Plullp Şôvalyclennın l.ısıesO.
Elinizdeki kitap salgın hastalıklar ve kamu sağlığı uygulamaların ı, çeşitli tarihsel dönemlerde
devlet ve toplum perspektifinden inceleyen bir çalışmalar bütünüdür. içerdiği yazılar,
kamu sağlığı ve kenti sıhhileştirme çabaları çerçevesinde mekan ve kurum özelinde bazı
değerlendirmelerde de bulunarak. imparatorluğun ve cumhu riyetin genel sağlık politikası
hakkında fikir vermektedir. Bu çalışma, bir taraftan Osmanlı lmpa ratorluğu'ndan Türkiye
Cumhuriyeti ' ne uzanan zaman diliminde devletin sağlıklı vatandaşlar yetiştirmek için
tesis ettiği kurumları, bireylerin bu uğurda nasıl seferber edildiğini inceleyerek, devletin
sağlık politikaları bağlamında zihniyet değişimini ele almakta; diğer taraftan ise toplumun
belirteyıciliğine ve sağlık tarihinin ulusları aşan özelliğine dikkat çekerek, sınırların sadece
devletleri birbirinden ayıran bir hattan ibaret olmadığını gözler önüne sermektedir.
Onllne Satış: http://dukkan.tarihvakfi.org.tr/
Vakıf Merkezı
v
Ankara lrtıbat Burosu
Sarıdcmır Mah Ragıp Gumuspala Cad No 1 0 Setanık Caddesı Tankut iş M erkezı TAR 1 H VAK f 1
•
34134 Emınonu/lstanbul No 82/30 06420 Kızılay Ankara
Tel 102121 522 0202 - Faks 102121 5 1 3 5400 T l0312) 42405 1 0 / 424 00 50
www tarıhvakfı org tr - tarıhvaktıratanhvakfı org tr
...............................
...... . ......
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLAR!