Professional Documents
Culture Documents
Sporve Sağlık Bilimleri
Sporve Sağlık Bilimleri
Öğrenme çıktıları
Bölüm içinde hangi bilgi, beceri ve yeterlikleri
kazanacağınızı ifade eder.
Tanım
Bölüm içinde geçen
önemli kavramların
Bölüm Özeti tanımları verilir.
Bölümün kısa özetini gösterir.
Dikkat
Konuya ilişkin önemli
Sözlük uyarıları gösterir.
Bölüm içinde geçen önemli
kavramlardan oluşan sözlük
ünite sonunda paylaşılır.
Karekod
Bölüm içinde verilen
Neler Öğrendik ve Yanıt Anahtarı
karekodlar, mobil
Bölüm içeriğine ilişkin 10 adet
cihazlarınız aracılığıyla
çoktan seçmeli soru ve cevapları
sizi ek kaynaklara,
paylaşılır.
videolara veya web
adreslerine ulaştırır.
Editör
Yazarlar
BÖLÜM 2
Doç.Dr. Gülsün GÜVEN
BÖLÜM 3
Doç.Dr. Fırat AKÇA
BÖLÜM 4
Doç.Dr. Nihan KAFA
BÖLÜM 5
Prof.Dr. Rüştü GÜNER
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 4072
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2854
Öğretim Tasarımcısı
Öğr.Gör.Dr. Seher GÜLENÇ
Grafiker
Ayşegül Dibek
Gülşah Karabulut
E-ISBN
978-975-06-3906-7
Spor Anatomisi ve
BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 Spor Fizyolojisi I
Kinesiyoloji I
Giriş ................................................................. 3 Giriş ................................................................. 35
İnsan Vücudunun Yapısal Organizasyonu ...... 3 Spor Fizyolojisine Giriş ve Canlı Kavramı..... 35
Hücre ..................................................... 3 Canlı Organizmanın Özellikleri ............ 35
Doku ...................................................... 4 İnsan Vücudunun Yapısal
Organlar ve Sistemler ........................... 11 Organizasyonu ...................................... 37
Anatomik Terimler ve Kavramlar ................ 12 İnsan Vücudunun İşlevsel
Anatomik Duruş ................................... 12 Organizasyonu ...................................... 41
Düzlemler ............................................. 12 Hücre Yapısı ve Organizasyonu ................... 43
Eksenler ................................................. 13 Hücrenin Kimyasal Yapısı ..................... 43
Pozisyon ve Hareket ile Hücrenin Fiziksel Yapısı ........................ 44
İlgili Terimler ......................................... 13 Enerji Sistemleri ............................................. 51
Hareket Sistemini Oluşturan Yapılar ve Enerji, İş ve Güç Kavramları ................. 52
Fonksiyonları ................................................. 17 ATP Üretme Mekanizmaları ................ 52
Aktif Hareket (Kas) Sistemi ................. 17 Dinlenme ve Egzersiz Sırasında Enerji
Pasif Hareket (İskelet) Sistemi ............ 22 Sistemleri ........................................................ 57
İnsan Vücudunun Bölümleri ............... 25 Dinlenimde Enerji Sistemleri ............... 57
Egzersiz Sırasında Enerji Sistemleri...... 57
iii
Sporcu Sağlığı ve İlk
BÖLÜM 3 Sporda Beslenme I BÖLÜM 4
Yardım I
Giriş ................................................................. 69 Giriş ................................................................. 99
Beslenme Kavramı ve Önemi ....................... 69 Sağlık Kavramı ve Sporda Sağlık
Enerji Sistemleri ve Enerji Kaynakları ......... 71 Organizasyonu ............................................... 99
Organizmadaki Enerji Kaynakları ve Spor Yaralanması ve Etkili Faktörler ........... 100
Metabolizması ....................................... 71 Spor Yaralanmalarının Önlenmesi ............... 101
Egzersizde Kullanılan Enerji Spor Yaralanmalarında İlk Yardım İlkeleri
Sistemleri .............................................. 72 ve Ön Tedavi .................................................. 103
Karbonhidratlar ve Metabolizması .............. 73 Sahada Sporcunun İlk Yardım
Karbonhidratlar ve Sınıflanması .......... 74 Açısından Değerlendirilmesi ................ 105
Karbonhidrat Metabolizması ve Spor Yaralanmalarında İlk Yardım ....... 106
Egzersiz Performansı ile İlişkisi ............ 75 Sahada Bulundurulacak İlk Yardım
Proteinler ve Metabolizması ........................ 77 Gereçleri ................................................. 106
Proteinler ve Sınıflanması ................... 77 Spor Yaralanmalarında Ön Tedavi ....... 107
Protein Metabolizması ve Egzersiz
Performansı ile İlişkisi .......................... 78
Yağlar ve Metabolizması ............................... 79 BÖLÜM 5 Dopingle Mücadele I
Yağlar ve Sınıflanması ........................... 79
Yağların Metabolizması ve Egzersiz
Performansı ile İlişkisi .......................... 80 Giriş ................................................................. 117
Vitaminler ve Mineraller ............................... 81 Doping ve Dopingle Mücadele ..................... 117
Vitaminler ve Sınıflandırılması ............. 81 Dopingin Yasaklanma Nedenleri ......... 117
Vitaminlerin Metabolizmadaki Dopingle Mücadeleden Sorumlu
Yeri ve Egzersizdeki Önemi .................. 81 Kuruluşlar .............................................. 117
Mineraller ve Sınıflandırılması ............. 84 Dünya Dopingle Mücadele Kuralları ... 118
Minerallerin Metabolizmadaki Dopingle Mücadele Kural İhlalleri ....... 119
Yeri ve Egzersizdeki Önemi .................. 84 Yasaklılar Listesi ............................................. 120
Su ve İçecekler ............................................... 87 Herhangi Bir Madde veya Yöntemin
Suyun Vücuttaki Oranları ve Yasaklılar Listesi’ne Alınma Süreci ....... 121
İşlevleri .................................................. 87 Yasaklılar Listesi Sınıflaması ................. 121
Egzersize Bağlı Sıvı Kaybı ve Besin Destek Ürünü Kullanımı
Önlenmesi ............................................. 88 Güvenli Midir? ...................................... 122
Doping Kontrol İşlemleri .............................. 122
Doping Kontrolü Yapmaya Yetkili
Kuruluşlar .............................................. 123
Doping Kontrol İşleminin 11
Basamağı ................................................ 123
Kan Örneği Alım İşlemi ......................... 125
Örneklerin Saklanma Süreleri .............. 125
Sporcuların ve Antrenörlerin Dopingle
Mücadele Görev ve Sorumlulukları ............. 126
Sporcuların Görev ve Sorumlulukları .... 126
Antrenörlerin Görev ve
Sorumlulukları ....................................... 126
iv
Önsöz
Sevgili Öğrenciler,
İnsan vücudu, doğası gereği düzenli ve sürekli turan yapılar ve fonksiyonları anlatılmıştır.
hareket etmek ihtiyacındadır. Bu nedenle bi- İkinci bölümde ise canlı kavramı, hücre yapısı
reyin sağlıkla ilişkili ve psikolojik açıdan uygun ve organizasyonu, enerji sistemleri ve dinle-
durumda olması, faaliyetlerini sürdürmesi için nimde, egzersiz sırasında kullanımları örnek-
egzersiz ve spora katılım ihtiyacını artırmak- lerle sunulmuştur. Üçüncü bölümde beslenme,
tadır. Ayrıca multidisipliner bir alan olan eg- enerji sistemleri ve kaynakları, karbonhidrat,
zersiz ve sporun birçok alt disiplinini kapsayan yağ, protein metabolizmaları, vitaminler ve
sağlıkla ilişkisi gün geçtikçe daha fazla önem mineraller, sıvı kaybı ve alımı uygulamaya dö-
kazanmaktadır. Profesyonel anlamda baktı- nük olarak anlatılmıştır. Kitabımızın dördüncü
ğımızda antrenman ise sporcunun sağlığına bölümünde sporda sağlık organizasyonu, spor
dikkat ederek, performansı en üst düzeye çı- yaralanmalarında etkili faktörler, önlemler ve
karmak için, planlı ve programlı çalışmalar- ilk yardım konuları değerlendirmelerle birlik-
dır. Günümüzde egzersiz, spor ve antrenman te incelenmiştir. Beşinci bölümde ise dopingle
programlarının planlanması, yürütülmesi ve mücadele kapsamında yasaklılar listesi, spor-
geliştirilmesinde bilimin rolü de göz önünde cuların ve antrenörlerin görev ve sorumluluk-
bulundurularak ülkemizin geleceği olan spor- ları, doping kontrol işlemleri konularına yer
cuların yetiştirilmesinde en önemli görevi üst- verilmiştir.
lenen antrenörlerimizin de profesyonel geli-
şimlerinin desteklenmesi gerekmektedir. Kitabın oluşturulmasında işbirliği ve dayanış-
ma içerisinde çalıştığımız tüm arkadaşlarıma
Bu konu kapsamında spor ve sağlık bilimleri ve eserlerinden yararlandığımız değerli mes-
modülü birinci kademe kitabı, spor ve sağlık lektaşlarımıza ayrıca kitabın yayınlamasında
ile ilgili güncel bilgilere ulaşmak isteyen spor emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
bilimleri alanındaki tüm profesyonellere yöne- Ortaya çıkan kitabın, antrenör adayları ve ant-
lik olarak her bölümün alan uzmanları tarafın- renörlerin yanı sıra spor bilimleri alanındaki
dan hazırlanması ile oluşturulmuştur. Spor ve tüm profesyonellere önemli bir katkı ve destek
Sağlık Bilimleri Modülü birinci kademe kitabı; sağlaması dileğiyle…
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji, Spor Fizyoloji-
si, Sporda Beslenme, Sporcu Sağlığı ve İlk Yar-
dım, Dopingle Mücadele bölümlerini içermek- Editör
tedir. Bu doğrultuda birinci bölümde insan
vücudunun yapısal organizasyonu, anatomik Doç.Dr. Gülsün GÜVEN
terimler ve kavramlar, hareket sistemini oluş-
v
Ülkelerin her alanda olduğu gibi spor alanında federasyonlarına bağlı antrenör ve eleman ye-
da uluslararası düzeyde rekabet edebilirliği ve tiştirilmesinde toplumun her kesimine eşit eği-
yeniliklerwe öncülük edebilmesi, yetiştirdiği tim olanakları sunan bir kurumdur. Bakanlığı-
nitelikli insan gücüyle ilişkilidir. Spor eğitimine mız, bu süreç içerisinde dünyada ve Avrupa’da
ilişkin gerekli bilgi, beceri ve yeterliliğe sahip yaşanılan gelişmeler doğrultusunda ülke ger-
yetkin antrenörlerin yetiştirilmesinde yenilik- çeklerini ve antrenör eğitimindeki gelişmeleri
çi ve nitelikli eğitim modellerinin önemli rol takip ederek, antrenör yetiştirmeye yönelik
oynadığı bilinmektedir. Şüphesiz ki sektörde eğitim politikalarında daha nitelikli eğitim ve
ihtiyaç duyulan nitelik ve nicelikte insan kay- öğretim taleplerinin karşılanmasında ve geliş-
nağının yetiştirilmesinde ise nitelikli eğitim tirilmesinde en güçlü kurum olma özelliğini de
modelleri ve yaklaşımlarına atfedilmektedir. korumaktadır.
Spor alanında da beşerî sermayenin ülkelerin Dünyada spor ve rekreasyon sektöründe yaşa-
sportif başarıların arttırılmasında, devamlılı- nan son gelişmelere bağlı olarak ülkemizde de
ğın sağlanmasında ve yapısal değişiminde öne- bu gelişmelere uygun politikaları hayata geçi-
mi tartışmasızdır. Nitekim, eğitim düzeyinde rebilmek amacıyla antrenör eğitimi alanında
nitelik arttıkça beşerî sermayenin nitelikleri- önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Bu
nin de artacağı ve bunun da hayat boyu eği- değişikliklerin temel ve öncelikli basamağını
tim ile mümkün olabileceği unutulmamalıdır. ise antrenörlerin yetiştirilmesi ve geliştirilme-
Bilindiği gibi, 21. yüzyılda bilişim teknolojileri sine ilişkin çalışmalarımız oluşturmaktadır. Bu
sayesinde artık yaygın olan hayat boyu eğitim çalışmalarımızın başında yürürlüğe giren Ant-
hizmetlerinin yürütülmesinde uzaktan eğitim renör Eğitimi Yönetmeliği kapsamında hayata
önemli bir yer tutmaktadır. Spor alanında ha- geçirilen toplumun her kesimine eşit biçimde
yat boyu eğitim ile birlikte uzaktan eğitimin eğitim olanakları sunabilmek için tercih edi-
etkin kullanımı, antrenör eğitiminde fırsat len uzaktan eğitim modeli ve modüler eğiti-
eşitliğinin oluşturulması, yaşam kalitesinin midir. Bu doğrultuda Bakanlığımız, antrenör
arttırılması, sosyal eşitsizliklerin azaltılması eğitimlerinin daha nitelikli bir biçimde sunul-
gibi sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin ger- ması amacıyla antrenör adaylarının kazanım
çekleştirilmesinde de önemli rol oynadığı göz ve yeterliliklerinin üst düzeye çıkarılması, eği-
önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca yakın za- tim ortam ve süreçlerinin geliştirilmesini he-
manda yaşamaya başladığımız Covid-19 salgını defleyerek, Antrenör Eğitimi (Temel Eğitim)
sürecinde özellikle uzaktan eğitimin önemi bir Müfredat Programını antrenörlük kademeleri
kez daha anlaşılmıştır. itibarıyla Avrupa Yeterlilik Çerçevesine uygun
Ülkelerin sportif başarılarının elde edilmesin- şekilde güncelleyerek antrenör eğitiminde
de ve devamlılığın sağlanmasında önemli rol uygulanacak olan uzaktan eğitim sisteminde
oynayan aktörlerden biri de antrenörlerdir. kullanılmak üzere modüler eğitime uyumlu
Avrupa Birliği Konseyine göre antrenör; per- kitapların hazırlanması çalışmalarını hayata
formans, rekreasyon ya da sağlık amacıyla bil- geçirmiştir.
gi ve becerilerini ortaya koyarak, spor eğitimi- GSB Spor Eğitimi ve Bilim Kurulumuz iş bir-
ni planlayan ve güvenli bir ortamda bireylere liğiyle gerçekleştirilen bu çalışmaların ürünü
eğitim veren, rehberlik eden kişidir. Çağdaş olarak ortaya çıkan Antrenör eğitimi Müfredat
toplumlarda antrenörler, yalnızca antren- Programı ve modüler eğitime uyumlu kitaplar
manları planlayan, uygulayan teknik bir ele- başta Bakanlığımız olmak üzere, Spor Fede-
man değil aynı zamanda sporculara, katılım- rasyonları ve Spor Bilimleri Fakülteleri için
cı bireylere ve topluma rehberlik eden ve rol antrenör yetiştirmeye yönelik eğitim prog-
model olan bireyler olarak gösterilmektedir. ramlarının geliştirilmesinde temel bir referans
Antrenörlerden beklenilen bu toplumsal rol- oluştururken; antrenörlerimiz için de kişisel ve
ler, nitelikli bir antrenörün tüm özellikleriyle mesleki gelişim konusunda bir rehber niteliği
tanımlanmasını ve bu çerçevede hazırlanan taşıyacaktır.
antrenör yetiştirmeye yönelik eğitim politika-
larının hayata geçirilmesini gerektirmektedir. Kısa süre içerisinde gerçekleştirilen bu çalış-
Son yıllarda, başta Avrupa Birliği olmak üzere malarda emeği geçen çok değerli GSB Spor
pek çok ülkede sektördeki antrenör ihtiyacı- Eğitimi ve Bilim Kurulu üyelerine, Bakanlığı-
nı karşılamak, nitelik ve niceliğini arttırmak mız çalışanlarına, akademisyenlere ve eğitim
amacıyla antrenör yetiştirmeye yönelik çeşitli ile ilgili tüm paydaşlarımıza teşekkür eder; bu
eğitim modellerinin geliştirilmekte ve uygu- önemli çalışmanın antrenörlerimize ve ülke-
lanmakta olduğu görülmektedir. mize hayırlı olmasını temenni ederiz.
Gençlik ve Spor Bakanlığımız; ülke genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı
spor federasyonları ile iş birliği içerisinde spor
vi
Bölüm 1
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
öğrenme çıktıları
1 2
1 İnsan vücudunu oluşturan temel anatomik 2 İnsan vücudundaki anatomik yapıların
yapıları ve fonksiyonel organizasyonlarını konumlarını ve hareketlerini tanımlayan
tanımlayabilme terimleri açıklayabilme
3
Fonksiyonları
3 Hareket sistemini oluşturan temel yapıların
fonksiyonlarını açıklayabilme
2
Spor ve Sağlık Bilimleri I
GİRİŞ
Anatomi terimi, eski Yunanca “ana” (içinden) ve “tome” (-Temnein) (kesmek) kelimelerinin bir araya
gelmesiyle oluşmuştur. Buradaki kesme, parçalara ayırma anlamına gelmektedir. Latincede anatomi terimi-
nin karşılığı “dissection” kelimesidir.
Anatomi genel anlamıyla, vücut şekil ve yapısını, mikroskopik ve makroskopik yapılar arasındaki ya-
pısal ve fonksiyonel ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Anatomi öğreniminde yapıların izole olarak öğrenil-
mesinden ziyade, fonksiyonlarının ve diğer yapılarla ilişkilerinin birlikte öğrenilmesi, bütün halinde kolay
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
Hücre
“Canlı” denilen olgu hücrenin varlığına dayanır. Özetle hücre şu özelliklere sahiptir:
1. Yapının temel birimidir; hücreler sırasıyla dokuları ve organları oluşturur. ,
2. Çoğalmanın ve büyümenin temel birimidir; sinir hücreleri dışındaki bütün hücreler ikiye bölüne-
rek çoğalabilir.
3. Fonksiyonun temel birimidir; bedenin herhangi bir işlevini yerine getirmek için (örneğin besin
maddelerinin bağırsaklardan emilmesi) hücre düzeyinde fonksiyonel bir organizasyon vardır.
Hücrenin yapı taşları ikiye ayrılır (Tablo 1.1):
3
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
4
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Destek Dokusu
dikkat
Destek dokusunun üç şekli vardır:
Kollajen fibrillerinin mekanik özellikleri yaş, cin-
siyet, hormonal farklılıklar ve antrenman ile fark- Tendon dokusu: Tendonlar, kas kuvvetini ke-
lılık gösterebilir. mik ve eklemlere aktaran yapılardır. Tendona etki
eden kuvvet yönünde birbirine paralel olarak di-
zilmiş kollajen lifler, tendon dokusunun gerilmeye
Elastin lifler: Kalın tabakalar hâlinde dizildik- karşı olağanüstü direncini yaratırlar. Kollajen lifler
lerinde hafif sarı renktedirler. Kollajen liflerden arasında kalan fibroblastlar yer azlığı nedeniyle ka-
farklı olarak düzensiz bir ağ yapısı oluştururlar. natsı bir şekil alırlar: sitoplazma uzantıları bir kanat
Elastin lifler uzunluklarının %150’si kadar gerinip gibi kollajen liflerin arasına girer. Kollajen lifler bağ
bırakıldıklarında yine başlangıç uzunluklarına dö- dokusu ile çevrilerek daha büyük demetler şeklinde
nerler. Ancak bu gerinme noktasında, yani uzun- paketlenirler.
luklarının %150’sinde gerilme gücünü başka yapı- Kıkırdak dokusu: Kıkırdak dokusu, bütün
lara aktarabilmektedirler. Kısacası elastin liflerin bir bağ ve destek dokularında olduğu gibi hücrelerden
“sertleşme” uzunluğu vardır. Elastik özelliklerinden (kondrosit), amorf temel maddeden ve liflerden
dolayı bu lifler mekanik enerji depolayabilirler. Bu oluşur. Hiyalin, lifli ve elastik kıkırdak olmak üzere
nedenle akciğer, kan damarları ve elastik kıkırdak üç çeşit kıkırdak dokusu vardır. Ancak her üç kıkır-
gibi “elastik” özellikleri olan organ ve dokularda dak dokusunda da “kondromlar” bulunur. Kond-
sıktırlar. romlar, bir veya daha çok kondrosit tarafından
5
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
oluşturulan, bir kapsül ile çevrili kıkırdak alanları- epifiz arasında metafiz adı verilen ince bir hiyalin
dır. Kıkırdak dokusu gerilmeden çok basınca karşı kıkırdak dokusu bulunur. Kemiğin büyümesi me-
dirençlidir. Kondrom kıkırdak dokusunun “basın- tafizde kondral ossifikasyon ile olur. 20-23 yaşları
ca karşı elastik özellikler gösteren temel birimi”dir. arasında metafiz tamamen kemikleşir ve kemik bü-
Kıkırdak dokusunda kan damarı ve sinir yok- yümesi durur.
tur. Beslenme ya kıkırdak dokusuna komşu kan
damarlarından veya eklem sıvısından difüzyon ile
olur. Kıkırdağa uygulanan basınç difüzyonu hız-
Ossifikasyon: Osteoblast hücreleri tarafın-
landırır.
dan yeni kemik dokusu oluşturulması.
1. Lifli kıkırdak: Hücreler arasında görece az
miktarda amorf temel madde ve çok sayıda
paralel dizilmiş kollajen lif bulunur. Kond- Kemik oluşumu iki şekilde gerçekleşebilir. Bi-
rom ve kondrositlerin sayısı da azdır. Lif- rincisinde kemik dokusu, doğrudan embriyonal bağ
li kıkırdak özellikle vertebralar arasındaki dokusunun farklılaşması sonucu ortaya çıkar. “Des-
diskler ile diz eklemindeki meniskuslerin mal ossifikasyon” adı verilen bu süreç ile özelllikle
yapısını oluşturur. Lifli kıkırdak, kollajen lif kafa tasının yassı kemikleri oluşur. “Kondral ossifikas-
sayısı arttıkça tendon dokusuna benzemeye yon” adı verilen ikinci süreçte ise kemiğin önce kıkır-
başlar (disklerin dış kısmı). daktan bir modeli yapılır, daha sonra da osteositler
2. Hiyalin kıkırdak: Hiyalin kıkırdakta bu kıkırdak modelini kemiğe dönüştürür.
kondrositlerin sayısı lifli kıkırdağa oranla Kemiğin yapısı: Kemik “periost” adı verilen
çok artmıştır. Hiyalin kıkırdağın özellikle bir zar ile çevrilmiştir. Periost iki tabakadan olu-
basınca karşı olan direnci (1 mm2 hiyalin şur. Kemiğe bitişik tabakada hücreler çoktur, dış
kıkırdak 1.5 kg taşıyabilir) hem çok sayıda tabakada kollajen lifler ve elastik lif ağları bulunur.
bulunan kondromlara hem de kollajen lifle- Periostun kollajen lifleri kemiğin dış tabakasına
rin kendine özgü dizilişine bağlıdır. Hiyalin girerek (Sharpey lifleri), periost ile kemiğin birbi-
kıkırdak bedenin bütün eklem yüzeylerini rine yapışmasını sağlar. Periostun görevleri kan da-
kaplar. marları ile kemiğin beslenmesini sağlamak, kemiği
3. Elastik kıkırdak: Elastik kıkırdakta kolla- korumak, ağrı hissi ile aşrı zorlanmaları önlemek
jen liflerinin yanı sıra elastik liflerden oluşan ve yeni kemik oluşumuna katkıda bulunmak şek-
bir ağ mevcuttur. Bu nedenle sarı kıkırdak linde özetlenebilir.
olarak adlandırılır. Elastik kıkırdak (kulak Kemiğin dış tabakası “substantia kompakta” (ke-
kıkırdağında olduğu gibi) bükülebilir. Elas- mik korteksi) adını alır. Substantia kompakta üç
tik lif ağının dışında elastik kıkırdağın yapı- çeşit lamelden oluşur. Lameller kalınlıkları 3-7 mik-
sı aynen hiyalin kıkırdağa benzer. rometre arasında değişen kemik tabakalarıdır. Bir-
Kemik dokusu: Kemik dokusu insan bedeni- birlerinden ince bir “alçı” tabakası ile ayrılırlar. Bu
nin en sağlam dokusudur. Basınca karşı sağlamlığı tabaka organik maddelerden oluşur, ancak lif barın-
kıkırdak dokusundan yaklaşık 10 kat daha fazladır. dırmaz. Lamel içinde ise birbirine paralel seyreden
Bunun nedeni kemiğin organik temel maddesi içi- kollajen lifleri bulunur. Komşu iki lameldeki lif doğ-
ne anorganik bileşimlerin; %85 oranında kalsiyum rultusu genelde birbirine dik açı yapar. Osteositler
fosfat, %10 oranında kalsiyum karbonat ve %5 lamel sınırında düzgün sıralar şeklinde dizilirler.
oranında magnezyum ve alkali tuzların yerleşme- Lamellerin üç şekli vardır:
sidir. Bunun yanında kemik dokusunun organik
1. “Genel lameller” kemiği bütünüyle birkaç
bileşimi olarak osteoid (amorf temel madde) ve kol-
tabaka olarak sararlar. Periostun hemen al-
lajen lifler bulunur. Kemik dokusu hücresi osteosit
tında bulunurlar.
olarak adlandırılır.
2. “Osteon”, merkezinde bulunan Havers ka-
Yuvarlak kemikler diafiz ve epifiz adlı iki bö-
nalı ile bu kanalın çevresinde daire şeklinde
lüme ayrılır. Diafiz kemiğin orta kısmı, epifiz ke-
tabakalar olarak dizilen “özel” lamellerden
miğin hiyalin kıkırdak ile örtülü eklem kısmıdır.
oluşan bir yapıdır. Osteon, substantia kom-
Gelişme çağında, yani büyüyen kemikte diafiz ile
6
Spor ve Sağlık Bilimleri I
pakta boyunca uzanan silindir şeklinde bir Özellikle bağ ve destek dokusunda hücreler, de-
yapı birimidir. Merkezindeki Havers kana- ğişik işlev durumlarına sentezlerinden sorumlu ol-
lında seyreden kan damarları difüzyon yo- dukları amorf temel madde ile liflerin üretimini ar-
luyla osteonu beslerler. tırarak veya bileşkelerini değiştirerek yanıt verirler.
3. “Substantia kompakta”de osteonlar arasın- Bağ ve destek dokusundaki liflerin, ve özellikle
da kalan boşlukları “ara” lameller doldurur. kollajen liflerin doğrultusu, doku üzerinde etkili
Bunlar düzenli bir şekli olmayan lameller- olan kuvvet yönünü izlerler. Eğer kuvvetin yönü
dir. “Substantia spongiosa” kemiğin iç kıs- anatomik veya fizyolojik nedenlerden dolayı deği-
mını oluşturur ve petek şeklindeki boşluk- şirse o zaman bağ ve destek dokusunun lifleri de
larında kemik iliğini barındırır. Substantia bu yeni yön doğrultusunda dizilirler. Egzersiz ile
spongiosa’daki lamel parçaları ilk bakışta özellikle kollajen liflerin sayısı ve kesit yüzeyi artar;
düzensiz bir görünüm arz etseler de aslında böylece doku daha sağlam hâle gelir.
kemiğin maruz kaldığı kuvvetler doğrultu- Antrenman ile tendon kesit alanını ve sertliğini
sunda “traje” şeklinde dizilirler. artırmak mümkündür. Bu şekilde tendonların ge-
rilmeye karşı direnci artar. Antrenman ile sağlanan
Bağ ve Destek Dokusunda Egzersiz ile
sağlamlık bir yandan niceliksel değişimlere, yani
Oluşan Değişimler
hipertrofiye (kollajen lif kesitinin artması), bir yan-
Bedenin en küçük işlevsel birimi hücre oldu- dan da niteliksel değişimlere (kollajen lif yapısının
ğundan herhangi bir fizyolojik veya patolojik yük- değişmesi) bağlıdır. Fizyolojik olmayan yüklenme-
lenmeye karşı bedenin tepkisi yine hücre bazında lerde tendon hücresi bir osteosite dönüşebilir. Bu-
organize olacaktır. Bedenin herhangi bir işlevinde nun sonucunda aşırı miktarda kalsiyum bağlanan
artış olduğunda hücreler bunu iki şekilde karşılaya- bu odaklar kemikleşebilir.
bilirler (Şekil 1.1):
Aynı ilkeler doğrultusunda kıkırdak hücresi de
1. Hipertrofi; hücrede büyüme görülür.
egzersiz sonrasında amorf temel madde ile kolla-
2. Hiperplazi; hücre sayısında artış görülür. jen lif sentezini artırır. Lifli kıkırdakta yüklenme-
ye bağlı kollajen lifi artışı sonucunda bu doku bir
tendona benzemeye başlar. Hiyalin kıkırdakta ise
kısa süreli ile, uzun süreli yüklenmelerin sonuçları
birbirinden farklıdır. Kısa süreli yüklenmede, ör-
neğin ısınma esnasında, hiyalin kıkırdak %12-13
oranında su alarak şişer. Böylece özellikle basınca
karşı elastik direnci artar. Uzun süreli yüklenmede
ise hiyalin kıkırdakta bir hipertrofi görülür; kond-
rositler ile kondromlar büyür ve kondrositlerin me-
tabolik aktivitesi artar. Ayrıca kondrom içerisinde-
ki kondrosit sayısı da artar. Bu adaptasyon süreçleri
sayesinde hiyalin kıkırdak artan mekanik yüklen-
meyi herhangi bir eklem hasarı olmadan karşılar.
Bağ ve destek dokusunun sağlamlığı özellik-
le “mikrotravmalar” ile bozulabilir. Mikrotravma,
tekrarlayan görece düşük yüklenmeler sonucu olu-
şan, genellikle kişinin farkına varmadığı küçük ya-
ralanmalardır. Doku hasarı dışında, kılcal damar-
larda hafif kanamalar olur. Sonrasındaki yenilenme
sürecinde, bu odaklarda başlayan tamir süreçleri
dokuya eski sağlamlığını kazandıramaz ise, yeni bir
yüklenmeyi kaldıramayan dokuda rüptürler (yır-
Şekil 1.1 Hipertrofi ve Hiperplazi. tılmalar) ortaya çıkabilir. Tendon kopmalarında,
Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Hyperplasia mikrotravmalar önemli bir rol oynayabilir.
adresinden uyarlanmıştır.
7
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
8
Spor ve Sağlık Bilimleri I
İskelet kas lifinin sarkolemması, miyolem (myelomma) adlı bir kılıf ile çepçevre sarılır. Miyolem bir bazal
lamina ile retiküler liflerden oluşur. Tendonun kollajen lifleri miyoleme tutunurlar. Kas, tendon ve kemik
işlevsel bir bütün oluştururlar. Yukarıda anlatıldığı üzere tendonun kollajen lifleri miyoleme tutunurlar,
Burada kollajen liflerinin hafif dalgalı seyri ile elastik liflerin varlığı bir esneme payı sağlar. Böylece kont-
raksiyon anında ani gerilmeler önlenmiş olur. Benzer şekilde tendonun kemiğe tutunma noktası “insertio”,
değişik esneklikleri olan dokular arasında bir geçiş oluşturur. Bundan dolayı kemik ile tendon arasında
kıkırdak dokusu bulunur. Böylece yumuşak bir geçiş sağlanır.
Kas lifinde bulunan aktin ve miyozin miyofilamentleri “miyofibril” adı verilen demetler şeklinde paket-
lenir. Kas lifinin kuvveti, kesitinde bulunan aktin/miyozin miyofilamentlerin (veya miyofibrillerin) sayısı
ile doğru orantılıdır. Kas kasılması sırasında aktin ve miyozin filamentleri arasında oluşan çapraz köprüler
kasın kısalmasını ve sonucunda kuvvet üretmesini sağlar. İnsan hareketinin temelinde bu mekanizma ya-
tar. Bir sarkomerde, aktin ile miyozin arasındaki çapraz köprü sayısı ne kadar fazlaysa sarkomerde o kadar
kuvvet üretilebilir. Çapraz köprü sayısının maksimum olduğu ve sarkomerin en çok kuvvet ürettiği uzun-
luğa, optimum uzunluk denir.
Kasın kuvvet üretme kapasitenin yanı sıra, hareket için diğer önemli özellik kasın kasılma hızıdır. Kasın
kasılma hızını belirleyen en önemli özellik kas fibril tipidir (Tablo 1.2).
9
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
10
Spor ve Sağlık Bilimleri I
bir elektrik devresine benzetilebilinir. Uyarımın torbasına iletilir. Toplanan idrar, yine bu sistem
iletilmesi “ya hep ya hiç” ilkesine göre olur; yani organı olan idrar kanalı aracılığı ile vücuttan atılır.
ya her bakımdan hep sabit kalan bir depolarizas- Görüldüğü üzere hepsi aynı amaca ulaşmak için
yon iletilir veya herhangi bir uyarım iletilmez. Her ayrı fonksiyonlar üstlenerek boşaltım sistemini
bir nöronun aksonu başka nöronların dendritleri oluşturmuşlardır.
veya perikaryonları ile “sinaps” adı verilen bağlan-
tılar yapar. Aynı aksonda olduğu gibi sinapsda da Kas-İskelet Sistemi
uyarım sadece tek bir yönde iletilir. Bunun dışında,
Vücudun hareketini sağlar. Temel olarak ke-
nöron ile iskelet kas lifi arasında “motorik son plak”
mikler, kaslar ve eklemlerden oluşur.
olarak adlandırılan özel bir sinaps şekli mevcuttur.
Glia hücrelerinin bir alt tipi olan “Schwann
hücreleri”, birkaç sitoplazma tabakası ile aksonu Solunum Sistemi
kaplarlar. Schwann hüçrelerinin yaptığı bu akson Soluk alarak biyolojik süreçlerimiz için gerekli
kılıfı “nörolem” olarak adlandırılır. Buna ek olarak oksijen ve karbondioksiti akciğerlere ileten ve kana
kalın aksonlarda (çapları 1 mikrometreden büyük) geçişini sağlayan, soluk verirken de ters yönde işlev
Schwann hücreleri, lipid ile proteinden oluşan ve gören sistemdir. Temel olarak burun, yutak (fa-
“miyelin” olarak adlandırılan bir izolasyon maddesi rinks), gırtlak (larinks), soluk borusu (trakea) ve
ile aksonu birkaç kat sararlar. Akson boyunca 1-2 akciğerlerden (pulmones) oluşur.
mm aralıklarla miyelinsiz odaklar vardır; bunlar
“Ranvier boğumları” olarak adlandırılır. Miyelin bir Dolaşım Sistemi
izolatör görevi gördüğünden, miyelinli aksonlarda Vücuttaki kanın dolaşımını sağlayan sistemdir.
depolarizasyon bir Ranvier boğumundan diğer Temel olarak kalp, atardamarlar (arter), toplarda-
Ranvier boğumuna atlayarak yani çok daha hızlı marlar (ven), kılcal damarlar (kapiller), lenf ve lenf
bir şekilde akson boyunca iletilir. kanallarından oluşur.
11
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
Üriner Sistem
Vücuttaki metabolik olaylar sonucu ortaya çıkan maddeler bu sistemde süzülerek dışarı atılır. Temel
olarak böbrekler, üreterler, mesane ve üretradan oluşur.
Üreme Sistemi
Üremeyi ve gen aktarımını sağlayan sistemdir. Cinsiyetler arasında farklı organ ve oluşumlar bulunur.
Kadında temel olarak yumurtalıklar (ovaryum), tüpler, rahim (uterus), vajina ve vulvadan oluşur. Erkekte
ise testis, üreme bezleri ve penisten oluşur.
İntegumenter Sistem
İntegumenter sistem, vücudu dışarıdan gelen hasara, su ve ısı kaybına karşı koruyan cilt ve buna bağlı
yüzeyel uzantıları içerir.
Öğrenme Çıktısı
1 İnsan vücudunu oluşturan temel anatomik yapıları ve fonksiyonel organizasyonlarını
tanımlayabilme
Anatomik Duruş
Vücut pozisyonuna göre anatomik tanımlamalar yapılırken ve konumlardan bahsedilirken yüzü bize dö-
nük bir şekilde ayakta duran, baş ve gövdesi dik pozisyonda, kolları yanlarda ve aşağıya sarkık, avuç içi öne
bakan, ayakları birleşik ve öne dönük bir kişi referans alınır. Bu standart pozisyona anatomik duruş denir.
Vücut kısımlarının konumları ve ve hareket oryantasyonları tarif edilirken kullanılmak üzere insan
vücudundan 3 ana düzlemin ve eksenin geçtiği varsayılır (Şekil 1.3).
Düzlemler
Temelde 3 düzlem vardır ve anatomik tanımlamalar bu 3 ana düzlem ekseninde yapılır.
12
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Eksenler
Eksenler (Aksisler), insan vücudunda eklemler çevresinde oluşan hareketlerin tanımlanmasında kulla-
nılır. Temel eksenler şunlardır:
Vertikal Aksis: Baştan ayaklara doğru dikey inen ve yere dik olan eksendir.
Sagittal Aksis: Önden arkaya veya arkadan öne doğru yönelen ve yere paralel olan eksendir.
Frontal Aksis: Sağdan sola veya soldan sağa uzanan ve yere paralel olan eksendir.
13
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
dikkat
Pozisyonlar tanımları, insan anatomik duruş pozisyonuna göre verilmiştir. Hayvan ana-
tomik duruş pozisyonlarında bazı tanımlamalar farklılaşabilir. Örneğin iki ayağı üzerine
kalkan bir köpe için, anterior baş tarafına doğru yukarıyı tanımlar.
14
Spor ve Sağlık Bilimleri I
İnsan vücudundaki bütün hareketler eksenler çevresinde gerçekleştirilir (Şekil 1.5). Hareketleri tanım-
layan terimler şunlardır (Tablo 1.4):
Tablo 1.4 Eklem Hareketlerini Tanımlayan Terimler.
15
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
Sık kullanılan hareketi tanımlayan terimler, düzlemlere göre aşağıdaki tabloda özetlenmiştir (Tablo 1.5):
Düzlem Terimler
Fleksiyon ve ekstansiyon
Sagittal Dorsifleksiyon ve plantar fleksiyon
Ön ve arkaya eğilme/bükülme
Abduksiyon ve Adduksiyon
Frontal Lateral fleksiyon
Eversiyon ve inversiyon
İnternal (medial) ve eksternal (lateral) rotasyon
Transvers
Aksiyal rotasyon
Öğrenme Çıktısı
2 İnsan vücudundaki anatomik yapıların konumlarını ve hareketlerini tanımlayan terimleri
açıklayabilme
16
Spor ve Sağlık Bilimleri I
17
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
Kas Kuvveti
Kas fasiküllerinin dizilişine göre bir kasın kısalma oranı, kısalma hızı ve üretebileceği kuvvet değişir. Bu
bağlamda, “anatomik” ve “fizyolojik” çapraz kesit alanı şeklinde bir ayrım yapmak mümkündür. Anatomik
çapraz kesit alanı, bütün kası boyuna dik kesen düzlemdir. Fizyolojik çapraz kesit alanı ise kas fibrillerine
dik bir şekilde kasın kesilmesi sonucu elde edilen alanı ifade eder. Kas içinde fasiküllerin geometrik dizilişi-
ne bağlı olarak bu iki kesit alanı birbirinden farklı olabilir. Bir kasın kuvveti, fizyolojik çapraz kesit alanına
göre ortalama 25 N/cm2’dir. Dolayısıyla, kasın maksimum kuvvet üretebilme kapasitesi fizyolojik çapraz
kesit alanı ile doğru orantılıdır. Bunun yanı sıra, kuvvet üretme ve dışarıya iletme kapasitesi; cinsiyet, yaş,
kas içi koordinasyon, bağ doku sağlığı ve motivasyon gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.
18
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Aşağıdaki terimler genellikle kasların hareket sı- lindir tepecikler), “linea” (çizgi şeklinde kıvrımlar)
rasındaki fonksiyonlarını tanımlamak için kullanılır: ve “crista” (kalın kıvrımlar, belirgin çıkıntı) adını
Agonist: Hareketin başlatılmasında ve gerçek- alırlar (Tablo 1.6).
leştirilmesinde direk olarak görev alan kas ve kas
Tablo 1.6 Kemik Çıkıntılarıyla İlgili Anatomik Terimleri
grupları. Örneğin tibialis anterior ayak bileğinin
ve Tanımlamalar.
dorsifleksiyon hareketinde agonist olarak görev alır.
Antagonist: Hareketin gerçekleştiği yönün ter- Anatomik Terim Tanım
si yönde (hareketi yavaşlatmaya veya durdurmaya
Crista (Krest) Kalın kıvrımlar, belirgin çıkıntı
yönelik), agonist kas veya kas grubuna karşı görev
alan kas veya kas grubudur. Örneğin; gastrocnemi- Linea Çizgi şeklinde kıvrımlar
us ve soleus kasları, dorsifleksiyon hareketi sırasın- Processus Çıkıntı ya da tümsek
da tibialis anteriorun antagonistleri olarak kabul Spinae Dikenimsi sivri çıkıntı
edilir (Şekil 1.9).
Trokanter Büyük kaba çıkıntı
Sinerjist: Bir hareketin gerçekleşmesi sırasında
Tubercle
birlikte görev alan kaslar sinerjist olarak kabul edilir. Düğme şeklinde çıkıntı
(Tüberkül)
Genellikle harekette birincil olarak görev alan ago-
nist kaslara yardımcı olan kaslar sinerjist kaslardır. Tuberositas Küçük, kaba çıkıntı
Sinerjist kaslar, hareketi ortaya çıkaran kuvvet vektö-
rü yönünde agonist kaslara yardımcı olabileceği gibi Ağır mekanik yüklenmenin olduğu odaklarda
hareketin oluşmasına olanak sağlamak için stabiliza- tendonlarda kemikleşme olabilir (patella aslında
tör görevi de üstlenebilir. Bu görevi üstlenen kaslar, bu duruma iyi bir örnektir). Ayrıca tendon ve kas-
özel olarak stabilizatör kaslar olarak adlandırılır. ların kemik çıkıntıları üzerinden geçtikleri yerlerde
“bursa” adlı sıvı dolu kesecikler bulunur. Bunlar
Kişilerin hareket kapasitelerine (mobilizasyon,
yastık görevi görerek kas veya tendonu sürtünme-
stabilizasyon, kuvvet vb.) bağlı olarak benzer ha-
den korurlar. Tendon kılıfları (vaginae tendinum)
reketlerde kasların üstlendiği görevler kişiler arası
ise tendonun kayganlığını arttırırlar. Dış tabakaları
farklılık gösterebilir.
sıkı bağ dokusundan olup, iç tabakaları (synovia)
kaygan bir sıvı salgılarlar.
Miyofasya, bir kası veya kas grubunu saran ve
sıkı bağ dokusundan oluşan kılıflardır. Hem kont-
raksiyon esnasında kasın doğru konumda kalması-
nı sağlarlar, hem de başka kasların tutunabileceği
bir yüzey oluştururlar. Ayrıca kuvvet iletimi ve de-
rin duyu gibi fonksiyonlarda da rol oynarlar.
İnsan vücudunun hareketi, eklemlerdeki ro-
tasyonel hareketler sonucu ortaya çıkar. Bunun
için, kaslar kemikleri kaldıraç olarak kullanarak
tork (rotasyonel kuvvet) üretirler. Genel olarak
konuşursak kaldıraç; bir aksis (rotasyon merkezi)
Şekil 1.9 Agonist ve Antagonist Kaslar.
üzerinde asılı duran, rijit bir çubuktan oluşan ba-
Kaynak: https://www.bbc.co.uk/bitesize/topics/zpsysg8
sit bir makinedir. Kaldıraçların temel görevi lineer
adresinden uyarlanmıştır.
kuvveti rotasyonel torka dönüştürmektir. Vücut
eklemlerimizde hareketler, bu prensiple ortaya çık-
Kas İskelet Sisteminde Kuvvet İletimi maktadır. Kas-iskelet sistemini etkileyen en önemli
ve Kaldıraç Tipleri kuvvetler; kas kuvvetleri, yerçekimi kuvveti, doku
Kaslar, tendon ve aponevrozlar aracılığıyla ke- gerilimleri ve çevre kaynaklı fiziksel temas yoluy-
mikteki özel oluşumlara tutunurlar. Bunlar; “tube- la ortaya çıkan kuvvetlerdir. Vücutta kaldıraçların
rositas” (küçük, kaba çıkıntı), “tüberkül” (düğme aksisi, eklem orta noktasında (eklem aksı) konum-
şeklinde çıkıntı), “spinae” (dikenimsi sivri çıkıntı), lanır. Kaldıraçlar birinci, ikinci veya üçüncü tip
“processus” (çıkıntı veya tümsek), “trochanter” (si- olarak sınıflandırılır:
19
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
20
Spor ve Sağlık Bilimleri I
21
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
Kemikler
İskelet sistemi 208 kemikten oluşur (Tablo 1.7).
22
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Kemiklerin toplam ağırlığı beden ağırlığının ortalama %17’sini oluşturur. İskelet sistemi hareketin
pasif bileşkesidir, ayrıca bedene şekil verir ve organların içine yerleşebileceği sağlam bir yapı oluşturur.
Kemiklerin şekli, işlevlerine ve üzerlerinde etkili olan mekanik yüklere bağlı olarak oluşur (Wolff kanunu).
Örneğin tibia doğumda silindir şeklindedir; ancak ayakta durma ve yürümeyle ilişkili olarak yetişkinin üç-
gen tibiası ortaya çıkar. Hâlbuki doğuştan felçli olan çocuklarda tibia silindir şeklinde kalır. Kemik sınırları
ile ilgili bazı önemli anatomik terimler aşağıdaki gibidir (Tablo 1.8):
Tablo 1.8 Kemik Sınırları ile İlgili Önemli Anatomik Terimleri ve Tanımlamalar.
23
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
24
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Ligamentler
Ligamentler, kemikleri kemik-
lere bağlayan yapılardır. Temel
fonksiyonları dış kuvvetlere direnç Şekil 1.14 İnsan Vücudunun Bölümleri.
göstermek, kemiklerin birbirleri Kaynak: Functional anatomy for sport and exercise: quick reference. Clare
üzerindeki hareketlerini ve eklem E. Milner (2008)’den uyarlanmıştır.
hareket açıklığını kontrol etmek ve
sınırlamaktır. Ligamentin maksimum kaldırabile- Baş
ceği stres miktarı kesit alanı ile doğru orantılıdır. Vücudun en üst parçasıdır. Occipital kemik ile
atlas adlı birinci omur arasındaki eklemle omurga-
Kıkırdak (Kartilaj) ya kuvvetli olarak tutunur. Baş tabanını üç parça
halinde düşünürsek, başın omurgaya tutunduğu
Kıkırdak yüksek kolajen miktarına sahip fakat yerin; tabanın 1/3 arka kısmıyla, 2/3 ön kısmının
mineral yapıda olmayan bir bağ dokudur. Temel eklem yaptığı yerde olduğunu görürüz. Bu şekilde
olarak 3 sınıfa ayrılır; elastik kıkırdak, hyaline (arti- dayanak noktası (atlanto-occipital eklem) direncini
küler) kıkırdak ve fibrokartilaj (fibröz kıkırdak). Oy- başın ön kısmından, kuvvetini ise ense kaslarından
nar eklemlerde görüleren hyaline kıkırdak, sinovyal alan bir manivela meydana gelir.
eklemlerde kemiklerin artiküler yüzeylerini kapla- Başın vücuda oranı yenidoğanlarda (YD) yük-
yan ince bağ dokudur. Temel fonksiyonları; eklem sektir (%24). Erişkin insanlarda ise daha düşüktür
bölgelerinden kemikler arası kuvveti iletmek, eklem- (%13). YD’larda başın kafa kısmı, yüz kısmından
lerdeki kuvveti yüzeye dağıtarak birim alana gelen daha büyüktür. Dolayısıyla çocuklarda başın ağır-
stresi azaltmak ve artikülar yüzeylerdeki hareketin lık merkezi erişkinde olduğu gibi articulatio at-
minimum sürtünme ile oluşmasını sağlamaktır. lanto-occipitaliste değil, biraz daha arkadadır. Bu
sebeple arkadan desteklenmedikçe ve kasları ge-
25
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
lişmedikçe çocukta kafa arkaya doğru düşer. Aynı Toraks üst girişi (apertura thoracis süperior):
şekilde erişkinde de narkoz ve uyku esnasında bu Çapı önden arkaya 6 cm, enine ise 10 cm kadar-
olay gözlemlenebilir. dır. Arkada 1. torakal omur;yanlarda kaburgalar ve
Baş yüksekliği olarak verteks’ten (başın tepe- önde manibrium sterni ile sınırlandırılmıştır.
sindeki en çıkıntılı nokta) çene ucuna kadar olan Toraksın alt girişi (apertura thoracis inferi-
uzunluk alınır. Bu ortalama 20 cm’dir (vücut bo- or): Çapı önden arkaya 12 cm, enine ise 26 cm’dir.
yunun %14’ü) ve bu oran yaş, ırk ve cinsiyete göre Arkada 12. toraks omuru ve 12. kaburga, yanlar-
farklılık gösterebilir. da kaburga kavisleri, önde processus ksifoideus ile
sınırlandırılmıştır. Kenarlarına göğüs boşluğunu
Boyun karın boşluğundan ayıran diaphragma yapışmıştır.
Boyun vücudun baş ile göğüs kafesi arasında Göğüs tabanının önü açık ve köşeli olup ortalama
kalan bölümüdür. Baş hareketlerinin sağlanmasın- 70-75 derecelik bir açı oluşturur. Buna “Angulus
da, dengesinin korunmasında ve ağırlığının taşın- Infrasternalis” (Charpy açısı) denilir.
masında esas rolü oynayan kısımdır. Toraksın ön-orta hattaki yüksekliği 15-18 cm,
Boynun sınırları altta; gövdenin üstünde aper- arkada 26-30 cm, yanlarda ise 30-34 cm kadardır.
tura thoracis superior (göğüs girişi) üzerine oturan Duvarları: Önde ve ortada sternum, yanlarda
boyun, ön-yanda her iki claviculanın üst kenarı 1-7. kaburgaların kıkırdak kısmı; arkada-ortada gö-
ve incisura jugularis ile, arkada VII. boyun omu- ğüs omurları, yanlarda omurlardan itibaren sırayla
ru hizasından geçirilen ve acromioclavicular ek- kaburga başları ve gövdelerinin başlangıç kısımları;
lemleri birleştiren hayali bir çizgi; üstte ise, önde yanlarda ise kaburga gövdeleri tarafından yapılır.
mandibula’nın alt kenarı; yanlarda ramus mandibu-
Göğüs çevresini ölçmek için meme uçları hizası
la’ların arka kenarı, arcus zygomaticus’un alt kenarı
esas alınır ve derin nefes almış halde 90 cm, nefes
ve processus mastoideus; arkada ise occipital kemiğin
vermiş halde ise 82 cm olarak bulunur. Nefes ver-
protuberantias’ı ile sınırlandırılmıştır.
dikten sonra ölçülen uzunluk boyun yarısı kadar
Boyun bölgesi erkekte biraz daha uzun olup olmalıdır ayrıca soluk alıp verme arasındaki fark ise
larinks kıkırdağının dar açılı olmasından dolayı 6-12 cm sınırlarında olmalıdır.
çıkıntılıdır. Uzunluğu erkekte ortalama 8 cm, ka-
dında 7 cm’dir. Toraksı oluşturan kaburgaların bir kısmının
kıkırdaktan yapılmış olması, solunum olayını ko-
laylaştırdığı gibi toraksın travmalara karşı elastiki-
Gövde yetini de arttırır. Bazen kaburgalara gelen travma
Gövde iskeleti, omurgaların oluşturduğu verteb- kaburgaları kırmazken organları parçalayabilir.
ral kolon, kaburgalar ve önde göğüs kemiği (ster-
Toraksı oluşturan kemiklerden kaburgalar ve
num) tarafından oluşturulmuş bir bütün olarak
sternumun, hafif kemik dokusu olan spongioz do-
ortaya çıkar. Gövde üzerinde yer alan kasların bir
kudan yapılmış olması ve kaburgaların aralıklı di-
kısmı, özel olarak gövdeye ait kaslardır. Diğer bir
zilmesi, toraksın ağırlığını azaltır. Böylece solunum
kısmı ise, ekstremiteler (uzuvlar) ile gövde arasında
uzanan kaslardır. Yine bu bölüm içinde, karın ve olayında daha az enerji harcanır.
göğüs boşluklarını ayıran diaphragma ile pelvis is- Toraksın; göğüs kafesi içindeki organları koru-
keletini aşağıda kapatan kasları unutmamak gerekir. mak, destek teşkil etmek, solunum fonksiyonunda
Gövde üzerinde yer alan pek çok kas, birbirleri görev almak gibi önemli vazifeleri vardır.
ile fonksiyonal bir zincir ilişkisi oluşturarak, kom- Toraksın şekli; yaşa,cinsiyete ve gövde tipine
bine hareketler ortaya koyarlar. göre farklılık gösterir. Ayrıca bazı hastalık ve do-
ğuştan anomaliler de toraksın şeklini değiştirebilir.
Toraks (Göğüs Kafesi)
12 çift kaburga, göğüs omurları ve sternumun Karın (Abdomen)
birbiriyle kısmi olarak tam oynar (diarthrosis) ya da Göğüs alt girişi (apertura thoracis inferior) ile
yarı oynar (synarthrosis) türde eklem yapması veya kalça kemikleri arasında yer alan, kemik kısım ola-
kıkırdaklar aracılığıyla birleşmesinden meydana rak yalnızca omurgayı (columna vertebralis) ihtiva
gelir. Toraksın sınır ve duvarları aşağıdaki gibidir. eden, yanlarda ve önde; kas ve fasyalar tarafından
26
Spor ve Sağlık Bilimleri I
27
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
Öğrenme Çıktısı
3 Hareket sistemini oluşturan temel yapıların fonksiyonlarını açıklayabilme
28
Spor ve Sağlık Bilimleri I
• İnsan vücudu, yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, küçükten büyüğe farklı seviyelerde
organize olmuş yapılardan oluşur.
Hücre » Doku » Organ » Organ Sistemi » Organizma
• Hücreler, organizmanın yaşamını ve devamlılığını sağlayan en temel yapı ve fonksiyon birimleridir.
• Birçok hücrenin ortak bir veya birden fazla fonksiyona hizmet etmek için bir araya gelmesi ile dokular
oluşur. İnsan vücudundaki dokular 4 ana sınıfa ayrılmıştır; epitel dokusu, bağ ve destek dokusu, kas
dokusu ve sinir dokusu.
• Bağ ve destek dokusu egzersiz ve hareket sonucu ortaya çıkan mekanik gerilimlerin şiddeti ve yönüne
göre kendini yeniden modeller. Hareketsizlik sonucunda da yenilenme oranında düşüş görülür ve sonu-
cunda dokunun harekete mekanik katkısı azalır. Egzersiz programlanmasında bağ ve destek dokusunun
bu özelliği dikkate alınmalıdır.
• Kasın en küçük kasılabilen birimi olan sarkomerlerin kuvvet üretme kapasitesini etkileyen temel faktör,
aktin ile miyozin filamentlerinin oluşturduğu çapraz köprülerdir. Sarkomer, çapraz köprü sayısının en
yüksek olduğu uzunluğunda maksimum kuvvet üretir. Bu uzunluğa optimum uzunluk denir.
• Kas lifi tipleri (Tip I, Tip II ve ara/alt sınıfları) kasın kasılma hızı ve dolayısıyla hareket hızını etkiler.
Farklı antrenman metotları (ör. dayanıklılık veya güç odaklı) sonucunda ortaya çıkan fizyolojik adaptas-
yonlar ile sporcuların kaslarındaki, kas lifi tiplerinin oranı değişebilir.
Anatomik Terimler ve
Kavramlar
• Anatomik tanımlamalar, anatomik duruş referans alınarak yapılır. Anatomik duruşta kişi; ayakta dik bir
şekilde karşıya bakar pozisyonda, elleri yanda ve avuç içleri öne dönük, ayaklar birleşik ve öne dönük
pozisyondadır.
• İnsan hareketleri 3 temel düzlem üzerinde yapılır. Bunlar; sagittal, frontal ve transvers düzlemlerdir.
• İnsan hareketinde eklemler çevresinde gerçekleştirilen hareketler eksenler üzerinden tarif edilir. Bunlar;
vertikal, sagittal ve frontal eksenlerdir.
• Anatomik pozisyon, yön ve hareket ile ilgili terimler anatomik yapıların pozisyonunu belirtmekte ve
isimlendirilmesinde kullanılır.
29
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
• İnsan hareket sistemi temelde, kuvvet üretimi ile hareketin ortaya çıkmasını sağlayan aktif (kas) hareket
sistemi ile destek, pasif direnç ve elastik kabiliyet sağlayan pasif (iskelet) hareket sisteminden oluşur.
• Kasın tendona yapışma açısına pennasyon açısı denir. Kasın pennasyon açısı kasın geometrik yapısını ve
tendona iletilen kuvveti etkileyen önemli bir özelliktir.
• Kasın fizyolojik kesit alanı birbirlerine paralel olarak dizilmiş sarkomer sayısına bağlıdır. Fizyolojik kesit
alanı ne kadar fazla ise kasın kuvvet üretme kapasitesi de o kadar fazladır.
• Kas kasılma (kontraksiyon) tipleri üç şekilde sınıflandırılır; konsantrik, eksantrik ve izometrik kontrak-
siyon. Kontraksiyon tipine göre kuvvet üretme kapasitesi büyükten küçüğe sırasıyla şöyledir:
Eksantrik > İzometrik > Konsantrik
• Kemikler, eklemler üzerinde kaldıraç prensibi ile hareket ederler. Üç tip kaldıraç vardır: 1. Tip, 2. Tip ve
3. Tip kaldıraçlar.
• Yetişkin insan omurgasında 26 adet vertebra (omur) bulunur. Bunların 7 tanesi servikal (boyun) böl-
gesinde, 12 tanesi toraks (göğüs) bölgesinde, 5 tanesi lumbal (bel) bölgede, 1 tanesi sakral bölgede
(sakrum) ve 1 tanesi koksal bölgede (koksiks) bulunur.
30
Spor ve Sağlık Bilimleri I
1 Hücrede ribozom faaliyeti artarsa aşağıdaki- 6 Radius ve humerus vücudun hangi bölgesin-
lerden hangisi artar? dedir?
A. Su miktarı A. Aksiyel iskelet
neler öğrendik?
B. Amino asit miktarı B. Üst ekstremite
C. Ozmotik basınç C. Alt ekstremite
D. Protein miktarı D. Sırasıyla alt ve üst ekstremite
E. ATP üretim miktarı E. Toraks
3 Kas kasılma tiplerinde üretilebilecek maksi- 8 Aşağıdaki terimlerden hangisi hareket sıra-
mum kas kuvvetlerinin büyükten küçüğe sıralanışı sında, eklem hareketine karşı yönde kuvvet üreten
aşağıdakilerden hangisidir? kası ifade eder?
A. İzometrik – Eksantrik - Konsantrik A. Agonist
B. Konsantrik – Eksantrik - İzometrik B. Antagonist
C. Eksantrik – Konsantrik - İzometrik C. Sinerjist
D. Eksantrik – İzometrik -Konsantrik D. Stabilizatör
E. İzometrik – Konsantrik - Eksantrik E. İzotonik
31
Spor Anatomisi ve Kinesiyoloji I
1. D Yanıtınız yanlış ise “Hücre” konusunu yeni- 6. B Yanıtınız yanlış ise “Üst Ekstremite” konusu-
den gözden geçiriniz. nu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
Yanıtınız yanlış ise “Kas Kuvveti ve Kas Ka- Yanıtınız yanlış ise “Kasların İşlevlerine Göre
3. D 8. B
sılma Tipleri” konusunu yeniden gözden Sınıflandırılması” konusunu yeniden gözden
geçiriniz. geçiriniz.
5. A Yanıtınız yanlış ise “Bağ ve Destek Dokusu” 10. B Yanıtınız yanlış ise “Aktif Hareket Sistemi”
konusunu yeniden gözden geçiriniz. konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
1 Anahtarı
Ayak stabilitesinin ve/veya ayak bileği mobilitesinin azalması ile ayakta aşırı
pronasyon ortaya çıkabilir. En sık görülen, ayak bileğinde azalan dorsifleksiyon
hareket açıklığı sonucunda ayağın aşırı pronasyona giderek kaybedilen hareket
açıklığının bu şekilde kompanse edilmesidir. Alt ekstremite kapalı kinematik
zincir pozisyonunda iken (ayak yere sabit) pronasyon, talusun adduksiyon ve
plantar fleksiyonu ve kalkaneusun eversiyonu ile karakterize edilir. Bu durumda,
ayak altındaki medial longitudinal ark alçalır. Sonucunda, ayağın şok absorbsi-
Araştır 2 yon kapasitesi azalır ve her adımda ekstremiteye binen yüklerde artış görülür.
Ayağın aşırı pronasyonu, kinetik zincir üzerinden bütün vücut hizalanmasını
da etkiler. Bu da, hem ayakta hem de yürümede yapısal ve fonksiyonel bozuk-
luklara yol açar. Aşırı pronasyon sonucunda sıklıkla, femurda iç rotasyon ve ad-
duksiyon görülür. Takiben pelviste lateral tilt ile aşağı düşüş ve buna eşlik eden
anterior tilt ile hiperlordoz görülebilir. Aşırı pronasyon ve sonucunda postürel
hizalanmada ortaya çıkan bütün bu disfonksiyonlar düzeltilmez ise aşırı yüke
maruz kalan dokular dejenere olacak ve yaralanmalar ortaya çıkacaktır.
32
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Araştır Yanıt
1 Anahtarı
Genel olarak pennat kaslar, aynı hacimdeki fusiform kaslardan daha fazla kuv-
vet üretme kapasitesine sahiptirler. Kas fibrillerinin tendona açılı bağlanması
ile birim alana daha fazla kas fibrili sığabilir. Bunun sonucunda artan fizyolo-
Araştır 3 jik kesit alanı ise, kasın kuvvet üretme kapasitesini arttırır. Ayrıca kontraksi-
yon esnasında kas kalınlaştığından, kas liflerinin kendilerine yer bulabilmesi
için tendona yapışma açıları (pennasyon açısı) kendiliğinden dar açıdan geniş
açıya dönüşür.
Kaynakça
Çiloğlu, F., Çotuk, B., İkizler, H. C., Tatar,Y. ve Torun, Jarmey, C. ve Sharkey, J. (2016). The concise book of
C. K. (1993). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulları muscles. North Atlantic Books.
için Anatomi. Yıldızlar Matbaacılık.
Muscolino, J. E. (2014). Kinesiology-E-Book: The
Floyd, R. T. ve Thompson, C. (2017). Manual of Skeletal System and Muscle Function. Elsevier
Structural Kinesiology. New York: McGraw-Hill Health Sciences.
Education.
Neumann, D. A. (2013). Kinesiology of the
Hamill, J. ve Knutzen, K. M. (2014). Biomechanical musculoskeletal system-e-book: foundations for
basis of human movement. Lippincott Williams & rehabilitation. Elsevier Health Sciences.
Wilkins.
33
Bölüm 2
Spor Fizyolojisi I
öğrenme çıktıları
1 2
1 Spor fizyolojisi ile ilgili temel kavramları Hücre Yapısı ve Organizasyonu
ve canlı kavramı ile organizasyonunu 2 Hücre yapısı ve organizasyonunu
açıklayabilme açıklayabilme
3 4
Enerji Sistemleri Sistemleri
3 Enerji sistemleri ve ilgili temel kavramları 4 Dinlenme ve egzersiz sırasında enerji
tanımlayabilme sistemlerinin kullanımını açıklayabilme
34
Spor ve Sağlık Bilimleri I
35
Spor Fizyolojisi I
molekülünden karşılanır. Hücreler ATP’yi hareket ederler. Bir bütün olarak vücudun
hücresel solunum ile üretir. Bütün canlı- tamamında, bir organ düzeyinde, bir hücre
lar hücresel solunum yapar. Bazı canlılar düzeyinde veya hücrenin bir bileşini olarak
ATP’yi oksijen kullanarak üretirken bazıla- hareket edebilme özelliğidir.
rı ise oksijen kullanmadan üretirler. Bütün • Uyaranlara Cevap Verme (Uyarılabilir-
canlılar, oksijenli ya da oksijensiz solunum lik): Canlılarda durum değiştirmeye veya
reaksiyonları aracılığı ile organik besinlerin harekete sebep olan her türlü faktöre uya-
yıkılması sonucu ATP’yi sentezler. Solu- ran, uyaranlara verilen cevaplara ise tepki
num ise besinlerde var olan enerjiyi açığa çı- denir. Bütün yaşayan organizmalar çev-
karmak için inspirasyonla oksijen alınması relerindeki değişimlere cevap verebilme
ve ekspirasyonla karbondioksit verilmesidir. özelliğine sahiptir. Canlılar, iç kaynaklı ve
• Metabolizma: Canlılar; büyüme, üreme, dış kaynaklı elektrik sinyali, hormon ve sal-
yenilenme vs. için enerjiye ihtiyaç duyar- gı bezlerindeki değişikleri algılayıp cevap
lar. Canlı hücrelerde gerçekleşen biyokim- verebilme özelliğine sahiptirler. Uyarının
yasal olayların tamamına metabolizma de- alınması ve gerekli tepkinin gösterilmesi,
nir. Diğer bir tanıma göre ise metabolizma organizmanın uygun koşullarda yaşaması-
organizmalarda meydana gelen yapım ve nı kolaylaştıran ve canlılık için önemli olan
yıkım tepkimelerinin tümüne denir. Can- bir mekanizmadır. Bütün canlılar çevreden
lının uyku dışında tam dinlenme hâlinde gelen ısı, ışık, ses, basınç gibi uyarılara kar-
yaşamını sürdürebilmesi için minimum şı çeşitli tepkiler gösterirler. Örneğin insan
düzeyde enerji gerektiren metabolizmasına göz bebeği ışığa karşı veya derideki özelleş-
bazal metabolizma denir. Canlı hücrelerde miş hücreler ise sıcaklık ve basınç değişme-
anabolizma ve katabolizma olmak üzere iki lerine karşı tepki verirler.
tip metabolizma faaliyeti vardır. Anaboliz- • Homeostaz: Kelime anlamı sabit durum-
ma yeni moleküllerin sentezlenmesi yani dur. Hücrelerin normal işlevlerini sürdüre-
metabolizmanın yapım tepkimeleridir. Ba- bilmeleri için iç ortam koşullarının sabit tu-
sit moleküllerden karmaşık moleküllerin tulmasına homeostaz denir. Organizmada,
sentezlenmesidir. Örneğin amino asitler- bütün çevresel değişimlere rağmen kararlı
den proteinlerin oluşmasıdır. Katabolizma bir iç ortamın sağlanması ve korunmasıdır.
iste metabolizmanın yıkım tepkimeleridir. Canlılar, hayatta kalabilmek için yaşadıkları
Kompleks moleküllerin basit moleküllere çevre ile vücutlarını denge hâlinde tutmak
parçalanmasıdır. Örnek olarak karbonhid- zorundadırlar. Örneğin egzersiz yapan bir
ratların parçalanarak enerji üretim süreçle- kişide açığa çıkan ısı enerjisinin fazlası ter
rinde kullanılması verilebilir. yoluyla dış ortama verilir. Böylece home-
ostaz korunur ve vücut ısısının daha fazla
yükselmesi engellenir.
• Çevreye Uyum (Adaptasyon): Canlılar,
dikkat bulundukları farklı ortamlara fizyolojik de-
Anabolizma yeni moleküllerin oluşması iken katabo- ğişikliklerle uyum sağlamaya çalışır. Canlı-
lizma ise moleküllerin parçalanmasıdır. lar, içinde yaşadıkları çevre şartlarına uyum
sağlayacak mekanizmalar sayesinde yaşam-
larını sürdürürler ve uyum sağlayabildikleri
• Boşaltım: Canlılar, hücrelerindeki düzeni oranda hayatta kalma şansına sahiptirler.
korumak amacıyla metabolizma sonucunda
• Büyüme ve Gelişme: Bütün organizmalar,
oluşan atık maddeleri hücreden uzaklaştır-
büyüme ve gelişme sürecinden geçer. Can-
mak zorundadır.
lının yapısını oluşturan hücrelerin hacimce
• Hareket: Hareket, organizmanın bir bü- ve sayıca artması büyüme olarak adlandırı-
tün olarak veya bir kısım organlarının şe- lır. Büyüme, tek hücrelilerde sitoplazmanın
kil ve pozisyon değiştirme yeteneği olarak hacimce büyümesi şeklinde, çok hücreli-
tanımlanır. Bütün yaşayan organizmalar
36
Spor ve Sağlık Bilimleri I
lerde ise hücre sayısı ve kütlesinin artması onun çevresindeki maddeler dokuyu oluş-
ile gerçekleşir. Gelişme ise çok hücrelilerde turmaktadır.
zigottan ergin birey oluşumuna kadar geçen • Organ düzeyi: İki ya da daha fazla doku ti-
hücresel olayları da kapsayan fiziksel bir sü- pinin özel bir fonksiyon için bir yapıyı oluş-
reçtir. Genel olarak büyüme ve gelişme, bir- turmak için bir araya gelmesi şeklindedir.
birini takip eden ve canlılık için elzem olan
• Organ sistemleri düzeyi: Bir fonksiyon ile
iki önemli biyolojik süreçtir.
ilişkili organların birleşmesiyle oluşan ya-
• Üreme: Her canlının belli bir büyüme dö- pılardır.
neminden sonra neslini devam ettirebilmesi
• Organizma düzeyi: Bir popülasyonu oluş-
için kendine benzer bireyler meydana getir-
turan canlı varlıkların her biri birer orga-
mesine üreme denir. Bütün canlılar türleri-
nizmadır.
ni devam ettirebilmek için eşeyli ya da eşey-
siz üreme yaparak yeni bireyler oluştururlar.
Üremeyle, kalıtsal materyal gelecek kuşak- Kimyasal Düzeydeki Organizasyon
lara aktarılır ve böylece canlılar nesillerini En alt düzeydeki organizasyon kimyasal bir or-
devam ettirirler. ganizasyondur ve hayatın devamı için bu organi-
• Kendine özgü yapısal ve işlevsel organi- zasyona ihtiyaç vardır. İnsan vücudunun kimyasal
zasyonun olması: Bütün canlılar, organiz- organizasyonu atomik, elementler ve moleküler
ma içi bir organizasyona sahiptirler. Tek düzeyde gerçekleşir.
hücreli canlılarda organizasyon hücrenin Bu kimyasal organizasyon, atomların birkaç
farklı kısımlarının farklı görevleri üstlenme- değişik yolla bir araya gelmesi ile oluşur. Atomlar,
siyle gerçekleşirken çok hücreli canlılarda, canlı veya cansız tüm maddelerin en küçük yapı
hücrelerden doku, dokulardan organ, or- taşıdır . Ayrıca bir elementin kimyasal özellikleri-
ganlardan sistem ve sistemlerden organiz- ni taşıyan en küçük parçasına atom denilmektedir.
maya doğru büyüyen bir hiyerarşi ile ger- Tüm atomların proton (+) ve nötronlardan (0)
çekleşir. oluşan bir çekirdeği vardır. Çekirdeğin dışındaki
yörüngelerde serbest dolaşan atom altı parçacık-
lar olan elektronlar (-) bulunur. Atomun kimyasal
özellikleri proton ve elektron sayıları ile belirlenir.
internet Proton ve elektronların nispi sayıları partikülün
Canlı organizmanın özellikleri ile ilgili detaylı yükünün nötral, pozitif ya da negatif olacağını
bilgilere https://www.canlibilimi.com/canlila- belirler. İyonlar katyon (+) ve anyon (-) olarak iki
rin-ortak-ozellikleri-nelerdir/ adresinden ula- gruptur. Örneğin, elektrikle yüklü hidrojen ato-
şabilirsiniz. muna hidrojen iyonu denir.
37
Spor Fizyolojisi I
şur. Her element bir veya iki harfli bir sembolle ta- içindeki proteinlerin miktar ve çeşidi, hücrenin gö-
nımlanır. Doğal olarak oluşan 92 elementten, canlı- rünümünü ve nasıl işlediğini büyük ölçüde belirler.
larda yalnızca 11’i önemli miktarlarda bulunur. Bu Örneğin, kas hücreleri onların görünümünden ve
elementlerden dört tanesi olan oksijen (O), karbon kasılma yeteneklerinden sorumlu proteinlere sa-
(C), hidrojen (H), ve azot (N) vücut ağırlığımızın hiptirler Bazı proteinler, enzimler ve katalizörler
% 96,3’ünü oluşturur. Kalsiyum (Ca), Fosfor (P), olarak vücutta kimyasal reaksiyonları düzenleyici
potasyum (K), kükürt (P), sodyum (Na), klor (Cl), olarak da görev yaparlar. Nükleik asitler, proteinler
magnezyum (Mg) canlı organizmaların yapısında gibi büyük karmaşık bileşenlerdir. İki önemli nük-
daha az oranlarda yer alan diğer elementlerdir. leik asit, DNA (deoksiribonükleik asit) ve RNA
Bir diğer kimyasal organizasyon ise atomların (ribonükleik asit)’dır. DNA genleri yapar ve kalıt-
bir araya gelmesi ile moleküllerin oluşmasıdır. sal olarak hücrenin ihtiyacı olan bütün proteinle-
Farklı çeşitlerde element atomlarının kimyasal ola- rin yapım bilgisini içerir. RNA ise protein üretimi
rak bileşimi molekülleri oluşturur. Bir kimyasal işleminde yer alır.
bileşim, iki ya da daha fazla farklı elementin belli
oranlarda birleşmesinden oluşan bir moleküldür. Hücresel Düzeydeki Organizasyon
Örneğin su, bir oksijen atomu ile iki hidrojen ato-
Kimyasal düzeyin üzerinde, bir sonraki organi-
munun kimyasal bileşiminden oluşan kimyasal bir
zasyon düzeyi hücresel düzeydir. Atomlar molekül-
bileşendir. Kimyasal bileşenler iki geniş grupta top-
leri, moleküller makromolekülleri ve makromole-
lanabilir; organik bileşenler ve inorganik bileşenler.
küller de makromoleküler kompleksi oluşturarak
• İnorganik bileşenler, küçük ve basit bileşen- dokuların en küçük yapı taşı olan hücreleri oluş-
lerdir. Örneğin: su, tuz, hidroklorik asit gibi turmaktadır. Hücre organizmanın temel yapısı ve
basit asitler ve amonyak gibi basit bazlar. Bu fonksiyonel ünitesidir. İnsan vücudu, kan hücreleri
maddelerin, su ve elektrolit dengesinin ku- ve kas hücreleri gibi çeşitli tiplerde yaklaşık 100
rulması, hücre zarından dışarı maddelerin trilyon hücreden oluşur. Hücreler, fonksiyonları-
taşınması gibi birçok görevi vardır. na göre çeşitli şekil ve hacimde olmalarına rağmen
• Organik bileşenler, karbon içeren geniş, çoğu sadece mikroskopla görülebilecek kadar kü-
karmaşık bileşenlerdir. Onlar vücudun çüktür. Organizmada kas, kan, sinir vb. hücreleri
kimyasal yapı taşlarıdır ve vücut faaliyetleri gibi özelleşmiş hücreler vardır.
için gereken enerjiyi sağlayan yakıt mole-
külleri olarak hizmet ederler. Organik bile-
şenler, ayrıca yaşam için gerekli olan bin- Doku Düzeyindeki Organizasyon
lerce kimyasal reaksiyona katılır ve onları Hücresel düzeyden sonra en üst düzey organi-
düzenlerler. Dört önemli organik bileşen zasyon, doku düzeyidir. Dokular, bazı özel görevle-
grubu vardır. Bunlar; karbonhidratlar, lipit- ri ve özel nitelikleri olan hücre topluluklarıdır. Do-
ler, proteinler ve nükleik asitlerdir. kular yapısal ve fonksiyonel olarak birbirine benzer
hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşur. Vücutta baş-
lıca dört doku tipi vardır. Bunlar: 1) bağ doku, 2)
İnorganik bileşikler basit bileşenlerdir fakat epitel doku, 3) kas dokusu, 4) sinir dokusudur.
organik bileşikler karmaşık bileşenlerdir.
Bağ Doku
Karbonhidratlar, şekerler ve nişastadır. Vücut Vücutta en yaygın bulunan doku olan bağ do-
tarafından yakıt molekülleri olarak ve enerji de- kusunun temel işlevi, vücudun diğer dokularını
polamak için kullanılırlar. Lipitler, doğal yağları birbirine bağlamaktır. Aynı zamanda bağ dokusu,
içerirler, enerji depolayan bileşenlerdir. Diğer bazı vücudu ve onun yapılarını destekler ve altındaki
lipitler, hücre zarının yapısına katılırlar. Lipitlerin organları korur. Genel olarak bağ dokunun işlev-
bir başka türü olan streoidler kadın ve erkek hor- leri; deri ve tendonlara destek, organlarda madde-
monları dahil çeşitli hormonların yapımında kulla- lerin depolanması, iskelet ağını oluşturmak, kan
nılır. Proteinler, büyük karmaşık amino asit mole- damarları ile maddelerinin taşınması, yağ depo et-
küllerinden oluşmuş hücrenin yapı taşıdır. Hücre mek, bağışıklıkta görev almak, doku tamirine yar-
38
Spor ve Sağlık Bilimleri I
dım etmektir. Neredeyse vücuttaki her organ bağ • Yüzeyleri örtme veya koruma fonksiyonu
dokusundan destekleyici bir iskelete sahiptir. Bağ (örn: deri ve iç organlar): Epitel dokunun
dokusunun bazı temel hücre tipleri şunlardır: oluşturduğu deri, vücudu tamamen kaplar
• Mezenkim hücreleri: Embriyonal ilk bağ ve onu korur. Örtü epiteli hücreleri vücut
doku hücresidir ve tüm dokularda bulunan boşluklarındaki örtüde ve bu boşluklarda
kök hücresidir. Yüksek düzeyde bölünebil- bulunan organların boşluğa bakan yüzle-
me ve farklılaşma özelliğine sahiptir. rinde bulunur.
• Retikulum hücreleri: Kemik iliği, lenf dü- • Emme fonksiyonu (örn: ince bağırsak epi-
ğümleri ve dalak gibi kan yapan organların teli): Epitel dokunun diğer bir özelliği de
çatısını oluşturan bağ doku tipidir. bazı maddelerin vücuda alınmasını sağla-
yan emme fonksiyonudur, bağırsak villusla-
• Fibroblastlar: Düzensiz şekilli, bağ doku ip-
rının yapısını oluşturan epitel doku, besin-
liklerini ve şekilsiz maddeyi sentezleyen bağ
lerin bağırsaktan emilimini sağlar. Böbrek
dokusunda en çok bulunan hücrelerdir.
tübüllerini örten epitel hücreleri suyun geri
• Makrofajlar: Monosit kökenli olup mono- emilimini sağlar.
sitlerin farklılaşması sonucu oluşan büyük
• Salgılama fonksiyonu (örn: bezler): Bazı
hücrelerdir. Bağışıklık sisteminde görev
epitel dokulardaki belli hücreler, bazı mad-
alırlar.
deler salgılamak üzere özelleşmiştir. Örne-
• Yağ hücreleri (Adipoz doku): Mezenkim ğin bağırsak mukozasındaki kadeh hücreler
hücre kökenli olup yağ üreten ve depolayan kaygan koruyucu bir madde olan mukus
hücrelerdir. salgılar. Salgı epiteli hücreleri belli bölge-
• Plazma hücreleri: Lenf düğümleri ve dalak- lerde kümeleşerek salgı bezlerini meydana
ta çok sayıda bulunan herhangi bir doku getirirler. Örneğin ter, ter bezlerinden ka-
hasarı veya enfeksiyon oluştuğunda antikor nallar aracılığıyla vücut yüzeyine çıkar.
sentezleyen savunma hücreleridir. • Duyu fonksiyonu (örn: burun, dil epiteli):
• Mast hücreleri: Kan damarlarının etrafında Epitel dokunun son özelliği duyu fonksiyo-
çok sayıda bulunan bağışıklık sisteminde nudur. Ağızdaki ve dildeki tat tomurcukla-
önemli rolü olan hücrelerdir. rı, burundaki koku alan bölge, bu bilgileri
• Pigment hücreleri (Melanositler): Melanini almak için özelleşmiş epitel doku hücreleri-
sentezleyen ve depo eden ultraviyole ışınla- ni içerir.
ra karşı koruyuculuk özelliğine sahip hücre-
lerdir. Kas Dokusu
Kas dokusu, kasılma ve gevşeme ile kimyasal
Epitel Doku enerjiyi mekanik enerjiye dönüştüren kasılmak
Vücudun iç ve dış kısımlarını örten bir dokudur. üzere özelleşmiş hücrelerden oluşmuştur. Kas hüc-
Örneğin derinin üst yüzeyi ile sindirim sisteminin relerine, kas iplikçikleri (miyosit) adı verilir. Kas
iç yüzeyini örten doku, epitel dokudur. Epitel do- hücreleri kasıldıkları zaman daha kısa ve kalın
kuyu oluşturan hücreler birbirlerine çok yakındır olurlar. Kas dokusu, hareket, vücutta madde ta-
ve hücreler arasında çok az ara madde bulunur. şınması, vücut şeklinin korunması, ısı oluşumu ve
Epitel doku, sürekliliğini devam ettirmek için vücut sıcaklığının koruması gibi görevleri gerçek-
yüzeydeki hücreler döküldüğü zaman, aşağıdan leştirmektedir. Kas hücresinin hücre zarına sarko-
gelen yenileri ile yer değiştirmelidir. Bazı epitel lemma, sitoplazmasına sarkoplazma, endoplazmik
dokular, kaybedilen eskilerinin yerini alacak yeni retikulumuna ise sarkoplazmik retikulum adı veri-
hücreleri devamlı üretecek şekilde hızlı mitoz bö- lir. Sarkoplazmada kasılıp gevşeme özelliği olan mi-
lünme yeteneğine sahiptir. Epitel doku, örtü epiteli yofibril olarak adlandırılan sitoplazmik proteinler
ve salgı epiteli olmak üzere iki büyük grupta ince- vardır. Miyofibriller, aktomiyozin denilen aktin ve
lenir. Epitel hücrelerinden oluşan epitel dokunun miyozin proteinlerinden oluşur.
birçok işlevi vardır. Bunlar: Vücutta düz kas, iskelet kası (çizgili kas) ve kalp
kası olmak üzere üç çeşit kas dokusu vardır. Düz kas
39
Spor Fizyolojisi I
hücreleri tek çekirdekli, ince uzun mekik şeklinde- Organ ve Organ Sistemlerinin
dir ve sarkoplazmik retikulumları iyi gelişmemiştir. Organizasyonu
Otonom sinir sisteminin kontrolünde çalıştıkları Doku düzeyindeki organizasyonun bir üzerin-
için istemsiz çalışan kaslardır. Kasılmaları çizgili deki organizasyon, organ ve organ sistemleri düze-
kaslara göre yavaş, düzenli, uzun sürelidir ve çabuk yinde gerçekleşir. Özel bir görevi yapmak için bir
yorulmazlar. İç organların yapılarında bulunurlar. araya gelen farklı dokulardan oluşan yapıya organ
İskelet kas hücrelerine kas lifi de denir. Silindir denir. Organizmanın yapısında bulunan ve önemli
şeklinde uzun hücrelerden oluşurlar ve kas lifleri bir fonksiyonu yerine getirmek üzere birlikte çalı-
çok çekirdeklidirler. Somatik sinir sistemi kontro- şan organlar, sistemleri oluşturur. Örneğin; beyin,
lünde oldukları için istemli çalışır. Düz kaslara göre omurilik ve sinirlerden oluşan sinir sistemi, can-
daha hızlı çalışırlar ve çabuk yorulurlar. lının dış uyaranlara cevap vermesini sağlayan bir
Kalp kası hücreleri bir veya iki çekirdekli, si- sistem olarak işlev görür. Organizmada bulunan
lindirik ve dallanmalar gösteren yapıdadır. Yapıları organ sistemleri, organları ve fonksiyonları kısaca
çizgili kaslara, çalışma şekli ise düz kaslara ben- şu şekildedir:
zer. Otonom sinirler denetiminde oldukları için • Deri sistemi: Cilt, saç, tırnaklar, ter ve yağ
istemsiz olarak çalışır. Kalp kası hücreleri, uç uca bezlerinden oluşur. Fonksiyonları; vücut
geldikleri bölgelerde interkalar (ara) disk adı veri- ısısının düzenlenmesi, organizmanın ko-
len özelleşmiş yapılarla birleşerek dallanmıştır. Bu runması, kimyasal uyarıların (ısı, basınç
diskler, kalp atımları sırasında elektriksel uyarının vb.) alınmasıdır.
hücreden hücreye hızlı bir şekilde yayılmasını sağ- • Sinir sistemi: Sinir ve duyu organları; beyin,
lar. Böylece kalp kasının bir bütün olarak kasılması omurilik ve beyin ile omurilik arasındaki
sağlanmış olur. Kalbin kasılıp gevşemesi ise pace- yapılardan oluşur. Fonksiyonları; vücut ak-
maker hücreleri denilen özelleşmiş kalp kası hücre- tivitelerinin kontrolü ve koordinasyonudur.
lerinden oluşan ritmik uyarılar ile gerçekleşir. Ka-
sılıp gevşeme hızı düz kaslardan daha hızlı, çizgili • İskelet sistemi: Kemik, kıkırdak, eklemler
kaslardan daha yavaştır. iskelet sistemini oluşturur. Fonksiyonları;
organizmanın korunması, yapı, desteklen-
mesi, kan hücrelerinin üretimi ve mineral-
Sinir Dokusu lerin depolanmasıdır.
Sinir dokusu, sinir sistemini meydana getiren • Kas sistemi: Çizgili, düz, kalp kaslarından
dokudur ve uyarı iletmede uzmanlaşmış sinir hüc- oluşur ve hareketin oluşumu, postürün ko-
releri (nöron) ve nöronları destekleyen, besleyen ve runması, ısı üretimi gibi fonksiyonları vardır.
miyelin kılıfı oluşturan glia hücrelerinden (nörog- • Endokrin sistem: Hipofiz bezi, tiroid bezi,
lia) oluşur. Glia hücreleri, sayıca nöronlardan çok paratiroid bezi, böbrek üstü bezleri, pankre-
daha fazladır, ancak nöronlara kıyasla oldukça kü- as, cinsiyet bezleri vb. gibi hormon üretme
çük hücrelerdir. Sinir dokusunun en önemli özelli- ve salgılama özelliği olan bezlerden oluşur.
ği uyarı iletimi sağlamasıdır. Bu yolla canlının çevre Sinir sistemi ile birlikte vücut aktivitelerini
hakkında bilgi edinmesi ve çevreye uyum göster- düzenler.
mesi ve etki etmesi mümkün olur.
• Üriner sistemi: Böbrekler, üreterler, mesa-
Merkezî sinir sistemi 100 milyardan fazla nöron ne, üretradan oluşur. Vücudun kimyasal
içerir. Nöronların hücre uzantıları, akson ve dend- içeriğinin düzenlenmesi, su elektrolit den-
rit olmak üzere iki tiptir. Nöron gövdesinden çı- gesi ve asit baz dengesini sağlar.
kan, sayıları bir veya daha fazla olan, kısa uzantılara
dendrit adı verilir. Nöron gövdesinden çıkan uzun • Üreme sistemi: Erkeklerde testisler, kadın-
ve tek olan uzantıya ise akson denir. larda ovaryumlar ve ilgili cinsiyet organla-
rından oluşur. Yeni organizmaların oluşu-
munu ve nesil devamlılığını sağlar.
• Dolaşım sistemi: Kalp, kan ve kan damarla-
rından oluşur. Fonksiyonları; hücrelere ok-
sijen ve besinlerin taşınması, karbondioksit
40
Spor ve Sağlık Bilimleri I
ve atık maddelerin uzaklaştırılması, asit baz Yetişkin insan vücudunun %56-60’ı sıvıdır. Bu
dengesinin sağlanması, vücut ısısının dü- sıvının büyük bölümü, yaklaşık 2/3’ü hücrelerin
zenlenmesidir. içinde bulunur ve intrasellüler sıvı (ICF) (hücre içi
• Lenfatik sistem: Lenf sıvısı, lenf damarları sıvı) adını alır. 1/3’ü ise hücre dışındaki alandadır
ve lenf düğümlerinden oluşur. Fonksiyon- ve ekstrasüller sıvı (ECF) (hücre dışı) adını alır. İnt-
ları; protein ve plazmanın kardiyovasküler rasellüler sıvı ve ekstrasüller sıvı hücre zarı (memb-
sisteme geri dönüşü, yağların sindirim sis- ranı) ile birbirinden ayrılırlar.
teminden dolaşıma taşınması, kanın filt- Hücre dışı sıvı, vücudun tüm bölgelerinde iki
relenmesi, akyuvarların üretimidir. Ayrıca aşamada dolaşır. Birinci aşama, kanın vücutta da-
bağışıklık sisteminde görev alırlar. marlar içindeki hareketidir. İkinci aşama ise sıvının
• Solunum sistemi: Akciğerler ve solunum kapiller damarlar ile doku hücreleri arasındaki hüc-
yollarından oluşur. Hücrelere oksijen sağ- relerarası boşluk (interstisyel aralık) arasında do-
lanması ve hücrelerden karbondioksit atı- laşmasıdır. Dolayısıyla hücre dışı sıvının 3/4’ünü
mının yansıra asit baz dengesinin sağlan- intertisyel sıvı (hücreler arası sıvı) ve 1/4’ünü kan
ması fonksiyonları vardır. plazmasını oluşturur. Hücre dışı sıvısı, tüm vücut-
ta belli bir harekete sahiptir. Hızla dolaşarak kana
• Sindirim sistemi: Ağız, yutak, yemek bo-
geçer ve doku sıvısı ile kan kapiller duvarlardan
rusu, mide, ince ve kalın bağırsaklar, ka-
difüzyon yoluyla birbirine karışır. Hücreler, hücre
raciğer, safra kesesi, pankreastan oluşur.
dışı sıvı içinde bulunan oksijen, iyon ve besinleri
Yiyeceklerin fiziksel ve kimyasal olarak par-
alırken metabolik artıklarını da bu sıvıya atarlar
çalanarak vücutta kullanılmasını sağlar.
böylece canlılıklarını devam ettirebilirler.
Hücre içi sıvısı ile hücre dışı sıvısı arasında bazı
İnsan Vücudunun İşlevsel farklılıklar vardır. Hücre dışı sıvısı fazla miktarda
Organizasyonu sodyum, klor ve bikarbonat iyonuyla, oksijen, gli-
Vücudun temel canlı birimi hücredir ve her koz ve yağ asitleri gibi besinleri içerir. Hücre içi sı-
hücre tipi, bir ya da birkaç özel işlevi gerçekleştir- vısında ise büyük miktarda potasyum, magnezyum
mek üzere uzmanlaşmıştır. Fakat vücudu oluşturan iyonları bulunur.
yaklaşık 100 trilyon hücre arasında belirgin fark-
lılıklar olmakla birlikte tüm hücreler, belli temel
Homeostaz
nitelikler açısından birbirine benzerdir. Örneğin;
tüm hücreler, hücresel işlevlerin gerektirdiği ener- Homeostaz terimi, ilk olarak Walter Cannon
jiyi sağlamak için karbonhidrat, yağ ya da protein- tarafından ortaya atılmıştır. Hücrelerin yaşamları-
lerin yıkım ürünleriyle oksijeni birleştiren hücre içi nın devamlılığının sağlanması için iç ortamın sabit
sistemlere sahiptir. Besinleri enerjiye dönüştüren ya da değişmez koşullarda tutulması gereklidir.
genel mekanizmalar tüm hücrelerde temel olarak
aynıdır ve tüm hücreler kimyasal reaksiyonların
son ürünlerini kendilerini çevreleyen sıvıya verirler. Homeostaz: İç ortamın yaklaşık olarak
Yine hücreler kendileri için gerekli hammaddeleri sabit koşullarda korunması anlamına gelir.
bu sıvıdan alırlar.
41
Spor Fizyolojisi I
Örneğin; dolaşım sisteminin homeostazdaki minde yanıt veya değişiklik, başlatan etkene
rolü, kan ve damarlar aracılığı ile dokulara ulaşarak zıt yöndedir ve baştaki uyarıya zıt yönde iş
hücrelerarası sıvıdaki atıkların uzaklaştırılmasını ve görür. Örneğin, hücre dışı sıvıda karbon-
besinlerin hücreye ulaştırılmasını sağlar. Solunum dioksitin artması akciğer ventilasyonunu
sisteminin temel rolü ise hücreler için gerekli ok- artırarak karbondioksitin azalmasını sağlar.
sijeni sağlamak ve kan pH’ının düzenlenmesidir. Düzenleyicinin görevi, uygun olmayan de-
Böbreklerin homeostazdaki rolü, protein metabo- ğişikliği önlemek ve böylece eski duruma
lizması son ürünü olan üre benzeri atıkların uzak- dönüşü sağlamaktır. Vücuttaki homeostazı
laştırılmasıdır. Ayrıca böbrekler, kanın pH’ının ve kontrol eden çoğu mekanizma negatif geri
kandaki sıvı elektrolit dengesinin korunmasından bildirim mekanizmasıdır. Vücut ısısı, kan-
sorumludur. İskelet sistemini oluşturan kemikler daki şeker düzeyinin pankreas ile düzenle-
vücut bölümlerinin desteklenmesini ve korun- mesi ve vücuttaki birçok diğer metabolik
masını sağlamanın yanı sıra kalsiyum ve fosfor olaylar negatif geri bildirim mekanizması
tuzlarının bir deposu olarak işlev görürler. İskelet ile düzenlenir.
ve kas sistemi ayrıca vücut beslenmesi için gerekli • Pozitif geri bildirim: Vücudun birkaç pozitif
yiyeceklere ulaşabilmeyi ve olumsuz çevre koşulla- geri bildirim sistemi de vardır fakat negatif
rından korunabilmek için gerekli hareketliliği de geri bildirime göre vücutta daha az sıklıkla
sağlar. Deri ve bağ dokuları vücudu dış ortamdan gerçekleşir. Sistemlerdeki sabit durumdan
korur ve vücut sıcaklığının düzenlenmesinde, artık farklılaşmalar, değişiklerin şiddetini artıran
maddelerin uzaklaştırılmasında görev alır. Üreme bir dizi olayı başlatır. Pozitif geri bildirim,
ise ölen bireylerinin yerini alacak yeni bireylerin durumun sabit tutulmasına değil, giderek
oluşumunu sağlayarak homeostazın sürdürülmesi- daha fazla bozulmasına sebep olmaktadır.
ni sağlar. Vücut, bazı nadir durumlarda, pozitif geri
bildirimi kendi yararına kullanır. Kanın pıh-
Vücudun Kontrol Sistemleri tılaşması pozitif geri bildirimin işe yarayacak
biçimde kullanılmasına bir örnektir. Bir kan
Vücutta binlerce kontrol sistemi bulunur. Ho-
damarı yırtıldığı ve bir pıhtı oluşmaya başla-
meostatik mekanizma geri bildirim sistemi ile çalı-
dığı zaman, pıhtılaşma faktörleri adı verilen
şır ve iki türlü geri bildirim sistemi vardır. Bunlar:
bir dizi enzim pıhtının kendi içinde aktive
negatif geri bildirim ve pozitif geri bildirimdir.
edilir. Bu enzimlerin bazıları, diğerleri üze-
• Negatif geri bildirim: Genellikle bazı fak- rinde etki ederek pıtının hemen yakınındaki
törler eksik ya da fazla olduğunda bir kont- bölgede bulunan aktifleşmemiş enzimleri ak-
rol sistemi negatif geri bildirimi başlatır. Bu tifler ve pıhtının büyümesini sağlar. Bu süreç
ise o faktörün değerini normal düzeye çe- damardaki delik kapanıp kanama duruncaya
ken bir dizi değişikliği içerir ve homeostaz kadar devam eder.
korunmuş olur. Negatif geri bildirim siste-
Öğrenme Çıktısı
1 Spor fizyolojisi ile ilgili temel kavramları ve canlı kavramı ile organizasyonunu
açıklayabilme.
42
Spor ve Sağlık Bilimleri I
43
Spor Fizyolojisi I
Hücre içi sıvı içerisinde protein, karbonhidrat, bulunur. Böylece iki katlı lipit yapıyı daha az akıcı
lipit gibi organik maddeler ve inorganik maddeler hâle getirirken güçlü olmasını da sağlar. Hücre za-
bulunur. Hücre dışı sıvı; %1 lenf, % 24 kan plaz- rındaki çok fazla kolesterol ise membran esnekliği-
ması, %75 intertisyel sıvıdan (hücreler arası sıvı) nin azalmasına neden olur. Kolesterol ayrıca hücre
oluşmaktadır. membranının akışkanlığını da belirler.
Elektrolitler: Elektrolitler, hücresel reaksiyonlar Karbonhidratlar: Karbonhidratlar glikoprotein,
için gerekli olan inorganik kimyasalları oluşturur- glikolipit moleküllerinin bir parçası olmak dışında
lar. Hücre içindeki en önemli iyonlar potasyum, yapısal işlevlerde çok az görev alırlar. İnsan hücre-
magnezyum, fosfat, sülfat, bikarbonat ve daha az lerinin çoğunda karbonhidrat depoları fazla büyük
miktarlarda sodyum, klor ve kalsiyumdur. Hüc- değildir ve genellikle toplam kitlenin % 1’ini oluş-
re dışı sıvıda sodyum, kalsiyum, klor, bikarbonat tururlar. Bu oran kas hücrelerinde % 3’e ve zaman
iyonları daha fazladır. zaman karaciğer hücrelerinde % 6’ya kadar çıkar.
Proteinler: Normalde hücre kütlesinin %10- Bununla birlikte çözünmüş glikoz şeklinde kar-
20’sini oluşturan ve birçok hücrede sudan sonra en bonhidrat hücre dışı sıvıda her zaman kullanılabilir
fazla miktarda bulunan madde proteindir. Hücre durumdadır. Az miktarda karbonhidrat hücrelerde
yapısının yapı taşlarıdır . Hücre ve organellerine hemen hemen daima glikojen şeklinde depolanır.
biçim verirler. Proteinler enerji kaynağı olarak kul- Glikojen, hücrelerin enerji ihtiyaçları olduğu du-
lanmak mümkün olmakla beraber pek tercih edil- rumlarda hızlı bir şekilde bu ihtiyacı karşılamak
mezler. amacıyla kullanılır.
Proteinler yapısal proteinler ve globüler prote-
inler olarak ikiye ayrılır. Hücrenin Fiziksel Yapısı
• Yapısal proteinler: Hücrede bulunan yapısal Hücre sadece sıvı, enzim ve kimyasal madde-
proteinler çoğunlukla uzun filamentler şek- lerden oluşmuş bir torba değildir. Hücre içi orga-
lindedir. Bu tür hücre içi filamentler genel nel adı verilen, yüksek bir organizasyon gösteren
olarak mikrotübüller şeklindedir. Mikrotü- fiziksel yapıları da kapsar. Organeller hücrede var
büller, hücre iskeleti organellerini oluştu- olan ve farklı fonksiyonları yerine getiren yapı-
rurlar. Hücre dışında ise özellikle bağ do- lardır. Hücrenin organelleri, temel olarak lipit ve
kusunun kollajen ve elastin liflerinde, kan proteinlerden oluşan bir zarla çevrelenmiştir. Hüc-
damarı duvarları, tendonlar, ligamentler ve re zarı, çekirdek zarı, endoplazmik retikulum zarı,
bunlara benzer yapılarda bulunurlar. mitokondri zarı, lizozomlar ve golgi aygıtı bunlar
• Globüler proteinler: Bu proteinler genel- arasında sayılabilir. Hücrenin fiziksel yapısını hüc-
likle hücrede enzim işlevi görür. Bir bö- re zarı, mitokondri, lizozom, golgi aygıtı, endop-
lümü hücre sıvısı içerisinde hareketli iken lazmik retikulum, nükleus, ribozom ve sentriol
bir bölümü de hücre içindeki zarsı yapılara oluşturmaktadır.
yapışık durumdadırlar. Bu enzimler hücre Hücreler ışık mikroskobu ile incelendiği za-
içerisindeki özgül kimyasal reaksiyonları man, sitoplazma ve çekirdek adı verilen iki bölüm-
katalizlerler. den oluştuğu görülür. Ancak daha büyük büyütme
Lipitler: Lipitler enerji kaynağı olarak kullanıl- sağlayan elektron mikroskobuyla yapılan inceleme-
dığı gibi hücrenin fiziksel yapısında da yer alırlar. ler, hücrenin birtakım alt birimlerden hücre orga-
Yağ hücrelerinde, hücre kütlesinin %95’i triglise- nellerinden oluştuğunu ortaya koymuştur. Hücre
ritlerden (nötral yağlar) oluşmuştur. Bu hücreler- şunlardan oluşmuştur: hücre zarı, sitoplazma ve
de depolanan yağ vücudun temel enerji kaynağını sitoplazma organelleri, hücre iskeleti, çekirdek.
oluşturur.
Fosfolipitler ve kolesterol ise toplam hücre küt- Hücre Zarı
lesinin %2’sini oluştururlar. Fosfolipit ve kolestero-
Hücre zarı, hücreyi çepeçevre saran zar taba-
lün önemli bir özelliği suda erimemesidir. Dolayı-
kadır. Hücre zarı, hücre membranı olarak da ad-
sıyla hücre membranı (hücre zarı) ve organellerin
landırılmaktadır. Hücre zarı 7,5-10 nanometre
membran yapıları fosfolipitlerden yapılırlar. Ko-
kalınlığında, ince, kıvrılabilir ve elastik bir yapıdır.
lesterol fosfolipit moleküllerine zayıf olarak bağlı
44
Spor ve Sağlık Bilimleri I
1972 yılında Seymour Jonathan Singer ve George glikoz ve üre gibi suda eriyen maddeleri
Nicholson tarafından hücre zarının yapısıyla ilgili geçirmez. Ancak oksijen, karbondioksit ve
olarak sıvı mozaik modeli tanımlanmıştır. alkol gibi yağda eriyen maddeler zarın bu
Hücre zarının yapısı, akıcı mozaik zar modeli bölümlerinden kolayca geçebilirler.
ile açıklanır. Bu modele göre hücre zarı başlıca pro- • İyon yükleri: İyon yükü hücre zarının yü-
tein ve fosfolipitlerden oluşmuş çift katlı bir sıvıdır. künden farklı ise kolayca hücre zarından
Az miktarda karbonhidrat da bulunur. Fosfolipit geçebilir.
tabaka, hücre zarının sıvı bölümünü oluştururken, • Taşıyıcı moleküllerin varlığı: Hücre zarın-
fosfolipitten oluşmuş bu sıvı tabaka içine gömülü daki taşıyıcı moleküller madde taşınmasını
halde bulunan proteinler ise mozaik bölümünü sağlarlar.
oluşturur. Hücre zarının yaklaşık bileşimi, %55
Hücre zarı, hücrenin canlı organizma olmasını
protein, %25 fosfolipit, %13 kolesterol, %4 diğer
sağlayan pek çok önemli fonksiyonu yerine getirir.
lipitler ve %3 karbonhidrattır.
Bu fonksiyonlar şu şekilde sıralanabilir:
Hücre zarı, hücreyi diğer hücrelerden ve dış
Hücre zarı hücre içi sıvı ile hücre dışı sıvıyı bir-
çevreden ayırır. Hücre içi ve dışı arasında madde
birinden ayırır.
ve su değişimi sağlar. Özelliğinden dolayı belirli
moleküllerin giriş ve çıkışına izin verir. Bu yüzden • Hücre zarı ile hücreleri birbirinden ayırır.
hücre zarı yarı geçirgen ve seçici geçirgen olarak ad- • Hücre zarı ile kimyasal reaksiyonların olu-
landırılır. Zar yapısındaki lipitler yağlarda çözün- şabileceği bir yüzey oluşur.
medikleri için suyun ve suda eriyebilir maddelerin • Hücre içi sıvı ve hücre dışı sıvı arasında
bir hücre bölmesinden diğerine serbestçe gitmesini madde giriş çıkışını düzenler.
engelleyici bir bariyer görevi görürler. Hücre zarı • Hücre zarının yapısında bulunan protein-
organizmanın yaşamı için çok önemlidir ve hücre ler, hücrenin yapısına destek sağlar.
zarı iki sebepten dolayı kendisini dışarıdaki ortam-
• Hücre zarı üzerindeki bazı proteinler, kim-
dan ayırmak zorundadır. Bunlar:
yasal tepkimelerin hızını ve özgüllüğünü
1. DNA, RNA ve benzeri yaşamsal molekülle- düzenleyen enzim görevi yaparlar.
ri dağılmaktan korumak,
• Hücre zarı üzerindeki bazı proteinler ise
2. Hücre, molekül ve organellerine zarar vere- reseptör görevi yaparlar. Genelde protein
bilecek yabancı molekülleri uzak tutmaktır. olmakla beraber bir karbonhidrat veya lipit
Bu iki kurala uymanın yanı sıra hücre bir taraf- de olabilir.
tan çevreyle haberleşirken aynı zamanda dış ortamı • Hücreye antijenik özellik kazandırırlar. Böyle-
sürekli izlemeli ve ortam değişikliklerine uyum sağ- ce hücrelerin birbirlerini tanımalarını sağlar.
lamalıdır. Ayrıca hücre besin maddelerini dışarıdan
• Hücre zarının en önemli özelliklerinden bi-
almalı ve metabolizması sonucunda oluşan toksik
risi de seçici geçirgenlik özelliğidir.
maddeleri dış ortama vermelidir. Bunun için ise
zardaki protein molekülleri çoğu kez zarı boyuna
kat ederek bazı özel maddelerin zardan geçişine izin Hücre Zarı Lipitleri
verir. Genellikle suyu serbestçe geçirmesine rağmen Hücre zarının temel yapısı, her biri sadece bir
iyonlar gibi diğer maddelere karşı bir bariyer oluş- molekül kalınlığında olan ve hücre yüzeyine doğru
turur. devam eden çift katlı fosfolipit tabakadır. Her fosfo-
Maddelerin hücre zarından kolayca geçişine lipit molekülünün bir ucu suda çözünebilir yani hid-
hücre zarının geçirgenliği denir ve birçok faktöre rofiliktir. Diğer ucu ise suda çözünemez ve yağ için-
bağlıdır. Bunlar: dedir, yani hidrofobiktir. Fosfolipitin fosfat bölümü
• Molekül hacmi ve tipi: Hücre zarından su, hidrofilik, yağ asidi bölümü ise hidrofobiktir. Fosfo-
aminoasitler ve küçük moleküller geçebilir- lipit moleküllerinin hidrofobik kısımları, su tarafın-
ken büyük moleküller kolayca geçemez. dan itilip birbirleri tarafından karşılıklı çekildikleri
için zar ortasında birbirine bağlanma eğilimindedir-
• Yağların çözünürlüğü: Bazı maddeler yağda
ler. Hidrofilik fosfat kısımları ise tüm hücre zarının
çözünerek doğrudan hücre zarından geçer-
iç ve dış yüzeyindeki su ile temas hâlindedirler.
ler. Zarın ortasındaki lipit tabaka, iyonlar,
45
Spor Fizyolojisi I
Hücre zarında lipit olarak ayrıca kolesterol bu- zeyini kaplayan karbonhidrat örtünün (karbonhid-
lunmaktadır. Kolesterol molekülleri lipit çift ta- rat uçların) işlevleri ise şunlardır:
baka içinde erimiş durumdadır. Kolesterolün ana 1. Çoğu elektriksel olarak negatif yüklü ol-
görevi, çift tabakanın vücut sıvılarının suda erir dukları için hücrenin dış yüzeyinin negatif
maddelerine karşı geçirgen olma veya geçirgen ol- yüklü olmasına neden olur ve diğer negatif
mama derecesini belirlemeye yardım etmektir. Ko- yüklü maddeleri iterler.
lesterol ayrıca zarın akışkanlığını da belirler.
2. Bazı hücrelerin glikokaliksi diğer hücrelerin
glikokaliksine bağlanır böylece hücreler bir-
Hücre Zarı Proteinleri birlerine tutunmuş olurlar.
Hücre zarının yapısında bulunan proteinlerin 3. Karbonhidratların çoğu, insülin gibi hormon-
çoğu glikoprotein yapıdaki zar proteinleridir ve ların bağlanması için reseptör görevi yaparlar.
integral ve periferik proteinler olmak üzere 2’ye 4. Bağışıklık sistemine ilişkin reaksiyonlara gi-
ayrılmaktadır. rerler.
• İntegral proteinler: Zarı boydan boya kate-
den integral proteinlerin çoğu su molekül-
Hücre Zarındaki Taşınma Olayları
lerinin ve suda eriyen maddelerin, özellikle
iyonların hücre dışı ve hücre içi sıvı arasında Hücre sitoplazması ve organelleri hücre dışı sı-
difüze olmalarını sağlayan yapısal kanalları vıdan hücre zarı ile ayrılmıştır. Hücrenin yaşaması,
(porları) oluştururlar. Bu protein kanallar büyümesi ve temel faaliyetleri için bazı maddeler
bazı maddelerin diğerlerine oranla tercih hücreye girerken bazı atık maddeler ise hücreden
edilerek difüze olmasını sağlayacak seçici uzaklaştırılır. Hücre zarındaki bu taşıma olayları
niteliktedirler. yani hücre içi ve hücre dışı arasındaki madde geçiş-
leri, geçiş esnasında enerji harcanıp harcanmama-
Diğer integral proteinler ise başka şekilde zar-
sına göre ikiye ayrılır: Pasif taşıma ve Aktif taşıma.
dan geçemeyen maddelerin çift katlı lipit tabaka-
dan geçişini sağlayan taşıyıcı proteinlerdir. Bazen • Pasif Taşıma: Kinetik enerjiye bağlı olarak,
bu taşıyıcılar maddeleri, doğal difüzyon yönlerinin madde yoğunluğunun yüksek olduğu böl-
tersine aktif taşıma adı verilen bir yolla taşırlar. geden daha az olduğu bölgeye doğru geçişi
Bir bölümü de enzim olarak işlev yapar. İntegral söz konusudur. Fakat pasif taşımada, bir
zar proteinleri, hücre zarını kolaylıkla geçemeyen molekül hücre zarından enerji yani adeno-
peptit hormonlar gibi suda eriyen kimyasallar için zin trifosfat (ATP) kullanmadan geçmek-
reseptör olarak da görev alırlar. tedir. Pasif taşıma çeşitleri difüzyon (basit
difüzyon, kolaylaştırılmış difüzyon) ve oz-
• Periferik proteinler: Periferik protein mo-
mozdur.
lekülleri sıklıkla integral proteinlere tutun-
muşlardır. Periferik proteinler hemen her
zaman enzim olarak işlev görür veya hücre Pasif Taşıma: Moleküllerin, yoğunluk farkından
zar porları arasından madde geçişini kont- dolayı hücre zarından enerji harcanmadan geçişi-
rol eden moleküller olarak görev yaparlar. ne pasif taşıma denir.
46
Spor ve Sağlık Bilimleri I
• Molekül büyüklüğü: Taşınacak molekülün (hipotonik) bir ortama konulursa ortamdan hüc-
büyüklüğü arttıkça difüzyon hızı azalır. reye su girişi olur, dolayısıyla hücre su alarak şişer.
Ufak moleküller hücre zarından daha hızlı Hücrenin ortamdan su alarak şişmesine deplazmo-
geçebilir. liz denir.
• Yoğunluk farkı: Bir ortam ne kadar yoğunsa • Aktif Taşıma: Aktif taşımada maddenin
hücre zarındaki kanallarla çarpışma olasılığı hücre zarından geçişi için hücrenin sağlaya-
o derece yüksek olur. Bu nedenle ortamlar cağı enerjiye ihtiyaç duyulmaktadır. Örne-
arasındaki yoğunluk farkı arttıkça difüzyon ğin sinir ve kas gibi çeşitli hücrelerde gö-
hızı da artar. rülen ”sodyum-potasyum ATPaz pompası”
• Ortam sıcaklığı: Ortam sıcaklığı arttıkça aktif taşımaya en güzel örneklerden biridir.
moleküllerin ortalama kinetik enerjisi de Normal şartlarda sodyum hücre dışında,
artacağı için difüzyon hızı da artar. potasyum da hücre içinde yoğun bulunur.
Sodyum-potasyum ATPaz pompası ile yo-
• Difüzyon yüzeyi: Madde geçişinin yapıldı-
ğunluk farkından dolayı hücre dışına çıkan
ğı yüzey alanı genişledikçe difüzyon hızı da
potasyum hücre içine, hücre içine sızan
artar.
sodyum da hücre dışına ATP enerjisi kul-
Hücrelerde difüzyon iki türlü gerçekleşir: a) ba- lanılarak taşınır. Aktif taşıma çeşitleri aktif
sit difüzyon ve b) kolaylaştırılmış difüzyondur. transport, endositoz ve ekzositozdur.
• Basit difüzyon Difüzyon, taşıyıcı bir prote-
ine ihtiyaç olmadan kendiliğinden gerçek-
leşiyorsa buna basit difüzyon denir. Örne- Aktif Taşıma: Maddenin düşük yoğunluktan
ğin; oksijen, karbondioksit ve alkol, yağda yüksek yoğunluğa doğru enerji (ATP) kullanıla-
çözünen maddeler hücre zarından basit di- rak ve zar üzerinde enzim ve taşıyıcı proteinlerle
füzyon yoluyla geçer. aracılığı ile gerçekleştirilen taşıma olaylarına aktif
• Kolaylaştırılmış difüzyon Fosfolipit taba- taşıma denir.
kada çözünerek hücre zarından geçebilecek
kadar küçük olmayan maddelerin difüzyo- Aktif transport: Maddelerin hücre içinden
nu, taşıyıcı proteinler aracılığı ile olur. Bu hücre dışına ya da hücre dışından hücre içine ener-
şekilde gerçekleşen madde transferlerine, ji (ATP) harcanarak transferine aktif taşıma denir.
kolaylaştırılmış difüzyon denir. Örneğin Aktif taşıma, pasif taşımanın tersine, madde yo-
glikoz, fruktoz, galaktoz ve aminoasit gibi ğunluğunun düşük olduğu ortamdan yüksek oldu-
bazı monomerler, hücre zarından kolaylaş- ğu ortama doğru olur.
tırılmış difüzyon ile geçer. Endositoz: Protein, polisakkarit gibi büyük
moleküller hücre zarından geçemez. Bu gibi mo-
leküller ancak hücre zarında oluşan kofullar yar-
Difüzyon: Moleküllerin yoğun ortamdan, yo- dımıyla hücre içine alınabilir. Bu olaya endositoz
ğunluğu daha az olan ortama enerji harcamaksı- denir. Hücrede endositozun gerçekleşmesi için de
zın geçmesine difüzyon denir. ATP’ye ihtiyaç vardır. Endositoz gerçekleşebilmesi
için hücre içindeki ve dışındaki madde yoğunluğu-
nun bir önemi yoktur. Endositoz taşınan madde-
Ozmoz: Suyun, çok yoğun olduğu ortamdan nin katı ya da sıvı olma durumuna göre iki şekilde
az yoğun olduğu ortama doğru yarı geçirgen bir gerçekleşir: a) Fagositoz ve b) Pinositozdur.
zar üzerinden geçişine ozmoz denir. Ozmoz, seçici • Fagositoz (Katı): Fagositoz, büyük katı
geçirgen bir zardan suyun difüzyonudur. Hücrenin maddelerin hücre içine taşınmasıdır. Hüc-
su alma isteğine ozmotik basınç denir. re zarında oluşan yalancı ayaklar taşınacak
Ozmoz sonucu hücrelerde plazmoliz ve deplaz- maddeyi tamamen sararak zardan koparak
moliz olayları gerçekleşir. Hücrelerin, kendisinden ayrılır. Ayrılan kısım besin kofulu olarak
daha yoğun bir ortamda (hipertonik ortamda) su sitoplazma vasıtasıyla lizozomla birleşir ve
kaybederek büzülmesine plazmoliz denir. Plazmo- burada sindirim gerçekleşir.
lize uğramış hücrelerin, kendisinden daha az yoğun
47
Spor Fizyolojisi I
• Pinositoz (Sıvı): Pinositoz, büyük mole- külleridir. Membransız organeller ise ribozomlar,
küllere sahip sıvı maddelerin hücre içine sentriyoller, mikrotübüller, filamentlerdir.
taşınmasıdır. Hücre zarının içeri çökmesiy-
le oluşan ceplere dolan sıvı molekülleri bu
Endoplazmik Retikulum
ceplerin boğum haline gelmesi sonucu hüc-
re içine girer. Birçok hormonun, enzimlerin Endoplazmik retikulum kelime anlamı olarak
ve antikorların hücre içine girişi pinositoz Latince “plazma içinde yer alan ağ” anlamına gelir.
yöntemiyle gerçekleşir. Endoplazmik retikulum, birbiriyle ilişki hâlinde
olan tübüler ve düz veziküler yapılardan oluşmuş
membran sistemidir. Veziküller ve tübüller birbiri
ile bağlı yaygın bir ağ oluşturdukları için “retiku-
lum” olarak tanımlanır. Endoplazmik retikulumun
dikkat
Fagositoz katı maddelerin, pinositoz sıvı madde- duvarları hücre zarına benzer şekilde çift kat lipit-
lerin hücre içine taşınmasıdır. Bu yüzden fagositoz ten oluşmuştur ve çok miktarda protein içerir. Tü-
“yeme”, pinositoz “içme” şeklinde ifade edilir. bül ve veziküllerin içi endoplazmik matriks denen
ve sitozoldeki sıvıdan farklı olan sulu bir sıvıyla
doludur.
• Ekzositoz: Hücre içindeki büyük molekül-
lerin (makromolekül) hücre dışına taşınma- Hücrenin başka bölümlerinde yapılan madde-
sına ise ekzositoz denir. Ekzositoz esnasında ler, endoplazmik retikulumun içine alınır ve daha
da hücrede ATP harcanır. Makromoleküller sonra hücrenin diğer bölümlerine ulaştırırlar . Re-
kofullar içinde hücre zarına taşınır. Kofulun tikulum yapısındaki çok geniş yüzey alanı ve bu zar
zarı ile hücre zarı birleşir. İki zarın birleşti- üzerinde bulunan çok sayıdaki enzim sistemleri,
ği alanda oluşan boşluktan maddeler dışarı hücrenin metabolik işlevlerini gerçekleştirir. Gra-
atılır. Hücre içinde oluşan atıklar ile hüc- nüllü endoplazmik retikulum ve agranüler endop-
renin ürettiği enzimlerin ve hormonların lazmik retikulum (düz endoplazmik retikulum)
hücre dışına salgılanması ekzositoz yöntem- olmak üzere iki tip endoplazmik retikulum vardır.
le olur. • Granüllü endoplazmik retikulum: Granül,
küçük tanecik demektir. Üzerinde ribo-
zomların bulunduğu endoplazmik retiku-
Hücre Sitoplazması ve Organelleri lumlara, granüllü endoplazmik retikulum
Sitoplazma canlıdır ve hücrenin bütün hayati denir. Ribozomlar aracılığı ile hücrede yeni
faaliyetleri burada gerçekleşir. Büyük bir çoğun- protein moleküllerinin sentezi işlevini ger-
luğu sudan oluşur. Partiküllerin içinde dağıldığı çekleştirirler. Granüllü endoplazmik retiku-
sitoplazmanın berrak sıvı kısmına sitozol denir. Su- lum, kendisine bağlı ribozomlar tarafından
dan başka, organik, inorganik maddeler, organel- üretilen proteinleri golgi cisimciğine gön-
ler, madensel tuzlar, hormonlar, lipitler, enzimler, derir. Hormon ve sindirim enzimi gibi sal-
vitaminler ve sitoplazma iskeleti şeklinde düzen- gı proteinlerinin üretildiği hücrelerde çok
lenmiş fibröz protein filamentler bulunur. miktarda granüllü endoplazmik retikulum
Sitoplazma içerisinde belli görevleri yapmak bulunur.
için özelleşmiş yapılara organel denir. Diğer bir ta- • Düz endoplazmik retikulum: Endoplazmik
nıma göre; hücrelerin, metabolik, sentetik, enerji retikulumun ribozom içermeyen tüplerden
gerektiren ve enerji oluşturan farklı işlevlerini ye- oluşan ağ şeklindeki bölgesidir. Düz endop-
rine getiren membranlı veya membransız yapıla- lazmik retikulum, lipit maddelerin sentezi
ra organel denir. Bu organeller, hücre için gerekli ve diğer hücresel işlemler için işlev görür.
maddeleri üretmek veya enerji sağlamak gibi belirli Karaciğer hücrelerinde glikoz fazlasının
fonksiyonları yerine getirmek için özelleşmişlerdir. glikojen olarak depolanmasında görev alır.
Organeller membranlı ve membransız organeller Steroit tipinde hormon salgılayan hücreler-
olarak sınıflandırılır. Membranlı organeller: Hücre de bol miktarda bulunur. Karaciğer hücre-
membranı, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, lerinde ilaç artıkları gibi zehirli maddeleri
mitokondri, lizozomlar, peroksizomlar, salgı vezi- etkisiz hâle getiren enzimlerin depolanması,
48
Spor ve Sağlık Bilimleri I
kas hücrelerinde kasılma için gerekli kalsi- merkezidir. Tükürük bezinden tükürük salgılan-
yumun depolanması gibi işlevlere sahiptir. masında, pankreasta enzim ve hormon salgılanma-
sında golgi aygıtının rolü büyüktür.
Ribozomlar
Ribozomlar proteinlerin sentez edildikleri hüc- Lizozomlar
re organelidir. RNA ve 80 tip proteinden oluşmak- Lizozomlar, hücreden hücreye farklılık göster-
tadır. Protein sentezi için gerekli bilgi DNA’dadır mekle birlikte 250-750 nanometre çapında orga-
ve bu bilgi RNA’ya transfer edilerek, RNA’daki bu nellerdir. Golgi aygıtı tarafından veziküler şeklinde
bilgiyle ribozomlarda protein yapılır. Ribozomların oluşturulur ve sitoplazmaya dağılırlar. Hücre içi
membranı yoktur ve membranöz olmayan hücre sindirimi sağlamak üzere yaklaşık 40 kadar sin-
organelleri grubunda yer alır. dirici enzimler (hidrolitik enzimler) içerirler. Bu
Ribozomların genel yapıları aynıdır. Fakat fark- enzimlerin optimal pH değeri 5 civarındadır. Li-
lı hücrelerde boyutları, iç yapıları ve sayıları değiş- zozom membranında hidrojen pompaları vardır ve
kenlik gösterir. Bütün ribozomlar, büyük birim ve bu pompalar sayesinde lizozom pH’ı düşük tutulur
küçük birim olarak adlandırılan iki alt birimden ve enzimlerin etkin olması engellenir. Bu ise lizozo-
oluşur. Bu birimler protein sentezi yapılmadığında mun tüm hücreyi sindirmesini önler. Lizozomun
birbirinden ayrıdırlar. Protein sentezi gerçekleşece- zarı zarar görürse içinde yer alan enzimler sitoplaz-
ği zaman büyük birim ve küçük birim birleşerek maya dağılır. Bu durumda hücre parçalanarak ölür.
ribozomu işlevsel hâle getirirler. Buna otoliz denir.
Granüler endoplazmik retikulum membranının Lizozomlar, özellikle hücreye alınan besin par-
dış yüzeyine tutunmuş olarak bulunabilecekleri tiküllerini, hücrenin harap olmuş, yaşlanmış ya-
gibi sitoplazmada serbest olarak da bulunabilirler. pılarını ve bakteri, mantar gibi hücre dışı yabancı
Hücre içinde kullanılacak proteinler (hemoglobin, maddeleri sindirerek hücre içi sindirim sistemini
kontraktil proteinler, nöroproteinler vb.) veya hüc- oluştururlar. Besinleri sindirilmesi açısından lizo-
re dışına verilecek veya membran yapısına katılacak zomlar, proteinleri hidrolize ederek amino asitlere,
proteinler ribozomlarda sentezlenir. glikojeni hidrolize ederek glikoza, lipitleri hidrolize
edilerek yağ asitleri ve gliserole dönüştürür. Hücre-
ye endositoz yoluyla taşınan besinler lizozom tara-
Golgi Aygıtı fından sindirilerek yapı taşlarına ayrılır ve sitoplaz-
Golgi aygıtı (cisimciği), kesecikler sistemi şek- maya sindirim kofulu şeklinde geçerler.
linde yapılanmış salgılamada görev alan bir hücre
organelidir. Golgi aygıtı hem yapı hem de fonk-
Peroksizomlar
siyon yönünden endoplazmik retikulum ile ya-
kından ilişkilidir. Genellikle çekirdeğin yakınında Peroksizom ortalama 0.3-0.5 mikron çapında-
birbirine paralel dört veya daha fazla ince, düz ve- dır. Peroksizomlar, karaciğer, böbrek, kalp kası gibi
zikülün üst üste dizilmesiyle oluşmuş bir yapıdır. metabolik faaliyetleri fazla olan organların hücresi
Golgi aygıtı, salgı yapan hücrelerde iyi gelişmiştir. içerisinde yer alır. Peroksizom organelinin lizozo-
Golgi cisimciği bütün ökaryot hücrelerde bulunur. ma benzeyen birçok özelliği bulunmasına rağmen
Fakat istisna olarak alyuvar ve sperm hücrelerinde iki önemli farkı vardır. Bunlar: (1) Golgi aygıtı ta-
golgi cisimciği bulunmaz. rafından değil, kendi kendilerini çoğaltarak veya
belki düz endoplazmik retikulumdan tomurcuk-
Golgi aygıtının fonksiyonu; endoplazmik reti-
lanarak oluştuklarına inanılmaktadır. (2) Hidro-
kulumdan sentezlenen maddeler, taşıma vezikülle-
lazlardan çok oksidaz enzimlerini içerirler. Perok-
ri ile golgi aygıtına taşınır ve işlenerek lizozomla-
sizomlar, pek çok toksik maddeyi okside ederek
rı, salgı veziküllerini ve diğer sitoplazmik yapıları
hücreyi korur. Örneğin; karaciğerdeki peroksizom-
oluştururlar. Ayrıca hücre zarının yenilenmesi ve
ların görevi, alkol gibi zararlı maddeleri zararsız
yüzeyinin genişletilmesi gibi fonksiyonları da var-
hâle getirmektir.
dır. Golgi aygıtı, maddelerin değişime uğradığı,
paketlendiği ve gidecekleri yerin belirlendiği or-
ganeldir. Salgıların üretim, depoloma ve salgılama
49
Spor Fizyolojisi I
Mitokondri
Oksijenli solunum yapan bütün ökaryot hüc-
relerde mitokondri organeli bulunur. Hücrenin internet
solunum ve enerji santrali olan mitokondriler ol- Hücre organelleri ile ilgili detaylı bilgilere
madan, hücreler besinlerden yeterli miktarda enerji https://www.akademiportal.com/hucre-orga-
elde edemez ve sonuçta tüm hücresel işlevler durur. nelleri-organellerin-gorevleri/ adresinden ula-
Oval veya yuvarlak, ince, uzun şekiller gibi farklı şabilirsiniz.
büyüklük ve biçimlerde olabilirler. Prokaryot hüc-
reler ve alyuvarlarda mitokondri bulunmaz.
Çizgili kas lifi, karaciğer, sinir hücreleri gibi Hücre İskeleti
enerji gereksinimi yüksek olan hücrelerde çok mik- Her hücrenin şeklinin korunmasını sağlayan,
tarda bulunurlar. Sitoplazmanın maksimum enerji organel ve bazı cisimlerin hareketinde önemli rol
gereksinimi olan bölümlerinde toplanırlar. Hare- oynayan, tübül ve filamentlerden oluşan destekle-
ketli organeller olduklarından dolayı kendi eksen- yici ağ, hücre iskeleti olarak adlandırılır. Hücre is-
leri çevresinde dönerek, şekil ve büyüklük değişimi keleti, transparan olduğu için hem ışık mikroskobu
göstererek enerji gereksinimi olan bölgelere ulaşır- hem de elektron mikroskobunda görülmemesine
lar. Dolayısıyla mitokondriler, tüm sitoplazma bö- rağmen önemli bir hücre komponentidir. Hücre is-
lümlerinde bulunurlar ama hücre içindeki toplam keleti, organellerin hücre içinde belirli yerlerde bu-
sayıları hücrenin gereksinim duyduğu enerji mik- lunmasına, yer değiştirmesine ve hücre bölünmesi
tarına göre yüz ile birkaç bin arasında değişebilir. sırasında kromozomların hareketine yardımcı olur.
Çift kat lipit ile proteinden oluşmuş, bir dış ve Hücre iskeleti şunlardan oluşmuştur: sentriyoller,
bir iç zarı vardır. İç zarın oluşturduğu kıvrımlar raf- mikrotübüller, aktin filamentleri.
ları oluşturur ve buralara oksidatif enzimler tutu- Sentriyoller çekirdeğe yakın olarak yer alan bir
nur. Mitokondri içindeki boşluk, besinlerden ener- çift çubuk şeklinde sitoplazmik yapıdır. Sentri-
ji elde edilmesi için gerekli olan büyük miktarlarda yoller hücre bölünmesi sırasında kromozomların
çözünmüş enzimleri içeren bir matriksle doludur. hücre kutuplarına çekilmesini sağlarlar. Mikrotü-
Bu enzimler oksidatif enzimlerle işbirliği halinde büllerin temel görevi, hücrenin belli bölgelerinde
çalışarak besinlerin oksidasyonunu, sonuçta su ve sert fiziksel yapılar halinde hücre iskeletini oluş-
karbondioksit oluşumunu ve bunlarla eş zamanlı turmaktır. Mikrotübüller, hücre sitoplazması içe-
olarak da enerji serbestleşmesini sağlarlar. Açığa risinde dallanmadan ilerlerler ancak yer yer yan
çıkan enerji, adenozin trifosfat (ATP) adı verilen kollarla birbirlerine bağlanabilirler. Böylece hücre
yüksek enerjili bir bileşiğin sentezlenmesi için kul- içi ortamında iletim ve bağlantı da sağlarlar. Ayrıca
lanılır. ATP daha sonra mitokondri dışına taşınır, mikrotübüller hücre içi transferde, hareketli hücre
tüm hücreye difüze olarak hücresel işlevlerin ger- organellerinin hareketinde de önemli rol oynarlar.
çekleşmesi için enerji gereken her yerde enerjisini Filamentler, hücrelerde mikrofilamentler ve
verir. Enerji üretimi oksijen gerektirir bu nedenle intermediyer filament olmak üzere ikiye ayrılır.
hücre solunumu olarak bilinir. Glikojen, lipit ve Mikrofilamentler kasılma yapan hücrelerde yüksek
nadiren aminoasitler enerji üretiminde kullanılan oranda bulunur. Kas hücresinde aktin ve miyozin
maddelerdir. olmak üzere iki tip kasılabilir filament bulunur.
Mitokondriler, bir DNA molekülü ve ribozom- Ayrıca aktin filamentleri, hücre hareketinde görev
lar içermesi nedeniyle diğer organellerden farklı- alırlar. İntermediyer filamentler ise halat görünüm-
dırlar. Mitokondri DNA’sı mitokondrinin kendi lü filamentlerdir ve hücre iskeletini oluşturan yapı-
kendisini kopyalamasını kontrol eder. Böylece lardandır.
mitokondriler kendi kendilerini çoğaltabilirler ve
hücrede artan miktarlarda ATP’ye ihtiyaç duyulan
Çekirdek (Nükleus)
her zamanda bir mitokondriden daha fazlası olu-
şabilir. Fakat mitokondri DNA’sındaki bilgi sınırlı Çekirdek, ökaryotik hücrelerin genetik bilgisini
olduğu için ancak çekirdeğin kontrolünde bölün- taşıyan membranla sınırlı oval veya yuvarlak şekilli
me gerçekleşebilir. hücre elemanıdır. Çekirdek, DNA’nın bulunduğu
ve DNA’daki bilginin RNA’ya aktarıldığı hücrenin
50
Spor ve Sağlık Bilimleri I
yaşam merkezidir. Çoğu hücre, tek çekirdekli ol- rinin por çevresine yapışmaları nedeniyle her bir
masına rağmen iskelet kas hücresi ve kemik hücresi porun çapı yaklaşık 9 nanometreye düşer. Bu dar
gibi yüksek metabolik aktiviteye sahip hücrelerde aralık bile moleküler ağırlığı 44,000’e kadar olan
birden fazla çekirdek bulunabilir. Hücre çekirde- orta boy moleküllerin geçişine rahatlıkla izin vere-
ğinin önemli fonksiyonları; hücrenin bölünmesi, cek yeterli genişliktedir. Çekirdekte üretilen RNA
büyümesi, onarımını gibi metabolizma faaliyetle- moleküllerinin sitoplazmaya, sitoplazmada üretilen
rinin yönetilmesi ile kalıtsal özelliklerin saklanması maddelerin çekirdeğe geçişi porlar üzerinden olur.
ve aktarılmasıdır. Çoğu hücrenin çekirdeğinde oldukça koyu bo-
Çekirdeğin içini dolduran esas madde DNA yanan ve çekirdekçik (nükleolus) adı verilen bir
ve protein molekülleridir. Bu DNA molekülleri yapı bulunur. Çekirdekçik, ökaryot hücrelerde,
çekirdek içinde rastgele dağılmış olmayıp kromo- hücre çekirdeğinin merkezinde bulunan, zarsız kü-
zom denilen yapılar içerisinde protein molekülleri resel bir yapıdır. Çekirdekçiğin büyük kısmı prote-
ile organize olmuşlardır. DNA molekülleri hücrede inden, daha küçük bir kısmı ise RNA’dan oluşur.
mevcut bütün proteinlerin nasıl yapılacağının ge- Çekirdekçikte ribozomal RNA (rRNA) sentezlenir
netik bilgisini içerirler. Bilgi çekirdektedir fakat bu (transkripsiyon). rRNA’lar proteinlerle birleştirile-
bilgi aktarılarak protein sitoplazmada yapılır. rek ribozomların alt birimlerini oluşturulur. Çe-
Çekirdek çift katlı membranla sarılmıştır ve kirdekçik hücre bölünmesi esnasında kaybolur ve
bu membranda çok sayıda porlar bulunur. Dış zar bölünmesinden sonra yeniden oluşur. Hücre aktif
hücre sitoplazmasının endoplazmik retikulumu ile olarak protein sentezi yapmaya başladığında çekir-
devam eder Büyük protein molekül kompleksle- dekçik belirgin biçimde büyür.
Öğrenme Çıktısı
2 Hücre yapısı ve organizasyonunu açıklayabilme
Egzersizde sıvı kaybı ve sıvı Proteinlerin hücre içine Spor uzmanlık dalınızda
alımını hücre protoplazma- alınmasını hücre zarındaki hücre sitoplazması ve orga-
sını oluşturan su ve elektro- taşınma olayları açısından nelleri ile ilgili bilgiyi nasıl
litler açısından ilişkilendire- yorumlayın. kullanacağınızı düşünün ve
rek açıklayın. arkadaşlarınızla tartışın.
ENERJİ SİSTEMLERİ
Enerji, bir sistemin ya da cismin iş yapabilme yeteneğidir. Bütün canlıların temel enerji kaynağı ise gü-
neştir ve doğada, kimyasal enerji, mekanik enerji, ısı enerjisi, ışık enerjisi, elektrik enerjisi ve nükleer enerji
olmak üzere altı enerji türü bulunmaktadır. Canlıların enerjiyi bir biçimden diğerine dönüştürme yeteneği
(biyolojik enerji devri) sayesinde yaşam devam eder (Şekil 2.2.).
Canlıların enerji dönüştürme yeteneğine ilişkin üç temel biyolojik enerji dönüşümü vardır. Bunlar:
birinci tip, ikinci tip ve üçüncü tiptir.
• Birinci tip: Güneş enerjisi (ışık enerjisi), fotosentez olayı ile organik bileşiklerin bağlarındaki kim-
yasal enerjiye dönüşür ve organik moleküllerdeki kimyasal bağlarda depolanır. Bitkiler, besin ve
oksijen sağlamak için fotosenteze ihtiyaç duyarlar. Fotosentez sonucu oluşan besini glikoz olarak
ifade etsek de aslında glikoz üretiminde kullanılan üç karbonlu şekerdir.
51
Spor Fizyolojisi I
• İkinci tip: Hücresel solunum ile kimyasal bağ enerjisinin, yüksek enerjili fosfat bağlarına dönü-
şümü (fosforilasyon) yani ATP (Adenozin Trifosfat) sentezlenmesidir. Fotosentez işleminin tam
tersi bir süreçtir. Hücre solunumunda, kimyasal enerjinin (glikoz, yağ ve protein moleküllerinin )
oksijenli ortamda parçalanarak zengin fosfat bağı özelliği taşıyan bir başka kimyasal enerjiye yani
ATP’ye dönüşümüdür.
• Üçüncü tip: ATP’nin yüksek enerjili fosfat bağlarını, hidroliz reaksiyonlarıyla koparılması ile
ATP’nin farklı enerji türlerine dönüştürülerek kullanılmasıdır. Oksijenli ortamda gerçekleşen hüc-
re solunumu ile elde edilen kimyasal enerji, insan organizmasının büyüme, gelişme ve yaşamının
devamı için kullanılır.
Güneş
Yeşil Bitkiler
Su
Kullanılabilir Enerji Karbondioksit Besin Maddeleri Oksijen
İnsanlar ve Hayvanlar
Enerji, İş ve Güç Kavramları Güç, birim zamanda ortaya konan iş olarak ifade
Enerji birimi joule (j) veya kaloridir (cal). Bir edilmektedir. Dolayısıyla “iş/zaman” veya “kuvvet
kalori bir gram suyun sıcaklığını bir santigrat dere- x zaman” şeklinde ifade edilir. Birçok spor dalın-
ce yükseltmek için gerekli ısı miktarıdır. Kilokalori da sıçrama, atma, sürat gibi hareketlerin gerçekleş-
(kcal) ise bir kilogram suyun sıcaklığını bir derece tirilebilmesi için kısa zaman içerisinde yüksek güç
yükseltmek için gerekli ısı miktarıdır. Kalori çok kü- oluşumuna ihtiyaç vardır. Güç birimi, joule/saniye
çük bir birim olduğu için enerji kilokalori olarak ifa- yani watt’tır (W).
de edilmektedir. 1 kilokalori ise 1000 kaloriye eşittir.
İş kavramı ise bir kilogram ağırlığındaki yükün ATP Üretme Mekanizmaları
yerçekimine karşı bir metre yükseğe kaldırılması ola- Hücrelerin yaşamını sürdürebilmeleri için ge-
rak tanımlanmaktadır. İş birimi, newton-metre (Nm) rekli kimyasal süreçlerin tümüne metabolizma de-
veya joule’dür. Eğer cisim üzerine bir kuvvet uygula- nir. Metabolizmada ise ATP önemli rol oynar. Be-
nıyor ve cisim bu kuvvet doğrultusunda yol alıyorsa iş
sin maddeleri vücudun dolaylı enerji kaynaklarıdır
gerçekleşmiş demektir. Yani iş yapılabilmesi için cismin
ve doğrudan enerji kaynağı ise ATP’dir. ATP; (1)
kuvvete maruz kalarak kuvvet doğrultusunda hareket
moleküllerin hücre zarı boyunca aktif taşınması, (2)
etmesi gerekmektedir. Dolayısıyla “iş = kuvvet x kuvvet
kasların kasılması (çizgili kas, düz kas, kalp kası),
doğrultusunda uygulanan mesafe” şeklinde ifade edilir.
(3) vücutta hormonların, hücre zarının ve diğer bir-
İnsan organizmasında bir işin yapılabilmesi için besin
çok temel molekülün oluşumunu sağlayan değişik
maddeleri ile elde edilen potansiyel enerjinin, kimyasal
reaksiyonlar, (4) sinir uyarılarının iletimi, (5) hücre
reaksiyonlarla mekanik enerjiye (kinetik veya hareket)
bölünmesi ve hücrenin gelişimi, (6) yaşamın sürdü-
dönüşmesi ile mümkündür. Enerji olmaksızın hiçbir
rülmesi ve çoğalma için gerekli olan birçok farklı
işin yapılabilmesi mümkün değildir. Enerji türlerinden
özellikle mekanik ve kimyasal enerji, insan hareketle- fizyolojik işlev için gereklidir.
rinin gerçekleştirilmesinde önemli rol oynadığı için
kimyasal iş ve mekanik iş olmak üzere iki tür iş kavra-
mından bahsedilebilir. Kimyasal iş, hücrenin gelişimi
için gereklidir. Mekanik iş ise kas kasılması ile kimyasal dikkat
enerjinin mekanik enerjiye dönüşümüdür. Vücudun doğrudan enerji kaynağı ATP’dir.
52
Spor ve Sağlık Bilimleri I
ATPaz
ATP ADP+Pi Enerji (7.3 kcal)
Fosfojenler adı verilen ATP ve kreatin fosfat (CP veya PC), kasların içinde bir miktar depo edilmiş
hâlde bulunurlar. CP, yüksek enerji bağı içeren başka bir kimyasal bileşiktir. CP, aynı ATP gibi kas içeri-
sinde bir miktar depolanabilir ve parçalandığında büyük miktarda enerji açığa çıkarır. Serbest kalan bu
enerji de ATP’nin, ADP ve Pi moleküllerinden yeniden sentezlenmesi için kullanılır. CP’nin yüksek ener-
53
Spor Fizyolojisi I
jili fosfat bağları, ATP’nin yüksek enerjili bağları- miktarı ile sınırlıdır. Örneğin; 200 metre sürat ko-
nın yenilenmesi için gerekli enerjiyi sağlamış olur. şusu sonunda, çalışan kaslardaki fosfojen depoları,
Kaslarda depolanmış olan CP’nin parçalanması ile oldukça azalır. Fakat fosfojen sistem, kasların ne
açığa çıkan enerji, ADP ve Pi’nin bir araya gelmesi kadar enerji üretebildiğinden ziyade ne kadar hızlı
ile yeniden ATP elde edilir. Her bir mol CP par- enerji üretebildiği ve fosfojen depolarının ne kadar
çalanması sonucu bir mol ATP oluşur (Şekil 2.4). çabuk yenilenebildiği ile ilgili olarak daha önemli-
dir. Sürat veya 6-10 saniyelik aralıklı yapılan inter-
val antrenmanları, ATP-CP depolarında artış sağ-
Kullanılan enerji
Kreatin P lar bu ise yüksek şiddetli kısa süreli performansın
artmasını sağlar. Fosfojen sistem, kuvvet ve sürat
gerektiren, atlama, sıçrama, atma, vurma ve buna
CP CP+Pi Enerji
benzer birkaç saniyelik hareketleri içeren sportif
Şekil 2.4 Kreatin Fosfatın Yapısı ve Yıkımı. aktivitelerde kullanılır.
54
Spor ve Sağlık Bilimleri I
durum ortaya çıkar ve organizma egzersizi devam Aerobik Sistem (Oksijen Sistemi)
ettiremez duruma gelir. Aerobik sistem, temel besin maddeleri olan
İnsan vücudu ancak belli miktardaki laktik asit karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin, oksijen ile
konsantrasyonunu tolere edebilir. Dinlenim sıra- tamamen parçalanarak karbondioksit (CO₂) ve
sında kanda bulunan laktik asit miktarı yaklaşık 1 suya (H₂O) dönüştükleri sistemdir. Aerobik sistem
mmol/L iken yoğun bir egzersiz sırasında kandaki reaksiyonları, hücrelerin daha gelişmiş bölümleri
laktik asit miktarı 16-20 mmol/L’ye kadar yükse- olan mitokondrilerde gerçekleşir. Kan tarafından
lebilir. Kasta laktik asit ise daha büyük miktarlara taşınan oksijen, kılcal damarlardan hücreler arası
ulaşmaktadır. sıvıya geçer ve buradan da hücrenin içerisine gi-
Glikojenden ayrılan glikozun laktik asit oluşu- rer. Hücre içinde oksijen, sitoplazmada bulunan
mu aşamasına kadar parçalanması, bir dizi kimya- miyoglobine bağlanarak mitokondrilere taşınır.
sal reaksiyon sonucu oluşur ve buna glikolitik reak- Miyoglobinlerin oksijeni sadece taşıma değil, aynı
siyonlar denilir. Biriken laktik asit, oksijen yeterli zamanda depo etme görevleri de vardır. Yağlar, kar-
olduğu zaman, dinlenim sırasında çeşitli şekillerde bonhidratlar ve gerekirse proteinler, mitokondride
vücutta metabolize edilir. Örneğin, oksijenin kullanıldığı bir seri kimyasal reaksiyonla
1. Yüksek şiddetteki 1-3 dakikalık egzersizler parçalanarak CO₂ ve H₂O’ya dönüştürülür ve bu
sonucu kaslarda oluşan laktik asit, karaci- arada da ATP üretilir. Karbonhidratlardan 38-39
ğerde ve kaslarda tekrar glikoz veya glikoje- mol ATP, yağlardan ise 129 mol ATP elde edilir.
ne dönüştürülür (%18’i). Aerobik sistem, diğer iki anaerobik sistemden
2. Birikmiş olan laktik asitin büyük bir kısmı (ATP-CP ve laktik asit) daha karmaşıktır ve çok
ise kaslara yeterli oksijenin ulaşması duru- daha fazla kimyasal reaksiyon gerektirir. Aerobik
munda pirüvik asite geri dönüşür ve aero- sistem reaksiyonları, üç temel gruba ayrılmaktadır.
bik sistem içerisinde kullanılarak ATP elde Bunlar; Aerobik glikoliz, Kreps çemberi veElektron
edilir (%72’si). transfer sistemidir (ETS).
3. Son ürün olarak laktik asit oluşumunun • Aerobik glikoliz: Aerobik glikoliz, glikozun
yanı sıra anaerobik glikoliz sırasında 1 mol veya glikojenin oksijenin varlığı ile parça-
veya 180 gram glikojenden, 2-3 mol ATP lanarak pirüvik asite dönüşmesidir. Gli-
elde edilmektedir. Eğer kaslardaki depo kojenin karbondioksit ve suya dönüştüğü
glikojen kullanılıyorsa 3 mol ATP, kan aerobik sistemde ilk reaksiyon basamakları
glikozu kullanılıyorsa 2 mol ATP oluşur. (10 kimyasal reaksiyon dizisi), anaerobik
Aradaki 1 mol ATP farkı kan glikozunun glikoliz ile aynıdır. Aerobik glikolizde ok-
metabolize edilmesi için harcanır. Hâlbuki sijen, ATP yenilenmesini durdurmaksızın
1 mol glikoz, aerobik (oksijenli) ortamda devam ettirerek laktik asit birikimini en-
parçalandığında 38-39 mol ATP elde edilir. gellemiş olur. Anaerobik sistemde ise oksi-
Anaerobik glikoliz ile üretilen ATP miktarı, jen yeterli olmadığı için, pirüvik asit laktik
aerobik glikoliz ile elde edilen oranın %5’i asite dönüşür. Ancak pirüvik asit, anaero-
kadardır. Fakat aerobik metabolizmaya göre bik glikolizdeki gibi laktik asite değil, asetil
2.5 kat daha hızlı enerji elde edilirken fos- koenzim A’ya (Asetil-CoA’ya) dönüştürülür
fojen sistem kadar da hızlı değildir. böylece aerobik sistemde laktik asit birik-
mez. Bu ise pirüvik asidin laktik aside dö-
Yaklaşık olarak 1-3 dakikalık, maksimum şid-
nüşmeden mitakondriye taşınarak, aerobik
dette devam eden 400-800m koşu, 100-200m yüz-
sisteme alınması ile gerçekleşir. Böylece 1
me gibi sportif aktivitelerde enerji daha çok anae-
mol glikojenden 3 mol ATP oluşurken 2
robik glikoliz (laktik asit) sistemi ile elde edilir. Bu
mol pirüvik asit de meydana gelir. Pirüvik
sistem, aynı ATP-CP sistemi gibi çok acil durum-
asit, Asetil-CoA’ya dönüştükten sonra ok-
larda devreye girer ve çok hızlı bir şekilde ATP elde
sijen sisteminin başlangıç kısmı olan krebs
edilmesini sağlar.
çemberine girer.
55
Spor Fizyolojisi I
Aerobik enerji sisteminin diğer bir besin kayna- olması son ürün olarak CO₂ meydana getirir. CO₂
ğı yağlardır. Yağların vücutta depolanmış ve enerji ise kan ile taşındıktan sonra akciğerlere ve buradan
olarak kullanıldığı haline, trigliserit denir. Triglise- da dışarıya atılır.
rit, 1 mol gliserol molekülünden ve 3 mol serbest • Elektron transfer sistemi: Enerji üretiminin
yağ asidinden oluşur. 1 mol gliserol, glikoza dönü- son aşamadır ve oksijenin kullanıldığı kim-
şerek glikoliz yoluyla ATP üretim sürecine girer. yasal reaksiyonlardan oluşur. Krebs çemberi
Serbest yağ asitleri ise Asetil-CoA’ya dönüştükten gibi mitokondrilerin içinde gerçekleşir. Bu
sonra krebs çemberine girer. Bu dönüşüm olayları- spesifik kimyasal reaksiyonlar zinciri sırasın-
nı içeren kimyasal reaksiyonlar dizisine, beta-oksi- da oksijen kullanılır. Krebs çemberinden ta-
dasyon adı verilir. şınan hidrojen iyonu ile oksijenin birleşmesi
Aerobik sistemde diğer kaynak olarak proteinler sonucu su (H₂O) meydana gelir. ETS siste-
de parçalanabilir ve ATP üretimine katkıda bulu- minde, elektronların bir molekülden diğeri-
nabilirler. Fakat proteinler, vücutta genellikle ener- ne transfer edilmeleri sırasında ATP üretilir.
ji kaynağı olarak kullanılmazlar. Proteinler, daha Aerobik sistem, yağların enerji kaynağı olarak
çok hücre yapımı, kan yapımı gibi yapısal işlevler kullanılabildiği tek sistemdir. Bir mol glikozdan
için kullanılır. Vücudun karbonhidrat eksikliğinde, laktik asit sistemi yolu ile 3 mol ATP üretilirken
uzun süreli açlık durumlarında, 6 gün süren müsa- aerobik sistemle aynı miktarda glikozdan 38- 39
baka gibi uzun süreli dayanıklılık gerektiren aktivi- mol ATP üretilir. Aerobik sistemde, diğer 2 sisteme
telerde protein enerji kaynağı olarak önem kazanır. göre daha fazla ATP üretilmesinin yanı sıra yorgun-
• Krebs çemberi: Krebs çemberi, hücre içinde luğa neden olan laktik asit gibi bir yan ürün oluş-
mitokondride oluşan, aerobik sistemin baş- maz. Sadece ATP, CO₂ ve H₂O oluşur. CO₂ kas
langıç kısmını oluşturan, bir seri kimyasal hücresinden kana difüze olur ve akciğerlere taşına-
reaksiyon zinciridir. Aerobik glikoliz sonu- rak buradan atmosfere verilir. Ortaya çıkan H₂O
cunda karbonhidratlar, ve beta oksidasyon ise hücrenin sitoplazmasını oluşturur. Bu nedenle
sonucunda ise yağlar, krebs çemberinin baş- aerobik sistem, enerji üretim açısından anaerobik
langıç maddesi olan Asetil-CoA molekülü- sisteme göre çok daha etkili bir sistemdir. Ancak,
ne dönüşürler. Krebs çemberi bütün besin aerobik sistem oksijenin varlığını gerektirir. Fakat
maddelerinin (karbonhidrat, yağ ve prote- oksijenin kaslara, hatta kas içindeki mitokondrilere
in), ATP üretimi için parçalandıklarında ulaştırılması da belirli bir süreyi gerektirir.
buluştukları ortak reaksiyonlar zinciridir. Yağlardan daha fazla ATP üretilmesine rağmen
Pirüvik asit, C, H ve O₂ elementlerinden oluş- yağları parçalayabilmek için de daha fazla O₂ kul-
maktadır ve krebs çemberi sırasında okside olurlar lanımı gereklidir. Örneğin, enerji kaynağı olarak
(hidrojen iyonları uzaklaştırılır). Bir kimyasal bile- glikoz kullanıldığında 1 mol ATP üretmek için 3.5
şikten elektron koparılması veya uzaklaştırmasına litre O₂ harcanırken yağlar kullanıldığında ise 4 litre
oksidasyon denir. Hidrojen iyonları uzaklaştığı için O₂ harcanması gerekir. Dinlenme sırasında ise kişi
sadece C ve O₂ kalır. Böylece pirüvik asitin okside dakikada 0.2-0.3 litre oksijen kullanılır (Tablo 2.1.).
Oksijen Sistemi Glikojen, Yağ, Protein Var Yavaş Sürekli (Besin deposuna bağlı)
56
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Öğrenme Çıktısı
3 Enerji sistemleri ve ilgili temel kavramları tanımlayabilme
57
Spor Fizyolojisi I
söylenemez. Sadece egzersiz için gerekli olan enerji, katkıda bulunur. Fakat 100 m koşusu için gerekli
aerobik yoldan sağlanamaz. Gerekli ATP’nin bü- olan ATP üretim hızı, laktik asit sisteminin ATP
yük bir çoğunluğu, ATP-CP ve laktik asit sistemi üretim hızının üzerinde olduğu için sadece fosfojen
yani anaerobik glikoliz yolu ile karşılanmaktadır. sistem kullanılır. Her iki sportif aktivite için gerekli
Aerobik enerji sisteminin herhangi bir egzersiz olan ATP üretim hızı ise aerobik sistemin ATP üre-
sırasında yeterli düzeyde ATP sağlayıp sağlamama- tim hızının üzerindedir dolayısıyla aerobik sistem
sının iki sebebi vardır. Bunlar: kullanılamaz.
1. Kişilerin, maksimum oksijen tüketimi veya
aerobik kapasite üst sınırları farklıdır.
Kısa Süreli Egzersizde Laktik Asit Sistemi
2. Oksijen kullanımının daha yüksek seviyeler
Kısa ve maksimal şiddette yapılan egzersizlerde
erişmesi için 2-3 dakika gereklidir.
gerekli enerji üretimi, aerobik sistem tarafından
Örneğin oksijen tüketimi sporcu olmayan er- karşılanamaz. Gerekli olan oksijenin, kas hücre-
kek dakikada 3,2 litre (L) O₂, sporcu olmayan ka- lerine ulaşması 2-3 dakika kadar süre almaktadır.
dın: dakikada 2,2 L O₂ iken sporcu erkek dakikada Oksijen kullanımının gecikmesi, fizyolojik ve
5 L O₂, sporcu kadın dakikada 3 L O₂ oranındadır. kimyasal uyum için gerekli zaman ile ilgilidir. Bu
Kullanılan enerji sistemleri açısından kısa süreli durum, dinlenimden bir egzersize geçişte veya be-
egzersizler iki grupta incelenmektedir. Bunlar: Kısa lirli bir şiddetteki egzersizden daha yüksek şiddetli
süreli egzersizde acil enerji sistemi ve Kısa süreli eg- bir egzersize geçiş sırasında da yaşanır. Dolayısıyla
zersizde laktik asit sistemi. enerji üretimi için yeterli oksijen sağlanamaz. Kısa
süreli, şiddeti yüksek egzersizlerde, bu oksijen ye-
tersizliği sırasında gerekli enerjinin çoğu, fosfojen
Kısa Süreli Egzersizde Fosfojen Sistem
ve laktik asit sistemi tarafından sağlanır. Uzun sü-
Hareketsiz bir insan, günde yaklaşık 40 gram reli egzersizlerde ise oksijen yetersizliği, egzersizin
ATP kullanırken ATP kullanımı şiddeti yüksek fi- başlangıcında oluşur.
ziksel aktivite sırasında dakikada 0.5 grama kadar
çıkabilir. Ayrıca yapılan düzenli antrenmanlar ile
ATP-CP depolarında artış sağlanabilir. Örneğin Oksijen Yetersizliği: Belirli bir zaman diliminde
100 m koşusu, 25 m yüzme, topa smaç vurma, oksijen kullanım seviyesi, ATP üretimi için ge-
ağırlık kaldırma vb. gibi aktiviteler için gerekli rekli oksijen miktarından düşük ise buna oksijen
ATP’nin büyük bir kısmı, depolanmış fosfojenler- yetersizliği (açığı veya borçlanması) denir.
den yani ATP-CP sisteminden elde edilir. Gerekli
olan bu enerjinin bir bölümü, her bir kilogram-
Egzersizin şiddeti düştükçe ve süresi arttıkça
lık kas için 5 milimol (mmol) ATP ve 15 mmol
kullanılan başlıca enerji sistemi fosfojen sistemden
CP’den sağlanabilir.
laktik asit sistemine ve daha sonra da aerobik siste-
Enerji sistemlerinde baskın olan sistem ve enerji mine doğru değişir. 400 m ve 800 m koşuları, 100
sistemlerinin egzersiz sırasında kullanım oranları, m yüzme gibi yüksek/orta şiddette ve kısa sürede ya-
yapılan egzersizin süresi ve şiddeti ile yakından iliş- pılan aktiviteler için gerekli enerji, daha çok laktik
kilidir. Örneğin; 30 kilogramlık kas grubu fiziksel asit sistemi tarafından sağlansa da fosfojen sistem,
aktiviteye katılıyorsa, yaklaşık 570-690 mmol fos- laktik asit sistemi ve oksijen sistemi birlikte çalışırlar
fojenlerle (ATP-CP) 1 dakikalık yürüyüş yapıla- ve enerji üretimine birlikte yardımcı olurlar.
bilir veya 20-30 saniye hafif tempo koşu veya 6-8
Kısa süreli ve yüksek şiddette yapılan egzersizin
saniye maksimum süratli koşu yapılabilir.
enerji kaynakları, anaerobik metabolizma (fosfojen
Diğer bir karşılaştırmalı örneğe göre; 100 m ko- ve laktik asit sistemi) tarafından karşılanır ve lak-
şusu için gerekli ATP, fosfojen sistemden karşılanır- tik asit birikimi olur. Laktik asit birikimi arttıkça,
ken, 200 m koşusu için gerekli ATP’nin bir kısmı glikojen yıkımını engelleyerek ATP üretimini ya-
fosfojen sistem, bir kısmı da laktik asit sistemi tara- vaşlatır, asit ortamı pH’ı düşürür ve kas kasılması
fından sağlanır. Böylelikle her iki anaerobik sistem, engellenerek yorgunluk oluşur. Sonuç olarak ya
200 m koşusu için gerekli ATP’nin üretilmesine
58
Spor ve Sağlık Bilimleri I
egzersizin şiddeti düşürülmelidir ya da egzersiz Fakat bu aktivitelerden 1500 m koşusu gibi bi-
sonlandırılmak zorundadır. Bu yüzden sporda per- raz daha az uzun süreli olan egzersizler için gerekli
formansın artırılması için gerekli olan özelliklerden ATP, hem aerobik hem de anaerobik sistemler tara-
biri de sporcunun laktik asit toleransının geliştiril- fından birlikte sağlanır. Bu tür egzersizlerin başlan-
mesi yani yüksek laktik asit miktarına karşı ve buna gıç ve bitişlerindeki deparlar için gerekli enerjinin
bağlı kas yorgunluğuna karşı tahammülü geliştir- büyük çoğunluğu, anaerobik sistemler (ATP-PC ve
mektir. laktik asit) tarafından orta kısım için gerekli enerji-
nin büyük kısmı ise aerobik sistem tarafından sağ-
lanır. Sporcu eğer yarışa çok hızlı başlarsa veya bi-
Uzun Süreli Egzersiz Sırasında Enerji
tişte depara erken başlarsa, gerekli enerji, daha çok
Sistemleri
anaerobik yoldan sağlandığı için kas ve kan laktik
Uzun süreli ve düşük şiddetteki aktiviteler için asit birimi çok artar. Ayrıca kas glikojen depoları
gerekli enerjinin büyük çoğunluğu, aerobik sistem erken tükendiği için de yorgunluk erken oluşur ve
tarafından sağlanır. 10 dakikayı aşan uzun süreli sporcunun performansı düşer.
egzersizlerde temel enerji kaynağı, karbonhidratlar
Bazı fiziksel aktivitelerde, birden fazla enerji sis-
ve yağlardır. Bu yüzden uzun süreli egzersizlerin ka-
temi de kullanılır. Her fiziksel aktivite, belirli oran-
litesi ve düzeyi, maksimal oksijen tüketimine bağlı-
larda bu üç enerji sistemi de kullanır sadece enerji
dır. Hücrelerdeki oksijen kullanımı, oksijen tüketi-
sistemine gereksinim oranı süre ve şiddete bağlı
mi olarak adlandırılır ve egzersizin başında hızlı bir
olarak değişir. Şiddet arttıkça süre kısalırken, şiddet
artış gösterir. Egzersizin 3. ve 4. dakikalarında plato
azaldıkça süre artar. Dolayısıyla enerji sistemlerinin
(kararlı denge) oluşturarak egzersiz sonuna kadar
kullanım oranlarında, fiziksel aktivitenin ne oldu-
devam eder. Bu kararlı denge durumu, egzersiz için
ğundan ziyade bu aktivitenin süre ve şiddeti göz
gerekli ATP miktarı ile aerobik sistemle ATP üre-
önüne alınmalıdır. Performans süresi, herhangi bir
timi arasında denge oluştuğu durumu ifade eder.
hareketi uygulama süresi olduğu kadar tüm maçı
Oksijen ihtiyacı ve oksijen tüketimi kararlı denge-
veya oyunu tamamlama süresi olarak da tanımla-
ye ulaştıktan sonra enerji üretimi tamamen aerobik
nabilir. Örneğin takım sporlarından futbol oyunu,
sistem tarafından gerçekleştirilir. Dolayısıyla kasta
45 dakikalık iki devreden oluştuğu için başlıca
ve kanda çok fazla laktik asit birikimi olmaz. Eg-
enerji sistemi uzun süreler için kullanılan aerobik
zersiz başlangıcından oksijen borçlanması sonuna
sistemdir. Fakat futbol oyunu içerisinde, sürat ko-
kadar dinlenimin 2-3 katı kadar biriken az miktar-
şuları, yön değiştirmeli koşular, sıçrama, şut atma
da laktik asit egzersiz sonuna kadar aynı kalır. Bu
gibi tekrarlı, şiddeti yüksek kısa süreli hareketler de
yüzden uzun süreli egzersizlerden sonra yorgunluk,
olduğu için sadece aerobik değil aynı zamanda ana-
laktik asitten değil karaciğer ve kaslardaki glikojen
erobik enerji sistemleri de kullanılır (Tablo 2.2.).
depolarının azalmasından ve su, elektrolit kaybın-
dan kaynaklanır.
Yürüyüş gibi düşük şiddetli uzun süreli yapılan
egzersizlerde enerji, gerekli oksijen sağlanıncaya
kadar ATP-CP’den karşılansa da tamamen aerobik
sistemle karşılanır. Maraton koşusu veya 1500 m
yüzme sporlarında da başlıca enerji sistemi aerobik
sistemdir. 2-2.5 saat süren maraton koşusu için
fosfojen sistem veya laktik asit sisteminin çok fazla
geliştirilmesi gerekmez. Çünkü gerekli enerji, bü-
yük çoğunlukla aerobik sistem tarafından sağlan-
maktadır.
59
Spor Fizyolojisi I
Yaşamla İlişkilendir
60
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Öğrenme Çıktısı
4 Dinlenme ve egzersiz sırasında enerji sistemlerinin kullanımını açıklayabilme
61
Spor Fizyolojisi I
62
Spor ve Sağlık Bilimleri I
63
Spor Fizyolojisi I
64
Spor ve Sağlık Bilimleri I
1 Anaerobik enerji sisteminde kan glikozundan 6 “Basit moleküllerden büyük moleküllerin ya-
kaç mol ATP elde edilir? pılması” aşağıdaki kavramlardan hangisi ile ifade
A. 3 mol edilir?
neler öğrendik?
B. 39 mol A. Adaptasyon B. Homeostaz
C. 2 mol C. Anabolizma D. Katabolizma
D. 129 mol
E. Gelişme
E. 38 mol
65
Spor Fizyolojisi I
Yanıtınız yanlış ise “Canlı Organizmanın Yanıtınız yanlış ise “Hücre Sitoplazması ve
4. B 9. D
Özellikleri” konusunu yeniden gözden ge- Organelleri” konusunu yeniden gözden ge-
çiriniz. çiriniz.
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Hücrenin %70-85’i sudan oluşmuştur. Hücre içi sıvı içerisinde protein, kar-
bonhidrat, lipit gibi organik maddeler ve elektrolitler bulunur. Hücrelerde
bulunan elektrolitler, vücut sıvılarını düzenledikleri için fiziksel aktiviteler
sırasında önem kazanırlar. Tansiyonu normal seviyede tutar, kas ve sinir fonk-
siyonlarını destekler, enerji seviyesini ve pH dengesini düzenler. Elektrolitler
vücuttaki sıvı dengesini sağlayan ve sinir ve kas fonksiyonları için mutlaka
gerekli olan maddelerdir.
Özellikle sıcak ve nemli ortamlarda yapılan ve 1 saatten fazla süren egzersiz-
lerde su ve elektrolit takviyesi gereklidir. Sodyum terle kaybolan temel mine-
Araştır 2 raldir. Potasyum, demir, kalsiyum da terle kaybedilebilir. Egzersiz sırasında
terleme ile kayıp vücut ölçüsü, egzersiz şiddeti, kondisyon düzeyi, çevre sı-
caklığı, nem gibi koşullara bağlı olarak farklılık gösterir. Terle su ve elektrolit
kaybı oluşması nedeniyle spor içeceklerini içmeyi tercih ederler. Vücudun su
ve elektrolit dengesini sağlamak için su alımı ve atımı dengede tutulmalıdır.
Egzersiz sırasında çoğu kişi kendilerini sadece susuzluktan koruyacak kadar su
içer. Egzersizi bitirdikten sonra su kaybına uğramış olan bu kişilerin egzersiz-
den sonraki saatler süresince sıvı dengesini sağlamaları gerekir.
66
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Araştır Yanıt
2 Anahtarı
Belirli bir miktardaki oksijen, belirli bir miktardaki glikojen veya yağı par-
çalamak için kullanıldığında belirli miktarda ısı üretilir. Bu ısının yarısı ATP
enerjisine dönüştürülürken geriye kalanı ise vücutta depolanır veya ortama
Araştır 3 bırakılır. Bir mol glikoz aerobik ortamda parçalandığında 38-39 mol ATP
üretilir. Her ATP molekülü yaklaşık 8 kcal içerir. Her 1 mol glikozdan yakla-
şık 300 kcal ısı ATP olarak depolanabilmekte geriye kalan 386 kcal ise vücutta
ısı olarak depolanmakta veya ortama ısı olarak yayılmaktadır.
Kaynakça
Champe, P. C. ve Harvey, R. A. (1994). Biyokimya. (2. Gelir, E., Koz, M. ve Ersöz, G. (2014). Fizyoloji ders
Baskı). A. Tokullugil, M. Dirican ve E. Ulukaya kitabı. (6. Basım). Ankara: Nobel Akademik
(Çev.) İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri Ltd. Şti. Yayıncılık Eğitimi ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.
Dündar, U. (2003). Antrenman teorisi. Ankara: Nobel Guyton, A. C. ve Hall, J. E. (2001). Tıbbi fizyoloji. (10.
Yayın Dağıtım. Baskı). Yüce Yayımları ve Nobel Tıp Kitabevleri
Ltd. Şti.
Ergen, E. (2013). Egzersiz fizyolojisi ders kitabı.
Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Günay, M., Tamer, K. ve Cicioğlu, İ. (2005). Spor
Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. fizyolojisi ve performans ölçümü. (3. Baskı). Ankara:
Gazi Kitabevi .
Ersoy, G. (2016). Fiziksel uygunluk (fitness) spor ve
beslenme ile ilgili temel öğretiler. (2. Baskı). Ankara: Muratlı, S., Kalyoncu O. ve Şahin, G. (2007).
Nobel Tıp Kitabevleri. Antrenman ve müsabaka. (2. Baskı). İstanbul:
Ladin Matbaası.
Eşrefoğlu, M. (2009). Genel histoloji. Malatya:
Medipres Matbaacılık. Şemşek, Ö. (2017). “Spor ve Sağlık”. N. Mirzeoğlu.
(Der.). Spor bilimlerine giriş. (215-241). Ankara:
Fox, E. L., Bowers, R. W. ve Foss, M. L. (1988).
Spor Yayınevi ve Kitabevi .
Beden eğitimi ve sporun temelleri. M. Cerit (Çev.).
Ankara: Spor Yayınevi ve Kitabevi. Tiryaki Sönmez, G. (2002). Egzersiz ve spor fizyolojisi.
Bolu: Ata Ofset Matbaacılık.
Ganong, W. F. (1996). Tıbbi fizyoloji. (1. Cilt).
Ankara: Barış Kitabevi.
İnternet Kaynakları
bilgioloji.com/pages.Erişim tarihi: 28.03.2020. biyolojiportali.com. Erişim tarihi: 01.04.2020.
biyologlar.com/hucre-fizyolojisi. Erişim tarihi: yenibiyoloji.com. Erişim tarihi: 18.03.2020.
26.03.2020.
67
Bölüm 3
Sporda Beslenme I
1 2
Beslenme Kavramı ve Önemi Enerji Sistemleri ve Enerji Kaynakları
öğrenme çıktıları
3 4
Karbonhidratlar ve Metabolizması Proteinler ve Metabolizması
3 Karbonhidratlar ve metabolizması 4 Proteinler ve metabolizması hakkında
hakkında bilgi sahibi olabilme bilgi sahibi olabilme
5 6
Yağlar ve Metabolizması Vitaminler ve Mineraller
5 Yağlar ve metabolizması hakkında bilgi 6 Vitaminler-mineraller ve metabolizması
sahibi olabilme hakkında bilgi sahibi olabilme
7
Su ve İçecekler
7 Su ve içecekler hakkında bilgi sahibi
olabilme
68
Spor ve Sağlık Bilimleri I
69
Sporda Beslenme I
renman sayısı daha fazla olabilecektir. Sporcunun cuklarda enerji alımının yetersiz olması ergenlikte
kamp, yarışma veya maç için yapacağı şehir veya gecikmeye, boy uzamasının olumsuz etkilenmesi-
ülke dışı seyahatler sırasında maruz kalabileceği ne, kemik yapısının gelişiminde problemlere, sa-
farklı koşullara (nem, sıcaklık, yükselti vb.) uyum katlık riskinde artışa, sakatlık ve hastalıklar sonrası
sağlamasının kolaylaşmasında da doğru beslenme spora dönüş süresinin uzamasına, menstrüasyon
önem arz etmektedir. döngüsünde düzensizliklere, vücut sıvı dengesin-
Özellikle büyüme dönemindeki çocuk ve genç deki yetersizliklere ve hayati önemdeki besin öğele-
sporcuların organizmalarının maksimum potansi- rinin eksik alınması ile oluşan hücresel zararlara yol
yellerine ulaşacak şekilde büyümelerini tamamla- açarak büyüme ve gelişme üzerinde ciddi olumsuz
malarında uygun bir beslenme planının önemi göz sonuçlara yol açar. Ergenlik dönemine ait enerji
ardı edilemez. Bu gruba dâhil sporcular beslenme ihtiyacını belirleyebilmek için aşağıdaki formülü
ile ilgili bilgileri çoğunlukla antrenörlerinden al- kullanılabilir.
dıkları için antrenörlerin sporcu beslenmesine iliş-
kin bilgilerinin geliştirilmesi sporcunun büyüme ve Tablo 3.1 Çocuk ve Ergenlerde Yaş Gruplarına ve
gelişmesine ve direkt olarak sağlığı ve dolayısı ile Cinsiyetlere Göre Enerji Harcamasının Hesaplanması.
sportif performansına etki edeceğinden hayati öne-
me sahiptir. Çocuk sporcularda enerji gereksinimi YAŞ (Yıl) ERKEK (kkal/gün) KADIN (kkal/gün)
daha fazla olacağından uygun bir büyüme ve ge- 10-12 36.5* x A** x 1.75*** 33.0* x A** x 1.64***
lişme için bu ihtiyacın karşılanması, aynı zamanda
da sağlıklı beslenme alışkanlıklarının küçük yaşta 12-14 32.5x A x 1.78 28.5 x A x 1.55
kazandırılması gerekmektedir. Burada antrenörün, 14-16 29.5 x A x 1.60 26.5 x A x 1.55
sporcunun ailesi ile doğru iletişimi kurup çocuğun 16-18 27.5 x A x 1.60 25.5 x A x 1.53
evinde de sağlıklı beslenme uygulamalarının yapıl-
ması konusunda yol gösterici olması yerinde olur. *Bazal Metabolizma Hızı, ** Vücut Ağırlığı ***Fiziksel
Sporcularda enerji gereksinimi yaş, cinsiyet, vücut aktivite standardı
kompozisyonu, yapılan antrenmanın türü, antren-
man yapılan yerin çevresel koşulları (zemin özelliği, Örneğin: 14 yaşında 55 kg erkek bir ergenin
sıcaklık, nem, yükselti vb.) gibi etkenlere göre bi- günlük enerji ihtiyacı;
reysel farklılıklar içerir.
32,5xAx1,78 = 32,5 x 55 x 1,78 = 3182 kkal/
Enerji ihtiyacı açısından çocuk sporcular ye- gün. Eğer ergen sportif aktivite olarak futbol oynu-
tişkinlerden farklılık gösterirler. Vücut ağırlığının yorsa sportif aktivite için gerekli enerji hesaplanır
kilogramı başına enerji harcaması çocuk ve er- ve günlük enerjiye eklenir.
genlerde daha yüksek seyreder. Öyle ki 7 yaşında
Futbol oyunu için enerji: Genelde oyunlarda
bir çocuğun kilogram başına enerji harcaması, bir
6,9 kkal/kg x vücut ağırlığı x saat
yetişkinden yaklaşık %25 kadar daha yüksek ola-
caktır. Buna çocuklarda kassal gelişim tam olarak Maç: 10 kkal/kg x vücut ağırlığı x saat.
gerçekleşmediği için kaslar arası koordinasyon ko- Örneğin; çocuk günde 1.5 saat futbol antrenma-
nusundaki yetersizlik sebep olarak gösterilebilir. nı yapıyorsa 55 kg x 6,9 kkal x 1,5 saat = 569 kkal
Çocukların yüksek enerji ihtiyacı düşünüldüğünde (Çocuğun antrenmanı için gereken enerji ihtiyacı).
8-10 yaş grubu çocuklar için yetişkinlere kıyasla Sporcu gencin toplam günlük alması gereken
%20-25, 11-14 yaş grubu için ise %10-15’i kadar enerji ihtiyacı, bulunan kalori değerlerinin toplamı
daha fazla kalori tüketilmesi gereklidir. Sporcu ço- belirler. 3182 + 569 =3751 Kkal
70
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Öğrenme Çıktısı
71
Sporda Beslenme I
termik etkisi bazal metabolizma ve fiziksel aktivite için harcanan toplam enerjinin %10’u civarındadır.
Karbonhidrat ve yağların tüketimi sonrası metabolizma hızındaki artış bazal enerjinin %6’sı, protein tüke-
timi sonrası ise yaklaşık %30’u kadardır.
Günlük harcanan enerjinin yaklaşık %60-75’i bazal metabolizma için harcanır. Yağsız vücut kütlesi
miktarı yüksek olan, kas miktarı fazla kişilerin metabolizma hızları daha yüksektir. Benzer şekilde erkek-
lerin kadınlardan daha yüksek bazal metabolizmaya sahip olduğu bilinmektedir. Yaş, beslenme durumu,
hormonal fonksiyonlar (özellikle tiroid hormonları), menstrüasyon döngüsü, açlık süresi, uyku, ortam
sıcaklığı gibi faktörler de bazal metabolizmayı etkiler. Bazal metabolizma hızının hesaplanmasında kullanı-
lan birçok formül içerisinden pratikte en fazla kullanılanı Harris-Benedict formülüdür. Erkek ve kadınlara
yönelik bazal metabolik hız aşağıdaki gibi hesaplanabilir:
Bu ve benzer formüllerin dışında bazal metabolik hızın yağsız vücut kütlesinden (Lean Body Mass,
LBM) faydalanılarak yapılan hesaplamaları da mevcuttur. Örnek olarak Cunningham formülü aşağıdaki
gibi uygulanabilir.
Bu formülle yağsız vücut kütlesi tespit edildikten sonra bazal metabolik hız ise 500 + 22 x yağsız vücut
kütlesi şeklinde hesaplanabilir.
72
Spor ve Sağlık Bilimleri I
tolere edebilir, dinlenik durumda vücutta yaklaşık Dinlenim durumunda gerekli enerji çok büyük
1mmol/L miktarında bulunan laktik asit, yüksek oranda yağlardan karşılanırken, antrenmandaki
şiddetli bir antrenman sonrasında 20 mmol/L civa- enerji kaynaklarının kullanımı antrenmanın tipi,
rında değerlere ulaşabilmektedir. Laktik asit mik- şiddeti, süresi gibi etkenlere bağlı gerçekleşir. Ant-
tarı yükseldiğinde vücutta asit-baz dengesi bozulur renman sırasında hangi enerji sistemlerinin kul-
ve oluşan asidik ortam kas kasılmalarının kalitesin- lanıldığı ile ilgili egzersizin şiddeti ve antrenman
de düşüşe yol açar. Enerji üretim süreçleri sırasında sırasındaki toparlanma aralarının süresine bağlı
ortamda oksijenin varlığıyla birlikte karbonhidrat, olarak ortamdaki oksijenin ve dolayısıyla laktik
yağ ve proteinler oksijen eşliğinde parçalanarak asidin varlığı (veya yokluğu) önemlidir. Kısa süre-
karbondioksit ve su açığa çıkar, birçok karmaşık li, yüksek şiddetli antrenmanlarda enerji sağlanan
kimyasal reaksiyon sonucunda yüksek miktarda temel kaynaklar karbonhidrat iken ATP büyük
ATP üretilir. Bu sisteme oksijenli ortamda gerçek- çoğunlukla oksijensiz (anaerobik) yoldan ATP-CP
leştiği için aerobik sistem veya oksidatif sistem adı ve laktik asit sistemlerinden sağlanır. Antrenma-
verilir. Aerobik metabolizmanın etkin olarak kulla- nın süresi 10 dakika ve üzerine çıktığında enerji-
nımını belirleyen önemli faktörlerden biride spor- nin büyük çoğunluğu aerobik sistem aracılığı ile
cunun maksimal oksijen tüketim kapasitesi (veya karşılanır ve karbonhidratlar baskın enerji kayna-
VO2Maks) dir. Sporcunun oksijen kullanımı art- ğıdır. Antrenmanın süresi 60 dakikanın üzerine
tıkça üretebileceği ATP miktarı da artacak ve ant- çıktığında ise sınırlı olan kas-karaciğer karbonhid-
renman sırasında daha geç yorularak, daha yüksek rat kaynakları (glikojen) tükenmeye başlar ve bu
şiddetlerde güç üretimine, daha uzun süre devam durum önemli bir performans kısıtlayıcı faktör-
edebilecektir. Dinlenimde 0.2-03. litre/dakika ci- dür. Glikojen tükenme zamanı antrenman düzeyi,
varında olan oksijen tüketimi maksimum şiddette antrenman öncesinde glikojen depolarının dolu-
bir antrenmanda genetik, cinsiyet, antrenman du- luk durumu, genetik yapı, antrenman sırasındaki
rumu gibi birçok faktörle de ilişkili olarak 3-6 litre/ beslenme durumu gibi faktörlerden önemli ölçüde
dakika oksijen tüketimi değerleri görülebilir. etkilenir.
Öğrenme Çıktısı
Vücutta kullanılan enerji- Ortamda oksijenin varlığı ile Kısa süreli, yüksek şiddetli
nin organizmadaki fonksi- aerobik enerjisi sisteminin antrenmanlarda etkin olan
yonlarını açıklayın. ilişkisini değerlendirin. enerji sistemini anlatın.
KARBONHİDRATLAR VE METABOLİZMASI
Karbonhidratlar yaşamsal faaliyetin devamı için hayati öneme sahiptir. Vücudun temel enerji kaynağı
olmasının yanı sıra kan dolaşımın düzenlenmesinde, kas ve karaciğer dokularının organizasyonunda, hücre
işlevlerinin sağlanmasında, vücutta sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında ve beynin en önemli yakıtı
glikoz olduğundan bilişsel fonksiyonların sağlanmasında önemli görevler alır. Karbonhidrat içeriği zengin
olan tahıllarda bolca bulunan diyet lifleri sindirim sisteminin verimini artırmakla birlikte, kalp ve damar
sağlığı için yeterli miktarda alınması önem arz etmektedir.
73
Sporda Beslenme I
74
Spor ve Sağlık Bilimleri I
75
Sporda Beslenme I
Ç.B = Çay Bardağı; S.B = Su Bardağı, O.D .= Orta Dilim, O.F.= Orta Fincan, Y.K.= Yemek Kaşığı
76
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Öğrenme Çıktısı
77
Sporda Beslenme I
Protein kalitesi olarak hayvansal ve bitkisel beraberinde yapılmalıdır) günlük olarak da 4-6
proteinler arasında önemli farklar bulunmaktadır öğünde toplam kilogram başına 2 gram protein tü-
ve bu farkların nedeni proteinlerin sindirilerek vü- ketilmesini önermektedir. Öğün başına 0.40-0.55
cutta kullanılabilir hale getirilebilme yüzdelerinin gram/kilogram protein (20-40 gram), her 3-4 saat-
hayvansal protein kaynaklarında bitkisel proteinle- te bir, yanında karbonhidratla birlikte tüketilme-
re kıyasla ciddi oranda daha yüksek olmasıdır. Ör- lidir. Her ana ve ara öğünde kaliteli protein alımı
neğin sindirilebilirdik anlamında en uygun protein mutlaka gerçekleştirilmelidir. Özellikle lösin içeriği
kaynaklarından olan yumurta, et ve sütün %91- yüksek proteinlerin kas onarımında önemli etki
100’ü vücutta kullanılabilirken bu oran tahıl ürün- gösterdiği bilindiğinden protein kaynağı uygun şe-
lerindeki proteinde %79-90, kurubaklagillerde ise kilde seçilmelidir (yukarıda belirtilen duruma ben-
%69-90’dır. Protein kalitesi açısından yumurta ve zer şekilde hayvansal proteinlerin içeriğindeki lösin
anne sütü en başta gelen protein kaynaklarıdır. miktarı bitkisel proteinlerden belirgin şekilde daha
Hayvansal protein içeren gıdaların içeriğindeki yüksektir). Kilo vermenin hedeflendiği antrenman
aminoasit profili de daha kalitelidir. Hayvansal dönemlerinde protein tüketimin yüksek olması
proteinlerde esansiyel aminoasit içeriği sporcunun (2.3-3.1 gram/kilogram) düşük enerji alımının yol
performans ihtiyacına cevap verecek miktar ve çe- açabileceği kas kütlesi kaybından sporcuyu koru-
şitlilikte iken, bitkisel proteinlerin aminoasit kom- mada etkilidir.
pozisyonu esansiyel aminoasitler açısından eksiktir, Antrenmanlar sırasında önceki bölümde açık-
bu bakımdan bitkisel proteinler literatürde eksik lanan karbonhidrat tüketimlerinin yanında özel-
(incomplete) proteinler olarak adlandırılırlar. Eşit likle de antrenmanın son evrelerinde, glikojen
miktarda protein içeren süt proteini ve soya protei- depolarının tükendiği dönemde enerji metaboliz-
ni karşılaştırıldığında kuvvet antrenmanı sonrasın- masına katılan dallı zincirli aminoasitlerin (valin,
da süt proteininin protein sentezinde daha yüksek lösin, izolösin) kullanımının sadece karbonhidrat
uyarıma neden olduğu ve kas büyümesini daha tüketimine göre yorgunluğu daha fazla geciktirdi-
fazla tetiklediği gösterilmiştir. Bitkisel proteinlerin ğini saptayan bazı bilimsel çalışmalar da olmakla
esansiyel aminoasit miktarlarını artırabilmek için birlikte bu konunun yararına ilişkin bir görüş bir-
birbirleriyle karıştırılması denenen yöntemlerden- liği bulunmamaktadır, kimi sporcular antrenman
dir, bezelye ve pirincin veya mısır ve bezelyenin sırasında protein kullandıklarında sindirim sistemi
birlikte tüketimi bu uygulamalara örnek verilebilir. sorunlarıyla karşılaşabildiklerinden her sporcunun
özelliklerine uygun şekilde denemeler yapılarak ka-
rar verilmelidir.
Protein Metabolizması ve Egzersiz
Antrenmanlar sonrasında da öğün başına 0.40-
Performansı ile İlişkisi
0.55 gram/kilogram proteinin (20-40 gram), her
Günlük protein tüketimi sedanter kişilerde vü- 3-4 saatte bir, yanında karbonhidratla birlikte tü-
cut ağırlığının kilogramı başına 0.8-1 gram iken, ketilmesi uygulamasına devam edilmelidir. Süt ve
dayanıklılık sporcularında vücut ağırlığının ki- çikolatalı sütün 500 ml miktarında antrenman
logramı başına 1.2-1.7. gram, kuvvet-güç sporcu- sonrası tüketilmesinin kas onarımı, toparlanmayı
larında vücut ağırlığının kilogramı başına 1.6-2. hızlandırdığı, ağrı hissini azalttığın, yüksek şiddetli
gramdır. Kas kütlesinde artış hedeflendiği belli bazı antrenmanın ertesindeki günlerde kas faaliyetlerin-
antrenman dönemlerinde 2.5-3 gram/kilogramlık deki düşüşü engelleyeceği ortaya konmuştur. Son
kullanımlarda önerilmekle birlikte bunun üzerin- dönemlerde uykudan yarım saat önce tüketilen süt
deki miktarlar fayda sağlamamakta, aksine yan et- ve yoğurt gibi lösin yönünden zengin proteinlerin,
kilere neden olabilmektedir. Sporcularda günlük uyku öncesi tüketiminin kas protein sentezini artı-
enerji alımının %15-20’sinin proteinlerden sağlan- rarak kas büyümesi, onarımı ve toparlanma süreç-
ması önerilmektedir. Uluslararası spor beslenmesi lerine katkıda bulunduğu sıklıkla gösterilmekte ve
birliği (International Society of Sports Nutrition, önerilmektedir. Uykudan önce alınan 30-40 gram
ISSN) antrenman öncesi 0.15 ila 0.25 gram/kilog- kazeinin gece boyunca sindirilerek kas protein sen-
ram protein alımının antrenmandan 3-4 saat ön- tez düzeylerini en uygun onarım için gereken mik-
cesindeki öğünde gerçekleştirilmesini (bu öğünde tarlarda tuttuğu ve düzenli antrenmanla birlikte
kilogram başına 1-2 gram karbonhidrat alımı da kas kütle ve kuvvetinde artışlara zemin hazırladığı
78
Spor ve Sağlık Bilimleri I
tespit edilmiştir. Yoğurt ve kefir gibi faydalı bağırsak bakterileri olan probiyotiklerden zengin besinlerin
sık tüketiminin de sporcularda büyüme ve gelişmeyi desteklediği, sindirim sisteminin verimli çalışmasına
yardımcı olduğu, bağışıklık sistemini desteklediği gösterilmiştir. Düzenli probiyotik tüketen sporcuların
sezon içerisinde daha az hasta olduğu, hasta olduğunda belirtilerin daha hafif olduğu ve hastalık ve sakat-
lıklardan dönüş-iyileşme sürelerinin daha kısa olduğunu gösteren birçok bilimsel çalışma bulunmaktadır.
Öğrenme Çıktısı
79
Sporda Beslenme I
ALA vücut içerisinde EPA ve DHA’ya dönüştürü- kat daha fazla depolandığı bilinmektedir. Bununla
lür ancak bu dönüşüm verimli gerçekleşmediğin- birlikte özellikle antrenman sırasında yağlar vücut
den Omega 3 alımını artırmak için balık tüketimi tarafından öncelikli olarak kullanılan enerji kayna-
daha uygundur. Toplam 1 gram EPA ve DHA içe- ğı değildir. Bunun başlıca sebebi, yağların enerjiye
ren balık yağı alabilmek için 100 gram civarında dönüştürülebilmesi için gerekli olan oksijen mik-
hamsi, istavrit, uskumru veya somon tüketilmesi tarının karbonhidratların enerjiye dönüşmesi için
gerekmektedir. gerekenden daha yüksek olmasıdır. Vücut, kendi
Esansiyel olmayan yağ asitlerince zengin besin- açısından daha kolay ve ekonomik süreçlerle ener-
lere koyun, dana eti, kuyruk yağı, içyağı, şarküteri jiye dönüştürebileceği karbonhidratları kullanmayı
ürünleri (sucuk, salam, sosis vb.) yumurta sarısı, tercih etmektedir. Enerji sağlama açısından önce-
sakatat örnek verilebilir. Bitkisel yağlar ise zeytin- likli olarak tercih edilmese bile yağların toplam
yağı, fındık yağı, ceviz yağı, ayçiçeği yağı, mısırözü enerji alımındaki oranı %15’in altına düşürülme-
yağı gibi bitkilerden elde edilen yağlardır ve değişik melidir. Bu oranın altında yağ tüketimi, özellikle
doymamış yağ asidi gruplarına dahildirler. Ayçiçe- yağda eriyen vitaminlerin emilimi ve vücut tarafın-
ği yağı, mısırözü yağı, soya ve pamuk yağı yüksek dan kullanımında yaratacağı eksiklik ile büyüme,
oranda Omega 6 yağ asitlerini içerdiklerinden ve gelişme ve genel sağlık üzerinde olumsuz etkilere
Omega 6 yağ asitlerinin gereğinden fazla tüketimi yol açacaktır.
sağlık sorunlarına yol açabildiğinden yemek pişir- Yüksek yağ tüketimi doygunluk hissi yaratarak
mek için uygun değildirler, yemek pişirmek için ve iştahı baskılayarak yoğun antrenman dönemle-
zeytinyağı, fındık yağı, tereyağı gibi yağ çeşitleri
rindeki vücut ağırlığının kilogramı başına 10-12
tercih edilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü (World
gram karbonhidrat alınması gereken zamanlarda
Health Organization, WHO) sağlıklı bir beslen-
gerekli karbonhidratın alınmasını zorlaştıracaktır.
mede omega6/omega3 oranının 5’e 1 olmasını
Prostaglandin adı verilen ve antrenmana cevap
önermektedir. Yani tüketilen her 5 gram Omega
olarak ortaya çıkan biyolojik gelişimi sağlamakta
6 yağ asidine karşılık, 1 gram Omega 3 yağ asidi
önemli görevleri olan insülin, testosteron ve büyü-
tüketilmelidir. Yetersiz Omega 3 tüketiminin bit-
me hormonunun sentezi de çoklu doymamış yağ
kinlik, hafıza sorunları, ruhsal problemler ve dep-
resyon belirtilerinde artışa yol açtığı çeşitli kaynak- asitlerince gerçekleştirilir. Bu yağ asitleri yağın kan
larda rapor edilmiştir. damarlarındaki taşınımı için de önemlidir. Çoklu
doymamış yağ asitlerini bol miktarda içeren balık
ve deniz ürünlerine beslenmede haftada 2-3 kez yer
Yağların Metabolizması ve Egzersiz verilmelidir. Özellikle antrenman öncesi dönemde
Performansı ile İlişkisi yağların tüketimi azaltılmalıdır. Önerilen miktarla-
İnsan organizmasında, büyüme, gelişmede ve rın üstünde yağ tüketimi halinde yağların sindiri-
tüm biyolojik işlevlerde önemli görevi olan yağla- mi uzun sürdüğü için mide problemleri ve şişkinlik
rın karbonhidratlardan daha fazla enerji sağladığı hissi gibi antrenman performansını olumsuz etkile-
ve vücutta karbonhidratlara nazaran yaklaşık 50 yecek sorunlar görülebilir.
Öğrenme Çıktısı
80
Spor ve Sağlık Bilimleri I
81
Sporda Beslenme I
diyetle beslenen sporcular risk grubundadırlar. Ba- Sporcularda gereksinimi normal insanlara göre 4
lık, balık yağı, karaciğer, yumurta, süt ve süt ürün- kat daha yüksek olmakla birlikte dengeli bir diyette
leri D vitamini yönünden zengindir. eksikliği nadiren görülür.
E vitamini antrenman ve travmaya bağlı ortaya çı- Niasin (B3 vitamini) karbonhidrat, protein ve
kabilecek her türlü akut yaralanma veya oksidatif ha- yağların sentezlenmesi ve parçalanmasında yardım-
sarın giderilmesinde önemli rolü olan, kandaki alyu- cı enzim olarak görev yapar, beyin ve sinir sistemi
varları koruyan, kırmız kan hücrelerinin oluşumunda fonksiyonlarının düzenlenmesinde, cilt sağlığının
görev alan, A vitamini emilimine yardımcı olan güçlü korunmasında, kan şekerinin ve kolesterol düzeyinin
bir antioksidandır. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemi- düzenlenmesinde roller alan bir vitamindir. Esansi-
nin güçlenmesinde de görevleri vardır. İyi bir şekilde yel aminoasitlerden triptofan vücutta belli oranlarda
düzenlenmiş dengeli bir diyette E vitamini eksikliği niasine dönüşebilmektedir. Niasin eksikliğinde dep-
görülme ihtimali düşüktür. Yüksek dozlarda birçok resyon, konsantrasyon eksikliği ve hafıza sorunları
yan etkilere yol açabilmektedir. E vitamini takviyesi- bildirilmektedir. Dengeli ve özellikle de vitamin ve
nin sporcularda performansı artırdığı gösterilmemiştir. protein bakımından eksiksiz bir beslenmede niasin
K vitamini besinlerle alındığı gibi bir miktar eksikliği görülme olasılığı çok düşüktür.
bağırsak bakterileri tarafından da üretilirler. Kemik Pantotenik asit (B5 vitamini) yağ, protein ve
metabolizmasında, D vitamininin aktivitesinin dü- karbonhidratların metabolizmasında etkin olan ko-
zenlenmesinde, kanın pıhtılaşmasında solunum akti- enzim A’nın oluşumu için gereklidir. Antrenmanlar
vitesinde, diş sağlığının korunmasında görev alır. Ek- sonucunda açığa çıkan serbest oksijen radikallerinin
sikliği nadiren görülür. Eksiklik durumunda düşük zararlı etkilerinin giderilmesine görevli önemli bir
kemik mineral yoğunluğuna bağlı iskelet kırıklarında antioksidandır. Sinir sistemi için önemli bir bileşik
artış görülür. Özellikle temaslı sporlarda çarpışma, olan asetilkolinin oluşumu ve adrenal bezlerin işlev-
darbe vs. ile oluşabilecek morarma ve ödemlerin gi- lerinde de yardımcıdır. Tüm besinlerde yeterli mik-
derilmesinde yeterince K vitamini alınması önem- tarda bulunduğundan eksikliği görülmez.
lidir. Son dönemlerde tespit edilen, K vitamininin Pridoksin (B6 vitamini) enerji metabolizmasın-
farklı bir formu olan K2 vitamini (menakinon) D da yardımcı olma, alyuvar oluşumu, sinir sistemi
vitaminin kan kalsiyum düzeyini artırıcı etkileri so- faaliyetlerinin yürütülmesini destekleme, böbrek taşı
nucu ortaya çıkabilecek kireçlenme vb. sorunların oluşumunu engelleme, triptofanın niasine dönüşü-
giderilmesinde kandaki fazla kalsiyumu dişlere ve mü ve bağışıklığı destekleme gibi görevler yürütür.
kemiklere taşıyarak görev yapar. K2 vitamini çoğun- Yetersizliği durumunda büyüme, gelişme ve merkezi
lukla bazı peynir türleri, süt ürünleri, yumurta, sığır sinir sistemi fonksiyonlarında bozulmalara yol açar.
eti gibi gıdalarda bulunur. Uzakdoğu kökenli Natto, Pridoksin ihtiyacı sporcularda normal insanların 6-10
Miso gibi fermente gıdalarda da bulunur. katı kadar daha fazla olabilir, ancak dengeli bir diyetle
Suda eriyen vitaminler grubundaki B grubu vita- yeterli alım miktarlarına ulaşılır. Besinlerin pişirilmesi
minlerinden olan Tiamin (B1 vitamini) karbonhidrat ve saklanmasındaki bazı hatalı uygulamalar (Tiamin-
ve protein metabolizmasında aktif olan bir yardımcı de olduğu gibi) vitamin kayıplarına yol açabilir.
enzimdir, sinir sistemi fonksiyonunda, kan hücreleri- Biyotin (B7 vitamini) diğer B grubu vitaminleri-
nin üretiminde görev alır. Tiamin alımının cimnastik, ne benzer şekilde öncelikle enerji metabolizmasında
güreş gibi spor dallarında gereksinimin altında olabildi- protein, yağ ve karbonhidratların sentezinde yardım-
ği gözlenirken özellikle düşük kalorili diyetle beslenilen cı olarak rol alır. Isıya dayanıklı olup eksikliği nadiren
durumlarda sıklet sporcularının risk grubunda olduğu görülür. Bağırsaklarda da bakteriler tarafından bir
görülmektedir. Kalori ihtiyacının gereğince karşılandı- miktar üretilir. B12 vitamini ve folik asidin vücutta
ğı durumlarda ise eksiklik görülme olasılığı düşmekte- kullanımına yardımcı olur, saç, tırnak ve deri sağlığı
dir. Tahıl ürünleri ve sebzelerin suda haşlanırken veya için önemlidir. Hastalıklar sırasında aşırı antibiyotik
pişirilirken aşırı su kullanılarak artan suyun atılması, kullanımı sonucu bağırsak florasındaki olumsuz de-
tahılların kabuklarının ayrıştırılması gibi uygulamalar ğişimler biyotin eksikliğine yol açabilir. Antibiyotik
besinlerden alınan Tiamin miktarında düşüşe yol açar. kullanıldığı durumlarda bağırsak florasındaki bozul-
Riboflavin (B2 vitamini) vücutta demirin emi- maları önlemek için besinlerle probiyotik alımının
limi ve taşınması, B6 vitaminin aktif formuna dö- (yoğurt, kefir ve turşu) artırılması gerekmektedir.
nüştürülmesi, enerji metabolizmasında yardımcı Folik asit (B9 vitamini) hücre çoğalmasında, pro-
olması, alyuvar oluşumu, tırnak, cilt ve saç sağlı- tein metabolizmasında, kan hücresi yapımında, bağı-
ğına katkıda bulunması gibi önemli rolleri vardır. şıklık sisteminde antikor oluşumunda görevleri olan
82
Spor ve Sağlık Bilimleri I
bir vitamindir. Özellikle hamilelik döneminde bebeğin beyin ve sinir sistemi gelişiminde, yetişkinlerde sinir siste-
mi ve beyin fonksiyonlarının düzenlenmesinde, kansızlığa karşı kan hücrelerinin sentezinde önemli rolleri vardır.
Folik asidin vücutta etkin olabilmesi için organizmada yeterince C vitamini bulunması gerekmektedir. Hamileler
ve çocuklarda ihtiyaç artmaktadır ve özellikle hamilelerde gerekirse takviye kullanımı sağlanabilmektedir.
Kobalamin (B12 vitamini) metabolizmadaki bazı tepkimelerde yardımcı olmak, protein sentezi, DNA
oluşumu, kan yapısının korunması, sinir hücrelerini çevreleyen bir kılıf olan miyelinin oluşumu, sinir
sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesinde görev alır. B12 vitamini sadece hayvansal gıdalarda bulunur,
bu bakımdan vegan ve vejetaryenlerde eksikliğe görülür. Karaciğer, böbrek gibi sakatatlar, peynir, süt,
yumurta, balık gibi besinler B12 yönünden zengindir. Özellikle hayvansal proteinleri az tüketen kişilerde
eksikliği görülebilir. Kan testleri ile miktarı tespit edilerek gerekli görüldüğü durumlarda takviye edilebilir.
C vitamini (Askorbik asit) ısıya karşı aşırı hassastır ve tüm vitaminler içinde en kolay okside olanıdır.
Besinler kesildiği, parçalandığı veya ezilip kurutulduğu an havayla temasla birlikte çok hızlı okside olur. Kalp-
damar sağlığının korunması, kemik ve diş yapısının gelişimi, yoğun antrenmanlarla baskılanmış olan bağı-
şıklık sisteminin desteklenmesi, kas ve tendon gibi yapıların bütünlüğünün korunması, kırmızı kan hücrele-
rinin yapımında rol alan kollajen dokunun yapımı, protein sentezi ve kolesterol düzeylerinin düzenlenmesi,
antrenman sonucu açığa çıkan serbest oksijen radikallerinin nötralize edilmesi (antioksidan etki) gibi önemli
görevleri vardır. Steroid hormonlarının sentezinde; A ve E vitaminleri, B grubu vitaminleri ve kalsiyumun
vücutta kullanılmasında da yardımcı olur. C vitamini ihtiyacı sporcularda normal insanlara göre 4 kat daha
fazla olmakla birlikte eksikliği sık görülmez. Kırmızı ve yeşil biber, kuşburnu, siyah üzüm, kivi, maydanoz,
lahana ve turunçgillerde bulunmakla birlikte turunçgillerde C vitamini miktarı düşünüldüğü kadar yüksek
değildir. En çok C vitamini içeren sebze ve meyveler siyah üzüm, kuşburnu ve kırmızı biberdir.
Genel olarak sporcularda vitamin ihtiyacı sıradan insanlardan 3 ila 6 kat kadar daha fazla olmasına rağmen
dengeli bir diyetle beslenen, herhangi bir hastalıktan dolayı ilaç kullanımı olmayan, vegan veya vejetaryen
olmayan, günlük ihtiyacı olan kaloriyi alan sporcularda ek vitamin takviyesine ihtiyaç yoktur. Düşük enerjili
diyetle beslenen (çoğunlukla sıklet sporcularında) sporcularda, vegan veya vejetaryen olan veya hayvansal
proteinleri düşük miktarda tüketen, hamile olan ve kansızlık problemi olan sporcularda uzman kontrolünde
takviye kullanılabilir. Tablo 3.4.’te vitaminlerin besin kaynakları ve organizmadaki görevlerine yer verilmiştir.
KAYNAKLARI
VİTAMİNLER GÖREVLERİ
GÜNLÜK İHTİYAÇ MİKTARI
Karaciğer, Balıkyağı, Süt ve ürünleri, Yumurta sarısı, kırmızı, sarı,
yeşil meyve ve sebzeler Sağlıklı göz, deri, kemik ve
Vitamin A
Erkek 5000 IU / Kadın 4000 IU bağışıklık sistemi gelişimi
(Retinol- Karoten)
Sporcularda 5000-8000 IU
Süt, Et, Balık, Yumurta, Koyu yeşil yapraklı sebzeler, Tahıllar,
Kurubaklagiller
Bı (Tiamin) her 1000kkal x 0,5 mg
B2 (Riboflavin) her 1000kkal x0.6 mg Enerji metabolizması, doku
B grubu
B3 (Niasin) her 1000 kkal x 6,6 mg yapımı ve onarımı, alyuvar
vitaminleri
B6 (Pridoksin) 5-15 mg yapımı, sinir sistemi fonksiyonları
B7 (Biyotin) 0.2-0.3 mg
B9 (Folik asit) 300-400 mcg
B12 (Kobalamin) 5-6 mcg
Vitamin C Sebze ve meyveler Sağlıklı deri, kan ve genel vücut
(Askorbik Asit) 300 - 1000 mg sağlığının sürdürülmesi
Kalsiyum emilimi ve Kalsiyum-
Vitamin D Karaciğer, Balık yağı, Yumurta, Süt
Fosfat metabolizması, kemik
(Kalsiferol) 4000 IU
yoğunluğu, büyüme-gelişme
Bitkisel sıvı yağlar, Yağlı tohumlar, Tahıllar, Kuruyemişler Oksijen taşınmasına yardım,
Vitamin E 8 – 10 mg doymamış yağ bozulmasını önler,
(Tokoferol) Sporcuda, Antrenman dönemi 14-30 mg cilt sağlığı ve hücre yapısının
Yarış dönemi 25 – 50 mg korunması
Vitamin K Sebzeler, Yumurta, Karaciğer Kan pıhtılaşmasına yardım,
(Kinon) 140 mcg solunuma destek, diş sağlığı
83
Sporda Beslenme I
84
Spor ve Sağlık Bilimleri I
özellikle de dayanıklılık sporcularında daha sık görülür. Özellikle sıklet sporcusu ve uzun mesafe spor-
cusu kadın sporcuların demir değerlerinin kan testleri yoluyla düzenli takibinin yapılması ve eksiklikle-
rin beslenme ve takviyelerle düzenli olarak giderilmesi sağlık ve performanslarının korunması açısından
önemlidir. Hayvansal gıdalarla alınan demirin vücutta emilebilirliği daha yüksek olduğunda bitkisel demir
kaynaklarına tercih edilmelidir. Demirle birlikte C vitamini tüketimi demir alımını artırırken çay-kahve
tüketimi ise demir emilimini düşürmektedir. Çay ve kahve öğünlerle birlikte değil, öğünlerden 2 saat son-
rasında tüketilmelidir.
İnsülin ve protein metabolizmasında, bağışıklık sisteminde ve yara iyileşmesinde fonksiyon göste-
ren çinko aynı zamanda serbest radikal hasarına karşı vücudu koruyan bir antioksidandır. Hayvansal
çinko kaynaklarının emilimi daha iyidir, mayalandırılmış gıdalar çinko emilimini artırır. Makro mi-
nerallerin besin kaynakları, günlük ihtiyaç miktarları ve organizmadaki görevlerine Tablo 3.5.’te yer
verilmiştir.
Tablo 3.5 Makro Minerallerin Besin Kaynakları, Günlük İhtiyaç Miktarları ve Organizmadaki Görevleri.
KAYNAKLARI
MİNERALLER GÖREVLERİ
GÜNLÜK İHTİYAÇ MİKTARI
Süt ve ürünleri, sebze meyve, tahıl ve ürünleri, yumurta,
fındık Güçlü kemik yapısı, kas kasılması,
Kalsiyum (Ca)
Erkek 800 - 1200 mg / Kadın 800 – 1200 mg kan pıhtılaşması, diş sağlığı
Sporcuda 1500-2500 mg
Süt, et, tahıl mahsulleri, balık
Sağlıklı kemik ve dişler, enerji (ATP)
Fosfor (F) Erkek 800 - 1200mg / Kadın 800 - 1200 mg
oluşumu, sinir iletimi, böbrek işlevi
Sporcuda 1200-1800 mg
Sebze ve meyveler (muz), balık ürünleri
Sağlıklı deri, kas ve sinir dokusu,
Potasyum (K) 1875 – 5625 mg,
vücut su dengesi, sinir iletimi
Sporcuda 4000-6000 mg
Yemek tuzu, tuzlanmış besinler Vücut su dengesi, asit-baz dengesi,
Sodyum (Na)
1100 –3300 mg veya 3-7 gram kan basıncı düzenleme
Buğday, baklagiller, balık, tavuk, sebze, meyve,
kuruyemişler Kemik yapımı, kas gevşemesi, asit-
Magnezyum (Mg)
Erkek 350 mg / Kadın 300 mg baz dengesi, enerji üretimi
Sporcuda 400-600mg
Sofra tuzu, ekmek, et, tahıl ürünleri
Klor (Cl) Asit-baz dengesi, sıvı dengesi
3-6gram
Yumurta, kemik iliği, soğan, sarımsak, pırasa Sinir iletimi, toksin temizliği, eklem
Sülfür (S)
1 gram sağlığı
Mikro minerallerin besin kaynakları, günlük ihtiyaç miktarları ve organizmadaki görevleri Tablo 3.6.’da
verilmiştir.
85
Sporda Beslenme I
Tablo 3.6 Mikro Minerallerin Besin Kaynakları, Günlük İhtiyaç Miktarları ve Organizmadaki Görevleri.
KAYNAKLARI
MİNERALLER GÖREVLERİ
GÜNLÜK İHTİYAÇ MİKTARI
Karaciğer, böbrek, yumurta, kırmızı et, bira mayası, tahıl ürünleri,
karnabahar, maydanoz, Antep fıstığı Kırmızı kan hücrelerinin
Demir (Fe)
Erkek 10-15 mg / Kadın 20 mg, yapımı ve oksijenin taşınması
Sporcuda 20-30 mg
Enzim yapı taşı ve
Peynir, yumurta, karaciğer, et, balık, bezelye, 13 - 22 mg,
etkinleştirme, antioksidant,
Çinko (Zn) Sporcuda 20-30 mg
insülin metabolizması
Enerji metabolizması,
Karaciğer, böbrek, baharat, mantar, peynir, siyah çay, kakao
Krom (Cr) kolesterol düzenlenmesi, kan
150-200 mcg
şekeri düzenlenmesi
Tiroid bezi hormonlarının
Deniz ürünleri, su, süt ve süt ürünleri, yumurta, ıspanak,
yapımı, sinir-kas dokusu
İyot (I) kurubaklagiller, iyotlu tuz
fonksiyonu, bazal metabolik
Erkek 140 mcg / Kadın 100 mcg
hızı düzenleme
Su, deniz ürünleri, çay
Flor (F) Kemik ve diş sağlığı
1.5-4 mg
Kas ve kemik metabolizması,
Et, karaciğer, böbrek, yumurta, yoğurt, balık, tavuk
Kobalt (Co) demir kullanımı, kan basıncı
0.3-1 mg
düzenleme
Bezelye, karaciğer, yoğurt, fasulye, süt, patates Enzim metabolizması, toksin
Molibden (Mo)
50 mcg temizliği
Yeşil sebzeler, çay, fındık, üzüm, baharatlar, tahıllar, ceviz, kakao Enerji üretimi, büyüme,
Manganez (Mn)
2-10 mg steroid ve kan hücresi sentezi
Balık ve su ürünleri, karaciğer, et, mantar, sarımsak, soğan, Antioksidan, hücre
Selenyum (Se) lahana, kabak metabolizması, üreme
150-300 mcg fonksiyonu, doku esnekliği
Karaciğer, balık, deniz ürünleri, bezelye, yapraklı sebzeler, fındık, Cilt ve saç sağlığı, alyuvar
Bakır (Cu) ceviz, mantar üretimi, bağışıklık
2-4 mg destekleme, kan pıhtılaşması
Öğrenme Çıktısı
86
Spor ve Sağlık Bilimleri I
SU VE İÇECEKLER
Su ve diğer içecekler birçok başka fonksiyonlarının yanı sıra sporcu için özellikle vücut sıvı dengesinin
sağlanması görevi ile büyük önem taşımaktadır. İnsan vücudunun deri, kemik, bağ dokusu ve yağ dışında
kalan tüm öğeleri vücut suyunun içerisinde çözelti halindedir. Hücrelerdeki yaşamsal faaliyet için gerekli
olan tüm biyokimyasal reaksiyonlar suyun içinde gerçekleşir.
Yiyecek ve içeceklerde bulunan sıvılarla birlikte (bunlar da su olarak tanımlanır) su tüketimi ile günlük
su ihtiyacı karşılanır. Şekerli-gazlı içecekler, yüksek şeker ve kalori içerikleri, diş-mide sağlığına ve vücut
kompozisyonuna olumsuz etkileri yüzünden özellikle çocuk sporcularda beslenmeden çıkarılmalı ve bu
konu ile ilgili gerekli bilgilendirme sporculara ve ailelerine yapılmalıdır. Kahve ve çay, sağlık için faydalı
birçok besin bileşeni içermektedir ancak çocuk sporcularda dikkatli tüketilmelidir. Şekersiz olarak nor-
mal miktarlarda tüketilen kahve ve çayın sıvı kaybına yol açmadığı çeşitli araştırmalarda gösterilmiştir.
Kahvenin diüretik etkisi olduğu iddiası bilim insanlarınca yapılan çalışmalarda onaylanmamıştır. İstisnai
durumlar dışında günde 3-4 fincan kahve; yetişkin sporcular tarafından güvenle tüketilebilir, hamileler
ve çocuklar için ise bu miktarın yarısı güvenli kabul edilmektedir. Kahve ve çay tüketiminde asıl dikkat
edilmesi gereken; demir emilimine olumsuz etkilerinden dolayı öğünlerle birlikte değil, öğünlerden en az
2 saat sonra, öğün aralarında tüketilmeleri ve uykunun 4-6 saat öncesinde kafein içeren içecek ve yiyecek-
lerin tüketiminin azaltılmasıdır.
Tablo 3.7 Antrenman Sırasında Terle Kaybedilen Sıvının Vücut Ağırlığına Olan Yüzdesine Göre Gerçekleşen Fizyolojik
Değişimler.
Fizyolojik Etki Ter olarak kaybedilen vücut ağırlığı (%) 63.4 kg sporcu için kg
Bozulmuş aerobik performans %2 1.3 kg
Kassal iş çıktısında düşüş %4 2.5 kg
Sıcak çarpması %5 3.2 kg
Halisünasyonlar %7 4.5 kg
Sıcak çarpması, kardiovasküler çöküş %10 6.4 kg
Suyun tüm bu fonksiyonları yerine getirebilmesi için organizmada hidrasyon denilen sun dengesi-
nin korunması gerekmektedir. Vücuda alınan ve vücuttan atılan suyun eşit miktarda olmasını gerektiren
hidrasyon için idrarla, terle, solunumla, dışkıyla ortaya çıkacak su kaybının yiyecek ve içeceklerle alınan
sıvılarla yerine konulması gerekmektedir.
87
Sporda Beslenme I
88
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Yaşamla İlişkilendir
Olimpik düzey sporda başarının elde edilebilmesi için harcanan emek, yapılan planlama ve sonu-
cunda elde edilen başarının sporcunun kendisi ve destek ekibinin (antrenör, kondisyoner, spor beslen-
mesi uzmanı vb.) ortak çalışması sonucu olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Antrenman yüklen-
meleri sonucunda beklenen uyumun gerçekleşmesi, yeterli toparlanmanın sağlanması ve tüm bunların
gerçekleşmesinde hayati bir rolü olan kaliteli bir uykunun sağlanmasında da dengeli bir beslenmenin
rolü göz ardı edilmemelidir.
Bu bölümde olimpik sporcularla çalışan iki spor beslenmesi uzmanının üst düzey sporcuların bes-
lenmesine yönelik görüşlerini aktardığı röportajlarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
https://www.huffpost.com/entry/7-olympian-approved-ways-to-eat-healthier_n_57ab61b2e4b0b
a7ed23e97ac?section=%2Cus_healthy-living
https://www.formdakal.com/beslenme-onerileri/formda-kalmak-icin-sporculardan-7-ipucu/
Öğrenme Çıktısı
89
Sporda Beslenme I
İyi bir şekilde planlanmış, dengeli bir beslenme sporda üst düzey başarının en önde gelen şartlarındandır.
Çocuk ve ergen sporcunun büyüme ve gelişmesi üzerine beslenmenin etkileri, bu gruptaki sporcuların
yüksek enerji ihtiyacı da düşünüldüğünde büyüme ve gelişmenin hem en uygun sağlıklı olma durumunu
yaratma (ve dolayısıyla sportif performansı artırma) hem de sağlıklı beslenme ilkelerin küçük yaşta öğre-
nilmesi ve alışkanlık hâline getirilmesi için mutlaka bir spor beslenmesi uzmanından destek alınmalıdır.
Çocukların dışında yetişkin sporcularda da yüksek antrenman yüklerine gerekli uyumun ve antrenmanlar
arası toparlanmanın sağlanarak performansın devamlılığını sağlanması için iyi bir beslenme düzeni önem-
lidir. Sporcunun yaş, cinsiyet, antrenman özellikleri, yaşadığı çevre, vücut kompozisyonu, dönemsel he-
defleri, içerisinde bulunduğu antrenman dönemi gibi faktörler de göz önüne alınarak yapılan bir beslenme
planlaması ile sporcunun antrenmanlara sırasındaki fizyolojik performansı daha iyi olacak, antrenmanlar
sırasındaki dikkat ve konsantrasyonu üst düzeyde olacak, yoğun yüklenmelerin organizma üzerindeki ba-
ğışıklık sistemini zorlayıcı etkilerini bertaraf etmesi kolaylaşacak, böylelikle yıl içerisinde hastalıklara yaka-
lanma sayısı ve kaçıracağı antrenman sayısı azalacak, hastalık veya sakatlık sürecinde gösterdiği semptom-
lar daha hafif olacak ve daha kısa sürede iyileşecek, kamp veya yarışma için yaptığı seyahatlere vücut daha
iyi uyum gösterebilecek, farklı iklim (sıcaklık, nem vb.) koşullarına gerekli uyumları sağlayabilecektir.
Vücuda alınan besinlerin gerekli kimyasal tepkimelerle dönüştürülmesi sonucunda enerji açığa çıkarılma-
sında karbonhidrat, protein ve yağlar enerji oluşturan, vitaminler, mineraller ve su da enerji oluşumuna
yardımcı olan besin öğeleri olarak yerlerini alırlar. Sporcunun beslenmesi planlanırken öncelikli olarak
yaşamsal faaliyetlerini devam ettirmek için harcadığı enerji olan bazal metabolik hızlarını uygun yöntem-
lerle hesaplamalı, sonrasında antrenmanlarda harcanan enerji de bunun üstüne eklenerek günlük kalo-
ri harcaması bulunmalıdır. Bu hesaplamalarla ilgili örnekler bölüm içerisinde verilmiştir. Yağlar vücutta
karbonhidratlara göre çok daha yüksek miktarda depolanabilme ve 1 gramında 9 kalori enerji vererek
(protein ve karbonhidratlar 4 kalori) daha ekonomik bir enerji kaynağı olarak görünmesine ve dinlenim
sırasında ve düşük şiddetli antrenmanda öncelikli enerji kaynağı olmasına rağmen ATP üretimi için daha
çok oksijene gereksinim duyduklarından özellikle antrenman şiddetinin maksimal oksijen tüketiminin
%60’ının üzerine çıktığı hızlarda enerji üretimi için vücut tarafından tercih edilmezler. Bu yüzden spor-
cunun antrenmanlar sırasındaki temel enerji kaynağı karbonhidratlardır ve diyetteki toplam kalorinin
%55-70’ini karbonhidratlar oluşturur.
90
Spor ve Sağlık Bilimleri I
3 Karbonhidratlar ve metabolizması
hakkında bilgi sahibi olabilme
Karbonhidratların enerji metabolizması ve orta-yüksek şiddetli antrenmanlar sırasında temel enerji kay-
nağı olduğu düşünüldüğünde vücudun karbonhidrat depoları olan kasa ve karaciğer glikojen depolarının
antrenman öncesinde tam olarak dolu olduğundan emin olmak gerekir. Günlük vücut ağırlığının kilog-
ramı başına 8-12 gram karbonhidrat alımı haftada 8 saat ve üzerinde antrenman yapan bir sporcu için
önerilmektedir.
Kas glikojen depoları maksimal oksijen tüketiminin %70’i şiddetinde yapılan 1 saatten daha uzun süreli
antrenmanlarda ya da benzer olarak 90’ar saniyelik yüksek şiddetli (maksimal oksijen tüketiminin %90-
130’u) intervaller şeklinde yapılacak 20-30 dakikalık bir antrenmanda da tamamen tükenecektir. Buna
benzer antrenmanlarda kan şekerinin düşmesini engellemek ve glikojen depolarının boşalmasını geciktir-
mek için gereken saat başına 60 gram karbonhidrat, her 15-20 dakikada bir 200-250 ml %6-8 oranında
karbonhidrat ve terle kaybedilen sodyum, magnezyum, potasyum gibi elektrolitleri de içeren sporcu içe-
ceği ve 100-150 ml soğuk su (4-8 derece) tüketimi ile sağlanabilir. Antrenmanlar sırasında karbonhidratla
birlikte protein alınmasına bireysel olarak sindirim sisteminin vereceği tepkiye göre karar verilebilir.
Antrenman (yarışma) sonrası diğer antrenmana (yarışmaya) 4 saatten daha az bir süre varsa önerilen
karbonhidrat alım miktarı saat başına vücut ağırlığının kilogramı başına 1.2 gram karbonhidrat almak
olacaktır. Glikojen depolarının yeniden doldurulma hızının arttırılabilmesi açısından tüketilecek karbon-
hidratın türünün glisemik indeks değeri 70 ve üzerinde olan yüksek glisemik indeks grubundan olması
tercih edilmelidir (bölüm içerisindeki glisemik indeks tablosunu inceleyiniz). Gün içerisinde tüketilecek
tüm öğünlerde karbonhidratlar mutlaka proteinlerle birlikte tüketilmelidir (saat başına 0.2-0.5 gram/
kilogram protein alımı sağlanmalıdır, benzer şekilde yetişkin sporcular için saat başına 0.2-0.4 gram/
kilogram kafein alımı da önerilir). Glikojen depolarının yeniden dolumunda antrenman sonrası ilk 6
saat kritiktir, 1.2 gram/kilogram yüksek glisemik indeksli karbonhidrat alımı yukarıda belirtilen dozlarda
protein ve kafein ile birlikte her saat başı yapılmalıdır.
91
Sporda Beslenme I
4 Proteinler ve metabolizması
hakkında bilgi sahibi olabilme
öğrenme çıktıları ve bölüm özeti
Proteinler ve Metabolizması
Sedanter insanlar için önerilen 0.8 gram/kilogram protein tüketimi önerisine karşın kas doku onarımı
ve toparlanmada kritik öneme sahip proteinlerin sporcularda dayanıklılık sporcuları için 1.2-1.7 gram/
kilogram, kuvvet-güç sporcuları için ise 1.6-2.2 gram/kilogram tüketilmesi önerilir. Bazı antrenman dö-
nemlerinde 3 gram/kilogram’lık alımların da kullanıldığı görülür.
Kas hasarının giderilmesi ve glikojen depolarının yeniden doldurulmasında karbonhidratlarla proteinlerin
birlikte tüketilmesi çok önemlidir. Bu yüzden gün içindeki tüm ana ve ara öğünlerde proteinler mutlaka
bulunmalıdır. Kas protein sentezi mekanizması ile birlikte düşünüldüğünde üçer-dörder saatlik aralık-
larla esansiyel aminoasitleri yüksek miktarda içeren 20-40 gram kaliteli protein alımı (10 gramı esansiyel
aminoasit olacak şekilde her öğün için alınmalıdır; hayvansal aminoasitler bu özelliği sağlayan en önemli
aminoasit içeren gıdalardır, bunun için öncelikli tercih olmalıdırlar) gerçekleştirilmelidir.
Uyku öncesi (yarım saat önce) 30-40 gram kazein içeren proteinden zengin gıdaların tüketilmesi uyku
süresince kas protein sentezini yüksek tutarak antrenmanlar sonrasındaki kas ve hücre yenilenmesini hız-
landıracaktır. bunların yansıra uyku öncesi protein alımının ertesi sabahki metabolik hızı da arttırdığı
gösterilmiştir. kazein alımı için takviyelerden yararlanılabileceği gibi yoğurt, peynir gibi kazein içeriği
yüksek besinler de yenilebilir. Yoğurt, kefir gibi gıdaların düzenli tüketiminin sağlayacakları proteinin yanı
sıra içerdikleri probiyotiklerle de bağışıklık sistemini destekleyerek sporcunun sezon içerisinde yapacağı
antrenman sayısını ve antrenman verimini arttırarak faydalı olacağı unutulmamalıdır.
5 Yağlar ve metabolizması
hakkında bilgi sahibi olabilme
Yağlar ve Metabolizması
Sporcunun kalori alımında %15-25 arasında bir yer tutan yağların diyette %15’in altında yer alması
özellikle vücutta emilim ve kullanılabilmeleri için yağlara gereksinim duyan A, D, E ve K vitaminlerinde
eksikliklere yol açacağından önerilmemektedir. Özellikle vücut tarafından sentezlenemediği için mutla-
ka besinlerle alınması gereken esansiyel yağ asitlerinden Omega 3 yağ asitlerinin düzenli olarak kullanı-
mının sağlık ve performans açısından olumlu etkileri son dönemde bilimsel çalışmalarda sıklıkla rapor
edilmektedir. Omega-3 yağ asitlerinin kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığı kanıtlanmıştır. Örneğin
balık tüketiminin yüksek olduğu Japonya’da ve benzer şekilde Eskimolarda kalp hastalığı oranı oldukça
düşüktür. Düzenli balık tüketimi, kan trigliserid seviyesinin azalmasına yardımcı olur. Ayrıca hücre zarı
oluşumunda etkilidir ve kanda daha düşük bir pıhtılaşma potansiyeli sağlar. Diğer bir esansiyel yağ asidi
olan Omega 6 yağ asitlerinin de organizmada önemli fonksiyonları olmakla birlikte fazla tüketimleri sağlık
problemlerine yol açmaktadır. Dünya sağlık örgütü diyetteki Omega 6/Omega 3 dengesinin 5’e 1 olması
gerektiğini bildirmiştir, yapılan araştırmalar çoğu ülke için güncel değerleri 16-25/1 olarak vermektedir
ve bu durum ciddi bir toplum sağlığı riski yaratmaktadır. Önerilen dengeyi tutturabilmek için Omega 3
yağlarını bol miktarda içeren hamsi, sardalya, uskumru, somon gibi balık türlerini her öğünde 200-250
gram miktarlarla haftada 2-3 kez tüketmek tavsiye edilmektedir.
Önerilen miktarların üzerinde yağ tüketiminin, yağlar uzun sürede sindirildiği, mideyi geç terk ettiği ve
doygunluk hissi verdiğinden sporcuların kalori ihtiyaçlarının günlük 8000 kalori üzerine çıktığı antren-
man dönemlerinde enerji alım hedeflerine ulaşılmasını güçleştirmesi gibi etkileri de olacaktır.
92
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Vitaminler-mineraller ve
6 metabolizması hakkında bilgi
sahibi olabilme
Sporcularda vitamin ve mineral ihtiyacı özellikle antrenmanlar sırasındaki sıvı ve elektrolit kayıpları ile
birlikte artacak ve sedanter insanlara kıyasla 3-6 kat daha fazla ihtiyaç ortaya çıkacaktır. Dengeli bir bes-
lenme uygulayan sporcularda takviye vitamin-mineral takviyesine çoğunlukla ihtiyaç olmayacaktır, kamp
dönemleri bunun dışında tutulabilir. Antrenmanlar sırası ve sonrası sıvı dengesinin sağlanmasında kaybe-
dilen elektrolitlerin yerine konması önem arz ettiğinden tüketilen su ve sporcu içeceklerinin içerisinde ye-
terince sodyum, magnezyum, klor ve potasyum olmasında özen gösterilmelidir. B12 ve demir gibi sporcu
sağlığı ve performansında önemli yeri olan besin öğelerinin vücuda yeterince alınabilmesinde hayvansal
besin kaynaklarının önemi göz ardı edilmemeli ve sporcular uzman desteğinde doğru bir şekilde yönlen-
dirilmelidir. Özellikle kadın sporcularda sıkça görülen demir eksikliği anemisinin tespiti ve tedavisi için
gereken önlemler alınmalıdır. Vücutta birçok hayati fonksiyon yürüten D vitaminin sentezlenmesinde
güneş ışınlarına maruz kalmanın önemi unutulmamalıdır. Yaz döneminde sporcu vücudunun büyük bir
bölümünü güneşe gösterecek şekilde öğlen saatlerinde her gün 20 dakika kadar güneş almalı, güneş ışın-
larının dünyaya yeterince çok ve dik şekilde ulaşmadığı mevsimler için de takviye alınması ve düzenli kan
testleriyle D vitamini değerinin (25-hidroksi vitamin D, 25-OHD değerinin) 60 ng/ml altına düşmeme-
sine çalışılmalıdır. D vitamini bağırsaklardan kalsiyum emilimi ve kana salınımını arttıracağından kandaki
fazla kalsiyumu dişlere ve kemiklere yönlendiren K2 vitamininin de diyette yeterli miktarda tüketilmesine
dikkat edilmelidir. K2 vitamini bakımından zengin besinler bazı peynir türleri, süt ürünleri, yumurta, sığır
eti gibi ürünler ve Natto, Miso gibi Uzakdoğu’nun fermente gıdalarıdır.
Su ve İçecekler
Su organizmadaki birçok görevi ile birlikte antrenmanlar öncesi, sırası ve sonrasında diğer içeceklerle bir-
likte sıvı dengesinin sağlanmasında önemlidir. Antrenmanda terle birlikte vücut ağırlığının %2’sinin kay-
bedilmesi aerobik kapasitede düşmeye, %4’lük kayıp ise kuvvet üretiminde eksikliklere neden olacağın-
dan antrenmanlar sırasında bunu önlemeye yönelik önlem alınmalıdır. Antrenmanlar sırasında her 15-20
dakikada bir 100-150 ml soğuk su, 200 ml civarında %6-8 oranında karbonhidratla birlikte elektrolitleri
içeren sporcu içeceği ile verilmelidir. Sıcak ve nemli havalarda bu miktarlar %50 artırılabilir. Antrenman
öncesi ve sonrası dikkatlice tartılarak kaybettiği sıvı miktarı tespit edilen sporcunun kaybettiği miktarın
%150’si kadar sıvı tüketmesi (örneğin 3 litre sıvı kaybettiyse 4.5 litre) sağlanmalıdır. Sıvı dengesinin sağ-
lanmasında sadece suyun tüketimi birtakım problemlere yol açabileceğinden suyun yanında maden suyu,
ayran, çikolatalı süt, Hindistan cevizi suyu, %8-10 karbonhidrat içerikli sporcu içeceği gibi alternatifler
de içilmelidir.
93
Sporda Beslenme I
1 Aşağıdakilerden hangisinde makro besin öğeleri 6 Egzersiz sonrası boşalan enerji depolarının
(vücutta enerji oluşturan) doğru şekilde verilmiştir? doldurulmasında diyet profili önem arz etmekte-
neler öğrendik?
4 Aşağıdakilerden hangisinde yağda çözünen 8 Egzersiz öncesi kas ve karaciğer enerji depo-
vitaminler doğru şekilde verilmiştir? larının doygunluğunun sağlanması açısından 3-4
saat önce tüketilmesi gereken karbonhidrat türü ve
A. B grubu vitaminleri ve C vitamini formu aşağıdakilerden hangisidir?
B. B12 vitamini
A. Düşük glisemik indeksli-katı karbonhidratlar
C. Tiamin ve Riboflavin
B. Orta-düşük glisemik indeksli- katı karbonhidratlar
D. D, A, E ve K vitaminleri
C. Orta-düşük glisemik indeksli-sıvı ve katı kar-
E. Riboflavin ve Tiamin
bonhidratlar
D. Yüksek glisemik indeksli-sıvı ve katı karbon-
5 .Antrenman sonucunda 3 litre sıvı kaybetmiş hidratlar
bir sporcu sıvı dengesinin sağlanabilmesi için son- E. Orta-düşük glisemik indeksli-sıvı karbonhidratlar
raki 24 saat içerisinde kaç litre sıvı tüketmelidir?
A. 2.5
B. 3
C. 8
D. 5
E. 4.5
94
Spor ve Sağlık Bilimleri I
neler öğrendik?
A. Organları sararak dış etkilere karşı korumak gereken en düşük protein miktarı aşağıdakilerden
B. Vücut sıcaklığının korunmasına yardımcı olmak hangisidir?
C. Egzersiz sonrası oluşan kas hasarının onarımına A. 2 gram
yardımcı olmak B. 3 gram
D. Düşük şiddetli egzersizler için enerji kaynağı C. 1.6 gram
sağlamak D. 4 gram
E. Bazı vitaminlerinin sindirimi ve emilmesine E. 20 gram
katkıda bulunmak
95
Sporda Beslenme I
2. B Yanıtınız yanlış ise “Beslenme Kavramı ve 7. E Yanıtınız yanlış ise “Proteinler ve Metaboliz-
Önemi” konusunu yeniden gözden geçiriniz. ması” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
4. D Yanıtınız yanlış ise “Vitaminler ve Mineral- 9. C Yanıtınız yanlış ise “Yağlar ve Metabolizma-
ler” konusunu yeniden gözden geçiriniz. sı” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
5. E Yanıtınız yanlış ise “Su ve İçecekler” konusu- 10. A Yanıtınız yanlış ise “Proteinler ve Metaboliz-
nu yeniden gözden geçiriniz. ması” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
3 Anahtarı
Sporcu çocuklarda enerji alımının yetersiz olması ergenlikte gecikmeye, boy uza-
masının olumsuz etkilenmesine, kemik yapısının gelişiminde problemlere, sakat-
lık riskinde artışa, sakatlık ve hastalıklar sonrası spora dönüş süresinin uzamasına,
Araştır 1 menstrüasyon döngüsünde düzensizliklere, vücut sıvı dengesindeki yetersizliklere
ve hayati önemdeki besin öğelerinin eksik alınması ile oluşan hücresel zararlara yol
açarak büyüme ve gelişme üzerinde ciddi olumsuz sonuçlara yol açar.
Araştır Yanıt
3 Anahtarı
Kaynakça
Akça, F., Aras, D. ve Arslan, E. (2018). Kafein, etki Sawka, M. N., Burke, L. M., Eichner, E. R., Maughan,
mekanizmaları ve fiziksel performansa etkileri. R. J., Montain, S. J. ve Stachenfeld, N. S. (2007).
Spormetre, 16(1), 1-12. American College of Sports Medicine position
stand. Exercise and fluid replacement. Med Sci Sports
Aras, D., Karakoç, B., Koz, M. ve Bizati, Ö. (2017).
The Effects of Active Recovery and Carbohydrate Exerc, 39(2), 377-390.
Intake on HRV during 48 Hours in Athletes after a Thomas, D. T., Erdman, K. A. ve Burke, L. M. (2016).
Vigorous-Intensity Physical Activity. Science & Sports, American College of Sports Medicine Joint Position
32, 295-302. DOI: 10.1016/j.scispo.2017.04.010. Statement. Nutrition and Athletic Performance.
Arslan, E., Aras, D. ve Can, S. (2016). Sporcu ve sedanter Med Sci Sports Exerc, 48(3), 543-568.
kadınlarda günlük enerji harcaması ve fiziksel aktivite Nuccio, R. P., Barnes, K. A., Carter, J. M. ve Baker, L.
düzeylerinin karşılaştırılması. Spormetre, 14(1), 53-61. B. (2017). Fluid Balance in Team Sport Athletes
Can, S., Arslan, E. ve Ersöz, G. (2014). Güncel bakış and the Effect of Hypohydration on Cognitive,
açısı ile fiziksel aktivite. Spormetre, 12(1), 1-10. Technical, and Physical Performance. Sports Med,
47(10), 1951-1982.
İmamlı, H. ve Akça, F. (2018). Probiyotik kullanımının
sağlığa ve sportif performansa etkileri. Spormetre, Orru, S., Imperlini, E., Nigro, E., Alfieri, A., Cevenini,
16(2), 196-208. A., Polito, R. vd. (2018). Role of Functional
Beverages on Sport Performance and Recovery.
Jäger, R., Kerksick, C. M., Campbell, B. I. vd. (2017). Nutrients, 10(10).
International Society of Sports Nutrition Position Stand:
protein and exercise. J Int Soc Sports Nutr, 14, 20. Ortenblad, N., Westerblad, H. ve Nielsen, J. (2013).
Muscle glycogen stores and fatigue. J Physiol,
Jeukendrup, A. E. ve Moseley, L. (2010). Multiple transportable 591(18), 4405-4413.
carbohydrates enhance gastric emptying and fluid delivery.
Scand J Med Sci Sports, 20(1), 112-121. Pehlivan, A. (2009). Çocuk ve Genç Futbolcuda Beslenme.
İstanbul: TFF-FGM Yayınevi.
Kerksick, C. M., Arent, S., Schoenfeld, B. J. vd. (2017).
International society of sports nutrition position Pehlivan, A. (2016). Sporda Beslenme. İstanbul: Ergün
stand: nutrient timing. J Int Soc Sports Nutr, 14, 33. Yayınevi.
Kerksick, C. M., Wilborn, C. D., Roberts, M. D. vd. (2018). Turnagöl, H., Aktitiz, S., Korur, D. C. ve Kuru,
ISSN exercise & sports nutrition review update: research D. (2020). Farklı spor dallarında spor ve enerji
& recommendations. J Int Soc Sports Nutr, 15, 38. içeceklerinin kullanımı ve performansa etkileri. Spor
Bilimleri Dergisi, 31(1), 29-44.
McLellan, T. M., Pasiakos, S. M. ve Lieberman, H.
R. (2014). Effects of protein in combination with
carbohydrate supplements on acute or repeat
endurance exercise performance: a systematic review.
Sports Med, 44(4), 535-550. 97
Bölüm 4
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
Sağlık Kavramı ve Sporda Sağlık
1 2
Organizasyonu Spor Yaralanması ve Etkili Faktörler
öğrenme çıktıları
3 4
Spor Yaralanmalarının Önlenmesi sıralayabilme
3 Spor yaralanmalarının önlemlerini 5 Spor yaralanmalarında ön tedavi hakkında
kavrayabilme bilgi sahibi olabilme
Anahtar Sözcükler: • Sporcu Sağlığı • Spor Yaralanmaları • Spor Yaralanmalarını Önleme • İlk Yardım
• POLICE Protokolü
98
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Öğrenme Çıktısı
99
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
100
Spor ve Sağlık Bilimleri I
• Spor tipi
• Aşırı antrenman/Maç yoğunluğu
• Teknik yanlışlıklar
• Sporcu-antrenör anlaşmazlığı
Hareket sistemi yaralanmaları, sportif aktiviteler sırasında sıklıkla rastlanan yaralanmalardır. En sık
gözlenen spor yaralanmaları aşağıdaki gibidir:
• Bağ zedelenmesi
• Kırıklar ve beraberinde oluşan yumuşak doku hasarı
• Eklem ve kıkırdak zedelenmeleri
• Kas lifi kopmaları dikkat
Spor yaralanmalarına zemin hazırlayan risk
• Kas ezilmeleri
faktörlerinden bazıları değiştirilebilir özellik-
• Tendon yaralanmaları (kanama ya da kopma) teyken bazıları değiştirilemez niteliktedir.
• Burkulmalar
Kas, tendon veya bağ dokusu yaralandığı zaman bölgedeki kan damarları yırtılır. Oluşan kanama hızla
çevre dokulara yayılır ve şişliğe neden olur. Şişlik dokularda basınç artmasına yol açar ve bunun sonucunda
ağrı ve hassasiyet gelişir. Kanama, şişlik ve basınç artışı iyileşme sürecini geciktirir. Yapılan ilk yardımla ka-
nama kontrol altına alınarak, iyileşme sürecine destek verilir. Çok farklı sayıda ve çeşitte spor yaralanması
olmasından dolayı, standart bir tedavi protokolü oluşturmak imkansızdır. Fakat, yine de ilk yardım tedavi
prensiplerini bilmek önemlidir.
Öğrenme Çıktısı
101
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
Daha iyi anlaşılması adına, spor yaralanmalarını riski oluşturduğu düşünülmektedir. Bir yaralanma
önleme programını bir piramid gibi düşünüp her varlığında, hangi seviyede sporcunun fonksiyona
bir basamağın bir diğeri için temel olduğunu var- başlayabileceği ya da, bir yaralanma sonrası spor-
saymak, yaralanmaları önlemeye yönelik en güncel cunun ne zaman spora dönmesi gerektiği sporcu
yaklaşımdır. Spor yaralanmalarını önlemede hedef sağlığı konusunun en kritik kararlarından biridir.
bir spor branşı, cinsiyetlere özgü spor branşları vb. Bu yüzden, önceki yaralanmalar ve rehabilitasyon
olabileceği gibi çok sık rastlanan spesifik bir yara- süreci, piramitte en üst noktada kendine yer bulur.
lanma tipi de olabilir. Daha sonraki adım hedefle- Önceki yaralanmalar, sporcular için tekrar yaralan-
nen grup üzerinde yapılan risk faktörü analizidir. ma açısından büyük bir risk oluşturur. Kişisel fak-
Bu analizler yapılırken kişisel ve çevresel faktörler törlerin olduğu kadar, çevresel risk faktörlerinin de
bir bütün olarak ele alınmalı, sporcu her yönüyle en aza indirilmesi yaralanmaları önlemede odakla-
değerlendirilmelidir. Özellikle sezon öncesi yapılan nılması gereken parametrelerden biridir. Koruyucu
risk faktörü analizi, riskli sporculara odaklanılma- ekipman kullanımı özellikle futbol, hokey ve beyz-
sını ve sezon başlamadan eksikliklerin giderilerek bol gibi takım sporlarında yaralanma oranını (pa-
olası yaralanmaların önüne geçilmesini sağlar. Ge- ralizi veya ölüm) oldukça azaltır. Dişliklerin kulla-
lecekteki yaralanmaların en iyi belirleyicisi olarak nımı benzer şekilde diş yaralanmalarını azaltan bir
“önceki yaralanma hikayesi” varlığı gösterilmektedir. durumdur. Dış ayak bileği destekleri, herhangi bir
Sporcu sezon öncesi değerlendirmesi yapılırken bu yaralanma sonrası tekrar oranını oldukça azaltmak-
gözle değerlendirilmeli, aynı zamanda, oyuncunun tadır. Çim zeminler elit düzeydeki sporcular için
yaşının da yaralanmanın tekrarlanmaması için bir daha güvenli olduğu, yapay zeminlerin ise daha az
risk faktörü olup olmadığı göz önünde bulundu- profesyonel sporcular için daha güvenlidir.
rulmalıdır. Bu noktada, sporcunun ve antrenörün
önceki ve gelecekteki teknik ve taktik bilgisi de
yaralanmaların önlenmesinde üstünde durulması
gereken diğer bir konudur. Özellikle takım spor- Önceki yaralanma-Etkin
rehabilitasyon süreci
larında, yeni ve özellikli bir sporcunun transferi,
takımdaki diğer sporcuların taktik ve teknik ola-
rak yenilenmesini gerektirebilir. Piramitteki ikinci Hareket Verimliliğinin Arttırılması
basamak ise yüklenme yönetimidir. Hem yetersiz
hem de aşırı yüklemeler yaralanma riskini artırır, Atletik gelişim, kuvvet ve
fiziksel uygunluk seviyesini ve takım performansı- kondisyon kalitesinin iyileştirilmesi
nı düşürür. Sporcularda yüklenme programını be-
lirleyen kişinin, bireysel bir program oluşturması,
Yüklenme yönetimi
ani çıkışlardan ziyade kademe kademe ilerlemesi ve
bu ilerlemedeki izlenen protokolün gerekliliğinin
antrenörlerce bilinmesi beklenmektedir. Yaralan- Bir Hedef Belirleme-Risk Föktörü
ma önleme piramidinde üçüncü basamak ise atletik analizi
gelişim, kuvvet ve kondisyon kalitesinin iyileştirilme-
sidir. Sporcular yaptıkları sporun gerekliliklerini Şekil 4.1 Spor Yaralanmalarını Önleme Piramidi.
yerine getirecek kadar kuvvetli ve dayanıklı değil-
lerse, yaralanma gerçekleşir. Takım fizyoterapist- Görüldüğü gibi spor yaralanmalarının önlen-
leri, her oyuncuyu atletik gelişim açısından değer- mesi çok faktörlü bir denklem gibidir. Tanımlanan
lendirmeli, bireysel kuvvetlendirme ve dayanıklılık her bir basamak birbirine temel oluştururken aynı
programı oluşturmalıdır. Spor yaralanmalarının zamanda çok farklı durumlardan da etkilenmekte-
önlenmesi açısından bir diğer basamak hareket ve- dir. Genel anlamı ile özetlemek gerekirse spor ya-
rimliliğidir. Sporcu atletik açıdan geliştikçe sportif ralanmalarının önlenme stratejisi temelde kişisel ve
beceri ve verimlilik de artar. Bu basamakta sporcu- çevresel risk analizi yapılması ve tespit edilen riskle-
nun bu potansiyelini güvenli ve etkili bir şekilde re yönelik etkin müdahale edilmesine dayanır.
kullanıp kullanamadığı değerlendirilir. Verimli ol-
mayan hareket paternlerinin bu nedenle yaralanma
102
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Öğrenme Çıktısı
103
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
sıcak çarpması, kanama veya kalp durma- doku ve hücreler için hayati önem taşır. Oksijensiz
sından sonra tek taraf veya her iki taraflı göz kalan kalp kısa bir süre sonra tehlikeli aritmiler gös-
bebeği genişlemesi gözlenebilir. Göz bebe- terir. Beyinde ise ilk 4-6 dakikada geri dönüşümsüz
ğinin ışığa karşı normal tepkisi daralma değişiklikler başlar. Kalp-solunum canlandırmasına
şeklindedir. Eğer ışığa tepki alınamıyorsa (KSC) hızlı bir şekilde başlanması için uygun bir
yukarıda belirtilen problemlerden herhangi genel değerlendirme yapılması şarttır. KSC uygula-
biri gelişmiş olduğu düşünülmelidir. yıcısı daha önceden eğitim almış bir kişi olmalıdır.
• Vücut sıcaklığı: Normal vücut sıcaklığı 37oC KSC’ye başlamadan eğer hava yolunda bir tıkanma
civarındadır. Vücut ısısı şok ve sıvı kaybı ol- varsa hızlı bir şekilde hava yolunun açılması gerekir.
duğunda azalırken enfeksiyon ve sıcak çarp- Hava yolunun açmak için kişi sırtüstü yatırılır, bir
ması durumunda artma eğilimindedir. el ile baş geriye doğru alınırken ve diğer el ile çene
yukarı doğru çekilir. Suni solunumla, hava yolunu
• Cilt rengi: Egzersiz sonrasında normal cilt
açılarak ağızdan ağıza solunum ile solunumun ida-
görünümü kırmızı ve parlaktır. Hipertansi-
mesi, oksijenin dokulara ulaştırılması sağlanır. So-
yon, karbonmonoksit zehirlenmesi ve sıcak
lunum kaybına ek olarak kalp atımının durmasına
çarpmalarında deri rengi kırmızıya dönüşür.
yönelik de göğüs kafesi dışından baskı uygulanarak
Soluk veya gri deri rengi, dolaşım sisteminin
kalp masajı yapılır. Eğer KSC’yi tek kişi yapıyorsa,
yetersizliğini gösterir. Mavi renkte bir deri
KSC sırasında 15 kalp masajına karşılık 2 solunum
ise oksijenin yetersizliğinin belirtisidir.
olacak şekilde devam edilmelidir. Kalp masajı sıra-
• Bilinç durumu: Normal bir kişi, kendine sında dakikada 80-100 baskı uygulanacak şekilde
yöneltilen tüm uyarılara cevap verir. Bilinç uygulama yapılmalıdır. Kalbin rutin atımları başla-
düzeyi yaralanmanın ağırlığını gösterir. yınca uygulanan baskı kesilir.
Bilinç düzeyleri;
• Kişinin bilinci yerinde= Tüm uyarılara
cevap verir.
• 1 Derece Bilinç Kaybı = Sözlü ve dikkat
gürültülü uyaranlara cevap verir. Kalp-Solunum Canlandırması uygulaya-
cak kişi mutlaka eğitim almış olmalıdır.
• 2 Derece Bilinç Kaybı = Ağrılı uyaranlara
cevap verir.
• 3 Derece Bilinç Kaybı = Tüm uyaranlara Eğer kanama varsa kanamayı kontrol altına al-
karşı tepkisizdir, cevap vermez. mak için yara üzerine kompresyon uygulanır, yara-
• Hareket Yeteneği: Sporcunun alt ve üst uzuv- lanan bölge kalp seviyesinden yukarı kaldırılır ve
larının hareketinin varlığı gözlenir. Özellik- turnike uygulanır. Kol ve bacak üzerine uygulanan
le omurlara alınan bir darbe sonucu kırık turnikenin süresi önemlidir. Çok sıkı şekilde yapıl-
varlığında omurilik yaralanması görülebilir. mış turnike 10 dakikadan sonra pıhtılaşmaya ne-
Böyle bir durum varsa hastanın taşınmasın- den olabilir fakat gevşek yapılan turnike de kana-
da çok dikkatli olunması ve omurların sa- manın durmasını sağlayamayacağı için işlevsizdir.
bitlenerek taşınması gerekmektedir. Dolaşımsal olarak yetersizlik varsa doku kan-
• Ağrıya tepki: Göğüs kafesinin ön tarafına lanması bozulur ve şok gelişebilir. Şok belirtileri;
(iman tahtası üzerine) uygulanan bir ba- derinin soluklaşması, nabzın hızlanması ve zayıf-
sınç ya da aşil tendonunun sıkıştırılması laması, soğuk terleme, göz bebeklerinin genişle-
ile ağrı oluşturularak tepkinin nasıl olduğu mesi ve canlılığının kaybı, kan basıncı düşmesi ve
değerlendirilir. soluk alma hızının artması olarak sayılabilir. Şok
varlığında ilk yapılacaklar; hastanın bir battaniye
Yukarıda belirtilen değerlendirmeler kısa sürede
ile sarılarak ısıtılması, damar yolunun açılması ve
yapıldıktan sonra gerekiyorsa en hızlı şekilde temel
bacaklarının yukarı kaldırılmasıdır.
yaşam desteği (TYD) sağlanmalıdır. TYD solunum
veya kalp durması geçiren sporcunun solunumunu Boğulma üst solunum yolunun herhangi bir
ve kalp atımını tekrar başlatmak için uygulanan, şekilde tıkanması sonucu ortaya çıkar. Böylece
acil hayat kurtarma prosedürüdür. Oksijen tüm akciğerlere hava gelmez ve yaşam tehlikeye girer.
104
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Boğulma; kuru boğulma, yaş boğulma ve ikincil boğulma şeklinde üç farklı durumda görülebilir. Kuru
boğulma, akciğerlere sıvı dolmadığı hâlde hava yolunun kapanmasına bağlı solunumun durması iken yaş
boğulma akciğerlerin dolan sıvı nedeniyle havalanamamasına bağlı gelişir. İkincil boğulma ise esas boğul-
madan kurtulan kişinin 15 gün sonra akciğerde gelişen ödem, kapanma vb. nedenlerle kaybedilmesidir.
Boğulan bir kişiye ilk yardım, sudan çıkarılma ile başlar. Yutulan su miktarı durum ciddiyetini artırır.
Soğuk suda boğulmada bir kişinin yaşama şansı, ılık suya göre daha fazladır. Kişi sudan çıkarıldıktan sonra
yapılacak ilk iş, üst solunum yolunu tıkayan nesnelerin temizlenmesi ve hava yolunun açılmasıdır. Kısa
sürede KSC yapılmaya başlanmalıdır.
Donma ise ortam sıcaklığının çok düşük olması sonucuna bağlı olarak vücutta bir takım belirtilerin
ortaya çıkmasıdır. Donma sürecinden kişinin ne kadar etkileneceği, soğuğa maruz kalma süresine bağlıdır.
Hafif hipotermide rektal ısı 33-35 derecedir üşüme, titreme kas spazmı görülür. Orta hipotermide rektal
ısı 30-33 derecedir. Bilinç kaybı gelişebilir, yoksa da aşırı yorgunluk vardır hafıza koordinasyon bozulmuş
hâldedir. Ağır hipotermide ise bilinç kaybı vardır, gözbebekleri genişlemiş, kalp atımı zayıflamıştır. Hare-
ketsizliğe müsaade edilmez. Orta hipotermide ise dışarıdan bir ısıtıcıya gereksinim vardır. Eğer imkân varsa
40oC’lik bir banyoya sokmak etkili bir tedavidir. Vücut temasıyla ısı transferi, imkanların kısıtlı olduğu du-
rumlarda uygulanabilir. Bilinç kaybı yoksa ılık içecekler verilebilir ve kalp atımları takip edilmelidir. Ağır
hipotermi durumunda özellikle göğüs, boyun ve baş bölgelerinin dikkatli ısıtılması gereklidir. Gerekiyorsa
KSC uygulaması yapılmalıdır.
TOTAPS
Talk T Konuş
Observe O Gözle
Touch T Dokun
105
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
Sporcu değerlendirildikten sonra yaralanmanın ciddiyeti ile ilgili karar verme aşaması başlar. Eğer yara-
lanmanın ciddi olduğu düşünülüyorsa ya da yaralanma hakkında tam net bir karar verilememişse sporcu
saha dışına transfer edilir. Bu noktadan sonra sporcunun doktor tarafından takibi gerekli ise gerekli yön-
lendirmeler yapılarak ilk yardım süreci başlar.
106
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Spor sahalarındaki ilk yardım çantasında bu- bölgede oluşan semptomları azaltmaktır. Sporcu-
lunması gereken malzemeler sıradaki gibidir: nun kıyafetleri ve koruyucu ekipmanlar yaralanan
1. Pansuman Malzemeleri bölgeyi uygun bir şekilde gösterecek kadar çıkarıl-
malıdır . Olayın oluş şekli iyi değerlendirilmeli ve
• Alkollü pamuklar veya tamponlar, kapamalar
bu bilgilerin ışığında tedavi gerçekleştirilmelidir.
• Gazlı bez, sargı bezi
Yaralanma sonrası, ilk fizyolojik cevap doku içi-
• Pamuk ne kanama olmasıdır, bunu ödem (şişlik) takip eder
• Batikon, oksijenli su, alkol ve yaralanan bölgede ağrı ve hassasiyet gelişir, ciltte
• Flaster (alerjik olmayan) sıcaklık artışı ve kızarıklık görülür. Vücudun koru-
• Boyunluk ma mekanizması devreye girer, yaralanan bölgenin
daha az hareket ettirilmesi için çevre kaslarda spazm
2. Araç-gereçler meydana gelir. Kanama şişlik, ağrı ve hassasiyete
• Tansiyon aleti, steteskop yol açtığından kanamayı durdurmak birinci ön-
celikli olmalıdır. Ön tedavinin amacı; kişide ağrıyı
• Trakea tüpü
azaltmak, oluşan şişliği ya da eziklik durumunu
• Dil baskısı minimale indirmek ve bireyde hem ağrıyı azaltmak
• Termometre hem de bunun yanı sıra yaralanmış bölgede ola-
• Otoskop-oftalmoskop bilecek ek stresleri önleyebilmek için gerekli mik-
tarda hareketsizlik durumunu sağlamaktır. Ayrıca
• Plastik steril enjektörler
yaralanmanın ciddiyet derecesine bağlı olarak bir
• Cerrahi eldiven süre için sportif aktivitelerden uzak kalınmalıdır.
• Steril dikiş seti Özellikle sporcularda görülen kas iskelet sistemi
• Bistüri, makas, çengelli iğne yaralanmalarını tedavi etmede kullanılan en güncel ilk
• Lastik turnike yardım metodu “POLICE” olarak bilinen yöntemdir.
• Eklemler için özel bandajlar
• Splintler POLICE Protokolü
P (Protection), Koruma: Yaralanmış bölge ko-
3. İlaçlar rumaya alınır.
• Soğuk sprey, Antiseptik pomat ve sabun OL (Optimal Loading), Uygun dozda yüklen-
• Antifungal pomat me: Eski protokolde (PRICE) yaralanmış bölgenin
• Glukozsolüsyonu istirahat etmesi sağlanarak iyileşmenin hızlanması
• Serumfizyolojik beklenirdi ama yapılan çalışmalarla uygun düzeyde
yüklenme ile dokuda iyileşmenin daha iyi olduğu
• Analjezik ve NSAİ ilaçlar
gözlenmektedir.
• Antiasit, antihistaminik, antiemetik
I (Ice), Buz: Yaralanan bölgeye 2 saat arayla
• Kimyasal soğutucu ve ağrı kesici spreyler on beşer dakikalık buz uygulaması yapılır. Bu-
• Göz temizleyicileri zun direkt deriye temas etmesi önlenmeli, müm-
• Diyarekekabızlıkiçinilaçlar künse yaralanan bölge bandajlandıktan sonra
• Astım ilaçları uygulanmalıdır.
• Kodein C (Compression), Kompresyon: Yaralanan böl-
ge elastik bandaj ile bandajlanarak kompresyon
• Pudra
sağlanır. Böylece yaralı bölgenin hem desteklenerek
• Vazelin hareket etmesi kısıtlanır hem de şişmesi engellen-
miş olur.
Spor Yaralanmalarında Ön Tedavi E (Elevation), Elevasyon: Yaralanmış bölge kalp
Sporcularda ilk yardıma başlamadan önce spor- seviyesinden daha yukarı doğru kaldırılarak zede-
cuda yaralanmanın şiddeti ortaya konulmalıdır. lenmiş dokuda yerçekimine bağlı olarak gelişen şiş-
Uygulanacak ön tedavide öncelikli amaç yaralanan liğin (ödem) oluşması engellenmiş olur.
107
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
108
Spor ve Sağlık Bilimleri I
bilirler. Böyle bir durum olursa buz yerine normale dönmesi sağlanmalıdır. Daha sonra ban-
soğuk su tercih edilmelidir. daj tekrar yapılabilir. Basınç bandajı, mutlaka uy-
9. Eğer açık yara varsa buz torbası direkt yara gulanan bölge kalp seviyesinden daha yukarıda tu-
üzerine uygulanmamalıdır. tularak uygulanmalı ve mümkünse işlem bitimine
kadar elevasyonda tutulmalıdır. Uygulama yapılır-
10. Özellikle romatolojik problemi olan hasta-
ken bandajın yönü kalbe doğru olmalı, uygulama
larda soğuk uygulama farklı reaksiyonlara
bölgesinde ilk olarak daha alt seviyeden başlanarak
neden olabilir, dikkatli uygulanmalıdır. Yine
kalbe doğru ilerlenmelidir. Örneğin ayak bileğine
benzer şekilde soğuk alerjisi olan kişilerde
bir bandaj uygulanacaksa, ayak parmaklarından
soğuk uygulama sonrası döküntü ve eklem
başlanarak bandajlama yapılması daha uygun olur.
ağrıları görülebilir dikkatli olunmalıdır.
Öğrenme Çıktısı
109
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
Sağlık, fiziksel zihinsel ve sosyal yönden iyi olma hâlidir. Egzersiz ve spor bu bağlamda sağlıklı yaşamın vazgeçil-
mez bir ögesidir. Belirli bir spora katılım göstermek, bireylerde fiziksel aktiviteyi artırmada önemli bir stratejidir.
Spor yapanların sayısı son yıllarda oldukça artmıştır. Bu uğraşlar amatör veya profesyonel olarak yapılmaktadır.
Spor yaparken ortaya çıkan yaralanmaların büyük kısmı hafif yaralanmalar olurken, çok ciddi yaralanmalarla da
karşılaşılmaktadır. Spor yaralanmaları açısından birçok faktör hazırlayıcı rol üstlenebilir. Bu faktörlerden bazıları
kişiye bağlı iken bazı faktörler de çevresel kaynaklıdır. Spor yaralanmaları genellikle kas- iskelet sistemi problem-
lerini içerir. Spor yaralanması geliştiğinde yumuşak doku cevabı olarak doku içinde kanama, ödem, ağrı, ciltte
ısı artışı ve kızarıklık görülürken aynı zamanda fonksiyon kaybı da görülür.
Spor Yaralanmalarının
Önlenmesi
Spor yaralanmaları, yaralanmalara neden olan risk faktörlerinin belirlenip, bu risk faktörlerine yönelik yapılan
müdahalelerle önlenebilir ve/veya sıklığı azaltılabilir. Spor yaralanmalarını önlemek için yapılabilecek müdahaleler,
ekipman desteği (breysler, ortezler, koşu zeminleri, kıyafet ve ayakkabı), eğitim (kas kuvveti, enduransı, eklem hare-
ket açıklığı, reaksiyon zamanı ve propriosepsiyon), kurallar ve düzenlemeler şeklinde kabaca açıklanabilir.
110
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Sahada, doğru yapılacak ilk ve acil yardım hayat kurtarıcı olabileceği gibi, sporcunun da kısa sürede iyileşmesine
ve komplikasyonların az olmasına neden olur. Sporcu için ilk yardımın esas prensibi zamanında ve erken mü-
dahaledir. Bu amaçla sahada görevli herkesin ilk ve acil yardımı, sağlık personeli müdahale edene kadar yapabil-
mesi gerekir. İlk gözlem ve müdahale ile dokuz hayati bulgu nabız, solunum, kan basıncı, göz bebekleri, bilinç
durumu, hareket yetisi, ağrıya cevap, cilt durumu vücut sıcaklığı değerlendirilir ve kalp-solunum canlandırma-
sının yapılıp yapılamayacağına karar verilebilir. Eğer gerekmiyorsa sporcu kas iskelet sistemi yaralanması varlığı
düşüncesiyle TOTAPS protokolüne göre değerlendirmeye alınır. Gerekli görülürse POLICE protokolüne göre
sporcunun ön tedavisi yapılır. Tedavinin ana başlıklarını; koruma, uygun yüklenme, soğuk tedavi, kompresyon
ve elevasyon oluşturur.
111
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
112
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Yanıtınız yanlış ise “Sağlık Kavramını ve Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarının
1. D 6. D
Sporda Sağlık Organizasyonu” konusunu ye- Önlenmesi” konusunu yeniden gözden ge-
niden gözden geçiriniz. çiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında
3. C 8. C
İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanması ve Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında
4. A 9. B
Etkili Faktörler” konusunu yeniden gözden İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu
geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında Yanıtınız yanlış ise “Spor Yaralanmalarında
5. A 10. B
İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu İlk Yardım İlkeleri ve Ön Tedavi” konusunu
yeniden gözden geçiriniz. yeniden gözden geçiriniz.
113
Sporcu Sağlığı ve İlk Yardım I
Araştır Yanıt
4 Anahtarı
114
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Kaynakça
Atalay Güzel, N. ve Kafa, N. (2017). Sporcu Sağlığı. Ergun, N. ve Baltacı, G. (2018). Spor yaralanmalarında
Ankara: Hipokrat Kitabevi. Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Prensipleri. (6.
Basım). Ankara: Hipokrat Kitabevi.
Bleakley C. M., Glasgow P. ve MacAuley D. C.
(2012). PRICE needs updating, should we call İnan, H. F., Kurt, Z. ve Kubilay, İ. (2011). Sağlık
the POLICE? British Journal of Sports Medicine, Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel
46, 220–221. Müdürlüğü İlkyardım ve Acil Sağlık Hizmetleri
Daire Başkanlığı Temel İlkyardım Uygulamaları
Ege, R. (1999). Kaza, Hastalık ve Yaralanmalarda İlk
Eğitim Kitabı, Ankara.
ve Acil Yardım. (3. Basım) Ankara: Türk Hava
Kurumu Basımevi. Kambir, O. (2001). Sporda Sağlık Bilinci ve İlk Yardım
(2. Basım). Bursa: Ekin Kitabevi.
Ege, R. (1999). Kaza, hastalık ve yaralanmalarda
ilk ve acil yardım. İstanbul: Türk Hava Kurumu Koşar, N. Ş., Demirel, H. A., Aydoğ, T. S. ve Doral,
Basımevi. M. N. (2006). Adölesanlarda Sporcu Sağlığı.
Turkiye Klinikleri Pediatric Sciences, 2(7), 25-33.
Erdoğan, Ö. (2019). Afyon Kocatepe Üniversitesi Beden
Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü Öğrencilerinin Tan, A. K. (2006). Spor yaralanmalarında ilk ve acil
İlk Yardım Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi. Yüksek yardım. Turkiye Klinikleri Journal of Internal
Lisans Tezi, Ulusal Tez merkezi (556871). Medical Sciences, 2(27), 46-51.
Ergen, E. (1986). Spor Hekimliği. (3. Basım). İzmir:
Gata Basımevi.
115
Bölüm 5
Dopingle Mücadele I
1
öğrenme çıktıları
2
1 Doping kavramını tanımlayabilme 3 Yasaklılar Listesini tanımlayabilme
2 Dopingle mücadele kural ihlallerini 4 Yasaklı madde ve yöntemlerin sporcu
açıklayabilme açısından önemini açıklayabilme
3 4
mücadeledeki önemlerini kavrayabilme
Doping Kontrol İşlemleri 7 Antrenörün dopingle mücadeledeki görev
5 Doping kontrol süreçlerini kavrayabilme ve sorumluluklarını açıklayabilme
116
Spor ve Sağlık Bilimleri I
117
Dopingle Mücadele I
desteklemek, koordine etmek ve denetlemek için ortaklıklardır. Büyük çaplı turnuva düzenleyicileri
1999 yılında kurulan bağımsız uluslararası bir ku- genellikle kendi müsabakalarına katılan sporculara
ruluştur. Hükümetler ve spor hareketi Dünya Do- doping kontrolü yapmaya yetkilidir.
pingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) yönetiminde
eşit olarak temsil edilirler ve eşit ölçüde maddi kay-
nak sağlarlar.
Doping Kontrol Laboratuvarları
Doping kontrol örneklerinin analizi Dünya
Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından
akredite edilen laboratuvarlar tarafından gerçek-
internet leştirilir. Dünyada yaklaşık otuz doping kontrol
laboratuvarı bulunmaktadır. Bu laboratuvarlardan
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA)
biri de ülkemizdeki Hacettepe Doping Kontrol La-
ile ilgili detaylı bilgilere www.wada-ama.org
boratuvarıdır.
adresinden ulaşabilirsiniz.
Doping kontrol laboratuvarları, Laboratuvar-
lara İlişkin Uluslararası Standartlara uymakla yü-
Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşları kümlüdür ve Dünya Dopingle Mücadele Ajansı
Ulusal düzeyde doping kontrol sürecinin başla- (WADA) tarafından düzenli olarak haberli ve
tılması, uygulanması ve yürütülmesinden sorumlu habersiz olmak üzere iki çeşit denetime tabi tutu-
olan kuruluşlardır. Türkiye Dopingle Mücadele lurlar. Bu denetimler sonrası herhangi bir uyum-
Komisyonu (TDMK) ülkemizde Dünya Dopingle suzluk tespit edildiğinde bu laboratuvarların ak-
Mücadele Ajansı (WADA) tarafından tanınmış tek reditasyonları, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı
Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşudur. (WADA) tarafından belirlenen süre boyunca askıya
alınmaktadır ya da iptal edilmektedir.
118
Spor ve Sağlık Bilimleri I
119
Dopingle Mücadele I
Öğrenme Çıktısı
1 Doping kavramını tanımlayabilme
2 Dopingle mücadele kural ihlallerini açıklayabilme
YASAKLILAR LİSTESİ
Yasaklı madde ve yöntemlerin listesi Dünya Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası: Bazen tanısı
Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından konmuş bazı hastalık veya sağlık sorunlarının te-
hazırlanır ve yılda en az bir kez olmak üzere be- davisi için, sporcuların Dünya Dopingle Mücade-
lirli aralıklarla güncellenir. Yayımlanan bu liste her le Ajansı (WADA) Yasaklılar Listesinde bulunan
yılın 1 Ocak tarihinden 31 Aralık tarihine kadar madde veya yöntemleri kullanması gerekebilir.
geçerlidir. Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ) onayı,
tedavinin uygulanması için sporcuya gerekli izni
verebilir.
dikkat
Sporcular ve antrenörler, hangi madde ve
yöntemlerin Yasaklılar Listesinde olduğunu SORUN RUHU
bilmekle yükümlüdür.
Cesaret
120
Spor ve Sağlık Bilimleri I
121
Dopingle Mücadele I
Öğrenme Çıktısı
3 Yasaklılar listesini tanımlayabilme
4 Yasaklı madde ve yöntemlerin sporcu açısından önemini açıklayabilme
122
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Sporcunun Hakları:
dikkat • Beraberinde bir temsilci ve/veya gerekliyse
Her zaman her yerde doping kontrol örneği bir tercüman bulundurmak,
alınabilir. • Örnek alım süreci hakkında detaylı bilgi ta-
lep etmek,
Doping Kontrol İşleminin 11 • Doping kontrol görevlisi tarafından onayla-
Basamağı nan geçerli nedenler doğrultusunda doping
Doping kontrol işlemleri için ilk etapta vurgu- kontrol istasyonuna geç gitme talebinde
lanması gereken şey sporcudan alınacak örneğin bü- bulunmak,
tünlüğüdür. Aşağıda verilen işlemler dizisinden bir • Eğer engelli bir sporcu ise engel durumuna
sapma olması durumunda, örneğin bütünlüğü bo- göre örnek toplama işlemlerinde değişiklik
zulmadığı sürece doping kontrolü geçersiz sayılmaz. talep etmek.
123
Dopingle Mücadele I
124
Spor ve Sağlık Bilimleri I
125
Dopingle Mücadele I
Öğrenme Çıktısı
5 Doping kontrol süreçlerini kavrayabilme
126
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Antrenörler sporculara örnek verme işlemi konusunda eğitim vererek doping kontrolüne yardımcı olma-
lıdır. Bir sporcunun doping kontrolünü reddetmesi veya örnek vermekten kaçınması bir Dopingle Mücadele
Kural İhlalidir. Bu durum, sporcunun hak mahrumiyeti ceza-
sı almasıyla sonuçlanabilir.
Antrenörlerin dopingin risk faktörlerini değerlendirerek
bir sporcunun doping kullanımına eğilimli olup olmadığını dikkat
öğrenmeye çalışması beklenir. Dopinge yönelik davranışlara Bir antrenör olarak sporcularınızı dopingle
daha açık olan ve daha fazla risk altında olan sporcuların be- mücadele kural ihlallerinden korumak için
lirlenmesi, antrenörlerin tedbirli davranarak dopinge karşı onları dopingle mücadele hakkında bilgilen-
önlem almaları açısından çok önemlidir. dirmeniz gerekmektedir.
Öğrenme Çıktısı
6 Sporcuların ve antrenörlerin dopingle mücadeledeki önemlerini kavrayabilme
7 Antrenörün dopingle mücadeledeki görev ve sorumluluklarını açıklayabilme
127
Dopingle Mücadele I
Doping sadece yasaklı madde ve yöntemlerin kullanımı değildir, aynı zamanda Dünya Dopingle Müca-
dele Kurallarının 2. maddesinde bulunan bir veya birden fazla dopingle mücadele kuralını ihlal etmektir.
Dünya Dopingle Mücadele Kuralları, dünyanın her yerinde ve her spor dalında dopingle mücadeleyle
ilgili mevzuatı ve programı uyumlu hale getiren bir belgedir. Söz konusu program, doping kontrollerinde
tüm sporculara aynı dopingle mücadele kurallarının ve işlemlerinin uygulanması sağlar.
Yasaklılar Listesi
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından hazırlanan Yasaklılar Listesi, yılda en az bir kez
olmak üzere belirli aralıklarla güncellenir. Söz konusu liste her yıl 1 Ocak tarihinden 31 Aralık tarihine
kadar geçerlidir. Yasaklılar Listesi’nde bulunan madde ve yöntemlerin sporcular tarafından kullanımı
kesinlikle yasaktır. Tüm sporcular bu listeden sorumludur. Sporcular bu liste içindeki yasaklı madde ve
yöntemleri tedavi amaçlı dahi olsa bile kullanamazlar. Ancak tıbben belgelenmiş bir rahatsızlığı olan
sporcular Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ) onayı aldıktan sonra söz konusu madde ya da yön-
temi kullanabilirler.
128
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Dopingle Mücadele Kuruluşu sporcudan herhangi bir zaman ve herhangi bir yerde doping kontrol örneği
alabilir. Müsabaka içi ve müsabaka dışı olmak üzere iki çeşit doping kontrolü bulunmaktadır. Doping
kontrolü, sporcu seçiminden örneklerin analizine kadar giden 11 basamaklı bir süreçtir. Burada en önem-
li şey sporcudan alınacak örneğin bütünlüğüdür. Örneğin bütünlüğü bozulmadığı sürece doping kontro-
lü geçersiz sayılmaz. Sporcuya bildirimi yapıldıktan sonra sporcu doping kontrol işlemi bitene kadar tüm
kurallara uymakla yükümlüdür.
Sporcuların ve antrenörlerin
6 dopingle mücadeledeki önemlerini
kavrayabilme
Antrenörün dopingle mücadeledeki
7 görev ve sorumluluklarını
açıklayabilme
Sporcuların ve Antrenörlerin
Dopingle Mücadele Görev ve
Sorumlulukları
129
Dopingle Mücadele I
1 Aşağıdakilerden hangisi dopingle mücadele- 5 Yaklaşan bir doping kontrolüyle ilgili sporcu-
nin temel ilkelerinden biridir? ya ne zaman haber verilmelidir?
neler öğrendik?
2 Yasaklılar Listesi’nin açıklaması aşağıdakile- 6 Bir sporcu hangi durumda doping kontrolü-
rin hangisinde doğru verilmiştir? nü reddedebilir?
A. Müsabakalardan men edilmiş sporcuların liste- A. Ailevi yükümlülükler olduğunda.
sidir. B. Yoğun bir program olduğunda.
B. Müsabaka içi ve müsabaka dışı uyulması gere- C. Tatile gidilmesi durumunda.
ken disiplin kuralları listesidir.
D. Eğitimle ilgili yükümlülükler olduğunda.
C. Müsabaka içi ve müsabaka dışı kullanımı yasak-
E. Sporcular doping kontrolünü reddedemez.
lı madde ve yöntemlerin listesidir.
D. Dopingle mücadele kural ihlalleri nedeniyle
ceza almış sporcularla çalışmalarına izin veril- 7 Sporcunun örneği ile birlikte laboratuvara
meyen sporcu destek personelinin listesidir. giden bilgiler aşağıdakilerden hangisidir?
E. Dopingle mücadele kural ihlalleri nedeniyle A. Sporcunun adı ve doğum tarihi
ceza almış sporcularla çalışmalarına izin veril-
B. Sporcunun adı ve telefon numarası
meyen doktorların listesidir.
C. Sporcunun branşı, cinsiyeti, bağlı olduğu fede-
rasyonu ve doping kontrol tarihi
3 Yasaklılar Listesi hangi sıklıkla güncellenir? D. Sporcunun imzası ve e-posta adresi
A. Her yıl E. Sporcunun adresi ve doğum tarihi
B. Her dört yılda bir
C. Olimpiyatlardan önce 8 Doping kontrol örneği için en az ne kadar
D. Her iki yılda bir idrar gereklidir?
E. Her yıl iki kere A. 100 mL
B. 120 mL
4 Aşağıdakilerden hangisi herhangi bir madde C. 50 mL
veya yöntemin “Yasaklılar Listesine” alınma gerek- D. 90 mL
çelerinden biridir? E. 80 mL
A. Eczanelerde satılıyor olması
B. Reçeteli ilaç kapsamına girmesi
C. Sağlık riski oluşturması
D. Reçetesiz ilaç kapsamına girmesi
E. Besin destek ürünü kapsamına girmesi
130
Spor ve Sağlık Bilimleri I
neler öğrendik?
A. 3 ay A. Sporcunun ailesi
B. 6 ay B. Sporcunun kendisi
C. 1 yıl C. Sporcunun doktoru
D. 5 yıl D. Sporcunun antrenörü
E. 10 yıl E. Sporcuya maddeyi veren kişi
131
Dopingle Mücadele I
1. D Yanıtınız yanlış ise “Doping ve Dopingle Mü- 6. E Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
cadele” konusunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
neler öğrendik yanıt anahtarı
2. C Yanıtınız yanlış ise “Yasaklılar Listesi” konu- 7. C Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
sunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
3. A Yanıtınız yanlış ise “Yasaklılar Listesi” konu- 8. D Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
sunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
4. C Yanıtınız yanlış ise “Yasaklılar Listesi” konu- 9. E Yanıtınız yanlış ise “Doping Kontrol İşlemle-
sunu yeniden gözden geçiriniz. ri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
Araştır Yanıt
5 Anahtarı
Bir antrenör olarak sporcunuza ahlaklı bir sporcu olması için hakkaniyetli
ve dürüst olması gerektiğini, kurallara ve yasalara saygı duyması gerektiğini
öğretmelisiniz. Yapay bir destek olmadan kendi kapasitesinde en mükemmel
performansa ulaşmaya çalışmasını, dayanışma içinde ekip çalışmasına önem
Araştır 1 vererek yaptığı işten keyif alarak kendine ve diğer katılımcılara saygı duyma-
sını sağlamalısınız. En önemli şeyin her zaman kendi yapacağının en iyisini
yapmak olduğunu sporcularınıza anlatın. Keyif almanın kazanmaktan çok
daha önemli olduğunu onlarla paylaşın.
Bir madde veya yöntemin Yasaklılar Listesi’ne alınması için 3 gereklilik bu-
lunmaktadır. Bunlar:
• Söz konusu madde veya yöntemin, tek başına veya diğer maddelerle veya
yöntemlerle birlikte, sportif performansı artırdığına veya artırma potansi-
yeline sahip olduğuna dair tıbbi veya diğer bilimsel kanıt, farmakolojik etki
veya deneyim
• Söz konusu madde veya yöntemin kullanılmasının, Sporcunun sağlığına
Araştır 2 fiili veya potansiyel bir risk oluşturduğuna dair tıbbi veya diğer bilimsel
kanıt, farmakolojik etki veya deneyim
• Söz konusu madde veya yöntemin kullanılmasının, Dünya Dopingle Mü-
cadele Kurallarının giriş kısmında tanımlandığı şekliyle sporun ruhuna
aykırılık teşkil ettiğinin Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tara-
fından belirlenmesi
132
Spor ve Sağlık Bilimleri I
Araştır Yanıt
5 Anahtarı
133
Dopingle Mücadele I
Kaynakça
Güner, R. (2016). Doping ve Dopingle Mücadele. World Anti-Doping Agency. (2019). The World
Türkiye Klinikleri J Sports Med-Special Topics, Antidoping Code. International Standard for
2(3), 49-65. Therapeutic Use Exemptions.
World Anti-Doping Agency. (2014). Athlete Reference World Anti-Doping Agency. (2020). The World
Guide to the 2015 World Anti-Doping Code. Antidoping Code. International Standard for
Testing and Investigations (ISTI).
World Anti-Doping Agency. ( - ). Parents’ Guide to
Support Clean Sport. World Anti-Doping Agency. (2019). The World
Antidoping Code. The 2020 Prohibited List
World Anti-Doping Agency. (2015). The World
International Standard.
Antidoping Code.
134
Spor ve Sağlık Bilimleri I
İnternet Kaynakları
Doping kontrol süreci. tdmk.org.tr/egitim-ve- Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu (TDMK).
bilgilendirme. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020. tdmk.org.tr. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA).wada- World Anti-Doping Agency. ALPHA-Athlete
ama.org. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020. Learning Program about Health & Anti-Doping.
wada-ama.org.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) Dopingle
Mücadele E-eğitimleri (ADeL). adel.wada-ama. World Anti-Doping Agency. Coach True. adel.wada-
org. Erişim tarihi: 19 Nisan 2020. ama.org.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) Yasaklılar World Anti-Doping Agency. Sport Physician’s Tool
Listesi. tdmk.org.tr/yasaklilar-listesi. Erişim tarihi: Kit. adel.wada-ama.org.
19 Nisan 2020.
Tedavi Amaçlı Kullanım İstisnası (TAKİ). tdmk.org.
tr/tedavi-amacli-kullanim-istisnasi. Erişim tarihi:
19 Nisan 2020.
135