You are on page 1of 143

AÖF Kitapları Öğrenci Kullanım Kılavuzu

Öğrenme çıktıları
Bölüm içinde hangi bilgi, beceri ve yeterlikleri
kazanacağınızı ifade eder.

Tanım
Bölüm içinde geçen
önemli kavramların
Bölüm Özeti tanımları verilir.
Bölümün kısa özetini gösterir.

Dikkat
Konuya ilişkin önemli
Sözlük uyarıları gösterir.
Bölüm içinde geçen önemli
kavramlardan oluşan sözlük
ünite sonunda paylaşılır.

Karekod
Bölüm içinde verilen
Neler Öğrendik ve Yanıt Anahtarı
karekodlar, mobil
Bölüm içeriğine ilişkin 10 adet
cihazlarınız aracılığıyla
çoktan seçmeli soru ve cevapları
sizi ek kaynaklara,
paylaşılır.
videolara veya web
adreslerine ulaştırır.

Öğrenme Çıktısı Tablosu


Araştır/İlişkilendir/Anlat-Paylaş
İlgili konuların altında cevaplayacağınız soruları, okuyabileceğiniz
ek kaynakları ve konuyla ilgili yapabileceğiniz ekstra etkinlikleri gösterir.
Yaşamla İlişkilendir
Bölümün içeriğine uygun paylaşılan yaşama dair gerçek kesitler
veya örnekleri gösterir.
Araştırmalarla İlişkilendir
Bölüm içeriği ile ilişkili araştırmaların ve bilimsel çalışmaları gösterir.
Spor ve Sağlık
Bilimleri I

Editör

Doç.Dr. Gülsün GÜVEN

Yazarlar

Arş.Gör. Göktuğ ŞANLI


Prof.Dr. Yaşar TATAR

BÖLÜM 1 Doç.Dr. Selda UZUN

BÖLÜM 2
Doç.Dr. Gülsün GÜVEN

BÖLÜM 3
Doç.Dr. Fırat AKÇA

BÖLÜM 4
Doç.Dr. Nihan KAFA

BÖLÜM 5
Prof.Dr. Rüştü GÜNER
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 4072
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2854

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir.


“Uzaktan Öğretim” tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır.
İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt
veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz.

Copyright © 2020 by Anadolu University


All rights reserved
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted
in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without
permission in writing from the University.

Grafik Tasarım ve Kapak Düzeni


Prof.Dr. Halit Turgay Ünalan

Öğretim Tasarımcısı
Öğr.Gör.Dr. Seher GÜLENÇ

Dil ve Yazım Danışmanı


Öğr.Gör.Dr. Nilay Girişen

Ölçme Değerlendirme Sorumlusu


Öğr.Gör. Günnur Tuba TÜRKSAVAŞ

Grafiker
Ayşegül Dibek
Gülşah Karabulut

Dizgi ve Yayıma Hazırlama


Gizem Dalmış
Yasin Özkır
Handan Atman
Gül Kaya
Yasin Narin

SPOR VE SAĞLIK BİLİMLERİ I

E-ISBN
978-975-06-3906-7

Bu kitabın tüm hakları Anadolu Üniversitesi’ne aittir.


ESKİŞEHİR, Eylül 2020
3496-0-0-0-2009-V01
İçindekiler

Spor Anatomisi ve
BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 Spor Fizyolojisi I
Kinesiyoloji I

Giriş ................................................................. 3 Giriş ................................................................. 35
İnsan Vücudunun Yapısal Organizasyonu ...... 3 Spor Fizyolojisine Giriş ve Canlı Kavramı..... 35
Hücre  ..................................................... 3 Canlı Organizmanın Özellikleri ............ 35
Doku  ...................................................... 4 İnsan Vücudunun Yapısal
Organlar ve Sistemler ........................... 11 Organizasyonu ...................................... 37
Anatomik Terimler ve Kavramlar ................ 12 İnsan Vücudunun İşlevsel
Anatomik Duruş  ................................... 12 Organizasyonu ...................................... 41
Düzlemler  ............................................. 12 Hücre Yapısı ve Organizasyonu ................... 43
Eksenler  ................................................. 13 Hücrenin Kimyasal Yapısı ..................... 43
Pozisyon ve Hareket ile Hücrenin Fiziksel Yapısı ........................ 44
İlgili Terimler  ......................................... 13 Enerji Sistemleri ............................................. 51
Hareket Sistemini Oluşturan Yapılar ve Enerji, İş ve Güç Kavramları ................. 52
Fonksiyonları ................................................. 17 ATP Üretme Mekanizmaları ................ 52
Aktif Hareket (Kas) Sistemi ................. 17 Dinlenme ve Egzersiz Sırasında Enerji
Pasif Hareket (İskelet) Sistemi ............ 22 Sistemleri ........................................................ 57
İnsan Vücudunun Bölümleri  ............... 25 Dinlenimde Enerji Sistemleri ............... 57
Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri...... 57

iii
Sporcu Sağlığı ve İlk
BÖLÜM 3 Sporda Beslenme I BÖLÜM 4
Yardım I

Giriş ................................................................. 69 Giriş ................................................................. 99
Beslenme Kavramı ve Önemi ....................... 69 Sağlık Kavramı ve Sporda Sağlık
Enerji Sistemleri ve Enerji Kaynakları ......... 71 Organizasyonu ............................................... 99
Organizmadaki Enerji Kaynakları ve Spor Yaralanması ve Etkili Faktörler ........... 100
Metabolizması ....................................... 71 Spor Yaralanmalarının Önlenmesi ............... 101
Egzersizde Kullanılan Enerji Spor Yaralanmalarında İlk Yardım İlkeleri
Sistemleri  .............................................. 72 ve Ön Tedavi .................................................. 103
Karbonhidratlar ve Metabolizması .............. 73 Sahada Sporcunun İlk Yardım
Karbonhidratlar ve Sınıflanması .......... 74 Açısından Değerlendirilmesi ................ 105
Karbonhidrat Metabolizması ve Spor Yaralanmalarında İlk Yardım ....... 106
Egzersiz Performansı ile İlişkisi ............ 75 Sahada Bulundurulacak İlk Yardım
Proteinler ve Metabolizması ........................ 77 Gereçleri ................................................. 106
Proteinler ve Sınıflanması  ................... 77 Spor Yaralanmalarında Ön Tedavi ....... 107
Protein Metabolizması ve Egzersiz
Performansı ile İlişkisi  .......................... 78
Yağlar ve Metabolizması ............................... 79 BÖLÜM 5 Dopingle Mücadele I
Yağlar ve Sınıflanması ........................... 79
Yağların Metabolizması ve Egzersiz
Performansı ile İlişkisi  .......................... 80 Giriş ................................................................. 117
Vitaminler ve Mineraller ............................... 81 Doping ve Dopingle Mücadele ..................... 117
Vitaminler ve Sınıflandırılması ............. 81 Dopingin Yasaklanma Nedenleri ......... 117
Vitaminlerin Metabolizmadaki Dopingle Mücadeleden Sorumlu
Yeri ve Egzersizdeki Önemi .................. 81 Kuruluşlar .............................................. 117
Mineraller ve Sınıflandırılması ............. 84 Dünya Dopingle Mücadele Kuralları ... 118
Minerallerin Metabolizmadaki Dopingle Mücadele Kural İhlalleri ....... 119
Yeri ve Egzersizdeki Önemi .................. 84 Yasaklılar Listesi ............................................. 120
Su ve İçecekler ............................................... 87 Herhangi Bir Madde veya Yöntemin
Suyun Vücuttaki Oranları ve Yasaklılar Listesi’ne Alınma Süreci ....... 121
İşlevleri  .................................................. 87 Yasaklılar Listesi Sınıflaması ................. 121
Egzersize Bağlı Sıvı Kaybı ve Besin Destek Ürünü Kullanımı
Önlenmesi  ............................................. 88 Güvenli Midir? ...................................... 122
Doping Kontrol İşlemleri .............................. 122
Doping Kontrolü Yapmaya Yetkili
Kuruluşlar .............................................. 123
Doping Kontrol İşleminin 11
Basamağı ................................................ 123
Kan Örneği Alım İşlemi ......................... 125
Örneklerin Saklanma Süreleri .............. 125
Sporcuların ve Antrenörlerin Dopingle
Mücadele Görev ve Sorumlulukları ............. 126
Sporcuların Görev ve Sorumlulukları .... 126
Antrenörlerin Görev ve
Sorumlulukları ....................................... 126

iv
Önsöz

Sevgili Öğrenciler,
İnsan vücudu, doğası gereği düzenli ve sürekli turan yapılar ve fonksiyonları anlatılmıştır.
hareket etmek ihtiyacındadır. Bu nedenle bi- İkinci bölümde ise canlı kavramı, hücre yapısı
reyin sağlıkla ilişkili ve psikolojik açıdan uygun ve organizasyonu, enerji sistemleri ve dinle-
durumda olması, faaliyetlerini sürdürmesi için nimde, egzersiz sırasında kullanımları örnek-
egzersiz ve spora katılım ihtiyacını artırmak- lerle sunulmuştur. Üçüncü bölümde beslenme,
tadır. Ayrıca multidisipliner bir alan olan eg- enerji sistemleri ve kaynakları, karbonhidrat,
zersiz ve sporun birçok alt disiplinini kapsayan yağ, protein metabolizmaları, vitaminler ve
sağlıkla ilişkisi gün geçtikçe daha fazla önem mineraller, sıvı kaybı ve alımı uygulamaya dö-
kazanmaktadır. Profesyonel anlamda baktı- nük olarak anlatılmıştır. Kitabımızın dördüncü
ğımızda antrenman ise sporcunun sağlığına bölümünde sporda sağlık organizasyonu, spor
dikkat ederek, performansı en üst düzeye çı- yaralanmalarında etkili faktörler, önlemler ve
karmak için, planlı ve programlı çalışmalar- ilk yardım konuları değerlendirmelerle birlik-
dır. Günümüzde egzersiz, spor ve antrenman te incelenmiştir. Beşinci bölümde ise dopingle
programlarının planlanması, yürütülmesi ve mücadele kapsamında yasaklılar listesi, spor-
geliştirilmesinde bilimin rolü de göz önünde cuların ve antrenörlerin görev ve sorumluluk-
bulundurularak ülkemizin geleceği olan spor- ları, doping kontrol işlemleri konularına yer
cuların yetiştirilmesinde en önemli görevi üst- verilmiştir.
lenen antrenörlerimizin de profesyonel geli-
şimlerinin desteklenmesi gerekmektedir. Kitabın oluşturulmasında işbirliği ve dayanış-
ma içerisinde çalıştığımız tüm arkadaşlarıma
Bu konu kapsamında spor ve sağlık bilimleri ve eserlerinden yararlandığımız değerli mes-
modülü birinci kademe kitabı, spor ve sağlık lektaşlarımıza ayrıca kitabın yayınlamasında
ile ilgili güncel bilgilere ulaşmak isteyen spor emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
bilimleri alanındaki tüm profesyonellere yöne- Ortaya çıkan kitabın, antrenör adayları ve ant-
lik olarak her bölümün alan uzmanları tarafın- renörlerin yanı sıra spor bilimleri alanındaki
dan hazırlanması ile oluşturulmuştur. Spor ve tüm profesyonellere önemli bir katkı ve destek
Sağlık Bilimleri Modülü birinci kademe kitabı; sağlaması dileğiyle…
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji, Spor Fizyoloji-
si, Sporda Beslenme, Sporcu Sağlığı ve İlk Yar-
dım, Dopingle Mücadele bölümlerini içermek- Editör
tedir. Bu doğrultuda birinci bölümde insan
vücudunun yapısal organizasyonu, anatomik Doç.Dr. Gülsün GÜVEN
terimler ve kavramlar, hareket sistemini oluş-

v
Ülkelerin her alanda olduğu gibi spor alanında federasyonlarına bağlı antrenör ve eleman ye-
da uluslararası düzeyde rekabet edebilirliği ve tiştirilmesinde toplumun her kesimine eşit eği-
yeniliklerwe öncülük edebilmesi, yetiştirdiği tim olanakları sunan bir kurumdur. Bakanlığı-
nitelikli insan gücüyle ilişkilidir. Spor eğitimine mız, bu süreç içerisinde dünyada ve Avrupa’da
ilişkin gerekli bilgi, beceri ve yeterliliğe sahip yaşanılan gelişmeler doğrultusunda ülke ger-
yetkin antrenörlerin yetiştirilmesinde yenilik- çeklerini ve antrenör eğitimindeki gelişmeleri
çi ve nitelikli eğitim modellerinin önemli rol takip ederek, antrenör yetiştirmeye yönelik
oynadığı bilinmektedir. Şüphesiz ki sektörde eğitim politikalarında daha nitelikli eğitim ve
ihtiyaç duyulan nitelik ve nicelikte insan kay- öğretim taleplerinin karşılanmasında ve geliş-
nağının yetiştirilmesinde ise nitelikli eğitim tirilmesinde en güçlü kurum olma özelliğini de
modelleri ve yaklaşımlarına atfedilmektedir. korumaktadır.
Spor alanında da beşerî sermayenin ülkelerin Dünyada spor ve rekreasyon sektöründe yaşa-
sportif başarıların arttırılmasında, devamlılı- nan son gelişmelere bağlı olarak ülkemizde de
ğın sağlanmasında ve yapısal değişiminde öne- bu gelişmelere uygun politikaları hayata geçi-
mi tartışmasızdır. Nitekim, eğitim düzeyinde rebilmek amacıyla antrenör eğitimi alanında
nitelik arttıkça beşerî sermayenin nitelikleri- önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu
nin de artacağı ve bunun da hayat boyu eği- değişikliklerin temel ve öncelikli basamağını
tim ile mümkün olabileceği unutulmamalıdır. ise antrenörlerin yetiştirilmesi ve geliştirilme-
Bilindiği gibi, 21. yüzyılda bilişim teknolojileri sine ilişkin çalışmalarımız oluşturmaktadır. Bu
sayesinde artık yaygın olan hayat boyu eğitim çalışmalarımızın başında yürürlüğe giren Ant-
hizmetlerinin yürütülmesinde uzaktan eğitim renör Eğitimi Yönetmeliği kapsamında hayata
önemli bir yer tutmaktadır. Spor alanında ha- geçirilen toplumun her kesimine eşit biçimde
yat boyu eğitim ile birlikte uzaktan eğitimin eğitim olanakları sunabilmek için tercih edi-
etkin kullanımı, antrenör eğitiminde fırsat len uzaktan eğitim modeli ve modüler eğiti-
eşitliğinin oluşturulması, yaşam kalitesinin midir. Bu doğrultuda Bakanlığımız, antrenör
arttırılması, sosyal eşitsizliklerin azaltılması eğitimlerinin daha nitelikli bir biçimde sunul-
gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin ger- ması amacıyla antrenör adaylarının kazanım
çekleştirilmesinde de önemli rol oynadığı göz ve yeterliliklerinin üst düzeye çıkarılması, eği-
önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca yakın za- tim ortam ve süreçlerinin geliştirilmesini he-
manda yaşamaya başladığımız Covid-19 salgını defleyerek, Antrenör Eğitimi (Temel Eğitim)
sürecinde özellikle uzaktan eğitimin önemi bir Müfredat Programını antrenörlük kademeleri
kez daha anlaşılmıştır. itibarıyla Avrupa Yeterlilik Çerçevesine uygun
Ülkelerin sportif başarılarının elde edilmesin- şekilde güncelleyerek antrenör eğitiminde
de ve devamlılığın sağlanmasında önemli rol uygulanacak olan uzaktan eğitim sisteminde
oynayan aktörlerden biri de antrenörlerdir. kullanılmak üzere modüler eğitime uyumlu
Avrupa Birliği Konseyine göre antrenör; per- kitapların hazırlanması çalışmalarını hayata
formans, rekreasyon ya da sağlık amacıyla bil- geçirmiştir.
gi ve becerilerini ortaya koyarak, spor eğitimi- GSB Spor Eğitimi ve Bilim Kurulumuz iş bir-
ni planlayan ve güvenli bir ortamda bireylere liğiyle gerçekleştirilen bu çalışmaların ürünü
eğitim veren, rehberlik eden kişidir. Çağdaş olarak ortaya çıkan Antrenör eğitimi Müfredat
toplumlarda antrenörler, yalnızca antren- Programı ve modüler eğitime uyumlu kitaplar
manları planlayan, uygulayan teknik bir ele- başta Bakanlığımız olmak üzere, Spor Fede-
man değil aynı zamanda sporculara, katılım- rasyonları ve Spor Bilimleri Fakülteleri için
cı bireylere ve topluma rehberlik eden ve rol antrenör yetiştirmeye yönelik eğitim prog-
model olan bireyler olarak gösterilmektedir. ramlarının geliştirilmesinde temel bir referans
Antrenörlerden beklenilen bu toplumsal rol- oluştururken; antrenörlerimiz için de kişisel ve
ler, nitelikli bir antrenörün tüm özellikleriyle mesleki gelişim konusunda bir rehber niteliği
tanımlanmasını ve bu çerçevede hazırlanan taşıyacaktır.
antrenör yetiştirmeye yönelik eğitim politika-
larının hayata geçirilmesini gerektirmektedir. Kısa süre içerisinde gerçekleştirilen bu çalış-
Son yıllarda, başta Avrupa Birliği olmak üzere malarda emeği geçen çok değerli GSB Spor
pek çok ülkede sektördeki antrenör ihtiyacı- Eğitimi ve Bilim Kurulu üyelerine, Bakanlığı-
nı karşılamak, nitelik ve niceliğini arttırmak mız çalışanlarına, akademisyenlere ve eğitim
amacıyla antrenör yetiştirmeye yönelik çeşitli ile ilgili tüm paydaşlarımıza teşekkür eder; bu
eğitim modellerinin geliştirilmekte ve uygu- önemli çalışmanın antrenörlerimize ve ülke-
lanmakta olduğu görülmektedir. mize hayırlı olmasını temenni ederiz.
Gençlik ve Spor Bakanlığımız; ülke genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı
spor federasyonları ile iş birliği içerisinde spor

vi
Bölüm 1
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
öğrenme çıktıları

İnsan Vücudunun Yapısal Organizasyonu Anatomik Terimler ve Kavramlar

1 2
1 İnsan vücudunu oluşturan temel anatomik 2 İnsan vücudundaki anatomik yapıların
yapıları ve fonksiyonel organizasyonlarını konumlarını ve hareketlerini tanımlayan
tanımlayabilme terimleri açıklayabilme

Hareket Sistemini Oluşturan Yapılar ve

3
Fonksiyonları
3 Hareket sistemini oluşturan temel yapıların
fonksiyonlarını açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Doku • Kas • Düzlemler • Hareket

2
Spor ve Sağlık Bilimleri I

GİRİŞ
Anatomi terimi, eski Yunanca “ana” (içinden) ve “tome” (-Temnein) (kesmek) kelimelerinin bir araya
gelmesiyle oluşmuştur. Buradaki kesme, parçalara ayırma anlamına gelmektedir. Latincede anatomi terimi-
nin karşılığı “dissection” kelimesidir.
Anatomi genel anlamıyla, vücut şekil ve yapısını, mikroskopik ve makroskopik yapılar arasındaki ya-
pısal ve fonksiyonel ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Anatomi öğreniminde yapıların izole olarak öğrenil-
mesinden ziyade, fonksiyonlarının ve diğer yapılarla ilişkilerinin birlikte öğrenilmesi, bütün halinde kolay
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.

İNSAN VÜCUDUNUN YAPISAL ORGANİZASYONU


İnsan vücudunun yaşam süreçleri, çeşitli yapısal organizasyon seviyelerinde düzenlenir. Bunlar kimya-
sal, hücresel, doku, organ, organ sistemi ve organizma seviyelerini içerir. Yüksek organizasyon seviyeleri
daha düşük seviyelerin bir araya gelmesinden oluşturulur.

Hücre
“Canlı” denilen olgu hücrenin varlığına dayanır. Özetle hücre şu özelliklere sahiptir:
1. Yapının temel birimidir; hücreler sırasıyla dokuları ve organları oluşturur. ,
2. Çoğalmanın ve büyümenin temel birimidir; sinir hücreleri dışındaki bütün hücreler ikiye bölüne-
rek çoğalabilir.
3. Fonksiyonun temel birimidir; bedenin herhangi bir işlevini yerine getirmek için (örneğin besin
maddelerinin bağırsaklardan emilmesi) hücre düzeyinde fonksiyonel bir organizasyon vardır.
Hücrenin yapı taşları ikiye ayrılır (Tablo 1.1):

Tablo 1.1 Hücrenin Yapı Taşları.

Organeller Supramoleküler Kompleksler


Nukleus Ribozom
Mitokondriyum Mikrotubulus
Golgi aygıtı Sentriyol
Endoplazmik retikulum Enzim kompleksleri
Lizozom
Peroksizom

Yüksek organizmalarda hücre büyüklüğü 10-50 mikrometre arasında değişmektedir.


Ancak istisnalar da vardır; örneğin bazı nöronların ak-
son uzunluğu 1 m olabilir. Aslında tipik bir hücre yoktur.
Ancak her hücrede nukleus ile sitoplazma kolayca ayırt edi- Plazmalemma (hücre zarı): Hücre sitop-
lir. Sitoplazma, hücrenin bütün organellerini barındıran, lazmasını çevreleyen ince, yarı geçirgen
hücre zarı ile çevrili amorf bir maddedir. Hücreyi plazma- membran.
lemma (hücre zarı) adlı bir membran çevreler. Supramo-
leküler komplekslerin ise bir membranı yoktur.
Aslında hücre “açık” bir sistemdir ve çevresindeki dış ortam ile sürekli ilişki içindedir. Ancak hücre
zarı, hücre ile dış ortam arasında bir sınır oluşturarak, hücre içinde özgül bir ortam yaratır. Hücre içindeki
membran sistemleri de aynı amaca hizmet ederler; farklı fizyolojik ve biyokimyasal süreçlerin cereyan ede-
bileceği özerk bölümler yaratırlar.

3
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Doku gözyaşı bezleri gibi dış salgı bezleri), kan dolaşımı-


Benzer yapısı olan, aynı işlev ve farklılaşmayı na boşaltanlar endokrin bez (hipofiz, tiroid gibi iç
gösteren hücreler birliği ile bu hücrelerin ürettikle- salgı bezleri) olarak adlandırılır .
ri maddelere doku adı verilmektedir. Doku, hücre
veya organ gibi kendi içinde bir bütün oluşturmaz. Duyu Epiteli
Sadece organizmanın kısmi bir yapı ve işlev malze-
Bu tür epiteller özgül uyarımların beden tara-
mesini teşkil eder. Bütün organlar çeşitli dokuların
fından algılanması ve merkezi sinir sistemine ile-
bir araya gelmesiyle oluşur.
tilmesi için uzmanlaşmışlardır. İç kulakta hareket
Dört ana doku tanımlanmıştır: duyusunu algılayan makula epiteli bir örnektir.
1. Epitel dokusu
2. Bağ ve destek dokusu Bağ ve Destek Dokusu
3. Kas dokusu Bağ ve destek dokusu bütün bedene yayılmış ve
4. Sinir dokusu çeşitli işlevleri olan bir dokudur. Kemik; kıkırdak
ve tendon şeklinde bedene sağlamlık verir, bağ do-
kusu olarak bütün organların zeminini oluşturur.
Epitel Dokusu
Bağ dokusunun bazı hücreleri bağışıklık süreçlerin-
Epitel dokusu, vücudun iç ve dış yüzeylerini de önemli bir rol oynar. Ayrıca bağ dokusunda su
örten dokudur. Ayrıca salgı bezlerinin işlevinde ve depolanır.
duyusal algılamada önemli rol üstlenirler. Üç şekli
vardır. Bağ ve destek dokusu; embriyonal, retiküler,
yağ ve asıl bağ dokusuyla destek dokusu olmak
üzere beş bölümde ele alınır.
Yüzey Epiteli
Yüzey epiteli bedenin iç ve dış yüzeylerini kap-
Embriyonal Bağ Dokusu
lar. Hücreler birbirine doğrudan bitişiktir. Yüzey
epiteli kendisini taşıyan bağ dokusundan bir bazal Embriyonal bağ dokusu, doğumdan önce çeşit-
lamina ile ayrılır. Hücrelerin komşuluk ilişkisine li başka dokular farklılaştığından sadece embriyoda
göre üç tip yüzey epitelini ayırmak mümkündür: bulunan bir dokudur.
Tek tabakalı yüzey epiteli: Sadece bir tek hüc-
re tabakası yüzeyi kaplar. Retiküler Bağ Dokusu
Çok tabakalı yüzey epiteli: Hücreler, örneğin Retiküler bağ dokusu dalak, lenf düğümü ve
deride olduğu gibi birkaç tabaka oluştururlar. kemik iliği gibi organların iskeletini oluşturur. Re-
Çok sıralı yüzey epiteli: Burada yine tek bir tikulum hücreleri ve retiküler lifler üç boyutlu na-
hücre tabakası mevcuttur. Ancak hücreler değişik rin bir ağ yapısı meydana getirirler.
büyüklükte olduklarından nukleusları birkaç sıra
olarak gözükür. Yağ Dokusu
Yağ hücreleri, trigliserid şeklinde yağ depola-
Salgı Bezi Epiteli yabilmektedir. Depolanması gereken yağ miktarı
Salgı bez epiteli uzmanlaşmış epitel hücreleri arttıkça hücrelerin hacmi artar. Bu işlevi gören yağ
tarafından oluşturulur. Görevi çeşitli maddelerin dokusu “depo yağı” olarak adlandırılır. Depo yağı
sentezi ve sekresyonudur (salgılama ve boşaltım). ayrıca bedenin ısı izolasyonunu da sağlar. Depo
Bez epiteli hücresi iki kutuplu olarak organize ol- yağından ayrı olarak bedende bir de “yapı yağı”
muştur. Hücrenin kan damarlarına yakın bazal bulunur. Burada yağ hücreleri retiküler ve kollajen
kısmı sekresyon ürünü için gerekli ham maddelerı lifler ile sarılıdır. Bu şekilde basınca karşı elastik bir
toplarken, nukleus ile hücre yüzeyi arasında kalan yastık oluşur. Bu tür basınç yastıkları el içinde ve
sitoplazmada salgılanacak ürün membranlarla çev- ayak tabanında bulunur. Ayrıca çeşitli beden boş-
rili olarak depolanır. Ürünlerini bedenin iç veya dış lukları ile organ yataklarının doldurulmasında yapı
yüzeyine boşaltan bezler; ekzokrin (ter, tükürük, yağı önemlidir.

4
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Asıl Bağ Dokusu


Asıl bağ dokusu amorf (şekilsiz) bir temel mad- Gerinim: Yapının, yük altında, yük uygu-
de ile farklı yapı ve işlevi olan, birbirlerine bağlı lanmadan önceki duruma kıyasla ne oran-
liflerden oluşmaktadır. Amorf temel madde poli- da uzadığını ifade eder.
sakkaritlerden ve proteinlerden oluşur. Amorf te-
mel madde ile liflerin sentezi fibroblast’lar (bağ
dokusunun hücresi) tarafından gerçekleştirilir. Bütün dokularda elastin ile kollajen lifler sıkı
Fibroblastların yanı sıra, bağ dokusunda bağışıklık ilişki içindedir. Kollajen lifler elastik liflerin aşırı
sistemine ait hücreler de bulunur. Üç çeşit bağ do- gerilmesini önlerler. Elastin lifler de dinlenme du-
kusu lifi vardır: rumunda kollajen lifleri dalgalı hâle getirirek ani
yüklenmeler için bir gerilme payı yaratırlar. Ancak
dokudan dokuya kollajen/elastik lif oranı değişir.
Retiküler lifler: İnsandaki en ince ve narin lif-
Fibroblast: Hücresi bağ dokusunun te-
lerdir. Karaciğer, lenf düğümleri, bezler ve kemik
mel yapılarının sentezlenmesinden so-
iliğinde bol miktarda bulunurlar. Epitel dokusu ile
rumludur.
bağ dokusu arasındaki sınırı oluşturan “bazal lami-
na” bir glikoprotein tabakası ile retiküler liflerden
Mekanik gerilim ile uyarılmasının ardından oluşur. Retikuler lifler bir bakıma kollajen liflerin
kollajen, retiküler ve elastin fibrilleri, glycosami- son uzantısıdırlar. Ancak retiküler lifler gerilme ve
noglycanların sentezini başlatırlar. Ayrıca doku hid- bükülmeye karşı elastik bir yanıt verirler.
rasyonu ve sertlik gibi mekanik özelliklerin düzen- Asıl bağ dokusunun “sıkı” ve “gevşek” olmak
lenmesinde de görev alırlar. üzere iki türü vardır. Gevşek bağ dokusu insandaki
Kollajen lifler: Beyazımsı kollajen lifler elekt- en yaygın doku türüdür. Bütün organların yapısına
ron mikroskobunda çizgili bir görünüm verirler. katkıda bulunur. Sıkı bağ dokusunda amorf temel
Boyunun ancak %8’i kadar esneyebilen kollajen madde ile fibroblastlar, gevşek bağ dokusuna oran-
lifler gerilmeye karşı çok dirençlidirler. 1 mm2 ça- la daha az miktarlarda bulunurlar. Ancak kollajen
pındaki kollajen lifi 10-20 kg’lık bir ağırlığı taşıya- lif miktarı fazladır. Yüksek gerilme kuvvetlerine
bilmektedir. maruz kalan beden bölgelerinde, örneğin ligament-
lerde bulunurlar.

Destek Dokusu
dikkat
Destek dokusunun üç şekli vardır:
Kollajen fibrillerinin mekanik özellikleri yaş, cin-
siyet, hormonal farklılıklar ve antrenman ile fark- Tendon dokusu: Tendonlar, kas kuvvetini ke-
lılık gösterebilir. mik ve eklemlere aktaran yapılardır. Tendona etki
eden kuvvet yönünde birbirine paralel olarak di-
zilmiş kollajen lifler, tendon dokusunun gerilmeye
Elastin lifler: Kalın tabakalar hâlinde dizildik- karşı olağanüstü direncini yaratırlar. Kollajen lifler
lerinde hafif sarı renktedirler. Kollajen liflerden arasında kalan fibroblastlar yer azlığı nedeniyle ka-
farklı olarak düzensiz bir ağ yapısı oluştururlar. natsı bir şekil alırlar: sitoplazma uzantıları bir kanat
Elastin lifler uzunluklarının %150’si kadar gerinip gibi kollajen liflerin arasına girer. Kollajen lifler bağ
bırakıldıklarında yine başlangıç uzunluklarına dö- dokusu ile çevrilerek daha büyük demetler şeklinde
nerler. Ancak bu gerinme noktasında, yani uzun- paketlenirler.
luklarının %150’sinde gerilme gücünü başka yapı- Kıkırdak dokusu: Kıkırdak dokusu, bütün
lara aktarabilmektedirler. Kısacası elastin liflerin bir bağ ve destek dokularında olduğu gibi hücrelerden
“sertleşme” uzunluğu vardır. Elastik özelliklerinden (kondrosit), amorf temel maddeden ve liflerden
dolayı bu lifler mekanik enerji depolayabilirler. Bu oluşur. Hiyalin, lifli ve elastik kıkırdak olmak üzere
nedenle akciğer, kan damarları ve elastik kıkırdak üç çeşit kıkırdak dokusu vardır. Ancak her üç kıkır-
gibi “elastik” özellikleri olan organ ve dokularda dak dokusunda da “kondromlar” bulunur. Kond-
sıktırlar. romlar, bir veya daha çok kondrosit tarafından

5
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

oluşturulan, bir kapsül ile çevrili kıkırdak alanları- epifiz arasında metafiz adı verilen ince bir hiyalin
dır. Kıkırdak dokusu gerilmeden çok basınca karşı kıkırdak dokusu bulunur. Kemiğin büyümesi me-
dirençlidir. Kondrom kıkırdak dokusunun “basın- tafizde kondral ossifikasyon ile olur. 20-23 yaşları
ca karşı elastik özellikler gösteren temel birimi”dir. arasında metafiz tamamen kemikleşir ve kemik bü-
Kıkırdak dokusunda kan damarı ve sinir yok- yümesi durur.
tur. Beslenme ya kıkırdak dokusuna komşu kan
damarlarından veya eklem sıvısından difüzyon ile
olur. Kıkırdağa uygulanan basınç difüzyonu hız-
Ossifikasyon: Osteoblast hücreleri tarafın-
landırır.
dan yeni kemik dokusu oluşturulması.
1. Lifli kıkırdak: Hücreler arasında görece az
miktarda amorf temel madde ve çok sayıda
paralel dizilmiş kollajen lif bulunur. Kond- Kemik oluşumu iki şekilde gerçekleşebilir. Bi-
rom ve kondrositlerin sayısı da azdır. Lif- rincisinde kemik dokusu, doğrudan embriyonal bağ
li kıkırdak özellikle vertebralar arasındaki dokusunun farklılaşması sonucu ortaya çıkar. “Des-
diskler ile diz eklemindeki meniskuslerin mal ossifikasyon” adı verilen bu süreç ile özelllikle
yapısını oluşturur. Lifli kıkırdak, kollajen lif kafa tasının yassı kemikleri oluşur. “Kondral ossifikas-
sayısı arttıkça tendon dokusuna benzemeye yon” adı verilen ikinci süreçte ise kemiğin önce kıkır-
başlar (disklerin dış kısmı). daktan bir modeli yapılır, daha sonra da osteositler
2. Hiyalin kıkırdak: Hiyalin kıkırdakta bu kıkırdak modelini kemiğe dönüştürür.
kondrositlerin sayısı lifli kıkırdağa oranla Kemiğin yapısı: Kemik “periost” adı verilen
çok artmıştır. Hiyalin kıkırdağın özellikle bir zar ile çevrilmiştir. Periost iki tabakadan olu-
basınca karşı olan direnci (1 mm2 hiyalin şur. Kemiğe bitişik tabakada hücreler çoktur, dış
kıkırdak 1.5 kg taşıyabilir) hem çok sayıda tabakada kollajen lifler ve elastik lif ağları bulunur.
bulunan kondromlara hem de kollajen lifle- Periostun kollajen lifleri kemiğin dış tabakasına
rin kendine özgü dizilişine bağlıdır. Hiyalin girerek (Sharpey lifleri), periost ile kemiğin birbi-
kıkırdak bedenin bütün eklem yüzeylerini rine yapışmasını sağlar. Periostun görevleri kan da-
kaplar. marları ile kemiğin beslenmesini sağlamak, kemiği
3. Elastik kıkırdak: Elastik kıkırdakta kolla- korumak, ağrı hissi ile aşrı zorlanmaları önlemek
jen liflerinin yanı sıra elastik liflerden oluşan ve yeni kemik oluşumuna katkıda bulunmak şek-
bir ağ mevcuttur. Bu nedenle sarı kıkırdak linde özetlenebilir.
olarak adlandırılır. Elastik kıkırdak (kulak Kemiğin dış tabakası “substantia kompakta” (ke-
kıkırdağında olduğu gibi) bükülebilir. Elas- mik korteksi) adını alır. Substantia kompakta üç
tik lif ağının dışında elastik kıkırdağın yapı- çeşit lamelden oluşur. Lameller kalınlıkları 3-7 mik-
sı aynen hiyalin kıkırdağa benzer. rometre arasında değişen kemik tabakalarıdır. Bir-
Kemik dokusu: Kemik dokusu insan bedeni- birlerinden ince bir “alçı” tabakası ile ayrılırlar. Bu
nin en sağlam dokusudur. Basınca karşı sağlamlığı tabaka organik maddelerden oluşur, ancak lif barın-
kıkırdak dokusundan yaklaşık 10 kat daha fazladır. dırmaz. Lamel içinde ise birbirine paralel seyreden
Bunun nedeni kemiğin organik temel maddesi içi- kollajen lifleri bulunur. Komşu iki lameldeki lif doğ-
ne anorganik bileşimlerin; %85 oranında kalsiyum rultusu genelde birbirine dik açı yapar. Osteositler
fosfat, %10 oranında kalsiyum karbonat ve %5 lamel sınırında düzgün sıralar şeklinde dizilirler.
oranında magnezyum ve alkali tuzların yerleşme- Lamellerin üç şekli vardır:
sidir. Bunun yanında kemik dokusunun organik
1. “Genel lameller” kemiği bütünüyle birkaç
bileşimi olarak osteoid (amorf temel madde) ve kol-
tabaka olarak sararlar. Periostun hemen al-
lajen lifler bulunur. Kemik dokusu hücresi osteosit
tında bulunurlar.
olarak adlandırılır.
2. “Osteon”, merkezinde bulunan Havers ka-
Yuvarlak kemikler diafiz ve epifiz adlı iki bö-
nalı ile bu kanalın çevresinde daire şeklinde
lüme ayrılır. Diafiz kemiğin orta kısmı, epifiz ke-
tabakalar olarak dizilen “özel” lamellerden
miğin hiyalin kıkırdak ile örtülü eklem kısmıdır.
oluşan bir yapıdır. Osteon, substantia kom-
Gelişme çağında, yani büyüyen kemikte diafiz ile

6
Spor ve Sağlık Bilimleri I

pakta boyunca uzanan silindir şeklinde bir Özellikle bağ ve destek dokusunda hücreler, de-
yapı birimidir. Merkezindeki Havers kana- ğişik işlev durumlarına sentezlerinden sorumlu ol-
lında seyreden kan damarları difüzyon yo- dukları amorf temel madde ile liflerin üretimini ar-
luyla osteonu beslerler. tırarak veya bileşkelerini değiştirerek yanıt verirler.
3. “Substantia kompakta”de osteonlar arasın- Bağ ve destek dokusundaki liflerin, ve özellikle
da kalan boşlukları “ara” lameller doldurur. kollajen liflerin doğrultusu, doku üzerinde etkili
Bunlar düzenli bir şekli olmayan lameller- olan kuvvet yönünü izlerler. Eğer kuvvetin yönü
dir. “Substantia spongiosa” kemiğin iç kıs- anatomik veya fizyolojik nedenlerden dolayı deği-
mını oluşturur ve petek şeklindeki boşluk- şirse o zaman bağ ve destek dokusunun lifleri de
larında kemik iliğini barındırır. Substantia bu yeni yön doğrultusunda dizilirler. Egzersiz ile
spongiosa’daki lamel parçaları ilk bakışta özellikle kollajen liflerin sayısı ve kesit yüzeyi artar;
düzensiz bir görünüm arz etseler de aslında böylece doku daha sağlam hâle gelir.
kemiğin maruz kaldığı kuvvetler doğrultu- Antrenman ile tendon kesit alanını ve sertliğini
sunda “traje” şeklinde dizilirler. artırmak mümkündür. Bu şekilde tendonların ge-
rilmeye karşı direnci artar. Antrenman ile sağlanan
Bağ ve Destek Dokusunda Egzersiz ile
sağlamlık bir yandan niceliksel değişimlere, yani
Oluşan Değişimler
hipertrofiye (kollajen lif kesitinin artması), bir yan-
Bedenin en küçük işlevsel birimi hücre oldu- dan da niteliksel değişimlere (kollajen lif yapısının
ğundan herhangi bir fizyolojik veya patolojik yük- değişmesi) bağlıdır. Fizyolojik olmayan yüklenme-
lenmeye karşı bedenin tepkisi yine hücre bazında lerde tendon hücresi bir osteosite dönüşebilir. Bu-
organize olacaktır. Bedenin herhangi bir işlevinde nun sonucunda aşırı miktarda kalsiyum bağlanan
artış olduğunda hücreler bunu iki şekilde karşılaya- bu odaklar kemikleşebilir.
bilirler (Şekil 1.1):
Aynı ilkeler doğrultusunda kıkırdak hücresi de
1. Hipertrofi; hücrede büyüme görülür.
egzersiz sonrasında amorf temel madde ile kolla-
2. Hiperplazi; hücre sayısında artış görülür. jen lif sentezini artırır. Lifli kıkırdakta yüklenme-
ye bağlı kollajen lifi artışı sonucunda bu doku bir
tendona benzemeye başlar. Hiyalin kıkırdakta ise
kısa süreli ile, uzun süreli yüklenmelerin sonuçları
birbirinden farklıdır. Kısa süreli yüklenmede, ör-
neğin ısınma esnasında, hiyalin kıkırdak %12-13
oranında su alarak şişer. Böylece özellikle basınca
karşı elastik direnci artar. Uzun süreli yüklenmede
ise hiyalin kıkırdakta bir hipertrofi görülür; kond-
rositler ile kondromlar büyür ve kondrositlerin me-
tabolik aktivitesi artar. Ayrıca kondrom içerisinde-
ki kondrosit sayısı da artar. Bu adaptasyon süreçleri
sayesinde hiyalin kıkırdak artan mekanik yüklen-
meyi herhangi bir eklem hasarı olmadan karşılar.
Bağ ve destek dokusunun sağlamlığı özellik-
le “mikrotravmalar” ile bozulabilir. Mikrotravma,
tekrarlayan görece düşük yüklenmeler sonucu olu-
şan, genellikle kişinin farkına varmadığı küçük ya-
ralanmalardır. Doku hasarı dışında, kılcal damar-
larda hafif kanamalar olur. Sonrasındaki yenilenme
sürecinde, bu odaklarda başlayan tamir süreçleri
dokuya eski sağlamlığını kazandıramaz ise, yeni bir
yüklenmeyi kaldıramayan dokuda rüptürler (yır-
Şekil 1.1 Hipertrofi ve Hiperplazi. tılmalar) ortaya çıkabilir. Tendon kopmalarında,
Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Hyperplasia mikrotravmalar önemli bir rol oynayabilir.
adresinden uyarlanmıştır.

7
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Kemik dokusu, üzerine sürekli etkiyen (yer- Çizgili İskelet Kası


çekimi nedeniyle) değişken mekanik kuvvetler Çizgili iskelet kasının kasılabilen yapı ve iş-
nedeniyle zaten sürekli yeniden yapılanmaktadır. lev birimi kas lifidir. Kas lifi, embriyonal gelişim
Burada amaç ana kuvvet doğrultusunda kemik mi- evresinde bir ana kas hücresinin birçok mitoz ile
marisinin düzenlenmesidir. Bu bağlamda; binlerce birbirine yapışık kas hücresine bölünmesi
1. Substantia kompakta kalınlaşabilir, ile ortaya çıkar. Doğumdan sonra kas hücrelerini
birbirinden ayırmak artık mümkün değildir. Bu şe-
2. Substantia spongiosa’nın lamel doğrultusu kilde oluşan kas lifi ortalama 10-100 mikrometre
kuvvet yönünde düzenlenir; ayrıca lamel çapında ve 15 cm uzunluğunda bir yapıdır.
sayısı artabilir ve Çizgili kas lifi somatik sinir sisteminin kontrolü
3. Tendonların kemiğe yapışma noktalarında altındadır. Kontraksiyonu istemli, hızlı ve keskin
substantia kompakta lokal olarak kalınla- olur. Çizgili kas lifi “boyuna” kesildiğinde mikros-
şabilir. Aşırı yüklenme, kemikte kalsiyum kop altında “enine” şeritler ortaya çıkar. Bu enine
tuzlarının azalmasına ve “stres” kırıklarına şeritler, kas lifi boyunca uzanan miyofilamentle-
yol açabilir. rin “düzgün ve geometrik dizilişi” sonucu ortaya
çıkarlar. Işık mikroskobunda koyu “A” ve açık “I”
şeridi ile “I” şeridinin ortasındaki koyu “Z” çizgi-
Kas Dokusu sini birbirinden ayırmak mümkündür. Elektron
İnsan hareketini sağlayan temel yapı kas do- mikroskobunda buna ek olarak koyu “A” şeridinin
kusudur. Kas dokusu hareketi, kontraksiyon (ka- ortasında daha açık “H” şeridi bulunur. Ayrıca “H”
sılma) yeteneği ile ortaya çıkarır. Üç çeşidi vardır: şeridinin ortasında koyu bir “M” çizgisi mevcuttur.
düz kas, çizgili iskelet kası ve kalp kası. Kas lifinin iki “Z” çizgisi arasında kalan bölümü
“sarkomer” olarak adlandırılır. Sarkomer kas lifinin
en küçük işlev birimidir. Sarkomerin ortasındaki
koyu “A” şeridi, kalın miyozin filamentlerinin yan
yana dizilmesi ve uç bölümlerine daha ince aktin
dikkat
filamentlerinin komşu olması ile ortaya çıkar. “H”
Kas hücrelerinde endoplazmik retikulum; “sar-
şeridinin daha açık olması aktin filamentlerinin
koplazmik retikulum”, hücre zarı “sarkolemma”
yokluğundan kaynaklanır. Açık “I” şeridi ise sade-
ve sitoplazma “sarkoplazma” olarak adlandırılır.
ce aktin filamentlerini barındırır. İki komşu aktin
miyofilamenti birbirine uc uca “Z” çizgisinde tutu-
nur. Yan yana dizilen komşu miyozin filamentleri
Düz Kas
ise “M” çizgisinde birbirlerine ortadan tutunurlar
Düz kaslar, iç organlar ve kan damarlarında (Şekil 1.2).
bulunurlar. Otonom sinir sistemi tarafından yöne- Sarkomerin uzunluğu kas gevşek durumda iken
tilen düz kasların kontraksiyonu istem dışı, yavaş 2 mikrometre kadardır. Kontraksiyon sırasında
ve dalgalı olarak gerçekleşir. Düz kas hücresinin %50’lik bir kısalma olur. Kontraksiyon sırasında
oval bir biçimi vardır. Çapı 4-20, uzunluğu 40-200 aktin filamentleri miyozin filamentlerinin ortasına
mikrometredir. Nukleusu genelde sitoplazmanın doğru kayarlar. Bundan dolayı “H” şeridi daralır
merkezinde bulunur. Düz kas hücresinin kont- ve sonunda kaybolur. Benzer şekilde “I” şeridi de
raksiyon yeteneği, diğer kas dokularında olduğu daralır.
gibi aktin ve miyozin miyofilamentlerinin varlığı- İskelet kası sarkomerinde, enine hücre zarı gi-
na bağlıdır. Mekanik bir yüklenmeye (örneğin bir rintileri (T-sistemi) ve boyuna uzanan sarkoplaz-
böbrek taşının idrar yollarını tıkaması gibi) düz kas mik retikulum (L-sistemi) bulunur. L-sistemi yük-
hücresi hipertrofi ile yanıt verir, bu durumda hüc- sek konsantrasyonlarda kalsiyum iyonları depolar.
renin hacmi 8 katına çıkabilir.

8
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Şekil 1.2 Kas fibrili içerisindeki sarkomer ve myofilamentler.


Kaynak: Neumann, D. A. (2013). Elsevier Health Sciences’dan uyarlanmıştır.

İskelet kas lifinin sarkolemması, miyolem (myelomma) adlı bir kılıf ile çepçevre sarılır. Miyolem bir bazal
lamina ile retiküler liflerden oluşur. Tendonun kollajen lifleri miyoleme tutunurlar. Kas, tendon ve kemik
işlevsel bir bütün oluştururlar. Yukarıda anlatıldığı üzere tendonun kollajen lifleri miyoleme tutunurlar,
Burada kollajen liflerinin hafif dalgalı seyri ile elastik liflerin varlığı bir esneme payı sağlar. Böylece kont-
raksiyon anında ani gerilmeler önlenmiş olur. Benzer şekilde tendonun kemiğe tutunma noktası “insertio”,
değişik esneklikleri olan dokular arasında bir geçiş oluşturur. Bundan dolayı kemik ile tendon arasında
kıkırdak dokusu bulunur. Böylece yumuşak bir geçiş sağlanır.
Kas lifinde bulunan aktin ve miyozin miyofilamentleri “miyofibril” adı verilen demetler şeklinde paket-
lenir. Kas lifinin kuvveti, kesitinde bulunan aktin/miyozin miyofilamentlerin (veya miyofibrillerin) sayısı
ile doğru orantılıdır. Kas kasılması sırasında aktin ve miyozin filamentleri arasında oluşan çapraz köprüler
kasın kısalmasını ve sonucunda kuvvet üretmesini sağlar. İnsan hareketinin temelinde bu mekanizma ya-
tar. Bir sarkomerde, aktin ile miyozin arasındaki çapraz köprü sayısı ne kadar fazlaysa sarkomerde o kadar
kuvvet üretilebilir. Çapraz köprü sayısının maksimum olduğu ve sarkomerin en çok kuvvet ürettiği uzun-
luğa, optimum uzunluk denir.
Kasın kuvvet üretme kapasitenin yanı sıra, hareket için diğer önemli özellik kasın kasılma hızıdır. Kasın
kasılma hızını belirleyen en önemli özellik kas fibril tipidir (Tablo 1.2).

9
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Tablo 1.2 Kas Fibril Tipleri.

FT-Fibril (“Fast-twitch” ) ST-Fibril (“Slow-twitch”)


Tip 2a, 2B, 2X Tip I
Beyaz Kırmızı
Kalın İnce
Hızlı Yavaş
Anaerob baskın Aerob baskın
Mitokondriyum oranı az Mitokondriyom oranı fazla
Güç odaklı Dayanıklılık odaklı

sıvısı ile çevrilmiştir. Sinir dokusunda iki hücre tipi


bulunur: Nöronlar ve glia hücreleri.
dikkat Glia hücreleri (glia = alçı) nöronların oluştur-
Kas fibril tiplerinin sınıflanması ve tanımlanmasında duğu üç boyutlu ağ yapılarını çevrelerler. Glia hüc-
birden fazla kriter vardır. Bu sınıflandırmalara göre relerinin, uyarımların iletilmesinde herhangi bir
fibril tiplerinin sayısı farklılık göstermektedir. Farklı işlevleri yoktur. Ancak glia hücreleri olmaksızın
kaynaklarda yukarıda verilen fibril türlerinden daha nöronlar uzun süre vital (yaşamsal) fonksiyonları-
fazla ara form hibrit fibril tiplerinden bahsedilmek- nı devam ettiremezler. Glia hücreleri; a) destek bir
tedir. Şunu bilmek gerekir: Fibril tipleri arasında kes- yapı oluştururlar, b) besin maddelerini nöronlara
kin geçişler yoktur. ulaştırırlar ve c) artık maddeleri kan dolaşımına ve
beyin-omurilik sıvısına bırakırlar. Böylece glia hüc-
releri nöronları çevreleyen dış ortamın sabit kalma-
sını sağlarlar.
Egzersizin güce veya dayanıklılığa yönelik ol-
ması ile bağlantılı olarak kas lifi “ “FT”den “ST”ye Sinir dokusunun asıl hücresi nörondur. Her bir
veya “ST”den “FT”ye dönüşebilir. Bundan dolayı nöron morfolojik, genetik ve fonksiyonel olarak
bir halterciye uzun koşu antrenmanı yaptırmak, bağımsız bir birimdir. Nöronun işlevi uyarıları ilet-
kas gücünün azalmasına neden olabilir. Aynı kas mektir. Sadece beyin korteksinde 14 milyar nöron
içerisinde bile iki kas lifi türünün yan yana bulun- bulunduğu sanılmaktadır. Bir nöronun büyüklü-
ması mümkündür. Ayrıca kas lifi türü kalıtımsal gü 4 mikrometre (serebellum) ile 130 mikrometre
faktörlere de bağlıdır. (korteksteki Betz piramidal hücreleri) arasında de-
ğişebilmektedir. Nöronun, nükleusu içeren gövde-
Kalp Kası si “perikaryon” olarak adlandırılır. Perikaryondan
“dendrit” (dendrit = ağaç) adı verilen çok sayıda
Kalp kasında da enine çizgiler mevcuttur. An- kısa sitoplazma uzantısı, ve “akson” olarak adlandı-
cak nukleus hücrenin ortasında bulunur. Kalp kası rılan tek bir uzun sitoplazma uzantısı çıkar. Dend-
hücresinin çapı ortalama 15, uzunluğu 100 mik- ritler ancak birkaç mikrometre uzunluğa ulaşırken,
rometredir. Hücreler, mikroskopta parlak olarak aksonun boyu 1 metreye varabilir. Her nöronun
görünen şeritler ile birbirlerine yapışarak düzensiz sadece bir tek aksonu olması, sinir sisteminin işlev-
bir ağ kurarlar. Kalp kası hücresi sarkoplazmasının sel örgütlenmesi için son derece önemlidir. Ancak
%30’u mitokondriyumdan oluşur çünkü kalp de- akson, kollaterallere (dallara) ayrılabilir.
vamlı bir yüklenme altındadır. Kalp ağırlığı 500
Sinir sisteminde uyarımlar, nöron hücre zarının
gramı aşarsa hücre hiperplazisi görülür, bu da do-
“depolarizasyonu” (depolarizasyon hücre zarı dış
kunun beslenmesini zorlaştırdığı için enfarktlere
yüzeyindeki pozitif elektrik yükün bir uyarım ile
neden olabilir.
negatifleşmesi demektir) ve bu depolarizasyonun
hücre zarı boyunca yayılması ile iletilirler. Yukarı-
Sinir Dokusu da belirtildiği gibi nöronun sadece tek bir aksonu
Sinir sisteminin mikroskobik yapısını sinir vardır. Depolarizasyon akson boyunca sadece tek
dokusu, bağ dokusu ve kan damarları oluşturur. bir yönde, perikaryondan akson ucuna doğru ya-
Merkezî sinir sistemine ait yapılar beyin-omurilik yılır. Nöron uyarımı sadece tek bir yönde ileten

10
Spor ve Sağlık Bilimleri I

bir elektrik devresine benzetilebilinir. Uyarımın torbasına iletilir. Toplanan idrar, yine bu sistem
iletilmesi “ya hep ya hiç” ilkesine göre olur; yani organı olan idrar kanalı aracılığı ile vücuttan atılır.
ya her bakımdan hep sabit kalan bir depolarizas- Görüldüğü üzere hepsi aynı amaca ulaşmak için
yon iletilir veya herhangi bir uyarım iletilmez. Her ayrı fonksiyonlar üstlenerek boşaltım sistemini
bir nöronun aksonu başka nöronların dendritleri oluşturmuşlardır.
veya perikaryonları ile “sinaps” adı verilen bağlan-
tılar yapar. Aynı aksonda olduğu gibi sinapsda da Kas-İskelet Sistemi
uyarım sadece tek bir yönde iletilir. Bunun dışında,
Vücudun hareketini sağlar. Temel olarak ke-
nöron ile iskelet kas lifi arasında “motorik son plak”
mikler, kaslar ve eklemlerden oluşur.
olarak adlandırılan özel bir sinaps şekli mevcuttur.
Glia hücrelerinin bir alt tipi olan “Schwann
hücreleri”, birkaç sitoplazma tabakası ile aksonu Solunum Sistemi
kaplarlar. Schwann hüçrelerinin yaptığı bu akson Soluk alarak biyolojik süreçlerimiz için gerekli
kılıfı “nörolem” olarak adlandırılır. Buna ek olarak oksijen ve karbondioksiti akciğerlere ileten ve kana
kalın aksonlarda (çapları 1 mikrometreden büyük) geçişini sağlayan, soluk verirken de ters yönde işlev
Schwann hücreleri, lipid ile proteinden oluşan ve gören sistemdir. Temel olarak burun, yutak (fa-
“miyelin” olarak adlandırılan bir izolasyon maddesi rinks), gırtlak (larinks), soluk borusu (trakea) ve
ile aksonu birkaç kat sararlar. Akson boyunca 1-2 akciğerlerden (pulmones) oluşur.
mm aralıklarla miyelinsiz odaklar vardır; bunlar
“Ranvier boğumları” olarak adlandırılır. Miyelin bir Dolaşım Sistemi
izolatör görevi gördüğünden, miyelinli aksonlarda Vücuttaki kanın dolaşımını sağlayan sistemdir.
depolarizasyon bir Ranvier boğumundan diğer Temel olarak kalp, atardamarlar (arter), toplarda-
Ranvier boğumuna atlayarak yani çok daha hızlı marlar (ven), kılcal damarlar (kapiller), lenf ve lenf
bir şekilde akson boyunca iletilir. kanallarından oluşur.

Organlar ve Sistemler Sinir Sistemi


Organlar ve organ sistemleri, insan vücudunun Vücudun uzay yani dış dünya ve organlar ara-
fonksiyonunu idame ettirirler. Birbirlerinden farklı sındaki işlevsel bağlantısını sağlar. Ayrıca diğer sis-
fonksiyonlar yürütürken aynı zamanda sinerjist bir temlerin de faaliyetlerini düzenler. Temel olarak
bütünlük ile birbirleriyle iletişim halindedirler. beyin, omurilik ve vücuttaki çevresel sinirlerden
oluşur.
Organlar
Organlar, hücre ve dokuların vücutta belli gö- Endokrin Sistem
revler için bir araya gelmesiyle oluşan yapılardır. Vücuttaki metabolizmal faaliyetleri düzenleyen
Bir organı oluşturan ana dokular ortak embriyolo- sistemdir. Temel olarak hipofiz, tiroid, paratiroid,
jik kökenlere sahip olma eğilimindedir. Fonksiyo- böbrek üstü bezleri ve pankreas bezi gibi bezlerden
nel olarak organlar genellikle tüm organ sistemleri- oluşur.
ni oluşturmak için işbirliği yaparlar.
Sindirim Sistemi
Organ Sistemleri Bu sistemde vücuda alınan besinlerin sindirimi,
Sistemler, belli bir görevi yerine getirmek üze- emilimi ve emilmeyen kısımların vücuttan atılması
re bir araya gelmiş organ topluluklarıdır. Sistem- sağlanır. Temel olarak ağız boşluğu, yutak (farinks),
de, organlar ortak bir amaca yönelik çalışır fakat yemek borusu (özofagus), mide (gaster), ince ba-
yaptıkları görevler farklıdır. Örneğin; boşaltım ğırsak, kalın bağırsak, rektum, anüs ve sindirime
sisteminde böbrek, kirli kanı süzer ve idrar olu- yardımcı olan tükürük bezleri, karaciğer, pankreas
şumunda rol oynar. İdrar, idrar boruları ile idrar ve safra kesesi organlarından oluşur.

11
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Üriner Sistem
Vücuttaki metabolik olaylar sonucu ortaya çıkan maddeler bu sistemde süzülerek dışarı atılır. Temel
olarak böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur.

Üreme Sistemi
Üremeyi ve gen aktarımını sağlayan sistemdir. Cinsiyetler arasında farklı organ ve oluşumlar bulunur.
Kadında temel olarak yumurtalıklar (ovaryum), tüpler, rahim (uterus), vajina ve vulvadan oluşur. Erkekte
ise testis, üreme bezleri ve penisten oluşur.

Bağışıklık Sistemi ve Lenfatik Sistem


Bağışıklık ve lenfatik sistemler, vücudumuzun bulaşıcı patojenik virüslere, bakterilere, mantarlara, pa-
razitlere karşı savaşmasını sağlayan ve bu zararlı yapıları vücudumuzdan uzaklaştıran sistemlerdir.

İntegumenter Sistem
İntegumenter sistem, vücudu dışarıdan gelen hasara, su ve ısı kaybına karşı koruyan cilt ve buna bağlı
yüzeyel uzantıları içerir.
Öğrenme Çıktısı
1 İnsan vücudunu oluşturan temel anatomik yapıları ve fonksiyonel organizasyonlarını
tanımlayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Spor ve antrenörlük uzman-


Egzersiz ve hareket sonucu
lık dalınızda sık görülen bağ
ortaya çıkan mekanik yük-
Egzersizin ortaya çıkardığı ve destek doku yaralanma-
lenmelerin bağ ve kemik
kemik doku adaptasyonunu larını, bu bölümde öğren-
dokuda ortaya çıkardığı
performans ile ilişkilendirin. diğiniz özellikler üzerinden
mekanik adaptasyonları
düşününüz ve arkadaşları-
araştırın.
nızla tartışın.

ANATOMİK TERİMLER VE KAVRAMLAR


İnsan hareketinin yorumlanmasında ve iletişiminde, objektif bir standarta dayanan ortak bir dil kullan-
mak gerekmektedir. Bu amaçla anatomik terimler ve kavramlar oluşturulmuştur.

Anatomik Duruş
Vücut pozisyonuna göre anatomik tanımlamalar yapılırken ve konumlardan bahsedilirken yüzü bize dö-
nük bir şekilde ayakta duran, baş ve gövdesi dik pozisyonda, kolları yanlarda ve aşağıya sarkık, avuç içi öne
bakan, ayakları birleşik ve öne dönük bir kişi referans alınır. Bu standart pozisyona anatomik duruş denir.
Vücut kısımlarının konumları ve ve hareket oryantasyonları tarif edilirken kullanılmak üzere insan
vücudundan 3 ana düzlemin ve eksenin geçtiği varsayılır (Şekil 1.3).

Düzlemler
Temelde 3 düzlem vardır ve anatomik tanımlamalar bu 3 ana düzlem ekseninde yapılır.

12
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Sagittal (Anteroposterior) Düzlem


Vücudu önden arkaya doğru dik kesen, sağ ve sol olarak vücudu ikiye ayıran düzlemdir. Her eksende
olduğu gibi sagittal eksen, referans noktasına göre vücudun herhangi bir bölgesinden geçebilir. Eğer referans
olarak vücudun tam ortası alınırsa sagittal düzlem vücudu sağ ve sol olarak birbirine eşit iki parçaya ayırır. Bu
durumda sagittal düzlem aynı zamanda median düzlem olur. Karşılaştırmalı olarak vücut üzerinde median
düzleme daha yakın olan oluşum “medial”de, orta hatta daha uzak olanı ise “lateral”de konumlanmıştır.

Transvers (Horizontal) Düzlem


Yere paralel şekilde vücudu enine kesen, alt ve üst olarak vücudu ikiye ayıran düzlemdir. Karşılaştırmalı olarak
vücut üzerinde başa daha yakın olan oluşum “superior”de, daha uzak olanı ise “inferior”de konumlanmıştır.

Frontal (Koronal) Düzlem


Vücudu sağdan sola, ya da soldan sağa doğru dik kesen ve ön ve arka olmak üzere ikiye ayıran düzlem-
dir. Karşılaştırmalı olarak vücut üzerinde ön cepheye daha yakın olan oluşum “anterior”de, daha uzak olanı
ise “posterior”de konumlanmıştır.

Eksenler
Eksenler (Aksisler), insan vücudunda eklemler çevresinde oluşan hareketlerin tanımlanmasında kulla-
nılır. Temel eksenler şunlardır:
Vertikal Aksis: Baştan ayaklara doğru dikey inen ve yere dik olan eksendir.
Sagittal Aksis: Önden arkaya veya arkadan öne doğru yönelen ve yere paralel olan eksendir.
Frontal Aksis: Sağdan sola veya soldan sağa uzanan ve yere paralel olan eksendir.

Şekil 1.3 Düzlemler ve Eksenler.


Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8 adresinden uyarlanmıştır.

Pozisyon ve Hareket ile İlgili Terimler


Anatomik duruşa göre belirlenen düzlem ve eksenler esas alınarak, oluşumların pozisyon ve yönünü be-
lirten terimler kullanılır (Şekil 1.4). Pozisyonun belirtilmesinde kullanılan terimler Tablo 1.3’teki gibidir:

13
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Tablo 1.3 Anatomik pozisyon ve yön ile ilgili terimler.


Anterior: Ön, ön tarafta bulunan Posterior: Arka, arkada bulunan
Superior: Yukarıda bulunan Inferior: Aşağıda bulunan
Dexter: Sağ, median düzleme göre sağdaki Sinister: Sol, median düzleme göre soldaki
Median: Orta, ortada bulunan Intermedius: İki oluşum arasında
Lateral: Dış, dış yan medial düzleme uzak olan Medial: İç taraf, median düzleme yakın olan.
Dorsal: Sırt taraf, sırta ait Ventral: Karın tarafında, karına ait
Centralis: Merkez Perifer: Merkezden uzakta, uç
Apicalis (Apex): Tepe, üst kısım Basalis (Basis): Taban
Superfacialis (Süperfisyal): Yüzeyel Profundus: Derin
Cranialis/Cranial: Baş tarafında Caudalis/Caudal: Ayak tarafında
Internus/Internal: İç Externus/External (Eksternal): Dış
Proximalis/Proximal (Proksimal): Merkez ya da
Distalis/Distal: Merkez ya da gövdeye uzak
gövdeye yakın
Horizontal: Yatay Vertikal: Dikey
Supine: Sırt üstü Prone: Yüz üstü
Kontra-lateral: İlgilenilen yapı veya olayla ters tarafta İpsi-lateral: İlgilenilen yapı veya olayla aynı tarafta
(sağ veya sol) olan. (sağ veya sol) olan.

dikkat
Pozisyonlar tanımları, insan anatomik duruş pozisyonuna göre verilmiştir. Hayvan ana-
tomik duruş pozisyonlarında bazı tanımlamalar farklılaşabilir. Örneğin iki ayağı üzerine
kalkan bir köpe için, anterior baş tarafına doğru yukarıyı tanımlar.

Şekil 1.4 Anatomik pozisyon ve yönlerin gösterimi.


Kaynak: https://courses.lumenlearning.com/ap1x94x1/chapter/anatomical-orientation-and-directions/ adresinden uyarlanmıştır.

14
Spor ve Sağlık Bilimleri I

İnsan vücudundaki bütün hareketler eksenler çevresinde gerçekleştirilir (Şekil 1.5). Hareketleri tanım-
layan terimler şunlardır (Tablo 1.4):
Tablo 1.4 Eklem Hareketlerini Tanımlayan Terimler.

Herhangi bir eklemin sagittal planda bükülmesi sonucunda eklem


Fleksiyon
hareket açıklığının daralma işlemidir.
Lateral fleksiyon Gövdenin frontal plandaki (sağa veya sola doğru) bükülme hareketine denir.
Herhangi bir eklemin sagittal planda açılması sonucunda eklem hareket
Ekstansiyon
açıklığının artması işlemidir.
Abduksiyon Herhangi bir eklemin frontal planda orta hattan uzaklaştırılmasıdır.
Adduksiyon Herhangi bir eklemin frontal planda orta hatta yaklaştırılmasıdır.
Açısal hareketlerin kombinasyonu dairesel bir hareket sağlar. Buna da
Sirkümdiksiyon
sirkümdiksiyon adı verilir.
Transvers planda orta hat çevresinde yapılan dönme hareketidir. Boyun
ile yapılan dönme hareketinde yüzün öne gelen tarafının sağ ya da
Rotasyon
sola doğru yer değiştirmesi söz konusudur. Yapılan rotasyon hareketleri
anatomik pozisyona göre tanımlanır ve iki yönde gerçekleşebilir.
Eksternal (dış/lateral)
Dışa, vücut merkezinden uzağa doğru döndürme.
rotasyon
Internal (iç/medial)
İçe, vücut merkezine doğru döndürme olarak isimlendirilir.
rotasyon
Ayak tabanının arkaya bakacak şekilde bükülme hareketi (ör. parmak
Plantar fleksiyon
ucuna kalkmak).
Ayak tabanının öne bakacak şekilde bükülme hareketi (ör. topuklar
Dorsal (Dorsi-) fleksiyon
üzerine kalkmak).
İnversiyon Ayak tabanının içe (medial’e, orta hatta) doğru döndürülmesi
Eversiyon Ayak tabanının dışa (lateral’e, orta hattan uzağa) doğru döndürülmesi
Elevasyon Yapının yukarıya doğru kaldırılması (ör. skapular elevasyon).
Depresyon Yapının aşağıya doğru indirilmesi (ör. skapular depresyon).
Retraksiyon Yapının arkaya (posterior’a) doğru getirilmesi (ör. skapular retraksiyon).
Protraksiyon Yapının öne (anterior’a) doğru getirilmesi (ör.skapular protraksiyon).
Önkolun dışa doğru döndürülerek su içme pozisyonuna getirilmesi veya
Supinasyon yukarıya/öne bakması. Ayakta için subtalar inversiyon, plantarfleksiyon
ve adduksiyonun birleşiminden oluşur.
Önkolun içe doğru döndürülerek avuç içinin aşağıya/arkaya bakması.
Pronasyon Ayakta için ise subtalar eversiyon, dorsifleksiyon ve abduksiyonun
birleşiminden oluşur.

15
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Şekil 1.5 Eklem Hareketlerinin Gösterimi.


Kaynak: Clinical kinesiology and anatomy. Lynn S. Lippert. - 5th ed. ‘dan uyarlanmıştır.

Sık kullanılan hareketi tanımlayan terimler, düzlemlere göre aşağıdaki tabloda özetlenmiştir (Tablo 1.5):

Tablo 1.5 Düzlemlere Göre Hareketi Tanımlayan Terimler.

Düzlem Terimler
Fleksiyon ve ekstansiyon
Sagittal Dorsifleksiyon ve plantar fleksiyon
Ön ve arkaya eğilme/bükülme
Abduksiyon ve Adduksiyon
Frontal Lateral fleksiyon
Eversiyon ve inversiyon
İnternal (medial) ve eksternal (lateral) rotasyon
Transvers
Aksiyal rotasyon

Öğrenme Çıktısı
2 İnsan vücudundaki anatomik yapıların konumlarını ve hareketlerini tanımlayan terimleri
açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Spor ve antrenörlük uzman-


Ayak pronasyonunda aşırı lık dalınızdaki temel hare-
artış ile ortaya çıkan postü- Anatomik düzlemler ve hare- ket paternlerini açıklarken
rel disfonksiyonu ve etkile- ket terimlerini ilişkilendirin. kullanmanız gereken ana-
rini araştırın. tomik terimleri düşünerek
arkadaşlarınızla tartışın.

16
Spor ve Sağlık Bilimleri I

HAREKET SİSTEMİNİ OLUŞTURAN YAPILAR VE FONKSİYONLARI


Hareket sistemi, iskelet ve kas sistemi olmak üzere ikiye ayrılır. İskelet sistemine kemikler, eklemler ve
bağ doku dâhildir. Kas sistemi ise kaslar ve yardımcı yapılardan oluşur. Kas sistemi aynı zamanda “aktif
hareket sistemi”, iskelet sistemi ise “pasif hareket sistemi” olarak adlandırılır.

Aktif Hareket (Kas) Sistemi


İnsanda yaklaşık 640-850 (gruplama
metoduna göre değişen) adet kas bulunur.
Her kasın bir başlangıç kısmı, “origio”; bir
de kemiğe tutunma kısmı, “insertio”su var-
dır. Bir kas, katettiği eklem sayısına göre
tek eklemli (monoartiküler) ve çift eklemli
(biartiküler) şeklinde sınıflandırılabilir.
Kas lifleri “fasikül” adı verilen demetler
şeklinde paketlenirler. Kas liflerinin paket-
lenmesi fasikülleri oluştururken, fasikülle-
rin paketlenmesi ise bütün kası oluşturur.
Kasın bütün çevresini ve komponentlerini
bir ağ gibi saran bağ doku zarına “miyo-
fasya” denir. Kas lifi çevresinde “endomysi-
um”, fasiküllerin çevresinde “perimysium”
ve bütün kasın çevresinde “epimysium” is-
mini alır (Şekil 1.6). Şekil 1.6 Kas ve Komponentleri.
Kaynak: Neumann, D. A. (2013). Elsevier Health Sciences. ‘dan
Kas Morfolojisi ve Mimarisi uyarlanmıştır.

Kas morfolojisi, kas bütününün temel


şeklini tanımlar. Kasın şekli ise, kas fasikül-
lerinin dizilim yönüne göre tanımlanır. Bir
kasın fasikülleri birbirlerine paralel seyredebi-
leceği gibi, başka geometrik dizilişleri de ola-
bilir. Kasların şekilleri fonksiyonlarını da etki-
ler. Vücutta en sık fusiform ve pennate kaslar
vardır. Fusiform kasların fibrilleri (ör. Biceps
Brachii) birbirlerine ve tendona paralel yönde
dizilmiştir. Pennate kaslarda ise fibriller ten-
dona paralel dizilmez, açılı bağlanırlar.
Kas fibrillerinin tendona bağlanma açısına
pennasyon açısı denir (Şekil 1.7). Eğer tendon
ile kas fibrilleri birbirlerine paralel ise pennas-
yon açısı 0’dır. Bu durumda, kasta üretilen
bütün kuvvet eklemde rotasyon yaratacak
doğrultuda tendona iletilir. Eğer kas fibrilleri
ile tendonun oryantasyonu birbirlerine paralel
değilse, kas fibrilleri ile tendon arasındaki pen- Şekil 1.7 Pennasyon açısı.
nasyon açısı 0’dan büyüktür. Bu durumda ise Kaynak: Neumann, D. A. (2013). Elsevier Health Sciences.’dan
kastan tendona, eklemde rotasyon yaratacak uyarlanmıştır.
doğrultuda iletilen kuvvette düşüş olur.

17
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Kas Kuvveti
Kas fasiküllerinin dizilişine göre bir kasın kısalma oranı, kısalma hızı ve üretebileceği kuvvet değişir. Bu
bağlamda, “anatomik” ve “fizyolojik” çapraz kesit alanı şeklinde bir ayrım yapmak mümkündür. Anatomik
çapraz kesit alanı, bütün kası boyuna dik kesen düzlemdir. Fizyolojik çapraz kesit alanı ise kas fibrillerine
dik bir şekilde kasın kesilmesi sonucu elde edilen alanı ifade eder. Kas içinde fasiküllerin geometrik dizilişi-
ne bağlı olarak bu iki kesit alanı birbirinden farklı olabilir. Bir kasın kuvveti, fizyolojik çapraz kesit alanına
göre ortalama 25 N/cm2’dir. Dolayısıyla, kasın maksimum kuvvet üretebilme kapasitesi fizyolojik çapraz
kesit alanı ile doğru orantılıdır. Bunun yanı sıra, kuvvet üretme ve dışarıya iletme kapasitesi; cinsiyet, yaş,
kas içi koordinasyon, bağ doku sağlığı ve motivasyon gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Kas Kasılma Tipleri


İskelet kası çeşitli yollarla kasılabilir. Ekstremite yer değişimi olmadan ya da eklemde rotasyon oluş-
madan kas kasılıyor ise bu, izometrik kontraksiyon olarak adlandırılır. İzometrik kas kasılması sıra-
sında eklemde bir rotasyon oluşmasa da kas fibrillerinde minimal bir kısalma mevcuttur. Bu durum-
da kas tonus’undan bahsedilir. Kasılmalar kas uzunluğunda bir değişim meydana getiriyorsa izotonik
kontraksiyon’a neden olur. Kasın boyu kısaldığı zaman izo-
tonik kontraksiyon konsantrik kontraksiyon olarak adlan-
dırılır. Kasılma sırasında kasın boyu uzar ise bu, eksantrik Kontraksiyon: Kasılma anlamına gelir.
kontraksiyon olarak isimlendirilirler (Şekil 1.8). Maksimal
eksantrik kas kasılması sırasıyla, izometrik ve konsantrik
kasılmaya göre daha fazla kuvvet üretir.

Şekil 1.8 İzotonik Kontraksiyon Tipleri.


Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8 adresinden uyarlanmıştır.

Kasların İşlevlerine Göre Sınıflandırılması


Bir kasın gerçekleştirdiği hareket, ekleme gore göreceli olarak bulunduğu konuma bağlıdır. Hatta bu
nedenle bir kasın değişik bölümleri (örneğin m. deltoideus) aynı eklemde farklı işlevlere sahip olabilir.

18
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Aşağıdaki terimler genellikle kasların hareket sı- lindir tepecikler), “linea” (çizgi şeklinde kıvrımlar)
rasındaki fonksiyonlarını tanımlamak için kullanılır: ve “crista” (kalın kıvrımlar, belirgin çıkıntı) adını
Agonist: Hareketin başlatılmasında ve gerçek- alırlar (Tablo 1.6).
leştirilmesinde direk olarak görev alan kas ve kas
Tablo 1.6 Kemik Çıkıntılarıyla İlgili Anatomik Terimleri
grupları. Örneğin tibialis anterior ayak bileğinin
ve Tanımlamalar.
dorsifleksiyon hareketinde agonist olarak görev alır.
Antagonist: Hareketin gerçekleştiği yönün ter- Anatomik Terim Tanım
si yönde (hareketi yavaşlatmaya veya durdurmaya
Crista (Krest) Kalın kıvrımlar, belirgin çıkıntı
yönelik), agonist kas veya kas grubuna karşı görev
alan kas veya kas grubudur. Örneğin; gastrocnemi- Linea Çizgi şeklinde kıvrımlar
us ve soleus kasları, dorsifleksiyon hareketi sırasın- Processus Çıkıntı ya da tümsek
da tibialis anteriorun antagonistleri olarak kabul Spinae Dikenimsi sivri çıkıntı
edilir (Şekil 1.9).
Trokanter Büyük kaba çıkıntı
Sinerjist: Bir hareketin gerçekleşmesi sırasında
Tubercle
birlikte görev alan kaslar sinerjist olarak kabul edilir. Düğme şeklinde çıkıntı
(Tüberkül)
Genellikle harekette birincil olarak görev alan ago-
nist kaslara yardımcı olan kaslar sinerjist kaslardır. Tuberositas Küçük, kaba çıkıntı
Sinerjist kaslar, hareketi ortaya çıkaran kuvvet vektö-
rü yönünde agonist kaslara yardımcı olabileceği gibi Ağır mekanik yüklenmenin olduğu odaklarda
hareketin oluşmasına olanak sağlamak için stabiliza- tendonlarda kemikleşme olabilir (patella aslında
tör görevi de üstlenebilir. Bu görevi üstlenen kaslar, bu duruma iyi bir örnektir). Ayrıca tendon ve kas-
özel olarak stabilizatör kaslar olarak adlandırılır. ların kemik çıkıntıları üzerinden geçtikleri yerlerde
“bursa” adlı sıvı dolu kesecikler bulunur. Bunlar
Kişilerin hareket kapasitelerine (mobilizasyon,
yastık görevi görerek kas veya tendonu sürtünme-
stabilizasyon, kuvvet vb.) bağlı olarak benzer ha-
den korurlar. Tendon kılıfları (vaginae tendinum)
reketlerde kasların üstlendiği görevler kişiler arası
ise tendonun kayganlığını arttırırlar. Dış tabakaları
farklılık gösterebilir.
sıkı bağ dokusundan olup, iç tabakaları (synovia)
kaygan bir sıvı salgılarlar.
Miyofasya, bir kası veya kas grubunu saran ve
sıkı bağ dokusundan oluşan kılıflardır. Hem kont-
raksiyon esnasında kasın doğru konumda kalması-
nı sağlarlar, hem de başka kasların tutunabileceği
bir yüzey oluştururlar. Ayrıca kuvvet iletimi ve de-
rin duyu gibi fonksiyonlarda da rol oynarlar.
İnsan vücudunun hareketi, eklemlerdeki ro-
tasyonel hareketler sonucu ortaya çıkar. Bunun
için, kaslar kemikleri kaldıraç olarak kullanarak
tork (rotasyonel kuvvet) üretirler. Genel olarak
konuşursak kaldıraç; bir aksis (rotasyon merkezi)
Şekil 1.9 Agonist ve Antagonist Kaslar.
üzerinde asılı duran, rijit bir çubuktan oluşan ba-
Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8
sit bir makinedir. Kaldıraçların temel görevi lineer
adresinden uyarlanmıştır.
kuvveti rotasyonel torka dönüştürmektir. Vücut
eklemlerimizde hareketler, bu prensiple ortaya çık-
Kas İskelet Sisteminde Kuvvet İletimi maktadır. Kas-iskelet sistemini etkileyen en önemli
ve Kaldıraç Tipleri kuvvetler; kas kuvvetleri, yerçekimi kuvveti, doku
Kaslar, tendon ve aponevrozlar aracılığıyla ke- gerilimleri ve çevre kaynaklı fiziksel temas yoluy-
mikteki özel oluşumlara tutunurlar. Bunlar; “tube- la ortaya çıkan kuvvetlerdir. Vücutta kaldıraçların
rositas” (küçük, kaba çıkıntı), “tüberkül” (düğme aksisi, eklem orta noktasında (eklem aksı) konum-
şeklinde çıkıntı), “spinae” (dikenimsi sivri çıkıntı), lanır. Kaldıraçlar birinci, ikinci veya üçüncü tip
“processus” (çıkıntı veya tümsek), “trochanter” (si- olarak sınıflandırılır:

19
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Birinci Tip Kaldıraçlar


Birinci tip kaldıraçta eklem merke-
zi, kuvvetin uygulandığı nokta ile yü-
kün etki ettiği nokta arasındadır (Şekil
1.10). İnsan vücudundan örnekle; baş
ve boyun ekstansör kasları sagittal ek-
sende eklem merkezinin önünde olan
başın, ağırlık merkezinin oluşturduğu
yüke karşı kuvvet uygular. Kasın kuv-
vet uyguladığı noktanın moment kolu
(dikey kuvvet vektörünün eklem aksına
olan uzaklığı), yükün etki ettiği nokta-
nın moment kolundan ne kadar daha
uzunsa mekanik avantaj daha fazladır.
Yani daha az kas kuvveti ile daha fazla
yük kaldırılabilir. Bu duruma mekanik Şekil 1.10 1. Tip Kaldıraç.
avantaj denir. Tam tersi durumda ise
Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8 adresinden
mekanik dezavantaj vardır fakat hare-
uyarlanmıştır.
ket hızı açısından avantaj sağlanır.

İkinci Tip Kaldıraçlar


İkinci tip kaldıracın temel 2 yapısal özelliği vardır. Birincisi, rotasyon merkezi kemiğin bir ucunda ko-
numlanmıştır (Şekil 1.11). İkincisi ise kas veya iç kuvvetlerin moment kolu yük kolundan daha uzundur.
Bu yüzden ikinci tip kaldıraçlar mekanik avantaja sahiptir. Kas iskelet sisteminde ikinci tip kaldıraçlar
az bulunur. Klasik bir örnek olarak parmak ucuna kalkıldığında gastrocnemius kaslarının pozisyonu ve
fonksiyonu verilebilir.

Şekil 1.11 2. Tip Kaldıraç.


Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8 adresinden uyarlanmıştır.

20
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Üçüncü Tip Kaldıraçlar


İkinci tip kaldıraçta olduğu gibi, üçüncü tip kaldıraçta da rotasyon merkezi kemiğin bir ucunda ko-
numlanmıştır. Fakat ikinci tip kaldıracın tersine, yük kolu kasın kuvvet kolundan daha uzundur (Şekil
1.12). Dolayısıyla mekanik dezavantaj söz konusudur. Fakat bu tip kaldıraçlar hareket hızı açısından avan-
taja sahiptir. Üçüncü tip kaldıraçlar kas iskelet sisteminde en sık görülen kaldıraç tipidir. Örnek olarak
eldeki bir ağırlığı kaldırırken biceps brachii kasının dirsek eklemindeki fleksiyon etkisi verilebilir.

Şekil 1.12 3. Tip Kaldıraç Tipleri.


Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8 adresinden uyarlanmıştır.

21
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Pasif Hareket (İskelet) Sistemi


Pasif Hareket (iskelet) sistemi; kemikler, eklemler ve bağdoku’dan oluşmaktadır.

Kemikler
İskelet sistemi 208 kemikten oluşur (Tablo 1.7).

Tablo 1.7 İskelet Sistemi Kemik Sayıları.

Yapı Kemik Sayısı


Aksiyel iskelet
Kafatası 22
• Kranial kemikler 8
• Fasiyal kemikler 14
Kafatası ile ilişkili kemikler 7
• İşitme kemikleri 6
• Hyoid kemik 1
Vertebral kolon 26
• Vertebra 24
• Sakrum 1
• Koksiks 1
Torasik kafes 25
• Kaburgalar 24
• Sternum 1
Apendikülar iskelet
Pektoral kuşaklar 4
• Klavikula 2
• Skapula 2
Üst ekstremite 60
• Humerus 2
• Radius 2
• Ulna 2
• Karpal Kemikler 16
• Metakarpal Kemikler 10
• Falankslar 28
Pelvik kuşak 2
Os coxae (kalça kemiği) 2
Alt ekstremite 60
• Femur 2
• Patella 2
• Tibia 2
• Fibula 2
• Tarsal Kemikler 14
• Metatarsal Kemikler 10
• Falankslar 28

22
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Şekil 1.13 İskelet Sistemi.


Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8 adresinden uyarlanmıştır.

Kemiklerin toplam ağırlığı beden ağırlığının ortalama %17’sini oluşturur. İskelet sistemi hareketin
pasif bileşkesidir, ayrıca bedene şekil verir ve organların içine yerleşebileceği sağlam bir yapı oluşturur.
Kemiklerin şekli, işlevlerine ve üzerlerinde etkili olan mekanik yüklere bağlı olarak oluşur (Wolff kanunu).
Örneğin tibia doğumda silindir şeklindedir; ancak ayakta durma ve yürümeyle ilişkili olarak yetişkinin üç-
gen tibiası ortaya çıkar. Hâlbuki doğuştan felçli olan çocuklarda tibia silindir şeklinde kalır. Kemik sınırları
ile ilgili bazı önemli anatomik terimler aşağıdaki gibidir (Tablo 1.8):

Tablo 1.8 Kemik Sınırları ile İlgili Önemli Anatomik Terimleri ve Tanımlamalar.

Anatomik Terim Tanım


Kondil Diğer kemikle eklemleşen yuvarlak pürüzsüz uç
Faset Diğer kemikle eklemleşen küçük düz yüzey
Fissür Uzun derin yarık ya da kesik
Fossa Yüzeyel çöküntü
Sinirler ve kan damarlarının kemiğin içinden ve dışından ya da kemik boyunca geçtiği
Foramen
küçük yuvarlak kanal
Baş Genişlemiş uç
Hat Uzun, alçak ve dar tepe, şerit ya da çizgi
Meatus Bir kemik boyunca uzanan kanal
Boyun Genişlemiş uç ile yakından ilişkili daralan parça
Ramus Yapının geri kalanı ile açı yapan kemik uzantısı
Sinus Genellikle hava dolu kemik içi boşluk
Sulkus Dar oluk
Troklea Kemiğin pürüzsüz ve oluklu makarna benzeri ucu

23
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Eklemler Diartroz eklemlerin sınıflaması: Eklemi oluş-


Kemikler, eklemler aracılığıyla birbirine tutu- turan kemiklerin yüzey şekilleri ve eklemin bağ ya-
nurlar. Burada sinartroz ile diartroz eklemleri bir- pısı, eklem ile gerçekleştirilebilen hareket serbestli-
birinden ayırmak gerekir. ğini belirler.
Tek eksenli eklemler: Hareket tek eksen et-
Sinartroz Eklemler rafında olur; bu eklem şekli bir kapı menteşesine
benzetilebilir. “Ginglymus” adı verilen bu eklem
Kemikler arasında az oynak veya oynaklığı ol-
tipine örnek olarak parmak ucu eklemleri veri-
mayan bir bağlantı şeklidir. Üç çeşidi vardır:
lebilir. Ayrıca proksimal radioulnar eklem gibi
1. Sindesmoz: Kemikler birbirine sıkı bağ do-
“döner” eklemler de vardır. Burada radius kafa-
kusu ile bağlanmıştır. Tibia ile fibula arasın-
sı, pronasyon ve supinasyon hareketleri sırasında
daki bağ dokusu bağlantısı sindesmoz için
ulnanın bir oluğu (incisura radialis ulnae) ile li-
iyi bir örnektir.
gamentum anulare içinde kendi ekseni etrafında
2. Sinkondroz: Kemikler arasındaki bağlantı- döner.
yı kıkırdak dokusu yapar. “Os pubis”in kı-
kırdak dokusu buna örnektir. İki eksenli eklemler: Hareket birbirine dik iki
eksen etrafında gerçekleşir. Baş parmağın “eyer” ek-
3. Sinostoz: Kemikler birbirine kemik dokusu
lemi (articulatio carpometacarpea pollicis) bu eklem
ile tutunurlar. Örnek olarak “os coxae”nin
tipine iyi bir örnektir.
kemik bağlantıları verilebilinir.
Üç eksenli eklemler: Bu tarz eklemde genelde
küre şeklinde bir eklem ‘kafası’ ve çukur şeklinde
Diartroz Eklemler bir eklem ‘çanağı’ mevcuttur. Omuz ekleminde,
Diartroz eklemler, oynar eklemler olarak da ad- eklem kafası eklem çanağından daha büyüktür; bu
landırılırlar. Diartroz, kemikleri oynar bir şekilde nedenle luksasyon (çıkık) ihtimali fazladır. Halbuki
birbirine bağlayan eklem yapısını belirtir. kalça ekleminde tersi bir durum söz konusu olduğu
Diartroz eklemlerde kemiklerin eklemi oluş- için luksasyon pek olmaz.
turan yüzeyleri 2-5 mm kalınlığında bir kıkırdak
dokusu ile kaplıdır. Böylece kemiklerin birbirleri-
nin üzerinden kaymasına olanak veren düz bir yü- Eklem Hareketinin Sınırlanması
zey oluşur. Eklem yüzeyi, lifli kıkırdaktan oluşan Eklemin hareket serbestliği üç şekilde engelle-
ve “labra articulare” adını alan bir kenar halka ile nebilir:
(omuz ile kalça ekleminde olduğu gibi) genişletil- Kemik engellemesi: Örneğin, dirsek eklemin-
miş olabilir. Eklem yüzeyleri arasındaki geomet- de ekstansiyonu ulnanın olekranonu engeller.
rik uyuşmazlıkları gidermek için bazı eklemler-
Bağ engellemesi: Örneğin, ligamentum iliofe-
de “diskler” (yassı, para şeklinde oluşumlar) veya
morale durma ayağına göre gövdenin geriye doğru
“menisküs”ler (karpuz dilimi şeklinde yapılar) bu-
eğilmesine çok az müsade eder.
lunabilir. Bunlar lifli kıkırdaktan oluşur.
Kas engellemesi: Birkaç eklemi kat eden kaslar
Eklemi oluşturan kemikler arasında kalan boş-
bu eklemlerin duruşuna göre hareket için kısa ka-
luğu eklem kapsülü hava girmeyecek bir şekilde ka-
patır. Eklem kapsülü bir bağ dokusu oluşumudur labilirler. Örneğin el bileğinin aşırı palmarfleksion
ve kemiğe hiyalin kıkırdağın yanından yapışır. İki durumunda parmaklar kapanmaz.
tabakadan oluşur. “Stratum synoviale” adı verilen iç
tabaka sinovyal sıvısını (eklem sıvısı) salgılar. Bu sıvı Bağ Doku
sayesinde eklem yüzeyleri sürtünme azaltılır. “Stra- Bağ ve destek dokusu kısmında bahsedildiği
tum fibrosum” adı verilen dış tabakada ise kollajen
üzere, yapısal içeriğine göre farklılaşan birçok bağ
lifler çoktur. Eklem kapsülü, hem hava basıncı hem
doku tipi vardır. İskelet sisteminde temel olarak 3
de ekleme etki eden kaslar nedeniyle eklemdeki bü-
bağ doku tipi mevcuttur.
tün oluşumları sıkı sıkı sarar.

24
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Tendonlar İnsan Vücudunun Bölümleri


Tendonlar kemikler ile kasları birbirlerine bağ- İnsan vücudu; baş (caput), boyun (collum), göv-
layan yapılardır. Tendonların temel fonksiyonları de (truncus), alt ve üst ekstremiteler (ekstremitalis
kaslarda üretilen kuvveti kemiklere iletmek ve elas- superior, ekstremitalis inferior) olmak üzere bölüm-
tik enerji depolamaktır. lenir (Şekil 1.14).
Tendonlar, gerilim streslerine
karşı kaslardan daha dayanıklıdır-
lar. Tendon sertliği kuvvet iletimi
verimliliğini etkileyen önemli bir
parametredir. Yaşlandıkça, hareket
etmedikçe veya yeterli hidrasyon
sağlanamadığında tendon içindeki
kollajen yapının dizilimi düzensiz-
leşir ve tendonlar sertliklerini kay-
bederler.
Tendonlar kısa süreyle mekanik
enerjiyi absorbe edip geri iletebilir-
ler. Bu elastik özellikleri sayesinde
hareket için gerekli olan kassal (fiz-
yolojik) enerji ihtiyacını ve kasların
yaralanma riskini azaltabilirler.

Ligamentler
Ligamentler, kemikleri kemik-
lere bağlayan yapılardır. Temel
fonksiyonları dış kuvvetlere direnç Şekil 1.14 İnsan Vücudunun Bölümleri.
göstermek, kemiklerin birbirleri Kaynak: Functional anatomy for sport and exercise: quick reference. Clare
üzerindeki hareketlerini ve eklem E. Milner (2008)’den uyarlanmıştır.
hareket açıklığını kontrol etmek ve
sınırlamaktır. Ligamentin maksimum kaldırabile- Baş
ceği stres miktarı kesit alanı ile doğru orantılıdır. Vücudun en üst parçasıdır. Occipital kemik ile
atlas adlı birinci omur arasındaki eklemle omurga-
Kıkırdak (Kartilaj) ya kuvvetli olarak tutunur. Baş tabanını üç parça
halinde düşünürsek, başın omurgaya tutunduğu
Kıkırdak yüksek kolajen miktarına sahip fakat yerin; tabanın 1/3 arka kısmıyla, 2/3 ön kısmının
mineral yapıda olmayan bir bağ dokudur. Temel eklem yaptığı yerde olduğunu görürüz. Bu şekilde
olarak 3 sınıfa ayrılır; elastik kıkırdak, hyaline (arti- dayanak noktası (atlanto-occipital eklem) direncini
küler) kıkırdak ve fibrokartilaj (fibröz kıkırdak). Oy- başın ön kısmından, kuvvetini ise ense kaslarından
nar eklemlerde görüleren hyaline kıkırdak, sinovyal alan bir manivela meydana gelir.
eklemlerde kemiklerin artiküler yüzeylerini kapla- Başın vücuda oranı yenidoğanlarda (YD) yük-
yan ince bağ dokudur. Temel fonksiyonları; eklem sektir (%24). Erişkin insanlarda ise daha düşüktür
bölgelerinden kemikler arası kuvveti iletmek, eklem- (%13). YD’larda başın kafa kısmı, yüz kısmından
lerdeki kuvveti yüzeye dağıtarak birim alana gelen daha büyüktür. Dolayısıyla çocuklarda başın ağır-
stresi azaltmak ve artikülar yüzeylerdeki hareketin lık merkezi erişkinde olduğu gibi articulatio at-
minimum sürtünme ile oluşmasını sağlamaktır. lanto-occipitaliste değil, biraz daha arkadadır. Bu
sebeple arkadan desteklenmedikçe ve kasları ge-

25
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

lişmedikçe çocukta kafa arkaya doğru düşer. Aynı Toraks üst girişi (apertura thoracis süperior):
şekilde erişkinde de narkoz ve uyku esnasında bu Çapı önden arkaya 6 cm, enine ise 10 cm kadar-
olay gözlemlenebilir. dır. Arkada 1. torakal omur;yanlarda kaburgalar ve
Baş yüksekliği olarak verteks’ten (başın tepe- önde manibrium sterni ile sınırlandırılmıştır.
sindeki en çıkıntılı nokta) çene ucuna kadar olan Toraksın alt girişi (apertura thoracis inferi-
uzunluk alınır. Bu ortalama 20 cm’dir (vücut bo- or): Çapı önden arkaya 12 cm, enine ise 26 cm’dir.
yunun %14’ü) ve bu oran yaş, ırk ve cinsiyete göre Arkada 12. toraks omuru ve 12. kaburga, yanlar-
farklılık gösterebilir. da kaburga kavisleri, önde processus ksifoideus ile
sınırlandırılmıştır. Kenarlarına göğüs boşluğunu
Boyun karın boşluğundan ayıran diaphragma yapışmıştır.
Boyun vücudun baş ile göğüs kafesi arasında Göğüs tabanının önü açık ve köşeli olup ortalama
kalan bölümüdür. Baş hareketlerinin sağlanmasın- 70-75 derecelik bir açı oluşturur. Buna “Angulus
da, dengesinin korunmasında ve ağırlığının taşın- Infrasternalis” (Charpy açısı) denilir.
masında esas rolü oynayan kısımdır. Toraksın ön-orta hattaki yüksekliği 15-18 cm,
Boynun sınırları altta; gövdenin üstünde aper- arkada 26-30 cm, yanlarda ise 30-34 cm kadardır.
tura thoracis superior (göğüs girişi) üzerine oturan Duvarları: Önde ve ortada sternum, yanlarda
boyun, ön-yanda her iki claviculanın üst kenarı 1-7. kaburgaların kıkırdak kısmı; arkada-ortada gö-
ve incisura jugularis ile, arkada VII. boyun omu- ğüs omurları, yanlarda omurlardan itibaren sırayla
ru hizasından geçirilen ve acromioclavicular ek- kaburga başları ve gövdelerinin başlangıç kısımları;
lemleri birleştiren hayali bir çizgi; üstte ise, önde yanlarda ise kaburga gövdeleri tarafından yapılır.
mandibula’nın alt kenarı; yanlarda ramus mandibu-
Göğüs çevresini ölçmek için meme uçları hizası
la’ların arka kenarı, arcus zygomaticus’un alt kenarı
esas alınır ve derin nefes almış halde 90 cm, nefes
ve processus mastoideus; arkada ise occipital kemiğin
vermiş halde ise 82 cm olarak bulunur. Nefes ver-
protuberantias’ı ile sınırlandırılmıştır.
dikten sonra ölçülen uzunluk boyun yarısı kadar
Boyun bölgesi erkekte biraz daha uzun olup olmalıdır ayrıca soluk alıp verme arasındaki fark ise
larinks kıkırdağının dar açılı olmasından dolayı 6-12 cm sınırlarında olmalıdır.
çıkıntılıdır. Uzunluğu erkekte ortalama 8 cm, ka-
dında 7 cm’dir. Toraksı oluşturan kaburgaların bir kısmının
kıkırdaktan yapılmış olması, solunum olayını ko-
laylaştırdığı gibi toraksın travmalara karşı elastiki-
Gövde yetini de arttırır. Bazen kaburgalara gelen travma
Gövde iskeleti, omurgaların oluşturduğu verteb- kaburgaları kırmazken organları parçalayabilir.
ral kolon, kaburgalar ve önde göğüs kemiği (ster-
Toraksı oluşturan kemiklerden kaburgalar ve
num) tarafından oluşturulmuş bir bütün olarak
sternumun, hafif kemik dokusu olan spongioz do-
ortaya çıkar. Gövde üzerinde yer alan kasların bir
kudan yapılmış olması ve kaburgaların aralıklı di-
kısmı, özel olarak gövdeye ait kaslardır. Diğer bir
zilmesi, toraksın ağırlığını azaltır. Böylece solunum
kısmı ise, ekstremiteler (uzuvlar) ile gövde arasında
uzanan kaslardır. Yine bu bölüm içinde, karın ve olayında daha az enerji harcanır.
göğüs boşluklarını ayıran diaphragma ile pelvis is- Toraksın; göğüs kafesi içindeki organları koru-
keletini aşağıda kapatan kasları unutmamak gerekir. mak, destek teşkil etmek, solunum fonksiyonunda
Gövde üzerinde yer alan pek çok kas, birbirleri görev almak gibi önemli vazifeleri vardır.
ile fonksiyonal bir zincir ilişkisi oluşturarak, kom- Toraksın şekli; yaşa,cinsiyete ve gövde tipine
bine hareketler ortaya koyarlar. göre farklılık gösterir. Ayrıca bazı hastalık ve do-
ğuştan anomaliler de toraksın şeklini değiştirebilir.
Toraks (Göğüs Kafesi)
12 çift kaburga, göğüs omurları ve sternumun Karın (Abdomen)
birbiriyle kısmi olarak tam oynar (diarthrosis) ya da Göğüs alt girişi (apertura thoracis inferior) ile
yarı oynar (synarthrosis) türde eklem yapması veya kalça kemikleri arasında yer alan, kemik kısım ola-
kıkırdaklar aracılığıyla birleşmesinden meydana rak yalnızca omurgayı (columna vertebralis) ihtiva
gelir. Toraksın sınır ve duvarları aşağıdaki gibidir. eden, yanlarda ve önde; kas ve fasyalar tarafından

26
Spor ve Sağlık Bilimleri I

sınırlandırılan,içinde dolaşım, savunma,sindirim Örneğin ayak pozisyonundaki bir değişiklik,


ve boşaltım ile ilgili organların bulunduğu kısma kinetik zincir üzerinden yukarıya doğru bütün ek-
karın (abdomen) adı verilir. lemlerin pozisyonlanmasını etkileyecektir. Reha-
bilitasyon, spor performansı veya egzersiz reçetesi
Omurga (Columna vertebralis) amacıyla alt ekstremite fonksiyonunu anlamak için
tek bir eklem üzerine odaklanmak yerine komşu
Omurga uzun bir kemik kolonu gibi olup, vü-
eklemler başta olmak üzere, kinetik zincir üzerin-
cudun ekseni olarak görev yapar. Vücudun arkasın-
da ve orta hat üzerindedir. Çocukta 33-34 yetiş- deki bütün eklemleri değerlendirmek önemlidir.
kinde 26 adet vertebranın (omurun) üst üste eklem Basit bir tekme eyleminde, becerinin başarı-
yapmasıyla meydana gelmiştir. sı için kritik olan sadece tekmenin atıldığı uzuv
Omurgayı oluşturan omurlardan ilk 24 tane- değildir. Kontralateral uzuv, vücut ağırlığının den-
si discus intervertabralis denen, yastıkçıkları olan gelenmesi ve desteklenmesinde çok önemli bir rol
eklemler vasıtasıyla birbiriyle temas kurmuştur. oynar. Pelvisin pozisyonu, alt ekstremite için doğ-
Bunlara “hareketli omurlar” veya “presacral verteb- ru pozisyonlanmasında etken iken aynı zamanda
ra” denir. Kalan 9-10 omurun önce ilk beş tanesi alt ekstremite kuvvet üretimi ve iletiminin verim-
birleşerek os sacrum’u ve son 4-5 tanesi birleşerek os liliğini belirler. Benzer şekilde, yürüme sırasındaki
coccygea’yı meydana getirmiştir, bunlara ise “sabit disfonksiyonları değerlendirirken, sadece disfonk-
omurlar” veya “kemikleşmiş omurlar” adı verilir. siyonun gözlendiği alan değil vücudun diğer ta-
rafı da dahil olmak üzere bütüncül bir inceleme
Vertebraların Dağılımı: yapılmalıdır.
Servikal vertebra (Boyun omurları): 7 adettir (C)
Torakal vertebra (Gögüs omurları):12 adettir (T) Üst Ekstremite
Lumbal vertebra (Bel omurları): 5 adettir (L) Üst ekstremite, üst vücudun fonksiyonel bir bi-
Sakral vertebra: 5 adettir (yetişkinde füzyona rimidir. Omuz, üst kol, önkol ve el olmak üzere üç
uğramış) bölümden oluşur. Omuz ekleminden parmaklara
Koksal vertebra: 3-5 adettir uzanır ve toplam 30 kemik içerir. Aynı zamanda
Os sacrum (Kuyruk sokumu kemiği):1 adettir birçok sinir, kan damarı (arterler ve damarlar) ve
kaslardan oluşur. Üst ekstremitede kolu oluşturan
kemikler humerus, radius ve ulna’dır.
Pelvis Kavşağı
Üst ekstremite omuz ekleminde başlar. Bu ek-
Pelvis, gövde ile alt ekstremite kemiklerini bir- lem sferoid (top ve soket) eklemdir. Vücudun diğer
leştiren bölümün adıdır ve dört kemikten meydana top ve soket eklemi olan kalçanın ekleminin ak-
gelir. Bunlar; iki kalça kemiğiyle omurganın son
sine, omuz ekleminde soket çok daha sığdır. Bu
kısımlarını oluşturan kuyruk sokumu ve kuyruk
yapı, eklemde hareketin daha az kısıtlanmasına
kemikleridir.
izin verir. Fakat yapısal stabiliteyi azaltacağından
yaralanma riskini arttırır. Dirsek eklemi genellik-
Alt Ekstremite le menteşe tipi bir eklem olarak adlandırılır. Bu
Alt ekstremiteler, ayak ve zemin arasındaki kısmen doğrudur, ancak dirsek eklemindeki ön-
tekrarlayan temaslar sonucunda üretilen yer tepki kolun pronasyonunu ve supinasyon yeteneğini
kuvvetlerine maruz kalır. Aynı zamanda, alt ekstre- açıklamaz. Radyal başın ve ulna üzerindeki radyal
miteler gövdenin ve üst ekstremitelerin kütlesini çentiğin eklemlenmesi bu harekete izin verir. Bi-
desteklemekten sorumludur. Gövdeyi ve alt eks- lek eklemi elipsoidal veya kondiloid eklem olarak
tremiteyi birbirine pelvik kuşak bağlar. Bu, pelvik sınıflandırılabilir. Ayrıca karpal kemik eklemleri
kuşak eklemlerindeki hareketlerin hem alt ekstre- olarak da adlandırılan karpal kemiklerin eklemleri
miteyi hem de gövdeyi etkileyebileceğini gösterir. de vardır. Sinovyal eklem olsalar da, fazla hareke-
Aynı şekilde, alt ekstremite ve gövdedeki hareketler te izin vermezler. İnterfalangeal eklemler ise temel
de pelvisi etkileyecektir. menteşe eklemleridir.

27
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Öğrenme Çıktısı
3 Hareket sistemini oluşturan temel yapıların fonksiyonlarını açıklayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Spor ve antrenörlük uzman-


lık dalınızdan seçeceğiniz
Vücudumuzda, pennat kas- temel bir hareket pater-
ların kuvvet kapasitelerinin ninde, üst ve alt ekstremite
genellikle fusiform kaslar- Vücuttaki diartroz eklemle-
eklemlerinin harekete kat-
dan daha yüksek olma ne- rin tiplerini ve hareket ser-
kısını mekanik avantaj veya
denlerini açıklayın. bestiklerini ilişkilendirin.
hareket hızı avantajı (bknz.
kaldıraçlar) yönünden dü-
şününüz ve arkadaşlarınızla
tartışın.

28
Spor ve Sağlık Bilimleri I

İnsan vücudunu oluşturan temel


1 anatomik yapıları ve fonksiyonel
organizasyonlarını tanımlayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


İnsan Vücudunun Yapısal
Organizasyonu

• İnsan vücudu, yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, küçükten büyüğe farklı seviyelerde
organize olmuş yapılardan oluşur.
Hücre » Doku » Organ » Organ Sistemi » Organizma
• Hücreler, organizmanın yaşamını ve devamlılığını sağlayan en temel yapı ve fonksiyon birimleridir.
• Birçok hücrenin ortak bir veya birden fazla fonksiyona hizmet etmek için bir araya gelmesi ile dokular
oluşur. İnsan vücudundaki dokular 4 ana sınıfa ayrılmıştır; epitel dokusu, bağ ve destek dokusu, kas
dokusu ve sinir dokusu.
• Bağ ve destek dokusu egzersiz ve hareket sonucu ortaya çıkan mekanik gerilimlerin şiddeti ve yönüne
göre kendini yeniden modeller. Hareketsizlik sonucunda da yenilenme oranında düşüş görülür ve sonu-
cunda dokunun harekete mekanik katkısı azalır. Egzersiz programlanmasında bağ ve destek dokusunun
bu özelliği dikkate alınmalıdır.
• Kasın en küçük kasılabilen birimi olan sarkomerlerin kuvvet üretme kapasitesini etkileyen temel faktör,
aktin ile miyozin filamentlerinin oluşturduğu çapraz köprülerdir. Sarkomer, çapraz köprü sayısının en
yüksek olduğu uzunluğunda maksimum kuvvet üretir. Bu uzunluğa optimum uzunluk denir.
• Kas lifi tipleri (Tip I, Tip II ve ara/alt sınıfları) kasın kasılma hızı ve dolayısıyla hareket hızını etkiler.
Farklı antrenman metotları (ör. dayanıklılık veya güç odaklı) sonucunda ortaya çıkan fizyolojik adaptas-
yonlar ile sporcuların kaslarındaki, kas lifi tiplerinin oranı değişebilir.

İnsan vücudundaki anatomik


2 yapıların konumlarını ve hareketlerini
tanımlayan terimleri açıklayabilme

Anatomik Terimler ve
Kavramlar

• Anatomik tanımlamalar, anatomik duruş referans alınarak yapılır. Anatomik duruşta kişi; ayakta dik bir
şekilde karşıya bakar pozisyonda, elleri yanda ve avuç içleri öne dönük, ayaklar birleşik ve öne dönük
pozisyondadır.
• İnsan hareketleri 3 temel düzlem üzerinde yapılır. Bunlar; sagittal, frontal ve transvers düzlemlerdir.
• İnsan hareketinde eklemler çevresinde gerçekleştirilen hareketler eksenler üzerinden tarif edilir. Bunlar;
vertikal, sagittal ve frontal eksenlerdir.
• Anatomik pozisyon, yön ve hareket ile ilgili terimler anatomik yapıların pozisyonunu belirtmekte ve
isimlendirilmesinde kullanılır.

29
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

Hareket sistemini oluşturan


3 temel yapıların fonksiyonlarını
açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Hareket Sistemini Oluşturan


Yapılar ve Fonksiyonları

• İnsan hareket sistemi temelde, kuvvet üretimi ile hareketin ortaya çıkmasını sağlayan aktif (kas) hareket
sistemi ile destek, pasif direnç ve elastik kabiliyet sağlayan pasif (iskelet) hareket sisteminden oluşur.
• Kasın tendona yapışma açısına pennasyon açısı denir. Kasın pennasyon açısı kasın geometrik yapısını ve
tendona iletilen kuvveti etkileyen önemli bir özelliktir.
• Kasın fizyolojik kesit alanı birbirlerine paralel olarak dizilmiş sarkomer sayısına bağlıdır. Fizyolojik kesit
alanı ne kadar fazla ise kasın kuvvet üretme kapasitesi de o kadar fazladır.
• Kas kasılma (kontraksiyon) tipleri üç şekilde sınıflandırılır; konsantrik, eksantrik ve izometrik kontrak-
siyon. Kontraksiyon tipine göre kuvvet üretme kapasitesi büyükten küçüğe sırasıyla şöyledir:
Eksantrik > İzometrik > Konsantrik
• Kemikler, eklemler üzerinde kaldıraç prensibi ile hareket ederler. Üç tip kaldıraç vardır: 1. Tip, 2. Tip ve
3. Tip kaldıraçlar.
• Yetişkin insan omurgasında 26 adet vertebra (omur) bulunur. Bunların 7 tanesi servikal (boyun) böl-
gesinde, 12 tanesi toraks (göğüs) bölgesinde, 5 tanesi lumbal (bel) bölgede, 1 tanesi sakral bölgede
(sakrum) ve 1 tanesi koksal bölgede (koksiks) bulunur.

30
Spor ve Sağlık Bilimleri I

1 Hücrede ribozom faaliyeti artarsa aşağıdaki- 6 Radius ve humerus vücudun hangi bölgesin-
lerden hangisi artar? dedir?
A. Su miktarı A. Aksiyel iskelet

neler öğrendik?
B. Amino asit miktarı B. Üst ekstremite
C. Ozmotik basınç C. Alt ekstremite
D. Protein miktarı D. Sırasıyla alt ve üst ekstremite
E. ATP üretim miktarı E. Toraks

2 Aşağıdakilerden hangisi frontal düzlemde 7 Bacağın laterale doğru vücuttan uzaklaştırıl-


gerçekleşen hareketlerden biri değildir? ması hareketine ne ad verilir?
A. Abduksiyon A. Ekstansiyon
B. Lateral fleksiyon B. Adduksiyon
C. İnversiyon C. Abduksiyon
D. Adduksiyon D. Fleksiyon
E. Ekstansiyon E. Protraksiyon

3 Kas kasılma tiplerinde üretilebilecek maksi- 8 Aşağıdaki terimlerden hangisi hareket sıra-
mum kas kuvvetlerinin büyükten küçüğe sıralanışı sında, eklem hareketine karşı yönde kuvvet üreten
aşağıdakilerden hangisidir? kası ifade eder?
A. İzometrik – Eksantrik - Konsantrik A. Agonist
B. Konsantrik – Eksantrik - İzometrik B. Antagonist
C. Eksantrik – Konsantrik - İzometrik C. Sinerjist
D. Eksantrik – İzometrik -Konsantrik D. Stabilizatör
E. İzometrik – Konsantrik - Eksantrik E. İzotonik

4 Kemiği kemiğe bağlayan yapı aşağıdakilerden 9 “Vücudumuzdaki eklemlerin birçoğu 3. tip


hangisidir? kaldıraç olarak görev alırlar.” ifadesi hangi anlama
gelir?
A. Ligament
B. Tendon A. Mekanik avantaj sağlarlar.
C. Kartilaj B. Kuvvet kolu yük kolundan daha uzundur.
D. Diyafiz C. Kas tendonu yük ile eklem aksisi arasındadır.
E. Kıkırdak D. Kas tendonu eklemden uzak bir noktaya bağ-
lanmıştır.
E. Az kuvvetle fazla yük kaldırabilirler.
5 Gerilmeye karşı en dirençli lif tipi aşağıdaki-
lerden hangisidir?
10 Aşağıdakilerden hangisinde kas komponent-
A. Kollajen leri büyükten küçüğe doğru sıralanmıştır?
B. Elastin
A. Kas fibrili - sarkomer - myofilament - myofibril
C. Retiküler
B. Kas - fasikül - kas fibrili - myofibril
D. Kas
C. Sarkomer - fasikül - myofibril - myofilament
E. Kartilaj
D. Kas - kas fibrili - myosin - myofibril
E. Fasikül - myofilament - kas fibrili - sarkomer

31
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I

1. D Yanıtınız yanlış ise “Hücre” konusunu yeni- 6. B Yanıtınız yanlış ise “Üst Ekstremite” konusu-
den gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Pozisyon ve Hareket ile


2. E Yanıtınız yanlış ise “Düzlemler” konusunu 7. C
İlgili Terimler” konusunu yeniden gözden
yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Kas Kuvveti ve Kas Ka- Yanıtınız yanlış ise “Kasların İşlevlerine Göre
3. D 8. B
sılma Tipleri” konusunu yeniden gözden Sınıflandırılması” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Kas İskelet Sisteminde


4. A Yanıtınız yanlış ise “Pasif Hareket Sistemi” 9. C
Kuvvet İletimi ve Kaldıraç Tipleri” konusu-
konusunu yeniden gözden geçiriniz.
nu yeniden gözden geçiriniz.

5. A Yanıtınız yanlış ise “Bağ ve Destek Dokusu” 10. B Yanıtınız yanlış ise “Aktif Hareket Sistemi”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
1 Anahtarı

Kemik ve bağ dokunun mekanik yüklenmelere karşı kendini yeniden model-


lemesi ‘mekanotransdüksiyon’ ile gerçekleşir. Mekanotransdüksiyon ile, me-
kanoreseptörler ile algılanan mekanik uyarılar biyokimyasal sinyallere dönüş-
türülür ve biyolojik bir cevap ortaya çıkar. Kemik dokusunun yenilenmesinde
birincil görev alan osteoblast hücreleri iken bağ dokuda bu görevi fibroblast
hücreleri üstlenir. Mekanotransdüksiyon sonucunda kemik ve bağ dokuda or-
taya çıkacak adaptasyonlar, yüklenmenin şiddetine, süresine ve hızına bağlıdır.
Araştır 1 Kemik ve bağ dokusunun kuvvetlenmesi için periyodik yüklenmeler daha et-
kindir. Bu yüzden sıçrama tarzı uzama-kısalma döngüsünü içeren pliometrik
antrenman modelleri bu dokuların kendini yeniden modelleyerek sertlik ve
dayanımının artması açısından etkilidir. Mekanik yüklenmenin olmadığı veya
azaldığı durumlarda (hareketsizlik veya yer çekimsiz ortamda olduğu gibi) ise
doku yıkımı, doku yenilenmesinden daha baskın hale gelir. Sonucunda, des-
tek ve bağ dokusunun kuvveti ve elastik kapasitesi azalır.

Ayak stabilitesinin ve/veya ayak bileği mobilitesinin azalması ile ayakta aşırı
pronasyon ortaya çıkabilir. En sık görülen, ayak bileğinde azalan dorsifleksiyon
hareket açıklığı sonucunda ayağın aşırı pronasyona giderek kaybedilen hareket
açıklığının bu şekilde kompanse edilmesidir. Alt ekstremite kapalı kinematik
zincir pozisyonunda iken (ayak yere sabit) pronasyon, talusun adduksiyon ve
plantar fleksiyonu ve kalkaneusun eversiyonu ile karakterize edilir. Bu durumda,
ayak altındaki medial longitudinal ark alçalır. Sonucunda, ayağın şok absorbsi-
Araştır 2 yon kapasitesi azalır ve her adımda ekstremiteye binen yüklerde artış görülür.
Ayağın aşırı pronasyonu, kinetik zincir üzerinden bütün vücut hizalanmasını
da etkiler. Bu da, hem ayakta hem de yürümede yapısal ve fonksiyonel bozuk-
luklara yol açar. Aşırı pronasyon sonucunda sıklıkla, femurda iç rotasyon ve ad-
duksiyon görülür. Takiben pelviste lateral tilt ile aşağı düşüş ve buna eşlik eden
anterior tilt ile hiperlordoz görülebilir. Aşırı pronasyon ve sonucunda postürel
hizalanmada ortaya çıkan bütün bu disfonksiyonlar düzeltilmez ise aşırı yüke
maruz kalan dokular dejenere olacak ve yaralanmalar ortaya çıkacaktır.

32
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Araştır Yanıt
1 Anahtarı

Genel olarak pennat kaslar, aynı hacimdeki fusiform kaslardan daha fazla kuv-
vet üretme kapasitesine sahiptirler. Kas fibrillerinin tendona açılı bağlanması
ile birim alana daha fazla kas fibrili sığabilir. Bunun sonucunda artan fizyolo-
Araştır 3 jik kesit alanı ise, kasın kuvvet üretme kapasitesini arttırır. Ayrıca kontraksi-
yon esnasında kas kalınlaştığından, kas liflerinin kendilerine yer bulabilmesi
için tendona yapışma açıları (pennasyon açısı) kendiliğinden dar açıdan geniş
açıya dönüşür.

Kaynakça
Çiloğlu, F., Çotuk, B., İkizler, H. C., Tatar,Y. ve Torun, Jarmey, C. ve Sharkey, J. (2016). The concise book of
C. K. (1993). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları muscles. North Atlantic Books.
için Anatomi. Yıldızlar Matbaacılık.
Muscolino, J. E. (2014). Kinesiology-E-Book: The
Floyd, R. T. ve Thompson, C. (2017). Manual of Skeletal System and Muscle Function. Elsevier
Structural Kinesiology. New York: McGraw-Hill Health Sciences.
Education.
Neumann, D. A. (2013). Kinesiology of the
Hamill, J. ve Knutzen, K. M. (2014). Biomechanical musculoskeletal system-e-book: foundations for
basis of human movement. Lippincott Williams & rehabilitation. Elsevier Health Sciences.
Wilkins.

33
Bölüm 2
Spor Fizyolojisi I
öğrenme çıktıları

Spor Fizyolojisine Giriş ve Canlı Kavramı

1 2
1 Spor fizyolojisi ile ilgili temel kavramları Hücre Yapısı ve Organizasyonu
ve canlı kavramı ile organizasyonunu 2 Hücre yapısı ve organizasyonunu
açıklayabilme açıklayabilme

Dinlenme ve Egzersiz Sırasında Enerji

3 4
Enerji Sistemleri Sistemleri
3 Enerji sistemleri ve ilgili temel kavramları 4 Dinlenme ve egzersiz sırasında enerji
tanımlayabilme sistemlerinin kullanımını açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Canlı • Hücre • Enerji • Egzersiz • Enerji Sistemleri

34
Spor ve Sağlık Bilimleri I

GİRİŞ İnsan fizyolojisi, insan vücudunun canlılığını


Canlılar tarafından kullanılan temel enerji kay- sağlayan özgül nitelikleri ve mekanizmaları açıkla-
nağı güneştir. İnsanlar ve diğer canlıların faaliyetle- yan fizyolojinin alt bilim dalıdır. Egzersiz ve spor
rini yürütmeleri için gerekli olan enerji ise basit bir fizyolojisi ise insan organizmasının kassal çalış-
bileşiğin parçalanması ile elde edilmektedir. İnsa- malara cevabını ve uyumunu, sportif performansı
nın enerji üretme yeteneğini koruduğu sürece ya- arttırma amacını güden antrenmanların fizyolojik
şamsal faaliyetlerini devam ettirdiğini unutmamak temellerini içeren bir bilim koludur. Egzersiz fiz-
gerekir. Enerji kaynaklarının devamlılığı sona erdi- yolojisi; egzersiz, antrenman ve sporun ayrıca hare-
ği anda bütün hücrelerin fonksiyonları sona erer ve ketsizliğin bireyler üzerindeki akut ve kronik etki-
hücreler ölür dolayısıyla yaşam sonlanır. lerini inceler.
Kitabımızın bu bölümünde canlı kavramı ve
özellikleri, insan vücudunun organizasyonu, hücre Egzersiz ve Spor Fizyolojisi: İnsan organizma-
yapısı ve organizasyonu, enerji sistemleri ve enerji sının kassal çalışmalara cevabını ve uyumunu,
sistemlerinin dinlenim ile egzersiz sırasında kulla- sportif performansı arttırma amacını güden ant-
nımı konularını öğreneceğiz. Bu amaçla öncelikle renmanların fizyolojik temellerini içeren bir bi-
canlı organizmaların tüm yaşamsal işlevleri ve hüc- lim koludur.
renin fonksiyonları konuları işleyerek canlılığın de-
vamı için gerekli olan enerji sistemlerinden bahse-
deceğiz. Daha sonra ise enerji sistemlerinin sporda
Canlı Organizmanın Özellikleri
kullanımı konusuna değineceğiz. Biyologlar canlılığı, yaşayan tüm organizmala-
rın paylaştığı ortak karakteristik özelliklere göre ta-
nımlarlar. Canlılığın net bir tanımı ve sınırı olma-
SPOR FİZYOLOJİSİNE GİRİŞ VE masına rağmen temel özellikleri vardır. Tüm canlı
CANLI KAVRAMI organizmalar aşağıda belirtilen şu temel özellikleri
Fizyoloji, iki Latince sözcükten; “physus” ve taşırlar:
“logos”tan kaynağını alır. Physus yaşam; logos ise • Hücre yapıları: Hücreler, organizmaların
bilim anlamına gelir. Fizyoloji sözcüğü, canlı orga- canlılık faaliyetlerini gösteren yapısal ve iş-
nizmalarındaki tüm yaşamsal işlevleri inceleyen bir levsel en küçük birimleridir. İki çeşit hücre
bilim dalını karşılamaktadır. Diğer bir tanıma göre vardır. Çekirdeği ve zarlı organelleri bulun-
fizyoloji, canlıyı oluşturan yapıların ve organların mayan hücrelere prokaryot hücre denir. Çe-
görevlerini ve fonksiyonlarını inceleyen bir bilim kirdeğe ve zarlı organellere sahip olan hüc-
dalıdır. Fizyoloji, normal ve patolojik durumlarda relere ökaryot hücre denir.
bu fonksiyonların moleküler düzeyden organ ve • Beslenme: Canlılar büyüyüp gelişmek,
sistem düzeyine kadar tüm kademelerde nasıl mey- yıpranan doku ve organlarının onarımını
dana geldiği ile ilgilenmektedir. yapmak, enerji elde etmek ve düzenleyici
Fizyoloji, canlıların fonksiyonlarını incelerken fi- faaliyetlerini devam ettirebilmek için be-
zik, kimya, biyoloji gibi bilim dallarından faydalanır. sin maddelerine ihtiyaç duyarlar. Kısacası
Fizyoloji çok geniş bir bilim dalıdır ve çeşitli canlı canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için
varlık gruplarının kendilerine özgü özelliklerinden beslenmek zorundadır. Canlıların bir kıs-
dolayı fizyoloji alt bölümlere ayrılmıştır (Şekil 2.1). mı ise yaşadığı ortamdan su, mineral ve
FİZYOLOJİ
karbondioksit gibi inorganik maddeleri
alarak, güneş enerjisi veya kimyasal ener-
jiyi kullanarak ihtiyaç duyduğu organik
Hayvan Fizyolojisi İnsan Fizyolojisi Bitki Fizyolojisi besini kendisi üretir.
• Solunum ve ATP üretimi: Canlılar, ya-
şamsal fonksiyonlarını gerçekleştirmek ve
Egzersiz ve Spor Fizyolojisi
devam ettirebilmek için enerjiye ihtiyaç du-
Şekil 2.1 Fizyolojinin Sınıflandırılması. yar. Bu enerji, besinlerin hücrede parçalan-
masıyla elde edilen ATP (adenozin trifosfat)

35
Spor Fizyolojisi I

molekülünden karşılanır. Hücreler ATP’yi hareket ederler. Bir bütün olarak vücudun
hücresel solunum ile üretir. Bütün canlı- tamamında, bir organ düzeyinde, bir hücre
lar hücresel solunum yapar. Bazı canlılar düzeyinde veya hücrenin bir bileşini olarak
ATP’yi oksijen kullanarak üretirken bazıla- hareket edebilme özelliğidir.
rı ise oksijen kullanmadan üretirler. Bütün • Uyaranlara Cevap Verme (Uyarılabilir-
canlılar, oksijenli ya da oksijensiz solunum lik): Canlılarda durum değiştirmeye veya
reaksiyonları aracılığı ile organik besinlerin harekete sebep olan her türlü faktöre uya-
yıkılması sonucu ATP’yi sentezler. Solu- ran, uyaranlara verilen cevaplara ise tepki
num ise besinlerde var olan enerjiyi açığa çı- denir. Bütün yaşayan organizmalar çev-
karmak için inspirasyonla oksijen alınması relerindeki değişimlere cevap verebilme
ve ekspirasyonla karbondioksit verilmesidir. özelliğine sahiptir. Canlılar, iç kaynaklı ve
• Metabolizma: Canlılar; büyüme, üreme, dış kaynaklı elektrik sinyali, hormon ve sal-
yenilenme vs. için enerjiye ihtiyaç duyar- gı bezlerindeki değişikleri algılayıp cevap
lar. Canlı hücrelerde gerçekleşen biyokim- verebilme özelliğine sahiptirler. Uyarının
yasal olayların tamamına metabolizma de- alınması ve gerekli tepkinin gösterilmesi,
nir. Diğer bir tanıma göre ise metabolizma organizmanın uygun koşullarda yaşaması-
organizmalarda meydana gelen yapım ve nı kolaylaştıran ve canlılık için önemli olan
yıkım tepkimelerinin tümüne denir. Can- bir mekanizmadır. Bütün canlılar çevreden
lının uyku dışında tam dinlenme hâlinde gelen ısı, ışık, ses, basınç gibi uyarılara kar-
yaşamını sürdürebilmesi için minimum şı çeşitli tepkiler gösterirler. Örneğin insan
düzeyde enerji gerektiren metabolizmasına göz bebeği ışığa karşı veya derideki özelleş-
bazal metabolizma denir. Canlı hücrelerde miş hücreler ise sıcaklık ve basınç değişme-
anabolizma ve katabolizma olmak üzere iki lerine karşı tepki verirler.
tip metabolizma faaliyeti vardır. Anaboliz- • Homeostaz: Kelime anlamı sabit durum-
ma yeni moleküllerin sentezlenmesi yani dur. Hücrelerin normal işlevlerini sürdüre-
metabolizmanın yapım tepkimeleridir. Ba- bilmeleri için iç ortam koşullarının sabit tu-
sit moleküllerden karmaşık moleküllerin tulmasına homeostaz denir. Organizmada,
sentezlenmesidir. Örneğin amino asitler- bütün çevresel değişimlere rağmen kararlı
den proteinlerin oluşmasıdır. Katabolizma bir iç ortamın sağlanması ve korunmasıdır.
iste metabolizmanın yıkım tepkimeleridir. Canlılar, hayatta kalabilmek için yaşadıkları
Kompleks moleküllerin basit moleküllere çevre ile vücutlarını denge hâlinde tutmak
parçalanmasıdır. Örnek olarak karbonhid- zorundadırlar. Örneğin egzersiz yapan bir
ratların parçalanarak enerji üretim süreçle- kişide açığa çıkan ısı enerjisinin fazlası ter
rinde kullanılması verilebilir. yoluyla dış ortama verilir. Böylece home-
ostaz korunur ve vücut ısısının daha fazla
yükselmesi engellenir.
• Çevreye Uyum (Adaptasyon): Canlılar,
dikkat bulundukları farklı ortamlara fizyolojik de-
Anabolizma yeni moleküllerin oluşması iken katabo- ğişikliklerle uyum sağlamaya çalışır. Canlı-
lizma ise moleküllerin parçalanmasıdır. lar, içinde yaşadıkları çevre şartlarına uyum
sağlayacak mekanizmalar sayesinde yaşam-
larını sürdürürler ve uyum sağlayabildikleri
• Boşaltım: Canlılar, hücrelerindeki düzeni oranda hayatta kalma şansına sahiptirler.
korumak amacıyla metabolizma sonucunda
• Büyüme ve Gelişme: Bütün organizmalar,
oluşan atık maddeleri hücreden uzaklaştır-
büyüme ve gelişme sürecinden geçer. Can-
mak zorundadır.
lının yapısını oluşturan hücrelerin hacimce
• Hareket: Hareket, organizmanın bir bü- ve sayıca artması büyüme olarak adlandırı-
tün olarak veya bir kısım organlarının şe- lır. Büyüme, tek hücrelilerde sitoplazmanın
kil ve pozisyon değiştirme yeteneği olarak hacimce büyümesi şeklinde, çok hücreli-
tanımlanır. Bütün yaşayan organizmalar

36
Spor ve Sağlık Bilimleri I

lerde ise hücre sayısı ve kütlesinin artması onun çevresindeki maddeler dokuyu oluş-
ile gerçekleşir. Gelişme ise çok hücrelilerde turmaktadır.
zigottan ergin birey oluşumuna kadar geçen • Organ düzeyi: İki ya da daha fazla doku ti-
hücresel olayları da kapsayan fiziksel bir sü- pinin özel bir fonksiyon için bir yapıyı oluş-
reçtir. Genel olarak büyüme ve gelişme, bir- turmak için bir araya gelmesi şeklindedir.
birini takip eden ve canlılık için elzem olan
• Organ sistemleri düzeyi: Bir fonksiyon ile
iki önemli biyolojik süreçtir.
ilişkili organların birleşmesiyle oluşan ya-
• Üreme: Her canlının belli bir büyüme dö- pılardır.
neminden sonra neslini devam ettirebilmesi
• Organizma düzeyi: Bir popülasyonu oluş-
için kendine benzer bireyler meydana getir-
turan canlı varlıkların her biri birer orga-
mesine üreme denir. Bütün canlılar türleri-
nizmadır.
ni devam ettirebilmek için eşeyli ya da eşey-
siz üreme yaparak yeni bireyler oluştururlar.
Üremeyle, kalıtsal materyal gelecek kuşak- Kimyasal Düzeydeki Organizasyon
lara aktarılır ve böylece canlılar nesillerini En alt düzeydeki organizasyon kimyasal bir or-
devam ettirirler. ganizasyondur ve hayatın devamı için bu organi-
• Kendine özgü yapısal ve işlevsel organi- zasyona ihtiyaç vardır. İnsan vücudunun kimyasal
zasyonun olması: Bütün canlılar, organiz- organizasyonu atomik, elementler ve moleküler
ma içi bir organizasyona sahiptirler. Tek düzeyde gerçekleşir.
hücreli canlılarda organizasyon hücrenin Bu kimyasal organizasyon, atomların birkaç
farklı kısımlarının farklı görevleri üstlenme- değişik yolla bir araya gelmesi ile oluşur. Atomlar,
siyle gerçekleşirken çok hücreli canlılarda, canlı veya cansız tüm maddelerin en küçük yapı
hücrelerden doku, dokulardan organ, or- taşıdır . Ayrıca bir elementin kimyasal özellikleri-
ganlardan sistem ve sistemlerden organiz- ni taşıyan en küçük parçasına atom denilmektedir.
maya doğru büyüyen bir hiyerarşi ile ger- Tüm atomların proton (+) ve nötronlardan (0)
çekleşir. oluşan bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin dışındaki
yörüngelerde serbest dolaşan atom altı parçacık-
lar olan elektronlar (-) bulunur. Atomun kimyasal
özellikleri proton ve elektron sayıları ile belirlenir.
internet Proton ve elektronların nispi sayıları partikülün
Canlı organizmanın özellikleri ile ilgili detaylı yükünün nötral, pozitif ya da negatif olacağını
bilgilere https://www.canlibilimi.com/canlila- belirler. İyonlar katyon (+) ve anyon (-) olarak iki
rin-ortak-ozellikleri-nelerdir/ adresinden ula- gruptur. Örneğin, elektrikle yüklü hidrojen ato-
şabilirsiniz. muna hidrojen iyonu denir.

İnsan Vücudunun Yapısal İyon: Elektriksel olarak yüklü atomlara


Organizasyonu iyon denir.
İnsan organizması birçok biyolojik yapısal or-
ganizasyondan meydana gelir ve organizasyonlar
arasında hiyerarşik bir sıralama ve sürekli bir işbir- Bir element, sadece tek tür atom içeren saf bir
liği vardır. Bu organizasyon en basit seviyelerden en maddedir. Atomlar, elementlerin en küçük birimi
kompleks seviyeye doğru şu şekildedir: olması nedeniyle o elementin karakteristik kimya-
sal özelliklerine de sahiptir. Demir, kalsiyum ya da
• Kimyasal düzey: Atomik ve moleküler dü- oksijen gibi bütün saf kimyasal maddeler, kimyasal
zeydir. elementlerden oluşur. Bir element kimyasal olarak
• Hücresel düzey: Vücudun yaşayan en kü- daha küçük parçalara ayrılamayan maddedir. Ör-
çük ünitesinden oluşan düzeydir. neğin suyun elektrolizinden elde edilen hidrojen ve
• Doku düzeyi: Bir görevi yerine getirmek oksijen birer elementtir. Dünyamızda mevcut olan
için bir araya gelmiş bir grup hücre ve tüm bileşenler, doğada bulunan 92 elementten olu-

37
Spor Fizyolojisi I

şur. Her element bir veya iki harfli bir sembolle ta- içindeki proteinlerin miktar ve çeşidi, hücrenin gö-
nımlanır. Doğal olarak oluşan 92 elementten, canlı- rünümünü ve nasıl işlediğini büyük ölçüde belirler.
larda yalnızca 11’i önemli miktarlarda bulunur. Bu Örneğin, kas hücreleri onların görünümünden ve
elementlerden dört tanesi olan oksijen (O), karbon kasılma yeteneklerinden sorumlu proteinlere sa-
(C), hidrojen (H), ve azot (N) vücut ağırlığımızın hiptirler Bazı proteinler, enzimler ve katalizörler
% 96,3’ünü oluşturur. Kalsiyum (Ca), Fosfor (P), olarak vücutta kimyasal reaksiyonları düzenleyici
potasyum (K), kükürt (P), sodyum (Na), klor (Cl), olarak da görev yaparlar. Nükleik asitler, proteinler
magnezyum (Mg) canlı organizmaların yapısında gibi büyük karmaşık bileşenlerdir. İki önemli nük-
daha az oranlarda yer alan diğer elementlerdir. leik asit, DNA (deoksiribonükleik asit) ve RNA
Bir diğer kimyasal organizasyon ise atomların (ribonükleik asit)’dır. DNA genleri yapar ve kalıt-
bir araya gelmesi ile moleküllerin oluşmasıdır. sal olarak hücrenin ihtiyacı olan bütün proteinle-
Farklı çeşitlerde element atomlarının kimyasal ola- rin yapım bilgisini içerir. RNA ise protein üretimi
rak bileşimi molekülleri oluşturur. Bir kimyasal işleminde yer alır.
bileşim, iki ya da daha fazla farklı elementin belli
oranlarda birleşmesinden oluşan bir moleküldür. Hücresel Düzeydeki Organizasyon
Örneğin su, bir oksijen atomu ile iki hidrojen ato-
Kimyasal düzeyin üzerinde, bir sonraki organi-
munun kimyasal bileşiminden oluşan kimyasal bir
zasyon düzeyi hücresel düzeydir. Atomlar molekül-
bileşendir. Kimyasal bileşenler iki geniş grupta top-
leri, moleküller makromolekülleri ve makromole-
lanabilir; organik bileşenler ve inorganik bileşenler.
küller de makromoleküler kompleksi oluşturarak
• İnorganik bileşenler, küçük ve basit bileşen- dokuların en küçük yapı taşı olan hücreleri oluş-
lerdir. Örneğin: su, tuz, hidroklorik asit gibi turmaktadır. Hücre organizmanın temel yapısı ve
basit asitler ve amonyak gibi basit bazlar. Bu fonksiyonel ünitesidir. İnsan vücudu, kan hücreleri
maddelerin, su ve elektrolit dengesinin ku- ve kas hücreleri gibi çeşitli tiplerde yaklaşık 100
rulması, hücre zarından dışarı maddelerin trilyon hücreden oluşur. Hücreler, fonksiyonları-
taşınması gibi birçok görevi vardır. na göre çeşitli şekil ve hacimde olmalarına rağmen
• Organik bileşenler, karbon içeren geniş, çoğu sadece mikroskopla görülebilecek kadar kü-
karmaşık bileşenlerdir. Onlar vücudun çüktür. Organizmada kas, kan, sinir vb. hücreleri
kimyasal yapı taşlarıdır ve vücut faaliyetleri gibi özelleşmiş hücreler vardır.
için gereken enerjiyi sağlayan yakıt mole-
külleri olarak hizmet ederler. Organik bile-
şenler, ayrıca yaşam için gerekli olan bin- Doku Düzeyindeki Organizasyon
lerce kimyasal reaksiyona katılır ve onları Hücresel düzeyden sonra en üst düzey organi-
düzenlerler. Dört önemli organik bileşen zasyon, doku düzeyidir. Dokular, bazı özel görevle-
grubu vardır. Bunlar; karbonhidratlar, lipit- ri ve özel nitelikleri olan hücre topluluklarıdır. Do-
ler, proteinler ve nükleik asitlerdir. kular yapısal ve fonksiyonel olarak birbirine benzer
hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşur. Vücutta baş-
lıca dört doku tipi vardır. Bunlar: 1) bağ doku, 2)
İnorganik bileşikler basit bileşenlerdir fakat epitel doku, 3) kas dokusu, 4) sinir dokusudur.
organik bileşikler karmaşık bileşenlerdir.
Bağ Doku
Karbonhidratlar, şekerler ve nişastadır. Vücut Vücutta en yaygın bulunan doku olan bağ do-
tarafından yakıt molekülleri olarak ve enerji de- kusunun temel işlevi, vücudun diğer dokularını
polamak için kullanılırlar. Lipitler, doğal yağları birbirine bağlamaktır. Aynı zamanda bağ dokusu,
içerirler, enerji depolayan bileşenlerdir. Diğer bazı vücudu ve onun yapılarını destekler ve altındaki
lipitler, hücre zarının yapısına katılırlar. Lipitlerin organları korur. Genel olarak bağ dokunun işlev-
bir başka türü olan streoidler kadın ve erkek hor- leri; deri ve tendonlara destek, organlarda madde-
monları dahil çeşitli hormonların yapımında kulla- lerin depolanması, iskelet ağını oluşturmak, kan
nılır. Proteinler, büyük karmaşık amino asit mole- damarları ile maddelerinin taşınması, yağ depo et-
küllerinden oluşmuş hücrenin yapı taşıdır. Hücre mek, bağışıklıkta görev almak, doku tamirine yar-

38
Spor ve Sağlık Bilimleri I

dım etmektir. Neredeyse vücuttaki her organ bağ • Yüzeyleri örtme veya koruma fonksiyonu
dokusundan destekleyici bir iskelete sahiptir. Bağ (örn: deri ve iç organlar): Epitel dokunun
dokusunun bazı temel hücre tipleri şunlardır: oluşturduğu deri, vücudu tamamen kaplar
• Mezenkim hücreleri: Embriyonal ilk bağ ve onu korur. Örtü epiteli hücreleri vücut
doku hücresidir ve tüm dokularda bulunan boşluklarındaki örtüde ve bu boşluklarda
kök hücresidir. Yüksek düzeyde bölünebil- bulunan organların boşluğa bakan yüzle-
me ve farklılaşma özelliğine sahiptir. rinde bulunur.
• Retikulum hücreleri: Kemik iliği, lenf dü- • Emme fonksiyonu (örn: ince bağırsak epi-
ğümleri ve dalak gibi kan yapan organların teli): Epitel dokunun diğer bir özelliği de
çatısını oluşturan bağ doku tipidir. bazı maddelerin vücuda alınmasını sağla-
yan emme fonksiyonudur, bağırsak villusla-
• Fibroblastlar: Düzensiz şekilli, bağ doku ip-
rının yapısını oluşturan epitel doku, besin-
liklerini ve şekilsiz maddeyi sentezleyen bağ
lerin bağırsaktan emilimini sağlar. Böbrek
dokusunda en çok bulunan hücrelerdir.
tübüllerini örten epitel hücreleri suyun geri
• Makrofajlar: Monosit kökenli olup mono- emilimini sağlar.
sitlerin farklılaşması sonucu oluşan büyük
• Salgılama fonksiyonu (örn: bezler): Bazı
hücrelerdir. Bağışıklık sisteminde görev
epitel dokulardaki belli hücreler, bazı mad-
alırlar.
deler salgılamak üzere özelleşmiştir. Örne-
• Yağ hücreleri (Adipoz doku): Mezenkim ğin bağırsak mukozasındaki kadeh hücreler
hücre kökenli olup yağ üreten ve depolayan kaygan koruyucu bir madde olan mukus
hücrelerdir. salgılar. Salgı epiteli hücreleri belli bölge-
• Plazma hücreleri: Lenf düğümleri ve dalak- lerde kümeleşerek salgı bezlerini meydana
ta çok sayıda bulunan herhangi bir doku getirirler. Örneğin ter, ter bezlerinden ka-
hasarı veya enfeksiyon oluştuğunda antikor nallar aracılığıyla vücut yüzeyine çıkar.
sentezleyen savunma hücreleridir. • Duyu fonksiyonu (örn: burun, dil epiteli):
• Mast hücreleri: Kan damarlarının etrafında Epitel dokunun son özelliği duyu fonksiyo-
çok sayıda bulunan bağışıklık sisteminde nudur. Ağızdaki ve dildeki tat tomurcukla-
önemli rolü olan hücrelerdir. rı, burundaki koku alan bölge, bu bilgileri
• Pigment hücreleri (Melanositler): Melanini almak için özelleşmiş epitel doku hücreleri-
sentezleyen ve depo eden ultraviyole ışınla- ni içerir.
ra karşı koruyuculuk özelliğine sahip hücre-
lerdir. Kas Dokusu
Kas dokusu, kasılma ve gevşeme ile kimyasal
Epitel Doku enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren kasılmak
Vücudun iç ve dış kısımlarını örten bir dokudur. üzere özelleşmiş hücrelerden oluşmuştur. Kas hüc-
Örneğin derinin üst yüzeyi ile sindirim sisteminin relerine, kas iplikçikleri (miyosit) adı verilir. Kas
iç yüzeyini örten doku, epitel dokudur. Epitel do- hücreleri kasıldıkları zaman daha kısa ve kalın
kuyu oluşturan hücreler birbirlerine çok yakındır olurlar. Kas dokusu, hareket, vücutta madde ta-
ve hücreler arasında çok az ara madde bulunur. şınması, vücut şeklinin korunması, ısı oluşumu ve
Epitel doku, sürekliliğini devam ettirmek için vücut sıcaklığının koruması gibi görevleri gerçek-
yüzeydeki hücreler döküldüğü zaman, aşağıdan leştirmektedir. Kas hücresinin hücre zarına sarko-
gelen yenileri ile yer değiştirmelidir. Bazı epitel lemma, sitoplazmasına sarkoplazma, endoplazmik
dokular, kaybedilen eskilerinin yerini alacak yeni retikulumuna ise sarkoplazmik retikulum adı veri-
hücreleri devamlı üretecek şekilde hızlı mitoz bö- lir. Sarkoplazmada kasılıp gevşeme özelliği olan mi-
lünme yeteneğine sahiptir. Epitel doku, örtü epiteli yofibril olarak adlandırılan sitoplazmik proteinler
ve salgı epiteli olmak üzere iki büyük grupta ince- vardır. Miyofibriller, aktomiyozin denilen aktin ve
lenir. Epitel hücrelerinden oluşan epitel dokunun miyozin proteinlerinden oluşur.
birçok işlevi vardır. Bunlar: Vücutta düz kas, iskelet kası (çizgili kas) ve kalp
kası olmak üzere üç çeşit kas dokusu vardır. Düz kas

39
Spor Fizyolojisi I

hücreleri tek çekirdekli, ince uzun mekik şeklinde- Organ ve Organ Sistemlerinin
dir ve sarkoplazmik retikulumları iyi gelişmemiştir. Organizasyonu
Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalıştıkları Doku düzeyindeki organizasyonun bir üzerin-
için istemsiz çalışan kaslardır. Kasılmaları çizgili deki organizasyon, organ ve organ sistemleri düze-
kaslara göre yavaş, düzenli, uzun sürelidir ve çabuk yinde gerçekleşir. Özel bir görevi yapmak için bir
yorulmazlar. İç organların yapılarında bulunurlar. araya gelen farklı dokulardan oluşan yapıya organ
İskelet kas hücrelerine kas lifi de denir. Silindir denir. Organizmanın yapısında bulunan ve önemli
şeklinde uzun hücrelerden oluşurlar ve kas lifleri bir fonksiyonu yerine getirmek üzere birlikte çalı-
çok çekirdeklidirler. Somatik sinir sistemi kontro- şan organlar, sistemleri oluşturur. Örneğin; beyin,
lünde oldukları için istemli çalışır. Düz kaslara göre omurilik ve sinirlerden oluşan sinir sistemi, can-
daha hızlı çalışırlar ve çabuk yorulurlar. lının dış uyaranlara cevap vermesini sağlayan bir
Kalp kası hücreleri bir veya iki çekirdekli, si- sistem olarak işlev görür. Organizmada bulunan
lindirik ve dallanmalar gösteren yapıdadır. Yapıları organ sistemleri, organları ve fonksiyonları kısaca
çizgili kaslara, çalışma şekli ise düz kaslara ben- şu şekildedir:
zer. Otonom sinirler denetiminde oldukları için • Deri sistemi: Cilt, saç, tırnaklar, ter ve yağ
istemsiz olarak çalışır. Kalp kası hücreleri, uç uca bezlerinden oluşur. Fonksiyonları; vücut
geldikleri bölgelerde interkalar (ara) disk adı veri- ısısının düzenlenmesi, organizmanın ko-
len özelleşmiş yapılarla birleşerek dallanmıştır. Bu runması, kimyasal uyarıların (ısı, basınç
diskler, kalp atımları sırasında elektriksel uyarının vb.) alınmasıdır.
hücreden hücreye hızlı bir şekilde yayılmasını sağ- • Sinir sistemi: Sinir ve duyu organları; beyin,
lar. Böylece kalp kasının bir bütün olarak kasılması omurilik ve beyin ile omurilik arasındaki
sağlanmış olur. Kalbin kasılıp gevşemesi ise pace- yapılardan oluşur. Fonksiyonları; vücut ak-
maker hücreleri denilen özelleşmiş kalp kası hücre- tivitelerinin kontrolü ve koordinasyonudur.
lerinden oluşan ritmik uyarılar ile gerçekleşir. Ka-
sılıp gevşeme hızı düz kaslardan daha hızlı, çizgili • İskelet sistemi: Kemik, kıkırdak, eklemler
kaslardan daha yavaştır. iskelet sistemini oluşturur. Fonksiyonları;
organizmanın korunması, yapı, desteklen-
mesi, kan hücrelerinin üretimi ve mineral-
Sinir Dokusu lerin depolanmasıdır.
Sinir dokusu, sinir sistemini meydana getiren • Kas sistemi: Çizgili, düz, kalp kaslarından
dokudur ve uyarı iletmede uzmanlaşmış sinir hüc- oluşur ve hareketin oluşumu, postürün ko-
releri (nöron) ve nöronları destekleyen, besleyen ve runması, ısı üretimi gibi fonksiyonları vardır.
miyelin kılıfı oluşturan glia hücrelerinden (nörog- • Endokrin sistem: Hipofiz bezi, tiroid bezi,
lia) oluşur. Glia hücreleri, sayıca nöronlardan çok paratiroid bezi, böbrek üstü bezleri, pankre-
daha fazladır, ancak nöronlara kıyasla oldukça kü- as, cinsiyet bezleri vb. gibi hormon üretme
çük hücrelerdir. Sinir dokusunun en önemli özelli- ve salgılama özelliği olan bezlerden oluşur.
ği uyarı iletimi sağlamasıdır. Bu yolla canlının çevre Sinir sistemi ile birlikte vücut aktivitelerini
hakkında bilgi edinmesi ve çevreye uyum göster- düzenler.
mesi ve etki etmesi mümkün olur.
• Üriner sistemi: Böbrekler, üreterler, mesa-
Merkezî sinir sistemi 100 milyardan fazla nöron ne, üretradan oluşur. Vücudun kimyasal
içerir. Nöronların hücre uzantıları, akson ve dend- içeriğinin düzenlenmesi, su elektrolit den-
rit olmak üzere iki tiptir. Nöron gövdesinden çı- gesi ve asit baz dengesini sağlar.
kan, sayıları bir veya daha fazla olan, kısa uzantılara
dendrit adı verilir. Nöron gövdesinden çıkan uzun • Üreme sistemi: Erkeklerde testisler, kadın-
ve tek olan uzantıya ise akson denir. larda ovaryumlar ve ilgili cinsiyet organla-
rından oluşur. Yeni organizmaların oluşu-
munu ve nesil devamlılığını sağlar.
• Dolaşım sistemi: Kalp, kan ve kan damarla-
rından oluşur. Fonksiyonları; hücrelere ok-
sijen ve besinlerin taşınması, karbondioksit

40
Spor ve Sağlık Bilimleri I

ve atık maddelerin uzaklaştırılması, asit baz Yetişkin insan vücudunun %56-60’ı sıvıdır. Bu
dengesinin sağlanması, vücut ısısının dü- sıvının büyük bölümü, yaklaşık 2/3’ü hücrelerin
zenlenmesidir. içinde bulunur ve intrasellüler sıvı (ICF) (hücre içi
• Lenfatik sistem: Lenf sıvısı, lenf damarları sıvı) adını alır. 1/3’ü ise hücre dışındaki alandadır
ve lenf düğümlerinden oluşur. Fonksiyon- ve ekstrasüller sıvı (ECF) (hücre dışı) adını alır. İnt-
ları; protein ve plazmanın kardiyovasküler rasellüler sıvı ve ekstrasüller sıvı hücre zarı (memb-
sisteme geri dönüşü, yağların sindirim sis- ranı) ile birbirinden ayrılırlar.
teminden dolaşıma taşınması, kanın filt- Hücre dışı sıvı, vücudun tüm bölgelerinde iki
relenmesi, akyuvarların üretimidir. Ayrıca aşamada dolaşır. Birinci aşama, kanın vücutta da-
bağışıklık sisteminde görev alırlar. marlar içindeki hareketidir. İkinci aşama ise sıvının
• Solunum sistemi: Akciğerler ve solunum kapiller damarlar ile doku hücreleri arasındaki hüc-
yollarından oluşur. Hücrelere oksijen sağ- relerarası boşluk (interstisyel aralık) arasında do-
lanması ve hücrelerden karbondioksit atı- laşmasıdır. Dolayısıyla hücre dışı sıvının 3/4’ünü
mının yansıra asit baz dengesinin sağlan- intertisyel sıvı (hücreler arası sıvı) ve 1/4’ünü kan
ması fonksiyonları vardır. plazmasını oluşturur. Hücre dışı sıvısı, tüm vücut-
ta belli bir harekete sahiptir. Hızla dolaşarak kana
• Sindirim sistemi: Ağız, yutak, yemek bo-
geçer ve doku sıvısı ile kan kapiller duvarlardan
rusu, mide, ince ve kalın bağırsaklar, ka-
difüzyon yoluyla birbirine karışır. Hücreler, hücre
raciğer, safra kesesi, pankreastan oluşur.
dışı sıvı içinde bulunan oksijen, iyon ve besinleri
Yiyeceklerin fiziksel ve kimyasal olarak par-
alırken metabolik artıklarını da bu sıvıya atarlar
çalanarak vücutta kullanılmasını sağlar.
böylece canlılıklarını devam ettirebilirler.
Hücre içi sıvısı ile hücre dışı sıvısı arasında bazı
İnsan Vücudunun İşlevsel farklılıklar vardır. Hücre dışı sıvısı fazla miktarda
Organizasyonu sodyum, klor ve bikarbonat iyonuyla, oksijen, gli-
Vücudun temel canlı birimi hücredir ve her koz ve yağ asitleri gibi besinleri içerir. Hücre içi sı-
hücre tipi, bir ya da birkaç özel işlevi gerçekleştir- vısında ise büyük miktarda potasyum, magnezyum
mek üzere uzmanlaşmıştır. Fakat vücudu oluşturan iyonları bulunur.
yaklaşık 100 trilyon hücre arasında belirgin fark-
lılıklar olmakla birlikte tüm hücreler, belli temel
Homeostaz
nitelikler açısından birbirine benzerdir. Örneğin;
tüm hücreler, hücresel işlevlerin gerektirdiği ener- Homeostaz terimi, ilk olarak Walter Cannon
jiyi sağlamak için karbonhidrat, yağ ya da protein- tarafından ortaya atılmıştır. Hücrelerin yaşamları-
lerin yıkım ürünleriyle oksijeni birleştiren hücre içi nın devamlılığının sağlanması için iç ortamın sabit
sistemlere sahiptir. Besinleri enerjiye dönüştüren ya da değişmez koşullarda tutulması gereklidir.
genel mekanizmalar tüm hücrelerde temel olarak
aynıdır ve tüm hücreler kimyasal reaksiyonların
son ürünlerini kendilerini çevreleyen sıvıya verirler. Homeostaz: İç ortamın yaklaşık olarak
Yine hücreler kendileri için gerekli hammaddeleri sabit koşullarda korunması anlamına gelir.
bu sıvıdan alırlar.

Yaşayan organizmaların birtakım fiziksel ve


Vücudun İç Ortamı kimyasal özellikleri (kan şekeri seviyesi, ısı, pH,
Tüm hücreler hücre dışı sıvının oluşturduğu önemli moleküllerin kimyasal konsantrasyonları
sabit bir ortam içinde yaşarlar. Bu nedenle hücre gibi) her zaman sabit, değişmez kalmak zorunda-
dışı sıvısı 19. yüzyıl Fransız Fizyoloğu Claude Ber- dır. Vücudun dış ortama uyumunu ifade etmek
nard tarafından iç ortam-iç deniz (milieu interieur) için kullanılan homeostaz kavramı, hücre dışı ger-
olarak tanımlanmıştır. Hücreler bu iç ortamda ye- çekleşen olaylar karşısında hücrenin kendi metabo-
terli konsantrasyonda oksijen, glikoz, farklı iyonlar, lizmasını koruma eğilimidir. Vücuttaki tüm doku
amino asitler, yağlar ve diğer maddeler bulunduğu ve organlar bu basit koşulları ya da dengeyi koru-
sürece yaşarlar, büyürler ve özel işlerini yapabilirler. maya yardım etmek üzere bir görev üstlenmiştir.

41
Spor Fizyolojisi I

Örneğin; dolaşım sisteminin homeostazdaki minde yanıt veya değişiklik, başlatan etkene
rolü, kan ve damarlar aracılığı ile dokulara ulaşarak zıt yöndedir ve baştaki uyarıya zıt yönde iş
hücrelerarası sıvıdaki atıkların uzaklaştırılmasını ve görür. Örneğin, hücre dışı sıvıda karbon-
besinlerin hücreye ulaştırılmasını sağlar. Solunum dioksitin artması akciğer ventilasyonunu
sisteminin temel rolü ise hücreler için gerekli ok- artırarak karbondioksitin azalmasını sağlar.
sijeni sağlamak ve kan pH’ının düzenlenmesidir. Düzenleyicinin görevi, uygun olmayan de-
Böbreklerin homeostazdaki rolü, protein metabo- ğişikliği önlemek ve böylece eski duruma
lizması son ürünü olan üre benzeri atıkların uzak- dönüşü sağlamaktır. Vücuttaki homeostazı
laştırılmasıdır. Ayrıca böbrekler, kanın pH’ının ve kontrol eden çoğu mekanizma negatif geri
kandaki sıvı elektrolit dengesinin korunmasından bildirim mekanizmasıdır. Vücut ısısı, kan-
sorumludur. İskelet sistemini oluşturan kemikler daki şeker düzeyinin pankreas ile düzenle-
vücut bölümlerinin desteklenmesini ve korun- mesi ve vücuttaki birçok diğer metabolik
masını sağlamanın yanı sıra kalsiyum ve fosfor olaylar negatif geri bildirim mekanizması
tuzlarının bir deposu olarak işlev görürler. İskelet ile düzenlenir.
ve kas sistemi ayrıca vücut beslenmesi için gerekli • Pozitif geri bildirim: Vücudun birkaç pozitif
yiyeceklere ulaşabilmeyi ve olumsuz çevre koşulla- geri bildirim sistemi de vardır fakat negatif
rından korunabilmek için gerekli hareketliliği de geri bildirime göre vücutta daha az sıklıkla
sağlar. Deri ve bağ dokuları vücudu dış ortamdan gerçekleşir. Sistemlerdeki sabit durumdan
korur ve vücut sıcaklığının düzenlenmesinde, artık farklılaşmalar, değişiklerin şiddetini artıran
maddelerin uzaklaştırılmasında görev alır. Üreme bir dizi olayı başlatır. Pozitif geri bildirim,
ise ölen bireylerinin yerini alacak yeni bireylerin durumun sabit tutulmasına değil, giderek
oluşumunu sağlayarak homeostazın sürdürülmesi- daha fazla bozulmasına sebep olmaktadır.
ni sağlar. Vücut, bazı nadir durumlarda, pozitif geri
bildirimi kendi yararına kullanır. Kanın pıh-
Vücudun Kontrol Sistemleri tılaşması pozitif geri bildirimin işe yarayacak
biçimde kullanılmasına bir örnektir. Bir kan
Vücutta binlerce kontrol sistemi bulunur. Ho-
damarı yırtıldığı ve bir pıhtı oluşmaya başla-
meostatik mekanizma geri bildirim sistemi ile çalı-
dığı zaman, pıhtılaşma faktörleri adı verilen
şır ve iki türlü geri bildirim sistemi vardır. Bunlar:
bir dizi enzim pıhtının kendi içinde aktive
negatif geri bildirim ve pozitif geri bildirimdir.
edilir. Bu enzimlerin bazıları, diğerleri üze-
• Negatif geri bildirim: Genellikle bazı fak- rinde etki ederek pıtının hemen yakınındaki
törler eksik ya da fazla olduğunda bir kont- bölgede bulunan aktifleşmemiş enzimleri ak-
rol sistemi negatif geri bildirimi başlatır. Bu tifler ve pıhtının büyümesini sağlar. Bu süreç
ise o faktörün değerini normal düzeye çe- damardaki delik kapanıp kanama duruncaya
ken bir dizi değişikliği içerir ve homeostaz kadar devam eder.
korunmuş olur. Negatif geri bildirim siste-
Öğrenme Çıktısı
1 Spor fizyolojisi ile ilgili temel kavramları ve canlı kavramı ile organizasyonunu
açıklayabilme.

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Canlı organizmanın özel-


Antrenman ve adaptasyon Vücudun kontrol sistem-
liklerini spor dalınıza özel
arasında nasıl bir ilişkisi var- lerinin egzersiz esnasında
egzersiz ile ilişkilendirerek
dır? Açıklayın. nasıl çalıştığını yorumlayın.
tartışın.

42
Spor ve Sağlık Bilimleri I

HÜCRE YAPISI VE Hücrelerin fonksiyonel özellikleri şunlardır:


ORGANİZASYONU • Hücreler ortamdan ham materyali alırlar.
Hücreyi 1665 yılında Robert Hooke keşfetmiş- • Hücreler kendi metabolik ve hayatsal faa-
tir. Şişe mantarının mikroskop altında bal peteği liyetlerini devam ettirebilmek için serbest
biçiminde boşluklardan oluştuğunu görmüş bu enerjiye ihtiyaç duyarlar.
boşluklara odacık anlamında “cellula” adını vermiş- • Kendi moleküllerini sentez ederler.
tir. Ondan birkaç yıl sonra Hollandalı lens üreticisi • Organize bir şekilde büyürler.
Antoni Van Leeuwenhoek, Hooke’ın çalışmaların-
dan etkilenmiş ve geliştirdiği mikroskopla sperma- • Hücreler çevrelerinden gelen uyarılara ce-
tozoonları, protozoonları ve bakterileri inceleyerek vap verme ve çoğalma yeteneğine de sahip-
bunlara mikroskobik hayvancık adını vermiştir. tirler.
Hooke’un ve Leeuwenhoek’ın 1600 yıllarında yap- Hücrelerin yapısal özellikleri ise aşağıdaki şekil-
mış oldukları bu gözlemler hücre teorisini oluştu- de sıralanmaktadır:
ran üç ana doktrinden birini ortaya koymuştur. • Kalıtsal bilgiler DNA içinde saklanır.
Yani hücre, canlıların en küçük yapı taşıdır. • Genetik kod temelde aynıdır.
Hücre, canlıların canlılık özelliği gösteren, ya- • Bilgi DNA’dan proteinlere RNA aracılığı ile
şama ve üreme yeteneğine sahip en küçük yapı geçer.
birimidir. Organizmaların sindirim, solunum,
• Proteinler, ribozomlar tarafından yapılır.
boşaltım, hareket, üreme gibi aktiviteleri binlerce
hücrede meydana gelen olayların sonucunda ger- • Proteinler, hücrenin fonksiyon ve yapısını
çekleşir. Hücreler genel olarak yapılarına göre iki düzenlerler.
ana grupta incelenir: • Bütün hücreler, seçici geçirgen bir zar olan
1. Prokaryotik hücreler: Sadece bakterilerde plazma membranı ile çevrilmiştir.
bulunur. Çekirdek membranı (zarı) bulun- Hücrenin yapısı genelde kimyasal ve fiziksel
mayan, genellikle membranlı organel içer- yapı olmak üzere iki başlık altında incelenir.
meyen, hücre duvarı ile sınırlı küçük hüc-
relerdir. DNA molekülü çift zincirli, sarmal
Hücrenin Kimyasal Yapısı
yapılı ve halkasal olup zarla çevrili değildir.
Mitoz bölünme ile çoğalırlar. Hücrenin iki ana bölümü çekirdek ve sitoplaz-
madır. Çekirdek, sitoplazmadan bir çekirdek zarı
2. Ökaryotik hücreler: Prokaryotik hücrelerden
ile ayrılmıştır. Hücreyi oluşturan farklı maddeler,
daha büyük olan bu hücreler, çekirdek memb-
protoplazma olarak adlandırılır. Protoplazma beş
ranı ile çevrelenmiş bir veya birden fazla çekir-
temel maddeden oluşur. Bunlar; su, elektrolitler,
dek ve sitoplazmik organeller içerir. Yaşam için
proteinler, lipitler ve karbonhidratlardır.
gerekli olan farklı fonksiyonları yapabilmek
amacıyla hücreler, şekil, büyüklük ve işlev açı- Su: Hücrenin temel sıvı ortamı sudur ve yağ
sından değişikliklere uğramışlardır. İnsanda hücreleri hariç olmak üzere birçok hücrenin %70-
yaklaşık 200 farklı tip hücre vardır. Bu şekil 85’i sudan oluşmuştur. Hücre içi sıvıya sitoplazma,
ve büyüklük farklılıklarına rağmen her hücre, sitozol veya intraselüler sıvı (ICF) adı verilir. Hüc-
temel bir yapıya sahiptir. re dışı sıvıya ise ekstraselüler sıvı (ECF) adı veril-
mektedir. Bir insanın ağırlığının yaklaşık %60’ı su,
Hücre organizmanın canlı ve en küçük yapısal
%18’i protein, %15 yağ, % 7’si minerallerden olu-
ve fonksiyonel ünitesi olarak tanımlanır. İnsanda
şur. Toplam vücut suyunun ise %60’ı hücre içi sıvı,
bulunan 100 trilyon veya daha fazla sayıdaki hüc-
% 40’ı ise hücre dışı sıvıdır.
renin her biri canlı bir yapıdır ve çoğu kez çoğalabi-
lirler. Fonksiyonlarına göre uzunluğu 8 mikromet-
re (kırmızı kan hücresi), 30 cm (kas hücresi), 100
cm (sinir hücresi) olabilmektedir. Bir araya gelerek
dokuları ve sonuçta biyolojik organizmayı oluştu- dikkat
rurlar. Hücrenin özelliklerini yapısal ve fonksiyonel İnsan vücudunun yaklaşık %60’ı, hücrenin ise %70-
özellikler olmak üzere iki açıdan inceleyebiliriz. 85’i sudur.

43
Spor Fizyolojisi I

Hücre içi sıvı içerisinde protein, karbonhidrat, bulunur. Böylece iki katlı lipit yapıyı daha az akıcı
lipit gibi organik maddeler ve inorganik maddeler hâle getirirken güçlü olmasını da sağlar. Hücre za-
bulunur. Hücre dışı sıvı; %1 lenf, % 24 kan plaz- rındaki çok fazla kolesterol ise membran esnekliği-
ması, %75 intertisyel sıvıdan (hücreler arası sıvı) nin azalmasına neden olur. Kolesterol ayrıca hücre
oluşmaktadır. membranının akışkanlığını da belirler.
Elektrolitler: Elektrolitler, hücresel reaksiyonlar Karbonhidratlar: Karbonhidratlar glikoprotein,
için gerekli olan inorganik kimyasalları oluşturur- glikolipit moleküllerinin bir parçası olmak dışında
lar. Hücre içindeki en önemli iyonlar potasyum, yapısal işlevlerde çok az görev alırlar. İnsan hücre-
magnezyum, fosfat, sülfat, bikarbonat ve daha az lerinin çoğunda karbonhidrat depoları fazla büyük
miktarlarda sodyum, klor ve kalsiyumdur. Hüc- değildir ve genellikle toplam kitlenin % 1’ini oluş-
re dışı sıvıda sodyum, kalsiyum, klor, bikarbonat tururlar. Bu oran kas hücrelerinde % 3’e ve zaman
iyonları daha fazladır. zaman karaciğer hücrelerinde % 6’ya kadar çıkar.
Proteinler: Normalde hücre kütlesinin %10- Bununla birlikte çözünmüş glikoz şeklinde kar-
20’sini oluşturan ve birçok hücrede sudan sonra en bonhidrat hücre dışı sıvıda her zaman kullanılabilir
fazla miktarda bulunan madde proteindir. Hücre durumdadır. Az miktarda karbonhidrat hücrelerde
yapısının yapı taşlarıdır . Hücre ve organellerine hemen hemen daima glikojen şeklinde depolanır.
biçim verirler. Proteinler enerji kaynağı olarak kul- Glikojen, hücrelerin enerji ihtiyaçları olduğu du-
lanmak mümkün olmakla beraber pek tercih edil- rumlarda hızlı bir şekilde bu ihtiyacı karşılamak
mezler. amacıyla kullanılır.
Proteinler yapısal proteinler ve globüler prote-
inler olarak ikiye ayrılır. Hücrenin Fiziksel Yapısı
• Yapısal proteinler: Hücrede bulunan yapısal Hücre sadece sıvı, enzim ve kimyasal madde-
proteinler çoğunlukla uzun filamentler şek- lerden oluşmuş bir torba değildir. Hücre içi orga-
lindedir. Bu tür hücre içi filamentler genel nel adı verilen, yüksek bir organizasyon gösteren
olarak mikrotübüller şeklindedir. Mikrotü- fiziksel yapıları da kapsar. Organeller hücrede var
büller, hücre iskeleti organellerini oluştu- olan ve farklı fonksiyonları yerine getiren yapı-
rurlar. Hücre dışında ise özellikle bağ do- lardır. Hücrenin organelleri, temel olarak lipit ve
kusunun kollajen ve elastin liflerinde, kan proteinlerden oluşan bir zarla çevrelenmiştir. Hüc-
damarı duvarları, tendonlar, ligamentler ve re zarı, çekirdek zarı, endoplazmik retikulum zarı,
bunlara benzer yapılarda bulunurlar. mitokondri zarı, lizozomlar ve golgi aygıtı bunlar
• Globüler proteinler: Bu proteinler genel- arasında sayılabilir. Hücrenin fiziksel yapısını hüc-
likle hücrede enzim işlevi görür. Bir bö- re zarı, mitokondri, lizozom, golgi aygıtı, endop-
lümü hücre sıvısı içerisinde hareketli iken lazmik retikulum, nükleus, ribozom ve sentriol
bir bölümü de hücre içindeki zarsı yapılara oluşturmaktadır.
yapışık durumdadırlar. Bu enzimler hücre Hücreler ışık mikroskobu ile incelendiği za-
içerisindeki özgül kimyasal reaksiyonları man, sitoplazma ve çekirdek adı verilen iki bölüm-
katalizlerler. den oluştuğu görülür. Ancak daha büyük büyütme
Lipitler: Lipitler enerji kaynağı olarak kullanıl- sağlayan elektron mikroskobuyla yapılan inceleme-
dığı gibi hücrenin fiziksel yapısında da yer alırlar. ler, hücrenin birtakım alt birimlerden hücre orga-
Yağ hücrelerinde, hücre kütlesinin %95’i triglise- nellerinden oluştuğunu ortaya koymuştur. Hücre
ritlerden (nötral yağlar) oluşmuştur. Bu hücreler- şunlardan oluşmuştur: hücre zarı, sitoplazma ve
de depolanan yağ vücudun temel enerji kaynağını sitoplazma organelleri, hücre iskeleti, çekirdek.
oluşturur.
Fosfolipitler ve kolesterol ise toplam hücre küt- Hücre Zarı
lesinin %2’sini oluştururlar. Fosfolipit ve kolestero-
Hücre zarı, hücreyi çepeçevre saran zar taba-
lün önemli bir özelliği suda erimemesidir. Dolayı-
kadır. Hücre zarı, hücre membranı olarak da ad-
sıyla hücre membranı (hücre zarı) ve organellerin
landırılmaktadır. Hücre zarı 7,5-10 nanometre
membran yapıları fosfolipitlerden yapılırlar. Ko-
kalınlığında, ince, kıvrılabilir ve elastik bir yapıdır.
lesterol fosfolipit moleküllerine zayıf olarak bağlı

44
Spor ve Sağlık Bilimleri I

1972 yılında Seymour Jonathan Singer ve George glikoz ve üre gibi suda eriyen maddeleri
Nicholson tarafından hücre zarının yapısıyla ilgili geçirmez. Ancak oksijen, karbondioksit ve
olarak sıvı mozaik modeli tanımlanmıştır. alkol gibi yağda eriyen maddeler zarın bu
Hücre zarının yapısı, akıcı mozaik zar modeli bölümlerinden kolayca geçebilirler.
ile açıklanır. Bu modele göre hücre zarı başlıca pro- • İyon yükleri: İyon yükü hücre zarının yü-
tein ve fosfolipitlerden oluşmuş çift katlı bir sıvıdır. künden farklı ise kolayca hücre zarından
Az miktarda karbonhidrat da bulunur. Fosfolipit geçebilir.
tabaka, hücre zarının sıvı bölümünü oluştururken, • Taşıyıcı moleküllerin varlığı: Hücre zarın-
fosfolipitten oluşmuş bu sıvı tabaka içine gömülü daki taşıyıcı moleküller madde taşınmasını
halde bulunan proteinler ise mozaik bölümünü sağlarlar.
oluşturur. Hücre zarının yaklaşık bileşimi, %55
Hücre zarı, hücrenin canlı organizma olmasını
protein, %25 fosfolipit, %13 kolesterol, %4 diğer
sağlayan pek çok önemli fonksiyonu yerine getirir.
lipitler ve %3 karbonhidrattır.
Bu fonksiyonlar şu şekilde sıralanabilir:
Hücre zarı, hücreyi diğer hücrelerden ve dış
Hücre zarı hücre içi sıvı ile hücre dışı sıvıyı bir-
çevreden ayırır. Hücre içi ve dışı arasında madde
birinden ayırır.
ve su değişimi sağlar. Özelliğinden dolayı belirli
moleküllerin giriş ve çıkışına izin verir. Bu yüzden • Hücre zarı ile hücreleri birbirinden ayırır.
hücre zarı yarı geçirgen ve seçici geçirgen olarak ad- • Hücre zarı ile kimyasal reaksiyonların olu-
landırılır. Zar yapısındaki lipitler yağlarda çözün- şabileceği bir yüzey oluşur.
medikleri için suyun ve suda eriyebilir maddelerin • Hücre içi sıvı ve hücre dışı sıvı arasında
bir hücre bölmesinden diğerine serbestçe gitmesini madde giriş çıkışını düzenler.
engelleyici bir bariyer görevi görürler. Hücre zarı • Hücre zarının yapısında bulunan protein-
organizmanın yaşamı için çok önemlidir ve hücre ler, hücrenin yapısına destek sağlar.
zarı iki sebepten dolayı kendisini dışarıdaki ortam-
• Hücre zarı üzerindeki bazı proteinler, kim-
dan ayırmak zorundadır. Bunlar:
yasal tepkimelerin   hızını ve özgüllüğünü
1. DNA, RNA ve benzeri yaşamsal molekülle- düzenleyen enzim görevi yaparlar.
ri dağılmaktan korumak,
• Hücre zarı üzerindeki bazı proteinler ise
2. Hücre, molekül ve organellerine zarar vere- reseptör görevi yaparlar. Genelde protein
bilecek yabancı molekülleri uzak tutmaktır. olmakla beraber bir karbonhidrat veya lipit
Bu iki kurala uymanın yanı sıra hücre bir taraf- de olabilir.
tan çevreyle haberleşirken aynı zamanda dış ortamı • Hücreye antijenik özellik kazandırırlar. Böyle-
sürekli izlemeli ve ortam değişikliklerine uyum sağ- ce hücrelerin birbirlerini tanımalarını sağlar.
lamalıdır. Ayrıca hücre besin maddelerini dışarıdan
• Hücre zarının en önemli özelliklerinden bi-
almalı ve metabolizması sonucunda oluşan toksik
risi de seçici geçirgenlik özelliğidir.
maddeleri dış ortama vermelidir. Bunun için ise
zardaki protein molekülleri çoğu kez zarı boyuna
kat ederek bazı özel maddelerin zardan geçişine izin Hücre Zarı Lipitleri
verir. Genellikle suyu serbestçe geçirmesine rağmen Hücre zarının temel yapısı, her biri sadece bir
iyonlar gibi diğer maddelere karşı bir bariyer oluş- molekül kalınlığında olan ve hücre yüzeyine doğru
turur. devam eden çift katlı fosfolipit tabakadır. Her fosfo-
Maddelerin hücre zarından kolayca geçişine lipit molekülünün bir ucu suda çözünebilir yani hid-
hücre zarının geçirgenliği denir ve birçok faktöre rofiliktir. Diğer ucu ise suda çözünemez ve yağ için-
bağlıdır. Bunlar: dedir, yani hidrofobiktir. Fosfolipitin fosfat bölümü
• Molekül hacmi ve tipi: Hücre zarından su, hidrofilik, yağ asidi bölümü ise hidrofobiktir. Fosfo-
aminoasitler ve küçük moleküller geçebilir- lipit moleküllerinin hidrofobik kısımları, su tarafın-
ken büyük moleküller kolayca geçemez. dan itilip birbirleri tarafından karşılıklı çekildikleri
için zar ortasında birbirine bağlanma eğilimindedir-
• Yağların çözünürlüğü: Bazı maddeler yağda
ler. Hidrofilik fosfat kısımları ise tüm hücre zarının
çözünerek doğrudan hücre zarından geçer-
iç ve dış yüzeyindeki su ile temas hâlindedirler.
ler. Zarın ortasındaki lipit tabaka, iyonlar,

45
Spor Fizyolojisi I

Hücre zarında lipit olarak ayrıca kolesterol bu- zeyini kaplayan karbonhidrat örtünün (karbonhid-
lunmaktadır. Kolesterol molekülleri lipit çift ta- rat uçların) işlevleri ise şunlardır:
baka içinde erimiş durumdadır. Kolesterolün ana 1. Çoğu elektriksel olarak negatif yüklü ol-
görevi, çift tabakanın vücut sıvılarının suda erir dukları için hücrenin dış yüzeyinin negatif
maddelerine karşı geçirgen olma veya geçirgen ol- yüklü olmasına neden olur ve diğer negatif
mama derecesini belirlemeye yardım etmektir. Ko- yüklü maddeleri iterler.
lesterol ayrıca zarın akışkanlığını da belirler.
2. Bazı hücrelerin glikokaliksi diğer hücrelerin
glikokaliksine bağlanır böylece hücreler bir-
Hücre Zarı Proteinleri birlerine tutunmuş olurlar.
Hücre zarının yapısında bulunan proteinlerin 3. Karbonhidratların çoğu, insülin gibi hormon-
çoğu glikoprotein yapıdaki zar proteinleridir ve ların bağlanması için reseptör görevi yaparlar.
integral ve periferik proteinler olmak üzere 2’ye 4. Bağışıklık sistemine ilişkin reaksiyonlara gi-
ayrılmaktadır. rerler.
• İntegral proteinler: Zarı boydan boya kate-
den integral proteinlerin çoğu su molekül-
Hücre Zarındaki Taşınma Olayları
lerinin ve suda eriyen maddelerin, özellikle
iyonların hücre dışı ve hücre içi sıvı arasında Hücre sitoplazması ve organelleri hücre dışı sı-
difüze olmalarını sağlayan yapısal kanalları vıdan hücre zarı ile ayrılmıştır. Hücrenin yaşaması,
(porları) oluştururlar. Bu protein kanallar büyümesi ve temel faaliyetleri için bazı maddeler
bazı maddelerin diğerlerine oranla tercih hücreye girerken bazı atık maddeler ise hücreden
edilerek difüze olmasını sağlayacak seçici uzaklaştırılır. Hücre zarındaki bu taşıma olayları
niteliktedirler. yani hücre içi ve hücre dışı arasındaki madde geçiş-
leri, geçiş esnasında enerji harcanıp harcanmama-
Diğer integral proteinler ise başka şekilde zar-
sına göre ikiye ayrılır: Pasif taşıma ve Aktif taşıma.
dan geçemeyen maddelerin çift katlı lipit tabaka-
dan geçişini sağlayan taşıyıcı proteinlerdir. Bazen • Pasif Taşıma: Kinetik enerjiye bağlı olarak,
bu taşıyıcılar maddeleri, doğal difüzyon yönlerinin madde yoğunluğunun yüksek olduğu böl-
tersine aktif taşıma adı verilen bir yolla taşırlar. geden daha az olduğu bölgeye doğru geçişi
Bir bölümü de enzim olarak işlev yapar. İntegral söz konusudur. Fakat pasif taşımada, bir
zar proteinleri, hücre zarını kolaylıkla geçemeyen molekül hücre zarından enerji yani adeno-
peptit hormonlar gibi suda eriyen kimyasallar için zin trifosfat (ATP) kullanmadan geçmek-
reseptör olarak da görev alırlar. tedir. Pasif taşıma çeşitleri difüzyon (basit
difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon) ve oz-
• Periferik proteinler: Periferik protein mo-
mozdur.
lekülleri sıklıkla integral proteinlere tutun-
muşlardır. Periferik proteinler hemen her
zaman enzim olarak işlev görür veya hücre Pasif Taşıma: Moleküllerin, yoğunluk farkından
zar porları arasından madde geçişini kont- dolayı hücre zarından enerji harcanmadan geçişi-
rol eden moleküller olarak görev yaparlar. ne pasif taşıma denir.

Hücre Zarı Karbonhidratları Difüzyon: Difüzyonun gerçekleşmesini sağla-


Zar karbonhidratları, proteinler veya lipitlerle yan kuvvet ortamlar arasındaki yoğunluk farkıdır.
birleşmiş olarak glikoproteinler ya da glikolipitler Ortamlar arasındaki madde geçişi ortamların yo-
şeklinde bulunur. İntegral proteinlerin çoğu gli- ğunlukları eşitlenene kadar devam eder. Örneğin
koproteinlerdir ve zar lipit moleküllerinin yakla- kan organizma içinde dolaşırken, kanda çözünmüş
şık 1/10’u glikolipitlerdir. Bu moleküllerin gliko oksijen molekülleri doku hücrelerine, hücrelerde
bölümleri, genellikle hücre yüzeyinden dışa doğru solunum sonucu oluşan karbondioksit de kana di-
çıkıntı yaparlar. Bu nedenle hücrenin dış yüzeyi füzyon yoluyla geçer. Difüzyon yoluyla ortamlar
çoğu kez bütünüyle glikokaliks adı verilen gevşek arasında madde transferi gerçekleşmesini etkileyen
bir karbonhidrat örtüyle kaplıdır.Hücrenin dış yü- birtakım faktörler vardır:

46
Spor ve Sağlık Bilimleri I

• Molekül büyüklüğü: Taşınacak molekülün (hipotonik) bir ortama konulursa ortamdan hüc-
büyüklüğü arttıkça difüzyon hızı azalır. reye su girişi olur, dolayısıyla hücre su alarak şişer.
Ufak moleküller hücre zarından daha hızlı Hücrenin ortamdan su alarak şişmesine deplazmo-
geçebilir. liz denir.
• Yoğunluk farkı: Bir ortam ne kadar yoğunsa • Aktif Taşıma: Aktif taşımada maddenin
hücre zarındaki kanallarla çarpışma olasılığı hücre zarından geçişi için hücrenin sağlaya-
o derece yüksek olur. Bu nedenle ortamlar cağı enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır. Örne-
arasındaki yoğunluk farkı arttıkça difüzyon ğin sinir ve kas gibi çeşitli hücrelerde gö-
hızı da artar. rülen ”sodyum-potasyum ATPaz pompası”
• Ortam sıcaklığı: Ortam sıcaklığı arttıkça aktif taşımaya en güzel örneklerden biridir.
moleküllerin ortalama kinetik enerjisi de Normal şartlarda sodyum hücre dışında,
artacağı için difüzyon hızı da artar. potasyum da hücre içinde yoğun bulunur.
Sodyum-potasyum ATPaz pompası ile yo-
• Difüzyon yüzeyi: Madde geçişinin yapıldı-
ğunluk farkından dolayı hücre dışına çıkan
ğı yüzey alanı genişledikçe difüzyon hızı da
potasyum hücre içine, hücre içine sızan
artar.
sodyum da hücre dışına ATP enerjisi kul-
Hücrelerde difüzyon iki türlü gerçekleşir: a) ba- lanılarak taşınır. Aktif taşıma çeşitleri aktif
sit difüzyon ve b) kolaylaştırılmış difüzyondur. transport, endositoz ve ekzositozdur.
• Basit difüzyon Difüzyon, taşıyıcı bir prote-
ine ihtiyaç olmadan kendiliğinden gerçek-
leşiyorsa buna basit difüzyon denir. Örne- Aktif Taşıma: Maddenin düşük yoğunluktan
ğin; oksijen, karbondioksit ve alkol, yağda yüksek yoğunluğa doğru enerji (ATP) kullanıla-
çözünen maddeler hücre zarından basit di- rak ve zar üzerinde enzim ve taşıyıcı proteinlerle
füzyon yoluyla geçer. aracılığı ile gerçekleştirilen taşıma olaylarına aktif
• Kolaylaştırılmış difüzyon Fosfolipit taba- taşıma denir.
kada çözünerek hücre zarından geçebilecek
kadar küçük olmayan maddelerin difüzyo- Aktif transport: Maddelerin hücre içinden
nu, taşıyıcı proteinler aracılığı ile olur. Bu hücre dışına ya da hücre dışından hücre içine ener-
şekilde gerçekleşen madde transferlerine, ji (ATP) harcanarak transferine aktif taşıma denir.
kolaylaştırılmış difüzyon denir. Örneğin Aktif taşıma, pasif taşımanın tersine, madde yo-
glikoz, fruktoz, galaktoz ve aminoasit gibi ğunluğunun düşük olduğu ortamdan yüksek oldu-
bazı monomerler, hücre zarından kolaylaş- ğu ortama doğru olur.
tırılmış difüzyon ile geçer. Endositoz: Protein, polisakkarit gibi büyük
moleküller hücre zarından geçemez. Bu gibi mo-
leküller ancak hücre zarında oluşan kofullar yar-
Difüzyon: Moleküllerin yoğun ortamdan, yo- dımıyla hücre içine alınabilir. Bu olaya endositoz
ğunluğu daha az olan ortama enerji harcamaksı- denir. Hücrede endositozun gerçekleşmesi için de
zın geçmesine difüzyon denir. ATP’ye ihtiyaç vardır. Endositoz gerçekleşebilmesi
için hücre içindeki ve dışındaki madde yoğunluğu-
nun bir önemi yoktur. Endositoz taşınan madde-
Ozmoz: Suyun, çok yoğun olduğu ortamdan nin katı ya da sıvı olma durumuna göre iki şekilde
az yoğun olduğu ortama doğru yarı geçirgen bir gerçekleşir: a) Fagositoz ve b) Pinositozdur.
zar üzerinden geçişine ozmoz denir. Ozmoz, seçici • Fagositoz (Katı): Fagositoz, büyük katı
geçirgen bir zardan suyun difüzyonudur. Hücrenin maddelerin hücre içine taşınmasıdır. Hüc-
su alma isteğine ozmotik basınç denir. re zarında oluşan yalancı ayaklar taşınacak
Ozmoz sonucu hücrelerde plazmoliz ve deplaz- maddeyi tamamen sararak zardan koparak
moliz olayları gerçekleşir. Hücrelerin, kendisinden ayrılır. Ayrılan kısım besin kofulu olarak
daha yoğun bir ortamda (hipertonik ortamda) su sitoplazma vasıtasıyla lizozomla birleşir ve
kaybederek büzülmesine plazmoliz denir. Plazmo- burada sindirim gerçekleşir.
lize uğramış hücrelerin, kendisinden daha az yoğun

47
Spor Fizyolojisi I

• Pinositoz (Sıvı): Pinositoz, büyük mole- külleridir. Membransız organeller ise ribozomlar,
küllere sahip sıvı maddelerin hücre içine sentriyoller, mikrotübüller, filamentlerdir.
taşınmasıdır. Hücre zarının içeri çökmesiy-
le oluşan ceplere dolan sıvı molekülleri bu
Endoplazmik Retikulum
ceplerin boğum haline gelmesi sonucu hüc-
re içine girer. Birçok hormonun, enzimlerin Endoplazmik retikulum kelime anlamı olarak
ve antikorların hücre içine girişi pinositoz Latince “plazma içinde yer alan ağ” anlamına gelir.
yöntemiyle gerçekleşir. Endoplazmik retikulum, birbiriyle ilişki hâlinde
olan tübüler ve düz veziküler yapılardan oluşmuş
membran sistemidir. Veziküller ve tübüller birbiri
ile bağlı yaygın bir ağ oluşturdukları için “retiku-
lum” olarak tanımlanır. Endoplazmik retikulumun
dikkat
Fagositoz katı maddelerin, pinositoz sıvı madde- duvarları hücre zarına benzer şekilde çift kat lipit-
lerin hücre içine taşınmasıdır. Bu yüzden fagositoz ten oluşmuştur ve çok miktarda protein içerir. Tü-
“yeme”, pinositoz “içme” şeklinde ifade edilir. bül ve veziküllerin içi endoplazmik matriks denen
ve sitozoldeki sıvıdan farklı olan sulu bir sıvıyla
doludur.
• Ekzositoz: Hücre içindeki büyük molekül-
lerin (makromolekül) hücre dışına taşınma- Hücrenin başka bölümlerinde yapılan madde-
sına ise ekzositoz denir. Ekzositoz esnasında ler, endoplazmik retikulumun içine alınır ve daha
da hücrede ATP harcanır. Makromoleküller sonra hücrenin diğer bölümlerine ulaştırırlar . Re-
kofullar içinde hücre zarına taşınır. Kofulun tikulum yapısındaki çok geniş yüzey alanı ve bu zar
zarı ile hücre zarı birleşir. İki zarın birleşti- üzerinde bulunan çok sayıdaki enzim sistemleri,
ği alanda oluşan boşluktan maddeler dışarı hücrenin metabolik işlevlerini gerçekleştirir. Gra-
atılır. Hücre içinde oluşan atıklar ile hüc- nüllü endoplazmik retikulum ve agranüler endop-
renin ürettiği enzimlerin ve hormonların lazmik retikulum (düz endoplazmik retikulum)
hücre dışına salgılanması ekzositoz yöntem- olmak üzere iki tip endoplazmik retikulum vardır.
le olur. • Granüllü endoplazmik retikulum: Granül,
küçük tanecik demektir. Üzerinde ribo-
zomların bulunduğu endoplazmik retiku-
Hücre Sitoplazması ve Organelleri lumlara, granüllü endoplazmik retikulum
Sitoplazma canlıdır ve hücrenin bütün hayati denir. Ribozomlar aracılığı ile hücrede yeni
faaliyetleri burada gerçekleşir. Büyük bir çoğun- protein moleküllerinin sentezi işlevini ger-
luğu sudan oluşur. Partiküllerin içinde dağıldığı çekleştirirler. Granüllü endoplazmik retiku-
sitoplazmanın berrak sıvı kısmına sitozol denir. Su- lum, kendisine bağlı ribozomlar tarafından
dan başka, organik, inorganik maddeler, organel- üretilen proteinleri golgi cisimciğine gön-
ler, madensel tuzlar, hormonlar, lipitler, enzimler, derir. Hormon ve sindirim enzimi gibi sal-
vitaminler ve sitoplazma iskeleti şeklinde düzen- gı proteinlerinin üretildiği hücrelerde çok
lenmiş fibröz protein filamentler bulunur. miktarda granüllü endoplazmik retikulum
Sitoplazma içerisinde belli görevleri yapmak bulunur.
için özelleşmiş yapılara organel denir. Diğer bir ta- • Düz endoplazmik retikulum: Endoplazmik
nıma göre; hücrelerin, metabolik, sentetik, enerji retikulumun ribozom içermeyen tüplerden
gerektiren ve enerji oluşturan farklı işlevlerini ye- oluşan ağ şeklindeki bölgesidir. Düz endop-
rine getiren membranlı veya membransız yapıla- lazmik retikulum, lipit maddelerin sentezi
ra organel denir. Bu organeller, hücre için gerekli ve diğer hücresel işlemler için işlev görür.
maddeleri üretmek veya enerji sağlamak gibi belirli Karaciğer hücrelerinde glikoz fazlasının
fonksiyonları yerine getirmek için özelleşmişlerdir. glikojen olarak depolanmasında görev alır.
Organeller membranlı ve membransız organeller Steroit tipinde hormon salgılayan hücreler-
olarak sınıflandırılır. Membranlı organeller: Hücre de bol miktarda bulunur. Karaciğer hücre-
membranı, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, lerinde ilaç artıkları gibi zehirli maddeleri
mitokondri, lizozomlar, peroksizomlar, salgı vezi- etkisiz hâle getiren enzimlerin depolanması,

48
Spor ve Sağlık Bilimleri I

kas hücrelerinde kasılma için gerekli kalsi- merkezidir. Tükürük bezinden tükürük salgılan-
yumun depolanması gibi işlevlere sahiptir. masında, pankreasta enzim ve hormon salgılanma-
sında golgi aygıtının rolü büyüktür.
Ribozomlar
Ribozomlar proteinlerin sentez edildikleri hüc- Lizozomlar
re organelidir. RNA ve 80 tip proteinden oluşmak- Lizozomlar, hücreden hücreye farklılık göster-
tadır. Protein sentezi için gerekli bilgi DNA’dadır mekle birlikte 250-750 nanometre çapında orga-
ve bu bilgi RNA’ya transfer edilerek, RNA’daki bu nellerdir. Golgi aygıtı tarafından veziküler şeklinde
bilgiyle ribozomlarda protein yapılır. Ribozomların oluşturulur ve sitoplazmaya dağılırlar. Hücre içi
membranı yoktur ve membranöz olmayan hücre sindirimi sağlamak üzere yaklaşık 40 kadar sin-
organelleri grubunda yer alır. dirici enzimler (hidrolitik enzimler) içerirler. Bu
Ribozomların genel yapıları aynıdır. Fakat fark- enzimlerin optimal pH değeri 5 civarındadır. Li-
lı hücrelerde boyutları, iç yapıları ve sayıları değiş- zozom membranında hidrojen pompaları vardır ve
kenlik gösterir. Bütün ribozomlar, büyük birim ve bu pompalar sayesinde lizozom pH’ı düşük tutulur
küçük birim olarak adlandırılan iki alt birimden ve enzimlerin etkin olması engellenir. Bu ise lizozo-
oluşur. Bu birimler protein sentezi yapılmadığında mun tüm hücreyi sindirmesini önler. Lizozomun
birbirinden ayrıdırlar. Protein sentezi gerçekleşece- zarı zarar görürse içinde yer alan enzimler sitoplaz-
ği zaman büyük birim ve küçük birim birleşerek maya dağılır. Bu durumda hücre parçalanarak ölür.
ribozomu işlevsel hâle getirirler. Buna otoliz denir.
Granüler endoplazmik retikulum membranının Lizozomlar, özellikle hücreye alınan besin par-
dış yüzeyine tutunmuş olarak bulunabilecekleri tiküllerini, hücrenin harap olmuş, yaşlanmış ya-
gibi sitoplazmada serbest olarak da bulunabilirler. pılarını ve bakteri, mantar gibi hücre dışı yabancı
Hücre içinde kullanılacak proteinler (hemoglobin, maddeleri sindirerek hücre içi sindirim sistemini
kontraktil proteinler, nöroproteinler vb.) veya hüc- oluştururlar. Besinleri sindirilmesi açısından lizo-
re dışına verilecek veya membran yapısına katılacak zomlar, proteinleri hidrolize ederek amino asitlere,
proteinler ribozomlarda sentezlenir. glikojeni hidrolize ederek glikoza, lipitleri hidrolize
edilerek yağ asitleri ve gliserole dönüştürür. Hücre-
ye endositoz yoluyla taşınan besinler lizozom tara-
Golgi Aygıtı fından sindirilerek yapı taşlarına ayrılır ve sitoplaz-
Golgi aygıtı (cisimciği), kesecikler sistemi şek- maya sindirim kofulu şeklinde geçerler.
linde yapılanmış salgılamada görev alan bir hücre
organelidir. Golgi aygıtı hem yapı hem de fonk-
Peroksizomlar
siyon yönünden endoplazmik retikulum ile ya-
kından ilişkilidir. Genellikle çekirdeğin yakınında Peroksizom ortalama 0.3-0.5 mikron çapında-
birbirine paralel dört veya daha fazla ince, düz ve- dır. Peroksizomlar, karaciğer, böbrek, kalp kası gibi
zikülün üst üste dizilmesiyle oluşmuş bir yapıdır. metabolik faaliyetleri fazla olan organların hücresi
Golgi aygıtı, salgı yapan hücrelerde iyi gelişmiştir. içerisinde yer alır.  Peroksizom organelinin lizozo-
Golgi cisimciği bütün ökaryot hücrelerde bulunur. ma benzeyen birçok özelliği bulunmasına rağmen
Fakat istisna olarak alyuvar ve sperm hücrelerinde iki önemli farkı vardır. Bunlar: (1) Golgi aygıtı ta-
golgi cisimciği bulunmaz. rafından değil, kendi kendilerini çoğaltarak veya
belki düz endoplazmik retikulumdan tomurcuk-
Golgi aygıtının fonksiyonu; endoplazmik reti-
lanarak oluştuklarına inanılmaktadır. (2) Hidro-
kulumdan sentezlenen maddeler, taşıma vezikülle-
lazlardan çok oksidaz enzimlerini içerirler. Perok-
ri ile golgi aygıtına taşınır ve işlenerek lizozomla-
sizomlar, pek çok toksik maddeyi okside ederek
rı, salgı veziküllerini ve diğer sitoplazmik yapıları
hücreyi korur. Örneğin; karaciğerdeki peroksizom-
oluştururlar. Ayrıca hücre zarının yenilenmesi ve
ların görevi, alkol gibi zararlı maddeleri zararsız
yüzeyinin genişletilmesi gibi fonksiyonları da var-
hâle getirmektir.
dır. Golgi aygıtı, maddelerin değişime uğradığı,
paketlendiği ve gidecekleri yerin belirlendiği or-
ganeldir. Salgıların üretim, depoloma ve salgılama

49
Spor Fizyolojisi I

Mitokondri
Oksijenli solunum yapan bütün ökaryot hüc-
relerde mitokondri organeli bulunur. Hücrenin internet
solunum ve enerji santrali olan mitokondriler ol- Hücre organelleri ile ilgili detaylı bilgilere
madan, hücreler besinlerden yeterli miktarda enerji https://www.akademiportal.com/hucre-orga-
elde edemez ve sonuçta tüm hücresel işlevler durur. nelleri-organellerin-gorevleri/ adresinden ula-
Oval veya yuvarlak, ince, uzun şekiller gibi farklı şabilirsiniz.
büyüklük ve biçimlerde olabilirler. Prokaryot hüc-
reler ve alyuvarlarda mitokondri bulunmaz.
Çizgili kas lifi, karaciğer, sinir hücreleri gibi Hücre İskeleti
enerji gereksinimi yüksek olan hücrelerde çok mik- Her hücrenin şeklinin korunmasını sağlayan,
tarda bulunurlar. Sitoplazmanın maksimum enerji organel ve bazı cisimlerin hareketinde önemli rol
gereksinimi olan bölümlerinde toplanırlar. Hare- oynayan, tübül ve filamentlerden oluşan destekle-
ketli organeller olduklarından dolayı kendi eksen- yici ağ, hücre iskeleti olarak adlandırılır. Hücre is-
leri çevresinde dönerek, şekil ve büyüklük değişimi keleti, transparan olduğu için hem ışık mikroskobu
göstererek enerji gereksinimi olan bölgelere ulaşır- hem de elektron mikroskobunda görülmemesine
lar. Dolayısıyla mitokondriler, tüm sitoplazma bö- rağmen önemli bir hücre komponentidir. Hücre is-
lümlerinde bulunurlar ama hücre içindeki toplam keleti, organellerin hücre içinde belirli yerlerde bu-
sayıları hücrenin gereksinim duyduğu enerji mik- lunmasına, yer değiştirmesine ve hücre bölünmesi
tarına göre yüz ile birkaç bin arasında değişebilir. sırasında kromozomların hareketine yardımcı olur.
Çift kat lipit ile proteinden oluşmuş, bir dış ve Hücre iskeleti şunlardan oluşmuştur: sentriyoller,
bir iç zarı vardır. İç zarın oluşturduğu kıvrımlar raf- mikrotübüller, aktin filamentleri.
ları oluşturur ve buralara oksidatif enzimler tutu- Sentriyoller çekirdeğe yakın olarak yer alan bir
nur. Mitokondri içindeki boşluk, besinlerden ener- çift çubuk şeklinde sitoplazmik yapıdır. Sentri-
ji elde edilmesi için gerekli olan büyük miktarlarda yoller hücre bölünmesi sırasında kromozomların
çözünmüş enzimleri içeren bir matriksle doludur. hücre kutuplarına çekilmesini sağlarlar. Mikrotü-
Bu enzimler oksidatif enzimlerle işbirliği halinde büllerin temel görevi, hücrenin belli bölgelerinde
çalışarak besinlerin oksidasyonunu, sonuçta su ve sert fiziksel yapılar halinde hücre iskeletini oluş-
karbondioksit oluşumunu ve bunlarla eş zamanlı turmaktır. Mikrotübüller, hücre sitoplazması içe-
olarak da enerji serbestleşmesini sağlarlar. Açığa risinde dallanmadan ilerlerler ancak yer yer yan
çıkan enerji, adenozin trifosfat (ATP) adı verilen kollarla birbirlerine bağlanabilirler. Böylece hücre
yüksek enerjili bir bileşiğin sentezlenmesi için kul- içi ortamında iletim ve bağlantı da sağlarlar. Ayrıca
lanılır. ATP daha sonra mitokondri dışına taşınır, mikrotübüller hücre içi transferde, hareketli hücre
tüm hücreye difüze olarak hücresel işlevlerin ger- organellerinin hareketinde de önemli rol oynarlar.
çekleşmesi için enerji gereken her yerde enerjisini Filamentler, hücrelerde mikrofilamentler ve
verir. Enerji üretimi oksijen gerektirir bu nedenle intermediyer filament olmak üzere ikiye ayrılır.
hücre solunumu olarak bilinir. Glikojen, lipit ve Mikrofilamentler kasılma yapan hücrelerde yüksek
nadiren aminoasitler enerji üretiminde kullanılan oranda bulunur. Kas hücresinde aktin ve miyozin
maddelerdir. olmak üzere iki tip kasılabilir filament bulunur.
Mitokondriler, bir DNA molekülü ve ribozom- Ayrıca aktin filamentleri, hücre hareketinde görev
lar içermesi nedeniyle diğer organellerden farklı- alırlar. İntermediyer filamentler ise halat görünüm-
dırlar. Mitokondri DNA’sı mitokondrinin kendi lü filamentlerdir ve hücre iskeletini oluşturan yapı-
kendisini kopyalamasını kontrol eder. Böylece lardandır.
mitokondriler kendi kendilerini çoğaltabilirler ve
hücrede artan miktarlarda ATP’ye ihtiyaç duyulan
Çekirdek (Nükleus)
her zamanda bir mitokondriden daha fazlası olu-
şabilir. Fakat mitokondri DNA’sındaki bilgi sınırlı Çekirdek, ökaryotik hücrelerin genetik bilgisini
olduğu için ancak çekirdeğin kontrolünde bölün- taşıyan membranla sınırlı oval veya yuvarlak şekilli
me gerçekleşebilir. hücre elemanıdır. Çekirdek, DNA’nın bulunduğu
ve DNA’daki bilginin RNA’ya aktarıldığı hücrenin

50
Spor ve Sağlık Bilimleri I

yaşam merkezidir. Çoğu hücre, tek çekirdekli ol- rinin por çevresine yapışmaları nedeniyle her bir
masına rağmen iskelet kas hücresi ve kemik hücresi porun çapı yaklaşık 9 nanometreye düşer. Bu dar
gibi yüksek metabolik aktiviteye sahip hücrelerde aralık bile moleküler ağırlığı 44,000’e kadar olan
birden fazla çekirdek bulunabilir. Hücre çekirde- orta boy moleküllerin geçişine rahatlıkla izin vere-
ğinin önemli fonksiyonları; hücrenin bölünmesi, cek yeterli genişliktedir. Çekirdekte üretilen RNA
büyümesi, onarımını gibi metabolizma faaliyetle- moleküllerinin sitoplazmaya, sitoplazmada üretilen
rinin yönetilmesi ile kalıtsal özelliklerin saklanması maddelerin çekirdeğe geçişi porlar üzerinden olur.
ve aktarılmasıdır. Çoğu hücrenin çekirdeğinde oldukça koyu bo-
Çekirdeğin içini dolduran esas madde DNA yanan ve çekirdekçik (nükleolus) adı verilen bir
ve protein molekülleridir. Bu DNA molekülleri yapı bulunur. Çekirdekçik, ökaryot hücrelerde,
çekirdek içinde rastgele dağılmış olmayıp kromo- hücre çekirdeğinin merkezinde bulunan, zarsız kü-
zom denilen yapılar içerisinde protein molekülleri resel bir yapıdır. Çekirdekçiğin büyük kısmı prote-
ile organize olmuşlardır. DNA molekülleri hücrede inden, daha küçük bir kısmı ise RNA’dan oluşur.
mevcut bütün proteinlerin nasıl yapılacağının ge- Çekirdekçikte ribozomal RNA (rRNA) sentezlenir
netik bilgisini içerirler. Bilgi çekirdektedir fakat bu (transkripsiyon). rRNA’lar proteinlerle birleştirile-
bilgi aktarılarak protein sitoplazmada yapılır. rek ribozomların alt birimlerini oluşturulur. Çe-
Çekirdek çift katlı membranla sarılmıştır ve kirdekçik hücre bölünmesi esnasında kaybolur ve
bu membranda çok sayıda porlar bulunur. Dış zar bölünmesinden sonra yeniden oluşur. Hücre aktif
hücre sitoplazmasının endoplazmik retikulumu ile olarak protein sentezi yapmaya başladığında çekir-
devam eder Büyük protein molekül kompleksle- dekçik belirgin biçimde büyür.

Öğrenme Çıktısı
2 Hücre yapısı ve organizasyonunu açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Egzersizde sıvı kaybı ve sıvı Proteinlerin hücre içine Spor uzmanlık dalınızda
alımını hücre protoplazma- alınmasını hücre zarındaki hücre sitoplazması ve orga-
sını oluşturan su ve elektro- taşınma olayları açısından nelleri ile ilgili bilgiyi nasıl
litler açısından ilişkilendire- yorumlayın. kullanacağınızı düşünün ve
rek açıklayın. arkadaşlarınızla tartışın.

ENERJİ SİSTEMLERİ
Enerji, bir sistemin ya da cismin iş yapabilme yeteneğidir. Bütün canlıların temel enerji kaynağı ise gü-
neştir ve doğada, kimyasal enerji, mekanik enerji, ısı enerjisi, ışık enerjisi, elektrik enerjisi ve nükleer enerji
olmak üzere altı enerji türü bulunmaktadır. Canlıların enerjiyi bir biçimden diğerine dönüştürme yeteneği
(biyolojik enerji devri) sayesinde yaşam devam eder (Şekil 2.2.).
Canlıların enerji dönüştürme yeteneğine ilişkin üç temel biyolojik enerji dönüşümü vardır. Bunlar:
birinci tip, ikinci tip ve üçüncü tiptir.
• Birinci tip: Güneş enerjisi (ışık enerjisi), fotosentez olayı ile organik bileşiklerin bağlarındaki kim-
yasal enerjiye dönüşür ve organik moleküllerdeki kimyasal bağlarda depolanır. Bitkiler, besin ve
oksijen sağlamak için fotosenteze ihtiyaç duyarlar. Fotosentez sonucu oluşan besini glikoz olarak
ifade etsek de aslında glikoz üretiminde kullanılan üç karbonlu şekerdir.

51
Spor Fizyolojisi I

• İkinci tip: Hücresel solunum ile kimyasal bağ enerjisinin, yüksek enerjili fosfat bağlarına dönü-
şümü (fosforilasyon) yani ATP (Adenozin Trifosfat) sentezlenmesidir. Fotosentez işleminin tam
tersi bir süreçtir. Hücre solunumunda, kimyasal enerjinin (glikoz, yağ ve protein moleküllerinin )
oksijenli ortamda parçalanarak zengin fosfat bağı özelliği taşıyan bir başka kimyasal enerjiye yani
ATP’ye dönüşümüdür.
• Üçüncü tip: ATP’nin yüksek enerjili fosfat bağlarını, hidroliz reaksiyonlarıyla koparılması ile
ATP’nin farklı enerji türlerine dönüştürülerek kullanılmasıdır. Oksijenli ortamda gerçekleşen hüc-
re solunumu ile elde edilen kimyasal enerji, insan organizmasının büyüme, gelişme ve yaşamının
devamı için kullanılır.

Güneş

Yeşil Bitkiler

Su
Kullanılabilir Enerji Karbondioksit Besin Maddeleri Oksijen

İnsanlar ve Hayvanlar

Şekil 2.2 Biyolojik Enerji Devri.

Enerji, İş ve Güç Kavramları Güç, birim zamanda ortaya konan iş olarak ifade
Enerji birimi joule (j) veya kaloridir (cal). Bir edilmektedir. Dolayısıyla “iş/zaman” veya “kuvvet
kalori bir gram suyun sıcaklığını bir santigrat dere- x zaman” şeklinde ifade edilir. Birçok spor dalın-
ce yükseltmek için gerekli ısı miktarıdır. Kilokalori da sıçrama, atma, sürat gibi hareketlerin gerçekleş-
(kcal) ise bir kilogram suyun sıcaklığını bir derece tirilebilmesi için kısa zaman içerisinde yüksek güç
yükseltmek için gerekli ısı miktarıdır. Kalori çok kü- oluşumuna ihtiyaç vardır. Güç birimi, joule/saniye
çük bir birim olduğu için enerji kilokalori olarak ifa- yani watt’tır (W).
de edilmektedir. 1 kilokalori ise 1000 kaloriye eşittir.
İş kavramı ise bir kilogram ağırlığındaki yükün ATP Üretme Mekanizmaları
yerçekimine karşı bir metre yükseğe kaldırılması ola- Hücrelerin yaşamını sürdürebilmeleri için ge-
rak tanımlanmaktadır. İş birimi, newton-metre (Nm) rekli kimyasal süreçlerin tümüne metabolizma de-
veya joule’dür. Eğer cisim üzerine bir kuvvet uygula- nir. Metabolizmada ise ATP önemli rol oynar. Be-
nıyor ve cisim bu kuvvet doğrultusunda yol alıyorsa iş
sin maddeleri vücudun dolaylı enerji kaynaklarıdır
gerçekleşmiş demektir. Yani iş yapılabilmesi için cismin
ve doğrudan enerji kaynağı ise ATP’dir. ATP; (1)
kuvvete maruz kalarak kuvvet doğrultusunda hareket
moleküllerin hücre zarı boyunca aktif taşınması, (2)
etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla “iş = kuvvet x kuvvet
kasların kasılması (çizgili kas, düz kas, kalp kası),
doğrultusunda uygulanan mesafe” şeklinde ifade edilir.
(3) vücutta hormonların, hücre zarının ve diğer bir-
İnsan organizmasında bir işin yapılabilmesi için besin
çok temel molekülün oluşumunu sağlayan değişik
maddeleri ile elde edilen potansiyel enerjinin, kimyasal
reaksiyonlar, (4) sinir uyarılarının iletimi, (5) hücre
reaksiyonlarla mekanik enerjiye (kinetik veya hareket)
bölünmesi ve hücrenin gelişimi, (6) yaşamın sürdü-
dönüşmesi ile mümkündür. Enerji olmaksızın hiçbir
rülmesi ve çoğalma için gerekli olan birçok farklı
işin yapılabilmesi mümkün değildir. Enerji türlerinden
özellikle mekanik ve kimyasal enerji, insan hareketle- fizyolojik işlev için gereklidir.
rinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynadığı için
kimyasal iş ve mekanik iş olmak üzere iki tür iş kavra-
mından bahsedilebilir. Kimyasal iş, hücrenin gelişimi
için gereklidir. Mekanik iş ise kas kasılması ile kimyasal dikkat
enerjinin mekanik enerjiye dönüşümüdür. Vücudun doğrudan enerji kaynağı ATP’dir.

52
Spor ve Sağlık Bilimleri I

İnsan organizmasındaki sinir uyarılarının ile- • Aerobik metabolizma: Hücrenin mitokond-


timi, kas kasılması gibi yaşamsal fonksiyonlar, vü- risinde, karbonhidrat, yağ ve gerekirse prote-
cuttaki enerji dönüşümüne bağlıdır. Organizmada inlerin oksijen kullanılarak parçalanıp ATP
ATP yapımı, yıkımı ve tekrar sentezlenme süreçle- üretilmesi ve son ürün olarak karbondioksit
rinde birçok metabolik reaksiyon bulunmaktadır. ve suya dönüşümlerini içeren kimyasal reak-
Metabolik reaksiyonların büyük bir bölümü, fiz- siyonlardan oluşur. Bu kimyasal olaylar oksi-
yolojik sistemler için gerekli enerjinin besinlerden dasyon şeklinde ifade edilmektedir.
sağlanmasını içermektedir. Enerji oluşumunu sağ- ATP sentezini sağlayan kimyasal reaksiyonlar
layan besin kaynakları ise karbonhidratlar, yağlar ise üç kategoride sınıflandırılabilir. Bunlar:
ve proteinlerdir.
• ATP-CP veya fosfojen sistemi,
Besin maddelerinin parçalanması sonucu olu-
• Laktik asit veya anaerobik glikoliz sistemi,
şan enerji doğrudan mekanik enerjiye dönüştü-
rülemez. Bu enerji ATP yapımında kullanılır ve • Aerobik sistem veya oksijen sistemidir.
hücrenin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için
ATP’nin parçalanması sonucu enerji kullanılabi-
lir. Bu sebeple hücre içerisinde ATP düzenli olarak
sağlanmalıdır. Kas hücrelerinde çok az miktarda dikkat
Fosfojen sistem ve laktik asit sistemi birlikte anaero-
depo ATP bulunmakta ve yıkıma uğrayarak kul-
bik sistemi oluştururken oksijen sistemi ise aerobik
lanılmaktadır. Vücutta yapılan işin devam ettirile-
sistemi oluşturmaktadır.
bilmesi için de işin şekline göre çok hızlı veya daha
yavaş bir şekilde tekrar ATP üretilmesi gerekmek-
tedir. Fosfojen Sistem (ATP-CP)
İnsan vücudunda, besin maddelerinin kimyasal Adenozin (adenin bazı+riboz şekeri) ve üç fosfatın
reaksiyonlar ile parçalanması sonucu ortaya çıkan birleşmesi ile oluşan yapıya adenozin trifosfat (ATP)
ATP’yi üretmek için değişik metabolik yollar mev- denir. Bu üç fosfat bağından son iki fosfat grubu yük-
cuttur. ATP’nin sentezlenmesi için gerekli enerji sek enerji bağı olarak adlandırılır ve bu bileşimden
anaerobik ve aerobik metabolizma yolları ile sağ- ayrıldığı zaman enerji açığa çıkar. Son iki fosfat gru-
lanmaktadır. bu arasındaki bağ, kimyasal olarak parçalandığında
• Anaerobik metabolizma: Hücre sitoplaz- 7000-1200 kalorilik (7-12 kcal) enerji açığa çıkar ve
masında, oksijen kullanılmadan sadece adenozin difosfat (ADP) ve serbest bir fosfat mey-
karbonhidratların kısmen parçalanması ile dana gelir. İkinci fosfat kökünün kaybından sonra
ATP üretimi ve laktik asite dönüşümünü ise adenozin monofosfat (AMP) hâline dönüşür.
içeren kimyasal reaksiyonlardan oluşur. ATP’nin tekrar sentezlenmesi için ADP molekülüne
bir fosfat grubu eklenmesi gerekir (Şekil 2.3.).

Adenozin P P P Kullanılan enerji

ATPaz
ATP ADP+Pi Enerji (7.3 kcal)

ADP+Pi AMP+Enerji (Nadiren gerçekleşir)

Şekil 2.3 ATP’nin Yapısı, ATP’nin ve ADP’nin Yıkımı.

Fosfojenler adı verilen ATP ve kreatin fosfat (CP veya PC), kasların içinde bir miktar depo edilmiş
hâlde bulunurlar. CP, yüksek enerji bağı içeren başka bir kimyasal bileşiktir. CP, aynı ATP gibi kas içeri-
sinde bir miktar depolanabilir ve parçalandığında büyük miktarda enerji açığa çıkarır. Serbest kalan bu
enerji de ATP’nin, ADP ve Pi moleküllerinden yeniden sentezlenmesi için kullanılır. CP’nin yüksek ener-

53
Spor Fizyolojisi I

jili fosfat bağları, ATP’nin yüksek enerjili bağları- miktarı ile sınırlıdır. Örneğin; 200 metre sürat ko-
nın yenilenmesi için gerekli enerjiyi sağlamış olur. şusu sonunda, çalışan kaslardaki fosfojen depoları,
Kaslarda depolanmış olan CP’nin parçalanması ile oldukça azalır. Fakat fosfojen sistem, kasların ne
açığa çıkan enerji, ADP ve Pi’nin bir araya gelmesi kadar enerji üretebildiğinden ziyade ne kadar hızlı
ile yeniden ATP elde edilir. Her bir mol CP par- enerji üretebildiği ve fosfojen depolarının ne kadar
çalanması sonucu bir mol ATP oluşur (Şekil 2.4). çabuk yenilenebildiği ile ilgili olarak daha önemli-
dir. Sürat veya 6-10 saniyelik aralıklı yapılan inter-
val antrenmanları, ATP-CP depolarında artış sağ-
Kullanılan enerji
Kreatin P lar bu ise yüksek şiddetli kısa süreli performansın
artmasını sağlar. Fosfojen sistem, kuvvet ve sürat
gerektiren, atlama, sıçrama, atma, vurma ve buna
CP CP+Pi Enerji
benzer birkaç saniyelik hareketleri içeren sportif
Şekil 2.4 Kreatin Fosfatın Yapısı ve Yıkımı. aktivitelerde kullanılır.

ATP, hücrelere kan veya bir başka doku tarafın-


Laktik Asit Sistemi (Anaerobik
dan sağlanamadığı için her hücre kendi içerisinde
ATP üretimini gerçekleştirir. Vücuttaki ATP depo- Glikoliz)
ları, yaklaşık 85 gramdır. Bu miktar, maksimum bir Glikoz (glukoz), kan yolu ile kaslara gelir. Kas
egzersizi ancak birkaç saniye devam ettirebilmeyi içerisinde enerji üretimi için kullanılır veya gliko-
sağlar. CP de, ATP gibi kasın acil enerji kaynağıdır. jen olarak depolanır. Glikoliz, glikozun veya gli-
Fakat ATP’nin tekrar sentezlenmesini sağlayan CP kojenin parçalanması olayıdır. Kaslarda ATP’nin
depoları, ATP depolarından 3-5 kat daha fazladır. yenilenmesi için oksijen olmaksızın sadece kar-
bonhidratların (glikoz ve glikojen) parçalanması ile
laktik aside kadar dönüştüğü sisteme anaerobik gli-
koliz denir. Anaerobik glikolizin kimyasal olayları,
hücrenin sitoplazmasında gerçekleşir. Vücutta kar-
dikkat
bonhidratlar hemen kullanılabilen basit bir şeker
ATP ve CP her ikisine birden, fosfojen sistem veya
olan glikoza dönüştürülür ve hemen kullanılır veya
alaktik anaerobik metabolizma adı verilmektedir.
daha sonra kullanılmak için kaslarda ve karaciğerde
glikojen olarak depolanır.
Kaslarda toplam fosfojen (ATP ve CP) depoları, Bu sistemde glikoz, oksijen yokluğunda kısmen
kadınlarda ortalama 0.3 mol, erkeklerde ortalama parçalanarak pirüvik asit adı verilen bir ara mad-
0.6 mol kadardır. Her ikisi birden yaklaşık 10-15 deye dönüşür. Oluşan pirüvik asit ise laktik asite
saniyelik, örneğin 100 metre koşusu gibi kısa süreli dönüşür ve kaslarda laktik asit birikmeye başlar. Bu
maksimal egzersizler için enerji sağlayabilir. Çün- nedenle, glikozun parçalanması oksijensiz ortam-
kü şiddeti yüksek olan aktiviteler sırasında ATP, da gerçekleştiği için bu sisteme, anaerobik glikoliz
oldukça hızlı bir şekilde kullanılır ve organizma, veya son ürün laktik asit olduğu için laktik asit sis-
bu kadar hızlı bir şekilde ATP üretme yeteneğine temi adı verilir.
sahip değildir. Bu nedenle ATP’nin çok hızlı bir Glikozun oksijen kullanılmadan parçalanması
şekilde üretilmesinin önemli olduğu acil enerji ihti- sonucu oluşan laktik asit, kaslarda birikmeye başlar
yacı durumlarında, kas içinde depolanmış olan CP ve daha sonra laktik asit, kas hücrelerinden difüz-
bileşimi, ATP’nin sentezlenmesi için devreye girer. yon yolu ile hücreler arası sıvı ve kana geçer. Lak-
Fakat kastaki CP depoları, çok hızlı şekilde azalır tik asit, kas ve kanda yüksek miktarlara eriştiğinde,
ve 10-30 saniyelik süre içerisinde yorgunluk mey- kaslarda yorgunluk ortaya çıkar. Çünkü vücudun
dana gelir. CP, kasta hızlı bir şekilde tükenmesine asit-baz dengesi bozulur ve vücutta asidik bir or-
rağmen dinlenme sırasında çok hızlı bir şekilde de tam oluşur. Asit ortamı pH’ı düşürür bazı enzim-
tekrar depolanır. lerin aktivitelerini engelleyerek karbonhidrat yıkı-
Fosfojen sistem, kısa sürede maksimum gücü mı oranını azaltır. Bu nedenle ATP üretilemez ve
belirleyen en önemli etkenlerdendir. Sürat ve güç ATP üretilemediğinden egzersiz için gerekli enerji
performansı, başlangıçtaki ATP-CP depolarının elde edilemez. Bu durumda yorgunluk adı verilen

54
Spor ve Sağlık Bilimleri I

durum ortaya çıkar ve organizma egzersizi devam Aerobik Sistem (Oksijen Sistemi)
ettiremez duruma gelir. Aerobik sistem, temel besin maddeleri olan
İnsan vücudu ancak belli miktardaki laktik asit karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin, oksijen ile
konsantrasyonunu tolere edebilir. Dinlenim sıra- tamamen parçalanarak karbondioksit (CO₂) ve
sında kanda bulunan laktik asit miktarı yaklaşık 1 suya (H₂O) dönüştükleri sistemdir. Aerobik sistem
mmol/L iken yoğun bir egzersiz sırasında kandaki reaksiyonları, hücrelerin daha gelişmiş bölümleri
laktik asit miktarı 16-20 mmol/L’ye kadar yükse- olan mitokondrilerde gerçekleşir. Kan tarafından
lebilir. Kasta laktik asit ise daha büyük miktarlara taşınan oksijen, kılcal damarlardan hücreler arası
ulaşmaktadır. sıvıya geçer ve buradan da hücrenin içerisine gi-
Glikojenden ayrılan glikozun laktik asit oluşu- rer. Hücre içinde oksijen, sitoplazmada bulunan
mu aşamasına kadar parçalanması, bir dizi kimya- miyoglobine bağlanarak mitokondrilere taşınır.
sal reaksiyon sonucu oluşur ve buna glikolitik reak- Miyoglobinlerin oksijeni sadece taşıma değil, aynı
siyonlar denilir. Biriken laktik asit, oksijen yeterli zamanda depo etme görevleri de vardır. Yağlar, kar-
olduğu zaman, dinlenim sırasında çeşitli şekillerde bonhidratlar ve gerekirse proteinler, mitokondride
vücutta metabolize edilir. Örneğin, oksijenin kullanıldığı bir seri kimyasal reaksiyonla
1. Yüksek şiddetteki 1-3 dakikalık egzersizler parçalanarak CO₂ ve H₂O’ya dönüştürülür ve bu
sonucu kaslarda oluşan laktik asit, karaci- arada da ATP üretilir. Karbonhidratlardan 38-39
ğerde ve kaslarda tekrar glikoz veya glikoje- mol ATP, yağlardan ise 129 mol ATP elde edilir.
ne dönüştürülür (%18’i). Aerobik sistem, diğer iki anaerobik sistemden
2. Birikmiş olan laktik asitin büyük bir kısmı (ATP-CP ve laktik asit) daha karmaşıktır ve çok
ise kaslara yeterli oksijenin ulaşması duru- daha fazla kimyasal reaksiyon gerektirir. Aerobik
munda pirüvik asite geri dönüşür ve aero- sistem reaksiyonları, üç temel gruba ayrılmaktadır.
bik sistem içerisinde kullanılarak ATP elde Bunlar; Aerobik glikoliz, Kreps çemberi veElektron
edilir (%72’si). transfer sistemidir (ETS).
3. Son ürün olarak laktik asit oluşumunun • Aerobik glikoliz: Aerobik glikoliz, glikozun
yanı sıra anaerobik glikoliz sırasında 1 mol veya glikojenin oksijenin varlığı ile parça-
veya 180 gram glikojenden, 2-3 mol ATP lanarak pirüvik asite dönüşmesidir. Gli-
elde edilmektedir. Eğer kaslardaki depo kojenin karbondioksit ve suya dönüştüğü
glikojen kullanılıyorsa 3 mol ATP, kan aerobik sistemde ilk reaksiyon basamakları
glikozu kullanılıyorsa 2 mol ATP oluşur. (10 kimyasal reaksiyon dizisi), anaerobik
Aradaki 1 mol ATP farkı kan glikozunun glikoliz ile aynıdır. Aerobik glikolizde ok-
metabolize edilmesi için harcanır. Hâlbuki sijen, ATP yenilenmesini durdurmaksızın
1 mol glikoz, aerobik (oksijenli) ortamda devam ettirerek laktik asit birikimini en-
parçalandığında 38-39 mol ATP elde edilir. gellemiş olur. Anaerobik sistemde ise oksi-
Anaerobik glikoliz ile üretilen ATP miktarı, jen yeterli olmadığı için, pirüvik asit laktik
aerobik glikoliz ile elde edilen oranın %5’i asite dönüşür. Ancak pirüvik asit, anaero-
kadardır. Fakat aerobik metabolizmaya göre bik glikolizdeki gibi laktik asite değil, asetil
2.5 kat daha hızlı enerji elde edilirken fos- koenzim A’ya (Asetil-CoA’ya) dönüştürülür
fojen sistem kadar da hızlı değildir. böylece aerobik sistemde laktik asit birik-
mez. Bu ise pirüvik asidin laktik aside dö-
Yaklaşık olarak 1-3 dakikalık, maksimum şid-
nüşmeden mitakondriye taşınarak, aerobik
dette devam eden 400-800m koşu, 100-200m yüz-
sisteme alınması ile gerçekleşir. Böylece 1
me gibi sportif aktivitelerde enerji daha çok anae-
mol glikojenden 3 mol ATP oluşurken 2
robik glikoliz (laktik asit) sistemi ile elde edilir. Bu
mol pirüvik asit de meydana gelir. Pirüvik
sistem, aynı ATP-CP sistemi gibi çok acil durum-
asit, Asetil-CoA’ya dönüştükten sonra ok-
larda devreye girer ve çok hızlı bir şekilde ATP elde
sijen sisteminin başlangıç kısmı olan krebs
edilmesini sağlar.
çemberine girer.

55
Spor Fizyolojisi I

Aerobik enerji sisteminin diğer bir besin kayna- olması son ürün olarak CO₂ meydana getirir. CO₂
ğı yağlardır. Yağların vücutta depolanmış ve enerji ise kan ile taşındıktan sonra akciğerlere ve buradan
olarak kullanıldığı haline, trigliserit denir. Triglise- da dışarıya atılır.
rit, 1 mol gliserol molekülünden ve 3 mol serbest • Elektron transfer sistemi: Enerji üretiminin
yağ asidinden oluşur. 1 mol gliserol, glikoza dönü- son aşamadır ve oksijenin kullanıldığı kim-
şerek glikoliz yoluyla ATP üretim sürecine girer. yasal reaksiyonlardan oluşur. Krebs çemberi
Serbest yağ asitleri ise Asetil-CoA’ya dönüştükten gibi mitokondrilerin içinde gerçekleşir. Bu
sonra krebs çemberine girer. Bu dönüşüm olayları- spesifik kimyasal reaksiyonlar zinciri sırasın-
nı içeren kimyasal reaksiyonlar dizisine, beta-oksi- da oksijen kullanılır. Krebs çemberinden ta-
dasyon adı verilir. şınan hidrojen iyonu ile oksijenin birleşmesi
Aerobik sistemde diğer kaynak olarak proteinler sonucu su (H₂O) meydana gelir. ETS siste-
de parçalanabilir ve ATP üretimine katkıda bulu- minde, elektronların bir molekülden diğeri-
nabilirler. Fakat proteinler, vücutta genellikle ener- ne transfer edilmeleri sırasında ATP üretilir.
ji kaynağı olarak kullanılmazlar. Proteinler, daha Aerobik sistem, yağların enerji kaynağı olarak
çok hücre yapımı, kan yapımı gibi yapısal işlevler kullanılabildiği tek sistemdir. Bir mol glikozdan
için kullanılır. Vücudun karbonhidrat eksikliğinde, laktik asit sistemi yolu ile 3 mol ATP üretilirken
uzun süreli açlık durumlarında, 6 gün süren müsa- aerobik sistemle aynı miktarda glikozdan 38- 39
baka gibi uzun süreli dayanıklılık gerektiren aktivi- mol ATP üretilir. Aerobik sistemde, diğer 2 sisteme
telerde protein enerji kaynağı olarak önem kazanır. göre daha fazla ATP üretilmesinin yanı sıra yorgun-
• Krebs çemberi: Krebs çemberi, hücre içinde luğa neden olan laktik asit gibi bir yan ürün oluş-
mitokondride oluşan, aerobik sistemin baş- maz. Sadece ATP, CO₂ ve H₂O oluşur. CO₂ kas
langıç kısmını oluşturan, bir seri kimyasal hücresinden kana difüze olur ve akciğerlere taşına-
reaksiyon zinciridir. Aerobik glikoliz sonu- rak buradan atmosfere verilir. Ortaya çıkan H₂O
cunda karbonhidratlar, ve beta oksidasyon ise hücrenin sitoplazmasını oluşturur. Bu nedenle
sonucunda ise yağlar, krebs çemberinin baş- aerobik sistem, enerji üretim açısından anaerobik
langıç maddesi olan Asetil-CoA molekülü- sisteme göre çok daha etkili bir sistemdir. Ancak,
ne dönüşürler. Krebs çemberi bütün besin aerobik sistem oksijenin varlığını gerektirir. Fakat
maddelerinin (karbonhidrat, yağ ve prote- oksijenin kaslara, hatta kas içindeki mitokondrilere
in), ATP üretimi için parçalandıklarında ulaştırılması da belirli bir süreyi gerektirir.
buluştukları ortak reaksiyonlar zinciridir. Yağlardan daha fazla ATP üretilmesine rağmen
Pirüvik asit, C, H ve O₂ elementlerinden oluş- yağları parçalayabilmek için de daha fazla O₂ kul-
maktadır ve krebs çemberi sırasında okside olurlar lanımı gereklidir. Örneğin, enerji kaynağı olarak
(hidrojen iyonları uzaklaştırılır). Bir kimyasal bile- glikoz kullanıldığında 1 mol ATP üretmek için 3.5
şikten elektron koparılması veya uzaklaştırmasına litre O₂ harcanırken yağlar kullanıldığında ise 4 litre
oksidasyon denir. Hidrojen iyonları uzaklaştığı için O₂ harcanması gerekir. Dinlenme sırasında ise kişi
sadece C ve O₂ kalır. Böylece pirüvik asitin okside dakikada 0.2-0.3 litre oksijen kullanılır (Tablo 2.1.).

Tablo 2.1 Enerji Sistemlerinin Karşılaştırılması.


Enerji Üretim
Sistem Enerji Kaynağı Oksijen İhtiyacı ATP Üretimi
Hızı
ATP-CP Sistemi Kreatin fosfat Yok Çok hızlı Az-sınırlı (10-15 sn)
Laktik Asit Sistemi Glikoz, Glikojen Yok Hızlı Az-sınırlı (45 sn-2 dak.)

Oksijen Sistemi Glikojen, Yağ, Protein Var Yavaş Sürekli (Besin deposuna bağlı)

56
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Öğrenme Çıktısı
3 Enerji sistemleri ve ilgili temel kavramları tanımlayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Günlük hayatınızda ger- Biyolojik enerji devri açı-


Vücutta besin kaynakla- çekleştirdiğiniz aktivitelerde sından günlük hayatınızda
rının yıkımı ve vücut ısısı hangi enerji sistemlerini kul- ATP enerji kaynaklarınızı
arasındaki bağlantı nasıldır? landığınızı düşünerek gün- düşünüp arkadaşlarınızla
lük aktivite listesi çıkarın. tartışın.

DİNLENME VE EGZERSİZ Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri


SIRASINDA ENERJİ SİSTEMLERİ Fiziksel aktivitenin her çeşidi, yüksek düzeyde
Dinlenme ve egzersiz sırasında anaerobik ve ae- enerji gerektirir. Maraton koşusu gibi şiddeti dü-
robik sistemlerin, daha detaylı incelenmesi gereken şük, süresi uzun olan sportif aktivitelerde enerji tü-
özellikleri vardır. Bu özellikler ise parçalanan besin- ketimi, dinlenimin 20-30 katına ulaşırken sprint,
lerin türü, besinlerin anaerobik ve aerobik sistemde bisiklet, yüzme… vb. sportif aktiviteler sırasında
oynadıkları rol ve kanda laktik asit birikmesidir. ise enerji tüketimi, dinlenimin 120 kat üzerine ka-
dar çıkar.
Egzersiz sırasında hem aerobik hem anaerobik
Dinlenimde Enerji Sistemleri
enerji sistemleri ile ATP üretimi gerçekleşmekte ve
Dinlenimde anaerobik glikolizden elde edilen enerji kaynağı olarak ise karbonhidratlar ve yağlar
2 mol ATP, aerobik sistemin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Egzersizde kullanılan enerji kay-
kabul edildiği için sadece aerobik sistem ile enerji nakları egzersizin şiddeti, süresi, sporcunun bes-
üretimi gerçekleşmektedir. Dinlenimde enerjinin lenmesi, sporcunun antrenman durumu ve perfor-
2/3’ü yağlardan 1/3’ü ise glikozdan elde edilirken mans düzeyi gibi çeşitli faktörlere bağlıdır.
proteinin katkısı dikkate alınmayacak kadar azdır.
Egzersiz sırasında enerji sistemlerinin kullanı-
Dinlenim sırasında sadece aerobik sistem kulla-
mı, egzersiz tür, süre ve şiddetine bağlı olarak değiş-
nılmasına rağmen 100 mililitre kanda yaklaşık 10
mektedir. Dolayısıyla enerji sistemlerinin kullanımı
miligram sabit laktik asit bulunmaktadır. Kandaki
açısından egzersiz türü şu şekilde sınıflandırılabilir:
sabit laktik asidin sebebi, laktik dehidrogenaz enzi-
midir (LDH). Laktik dehidrogenaz enzimi, pürivik • Kısa süreli maksimal yüklenme şiddetinde-
asidin laktik aside hızlı bir şekilde dönüşmesine se- ki egzersizler
bep olmaktadır. Fakat kandaki laktik asit düzeyinin • Uzun süreli şiddeti daha düşük egzersizler
artmaması ve sabit kalması, enerji kaynağı olarak
anaerobik glikolizin kullanılmadığını göstermekte
Kısa Süreli Egzersiz Sırasında Enerji
dolayısıyla dinlenimde gerekli olan ATP, karbon-
hidratlar ve yağlar aracılığı ile aerobik enerji siste- Sistemleri
minden elde edilmektedir. Bu egzersiz türü, 100, 200, 400, 800 metre sü-
rat koşularını ve bunlara benzer yüksek şiddette de-
vam eden 2-3 dakikalık egzersizleri kapsamaktadır.
Bu tür egzersizlerde, anaerobik enerji sistemi daha
dikkat baskındır. Ayrıca temel enerji kaynağı, karbonhid-
Dinlenimde ATP kaynağı olarak, aerobik sistem ve ratlar daha sonra ikincil olarak yağlar ve önemsen-
daha fazla oranda yağlar kullanılır. meyecek düzeyde proteinlerdir. Fakat bu tür egzer-
sizlerde, tek aktif sistemin anaerobik sistem olduğu

57
Spor Fizyolojisi I

söylenemez. Sadece egzersiz için gerekli olan enerji, katkıda bulunur. Fakat 100 m koşusu için gerekli
aerobik yoldan sağlanamaz. Gerekli ATP’nin bü- olan ATP üretim hızı, laktik asit sisteminin ATP
yük bir çoğunluğu, ATP-CP ve laktik asit sistemi üretim hızının üzerinde olduğu için sadece fosfojen
yani anaerobik glikoliz yolu ile karşılanmaktadır. sistem kullanılır. Her iki sportif aktivite için gerekli
Aerobik enerji sisteminin herhangi bir egzersiz olan ATP üretim hızı ise aerobik sistemin ATP üre-
sırasında yeterli düzeyde ATP sağlayıp sağlamama- tim hızının üzerindedir dolayısıyla aerobik sistem
sının iki sebebi vardır. Bunlar: kullanılamaz.
1. Kişilerin, maksimum oksijen tüketimi veya
aerobik kapasite üst sınırları farklıdır.
Kısa Süreli Egzersizde Laktik Asit Sistemi
2. Oksijen kullanımının daha yüksek seviyeler
Kısa ve maksimal şiddette yapılan egzersizlerde
erişmesi için 2-3 dakika gereklidir.
gerekli enerji üretimi, aerobik sistem tarafından
Örneğin oksijen tüketimi sporcu olmayan er- karşılanamaz. Gerekli olan oksijenin, kas hücre-
kek dakikada 3,2 litre (L) O₂, sporcu olmayan ka- lerine ulaşması 2-3 dakika kadar süre almaktadır.
dın: dakikada 2,2 L O₂ iken sporcu erkek dakikada Oksijen kullanımının gecikmesi, fizyolojik ve
5 L O₂, sporcu kadın dakikada 3 L O₂ oranındadır. kimyasal uyum için gerekli zaman ile ilgilidir. Bu
Kullanılan enerji sistemleri açısından kısa süreli durum, dinlenimden bir egzersize geçişte veya be-
egzersizler iki grupta incelenmektedir. Bunlar: Kısa lirli bir şiddetteki egzersizden daha yüksek şiddetli
süreli egzersizde acil enerji sistemi ve Kısa süreli eg- bir egzersize geçiş sırasında da yaşanır. Dolayısıyla
zersizde laktik asit sistemi. enerji üretimi için yeterli oksijen sağlanamaz. Kısa
süreli, şiddeti yüksek egzersizlerde, bu oksijen ye-
tersizliği sırasında gerekli enerjinin çoğu, fosfojen
Kısa Süreli Egzersizde Fosfojen Sistem
ve laktik asit sistemi tarafından sağlanır. Uzun sü-
Hareketsiz bir insan, günde yaklaşık 40 gram reli egzersizlerde ise oksijen yetersizliği, egzersizin
ATP kullanırken ATP kullanımı şiddeti yüksek fi- başlangıcında oluşur.
ziksel aktivite sırasında dakikada 0.5 grama kadar
çıkabilir. Ayrıca yapılan düzenli antrenmanlar ile
ATP-CP depolarında artış sağlanabilir. Örneğin Oksijen Yetersizliği: Belirli bir zaman diliminde
100 m koşusu, 25 m yüzme, topa smaç vurma, oksijen kullanım seviyesi, ATP üretimi için ge-
ağırlık kaldırma vb. gibi aktiviteler için gerekli rekli oksijen miktarından düşük ise buna oksijen
ATP’nin büyük bir kısmı, depolanmış fosfojenler- yetersizliği (açığı veya borçlanması) denir.
den yani ATP-CP sisteminden elde edilir. Gerekli
olan bu enerjinin bir bölümü, her bir kilogram-
Egzersizin şiddeti düştükçe ve süresi arttıkça
lık kas için 5 milimol (mmol) ATP ve 15 mmol
kullanılan başlıca enerji sistemi fosfojen sistemden
CP’den sağlanabilir.
laktik asit sistemine ve daha sonra da aerobik siste-
Enerji sistemlerinde baskın olan sistem ve enerji mine doğru değişir. 400 m ve 800 m koşuları, 100
sistemlerinin egzersiz sırasında kullanım oranları, m yüzme gibi yüksek/orta şiddette ve kısa sürede ya-
yapılan egzersizin süresi ve şiddeti ile yakından iliş- pılan aktiviteler için gerekli enerji, daha çok laktik
kilidir. Örneğin; 30 kilogramlık kas grubu fiziksel asit sistemi tarafından sağlansa da fosfojen sistem,
aktiviteye katılıyorsa, yaklaşık 570-690 mmol fos- laktik asit sistemi ve oksijen sistemi birlikte çalışırlar
fojenlerle (ATP-CP) 1 dakikalık yürüyüş yapıla- ve enerji üretimine birlikte yardımcı olurlar.
bilir veya 20-30 saniye hafif tempo koşu veya 6-8
Kısa süreli ve yüksek şiddette yapılan egzersizin
saniye maksimum süratli koşu yapılabilir.
enerji kaynakları, anaerobik metabolizma (fosfojen
Diğer bir karşılaştırmalı örneğe göre; 100 m ko- ve laktik asit sistemi) tarafından karşılanır ve lak-
şusu için gerekli ATP, fosfojen sistemden karşılanır- tik asit birikimi olur. Laktik asit birikimi arttıkça,
ken, 200 m koşusu için gerekli ATP’nin bir kısmı glikojen yıkımını engelleyerek ATP üretimini ya-
fosfojen sistem, bir kısmı da laktik asit sistemi tara- vaşlatır, asit ortamı pH’ı düşürür ve kas kasılması
fından sağlanır. Böylelikle her iki anaerobik sistem, engellenerek yorgunluk oluşur. Sonuç olarak ya
200 m koşusu için gerekli ATP’nin üretilmesine

58
Spor ve Sağlık Bilimleri I

egzersizin şiddeti düşürülmelidir ya da egzersiz Fakat bu aktivitelerden 1500 m koşusu gibi bi-
sonlandırılmak zorundadır. Bu yüzden sporda per- raz daha az uzun süreli olan egzersizler için gerekli
formansın artırılması için gerekli olan özelliklerden ATP, hem aerobik hem de anaerobik sistemler tara-
biri de sporcunun laktik asit toleransının geliştiril- fından birlikte sağlanır. Bu tür egzersizlerin başlan-
mesi yani yüksek laktik asit miktarına karşı ve buna gıç ve bitişlerindeki deparlar için gerekli enerjinin
bağlı kas yorgunluğuna karşı tahammülü geliştir- büyük çoğunluğu, anaerobik sistemler (ATP-PC ve
mektir. laktik asit) tarafından orta kısım için gerekli enerji-
nin büyük kısmı ise aerobik sistem tarafından sağ-
lanır. Sporcu eğer yarışa çok hızlı başlarsa veya bi-
Uzun Süreli Egzersiz Sırasında Enerji
tişte depara erken başlarsa, gerekli enerji, daha çok
Sistemleri
anaerobik yoldan sağlandığı için kas ve kan laktik
Uzun süreli ve düşük şiddetteki aktiviteler için asit birimi çok artar. Ayrıca kas glikojen depoları
gerekli enerjinin büyük çoğunluğu, aerobik sistem erken tükendiği için de yorgunluk erken oluşur ve
tarafından sağlanır. 10 dakikayı aşan uzun süreli sporcunun performansı düşer.
egzersizlerde temel enerji kaynağı, karbonhidratlar
Bazı fiziksel aktivitelerde, birden fazla enerji sis-
ve yağlardır. Bu yüzden uzun süreli egzersizlerin ka-
temi de kullanılır. Her fiziksel aktivite, belirli oran-
litesi ve düzeyi, maksimal oksijen tüketimine bağlı-
larda bu üç enerji sistemi de kullanır sadece enerji
dır. Hücrelerdeki oksijen kullanımı, oksijen tüketi-
sistemine gereksinim oranı süre ve şiddete bağlı
mi olarak adlandırılır ve egzersizin başında hızlı bir
olarak değişir. Şiddet arttıkça süre kısalırken, şiddet
artış gösterir. Egzersizin 3. ve 4. dakikalarında plato
azaldıkça süre artar. Dolayısıyla enerji sistemlerinin
(kararlı denge) oluşturarak egzersiz sonuna kadar
kullanım oranlarında, fiziksel aktivitenin ne oldu-
devam eder. Bu kararlı denge durumu, egzersiz için
ğundan ziyade bu aktivitenin süre ve şiddeti göz
gerekli ATP miktarı ile aerobik sistemle ATP üre-
önüne alınmalıdır. Performans süresi, herhangi bir
timi arasında denge oluştuğu durumu ifade eder.
hareketi uygulama süresi olduğu kadar tüm maçı
Oksijen ihtiyacı ve oksijen tüketimi kararlı denge-
veya oyunu tamamlama süresi olarak da tanımla-
ye ulaştıktan sonra enerji üretimi tamamen aerobik
nabilir. Örneğin takım sporlarından futbol oyunu,
sistem tarafından gerçekleştirilir. Dolayısıyla kasta
45 dakikalık iki devreden oluştuğu için başlıca
ve kanda çok fazla laktik asit birikimi olmaz. Eg-
enerji sistemi uzun süreler için kullanılan aerobik
zersiz başlangıcından oksijen borçlanması sonuna
sistemdir. Fakat futbol oyunu içerisinde, sürat ko-
kadar dinlenimin 2-3 katı kadar biriken az miktar-
şuları, yön değiştirmeli koşular, sıçrama, şut atma
da laktik asit egzersiz sonuna kadar aynı kalır. Bu
gibi tekrarlı, şiddeti yüksek kısa süreli hareketler de
yüzden uzun süreli egzersizlerden sonra yorgunluk,
olduğu için sadece aerobik değil aynı zamanda ana-
laktik asitten değil karaciğer ve kaslardaki glikojen
erobik enerji sistemleri de kullanılır (Tablo 2.2.).
depolarının azalmasından ve su, elektrolit kaybın-
dan kaynaklanır.
Yürüyüş gibi düşük şiddetli uzun süreli yapılan
egzersizlerde enerji, gerekli oksijen sağlanıncaya
kadar ATP-CP’den karşılansa da tamamen aerobik
sistemle karşılanır. Maraton koşusu veya 1500 m
yüzme sporlarında da başlıca enerji sistemi aerobik
sistemdir. 2-2.5 saat süren maraton koşusu için
fosfojen sistem veya laktik asit sisteminin çok fazla
geliştirilmesi gerekmez. Çünkü gerekli enerji, bü-
yük çoğunlukla aerobik sistem tarafından sağlan-
maktadır.

59
Spor Fizyolojisi I

Tablo 2.2 Spor Branşlarına Göre Enerji Sistemlerinin Kullanımı.


Enerji Sistemleri
Spor Branşları
Fosfojen ve Laktik Asit Laktik Asit ve Aerobik Aerobik
Amerikan Futbolu 90 10 -
Basketbol 85 15 -
Beyzbol 80 20 -
Buz Hokeyi
• Forvet-Defans 80 20 -
• Kaleci 95 5 -
Cimnastik 90 10 -
Çim Hokeyi 60 20 20
Eskrim 90 10 -
Futbol
• Kaleci 80 20 -
• Orta Saha-Defans 60 20 20
Güreş 90 10 -
Golf 95 5 -
Kürek 20 30 50
Tenis 70 20 10
Voleybol 90 10 -

Yaşamla İlişkilendir

VİRÜSLER CANLI MI VE RNA Virüsler genellikle canlı kabul edilmiyor;


YAŞAMIN KÖKENİ Mİ? çünkü kene gibi klasik parazitlerin tersine, sadece
İnsan DNA’sının yüzde 8’i virüs geni içeri- beslenmek ve çoğalmak için değil bizzat bedenle-
yor. Virüsler de genellikle tek iplikli RNA mole- rini üretmek için (protein kılıfı) bakterilerle başka
külü taşıyan basit birer protein kılıfıdır; ama basit hücrelere bulaşmak zorundalar. Teknik ifadesiyle
olduğu için kolay çoğalır ve en tehlikeli hastalık yaşamak için gereken enerjiyi kendi bünyesinde
yapıcı organizmalar arasında yer alırlar. Corona üretmiyor ve iç işleyişlerini kontrol edemiyorlar.
virüsü salgınından bildiğimiz gibi parazit virüsler Bu da geleneksel canlı tanımının kapsamına
ele geçirdiği hücrenin içinde hızla çoğalıyor: girmiyor. Öte yandan, virüsler diğer canlılarla
Kendi RNA’sını hücreye şırınga ederek onu birlikte ve onların içinde evrim geçiriyor. Hatta
ele geçiriyor ve hemen kendini kopyalamaya baş- RNA enjeksiyonu yoluyla evrim sürecini de hız-
lıyor. Konak hücrenin su torbası gibi patlama- landırıyor.
sından sonra içindeki virüsler kana karışıp yeni Bütün bu sebeplerle virüslere cansız, doğal,
hücreler avlamaya çıkıyor. Peki virüsler canlı mı, organik ve mikroskobik robotlar diyerek işin
yoksa doğal mikroskobik robotlar mı? Tek iplikli içinden çıkmak mümkün olmuyor. Sonuç olarak
RNA en basit genetik kodlardan biri olduğuna biyologlar virüsleri yarı canlı sınıfına sokuyor. Bu
göre, virüsler de dünyadaki yaşamın kökeni ola- da gerçek bir türler sınıflandırması (taksonomi)
bilir mi? terimi değil. Sadece biz virüslerin ne olduğuna
Biyolojide canlıların cansızlardan geldiği şeklin- karar verene kadar kullanacağımız bir isim.
de özetlenebilecek abiyojenez teorisinin son zaman-
larda kabul görmesiyle birlikte, ilk canlıların RNA ve Kaynak:https://khosann.com/virusler-canli-
retrovirüslerden türediği hipotezleri de geçerliliğini mi-ve-rna-yasamin-kokeni-mi/ Kozan Demir-
yitiriyor. Oysa virüsler için geriye kalan son bir soru can, 19/03/2020, Bilim-Teknoloji.
var: Bırakın ilk canlıyı, virüsler canlı mı?

60
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Öğrenme Çıktısı
4 Dinlenme ve egzersiz sırasında enerji sistemlerinin kullanımını açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Kendi spor branşınızda


Siz de kendi spor branşınızı
Fiziksel aktivite sırasında yaptırdığınız antrenmanla-
düşünerek enerji sistemleri
enerji kullanım oranlarına rın hangi enerji sistemlerine
kullanım oranlarınızı yo-
diyetin etkileri nelerdir? yönelik olabileceğini spor-
rumlayın.
cularınızla paylaşın.

61
Spor Fizyolojisi I

Spor fizyolojisi ile ilgili temel


1 kavramları ve canlı kavramı ile
organizasyonunu açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Fizyoloji sözcüğü, canlı organizmalarındaki tüm yaşamsal işlev-


Spor Fizyolojisine Giriş ve Canlı
Kavramı leri inceleyen bir bilim dalını tanımlamaktadır. Fizyolojinin bir
alt dalı olan egzersiz fizyolojisi ise insan organizmasının kassal
çalışmalara cevabını ve uyumunu sportif performansı arttırma
amacını güden antrenmanların fizyolojik temellerini içeren bir
bilim koludur. Canlılığın net bir tanımı ve sınırı olmamasına
rağmen tüm canlı organizmalar aşağıda belirtilen şu temel özel-
likleri taşırlar: hücre yapıları, solunum ve ATP üretimi, beslen-
me, metabolizma, hareket, boşaltım, uyarılabilirlik, homeostaz,
adaptasyon, büyüme ve gelişme, üreme, kendine özgü yapısal
ve işlevsel organizasyonun olması gibi. İnsan organizmasının
organizasyonu en basit seviyelerden en kompleks seviyeye doğ-
ru şu şekildedir:
• Kimyasal düzey: En alt düzeydeki organizasyondur ve
atom, element, moleküler düzeyindedir.
• Hücresel düzey: Atomlar molekülleri, moleküller mak-
romolekülleri ve makromoleküller de makromoleküler
kompleksi oluşturarak dokuların en küçük yapıtaşı olan
hücreleri oluşturmaktadır.
• Doku düzeyi: Dokular yapısal ve fonksiyonel olarak birbi-
rine benzer hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşur. Vücutta
başlıca bağ doku, epitel doku, kas dokusu, sinir dokusu ol-
mak üzere dört doku tipi vardır
• Organ düzeyi: İki ya da daha fazla doku tipinin özel bir
fonksiyon ile birlikte tanınabilir bir yapıyı oluşturmak için
bir araya gelmesi.
• Organ sistemleri düzeyleri: Bir fonksiyon ile ilişkili organ-
ların birleşmesiyle oluşan yapılar yani sistemlerden oluşan
düzeydir.
• Organizma düzeyi: Bir popülasyonu oluşturan canlı varlık-
ların her biri bir organizmadır.
Vücudu oluşturan yaklaşık 100 trilyon hücre arasında belirgin
farklılıklar olmakla birlikte tüm hücreler belli temel nitelikler
açısından birbirine benzerdir. Tüm hücreler ekstrasellüler sıvı-
nın oluşturduğu sabit bir ortam içinde yaşarlar. Yetişkin insan
vücudunun %56-60’ı sıvıdır. Bu sıvının büyük bölümü yaklaşık
2/3’ü intrasellüler sıvı 1/3’ü ise ekstrasüller sıvıdır. Homeostaz,
iç ortamın yaklaşık olarak sabit koşullarda korunması anlamına
gelir. Hücrelerin yaşamlarının devamlılığının sağlanması için
homeostazın korunması gerekir. Homeostatik mekanizmalar ise
negatif geri bildirim ve pozitif geri bildirim sistemleri ile çalışır.

62
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Hücre yapısı ve organizasyonunu


2 açıklayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Hücre, canlıların canlılık özelliği gösteren, yaşama ve üreme yetene-
Hücre Yapısı ve Organizasyonu ğine sahip en küçük yapı birimidir. Prokaryotik hücreler ve ökaryo-
tik hücreler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Hücreyi oluşturan fark-
lı maddeler topluca protoplazma olarak adlandırılır. Protoplazma
esas olarak beş temel maddeden oluşur: su, elektrolitler, proteinler,
lipitler ve karbonhidratlar. Hücrenin fiziksel yapısı ise şunlardan
oluşmuştur: hücre zarı, sitoplazma ve sitoplazma organelleri, hücre
iskeleti, çekirdek. Hücre zarı, hücreyi çepeçevre saran çift katlı fosfo-
lipit tabakadır. Hücre zarının yaklaşık bileşimi, %55 protein, %25
fosfolipit, %13 kolesterol, %4 diğer lipitler ve %3 karbonhidrattır.
Hücre zarındaki hücre içi ve hücre dışı arasındaki madde geçişleri
pasif taşıma (difüzyon, ozmoz) ve aktif taşıma (endositoz, ekzositoz)
olarak sınıflandırılmaktadır. Membranlı organeller: hücre membra-
nı, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, mitokondri , lizozomlar,
endozomlar, peroksizomlar, salgı vezikülleridir. Membransız orga-
neller ise ribozomlar, sentriyoller, mikrotübüller, filamentlerdir.

Enerji sistemleri ve ilgili temel


3 kavramları tanımlayabilme

Enerji bir sistemin ya da cismin iş yapabilme yeteneğidir. Eğer


Enerji Sistemleri cisim üzerine bir kuvvet uygulanıyor ve cisim bu kuvvet doğ-
rultusunda yol alıyorsa iş gerçekleşmiş demektir. Güç ise birim
zamanda ortaya konan iş olarak ifade edilmektedir. Vücudun
doğrudan enerji kaynağı ise ATP’dir. ATP sentezini sağlayan
kimyasal reaksiyonlar ise üç kategoride sınıflandırılabilir:
1. ATP-CP veya fosfojen sistemi: Fosfojenler adı verilen ATP
ve kreatin fosfat (CP) kasların içinde depo edilirler. ATP’nin
son iki fosfat grubu arasındaki bağ kimyasal olarak parçalan-
dığında enerji açığa çıkar. CP parçalandığında enerji açığa
çıkarır ve ATP sentezinde kullanılır. Oksijen gerekmeksizin
çok hızlı bir şekilde ama çok az enerji elde edilir.
2. Laktik asit veya anaerobik glikoliz sistem: Glikoliz, glu-
kozun veya glikojenin parçalanması olayıdır. Kaslarda
ATP’nin yenilenmesi için oksijen olmaksızın sadece glikoz
ve glikojenin parçalanması ile laktik aside kadar dönüştüğü
sisteme anaerobik glikoliz denir. Eğer kaslardaki depo gli-
kojen kullanılıyorsa 3 mol ATP, kan glikozu kullanılıyorsa
2 mol ATP oluşur. Laktik asit ise dolaylı olarak kasta yor-
gunluğa sebep olur. Oksijen gerekmeksizin hızlı bir şekilde
ama az enerji elde edilir.
3. Aerobik Sistem veya oksijen sistem: Aerobik sistem, te-
mel besin maddeleri olan, karbonhidratlar, yağlar ve pro-
teinlerin oksijen ile tamamen parçalanarak karbondioksit
ve suya dönüştükleri sistemdir. Karbonhidratlardan 38-39
mol ATP, yağlardan ise 129 mol ATP elde edilir. Aerobik
sistem reaksiyonları üç temel gruba ayrılmaktadır: a) Aero-
bik glikoliz, b) Kreps çemberi, c) Elektron transfer sistemi.
Oksijen kullanılarak yavaş ama daha çok enerji elde edilir.

63
Spor Fizyolojisi I

Dinlenme ve egzersiz sırasında


4 enerji sistemlerinin kullanımını
açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Dinlenimde enerji üretimi sadece aerobik sistem ile ve enerji-


Dinlenme ve Egzersiz Sırasında
Enerji Sistemleri nin 2/3’ü yağlardan 1/3’ü ise glikozdan elde edilir. Enerji sis-
temlerinin kullanımı açısından egzersiz türü şu şekilde sınıflan-
dırılabilir:
a. Kısa süreli maksimal yüklenme şiddetinde egzersizler: Bu
egzersiz türü 100, 200, 400, 800 metre sürat koşularını ve
bunlara benzer yüksek şiddette devam eden 2-3 dakikalık
egzersizleri kapsamaktadır. Bu tür egzersizlerde anaerobik
enerji sistemi (fosfojen ve laktik asit sistemi) daha baskındır.
Egzersizin şiddeti düştükçe ve süresi arttıkça ve kullanılan
başlıca enerji sistemi fosfojen sistemden laktik asit sistemine
ve daha sonra da aerobik sistemine doğru değişir.
b. Uzun süreli şiddeti daha düşük egzersizler: Uzun süreli ve
düşük şiddetteki aktiviteler için gerekli enerjinin gerekli ok-
sijen sağlanıncaya kadar ATP-CP’den karşılansa da büyük
çoğunluğu aerobik sistem tarafından sağlanır. 10 dakikayı
aşan uzun süreli egzersizlerde temel enerji kaynağı karbon-
hidratlar ve yağlardır. Her fiziksel aktivite belirli oranlarda
bu üç enerji sistemini de kullanır sadece enerji sistemine
gereksinim oranı süre ve şiddete bağlı olarak değişir.

64
Spor ve Sağlık Bilimleri I

1 Anaerobik enerji sisteminde kan glikozundan 6 “Basit moleküllerden büyük moleküllerin ya-
kaç mol ATP elde edilir? pılması” aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade
A. 3 mol edilir?

neler öğrendik?
B. 39 mol A. Adaptasyon B. Homeostaz
C. 2 mol C. Anabolizma D. Katabolizma
D. 129 mol
E. Gelişme
E. 38 mol

2 Aerobik enerji sisteminde son ürün aşağıdaki-


7 I. Ribozom
lerden hangisidir? II. Mitokondri
A. Laktik asit III. Endoplazmik retikulum
B. Pürivik asit IV. Lizozom
C. Oksijen
D. Karbondioksit V. Çekirdekçik
E. Laktat Yukarıdakilerden hangileri hücrenin membranöz
yapılarındandır?
3 Laktik asit enerji sisteminde enerji kaynağı A. I ve II B. I, II ve III
aşağıdakilerden hangisidir? C. II, III ve IV D. I, IV ve V
A. Glikoz E. II, III, IV ve V
B. Glikojen+yağlar
C. Glikojen+proteinler 8 “Birim zamanda ortaya konan iş …………..
D. Kreatin fosfat olarak ifade edilmektedir.” ifadesinde boş bırakılan
yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
E. Kreatin fosfat+yağlar
A. enerji B. güç
4 Bir canlının iç kaynaklı veya dış kaynaklı C. iş D. kinetik enerji
elektrik sinyali, hormon ve salgı bezlerindeki de- E. kuvvet
ğişiklikleri algılayıp cevap vererek reaksiyon göster-
mesi hangi karakteristik özelliğini belirtir?
9 Hücrenin enerji üretim merkezi hangi hücre
A. Adaptasyon organelidir?
B. Uyarılabilirlik A. Ribozom B. Golgi aygıtı
C. Üreme C. Endoplazmik retikulum D. Mitokondri
D. ATP üretimi E. Çekirdek
E. Metabolizma
10 I. Difüzyon
5 Aerobik enerji sisteminde yağlardan kaç mol II. Ozmoz
ATP elde edilir?
III. Fagositoz
A. 2 mol
B. 3 mol IV. Ekzositoz
C. 39 mol V. Pinositoz
D. 129 mol Yukarıdakilerden hangileri hücre zarında aktif taşı-
E. 132 mol ma içerisinde yer alır?
A. I, II, III ve IV B. II, III ve IV
C. I, II ve IV D. II, III, IV ve V
E. III, IV ve V

65
Spor Fizyolojisi I

Yanıtınız yanlış ise “Canlı Organizmanın


1. C Yanıtınız yanlış ise “Laktik Asit Sistemi” ko- 6. C
Özellikleri” konusunu yeniden gözden ge-
nusunu yeniden gözden geçiriniz.
çiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

Yanıtınız yanlış ise “Hücre Sitoplazması ve


2. D Yanıtınız yanlış ise “Aerobik Sistem” konusu- 7. C
Organelleri” konusunu yeniden gözden ge-
nu yeniden gözden geçiriniz.
çiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Enerji Sistemleri ve Te-


3. A Yanıtınız yanlış ise “Laktik Asit Sistemi” ko- 8. B
mel Kavramlar” konusunu yeniden gözden
nusunu yeniden gözden geçiriniz.
geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Canlı Organizmanın Yanıtınız yanlış ise “Hücre Sitoplazması ve
4. B 9. D
Özellikleri” konusunu yeniden gözden ge- Organelleri” konusunu yeniden gözden ge-
çiriniz. çiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Hücre Zarındaki Taşın-


5. D Yanıtınız yanlış ise “Aerobik Sistem” konusu- 10. E
ma Olayları” konusunu yeniden gözden ge-
nu yeniden gözden geçiriniz.
çiriniz.

Araştır Yanıt
2 Anahtarı

Antrenman, uyarı ve tepki süreci olarak yorumlanabilir. Spor aktiviteleri,


organizmada adaptasyon olgusu yaratırlar. Uyum sağlamada ise başlıca et-
kenler uyarılardır. Dolayısıyla bir plan ve program çerçevesinde hazırlanan
antrenman sürecinin kapsam ve içeriğinde yapılan değişiklikler organizmada
morfolojik, fonksiyonel ve biyokimyasal uyumlar sağlayan hareket uyarılarını
Araştır 1 oluştururlar. Bu hareket uyarılarına ise yüklenme denir. Antrenmanda başlıca
temel kavramlar, yüklenme ve uyumdur. Antrenman anında ağır yüklenmeler,
önce bireyin organizmasında fizyolojik yorgunluğa sebep olur daha sonra ise
yeterli toparlanma evresiyle birlikte organizma fizyolojik uyum sağlar ve spor-
cuda sporsal verim potansiyeli giderek artar.

Hücrenin %70-85’i sudan oluşmuştur. Hücre içi sıvı içerisinde protein, kar-
bonhidrat, lipit gibi organik maddeler ve elektrolitler bulunur. Hücrelerde
bulunan elektrolitler, vücut sıvılarını düzenledikleri için fiziksel aktiviteler
sırasında önem kazanırlar. Tansiyonu normal seviyede tutar, kas ve sinir fonk-
siyonlarını destekler, enerji seviyesini ve pH dengesini düzenler. Elektrolitler
vücuttaki sıvı dengesini sağlayan ve sinir ve kas fonksiyonları için mutlaka
gerekli olan maddelerdir.
Özellikle sıcak ve nemli ortamlarda yapılan ve 1 saatten fazla süren egzersiz-
lerde su ve elektrolit takviyesi gereklidir. Sodyum terle kaybolan temel mine-
Araştır 2 raldir. Potasyum, demir, kalsiyum da terle kaybedilebilir. Egzersiz sırasında
terleme ile kayıp vücut ölçüsü, egzersiz şiddeti, kondisyon düzeyi, çevre sı-
caklığı, nem gibi koşullara bağlı olarak farklılık gösterir. Terle su ve elektrolit
kaybı oluşması nedeniyle spor içeceklerini içmeyi tercih ederler. Vücudun su
ve elektrolit dengesini sağlamak için su alımı ve atımı dengede tutulmalıdır.
Egzersiz sırasında çoğu kişi kendilerini sadece susuzluktan koruyacak kadar su
içer. Egzersizi bitirdikten sonra su kaybına uğramış olan bu kişilerin egzersiz-
den sonraki saatler süresince sıvı dengesini sağlamaları gerekir.

66
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Belirli bir miktardaki oksijen, belirli bir miktardaki glikojen veya yağı par-
çalamak için kullanıldığında belirli miktarda ısı üretilir. Bu ısının yarısı ATP
enerjisine dönüştürülürken geriye kalanı ise vücutta depolanır veya ortama
Araştır 3 bırakılır. Bir mol glikoz aerobik ortamda parçalandığında 38-39 mol ATP
üretilir. Her ATP molekülü yaklaşık 8 kcal içerir. Her 1 mol glikozdan yakla-
şık 300 kcal ısı ATP olarak depolanabilmekte geriye kalan 386 kcal ise vücutta
ısı olarak depolanmakta veya ortama ısı olarak yayılmaktadır.

Tüketilen yiyecekler egzersiz sırasında hangi enerji kaynağının (karbonhidrat-


lar veya yağlar) daha az ya da çok kullanılacağı konusunda etkilidir.
Karma diyet %55 karbonhidrat, %30 yağ ve %15 protein içermektedir. 2
saatlik bir dayanıklılık egzersizinde karma diyet enerji kaynağı kullanım mo-
delinde karbonhidratlar ve yağlar eşit rol oynamaktadır.
Birkaç gün uygulanan yüksek oranda yağ düşük oranda karbonhidrat içeren
diyetten sonra yapılan egzersiz sırasında, egzersizin ilk bölümlerinde bile kul-
Araştır 4 lanılan enerji kaynağı yağlar olmuştur.
Birkaç gün uygulanan yüksek oranda karbonhidrat düşük oranda yağ içeren diyet
uygulayan kişilerde egzersizin başında karbonhidratlar çok büyük miktarda kulla-
nılırken daha sonra yağlar kullanılmıştır. Fakat egzersiz dayanıklılık süresi, karma
diyet modeline göre 2 kat, yüksek yağ diyetine göre ise 4 kat daha fazladır.

Kaynakça
Champe, P. C. ve Harvey, R. A. (1994). Biyokimya. (2. Gelir, E., Koz, M. ve Ersöz, G. (2014). Fizyoloji ders
Baskı). A. Tokullugil, M. Dirican ve E. Ulukaya kitabı. (6. Basım). Ankara: Nobel Akademik
(Çev.) İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri Ltd. Şti. Yayıncılık Eğitimi ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.
Dündar, U. (2003). Antrenman teorisi. Ankara: Nobel Guyton, A. C. ve Hall, J. E. (2001). Tıbbi fizyoloji. (10.
Yayın Dağıtım. Baskı). Yüce Yayımları ve Nobel Tıp Kitabevleri
Ltd. Şti.
Ergen, E. (2013). Egzersiz fizyolojisi ders kitabı.
Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Günay, M., Tamer, K. ve Cicioğlu, İ. (2005). Spor
Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. fizyolojisi ve performans ölçümü. (3. Baskı). Ankara:
Gazi Kitabevi .
Ersoy, G. (2016). Fiziksel uygunluk (fitness) spor ve
beslenme ile ilgili temel öğretiler. (2. Baskı). Ankara: Muratlı, S., Kalyoncu O. ve Şahin, G. (2007).
Nobel Tıp Kitabevleri. Antrenman ve müsabaka. (2. Baskı). İstanbul:
Ladin Matbaası.
Eşrefoğlu, M. (2009). Genel histoloji. Malatya:
Medipres Matbaacılık. Şemşek, Ö. (2017). “Spor ve Sağlık”. N. Mirzeoğlu.
(Der.). Spor bilimlerine giriş. (215-241). Ankara:
Fox, E. L., Bowers, R. W. ve Foss, M. L. (1988).
Spor Yayınevi ve Kitabevi .
Beden eğitimi ve sporun temelleri. M. Cerit (Çev.).
Ankara: Spor Yayınevi ve Kitabevi. Tiryaki Sönmez, G. (2002). Egzersiz ve spor fizyolojisi.
Bolu: Ata Ofset Matbaacılık.
Ganong, W. F. (1996). Tıbbi fizyoloji. (1. Cilt).
Ankara: Barış Kitabevi.

İnternet Kaynakları
bilgioloji.com/pages.Erişim tarihi: 28.03.2020. biyolojiportali.com. Erişim tarihi: 01.04.2020.
biyologlar.com/hucre-fizyolojisi. Erişim tarihi: yenibiyoloji.com. Erişim tarihi: 18.03.2020.
26.03.2020.
67
Bölüm 3
Sporda Beslenme I

1 2
Beslenme Kavramı ve Önemi Enerji Sistemleri ve Enerji Kaynakları
öğrenme çıktıları

1 Beslenme kavramını ve önemini 2 Enerji sistemleri ve enerji kaynaklarını


açıklayabilme açıklayabilme

3 4
Karbonhidratlar ve Metabolizması Proteinler ve Metabolizması
3 Karbonhidratlar ve metabolizması 4 Proteinler ve metabolizması hakkında
hakkında bilgi sahibi olabilme bilgi sahibi olabilme

5 6
Yağlar ve Metabolizması Vitaminler ve Mineraller
5 Yağlar ve metabolizması hakkında bilgi 6 Vitaminler-mineraller ve metabolizması
sahibi olabilme hakkında bilgi sahibi olabilme

7
Su ve İçecekler
7 Su ve içecekler hakkında bilgi sahibi
olabilme

Anahtar Sözcükler: • Spor Beslenmesi • Sporcu Beslenmesi • Vitamin • Mineral • Su • Karbonhidrat


• Protein • Yağ

68
Spor ve Sağlık Bilimleri I

GİRİŞ na sahiptir. Sporcu beslenmesinin planlanmasında


Son yıllarda sporun gelmiş olduğu profesyonel antrenmanlarda harcanan enerjinin yerine konul-
düzey sporcunun özellikle de genç-çocuk sporcu- masına da dikkat edilmelidir.
nun büyüme ve gelişme süreçleri de işin içerisine Organizmanın yaşamını ve fonksiyonlarını sür-
katılarak düşünüldüğünde beslenme ile ilgili olarak dürebilmesine olanak sağlayacak şekilde vücut için
detaylı ve dikkatli olarak planlanması gereken uy- gerekli enerjinin (enerji veren besin öğeleri olan
gulamalara ihtiyaç duyulmaktadır.Beslenme sporcu karbonhidrat, protein ve yağlar) sağlandığı bir bes-
performansının geliştirilmesinde önemli bir yer tut- lenme yeterli beslenme olarak tanımlanır.
maktadır. Dengeli beslenmenin sporcunun perfor- Dengeli beslenmede ise tanım sadece organiz-
mansı üzerindeki etkileri şu şekilde özetlenebilir: manın faaliyetlerini devam ettirmesine yetecek
• Sporcunun yoğun antrenman programı oranda beslenmesini değil aynı zamanda tüm besin
içerisinde istenen antrenman uyumlarını gereksinimlerinin kişinin ihtiyaçlarına en uygun ve
gerçekleştirmesi, sağlık durumunu koruyacak şekilde karşılanmasını
• Antrenman sonrası toparlanmanın hızlan- da içerir.
dırılması, bağışıklık sistemi üzerinde yük Uluslararası Olimpiyat Komitesi (Internatio-
oluşturabilecek şiddette antrenman dönem- nal Olympic Committee, IOC) besini; sağlığın
lerinde bağışıklığı destekleme, ve vücut fonksiyonlarının korunması ve yaşamın
• Performansı ve büyüme-gelişmeyi etkileyen ve büyümenin sürdürülmesi için tüketilen gıda
önemli faktörlerden biri olan uykunun ka- maddeleri olarak tanımlamaktadır. Besin ögeleri
litesini artırma, ise yiyeceklerde bulunarak organizmanın enerji ih-
tiyacının karşılanmasında, büyümenin desteklen-
• Antrenman sırasındaki konsantrasyon sevi-
yelerini geliştirme, mesinde, vücut dokularının onarımında görev alan
ve yaşamsal faaliyetin devam ettirilmesi için hayati
• Olası sakatlık veya hastalık durumlarında öneme sahip organik ve inorganik maddelerdir.
tedavi ve rehabilitasyon süreçlerine katkıda
bulunma. Sporcunun yaşam tarzı ve organizma üzeri-
ne büyük yükler bindiren fizyolojik yüklenme-
Doğru beslenme uygulamaları ile birlikte orga- ler içeren antrenman programları günlük enerji
nizmaya en uygun miktarda yüklenmenin yapıl- gereksinimini sıradan bir insana göre çok yüksek
ması kolaylaştırılacak, düzenli bir biçimde yüksek
miktarlara çıkarmaktadır. Üst düzey dayanıklılık
kaliteli yüklenmelerle antrenman programının
sporcularında günlük kalori ihtiyacının 10.000 ki-
devam ettirilmesini sağlayacak hızlı ve etkili yeni-
lokalori civarında ve üstünde olduğu birçok örnek
lenme-toparlanma için de beslenme çok önemli bir
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra antrenmanlarda-
temel teşkil eder.
ki reaksiyon, konsantrasyon vb. parametrelerin de
uygun şekilde düzenlenmesinde doğru beslenme
BESLENME KAVRAMI VE ÖNEMİ önemli yer tutar. Tüm bu faktörler göz önüne alın-
Sağlıklı gıdalarla, doğru bir şekilde düzenlen- dığında beslenmenin planlanmasında sporcunun
miş bir beslenme planı olmadan hem sporsal verim ve spor dalının özelliklerine uygun bir sporcu bes-
hem de sağlığın korunup geliştirilmesi mümkün lenmesi uygulaması önem taşımaktadır.
olmayacaktır. Sporcuların kendilerinin, antrenör- Sporcu beslenmesinde öncelik sağlığın korun-
lerinin ve ailelerinin sporcu beslenmesi uygula- masıdır. Sporcu sağlıklı olduğu sürece antrenmana
malarıyla ilgili bilgilendirilmesi spor kariyerlerinin adaptasyonu artacak, antrenmana verdiği cevap ve
başlangıç dönemlerinden itibaren sağlanmalıdır. toparlanması daha iyi olacak, antrenman sırasın-
Antrenmanlar sırasında kaslar daha sık ve daha daki fizyolojik ve bilişsel performansı daha yük-
güçlü kasılır, solunum hızı artar ve aktif kaslar için sek olacak, doğru beslenme ile aşırı yüklenmenin
daha fazla enerji kullanılması gerekir, kalp atım sa- getireceği bağışıklık sistemi baskılanmalarının
yısı ve vücuda pompalanan kan miktarı artar. Tüm önüne geçilerek antrenman yılı içerisinde geçire-
bu etkenlerin birleşimi olarak sporcular, sporcu ceği hastalık günleri ve sakatlanma riski azalacak,
olmayanlara kıyasla daha yüksek enerji harcaması- hastalık ve dolayısıyla aktif olarak katılacağı ant-

69
Sporda Beslenme I

renman sayısı daha fazla olabilecektir. Sporcunun cuklarda enerji alımının yetersiz olması ergenlikte
kamp, yarışma veya maç için yapacağı şehir veya gecikmeye, boy uzamasının olumsuz etkilenmesi-
ülke dışı seyahatler sırasında maruz kalabileceği ne, kemik yapısının gelişiminde problemlere, sa-
farklı koşullara (nem, sıcaklık, yükselti vb.) uyum katlık riskinde artışa, sakatlık ve hastalıklar sonrası
sağlamasının kolaylaşmasında da doğru beslenme spora dönüş süresinin uzamasına, menstrüasyon
önem arz etmektedir. döngüsünde düzensizliklere, vücut sıvı dengesin-
Özellikle büyüme dönemindeki çocuk ve genç deki yetersizliklere ve hayati önemdeki besin öğele-
sporcuların organizmalarının maksimum potansi- rinin eksik alınması ile oluşan hücresel zararlara yol
yellerine ulaşacak şekilde büyümelerini tamamla- açarak büyüme ve gelişme üzerinde ciddi olumsuz
malarında uygun bir beslenme planının önemi göz sonuçlara yol açar. Ergenlik dönemine ait enerji
ardı edilemez. Bu gruba dâhil sporcular beslenme ihtiyacını belirleyebilmek için aşağıdaki formülü
ile ilgili bilgileri çoğunlukla antrenörlerinden al- kullanılabilir.
dıkları için antrenörlerin sporcu beslenmesine iliş-
kin bilgilerinin geliştirilmesi sporcunun büyüme ve Tablo 3.1 Çocuk ve Ergenlerde Yaş Gruplarına ve
gelişmesine ve direkt olarak sağlığı ve dolayısı ile Cinsiyetlere Göre Enerji Harcamasının Hesaplanması.
sportif performansına etki edeceğinden hayati öne-
me sahiptir. Çocuk sporcularda enerji gereksinimi YAŞ (Yıl) ERKEK (kkal/gün) KADIN (kkal/gün)
daha fazla olacağından uygun bir büyüme ve ge- 10-12 36.5* x A** x 1.75*** 33.0* x A** x 1.64***
lişme için bu ihtiyacın karşılanması, aynı zamanda
da sağlıklı beslenme alışkanlıklarının küçük yaşta 12-14 32.5x A x 1.78 28.5 x A x 1.55
kazandırılması gerekmektedir. Burada antrenörün, 14-16 29.5 x A x 1.60 26.5 x A x 1.55
sporcunun ailesi ile doğru iletişimi kurup çocuğun 16-18 27.5 x A x 1.60 25.5 x A x 1.53
evinde de sağlıklı beslenme uygulamalarının yapıl-
ması konusunda yol gösterici olması yerinde olur. *Bazal Metabolizma Hızı, ** Vücut Ağırlığı ***Fiziksel
Sporcularda enerji gereksinimi yaş, cinsiyet, vücut aktivite standardı
kompozisyonu, yapılan antrenmanın türü, antren-
man yapılan yerin çevresel koşulları (zemin özelliği, Örneğin: 14 yaşında 55 kg erkek bir ergenin
sıcaklık, nem, yükselti vb.) gibi etkenlere göre bi- günlük enerji ihtiyacı;
reysel farklılıklar içerir.
32,5xAx1,78 = 32,5 x 55 x 1,78 = 3182 kkal/
Enerji ihtiyacı açısından çocuk sporcular ye- gün. Eğer ergen sportif aktivite olarak futbol oynu-
tişkinlerden farklılık gösterirler. Vücut ağırlığının yorsa sportif aktivite için gerekli enerji hesaplanır
kilogramı başına enerji harcaması çocuk ve er- ve günlük enerjiye eklenir.
genlerde daha yüksek seyreder. Öyle ki 7 yaşında
Futbol oyunu için enerji: Genelde oyunlarda
bir çocuğun kilogram başına enerji harcaması, bir
6,9 kkal/kg x vücut ağırlığı x saat
yetişkinden yaklaşık %25 kadar daha yüksek ola-
caktır. Buna çocuklarda kassal gelişim tam olarak Maç: 10 kkal/kg x vücut ağırlığı x saat.
gerçekleşmediği için kaslar arası koordinasyon ko- Örneğin; çocuk günde 1.5 saat futbol antrenma-
nusundaki yetersizlik sebep olarak gösterilebilir. nı yapıyorsa 55 kg x 6,9 kkal x 1,5 saat = 569 kkal
Çocukların yüksek enerji ihtiyacı düşünüldüğünde (Çocuğun antrenmanı için gereken enerji ihtiyacı).
8-10 yaş grubu çocuklar için yetişkinlere kıyasla Sporcu gencin toplam günlük alması gereken
%20-25, 11-14 yaş grubu için ise %10-15’i kadar enerji ihtiyacı, bulunan kalori değerlerinin toplamı
daha fazla kalori tüketilmesi gereklidir. Sporcu ço- belirler. 3182 + 569 =3751 Kkal

70
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Öğrenme Çıktısı

1 Beslenme kavramını ve önemini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sporcularda sağlıklı olma, Çocuk ve genç sporcuların


Sporcularda enerji gereksi-
beslenme ve sportif per- büyüme ve gelişmesinde
nimini etkileyen faktörler-
formans arasındaki ilişkiyi beslenmenin önemini de-
den ikisini anlatın.
açıklayın. ğerlendirin.

ENERJİ SİSTEMLERİ VE ENERJİ KAYNAKLARI


Bilimsel olarak bir gram suyun sıcaklığını bile bir derece artırabilmek için gereken enerji miktarına kalori
denir. Kalori, atmosfer basıncında 1 gram suyun sıcaklığını 1°C yükseltilmesi için gerekli olan enerji mikta-
rıdır. Bir kilokalori (kkal) 1000 kaloriye eşittir. Kalori, joule terimi ile de belirlenmektedir. Bir kalori yaklaşık
4,184 joule’e eşittir. Bir gıdanın vücutta kullanılabilmek üzere metabolize olması ile enerjiye dönüşümü
gerçekleşir ve bu sindirim süreci sonrası vücudun gereksinim duyduğu enerji sağlanır. Bir gram karbonhidrat
3.75 kilokalari (16 kilojoule, çoğunlukla 4 kilokaloriye yuvarlanır), bir gram yağ 9 kilokalori (37 kilojoule),
bir gram protein ise 4 kilokalori (17 kilojoule) enerji verir. Vücutta alınan gıdaların kimyasal tepkimeler
yoluyla dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan enerji büyüme ve gelişmenin sağlanması, hücredeki yapım ve
onarım faaliyetlerinin sağlanması, vücut organlarının verimli çalışmasının devam ettirilmesi, normal meta-
bolizma ve antrenman sonucu ortaya çıkan gereksiz ve zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut
sıcaklığının ayarlanması ve korunması, günlük fiziksel hareketlerin yapılması için kullanılır.

Tablo 3.2 Besin Ögelerinin Verdikleri Enerji Miktarları.

Vücutta Enerji Oluşturan Besin Ögeleri


Enerji Oluşumuna Yardımcı Olan Besin Ögeleri (kalorisi yoktur)
ve Bir Gramlarının Sağladığı Kalori Miktarları
(Kkal) (kj)
KARBONHİDRATLAR 4,1* 17** VİTAMİNLER
PROTEİNLER 4,3 17 MİNERALLER
YAĞLAR 9,3 39 SU

*1kkal = 4,2kj **1kj = 0,24kkal

Organizmadaki Enerji Kaynakları ve Metabolizması


Hayatın sürdürülebilmesi için gerekli olan ve hücrede oluşan tüm kimyasal değişiklikler metabolizma
olarak tanımlanır. Metabolizma organizmanın tüm yapım ve yıkım süreçlerini kapsamaktadır. Dinlenme
durumunda vücut sıcaklığının korunması ve hücre aktivitelerinin devamı için enerji harcanmaya devam
eder. Bireyin günlük enerji harcaması, günlük olarak ihtiyaç duyduğu enerji miktarını da belirlemektedir.
İnsanlarda enerji ihtiyacı organ ve vücut sistemlerinin çalışması ve günlük vücutsel hareketler için gerekli
enerji olarak tanımlanabilecek bazal metabolizma, besinlerin termik etkisinin (besinlerin sindirimi için
harcanan vücutta oluşan ısı artışı sonucu harcanan enerji) ve fiziksel aktivite için harcanan enerjinin top-
lanması ile bulunur. Buna antrenmanlarla harcanan enerji de dâhil edilir. Normal bir diyette besinlerin

71
Sporda Beslenme I

termik etkisi bazal metabolizma ve fiziksel aktivite için harcanan toplam enerjinin %10’u civarındadır.
Karbonhidrat ve yağların tüketimi sonrası metabolizma hızındaki artış bazal enerjinin %6’sı, protein tüke-
timi sonrası ise yaklaşık %30’u kadardır.
Günlük harcanan enerjinin yaklaşık %60-75’i bazal metabolizma için harcanır. Yağsız vücut kütlesi
miktarı yüksek olan, kas miktarı fazla kişilerin metabolizma hızları daha yüksektir. Benzer şekilde erkek-
lerin kadınlardan daha yüksek bazal metabolizmaya sahip olduğu bilinmektedir. Yaş, beslenme durumu,
hormonal fonksiyonlar (özellikle tiroid hormonları), menstrüasyon döngüsü, açlık süresi, uyku, ortam
sıcaklığı gibi faktörler de bazal metabolizmayı etkiler. Bazal metabolizma hızının hesaplanmasında kullanı-
lan birçok formül içerisinden pratikte en fazla kullanılanı Harris-Benedict formülüdür. Erkek ve kadınlara
yönelik bazal metabolik hız aşağıdaki gibi hesaplanabilir:

Erkekler: 66,5 + (13,75 x A) + (5,03 x B) - (6,75 x Y)


Kadınlar: 655,1 + (9,56 x A) + (1,85 x B) - (4,68 x Y)
Kısaltmalar: A: Vücut ağırlığı (kilogram); B: Boy uzunluğu (santimetre); Y: Yaş (yıl).

Bu ve benzer formüllerin dışında bazal metabolik hızın yağsız vücut kütlesinden (Lean Body Mass,
LBM) faydalanılarak yapılan hesaplamaları da mevcuttur. Örnek olarak Cunningham formülü aşağıdaki
gibi uygulanabilir.

YVK (erkek): (79,5 – 0,24 x A – 0,15 x Y) x A / 73,2


YVK (kadın): (69,8 – 0,26 x A – 0,12 x Y) x A / 73,2
Kısaltmalar: A: Vücut ağırlığı (kg); Y: Yaş (yıl).; YVK: Yağsız vücut kütlesi.

Bu formülle yağsız vücut kütlesi tespit edildikten sonra bazal metabolik hız ise 500 + 22 x yağsız vücut
kütlesi şeklinde hesaplanabilir.

Egzersizde Kullanılan Enerji Sistemleri


Hücre içerisindeki metabolik faaliyetler için gerekli enerjiyi sağlayan organik molekül ATP (adenozint-
rifosfat) olarak adlandırılır. ATP’nin kimyasal olarak parçalanmasıyla açığa çıkan enerji kas kasılması, sinir
uyarımı, hücre büyümesi gibi fizyolojik süreçlerde görev alır. ATP molekülünün yapısında adenin (azotlu
organik baz), riboz ve üç fosfat grubu yer alır. Bir ATP molekülünün yıkımı sonrasında 7-12 kilokalorilik
enerji ortaya çıkar. Vücutta kas dokusu hücrelerinde depo edilen ATP’nin miktarı sınırlı olduğundan (80-
100 gram) enerji metabolizmasında kullanılan ATP sürekli olarak yenilenir. Yağlar ve karbonhidratlar te-
mel enerji kaynağı olarak kullanılmasına karşın ATP’nin yeniden sentezi için gereken enerjinin bir bölümü
oksijene gerek kalmadan kreatin fosfat denilen yüksek enerjili fosfat bileşiğinden sağlanır. Kreatin fosfat
da ATP gibi vücutta sınırlı miktarda depolanabilir. ATP-Kreatin fosfat döngüsü ile enerjinin sağlandığı,
kısa süreli, yüksek şiddetli egzersizlerde kullanılan bu sisteme ATP-CP (creatine phosfate) veya fosfojen
sistemi adı verilir
Egzersiz sırasında kreatin fosfat depoları da boşaldığında karbonhidratlar parçalanarak ATP yeniden
sentezi için gerekli enerji sağlanır. Karbonhidratlar vücutta glikoz adı verilen basit şekere dönüşür, bu
haliyle kullanılır veya daha sonra kullanılmak üzere karaciğer ve kaslarda glikojene çevrilerek depolanır.
Enerji üretimi sırasında karbonhidrat (glikoz) kısmen parçalanarak pirüvik asit denen bir ara maddeye
dönüşür, bu sırada ATP üretimi gerçekleşir, kaslarda yeterli oksijenin olmadığı durumlarda bu oluşan pi-
rüvik asit laktik aside dönüşür. Bu enerji sistemi oksijen yokluğunda gerçekleştiğinden anaerobik glikoliz
olarak isimlendirilir. Bu enerji yolunda son ürün olarak laktik asit oluştuğundan sisteme laktik asit sistemi
de denilmektedir. Laktik asit sistemi 1-3 dakika arasında süren yüksek yoğunluklu aktiviteler (100 met-
re-200 metre yüzme, 400-800 metre koşu vb.) sırasında gerekli enerjiyi sağlar. Laktik asidin miktarının
kasta ve kanda artışı performansı sınırlayıcı bir faktördür. İnsan vücudu belirli miktarlarda laktik asidi

72
Spor ve Sağlık Bilimleri I

tolere edebilir, dinlenik durumda vücutta yaklaşık Dinlenim durumunda gerekli enerji çok büyük
1mmol/L miktarında bulunan laktik asit, yüksek oranda yağlardan karşılanırken, antrenmandaki
şiddetli bir antrenman sonrasında 20 mmol/L civa- enerji kaynaklarının kullanımı antrenmanın tipi,
rında değerlere ulaşabilmektedir. Laktik asit mik- şiddeti, süresi gibi etkenlere bağlı gerçekleşir. Ant-
tarı yükseldiğinde vücutta asit-baz dengesi bozulur renman sırasında hangi enerji sistemlerinin kul-
ve oluşan asidik ortam kas kasılmalarının kalitesin- lanıldığı ile ilgili egzersizin şiddeti ve antrenman
de düşüşe yol açar. Enerji üretim süreçleri sırasında sırasındaki toparlanma aralarının süresine bağlı
ortamda oksijenin varlığıyla birlikte karbonhidrat, olarak ortamdaki oksijenin ve dolayısıyla laktik
yağ ve proteinler oksijen eşliğinde parçalanarak asidin varlığı (veya yokluğu) önemlidir. Kısa süre-
karbondioksit ve su açığa çıkar, birçok karmaşık li, yüksek şiddetli antrenmanlarda enerji sağlanan
kimyasal reaksiyon sonucunda yüksek miktarda temel kaynaklar karbonhidrat iken ATP büyük
ATP üretilir. Bu sisteme oksijenli ortamda gerçek- çoğunlukla oksijensiz (anaerobik) yoldan ATP-CP
leştiği için aerobik sistem veya oksidatif sistem adı ve laktik asit sistemlerinden sağlanır. Antrenma-
verilir. Aerobik metabolizmanın etkin olarak kulla- nın süresi 10 dakika ve üzerine çıktığında enerji-
nımını belirleyen önemli faktörlerden biride spor- nin büyük çoğunluğu aerobik sistem aracılığı ile
cunun maksimal oksijen tüketim kapasitesi (veya karşılanır ve karbonhidratlar baskın enerji kayna-
VO2Maks) dir. Sporcunun oksijen kullanımı art- ğıdır. Antrenmanın süresi 60 dakikanın üzerine
tıkça üretebileceği ATP miktarı da artacak ve ant- çıktığında ise sınırlı olan kas-karaciğer karbonhid-
renman sırasında daha geç yorularak, daha yüksek rat kaynakları (glikojen) tükenmeye başlar ve bu
şiddetlerde güç üretimine, daha uzun süre devam durum önemli bir performans kısıtlayıcı faktör-
edebilecektir. Dinlenimde 0.2-03. litre/dakika ci- dür. Glikojen tükenme zamanı antrenman düzeyi,
varında olan oksijen tüketimi maksimum şiddette antrenman öncesinde glikojen depolarının dolu-
bir antrenmanda genetik, cinsiyet, antrenman du- luk durumu, genetik yapı, antrenman sırasındaki
rumu gibi birçok faktörle de ilişkili olarak 3-6 litre/ beslenme durumu gibi faktörlerden önemli ölçüde
dakika oksijen tüketimi değerleri görülebilir. etkilenir.

Öğrenme Çıktısı

2 Enerji sistemleri ve enerji kaynaklarını açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Vücutta kullanılan enerji- Ortamda oksijenin varlığı ile Kısa süreli, yüksek şiddetli
nin organizmadaki fonksi- aerobik enerjisi sisteminin antrenmanlarda etkin olan
yonlarını açıklayın. ilişkisini değerlendirin. enerji sistemini anlatın.

KARBONHİDRATLAR VE METABOLİZMASI
Karbonhidratlar yaşamsal faaliyetin devamı için hayati öneme sahiptir. Vücudun temel enerji kaynağı
olmasının yanı sıra kan dolaşımın düzenlenmesinde, kas ve karaciğer dokularının organizasyonunda, hücre
işlevlerinin sağlanmasında, vücutta sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında ve beynin en önemli yakıtı
glikoz olduğundan bilişsel fonksiyonların sağlanmasında önemli görevler alır. Karbonhidrat içeriği zengin
olan tahıllarda bolca bulunan diyet lifleri sindirim sisteminin verimini artırmakla birlikte, kalp ve damar
sağlığı için yeterli miktarda alınması önem arz etmektedir.

73
Sporda Beslenme I

Karbonhidratlar ve Sınıflanması beslenme uygulamaları ile birlikte yeniden dol-


Karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinin durulmaları sağlanır. İyi planlanmış, düzenli bir
birleşiminden oluşan karbonhidratların 1 gramı antrenman programı ile depoları düzenli olarak
yaklaşık 4 kilokalorilik enerji vermekte ve insan boşaltarak, sonrasındaki beslenmeleri ile yeniden
beslenmesinde önemli yer tutmaktadır. Basit ve dolduran sporcular vücudun bu döngüye sağlaya-
kompleks karbonhidratlar olmak üzere iki temel cağı uyumlarla birlikte kas ve karaciğer glikojen
sınıfta değerlendirilir. Basit karbonhidratlar çok depolarının miktarını 2 katına kadar artırabilir.
kolay ve hızlı bir şekilde sindirilebilen bir veya iki Karaciğer glikozu daha çok açlık dönemlerinde
birim şekerden meydana gelir. Monosakkaritler bir kan şekerinde oluşan düşmelerin normale dön-
birim şeker içerirken, disakkaritler iki birim şeker dürülmesinde görev alır ve 24 saatlik açlık sonra-
içerirler. Kas kasılmasında kullanılarak enerji sağla- sında neredeyse tamamen boşalır. Antrenmanlar
yan ATP üretiminde görev alan glikoz beslenmede arasında uzun açlık süreleri olduğu durumlarda
en çok kullanılan monosakkarit çeşitlerindendir. da karaciğer glikojen depolarının doygunluğunu
Diğer beslenmede sıklıkla yer alan monosakka- korumak için karbonhidratlı besinler tüketilmeli-
ritler ise galaktoz (süt şekeri) ve fruktoz (meyve dir. Antrenmanın iskelet kasının vücutta mevcut
şekeri) dur. Monosakkaritlerin birleşmesi ile olu- kimyasal enerjinin mekanik enerjiye dönüştüğü
şan disakkaritler grubunda ise beslenmemizde en bir biyolojik olaylar zinciri olduğu ve kasların
çok yer alanlar laktoz (glikoz+galaktoz, süt şeke- ihtiyaç duyduğu hareketi yapabilmek için kulla-
ri), sukroz (glikoz+früktoz, sofra şekeri) ve maltoz nacağı mekanik enerjiyi vücuda gıda olarak aldı-
(glikoz+glikoz, tahıl şekeri)dur. ğı ve bunu kimyasal enerjiden mekanik enerjiye
çevirdiği bilinmektedir. Özellikle uzun süreli ve
Üç veya daha fazla şeker birimi içeren karbon-
maksimal altı şiddette (submaksimal) yapılan ant-
hidratlara polisakkaritler adı verilir ve tüm enerji
renmanlar öncesi, sırası ve sonrasında karbonhid-
metabolizmasında yer alarak sıklıkla kullanılırlar.
rat ağırlıklı bir beslenmenin performansa önemli
Glikoz insan vücudunda kas ve karaciğerde gliko-
oranda destek olacağı saptanmıştır. Aerobik enerji
jene dönüştürülerek depolanır ve enerji için kulla-
sisteminin baskın olduğu uzun mesafe sporlarında
nılır. Bitkilerin yapısında ise nişasta ve selüloz ola-
veya bu sistemin baskın olduğu tür antrenmanlar-
rak yer alır. Basit karbonhidratlara örnek olarak çay
da yüksek karbonhidratlı bir beslenme sporcunun
şekeri, bal, reçel, helva, pekmez, süt, gazlı içecekler,
daha yüksek antrenman şiddetlerinde daha uzun
marmelat, şekerlemeler, şeker katkılı besinler gibi
süre performans göstermesini sağlayarak üst dü-
yiyecekler verilebilir. Ekmek, pirinç, makarna,
zey antrenman uyumunun sağlanmasına katkıda
meyveler, sebzeler, tahıllar, kuru baklagiller gibi
bulunacaktır.
gıdalar ise kompleks karbonhidrat grubundadır.
Basit karbonhidratların sindirim sisteminde kalma Sporcu olmayan bireylerde günlük beslenmede
süresi daha kısa olduğundan kompleks karbon- karbonhidratların yaklaşık toplam kalori alımının
hidratlara kıyasla daha hızlı emilir ve sindirilirler. %50’sini oluşturması önerilirken sporcularda bu
Alınan birim besin başına kan şekerini yükseltme oran branş, yaş, antrenman dönemi gibi faktör-
hızını gösteren glisemik indeks bakımından da ba- lerden etkilenmekle birlikte %60-65 civarındadır
sit karbonhidratlı gıdaların daha yüksek değerlerde ve dönemine göre %70’e kadar çıkabilmektedir.
olduğu bilinmektedir. Sporcuların beslenmesinde Karbonhidrat ihtiyacının bireysel olarak farklılıklar
kompleks karbonhidratlara sıklıkla yer verilmelidir. gösterebileceği göz ardı edilmemekle birlikte kul-
Günlük karbonhidrat alımının %80-85’lik kısmını lanım miktarı ile ilgili genel bazı tavsiyeler verile-
kompleks karbonhidratlar oluşturmalıdır. bilir. Günde 1 saatten az antrenman yapılan gün-
lerde vücut ağırlığının kilogramı başına 3-5 gram/
Karbonhidratlar vücutta karaciğerde gliko-
gün, günde 1 saat antrenman yapıldığı durumlarda
jen olarak 100 gram, kasta glikojen olarak 300-
vücut ağırlığının kilogramı başına 5-7 gram/gün,
400 gram olarak depolanır. Yaşamsal faaliyet için
günde 1-3 saat antrenman yapıldığı durumlarda
önemli ancak enerji metabolizmasına katılımı
vücut ağırlığının kilogramı başına 6-10 gram/gün,
sınırlı olan kanda ise glikoz olarak 15-20 gram-
günde 4-5 saat ve üzerinde antrenman yapıldığı du-
lık miktarlarda depolanır. Bu sınırlı depolar uzun
rumlarda vücut ağırlığının kilogramı başına 10-12
süreli açlık ve antrenman gibi etkenlerle birlikte
gram/gün karbonhidrat tüketilmesi gerekmektedir.
sürekli olarak boşalır ve dinlenme süreçlerindeki

74
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Karbonhidrat Metabolizması ve miktarı %50 artacaktır (saat başına 90 gram, 15-


Egzersiz Performansı ile İlişkisi 20’şer dakikalık aralıklarla) ve buna göre tüketim
Kas glikojen depoları maksimal oksijen tüke- düzenlenmelidir.
timinin %65-80’i şiddetinde yapılan antrenman- Antrenman sonrası beslenmede de yüksek kar-
larda 90. dakikadan itibaren boşalacaktır. Benzer bonhidratlı diyet devam ettirilmelidir. Doğru bir
şekilde 90’ar saniyelik yüksek şiddetli (maksimal beslenme ile en az 24-48 saatlik bir sürede yeniden
oksijen tüketiminin %90-130’u) intervaller şeklin- dolabilen glikojen depoları, düşük karbonhidrat-
de yapılacak 20-30 dakikalık bir antrenmanda da lı ve düşük enerjili bir diyetle ise ancak 72 saatte
glikojen depoları tükenecektir. Depoların boşalma yeniden tamamen doygunluğa ulaşır. Antrenman
zamanını etkileyen faktörlerden biri de antrenman sonrası glikojen depolarının toparlanmasında yük-
başlangıcındaki doluluk durumlarıdır. Antrenman sek glisemik indeksli karbonhidratlar metabolik
öncesi büyük öğün bireyler arası farklılıklar gös- olarak daha avantajlı olduğundan gün içindeki
termesine karşın yaklaşık antrenmanın 3 saat ön- toplam karbonhidrat alımı içerisindeki tüketilmesi
cesinde tüketilmeli ve yüksek oranda düşük-orta gereken %10-15’lik basit karbonhidratı (basit kar-
glisemik indekse sahip katı karbonhidratları içer- bonhidratlar çoğunlukla yüksek glisemik indeksli-
melidir (%60-65, 3-5 gram/kilogram). Antrenman dirler) antrenmandan sonraki ilk 6 saat içerisinde
öncesi büyük öğün sindirim rahatsızlıklarına yol tüketmek doğru bir uygulama olacaktır. Özellikle
açma riskinin azaltılması açısından düşük yağlı ve de antrenmandan sonraki ilk 2 saat glikojen yeni-
düşük posalı olarak planlanmalıdır. Yemek sonrası den dolumu için kritiktir. Bundan dolayı en ideal
antrenmana kadar geçen sürede kan şekerini dü- uygulamada antrenman biter bitmez en kısa sürede
zenlemek için bir miktar karaciğer glikojeni kulla- 1,5 gram/kilogram yüksek glisemik indeksli kar-
nılacağından bunun da yerine konması için sıvı-jel bonhidrat (ve yanında karbonhidratın 3’te biri ora-
formda 1-2 gram/kilogram karbonhidrat yirmişer nında protein) tüketimi ve sonraki 5 saat süresince
dakikalık aralıklarla tüketilmelidir. Antrenmandan 45-60 dakikalık aralıklarla 1,2 gram/kilogram kar-
1 saat öncesinden başlayarak katı gıda tüketimin- bonhidrat tüketiminin (yine uygun oranda prote-
den kaçınmak yerinde olacaktır. inle birlikte) sağlanmasıdır.
Antrenman sırasında vücut sıvı ve elektrolit Hedef antrenman veya yarışmalar öncesinde
dengesindeki bozulmalar ve glikojen depolarının vücut glikojen depolarının artırılması amacıyla
boşalması performansı olumsuz etkileyen faktör- yapılan karbonhidrat yükleme yöntemlerinden
lerdendir. Bu bakımdan antrenman sırasında kar- geçmişte kullanılan klasik yöntemde yoğun ant-
bonhidrat tüketimi glikojen depolarının boşalma renmanla birlikte karbonhidrat tüketimindeki ani
süresini geciktirerek yorgunluğa ulaşılan süreyi ve çok fazla düşüşlerin metabolizmayı fizyolojik
uzatacak, daha yüksek hareket kalitesi ve hızında ve psikolojik anlamda zorlayarak performans bo-
daha uzun süre antrenman yapılabilmesine ola- zulmalarına yol açtığı görüldükten sonra bir takım
nak sağlayacaktır. Kan glikozunun da dengesinin düzenlemeler yapılmıştır. Günümüzde önerilen
korunması ile birlikte dikkat ve konsantrasyo- modern karbonhidrat yükleme yönteminde ya-
nun korunmasına da yardımcı olacaktır. Bunun rışmadan 5-7 gün öncesinden başlayarak karbon-
için %6-8 oranında karbonhidrat içeren sporcu hidrat tüketimi 10-12 gram/kilogram seviyelerine
içeceklerinden her 15 dakikada bir 200 ml civa- çıkarılırken, antrenman yoğunluğu her geçen gün
rında (karbonhidrat miktarı olarak saat başına aşamalı olarak azaltılmaktadır. Yükleme işlemi sıra-
0,7 gram/kilogram veya saat başına 60 gram), bir sında glikojenin gramı başına 3 gram su da vücutta
miktar soğuk su ile birlikte tüketilmelidir. Aşırı tutulacağından özellikle sıklet sporcusu vb. sporcu
sıcak havalarda (30 derece üzeri) ve nemli ortam- gruplarında bu uygulamalar daha kontrollü ve dik-
larda yapılan antrenmanlarda veya antrenmanın katli yapılmalı, gerektiğinde kilogram başına kar-
süresi 3 saate yaklaşıyorsa gereken karbonhidrat bonhidrat miktarı bir miktar düşürülmelidir.

75
Sporda Beslenme I

Tablo 3.3 Karbonhidrat içeren bazı besinlerin glisemik indeks değerleri.

BESİNLER ÖLÇÜ GLİSEMİK İNDEKSLERİ


Yüksek Glisemik İndeksli Besinler (100-60)
Glikoz 50 gr 100
Fırında patates 2 OB 98
Pişmiş Havuç 2 BB 92
Bal 4 YK 87
Mısır Gevreği 2 SB 83
Beyaz Pirinç ½ ÇB 72
Kepek Ekmeği 2 OD 72
Beyaz Ekmek 2 OD 69
Mars Çikolatalı Bar 10 parça 68
Kuru Üzüm ½ SB 64
Muz 4-5 Adet 61
Orta Glisemik İndeksli Besinler (60-40)
Mısır 1 BSB 58
Müsli 1 OF(74 gr) 56
Bezelye 1 ½ ÇB 51
Beyaz Hamur İşi 2 OD 50
Yulaf ¾ SB 49
Portakal Suyu 1 SB 46
İşlenmemiş Buğdaylı Ekmek 3 Dilim (100gr) 46
Portakal 2 OB 43
Üzüm 2 SB 43
Çavdar Ekmeği 2 OD 42
Düşük Glisemik İndeksli Besinler (40 - >
Elma 3 KB 39
Makarna 1 OF (200gr) 37
Dondurma 10 Top 36
Tam Yağlı Süt 1000 ml 34
Kuru Fasulye 1 ÇB 33
Az Yağlı Meyveli Yoğurt 2 x 150 gr 33
Mercimek 1 ÇB 29
Çiğ Havuç 2 SB 16
Fıstık 2 SB 11

Ç.B = Çay Bardağı; S.B = Su Bardağı, O.D .= Orta Dilim, O.F.= Orta Fincan, Y.K.= Yemek Kaşığı

Kaynak: Pehlivan, 2009.

76
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Öğrenme Çıktısı

3 Karbonhidratlar ve metabolizması hakkında bilgi sahibi olabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Antrenman sırasında kar- Yüksek karbonhidratlı beslen-


Basit ve kompleks karbonhid-
bonhidrat alımının önemi- me ile antrenman performan-
ratların farklarını anlatın.
ni açıklayın. sı ilişkisini değerlendirin.

PROTEİNLER VE mirinde ve yenilenmesinde, hücre bölünme ve bü-


METABOLİZMASI yümesinde, yaraların iyileşmesi süreçlerinde, bazı
vitaminlerin yapımında, hücre zarının yapısına ka-
Antrenmanlarla oluşan yoğun yüklenmeler so-
tılarak madde taşınımında da görev yapmaktadır.
nucu hücrelerde oluşacak yıpranma ve hasarların
tamirindeki önemli rolleri ile proteinlerin spor-
cunun beslenmesinde hayati bir önemi vardır. Proteinler ve Sınıflanması
Sporcunun beslenmesinin karbonhidrat miktarı Proteinlerin yapı taşları aminoasitlerdir ve bili-
ve kalitesi bakımından yeterli olması proteinlerin nen 22 aminoasitten 8 tanesi vücut hücreleri tara-
enerji metabolizmasına katılımını azaltarak asli gö- fından sentezlenemez ve mutlaka dışarıdan besin-
revleri olan kas dokusu onarımı ve korunmasına lerle alınmaları gerekir. Bu özellikleri dolayısı ile
daha fazla katkıda bulunmasını sağlayacaktır. Tüm bu aminoasitler esansiyel (veya elzem) aminoasitler
spor dallarında uygun protein kullanımı önemlidir, olarak adlandırılmaktadır. Lösin, izlösin, valin, fe-
öyle ki dallı zincirli aminoasitler (lözin, izolösin ve nilalanin, lizin, treonin, metionin ve triptofan bu
valin) antrenman süresinin 2 saate yaklaştığı bir gruba dahildir. Histidin ve arginin çocukluk döne-
antrenmanın son dönemlerinde enerji üretimine minde özellikle de ilk yıllarda vücutta üretilemez
önemli katkıda bulunurlar. Bu bakımdan yüksek ve çocuklar için esansiyel aminoasittirler. Esansiyel
karbonhidratlı bir beslenme planlanırken protein- aminoasitler haricindeki diğer aminoasitler ise yağ,
lerin yeterince alınması da göz ardı edilmemelidir. amonyak ve karbonhidrat metabolizması sonucu
Hem bir önceki paragrafta açıklanan enerji üretimi vücutta üretilebilir ve bundan dolayı esansiyel ol-
katkısı görevi hem de antrenman sonrası oluşacak mayan aminoasitler olarak isimlendirilirler. Esan-
kas hasarı (özellikle de eksantrik kas kasılmalarını siyel olmayan aminoasitlerden glutamik asidin
içeren tepe koşuları vb. antrenmanlardan sonra) spor performansında önemli etkileri gösterilmiş-
onarımı ve kas enine kesit alanının artırılmasında tir. Büyüme ve gelişmede, beyin ve sinir sistemi-
proteinlerin uygun miktar ve kalitede tüketilmesi nin olgunlaşmasında, sporcunun reaksiyon, dikkat
gerekmektedir. ve konsantrasyonun gelişiminde glutamik asidin
Proteinlerin onarım görevi, çocuk sporcunun önemli etkileri olduğu gösterilmiştir. Glutamat ve
büyüme ve gelişmesi için de önemlidir. Proteinler alanin ise karaciğerde glikoza dönüştürülerek kana
ayrıca kanda oksijeni taşıyan protein olan hemog- salınır ve kan şekeri düzeyinin korunmasına yar-
lobinin üretiminde, vücut faaliyetlerinde görevleri dımcı olurlar. Esansiyel aminoasitlerin en önem-
olan enzim ve hormonların yapımında, bağışıklık lilerinden lözin, izolösin ve valin’den oluşan dallı
sisteminde görev alan antikorların üretiminde, asit- zincirli aminoasitler özellikle de vücut glikojen
baz dengesinin korunmasında, hücre içi ve dışı sıvı depolarının tükendiği antrenmanın ileri evrelerin-
dengesinin sağlanmasında, kas büyümesi, gelişmesi de enerji üretimi için kasta kullanılırlar ve toplam
ve antrenman sonrası hasara uğrayan dokuların ta- enerji üretimine %10 civarında bir katkı sunarlar.

77
Sporda Beslenme I

Protein kalitesi olarak hayvansal ve bitkisel beraberinde yapılmalıdır) günlük olarak da 4-6
proteinler arasında önemli farklar bulunmaktadır öğünde toplam kilogram başına 2 gram protein tü-
ve bu farkların nedeni proteinlerin sindirilerek vü- ketilmesini önermektedir. Öğün başına 0.40-0.55
cutta kullanılabilir hale getirilebilme yüzdelerinin gram/kilogram protein (20-40 gram), her 3-4 saat-
hayvansal protein kaynaklarında bitkisel proteinle- te bir, yanında karbonhidratla birlikte tüketilme-
re kıyasla ciddi oranda daha yüksek olmasıdır. Ör- lidir. Her ana ve ara öğünde kaliteli protein alımı
neğin sindirilebilirdik anlamında en uygun protein mutlaka gerçekleştirilmelidir. Özellikle lösin içeriği
kaynaklarından olan yumurta, et ve sütün %91- yüksek proteinlerin kas onarımında önemli etki
100’ü vücutta kullanılabilirken bu oran tahıl ürün- gösterdiği bilindiğinden protein kaynağı uygun şe-
lerindeki proteinde %79-90, kurubaklagillerde ise kilde seçilmelidir (yukarıda belirtilen duruma ben-
%69-90’dır. Protein kalitesi açısından yumurta ve zer şekilde hayvansal proteinlerin içeriğindeki lösin
anne sütü en başta gelen protein kaynaklarıdır. miktarı bitkisel proteinlerden belirgin şekilde daha
Hayvansal protein içeren gıdaların içeriğindeki yüksektir). Kilo vermenin hedeflendiği antrenman
aminoasit profili de daha kalitelidir. Hayvansal dönemlerinde protein tüketimin yüksek olması
proteinlerde esansiyel aminoasit içeriği sporcunun (2.3-3.1 gram/kilogram) düşük enerji alımının yol
performans ihtiyacına cevap verecek miktar ve çe- açabileceği kas kütlesi kaybından sporcuyu koru-
şitlilikte iken, bitkisel proteinlerin aminoasit kom- mada etkilidir.
pozisyonu esansiyel aminoasitler açısından eksiktir, Antrenmanlar sırasında önceki bölümde açık-
bu bakımdan bitkisel proteinler literatürde eksik lanan karbonhidrat tüketimlerinin yanında özel-
(incomplete) proteinler olarak adlandırılırlar. Eşit likle de antrenmanın son evrelerinde, glikojen
miktarda protein içeren süt proteini ve soya protei- depolarının tükendiği dönemde enerji metaboliz-
ni karşılaştırıldığında kuvvet antrenmanı sonrasın- masına katılan dallı zincirli aminoasitlerin (valin,
da süt proteininin protein sentezinde daha yüksek lösin, izolösin) kullanımının sadece karbonhidrat
uyarıma neden olduğu ve kas büyümesini daha tüketimine göre yorgunluğu daha fazla geciktirdi-
fazla tetiklediği gösterilmiştir. Bitkisel proteinlerin ğini saptayan bazı bilimsel çalışmalar da olmakla
esansiyel aminoasit miktarlarını artırabilmek için birlikte bu konunun yararına ilişkin bir görüş bir-
birbirleriyle karıştırılması denenen yöntemlerden- liği bulunmamaktadır, kimi sporcular antrenman
dir, bezelye ve pirincin veya mısır ve bezelyenin sırasında protein kullandıklarında sindirim sistemi
birlikte tüketimi bu uygulamalara örnek verilebilir. sorunlarıyla karşılaşabildiklerinden her sporcunun
özelliklerine uygun şekilde denemeler yapılarak ka-
rar verilmelidir.
Protein Metabolizması ve Egzersiz
Antrenmanlar sonrasında da öğün başına 0.40-
Performansı ile İlişkisi
0.55 gram/kilogram proteinin (20-40 gram), her
Günlük protein tüketimi sedanter kişilerde vü- 3-4 saatte bir, yanında karbonhidratla birlikte tü-
cut ağırlığının kilogramı başına 0.8-1 gram iken, ketilmesi uygulamasına devam edilmelidir. Süt ve
dayanıklılık sporcularında vücut ağırlığının ki- çikolatalı sütün 500 ml miktarında antrenman
logramı başına 1.2-1.7. gram, kuvvet-güç sporcu- sonrası tüketilmesinin kas onarımı, toparlanmayı
larında vücut ağırlığının kilogramı başına 1.6-2. hızlandırdığı, ağrı hissini azalttığın, yüksek şiddetli
gramdır. Kas kütlesinde artış hedeflendiği belli bazı antrenmanın ertesindeki günlerde kas faaliyetlerin-
antrenman dönemlerinde 2.5-3 gram/kilogramlık deki düşüşü engelleyeceği ortaya konmuştur. Son
kullanımlarda önerilmekle birlikte bunun üzerin- dönemlerde uykudan yarım saat önce tüketilen süt
deki miktarlar fayda sağlamamakta, aksine yan et- ve yoğurt gibi lösin yönünden zengin proteinlerin,
kilere neden olabilmektedir. Sporcularda günlük uyku öncesi tüketiminin kas protein sentezini artı-
enerji alımının %15-20’sinin proteinlerden sağlan- rarak kas büyümesi, onarımı ve toparlanma süreç-
ması önerilmektedir. Uluslararası spor beslenmesi lerine katkıda bulunduğu sıklıkla gösterilmekte ve
birliği (International Society of Sports Nutrition, önerilmektedir. Uykudan önce alınan 30-40 gram
ISSN) antrenman öncesi 0.15 ila 0.25 gram/kilog- kazeinin gece boyunca sindirilerek kas protein sen-
ram protein alımının antrenmandan 3-4 saat ön- tez düzeylerini en uygun onarım için gereken mik-
cesindeki öğünde gerçekleştirilmesini (bu öğünde tarlarda tuttuğu ve düzenli antrenmanla birlikte
kilogram başına 1-2 gram karbonhidrat alımı da kas kütle ve kuvvetinde artışlara zemin hazırladığı

78
Spor ve Sağlık Bilimleri I

tespit edilmiştir. Yoğurt ve kefir gibi faydalı bağırsak bakterileri olan probiyotiklerden zengin besinlerin
sık tüketiminin de sporcularda büyüme ve gelişmeyi desteklediği, sindirim sisteminin verimli çalışmasına
yardımcı olduğu, bağışıklık sistemini desteklediği gösterilmiştir. Düzenli probiyotik tüketen sporcuların
sezon içerisinde daha az hasta olduğu, hasta olduğunda belirtilerin daha hafif olduğu ve hastalık ve sakat-
lıklardan dönüş-iyileşme sürelerinin daha kısa olduğunu gösteren birçok bilimsel çalışma bulunmaktadır.

Öğrenme Çıktısı

4 Proteinler ve metabolizması hakkında bilgi sahibi olabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Esansiyel aminoasitlerin ve Yeterli ve kaliteli protein alı- Hayvansal proteinlerin bitkisel


esansiyel olmayan aminoa- mı ile antrenman performan- proteinlere göre neden daha
sitlerin farklarını açıklayın. sı ilişkisini değerlendirin. üstün olduğunu anlatın.

YAĞLAR VE METABOLİZMASI ları ve bu karbonlar arasında çift bağ olup olmama-


Vücudun en büyük enerji deposu yağlardır ve sına göre de yağlar doymuş yağ asitleri, tekli doy-
trigliserid formunda gerektiğinde kullanılmak üze- mamış yağ asitleri ve çoklu doymamış yağ asitleri
re saklanırlar. Bir gram yağdan yaklaşık 9 kiloka- olarak sınıflandırılır. Doymuş yağ asitleri ve tekli
lori enerji elde edilir ki bu değer, karbonhidrat ve doymamış yağ asitleri insan vücudunda sentezle-
proteinlerden elde edilenin iki katından fazladır. nebilirken çoklu doymamış yağ asitlerinin mutlaka
İhtiyaçtan daha fazla kalori alınması durumunda dışarıdan besinlerle vücuda alınması gerekir ve bu
vücut yağ depolarının miktarını artırarak derialtı nedenle esansiyel yağ asitleri (omega 3 ve omega
ve iç organların çevresinde daha fazla trigliserid de- 6) olarak isimlendirilirler. Doymuş yağ asitleri
polayacaktır. Midede uzun süre kalarak doygunluk yapılarında bir miktar hidrojen atomu taşıyan ve
hissi verdiklerinden düşük kalorili diyet uygulanan aşırı kullanımlarında zararlı kolesterol miktarlarını
dönemlerde doygunluğa destek olması açısından artırarak kalp-damar hastalıklarını tetikleyebilen
kaliteli yağların kullanımı önerilmektedir. Sporcu- etkiler gösterirler. Organizmada önemli görevleri
larda yağların diyette %15-25 arasındaki oranlarda olan ve kan plazmasında taşınan, vücutta özellikle
yer alması önerilmektedir. Yağlar enerji sağlama endokrin sistem ve sindirim sisteminde birtakım
görevi dışında organların çevresini sararak darbe ve görevlere sahip olan yağ benzeri bir madde olarak
travmalardan koruma, derialtı yağı vasıtasıyla vü- tanımlanan kolesterolün aşırı tüketimi zararlı ola-
cut sıcaklığının korunması, büyüme ve gelişmenin bilmektedir. Kolesterol tüketimini makul sınırlarda
desteklenmesi, beyin, göz ve cilt sağlığının gelişimi, tutabilmek için doymuş yağ alımını azaltmak ye-
yağda eriyen vitaminlerin (A, D, E ve K) vücuda rinde olacaktır. Toplam yağ alımının tüm enerjinin
alınması ve kullanılması, hücre zarları ve sinir lifle- %20’sini oluşturduğu bir düzende doymuş yağların
rinin oluşmasına yardım gibi görevler yapar. tüketimi %7’yi geçmemelidir.
Esansiyel yağ asitlerince Omega 3 bakımından
zengin besin kaynakları balık, balık yağı, süt, pey-
Yağlar ve Sınıflanması nir, yoğurt, keten tohumu, chia tohumu, ceviz, se-
Yağ asitlerinin bir gliserol molekülü ile yapmış mizotu ve avokadodur. Omega 3 yağ asitleri ALA,
olduğu esterlere gliserid denir. Bir yağ asidi gliserole DHA ve EPA’dan oluşmaktadır. ALA esas olarak
eklenmişse monogliserid, iki yağ asidi gliserole ek- bitkilerde bulunurken özellikle beyin gelişimi için
lenmişse digliserid, üç yağ asidi gliserole eklenmişse hayati önemde olan DHA ve EPA ise hayvansal gı-
trigliserid adını alır. Moleküllerindeki karbon sayı- dalarda ve bazı alglerde bulunur. Bitkilerle alınan

79
Sporda Beslenme I

ALA vücut içerisinde EPA ve DHA’ya dönüştürü- kat daha fazla depolandığı bilinmektedir. Bununla
lür ancak bu dönüşüm verimli gerçekleşmediğin- birlikte özellikle antrenman sırasında yağlar vücut
den Omega 3 alımını artırmak için balık tüketimi tarafından öncelikli olarak kullanılan enerji kayna-
daha uygundur. Toplam 1 gram EPA ve DHA içe- ğı değildir. Bunun başlıca sebebi, yağların enerjiye
ren balık yağı alabilmek için 100 gram civarında dönüştürülebilmesi için gerekli olan oksijen mik-
hamsi, istavrit, uskumru veya somon tüketilmesi tarının karbonhidratların enerjiye dönüşmesi için
gerekmektedir. gerekenden daha yüksek olmasıdır. Vücut, kendi
Esansiyel olmayan yağ asitlerince zengin besin- açısından daha kolay ve ekonomik süreçlerle ener-
lere koyun, dana eti, kuyruk yağı, içyağı, şarküteri jiye dönüştürebileceği karbonhidratları kullanmayı
ürünleri (sucuk, salam, sosis vb.) yumurta sarısı, tercih etmektedir. Enerji sağlama açısından önce-
sakatat örnek verilebilir. Bitkisel yağlar ise zeytin- likli olarak tercih edilmese bile yağların toplam
yağı, fındık yağı, ceviz yağı, ayçiçeği yağı, mısırözü enerji alımındaki oranı %15’in altına düşürülme-
yağı gibi bitkilerden elde edilen yağlardır ve değişik melidir. Bu oranın altında yağ tüketimi, özellikle
doymamış yağ asidi gruplarına dahildirler. Ayçiçe- yağda eriyen vitaminlerin emilimi ve vücut tarafın-
ği yağı, mısırözü yağı, soya ve pamuk yağı yüksek dan kullanımında yaratacağı eksiklik ile büyüme,
oranda Omega 6 yağ asitlerini içerdiklerinden ve gelişme ve genel sağlık üzerinde olumsuz etkilere
Omega 6 yağ asitlerinin gereğinden fazla tüketimi yol açacaktır.
sağlık sorunlarına yol açabildiğinden yemek pişir- Yüksek yağ tüketimi doygunluk hissi yaratarak
mek için uygun değildirler, yemek pişirmek için ve iştahı baskılayarak yoğun antrenman dönemle-
zeytinyağı, fındık yağı, tereyağı gibi yağ çeşitleri
rindeki vücut ağırlığının kilogramı başına 10-12
tercih edilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü (World
gram karbonhidrat alınması gereken zamanlarda
Health Organization, WHO) sağlıklı bir beslen-
gerekli karbonhidratın alınmasını zorlaştıracaktır.
mede omega6/omega3 oranının 5’e 1 olmasını
Prostaglandin adı verilen ve antrenmana cevap
önermektedir. Yani tüketilen her 5 gram Omega
olarak ortaya çıkan biyolojik gelişimi sağlamakta
6 yağ asidine karşılık, 1 gram Omega 3 yağ asidi
önemli görevleri olan insülin, testosteron ve büyü-
tüketilmelidir. Yetersiz Omega 3 tüketiminin bit-
me hormonunun sentezi de çoklu doymamış yağ
kinlik, hafıza sorunları, ruhsal problemler ve dep-
resyon belirtilerinde artışa yol açtığı çeşitli kaynak- asitlerince gerçekleştirilir. Bu yağ asitleri yağın kan
larda rapor edilmiştir. damarlarındaki taşınımı için de önemlidir. Çoklu
doymamış yağ asitlerini bol miktarda içeren balık
ve deniz ürünlerine beslenmede haftada 2-3 kez yer
Yağların Metabolizması ve Egzersiz verilmelidir. Özellikle antrenman öncesi dönemde
Performansı ile İlişkisi yağların tüketimi azaltılmalıdır. Önerilen miktarla-
İnsan organizmasında, büyüme, gelişmede ve rın üstünde yağ tüketimi halinde yağların sindiri-
tüm biyolojik işlevlerde önemli görevi olan yağla- mi uzun sürdüğü için mide problemleri ve şişkinlik
rın karbonhidratlardan daha fazla enerji sağladığı hissi gibi antrenman performansını olumsuz etkile-
ve vücutta karbonhidratlara nazaran yaklaşık 50 yecek sorunlar görülebilir.

Öğrenme Çıktısı

5 Yağlar ve metabolizması hakkında bilgi sahibi olabilme

Araştır 5 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Düşük yağlı beslenmenin Yeterli ve kaliteli yağ alımı


Düzenli balık tüketiminin
vücutta vitaminlere olan et- ile antrenman performansı
sağlığa etkilerini anlatın.
kilerini açıklayın. ilişkisini değerlendirin.

80
Spor ve Sağlık Bilimleri I

VİTAMİNLER VE MİNERALLER Vitaminlerin Metabolizmadaki Yeri ve


Vitaminler vücut tarafından üretilemeyen an- Egzersizdeki Önemi
cak biyolojik faaliyetin devamı için gerekli organik Vitaminlerin vücuttaki genel görevleri; kas kasıl-
bileşiklerdir. Vitamin kelimesinin kökeni Latincede ması ev enerji üretimi süreçlerine yardımcı olmak,
yaşam anlamına gelen “vita” ve kimyasal bileşik an- sindirim ve sinir sisteminin normal fonksiyonuna
lamına gelen “aminum” kelimelerinin birleşimlerin- katkıda bulunmak, büyüme-gelişme ve bağışıklık
den türemiştir. Karbonhidrat, protein ve yağlar mak- sistemini desteklemek, biyokimyasal reaksiyonların
ro besinler olarak adlandırılırken vitaminler, mikro organizasyonunda görev almak olarak tanımlanabi-
besinler olarak adlandırılır. Vitaminler doğrudan lir. Üst düzey sporcuların vitamin ihtiyacı normal
enerji metabolizmasına katılmamakla birlikte mak- insanların 4-5 katı kadar daha fazla olabilir, bu ih-
ro besinlerle vücuda aldığımız enerji verici madde- tiyacın giderilmesi için dengeli bir beslenme çoğun-
lerden enerjinin açığa çıkarılabilmesi için gereklidir. lukla yeterli olmakla birlikte kamp vb. yoğun ant-
Bu özellikleri ile büyüme, gelişme, üreme, yaşamın renman günlerinde takviye kullanılması gerekebilir.
sürdürülmesi, biyokimyasal reaksiyonların sağlan- A vitamini normal görme fonksiyonunun sağ-
masına ve normal biyolojik fonksiyonların devam lanmasında, kemik sağlığının korunmasında, vü-
ettirilmesine yardımcı olan esansiyel bileşiklerdir. cut dokularını örten epitel hücrelerin oluşumunda,
Mineraller doğada yaygın olarak bulunan inor- bağışıklık sisteminin desteklenmesinde, doymamış
yağ asitlerinin emilimi ve depolanmasında, antren-
ganik maddelerdir. Doğada bulunan tüm mine-
mana bağlı oksidatif hasarın giderilmesinde anti-
raller insan vücudunda da mevcuttur. Büyüme ve
oksidan olarak görev alır. Yeterli A vitamini alınma-
gelişme için önemli görevleri olan, sinir sistemi fa-
dığında solunum fonksiyonlarında bozulma rapor
aliyetinin sağlanmasında, kas ve organ fonksiyonla-
edilmiştir, ancak eksikliği yaygın değildir.
rında, kemik, diş ve kan gibi dokularda da görevler
alan mineraller organizma için hayati öneme sahip D vitamini vücutta kalsiyum ve fosforun emil-
esansiyel besin öğeleridir. mesinde, kalsiyumun kas içinde taşınmasında,
kemik dokunun gelişiminde, iskelet kası fonksi-
yonunun arttırılmasında, toparlanma süresinin
Vitaminler ve Sınıflandırılması gelişmesinde, testosteron vb. hormonların üreti-
Vitaminler genel özellikleri itibariyle yağda eri- minde görev alır ve sportif performansı artırdığı
yen ve suda eriyen vitaminler olmak üzere iki sınıf bilinmektedir. Buna karşın sporcularda D vitamini
altında değerlendirilirler. eksikliği yaygındır ve başta güneşten faydalanmak,
güneş ışınlarının yetersiz olduğu mevsimlerde ise
Yağda eriyen vitaminler A, D, E ve K vitaminlerin- D vitamini takviyelerinden yararlanarak kandaki D
den oluşur. Yağda eriyen vitaminlerin vücutta emil- vitamini seviyesini Dünya D vitamini konseyinin
mesi, taşınması ve atılması için diyetle birlikte yeterli önerdiği düzey olan 60ng/ml düzeyinde tutmak
miktarda yağ (toplam kalori alımının en az %15’i) için günlük 4000 IU (International Unit, ulusla-
alınması gerekmektedir. Bu vitaminler fazla alındığı rarası ünite) D vitamini almak gerekmektedir. Gü-
zaman vücuttan atılmaz ve karaciğerde depolanırlar, neşe 30 dakikalık, cildin büyük bir bölümünün,
uzun bir süre boyunca ihtiyacın çok üzerinde yağda öğlen güneşine maruz kaldığı bir durumda deriden
eriyen vitamin alımı toksik etki yaratabilir. 10.000 IU’luk D vitamini emilimi gerçekleştirildi-
Suda eriyen vitaminler ise B grubu vitaminleri ği göz önüne alınırsa güneşten yeterli oranda fayda-
ve C vitamininden oluşur. Suda eriyen vitaminler, lanıldığı durumlarda takviye alımına gerek olma-
yağda eriyenlerin aksine vücutta depo edilmez ve yacağı açıkça görülecektir. Takviye alımının güneşe
kullanılan miktardan fazlası atılır. İstisna olarak yeterince maruz kalınamayan ve güneş ışınlarının
bazı B grubu vitaminler karaciğerde 3-5 yıl gibi dünyaya dik düşmediği kış aylarında planlanması
uzun süreler korunabilir. daha doğru olacaktır. Özellikle kapalı alanda ant-
renman yapan sporcularda yaygın olarak D vitami-
Yağda eriyen vitaminler ısıya (pişirmeye) daya-
ni eksikliği bildirildiğinden bu sporcuların beslen-
nıklı iken suda eriyen vitaminler ise ısı karşısında
mesi buna uygun olarak düzenlenmelidir. Kanda
kolayca bozulur. Saklama koşullarındaki uygun- D vitamini düzeyinin 30 ng/ml altında olduğu
suzluklar ise iki vitamin grubunun da değerlerini durumlarda eksikliğin giderilmesi için gerekenler
kaybetmesine yol açabilir. yapılmalıdır. Özellikle kısıtlı ve vegan/vejetaryen

81
Sporda Beslenme I

diyetle beslenen sporcular risk grubundadırlar. Ba- Sporcularda gereksinimi normal insanlara göre 4
lık, balık yağı, karaciğer, yumurta, süt ve süt ürün- kat daha yüksek olmakla birlikte dengeli bir diyette
leri D vitamini yönünden zengindir. eksikliği nadiren görülür.
E vitamini antrenman ve travmaya bağlı ortaya çı- Niasin (B3 vitamini) karbonhidrat, protein ve
kabilecek her türlü akut yaralanma veya oksidatif ha- yağların sentezlenmesi ve parçalanmasında yardım-
sarın giderilmesinde önemli rolü olan, kandaki alyu- cı enzim olarak görev yapar, beyin ve sinir sistemi
varları koruyan, kırmız kan hücrelerinin oluşumunda fonksiyonlarının düzenlenmesinde, cilt sağlığının
görev alan, A vitamini emilimine yardımcı olan güçlü korunmasında, kan şekerinin ve kolesterol düzeyinin
bir antioksidandır. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemi- düzenlenmesinde roller alan bir vitamindir. Esansi-
nin güçlenmesinde de görevleri vardır. İyi bir şekilde yel aminoasitlerden triptofan vücutta belli oranlarda
düzenlenmiş dengeli bir diyette E vitamini eksikliği niasine dönüşebilmektedir. Niasin eksikliğinde dep-
görülme ihtimali düşüktür. Yüksek dozlarda birçok resyon, konsantrasyon eksikliği ve hafıza sorunları
yan etkilere yol açabilmektedir. E vitamini takviyesi- bildirilmektedir. Dengeli ve özellikle de vitamin ve
nin sporcularda performansı artırdığı gösterilmemiştir. protein bakımından eksiksiz bir beslenmede niasin
K vitamini besinlerle alındığı gibi bir miktar eksikliği görülme olasılığı çok düşüktür.
bağırsak bakterileri tarafından da üretilirler. Kemik Pantotenik asit (B5 vitamini) yağ, protein ve
metabolizmasında, D vitamininin aktivitesinin dü- karbonhidratların metabolizmasında etkin olan ko-
zenlenmesinde, kanın pıhtılaşmasında solunum akti- enzim A’nın oluşumu için gereklidir. Antrenmanlar
vitesinde, diş sağlığının korunmasında görev alır. Ek- sonucunda açığa çıkan serbest oksijen radikallerinin
sikliği nadiren görülür. Eksiklik durumunda düşük zararlı etkilerinin giderilmesine görevli önemli bir
kemik mineral yoğunluğuna bağlı iskelet kırıklarında antioksidandır. Sinir sistemi için önemli bir bileşik
artış görülür. Özellikle temaslı sporlarda çarpışma, olan asetilkolinin oluşumu ve adrenal bezlerin işlev-
darbe vs. ile oluşabilecek morarma ve ödemlerin gi- lerinde de yardımcıdır. Tüm besinlerde yeterli mik-
derilmesinde yeterince K vitamini alınması önem- tarda bulunduğundan eksikliği görülmez.
lidir. Son dönemlerde tespit edilen, K vitamininin Pridoksin (B6 vitamini) enerji metabolizmasın-
farklı bir formu olan K2 vitamini (menakinon) D da yardımcı olma, alyuvar oluşumu, sinir sistemi
vitaminin kan kalsiyum düzeyini artırıcı etkileri so- faaliyetlerinin yürütülmesini destekleme, böbrek taşı
nucu ortaya çıkabilecek kireçlenme vb. sorunların oluşumunu engelleme, triptofanın niasine dönüşü-
giderilmesinde kandaki fazla kalsiyumu dişlere ve mü ve bağışıklığı destekleme gibi görevler yürütür.
kemiklere taşıyarak görev yapar. K2 vitamini çoğun- Yetersizliği durumunda büyüme, gelişme ve merkezi
lukla bazı peynir türleri, süt ürünleri, yumurta, sığır sinir sistemi fonksiyonlarında bozulmalara yol açar.
eti gibi gıdalarda bulunur. Uzakdoğu kökenli Natto, Pridoksin ihtiyacı sporcularda normal insanların 6-10
Miso gibi fermente gıdalarda da bulunur. katı kadar daha fazla olabilir, ancak dengeli bir diyetle
Suda eriyen vitaminler grubundaki B grubu vita- yeterli alım miktarlarına ulaşılır. Besinlerin pişirilmesi
minlerinden olan Tiamin (B1 vitamini) karbonhidrat ve saklanmasındaki bazı hatalı uygulamalar (Tiamin-
ve protein metabolizmasında aktif olan bir yardımcı de olduğu gibi) vitamin kayıplarına yol açabilir.
enzimdir, sinir sistemi fonksiyonunda, kan hücreleri- Biyotin (B7 vitamini) diğer B grubu vitaminleri-
nin üretiminde görev alır. Tiamin alımının cimnastik, ne benzer şekilde öncelikle enerji metabolizmasında
güreş gibi spor dallarında gereksinimin altında olabildi- protein, yağ ve karbonhidratların sentezinde yardım-
ği gözlenirken özellikle düşük kalorili diyetle beslenilen cı olarak rol alır. Isıya dayanıklı olup eksikliği nadiren
durumlarda sıklet sporcularının risk grubunda olduğu görülür. Bağırsaklarda da bakteriler tarafından bir
görülmektedir. Kalori ihtiyacının gereğince karşılandı- miktar üretilir. B12 vitamini ve folik asidin vücutta
ğı durumlarda ise eksiklik görülme olasılığı düşmekte- kullanımına yardımcı olur, saç, tırnak ve deri sağlığı
dir. Tahıl ürünleri ve sebzelerin suda haşlanırken veya için önemlidir. Hastalıklar sırasında aşırı antibiyotik
pişirilirken aşırı su kullanılarak artan suyun atılması, kullanımı sonucu bağırsak florasındaki olumsuz de-
tahılların kabuklarının ayrıştırılması gibi uygulamalar ğişimler biyotin eksikliğine yol açabilir. Antibiyotik
besinlerden alınan Tiamin miktarında düşüşe yol açar. kullanıldığı durumlarda bağırsak florasındaki bozul-
Riboflavin (B2 vitamini) vücutta demirin emi- maları önlemek için besinlerle probiyotik alımının
limi ve taşınması, B6 vitaminin aktif formuna dö- (yoğurt, kefir ve turşu) artırılması gerekmektedir.
nüştürülmesi, enerji metabolizmasında yardımcı Folik asit (B9 vitamini) hücre çoğalmasında, pro-
olması, alyuvar oluşumu, tırnak, cilt ve saç sağlı- tein metabolizmasında, kan hücresi yapımında, bağı-
ğına katkıda bulunması gibi önemli rolleri vardır. şıklık sisteminde antikor oluşumunda görevleri olan
82
Spor ve Sağlık Bilimleri I

bir vitamindir. Özellikle hamilelik döneminde bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişiminde, yetişkinlerde sinir siste-
mi ve beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinde, kansızlığa karşı kan hücrelerinin sentezinde önemli rolleri vardır.
Folik asidin vücutta etkin olabilmesi için organizmada yeterince C vitamini bulunması gerekmektedir. Hamileler
ve çocuklarda ihtiyaç artmaktadır ve özellikle hamilelerde gerekirse takviye kullanımı sağlanabilmektedir.
Kobalamin (B12 vitamini) metabolizmadaki bazı tepkimelerde yardımcı olmak, protein sentezi, DNA
oluşumu, kan yapısının korunması, sinir hücrelerini çevreleyen bir kılıf olan miyelinin oluşumu, sinir
sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesinde görev alır. B12 vitamini sadece hayvansal gıdalarda bulunur,
bu bakımdan vegan ve vejetaryenlerde eksikliğe görülür. Karaciğer, böbrek gibi sakatatlar, peynir, süt,
yumurta, balık gibi besinler B12 yönünden zengindir. Özellikle hayvansal proteinleri az tüketen kişilerde
eksikliği görülebilir. Kan testleri ile miktarı tespit edilerek gerekli görüldüğü durumlarda takviye edilebilir.
C vitamini (Askorbik asit) ısıya karşı aşırı hassastır ve tüm vitaminler içinde en kolay okside olanıdır.
Besinler kesildiği, parçalandığı veya ezilip kurutulduğu an havayla temasla birlikte çok hızlı okside olur. Kalp-
damar sağlığının korunması, kemik ve diş yapısının gelişimi, yoğun antrenmanlarla baskılanmış olan bağı-
şıklık sisteminin desteklenmesi, kas ve tendon gibi yapıların bütünlüğünün korunması, kırmızı kan hücrele-
rinin yapımında rol alan kollajen dokunun yapımı, protein sentezi ve kolesterol düzeylerinin düzenlenmesi,
antrenman sonucu açığa çıkan serbest oksijen radikallerinin nötralize edilmesi (antioksidan etki) gibi önemli
görevleri vardır. Steroid hormonlarının sentezinde; A ve E vitaminleri, B grubu vitaminleri ve kalsiyumun
vücutta kullanılmasında da yardımcı olur. C vitamini ihtiyacı sporcularda normal insanlara göre 4 kat daha
fazla olmakla birlikte eksikliği sık görülmez. Kırmızı ve yeşil biber, kuşburnu, siyah üzüm, kivi, maydanoz,
lahana ve turunçgillerde bulunmakla birlikte turunçgillerde C vitamini miktarı düşünüldüğü kadar yüksek
değildir. En çok C vitamini içeren sebze ve meyveler siyah üzüm, kuşburnu ve kırmızı biberdir.
Genel olarak sporcularda vitamin ihtiyacı sıradan insanlardan 3 ila 6 kat kadar daha fazla olmasına rağmen
dengeli bir diyetle beslenen, herhangi bir hastalıktan dolayı ilaç kullanımı olmayan, vegan veya vejetaryen
olmayan, günlük ihtiyacı olan kaloriyi alan sporcularda ek vitamin takviyesine ihtiyaç yoktur. Düşük enerjili
diyetle beslenen (çoğunlukla sıklet sporcularında) sporcularda, vegan veya vejetaryen olan veya hayvansal
proteinleri düşük miktarda tüketen, hamile olan ve kansızlık problemi olan sporcularda uzman kontrolünde
takviye kullanılabilir. Tablo 3.4.’te vitaminlerin besin kaynakları ve organizmadaki görevlerine yer verilmiştir.

Tablo 3.4 Vitaminlerin Besin Kaynakları ve Organizmadaki Görevleri.

KAYNAKLARI
VİTAMİNLER GÖREVLERİ
GÜNLÜK İHTİYAÇ MİKTARI
Karaciğer, Balıkyağı, Süt ve ürünleri, Yumurta sarısı, kırmızı, sarı,
yeşil meyve ve sebzeler Sağlıklı göz, deri, kemik ve
Vitamin A
Erkek 5000 IU / Kadın 4000 IU bağışıklık sistemi gelişimi
(Retinol- Karoten)
Sporcularda 5000-8000 IU
Süt, Et, Balık, Yumurta, Koyu yeşil yapraklı sebzeler, Tahıllar,
Kurubaklagiller
Bı (Tiamin) her 1000kkal x 0,5 mg
B2 (Riboflavin) her 1000kkal x0.6 mg Enerji metabolizması, doku
B grubu
B3 (Niasin) her 1000 kkal x 6,6 mg yapımı ve onarımı, alyuvar
vitaminleri
B6 (Pridoksin) 5-15 mg yapımı, sinir sistemi fonksiyonları
B7 (Biyotin) 0.2-0.3 mg
B9 (Folik asit) 300-400 mcg
B12 (Kobalamin) 5-6 mcg
Vitamin C Sebze ve meyveler Sağlıklı deri, kan ve genel vücut
(Askorbik Asit) 300 - 1000 mg sağlığının sürdürülmesi
Kalsiyum emilimi ve Kalsiyum-
Vitamin D Karaciğer, Balık yağı, Yumurta, Süt
Fosfat metabolizması, kemik
(Kalsiferol) 4000 IU
yoğunluğu, büyüme-gelişme
Bitkisel sıvı yağlar, Yağlı tohumlar, Tahıllar, Kuruyemişler Oksijen taşınmasına yardım,
Vitamin E 8 – 10 mg doymamış yağ bozulmasını önler,
(Tokoferol) Sporcuda, Antrenman dönemi 14-30 mg cilt sağlığı ve hücre yapısının
Yarış dönemi 25 – 50 mg korunması
Vitamin K Sebzeler, Yumurta, Karaciğer Kan pıhtılaşmasına yardım,
(Kinon) 140 mcg solunuma destek, diş sağlığı

83
Sporda Beslenme I

Mineraller ve Sınıflandırılması Magnezyum ihtiyacı özellikle yoğun sıvı kaybı-


Vücut tarafından sentezlenemediği için mut- nın yaşandığı sıcakta yapılan antrenmanlarda artar
laka gıdalarla dışarıdan alınması gereken esansiyel ve kas kasılmasının kaliteli bir şekilde devam etti-
inorganik maddeler olan mineraller insan vücu- rilebilmesi için eksikliğinin giderilmesi önemlidir.
dunun yaklaşık %4’ünü oluşturur. Temel görev- Yetersizliği nadiren bildirilmekle birlikte perfor-
leri arasında vücutta yapı taşı olarak biyokimyasal mansı bozmaktadır. Yeterli magnezyum düzeyleri-
reaksiyonlara yardımcı olmak vardır. Mineraller ne sahip sporcularda dışarıdan fazladan takviyesi-
vitaminlerle birlikte çalışarak kas, kan, sinir hüc- nin faydalı olmadığı gösterilmiştir.
relerinin yapısına katılır, yumuşak doku, kemik Kas kasılmasında rolleri olan ve kemik-diş ya-
ve dişlerin sağlığına katkıda bulunur, hücre akti- pısında önemli olan fosfor süt, sürünleri, balık ve
vitesinin devam ettirilmesi, kan pıhtılaşması, bazı ürünlerinde bulunur, eksikliği nadiren görülmekle
hormonların üretimi, kas kasılmasının sağlanma- birlikte sporcularda ihtiyaç fazladır. Kalsiyum ih-
sına katkıda bulunmak, sinir uyarımı, vücut sıvı tiyacı arttıkça fosfor ihtiyacı da artar. Kalsiyum ve
değmesinin sağlanması gibi işlevlere yardımcı fosforun metabolizmaları D vitamini ile yakından
olmaktadırlar. Minerallerin diyetle yetersiz alımı ilişkilidir ve vücutta kullanılabilmeleri için vücutta
veya antrenmanlarla oluşan kayıpların yerine ko- yeterli miktarda D vitamini bulunması şarttır.
nulamadığı zamanlarda bitkinlik, kas krampları, Kas ve kalbin çalışması sırasındaki ve vücut sı-
solunum yetersizlikleri gibi yan etkiler görülebi- vılarının sıvı-elektrolit dengesinin korunmasında
lir. Tekvando, güreşi boks gibi sıklet sporlarında sodyum ile birlikte çalışan potasyum önemli bir
vücuttan su atılımı yoluyla yapılan kilo verme mineraldir. Eksikliğinde sıvı-elektrolit kaybına
yöntemleri önemli mineral kayıplarına da yol aça- bağlı kas krampları, glikojen resentezinde bozul-
cağından uzak durulması gereken uygulamalardır. malar görülür. Antrenman sırasında sodyum ile
Mineraller makro mineraller ve mikro mineral- birlikte içeceklerin içerisinde kullanılabilir.
ler olmak üzere iki sınıf altında incelenirler. Makro Sodyum, bikarbonat, potasyum ve klorla bir-
mineraller potasyum, fosfor, kalsiyum, magnez- likte sıvı-elektrolit ve asit-baz dengesinin sağlan-
yum, sodyum, klor ve sülfür’den oluşur. Vücutta masında, kas kasılmasında rol oynar. Dengeli bir
bu minerallere ihtiyaç daha büyük miktarlarda diyette, yemekler pişirilirken tuz kullanımında her-
olduğu için makro mineral olarak adlandırılırlar. hangi bir kısıtlama yapılmadığı takdirde yiyecek-
Mikro mineraller çinko, iyot, bakır, krom, manga- lerle alımı yeterlidir. Antrenman sırasında tüketilen
nez, molibden, kobalt, demir, flor ve selenyumdan sporcu içeceklerinin yapısında da bulunur.
oluşmaktadır. Klor da sodyumla birlikte vücut sıvı ve asit-baz
dengelerinin sağlanmasında görev alır. Dengeli bir
Minerallerin Metabolizmadaki Yeri ve diyetle ihtiyaç kolayca karşılanabilir, dışarıdan tak-
Egzersizdeki Önemi viyeye ihtiyaç yoktur.
Kalsiyumun yeterli miktarda alımı özellikle Demir sportif performans açısından en önemli
kemik mineral yoğunluğunu artırarak kemik sağ- minerallerdendir. Hemoglobin, kanda demir mo-
lığını korur ve eksikliğine bağlı ortaya çıkabilecek lekülü içeren ve kırmızı kan hücrelerinde bulunan
sakatlıklardan (kırıklar, stres kırıkları) sporcuyu kompleks bir proteindir. Her bir hemoglobin pro-
koruması açısından önemlidir. Yoğun antrenman teini, vücut boyunca kırmızı kan hücreleriyle dört
yapan sıklet sporcuları, özellikle de kadın sporcu- oksijen molekülü taşıyabilir. Kana kırmızı rengini
lar menstrüasyon durumlarına bakılmaksızın kal- veren hemoglobinin ve kas hücresi içerisinde oksijen
siyum yetersizliği bakımından risk grubundadır ve taşınması için gerekli olan myoglobinin yapısında
durumları dikkatle takip edilmelidir. Kalsiyumun demir bulunur. Demir vücutta birçok enzimin ya-
vücutta kullanılabilmesi için D vitamini ve mag- pısında bulunur ve enerji üretimi için de gereklidir.
nezyumun yeterli miktarda alınması gerektiğinden Demir eksikliğine bağlı kansızlık (demir eksik-
takviye planlandığında her üçünü de içeren bir liği anemisi) çocuklarda, kadınlarda, et ve et ürün-
planlama yapılmalıdır. lerini yeterli miktarlarda tüketmeyen kişilerde ve

84
Spor ve Sağlık Bilimleri I

özellikle de dayanıklılık sporcularında daha sık görülür. Özellikle sıklet sporcusu ve uzun mesafe spor-
cusu kadın sporcuların demir değerlerinin kan testleri yoluyla düzenli takibinin yapılması ve eksiklikle-
rin beslenme ve takviyelerle düzenli olarak giderilmesi sağlık ve performanslarının korunması açısından
önemlidir. Hayvansal gıdalarla alınan demirin vücutta emilebilirliği daha yüksek olduğunda bitkisel demir
kaynaklarına tercih edilmelidir. Demirle birlikte C vitamini tüketimi demir alımını artırırken çay-kahve
tüketimi ise demir emilimini düşürmektedir. Çay ve kahve öğünlerle birlikte değil, öğünlerden 2 saat son-
rasında tüketilmelidir.
İnsülin ve protein metabolizmasında, bağışıklık sisteminde ve yara iyileşmesinde fonksiyon göste-
ren çinko aynı zamanda serbest radikal hasarına karşı vücudu koruyan bir antioksidandır. Hayvansal
çinko kaynaklarının emilimi daha iyidir, mayalandırılmış gıdalar çinko emilimini artırır. Makro mi-
nerallerin besin kaynakları, günlük ihtiyaç miktarları ve organizmadaki görevlerine Tablo 3.5.’te yer
verilmiştir.

Tablo 3.5 Makro Minerallerin Besin Kaynakları, Günlük İhtiyaç Miktarları ve Organizmadaki Görevleri.

KAYNAKLARI
MİNERALLER GÖREVLERİ
GÜNLÜK İHTİYAÇ MİKTARI
Süt ve ürünleri, sebze meyve, tahıl ve ürünleri, yumurta,
fındık Güçlü kemik yapısı, kas kasılması,
Kalsiyum (Ca)
Erkek 800 - 1200 mg / Kadın 800 – 1200 mg kan pıhtılaşması, diş sağlığı
Sporcuda 1500-2500 mg
Süt, et, tahıl mahsulleri, balık
Sağlıklı kemik ve dişler, enerji (ATP)
Fosfor (F) Erkek 800 - 1200mg / Kadın 800 - 1200 mg
oluşumu, sinir iletimi, böbrek işlevi
Sporcuda 1200-1800 mg
Sebze ve meyveler (muz), balık ürünleri
Sağlıklı deri, kas ve sinir dokusu,
Potasyum (K) 1875 – 5625 mg,
vücut su dengesi, sinir iletimi
Sporcuda 4000-6000 mg
Yemek tuzu, tuzlanmış besinler Vücut su dengesi, asit-baz dengesi,
Sodyum (Na)
1100 –3300 mg veya 3-7 gram kan basıncı düzenleme
Buğday, baklagiller, balık, tavuk, sebze, meyve,
kuruyemişler Kemik yapımı, kas gevşemesi, asit-
Magnezyum (Mg)
Erkek 350 mg / Kadın 300 mg baz dengesi, enerji üretimi
Sporcuda 400-600mg
Sofra tuzu, ekmek, et, tahıl ürünleri
Klor (Cl) Asit-baz dengesi, sıvı dengesi
3-6gram
Yumurta, kemik iliği, soğan, sarımsak, pırasa Sinir iletimi, toksin temizliği, eklem
Sülfür (S)
1 gram sağlığı

Mikro minerallerin besin kaynakları, günlük ihtiyaç miktarları ve organizmadaki görevleri Tablo 3.6.’da
verilmiştir.

85
Sporda Beslenme I

Tablo 3.6 Mikro Minerallerin Besin Kaynakları, Günlük İhtiyaç Miktarları ve Organizmadaki Görevleri.

KAYNAKLARI
MİNERALLER GÖREVLERİ
GÜNLÜK İHTİYAÇ MİKTARI
Karaciğer, böbrek, yumurta, kırmızı et, bira mayası, tahıl ürünleri,
karnabahar, maydanoz, Antep fıstığı Kırmızı kan hücrelerinin
Demir (Fe)
Erkek 10-15 mg / Kadın 20 mg, yapımı ve oksijenin taşınması
Sporcuda 20-30 mg
Enzim yapı taşı ve
Peynir, yumurta, karaciğer, et, balık, bezelye, 13 - 22 mg,
etkinleştirme, antioksidant,
Çinko (Zn) Sporcuda 20-30 mg
insülin metabolizması
Enerji metabolizması,
Karaciğer, böbrek, baharat, mantar, peynir, siyah çay, kakao
Krom (Cr) kolesterol düzenlenmesi, kan
150-200 mcg
şekeri düzenlenmesi
Tiroid bezi hormonlarının
Deniz ürünleri, su, süt ve süt ürünleri, yumurta, ıspanak,
yapımı, sinir-kas dokusu
İyot (I) kurubaklagiller, iyotlu tuz
fonksiyonu, bazal metabolik
Erkek 140 mcg / Kadın 100 mcg
hızı düzenleme
Su, deniz ürünleri, çay
Flor (F) Kemik ve diş sağlığı
1.5-4 mg
Kas ve kemik metabolizması,
Et, karaciğer, böbrek, yumurta, yoğurt, balık, tavuk
Kobalt (Co) demir kullanımı, kan basıncı
0.3-1 mg
düzenleme
Bezelye, karaciğer, yoğurt, fasulye, süt, patates Enzim metabolizması, toksin
Molibden (Mo)
50 mcg temizliği
Yeşil sebzeler, çay, fındık, üzüm, baharatlar, tahıllar, ceviz, kakao Enerji üretimi, büyüme,
Manganez (Mn)
2-10 mg steroid ve kan hücresi sentezi
Balık ve su ürünleri, karaciğer, et, mantar, sarımsak, soğan, Antioksidan, hücre
Selenyum (Se) lahana, kabak metabolizması, üreme
150-300 mcg fonksiyonu, doku esnekliği
Karaciğer, balık, deniz ürünleri, bezelye, yapraklı sebzeler, fındık, Cilt ve saç sağlığı, alyuvar
Bakır (Cu) ceviz, mantar üretimi, bağışıklık
2-4 mg destekleme, kan pıhtılaşması

Öğrenme Çıktısı

6 Vitaminler-mineraller ve metabolizması hakkında bilgi sahibi olabilme

Araştır 6 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Yeterli ve kaliteli vitamin-


B12 vitamini ihtiyacının
mineral alımı ile antrenman Vücutta demir emilimini et-
giderilmesinde hayvansal
performansı ilişkisini değer- kileyen faktörleri anlatın.
gıdaların önemini açıklayın.
lendirin.

86
Spor ve Sağlık Bilimleri I

SU VE İÇECEKLER
Su ve diğer içecekler birçok başka fonksiyonlarının yanı sıra sporcu için özellikle vücut sıvı dengesinin
sağlanması görevi ile büyük önem taşımaktadır. İnsan vücudunun deri, kemik, bağ dokusu ve yağ dışında
kalan tüm öğeleri vücut suyunun içerisinde çözelti halindedir. Hücrelerdeki yaşamsal faaliyet için gerekli
olan tüm biyokimyasal reaksiyonlar suyun içinde gerçekleşir.
Yiyecek ve içeceklerde bulunan sıvılarla birlikte (bunlar da su olarak tanımlanır) su tüketimi ile günlük
su ihtiyacı karşılanır. Şekerli-gazlı içecekler, yüksek şeker ve kalori içerikleri, diş-mide sağlığına ve vücut
kompozisyonuna olumsuz etkileri yüzünden özellikle çocuk sporcularda beslenmeden çıkarılmalı ve bu
konu ile ilgili gerekli bilgilendirme sporculara ve ailelerine yapılmalıdır. Kahve ve çay, sağlık için faydalı
birçok besin bileşeni içermektedir ancak çocuk sporcularda dikkatli tüketilmelidir. Şekersiz olarak nor-
mal miktarlarda tüketilen kahve ve çayın sıvı kaybına yol açmadığı çeşitli araştırmalarda gösterilmiştir.
Kahvenin diüretik etkisi olduğu iddiası bilim insanlarınca yapılan çalışmalarda onaylanmamıştır. İstisnai
durumlar dışında günde 3-4 fincan kahve; yetişkin sporcular tarafından güvenle tüketilebilir, hamileler
ve çocuklar için ise bu miktarın yarısı güvenli kabul edilmektedir. Kahve ve çay tüketiminde asıl dikkat
edilmesi gereken; demir emilimine olumsuz etkilerinden dolayı öğünlerle birlikte değil, öğünlerden en az
2 saat sonra, öğün aralarında tüketilmeleri ve uykunun 4-6 saat öncesinde kafein içeren içecek ve yiyecek-
lerin tüketiminin azaltılmasıdır.

Suyun Vücuttaki Oranları ve İşlevleri


Kanda besin maddelerinin, hormonların, oksijenin taşınması ve dokulara bu maddelerin ulaştırılabil-
mesi için yeterli su tüketimini sağlamak önemlidir. Yaşa, cinsiyete ve vücut kompozisyonuna göre değiş-
mekle birlikte insan vücudunda bulunan su oranı %50-75 arasında değişmektedir. Bu oran çocuklarda
%75, yetişkin kadınlarda %55, erkeklerde %50-55 aralığındadır. Vücudun en çok sıvıya sahip organları-
nın karaciğer, beyin ve kas olduğu ve su kayıplarına karşı son derece hassas oldukları bilinmektedir.
Su ve diğer içecekler vücuda alınan gıdaların sindirimi, emilimi ve taşınımı, biyokimyasal reaksiyonlarla
doku, organ ve sistemlerin çalışmasına yardımcı olması, metabolizma sonucu açığa çıkan amonyak, kar-
bondioksit ve laktik asit gibi maddelerin karaciğer ve böbreklere taşınarak vücuttan uzaklaştırılması, vücut
sıcaklığının düzenlenmesi, eklem kayganlığının sağlanması, hücre içerisinde yaşamsal faaliyet için gerekli
enerjinin üretimine uygun ortam sağlaması gibi görevlerinin yanı sıra kalsiyum, flor ve magnezyum gibi
temel mineralleri de içerir.

Tablo 3.7 Antrenman Sırasında Terle Kaybedilen Sıvının Vücut Ağırlığına Olan Yüzdesine Göre Gerçekleşen Fizyolojik
Değişimler.

Fizyolojik Etki Ter olarak kaybedilen vücut ağırlığı (%) 63.4 kg sporcu için kg
Bozulmuş aerobik performans %2 1.3 kg
Kassal iş çıktısında düşüş %4 2.5 kg
Sıcak çarpması %5 3.2 kg
Halisünasyonlar %7 4.5 kg
Sıcak çarpması, kardiovasküler çöküş %10 6.4 kg

Suyun tüm bu fonksiyonları yerine getirebilmesi için organizmada hidrasyon denilen sun dengesi-
nin korunması gerekmektedir. Vücuda alınan ve vücuttan atılan suyun eşit miktarda olmasını gerektiren
hidrasyon için idrarla, terle, solunumla, dışkıyla ortaya çıkacak su kaybının yiyecek ve içeceklerle alınan
sıvılarla yerine konulması gerekmektedir.

87
Sporda Beslenme I

Egzersize Bağlı Sıvı Kaybı ve Önlenmesi


Antrenman sırasında terle kaybedilen vücut ağırlığının yüzdesine göre değişen fizyolojik etkiler sportif
performansı farklı şekillerde etkiler. Antrenmandaki sıvı kaybını etkileyen çevre sıcaklığı ve nemi, antrenma-
nın şiddeti ve kapsamı, bireysel farklılıklar gibi faktörler vardır. Süresi 1 saati geçen bir antrenmanda saat ba-
şına yaklaşık 2 litre sıvı kaybı yaşanacağı düşünülebilir. Antrenman öncesinde sporcunun uygun sıvı dengesi
durumunda olduğundan emin olunmalıdır. Bunun için antrenman öncesi son öğünde 2-2.5 su bardağı (5-10
ml/kg) su içilmesi, antrenmandan 20-30 dakika öncesinde 1-2 su bardağı su içilmesi tavsiye edilmektedir.
Antrenmanın süresi 1 saati aştığında her 20 dakikada bir 150-250 ml soğuk (4-8 derece) su ile birlikte içe-
risinde sodyum, magnezyum, potasyum gibi terle kaybedilen elektrolitleri de içeren %6-8 civarında da kar-
bonhidrat içeren içecek veya jeller tüketilebilir (saat başına 60 gram karbonhidrat ve 0.4-0.8 litre toplam sıvı
alımı sağlanmalıdır). Antrenman yapılan çevre sıcaklığı 30 derecenin üstüne çıktığında ve/veya antrenmanın
süresi 2.5 saati aştığında bu miktarların %50 fazlasına ihtiyaç olacaktır.
Sporcunun tüketmesi gereken sıvı miktarının belirlenmesi için antrenman öncesi ve sonrasında tartıl-
ması uygun olacaktır. Ağırlık ölçümü sırasında sporcunun idrar kesesinin boş olmasına dikkat etmelidir.
Antrenman sonrası ağırlık ölçümünde sporcu havlu, terli kıyafetler vb. üzerindeyken tartılmamalıdır. Sıvı
ihtiyacının hesaplanmasına bir örnek verecek olursak:
1
Egzersiz öncesi vücut ağırlığı: 70.5 kg
2
Egzersiz sonrası vücut ağırlığı: 68.9 kg
3
Vücut ağırlığı- 1.6 kg azalmış.
4
Egzersiz süresince içtiği su miktarı: 300 ml 5
Çıkardığı idrar hacmi: 100 ml 6
Ter kaybı = 1600 + 300 – 100 = 1800 ml 7
İdrar rengi de vücudun hidrasyon durumu ile ilgili fikir verebilir. 8
Aşağıdaki resimde görülen 1-2 ve 3 numaralara karşılık gelen idrar
Resim 3.1 İdrar Rengine Göre Vücut
renkleri iyi bir hidrasyon durumunun göstergesi iken, diğer numarala-
Hidrasyon Durumunun Belirlenmesi.
ra karşılık gelen renklerdeki idrar ciddi dehidrasyon göstergesi olabilir.
Antrenmanla kaybedilen sıvı miktarı hesaplandıktan sonra yeterli rehidrasyonun sağlanabilmesi için
kaybedilen sıvı miktarının %120-150’si kadar sıvı tüketimi takip eden 24 saatlik süreçte sağlanmalıdır.
Antrenmanda 3 litre sıvı kaybeden sporcunun, bu kaybı uygun şekilde giderebilmesi için sonraki 24 saat
süresince 4.5 litre sıvı tüketimine ihtiyacı olacaktır. Antrenman sonrası süreçte sadece su tüketmek sod-
yum kaybı ve diüretik etkisiyle birlikte vücutta su tutulumunu olumsuz etkileyeceğinden, su ile birlikte
elektrolit kayıplarının da giderilmesindeki olumlu etkileri düşünülerek süt, ayran, maden suyu ve hem
içeriğindeki elektrolitler hem de boşalan glikojen depolarının doldurulmasına etkileri ile sporcu içecekleri
ve su tüketilmelidir. Özellikle çikolatalı sütün antrenman sonrası kas onarımı ve sıvı-elektrolit kaybının
giderilmesinde etkili bir içecek olduğu bildirilmektedir.

88
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Yaşamla İlişkilendir

Olimpik düzey sporda başarının elde edilebilmesi için harcanan emek, yapılan planlama ve sonu-
cunda elde edilen başarının sporcunun kendisi ve destek ekibinin (antrenör, kondisyoner, spor beslen-
mesi uzmanı vb.) ortak çalışması sonucu olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Antrenman yüklen-
meleri sonucunda beklenen uyumun gerçekleşmesi, yeterli toparlanmanın sağlanması ve tüm bunların
gerçekleşmesinde hayati bir rolü olan kaliteli bir uykunun sağlanmasında da dengeli bir beslenmenin
rolü göz ardı edilmemelidir.
Bu bölümde olimpik sporcularla çalışan iki spor beslenmesi uzmanının üst düzey sporcuların bes-
lenmesine yönelik görüşlerini aktardığı röportajlarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
https://www.huffpost.com/entry/7-olympian-approved-ways-to-eat-healthier_n_57ab61b2e4b0b
a7ed23e97ac?section=%2Cus_healthy-living
https://www.formdakal.com/beslenme-onerileri/formda-kalmak-icin-sporculardan-7-ipucu/

Öğrenme Çıktısı

7 Su ve içecekler hakkında bilgi sahibi olabilme

Araştır 7 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Antrenman sonrası sıvı kay- Antrenmanlar sırasında sıvı


Antrenman öncesi sıvı den-
bının giderilmesinde etkili dengesinin korunmasının
gesinin sağlanması için ya-
içeceklerin neler olduğunu antrenman performansı ile
pılması gerekenleri anlatın.
açıklayın. ilişkisini değerlendirin.

89
Sporda Beslenme I

1 Beslenme kavramını ve önemini


açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Beslenme Kavramı ve Önemi

İyi bir şekilde planlanmış, dengeli bir beslenme sporda üst düzey başarının en önde gelen şartlarındandır.
Çocuk ve ergen sporcunun büyüme ve gelişmesi üzerine beslenmenin etkileri, bu gruptaki sporcuların
yüksek enerji ihtiyacı da düşünüldüğünde büyüme ve gelişmenin hem en uygun sağlıklı olma durumunu
yaratma (ve dolayısıyla sportif performansı artırma) hem de sağlıklı beslenme ilkelerin küçük yaşta öğre-
nilmesi ve alışkanlık hâline getirilmesi için mutlaka bir spor beslenmesi uzmanından destek alınmalıdır.
Çocukların dışında yetişkin sporcularda da yüksek antrenman yüklerine gerekli uyumun ve antrenmanlar
arası toparlanmanın sağlanarak performansın devamlılığını sağlanması için iyi bir beslenme düzeni önem-
lidir. Sporcunun yaş, cinsiyet, antrenman özellikleri, yaşadığı çevre, vücut kompozisyonu, dönemsel he-
defleri, içerisinde bulunduğu antrenman dönemi gibi faktörler de göz önüne alınarak yapılan bir beslenme
planlaması ile sporcunun antrenmanlara sırasındaki fizyolojik performansı daha iyi olacak, antrenmanlar
sırasındaki dikkat ve konsantrasyonu üst düzeyde olacak, yoğun yüklenmelerin organizma üzerindeki ba-
ğışıklık sistemini zorlayıcı etkilerini bertaraf etmesi kolaylaşacak, böylelikle yıl içerisinde hastalıklara yaka-
lanma sayısı ve kaçıracağı antrenman sayısı azalacak, hastalık veya sakatlık sürecinde gösterdiği semptom-
lar daha hafif olacak ve daha kısa sürede iyileşecek, kamp veya yarışma için yaptığı seyahatlere vücut daha
iyi uyum gösterebilecek, farklı iklim (sıcaklık, nem vb.) koşullarına gerekli uyumları sağlayabilecektir.

2 Enerji sistemleri ve enerji


kaynaklarını açıklayabilme

Enerji Sistemleri ve Enerji


Kaynakları

Vücuda alınan besinlerin gerekli kimyasal tepkimelerle dönüştürülmesi sonucunda enerji açığa çıkarılma-
sında karbonhidrat, protein ve yağlar enerji oluşturan, vitaminler, mineraller ve su da enerji oluşumuna
yardımcı olan besin öğeleri olarak yerlerini alırlar. Sporcunun beslenmesi planlanırken öncelikli olarak
yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmek için harcadığı enerji olan bazal metabolik hızlarını uygun yöntem-
lerle hesaplamalı, sonrasında antrenmanlarda harcanan enerji de bunun üstüne eklenerek günlük kalo-
ri harcaması bulunmalıdır. Bu hesaplamalarla ilgili örnekler bölüm içerisinde verilmiştir. Yağlar vücutta
karbonhidratlara göre çok daha yüksek miktarda depolanabilme ve 1 gramında 9 kalori enerji vererek
(protein ve karbonhidratlar 4 kalori) daha ekonomik bir enerji kaynağı olarak görünmesine ve dinlenim
sırasında ve düşük şiddetli antrenmanda öncelikli enerji kaynağı olmasına rağmen ATP üretimi için daha
çok oksijene gereksinim duyduklarından özellikle antrenman şiddetinin maksimal oksijen tüketiminin
%60’ının üzerine çıktığı hızlarda enerji üretimi için vücut tarafından tercih edilmezler. Bu yüzden spor-
cunun antrenmanlar sırasındaki temel enerji kaynağı karbonhidratlardır ve diyetteki toplam kalorinin
%55-70’ini karbonhidratlar oluşturur.

90
Spor ve Sağlık Bilimleri I

3 Karbonhidratlar ve metabolizması
hakkında bilgi sahibi olabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Karbonhidratlar ve
Metabolizması

Karbonhidratların enerji metabolizması ve orta-yüksek şiddetli antrenmanlar sırasında temel enerji kay-
nağı olduğu düşünüldüğünde vücudun karbonhidrat depoları olan kasa ve karaciğer glikojen depolarının
antrenman öncesinde tam olarak dolu olduğundan emin olmak gerekir. Günlük vücut ağırlığının kilog-
ramı başına 8-12 gram karbonhidrat alımı haftada 8 saat ve üzerinde antrenman yapan bir sporcu için
önerilmektedir.
Kas glikojen depoları maksimal oksijen tüketiminin %70’i şiddetinde yapılan 1 saatten daha uzun süreli
antrenmanlarda ya da benzer olarak 90’ar saniyelik yüksek şiddetli (maksimal oksijen tüketiminin %90-
130’u) intervaller şeklinde yapılacak 20-30 dakikalık bir antrenmanda da tamamen tükenecektir. Buna
benzer antrenmanlarda kan şekerinin düşmesini engellemek ve glikojen depolarının boşalmasını geciktir-
mek için gereken saat başına 60 gram karbonhidrat, her 15-20 dakikada bir 200-250 ml %6-8 oranında
karbonhidrat ve terle kaybedilen sodyum, magnezyum, potasyum gibi elektrolitleri de içeren sporcu içe-
ceği ve 100-150 ml soğuk su (4-8 derece) tüketimi ile sağlanabilir. Antrenmanlar sırasında karbonhidratla
birlikte protein alınmasına bireysel olarak sindirim sisteminin vereceği tepkiye göre karar verilebilir.
Antrenman (yarışma) sonrası diğer antrenmana (yarışmaya) 4 saatten daha az bir süre varsa önerilen
karbonhidrat alım miktarı saat başına vücut ağırlığının kilogramı başına 1.2 gram karbonhidrat almak
olacaktır. Glikojen depolarının yeniden doldurulma hızının arttırılabilmesi açısından tüketilecek karbon-
hidratın türünün glisemik indeks değeri 70 ve üzerinde olan yüksek glisemik indeks grubundan olması
tercih edilmelidir (bölüm içerisindeki glisemik indeks tablosunu inceleyiniz). Gün içerisinde tüketilecek
tüm öğünlerde karbonhidratlar mutlaka proteinlerle birlikte tüketilmelidir (saat başına 0.2-0.5 gram/
kilogram protein alımı sağlanmalıdır, benzer şekilde yetişkin sporcular için saat başına 0.2-0.4 gram/
kilogram kafein alımı da önerilir). Glikojen depolarının yeniden dolumunda antrenman sonrası ilk 6
saat kritiktir, 1.2 gram/kilogram yüksek glisemik indeksli karbonhidrat alımı yukarıda belirtilen dozlarda
protein ve kafein ile birlikte her saat başı yapılmalıdır.

91
Sporda Beslenme I

4 Proteinler ve metabolizması
hakkında bilgi sahibi olabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Proteinler ve Metabolizması

Sedanter insanlar için önerilen 0.8 gram/kilogram protein tüketimi önerisine karşın kas doku onarımı
ve toparlanmada kritik öneme sahip proteinlerin sporcularda dayanıklılık sporcuları için 1.2-1.7 gram/
kilogram, kuvvet-güç sporcuları için ise 1.6-2.2 gram/kilogram tüketilmesi önerilir. Bazı antrenman dö-
nemlerinde 3 gram/kilogram’lık alımların da kullanıldığı görülür.
Kas hasarının giderilmesi ve glikojen depolarının yeniden doldurulmasında karbonhidratlarla proteinlerin
birlikte tüketilmesi çok önemlidir. Bu yüzden gün içindeki tüm ana ve ara öğünlerde proteinler mutlaka
bulunmalıdır. Kas protein sentezi mekanizması ile birlikte düşünüldüğünde üçer-dörder saatlik aralık-
larla esansiyel aminoasitleri yüksek miktarda içeren 20-40 gram kaliteli protein alımı (10 gramı esansiyel
aminoasit olacak şekilde her öğün için alınmalıdır; hayvansal aminoasitler bu özelliği sağlayan en önemli
aminoasit içeren gıdalardır, bunun için öncelikli tercih olmalıdırlar) gerçekleştirilmelidir.
Uyku öncesi (yarım saat önce) 30-40 gram kazein içeren proteinden zengin gıdaların tüketilmesi uyku
süresince kas protein sentezini yüksek tutarak antrenmanlar sonrasındaki kas ve hücre yenilenmesini hız-
landıracaktır. bunların yansıra uyku öncesi protein alımının ertesi sabahki metabolik hızı da arttırdığı
gösterilmiştir. kazein alımı için takviyelerden yararlanılabileceği gibi yoğurt, peynir gibi kazein içeriği
yüksek besinler de yenilebilir. Yoğurt, kefir gibi gıdaların düzenli tüketiminin sağlayacakları proteinin yanı
sıra içerdikleri probiyotiklerle de bağışıklık sistemini destekleyerek sporcunun sezon içerisinde yapacağı
antrenman sayısını ve antrenman verimini arttırarak faydalı olacağı unutulmamalıdır.

5 Yağlar ve metabolizması
hakkında bilgi sahibi olabilme

Yağlar ve Metabolizması

Sporcunun kalori alımında %15-25 arasında bir yer tutan yağların diyette %15’in altında yer alması
özellikle vücutta emilim ve kullanılabilmeleri için yağlara gereksinim duyan A, D, E ve K vitaminlerinde
eksikliklere yol açacağından önerilmemektedir. Özellikle vücut tarafından sentezlenemediği için mutla-
ka besinlerle alınması gereken esansiyel yağ asitlerinden Omega 3 yağ asitlerinin düzenli olarak kullanı-
mının sağlık ve performans açısından olumlu etkileri son dönemde bilimsel çalışmalarda sıklıkla rapor
edilmektedir. Omega-3 yağ asitlerinin kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığı kanıtlanmıştır. Örneğin
balık tüketiminin yüksek olduğu Japonya’da ve benzer şekilde Eskimolarda kalp hastalığı oranı oldukça
düşüktür. Düzenli balık tüketimi, kan trigliserid seviyesinin azalmasına yardımcı olur. Ayrıca hücre zarı
oluşumunda etkilidir ve kanda daha düşük bir pıhtılaşma potansiyeli sağlar. Diğer bir esansiyel yağ asidi
olan Omega 6 yağ asitlerinin de organizmada önemli fonksiyonları olmakla birlikte fazla tüketimleri sağlık
problemlerine yol açmaktadır. Dünya sağlık örgütü diyetteki Omega 6/Omega 3 dengesinin 5’e 1 olması
gerektiğini bildirmiştir, yapılan araştırmalar çoğu ülke için güncel değerleri 16-25/1 olarak vermektedir
ve bu durum ciddi bir toplum sağlığı riski yaratmaktadır. Önerilen dengeyi tutturabilmek için Omega 3
yağlarını bol miktarda içeren hamsi, sardalya, uskumru, somon gibi balık türlerini her öğünde 200-250
gram miktarlarla haftada 2-3 kez tüketmek tavsiye edilmektedir.
Önerilen miktarların üzerinde yağ tüketiminin, yağlar uzun sürede sindirildiği, mideyi geç terk ettiği ve
doygunluk hissi verdiğinden sporcuların kalori ihtiyaçlarının günlük 8000 kalori üzerine çıktığı antren-
man dönemlerinde enerji alım hedeflerine ulaşılmasını güçleştirmesi gibi etkileri de olacaktır.

92
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Vitaminler-mineraller ve
6 metabolizması hakkında bilgi
sahibi olabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Vitaminler ve Mineraller

Sporcularda vitamin ve mineral ihtiyacı özellikle antrenmanlar sırasındaki sıvı ve elektrolit kayıpları ile
birlikte artacak ve sedanter insanlara kıyasla 3-6 kat daha fazla ihtiyaç ortaya çıkacaktır. Dengeli bir bes-
lenme uygulayan sporcularda takviye vitamin-mineral takviyesine çoğunlukla ihtiyaç olmayacaktır, kamp
dönemleri bunun dışında tutulabilir. Antrenmanlar sırası ve sonrası sıvı dengesinin sağlanmasında kaybe-
dilen elektrolitlerin yerine konması önem arz ettiğinden tüketilen su ve sporcu içeceklerinin içerisinde ye-
terince sodyum, magnezyum, klor ve potasyum olmasında özen gösterilmelidir. B12 ve demir gibi sporcu
sağlığı ve performansında önemli yeri olan besin öğelerinin vücuda yeterince alınabilmesinde hayvansal
besin kaynaklarının önemi göz ardı edilmemeli ve sporcular uzman desteğinde doğru bir şekilde yönlen-
dirilmelidir. Özellikle kadın sporcularda sıkça görülen demir eksikliği anemisinin tespiti ve tedavisi için
gereken önlemler alınmalıdır. Vücutta birçok hayati fonksiyon yürüten D vitaminin sentezlenmesinde
güneş ışınlarına maruz kalmanın önemi unutulmamalıdır. Yaz döneminde sporcu vücudunun büyük bir
bölümünü güneşe gösterecek şekilde öğlen saatlerinde her gün 20 dakika kadar güneş almalı, güneş ışın-
larının dünyaya yeterince çok ve dik şekilde ulaşmadığı mevsimler için de takviye alınması ve düzenli kan
testleriyle D vitamini değerinin (25-hidroksi vitamin D, 25-OHD değerinin) 60 ng/ml altına düşmeme-
sine çalışılmalıdır. D vitamini bağırsaklardan kalsiyum emilimi ve kana salınımını arttıracağından kandaki
fazla kalsiyumu dişlere ve kemiklere yönlendiren K2 vitamininin de diyette yeterli miktarda tüketilmesine
dikkat edilmelidir. K2 vitamini bakımından zengin besinler bazı peynir türleri, süt ürünleri, yumurta, sığır
eti gibi ürünler ve Natto, Miso gibi Uzakdoğu’nun fermente gıdalarıdır.

7 Su ve içecekler hakkında bilgi


sahibi olabilme

Su ve İçecekler

Su organizmadaki birçok görevi ile birlikte antrenmanlar öncesi, sırası ve sonrasında diğer içeceklerle bir-
likte sıvı dengesinin sağlanmasında önemlidir. Antrenmanda terle birlikte vücut ağırlığının %2’sinin kay-
bedilmesi aerobik kapasitede düşmeye, %4’lük kayıp ise kuvvet üretiminde eksikliklere neden olacağın-
dan antrenmanlar sırasında bunu önlemeye yönelik önlem alınmalıdır. Antrenmanlar sırasında her 15-20
dakikada bir 100-150 ml soğuk su, 200 ml civarında %6-8 oranında karbonhidratla birlikte elektrolitleri
içeren sporcu içeceği ile verilmelidir. Sıcak ve nemli havalarda bu miktarlar %50 artırılabilir. Antrenman
öncesi ve sonrası dikkatlice tartılarak kaybettiği sıvı miktarı tespit edilen sporcunun kaybettiği miktarın
%150’si kadar sıvı tüketmesi (örneğin 3 litre sıvı kaybettiyse 4.5 litre) sağlanmalıdır. Sıvı dengesinin sağ-
lanmasında sadece suyun tüketimi birtakım problemlere yol açabileceğinden suyun yanında maden suyu,
ayran, çikolatalı süt, Hindistan cevizi suyu, %8-10 karbonhidrat içerikli sporcu içeceği gibi alternatifler
de içilmelidir.

93
Sporda Beslenme I

1 Aşağıdakilerden hangisinde makro besin öğeleri 6 Egzersiz sonrası boşalan enerji depolarının
(vücutta enerji oluşturan) doğru şekilde verilmiştir? doldurulmasında diyet profili önem arz etmekte-
neler öğrendik?

A. Protein-Yağ-Karbonhidrat dir. Doğru bir şekilde yapılandırılmamış bir bes-


B. Vitamin-Mineral-Su lenme planı, uygun bir beslenme ile 24 saatte dol-
C. Lösin-İzolösin-Valin durulabilen depoların 72 saatte dolabilmesine yol
açabilir. Buna göre antrenman sonrası beslenme/
D. Mineral-Vitamin-Su
öğün nasıl planlanmalıdır?
E. Sodyum-Potasyum-Magnezyum
A. Tüm besin öğeleri yüksek miktarlarda tüketilmeli
B. Yüksek oranda karbonhidrat, orta düzeyde pro-
2 Aşağıdakilerden hangisi antrenmanlar sıra- tein, düşük yağ tüketilmeli
sında organizmada gözlenen değişikliklerden biri
C. Yüksek oranda yağ ve protein, düşük karbon-
değildir?
hidrat tüketilmeli
A. Solunum hızının artması D. Yüksek oranda protein, düşük karbonhidrat ve
B. Sinir iletim hızının yavaşlaması yağ tüketilmeli
C. Kas kasılmasının artması E. Yüksek yağ, düşük karbonhidrat ve protein
D. Enerji harcamasının artması tüketilmeli
E. KAH’nın artması
7 Birincil işlevleri büyüme, onarım ve yeni-
3 Vücutta enerji oluşturan besin öğelerinin 1 leme olduğundan enerji metabolizmasında diğer
gramlarının sağladığı kalori miktarları hangi seçe- besin öğeleri kadar yer almayan besin öğesi aşağı-
nekte doğru verilmiştir? dakilerden hangisidir?
A. Karbonhidrat=4 – Protein=4 – Yağ= 9 A. Magnezyum
B. Karbonhidrat=9 – Protein=4 – Yağ= 4 B. Asetilkolin
C. Karbonhidrat=4 – Protein=9 – Yağ= 4 C. Karbonhidrat
D. Karbonhidrat=4 – Protein=9 – Yağ= 9 D. Yağ
E. Karbonhidrat=4 – Protein=4 – Yağ= 4 E. Protein

4 Aşağıdakilerden hangisinde yağda çözünen 8 Egzersiz öncesi kas ve karaciğer enerji depo-
vitaminler doğru şekilde verilmiştir? larının doygunluğunun sağlanması açısından 3-4
saat önce tüketilmesi gereken karbonhidrat türü ve
A. B grubu vitaminleri ve C vitamini formu aşağıdakilerden hangisidir?
B. B12 vitamini
A. Düşük glisemik indeksli-katı karbonhidratlar
C. Tiamin ve Riboflavin
B. Orta-düşük glisemik indeksli- katı karbonhidratlar
D. D, A, E ve K vitaminleri
C. Orta-düşük glisemik indeksli-sıvı ve katı kar-
E. Riboflavin ve Tiamin
bonhidratlar
D. Yüksek glisemik indeksli-sıvı ve katı karbon-
5 .Antrenman sonucunda 3 litre sıvı kaybetmiş hidratlar
bir sporcu sıvı dengesinin sağlanabilmesi için son- E. Orta-düşük glisemik indeksli-sıvı karbonhidratlar
raki 24 saat içerisinde kaç litre sıvı tüketmelidir?
A. 2.5
B. 3
C. 8
D. 5
E. 4.5

94
Spor ve Sağlık Bilimleri I

9 Aşağıdakilerden hangisi yağların vücuttaki 10 as kütlesinde artış hedeflediğinde sporcunun


görevleri arasında yer almaz? vücut ağırlığının her kilogramı başına tüketmesi

neler öğrendik?
A. Organları sararak dış etkilere karşı korumak gereken en düşük protein miktarı aşağıdakilerden
B. Vücut sıcaklığının korunmasına yardımcı olmak hangisidir?
C. Egzersiz sonrası oluşan kas hasarının onarımına A. 2 gram
yardımcı olmak B. 3 gram
D. Düşük şiddetli egzersizler için enerji kaynağı C. 1.6 gram
sağlamak D. 4 gram
E. Bazı vitaminlerinin sindirimi ve emilmesine E. 20 gram
katkıda bulunmak

95
Sporda Beslenme I

Yanıtınız yanlış ise “Enerji Sistemleri ve Yanıtınız yanlış ise “Karbonhidratlar ve


1. A 6. B
Enerji Kaynakları” konusunu yeniden göz- Metabolizması” konusunu yeniden gözden
den geçiriniz. geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

2. B Yanıtınız yanlış ise “Beslenme Kavramı ve 7. E Yanıtınız yanlış ise “Proteinler ve Metaboliz-
Önemi” konusunu yeniden gözden geçiriniz. ması” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Enerji Sistemleri ve Yanıtınız yanlış ise “Karbonhidratlar ve


3. A 8. B
Enerji Kaynakları” konusunu yeniden göz- Metabolizması” konusunu yeniden gözden
den geçiriniz. geçiriniz.

4. D Yanıtınız yanlış ise “Vitaminler ve Mineral- 9. C Yanıtınız yanlış ise “Yağlar ve Metabolizma-
ler” konusunu yeniden gözden geçiriniz. sı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

5. E Yanıtınız yanlış ise “Su ve İçecekler” konusu- 10. A Yanıtınız yanlış ise “Proteinler ve Metaboliz-
nu yeniden gözden geçiriniz. ması” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
3 Anahtarı

Sporcu çocuklarda enerji alımının yetersiz olması ergenlikte gecikmeye, boy uza-
masının olumsuz etkilenmesine, kemik yapısının gelişiminde problemlere, sakat-
lık riskinde artışa, sakatlık ve hastalıklar sonrası spora dönüş süresinin uzamasına,
Araştır 1 menstrüasyon döngüsünde düzensizliklere, vücut sıvı dengesindeki yetersizliklere
ve hayati önemdeki besin öğelerinin eksik alınması ile oluşan hücresel zararlara yol
açarak büyüme ve gelişme üzerinde ciddi olumsuz sonuçlara yol açar.

Hücre içerisindeki metabolik faaliyetler için gerekli enerjiyi sağlayan organik


molekül ATP (adenozintrifosfat) olarak adlandırılır. ATP’nin kimyasal olarak
Araştır 2 parçalanmasıyla açığa çıkan enerji kas kasılması, sinir uyarımı, hücre büyüme-
si gibi fizyolojik süreçlerde görev alır.

Antrenmanlar sırasında performansın devamlılığı için kan şekeri seviyesinin


korunması ve glikojen depolarının boşalmasının mümkün olduğunca gecik-
Araştır 3 tirilmesi gerekmektedir. Bu yüzden antrenman esnasında karbonhidrat tüke-
timi, kan şekeri dengesini koruma ve depoların boşalmalarının sağlanmasına
yardımcı olacağından önemli ve gereklidir.

Esansiyel olmayan aminoasitler vücut tarafından üretilebilirken esansiyel ami-


Araştır 4 noasitler vücut tarafından üretilemezler ve mutlaka dışarıdan besinlerle vücu-
da alınmaları gerekir.

Yağda eriyen vitaminler olan A, D, E ve K vitaminlerinin vücutta emilmesi,


Araştır 5 taşınması ve atılması için diyetle birlikte yeterli miktarda yağ (toplam kalori
alımının en az %15’i) alınması gerekmektedir. Bunun altındaki alımlarda bu
vitaminlerin kullanımında sorunlar yaşanacaktır.
96
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Araştır Yanıt
3 Anahtarı

B12 vitamini sadece hayvansal gıdalarda bulunur, bu bakımdan vegan ve ve-


jetaryenlerde eksikliğe görülür. Karaciğer, böbrek gibi sakatatlar, peynir, süt,
Araştır 6 yumurta, balık gibi besinler B12 yönünden zengindir. Özellikle hayvansal
proteinleri az tüketen kişilerde eksikliği görülebilir. Kan testleri ile miktarı
tespit edilerek gerekli görüldüğü durumlarda takviye edilebilir.

Antrenman sonrası süreçte sadece su tüketmek sodyum kaybı ve diüretik etki-


siyle birlikte vücutta su tutulumunu olumsuz etkileyeceğinden, su ile birlikte
elektrolit kayıplarının da giderilmesindeki olumlu etkileri düşünülerek süt,
Araştır 7 ayran, maden suyu, hem içeriğindeki elektrolitler hem de boşalan glikojen
depolarının doldurulmasına etkileri nedeniyle sporcu içecekleri ve su tüketil-
melidir. Özellikle çikolatalı sütün antrenman sonrası kas onarımı ve sıvı-elekt-
rolit kaybının giderilmesinde etkili bir içecek olduğu bildirilmektedir.

Kaynakça
Akça, F., Aras, D. ve Arslan, E. (2018). Kafein, etki Sawka, M. N., Burke, L. M., Eichner, E. R., Maughan,
mekanizmaları ve fiziksel performansa etkileri. R. J., Montain, S. J. ve Stachenfeld, N. S. (2007).
Spormetre, 16(1), 1-12. American College of Sports Medicine position
stand. Exercise and fluid replacement. Med Sci Sports
Aras, D., Karakoç, B., Koz, M. ve Bizati, Ö. (2017).
The Effects of Active Recovery and Carbohydrate Exerc, 39(2), 377-390.
Intake on HRV during 48 Hours in Athletes after a Thomas, D. T., Erdman, K. A. ve Burke, L. M. (2016).
Vigorous-Intensity Physical Activity. Science & Sports, American College of Sports Medicine Joint Position
32, 295-302. DOI: 10.1016/j.scispo.2017.04.010. Statement. Nutrition and Athletic Performance.
Arslan, E., Aras, D. ve Can, S. (2016). Sporcu ve sedanter Med Sci Sports Exerc, 48(3), 543-568.
kadınlarda günlük enerji harcaması ve fiziksel aktivite Nuccio, R. P., Barnes, K. A., Carter, J. M. ve Baker, L.
düzeylerinin karşılaştırılması. Spormetre, 14(1), 53-61. B. (2017). Fluid Balance in Team Sport Athletes
Can, S., Arslan, E. ve Ersöz, G. (2014). Güncel bakış and the Effect of Hypohydration on Cognitive,
açısı ile fiziksel aktivite. Spormetre, 12(1), 1-10. Technical, and Physical Performance. Sports Med,
47(10), 1951-1982.
İmamlı, H. ve Akça, F. (2018). Probiyotik kullanımının
sağlığa ve sportif performansa etkileri. Spormetre, Orru, S., Imperlini, E., Nigro, E., Alfieri, A., Cevenini,
16(2), 196-208. A., Polito, R. vd. (2018). Role of Functional
Beverages on Sport Performance and Recovery.
Jäger, R., Kerksick, C. M., Campbell, B. I. vd. (2017). Nutrients, 10(10).
International Society of Sports Nutrition Position Stand:
protein and exercise. J Int Soc Sports Nutr, 14, 20. Ortenblad, N., Westerblad, H. ve Nielsen, J. (2013).
Muscle glycogen stores and fatigue. J Physiol,
Jeukendrup, A. E. ve Moseley, L. (2010). Multiple transportable 591(18), 4405-4413.
carbohydrates enhance gastric emptying and fluid delivery.
Scand J Med Sci Sports, 20(1), 112-121. Pehlivan, A. (2009). Çocuk ve Genç Futbolcuda Beslenme.
İstanbul: TFF-FGM Yayınevi.
Kerksick, C. M., Arent, S., Schoenfeld, B. J. vd. (2017).
International society of sports nutrition position Pehlivan, A. (2016). Sporda Beslenme. İstanbul: Ergün
stand: nutrient timing. J Int Soc Sports Nutr, 14, 33. Yayınevi.
Kerksick, C. M., Wilborn, C. D., Roberts, M. D. vd. (2018). Turnagöl, H., Aktitiz, S., Korur, D. C. ve Kuru,
ISSN exercise & sports nutrition review update: research D. (2020). Farklı spor dallarında spor ve enerji
& recommendations. J Int Soc Sports Nutr, 15, 38. içeceklerinin kullanımı ve performansa etkileri. Spor
Bilimleri Dergisi, 31(1), 29-44.
McLellan, T. M., Pasiakos, S. M. ve Lieberman, H.
R. (2014). Effects of protein in combination with
carbohydrate supplements on acute or repeat
endurance exercise performance: a systematic review.
Sports Med, 44(4), 535-550. 97
Bölüm 4
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
Sağlık Kavramı ve Sporda Sağlık

1 2
Organizasyonu Spor Yaralanması ve Etkili Faktörler
öğrenme çıktıları

1 Sağlık kavramını ve sporda sağlık 2 Spor yaralanması ve etkili faktörleri


organizasyonunu açıklayabilme açıklayabilme

Spor Yaralanmalarında İlk Yardım ilkeleri


ve Ön Tedavi
4 Sporda ilk yardımın temel ilkelerini

3 4
Spor Yaralanmalarının Önlenmesi sıralayabilme
3 Spor yaralanmalarının önlemlerini 5 Spor yaralanmalarında ön tedavi hakkında
kavrayabilme bilgi sahibi olabilme

Anahtar Sözcükler: • Sporcu Sağlığı • Spor Yaralanmaları • Spor Yaralanmalarını Önleme • İlk Yardım
• POLICE Protokolü

98
Spor ve Sağlık Bilimleri I

GİRİŞ kronik kalp damar hastalıkları, felç diyabet, kemik


Spor, katılımcılar arasında rekabete dayanan, erimesi ve bazı kanser türlerinin de önlenebileceği
kompleks yetenek ve taktik gerektiren kurallara gösterilmiştir. Bu yararları sayesinde , günümüzde
göre oynanan fiziksel aktiviteleri kapsayan bir ey- spora ve fiziksel aktiviteye katılım en yüksek seviye-
lemdir. Spor bireyde sebep olduğu fizyolojik, psi- lerdedir. Şu anda 40 milyondan fazla çocuk ve gencin
kolojik ve sosyal gelişmeler sayesinde sağlıklı birey- okul dışında spor kulüplerinin cimnastik ve yüzme
ler yetişmesini ve sağlıklı toplumların oluşmasını aktivitelerine devam ettiği bilinmektedir.
mümkün kılan en önemli araçtır. Spor yapmak
sağlık için çok faydalı olsa da bilinçsiz yapılan spor
aktiviteleri, yaralanmaları da birlikte getirmektedir. Sağlık, fiziksel zihinsel ve sosyal yönden
Spor yaralanmalarının büyük bir kısmı hafif ya- iyi olma hâlidir.
ralanmalardır. Buna rağmen çok ciddi yaralanma-
larla da karşılaşılabilir. Sporcunun sağlığını ve ha-
yatını tehdit eden klinik tablolarda, yaralanmaların Her türlü sportif faaliyette, vücutta mikrot-
önlenmesi, yaralanma varlığında ilk ve acil yardım ravmalara bağlı küçük yaralanmalar oluşmaktadır.
ilkelerinin uygulanıp gerekli önlemlerin alınması Akut ve kronik olarak bir dokuya uygulanan stres,
yaşam kurtarır. İlk ve acil yardımın en önde gelen dokunun bu stresi “absorbe” edebilme yeteneğin-
prensibi, zamanında ve erken girişimde bulunmak- den daha büyük olduğunda, yaralanma oluşur.
tır. Bu amaçla doktor dışında hakem, antrenör ve Spor branşları uygulanırken basit sıyrıklardan, çok
sahada görevli kişilerin de ilk yardım konularında ciddi, sporcunun spora geri dönmesini engelleye-
bilgi sahibi olması gereklidir. bilecek türde yaralanmalara kadar bir çok farklı
türde spor yaralanması meydana gelebilir. Profes-
yonel sporcularda kas iskelet sistemi yaralanmaları
SAĞLIK KAVRAMI VE SPORDA oldukça sıklıkla görülen bir durumdur. Bu yara-
SAĞLIK ORGANİZASYONU lanmaların içinde en çok bağ yaralanmaları ve kas
Sağlık, fiziksel zihinsel ve sosyal yönden iyi olma zedelenmeleri görülür. Ek olarak yaralanmaların
hâlidir. Egzersiz ve spor bu bağlamda sağlıklı yaşa- vücudun alt kısımlarında daha sıklıkla gözlendi-
mın vazgeçilmez bir ögesidir . Belirli bir spora katı- ği belirtilmektedir. Egzersiz tek başına sporda ani
lım göstermek, bireylerde fiziksel aktiviteyi artırmada ölümlerin nedeni olmamakla beraber spora katılım
önemli bir stratejidir. Düzenli yapılan fiziksel aktivite öncesi tıbbi değerlendirme sporcuda çeşitli risk
ile birlikte kas iskelet sistemi, dolaşım sistemi, solu- faktörlerinin açığa çıkarılması ve gerekli önlemlerin
num sistemin fonksiyonlarında gelişim gözlenirken, alınabilmesi için son derecede önem taşımaktadır.

Öğrenme Çıktısı

1 Sağlık kavramını ve sporda sağlık organizasyonunu açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Haftanın her günü çift ant-


renman yapan bir hentbol
Düzenli yapılan fiziksel oyuncusunun omuz kasla-
Spor branşınızda en çok gö-
aktivitenin kişiye katkıları rında zedelenme tespit edil-
rülen yaralanma hangisidir?
nelerdir? miştir. Kas kuvveti yerinde
olan bu oyuncunun yaralan-
masının nedeni ne olabilir?

99
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

SPOR YARALANMASI VE ETKİLİ dayanıklılık, güç, koordinasyon, çevik-


FAKTÖRLER lik, hız ve reaksiyon zamanı gibi fiziksel
Vücuttaki dokuların hareket sırasında oluşan uygunluk parametrelerinin yetersizliğin-
strese karşı dayanabildikleri bir sınır vardır. Bu sınır de de yaralanma riski taşır.
aşıldığı zaman vücut yapılarında yaralanma mey- • Biyomekanik dizilim bozuklukları
dana gelir. Vücut yapıları üzerindeki yaralanmaya • Yetersiz uyku
neden olan bu zorlanmayı artıran risk faktörleri • Yetersiz beslenme
bulunmaktadır. Bu risk faktörleri 2’ye ayrılır:
• Yetersiz sıvı alımı
1. Kişinin kendisinden kaynaklı faktörler (İç-
• Psikososyal faktörler: Spor sahasındaki
sel Faktörler)
gerilim sporcuyu strese sokabilir ve bu
• Önceki Yaralanma Öyküsü: Sporcu tam stres karşısında sporcu yorgunluk ve
olarak iyileşmeden tekrar sporuna başla- isteksizlik duyabilir. Hataları artar, ko-
mışsa tekrar yaralanma olasılığı çok faz- ordinasyonu bozulur, yaralanma riski
ladır. Bu nedenle önceki yaralanma ve artar. Motivasyon eksikliği ya da aşırı
aldığı tedavi süresi içeriği önemlidir motivasyon durumunda da sporcu yara-
• Yaş: 12-15 yaş aralığında, adölesan dö- lanmaya açık hâle gelebilir.
nemde boy artışı ile karşımıza çıkan hızlı • Yorgunluk
büyüme döneminde kemik gelişimine
• Yaralanma korkusu
oranla, kas gelişiminin ve esnekliğinin
aynı şekilde artmaması sonucunda ya- • Tecrübesizlik-sportif beceri eksikliği
ralanma riski artar. Ayrıca, bu yaş dö- • Konsantrasyon eksikliği
neminde ergenlik çağı hormonlarının • Hazır hissetmemek
artması da yaralanmalarda rol oynar. Ek
olarak bu döneme özgü dikkatsiz ve atıl-
gan davranışlar ile psikolojik özelliklere Fiziksel Uygunluk: Yorgunluk olmaksızın
eklenen motor beceri azlığı, koordinas- mesleki, boş zaman ve günlük yaşam aktivitele-
yon ve denge becerilerindeki yetersizlik rini başarılı bir şekilde yapma ve bu uygunluğu
de yaralanma için uygun koşulları oluş- yaşam boyu devam ettirebilme yeteneğidir.
turur. Yaşlanma ile birlikte ise vücuttaki
yapım-yıkım olaylarının oranının bozul-
ması, doku esnekliğinin, kas kitlesinin ve 2. Çevresel faktörler
maksimal oksijen tüketiminin azalması • Ekipman (Koruyucu/ Ayakkabı)- Ze-
yine yaralanmalar için risk oluşturur. min: Spor ayakkabı ve oynanan zemin
• Cinsiyet: Kadınların anatomik ve fizyo- arasındaki etkileşim özellikle bacak böl-
lojik yönden farklılıkları, bağ yapıları- gesinde görülen yaralanmalar için risk
nın daha gevşek olması, erkeklerin kas taşır. Kaymayan şekilde tasarlanan saha-
kitlesinin kadınlarınkinden farklı olması lar özellikle diz yaralanmalarına neden
nedeniyle özellikle bazı yaralanma türle- olur. Bunun yanı sıra giyilen ayakkabı-
ri açısından kadınlar erkeklere göre daha nın yapılan spora uygun olması, ayağı ve
risk altındadır. Çocukluk ve adölesan dö- parmakları sıkmaması, eklem hareketle-
nemde ise erkeklerin yaralanma açısın- rini engellememesi gerekmektedir. Aksi
dan daha riskli olduğu belirtilmektedir. hâlde yaralanma riski artmış olur.
• Yetersiz Fiziksel Uygunluk Düzeyi: Fi- • Işıklandırma
ziksel uygunluk, yorgunluk olmaksızın, • Oynanan pozisyon
mesleki, boş zaman ve günlük yaşam • Hava koşulları: Aşırı sıcakta sıcak çarp-
aktivitelerini başarılı bir şekilde yapma maları soğuk ve nemli ortamlarda donma
ve bu uygunluğu yaşam boyu devam et- gibi sağlık sorunları oluşabilir. Uluslarara-
tirebilme yeteneğidir. Sporcu, sporunun sı spor karşılaşmalarının yapılabilmesi için
gerektirdiği kalp-solunum uygunluğu, maks ortam sıcaklığının 25ºC ve mini-
esneklik, kuvvet, vücut kompozisyonu, mum sıcaklığı 16ºC olarak belirtilmiştir.

100
Spor ve Sağlık Bilimleri I

• Spor tipi
• Aşırı antrenman/Maç yoğunluğu
• Teknik yanlışlıklar
• Sporcu-antrenör anlaşmazlığı
Hareket sistemi yaralanmaları, sportif aktiviteler sırasında sıklıkla rastlanan yaralanmalardır. En sık
gözlenen spor yaralanmaları aşağıdaki gibidir:
• Bağ zedelenmesi
• Kırıklar ve beraberinde oluşan yumuşak doku hasarı
• Eklem ve kıkırdak zedelenmeleri
• Kas lifi kopmaları dikkat
Spor yaralanmalarına zemin hazırlayan risk
• Kas ezilmeleri
faktörlerinden bazıları değiştirilebilir özellik-
• Tendon yaralanmaları (kanama ya da kopma) teyken bazıları değiştirilemez niteliktedir.
• Burkulmalar
Kas, tendon veya bağ dokusu yaralandığı zaman bölgedeki kan damarları yırtılır. Oluşan kanama hızla
çevre dokulara yayılır ve şişliğe neden olur. Şişlik dokularda basınç artmasına yol açar ve bunun sonucunda
ağrı ve hassasiyet gelişir. Kanama, şişlik ve basınç artışı iyileşme sürecini geciktirir. Yapılan ilk yardımla ka-
nama kontrol altına alınarak, iyileşme sürecine destek verilir. Çok farklı sayıda ve çeşitte spor yaralanması
olmasından dolayı, standart bir tedavi protokolü oluşturmak imkansızdır. Fakat, yine de ilk yardım tedavi
prensiplerini bilmek önemlidir.

Öğrenme Çıktısı

2 Spor yaralanması ve etkili faktörleri açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sporcu özellikle yüksek per-


formans göstermesi gereken
Spor yaralanmaları açısın- Spor branşınız spor yaralan-
aktivitelerde çabuk yoruluyor
dan biyomekaniksel dizilim malarına neden olan faktör-
ve sıklıkla düşüyorsa spor ya-
bozukluğunun nasıl bir et- lerden hangisi/hangileri ile
ralanmalarına hazırlayıcı fak-
kisi vardır? Açıklayın. daha ilişkilidir?
törlerden hangisi/hangilerinin
etkin olduğunu düşünün?

SPOR YARALANMALARININ ÖNLENMESİ


Tüm dünyada, sporu bilimsel temel ışığında geliştirmeye çalışan ülkeler, yaralanmaların önlenmesi ko-
nusuna ciddi kaynak ayırmakta ve rutin antrenman programına koruyucu oldukları belirtilen programları
dahil etmektedirler. Spor yaralanmaları, yaralanmalara neden olan risk faktörlerinin belirlenip, bu risk
faktörlerine yönelik yapılan müdahalelerle önlenebilir ve/veya sıklığı azaltılabilir. Spor yaralanmalarını
önlemek için yapılabilecek müdahaleler, ekipman desteği (breysler, ortezler, koşu zeminleri, kıyafet ve
ayakkabı), eğitim (kas kuvveti, enduransı, eklem hareket açıklığı, reaksiyon zamanı ve propriosepsiyon),
kurallar ve düzenlemeler şeklinde kabaca açıklanabilir.

101
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

Daha iyi anlaşılması adına, spor yaralanmalarını riski oluşturduğu düşünülmektedir. Bir yaralanma
önleme programını bir piramid gibi düşünüp her varlığında, hangi seviyede sporcunun fonksiyona
bir basamağın bir diğeri için temel olduğunu var- başlayabileceği ya da, bir yaralanma sonrası spor-
saymak, yaralanmaları önlemeye yönelik en güncel cunun ne zaman spora dönmesi gerektiği sporcu
yaklaşımdır. Spor yaralanmalarını önlemede hedef sağlığı konusunun en kritik kararlarından biridir.
bir spor branşı, cinsiyetlere özgü spor branşları vb. Bu yüzden, önceki yaralanmalar ve rehabilitasyon
olabileceği gibi çok sık rastlanan spesifik bir yara- süreci, piramitte en üst noktada kendine yer bulur.
lanma tipi de olabilir. Daha sonraki adım hedefle- Önceki yaralanmalar, sporcular için tekrar yaralan-
nen grup üzerinde yapılan risk faktörü analizidir. ma açısından büyük bir risk oluşturur. Kişisel fak-
Bu analizler yapılırken kişisel ve çevresel faktörler törlerin olduğu kadar, çevresel risk faktörlerinin de
bir bütün olarak ele alınmalı, sporcu her yönüyle en aza indirilmesi yaralanmaları önlemede odakla-
değerlendirilmelidir. Özellikle sezon öncesi yapılan nılması gereken parametrelerden biridir. Koruyucu
risk faktörü analizi, riskli sporculara odaklanılma- ekipman kullanımı özellikle futbol, hokey ve beyz-
sını ve sezon başlamadan eksikliklerin giderilerek bol gibi takım sporlarında yaralanma oranını (pa-
olası yaralanmaların önüne geçilmesini sağlar. Ge- ralizi veya ölüm) oldukça azaltır. Dişliklerin kulla-
lecekteki yaralanmaların en iyi belirleyicisi olarak nımı benzer şekilde diş yaralanmalarını azaltan bir
“önceki yaralanma hikayesi” varlığı gösterilmektedir. durumdur. Dış ayak bileği destekleri, herhangi bir
Sporcu sezon öncesi değerlendirmesi yapılırken bu yaralanma sonrası tekrar oranını oldukça azaltmak-
gözle değerlendirilmeli, aynı zamanda, oyuncunun tadır. Çim zeminler elit düzeydeki sporcular için
yaşının da yaralanmanın tekrarlanmaması için bir daha güvenli olduğu, yapay zeminlerin ise daha az
risk faktörü olup olmadığı göz önünde bulundu- profesyonel sporcular için daha güvenlidir.
rulmalıdır. Bu noktada, sporcunun ve antrenörün
önceki ve gelecekteki teknik ve taktik bilgisi de
yaralanmaların önlenmesinde üstünde durulması
gereken diğer bir konudur. Özellikle takım spor- Önceki yaralanma-Etkin
rehabilitasyon süreci
larında, yeni ve özellikli bir sporcunun transferi,
takımdaki diğer sporcuların taktik ve teknik ola-
rak yenilenmesini gerektirebilir. Piramitteki ikinci Hareket Verimliliğinin Arttırılması
basamak ise yüklenme yönetimidir. Hem yetersiz
hem de aşırı yüklemeler yaralanma riskini artırır, Atletik gelişim, kuvvet ve
fiziksel uygunluk seviyesini ve takım performansı- kondisyon kalitesinin iyileştirilmesi
nı düşürür. Sporcularda yüklenme programını be-
lirleyen kişinin, bireysel bir program oluşturması,
Yüklenme yönetimi
ani çıkışlardan ziyade kademe kademe ilerlemesi ve
bu ilerlemedeki izlenen protokolün gerekliliğinin
antrenörlerce bilinmesi beklenmektedir. Yaralan- Bir Hedef Belirleme-Risk Föktörü
ma önleme piramidinde üçüncü basamak ise atletik analizi
gelişim, kuvvet ve kondisyon kalitesinin iyileştirilme-
sidir. Sporcular yaptıkları sporun gerekliliklerini Şekil 4.1 Spor Yaralanmalarını Önleme Piramidi.
yerine getirecek kadar kuvvetli ve dayanıklı değil-
lerse, yaralanma gerçekleşir. Takım fizyoterapist- Görüldüğü gibi spor yaralanmalarının önlen-
leri, her oyuncuyu atletik gelişim açısından değer- mesi çok faktörlü bir denklem gibidir. Tanımlanan
lendirmeli, bireysel kuvvetlendirme ve dayanıklılık her bir basamak birbirine temel oluştururken aynı
programı oluşturmalıdır. Spor yaralanmalarının zamanda çok farklı durumlardan da etkilenmekte-
önlenmesi açısından bir diğer basamak hareket ve- dir. Genel anlamı ile özetlemek gerekirse spor ya-
rimliliğidir. Sporcu atletik açıdan geliştikçe sportif ralanmalarının önlenme stratejisi temelde kişisel ve
beceri ve verimlilik de artar. Bu basamakta sporcu- çevresel risk analizi yapılması ve tespit edilen riskle-
nun bu potansiyelini güvenli ve etkili bir şekilde re yönelik etkin müdahale edilmesine dayanır.
kullanıp kullanamadığı değerlendirilir. Verimli ol-
mayan hareket paternlerinin bu nedenle yaralanma

102
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Öğrenme Çıktısı

3 Spor yaralanmalarının önlemlerini kavrayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Özelleşmiş spor yaralan- Spor branşınıza özgü bir


Etkin bir sezon öncesi de-
malarını önleme program- spor yaralanmasını önleyici
ğerlendirmede sporcuda ne-
ları var mıdır? Varsa birini program biliyor musunuz?
ler değerlendirilmelidir?
açıklayın. Paylaşın.

SPOR YARALANMALARINDA İLK açısından bakıldığında ise yaralanmaların büyük


YARDIM İLKELERİ VE ÖN TEDAVİ bir oranı hafif yaralanmalardır, fakat antrenör
veya sağlık elemanı daha ciddi yaralanmaların
İlk yardım; herhangi bir nedenle yaralanan ya
olabilirliğine karşı hazır olmalıdır.
da aniden hastalanan kişilere, sağlık personeli ta-
rafından kişilerin sağlık durumlarının daha da • Nabız: Kalbin kasılmaları sonucu oluşan
kötüleşmesini önlemek adına, olayın oluştuğu damarlardaki basınç dalgalanmalarıdır. Na-
yerde, eldeki olanaklar kullanılarak geçici olarak bız atım sayısı yetişkinlerde 60-100, çocuk-
yapılan ilaçsız müdahalelere denir. İlk yardım ta- larda 80-100 arasındayken sporcularda 40-
nımında belirtilen amaç doğrultusunda hasta veya 60 arasındadır. Sıklıkla el bileği hizasından
yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ön kol damarı nabız sayısı (Bileğin iç yüzü,
gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan eğitim almış başparmağın üst hizası) ölçülür. Eğer na-
kişi ya da kişilerdir. İlk yardımın öncelikli amaçla- bız el bileğinden hissedilemezse boyundan
rı; hayati tehlikenin ortadan kaldırılması, yaşamsal şah damarı nabzına (âdemelmasının her iki
fonksiyonların sürdürülmesinin sağlanması, hasta/ yanı) bakılır. Sıvı kaybında veya kanama
yaralının durumunun kötüleşmesinin önlenmesi, sonucu oluşan şokta nabız hızlı ve zayıf-
iyileşmenin kolaylaştırılmasıdır. tır. Nabız alınamaması o damarda bir ha-
sar olduğunun veya kalbin durmasının bir
Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise
işaretidir. Nabız ölçümü ve deri rengi, kan
aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir:
akımının önemli göstergelerindendir.
• Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi
• Solunum: Normal nefes alma kolay olup so-
• Solunumun değerlendirilmesi (Bak-Dinle- lunum sayısı 12-20 dakikadır . Sporcularda
Hisset) solunum sayısı dakikada 6-8 arasındadır.
• Dolaşımın değerlendirilmesi (Şah damarın- Eğer yaralanmadan sonra, solunum yüzeysel
dan 5 saniye nabız alınarak yapılır) ise bu şok belirtisi olabilir. Solunum daha de-
İlk yardımın birinci amacı yaşamı kurtarmak rinleşip, kesilmiş veya zor nefes alınıyor gibi
olduğundan, kalp dolaşım sistemiyle birlikte sant- ise hava yollarının tıkanmış olma ihtimali
ral sinir sistemi fonksiyonlarının canlandırılması vardır. Ağızdan ve burundan kan gelmesi ile
ilk hedef olmalıdır. Muayene sırasında hızlı bir öksürük ve köpüklü tükürük ise akciğerdeki
şekilde hayati dokuz bulgu-nabız, solunum, kan bir yaralanmayı işaret ediyor olabilir.
basıncı, vücut sıcaklığı, cilt rengi, göz bebekleri, • Kan basıncı: İç organ yaralanmaları, şiddetli
bilinç durumu, hareket yeteneği ve ağrıya tepki kanama veya kalp krizinde kan basıncının
değerlendirilir. Semptomlar hakkındaki bu değer- önemli ölçüde düşmesiyle şok oluşur.
lendirme ile birlikte fiziksel değerlendirme, tanı • Göz bebekleri: Göz bebeklerinin genişlemesi
ve tedavi için temel oluşturur. Spor yaralanmaları bilinç kaybını gösterir. Kafa travması, şok,

103
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

sıcak çarpması, kanama veya kalp durma- doku ve hücreler için hayati önem taşır. Oksijensiz
sından sonra tek taraf veya her iki taraflı göz kalan kalp kısa bir süre sonra tehlikeli aritmiler gös-
bebeği genişlemesi gözlenebilir. Göz bebe- terir. Beyinde ise ilk 4-6 dakikada geri dönüşümsüz
ğinin ışığa karşı normal tepkisi daralma değişiklikler başlar. Kalp-solunum canlandırmasına
şeklindedir. Eğer ışığa tepki alınamıyorsa (KSC) hızlı bir şekilde başlanması için uygun bir
yukarıda belirtilen problemlerden herhangi genel değerlendirme yapılması şarttır. KSC uygula-
biri gelişmiş olduğu düşünülmelidir. yıcısı daha önceden eğitim almış bir kişi olmalıdır.
• Vücut sıcaklığı: Normal vücut sıcaklığı 37oC KSC’ye başlamadan eğer hava yolunda bir tıkanma
civarındadır. Vücut ısısı şok ve sıvı kaybı ol- varsa hızlı bir şekilde hava yolunun açılması gerekir.
duğunda azalırken enfeksiyon ve sıcak çarp- Hava yolunun açmak için kişi sırtüstü yatırılır, bir
ması durumunda artma eğilimindedir. el ile baş geriye doğru alınırken ve diğer el ile çene
yukarı doğru çekilir. Suni solunumla, hava yolunu
• Cilt rengi: Egzersiz sonrasında normal cilt
açılarak ağızdan ağıza solunum ile solunumun ida-
görünümü kırmızı ve parlaktır. Hipertansi-
mesi, oksijenin dokulara ulaştırılması sağlanır. So-
yon, karbonmonoksit zehirlenmesi ve sıcak
lunum kaybına ek olarak kalp atımının durmasına
çarpmalarında deri rengi kırmızıya dönüşür.
yönelik de göğüs kafesi dışından baskı uygulanarak
Soluk veya gri deri rengi, dolaşım sisteminin
kalp masajı yapılır. Eğer KSC’yi tek kişi yapıyorsa,
yetersizliğini gösterir. Mavi renkte bir deri
KSC sırasında 15 kalp masajına karşılık 2 solunum
ise oksijenin yetersizliğinin belirtisidir.
olacak şekilde devam edilmelidir. Kalp masajı sıra-
• Bilinç durumu: Normal bir kişi, kendine sında dakikada 80-100 baskı uygulanacak şekilde
yöneltilen tüm uyarılara cevap verir. Bilinç uygulama yapılmalıdır. Kalbin rutin atımları başla-
düzeyi yaralanmanın ağırlığını gösterir. yınca uygulanan baskı kesilir.
Bilinç düzeyleri;
• Kişinin bilinci yerinde= Tüm uyarılara
cevap verir.
• 1 Derece Bilinç Kaybı = Sözlü ve dikkat
gürültülü uyaranlara cevap verir. Kalp-Solunum Canlandırması uygulaya-
cak kişi mutlaka eğitim almış olmalıdır.
• 2 Derece Bilinç Kaybı = Ağrılı uyaranlara
cevap verir.
• 3 Derece Bilinç Kaybı = Tüm uyaranlara Eğer kanama varsa kanamayı kontrol altına al-
karşı tepkisizdir, cevap vermez. mak için yara üzerine kompresyon uygulanır, yara-
• Hareket Yeteneği: Sporcunun alt ve üst uzuv- lanan bölge kalp seviyesinden yukarı kaldırılır ve
larının hareketinin varlığı gözlenir. Özellik- turnike uygulanır. Kol ve bacak üzerine uygulanan
le omurlara alınan bir darbe sonucu kırık turnikenin süresi önemlidir. Çok sıkı şekilde yapıl-
varlığında omurilik yaralanması görülebilir. mış turnike 10 dakikadan sonra pıhtılaşmaya ne-
Böyle bir durum varsa hastanın taşınmasın- den olabilir fakat gevşek yapılan turnike de kana-
da çok dikkatli olunması ve omurların sa- manın durmasını sağlayamayacağı için işlevsizdir.
bitlenerek taşınması gerekmektedir. Dolaşımsal olarak yetersizlik varsa doku kan-
• Ağrıya tepki: Göğüs kafesinin ön tarafına lanması bozulur ve şok gelişebilir. Şok belirtileri;
(iman tahtası üzerine) uygulanan bir ba- derinin soluklaşması, nabzın hızlanması ve zayıf-
sınç ya da aşil tendonunun sıkıştırılması laması, soğuk terleme, göz bebeklerinin genişle-
ile ağrı oluşturularak tepkinin nasıl olduğu mesi ve canlılığının kaybı, kan basıncı düşmesi ve
değerlendirilir. soluk alma hızının artması olarak sayılabilir. Şok
varlığında ilk yapılacaklar; hastanın bir battaniye
Yukarıda belirtilen değerlendirmeler kısa sürede
ile sarılarak ısıtılması, damar yolunun açılması ve
yapıldıktan sonra gerekiyorsa en hızlı şekilde temel
bacaklarının yukarı kaldırılmasıdır.
yaşam desteği (TYD) sağlanmalıdır. TYD solunum
veya kalp durması geçiren sporcunun solunumunu Boğulma üst solunum yolunun herhangi bir
ve kalp atımını tekrar başlatmak için uygulanan, şekilde tıkanması sonucu ortaya çıkar. Böylece
acil hayat kurtarma prosedürüdür. Oksijen tüm akciğerlere hava gelmez ve yaşam tehlikeye girer.

104
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Boğulma; kuru boğulma, yaş boğulma ve ikincil boğulma şeklinde üç farklı durumda görülebilir. Kuru
boğulma, akciğerlere sıvı dolmadığı hâlde hava yolunun kapanmasına bağlı solunumun durması iken yaş
boğulma akciğerlerin dolan sıvı nedeniyle havalanamamasına bağlı gelişir. İkincil boğulma ise esas boğul-
madan kurtulan kişinin 15 gün sonra akciğerde gelişen ödem, kapanma vb. nedenlerle kaybedilmesidir.
Boğulan bir kişiye ilk yardım, sudan çıkarılma ile başlar. Yutulan su miktarı durum ciddiyetini artırır.
Soğuk suda boğulmada bir kişinin yaşama şansı, ılık suya göre daha fazladır. Kişi sudan çıkarıldıktan sonra
yapılacak ilk iş, üst solunum yolunu tıkayan nesnelerin temizlenmesi ve hava yolunun açılmasıdır. Kısa
sürede KSC yapılmaya başlanmalıdır.
Donma ise ortam sıcaklığının çok düşük olması sonucuna bağlı olarak vücutta bir takım belirtilerin
ortaya çıkmasıdır. Donma sürecinden kişinin ne kadar etkileneceği, soğuğa maruz kalma süresine bağlıdır.
Hafif hipotermide rektal ısı 33-35 derecedir üşüme, titreme kas spazmı görülür. Orta hipotermide rektal
ısı 30-33 derecedir. Bilinç kaybı gelişebilir, yoksa da aşırı yorgunluk vardır hafıza koordinasyon bozulmuş
hâldedir. Ağır hipotermide ise bilinç kaybı vardır, gözbebekleri genişlemiş, kalp atımı zayıflamıştır. Hare-
ketsizliğe müsaade edilmez. Orta hipotermide ise dışarıdan bir ısıtıcıya gereksinim vardır. Eğer imkân varsa
40oC’lik bir banyoya sokmak etkili bir tedavidir. Vücut temasıyla ısı transferi, imkanların kısıtlı olduğu du-
rumlarda uygulanabilir. Bilinç kaybı yoksa ılık içecekler verilebilir ve kalp atımları takip edilmelidir. Ağır
hipotermi durumunda özellikle göğüs, boyun ve baş bölgelerinin dikkatli ısıtılması gereklidir. Gerekiyorsa
KSC uygulaması yapılmalıdır.

Sahada Sporcunun İlk Yardım Açısından Değerlendirilmesi


Spor yaralanmaları, çoğu zaman hayati tehlike taşımasa da sporcunun kariyerini etkileyecek boyutta ola-
bilir. Bu nedenle sporcular normal hasta profilinden biraz daha farklı davranırlar ve hemen iyileşmek isterler.
Sporcularda, yaralanmanın daha ciddi boyutlara ulaşmasına engel olmak açısından ilk yardım kritik öneme
sahiptir. Hastanın da ilk yardım konusunda bilgili olması, hem tedavi süresinin kısalmasına yardımcı olur
hem de başka problemlerin ortaya çıkmasını engeller. İlk yardım uygulayıcısının en önemli görevi, daha ileri
yaralanmanın önlenmesidir. Sporcuyu değerlendirmeye başlamadan kişi hem kendi için hem de sporcu için
alanın güvenli olup olmadığından emin olmalıdır.
Yaralanmayı takiben sporcu değerlendirmesi, ilk yardım uygulayıcısının hasta bilgilerini almasıyla baş-
lar. Sporcunun kişisel bilgilerinin yanı sıra yaralanmanın nasıl ve ne zaman olduğu belirlenmelidir. Spor-
cunun davranışı ve vücut pozisyonu giderken gözlemlenmeli ve değerlendirilmelidir.
Sporcularda gözlem ve değerlendirme için TOTAPS aşamaları izlenir.

TOTAPS
Talk T Konuş

Observe O Gözle

Touch T Dokun

Active Motion A Aktif Hareket


Passive Motion P Pasif Hareket

Skill Tests S Beceri Testleri

Şekil 4.2 TOTAPS Aşamaları.

105
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

Oyuncu ve diğerlerine yaralanmanın nasıl olduğu sorulur.


Konuş Problemin ve ağrının nerede olduğu sorulur.

Genel görünüme bakılır.


Yaralanan bölge diğer tarafla kıyaslanarak karşılaştırılır.
Gözle Belirtilenden başka bir yaralanma var mı gözlenir.

Nazikçe dokunularak ağrılı nokta belirlenir.


Dokun

Sporcunun yaralanan bölgeyi hareket ettirip ettiremediğine bakılır.


Aktif
Hareket

Yaralanmış kısım nazik bir şekilde hareket ettirilir.


Pasif Ağrının derecesi ve lokalizasyonu belirlenir.
Hareket

Sporcuda kırık haricinde bir yaralanma olduğu düşünülüyorsa aşamalı


olarak ayağa kalkma, desteksiz durma gibi giderek zorluk derecesi
Beceri artan hareketler denenir.
testleri

Şekil 4.3 Spor Yaralanmasının Değerlendirilmesinde Totaps Aşamaları ve Açıklamaları.

Sporcu değerlendirildikten sonra yaralanmanın ciddiyeti ile ilgili karar verme aşaması başlar. Eğer yara-
lanmanın ciddi olduğu düşünülüyorsa ya da yaralanma hakkında tam net bir karar verilememişse sporcu
saha dışına transfer edilir. Bu noktadan sonra sporcunun doktor tarafından takibi gerekli ise gerekli yön-
lendirmeler yapılarak ilk yardım süreci başlar.

Spor Yaralanmalarında İlk Yardım


Spor sahalarında olan yaralanmalarda ilk yardım öncelikle saha içi ve/veya saha kenarında yapılmalıdır.
Bu yüzden bu tür durumlarda sağlık ekipleri her daim gerekli tıbbi malzeme ile hazır olmalıdır. Özellikle
doğası gereği yaralanmaya açık spor branşlarında tedaviye erken başlayabilmek kişide iyileşme süresini
ve istenmeyen komplikasyon riskini azaltırken, sporcunun spora erken dönebilmesini sağlar. Motor ve
bisiklet sporları başta olmak üzere tüm spor branşlarında meydana gelen kazalar sonrasında ilk prensip
tüm sporcuların ve ilk yardım personelinin güvenliğinin sağlanmasıdır. Burada amaç sporcuların yeni bir
yaralanmaya maruz kalmaması ve oluşabilecek başka olumsuzlukların önüne geçilmesidir.

Sahada Bulundurulacak İlk Yardım Gereçleri


Tüm spor karşılaşmalarında acil yardım ekipleri ileri yaşam destek sunan ambulans ile birlikte hazır
olmalıdır. Spor sahalarında uygulanacak acil ve ilk yardım oldukça önemlidir. Bu yüzden yaşam desteğini
sağlayacak olan personel ve gerekli malzemeler her daim hazır olmalıdır. Saha içi akut yaralanmalar sırasın-
da gereken malzemeler, spor kompleksinin içinde belli noktada ilk yardım çantasında bulundurulmalıdır.

106
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Spor sahalarındaki ilk yardım çantasında bu- bölgede oluşan semptomları azaltmaktır. Sporcu-
lunması gereken malzemeler sıradaki gibidir: nun kıyafetleri ve koruyucu ekipmanlar yaralanan
1. Pansuman Malzemeleri bölgeyi uygun bir şekilde gösterecek kadar çıkarıl-
malıdır . Olayın oluş şekli iyi değerlendirilmeli ve
• Alkollü pamuklar veya tamponlar, kapamalar
bu bilgilerin ışığında tedavi gerçekleştirilmelidir.
• Gazlı bez, sargı bezi
Yaralanma sonrası, ilk fizyolojik cevap doku içi-
• Pamuk ne kanama olmasıdır, bunu ödem (şişlik) takip eder
• Batikon, oksijenli su, alkol ve yaralanan bölgede ağrı ve hassasiyet gelişir, ciltte
• Flaster (alerjik olmayan) sıcaklık artışı ve kızarıklık görülür. Vücudun koru-
• Boyunluk ma mekanizması devreye girer, yaralanan bölgenin
daha az hareket ettirilmesi için çevre kaslarda spazm
2. Araç-gereçler meydana gelir. Kanama şişlik, ağrı ve hassasiyete
• Tansiyon aleti, steteskop yol açtığından kanamayı durdurmak birinci ön-
celikli olmalıdır. Ön tedavinin amacı; kişide ağrıyı
• Trakea tüpü
azaltmak, oluşan şişliği ya da eziklik durumunu
• Dil baskısı minimale indirmek ve bireyde hem ağrıyı azaltmak
• Termometre hem de bunun yanı sıra yaralanmış bölgede ola-
• Otoskop-oftalmoskop bilecek ek stresleri önleyebilmek için gerekli mik-
tarda hareketsizlik durumunu sağlamaktır. Ayrıca
• Plastik steril enjektörler
yaralanmanın ciddiyet derecesine bağlı olarak bir
• Cerrahi eldiven süre için sportif aktivitelerden uzak kalınmalıdır.
• Steril dikiş seti Özellikle sporcularda görülen kas iskelet sistemi
• Bistüri, makas, çengelli iğne yaralanmalarını tedavi etmede kullanılan en güncel ilk
• Lastik turnike yardım metodu “POLICE” olarak bilinen yöntemdir.
• Eklemler için özel bandajlar
• Splintler POLICE Protokolü
P (Protection), Koruma: Yaralanmış bölge ko-
3. İlaçlar rumaya alınır.
• Soğuk sprey, Antiseptik pomat ve sabun OL (Optimal Loading), Uygun dozda yüklen-
• Antifungal pomat me: Eski protokolde (PRICE) yaralanmış bölgenin
• Glukozsolüsyonu istirahat etmesi sağlanarak iyileşmenin hızlanması
• Serumfizyolojik beklenirdi ama yapılan çalışmalarla uygun düzeyde
yüklenme ile dokuda iyileşmenin daha iyi olduğu
• Analjezik ve NSAİ ilaçlar
gözlenmektedir.
• Antiasit, antihistaminik, antiemetik
I (Ice), Buz: Yaralanan bölgeye 2 saat arayla
• Kimyasal soğutucu ve ağrı kesici spreyler on beşer dakikalık buz uygulaması yapılır. Bu-
• Göz temizleyicileri zun direkt deriye temas etmesi önlenmeli, müm-
• Diyarekekabızlıkiçinilaçlar künse yaralanan bölge bandajlandıktan sonra
• Astım ilaçları uygulanmalıdır.
• Kodein C (Compression), Kompresyon: Yaralanan böl-
ge elastik bandaj ile bandajlanarak kompresyon
• Pudra
sağlanır. Böylece yaralı bölgenin hem desteklenerek
• Vazelin hareket etmesi kısıtlanır hem de şişmesi engellen-
miş olur.
Spor Yaralanmalarında Ön Tedavi E (Elevation), Elevasyon: Yaralanmış bölge kalp
Sporcularda ilk yardıma başlamadan önce spor- seviyesinden daha yukarı doğru kaldırılarak zede-
cuda yaralanmanın şiddeti ortaya konulmalıdır. lenmiş dokuda yerçekimine bağlı olarak gelişen şiş-
Uygulanacak ön tedavide öncelikli amaç yaralanan liğin (ödem) oluşması engellenmiş olur.

107
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

Koruma - Protection (P) Soğuk uygulama ile yaralanmaya yakın bölge-


Korumanın amacı, yaralanmış dokuyu daha ile- lerde görülen kas spazmları azaltılabilirken yara-
ri yaralanmalara karşı korumak ve vücudun yeterli lanmış sahanın metabolik ihtiyaçları da azalır. Ek
ve etkili doku iyileşme mekanizmalarını devreye olarak soğuk etkisi ile uygulanan bölgedeki yumu-
sokarak doku iyileşmesine izin vermektir. Burada şak dokuda sertlik oluşur ve bu durum o bölgedeki
istenilen zedelenen dokunun aşırı hareketine izin hareketlerin yavaşlamasını sağlar. Bu sayede soğuk
vermemektir. Dokunun korunması ve optimal de- uygulama ile ilk yardımın diğer bir parçası olan
nilen uygun ve yeterli stresle yüklenmesi iyileşmeyi “koruma” fazına da destek verilmiş olur.
kolaylaştırır. Yaralanmadan sonra erken dönemde Soğuk Tedavisinin Uygulama Prensipleri
vücudun kendi kendini iyileştirmesini sağlayan en
önemli tedavi seçeneği yaralanan kısmın kontrollü Soğuk tedavisi; soğuk torbalar, soğuk suya dal-
kullanımıdır. Bunun için kol ya da omuzda olan bir dırma, buz masajı, kimyasal buz torbaları, soğuk
yaralanma için üçgen askı, kalça, bacak veya ayakta havlular, soğuk kimyasal spreyler, soğuk su ile
olan bir yaralanma için ise mutlaka koltuk değneği doldurulmuş basınçlı ortezler gibi birçok şekilde
verilerek yaralanan bölgenin tam olarak korundu- uygulanabilir. Soğuk tedavisi, spor yaralanması ol-
ğundan emin olunmalıdır. Fakat bu durum, yara- duğu anda yaralanmış kısmın üzerine uygulanarak
lanan doku haricinde diğer vücut bölgelerini de başlamalıdır. Uygulama ile ilgili dikkat edilmesi ge-
kapsayan uzun süreli hareketsizlik anlamına gelme- reken noktalar aşağıda sıralanmıştır;
mektedir. Bu şekilde hareketsiz kalmak, zararlıdır 1. Soğuğun etkisinin görülmesi için uygulama
ve dokuların kuvvetini olumsuz yönde etkiler. süresi minimum 12-15 dk. maksimum 30
dk. olmalıdır.
2. Yaralanma derindeyse minimum süre 15
Uygun Yüklenme - Optimal Loading (OL)
dakikadan biraz daha uzun olabilir.
Uygun yükleme, vücudun normal çalışma me-
3. Buz uygulandığında ilk 3 dakika içinde so-
kanizması ne gerektiriyorsa, vücut dokuları üzerinde
ğuk hissedilir. 2-7. dakikalar arasında önce
uygulanan dengeli yüklenme olarak tanımlanabilir.
yanma, ısınma sonra ağrı ve acı hissedilir.
Uygun yüklenme ile bağ doku, tendon kas ve sinir
Son olarak üçüncü aşamada ise lokal hissiz-
yapısına ve fonksiyonuna uygun olarak iyileşme sağ-
lik ve uyuşma hissi algılanır. Bu hisler için
lanır, hareketsizliğin yarattığı olumsuz etkilerden ko-
sporcuya öncesinde bilgi verilmelidir.
runulmuş olur. Uygun yükleme, yaralanmış bölgeyi
koruyarak ek kanama ve şişliğe neden olmadan aşa- 4. Soğuk uygulama genellikle sporcu yaralan-
malı olarak dokuya yüklenilmesi hâlidir. dıktan sonraki ilk 24-48 saat içinde kullanı-
lır. Fakat yaralanmanın çeşidine göre tedavi
amaçlı olarak buz kullanımına 7-10 güne
Soğuk (Buz) Uygulama - Ice (I) kadar devam edilebilir.
Kas- iskelet sisteminde gerçekleşen bir yaralan- 5. Buz uygulaması ilk 24 saatte her 2 saatte bir
mada ilk olarak genellikle soğuk uygulanır. Soğu- şeklinde uygulanırken daha sonra sıklık 4-6
ğun temel etkisi yaralanmaya bağlı olarak doku saatte bir şeklinde uygulanabilir.
dışında gözlenen ya da doku içine doğru olup 6. Soğuk uygulama sırasında kullanılan buz
gözlenemeyen kanamanın artmasını engelleyerek kalıpları veya jeller kesinlikle direkt cilde
şişmeyi azaltmaktır. Aynı zamanda 15 derecenin temas etmemelidir. Cilt ile soğuk uygulama
altındaki sıcaklıklar ağrının algılanmasını sağlayan materyali arasında mutlaka bir ara bez/hav-
sinir liflerinin çalışmasını yavaşlatarak ağrının daha lu /bandaj konulmalı uygulama öncesinde
az hissedilmesini sağlar. Soğuk uygulama her ne ka- bu bez/havlu/bandaj ıslatılmalıdır.
dar ağrıyı azaltmak için kullanılsa da, uygulamadan
7. Soğuk uygulama sırasında, uygulama yapı-
sonraki 5-60 sn içinde daha çok ağrı hissedilmeye
lan bölge takip edilmeli aşırı morarma, do-
başlar ama bir müddet sonra ağrı doğrusal bir bi-
laşımsal bozukluk gözlenirse soğuk tedavisi
çimde azalır. Ağrı azaldıkça onun yerini bir iğnelen-
uygulanmamalıdır.
me daha sonra da uyuşma hissi alır. Soğuk uygula-
ma ile ağrıyı tümüyle geçirmek mümkün değildir. 8. Bazı kişiler buz uygulaması sırasında, rahat-
sızlık hissedebilir ve mide bulantısı yaşaya-

108
Spor ve Sağlık Bilimleri I

bilirler. Böyle bir durum olursa buz yerine normale dönmesi sağlanmalıdır. Daha sonra ban-
soğuk su tercih edilmelidir. daj tekrar yapılabilir. Basınç bandajı, mutlaka uy-
9. Eğer açık yara varsa buz torbası direkt yara gulanan bölge kalp seviyesinden daha yukarıda tu-
üzerine uygulanmamalıdır. tularak uygulanmalı ve mümkünse işlem bitimine
kadar elevasyonda tutulmalıdır. Uygulama yapılır-
10. Özellikle romatolojik problemi olan hasta-
ken bandajın yönü kalbe doğru olmalı, uygulama
larda soğuk uygulama farklı reaksiyonlara
bölgesinde ilk olarak daha alt seviyeden başlanarak
neden olabilir, dikkatli uygulanmalıdır. Yine
kalbe doğru ilerlenmelidir. Örneğin ayak bileğine
benzer şekilde soğuk alerjisi olan kişilerde
bir bandaj uygulanacaksa, ayak parmaklarından
soğuk uygulama sonrası döküntü ve eklem
başlanarak bandajlama yapılması daha uygun olur.
ağrıları görülebilir dikkatli olunmalıdır.

Kompresyon - Compression (C) Elevasyon (E)


En basit tanımlama ile elevasyon, yaralanmış
Kompresyon uygulaması ile yaralanmış bölge
bölgeyi kalp seviyesinin üzerine yükseltmektir.
üzerinde basınç oluşturarak kanamayı durdurmak,
Amaç yaralanma sonrası gelişen ödemin (şişlik)
kontrol altına almak ve şişliği önlemek amaçlan-
kontrol edilmesi ve en kısa sürede azaltılmasıdır.
maktadır. Bu durum sıvı birikmesi için gereken
Pratikte yaralanan bölge kalp hizasından yuka-
boşluğun mekanik olarak azaltılması ile sağlanır.
rı kaldırılıp, altına yastık veya tabure vb. destek
Çoğu durumda akut yaralanmalar sonrasında uy-
konularak elevasyon sağlanır. Soğuk ve kompres-
gulanan lokal kompresyon, soğuk ve elevasyonun
yonla birleştirilerek her 2 saatte bir 20 dk. süre ile
önemli tamamlayıcılarından biridir. Kompresyon
uygulanabilir. Kanamanın ve şişliğin fazla olduğu
uygulamak için genellikle elastik bandaj kullanılır.
durumlarda 24-48 saat süreyle elevasyona devam
Bazen yaralanan bölgeye bağlı olarak halka ve alt
edilebilir.
nalı şeklinde pedler de kullanılabilir. Dolaşımsal
problem yaratmamak için, bandaj uygulaması spi- Spor yaralanmalarından sonra uygulanan ilk
ral şeklinde ya da 8 şekilli olarak uygulanmalıdır. yardım protokolü, akut evre sonrasında yerini uy-
Kompresyon uygulamasından sonra mutlaka uy- gun rehabilitasyon programına bırakır. Sporcu sağ-
gulama yapılan bölgenin alt kısımları incelenme- lık profesyonelleri tarafından medikal yönden daha
li, renk değişikliği veya beyazlama varsa dolaşımın ayrıntılı olarak değerlendirildikten sonra gerekirse
etkilendiği düşünülerek bandaj çözülmeli rengin rehabilitasyon sürecine alınır.

Öğrenme Çıktısı

4 Sporda ilk yardımın temel ilkelerini sıralayabilme


5 Spor yaralanmalarında ön tedavi hakkında bilgi sahibi olabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Spor yaralanması sonrası


Eskiden kullanılan ilk yar-
gelişen kas spazmı POLI-
dım protokolleri ile PO- Hiç yaralanma geçirdiniz
CE protokolündeki hangi
LICE protokolleri arasın- mi? İlk yardım protokolü
maddeye destek sağlar ni-
daki en büyük fark nedir? doğru uygulandı mı?
teliktedir? İlişkilendirerek
Açıklayın.
açıklayın.

109
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

1 Sağlık kavramını ve sporda sağlık


organizasyonunu açıklayabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Sağlık Kavramını ve Sporda


Sağlık Organizasyonu

Sağlık, fiziksel zihinsel ve sosyal yönden iyi olma hâlidir. Egzersiz ve spor bu bağlamda sağlıklı yaşamın vazgeçil-
mez bir ögesidir. Belirli bir spora katılım göstermek, bireylerde fiziksel aktiviteyi artırmada önemli bir stratejidir.

2 Spor yaralanması ve etkili faktörleri


açıklayabilme

Spor Yaralanması ve Etkili


Faktörler

Spor yapanların sayısı son yıllarda oldukça artmıştır. Bu uğraşlar amatör veya profesyonel olarak yapılmaktadır.
Spor yaparken ortaya çıkan yaralanmaların büyük kısmı hafif yaralanmalar olurken, çok ciddi yaralanmalarla da
karşılaşılmaktadır. Spor yaralanmaları açısından birçok faktör hazırlayıcı rol üstlenebilir. Bu faktörlerden bazıları
kişiye bağlı iken bazı faktörler de çevresel kaynaklıdır. Spor yaralanmaları genellikle kas- iskelet sistemi problem-
lerini içerir. Spor yaralanması geliştiğinde yumuşak doku cevabı olarak doku içinde kanama, ödem, ağrı, ciltte
ısı artışı ve kızarıklık görülürken aynı zamanda fonksiyon kaybı da görülür.

3 Spor yaralanmalarının önlemlerini


kavrayabilme

Spor Yaralanmalarının
Önlenmesi

Spor yaralanmaları, yaralanmalara neden olan risk faktörlerinin belirlenip, bu risk faktörlerine yönelik yapılan
müdahalelerle önlenebilir ve/veya sıklığı azaltılabilir. Spor yaralanmalarını önlemek için yapılabilecek müdahaleler,
ekipman desteği (breysler, ortezler, koşu zeminleri, kıyafet ve ayakkabı), eğitim (kas kuvveti, enduransı, eklem hare-
ket açıklığı, reaksiyon zamanı ve propriosepsiyon), kurallar ve düzenlemeler şeklinde kabaca açıklanabilir.

110
Spor ve Sağlık Bilimleri I

4 Sporda ilk yardımın temel ilkelerini


sıralayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


5 Spor yaralanmalarında ön tedavi
hakkında bilgi sahibi olabilme

Spor Yaralanmalarında İlk


Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi

Sahada, doğru yapılacak ilk ve acil yardım hayat kurtarıcı olabileceği gibi, sporcunun da kısa sürede iyileşmesine
ve komplikasyonların az olmasına neden olur. Sporcu için ilk yardımın esas prensibi zamanında ve erken mü-
dahaledir. Bu amaçla sahada görevli herkesin ilk ve acil yardımı, sağlık personeli müdahale edene kadar yapabil-
mesi gerekir. İlk gözlem ve müdahale ile dokuz hayati bulgu nabız, solunum, kan basıncı, göz bebekleri, bilinç
durumu, hareket yetisi, ağrıya cevap, cilt durumu vücut sıcaklığı değerlendirilir ve kalp-solunum canlandırma-
sının yapılıp yapılamayacağına karar verilebilir. Eğer gerekmiyorsa sporcu kas iskelet sistemi yaralanması varlığı
düşüncesiyle TOTAPS protokolüne göre değerlendirmeye alınır. Gerekli görülürse POLICE protokolüne göre
sporcunun ön tedavisi yapılır. Tedavinin ana başlıklarını; koruma, uygun yüklenme, soğuk tedavi, kompresyon
ve elevasyon oluşturur.

111
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

1 Aşağıdakilerden hangisi sporun kişiye yarattı- 6 Aşağıdakilerden hangisi spor yaralanmalarını


ğı faydalar arasında sayılamaz? önleme piramidinde ilk basamağı oluşturur?
A. Bazı kanser türlerini önler. A. Yüklenme yönetimi
neler öğrendik?

B. Diyabet riskini azaltır. B. Beceri testleri


C. Kalbi güçlendirir. C. Germe
D. Vücut esnekliğini azaltır. D. Risk faktörü analizi
E. Kasların güçlenmesini sağlar. E. Fiziksel uygunluk düzeyini geliştirme

2 Aşağıdaki faktörlerden hangisi spor yaralan- 7 Aşağıdakilerden hangisi spor yaralanması


malarına hazırlayıcı çevresel faktörler arasında yer sonrası yumuşak doku hasarı olan bir sporcuda gö-
almaz? rülen semptomlardan biri değildir?
A. Antrenör tutumu A. Ciltte kızarıklık
B. Biyomekaniksel dizilim bozukluğu B. Şişlik
C. Hava koşulları C. Ağrı
D. Spor tipi D. İğnelenme
E. Ciltte ısı artışı
E. Aşırı antrenman yoğunluğu

8 Aşağıdakilerden hangisi spor yaralanmaları


3
Aşağıdakilerden hangisi ilk yardımın ilk aşa- sonrası uygulanan kabul görmüş en güncel ilk yar-
ması olan dokuz hayati bulgu değerlendirmesi ara- dım protokolünün kısaltmasıdır?
sında yer almaz?
A. RICE
A. Nabız değerlendirmesi B. PRICE
B. Kan basıncının değerlendirilmesi C. POLICE
C. Ayakta durma durumunun değerlendirilmesi D. POLICET
D. Cilt renginin değerlendirilmesi E. RICED
E. Göz bebeklerinin değerlendirilmesi
9 Aşağıdakilerden hangisi spor yaralanmala-
rından sonra uygulanan ilk yardım protokolünün
4
Aşağıdaki spor yaralanmalarına zemin hazır- aşamalarından biri değildir?
layan risk faktörlerinden hangisi, kişiye bağlı risk
faktörleri arasında sayılır? A. Koruma
B. Dinlenme
A. Yaş C. Buz
B. Spor ayakkabı D. Kompresyon
C. Hava koşulları E. Elevasyon
D. Zemin özellikleri
E. Işıklandırma 10 Soğuk uygulama prensipleri ile ilgili aşağıda-
ki ifadelerden hangisi yanlıştır?
5
Solunumu ve nabzı olmayan yetişkin bir ki-
A. Genellikle sporcu yaralandıktan sonraki ilk 24-
48 saat içinde kullanılır.
şiye suni solunum, kalp masajı sayılarınız ne kadar B. Uygulama süresi minimum 25 dakikadır.
olmalıdır? C. Buz kalıbı direkt cilde uygulanmamalı, araya
A. İki nefes suni solunum, 15 kalp masajı bir bandaj/ havlu yerleştirilmelidir.
B. Üç nefes suni solunum, 10 kalp masajı D. Uygulama yapılan bölge takip edilmeli aşırı
morarma, dolaşımsal bozukluk gözlenirse so-
C. Beş nefes suni solunum, 10 kalp masajı
ğuk tedavisi uygulanmamalıdır.
D. Beş nefes suni solunum, 5 kalp masajı
E. Açık yara varsa buz torbası direkt yara üzerine
E. Üç nefes suni solunum, 5 kalp masajı uygulanmamalıdır.

112
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Yanıtınız yanlış ise “Sağlık Kavramını ve Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarının
1. D 6. D
Sporda Sağlık Organizasyonu” konusunu ye- Önlenmesi” konusunu yeniden gözden ge-
niden gözden geçiriniz. çiriniz.

neler öğrendik yanıt anahtarı


Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanması ve Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanması ve
2. B 7. D
Etkili Faktörler” konusunu yeniden gözden Etkili Faktörler” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında
3. C 8. C
İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanması ve Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında
4. A 9. B
Etkili Faktörler” konusunu yeniden gözden İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu
geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında
5. A 10. B
İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.

113
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I

Araştır Yanıt
4 Anahtarı

Düzenli egzersiz yapılan aktivitenin tipine, şiddetine ve süresine bağlı olarak


vücutta bazı fizyolojik değişikliklere neden olmaktadır. Kas iskelet sisteminde
oluşan değişiklikler; damarsal yoğunluk, mitokondri boyutu ve sayısı artar,
Araştır 1 kas glikojeni ve kan glikozu tüketiminin hızı yavaşlar, yağ yakımı yüzdesi ar-
tar, eklemlere binen stres azalır. Kalp hızı, kan basıncı ve solunum hızı azalır.
Fiziksel uygunluğu artırır. Denge, refleks ve koordinasyon gelişir. Vücuttaki
yağ kitlesi azalır. İyi olma hâli artarken depresyon ve anksiyete hissi azalır.

Biyomekaniksel bozukluklar, spor yaralanmalarına neden olan kişisel faktörler


arasında yer alır. Kassal kuvvet ve koordinasyon ile doğrudan ilişkili olan bi-
yomekaniksel bozukluklar vücut yapıları üzerinde normalde karşılanan stresin
Araştır 2 üzerinde bir strese neden olarak, yaralanmalara zemin hazırlar. Örneğin kalça
kaslarındaki kuvvetsizlik, dizin daha çok içe doğru açılanmasına neden olur.
Bu durum ise sportif aktiviteler sırasında kişinin özellikle sıçradıktan sonra
yere düşme anında diz kontrolünün azalmasına neden olarak dizde sıklıkla
görülen ön çapraz bağ yaralanmasıyla sonuçlanabilir.

Futbolculara özgü oluşturulmuş FIFA “11+” yaralanmaları önleme programı


FIFA Medikal ve Araştırma Merkezi (F-MARC) tarafından kassal kuvvet ve
vücut farkındalığına odaklanan kapsamlı bir ısınma programı tasarlanmıştır.
FIFA 11+ olarak adlandırılan bu program, 3 bölüm ve 15 egzersizden oluşur
ve yaklaşık 20 dk sürer. Birinci bölümde, düşük tempo koşular ve dinamik
Araştır 3
esneklik egzersizleri yer alırken ikinci bölümde denge, kuvvet, sıçramalar ve
çeviklikten oluşan bir seri egzersiz yapılır. Son bölüm olan 3. bölümde ise yön
değiştirme hareketleri ile birleşik koşu egzersizleri yer alır. Bu programın en az
haftada iki kez uygulanması, maç öncesi ısınma sırasında ise birinci ve üçüncü
bölümlerin uygulanması önerilmektedir.

POLICED protokolü önceleri RICE (Dinlenme (rest), Soğuk uygulama


(Ice), Kompresyon (Compression), Elevasyon (elevation)) daha sonra da PRI-
CE (Koruma (protection), Dinlenme (rest), Soğuk uygulama (Ice), Komp-
resyon (Compression), Elevasyon (elevation)) olarak tanımlanmaktaydı. Bu
Araştır 4 protokollerin POLICED den en önemli farkı dinlenme içermeleridir. Yapılan
çalışmalarda, yaralanmış doku üzerine herhangi bir stres- yüklenme olmadan
hareketsiz bırakılırsa, dokunun güçlü bir şekilde iyileşemeyeceği belirtilmek-
tedir. Optimal yüklenme iyileşme sürecini hızlandırır. Kemik, kas, tendon
yaralanmaları sonrası iyileşmeyi uyarmak için bir miktar yüklenme olması
gereklidir.

114
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Kaynakça
Atalay Güzel, N. ve Kafa, N. (2017). Sporcu Sağlığı. Ergun, N. ve Baltacı, G. (2018). Spor yaralanmalarında
Ankara: Hipokrat Kitabevi. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Prensipleri. (6.
Basım). Ankara: Hipokrat Kitabevi.
Bleakley C. M., Glasgow P. ve MacAuley D. C.
(2012). PRICE needs updating, should we call İnan, H. F., Kurt, Z. ve Kubilay, İ. (2011). Sağlık
the POLICE? British Journal of Sports Medicine, Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel
46, 220–221. Müdürlüğü İlkyardım ve Acil Sağlık Hizmetleri
Daire Başkanlığı Temel İlkyardım Uygulamaları
Ege, R. (1999). Kaza, Hastalık ve Yaralanmalarda İlk
Eğitim Kitabı, Ankara.
ve Acil Yardım. (3. Basım) Ankara: Türk Hava
Kurumu Basımevi. Kambir, O. (2001). Sporda Sağlık Bilinci ve İlk Yardım
(2. Basım). Bursa: Ekin Kitabevi.
Ege, R. (1999). Kaza, hastalık ve yaralanmalarda
ilk ve acil yardım. İstanbul: Türk Hava Kurumu Koşar, N. Ş., Demirel, H. A., Aydoğ, T. S. ve Doral,
Basımevi. M. N. (2006). Adölesanlarda Sporcu Sağlığı.
Turkiye Klinikleri Pediatric Sciences, 2(7), 25-33.
Erdoğan, Ö. (2019). Afyon Kocatepe Üniversitesi Beden
Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Öğrencilerinin Tan, A. K. (2006). Spor yaralanmalarında ilk ve acil
İlk Yardım Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi. Yüksek yardım. Turkiye Klinikleri Journal of Internal
Lisans Tezi, Ulusal Tez merkezi (556871). Medical Sciences, 2(27), 46-51.
Ergen, E. (1986). Spor Hekimliği. (3. Basım). İzmir:
Gata Basımevi.

115
Bölüm 5
Dopingle Mücadele I

Doping ve Dopingle Mücadele Yasaklılar Listesi

1
öğrenme çıktıları

2
1 Doping kavramını tanımlayabilme 3 Yasaklılar Listesini tanımlayabilme
2 Dopingle mücadele kural ihlallerini 4 Yasaklı madde ve yöntemlerin sporcu
açıklayabilme açısından önemini açıklayabilme

Sporcuların ve Antrenörlerin Dopingle


Mücadele Görev ve Sorumlulukları
6 Sporcuların ve antrenörlerin dopingle

3 4
mücadeledeki önemlerini kavrayabilme
Doping Kontrol İşlemleri 7 Antrenörün dopingle mücadeledeki görev
5 Doping kontrol süreçlerini kavrayabilme ve sorumluluklarını açıklayabilme

Anahtar Sözcükler: • Dopingle Mücadele • Yasaklılar Listesi • Bulunabilirlik Bildirimi


• Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası • Sonuçların Değerlendirilmesi

116
Spor ve Sağlık Bilimleri I

GİRİŞ • Hasta insanlar veya hayvanlar tarafından


Yasaklı madde ve yöntemler; sporcular tarafın- kullanılması amacıyla üretilen maddelerin
dan dayanıklılığı ve kas kuvvetini artırmak, ağırlığı ve yöntemlerin, sağlıklı sporcular üzerinde
azaltmak ya da doping kontrolleri sırasında diğer farklı yan etkilere neden olabilmesi
ilaçların kullanımını gizlemek gibi çok değişik • Söz konusu madde ve yöntemlerin sporcu-
amaçlarla kötüye kullanılır. Ancak yasaklı madde lar tarafından normal tedavi dozlarından
ve yöntemlerin kullanımı ciddi sağlık sorunları- çok daha yüksek dozlarda kullanılması
nın ortaya çıkmasına neden olur. Yasaklı madde • Farklı madde ve yöntemler bir arada kulla-
ve yöntemlerin kullanımı, sporla sınırlı olmanın nılarak yan etkilerinin artırılması.
ötesinde, son yıllarda halk sağlığını ilgilendiren bir
soruna dönüşmüştür. Bu bölümde dopingle mü-
cadele konusunda antrenörlerin bilgilendirilmesi
amaçlanmaktadır. dikkat
Dopinge karşı verilen mücadelenin en te-
mel ilkesi, sporcunun sağlığını korumaktır.
DOPİNG VE DOPİNGLE
MÜCADELE
Doping, yasaklı maddelerin veya yöntemlerin kul- Bireysel ve Sportif Açıdan
lanımı olarak bilinmektedir. Ancak Dünya Dopingle • Bireysel dürüstlük, sporcunun temiz spor
Mücadele Ajansı’nın (WADA) tanımlamasına göre standartlarına bağlı kalmasını sağlar. Ancak
Dünya Dopingle Mücadele Kurallarının 2. madde- doping bir aldatmaca olduğu için bireysel
sindeki bir veya birden fazla dopingle mücadele kura- dürüstlüğe ters düşer.
lının ihlal edilmesi doping olarak kabul edilir. • Hile yapmak hem sporcunun kendisine
hem de başkalarına saygısızlıktır.
Dopingin Yasaklanma Nedenleri • Sporcuların birbirlerine saygı göstermesini
On dokuzuncu yüzyılın sonlarından bu yana, beklemeye hakkı vardır.
bazı sporcular ne yazık ki, çeşitli maddeleri ve • Hile ile elde edilen başarı gerçek mutluluğu
yöntemleri kullanarak müsabakalarda başarı elde getirmez.
etmeye çalışmıştır. Özellikle son 50 yıldır çok sa-
yıda doping vakasıyla giderek daha belirgin hale
Dopingle Mücadeleden Sorumlu
tür yaklaşımlar sporu ve sporcuları tehdit etmeye
başlamıştır. Doping hem sporcunun sağlığına hem Kuruluşlar
de sporun bütünlüğüne yönelik, olumsuz etkileri Dopingle Mücadele Kuruluşları, doping kont-
olması gerekçeleriyle yasaklanmıştır. rol sürecinin herhangi bir bölümünün başlatılma-
sı, uygulanması ve yürütülmesine ilişkin kuralları
belirlemekten sorumlu kuruluşlardır. Bu kuruluş-
Sağlık Üzerindeki Olumsuz Etkileri lar, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA),
Açısından Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşları, Bölge-
Doping sporcularda birçok sağlık sorununa ne- sel Dopingle Mücadele Kuruluşları, Uluslararası
den olur ancak bu olumsuz etkilerin anlaşılması zor Olimpiyat Komitesi, Uluslararası Paralimpik Ko-
olabilir. Dopingin sporcu sağlığı üzerindeki olum- mitesi, kendi müsabakalarında doping kontrolleri
suz etkileri aşağıdaki etkenlerle birleştiğinde çok düzenleyen Büyük Çaplı Turnuva Düzenleyicileri
daha karmaşık bir hale gelebilir: ve Uluslararası Federasyonlar gibi kuruluşlardır.
• Doping yapan sporcuların, bu konu hak-
kında konuşmamaları sonucunda sağlık Dünya Dopingle Mücadele Ajansı
üzerindeki olumsuz etkilerin tespit edilme- (WADA)
sinin zorlaşması,
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA)
sporda her türlü dopingle mücadele faaliyetini

117
Dopingle Mücadele I

desteklemek, koordine etmek ve denetlemek için ortaklıklardır. Büyük çaplı turnuva düzenleyicileri
1999 yılında kurulan bağımsız uluslararası bir ku- genellikle kendi müsabakalarına katılan sporculara
ruluştur. Hükümetler ve spor hareketi Dünya Do- doping kontrolü yapmaya yetkilidir.
pingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) yönetiminde
eşit olarak temsil edilirler ve eşit ölçüde maddi kay-
nak sağlarlar.
Doping Kontrol Laboratuvarları
Doping kontrol örneklerinin analizi Dünya
Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından
akredite edilen laboratuvarlar tarafından gerçek-
internet leştirilir. Dünyada yaklaşık otuz doping kontrol
laboratuvarı bulunmaktadır. Bu laboratuvarlardan
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA)
biri de ülkemizdeki Hacettepe Doping Kontrol La-
ile ilgili detaylı bilgilere www.wada-ama.org
boratuvarıdır.
adresinden ulaşabilirsiniz.
Doping kontrol laboratuvarları, Laboratuvar-
lara İlişkin Uluslararası Standartlara uymakla yü-
Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşları kümlüdür ve Dünya Dopingle Mücadele Ajansı
Ulusal düzeyde doping kontrol sürecinin başla- (WADA) tarafından düzenli olarak haberli ve
tılması, uygulanması ve yürütülmesinden sorumlu habersiz olmak üzere iki çeşit denetime tabi tutu-
olan kuruluşlardır. Türkiye Dopingle Mücadele lurlar. Bu denetimler sonrası herhangi bir uyum-
Komisyonu (TDMK) ülkemizde Dünya Dopingle suzluk tespit edildiğinde bu laboratuvarların ak-
Mücadele Ajansı (WADA) tarafından tanınmış tek reditasyonları, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı
Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşudur. (WADA) tarafından belirlenen süre boyunca askıya
alınmaktadır ya da iptal edilmektedir.

Dünya Dopingle Mücadele Kuralları


internet
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları, her spor
Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu
dalında ve her ülkede dopingle mücadeleyle ilgili
(TDMK) ile ilgili detaylı bilgilere www.tdmk.
mevzuatı ve programı uyumlu hale getiren bir bel-
org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
gedir. Dünya Dopingle Mücadele Kuralları spor
kuruluşlarının, ülkelerin dopingle mücadele prog-
Uluslararası Federasyonlar ramlarının ve faaliyetlerinin çerçevesini belirlemek-
Uluslararası Federasyonlar kendi kurallarına tedir. Söz konusu program sayesinde ülkesi, uyruğu
tabi olan sporculara doping kontrolü yapmaya yet- ya da spor disiplini ne olursa olsun doping kont-
kilidir. Bu sporculara, bazı uluslararası müsabaka- rollerinde tüm sporculara aynı dopingle mücadele
lara katılan sporcular ve Uluslararası Federasyonun kurallarının ve işlemlerinin uygulanması sağlanır.
üyesi olan veya Uluslararası Federasyonun doğru- Dünya Dopingle Mücadele Kuralları ilk olarak
dan veya dolaylı üyesi olan kuruluşların üyesi olan 2003 yılında kabul edilmiş, 1 Ocak 2004 tarihin-
veya Uluslararası Federasyon ve üye kuruluşlar ta- de yürürlüğe girmiştir. Sonrasında, birincisi 1 Ocak
rafından lisans verilen sporcular dâhildir. 2009, ikincisi ise 1 Ocak 2015 tarihinde olmak üze-
re yeniden gözden geçirilerek iki kez değiştirilmiştir.
Güncellenen yeni Dünya Dopingle Mücadele Kural-
Büyük Çaplı Turnuva Düzenleyicileri ları ise 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Büyük çaplı turnuva düzenleyicileri, birçok
ülkenin katılım sağladığı birden fazla spor dalı-
nı kapsayan büyük çaplı turnuvaları düzenleyen
spor kuruluşlarının Akdeniz Oyunları Uluslararası dikkat
Komitesi (ICMG), Commonwealth Oyunları Fe- Dünya Dopingle Mücadele Kurallarının ama-
derasyonu (CGF), Uluslararası Askeri Spor Kon- cı, temiz sporcuların haklarını korumaktır.
seyi (CISM) gibi kıtasal, bölgesel ya da kültürel

118
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Dünya Dopingle Mücadele Kurallarının ve Mücadele Kurallarına Uyumluluk adlı Uluslararası


Dünya Dopingle Mücadele Programının amaçları Standartlardır.
şu şekildedir:
• Sporcuların dopingsiz spor etkinliklerine Dopingle Mücadele Kural İhlalleri
katılma temel hakkını korumak ve böylece
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları 2. madde-
dünyanın her yerinde sporcular için sağlı-
sine göre; yasaklı maddeleri ve yöntemleri kullan-
ğın, dürüstlüğün ve eşitliğin gelişmesine
maya teşebbüs etme, bulundurma ve kaçakçılığını
yardımcı olmak,
yapmanın yanı sıra doping kontrolünde hile yapma,
• Dopingin araştırılması, tespiti ve engellen- doping kontrolüne katılmama, doping yapan spor-
mesi ile ilgili uluslararası ve ulusal düzeyde culara yardımcı olma gibi eylemler de Dopingle Mü-
uyumlu, koordineli ve etkin dopingle mü- cadele Kurallarının İhlali olarak kabul edilmektedir.
cadele programlarını oluşturmak.
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları 2. mad-
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları, dopingle desinin amacı, hangi koşulların ve davranışların
mücadelenin ana çerçevesini oluşturur. Bu Kurallar dopingle mücadele kural ihlali sayılacağını açıkla-
tüm dünyada olimpik hareket çerçevesindeki bir- maktır. Doping vakalarıyla ilgili yargılamalar, bu
çok spor kuruluşu ve Ulusal Dopingle Mücadele kurallardan bir veya daha fazlasının ihlal edildiğine
Kuruluşları tarafından kabul edilmiştir. dair iddialara dayanılarak yürütülür. Sporcular ve
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) ay- antrenörler, dopingle mücadele kural ihlali teşkil
rıca bu belgeyi desteklemeye yönelik farklı teknik edebilecek konular ve Yasaklılar Listesinde geçen
ve faaliyet alanlarına ilişkin “Uluslararası Standart- maddeler ve yöntemler hakkında bilgi sahibi ol-
lar” geliştirmiştir. Bunlar; Yasaklı Madde ve Yön- mak zorundadırlar.
temler Listesi, Doping Kontrolü ve Soruşturmalar, Dünya Dopingle Mücadele Kuralları 2. madde-
Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası, Laboratuvarlar, sine göre Tablo 5.1.’de belirtilenler dopingle müca-
Mahremiyetin ve Kişisel Bilgilerin Korunması, So- dele kural ihlallerini oluşturur:
nuçların Değerlendirilmesi, Eğitim ve Dopingle

Tablo 5.1 Dopingle mücadele kural ihlalleri.


Dopingle Mücadele Kural İhlalleri
2.1 Sporcudan Alınan Örnekte Yasaklı Bir Maddenin veya Parçalanma Ürünlerinin veya Belirteçlerinin
Tespit Edilmesi
2.2 Yasaklı Bir Madde veya Yasaklı Bir Yöntemin Sporcular Tarafından Kullanılması veya Kullanılmaya
Teşebbüs Edilmesi
2.3 Örnek Vermekten Kaçınılması, Örnek Vermenin Reddedilmesi veya Örnek Verilmemesi
2.4 On İki Aylık Süre İçinde Üç Kez Bulunabilirlik Kusurunda Bulunulması
2.5 Doping Kontrolünün Herhangi Bir Bölümünün Bozulması veya Bozmaya Teşebbüs Edilmesi, Hile
Yapılması veya Hile Yapmaya Teşebbüs Edilmesi
2.6 Yasaklı Bir Maddenin veya Yasaklı Bir Yöntemin Bulundurulması
2.7 Herhangi Yasaklı Bir Maddenin veya Yasaklı Bir Yöntemin Yasadışı Ticaretinin Yapılması veya
Yasadışı Ticaretinin Yapılmasına Teşebbüs Edilmesi
2.8 Herhangi Yasaklı Bir Madde veya Yasaklı Bir Yöntemin Herhangi Bir Sporcuya Bir Müsabaka İçinde
Tatbik Edilmesi veya Tatbik Etmeye Teşebbüs Edilmesi veya Müsabaka Dışında Yasaklı Olan
Herhangi Yasaklı Bir Madde veya Yasaklı Bir Yöntemin Herhangi Bir Sporcuya Müsabaka Dışındaki
Bir Dönemde Tatbik Edilmesi veya Tatbik Etmeye Teşebbüs Edilmesi
2.9 Herhangi Bir Dopingle Mücadele Kural İhlalinde Suç Ortaklığı Yapılması
2.10 Ceza almış Sporcu Destek Personeliyle Yasak İş Birliği Yapılması
2.11 Bir Sporcuyu veya Başka Bir Kişiyi Yetkililere Bilgi Vermekten Vazgeçirilmesi veya Gözünün
Korkutulması (1 Ocak 2021’de yürürlüğe girecek)

119
Dopingle Mücadele I

Öğrenme Çıktısı
1 Doping kavramını tanımlayabilme
2 Dopingle mücadele kural ihlallerini açıklayabilme

Araştır 1 İlişkilendir Anlat/Paylaş

“Temiz Spor” anlayışına sa-


Dopingle mücadele kural-
hip, sağlığını koruyan ve adil Dopingle mücadele progra-
larının temiz sporcuların
yarışan bir sporcu yetiştirmek mının amaçlarını sporcula-
haklarını nasıl koruduğunu
için antrenör olarak yapma- rınızla paylaşın.
yazın.
nız gerekenler nelerdir?

YASAKLILAR LİSTESİ
Yasaklı madde ve yöntemlerin listesi Dünya Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası: Bazen tanısı
Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından konmuş bazı hastalık veya sağlık sorunlarının te-
hazırlanır ve yılda en az bir kez olmak üzere be- davisi için, sporcuların Dünya Dopingle Mücade-
lirli aralıklarla güncellenir. Yayımlanan bu liste her le Ajansı (WADA) Yasaklılar Listesinde bulunan
yılın 1 Ocak tarihinden 31 Aralık tarihine kadar madde veya yöntemleri kullanması gerekebilir.
geçerlidir. Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ) onayı,
tedavinin uygulanması için sporcuya gerekli izni
verebilir.

dikkat
Sporcular ve antrenörler, hangi madde ve
yöntemlerin Yasaklılar Listesinde olduğunu SORUN RUHU
bilmekle yükümlüdür.

Ahlak, Sporda hakkaniyet ve


Bu liste içindeki yasaklı madde ve yöntemlerin Dürüstlük
sporcular tarafından kullanımı kesinlikle yasaktır.
Sağlık
Yasaklı madde terimi yasaklı madde özelliklerini
gösteren tüm maddeleri içerebilir. Müsabakalara Mükemmel Performans
katılacak sporcular, Yasaklılar Listesinde bulunan
Kişilik ve Eğitim
maddeleri ve yöntemleri tedavi amaçlı dahi olsa
kullanamazlar. Ancak, tıbben belgelenmiş bir ra- Keyif Alma ve Eğlenme
hatsızlığı bulunan ve tedavisi için yasaklı bir mad-
Ekip Çalışması
de veya yasaklı bir yöntemi kullanması gereken
sporcular bağlı oldukları dopingle mücadele kuru- Adanmışlık ve Bağlılık
luşundan, bir Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası
Kurallara ve Yasalara Saygı
(TAKİ) onayı aldıktan sonra söz konusu madde
veya yöntemi kullanabilirler. Kendine ve Diğer
Katılımcılara Saygı

Cesaret

Resim 5.1 Sporun ruhu.

120
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Her Zaman (Müsabaka İçi ve


Müsabaka Dışı) Kullanımı Yasaklı
internet Olan Maddeler
Yasaklılar Listesi ile ilgili detaylı bilgilere Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın Yasaklı-
http://www.tdmk.org.tr/yasaklilar-listesi/ad- lar Listesi’nde her zaman (müsabaka içi ve müsa-
resinden ulaşabilirsiniz. baka dışı) kullanımı yasaklı olan madde sınıfında 6
ana grup bulunmaktadır:
S0- Onaylanmamış Maddeler
Herhangi Bir Madde veya Yöntemin S1- Anabolik Maddeler
Yasaklılar Listesi’ne Alınma Süreci S2- Peptid Hormonlar, Büyüme Faktörleri, İl-
Yapılan araştırmalara göre Yasaklılar Listesi gili Maddeler ve Mimetikleri
sürekli güncellenmekte ve yeni maddeler listeye
S3- Beta 2 Agonistler
eklenmekte, bazı maddeler ise listeden çıkarılmak-
tadır. Dünya Dopingle Mücadele Ajansı Yasaklılar S4- Hormon ve Metabolik Modülatörler
Listesini hazırlarken madde ve yöntemlerde aşa- S5-İdrar Söktürücüler ve Diğer Maskeleyici
ğıdaki üç değerlendirme ölçütünün en az ikisinin Maddeler
bulunmasının yasaklanma kararı için gerekli oldu-
ğunu kabul etmektedir: Her Zaman (Müsabaka İçi ve
• Söz konusu madde veya yöntemin, tek ba- Müsabaka Dışı) Kullanımı Yasaklı
şına veya diğer maddelerle veya yöntemler-
Olan Yöntemler
le birlikte, sportif performansı artırdığına
veya artırma potansiyeline sahip olduğuna Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın Yasak-
dair tıbbi veya diğer bilimsel kanıt, farma- lılar Listesi’nde her zaman kullanımı yasaklı olan
kolojik etki veya deneyim yöntemler sınıfında 3 ana grup bulunmaktadır:
• Söz konusu madde veya yöntemin kulla- M1- Kan ve Kan Ürünlerinin Uygulanması
nılmasının, sporcunun sağlığına fiili veya M2- Kimyasal ve Fiziksel Müdahale
potansiyel bir risk oluşturduğuna dair tıbbi M3- Gen Dopingi
veya diğer bilimsel kanıt, farmakolojik etki
veya deneyim
Müsabaka İçinde Kullanımı Yasaklı
• Söz konusu madde veya yöntemin kulla-
Maddeler
nılmasının, Dünya Dopingle Mücadele
Kurallarının giriş kısmında tanımlandığı Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın Yasaklı-
şekliyle sporun ruhuna aykırılık teşkil et- lar Listesi’nde müsabaka içinde kullanımı yasaklı
tiğinin Dünya Dopingle Mücadele Ajansı olan maddeler sınıfında 4 ana grup bulunmaktadır:
(WADA) tarafından belirlenmesi S6- Uyarıcılar
S7- Narkotikler
Yasaklılar Listesi Sınıflaması S8- Kannabinoidler
Yasaklılar Listesi’nde 3 sınıf bulunmaktadır: S9- Glukokortikosteroidler
1. Her zaman (müsabaka içi ve müsabaka dışı)
kullanımı yasaklı olan madde ve yöntemler Bazı Özel Sporlarda Kullanımı Yasaklı
2. Müsabaka içinde kullanımı yasaklı olan Maddeler
madde ve yöntemler Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın Yasaklı-
3. Bazı spor dallarında kullanımı yasaklı olan lar Listesi’nde bazı özel sporlarda kullanımı yasaklı
maddeler maddeler sınıfında 1 ana grup bulunmaktadır:
P1- Beta bloke ediciler

121
Dopingle Mücadele I

maddeyi içeriyor olabilir. Bu nedenle besin destek


Kusursuz Sorumluluk İlkesi:
ürünlerinin güvenli olup olmadığını anlamamız
• Sporcu doping kontrol örneğinde bulunan
mümkün değildir. Bu yüzden besin destek ürünleri
maddeden direkt olarak kendisi sorumludur.
kullanılırken son derece dikkatli olunmalıdır.
• Sporcu kullandığı tüm ilaç ve besin destek Besin destek ürünlerinin kullanımı nedeniyle cid-
ürününden sorumludur. di sayıda doping kontrol örneğinde yasaklı madde tes-
• Sporcu dopingle mücadele yükümlülükleri- pit edilmektedir ve böyle durumlarda Aykırı Analitik
ni bilmekten sorumludur. Bulgunun (AAB) yetersiz şekilde etiketlenmiş bir be-
sin destek ürününden kaynaklandığı yönünde yapı-
lan açıklamalar, dopingle mücadele yargılamalarında
yeterli bir savunma olarak kabul edilmez.
Besin destek ürünü kullanım riski ile elde edile-
bilecek olası fayda dengesi iyi tartılmalıdır ve spor-
dikkat
İçeriği hakkında şüphe duyulan besin destek
cular, bulaşık bir ürünün yol açabileceği Dopingle
ürünleri kullanılmamalıdır.
Mücadele Kuralı İhlalinin getireceği olumsuz so-
nuçların tamamen farkında olmalıdır.

Besin destek ürünü kullanımı güvenli


midir? dikkat
Sporcular tarafından besin destek ürünlerinin kul- Bir ürünün içeriğinden emin değilseniz, o
lanılması ciddi ölçüde endişe vericidir çünkü birçok ürünü kullanılmaması gerekir. Bilmemek,
ülkede besin destek ürünlerinin üretimi ve etiket- farkında olmamak, hiçbir zaman bahane ola-
lenmesi katı kurallara tabi değildir. Bir besin destek rak kabul edilemez.
ürünü, etiketinde beyan edilmemiş ancak dopingle
mücadele kuralları uyarınca yasaklı kabul edilen bir

Öğrenme Çıktısı
3 Yasaklılar listesini tanımlayabilme
4 Yasaklı madde ve yöntemlerin sporcu açısından önemini açıklayabilme

Araştır 2 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Yasaklılar listesinde bulu- Yasaklılar listesindeki mad-


nan madde ve yöntemle- de ve yöntemler hakkında
Yasaklı Madde ve Yöntem-
rin yasaklanma sebeplerini Türkiye Dopingle Müca-
lerin sporcu açısından öne-
sağlık ve ahlaki gerekçelerle dele Komisyonu’ndan bilgi
mini açıklayın.
sporcularınıza nasıl anlata- alabileceklerini sporcuları-
bilirsiniz? nızla paylaşın.

DOPİNG KONTROL İŞLEMLERİ


Bir sporcu üzerinde doping kontrol örneği alma yetkisi olan her Dopingle Mücadele Kuruluşunun o spor-
cudan herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde idrar ve/veya kan örneği alma ve bu örnekleri dopingle mü-
cadele amacıyla analiz ettirme hakkı vardır.

122
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Doping Kontrolü Yapmaya Yetkili


Kuruluşlar
• Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşları aşa- internet
ğıdaki sporculara doping kontrolü yapmaya Doping kontrol süreci videosuna http://www.
yetkilidir: tdmk.org.tr/egitim-ve-bilgilendirme/ adresin-
- O ülkenin vatandaşı olan sporcular, o den ulaşabilirsiniz.
ülkede ikamet eden diğer sporcular, o
ülkenin lisansına sahip veya o ülkenin
spor kuruluşlarına üye olan sporcular, Sporcunun Doping Kontrolü için
- Geçici olarak Dopingle Mücadele Kuru- Seçilmesi
luşunun ülkesinde bulunan sporcular, Sporcular müsabaka içi ve/veya müsabaka dı-
- Bir Uluslararası Federasyonun kuralları şında doping kontrolüne tabi tutulabilir:
doğrultusunda kendilerine daha fazla • Müsabaka İçi Doping Kontrolü: Sporcu rast-
yetki verildiği takdirde normalde yetkisi gele, derecesine göre veya herhangi bir neden-
altında bulunmayan diğer sporcular. den dolayı doping kontrolüne seçilebilir.
• Uluslararası Federasyonlar kendi kuralla- • Müsabaka Dışı Doping Kontrolü: Sporcu
rına tabi olan aşağıda belirtilen sporculara herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde
doping kontrolü yapmaya yetkilidir: doping kontrolüne tabi tutulabilir.
- Bazı belli uluslararası müsabakalara ka-
tılan sporcular, Sporcuya Bildirim Yapılması
- Uluslararası Federasyonun üyesi olan veya Yetkili bir doping kontrol görevlisi sporcudan
Uluslararası Federasyonun doğrudan veya örnek vermesini isterse, sporcu bu talebi yerine ge-
dolaylı üyesi olan kuruluşların üyesi olan tirmek zorundadır. Doping kontrol görevlisi veya
veya Uluslararası Federasyon ve üye kuru- doping kontrol eşlikçisi sporcuya doping kontro-
luşlar tarafından lisans verilen sporcular. lüne seçildiğine dair bildirim yapar ve sporcudan
• Büyük çaplı turnuva düzenleyicileri genel- doping kontrol bildirim formunu imzalaması iste-
likle kendi müsabakalarına katılan sporcu- nir. Aynı zamanda sporcuyu hak ve sorumlulukları
lara doping kontrolü yapmaya yetkilidir. konusunda bilgilendirir. Sporcunun hak ve sorum-
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) lulukları aşağıdaki gibidir:
normalde doping kontrolü yapmaz, ancak doping
kontrolü yapmaya yetkilidir. Dünya Dopingle Mü-
cadele Ajansı (WADA) doping kontrolü yapmaya Doping Kontrol Görevlisi (DKG): Doping kont-
karar verdiğinde, doping kontrolünün gerçekleşti- rolü de dâhil olmak üzere dopingle mücadele ko-
rilmesi için diğer Dopingle Mücadele Kuruluşları nusunda yetkilendirilmiş kişi.
ile iş birliği yapar.

Sporcunun Hakları:
dikkat • Beraberinde bir temsilci ve/veya gerekliyse
Her zaman her yerde doping kontrol örneği bir tercüman bulundurmak,
alınabilir. • Örnek alım süreci hakkında detaylı bilgi ta-
lep etmek,
Doping Kontrol İşleminin 11 • Doping kontrol görevlisi tarafından onayla-
Basamağı nan geçerli nedenler doğrultusunda doping
Doping kontrol işlemleri için ilk etapta vurgu- kontrol istasyonuna geç gitme talebinde
lanması gereken şey sporcudan alınacak örneğin bü- bulunmak,
tünlüğüdür. Aşağıda verilen işlemler dizisinden bir • Eğer engelli bir sporcu ise engel durumuna
sapma olması durumunda, örneğin bütünlüğü bo- göre örnek toplama işlemlerinde değişiklik
zulmadığı sürece doping kontrolü geçersiz sayılmaz. talep etmek.

123
Dopingle Mücadele I

Sporcunun Sorumlulukları: çisi örnek verilişini izlemek amacıyla sporcuya eş-


• Bildirim yapıldığı andan örnek toplama iş- lik eder. Sporcu örnek verme işlemine başlamadan
lemi tamamlanıncaya kadar kesintisiz ola- önce, ellerini sabunsuz olarak sadece su ile yıkar ve
rak doping kontrol görevlisinin veya eşlikçi- örneğe yabancı maddelerin bulaşmaması sağlanır.
sinin doğrudan gözlemi altında bulunmak, Sporcudan idrar çıkışının açıkça gözlenebilmesi
amacıyla ellerden dirseklere, dizlerden göbek deli-
• Kurallara uygun şekilde fotoğraflı bir kim-
ğine kadar soyunması istenir. Bu, doping kontrol
lik belgesi göstermek,
görevlisi veya eşlikçisinin idrarın çıkış yerini doğ-
• Örnek alım işleminin gerektirdiği kurallara rudan gözlemleyebilmesi için gerekli bir işlemdir.
uymak (kurallara uymamak dopingle mü-
cadele kural ihlali olarak değerlendirilir).
• Gecikme için geçerli nedenler olmadıkça,
Gerekli Olan İdrar Miktarı
derhal doping kontrol istasyonuna gitmek. Sporcudan bir doping kontrolünde en az 90 ml
idrar örneği vermesi istenir. Sporcu eğer ilk etapta
Sporcunun Doping Kontrol İstasyonuna Geç
90 ml idrar örneği veremezse, bu miktara ulaşana
Gelmesi İçin Geçerli Nedenler:
kadar ek idrar vermesi istenir.
• Ödül törenine katılma,
• Medya yükümlülüklerini yerine getirme,
Örneğin İkiye Bölünmesi
• Aynı gün içerisinde takip eden müsabakala-
İdrarın ikiye bölünmesi işleminin sporcunun
rına katılma,
kendisi tarafından yapılması istenir ancak sporcu-
• Soğuma egzersizi yapma, nun yardıma ihtiyaç duyması durumunda temsil-
• Gerekli tıbbi tedavi alma, cisinden veya doping kontrol görevlisinden kendi
• Temsilci ve/veya tercümana ulaşma, adına işlemi yapmasını isteyebilir.
• Resimli bir kimlik belgesi alma, Sporcudan; hepsi ayrı ayrı paketlenmiş idrar
• Gerekçeli ve belgelendirilmiş herhangi baş- örneği taşıma kitlerinden birini seçmesi, malzeme-
ka bir olağanüstü durum. nin açılmamış ve üzerinde oynanmamış olduğunu
doğrulaması istenir. Daha sonra sporcu seçtiği idrar
örneği taşıma kitini açıp A ve B şişelerini amba-
Doping Kontrol İstasyonuna Gidiş lajından çıkarmalı, şişelerin tüm parçalarının tam
Doping kontrolüne seçildiğine dair bildirim olduğunu, şişelerin ve idrar örneği taşıma kitinin
yapılan sporcunun vakit geçirmeden doping kont- diğer tüm parçalarının aynı örnek kod numarasına
rol istasyonuna gitmesi gerekir. Sporcunun doping sahip olduğunu kontrol etmelidir.
kontrol görevlisi tarafından onaylanan geçerli ne-
denlerle istasyona gecikmeli olarak gitmesine izin
verilirse o etkinlik bitinceye kadar doping kontrol A ve B Örneği: Örnek alındıktan sonra, A ör-
görevlisi veya eşlikçisi sporcuyu gözlem altında tutar. neği ve B örneği olarak iki eşit parçaya bölünür.
Laboratuvarda ilk olarak A örneği analiz edilir. B
Örnek Toplama Kabının Seçilmesi örneği ise ileride gerekli görülmesi durumunda
Aykırı Analitik Bulgunun teyidi için güvenli bir
Sporcudan hepsi ayrı ayrı kilitli naylon torba
şekilde saklanır.
içinde bulunan bir dizi örnek toplama kabından
bir tane seçmesi ve kabın sağlam, içinin boş, temiz,
torbanın daha önce açılmamış olduğunu doğrula-
Sporcu, daha sonra B şişesini en az gerekli olan
ması istenir. Örnek toplama kabı seçildikten do-
hacim çizgisine kadar (30 ml) doldurmalıdır. Ar-
ping kontrol işlemi bitene kadar kabın kontrolü
dından örneğin geri kalanıyla A şişesini doldura-
sporcunun sorumluluğundadır.
bildiği kadar, ancak en az “asgari hacim çizgisine”
kadar (60 ml) doldurmalıdır. Sporcudan örnek
Örnek Verme İşlemi toplama kabında çok az miktarda idrar bırakılması
Örnek verme işlemi sırasında, sporcuyla aynı istenir. Bunun nedeni doping kontrol görevlisinin
cinsiyetten bir doping kontrol görevlisi veya eşlik- özgül ağırlık ölçümü yapabilmesi içindir.

124
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Örneklerin Kilitlenmesi A ve B Örneği kesinlikle gizli tutulur ve güvenliğin sağlanması


Bu aşamada doping kontrol görevlisi, sporcu- için takip altına alınır.
dan idrar örneği taşıma kitinin şişelerini kapat-
masını ve sıkıca kapatılmış olduğunu onaylaması Örneklerin Analizi
için güvenlik sistemini kontrol etmesini ister. Şişe
Laboratuvarlar örnekleri analiz ederken sporcu-
kapakları sporcu tarafından kapatılır. Bu aşamada,
ların kimlik bilgilerini değil, sadece örneklerin kod
sporcu, sporcu temsilcisi ve doping kontrol görev-
numaralarını görebilir. Laboratuvarda öncelikle A
lisinin şişelerin iyice kapatıldığından emin olması
örneği analiz edilir ve B Örneği gerekli görüldüğü
gerekir. Sonrasında sporcu A ve B şişesini kitten
takdirde analiz edilmek üzere güvenli bir ortamda
çıkan poşetlere koyarak ağızlarını kapatır.
saklanır. B örneği, A örneğinde Aykırı Analitik Bul-
guya (AAB) rastlanması durumunda teyit etmek için
Özgül Ağırlık Ölçümü kullanılabilir. Laboratuvar, örnek analizinin sonuç-
Doping kontrol görevlisinin, örneğin analiz için larını ilgili Dopingle Mücadele Kuruluşu ve Dünya
asgari özgül ağırlık değerine sahip olup olmadığını Dopingle Mücadele Ajansı’na (WADA) bildirir.
öğrenmek için örnek toplama kabında arta kalan az
miktardaki idrarın özgül ağırlığını ölçmesi gerekir.
Eğer idrar fazla seyreltik ise ve gerekli koşulları sağ- Aykırı Analitik Bulgu (AAB): Doping kontrol
lamıyorsa sporcudan başka bir örnek vermesi istenir. örneğinde yasaklı bir maddenin varlığını ya da
yasaklı bir yöntemin kullanıldığına dair kanıtı
gösteren laboratuvar bulgusudur.
Doping Kontrol Formunun
Doldurulması
Doping kontrol formunda sporcunun kişisel
bilgileri, son bir hafta içinde kullandığı maddeler,
Kan Örneği Alım İşlemi
reçeteli veya reçetesiz ilaçlar ile besin destek ürün- Bildirim, kimlik tespiti yapılması, sporcuya eş-
lerinin isimleri, doping kontrol işlemi ile ilgili varsa lik edilmesi ve işlemin anlatılması gibi idrar örnek
söylemek isteyebileceği herhangi bir şey veya endi- alımı için geçerli koşulların aynısı kan örnek alımı
şe ettiği konular yer alır. için de geçerlidir. Bu süreç de benzer bir şekilde,
gerekli güvenlik önlemleri alınarak yürütülür.
Doping kontrolü amacıyla yapılan analizlerin
sona ermesinin ardından, sporcunun kimliğinin
kullanılmadan örneğinin bilimsel çalışma amacıyla Örneklerin Saklanma Süreleri
kullanılmasına onay verip vermeyeceği de sorulur. Örnekler 10 yıl süreyle dondurulup depolanabilir
Sporcu bu soruya “evet” veya “hayır” şeklinde yanıt ve yeniden analiz edilebilir. Teknoloji hızla gelişiyor.
verebilir. Günümüzde saptanamayan bazı yasaklı madde ve
Sporcu bilgilerin, kaydedilen rakamların ve yöntemler gelecekte kolaylıkla ortaya çıkarılabilecek-
örnek kod numarası da dâhil formda yazılan her tir. Depolanan örneklerin ileride tekrar analiz edile-
şeyin doğru olduğundan ve laboratuvar kopyası- cek olması güçlü bir caydırıcı etki yaratmaktadır.
nın sporcunun kimlik bilgilerini ortaya çıkaracak
herhangi bir bilgi içermediğinden kesinlikle emin
olmalıdır. Bu kontrol işlemi bittikten sonra form
sporcu temsilcisi, doping kontrol görevlisi ve spor- dikkat
cu tarafından imzalanır. Örnek alım işlemi bittik- Söz konusu işlemler 18 yaşından küçük ve
ten sonra, doping kontrol formunun bir kopyası engelli sporcular için bazı özel, küçük deği-
sporcuya teslim edilir. şikliklerle gerçekleştirilir. Dünya Dopingle
Doping kontrol örnekleri taşınmak üzere pa- Mücadele Ajansı’nın (WADA) internet site-
ketlenir ve güvenli bir süreç dahilinde sıkı gizlilik sinden, Ulusal Dopingle Mücadele Kurulu-
önlemleri alınarak Dünya Dopingle Mücadele şundan veya Uluslararası Federasyonunuzdan
Ajansı (WADA) tarafından akredite edilen bir la- daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
boratuvara gönderilir. Sporcunun kişisel bilgileri

125
Dopingle Mücadele I

Öğrenme Çıktısı
5 Doping kontrol süreçlerini kavrayabilme

Araştır 3 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Dünya Dopingle Mücade-


Doping kontrolü için se-
le Ajansı (WADA) ve Tür-
çilen sporcunuz, doping
kiye Dopingle Mücadele
kontrol örneği vermeyi red- Sporcunun doping kontrol
Komisyonu’nun internet
dediyor. Bu durumda karşı- sürecindeki hak ve sorum-
sayfalarına girerek dopingle
laşabileceği sonuçlarla ilgili luluklarını yazın.
kontrol sürecine ilişkin vi-
sporcunuzu nasıl bilgilendi-
deo ve görselleri sporcuları-
rirsiniz?
nızla paylaşın.

SPORCULARIN VE herhangi bir tıbbi tedavinin Dünya Do-


ANTRENÖRLERİN DOPİNGLE pingle Mücadele Kuralları’na aykırı olma-
MÜCADELE GÖREV VE dığından emin olmaları gerekir.
SORUMLULUKLARI • Dopingle mücadele kural ihlalleri konusunda
araştırma ve soruşturma yapan dopingle müca-
Sporcuların ve antrenörlerin dopingle mücade-
dele kuruluşlarıyla iş birliği yapmaları gerekir.
le kural ihlallerini, “Kusursuz sorumluluk” ilkesini
bilmesi ve nelerin dopinge yol açtığının farkında
olması çok önemlidir. Bu nedenle hem sporcuların Antrenörlerin Görev ve
hem de antrenörlerin dopingle mücadele konusun- Sorumlulukları
da birçok görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Bir antrenörün en önemli sorumluluklarından
biri sporcuları dopingle mücadele hakkında bilgilen-
Sporcuların Görev ve Sorumlulukları dirmek ve bu bilgilendirme sonucu sporcuları olası
Sporcuların belli başlı görev ve sorumlulukları Dopingle Mücadele Kural İhlallerinden korumaktır.
bulunmaktadır. Bunlar:
• Yürürlükte olan tüm dopingle mücadele
ilke kurallarını bilmeli ve bunlara riayet
etmelidirler. internet
• Yiyip içtikleri ve vücuduna girebilecek her Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) Do-
şey için sorumluluk almaları gerekmektedir. pingle Mücadele E-eğitimlerine (ADeL) https://
Özetle sporcu vücudunda bulunan her şey- adel.wada-ama.org adresinden ulaşabilirsiniz.
den sorumludur.
• Örnek alımı için her zaman hazır bulunma- Bu nedenle antrenör, dopingle ilgili temel kav-
lıdırlar. ramları, sporcu hak ve sorumluluklarını, yasaklı
• Tedavi uygulayacak olan bir sağlık persone- madde ve yöntemleri, doping kontrol sürecini so-
lini yasaklı bir madde vermemesi ya da ya- nuçların değerlendirilmesini ve besin destek ürün-
saklı bir yöntem uygulamaması konusunda lerinin risklerinden korunmayı çok iyi bilmeli ve
uyarmaları gerekmektedir. Ayrıca aldıkları sporcularına doğru bir şekilde aktarmalıdır.

126
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Antrenörler sporculara örnek verme işlemi konusunda eğitim vererek doping kontrolüne yardımcı olma-
lıdır. Bir sporcunun doping kontrolünü reddetmesi veya örnek vermekten kaçınması bir Dopingle Mücadele
Kural İhlalidir. Bu durum, sporcunun hak mahrumiyeti ceza-
sı almasıyla sonuçlanabilir.
Antrenörlerin dopingin risk faktörlerini değerlendirerek
bir sporcunun doping kullanımına eğilimli olup olmadığını dikkat
öğrenmeye çalışması beklenir. Dopinge yönelik davranışlara Bir antrenör olarak sporcularınızı dopingle
daha açık olan ve daha fazla risk altında olan sporcuların be- mücadele kural ihlallerinden korumak için
lirlenmesi, antrenörlerin tedbirli davranarak dopinge karşı onları dopingle mücadele hakkında bilgilen-
önlem almaları açısından çok önemlidir. dirmeniz gerekmektedir.

Öğrenme Çıktısı
6 Sporcuların ve antrenörlerin dopingle mücadeledeki önemlerini kavrayabilme
7 Antrenörün dopingle mücadeledeki görev ve sorumluluklarını açıklayabilme

Araştır 4 İlişkilendir Anlat/Paylaş

Sporcuların birbirlerine do-


ping kontrol süreci ile ilgili
yanlış bilgiler aktardıkları-
nı fark ettiniz. Daha önce
Sporcunun dopingle mü-
doping kontrol sürecini Doping kontrol sürecinde
cadele konusunda görev ve
anlatmanıza karşın birbir- dikkat etmeleri gerekenleri
sorumluluklarını maddeler
lerinden duyduklarına göre sporcularınıza anlatın.
hâlinde yazın.
hareket etmelerinden çekin-
diğiniz için sporcularınıza
doping kontrol sürecini ye-
niden nasıl anlatabilirsiniz?

127
Dopingle Mücadele I

1 Doping kavramını tanımlayabilme


öğrenme çıktıları ve bölüm özeti

Dopingle mücadele kural ihlallerini


2 açıklayabilme

Doping ve Dopingle Mücadele

Doping sadece yasaklı madde ve yöntemlerin kullanımı değildir, aynı zamanda Dünya Dopingle Müca-
dele Kurallarının 2. maddesinde bulunan bir veya birden fazla dopingle mücadele kuralını ihlal etmektir.
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları, dünyanın her yerinde ve her spor dalında dopingle mücadeleyle
ilgili mevzuatı ve programı uyumlu hale getiren bir belgedir. Söz konusu program, doping kontrollerinde
tüm sporculara aynı dopingle mücadele kurallarının ve işlemlerinin uygulanması sağlar.

3 Yasaklılar Listesini tanımlayabilme

Yasaklı madde ve yöntemlerin sporcu


4 açısından önemini açıklayabilme

Yasaklılar Listesi

Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından hazırlanan Yasaklılar Listesi, yılda en az bir kez
olmak üzere belirli aralıklarla güncellenir. Söz konusu liste her yıl 1 Ocak tarihinden 31 Aralık tarihine
kadar geçerlidir. Yasaklılar Listesi’nde bulunan madde ve yöntemlerin sporcular tarafından kullanımı
kesinlikle yasaktır. Tüm sporcular bu listeden sorumludur. Sporcular bu liste içindeki yasaklı madde ve
yöntemleri tedavi amaçlı dahi olsa bile kullanamazlar. Ancak tıbben belgelenmiş bir rahatsızlığı olan
sporcular Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ) onayı aldıktan sonra söz konusu madde ya da yön-
temi kullanabilirler.

128
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Doping kontrol süreçlerini


5 kavrayabilme

öğrenme çıktıları ve bölüm özeti


Doping Kontrol İşlemleri

Dopingle Mücadele Kuruluşu sporcudan herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde doping kontrol örneği
alabilir. Müsabaka içi ve müsabaka dışı olmak üzere iki çeşit doping kontrolü bulunmaktadır. Doping
kontrolü, sporcu seçiminden örneklerin analizine kadar giden 11 basamaklı bir süreçtir. Burada en önem-
li şey sporcudan alınacak örneğin bütünlüğüdür. Örneğin bütünlüğü bozulmadığı sürece doping kontro-
lü geçersiz sayılmaz. Sporcuya bildirimi yapıldıktan sonra sporcu doping kontrol işlemi bitene kadar tüm
kurallara uymakla yükümlüdür.

Sporcuların ve antrenörlerin
6 dopingle mücadeledeki önemlerini
kavrayabilme
Antrenörün dopingle mücadeledeki
7 görev ve sorumluluklarını
açıklayabilme

Sporcuların ve Antrenörlerin
Dopingle Mücadele Görev ve
Sorumlulukları

Dopingle mücadelede hem sporcuların hem de antrenörlerin görev ve sorumlulukları bulunmaktadır.


Bu görev ve sorumlulukların temeli, dopingle mücadele ilke ve kurallarını bilmeye ve bunlara riayet
etmeye dayanmaktadır. Sporcuların vücutlarında bulunan her şeyden kendilerinin sorumlu olduğu ve
örnek alımı için her zaman hazır bulunmaları gerektiği unutulmamalıdır. Antrenörlerden beklenen spor-
cularını dopingle mücadele konusunda bilgilendirmeleri, onlara yardım etmeleri ve temiz spora teşvik
etmeleridir.

129
Dopingle Mücadele I

1 Aşağıdakilerden hangisi dopingle mücadele- 5 Yaklaşan bir doping kontrolüyle ilgili sporcu-
nin temel ilkelerinden biridir? ya ne zaman haber verilmelidir?
neler öğrendik?

A. Yasaklı maddelerin satılmasına engel olmak A. 24 saat önce


B. Sporcuların arasındaki rekabeti artırmak B. 7 gün önce
C. Yasaklı yöntemleri kullananların ceza almasını C. 1 ay önce
sağlamak D. Sadece müsabaka içi doping kontrollerinde ön-
D. Sporcunun sağlığını korumak ceden haber verilmelidir.
E. İlaç endüstrisinin sporculara erişimini kısıtlamak E. Önceden bildirim yapılması gerekli değildir.

2 Yasaklılar Listesi’nin açıklaması aşağıdakile- 6 Bir sporcu hangi durumda doping kontrolü-
rin hangisinde doğru verilmiştir? nü reddedebilir?
A. Müsabakalardan men edilmiş sporcuların liste- A. Ailevi yükümlülükler olduğunda.
sidir. B. Yoğun bir program olduğunda.
B. Müsabaka içi ve müsabaka dışı uyulması gere- C. Tatile gidilmesi durumunda.
ken disiplin kuralları listesidir.
D. Eğitimle ilgili yükümlülükler olduğunda.
C. Müsabaka içi ve müsabaka dışı kullanımı yasak-
E. Sporcular doping kontrolünü reddedemez.
lı madde ve yöntemlerin listesidir.
D. Dopingle mücadele kural ihlalleri nedeniyle
ceza almış sporcularla çalışmalarına izin veril- 7 Sporcunun örneği ile birlikte laboratuvara
meyen sporcu destek personelinin listesidir. giden bilgiler aşağıdakilerden hangisidir?
E. Dopingle mücadele kural ihlalleri nedeniyle A. Sporcunun adı ve doğum tarihi
ceza almış sporcularla çalışmalarına izin veril-
B. Sporcunun adı ve telefon numarası
meyen doktorların listesidir.
C. Sporcunun branşı, cinsiyeti, bağlı olduğu fede-
rasyonu ve doping kontrol tarihi
3 Yasaklılar Listesi hangi sıklıkla güncellenir? D. Sporcunun imzası ve e-posta adresi
A. Her yıl E. Sporcunun adresi ve doğum tarihi
B. Her dört yılda bir
C. Olimpiyatlardan önce 8 Doping kontrol örneği için en az ne kadar
D. Her iki yılda bir idrar gereklidir?
E. Her yıl iki kere A. 100 mL
B. 120 mL
4 Aşağıdakilerden hangisi herhangi bir madde C. 50 mL
veya yöntemin “Yasaklılar Listesine” alınma gerek- D. 90 mL
çelerinden biridir? E. 80 mL
A. Eczanelerde satılıyor olması
B. Reçeteli ilaç kapsamına girmesi
C. Sağlık riski oluşturması
D. Reçetesiz ilaç kapsamına girmesi
E. Besin destek ürünü kapsamına girmesi

130
Spor ve Sağlık Bilimleri I

9 Doping kontrol örneklerinin saklanması ge- 10 Sporcunun vücudunda saptanan maddeler-


reken süre aşağıdakilerden hangisidir? den kim sorumludur?

neler öğrendik?
A. 3 ay A. Sporcunun ailesi
B. 6 ay B. Sporcunun kendisi
C. 1 yıl C. Sporcunun doktoru
D. 5 yıl D. Sporcunun antrenörü
E. 10 yıl E. Sporcuya maddeyi veren kişi

131
Dopingle Mücadele I

1. D Yanıtınız yanlış ise “Doping ve Dopingle Mü- 6. E Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
cadele” konusunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı

2. C Yanıtınız yanlış ise “Yasaklılar Listesi” konu- 7. C Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
sunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

3. A Yanıtınız yanlış ise “Yasaklılar Listesi” konu- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
sunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

4. C Yanıtınız yanlış ise “Yasaklılar Listesi” konu- 9. E Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
sunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Yanıtınız yanlış ise “Sporcuların ve Antrenör-


5. E Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle- 10. B
lerin Dopingle Mücadele Görev ve Sorumlu-
ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
lukları” konusunu yeniden gözden geçiriniz.

Araştır Yanıt
5 Anahtarı

Bir antrenör olarak sporcunuza ahlaklı bir sporcu olması için hakkaniyetli
ve dürüst olması gerektiğini, kurallara ve yasalara saygı duyması gerektiğini
öğretmelisiniz. Yapay bir destek olmadan kendi kapasitesinde en mükemmel
performansa ulaşmaya çalışmasını, dayanışma içinde ekip çalışmasına önem
Araştır 1 vererek yaptığı işten keyif alarak kendine ve diğer katılımcılara saygı duyma-
sını sağlamalısınız. En önemli şeyin her zaman kendi yapacağının en iyisini
yapmak olduğunu sporcularınıza anlatın. Keyif almanın kazanmaktan çok
daha önemli olduğunu onlarla paylaşın.

Bir madde veya yöntemin Yasaklılar Listesi’ne alınması için 3 gereklilik bu-
lunmaktadır. Bunlar:
• Söz konusu madde veya yöntemin, tek başına veya diğer maddelerle veya
yöntemlerle birlikte, sportif performansı artırdığına veya artırma potansi-
yeline sahip olduğuna dair tıbbi veya diğer bilimsel kanıt, farmakolojik etki
veya deneyim
• Söz konusu madde veya yöntemin kullanılmasının, Sporcunun sağlığına
Araştır 2 fiili veya potansiyel bir risk oluşturduğuna dair tıbbi veya diğer bilimsel
kanıt, farmakolojik etki veya deneyim
• Söz konusu madde veya yöntemin kullanılmasının, Dünya Dopingle Mü-
cadele Kurallarının giriş kısmında tanımlandığı şekliyle sporun ruhuna
aykırılık teşkil ettiğinin Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tara-
fından belirlenmesi

132
Spor ve Sağlık Bilimleri I

Araştır Yanıt
5 Anahtarı

Bir antrenör olarak sporcunuza doping kontrolüne girmeyi reddetmesi du-


rumunda, bunun bir dopingle mücadele kural ihlali olarak sonuçlanacağını
Araştır 3 açık bir şekilde ifade etmeniz ve bu durumun, sporcunun doping kontrol
örneğinde yasaklı madde tespit edilmiş gibi en az dört yıl hak mahrumiyeti
cezası almasıyla sonuçlanabileceğini anlatmalısınız.

Sporcularınıza doping kontrol sürecindeki aşağıda bulunan hak ve sorumlu-


lukları anlatmalısınız:
Sporcunun Hakları:
Beraberinde bir temsilci ve/veya gerekliyse bir tercüman bulundurmak
Örnek alım süreci hakkında detaylı bilgi talep etmek
Doping Kontrol Görevlisi tarafından onaylanan geçerli nedenler doğrultu-
sunda, doping kontrol istasyonuna geç gitme talebinde bulunmak
Eğer engelli bir sporcu ise, engel durumuna göre, örnek toplama işlemlerinde
Araştır 4 değişiklik talep etmek
Sporcunun Sorumlulukları:
Bildirim yapıldığı andan örnek toplama işlemi tamamlanıncaya kadar kesin-
tisiz olarak Doping Kontrol Görevlisinin veya Eşlikçisinin doğrudan gözlemi
altında bulunmak
Kurallara uygun şekilde fotoğraflı bir kimlik belgesi göstermek
Örnek alım işleminin gerektirdiği kurallara uymak
Gecikme için geçerli nedenler olmadıkça, derhal doping kontrol istasyonuna
gitmek

133
Dopingle Mücadele I

Kaynakça
Güner, R. (2016). Doping ve Dopingle Mücadele. World Anti-Doping Agency. (2019). The World
Türkiye Klinikleri J Sports Med-Special Topics, Antidoping Code. International Standard for
2(3), 49-65. Therapeutic Use Exemptions.
World Anti-Doping Agency. (2014). Athlete Reference World Anti-Doping Agency. (2020). The World
Guide to the 2015 World Anti-Doping Code. Antidoping Code. International Standard for
Testing and Investigations (ISTI).
World Anti-Doping Agency. ( - ). Parents’ Guide to
Support Clean Sport. World Anti-Doping Agency. (2019). The World
Antidoping Code. The 2020 Prohibited List
World Anti-Doping Agency. (2015). The World
International Standard.
Antidoping Code.

134
Spor ve Sağlık Bilimleri I

İnternet Kaynakları
Doping kontrol süreci. tdmk.org.tr/egitim-ve- Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu (TDMK).
bilgilendirme. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020. tdmk.org.tr. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA).wada- World Anti-Doping Agency. ALPHA-Athlete
ama.org. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020. Learning Program about Health & Anti-Doping.
wada-ama.org.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) Dopingle
Mücadele E-eğitimleri (ADeL). adel.wada-ama. World Anti-Doping Agency. Coach True. adel.wada-
org. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020. ama.org.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) Yasaklılar World Anti-Doping Agency. Sport Physician’s Tool
Listesi. tdmk.org.tr/yasaklilar-listesi. Erişim tarihi: Kit. adel.wada-ama.org.
19 Nisan 2020.
Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ). tdmk.org.
tr/tedavi-amacli-kullanim-istisnasi. Erişim tarihi:
19 Nisan 2020.

135

You might also like