You are on page 1of 14

Satış Sözleşmesi

-BK madde 207: Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme,
alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.
-Bu sözleşmenin tarafları satıcı ve alıcıdır.

Temel edimleri
Satıcı → Satılanın zilyetlik (fiili hakimiyet) ve mülkiyetini devretme borcu
Alıcı → Belli bir bedel ödeme
Zilyetlik: Fiili hakimiyet ör: Taşınabilir bir mal ise onu alıcıya vermekle (domates, zeytinyağı
bilgisayar), bunu devretme borcu ve tasarruf hakkı veriyor. Taşınmaz mal söz konusu ise (arsa,
ev) o zaman onunla ilgili özel olarak tapu siciline gidip mülkiyeti devir işlemi yapması gerekir.

Esaslı Unsurları
1-Satılan şey
-Madde ve maddi olmayan varlıklar. Ör: Gaz, elektrik, miras payı, mağazanın müşteri kitlesi,
masa, sandalye. Yeterki tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir şey olsun.
2-Bedel (semen)
Tarafların bu iki husus üzerinde anlaşmış olması yeterli, böyle bir durumda satış sözleşmesi
kurulmuş olur.
Diğer unsurlara girmeye gerek yok. (nerede ifa edecek, kim kime götürecek getirecek, gecikme
halinde ne kadar faiz işleyecek, sözleşmeyle ilgili masrafları kim ödeyecek, uyuşmazlık çıkarsa
hangi mahkemede çözülecek, yararı hasarı geçişi nasıl olacak)

BK madde 207: Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir adet bulunmadıkça, satıcı
ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.
-Bazen tersi de olabilir. ör: Bir taşınmaz (ev) alacaksınız, karşı tarafa güveniyorsunuz. Siz önden
parayı gönderdiniz, tapu memuru karşı tarafa soruyor parayı aldın mı diye, o da aldım diyor.
Bunun üzerine sözleşmeyi uygun bir şekilde taşınmaz malın zilyetliği ve mülkiyeti karşı tarafa
geçiyor.
-Ama kural olarak aynı anda.

-Bedelin her zaman için belli bir rakam olarak gösterilmesi şart değildir. Belirlenebilir,
hesaplanabilir, öngörülebilir olması gerekli ve yeterli bir koşuldur.
Ör: Cari fiyat, borsa üzerindeki fiyat, siparişin yapıldığı günkü rayiç bedel gibi bazı esaslar
üzerinden de kararlaştırılabilir.
-Ve mutlaka sonuç olarak memleket parasıyla ödenmesi gerekiyor, dolar üzerinden
kararlaştırılabilir ama sonuç olarak kur üzerinden ödenmesi söz konusudur.

Zilyetliğin devri konusunda örneğin taşınır bir mal var, onun fiili hakimiyetini teslim etmek kolay. ör:
Bir kamyon domates, gidiyor alıcının deposuna teslim ediyor. Orda bi zilyetliğin devri ve teslim söz
konusu. Satıcının fiili alanından alıcının fiili alanına taşınıyor. Ama taşınmaz söz konusu
olduğunda onun teslimi söz konusu olamaz. Diyelim alıcı parayı ödedi, satan tapuda beyanda
bulundu evet paramı aldım dedi kişi. Tapudaki resmi işlemlerden sonra satan malın zilyetliğini de
teslim etmek durumunda. Ör: ev söz konusu, satıcı sözleşmeye uygun bir şekilde alıcıya
bırakacak, anahtarını verecek, içi boş vs (sözleşmedeki kararlara göre)

Yarar ve Hasar
BK madde 208: Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan
doğan ayrık haller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz
satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.
Ör: Domates ezildi, taşıyan kamyon devrildi domatesler çürüğe çıktı. Teslim edene kadar zarara
satıcı katlanır. Teslim ettiyse ve alıcının deposunda zarar geldiyse, yarar ve hasar alıcıya aittir.
Ama alıcının satıcının deposundan domatesleri alacağı şekilde kararlaştırıldıysa, alıcı aldı ve
depoya dönerken yolda bi şey olursa yarar ve hasar alıcının.
Yarar: Hayvanın sütü, yumurtası
Ör: hayvan satımında 5 tanesi hamileydi, doğurdu. Devredene kadar yarar satıcının, teslimden
sonra yararlarsa alıcının.

Satış Sözleşmesinin Türleri


a. Taşınır Satışı
BK madde 209: Türk Medeni Kanun uyarınca taşınmaz sayılanlar dışında kalan ve diğer
kanunlarda taşınır olarak belirtilen şeylerin satışıdır (arsa ev dışı). Ürünler, bir yapının yıkıntıları ve
taş ocağından çıkarılacak taşlar gibi, taşınmazdan ayrıldıktan sonra mülkiyeti devredilecek
bütünleyici parçaların satılması da taşınır satışıdır. (otomobil, kitap, pirinç, buğday, masa,
sandalye, doğalgaz, elektrik vs.)

b. Taşınmaz Satışı
BK madde 237: Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde
düzenlenmesi şarttır. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmi şekilde
düzenlenmedikçe geçerli olmaz. Önalım sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına
bağlıdır.
-Geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmiş olması şarttır, yoksa taşınmaz
satış vaadi dediğimiz sözleşme geçerli olmaz.
Ör: X’e ait ev var boğaz manzaralı çok güzel. Y de bu evi almaya karar vermiş ama para
hazırlaması gerekiyor. Parayı ancak şubatta hazırlayabilirim ama bu arada da seni bağlamak
istiyorum, kaçırmak istemiyorum diyor. → Taşınmaz satış vaadi dediğimiz sözleşmeyi yapabilirler.
Yani X, Y’ye diyebilir ki ben 1 Şubat 2022’de seninle tapuya gidip bu evin mülkiyetini sana
geçirmeyi kabul ediyorum. Şöyle bi koşul koyabilirler: Eğer bu sözleşmeye aykırı davranırsan
500.000 TL ceza vs. Mutlaka noter huzurunda olmalı yoksa geçerli olmaz → Kanun tarafından
getirilen şekil zorunluluğu. Hem yazılı hem noter huzurunda, aksi takdirde şeklen geçersiz.
Ama X uyanıklık edip Q’nun 5 milyon TL’lik teklifini kabul edip sözleşmeye aykırılık yapıp 500.000
TL ödeyebilir.
-Noterde taşınmazın satışı gerçekleştirilemez, mutlaka tapuya gitmek gerekir. Noterde sadece
taşınmaz vaadi sözleşmesi yapılabilir.

c. Örnek Üzerine Satış


BK madde 247: Örnek üzerine satış, tarafların sözleşmenin konusu olan malın alıcıya veya
üçüncü bir kişiye bırakılan bir örneğe ya da tespit ettikleri bir mala uygun olması üzerinde
anlaşmalarıyla yapılan satıştır. Ancak nısbi şeyler bu sözleşmenin konusu olabilir (buğday, pirinç,
pamuk, zeytinyağı)
-Gönderilen numuneye uygun bir şekilde ana sözleşmenin yapılması lazım.

d. Beğenme Koşuluyla Satış


BK madde 249: Alıcının satılanı deneyerek ya da gözden geçirerek beğenmesi koşuluyla yapılan
satıştır.
-Şarta bağlı bir satıştır. Şart da alıcını satılanı deneyip, muayene ederek, beğendiğini
açıklamasıdır.
Ör: Otomobil test sürüşü, takım elbise vs.

e. Taksitle Satış
BK madde 253: Taksitle satış, satıcının, satılan taşınırı alıcıya satış bedelinin ödenmesinden önce
teslim etmeyi, alıcının da satış bedelini kısım kısım ödemeyi üstlendikleri satıştır.
-Mutlaka yazılı olarak yapılması gerekir → Kanun tarafından emredici şekil koşulu.
-Kanunda belirtilen bazı unsurlar bu sözleşmede yazmak zorundadır (tarafların adı, yerleşim yeri,
sözleşmenin konusu, satılanın peşin satış bedeli vs.)

f. Açık Artırma Yoluyla Satış


BK madde 274: Yeri zamanı ve koşulları önceden belirlenerek, hazır olanlar arasında en yüksek
bedeli öneren ile yapılan satıştır.
Ör: müzayedeler

Satış Sözleşmesinin Hükümleri


A. Satıcının Borçları
a) Sözleşmeye uygun bir şekilde satılan malın mülkiyetini ve zilyetliğini devir borcu
(sözleşmede kararlaştırılan unsurlara uygun bir şekilde → zaman, mekân vs. Sözleşmede
kararlaştırılmadıysa tamamlayıcı hukuk kuralları devreye girer)
b) Satılanı saklama borcu: Alıcı tarafından teslim alınana kadar sözleşmeye uygun bir şekilde
malları güvende saklamak → domatesleri saklamak, bilgisayarları yağmurdan yangından
korumak
c) Ayıba karşı garanti borcu: Malın ayıplı olması durumunda bununla ilgili sorumluluğu
üstlenmek (malı değiştirmek veya alıcı malları kabul edip tazminat isteyebilir)
d) Zapta karşı garanti borcu: Üçüncü bir kişinin devreye girmesi söz konusu. Satılan mal
konusunda üçüncü kişi bu mal benim diyebilir ya da hakkım var vs. diyebilir.
-Bu durumda satıcı alıcıya şunu borçludur: Malı üçüncü kişilerin bu tür haklarından arındırılmış
olarak sunuyorum, kimse bu mal hakkında herhangi bir hak iddia edemez

B. Alıcının Borçları
a) Satılanın bedelini ödeme borcu → Bedel rakamsal olarak belirlenmiş olabilir ya da
belirlenmesi için belli bir rayiç bedel tespit edilmiş olabilir, önemli olan belirlenebilir olmalıdır.
Alıcı bedeli sözleşmeye uygun bir şekilde zamanında ödemek durumundadır.
b) Satılan Malı Teslim Alma Borcu → Sözleşmeye uygun bir şekilde ör: alıcı gelip satıcının
deposundan teslim alacak, o zaman bunu yapmak durumundadır. Teslim almazsa satıcı
sözleşmeye uygun bir şekilde satmayacak, ama malların başına bir şey gelirse uyuşmazlık
doğabilir, alıcının katlanması lazım. Gecikme olursa satıcı belli bir ek ücret talep edebilir. Ya
da malların başına bir şey gelirse yarar-hasar durumuna bakır sözleşmeye göre.

Vekalet Sözleşmesi
Vekalet veren ile vekil arasında kurulur.
BK madde 502: Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı
üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.
Ör: Birine gazete almak, tatile giderken arabasını arkadaşına bırakıp satmasını istemek
-Sizin adınıza arkadaşınız bir iş görmüş oluyor ve işlemleri de yürütüyor.
Noterden alınan vekalet belgesi → vekaletname
Ör: Avukata gidip boşanma talep etmek, diş doktoruna gidip tedavi, muayene olmak, mühendisten
evinizi kontrol etmesini istediniz
-Konusu insan emeği ve faaliyetidir.
-Eser sözleşmesinden farklı olarak belli bir sonucun, somut sonucun ortaya çıkması, eserin
üretilmesi garanti edilmemektedir.
-Ücret şart değildir. Ör: arkadaşınızdan arabanızı satmasını rica ettiniz.
-Ücret karşılığı olduğu durumlar da olabilir. Ör: Avukat dava dilekçesi yazacak, mahkemelere
gidecek, diş doktoru muayene edecek vs. Bir işin yapılması, mesleğin yerine getirilmesi
durumlarında ödeme yapılmalıdır.

Genel Vekalet (genel vekaletname – noter)


-Bütün işleriniz yapılması için söz konusu olabilir (boşanma olmaz)

Özel Vekalet (özel vekaletname – noter)


-Belli bir işin yapılması, arabanın evin satılması

-Tam ehliyetsizlerin vasisi var, vasi mahkemeye hesap veriyor. Yaptığı işlemler kişinin yararına
olmalı. Kişinin vekalet verebilmesi için de ehliyet sahibi olması gerekir.
-Kural olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. ör: arabanızı satmasını istiyorsunuz, karşıdaki
kişilerin güvenebilmesi için ve o kişinin böyle bir hakkının olduğunun anlaşılması için noterden
alınması mantıklıdır. Veya avukat mahkemeye sunmak zorunda resmi olarak görevlendirildiğini.

Hizmet Sözleşmesi: Zaman unsuru önemlidir. Bir dişi hekimi, doktor hizmet sözleşmesine bağlı
olarak çalışıyorsa belli bir zaman dilimi içerisinde hizmet vermelidir.
-İvazlı (karşılıklı) → belli bir ücret
Vekalet Sözleşmesi: Kişi özel muayenehanesinde hasta muayene ediyorsa o zaman vekalet
sözleşmesi olur. Zaman unsuru önemli olmaksızın iş görme var ise. Belli bir sonuç taahhüt
edilmez.
-Belli bir ücret şart değildir.
Eser Sözleşmesi: Zaman söz konusu olabilir ama ortaya bir somut sonuç çıkmalı.
Ör: Bir mimar size bir arsa üzerinde şu şu şu özelliklerde bir ev inşa edeceğini üstlendi, bir eseri
üstlendi. Terzi bir ceketi üretmeyi üstlendi. Estetik cerrah somut bir sonucu üreteceğine taahhüt
verdi.
- İvazlı (karşılıklı) → belli bir ücret

BK madde 503: Kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu işi görme konusunda resmi sıfata
sahipse veya işin yapılması mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini duyurmuşsa,
bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe, vekalet sözleşmesi kurulmuş olur.
Ör: Avukata gittiniz derdinizi anlattınız, aslında siz ona bir öneride bulunmuş oluyorsunuz, benim
davamı al yürüt diyorsunuz. Hemen reddetmezse kabul etmiş sayılır ve aralarındaki vekâlet
sözleşmesi kurulmuş olur. Banka, noter, doktor, avukat olabilir. İşlerinin gereği ise birilerinin işlerini
görmek o zaman aralarındaki sözleşme kurulmuş olur.

Vekilin Borçları
BK madde 505: Vekil, vekalet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür. Ancak, vekalet
verenden izin alma imkânı bulunmadığında, durumu bilseydi onun da izin vereceği açık olan
hallerde, vekil talimattan ayrılabilir.
-Vekil acil bir karar alması gerektiğinde vekalet verenin genel iradesine uygun şekilde ona
sormaksızın hareket edebilir. Talimattan ayrılırsa borcunu ifa etmiş olmaz.

-Kural olarak vekilin şahsen ifası aranıyor.


BK madde 506: Vekil, vekalet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği
veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hallerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Ör: Avukat duruşmaya bizzat katılmalı, ama kendisi denetim/gözetim altındaysa yanında çalışan
meslektaşının davaya girmesini sağlayabilir ama yine vekalet verenin menfaatlerini gözetecek.

-Vekil hesap vermek durumunda


BK madde 508: Vekil, vekalet verenin istemi üzerine yürüttüğü işin hesabını vermek ve vekaletle
ilişkili olarak aldıklarını vekalet verene vermekle yükümlüdür. Vekil, vekalet verene tesliminde
geciktiği paranın faizini de ödemekle yükümlüdür.

-Vekalet verenin borcu


BK madde 510: Vekalet veren, vekaletin gereği gibi ifası için vekilin yaptığı giderleri ve verdiği
avansları faiziyle birlikte ödemek ve yüklendiği borçlardan onu kurtarmakla yükümlüdür. Vekil,
vekaletin ifası sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini vekalet verenden isteyebilir. Ancak vekalet
veren, kusuru bulunmadığını ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.
-Masraf ortaya çıktığında kural olarak vekalet veren ödemek durumunda.

Franchise Sözleşmesi
-Örneğin bir iş kurmak istiyorsunuz, ama daha ticaret alanında yenisiniz, belli bir maekanın
saygınlığından yararlanmak istiyorsunuz, onun size ön ayak olmasını istiyorsunuz, belli bir sisteme
merkeze bağlı olmak istiyorsunuz. Size gelip mekan bulmakta, döşemekte, ürünleri teslim etmekte
yol göstersin istiyorsunuz ama yine de bağımsız olmak da istiyorsunuz. Restoran zinciri, kahve,
mağaza vs.
-Sui generis bir sözleşmedir. → Kendine özgü sözleşme
-Franchise sözleşmesi kanunda tanımlanmamış, borçlar kanununda yer almayan bir sözleşmedir.
BK bu sözleşme türünü düzenlememiştir. Yeni bir sözleşmedir ama uygulamada çok görülür.
-Kanunda tanımı yapılmamış, belli bir sözleşme türüne sokamadığımız, farklı sözleşme türlerinden
izler taşıyan, kendine özgü bir sözleşme türüdür.
-Tarafları franchise veren ve franchise alandır. Her iki tarafa da borç ve hükümlülük yükler. Her iki
taraf da bu sözleşmeyi imzalamakla kendilerine göre sözleşme kapsamında borçlanırlar ve
yükümlülük altına girerler. Hem de belli alacak hakkı edinirler.

Franchise Veren’in Borçları


-Franchise alana işi gösterme, tanıtma, anlatma borcu ve bu yönde hizmet vermesi beklenir.
-B bir standart denetimini belirli periyodlar altında yapması söz konusu olur.
-Marka, lisans gibi bazı değerleri devir söz konusu olur (X markasının kullanımıyla ilgili karşı tarafa
devir hakkı vermek)
-Karşı tarafı bilgisinden, deneyiminden yararlandırıp, karşı tarafa bir işletme hakkı verir. “Ben
geleceğim mekan bulmanda yardımcı olacağım, markamı kullanabileceksin, gelip arada denetim
yapacağım, ürün kalitelerini denetleyeceğim, onlarla ilgili bağlantı kurmanı sağlayacağım vs.”
-Bilgi, denetim, işletme hakkı

Franchise Alan’ın Borçları


-Franchise kurallarına uygun olarak o işletmeyi işletecek.
-Franchise veren hizmet sunuyor, danışmanlık yapıyor, yol gösteriyor, bunun karşılığında
franchise alan da ona belli bir ücret ödeyecek. Her durumda belli bir ücretin ödenmesini şart
koyuyorlar genelde.
-Franchise verenin denetim yapmasını imkan dahilinde kılacak. Denetimi kabul etme borcu
altında. Ve bu denetimin sonucunda istenen gerekli düzenlemeleri yapmak durumunda.
-Franchise alan aslında kural olarak bağımsız, patron gibi ondan talimat almıyor, sadece
standartlarına uymayı kabul ediyor, standartlara uyma borcu altında. Ve her ne gelir elde ediyorsa
(eğer aralarındaki sözleşmede o gelire bağlı bi % kararlaştırılmamışsa) o gelir kendine ait. Kendi
kazandığı kendine kalıyor.
-Franchise alan markanın ismine itibarına uygun bir şekilde hareket etmek zorunda. Marka
değerini korumak zorunda. Eğer marka değerini aşağıya çekici faaliyetlerde bulunmaya
başlamışsa, kaliteyi düşürüyorsa, bazı düşük içerikli ürünler kullanmaya başlamışsa o zaman
sonuçlar genel anlamda o markaya zarar vereceği için franchise sözleşmesine aykırılık yapmış
olur.
-Franchise alanın olabildiğince satışlarını artırması beklenir ör:reklam, broşür yoluyla. Müşteri
çekmeye yönelik işlemler yapacak, müşteri kitlesini çoğaltmaya yönelik işlemler yapacak.

-Franchise alanın belli bir süre bu işten kar etmemesi esastır. Olumlu anlamda bir gelir elde ediyor
olabilir ama bu gelir belli bir süre kurmuş olduğu işletmenin masraflarına gidebilir, esas sermayeyi
ödemek durumunda kalabilir. Tüm bunlar sözleşmeye konabilir franchise alanın farkında olması
için. Franchise veren şunu diyebilir “ben sana başlar başlamaz kara geçeceksin diye bir garanti
sunmuyorum, bunlar seninle ilgili konular, sana ait konular, ben senin karına zararına karışmam,
ben sana işi öğretirim ve denetimi yaparım” diyebilir sözleşme uyarınca.

Sonlanması
-Belli bir süre için yapılmış olabilir. O sürenin dolmasıyla franchise sözleşmesi de sona erebilir.
-Taraflardan birinin sözleşmeye aykırı bir hareketiyle diğer tarafın sözleşmeyi sonlandırması
düşünülebilir. Ör: Franchise alan marka değerini düşürücü şekilde davranıyor. Ör: Franchise veren
iş gösterme yükümlülüklerini yerine getirmiyor, karşı taraf da zarar görmeye başladı. O zaman
sözleşmeyi sona erdirme ve tazminat isteme gibi durumlara başvurulabilir.
Kefalet Sözleşmesi

(asıl sözleşme)
A ----------------------> B
(alacaklı) (borçlu)
|
| → Kefalet Sözleşmesi
|
K
(kefil)

-A ve B herhangi bir sözleşmenin tarafları, A alacaklı, B borçlu konumunda.


-Kefalet sözleşmesi asıl sözleşme dışında alacaklı ile kefil arasında yapılan bir sözleşmedir.
Borçlunun borcuna kefil, kefil olmuş oluyor. Alacaklıyla aralarında bir ilişki kurulmuş oluyor. Borçlu
duruma göre borcunu ödemez ise o zaman alacaklı kefile başvuruyor.
-Borçluyla kefil arasında herhangi bir ilişki yoktur. Dolaylı olarak var ama asıl sözleşme anlamında
alacaklıyla kefil arasında kuruluyor. Borçlunun lehine bir durum.

BK madde 581: Kefalet sözleşmesi kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin
sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.
-Tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir → Yalnızca kefir borç altına girmektedir.

BK madde 582: Kefalet sözleşmesi, mevcut ve geçerli bir borç için yapılabilir. Ancak, gelecekte
doğacak veya koşula bağlı bir borç için de, bu borç doğduğunda veya koşul gerçekleştiğinde
hüküm ifade etmek üzere kefalet sözleşmesi kurulabilir. Yanılma veya ehliyetsizlik sebebiyle
borçlunun sorumlu olmadığı bir borç için kişisel güvence veren kişi, yükümlülük altına girdiği
sırada, sözleşmeyi sakatlayan eksikliği biliyorsa, kefaletle ilgili kanun hükümlerine göre sorumlu
olur. Aynı kural, borçlu yönünden zamanaşımına uğramış bir borca kefil olan kişi hakkında da
uygulanır.

-Yani hali hazırda bir asıl sözleşme ve ona dayalı bir borç olacak. Taraflar arasında ya hâlihazırda
mevcut ya da ilerde doğabilecek bir borca ilişkin kefalet sözleşmesi yapılabilir. Ve asıl borca
bağlıdır, asıl borç ortadan kalkarsa kefalet de ortadan kalkar. Buna Fer’i nitelik denir.

-Talidir. Öncelikle alacaklının borçluya gitmesi gerekir.

-Kefil tam ehliyetli olursa böyle bir borç istenir. Sınırlı ehliyetliler, yasal danışman atanmış kişiler
izinle dahi olsa kefil olamazlar.

BK madde 584: Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak
ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın
sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
-Evli bir kişi mutlaka eşinden yazılı izin almak durumundadır. Yazılı izni olmadıkça kefil olması
mümkündür.
Şekil
-Mutlaka yazılı olarak yapılmalıdır. (kural olarak BK’nda şekil serbestisi vardır ama kefalet
sözleşmesinde kanun tarafından emredici bir şekilde yazılı olarak yapılması gerektiğinin
düzenlendiğini görüyoruz) Eğer yazılı bir metin ve tarafların imzası olmazsa sözleşme şeklen
geçersizdir.
-Kefilin sorumlu olacağı miktar hem rakamla hem yazıyla açık ve net bir şekilde yazılmalı ve
kefalet tarihi de belirtilmeli. Ve el yazısıyla yazılmalı (ne yaptığının farkında olsun diye).
BK madde 583: Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami
miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet
tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle
yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
-Butlan yaptırım (zorunlu şekil koşuluna uyulmadığı için) -> kesin hükümsüzlük

Kefalet Sözleşmesinin Türleri


Adi Kefalet → Alacaklı borcunu temin için öncelikle mutlaka borçluya gitmelidir. Borçludan borcunu
elde edemezse ya da belli bir kısmını elde edebilirse ancak o zaman kefile başvurabilir.
Müteselsil Kefalet → Alacaklı ister borçluya gider ister kefile gider. Önce borçluya gitme
zorunluluğu yoktur. Kefilin sorumluluğu çok daha fazladır. Adeta borçluyla denk düzeyde borcu
üstlenmektedir. Eğer kefil müteselsil kefalet altına giriyorsa bunu da tarih ve miktarın yanında el
yazısıyla yazması gerekmektedir. Ör: Bankalar genelde müteselsil kefil ister kendini alacaklı olarak
güvenceye almak için

-Adi işlerde adi kefalet söz konusu olabilir ama ticari bir iş söz konusuysa mutlaka müteselsil
kefalet gündemde olmaktadır.

Kefalet İlişkisinin Sona Ermesi


-Asıl borç sona ererse kefalet de sona erer çünkü o borca dayalı olarak ortaya çıkmıştır.
-Kefil belli bir süreyle sorumlu olacağını düzenlemişse, bu sürenin sonlanmasıyla kefalet
sözleşmesi sona erer.

-Muğlak bir şekilde “onun bütün borçlarına kefilim” gibi bir ifade kabul edilmemektedir. 50.000 TL
borcuna kefilim olabilir ya da bir azami sınır koyup 100.000 TL’ye kadar olan kısmına kefilim
denebilir. Ama miktar bakımından belirsizlik öngören bir borca kefil olmak söz konusu değildir.
Geçerli olmaz.

Ticari İşletme Hukuku


10:55-Bir mahallede bir kasap düşünelim. Kendi ve çırağı var. Kendi el emeğiyle çalışıyor.
Çırağına iş öğretiyor.
-Ticaret Hukuku (Türk Ticaret Kanunu / TTK)
-Ticari işletme
TTK madde 11: Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı
hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.
-Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde bir gelir sağlayan ticarethane, fabrika ya da
ticari şekilde işletilen müesseseler ticari işletmedir.

Ticari İşletmenin Unsurları


1-Gelir elde etme unsuru: Ticaretin amacı gelir sağlamaktır. Hayır amacıyla yapılıyorsa ticari
işletmeden söz edemeyiz (bir hayır kurumu ticari işletme işletebilir ama sonuçta elde ettiği kazancı
hayır işlerine harcıyor olabilir, önemli olan gelir elde etmesi, o gelirin nasıl harcandığının önemi
yok)
-Gelirin nasıl harcandığının önemi yok (hayır amaçlı da harcanıyor olabilir, mühim olan gelir elde
etmek)
-Zarar ediliyor olabilir, bu ticari işletme olma vasfını etkilemez.
2-Esnaf işletmesinin gelir düzeyini aşması gerekir.
-Vergi kanunu ve mevzuat dahilinde karara varılır, bazen işletme ticari mi esnaf mı karar verilemez
bilir kişiye başvurulur)
-Esnaf işletmesinde bedensel çalışma çok fazla ön plandadır. Kişinin becerileriyle, el işiyle işi
yürüttüğü, bedensel gücünü harcadığı (ticari işletmede makinalar, daha fazla adet edevat)
-Esnaf işletmesinde elde edilen gelir kişinin yaşamını idame ettirmesini sağlar ör: asgari ücret
civarı. Ticari işletmede elde edilen gelir çok daha yüksek rakamlara ulaşabilmektedir. Elde edilen
gelir ancak geçimini sağlayacak düzeydedir.
3-Devamlılık: TTK madde 11/1
-Bir ticari işletmenin devamlılık arz etmesi beklenmektedir. Geçici nitelikteki faaliyetler ticari
işletmeye vücut vermemektedir. Ör: Bir kerelik bir aracılık ilişkisi – iki tarafı bir araya getirdiği için
komisyon alıyor- bu bir ticari işletme değildir. Tek seferlik ya da tesadüfi nitelikli işlemler ticari
işletmeye sebebiyet vermez. Devam kastı ve amacının olması beklenir.
-Belli bir faaliyetin niteliği gereği dönemsel olarak icra edilmesi sürekli bir döngüyü gerektirdiği
sürece devamlılık unsuruna halel getirmez.
Ör: Dondurmacı Mayıs-Ekim arasında faaliyet gösteriyor her sene. O zaman devamlılık unsurunu
sağlıyor, buna halel gelmemiş diyebiliriz.
Ör2: Öğrencilere yönelik bir paket sadece eylül-haziran arası faaliyet gösteriyor, yazları faaliyet
göstermiyor. Bu da sistematik, belli bir döngü halinde olduğu için devamlılık unsurundan
bahsedebiliriz.
4-Bağımsızlık Unsuru: Ticari işletmenin bağımsız olması gerekir. Bir ticari işletme başlı başına bir
yapıdır, kendi kendine bir yapılanmadır. Başka bir ticari işletmeden, başka bir makamdan
emir/talimat almamaktadır.
Ör: Şubeler merkeze bağımlı oldukları için, onların emri talimatı altında çalıştıkları için ayrı-tek
başına bir ticari işletme değillerdir.
Ör2: Bir berber dükkânı esnaf işletmesi ama büyük bir güzellik merkezi ticari işletme. Bir köfteci
esnaf işletmesi ama büyük bir restoran bir ticari işletmedir.

Ticari İşletmenin Yapısı


1-İnsan Unsuru: O ticari işletmeyi işleten kişi (tacir)
2-Mal Varlığı Unsuru: O ticari işletmenin sahip olduğu bina, binanın içindeki araçlar, makinalar,
alet edevat, masa, sandalye, kiracılık hakkı, ticaret unvanı, marka hakkı, patent hakkı gibi değeri
parayla ölçülebilen, somut bir varlığı olan ya da fikren anlamı olan değerler.

Merkez-Şube
-Merkez mutlaka olmak zorundadır, şube ise ihtiyaç halinde karşımıza çıkar, işleri büyütmek söz
konusu ise.
-Her ticari işletmenin mutlaka belli bir merkezi olmak zorundadır. Açıkça kanunda
düzenlenmemiştir ama dolaylı olarak kanundan anlıyoruz.
-Şube isteğe bağlıdır.

Şube
-Merkeze bağlı olmalıdır, bağımsız değildir, merkeze tabi olarak hareket eder, ondan talimat alır.
-Şubenin kar ve zararı da merkeze bağlıdır. Hem talimat alma anlamında hem de parasal anlamda
merkeze bağlılık esastır.
-Dış ilişkilerinde bağımsızdır. Ör: Bir pastanenin şubesi vardır, merkeze bağlı. Ama o pastanenin
şubesi dışarıda müşteriye karşı tek başına işlem yapabilir. Üçüncü kişilerle ilişki bakımından
bağımsızlık söz konusu, onlarla ayrıca ilişkiye girebilecek. Gidin merkezden pastanızı alın
demeyecektir, kendisi de satış yapabilecektir.
-Yer ve yönetim ayrılığının olması gerekir: Bir şubeyle merkez aynı plazanın değişik katlarında
bulunabilir ya da altlı üstlü de olabilir ama yine de ayrı bir yer olarak ora kabul edilir ve ticaret
unvanında da şube olduğu belirtilerek kullanılır. Şubenin ayrı bir yönetimi, muhasebesi, ticari
defterleri vardır. O anlamda da bir yönetim ayrılığı söz konusudur.

Şube Olmanın Sonuçları


1-Ticari unvanda yanıltıcı olmaması amacıyla “şube” olduğunu belirtmek zorunda: şube adı altında
işlem yaptığı belirtilmelidir
2-Ticaret siciline tescil ve ilan olunur: siciller aleniyeti/güveni sağlamak içindir
3-Ticari işletmenin devri → Devrin kapsamı → Şube de girer

Tacir: İş insanı, tüccar


TTK madde 12/1: Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
Gerçek Kişi
-Tacirden bahsedebilmek için ortada bir ticari işletme ve kısmen dahi olsa (hepsine sahip olması
şart değil) kendi adına işletmelidir.
-Ortada bir ticari işletme olmamasına rağmen varmış gibi hareket ederse, diğer insanları kandırır
ise o zaman tacir gibi sorumlu olur. Tacir olmanın sadece külfetlerine katlanır.
Tüzel Kişi Tacir
-Tüm ticaret şirketleri tacirdir. Ticaret şirketleri tüzel kişiliğe sahip olan ve TTK’de sayılan anonim
şirket limitet şirket gibi ya da kolektif ….. gibi şirketlerdir. Onlar için de tüzel kişiliğe sahip ticaret
şirketleri yani TTK’de düzenlenen şirketler tacir sıfatına sahiptir.
-Ticari işletme işleten bir dernek varsa bunlar bakımından da tacirlik söz konusudur.
Ör: Bir dernek kitapçı işletiyor. Çok kişi çalışıyor, iyi bir gelir elde ediyor. Ticari işletme işleten o
dernek de tacir sıfatına sahiptir.

Tacir Olmanın Sonuçları


1-İflasa tabi olma: Tacir olan kişiler iflasa tabidir. İflas ticari taslağının anlamında özel bir takip
gerektirir. Sadece bu şekilde ticaretle uğraşan tacir sıfatına sahip kişilerden takibi söz konusudur.
11:27
2- Her tacir bir ticaret unvanı seçip kanuna uygun bir şekilde onu oluşturup bunu kullanmak
durumundadır ve ticari işletmesiyle ilgili işlemleri bu ticaret unvanıyla yapar. Ör: Şirket için, gerçek
kişi tacir için ad-soyad.
-Bu ticari unvanını ticaret siciline tescil ettirip ilan ettirmek durumunda. Niye? Aleniyeti sağlamak
için, ben bu ad altında iş yapıcam, benim kim olduğum anlaşılsın, yarın öbür gün benim bu işi
yapıp yapmama konusunda bir tereddüttüm olursa ilgili kişiler ticaret sicilinden öğrenebilsin.
Kamuoyunu aydınlatmak için.
3- Her tacir işletmesinin gerektirdiği ticari defteri tutmak yükümlülüğü altındadır. (Elektronik
ortamda da olabilir)
-İşletmesine giren malları, getirileri, yapılan harcamaları, kestiği faturaları vs. işletmenin özelliğine
göre tutmak zorundadır. Yeri geldiğinde ticari dava için önem arz edebilir, vergi incelemesinde
önem kazanabilir. Düzgün özenli bir şekilde tutmak zorundadır. 3 yıl tutulmak durumundadır.
4-Basiretli iş adamı gibi/olarak davranma hareket etme yükümlülüğü vardır.
TTK madde 18/2: Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket
etmesi gerekir.
-Bir tacir, bir iş insanı ticari yaşamın içinde. O ticari yaşamın gereklilikleri hakkında fikir sahibi
olması şarttır. “Ben sözleşmeyi tam okumamışım, bu husus gözümden kaçmış, altını imzaladım
ama bu hükümden sorumlu olmak istemiyorum, basiretim bağlandı vs.” gibi bir savunma yapamaz.
Ör: Kredi çekiyor, ben faizin bu kadar yüksek olduğunu fark etmemişim gibi bir savunma yapamaz.
Ör2: Kefil oluyor, ben bazı hususları fark etmemişim diye bir savunma yapamaz.
Çünkü ondan beklenen özenli ve dikkatli bir şekilde metni okumasıdır. Madem ticaret ile uğraşıyor,
o ticaretin gerektirdiği şekilde bazı sorumlulukları üstlenmeyi kabul etmelidir.
5-Ücret ve faiz isteme hakkı: Tacir yapmış olduğu hizmetin, görmüş olduğu işin, satmış olduğu
malın karşılığında bir ücret istemeyi hak edecektir. Ücret isteme hakkının olduğu otomatikman
kabul edilmektedir, sonuçta ticari işletmenin amacı gelir elde etmek.
-Faiz de isteyebilir. Ticari faiz oranları da uygulanabilecektir. Ör: Tacire bir geç ödeme durumunda
ticari olarak belirlenen faiz oranı üzerinden faiz ödenecektir. Sözleşmede kararlaştırılmamış
olabilir, kanunda belirtilen oran üzerinde faizi isteyebilir.
-Yapmış olduğu iş, vermiş olduğu hizmet veya sarmış olduğu malla ilgili tacir fatura
düzenleyecektir. Faturada tarih, işin değeri, harcanan miktar, alınan miktar vs. yazacak. Bunlarla
ilgili eğer karşı tarafın bir itirazı olacaksa 8 gün içinde bildirmesi gerekecektir.
6-Ticaret siciline kaydolma: Tacir kişi ticaret siciline kaydolma yükümlülüğü vardır. Ticari işletmesi
bakımından bir ticari unvanı seçecek sonra da bunu mutlaka sicile kaydettirecek.
TTK madde 40: Her tacir, ticari işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde, ticari işletmesini
ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirir.
-Ticari işletmesine bir merkez belirleyecek, kendine bir unvan tespit edecek ve bütün bunları
merkezinin olduğu ticaret siciline kaydettirecek ve ilan ettirecek ticaret sicil gazetesinde.
7-Merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret odasına kaydolmak yükümlülüğü altındadır. Ticaret ve
sanayi odası, ticaret odası vs. Türkiye odalar ve borsalar birliği
-gerekli aidatı ödemek, toplantılara katılmak, seçim yapılacaksa oy kullanmak gibi hükümlülükler
altına girmektedir.
8-Tacirler bakımından bazı işlemleri belli şekil unsurlarına uygun olarak yapmak zorunludur. Diğer
tarafı temerrüde düşürecekse
Ör: sözleşme uyarınca bugün ödeme yapman gerekiyordu yapmadın, seni temerrüde
düşüreceğim, ihtar çekeceğim – ona bir ihtar çekecek, bir tarafı temerrüde düşürmek amacıyla.
-Ya da belli bir konuda bir uyarı göndermek istiyor, sözleşmeyi feshetmek istiyor veya
sözleşmeden dönmeyi istiyor.
a. Sözleşmeden dönme
b. Sözleşmeyi fesih
c. Sözleşmenin karşı tarafını temerrüde düşürme (temerrüt: diyelim karşı taraf sözleşme
uyarınca 15 Aralık 2020’de ödemeyi yapmalıydı, ama yerine getirmedi. Veya o anda hemen
ödemesi lazımdı sözleşme uyarınca, ona bir ihtar çekip onu temerrüde düşürmesi
gerekiyor. Yani borcu ödemediğini söylemek. -seni temerrüde düşürüyorum, geç ifa söz
konusu, faiz ödeyeceksin, temerrüde düştü sözleşmeyi feshedeceğim vs. → Sözleşmenin
tarafları arasında anlaşmazlık olan durumlarda onu ihtar çekmek, ihtar etmek vs. Temel
amaç ispatı sağlamak.
-Geç ödeme, bana faiziyle birlikte ödeyeceksin diye bir ihtar gönderecek. Ya da ben bu sözleşmeyi
ileriye yönelik ortadan kaldırıyorum, şu andan itibaren bağlı değilim. Veya ben bu sözleşmeyi
başından itibaren ortadan kaldırıyorum → bunlarla ilgili karşı tarafa ihtar çekecek
→Noter aracılığıyla noterden ihtar, iadeli taahhütlü mektupla, telgrafla ya da güvenli e-imza
kullanarak atması gereklidir. →ispat bakımından, basiretli bir iş adamı olarak hareket etmesi
gerekiyor. Sözleşmeden dönülürse, ispatı mahkemede gerekli olursa “ben ona telefon açtım
söyledim” gibi bir durumda tacirin basiretli davrandığını söylemek mümkün değil. İspat açısından
bu şeklin koşullarına uygun bir şekilde yapması beklenir.
-Geçerlilik değil ama ispat bakımından zorunluluk vardır.

Tacir Yardımcıları
1. Bağımlı Tacir Yardımcıları
a) Ticari temsilci (mümessil): İşletme bakımından en geniş yetkilere sahip bir tacir
yardımcısıdır. (işletme içinde çalışır)
-Hem bağımlı hem de en geniş yetkiye sahip tacir yardımcısıdır.
Ör: Tacirin büyük bir mağazası var (ticari işletme). Tacir kişi keyfine pek düşkün, ama mağazası
faaliyet göstermeye devam etsin ama kendisi arada bir uğrasın istiyor. Keyifli bir hayat yaşarken
kendinin de güvendiği bir eleman iş yerinde işleri yürütsün. O zaman seçeceği model buraya ticari
temsilci atamaktır. Yani o mağazaya bir müdür atamak şeklinde düşünülebilir. Bu ticari işletmede
ticari temsilci tacire bağımlı olarak pek çok yetkiye sahip şekilde işletmeyi yönetecek, yürütecek,
tacir de arada uğrayacağım diyebilir.
Yetkileri
BK madde 548: Ticari temsilci, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo
taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya
yetkili sayılır.
-Kural olarak işletmenin amacına uygun her türlü işlemi yapabilir.
Ör: İşletmeye işçi alabilir, onların var olan sözleşmelerini feshedebilir, işletmeye ait mallar
konusunda alım-satım sözleşmeleri yapabilir, tacir adına kambiyo taahhüdünde (bono, çek, poliçe
düzenleme) bulunabilir, işletme sahibini borçlandırabilir, işletmeye dair taşınmazları kiraya
verebilir, şube açabilir, işletme merkezinin bulunduğu yeri değiştirebilir, kredi-borç alabilir, tacir
adına kefil olabilir, ticari vekil atayabilir.
-Tacire sormadan yapabilir ancak işletmenin yararına olması lazım, yoksa bunlardan dolayı
sorumluluğu doğabilir.
Yapamayacağı İşler
-İşletmenin son bulmasını sağlayıcı şekilde hareket edemez, o konuda tek yetki tacirin kendisine
aittir. Yani işletmenin son bulması sonucunu doğuracak şekilde hareket edemez. Dolayısıyla
işletmenin tasfiyesini isteyemez.
-Özel yetki verilmedikçe işletmeyi devredemez.
-Tacirin iflasını isteyemez, tacirin son bulmasını gerektirecek durumlarda hareket edemez, tacirin
ticari hayatına son veremez.
-İşletmeye ortak alamaz.
-İşletmenin taşınmazlarını devredemez, kiralayabilir ama satamaz.
Yetkisi Nasıl Sınırlandırılabilir
-Şube işleriyle sınırlama getirilebilir. →Ticari temsilcinin yetkisi sadece belli şubeye yönelik olmak
üzere kabul edilebilir. Tacir der ki merkezde ben olucam X şubesine seni atıycam, sen orda işleri
yürüteceksin, senin yetki alanın sadece o şubeyle sınırlı, bütün şubelere dahil değilsin.
-Birlikte temsil yoluyla sınırlama getirilebilir. →Birden fazla ticari temsilci atanabilir ve bunların her
türlü işleme birlikte imza koyması şartı getirilebilir. →Çoklu denetim mekanizması
→Bu sınırlamaların ticaret sicilde tescili ve ilanı gereklidir. → Aleniyeti sağlamak için, açıklığa
kavuşturur. Yani üçüncü kişilere diyor ki bunlarla iş yapacaksanız bilin ki sadece o şube işleriyle
ilgili ya da ancak ikisi birlikte hareket ederse yapmış oldukları işler anlamlı olur ve beni bağlar. Ben
bunu tescile kaydettirerek aleniyeti ve açıklığı sağlıyorum, üçüncü kişiler de onlarla iş birliklerinde
onların sorumluluğunun kaynağını bilsinler.
→Bu iki yöntem dışında ticari temsilcinin yetkisi sınırlandırılamaz, tacir kendi kafasına göre bi
model yaratamaz. Sen ticari temsilci olacaksın ama sadece şunları yapıp, bunları yapamazsın gibi
bir sınırlamayı kendisi koyamaz.
→Ticari temsilci gibi çok geniş yetkiye haiz bir tacir yardımcısı istemiyorsa o zaman daha yetkisi
kısıtlı tacir yardımcılarından seçmesi anlamlı olacaktır.
Temsil Yetkisinin Sona Ermesi
1-Azil ve istifa ile sona erebilir. Azil: Tacirin ticari temsilcinin işine son vermesi, onu tek taraflı
olarak azletmesidir. Çünkü güvene dayalı bir ilişki, artık onla çalışmak istemeyebilir. İstifa da ise
tek taraflı olarak ticari temsilci görevden ayrılmak isteyebilir, istifasını ticari temsilciye sunmalı.
2- ? İşletme sahibinin (tacirin) ölümü ticari temsilcinin temsil yetkisinin/görevinin sona ermesi
sonucunu doğurur mu? Veya fiil ehliyetini kaybetmesi? → Ticari işletme devam etmeli, tacirin
ölümü, ayırt etme gücünü kaybederek fiil ehliyetini kaybetmesi durumunda ticari işletme halen var.
O yüzden tam tersine belki de böyle bir durumda ticari temsilciye ihtiyaç var işletmenin devam
edebilmesi, gelir elde etmeye devam edebilmesi için. →O yüzden bu tür durumlarda ticari
temsilcinin yetkisi devam eder. Fakat mirasçılar ticari temsilciyle devam etmek istemeyebilirler. O
zaman aralarındaki ilişki sona erer, mirasçılar azledebilir. Taraflar tacirin ölümü halinde şunu
kararlaştırabilirler: Bu aramızdaki ilişkinin sona erme hali olacaktır diye açıkça anlaşmış olabilirler.
3-Ticari temsilci ölürse/fiil ehliyetini kaybederse işin doğası gereği sona erer.
4-Tacirin iflası halinde işletmeye dair mallar üzerinde herhangi bir tasarruf yetkisi kalmayacağı için
ticari temsilcinin de görevi sona erer. Ticari temsilci iflas ederse aralarındaki ilişki devam eder.
5-İşletmenin devri halinde ticari işletme ilişkisi sona erer. Çünkü ticari temsilcilik ilişkisi tacirle ticari
temsilci arasında çok ciddi güvene dayalı bir ilişkidir. Devralan taraf yeniden bu ticari temsilciyle
anlaşmak isteyebilir, bu yeni bir anlaşma olur.
6-Tüzel kişi tacirler bakımından bir ticaret şirketi sona erdiğinde, ticari temsilcinin yetkisi sona
erecektir.

b) Ticari Vekil (işletme içinde çalışır)


-BK’nda düzenlenmiştir.
-Bağımlı tacir yardımcısıdır.
-Ticari işletmenin sürekli olarak görevini yürütür, daimî olarak ticari işletmede çalışır.
-Tacir bana bağımlı olsun, benim işletmemde çalışsın, süreklilik arz etsin, benim emrim/talimatım
altında olsun ama ticari temsilci kadar geniş yetkiyle donatmayım diye düşünebilir. O zaman ticari
temsilci yerine ticari vekil atayabilir. Ticari vekil atama yoluna gidebilecektir.
-Ticari temsilciye göre daha dar yetkiye sahiptir. Genel olarak işletmeyi yönetmek ve belli bazı
işlemleri yapmak üzere atanır.
1-Genel yetkili ticari vekil
2-Özel yetkili ticari vekil
Ör: Bir mağazada genel yetkili ticari vekil olarak atanmış bir müdür, o mağazayı yönetme görevine
sahiptir. Ya da bir fabrika müdürü tacir tarafından işletmenin tüm olağan işlerini yapmak üzere
görevlendirilirse genel yetkilidir.
Otel müdürü, mağaza müdürü genel anlamda yetkilidir.
Ör2: İşletmeye ilişkin bazı özel işleri yürütmekle yetkili kılınmış ticari vekil özel yetkili ticari vekildir.
Bir oteldeki resepsiyon görevlisi sadece otele gelenleri karşılar, kayıtlarını alır, odalarını gösterir,
çıkış işlemlerini yapar, otelin diğer işleriyle ilgilenmez. Ör: Mağazadaki satış elemanı
Ticari temsilciyle genel yetkili ticari vekilin farkı: Genel yetkili ticari vekil işletmeyi yönetmeye
yönelik olağan anlamdaki bütün işlemleri yapmaya yetkilidir. Ama ticari temsilci olağanüstü nitelikli
bazı işlemleri de yapabilecektir. Ör: İşletmeye ait makinaların bozulması halinde bunların tamiriyle
ilgili talimat vermek olağan bir iş olarak düşünülebilir. Ama işletmenin satış politikasını
değiştirmeye yönelik olarak daha farklı modellere geçmek, hatta teknolojik anlamda daha farklı
anlayışlara yönelmek ve daha üst düzey makinaların alınmasını sağlamak daha olağanüstü bir iş
olarak görülebilir.
-Genel yetkili ticari vekil tacir tarafından özel yetki verilmedikçe borç alamaz, kredi çekemez,
kambiyo taahhüdünde bulunamaz, davacı veya davalı olarak taciri mahkemede temsil edemez.
-Genel yetkili ticari vekilin bazı yetkileri de sınırlandırılabilir: Belli bir miktar -150.000 TL’ye kadar
olan işlemleri yapmakla yetkilidir gibi- ama bunlar ticaret siciline tescil edilemez, ilan edilemez, o
yüzden tacir basiretli bir iş adamı olarak bu şekilde bir sınırlama getirdiyse bunu iş yaptığı üçüncü
kişilere kendisi bildirmelidir.

c) Pazarlamacı (işletme dışında çalışır)


-Sürekli olacak şekilde tacir adına, onun işletmesinin dışında pazarlama işini yürüten, onun
ticaretinin artmasına imkân tanıyan bir tacir yardımcısıdır. Tacirin işletmenin dışındaki her türlü
işleminin yapılmasına aracılık eder, varsa sözleşmeler yapar ve onun faaliyet çevresini genişletme
amacı taşıyabilir.
-Bağımlı, sürekli
-Ticari temsilci ve vekilden farklı olarak ticari işletmenin dışında çalışır ve her tür ticari faaliyetine
aracılık eder.
-Sözleşmeler yapar, işlemler yapar, tacirin ticaret alanını, ticari faaliyetini genişletmeyi amaç
edinmiştir.
-Tacir işlerini genişletmek amacıyla şube de açmak isteyebilir ama maliyeti çok. Onun yerine ticari
faaliyetlerini başka/uzak yerlerde (merkez dışında yerlerde) pazarlayacak bir pazarlamacı bulur, o
gidip oralarda işlerini görür. Bunun karşılığında da ücrete hak kazansın.
-Tacirin emir ve talimatı altında çalışır.

2. Bağımsız Tacir Yardımcıları


a) Simsar: Bağımsız olarak hareket eder, görevi geçici nitelik (tek ya da birkaç seferlik) arz
eder ve kural olarak simsar tacir adına belli bir sözleşmenin yapılması için görevlendirilir ve
bu sözleşmenin yapılmasıyla görevi son bulur. (Simsarın ayrıca tacir olması daha büyük
olasılıktır)
Borçlar kanunu
-Tacir adına sözleşme yapılmasını üstlenmek/aracılık etmek: Tacirle onun yaptığı iş için bir adayı
bir araya getirmek. İki tarafın ihtiyaçlarını biliyor, neyi aradıklarını biliyor, birbirlerinden de ticari
anlamda memnun kalacaklarını düşünüyor. Onları bir araya getiriyor ve belli bir sözleşmenin
yapılmasına ortam hazırlıyor, aracılık ediyor.
-Bu hizmetinin karşılığında da belli bir ücret hakkını kazanıyor.
-Kural olarak her iki tarafa karşı da tarafsız davranmak durumundadır. İşlerini iyi niyete uygun bir
şekilde sürdürmek durumundadır. Basiretli, sadakatli davranmak durumundadır.
Ör: Bir ticari işletme var, tacir var. Tacir diyor ki simsara bana müşteri bul. Ama tek seferlik bir
sözleşme olacak.
Ör: Tacir bu ticari işletmeyi daha tanınır hale getirme amacıyla bana bir reklam şirketi daha bul,
aracılık yap diyebilir simsara. Simsar bulur, bir araya getirir, ücret kazanır.
-Azil ve istifa ile aralarındaki ilişki sona erebilir ya da sözleşmenin gereğinin yapılmasıyla sözleşme
kendiliğinden sonlanabilir. 13:33

b) Acente: Bağımsız → Tacirin ticari işletmesinde ona bağlı, ondan emir ve talimat alarak
çalışmamaktadır.
TTK madde 102: Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye
bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge
içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o
tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.
-Tacir acenteye kural olarak sadece faaliyetinin olumlu sonuç vermesi halinde ücret ödemekle
yükümlüdür ama aksi de kararlaştırılabilir. Eğer belli masraflar söz konusu ise bunlar kural olarak
acenteyi ilgilendirir. (Sözleşmeye yarı yarıya paylaştırıcaz gibi bir hüküm de koyulabilir)
-Bağımsız, sürekli
-Faaliyet alanını genişlet
-Müşteri bul
-Müşteri başına komisyon

Pazarlamacıyla farkı: Pazarlamacı sözleşme dışı işlemler de yapıyor, tacire bağımlıdır. Acente ise
bağımsız bir tacir yardımcısıdır, belli bir ücret değil de yaptığı iş başına komisyon alıyor.

Ticari İş
1-TTK’de düzenlenmiş olan tüm işlem ve fiiller ticari niteliklidir. Ör: Bono -> taraflar tacir değil de iki
memur da olabilir. TTK’de düzenlendiği için ticari iş niteliğindedir.
2-Bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticaridir. Ör: Tacirin ticari işletmesinde
kullanmak üzere makine satın alması, ticari işletmesini ilgilendiren bir uyuşmazlıkla ilgili avukata
vekalet vermesi

Ticari İş Karinesi (varsayım)


TTK madde 19/1: Bir tacirin borçlarının (işlerinin) ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir
tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya
işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.
-Yani bir tacir iş yaptığında onun ticari nitelikli olduğunu varsayarız.
Tüzel kişi tacir bakımından → Her zaman için işin ticari nitelikli olması esastır.
Gerçek kişi tacir bakımından → İşlerinin ticari nitelikli olduğu kabul edilir. Gerçek kişi onun ticari iş
olmadığını, adi nitelikli olduğunu söyleyebilir. Karine söz konusu, tabii ki istisnaları olabilir. Sonuçta
onun da özel bir hayatı var.
-Somut olayın sonucunda ortaya çıkabilir. Ör: Tacir mobilya satın alıyor, ben bunu ticari işletmeme
almıyorum evime alıyorum diyor. Bu benim için adi bir iş.

Bir Taraf İçin Ticari İş Sayılan Durumlar


TTK madde 19/2: Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda
aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.
Ör: Bir tacir ile bir memur arasındaki satım sözleşmesi. Her ne kadar memur tacir olmasa da bu iş
ticari iş kabul edilir. Ticari iş olmanın sonuçları memur bakımından da etkili olabilir.
Ör: Evi için mobilya almak. Mağaza ticari kişi değil.

Ticari İş Sayılmaya Bağlanan Sonuçlar


1-Ticari İşlerde Teselsül Karinesi
TTK madde 7: 2 veya daha fazla kişi içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari niteliği haiz bir iş
dolayısıyla, diğer bir kimseye karşı birlikte borç altına girerse, kanunda veya sözleşmede aksi
öngörülmemişse müteselsilen sorumlu olurlar.
Müteselsil sorumluluk: Bu borç için alacaklı olan taraf, taraflardan birine gidip tüm borcu talep
edebilir.
-Kendisi bakımından ticari iş olmayan taraf yönünden ağırlaştırılmış bir sorumluluk gündeme
gelmekte ama karşı (alacaklı) bakımından da onu koruyucu nitelikte bir anlayış, onun alacağını
tahsil etme imkanını güçlendirir.

2-Ticari İşlerde Faiz


-Eğer bir iş adi değil de ticari iş sayılırsa faiz konusunda da ticari işlere tabi faize söz konusu olur.
Ticari işlerde faiz ile ilgili söz konusu faiz oranları uygulanacaktır.
Ör: Belli bir para borcunu ödemeyenler bakımından temerrüt faizi söz konusu olabilir.
TTK madde 8 -> Ticari işler söz konusu olduğunda faiz oranı taraflarca serbestçe kararlaştırılabilir.
-Ve hiçbir ticari iş veya hizmet karşılıksız, ücretsiz yapılamaz. Ve sözleşmede
öngörülmemiş/belirlenmemiş olsa bile ticari bir iş söz konusu olduğunda tacir faiz isteyebilir.
Kararlaştırmamışlarsa bile tacir kişi faiz isteyebilir, o zaman kanunda öngörülmüş olan faiz oranları
karşımıza çıkacaktır.

Ticari İşletmenin Devri


-Bir tacir ticari işletmesini devredebilir mi? Ve başka bir ticari işletmesi de yoksa sonuç olarak tacir
sıfatını buna bağlı olarak kaybetmesi söz konusu olabilir mi?
-Restoranı, güzellik salonunu devredebilir mi? Bu işletmeler iyi de iş yapıyor, kara da geçiyor.
Onları bugünkü işler şekliyle devretmek tacir açısından da çok daha karlı. Kapatıp o gayrimenkul
değerini almaktansa, müşteri kitlesiyle, kiracılık hakkıyla, marka hakkıyla, fikri haklarla vs. bir
bütün olarak devretmek onun açısından çok daha mantıklı olabilir. Çünkü isim yapmış, bir müşteri
kitlesi olan, kar elde eden bir işletme.
→ Devredebilir. Kârlı bir işletmeyi devralmak isteyenler olacaktır.
BK esastır. Ama belli konularda TTK’de da düzenlemeleri var.
-Bir işletmenin hem aktif hem pasifleri ile devri zorunludur. → Devralan bakımından pasif aslında
borçlar, ben sadece olumlu tarafından bakayım, borçları beni ilgilendirmiyor diyemez. Hepsini bir
bütün olarak devralmak durumundadır. Sadece aktiflerin devrini öngören, gerekli olmayan
unsurları devrini öngörmeyen bir devir anlaşması geçersizdir.
-İşletmenin devamı için elzem, zorunlu, gerekli esas unsurların devri söz konusu olmalıdır ama
onlar dışında kalan bazı unsurlar (isteğe bağlı unsurların) tarafların anlaşmasına bağlı olacaktır.
-Yazılı devir anlaşması olması zorunludur. (Şekil zorunluluğu) Ticaret siciline tescili ve ilanı da
gerekir. Aleniyeti sağlamak ve kamuoyunu haberdar etmek için.
-Ticari işletmenin kiracılık hakkı, içindeki mallar, müşteri kitlesi, ticari unvan vs. devir
kapsamındadır.
-Bir taşınmaz-gayrimenkul söz konusu olduğunda bununla ilgili bir kiracılık hakkı varsa onun da
devir kapsamında yer alması söz konusu olur.
-Bir alacaklı ve borç var ise devreden bakımından o da (devreden) 2 yıl boyunca devralanla birlikte
borçlardan sorumlu olacaktır. Müteselsil sorumluluk karşımıza çıkmaktadır. Bu 2 yıllık sürenin
başlangıç anı önemli. Muaccel ve müeccel borçlar arasında bir ayrım yapılması gerekir.
Ör: Bazı borçların devir anında zaten vadesi gelmişti, ödenmesi gerekiyordu, onlar muacceliyet
tarihinden itibaren 2 yıllık sürede söz konusu olacaktır.
Ör2: Bazı borçların ise henüz vadesi gelmedi, o vade geldikten sonra 2 yıl boyunca sorumlu
olacaktır.
-Devralan sonradan yeni borçlar yaparsa onlardan devreden sorumlu olmayacaktır.
-Eğer işletmeyi devredenin başka işletmesi yok ise, ona bağlı olarak tacir sıfatı söz konusu değil
ise o zaman tacir sıfatı da sonra edecektir. Ama başka işletmeleri varsa ve onları devam ettiriyorsa
tacir sıfatı devam eder.

You might also like