Professional Documents
Culture Documents
Antik Kaynaklarda Mysia Bölgesi
Antik Kaynaklarda Mysia Bölgesi
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANA BİLİM DALI
ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
Danışman
Hazırlayan
Ali ÖZCAN
KONYA 2005
2
ÖZET
Ali ÖZCAN
ABSTRACT
MASTER THESIS
Ali ÖZCAN
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ................................................................................................................... 5
ÖLÇÜLER ............................................................................................................. 6
GİRİŞ ....................................................................................................................16
I- SINIRLAR .........................................................................................................17
V- HALKLAR .....................................................................................................106
C- Tapınaklar......................................................................................................170
ÖNSÖZ
Ali ÖZCAN
KONYA 2005
6
ÖLÇÜLER1
Uzunluk Ölçüleri:
Ayak : 0,296 m.
Dirsek : Bir buçuk ayak – 0.444 m.
Kulaç : Altı ayak, ya da dört dirsek = 1, 776 m.
Parmak : Ayağın on altıda biri, 0,0185.
Parasang : Pers ölçüsü. Otuz stad (5 km. 328 m.’dir).
Palma : Dört palma bir ayak, altı palma bir dirsektir.
Plethron : Yüz ayak, 29,6 m. Stadion’un 1/6’i.
Pound : 0,454 kg.
Skenes : Mısır ölçüsü. Altmış stadion’a eşittir (1 skenes 10 km. 656
m.’dir).
Skhoinos : Uzunluk birimidir. Sabit bir ölçü birimi değildir.
Stad, Stadion : Uzunluk ölçüsüdür; Yunanistan’da 600 ayak’tır. Atina stadı 177,6
m.’dir.
Hacim Ölçüleri:
Katule : 0,27 litre.
Amphora : 19,44 litre.
Khoinix : 1,08 litre.
Medimnos : 51,84 litre.
Talant (Talonton) : Gümüş veya altın para; Atina’da Solon’dan sonra,
alışverişte 36,39 kg.’dı. Para ile ilgili maden ağırlığı olarak
25,92 kg. hesap ediliyordu.
Mana (mina) : Talantın altmışta biri. (kübit, pletra?) metinlerde geçiyor.
Coğrafya Terimi olarak Yönler:
Boreas Rüzgarı → Kuzey
Notos Rüzgarı → Güney
Euuros Rüzgarı → Doğu
Zephyros Rüzgarı → Batı
1
Ölçüler içim Bkz. Herodotos, Herodot Tarihi, çev. M. Ökmen, İst. 1991, s. 502.
7
BİBLİYOGRAFYA VE KISALTMALAR
MÖ. V. yy.
HERODOTOS,
1930-1950 Historia, ed. A. D. Goddley, London. (Loeb)
1991 Herodot Tarihi, çev. M. Ökmen, İstanbul.
EURIPIDES,
1930 Hecuba, ed. A. S. Way, London. (Loeb)
1930 Orestes, ed. A. S. Way, London. (Loeb)
PINDAR,
1930 Olympıan Odes, ed. S. J. Sandys, London. (Loeb)
8
THUCYDIDES,
1930 History of the Peloponnesian War, ed. C. F. Smith,
London. (Loeb)
1969 Peloponnesos’lularla Atina’lıların Savaşı, çev. H.
Demirci, c. III, Ankara.
1972 Peloponnesos’lularla Atina’lıların Savaşı, çev. H.
Demirci, c. I, Ankara.
1975 Peloponnesos’lularla Atina’lıların Savaşı, çev. H.
Demirci, c. II, Ankara.
POLYBIUS,
1930 Hıstories, ed. W. R. Paton, London. (Loeb)
MÖ. I. yy.
DIODORUS SICILY,
1952-57 Bibliothika Historika, ed. C. H. Oldfather, London. (Loeb)
VIRGIL,
1935 Aeneıd, ed. H. R. Faırchlough, London. (Loeb)
1956 Aeneıd, ed. W. F. J. Knıght, London.
9
CICERO,
1937 Brutus, ed. L. E. Lord, London. (Loeb)
OVID,
1930 Metamorphoses, ed. F. M. Mıller, London. (Loeb)
TITUS LIVIUS,
1930 Ab Urbe Condita, ed. E. T. Page, London. (Loeb)
PİLİNİUS,
1947 Naturalis Historia, ed. H. Rackham, London, 1949.
MS. I. yy.
PLUTARKHOS,
1992 Marcus Antonıus, çev. M. Özaktürk, Ankara
2002 Lykurgos’un Hayatı, çev. S. Eyübüoğlu – V. Günyol,
İstanbul.
APPIANOS,
1968 Appıan’s Roman Hıstory IV The Cıvıl Wars, ed. Horace
WHİTE, London (Loeb).
PAUSANIAS,
1930 Description of Greece, ed.W. H. S. Jones, London. (Loeb)
QUINTUS SMYRNAEUS,
1930 The Fall of Troy, ed. A. S. Way, London. (Loeb)
AUSONIUS,
1930 Epitaphs, ed. H. G. E. White, London. (Loeb)
11
B- Modern Kaynaklar
Akşit,
1983 O. Akşit, Manisa Tarihi, İstanbul
Aktüre,
1997 S. Aktüre, Anadolu’da Bronz Çağı Kentleri, İstanbul.
Akugal,
1988 Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları, İstanbul
1999 , Anadolu Kültür Tarihi
Arslan,
2004 N. Arslan, “2003 Yılı Lapseki (Lampsakos) ve Çan İlçeleri
Yüzey araştırması”, AST, XXII., 317-324.
Başgelen,
1982 İlyada, Ilıas (Şehir İsimleri), N. Başgelen, İstanbul
Beksaç,
2002 Engin Beksaç, “Adramytteion / Ören 2001 Kazısı”,
KSTopl., XXIV., c. I., 85-94.
2003 , “Adramytteion / Ören 2002 Yılı Kazısı”,
KSTopl., XXV., c. II., 327-338.
Bosch,
1942 M. E. Bosch – A. Erzen, Hellenizm Tarihinin Anahatları,
İstanbul.
12
Caryy,
1950 M. Caryy, D. Lıtt Oxon, The Geographıc Background of
Greek&Roman Hıstory, London
Ceram,
1999 C. W. Ceram, Tanrıların Vatanı Anadolu, çev. E. N.
Erendor, İstanbul.
Frg. : Fragman.
Günaltay,
1987 Ş. Günaltay, Yakın Şark IV. I. Bölüm Perslerden
Romalılara Kadar Selevkoslar, Nabatiler, Galatlar,
Bitinya ve Bergama Kırallıkları, Ankara.
İplikçioğlu,
1994 B. İplikçioğlu, Eskiçağ Tarihinin Ana Hatları, İstanbul.
Kınal,
1962 F. Kınal, Eski Anadolu Tarihi, Ankara.
Mansel,
1971 A. M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Ankara.
1993 , Türkiye’nin Arkeoloji, Epigrafi Ve Tarihi
Coğrafyası İçin Bibliyografya, Ankara.
Mitchell,
1995 S. Mitchell, Anatolia, c. 2., New York.
13
Monte,
1978 G. F. del Monte – J. Tischler, Die Orts und
Gewässernamen der Hethitische Texte (Réportoire
Géogpaphique des Textes Cunéiformes VI), Wiesbaden.
Pekman,
1970 A. Pekman, Eskiçağda Bazı Anadolu Şehirlerinin Tanrı
ve Kahraman Ktistesleri, İstanbul.
Polat,
2002 G. Polat, “Antandros 2001 Yılı Kazıları”, KSTopl., XXIV.,
c. II., 21-30.
2003 , Y. Polat, “Antandros 2002 Yılı Kazıları”,
KSTopl., XXV., c. II., 453-462.
Radt,
1992 W. Radt, “Pergamon 1991”, KSTopl., XIV., c. I., 515-536.
1994 , “Dıe Bericht Uber Dıe Kampaigne”,
KSTopl., XVI., c. II., 1-26.
1995 , “Pergamon 1994 yılı Kampanyası Raporu”,
KSTopl., XVII., 63-73.
1996 , “Pergamon 1995 Yılı Çalışmaları Raporu”,
KSTopl., XVIII., c. II, 27-39.
1998 , “Pergamon 1997”, KSTopl., XX., c. II., 93-
109.
1999 , “Pergamon 1998”, KSTopl., XXI., c. II., 69-
82.
2000 , “Pergamon 1999”, KSTopl., XXII., c. II.,
43-50.
2002 , “Pergamon 2001”, KSTopl., XXIV., c. II.,
113-126.
2002 , Pergamon, çev. S. Tammer, İstanbul.
14
Ramsay,
1890 W. M. Ramsay, The Historical Geography of Asia Minor,
London.
Roller,
2004 Lynn E. Roller, Ana Tanrıça’nın İzinde, çev. Betül Avunç,
İstanbul
Sevin,
1999 Veli Sevin, Anadolu Arkeolojisi, İstanbul.
2001 , Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası I, Ankara
Taşkın,
1998 Sefa Taşkın, Mysia ve Işık İnsanları, İstanbul
Taşlıklıoğlu,
1963 Z. Taşlıklıoğlu, Anadolu’da Apollon Kültü ile İlgili
Kayaklar, İstanbul.
Thomson,
1988 G. Thomson, Tarih Öncesi Ege, çev. C. Üster, İstanbul.
Ünal,
2002 A. Ünal, Hititler Devrinde Anadolu, c. 1, İstanbul.
Yaylalı,
1993 Abdullah Yaylalı, Vecihi Özkaya, “Kyzikos 1992 Kazı
Çalışmaları”, KSTopl., XV., c. I., 539-561.
1994 , “1993 Kyzikos Kazısı Etkinlikleri”,
KSTopl., XVI. c. II., 1-26.
1996 , “Kyzikos 1995: Arkeolojik Kazı
Etkinlikleri”, KSTopl., XVIII. c. I, 409-429.
1997 , “Kyzikos 1996 Arkeolojik Kazıları”,
KSTopl., XIX., c. II., 367-389.
16
GİRİŞ
I- SINIRLAR
2
Bursa.
3
Uludağ.
4
Kapıdağ Yarımadasına kent, Belkis.
18
5
Gönen Çay.
6
Mysia’da bir bölge ismi, Askania gölü civarı.
7
İznik gölü.
8
Phrygia Epiktetosos’undan Mysia ile Askania gölü arasındaki topraklara verilen ad.
9
Ida dağının kuzey yamaçlarında bir kent, Sarıköy.
19
10
Kaz Dağı.
20
11
Bakırçay.
12
Kaikos nehrinin suladığı Mysia’nın bir kısmı, Kalargantepe.
21
, Geographica, XIII. I. 2:
, Geographica, XIII. I. 7:
13
Adramytteion (Edremit) körfezinin kuzey kıyısında, Bababurun.
14
Killik Kumsalı.
15
Adramytteion körfezinin kuzey ağzına yakın bir kent, Behramköy, Behramkale.
16
Aiolis’de Elaitikos körfezinin içinde bir kent.
17
Adramytteion (Edremit) ve Hermaios (İzmir) körfezleri arasındaki körfez, Çandarlı körfezi.
22
, Geographica, XIII. I. 9:
18
Belkıs.
19
Strabo zamanında Troia bölgesinin İlionlulara ait olduğundan bahsediyor. Bu durumu sınır
değişikliklerini göstermek açısından Giriş kısmında ver.
25
20
Mysia’nın güneybatı ucunda, Bergama.
26
II- ŞEHİRLER
MÖ. V. yy.
21
Aiolis’de Elaitikos körfezinin kuzeyinde bir kasaba, Çandarlı.
28
, Historia, I. 160:
22
Atarneus’da Elaitikos körfezi içinde bir kent, Dikili, Keletepe.
29
, Historia, V. 26:
, Historia, V. 122:
23
Troas’da Aynı adı taşıyan ovada kurulmuş olan kent.
33
“Sonra, henüz karanlık içinde olan faydalı veya zararlı şeyi gayet
iyi görürdü. Kısaca söylemek lazımsa, Themistokles, daha
kudreti ve işleri hazırlamaktaki çabukluğu sayesinde, maksada
yarayanı hemen yapıvermede çok becerikli bir adamdı.
Themistokles hayatını hastalıkla bitirdi. Mamafih bazıları da,
vaat ettiği krala yapmanın imkansız oluşunu gödüğü için, kendini
zehirli öldürdüğünü söylerler. Kendisinin Asya’ki Magnesia’da,
Agora’da bir abidesi vardır. Filhakika Themistokles, bu
mıntıkaya hükmetmiştir; çünkü kıral ona senede elli talonton
getiren Magnesia’yı ekmeklik, Lampsakos’u satraplık –burası o
zaman şehirlerin şarapça en zengini sayılıyordu–, Myus’u da
katıklık olarak vermişti. Fakat akrabaları, kemiklerinin,
kendisinin arzusu mucibince memlekete görütülerek,
Atinalılardan habersiz, Attika’da gömülmüş olduğunu söylerler.
Gerçekten, Themistokles vatana hıyanetten dolayı sürgün edildiği
için, orada gömülmesi yasaktı. İşte, zamanlarındaki bütün
Helenlerin en meşhurları olan Lakedaimon’lu Pausanias ile
Atina’lı Themistokles’in sonu böylde oldu.”
XENOPHON, Anabasıs, I. I. 9:
24
Patroclus.
34
, Anabasıs, II. I. 3:
“Bu işi duyan askerlerin bir kısmına burada kalmak fikri mülayim
geldi, gakat çoğu bundan memnun olmadılar. Dardanos’lu
Timasion’la Boiotia’lı Thoraks, Herakleia’lı ve Sinope’li birkaç
tacire; eğer orduya maaş vermezlerse bu kalabalık insan kütlesinin
Pontos’ta kalmaya teşebbüs edeceğini söylediler ve dediler ki:
“Ksenophon bunu tasarlıyor ve bizden, gemiler geldiği zaman,
askerlere şöyle söylememizi istiyor: “Arkadaşlar, sizin ne yol için
erzak tedarikine, ne de yurdunuzdakilere bir şey götürmeye
kudretiniz var. Pontos bölgesinde yerleşmek için bir yer arasanız,
ondan sonra istiyen vatana dönse, isteyen burada kalsa daha iyi
35
olmaz mı? Bakın şimdi elinizde gemiler var, nerede isterseniz orada
karaya çıkabilirsiniz.” Taciler bunları duyunca, hemen şehirlere
haber verdiler; Dardanos’lu Timasion onların yanına, aynı şeyleri
söylemek üzere Dardanos’lu Eurimakhos ve Boiotia’lı Toraks’ı
kattı. Sinope’liler ve Herakleia’lılar bu haberi alınca Timasion’a
adam göndererek, parayı kabul etmesini ve buna karşı da, ordunun
denizden yola çıkmasını sağlamasını rica ettiler. O da bu habere
çok memnun oldu ve askerlerin bir toplantısı sırasında şöyle dedi:
“Arkadaşlar, hiç kimse burada kalmayı, veya herhangi bir yeri
Hellas’a tercih etmeyi aklına bile getirmemelidir. Fakat işittiğime
göre, bazıları size hiç haber vermeden bu iş için kurbanlarla fala
baktırıyorlarmış. Eğer yola çıkacak olursanız yeni aydan itibaren
size ayda bir Kyzikos altını25 maaş vermeyi ve size Troas’a
görütmeyi taahhüt ediyorum. Orası benim ana yurdumdur. Vaka
ben oradan nefyedildim, fakat hemşerilerim beni sevine sevine
tekrar kabul edeceklerdir ve size de iyilikleri dokunacaktır. Sizleri
büyük servetler kazanacağınız bir yere de götüreceğim. Ben Aiolis,
Phrygia26, Troas ve Pharnabazos’un bütün memleketlerini tanırım:
Çünkü bunlardan bazıları benim yurdumdur, ötekileri de Klearkhos
ve Derklidas’ın maiyetinde harb ettiğim sıralarda tanıdım.”
25
Kyzikos altını 28 Attik drahmisi kıymetinde bir para idi. Dareikos yirmi drahmi ettiğine göre ondan
biraz daha kıymetli idi.
26
Küçük Phrygia Marmara sahilinde.
36
29
Hoplit, ağır silahlı (büyük kalkan ve mızraklı) piyade eri.
41
, Hellenica, I. I. 5-13:
, Hellenica, I. I. 14-20:
, Hellenica, I. I. 25-26:
30
Strateg, ordu komutanı, general; yüksek rütbeli subay.
31
Trierarkh, Üçsıra kürekli gemi komutanı.
42
, Hellenica, I. I. 41:
32
Atina’da devletin en yüksek görevlilerine arkhontlar denirdi.
43
, Hellenica, III. I. 6:
33
Kınık.
44
, Hellenica, V. I. 6-7:
, Hellenica, V. I. 25-26:
MÖ. I. yy.
34
Metnin bu kısmı eksiktir.
47
“taştan yapılmış büyük bir yılan imgesi ile Aiolis şehri Pitane’nin sol
tarafından geçti; ve Ida’nın korularının olduğu yerde Bacchus, oğlunun
hırsızlığını gizledi…”
35
Troas’da Aisepos kıyısında bir yerleşim, Pazarköy.
51
“Kyzikos, Propontis’de bir ada olup, kıtaya iki köprü ile bağlıdır.
Sadece toprağının verimliliği ile değil, fakat çevresinin beş yüz stadia
oluşu ile de göze çarpar. Köprülerin yakınında aynı ismi taşıyan, ve
gerektiğinde kapatılabilen iki limanı ve iki yüzden fazla gemiyi
alabilecek büyüklükte barınağı bulunan bir kent vardır. Kentin bir
kısmı düzlükte diğer kısmı ise Arkton Oros denen dağın yakınındadır.
36
Halys’in batı tarafındaki bölge.
37
Bkz., Ilıad, II. 814.
52
Bu dağın arkasında Dindymos denen başka bir dağ daha vardır. Tek bir
zirve olarak yükselen bu dağda Tanrılar Anası Dindymenê’nin
Argonautlar tarafından yaptırılmış tapınağı bulunur. Kent, büyüklük,
güzellik, hem barış hem de savaş zamanında yönetiminin
mükemmelliği ile Asia’daki en başta gelen kentlerle yarışır
durumdadır ve Rhodos, Massalia ve antik Karthago tarzında
düzenlenmiştir. Şimdi ben bir çok ayrıntıyı atlıyorum; fakat kamuya ait
üç yapının yönetimiyle uğraşan üç yöneticinin bulunduğunu
söylemeliyim. Bu yapılar, hazine, silah ve savaş makineleri ve tahıl
içerirlerdi. Onlar tahıla Khalkidik toprağı karıştırarak çürümesini
önlerdi. Mithridates savaşları sırasında, yapmış oldukları bu hazırlığın
sonuçlarından elde edilen avantajı kanıtladılar; şöyle ki kral,
beklenmedik bir zamanda yüz elli bin kişi ve büyük bir atlı kuvvetiyle
kentin karşısındaki Adrasteia denilen dağı ve dolaylarını ele geçirmek
suretiyle baskın yaptığı ve sonra ordusunu kente hakim bir şekilde
arazinin berzah kısmına geçirdiği ve onlarla yalnız karada değil, fakat
dört yüz gemiyle denizde savaştığı zaman, Kyzikoslular bütün
saldırılara karşı koydular ve karşı bir tünel kazdılar. Kyzikoslular az
daha kralı kendi kazdığı tünelde canlı olarak ele geçireceklerdi. Fakat
kral aldığı önlemlerle tünelden geri çekilerek buna engel oldu. Romalı
general Lucullus’un geç de olsa geceleyin bir yardımcı kuvvet
gönderebilmesi ve keza, kralın önceden kestiremediği ve bu yüzden
adayı terk edinceye kadar büyük insan kaybına uğramasına neden olan,
kalabalık ordusu üzerine çöken açlık da Kyzikoslular için yardımcı
sayılır. Romalıların ayrıcalık tanıdıkları kent bugüne kadar iç
bağımsızlığını korumuştur. Vaktiyle sahip olduklarına ilaveten
Romalılar tarafından verilenlerle birlikte geniş toprakları vardır.
Bunlar arasında, bir kısmı Byzantionluların elinde olan Daskylitis
gölünün bazı kısımları ve Adrasteia ovası, Troia bölgesinde ise
Aisepos'un karşı kıyısında bulunan Zeleia dolaylarının bazı kısımları
yer alır. Dolionis ve Mygdonis'e ilaveten Apolloniatis ve Miletopolis
göllerine kadar uzanan topraklar da onlara aittir. Rhyndakos çayı bu
53
, Geographica, XIII. I. 2:
, Geographica, XIII. I. 4:
, Geographica, XIII. I. 5:
, Geographica, XIII. I. 6:
, Geographica, XIII. I. 7:
, Geographica, XIII. I. 9:
42
Edremit.
56
43
Troas bölgesinde bir akarsu.
59
44
Yaklaşık 200 ayak.
45
Ilıca.
61
ve kutsal Killa’yı koruyan Sen” diye söz eder. Fakat buranın Thebê
ovasına yakın olduğu görülüyor. Kilikialılar Khrysasından Donanma
Merkezine aşağı yukarı yedi yüz stadia, yaklaşık bir günlük yoldur; bu
açıkça Odysseus’un yelken açtığı uzaklık kadardır; çünkü o, karaya
çıkar çıkmaz tanrıya kurban sundu ve akşam bastırınca olduğu yerde
kaldı ve ertesi sabah denize açıldı. Fakat, Hamaksitos’dan uzaklık
yukarda söylenenin en az üçte biridir; böylece Odysseus aynı günde
kurban işini tamamlayıp Donanma Merkezine dönebilirdi. Killalı
Apollon tapınağının yakınında, büyük bir tepe şeklinde Killos’un
mezarı da vardır. Onun Pelops’un arabacısı oldu bölgede hüküm
sürdüğü ve olasılıkla Kilikia’nın ona izafeten adlandırıldığı ya da tam
bunun tersi olduğu söylenir.”
“Astyra yakınında, kayalık bir kıyıya ağzı bulunan ve çok derin olan
Sapra adında bir göl vardır. Andeira’nın aşağısında, Tanrılar Anası
Andeirenê, ye tahis edilmiş bir tapınak ve Palaia’ya kadar uzanan bir
yer altı mağarası da vardır. Palaia diye adlandırılan ve Andreira’dan
yüz otuz stadia uzaklıkta bulunan bir yerleşim yeri vardır. Söz konusu
yer altı geçidi, sürüden ayrılan bir keçinin geçidin ağzından içeri
düşmesi ve ertesi gün Andeira civarında, oraya kurban kesmek için
gelmiş olan sürü sahibi çoban tarafından bulunmasıyla ortaya
çıkmıştır. Atarneus, tiran Hermeias’ın oturduğu yerdi; buradan sonra,
çifte limanlı bir Aiol kenti olan Pitanê’ye ve Euenos nehrine gelinir; bu
nehir, kentten Adramyttionluların yapmış olduğu su yoluna ulaşır.
Zenon’la birlikte, Polemon’un öğrencisi olan akademisyen Arkesilaos
Pitanê doğumludur. Pitanê’de kıyıda, Eleussa adası hizasında
“Pitanê’nin altındaki Atarneus” denen bir yer vardır. Pitanê’de tuğlalar
suyun üstünde yüzmektedir. Tyrrhenia’da da, bir cins toprak nedeniyle
aynı şey söz konusudur, çünkü bu toprak aynı hacimdeki suda daha
hafif olduğu için yüzer. Poseidonios İberia’da kile benzer bir
topraktan, kalıp halinde tuğlalar gördüğünü, bununla gümüş
temizlediğini ve bunların su üzerinde yüzdüklerini söyler. Pitanê’den
sonra Kaikos nehrine gelinir. Bu nehir, otuz stadia ötede Elaitikos
körfezine dökülür. Kaikos’un karşı kıyısında, nehirden on iki stadia
ötede bir Aiol kenti olan Elaia bulunur. Pergamon’dan yüz yimi stadia
uzaklıkta bulunmasından ötürü burası Pergamonluların limanıdır.”
69
, Geographica, XIV. I. 6:
kentin, biri bir donanma için yeteri kadar geniş olan dört limanı vardır.
Bu kentin başarıları sayısızdır, fakat en büyüğü kurmuş olduğu
kolonilerin çokluğudur. Pontos Eukseinos’un her tarafı, keza Propontis
ve diğer bir çok bölgeler Miletoslular tarafından kolonize edilmiştir.
Lampsakoslu Anaksimenes, İkaros ve Leros adalarını ve Hellespontos
yanındaki Khersonesos’da Limnai’ı, keza Abydos ve Arisba’yı,
Asia’da Paisos’u, Kyzikos adasında Artakê ve Kyzikos’u ve Troas
bölgesinin iç kısmında Skepsis’i Miletosluların kolonize ettiğini
söyler. Ben nasılsa diğer kentleri ayrıntılı olarak tanımlarken
Anaksimenes’in ihmal ettiklerinden de söz edeceğim. Hem
Miletoslular hem de Deloslular, sağlık ve şifa tanrısı olan Apollon
Ulios’a dua ederlerdi, bu nedenle Ulein fiili sağlıklı olma anlamına
gelir. Ule adı ve Sana sağlık ve bol neşe selam şekli buradan gelir,
çünkü Apollon şifa tanrısıdır. Artemis, ismini insanları Artemeas
yapmasından ötürü almıştır. Helios’la Selenê havanın ısısının nedeni
olduklarından bunlarla çok sıkı işbirliği yaparlar. Hem ani ölümler,
hem de veba cinsinden hastalıklar, bu tanrılara dayandırılır.”
“Yine Antandros sahili üzerinde eskiden Edonis denilen yer, ondan sonra
Cimmeris ve Assos,52 aynı Apollonia53 gibi; ve eskiden palamedium kenti
vardı. Ondan sonra Troia ve Aiolis arasında sınır yeri Cape Lectum, bir de
bir zamanlar Polymedia şehir devleti, ve Khryse ve diğer Larisa:
Smintheus’un tapınağı hala ayaktadır…. Rhyndacus nehri üzerindeki
Apollonia halkı tarafından yasal işler için başvuru yeri Adramytteion’dur,
Eresi, Miletopolitae, Poemaneni, Macedonian Asculacae, Polichnaei,
Pionitae, Cilician Mandacandeni, Mysia halkı Abretteni, Hellespontii ve
diğerleri …”
52
Behram Kale.
53
Asartepe.
77
54
Bergama Çayı.
78
55
4 inch olarak ölçülebilir.
79
“Böyle dedi o, yel gibi giden İris fırladı. Vardı Ida’nın doruklarından
koca Olmpos’a, ön kapıda tanrıçalarla karşı karşıya geldi, tuttu
onları, söyledi Zeus’un buyruğunu: “Nereye böyle tanrıçalar,
içinizde yüreğinizi öfkeye getiren ne?...”
84
MÖ. V. yy.
, Hellenica, I. I. 24-26:
, Hecuba, 640-648:
MÖ. I. yy.
, Geographica, XIII. I. 2:
, Geographica, XIII. I. 4:
, Geographica, XIII. I. 5:
, Geographica, XIII. I. 6:
, Geographica, XIII. I. 7:
, Geographica, XIII. I. 8:
, Geographica, XIII. I. 9:
“İyi bir şekilde ekilip biçilmiş ve birçok köyleri olan dağlık ülke
Karesenê’den çıkan Andiros, Skamandros’la birleşir; bu nehir
Dardanos boyunca Zeleia ve Pityeia’ya kadar uzanır. Bu ülkenin, ozan
tarafından Rhesos, Heptaporos, Karesos, Rhodios diye adlandırılan
nehirlerden Karesos’a izafeten ismini aldığı söylenir ve nehirle aynı
adı taşıyan kent yıkılmıştır. Demetrios şöyle devam ediyor: Bugünkü
ismi Rhoeites olan Rhesos nehrinin Granikos’a dökülen Rhesos’la
ilgisi yoktur. Aynı zamanda Polyporos da denen Heptaporos nehri,
Güzel Çam denen mevkiden, Melainai denen köye ve Lysimakhos
tarafından kurulan Asklepieion’a giderken yedi kere geçilmektedir.
Güzel Çam hakkında kral Attalos I şöyle yazar: “Çevresi yirmi dört
ayak ve gövdesi kökten itibaren altmış yedi ayak yüksekliktedir ve
sonra eşit uzaklıkta üç çatala ayrılır, sonra da tek bir baş olarak
yüksekliği iki pletra ve on beş kübit’e ulaşır”. Kuzey yönünde
Adramyttion’dan yüz seksen stadia uzaklıktadır. Karesos nehri
Palaiskepsis ile Akhaion arasında bulunan ve Aisepos’a dökülür.
Rhodios, Güzel Çamdan altmış stadia uzaklıkta olan Kleandria ve
Gordos’dan geçer ve Ainios’a dökülür.”
“Sardeis büyük bir kenttir. Troia çağından daha geç olmakla beraber,
gene de eski bir kenttir ve muhkem bir kalesi vardır. Burası ozanın
Maionialılar dediği Lydialıların kralı ikametgahı idi. Daha sonra
yazarlar bunlara Maioniaular demişlerdir. Bir kısmı, bunları
Lydialılarla eş tutmuş, bir kısmı da ayrı olarak göstermiştir. Fakat
bunları aynı insanlar olarak göstermek daha doğrudur. Zirvesinde
Perslerin, beyaz mermerden yaptığı kemerler vardır. Buradan bütün
çevredeki ovalar, özellikle Kaystos ovası görülür. Bu ovanın
çevresinde Lydialılar, Mysialılar ve Makedonialılar yaşar. Paktolos
nehri Tmolos dağından çıkar. Eski zamanlarda bu nehirde çok
miktarda altın tozu bulunmuştu ve Kroisos ve onun ecdadının
zenginliğinin ününü, buradan kaynaklandığı söylenir. Fakat şimdi altın
tozu yoktur. Paktolos ve halen Phrygios olarak adlandırılan Hyllos da
Hermos'a dökülür. Bu üçü ve onlarla birlikte daha az önemli nehirler,
birleşerek Herodotos'un dediği gibi Phokaia yakınında denize dökülür,
Hermos, Mysia'da kutsal Dindymenê dağından çıkar, Katakekaumene
ülkesinden Sardeis topraklarına girer ve evvelce de söylediğim gibi
civarındaki ovalardan da geçerek denize dökülür. Kentin alt tarafında,
98
“Bir surla çevirdim ben Troyalıların kentini, geniş çok güzel bir
surdu bu, kent bir türlü ele geçemez olmuştu, sense, çok kıvrımlı
Ida’nın ormanlık yarlarında paytak paytak yürüyen, boynuzlu
sığırlarını görüyordun.”
MÖ. V. yy.
“Bu bölgeden sonra, beş yüz stadia uzunluğu, dört yüz stadia genişliği
olan Mysia ve Maionia denen (her iki isim de kullanılmıştır) ve
Katakekaumene olarak adlandırılan ülkeye gelinir. Burada hiç ağaç
yoktur; sadece, kalite olarak ünlü şarapların hiç birisinden aşağı
olmayan Katakekaumene şarabının elde edildiği bağlar vardır.
Toprağın yüzü küllerle kaplıdır, dağlık ve kayalık olan ülke sanki
yangından olmuş gibi siyah renktedir. Bazıları, bunun yıldırımlardan
ve ateşli yeraltı patlamalarından olduğunu tahmin etmektedir, ve
bunlar Typhon'un efsanevi hikayesinin burada olduğunda tereddüt
etmemektedirler. Ksanthos, buna, Arimus adında birinin, bu bölgenin
kralı olduğunu ekler. Fakat kaynağı şimdi tükenmiş olan ve yerden
fışkıran bir alev nedeniyle olabileceği yerine, bütün bu ülkenin bir
seferde böyle bir olayla yanmış olacağını kabul etmek mantıksızdır.
Burada birbirlerinden kırk stadia kadar uzaklıkta olan “Physas” denen
üç çukur görülür. Bunların yukarısında, mantıklı olarak tahmin edildiği
taktirde, topraktan fışkıran sıcak kütlelerle oluşmuş tepeler uzanır. Bu
tür toprak bağcılığa iyi uyum sağlar. Halen en iyi ve bol miktarda
şarap elde edilen, üzeri külle kaplı Katana toprağında olduğu gibi. Bazı
yazarlar bu gibi yerlere bakarak, Dionysos'a (“Phrygenes”) denmesinin
iyi bir nedeni olduğu hükmüne varmışlardır.
56
1 inch. 2,54 cm’dir ( = 10.16 cm.) ama burada 9 inch olarak alınmıştır (= 22.86 cm.).
106
V- HALKLAR
MÖ. V. yy.
, Historia, I. 36-37:
, Historia, I. 171:
, Geographica, XIII. I. 4:
, Geographica, XIII. I. 7:
, Geographica, XIII. I. 8:
“İşte Troia savaşları sırasında durum böyle idi. Fakat sonradan pek çok
değişiklikler oldu. Praktios’a kadar uzanan Kyzikos dolayları Phrygler,
Abydos dolayları Thraklar ve bu ikisinden önce de Bebrykler ve
Dryoplar tarafından kolonize edildiler. Bundan sonra gelen ülke Thrak
olan Trerler; Thebe ovası ise, sonradan Maionlar olarak adlandırılan
Lydler ile önceleri Teuthras ve Telephos’un tebası olan Myslerin
selefleri tarafından kolonize edildi. Ozan Aiolis ile Troia’yı
birleştirdiğinden ve Aiolisler Hermos nehrinden Kyzikos’a, deniz
kıyısına kadar olan bütün ülkeyi ele geçirerek kentlerini kuralıdan beri;
ben de Hermos nehrinden Lekton’a ve ondan sonra gelen ve Aisepos
nehrine kadar uzanan ve halen Aiolis denilen yeri yanlış tanımlarsam
suçlu sayılmam. Homeros ve diğerlerinin anltımlarından ve bunların
şimdiki durumlarından söz ederken her ikisini de ayrıntılı olarak tekrar
ele alacağım.”
, Geographica, XIII. I. 9:
“Ayağıtez Akhilleus içini çeke çeke dedi ki: “Biliyorsun ya, ne diye
baştan anlatayım bildiğin şeyi: Gittik Thebe’ye, Eetion’un kutsal
iline, yağma ettik, ne varsa aldık getirdik buraya. Akhaoğulları
hepsini aralarında bölüştüler, ayırdılar Atreusoğlu’na güzel yanaklı
Briseis’i…”
, Ilıad, X. 425-440:
“Eumedes’in oğlu karşılık verdi, dedi ki: “Dinle bak, anlatayım sana
dosdoğrusunu, kıyılara yakın Karialılar, kıvrık yaylı Paionlar var, bir
de Lelegler, Kaukonlar, tanrısal Pelasglar, Lykialılarla Mysialılar
Tymbre çevresindeler, Phrygialılar, atlı arabalarla dövüşen
Maionialılar da orada. Ama senden bir bir sorasın bunları bana,
Niyetiniz ne, Troyalılar arasına dalmak mı? Yeni gelen Trakyalılar
ötede, uzaktalar, kralları da var, Rhesos, Eioneus’un oğlu, görmedim
onun atları gibi güzel, iri atlar, giderler yel gibi, kardan beyazdırlar.
Arabası altınla, gümüşle işlenmiş, çok güzel. Kocaman silahları var
ki, görme, hep altın, insanlar için değil, tanrılar için.”
MÖ. V. yy.
, Historia, V. 26:
, Historia, V. 122:
57
Troas kenti, Kozludağ.
126
ovasına indi. Ida dağını soluna alarak İlion toprağını geçti (281). Ve
orada gece Ida eteklerinde konaklamışlarken bora patladı, zigzag
gezinen yıldırımlar düştü ve oldukça önemli sayıda kurban verdirdi.
Ordu, Skamandros ırmağına varmıştı; Sardes’ten yola
çıktıklarından beri ilk olarak su sıkıntısı çekildi, askere ve
hayvanlara yetecek kadar su bulunamadı. Bu ırmağa ulaştıkları
zaman Kserkes, Priamos Pergamon’unun bulunduğu tepeye çıktı,
çevreyi seyretmek istiyordu. Seyretti, orada geçen ünlü olayları
dinledi ve İlion Athene’si için doğurmamış bin inek kurban etti, bu
arada Mag’lar bu kahramanlar toprağına sular serpiyorlardı. Bu
törenler bittikten sonra bir gece ürküntüsü kampı allak bullak etti.
Gün ışıyınca, Rhoiteion Ophryneion, Dardanos kentlerini (bu
sonuncusu Abydos toprakları sınındaydı) sola ve Troya’lılar
soyundan olan Gergith’leri sağa alarak yola çıkıldı. Abydos’a
vardılar, burada Kserkes bütün orduyu gözden geçirmek istedi.
Daha önce burada yüksek bir yere, kral için bu maksatla beyaz
mermerden bir tribün kurulmuştu, bunu kralın istediği üzerine
Abydos mermercileri yapmışlardı. Oraya geçti ve kıyıda toplanmış
olan kara ordusunu ve donanmayı seyretti, sonra bir deniz savaşı
gösterisi yapmalarını istedi. Bir deniz savaşı taklidi yapıldı ve
Sidon’lu Fenike’liler kazandılar. Kral, manevraları pek beğenmişti.
Bütün Hellespontos gemi doluydu, bütün Abydos kıyıları ve
toprakları insanlarla kararmıştı, bunları gördü ve kendini kutladı;
sonra ağlamaya başladı.”
, Hellenica, I. I. 5-13:
, Hellenica, I. I. 14-20:
, Hellenica, I. I. 24-26:
, Hellenica, I. I. 41:
, Hellenica, III. I. 6:
, Hellenica, III. I. 9:
verirdi: bu sayede paralı askerleri ile ünlü sanlı bir kuvvet meydana
getirmişti. Pharnabazos’un düzenlediği seferlere özellikle
Misyalılara ve Pisidyalılara karşı yapılan seferler o da katılmaktan
geri kalmıyordu, çünkü bu kentler Kralın ülkesine zarar
veriyorlardı. Bu nedenle Pharnabazos ona olağanüstü bir saygı
gösteriyor, danışmak için yanına çağırdığı bile oluyordu.”
kesmiştim, benim seni değil, senin beni konuk etmen ayıp olur 58.
Kal burada: yemek hazırlanıncaya kadar, karşılıklı haklarımızın ne
olduğunu inceler, ona göre hareketlimizi ayarlarız” oturdular,
Derklidas sordu: “Söyle bana Meidias”, dedi, “baban her şeyini
sana mı bıraktı?” öbürü: “Elbette”, diye cevap verdi. Derklidas:
“pek iyi diye cevap verdi. Derklidas: “Pek iyi, kaç evin var? Ne
kadar arazin, ne kadar otlağın var?” diye sordu. Meidias’ın
söylediklerini kaydederken, hazır bulunan Skepsisliler: “Bu adam
seni aldatıyor. Derklidas” diye atıldılar. Derklidas onlara: “Siz de
pek incelemeyin” diye karşılık verdi. Babasının mallarının listesini
çıkardıktan sonra: “Söyle bana”, dedi, “Mania kimin
hizmetindeydi?” Hepsi bir ağızdan Pharnabazos’un emrinde
olduğunu söylediler. Derklidas: “Pek iyi, onun malları da
Pharnabazos’a ait değil miydi?” diye sorunca, “Evet aitti” dediler.
“O halde o mallar bizim olmalıdır”, diye devam etti, çünkü biz
galip durumdayız; Pharnabazos’la savaş halinde olduğumuzu
biliyorsunuz. Haydi biriniz Mania’nın, daha doğrusu
Pharnabazos’un servetinin bulunduğu yeri göstersin” Bazı kimseler
önüne düşüp, onu Mania’nın evine götürdüler. Bu evi kendine mal
etmiş olan Meidias da onlarla birlikte gitti. İçeri girince Derklidas
kahyaları çağırttı, onları uşaklara yakalattı, sonra, Mania’nın
herhangi bir şeyi çalarken yakalanırsa, derhal kılıçtan
geçirilecekleri uyarısında bulundu. Hazine kendisine gösterildi. Her
şeyi gözden geçirdikten sonra, kilit altına aldı, mühürletti ve
nöbetçiler dikti. Çıkarken, kapının önünde bulduğu taksiarkh ve
Lokhaglara: “Arkadaşlar”, dedi, “sekiz bin kişilik” bir ordunun bir
yıllık ücreti burada hazır duruyor; bundan sonra ele
geçireceklerimizi de saymıyorum.” Böyle dedi, çünkü bunu
duyunca daha disiplinli ve daha gayretli olacaklarını biliyordu.
Meidias ona: “Benim nerede oturmam gerekiyor, Derklidas?” diye
58
Metne göre Skepsis’te Athena’ya “kentin koruyucu tanrısı” olarak tapınılıyordu.
140
59
Söz konusu kentler Pharnabazos’a karşı bağımsızlıkğını korumuş olan, Abydos, Lapseki,
Kalkhedon ve Kyzikos’tur.
60
Yüz elli yıl önce Miltiades aynı yerdi bir sur inşa ettirmişti. bkz. Herodotos, VI. 36-38.
141
61
Peltast, Pelte (hafif kalkan)’li, pelte taşıyan piyade eri, hafif donatılmlı piyade.
142
, Hellenica, V. I. 6-7:
, Hellenica, V. I. 25-26:
MÖ. I. yy.
63
Bu şehir Mysia’daki Myrina şehridir.
150
, Geographica, XIII. I. 7:
64
Synnada Hellespontos Phrygia’sında değildir. Diodoros bu şehri karıştırmış olmalıdır.
153
65
Adramyttionlu general, VI. Mithridates’in yanında Romalılara karşı cephe aldı.
154
“Bu yerler, Attalidler tarafından yönetilen, imar edilmiş ünlü bir kent
olan Pergamon’un bir tür hegemonyası altındadır. Gerçekten de
bundan sonraki anlatımıma buradan başlamalı ve kısaca kralların
kökenini ve sonunu göstermeliyim. Pergamon Aleksandros’un
haleflerinden olan Agathokles’in oğlu Lysimakhos’un hazinesini
koruduğu yerdi. Pergamon halkı dağın tepesinde iskan edilmişti; koni
şeklinde olan dağ dik yamaçlıydı. Bu dağın ve dokuz bin talente varan
hazinenin korunması, çocukluğundan beri hadım olan Tieionlu
Philetairos’a verilmişti. Çok kalabalık bir cenaze töreninde dadısının
kucağında bulunan bebek Philetairos, sıkıştırılmaktan ötürü hadım
olmuştu. O, çok iyi yetiştirilmiş olduğundan bu güvene layık oldu. Bir
süre Lysimakhos’a sadık kaldı. Fakat ona iftira eden Lysimakhos’un
karısı Arsinoe ile arasında anlaşmazlık vardı. Bu yüzden Philetairos
Pergamon’un ayaklanmasına neden oldu ve fırsatlardan yararlanarak
kenti yönetti. Çünkü, bu sırada iç işleriyle bunalmış olan Lysimakhos,
oğlu Agathokles’i öldürtmek zorunda kalmış ve Seleukos Nikator
ülkeyi işgal ederek, onu tahttan indirmiş; fakat sonradan kendisi de,
Ptolemaios Keraunos tarafından ihanete uğrayarak öldürülmüştür. Bu
karışıklıklar sırasında Philetairos genel olarak çevresindekilere veya
güçlülere her durumda hizmet ederek, dostluk ve vaadlerle kaledeki
egemenliğini sürdürmüş ve böylece yirmi yıl hazinenin ve kalenin
hakimi olmuştur.”
66
600 stadion = ± 30 saat; 500 stadion = ± 25 saattir.
158
MÖ. V. yy.
, Historia, I. 160:
“Bu danstan sonra iki elinde birer hafif kalkan olarak bir Mysia’lı
meydana çıktı; bazen sanki iki düşmanla dövüşüyormuş gibi dans
ediyor, bazen iki kalkanı bir düşmana karşı tutuyormuş gibi
davaranıyor, bazen de olduğu yerde fırıl fırıl dönüyor ve havada
parendeler atıyordu: Bunun seyri pek hoştu. Sonunda bu adam Pers
oyunu oynadı. Kalkanları birbirine vurarak kah diz üstü çöküyor,
kah fırlayıp kalkıyordu. Bütün bunları flütlerin çaldıkları havanın
temposuna göre yapıyordu. Bundan sonra Mantineia’lılar ve başka
Arkadialılar gayet güzel zırh ve silah kuşanmış olarak meydana
çıktılar, flütler silah dansı ritmine göre çalarken, tıpkı tanrıların
tapınaklarına gidiş alaylarındaki gibi yürüdüler, Paian söylediler ve
danst ettiler. Bunları seyreden Paphlogonialılar, bütün bu dansların
silahlı olarak yapılışına şaştılar. Mysialı bunların hayretini görünce
bir Arkadialı olan sahibinden izin alarak içeriye gayet güzel
süslenmiş bir oyuncu kız getirdi ve ona hafif bir kalkan verdi. Kız,
büyük bir hafiflikte Pyrrikhe oynadı.”
, Hellenica, I. I. 24-26:
MÖ. I. yy.
MS. I. yy.
A- Tanrılar
B- Mitoslar
MÖ. I. yy.
“Hermes, kare biçimli bir figürü olan lahdin yan tarafında bekledi.
Heykelin solunda, sular bir kuyu içine akıyor. Erythraeanlılar,
Herophile hakkında diğer Greklere göre daha fazla iddialıdırlar.
Corycus denilen bir dağ ile içindeki mağarayı kanıt göstererek
Herophile’nin onun içinde, bölgenin çobanı Theodorus’un bir kızı
169
C- Tapınaklar
karşı efsaneyi öne sürerler. Efsaneye göre savaş atlar için değil, fakat
deniz canavarı ile Hesionê için teklif edilen ödül nedeniyle çıkmıştır. 67
Fakat bu görüşlere değer vermeyelim çünkü bunlar, efsaneler hakkında
tartışmalara yol açıyor ve böylece bazı daha önemli nedenleri, yani
İlionluların neden bazılarını onurlandırıp, bazılarını
onurlandırmadığını görmemizi engelliyor. Anlaşıldığına göre ozan,
Herakles’i anlatırken kenti küçük olarak tanımlamış, eğer doğruysa
“sadece altı gemi ve çok az insanla İlion kentini yağmaladı”
demektedir. Bundan da anlaşılıyor ki Priamos, evvelce de söylediğim
gibi çok küçük bir özden büyüyerek krallar kralı olmuştur. Bu kıyıdan
biraz daha ileri gidildiğinde, Tenedos’a ait olan kara parçasının
başladığı yerdeki Akhaion’a gelinir.”
67
Poseidon’un öfkesini yatıştırmak amacıyla Laomedon, kızı Hesion’u deniz canavarı tarafından
yutulması için Agameia burnuna bırakmıştı. Herakles eğer Laomedon kendisine ölümsüz atlarını
verirse canavarı öldürerek Hesion’u kurtaracağına söz vermiş ve Laomedon da bu öneriyi kabul
etmişti. Herakles sözünü tutmuş, fakat Laomedon sözünde durmayınca savaş çıkmıştı.
68
Smintheos, “Fare tanrı” demektir.
173
69
Yaşanan yer, yurt; o yurtta yaşayan halk.
174
IX- KİŞİLER
MÖ. V. yy.
MÖ. I. yy.
, Geographica, XIII. I. 6:
, Geographica, XIII. I. 7:
, Hellenica, I. I. 1-8:
, Hellenica, I. I. 14-20:
, Hellenica, I. I. 24-26:
, Hellenica, V. I. 6-7:
MÖ. I. yy.
, Geographica, XIII. I. 8:
, Geographica, XIV. I. 6:
SONUÇ
70
Strabo, XIII. IV. 12.
71
Gediz.
72
Herodotos Aiol şehirlerinden Ida dağı eteklerinde kurulmuş olanları diğerlerinden ayırır. Bu şehirler
Mysia bölgesine dahildir. Herodotos, I. 151.
73
Çandarlı Körfezi.
74
Gönen Çayı.
75
Strabo, XIII. I. 2; XIII. I. 4.
76
Yunancada Dynastes sözcüğü baş, efendi, sahip, egemen olan anlamlarına gelir.
77
Strabo, XIII. I. 7.
78
Strabo XII. IV. 10.
187
79
Olympos Dağı (Uludağ) çevresi.
80
Strabo, XII. VIII. 1.
81
Pilinius, XIII. 4; V. XXXII. 121.
82
Midilli.
83
Herodotos, I. 160.
84
Strabo, XIII. I. 13.
85
Strabo, XIII. I. 67.
86
Bu gün Kapıdağ yarımadası dediğimiz yer eskiçağda bir ada konumundadır.
87
Caryy 1950, 158.
88
Strabo, XII. VIII. 11.
89
Strabo, XIII. I. 20.
90
Strabo, XIII. I. 20.
188
Lampsakos’un güneyinde yer alır. Abydos, kral Gyges’in izni ile bir Miletoslular
tarafından kurulmuştur. Bu dönemde Troas bölgesi Lydia kralı Gyges’in
egemenliği altındaydı.91 Pers kralı Kserkes Abydos’dan Sestos’a iki tane köprü
yaptırmak ister. Bunlardan ilkini Fenikeliler keten kenevir lifi, öbürünü ise
Mısırlılar Papirüs lifi kullanarak yapıyorlar. Böylece Asya Avrupa’ya
bağlanacaktı. Ancak köprüler henüz bitirilmiştir ki fırtına ile birlikte halatlar
kopar. Kserkes buna çok kızar ve Hellespontos’u cezalandırmak için cellatlar
gönderir. Cellatlar denizi kızgın demirler ile döverler ve bu sırada denize küfürler
savururlar. Köprüyü yapan işçiler ise kafaları kesilerek cezalandırılır. 92 Bu köprü
kurma girişimi belki de iki kıtayı birleştirmek için yapılan ilk denemedir. Kadoi,
Phrygia sınırları içersinde yer alan Epiktetos bölgesinin Mysia’da kalan kısmında
yer alan bir şehirdir.93 Antandros, Pers hakimiyeti döneminde, Daskylitis tiranı
olan Pharnabazos Hellenler ile yaptığı bir savaş sırasında bütün gemilerini
kaybeder. Ancak kaybedilen gemilere pek de üzülmez çünkü Ida dağında
gereğinden çok ağaç vardı. Bu sırada Antandros şehrinin bir tersaneye sahip
olduğunu öğreniyoruz. Kaybedilen gemiler Antandros tersanelerinde yeniden inşa
edilir.94 Adramytteion95, Edremit körfezi kıyısında yer alır. Kent Lydialılar
tarafından kurulmuştur. Ancak daha sonra Mysialıların eline geçmiştir. Dardanon
(Dardanos), Çanakkale boğazının Asya tarafında yer alır. Abydos şehrinin
güneyinde bir sahil şehridir. 96 Sigeion, Çanakkale boğazının Ege denizine açılan
ağzında, Skamandros nehrinin denize ulaştığı yerde bulunur. Asya kıtasında yer
alır. Strabo’nun döneminde kent yıkık bir haldedir. 97 Assos, Edremit körfezinin
kuzey kıyısında kurulmuş bir liman kentidir. Skepsis (Palaiskepsis) Ida dağının
en yüksek kısmında, etrafını gözleyebilecek bir yerde kurulmuştur. Skepsis
isminin Yunanca karşılığının manzara anlamına gelmesi de bunun kanıtıdır.
Strabo iki Skepsis’ten söz eder. Bunlardan ilkinin sakinleri bir müddet sonra daha
alçakta yer alan başka bir Skepsis’e taşınmışlardır. Burada oligarşik bir yönetim
sistemi ile yönetildiler. Oligarşik sistemden sonra demokrasi sistemini
91
Strabo, XIII.I. 22.
92
Herodotos, VII. 33-35.; Strabo, XIII.I. 22.
93
Strabo, XII. VIII. 12.
94
Xenophon, Hellenica, I. I. 24-26; I. III. 17; II. I. 10.
95
Edremit.
96
Strabo, XIII. I. 28.
97
Strabo, XIII. I. 31.
189
98
Strabo, XIII. I. 52.
99
Strabo, XIII. I. 69.
100
Pilinius, V. XXXIII. 126.
101
Ramsay 1960, 173.
102
Strabo, XIII. I. 61. Homeros ise Thebê’yi ormanlık Plakos dağının eteklerinde gösterir. Homer,
Ilıad, VI. 390-400. Bu duruma göre bölgenin coğfafi yapısına bakarak ve Kilikialıların yaşadığı
bölgeyi esas alarak, Plakos dağını Ida’nın zirvelerinden birisi olarak düşünebiliriz.
103
Strabo, XIII. I. 10; Pergamon’un kuruluşu için Bkz. Radt 2002, 51 vd.
104
Strabo, XII. II. 21; XII. VIII. 6.
105
Strabo, XIII. IV. 4.
106
Xenophon, Hellenica, I. IV. 7.
190
Bithynialılar tarafından iskân edilmiştir. Bu dağ aynı zamanda tam Mysia ile
Bithynia sınırı üzerinde yer alır. 107
Ida dağının dört doruğu vardır ve bunların dördüne de Olympos adı
verilir.108 Ancak bu Olympos adlandırılması Mysia Olympos’u olarak
adlandırılan Uludağ ile karıştırılmamalıdır. Ida dağı kaynaklık ettiği nehirlerin
çokluğu nedeniyle Çok pınarlı olarak adlandırılır. 109
Mysia’nın en önemli akarsuları, Rhyndakos, Makestos, Tarsios, Aisepos,
Granikos, Skamandros, Kaikos’dur. Skamandros, Granikos ve Aisepos110
nehirleri Ida dağından doğarlar. Bu nehirlerden sadece Skamandros iki kol
halinde batıya doğru akar ve Ege denizine dökülür. Kollarından birisi sıcak diğeri
ise soğuk su taşır. Granikos nehri (Bu günkü Kocabaş çayı) çoğunlukla Adrasteia
ovasından geçerek Propontis’e dökülür. 111
Mysia bölgesinin önemli ovaları, ova üzerindeki şehirlerin veyahut
nehirlerin adlarını almışlardır. 112 Kaikos nehri, Kaikos ovası, Thebê şehri, Thebe
ovası gibi. Bölgede iki büyük göl yer alır bunlar Aphnitis (Apollniatis, Kuş gölü)
ile Daskylitis (Miletopolitis, Manyas) gölleridir.
Mysia bölgesinde bitki ve hayvanlar çeşitlilik göstermektedir. Bölgenin
geçiş iklimi özellikleri göstermesi bu durumun başlıca nedenidir. Sığır ve domuz
yetiştirilen başlıca hayvanlardır. Bunun yanında özellikle Lesbos adasının
karşısındaki topraklarda tahıl tarımı yapılmaktadır. Bölge ekonomisinde önemli
yeri olan bir bitki de incirdir. Bölgede tarımı yapılan incirin yerel adı Alexandrian
inciridir.113
Pilinius, Avrupa’dan göçmüş olan üç göçmen kabile olan Moesi, Bryg ve
Thynlerden bahseder. Bu üç kabileden Moesiler Mysler olarak adlandırdığımız
kavimdir.114 Strabo, Mysler, Maionlar (Maionlar), Meones olarak adlandırılan
milletleri aynı millet olduğunu söyler. Bu halk Mysia bölgesine adını veren
107
Strabo, XII. VIII. 8.
108
Strabo, X. III. 14.
109
Strabo, XIII. I. 43.
110
Mysia bölgesinde Aisepos adıyla anılan iki nehir vardır. Bunlardan ilki kaynağını Ida dağından
alır, ötekisi ise Olympos dağından doğar ve Mysia ile Bithynia arasında yer alır.
111
Strabo, XIII. I. 11.
112
Flavıus Arrionus, Anabasis of Alexandri, V. VI. 4.
113
Pilinius, XV. XIX. 68.
114
Pilinius, V. XLI. 145.
191
halktır.115 Maion olarak isimlendirilen iki halk vardır. Bunlardan birisi Lydialıdır.
Diğeri ise Mysialıların bir diğer adlandırılışıdır. Mysia isminin kaynağı
konusundaki görüşlerden birisi Lydia’da yetişen gürgen ağacına 116 verilen
isimden çıkmıştır. Olympos dağı eteklerinde çok miktarda gürgen ağacı
mevcuttur. Bu ağaca izafeten halka Mysialı denmiştir. Ancak Strabo bu bilgiyi bir
efsane olarak niteler.
Kilikialılar, Adramytteion körfezinin kuzey kesimleri ile Ida dağı
eteklerindeki Thebe’den itibaren, Atarneus, Pitane gibi Kaikos nehrine uzanan
sahil kesiminde yaşıyorlardı. 117
Lelegler ise Troas bölgesinde yaşıyorlardı. 118 Ancak Troya savaşları ile
yaşadıkları yurtlardan sürülmüşlerdir. 119 Yine Keteiler ve Pelasglar, Mysia kralı
Euryplos komutasında yaşayan halklardan birisidir. Bu dönemde Pelasgların
yaşadığı bölge Strabo tarafından Kyme olarak gösterilir. 120
Olympos dağının kuzeyinde Bithynler, Mygdonlar ve Dolionlar; geri kalan
kısımda ise Mysler ve Epiktetler yaşamaktadır. 121 Thyateira şehrinde
Makedonyalılar iskan etmektedir. 122 Bebyryxler, ve Mygdonyalılar123 Askania
gölünden Aisepos ırmağında kadar uzanan bölgede iskan etmekteydiler.
Mysialıların bir kısmı Bithynia’da Askania gölü kıyısında ve 124 Phrygia
sınırları içersinde Katakekaumenê şehrinde yaşamaktaydılar. Bu şehir adını sıkça
yaşanan depremlerden almıştır. 125
Strabo Antandros şehrinde Leleglerin varlığından söz eder. Antandros
şehrinden Ida dağının eteklerine kadar olan bölgede (Edremit körfezini kuzey
kıyıları) ise Kilikialılar yaşamaktadır. 126
Kilikialılar kral Teuthras döneminde Mysialılara bağlı olarak
yaşamışlardır. Aynı şekilde Telephos127 ve onun oğlunun iktidarları döneminde
115
Strabo, XII. III. 20.
116
Yunanlılar tarafından Oksya denen gürgen ağacının ismi Lydialılarda Mysos’dur.
117
Strabo, XIII. I. 60.
118
Strabo, XIII. III. 1.
119
Thomson 1988, 209.
120
Strabo, XIII. III. 2.
121
Strabo, XII. VIII. 10.
122
Strabo, XIII. IV. 4.
123
Ammıanus Marcellinus, XXII. VIII. 14.
124
Strabo, XII. IV. 8.
125
Strabo, XII. VIII. 18.
126
Strabo, XIII. I. 51.
192
127
Troia kuşatıldığında yardıma koşan müttefik krallardan birisidir.
128
Strabo, XIII. I. 69; XIII. I. 70.
129
Bebryxler Thrakia’dan gelen bir millettir. Strabo, XII. III. 3.
130
Strabo, XIII. I. 8.
131
Ceram 1999, 132.
132
Akurgal 1999, 191-192.
133
Mansel 1971, 92; İplikçioğlu 1994, 77.
134
Ünal 2002, Harita I.
135
Monte 1978, 264-265.
136
Homeros, Ilıad, IX. 327,
137
Homeros, Ilıad, I. 362-368; VI. 415-420; Quintus Smyrnaeus, III. 545-550.
138
Quintus Smyrnaeus, IV. 150-155.
139
Strabo, XIII. I. 7.
140
Homeros, Odyssey, XI. 515-525.
193
141
Homeros, Ilıad, II. 850-865.
142
Homeros, Ilıad, XIII. 785-800.
143
Homeros, Ilıad, XIV. 508-515.
144
Apollodorus, Epitome, III. 34-35.
145
Strabo, XII. VIII. 3; XIII. I. 8.
146
Cassius dio Cocceianus, XIX. 63.
147
Pausanias, I. IV. 5.
148
Herodotos, I. 28.
149
Burada geçen Phrygialılar muhtemelen Hellespontos Phrygialılarıdır.
150
Dıo Chrysostom, Orationes, 78. 31.
151
Herodotos, III. 90.
152
Herodotos, VI. 33.
153
Hetodotos, VIII. 74.
194
154
Xenophon, Hellenica, III. I. 13.
155
Diodorus Sicily, XIX. XIX. 1-3; Granikos muharebesi için Bkz. Bosch 1942, 25-30.
156
9.000 talant.
157
Strabo, XIII. IV. 1.
158
Akşit 1983, 64; Bosch 1942, 41-42.
159
Bosch 1942 69, Günaltay 1987, 224.
160
Akşit 1983, 72-73.
161
Bosch 1942, 85-91.
162
Makedonya’nın son kralı.
195
163
Bosch 1942, 109.
164
Strabo, XIII. IV. 2.; Radt 2002, 37.
165
Günaltay 1987, 19.
166
Herodotos, I. 160.
167
Thucydıdes, I. 138.
168
Pilinius, XIII. I. 5.
169
Strabo, XIII. I. 23.
170
Pilinius, V. XLIV. 151.
196
Mysia dili hakkında bildiklerimiz yok denecek kadar azdır. 171 Ancak
Strabo bu halkın dillerinin Lydia ve Phrygia dillerinin bir karışımı olduğunu
söyler.172
Mysia bölgesinde Yunan tanrılarına tapılmaktadır. Bunlardan Apollo’ya
ve Zeus’a kurbanlar kesilmektedir. Ayrıca hayvanların bağırsaklarına incelenerek
fala bakılmaktadır. Kurban olarak kesilen hayvanlar domuz, sığır gibi büyükbaş
hayvanlardır.173 Dinsel ayinlerde müzik aleti olarak flüt ve davul kullanılmakta
idi.174
Mysialılar, Yunan tanrılarına ibadet etmişlerdir. 175 Zeus Abrettenos
adından anlaşılacağı üzere176 Mysia’ya uyarlanmış bir tanrıdır. Yunan tanrıları
dışında Mysia’da Ana tanrıça inancının bulunduğuna dair kanıtlar da vardır.
Kyzikos’ta bulunan ve MÖ. 46 yılına tarihlenen yazıt Setorides adında biri
tarafından adanmıştır. 177
Mysia bölgesindeki tapınaklar, kral Adrastos tarafından kurulan Nemesis
tapınağı, Adrasteia ovasında Apollon Aktaios ve Artemis tapınakları vardır.
Kyzikos yakınında Adrasteia tapınağı yer almaktadır. Bu tapınağın banisi
Adrastos’dur.178
Kyryse’de179 Apollon Simintheus180 tapınağı vardır. Bu tapınak
Kilikialıların kralı Eetion tarafından yaptırılmıştır. 181 Pilinius kendi döneminde
(MS. I. yy.) hala ayakta olduğunu söyler.182
Thebê dolaylarında Killa’da bir Apollo tapınağı mevcuttur. Tapınak
Aioller tarafından yaptırılmıştır. Killa Thebe civarında bir yerdedir. 183
Adramytteion şehri yakınında yer alan Astyra şehrinde Astyrene Artemis’i
için yapılmış bir tapınak mevcuttur. 184
171
Sevin 2001, 43.
172
Strabo, XII. VIII. 3.
173
Xenophon, Anabasıs, VII. VIII. 2-5.
174
Strabo, X. III. 14.
175
Mysia’da Apollon kültü için Bkz. Taşlıklıoğlu 1963, 118-135.
176
Abrettenê, Mysia’da bölge ismi.
177
Roller 2004, 318.
178
Strabo, XIII. I. 13.
179
Adramytthene denilen bölgede, Edremit şehrine ait topraklar içersinde Thebê’nin biraz güneyinde
yer alır.
180
Simintheus, Fare tanrı demektir.
181
Strabo, XIII. I. 61; XIII. I. 48.
182
Pilinius, V. XXXII. 123.
183
Strabo, XII. I. 62; Homeros, Ilıad, I. 35-45; Xehophon, Hellenica, I. I. 41.
197
184
Strabo, XIII. I. 51; XIII. I. 65.
185
Homeros, Ilıad, 45-50.
186
Appıanos, XII. IV. 23.
187
Pausanias, IV. XXXV. 8.
188
Balıkesir?
189
Mıtchell 1995, 13.
198
HARİTALAR LİSTESİ