Professional Documents
Culture Documents
-BK madde 207: Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme,
alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
-Bu sözleşmenin tarafları satıcı ve alıcıdır.
Temel edimleri
Satıcı → Satılanın zilyetlik (fiili hakimiyet) ve mülkiyetini devretme borcu
Alıcı → Belli bir bedel ödeme
Zilyetlik: Fiili hakimiyet ör: Taşınabilir bir mal ise onu alıcıya vermekle (domates, zeytinyağı
bilgisayar), bunu devretme borcu ve tasarruf hakkı veriyor. Taşınmaz mal söz konusu ise (arsa,
ev) o zaman onunla ilgili özel olarak tapu siciline gidip mülkiyeti devir işlemi yapması gerekir.
Esaslı Unsurları
1-Satılan şey
-Madde ve maddi olmayan varlıklar. Ör: Gaz, elektrik, miras payı, mağazanın müşteri kitlesi,
masa, sandalye. Yeterki tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir şey olsun.
2-Bedel (semen)
Tarafların bu iki husus üzerinde anlaşmış olması yeterli, böyle bir durumda satış sözleşmesi
kurulmuş olur.
Diğer unsurlara girmeye gerek yok. (nerede ifa edecek, kim kime götürecek getirecek, gecikme
halinde ne kadar faiz işleyecek, sözleşmeyle ilgili masrafları kim ödeyecek, uyuşmazlık çıkarsa
hangi mahkemede çözülecek, yararı hasarı geçişi nasıl olacak)
BK madde 207: Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı
ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.
-Bazen tersi de olabilir. ör: Bir taşınmaz (ev) alacaksınız, karşı tarafa güveniyorsunuz. Siz önden
parayı gönderdiniz, tapu memuru karşı tarafa soruyor parayı aldın mı diye, o da aldım diyor.
Bunun üzerine sözleşmeyi uygun bir şekilde taşınmaz malın zilyetliği ve mülkiyeti karşı tarafa
geçiyor.
-Ama kural olarak aynı anda.
-Bedelin her zaman için belli bir rakam olarak gösterilmesi şart değildir. Belirlenebilir,
hesaplanabilir, öngörülebilir olması gerekli ve yeterli bir koşuldur.
Ör: Cari fiyat, borsa üzerindeki fiyat, siparişin yapıldığı günkü rayiç bedel gibi bazı esaslar
üzerinden de kararlaştırılabilir.
-Ve mutlaka sonuç olarak memleket parasıyla ödenmesi gerekiyor, dolar üzerinden
kararlaştırılabilir ama sonuç olarak kur üzerinden ödenmesi söz konusudur.
Zilyetliğin devri konusunda örneğin taşınır bir mal var, onun fiili hakimiyetini teslim etmek kolay. ör:
Bir kamyon domates, gidiyor alıcının deposuna teslim ediyor. Orda bi zilyetliğin devri ve teslim söz
konusu. Satıcının fiili alanından alıcının fiili alanına taşınıyor. Ama taşınmaz söz konusu
olduğunda onun teslimi söz konusu olamaz. Diyelim alıcı parayı ödedi, satan tapuda beyanda
bulundu evet paramı aldım dedi kişi. Tapudaki resmi işlemlerden sonra satan malın zilyetliğini de
teslim etmek durumunda. Ör: ev söz konusu, satıcı sözleşmeye uygun bir şekilde alıcıya
bırakacak, anahtarını verecek, içi boş vs (sözleşmedeki kararlara göre)
Yarar ve Hasar
BK madde 208: Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan
doğan ayrık haller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz
satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.
Ör: Domates ezildi, taşıyan kamyon devrildi domatesler çürüğe çıktı. Teslim edene kadar zarara
satıcı katlanır. Teslim ettiyse ve alıcının deposunda zarar geldiyse, yarar ve hasar alıcıya aittir.
Ama alıcının satıcının deposundan domatesleri alacağı şekilde kararlaştırıldıysa, alıcı aldı ve
depoya dönerken yolda bi şey olursa yarar ve hasar alıcının.
Yarar: Hayvanın sütü, yumurtası
Ör: hayvan satımında 5 tanesi hamileydi, doğurdu. Devredene kadar yarar satıcının, teslimden
sonra yararlarsa alıcının.
b. Taşınmaz Satışı
BK madde 237: Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde
düzenlenmesi şarttır. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmi şekilde
düzenlenmedikçe geçerli olmaz. Önalım sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına
bağlıdır.
-Geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmiş olması şarttır, yoksa taşınmaz
satış vaadi dediğimiz sözleşme geçerli olmaz.
Ör: X’e ait ev var boğaz manzaralı çok güzel. Y de bu evi almaya karar vermiş ama para
hazırlaması gerekiyor. Parayı ancak şubatta hazırlayabilirim ama bu arada da seni bağlamak
istiyorum, kaçırmak istemiyorum diyor. → Taşınmaz satış vaadi dediğimiz sözleşmeyi yapabilirler.
Yani X, Y’ye diyebilir ki ben 1 Şubat 2022’de seninle tapuya gidip bu evin mülkiyetini sana
geçirmeyi kabul ediyorum. Şöyle bi koşul koyabilirler: Eğer bu sözleşmeye aykırı davranırsan
500.000 TL ceza vs. Mutlaka noter huzurunda olmalı yoksa geçerli olmaz → Kanun tarafından
getirilen şekil zorunluluğu. Hem yazılı hem noter huzurunda, aksi takdirde şeklen geçersiz.
Ama X uyanıklık edip Q’nun 5 milyon TL’lik teklifini kabul edip sözleşmeye aykırılık yapıp 500.000
TL ödeyebilir.
-Noterde taşınmazın satışı gerçekleştirilemez, mutlaka tapuya gitmek gerekir. Noterde sadece
taşınmaz vaadi sözleşmesi yapılabilir.
e. Taksitle Satış
BK madde 253: Taksitle satış, satıcının, satılan taşınırı alıcıya satış bedelinin ödenmesinden önce
teslim etmeyi, alıcının da satış bedelini kısım kısım ödemeyi üstlendikleri satıştır.
-Mutlaka yazılı olarak yapılması gerekir → Kanun tarafından emredici şekil koşulu.
-Kanunda belirtilen bazı unsurlar bu sözleşmede yazmak zorundadır (tarafların adı, yerleşim yeri,
sözleşmenin konusu, satılanın peşin satış bedeli vs.)
B. Alıcının Borçları
a) Satılanın bedelini ödeme borcu → Bedel rakamsal olarak belirlenmiş olabilir ya da
belirlenmesi için belli bir rayiç bedel tespit edilmiş olabilir, önemli olan belirlenebilir olmalıdır.
Alıcı bedeli sözleşmeye uygun bir şekilde zamanında ödemek durumundadır.
b) Satılan Malı Teslim Alma Borcu → Sözleşmeye uygun bir şekilde ör: alıcı gelip satıcının
deposundan teslim alacak, o zaman bunu yapmak durumundadır. Teslim almazsa satıcı
sözleşmeye uygun bir şekilde satmayacak, ama malların başına bir şey gelirse uyuşmazlık
doğabilir, alıcının katlanması lazım. Gecikme olursa satıcı belli bir ek ücret talep edebilir. Ya
da malların başına bir şey gelirse yarar-hasar durumuna bakır sözleşmeye göre.
Vekalet Sözleşmesi
Vekalet veren ile vekil arasında kurulur.
BK madde 502: Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı
üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.
Ör: Birine gazete almak, tatile giderken arabasını arkadaşına bırakıp satmasını istemek
-Sizin adınıza arkadaşınız bir iş görmüş oluyor ve işlemleri de yürütüyor.
Noterden alınan vekalet belgesi → vekaletname
Ör: Avukata gidip boşanma talep etmek, diş doktoruna gidip tedavi, muayene olmak, mühendisten
evinizi kontrol etmesini istediniz
-Konusu insan emeği ve faaliyetidir.
-Eser sözleşmesinden farklı olarak belli bir sonucun, somut sonucun ortaya çıkması, eserin
üretilmesi garanti edilmemektedir.
-Ücret şart değildir. Ör: arkadaşınızdan arabanızı satmasını rica ettiniz.
-Ücret karşılığı olduğu durumlar da olabilir. Ör: Avukat dava dilekçesi yazacak, mahkemelere
gidecek, diş doktoru muayene edecek vs. Bir işin yapılması, mesleğin yerine getirilmesi
durumlarında ödeme yapılmalıdır.
-Tam ehliyetsizlerin vasisi var, vasi mahkemeye hesap veriyor. Yaptığı işlemler kişinin yararına
olmalı. Kişinin vekalet verebilmesi için de ehliyet sahibi olması gerekir.
-Kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. ör: arabanızı satmasını istiyorsunuz, karşıdaki
kişilerin güvenebilmesi için ve o kişinin böyle bir hakkının olduğunun anlaşılması için noterden
alınması mantıklıdır. Veya avukat mahkemeye sunmak zorunda resmi olarak görevlendirildiğini.
Hizmet Sözleşmesi: Zaman unsuru önemlidir. Bir dişi hekimi, doktor hizmet sözleşmesine bağlı
olarak çalışıyorsa belli bir zaman dilimi içerisinde hizmet vermelidir.
-İvazlı (karşılıklı) → belli bir ücret
Vekalet Sözleşmesi: Kişi özel muayenehanesinde hasta muayene ediyorsa o zaman vekalet
sözleşmesi olur. Zaman unsuru önemli olmaksızın iş görme var ise. Belli bir sonuç taahhüt
edilmez.
-Belli bir ücret şart değildir.
Eser Sözleşmesi: Zaman söz konusu olabilir ama ortaya bir somut sonuç çıkmalı.
Ör: Bir mimar size bir arsa üzerinde şu şu şu özelliklerde bir ev inşa edeceğini üstlendi, bir eseri
üstlendi. Terzi bir ceketi üretmeyi üstlendi. Estetik cerrah somut bir sonucu üreteceğine taahhüt
verdi.
- İvazlı (karşılıklı) → belli bir ücret
BK madde 503: Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmi sıfata
sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa,
bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekalet sözleşmesi kurulmuş olur.
Ör: Avukata gittiniz derdinizi anlattınız, aslında siz ona bir öneride bulunmuş oluyorsunuz, benim
davamı al yürüt diyorsunuz. Hemen reddetmezse kabul etmiş sayılır ve aralarındaki vekâlet
sözleşmesi kurulmuş olur. Banka, noter, doktor, avukat olabilir. İşlerinin gereği ise birilerinin işlerini
görmek o zaman aralarındaki sözleşme kurulmuş olur.
Vekilin Borçları
BK madde 505: Vekil, vekalet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekalet
verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan
hallerde, vekil talimattan ayrılabilir.
-Vekil acil bir karar alması gerektiğinde vekalet verenin genel iradesine uygun şekilde ona
sormaksızın hareket edebilir. Talimattan ayrılırsa borcunu ifa etmiş olmaz.
Franchise Sözleşmesi
-Örneğin bir iş kurmak istiyorsunuz, ama daha ticaret alanında yenisiniz, belli bir maekanın
saygınlığından yararlanmak istiyorsunuz, onun size ön ayak olmasını istiyorsunuz, belli bir sisteme
merkeze bağlı olmak istiyorsunuz. Size gelip mekan bulmakta, döşemekte, ürünleri teslim etmekte
yol göstersin istiyorsunuz ama yine de bağımsız olmak da istiyorsunuz. Restoran zinciri, kahve,
mağaza vs.
-Sui generis bir sözleşmedir. → Kendine özgü sözleşme
-Franchise sözleşmesi kanunda tanımlanmamış, borçlar kanununda yer almayan bir sözleşmedir.
BK bu sözleşme türünü düzenlememiştir. Yeni bir sözleşmedir ama uygulamada çok görülür.
-Kanunda tanımı yapılmamış, belli bir sözleşme türüne sokamadığımız, farklı sözleşme türlerinden
izler taşıyan, kendine özgü bir sözleşme türüdür.
-Tarafları franchise veren ve franchise alandır. Her iki tarafa da borç ve hükümlülük yükler. Her iki
taraf da bu sözleşmeyi imzalamakla kendilerine göre sözleşme kapsamında borçlanırlar ve
yükümlülük altına girerler. Hem de belli alacak hakkı edinirler.
-Franchise alanın belli bir süre bu işten kar etmemesi esastır. Olumlu anlamda bir gelir elde ediyor
olabilir ama bu gelir belli bir süre kurmuş olduğu işletmenin masraflarına gidebilir, esas sermayeyi
ödemek durumunda kalabilir. Tüm bunlar sözleşmeye konabilir franchise alanın farkında olması
için. Franchise veren şunu diyebilir “ben sana başlar başlamaz kara geçeceksin diye bir garanti
sunmuyorum, bunlar seninle ilgili konular, sana ait konular, ben senin karına zararına karışmam,
ben sana işi öğretirim ve denetimi yaparım” diyebilir sözleşme uyarınca.
Sonlanması
-Belli bir süre için yapılmış olabilir. O sürenin dolmasıyla franchise sözleşmesi de sona erebilir.
-Taraflardan birinin sözleşmeye aykırı bir hareketiyle diğer tarafın sözleşmeyi sonlandırması
düşünülebilir. Ör: Franchise alan marka değerini düşürücü şekilde davranıyor. Ör: Franchise veren
iş gösterme yükümlülüklerini yerine getirmiyor, karşı taraf da zarar görmeye başladı. O zaman
sözleşmeyi sona erdirme ve tazminat isteme gibi durumlara başvurulabilir.
Kefalet Sözleşmesi
(asıl sözleşme)
A ----------------------> B
(alacaklı) (borçlu)
|
| → Kefalet Sözleşmesi
|
K
(kefil)
BK madde 581: Kefalet sözleşmesi kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin
sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.
-Tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir → Yalnızca kefir borç altına girmektedir.
BK madde 582: Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte
doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde
hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir. Yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle
borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği
sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu
olur. Aynı kural, borçlu yönünden zamanaşımına uğramış bir borca kefil olan kişi hakkında da
uygulanır.
-Yani hali hazırda bir asıl sözleşme ve ona dayalı bir borç olacak. Taraflar arasında ya hâlihazırda
mevcut ya da ilerde doğabilecek bir borca ilişkin kefalet sözleşmesi yapılabilir. Ve asıl borca
bağlıdır, asıl borç ortadan kalkarsa kefalet de ortadan kalkar. Buna Fer’i nitelik denir.
-Kefil tam ehliyetli olursa böyle bir borç istenir. Sınırlı ehliyetliler, yasal danışman atanmış kişiler
izinle dahi olsa kefil olamazlar.
BK madde 584: Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak
ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın
sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
-Evli bir kişi mutlaka eşinden yazılı izin almak durumundadır. Yazılı izni olmadıkça kefil olması
mümkündür.
Şekil
-Mutlaka yazılı olarak yapılmalıdır. (kural olarak BK’nda şekil serbestisi vardır ama kefalet
sözleşmesinde kanun tarafından emredici bir şekilde yazılı olarak yapılması gerektiğinin
düzenlendiğini görüyoruz) Eğer yazılı bir metin ve tarafların imzası olmazsa sözleşme şeklen
geçersizdir.
-Kefilin sorumlu olacağı miktar hem rakamla hem yazıyla açık ve net bir şekilde yazılmalı ve
kefalet tarihi de belirtilmeli. Ve el yazısıyla yazılmalı (ne yaptığının farkında olsun diye).
BK madde 583: Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami
miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet
tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle
yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
-Butlan yaptırım (zorunlu şekil koşuluna uyulmadığı için) -> kesin hükümsüzlük
-Adi işlerde adi kefalet söz konusu olabilir ama ticari bir iş söz konusuysa mutlaka müteselsil
kefalet gündemde olmaktadır.
-Muğlak bir şekilde “onun bütün borçlarına kefilim” gibi bir ifade kabul edilmemektedir. 50.000 TL
borcuna kefilim olabilir ya da bir azami sınır koyup 100.000 TL’ye kadar olan kısmına kefilim
denebilir. Ama miktar bakımından belirsizlik öngören bir borca kefil olmak söz konusu değildir.
Geçerli olmaz.
Merkez-Şube
-Merkez mutlaka olmak zorundadır, şube ise ihtiyaç halinde karşımıza çıkar, işleri büyütmek söz
konusu ise.
-Her ticari işletmenin mutlaka belli bir merkezi olmak zorundadır. Açıkça kanunda
düzenlenmemiştir ama dolaylı olarak kanundan anlıyoruz.
-Şube isteğe bağlıdır.
Şube
-Merkeze bağlı olmalıdır, bağımsız değildir, merkeze tabi olarak hareket eder, ondan talimat alır.
-Şubenin kar ve zararı da merkeze bağlıdır. Hem talimat alma anlamında hem de parasal anlamda
merkeze bağlılık esastır.
-Dış ilişkilerinde bağımsızdır. Ör: Bir pastanenin şubesi vardır, merkeze bağlı. Ama o pastanenin
şubesi dışarıda müşteriye karşı tek başına işlem yapabilir. Üçüncü kişilerle ilişki bakımından
bağımsızlık söz konusu, onlarla ayrıca ilişkiye girebilecek. Gidin merkezden pastanızı alın
demeyecektir, kendisi de satış yapabilecektir.
-Yer ve yönetim ayrılığının olması gerekir: Bir şubeyle merkez aynı plazanın değişik katlarında
bulunabilir ya da altlı üstlü de olabilir ama yine de ayrı bir yer olarak ora kabul edilir ve ticaret
unvanında da şube olduğu belirtilerek kullanılır. Şubenin ayrı bir yönetimi, muhasebesi, ticari
defterleri vardır. O anlamda da bir yönetim ayrılığı söz konusudur.
Tacir Yardımcıları
1. Bağımlı Tacir Yardımcıları
a) Ticari temsilci (mümessil): İşletme bakımından en geniş yetkilere sahip bir tacir
yardımcısıdır. (işletme içinde çalışır)
-Hem bağımlı hem de en geniş yetkiye sahip tacir yardımcısıdır.
Ör: Tacirin büyük bir mağazası var (ticari işletme). Tacir kişi keyfine pek düşkün, ama mağazası
faaliyet göstermeye devam etsin ama kendisi arada bir uğrasın istiyor. Keyifli bir hayat yaşarken
kendinin de güvendiği bir eleman iş yerinde işleri yürütsün. O zaman seçeceği model buraya ticari
temsilci atamaktır. Yani o mağazaya bir müdür atamak şeklinde düşünülebilir. Bu ticari işletmede
ticari temsilci tacire bağımlı olarak pek çok yetkiye sahip şekilde işletmeyi yönetecek, yürütecek,
tacir de arada uğrayacağım diyebilir.
Yetkileri
BK madde 548: Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo
taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya
yetkili sayılır.
-Kural olarak işletmenin amacına uygun her türlü işlemi yapabilir.
Ör: İşletmeye işçi alabilir, onların var olan sözleşmelerini feshedebilir, işletmeye ait mallar
konusunda alım-satım sözleşmeleri yapabilir, tacir adına kambiyo taahhüdünde (bono, çek, poliçe
düzenleme) bulunabilir, işletme sahibini borçlandırabilir, işletmeye dair taşınmazları kiraya
verebilir, şube açabilir, işletme merkezinin bulunduğu yeri değiştirebilir, kredi-borç alabilir, tacir
adına kefil olabilir, ticari vekil atayabilir.
-Tacire sormadan yapabilir ancak işletmenin yararına olması lazım, yoksa bunlardan dolayı
sorumluluğu doğabilir.
Yapamayacağı İşler
-İşletmenin son bulmasını sağlayıcı şekilde hareket edemez, o konuda tek yetki tacirin kendisine
aittir. Yani işletmenin son bulması sonucunu doğuracak şekilde hareket edemez. Dolayısıyla
işletmenin tasfiyesini isteyemez.
-Özel yetki verilmedikçe işletmeyi devredemez.
-Tacirin iflasını isteyemez, tacirin son bulmasını gerektirecek durumlarda hareket edemez, tacirin
ticari hayatına son veremez.
-İşletmeye ortak alamaz.
-İşletmenin taşınmazlarını devredemez, kiralayabilir ama satamaz.
Yetkisi Nasıl Sınırlandırılabilir
-Şube işleriyle sınırlama getirilebilir. →Ticari temsilcinin yetkisi sadece belli şubeye yönelik olmak
üzere kabul edilebilir. Tacir der ki merkezde ben olucam X şubesine seni atıycam, sen orda işleri
yürüteceksin, senin yetki alanın sadece o şubeyle sınırlı, bütün şubelere dahil değilsin.
-Birlikte temsil yoluyla sınırlama getirilebilir. →Birden fazla ticari temsilci atanabilir ve bunların her
türlü işleme birlikte imza koyması şartı getirilebilir. →Çoklu denetim mekanizması
→Bu sınırlamaların ticaret sicilde tescili ve ilanı gereklidir. → Aleniyeti sağlamak için, açıklığa
kavuşturur. Yani üçüncü kişilere diyor ki bunlarla iş yapacaksanız bilin ki sadece o şube işleriyle
ilgili ya da ancak ikisi birlikte hareket ederse yapmış oldukları işler anlamlı olur ve beni bağlar. Ben
bunu tescile kaydettirerek aleniyeti ve açıklığı sağlıyorum, üçüncü kişiler de onlarla iş birliklerinde
onların sorumluluğunun kaynağını bilsinler.
→Bu iki yöntem dışında ticari temsilcinin yetkisi sınırlandırılamaz, tacir kendi kafasına göre bi
model yaratamaz. Sen ticari temsilci olacaksın ama sadece şunları yapıp, bunları yapamazsın gibi
bir sınırlamayı kendisi koyamaz.
→Ticari temsilci gibi çok geniş yetkiye haiz bir tacir yardımcısı istemiyorsa o zaman daha yetkisi
kısıtlı tacir yardımcılarından seçmesi anlamlı olacaktır.
Temsil Yetkisinin Sona Ermesi
1-Azil ve istifa ile sona erebilir. Azil: Tacirin ticari temsilcinin işine son vermesi, onu tek taraflı
olarak azletmesidir. Çünkü güvene dayalı bir ilişki, artık onla çalışmak istemeyebilir. İstifa da ise
tek taraflı olarak ticari temsilci görevden ayrılmak isteyebilir, istifasını ticari temsilciye sunmalı.
2- ? İşletme sahibinin (tacirin) ölümü ticari temsilcinin temsil yetkisinin/görevinin sona ermesi
sonucunu doğurur mu? Veya fiil ehliyetini kaybetmesi? → Ticari işletme devam etmeli, tacirin
ölümü, ayırt etme gücünü kaybederek fiil ehliyetini kaybetmesi durumunda ticari işletme halen var.
O yüzden tam tersine belki de böyle bir durumda ticari temsilciye ihtiyaç var işletmenin devam
edebilmesi, gelir elde etmeye devam edebilmesi için. →O yüzden bu tür durumlarda ticari
temsilcinin yetkisi devam eder. Fakat mirasçılar ticari temsilciyle devam etmek istemeyebilirler. O
zaman aralarındaki ilişki sona erer, mirasçılar azledebilir. Taraflar tacirin ölümü halinde şunu
kararlaştırabilirler: Bu aramızdaki ilişkinin sona erme hali olacaktır diye açıkça anlaşmış olabilirler.
3-Ticari temsilci ölürse/fiil ehliyetini kaybederse işin doğası gereği sona erer.
4-Tacirin iflası halinde işletmeye dair mallar üzerinde herhangi bir tasarruf yetkisi kalmayacağı için
ticari temsilcinin de görevi sona erer. Ticari temsilci iflas ederse aralarındaki ilişki devam eder.
5-İşletmenin devri halinde ticari işletme ilişkisi sona erer. Çünkü ticari temsilcilik ilişkisi tacirle ticari
temsilci arasında çok ciddi güvene dayalı bir ilişkidir. Devralan taraf yeniden bu ticari temsilciyle
anlaşmak isteyebilir, bu yeni bir anlaşma olur.
6-Tüzel kişi tacirler bakımından bir ticaret şirketi sona erdiğinde, ticari temsilcinin yetkisi sona
erecektir.
b) Acente: Bağımsız → Tacirin ticari işletmesinde ona bağlı, ondan emir ve talimat alarak
çalışmamaktadır.
TTK madde 102: Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye
bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge
içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o
tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
-Tacir acenteye kural olarak sadece faaliyetinin olumlu sonuç vermesi halinde ücret ödemekle
yükümlüdür ama aksi de kararlaştırılabilir. Eğer belli masraflar söz konusu ise bunlar kural olarak
acenteyi ilgilendirir. (Sözleşmeye yarı yarıya paylaştırıcaz gibi bir hüküm de koyulabilir)
-Bağımsız, sürekli
-Faaliyet alanını genişlet
-Müşteri bul
-Müşteri başına komisyon
Pazarlamacıyla farkı: Pazarlamacı sözleşme dışı işlemler de yapıyor, tacire bağımlıdır. Acente ise
bağımsız bir tacir yardımcısıdır, belli bir ücret değil de yaptığı iş başına komisyon alıyor.
Ticari İş
1-TTK’de düzenlenmiş olan tüm işlem ve fiiller ticari niteliklidir. Ör: Bono -> taraflar tacir değil de iki
memur da olabilir. TTK’de düzenlendiği için ticari iş niteliğindedir.
2-Bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticaridir. Ör: Tacirin ticari işletmesinde
kullanmak üzere makine satın alması, ticari işletmesini ilgilendiren bir uyuşmazlıkla ilgili avukata
vekalet vermesi