You are on page 1of 334

 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

Talep Normu

MADDE 77- Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının


malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi
geri vermekle yükümlüdür.

Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya


gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması
durumunda doğmuş olur.

Kanundan Doğan Borç


 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

Zenginleşme

Beklenmedik
Haksız Fiil Kazandırma
Olay

Zenginleşme Zenginleşme

Edime Dayalı Edim Dışı Mal Edinimi Hak Edinimi


Zenginleşme Zenginleşme
Örneğin A, saatini tamir etmesi için B’ye
vermiş, B de A’nın rızasını almaksızın bu
saati iyiniyetli C’ye satarak mülkiyetini
devretmiş ve ondan belirli bir para almış
ise, B, A aleyhine aldığı para oranında
zenginleşmiştir.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ 12.02.2014 tarih 2013/17223E. 2014/2072 K.

«TMK’nın 122. Maddesine göre, nişanlılık


evlenme dışında bir sebepten dolayı sona
ererse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları,
alışılmışın dışındaki hediyeler geri istenebilir.
Nişanın bozulması
sebebiyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına
dair davalarda kusur aranmaz. Nişanın
bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler
aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya
karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre
geri istenir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt;
giyilmekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen
eşyalardır. Hediyelerin verildiği ve iade
edilmediği hususu her türlü delil ile ispat
edilebilir.»
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

1. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME İLİŞKİSİNİN TARAFLARI

DAVACI DAVALI

ALACAKLI BORÇLU

Zenginleşenin Malvarlığı haklı bir sebep


malvarlığının kendisi olmaksızın başkası aleyhine
aleyhine artmış olan artan
kimseye
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

2. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ AMACI,


HUKUKİ NİTELİĞİ

AMAÇ HUKUKİ NİTELİK

Zenginleşenin Sebepsiz zenginleşme


malvarlığında alacaklı davası, kişisel ve asli
aleyhine meydana gelen niteliktedir.
zenginleşmenin, alacaklıya
geri verilmesi sağlanır. Sebepsiz zenginleşen
borçlu ve mirasçıları
aleyhine açılabilir.
Kişilere tanınmış olan
hukuki değerlerin aidiyet
düzeninin ve varlığının Bir alacak hakkıdır.
korunması amaçlanır.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

2. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ


-Kişisel Nitelikte Olmasının Sonuçları

Borçlu, karışma veya birleşme gibi bir sebeple mülkiyetini sebepsiz olarak kazandığı bir
şeyi, üçüncü bir kişiye devretmiş ise, alacaklı hak sahibi üçüncü kişiye, kişisel nitelikte
olduğu için, sebepsiz zenginleşme davasını açamaz.

Burada zenginleşen, şeyin mülkiyetini kazandığı için, üçüncü kişinin iyi veya kötü
niyetli olması da sonucu değiştirmez.

Alacaklının hakkı, bir iflas alacağı olduğu için, mal masada mevcut bulunsa dahi, bunun
iflas masasından ayrılarak kendisine aynen geri verilmesini talep edemez; hakkı para
alacağına dönüşür ve bunu diğer alacaklılarla birlikte payı oranında talep hakkına sahip
olur.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

2. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ HUKUKİ NİTELİĞİ


-Asli/Bağımsız Nitelikte Olmasının Sonuçları

İkincil (Tali) Nitelikte Dava Seçimlik Yarışma

- Bazen aynı olayda birden çok davanın


- Başka bir dava ile talep mümkünse şartları gerçekleşmiş olabilir.
sebepsiz zenginleşme davası açılamaz. - Dava haklarının birbiriyle seçimlik
- İstihkak yarışması söz konusu olur.
- Haksız Fiil - Yapılan seçim, diğer dava haklarını
- Sözleşmesel Sorumluluk sona erdirir.
- Vekaletsiz İş Görme - Davalar arasında eşitlik ilkesi
geçerlidir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

3. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ BENZER


DAVALARLA İLİŞKİSİ

Sebepsiz Zenginleşme Davası İstihkak (Mülkiyet) Davası


Davacının alacak hakkı vardır. İstihkak davası sebepsiz
zenginleşme davasını önler.
Davacının mülkiyet hakkı vardır.
Mülkiyet hakkının haklı bir sebep Mülkiyet hakkı, hala eski
olmaksızın karşı tarafa devredilmiş maliktedir; davacıdadır.
olduğu hallerde açılır.
Soyutluk hallerinde geçerlidir. Sebebe bağlılık ilkesi hallerinde
geçerlidir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

3. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ BENZER


DAVALARLA İLİŞKİSİ

Sebepsiz Zenginleşme Davası Sözleşmeden Doğan Alacak


Davası
Davacının alacak hakkı vardır. Böyle bir alacak hakkı,
zenginleşmenin gerçekleşmesini
engeller.
Mülkiyet hakkının haklı bir sebep Edimle karşı edim arasındaki ilişki
olmaksızın karşı tarafa devredilmiş tarafların iradesine dayandığı için
olduğu hallerde açılır. zenginleşmeden bahsedilemez.
TBK m.125’e göre sözleşmeden Doktrindeki yeni dönme görüşüne
dönülmesi halinde klasik görüşe göre, ise iade akdi niteliktedir.
göre sebepsiz zenginleşmeye göre
iade gerçekleşir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

3. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ BENZER


DAVALARLA İLİŞKİSİ

Sebepsiz Zenginleşme Davası Haksız Fiil Davası


Diğer bir görüşe göre ise bu iki Bir görüşe göre, haksız fiil davası,
dava yarışmalıdır. Alacaklı bu iki sebepsiz zenginleşme davasını
davadan birini seçer. engeller.
Sebepsiz zenginleşme davasında Haksız fiil nedeniyle tazminat
kusur aranmaz. davasında kusur aranır.
Sebepsiz zenginleşme, zarar Tazminat, zarar miktarı ile
miktarı ile sınırlı değildir. sınırlıdır.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

3. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ BENZER


DAVALARLA İLİŞKİSİ

Sebepsiz Zenginleşme Davası Vekaletsiz İş Görme Davası


İş sahibinin menfaatine hareket İşgören tarafından vekaletsiz
iradesi yoksa sebepsiz olarak iş sahibinin menfaatine
zenginleşmeye başvurulur. yapılan iş gerçek vekaletsiz
işgörmeyi oluşturur.
Gerçek olmayan vekaletsiz Gerçek vekaletsiz işgörme,
işgörme ile sebepsiz sebepsiz zenginleşmeyi önler.
zenginleşmenin yarışmalı olduğu
da doktrinde savunulur.
Gerçek olmayan vekaletsiz Bir başkasının hakkını vekaleti
işgörme, sebepsiz zenginleşmeyi olmadan hukuka aykırı olarak
tamamlayan bir müessesedir. kendi menfaatine kullanan kimse,
gerçek olmayan vekaletsiz
işgörendir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

4. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYİ DOĞURAN OLAYLAR

Zenginleşme

Beklenmedik
Edimden Müdahaleden
Olaydan
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

4. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYİ DOĞURAN OLAYLAR

Edimden Doğan
Müdahaleden
Zenginleşme
Doğan
Zenginleşme
(Alman Hukuku) Diğer
Sebeplerden
Masraftan Doğan
Doğan
Zenginleşme

Rücudan Doğan
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

4. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYİ DOĞURAN OLAYLAR


- Edimin İfasından (Kazandırmadan) Doğan Zenginleşme

Sebepsiz zenginleşme, birçok halde alacaklının borçlu lehine


yaptığı bir kazandırmadan, borçlanmış olduğu bir edimin
ifasından doğar.

• Burada sebepsiz zenginleşme davası, ifa edilen edimin geri verilmesi amacını
güder.

Kazananın malvarlığı artarken, kazandıranın malvarlığı


azalmaktadır.

• İki malvarlığı arasında mameleki bir değer yer değiştirmektedir.


 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

4. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYİ DOĞURAN OLAYLAR


- Müdahaleden Doğan Zenginleşme

Bazı hallerde zenginleşme bizzat


zenginleşenin bir fiil ve müdahalesinden
doğar.

• Başkasının bir hakkını veya hukuki bir değerini ihlal eden


insan fiiline müdahale denir.

İhlal fiili, bazen zarar görenin malvarlığında


belirli bir zarara sebep olurken, failin, yani
müdahalede bulunanın da malvarlığında belirli
bir zenginleşmeye sebep olur.

• Örneğin, A B’nin parasını çalmakta; tamir için verdiği


radyoyu izinsiz olarak üçüncü bir kişiye satmakta
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

4. SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEYİ DOĞURAN OLAYLAR


- Umulmayan Olaydan Doğan Zenginleşme

Beklenmedik olaydan doğan zenginleşme ya


taraflar dışında üçüncü bir kişinin fiilinden ya
da tabiat olayından meydana gelir.

• Sebepsiz zenginleşme alacaklı ve borçlunun fiilleri dışında


doğrudan doğruya üçüncü bir kişinin fiilinden de doğabilir.

Tabiat olayları da zenginleştirici olaylar


arasında yer alabilir.

• Gerçekten, örneğin bir fırtına sonunda hayvan sürüsünün,


komşunun otlağına girerek oradaki otları yemeleri halinde,
sürü sahibi, hayvanların yedikleri otun parası kadar
zenginleşmiştir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN BORÇ İLİŞKİLERİ

5. SEBEPSİZ
ZENGİNLEŞMENİN
ŞARTLARI

Borçlunun Bu zenginleşme Zenginleşme ile


malvarlığında bir bir başkasının zenginleştirici Zenginleşme
zenginleşme malvarlığından olay arasında haklı bir sebebe
meydana gelmiş veya emeğinden illiyet bağı dayanmamalıdır.
olmalıdır. meydana gelmiş bulunmalıdır.
olmalıdır.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.

Borçlunun malvarlığında bir zenginleşmenin meydana gelmiş olmalıdır.

Sebepsiz zenginleşme yönünden


Ekonomik güç ve hakimiyet alanı
malvarlığı kavramı

Brüt Aktif Pasif


Malvarlığı Malvarlığı Malvarlığı

Net Aktif Pasif


Malvarlığı Malvarlığı Malvarlığı
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Zenginleşme
Türleri

Müspet Objektif Sübjektif


Menfi Zenginleşme
Zenginleşme Zenginleşme Zenginleşme

Aktifin Artması

Pasifin Azalması
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.


 Zenginleşme türleri (Müspet zenginleşme)

Aktifin Artması

Zenginleştirici olay sonunda borçlunun malvarlığında meydana gelen fiili artışa, müspet zenginleşme denir.

Ayni Haklar
-Taşınır mal iktisabı
- İşleme, karışma,
Yenilik Doğuran birleşme
Ekonomik Değer Taşıyan Haklar - Alacağın temliki
Bir Hakkın Kazanılması
- Soyut borç ikrarı

Alacak Hakları
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.


 Zenginleşme türleri (Müspet zenginleşme)

Pasifin Azalması

Malvarlığı net malvarlığı olarak kabul edilince, bunun pasif kısmını azaltan her işlem veya
eylem malvarlığının artması sonucunu doğurur.

Borcu Ortadan
Kaldıran Her İşlem -Taşınır mal iktisabı
(İbra) - İşleme, karışma,
birleşme
Pasifin Azalması Rehnin Kaldırılması - Alacağın temliki
- Soyut borç ikrarı
Üçüncü Kişinin Borcu
İfa Etmesi
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.


 Zenginleşme türleri (Menfi zenginleşme)

Burada zenginleşen tarafından yapılacak bir giderin yapılmaması suretiyle meydana


gelen zenginleşme söz konusudur.

Aktifin Azalmasının Karşılıksız Elde Edilen Pasifin Artmasının


Önlenmesi Hizmet Edimleri Önlenmesi

Giderin zorunlu olması


şart mıdır?
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.


 Zenginleşme türleri (Objektif zenginleşme)

Zenginleşenin, zenginleştirici olay dolayısıyla objektif olarak elde ettiği değer artışına,
objektif zenginleşme denir. İzinsiz tüketilen mallarda da objektif zenginleşme, bu malın
piyasada arz ettiği değerdir.

Hak sahibinin zarara


Masraftan tasarruf edilmesi
uğramasına gerek yoktur.
halinde de söz konusu olabilir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.


 Zenginleşme türleri (Sübjektif zenginleşme)

Borçlunun malvarlığı objektif artış yanında diğer artışlar da gösterebilir. . Bu artış


özellikle zenginleşenin herhangi bir fizik veya ekonomik faaliyeti sonunda meydana
gelir. Borçlu bu artışı, objektif zenginleşmeden yararlanarak, örneğin alacaklının
mallarını değerlendirerek elde eder. Zenginleşenin ticari faaliyetleri sonunda
malvarlığında meydana gelen bu tür ek artışlar, kar olarak adlandırılır.

Sebepsiz zenginleşme Objektif zenginleşme olmadan


hukukunda söz konusu bu tür da sübjektif zenginleşme, yani
kara, «sübjektif zenginleşme» sebepsiz bir kazanç
denilmektedir. sağlanabilir.
Vekaletsiz iş görme ile
yarışır mı?
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Bu zenginleşme bir başkasının malvarlığından veya emeğinden meydana gelmiş olmalıdır.

Klasik Görüş

Hak sahibinin malvarlığında bir Zenginleşenin malvarlığında bir


azalma – fakirleşme artma - zenginleşme

Alacaklının malvarlığında
Zenginleşmenin azami Sebepsiz zenginleşme
azalma (fakirleşme)
miktarı, alacaklının alacağı, zenginleşme ile
olmadıkça, borçlunun
malvarlığında meydana fakirleşme arasındaki
malvarlığında da
gelen fakirleşmedir. illiyet bağı ile sınırlıdır
zenginleşme olmaz.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Bu zenginleşme bir başkasının malvarlığından veya emeğinden meydana gelmiş olmalıdır.

Yeni Görüşler

Amaç, borçlunun malvarlığında


Talep, alacaklının fakirleşmesi ile
meydana gelen zenginleşmenin
sınırlı değildir.
iadesidir.

Başkasının malvarlığından Başkası aleyhine


Üç farklı görüş vardır.
elde edilen zenginleşme zenginleşme
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

1. Yeni Görüş: Yetki (Özgüleme) İçeriği Görüşü

Hakların aitlik düzeni ve sahibine verdiği yetki içeriği

• Hakkın içeriğini oluşturan bu yetkiler, münhasıran hak sahibine aittir.

Bu yetkilerle çelişen ve yetkilere aykırı olarak elde edilen her


zenginleşme, başkası aleyhine bir zenginleşmedir.

• Başkasına tanınmış bir hakkın içerdiği yararlanma yetkisine aykırı olarak elde edilen her
zenginleşme, başkası aleyhine gerçekleşmiş bir zenginleşmedir.

Müdahaleden doğan zenginleşme, başkasına ait bir hukuki değerin


kullanılması, tüketilmesi, paraya çevrilmesi veya böyle bir değerden
yararlanılması hallerinde ortaya çıkar.

• Alman Hukukunda, yetki görüşü müdahaleden doğan sebepsiz zenginleşmelerde geçerlidir.


 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

2. Yeni Görüş: Hukuk Alanının İhlali Görüşü

Başkasının hukuki değerlerinin çiğnenmesi / Başkasının hukuk alanına


haksız müdahale

• Hukuk alanın ihlali her durumda zarar ortaya çıkarmaz.

Özellikle bazı hallerde kişilik değerleriyle maddi olmayan diğer değerlerin,


örneğin fikri ve sınai hakların ihlalinden maddi bir zararın doğmaması,
buna karşılık bu değerleri ihlal edenin zenginleşmesi mümkündür.

• Bir kimsenin izni alınmaksızın resminin bir dergi veya reklamda kullanılması

Bir kimsenin haklı bir sebep yokken, başkasının hukuk alanını ihlal etmek
suretiyle elde ettiği ekonomik her menfaat, her zenginleşme, başkası
aleyhine gerçekleşmiş bir zenginleşmedir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

2. Yeni Görüş: Hukuka Aykırılık Görüşü

Hiç kimse başkasına ait bir haktan, hukuka aykırı bir fiille menfaat
elde edemez.

Başkasına ait bir haktan hukuka aykırı bir fiille elde edilen
zenginleşme, başkası aleyhine gerçekleşmiş bir zenginleşmedir.

Eleştiri: Müdahaleye dayanan zenginleşmelerde, müdahalenin


hukuka uygun olması halinde, sebepsiz zenginleşmenin söz konusu
olmamasıdır.

• A, vahşi bir hayvandan korunmak için B’nin evine girmekte, orada kaldığı süre içinde B’ye
ait yiyecek maddelerini tüketmektedir.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalıdır.

Kazandırma
(Edim)

Zenginleşme İlliyet Bağı Müdahale


Zorunlu
Umulmayan şart teorisi
yeterlidir.
Hal
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

 Zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.

Haksız Sebep

Geçerli Olmayan Gerçekleşmemiş Sona Ermiş Zenginleşenin


Umulmayan Olay
Sebep Sebep Sebep Müdahalesi

Kazandırmadan Doğan Zenginleşmenin Haksızlığı


 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Kazandırmadan Doğan Zenginleşmenin Haksızlığı

İfa Sebebi

Bu nedenlerden birinden
yoksun olan bir
Karşı Alacağı
kazandırma, sebepsiz,
Edinme Sebebi
dolayısıyla haksız bir
Kazandırma
Sebebi kazandırmadır.

Bağışlama Sebebi

Teminat Sebebi
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Kazandırmadan Doğan
Zenginleşmenin
Haksızlığı

Hukuki Sebebin Borçlanılmayan Bir


Hukuki Sebebin Hukuki Sebebin
Gerçekleşmemiş Edimin Yanlışlıkla
Geçersiz Olması Sona Ermesi
Olması İfa Edilmesi

Hukuki işlem
Hukuki işlem Hukuki işlem
eksik
kurulamamıştır. geçersizdir.
kurulmuştur.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Kazandırmadan Doğan Zenginleşmenin Haksızlığı

Hukuki Sebebin Geçersiz


Olması

Hukuki işlem eksik


Hukuki işlem kurulamamıştır. Hukuki işlem geçersizdir.
kurulmuştur.

 Kurucu unsurlar yoktur.  Kanuni temsilcinin rızası  Şekil noksanlığı


 İrade beyanları birbirine yoktur.  Fiil ehliyetsizliği
uygun değildir.  İmkansızlık
 Taraflar sözleşmenin sebebi  Muvazaa
üzerinde anlaşamamışlardır.  Hukuka veya ahlaka
aykırılık
• Somut olayda, davacı arsa sahibi ile davalı
yüklenici kooperatif arasında düzenlenen 14.07.1999
tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi,
sözleşmeye konu parselin tüm paydaşlarının katılımı
sağlanmadığından geçersizdir. Geçersiz sözleşmenin
ifası istenemeyeceğinden taraflar birbirlerine
verdiklerini TBK'nın 77. maddesi hükmüne
dayanarak sebepsiz zenginleşme kurallarına göre
geri talep edebilirler.
• 23. HD., E. 2016/7423 K. 2019/2400 T. 28.5.2019
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Kazandırmadan Doğan Zenginleşmenin Haksızlığı

Hukuki Sebebin Gerçekleşmemiş


Olması Hukuki Sebebin Sona Ermesi

 İrade sakatlığı nedeniyle


 Geciktirici şarta bağlı iptal edilen sözleşme
yapılmış sözleşmede şartın  Temerrüt nedeniyle
sonradan gerçekleşmemesi sözleşmeden dönme
 Faizli ödünç sözleşmesi  Kusursuz sonraki
imkansızlık
 İfa edilmiş bir bağışlamanın
geri alınması
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Kazandırmadan Doğan Zenginleşmenin Haksızlığı

Borçlanılmayan Bir Edimin Yanlışlıkla İfa Edilmesi

a. İfa edilmesi gereken bir b. İfa eden, ifa kastıyla c. İfa eden, borçlanılmamış d. İfa eden, borcun varlığı
borç bulunmamalıdır. hareket etmelidir. olan edimi isteyerek yerine hakkında yanılmış olmalıdır.
• Hiç doğmamış veya ifa • İfa sebebiyle getirmelidir. • İfa eden, yanlış bir bilgi
anında sona ermiş bir • İstenmeyerek yapılan veya düşünce sonucu
borç, mevcut olmayan bir ifada, ifa edenin borcun kendisini borçlu sanmalı,
borçtur. varlığı hakkında yanılması borcun varlığı hakkında
• Mükerrer Ödeme şart değildir. yanılmış olmalıdır.
• Korkutma, zor altında, • Kusur önemli değildir.
icra tehdidi altında
• Davacı şirketin, davalı şirket ile
aralarındaki 01/08/2005 tarihli kira
sözleşmesi kapsamında Ö. Plaza 1
Numaralı taşınmazda fast-food restoranı
işlettiğini…

• Somut olayda, bilirkişi raporunda


ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ve
mahkememizce de kabul edildiği üzere,
davalı taraf kira bedellerini fazlasıyla
tahsil ettiği, davacı tarafın da bu tahsilat
itibari ile icra baskısından kurtulmak
amacı ile ödeme yaptığı tespit edilmiş
olup, fazla ödemeler itibari ile bilirkişi
tarafından belirlenen ve mahkememizce
de kabul edilen .. TL.nin fazla ödeme
tarihleri itibari ile yasal faiz ile birlikte
davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesi
gerektiği kanaati gelmiş olmakla hüküm
kurulmuştur.
• 6. HD. E. 2014/3293, K. 2014/5252, T.
17.4.2014
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI

Müdahaleden Doğan Zenginleşmenin Haksızlığı Umulmayan Olaydan Doğan Zenginleşmenin


Haksızlığı

Bir kimsenin rızası alınmadan herhangi bir malının Umulmayan bir olaydan, özellikle üçüncü bir kişinin
kullanılması veya tüketilmesi ya da emanet (tevdi) fiilinden veya tabii bir olaydan meydana gelen
ettiği böyle bir malın iyiniyetli üçüncü bir kişiye zenginleşme de hukuki bir sebebe dayanmadığı için
devredilmesi halinde, haksız fiile dayanan sebepsiz haksızdır.
bir zenginleşme söz konusu olur.

Zenginleşenin, başkasına ait bir malı veya değeri


kullanmak, tüketmek, paraya çevirmek ya da ondan
yararlanmak suretiyle elde ettiği menfaat, kendisine
değil, o mal veya değerin sahibine ait bir menfaattir.
El atılan, müdahale edilen hak, zenginleşene böyle
bir yetki vermemiştir.
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun konusu

Sebebe Bağlılık İlkesi Soyutluk İlkesi


Mülkiyet geçmez. Mülkiyet geçer.
Aynen geri verme Aynen veya nakden geri verme
İstihkak davası Sebepsiz zenginleşme davası
Genellikle parça şey söz konusudur. Karışma, birleşme söz konusu olabilir.

Aynen geri verme, istisnaidir. Ekonomik


değere göre geri verme gerçekleşir.
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Kötüniyetli zenginleşenin geri verme borcunun kapsamı

Elden Çıkarılmış
Zenginleşme Kötüniyetli zenginleşen,
zenginleşmenin tamamını
geri vermekle yükümlüdür.
Malvarlığında Bulunan
Zenginleşme

Zenginleşmenin haklı bir


Kötüniyetli zenginleşen sebebe dayanmadığını bilen
veya bilmesi gereken kimse
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Kötüniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

Zenginleşenin malvarlığının geri Zenginleştirici olay meydana


Geri verme verme zamanında gösterdiği gelmeseydi malvarlığının
borcunun kapsamı: durum durumu

Mal
Zenginleşmeyi
oluşturan ilk değer Hizmet
nedir? Edimi
Para
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Kötüniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

İlk zenginleşmeyi
oluşturan mal veya Piyasadaki objektif kıymet
hizmetin değeri

Tasarruf edilen
mal veya hizmet
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Kötüniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

İvazlı devir

Tazminat
İkame değerler
İkame Değer göz önünde
tutulur.
Sigorta parası

Kamulaştırma
bedeli
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Kötüniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

Doğal Ürünler

Ürünler

Hukuki Ürünler

Kullanma Yararları
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Kötüniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

Zenginleşmeden
Düşülecek Unsurlar

Zorunlu Giderler Faydalı Giderler Zararın Tazmini


 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 İyiniyetli zenginleşenin geri verme borcunun kapsamı

Geri isteme anında


Henüz elden çıkarılmayan
malvarlığında mevcut
zenginleşme
bulunma

Zenginleşme
Zenginleşmenin
bütünüyle elden
düşmesi
çıkarılmışsa?
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 İyiniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

Zenginleşme, statik değil,


dinamik yapı arz eder. Fiilen malvarlığında
Alacaklının Zenginleşmeyi • Esnek ve soyut bir mevcut olan değerin
Talep Ettiği Tarih malvarlığı piyasada arz ettiği
objektif değer
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 İyiniyetli zenginleşenin zenginleşmesinin hesaplanacağı tarih

• Satım bedeli Doğal Ürün


• Sigorta bedeli
İkame değer, elden Hukuki Ürün
• Kamulaştırma bedeli
çıkmayı oluşturmaz. Faiz
Kullanım Değeri
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde geri vermenin hesaplanması

Teoriler

İkili Sebepsiz
Hesap Bakiyesi Teorisi
Zenginleşme Teorisi
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde geri vermenin hesaplanması

İkili Sebepsiz Zenginleşme Teorisi

• Tarafların birbirilerine karşı bağımsız iki ayrı sebepsiz


zenginleşme istemi

Taraflardan her biri, diğerine karşı sebepsiz


zenginleşme davasını ayrı ayrı açmalı
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Geri verme borcunun kapsamı

 Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde geri vermenin hesaplanması

Hesap Bakiyesi Teorisi

• Edimler birbirinden ayrı ve bağımsız olarak değil, bir


bütün olarak düşünülmelidir.

Birbirinden ayrı ve bağımsız olarak


değil, bir bütün olarak düşünülmelidir.
Bunun sonunda tarafların karşılıklı
olarak ifa ettikleri edimler, geri verme
borcu hesaplanırken birbirinden
düşürülür

Fark oranında zenginleşme gerçekleşmiş


olur.
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Zenginleşenin Giderleri İsteme Hakkı

Gider Zarar

Bir kimsenin malvarlığında kendi Bir kimsenin malvarlığında kendi iradesi


iradesiyle meydana getirdiği eksilmedir. dışında meydana gelen eksilmedir.

Zorunlu Gider Faydalı Gider Lüks Gider


 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Zenginleşenin Giderleri İsteme Hakkı

Bir şeyin varlık ve değerinin korunması için yapılması


Zorunlu Gider
gerekli gider

Bir şeyin değer ve verimini artırmak amacıyla yapılan


Faydalı Gider gider

Zorunlu ve faydalı giderler dışında kalan ve sadece


Lüks Gider şeyin güzelleşmesine, yapanın estetik ve duygusal
arzularının tatminine yarayan giderler
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

 Zenginleşenin Giderleri İsteme Hakkı

Zorunlu Gider Faydalı Gider Lüks Gider


 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

1. Zenginleşen Kötüniyetli İse

Zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.

Zorunlu giderleri talep eder. Yararlı giderleri zenginleşen talep


edemez.

Sadece mevcut değer artışının ödenmesini isteyebilir.

Sökme Hakkı
 ZENGİNLEŞENİN GERİ VERME BORCU

2. Zenginleşen İyiniyetli İse

Elinde kalan ne ise onu verir.


• Elinde hiçbir şey kalmadı ise sorumluluktan kurtulur.

İkame değeri iade eder.


• Değer eksilmesinden sorumlu değildir.
• Sökme Hakkı
Zorunlu ve yararlı giderleri zenginleşen talep eder.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME SAYILMAYAN HALLER

1 Zamanaşımına uğramış borçların ifası

2 Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi


Hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun
3 gerçekleşmesi amacıyla verilen şey

4 Bilerek ve istenerek ödenen kumar borcu

5 Evlenme simsarlığından doğan ücret


• Uyuşmazlık, senede bağlı alacak talebine yöneliktir. Davacı
yargılama sırasında, verilen senedin mehir senedi olduğunu beyan
etmiş, davalı ise senedin düzenlendiği gün gayri resmi olarak
evlendiklerini bu nedenle senedin evlenmeyi güvence altına almak için
yapıldığını, evlilik sonrası ise senedin iade edilmediğini belirtmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 81.maddesine göre, hukuka ve
ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri
istenemez. Yine Türk Borçlar Kanunu'nun 27.maddesinde sözleşmenin
konusunun, gerek içerik gerekse amaç yönünden ahlakın
emirlerine aykırı olmaması gerektiği belirtilmiştir.
• Somut uyuşmazlıkta, dava konusu olan ve “iş bu senet evlenme
güvence senedidir” yazılı olan senet 12.11.2009 tarihli olup tarafların
bu tarihten bir gün sonra evlendikleri anlaşılmıştır. Senedin içeriğinden
mehir senedi olduğuna dair bir ibareye rastlanmadığı gibi gayri resmi
evlenmenin teminatı olarak verildiği açıktır. Senedin TBK
27. ve 81.maddeleri uyarınca hukuka ve ahlaka aykırı olduğu
konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. O halde mahkemece
senedin hukuka ve ahlaka aykırı bir amaç için verildiği ve senede
itibar edilmeyeceği gözetilerek davanın reddi gerekirken, yanlış
değerlendirmeye dayalı olarak davanın kısmen kabulüne
karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın
bozulması gerekmiştir.
• 3. HD., E. 2016/17924 K. 2018/4924 T. 9.5.2018
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ZAMANAŞIMI

MADDE 82- Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri
isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde
zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle
zamanaşımına uğrar.

Sebepsiz zenginleşme davası, davalının yerleşim yeri asliye


hukuk mahkemesinde açılmalıdır.

Bu davada, ispat yükü, zenginleşmenin gerçekleştiğini iddia


eden davacıdadır.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ZAMANAŞIMI

Davacının zenginleşmeyi geri isteme hakkı olduğunu


2 Yıllık Süre
öğrendiği andan itibaren işlemeye başlar.

On yıllık süre mutlak bir zamanaşımı süresi olup, geri


10 Yıllık Süre isteme hakkının doğduğu, yani sebepsiz zenginleşme
alacağının muaccel olduğu zamanda işlemeye başlar.
 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME DAVASININ ZAMANAŞIMI

 Sebepsiz Zenginleşme Defi

Süresiz bir defi

Soyut
Zenginleşenin bir alacak hakkı kazanmış olmalıdır alacaklarda
geçerlidir.

Diğer taraf, talep hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her


zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
YARGITAY KARARI

• Dosya içeriğine göre davalı işçi 2007 yılından beri davacı


işverende, şoför olarak çalışmaktadır. 2007 yılında ise şoför
olarak çalışan davalı işçinin aracını kullanması için ihale yapılmış
ve ihale ile şoförlük görevi yanında aracını da kullanmıştır. Davalı
işçi şoför olarak iş görme edimini devam ettirmiş, araç kiralama
sözleşmesi dışında ayrı iş sözleşmesi imzalanmış, ücreti ödenmiş,
primleri de işveren tarafından yatırılmıştır. Araç hizmet ihalesinin
bittiği 2010 yılından sonra da şoförlük görevine devam etmiştir.
Davacı ile 2007-2010 arası karma sözleşme imzalanmıştır. Bu
dönemde araç kiralama bedeli ile işçilik ücreti ayrı ayrı
ödenecektir. Bu ödemelerin mükerrer olduğundan söz
edilemeyeceği gibi davalı işçide haklı bir güven oluşturulmuştur.
Burada ödemenin sebepsiz olduğundan söz edilemez. İş
sözleşmesi ve araç kiralanması sözleşmelerine dayanmaktadır.
Davanın reddi yerine kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
• 9 HD., T.30.05.2017, E. 2017/4826, K. 2017/9393.
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMENİN ŞARTLARI
TALEP NORMUNUN UNSURLARI

I. GENEL ŞARTLAR
1. Borçlunun malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmiş olmalıdır.
a) Müspet- Menfi Zenginleşme
b) Objektif- Sübjektif Zenginleşme
2. Bu zenginleşme bir başkasının malvarlığından veya emeğinden meydana gelmiş olmalıdır.
3. Zenginleşme ile zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalıdır.
4. Zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
a) Hukuki sebebin geçersiz olması/gerçekleşmemesi/sona ermesi
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: C
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: D
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: C
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: D
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: B
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: B
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: C
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: D
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: E
ÖRNEK SORULAR

CEVAP: C
BORÇ
İLİŞKİSİNİN
HÜKÜMLERİ
• Borçların İfası (TBK m. 83-111)
• Borçların İfa Edilmemesinin Sonuçları
(TBK m. 112-126)
• Borç İlişkilerinin Üçüncü Kişilere Etkisi
(TBK m. 127-130)
BORÇLARIN İFASI

 İFA KAVRAMI

İfa, borçlanılan edimin konu, zaman ve yer olarak tam ve doğru bir
şekilde yerine getirilmesi, alacaklının tatmin edilerek borcun sona
erdirilmesidir.

Genel Düzenleyici İtiraz


Hükümler Hükümler Niteliği

Borcun Sona Ermesi Borç İlişkisinin Sona Ermesi


BORÇLARIN İFASI

 İFANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

Genel Sözleşme Görüşü Sınırlı Sözleşme Görüşü Maddi Fiil Görüşü

• İfa, sözleşmedir. • İfanın nasıl gerçekleştiği • İfa, borcu sona erdiren


• Edimin ifası önerilir, önemlidir. maddi bir fiildir.
alacaklı da kabul eder. • Maddi fiil ile
• Hukuki işlem unsurları gerçekleşiyorsa fiil ehliyeti
aranır. aranmaz. Tasarruf ehliyeti
de aranmaz.
• İfa hukuki işlem ile
gerçekleştiriliyorsa ifa
kastıyla hareket aranır.
• Fiil ehliyeti ve tasarruf
yetkisi aranır.
BORÇLARIN İFASI
İfanın Konusu

A. Edime Uygun İfa Prensibi

Kural olan: Borçlunun borçlandığı edimi ifa ederek borcundan kurtulmasıdır.


Kararlaştırılan şeyden başka bir şey ifa edilirse aluid ifa söz konusu olur. Bu durumda
borç hiç ifa edilmemiş sayılır.

B. İfa İkameleri

İstisna: Kararlaştırılan şeyden başka bir şeyin ifası bazı hallerde borçluyu borcundan
kurtarabilir. Bunlara ifa ikameleri denir.

 İfa Yerine Edim (İfa Yerini Tutan Eda)


 İfa Amacıyla Edim (İfa Uğruna Eda)
 Seçimlik Yetki
 İfa Yerine Edim (İfa Yerini Tutan Eda)

Tarafların sözleşmenin kurulmasından sonra borçlunun,


kararlaştırılan edimden başka bir şey ifa ederek borcunu yerine
getirebileceği hususunda anlaşmalarıdır.

Kararlaştırılan edim 700 TL’lik kira borcu


ile ifa yerine geçecek Kararlaştırılan edimin yerine sucuk,
edim arasındaki değer ifası ile borç sona pastırma ve mantı
farklılığı önemli erer. teklifini ev sahibinin
değildir. kabul etmesi.
 İfa Amacıyla Edim (İfa Uğruna Eda)

Tarafların anlaşması ile borçlunun alacaklıya, satıp bedelinden


alacağını tahsil edebilmesi için edimden başka bir şey verdiği ve
alacaklının da o şeyi paraya çevirip borcun sona erdiğini kabul
etmesine denir.
Satıştan elde edilen
Kararlaştırılan şeyin para az ise kalan
Kural olan, ifa uğruna
satışından gelen para borcun ödenmesi
edimin
oranında borç sona gerekir; para fazla
kararlaştırılmasıdır.
erer. olur ise fazlanın
iadesi gerekir.
 Seçimlik Yetki

Seçimlik yetkide borç ilişkisinin konusu, önceden belirlenen bir


edimdir. Ancak borçluya bu edimin yerine başka bir edimi ikame
etme yetkisi tanınmıştır.

Seçimlik borç: Birden


Seçimlik yetkide asıl
Örnek: Yabancı para fazla edim arasından
tek bir edim
borcunun ifası biri veya birkaçı
bulunmaktadır.
seçilir.
İfanın Konusu
C. Kısmi İfa

Kural olan: Borçlunun borçlandığı edimi tam ifa ederek borcundan kurtulmasıdır.
Alacaklı borcun tamamı belli ve muaccel ise kısmi ifayı kabul etmek zorunda değildir.
 Kısmi ifa kural olarak bölünebilir borçlar açısından geçerlidir.
 Alacaklı, borçlunun kısmi ifa teklifini kabul ederse, borçlu kısmi ifadan kaçınamaz.

Edim bir bütün olarak ifası gereken bir edim olmalıdır.

 Alacaklının kısmi ifayı Borcun tamamı muaccel olmalıdır.


ret hakkı:

Borcun tamamı çekişmesiz olmalıdır.


İfanın Konusu
C. Kısmi İfa

 Kısmi İfayı Kabul Yükümlülüğü

Sözleşmede kısmi ifanın kabul edileceği yazıyorsa


Alacağın bir kısmı ihtilaflı ise
Dürüstlük kuralına aykırılık olacaksa
Kısmi ifaya izin veren bir hüküm varsa
Ticaret Kanunu’na göre çek ve poliçe alacaklısı
İcra ve İflas Kanunu kısmi ifaya izin vermekte ise
Ticari teamül kısmi ifaya izin vermekte ise
İfanın Konusu
C. Kısmi İfanın Sonuçları

Kısmi ifa, borcun ifa edilen kısmını sona erdirir.

• Borcun ifa edilmeyen kısmı teminatlarla birlikte varlığını sürdürür.

Kısmı ifa, alacağın kalan kısmını muaccel hale


getirmez.

• İfa edilmeyen kısım muaccel ise borçlu, kısmi temerrüde düşer.

Kısmi ifa alacak zamanaşımını keser.

• Birden fazla borçlunun bulunduğu hallerde kısmi ifada bulunan, ifa


oranında alacaklının kısmi halefi olur.
İfanın Konusu
D. Bölünemeyen Borcun İfası

Bölünerek ifası halinde niteliğinde bir değişme ve değerinde azalma olan


borçlara, bölünemeyen borç adı verilir.
Kısmen ifası söz konusu olmaz.

Yapma ve yapmama borçları

At, inek, TV, tablo gibi şeyleri verme borcu

Bölünemeyen bir borcun birden çok alacaklısı varsa, alacaklılardan her biri, borcun alacaklıların
tamamına ifasını isteyebilir. Borçlu, edimini alacaklıların hepsine birden ifa etmek zorundadır.
Bölünemeyen borcun birden çok borçlusu varsa, borçlulardan her biri borcun tamamını ifa etmekle
yükümlüdür
BORÇLARIN İFASI

İfanın Tarafları

İfa Edecek Kişi İfa Edilecek Kişi


BORÇLARIN İFASI

İfa Edecek Kişi

Kural: Borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle zorunlu


değildir.
Üçüncü kişinin ifası ile
borç kural olarak sona
İstisna: Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa erer. İstisna: Halefiyet
edilmesinde alacaklının menfaatinin bulunmasıdır. durumu

 Şahsi edimlerin, bizzat borçlu tarafından ifa


edilmesi gerekir.
BORÇLARIN İFASI

Üçüncü Kişinin İfasının Sonuçları

Alacaklı ile borçlu arasındaki ilişki:

Üçüncü kişinin ifası her şeyden önce borçluyu borçtan kurtarır.

Borcu güvence altına alan rehin ve kefalet gibi teminatlar da sona erer.

Üçüncü kişinin borcun ifası sırasında alacaklıya verdiği zararlardan dolayı borçlu, TBK m. 116
hükmüne göre sorumlu olur.
BORÇLARIN İFASI

Üçüncü Kişinin İfasının Sonuçları

Üçüncü kişi ile borçlu arasındaki ilişki:

Halefiyet hükmü: Bu durumda üçüncü kişinin ifası borçlu bakımından borcu sona erdirmez.

Borçlu alacaklıya karşı borçtan kurtulur ancak üçüncü kişiye karşı sorumlulukları devam
eder. Üçüncü kişi alacaklının halefi olur, onun yerine geçer.

Hizmet sözleşmesi/ Vekalet sözleşmesi/ Vekaletsiz iş görme/ Borcun üstlenilmesi


BORÇLARIN İFASI

Üçüncü Kişinin İfasının Sonuçları- HALEFİYET

Halefiyet, üçüncü bir kişinin borçlunun edimini alacaklıya ifa etmek suretiyle, onu tatmin ettiği
ölçüde alacaklının yerine geçmesi, onun borç ilişkisinden doğan asli ve fer’i haklarına halef
olmasıdır.
• Halefiyet, ifanın borcu sona erdirmesinin bir istisnasıdır.

Borç bütün unsurlarıyla varlığını devam ettirir. Muaccellik, ifa zamanı ve yeri, zamanaşımı
süresi aynı kalır.

• Asıl alacakla birlikte faiz, kefalet, rehin, ceza koşulu gibi yan haklar da üçüncü kişiye
geçer.
BORÇLARIN İFASI

HALEFİYET

BORÇLUNUN İRADESİNE DAYANAN


HALEFİYET KANUNA DAYANAN HALEFİYET

• Üçüncü kişinin borçluya halef olacağı Üçüncü kişinin hukuki bir yükümlülüğünün
alacaklıya bildirilmelidir. bulunmadığı hallerde halefiyet: Üçüncü kişi kendi
• Üçüncü kişi ifada bulunduğu oranda yararına olduğu için borcu ifa eder.
- Başkasına ait bir borç olmalı,
alacaklıya halef olur.
- Üçüncü kişi rehnedilen şey üzerinde mülkiyet
• Nitelik: Kanuni halefiyet veya sınırlı ayni hak sahibi olmalı
- Üçüncü kişi alacaklıyı tatmin etmelidir.

Bazı hallerde üçüncü kişi hukuki bir yükümlülük


sebebiyle alacaklıya ifada bulunur. Örnek: Kefalet,
sigorta
İfa Edilecek Kişi

Borç kural olarak alacaklıya veya onun yetkili temsilcisine ifa edilir.

Borç istisnaen üçüncü kişiye yapılacak bir ifa ile de sona erebilir. Bu durumlar:

- Üçüncü kişi yararına sözleşme

- Alacaklının eşine ödeme

- Alacağın temlikinde önceki alacaklıya iyiniyetle ifada bulunma

- İflasın açılmasından sonra iyiniyetle müflise yapılan ödeme


İfa Yeri
 Borçlanılan edimin ifasının gerçekleştirilmesi gereken yere ifa yeri adı verilir.

 TBK m. 89: «Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir.»

Para Borcu • Alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri


Götürülecek Aranılacak
Borç Borç

• Sözleşmenin kurulduğu sırada borç


Parça Borcu
konusunun bulunduğu yerde
Götürülecek
Borç
• Doğumları sırasında borçlunun yerleşim
Diğer Borçlar
yerinde
İfa Zamanı

İfa zamanı: Alacalının ifayı talep ve dava hakkı kazandığı zamandır. İfa
zamanının gelmesi ile borç muaccel olur.

İfa zamanı süreye bağlanmamışsa:


• Her borç doğumu anında muaccel olur.

İfa zamanı süreye bağlanmışsa:


• Bu borçların vade gelinceye kadar ifası istenemez.
Vadenin gelmesi ile müeccel borç, muaccel hale gelir.
İfa Zamanı

Taraflar ifa zamanını mutlak veya nispi olarak belirleyebilir.

Mutlak Nispi

Doğrudan Dolaylı
İfa Zamanı
VADE

Olağan Vade Belirli Vade Kesin Vade

 Borcun muaccel olduğu,  Borcun muaccel olduğu zaman  Belirli Vade


alacaklının edimi talep  Alacaklının ihtarına gerek  Alacaklı edimin kabulünden
edebildiği zamanı gösterir. kalmaksızın borçlunun temerrüde kaçınabilir, sözleşmeden
düştüğü zaman dönebilir.
 Temerrüt ihtarı gerekir.
İfa Zamanı

İfa zamanını uzatma sözleşmesi:

İfa zamanını uzatma, akdi


nitelik taşıdığından alacaklı
bundan dilediği zaman
vazgeçemez.

Uzatma sözleşmesi asıl


sözleşmenin geçerlilik
şekline tabidir.
Borçlu
temerrüde Uzatma, hukuki niteliği
düşmez. itibariyle def’i değil, itirazdır.
İfa Zamanı

Erken Ödeme:

Borçlu, kural olarak, edimini


sürenin sona ermesinden
önce ifa edebilir.

Erken ifaya yetkili olan


borçlunun edimi alacaklı
tarafından kabul edilmezse
alacaklı mütemerrit olur.

Sözleşme hükümleri ve
niteliği
Durumun gereği
Kanun hükümleri
İfa Zamanı

Borcun ifası için bir ayın


başlangıcı veya sonu • Bundan ayın birinci ve sonuncu günü
belirlenmişse anlaşılır.

Bir ayın ortası


belirlenmişse • Bundan da ayın onbeşinci günü
anlaşılır.

Borcun ifası için gün


belirtilmeksizin sadece ay • Bundan o ayın son günü anlaşılır.
belirlenmişse
İfa Zamanı
Bir borcun veya taraflardan birine düşen herhangi bir yükümlülüğün sözleşmenin
kurulmasından başlayarak belli bir sürenin sonunda ifası gerekiyorsa, ifa zamanı
aşağıdaki biçimde belirlenir:

Gün olarak • Sözleşmenin kurulduğu gün


belirlenmiş sayılmaksızın, bu sürenin son günü
süre dolmuş olur.

Hafta olarak • Son haftanın sözleşmenin kurulduğu


belirlenmiş güne ismen uyan gününde dolmuş
süre olur.
İfa Zamanı
Ay olarak veya yıl,
yarıyıl ve yılın • Sözleşmenin kurulduğu gün ayın kaçıncı günü ise,
dörtte biri gibi son ayın bunu karşılayan gününde dolmuş olur.
birden çok ayı
içeren bir zaman Son ayda bunu karşılayan gün yoksa süre, bu ayın
olarak belirlenmiş son günü dolmuş sayılır.
süre
Yarım aydan onbeş
günlük süre
anlaşılır. Bir veya
birden çok ay ve • Bu kurallar, sürenin sözleşmenin kurulmasından
yarım ay olarak başka bir andan işlemeye başladığı durumlarda da
belirlenmiş sürenin uygulanır.
dolduğu gün, son
aya onbeş gün
eklenerek belirlenir.
İfa Zamanı

İfa zamanı veya sürenin Süre uzatılmış ise


son günü, kanunlarda yeni süre, aksi
tatil olarak kabul edilen kararlaştırılmış
Borç, alışılmış iş
bir güne rastlarsa, olmadıkça, önceki
saatlerinde ifa ve kabul
kendiliğinden bu günü sürenin sona
edilir.
izleyen ve tatil olmayan ermesini izleyen
ilk güne geçer. Aksine birinci günden
anlaşma geçerlidir. başlar.
BORÇLARIN İFASI

 Parça ve Çeşit Borçlarının İfası

Edimin tüm ayırt Edimin türü ile


edici özellikleri belirlendiği borca ise
ile belirlendiği çeşit borcu denir.
borca parça Kararlaştırılan şey aynen
borcu denir. veya mislen ifa
Kararlaştırılan edilerek borç sona
edim dışında erdirilir. Teslim edilecek
başka bir şeyin şeyi borçlu seçer.
teslimi ile borç  Nev’i telef olmaz
sona ermez. ilkesi

Misli Mal Misli Olmayan Mal


BORÇLARIN İFASI

 Parça ve Çeşit Borcu Ayrımının Hukuki Sonuçları

İfa Sorunu Hasar Sorunu

 Parça borçlarında edim konusu, muayyen şey ifa


edilmedikçe, borçlu borcundan kurtulamaz.
 Çeşit borçlarında borçlanılan türe ait nitelik ve  Parça borçlarında edim, henüz ifa
miktardaki şeyin ifasıyla borçlu borcundan edilmeden borçlunun kusuru dışında yok
kurtulur. olursa, sonraki kusursuz imkansızlık söz
 Borçlanılan edim yalnız çeşidi ile konusu olur, borçlu borcundan kurtulur.
belirlenmişse, hukuki ilişkiden ya da işin  Çeşit borçlarında da aynı durum söz
özelliğinden aksi anlaşılmadıkça, o şeyin konusudur.
seçimi borçluya aittir.
 Çeşit borçlarında, borçlunun seçimiyle
birlikte borç, parça borcuna dönüşür.
BORÇLARIN İFASI

 Seçimlik Borçların İfası

Birden fazla şeyi içine


almakta olan edimlerden
Seçim hakkı değiştirici yenilik
birinin borçlu tarafından
doğuran bir haktır.
seçilip, ifa edildiği borca
seçimlik borç denir.
BORÇLARIN İFASI

 Seçimlik Borçlardan Birinin İmkansızlaşması

Kusursuz Sorumluluk Halleri Kusurlu Sonraki İmkansızlık Halleri

 Edimlerden biri, baştan itibaren  Edimlerden biri, alacaklının kusuru


imkansızlaşmışsa TBK m.27 ile imkansızlaşmışsa, borçlu ya diğer
uygulanmaz. Borç diğer edim olur. edimi ifa eder ve imkansızlaşan edim
 Edimlerden biri, sonradan kusursuz için tazminat ister ya da
olarak imkansızlaşmışsa borç diğeri imkansızlaşan edimi ister ve TBK
olur. m.136 uygulanır.
 Edimlerin her ikisi de kusur sonucu
imkansızlaşmışsa TBK m.112
uygulanır.
BORÇLARIN İFASI

 Seçimlik Borç ve Seçimlik Yetki

Seçimlik Borç Seçimlik Yetki


Sözleşmenin yapıldığı anda birden Sözleşmenin yapıldığı anda kesin
fazla edim söz konusudur. Borçlu, olarak belirlenen edim
kural olarak, birisinin ifa edilmesini bulunmaktadır.
ister.
Seçimlik borçların her ikisi de asıl Asıl edimin yerine kanun ya da
edimdir. anlaşma ile geçen yedek edim söz
konusudur.
Edimlerden biri imkansızlaşırsa Asıl edim imkansızlaşırsa, yedek
diğer edim onun yerini alır. edim onun yerini almaz. Borç
imkansızlaşır.
BORÇLARIN İFASI

Para Borcunun İfası

Para Borcunun İfası

Para Değerindeki
Türk Lirası ile Ödeme Yabancı Para ile Ödeme Altın ile Ödeme
Düşmelere Karşı Koruma

Altın Değer
Kaydı

Eşya Değer
Kaydı

Yabancı Para
Değer Kaydı
BORÇLARIN İFASI

Para Borcunun İfası

 Konusu para olan borç, Türk Lirası ile ödenir. Ancak taraflar yabancı para
borcu ile ödemeyi de kabul edebilirler.

Aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade varsa: Ödeme kararlaştırılan
para cinsi ile yapılır. Seçimlik yetki yoktur.

Aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade yoksa: Ödeme günündeki rayiç
üzerinden de ödenebilir. Eğer borçlu ödeme gününde ödeme yapmazsa
seçimlik yetki alacaklıya geçer.
BORÇLARIN İFASI

Faiz Borcunun İfası

Kavram: Faiz, alacaklının alacağı olan bir miktar


parayı belli bir süre kullanmaktan mahrum
kalması sebebiyle kendisine ödenen karşılıktır.

Yan Edim Feri Hak Kanun Sözleşme


BORÇLARIN İFASI

Para Borcunun İfası


Faiz Oranı

Yabancı
Anaparada Temerrüt Para
Faiz Oranı Faiz Oranı Borçlarında
Faiz

Kanuni Faiz Akdi Faiz Adi Faiz Ticari Faiz


%9 %9 %11,75

Adi Faiz Ticari Faiz


%13,5
BORÇLARIN İFASI

Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşmelerin İfası


MADDE 97- «Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası
isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine
göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş
ya da ifasını önermiş olması gerekir.»

Ödemezlik def’i sözleşmenin taraflarına, karşı edim


ifa edilene dek kendi edimini ifadan kaçınma hakkı
verir.

Aksi
kararlaştırılabilir.
BORÇLARIN İFASI

Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşmelerin İfası

Aynı Anda İfa Karinesi


Karşılıklı borç yükleyen bir
sözleşme olmalıdır.
Ödemezlik Defi Şartları

Kanun Sözleşme Teamül

Karşılıklı edimler mevcut ve


muaccel olmalıdır.

Tarafların edimleri aynı


zamanda ifa yükümlülüğü
olmalıdır.
BORÇLARIN İFASI

Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşmelerin İfası

Tarafların edimlerinin aynı


Öncelikle İfa Yükümlülüğü

anda muaccel olması

Edimin ifasını talep eden


alacaklının öncelikle ifa
yükümlülüğü
İfadan Kaçınma Hakkı

Sözleşmeden, kanundan ya Borcu Erteleme Özelliği


da teamülden kaynaklanabilir.
Temerrüdü Erteleme Özelliği
YARGITAY KARALARI

• İlk derece mahkemesince, taraflar arasında akdedilen hisse devir protokolüne


göre, davalının asli edim yükümlülüğünün belirtilen tutarda hisseyi devretmek,
davacıların asli edim yükümlülüğünün ise hisse devir bedeli karşılığı ödenmesi
kararlaştırılan 1.050.000,00 TL'yi ödemek olduğu, davalının asli edimini yerine
getirerek hisseleri devrettiği ancak davacıların bu devir karşılığı ödemeleri gereken
tutarın sadece 265.000,00 TL'sini ödedikleri, bu nedenle ödemezlik defi gereğince
kendi edimini tam olarak yerine getirmeyen davacıların davalıdan sözleşmeyle
kararlaştırılan sair edimleri yerine getirmesini isteyemeyecekleri ….
• İst. BAM. 13 HD. E. 2018/389, K. 2019/82.
YARGITAY KARALARI

• Somut olayda takibe konu olan alacağın 18.01.2019 tarihinde alacaklıya temlik edilmiştir.
Borçlu tarafından dayanak ilama konu miktarın bu tarihten sonra dosyaya yatırılmış olduğu,
borçlunun talebi üzerine de, icra müdürlüğünce; yatırılan bu miktarın, ilamda geçen adı mobil
kırma ünitesinin borçluya teslimi halinde alacaklıya ödeneceğine karar verilmiştir. Öte yandan,
borçlu tarafından aynı ilama dayanarak, ... Nak. İth. İhr. San. Tic. Ltd.Şti aleyhine ... Anadolu
10.İcra Müdürlüğünün 2019/1572 Esas ile takip başlattığı ve mobil kırma ünitesinin iadesi
talebinde bulunduğu şikayet tarihi itibari ile de ilama konu ünitenin borçluya tesliminin
gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
• İlam içeriği dikkate alındığında, taraflara karşılıklı edimler içerdiği anlaşılmaktadır. Bu
durumda, mobil kırma ünitesinin borçluya teslimi edimi yerine getirilmediği sürece, dosyadaki
paranın alacaklıya ödenmesi olanağı bulunmamaktadır. Alacağın temliki ile de, borçlunun 6098
Sayılı Borçlar Kanununun 188 . maddesi uyarınca devredene karşı sahip olduğu savunmaları
devralana ileri sürebileceği hükmü dikkate alındığında, alacaklının takibe konu ilamda geçen
mobil kırma ünitesi teslim yükümlülüğü yerine getirilmediğinden, dosyadaki meblağın temlik
alan alacaklıya ödenmemesi gerektiğine dair ilk derece mahkemesi kararı yerindedir.
• 2 HD, E. 2020 / 4520, K.2021 / 1795, T. 18.02.2021
BORÇLARIN İFASI

Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşmelerin İfası (Aciz Defi)


MADDE 98- «Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmede, taraflardan birinin
borcunu ifada güçsüzlüğe düşmesi ve özellikle iflas etmesi ya da hakkındaki
haciz işleminin sonuçsuz kalması sebebiyle diğer tarafın hakkı tehlikeye düşerse
bu taraf, karşı edimin ifası güvence altına alınıncaya kadar kendi ediminin
ifasından kaçınabilir.
Hakkı tehlikeye düşen taraf, ayrıca uygun bir sürede istediği güvence verilmezse
sözleşmeden dönebilir.»

Borç muaccel olmadan önce

Güvence

Borcun İfasından Kaçınma Hakkı


İFANIN İSPATI

Madde 6 - Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her


biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.

HMK: Senetle ispat zorunluluğu MADDE 200- Bir hakkın doğumu,


düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası
amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri
ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu
hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir
nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.

2023 yılı için Senetle İspat Sınırı: 14.800 TL

Genel Kural: İfayı ispat, borçlunun üzerindedir.


İfanın İspat Edilmesi

Makbuz ve Senetlerin Geri Verilmesi

• TBK m.103: «Borcu ödeyen borçlu, bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse,
buna ilişkin borç senedinin geri verilmesini veya iptalini isteyebilir.»

• TBK m.103/2: «Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca
haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç
senedine işlenmesini isteyebilir.»

• TBK m.104/3: «Borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır.»
İfanın İspat Edilmesi

Makbuz ve Senetlerin Geri Verilmesi

• TBK m. 104: «Faiz veya kira bedeli gibi dönemsel edimlerden biri için, alacaklı
tarafından çekince belirtilmeksizin makbuz verilmişse, önceki dönemlere ait
edimler de ifa edilmiş sayılır. Alacaklı anaparanın tamamı için makbuz vermişse,
faizlerini de almış olduğu kabul edilir.»

• TBK m.105: «Alacaklı, borç senedini kaybettiğini iddia ederse, borçlunun istemi
üzerine, borcu ödeme sırasında, kendisine borç senedinin iptalini ve borcun sona
ermiş olduğunu gösteren resmen düzenlenmiş veya usulüne göre onaylanmış bir
belge vermek zorundadır.»
İfanın İspat Edilmesi

Mahsup

• TBK m.100: «Borçlu borcunu kısmen ifa ediyorsa, bunu ana borçtan düşme
hakkına sahiptir.
Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise,
borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan
kısma mahsup etme hakkına sahip değildir».

• TBK m.101: «Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan
hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş
olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır.»
İfanın İspat Edilmesi

Mahsup

• TBK m.102: «Kanunen geçerli bir açıklama


yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık
bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç
için yapılmış sayılır.
Birden çok borç muaccel ise ödemenin,
borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için
yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış
ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç
için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi
aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı
olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi
gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç
için yapılmış sayılır.»
ALACAKLININ TEMERRÜDÜ

KANUNİ DAYANAK

MADDE 106- «Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen
alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun
borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık
fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.
Alacaklı, müteselsil borçlulardan birine karşı temerrüde düşerse,
diğerlerine karşı da temerrüde düşmüş olur.»
ALACAKLININ TEMERRÜDÜ

TANIM

Alacaklının, ifaya katılmaktan ve özellikle borçlu tarafından kendisine gereği gibi, tam ve doğru
olarak sunulan edimi kabulden veya edimin ifasına ilişkin hazırlık fiillerini yapmaktan haklı bir
sebep olmaksızın kaçınmasına alacaklı temerrüdü denir.

Kabulün
Kabul mümkün ve
Temerrüdü zorunlu olduğu
haller
ALACAKLININ TEMERRÜDÜ

Alacaklının İfaya Katılma


Fiili

Geniş
Dar Anlamda
Anlamda
Dar anlamda katılma
Geniş anlamda katılma
fiili, alacaklının
fiili ise, alacaklının ifaya
önerilen, sunulan
hazırlık fiilleri ile ifaya
edimi, örneğin satılan
refakat fiilleridir.
malı kabul etmesidir.
ALACAKLININ TEMERRÜDÜ

Yükümlülük ??
İfayı Kabul Hak ??

Alacaklıya yüklenen ifaya katılma


Külfet ?? külfeti bir borç olmadığı için,
alacaklı buna uymadığında
İfayı kabulden kaçınan alacaklı, borçlu temerrüdüne
alacak hakkını kaybetmez ve
başvuramaz. borçluya tazminat ödemek
zorunda kalmaz.
Alacaklının kusurlu olması kural olarak şart değildir.

İfanın henüz mümkün olmasına bağlıdır


ALACAKLININ TEMERRÜDÜNÜN ŞARTLARI

1. Borçlu, edimi alacaklıya gereği gibi önermiş olmalıdır:


Taraf

Yer
Gereği gibi önerme İfa unsurlarına uygun olma
Konu

Zaman

Alacaklı kısmi ödeme teklifini


kabul etmek zorunda mı?

Edimi üçüncü bir kişi sunarsa


ifa kabul edilmek zorunda mı?
ALACAKLININ TEMERRÜDÜNÜN ŞARTLARI

2. Alacaklı önerilen edimi, kabulden kaçınmış olmalıdır:

Alacaklıya ait bir seçim hakkının


mevcut olduğu bir seçimlik borç

İfanın Reddi
Hazırlık Fiillerinden
Kaçınma
ALACAKLININ TEMERRÜDÜNÜN ŞARTLARI

3. Alacaklının kabulden kaçınması haksız olmalıdır:

 Alacaklı kısmi ifayı kural olarak reddedebilir.


Kabulden kaçınmayı haklı gösterecek objektif bir
sebep olmamalıdır.

 Kabul temerrüdü, alacaklının ölmesi,


hastalanması, ayırt etme gücünü kaybetmesinden
dolayı gerçekleşse bile, bu sebepler borçlunun
etki alanı dışında, tamamen alacaklının kişisel
çevresi içinde vuku bulduğu için, borçlu
bunlardan etkilenmez.
ALACAKLININ TEMERRÜDÜNÜN ŞARTLARI

Alacaklı
Temerrüdünün
Sona Ermesi

İfa Zamanının
Alacağı Sona Borç İlişkisini Sona Edimin İmkansız
Anlaşarak
Erdiren Sebepler Erdiren Sebepler Hale Gelmesi
Uzatılması
ALACAKLININ TEMERRÜDÜNÜN SONUÇLARI

Tevdi Hakkı Satma Hakkı

Sözleşmeden
Sattırma Hakkı
Dönme Hakkı
ALACAKLININ TEMERRÜDÜNÜN SONUÇLARI

Kural olarak
Mütemerrit
alacaklı, Borçlunun
Hasarın alacaklıya alacaklının
temerrüde rağmen sorumluluğunun
geçmesi ödemezlik def’ini
edimin ifasını talep hafifletilmesi
ileri sürememesi
edebilir.

Alacaklı
Sözleşmeden Borçlunun
temerrüdünün,
doğan faizlerin masrafları
borçlu
işlemeye devam alacaklıdan isteme
temerrüdünü sona
etmesi hakkı
erdirmesi
BORÇLUNUN BORÇLANILAN ŞEYİ TEVDİ HAKKI

Tevdi, borçlu yönünden kural olarak bir hak olup, İstisna


yükümlülük değildir. ???

Konusu maddi bir mal, yani bir şey teslimi olan


borçlarda, bu şeyi bir yere tevdi etmek suretiyle
borçtan kurtulabilir.

Tevdi edilen maddi edim, bütün unsurlarıyla,


özellikle miktar ve niteliği itibarıyla borçlanılan
edime uygun olmalıdır.
TEVDİİN ŞARTLARI

Edimin maddi
Alacaklı Tevdi edecek
bir edim
temerrüdü kişi esas
olması ve
gerçekleşmiş olarak
tevdie elverişli
olmalıdır. borçludur. Kiracının kira
olması gerekir.
parasının tevdii
TEVDİİN ŞARTLARI

Tevdi, tevdi yerinde


yapılmalıdır.

Geniş anlamda tevdi yeri:


borçlanılan edimin ifa yeri
Banka - Kamu Kurum ve Kuruluşları

Dar anlamda tevdi yeri:


Tevdiin yapılacağı kişi veya
makam
TEVDİİN ŞARTLARI

Ticari Borç
Borçlu
İlişkisi
Tevdi yerini
kim belirler?
Adi Borç İfa yerindeki
İlişkisi hakim
TEVDİİN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Tevdi, borçluyu borçtan kurtarır.

Tevdi, bir ifa ikamesidir.


Alacaklının ifayı
kabul etmesi

Geçici kurtarma: Tevdii geri alma hakkı


Rehnin kaldırılması
sonucu
Tevdi ile birlikte hasar ve masraflardan
sorumluluk da alacaklıya geçer.
BORÇLUNUN BORÇLANILAN ŞEYİ SATMA HAKKI

Satışın Şartları

Borçlu, alacaklıya satışı önceden Hakim, satışa izin vermiş


Şeyin niteliği
ihtar etmelidir. olmalıdır.

Doğal yapısı ve Tek taraflı varması


İfa yeri hakimi
niteliği gerekli bir beyan

İfa yeri ya da şeyin


Tevdi masraflarının
bulunduğu yeri satış
yüksekliği
yeri olabilir.
Doğal yapısı tevdie
uygun olmayan
şeyler: çabuk
bozulabilen ve
çürüyebilen şeyler

 SATIŞA KONU
OLABİLECEK ŞEYLER

Niteliği tevdie uygun


olmayan şeyler:
taşınmaz mallar veya
uçak
BORÇLUNUN SÖZLEŞMEDEN DÖNME HAKKI

Borçlanılan edim, şeye ilişkin Sözleşmeden dönme halinde Sözleşmeden dönme beyanı
edim dışında bir edim borçlu temerrüdüne ilişkin varması gereken tek taraflı
olmalıdır. hükümler kıyasen uygulanır. bir irade beyanıdır.
• Yapma edimi • Alacaklı temerrüdünün • Borçlunun tazminat
• Hizmet edimi gerçekleşmiş olması isteyebilmesi alacaklının
gerekir. kusurlu olmasına bağlıdır.
• Alacaklıya uygun bir süre
verilmesi gerekir.
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİ VE SONUÇLARI

MADDE 112- «Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun
yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.»

Borç İlişkisinin İfa


Edilmemesi

Borcun Vaktinde İfa


Borcun İfa Edilmemesi
Edilmemesi

Borcun Hiç İfa Borcun Gereği Gibi İfa


Borçlunun Temerrüdü
Edilmemesi Edilmemesi

Sonraki Kusurlu
Kötü İfa Yan Yükümlülüklerin İhlali
İmkansızlık
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİ VE SONUÇLARI

AŞAMALAR İFA ENGELLERİ


Sözleşmenin kuruluşundan önce,  Culpa in Contrahendo
sözleşme benzeri durumlar  Genel güven sorumluluğu

Sözleşmenin kuruluşunda  Başlangıçtaki- kusurlu veya


kusursuz- imkansızlık nedeniyle
borcu ifa etmeme
Sözleşmenin ifası aşamasında  Sonraki –kusurlu veya
kusursuz- imkansızlık nedeniyle
borcu ifa etmeme
 Gereği gibi ifa etmeme
 İşlem temelinin çökmesi
Borcun muaccel olmasıyla  Borçlu temerrüdü
 Alacaklı temerrüdü
Sözleşmeden doğan borçların  Sözleşme sonrası
ifasından sonra yükümlülüklerin ihlali
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

Borç İlişkisinin İfa Edilmemesinin Sonuçları

Aynen İfa Tazminat Davası Sözleşmeden Dönme


BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

1. Aynen İfa (Borçlunun İfaya Zorlanması)

İhkak-ı Hak
İfa Davası
Yasağı

Verme Yapma Yapmama


BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

1. Aynen İfa (İfa Davasının Şartları)

Alacaklı, ilk olarak alacağının varlığını ispatlamalıdır.

Alacağın muaccel olması gerekir.

İfa davası açabilmek için borçlunun kusurlu olması şart


değildir

İfa davası, kural olarak her türlü borcun ifası için


açılabilir.

Edim imkansız değilse aynen ifa istenir.


BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

1. Aynen İfa (Cebri İcra)

Borçlu, hükme rağmen borcunu ifa etmezse alacaklı, devlet


gücüyle alacağına kavuşur. Bu yola cebri icra denir.

İlamlı İcra İlamsız İcra

Verme Borçları Verme Borçları Para ve Teminat


Borçları

İrade Beyanında
Bulunma
Yükümlülüğünde
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

2. Tazminat Davası 3. Sözleşmeden Dönme

Alacaklı, kanunda öngörülen


Borçlunun kusurlu hallerde, borcunu ifa etmeyen
olması gerekir. borçluya karşı sözleşmeden
dönme hakkına sahiptir.
(TBK m. 125)

Borç ilişkisi sona


ermez; içeriği değişir.
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

 Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinin İhlali

Edim Yükümlülüklerinin İhlali Yan Yükümlülüklerinin İhlali

İhlal Kusur Zarar


BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

 Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinin İhlali-


Kusurlu Sonraki İfa İmkansızlığı

Tanım: Sözleşmenin geçerli olarak kurulmasından sonra borçlunun kusurlu bir


davranışı yüzünden edimin, sürekli ve kesin olarak ifasının mümkün olmamasıdır.

İmkansızlık İmkansızlık

Tabi Hukuki Baştaki Sonraki


Fiili İmkansızlık
İmkansızlık İmkansızlık İmkansızlık İmkansızlık

Mantık ve
Fiili ve pratik Emredici Kesin Borç ilişkisinin
tabiat
sebepler hukuk kuralı hükümsüzlük ihlali
kuralları
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

 Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinin İhlali-


Kusurlu Sonraki İfa İmkansızlığı

İmkansızlık İmkansızlık

Objektif Sübjektif
Kısmi İmkansızlık Tam İmkansızlık
İmkansızlık İmkansızlık

İmkansızlık Nevi telef


olmaz.
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

 Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinin İhlali-


Gereği Gibi İfa Etmeme

Gereği Gibi İfa Etmeme

Geniş Anlamda Dar Anlamda

İfanın unsurlarından birinin eksik olması Edimin borçlanılan edimden nitelik


bakımından farklı olması

Yan
Kötü İfa Yükümlülüklerin
İhlali
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

 Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinin İhlali-


Gereği Gibi İfa Etmeme- Kötü İfa

Kötü Eksik Kötü Ayıplı


İfa İfa İfa İfa

Maddi edimlerde, borçlanılan edim yerine başka bir edimin ifa edilmesi kötü
ifa değil, yanlış ifadır.
BORÇ İLİŞKİSİNİN İFA EDİLMEMESİNİN SONUÇLARI

 Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerinin İhlali-


Gereği Gibi İfa Etmeme- Kötü İfa

- Aydınlatma/
İfaya yardımcı
Paketleme
yan
yükümlülüğü
yükümlülüklerinin
- Tazminat
ihlali
Yan davası
Yükümlülüklerin
İhlali
Koruma - Kişilik ve
yükümlülüklerinin malvarlığı
ihlali değerleri
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Borca Aykırı
TALEP NORMU
Davranış
MADDE 112- «Borç hiç veya gereği
gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine
hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat
etmedikçe, alacaklının bundan doğan
Zarar
zararını gidermekle yükümlüdür.»

Şartlar

Kusur

Uygun İlliyet Bağı


SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

1. Borca Aykırı Bir Davranış Olmalıdır.

Borç ilişkisi mevcut


olmadan, borçlunun
borcu ifa etmemesi,
Borca aykırılık; borcu
borca aykırı
yerine getirmeme,
davranması, dolayısıyla
borcu ifa etmemedir.
sözleşme ilişkisini ihlâl
etmesi söz konusu
olmaz.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

Maddi Zarar: Alacaklının malvarlığının fiili durumu ile borca aykırı


davranış olmasaydı göstereceği durum arasındaki farktır.

Borcun ifa edilmemiş olması her zaman alacaklının zarara


uğradığı anlamına gelmez. Alacaklının tazminat talebi için
zarara uğraması şarttır.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

Malvarlığının aktif kısmında meydana gelen eksilmeye ya


Fiili Zarar
da pasifin artmasına fiili zarar denir.
Maddi Zarar
Yoksun Kalınan Borca aykırı davranış olmasaydı, alacaklının malvarlığının
Kar göstereceği artışı ifade eder.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

Malvarlığı
Değerlerinin İhlali
Kişilik değerlerinin ihlâlinin
Maddi Zararın
maddî zarara yol açabilmesi için,
Kaynağı bunların alacaklının malvarlığı
Kişilik Değerlerinin üzerinde olumsuz ekonomik
İhlali etkiler doğurması gerekir.
KİŞİLİK DEĞERİNİN
İHLALİ HALİNDE
MADDİ ZARARIN
OLUŞMASINA ÖRNEK

• Örneğin A ticarî arabasıyla B


ve C’yi taşırken trafik kazası
sonunda B ’nin ölmesine C’nin
de sakat kalmasına neden
olmuşsa, B ’nin maddî
desteğinden yoksun kalan eşi E
ve çocuğu F’nin destekten
yoksun kalması, C’nin de
çalışamaz olması nedeniyle
kazancını kaybetmesi, maddî
zararı oluşturur.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

Manevi tazminat,
Sözleşmenin ihlalinden
TBK m. 114/II, manevi özellikle adam
manevi bir zarar
tazminat için TBK m. öldürülmesi ve
doğmuş ise alacaklı
56’ya gönderme bedensel bütünlüğün
manevi tazminat
yapmıştır. ihlal edilmesi halinde
davası açabilir.
söz konusu olur.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

İfası mümkün olmayan edim için aynen


İfa edilmeyen edimin ifayı talep hakkı sona erer. İfa edilmeyen
değeri edimin parasal değeri, nakdi tazminat
olarak talep edilir.

Maddi zararın
Giderler Noter için yapılan ihtar
unsurları nelerdir?

Borçlunun borçlanılan edimi gereği gibi ifa


Diğer Unsurlar etmemesi sonunda da alacaklı aleyhine
bazı zararlar doğabilir.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

Örneğin borçlu B, satış sözleşmesine göre alacaklı A ’ya


teslim zorunda olduğu belirli bir kristal vazoyu ifa
gününden önce kasten veya ihmali ile kırmışsa, vazonun
aynen ifası artık mümkün olmadığı için B, A ’ya böyle bir
vazonun para ile arz ettiği değeri ödeyecektir. Bu da para
ile tazminden başka bir şey değildir.

Asli Tali
Yükümlülük Yükümlülük
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

2. Bir Zarar Doğmuş Olmalıdır.

Geçerli bir borcun hiç ya da gereği gibi ya da vaktinde ifa


Müspet Zarar edilmemesi ile uğranılan zarardır.
- Tam ve doğru ifaya ilişkin menfaattir.
Maddi Zarar
Sözleşmenin kurulamamasından veya geçersiz olmasından
doğan zarardır. Sözleşmenin kurulduğuna veya geçerli
Menfi Zarar
olarak kurulmuş bulunduğuna duyulan güven boşa çıktığı
için bir zarar doğmuştur.
Müspet Zarar: Borç gereği gibi ifa edilseydi, alacaklının malvarlığının
arz edeceği durum ile borcun ifa edilmemesinden sonraki mevcut
durum arasındaki farktır.

Malvarlığının aktif kısmında meydana gelen eksilmeye ya da


Fiili Zarar
pasifinin artmasına fiili zarar denir.
Müspet
Zarar
Yoksun Kalınan Borca aykırı davranış olmasaydı, alacaklının malvarlığının göstereceği
Kar artışa yoksun kalınan kar denir.

Fiili zarar: Alacaklının bir malının tahrip veya yok edilmesi, ipotek
kurulması
Yoksun kalınan kar: Kiralananın zarar görmesi nedeniyle tekrar
kiraya verilmesinin uzaması
 MÜSPET ZARAR ÖRNEĞİ

• Keza bir işletmede kullanılan bir makine


veya aracı tamir eden ustanın, bunu
tahrip etmesi veya hasara uğratması
halinde de bunların yerine yenileri
konuluncaya kadar işletme sahibi
işletmesini durduracağından bu süre
içinde sağlayacağı kârdan yoksun
kalacaktır.
Menfi Zarar: Alacaklının malvarlığının halihazır durumu ile sözleşme
yapılmamış olsaydı arz edeceği durum arasındaki fark, menfi zararı
meydana getirir.

Sözleşmenin kurulması için yapılan masraflar, ifa


Fiili Zarar
maksadıyla yapılan masraflar, noter, resim, harç
Menfi
Zarar
Kaçırılan Sözleşme ilişkisinin kurulduğuna güven duyularak
Fırsatlar kaçırılan fırsatlar

Bir davada hem menfi hem müspet zarar talep


edilemez. Bu talepler birbirini dışlar.
 MENFİ ZARAR
ÖRNEĞİ

• Alacaklının, borçlu
tarafından yapılacak
ifayı kabul için yaptığı
giderler de menfi zarara
dahildir. Örneğin
alacaklının malı koymak
için bir araba veya yer
kiralaması ve bunun için
bir miktar para ödemesi
halinde durum böyledir.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Üçüncü kişinin zararı

Borcun ihlâlinden sözleşmeye taraf olmayan


üçüncü bir kişi zarar görmüşse, alacaklı bunun
tazminini isteyemez.

• Zira bu zarar alacaklının malvarlığında meydana gelmemiştir.

Keza üçüncü kişi de bu suretle uğramış olduğu


zararı, borçludan ne alacaklı aracılığıyla ne de
bizzat isteyebilir.

• Bunun nedeni borç ilişkisinin nisbi bir nitelik taşıyıp, alacak


hakkının ve borcun sadece borç ilişkisinin tarafları arasında
hüküm ve sonuç doğurmasıdır.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Üçüncü kişinin zararı

Borçlunun borca aykırı davranışından, yani sözleşmeyi ihlâl


fiilinden alacaklının değil de üçüncü bir kişinin malvarlığı veya
İSTİSNA kişi varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeye,
üçüncü kişinin zararı denir.

A’nın çağırması üzerine eve gelip musluğu


tamir ederken elinden fırlayan aletin A’nın eşi
Üçüncü Kişiyi E’nin veya çocuğu Ç’nin vücut bütünlüğünü
Koruma Etkili ihlâl eden B ’ye karşı E veya Ç’nin sözleşmeye
Sözleşme aykırılık nedeniyle açacağı tazminat davasında
durum böyledir.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

3. Sözleşmenin İhlali İle Zarar Arasında Uygun İlliyet Bağı Olmalıdır.

Sözleşmenin ihlâli,
olayların olağan akışına,
Sözleşmenin ihlâli genel hayat Borca aykırı davranışın
(imkânsızlık, temerrüt tecrübelerine göre uygun sonucu olan her
veya gereği gibi ifa somut olayda zarar doğrudan doğruya
etmeme) ile gerçekleşen gerçekleşen türden bir zarar olup borçlu
zarar arasında uygun zararı meydana tarafından tazmin
illiyet bağı bulunmalıdır. getirmeye niteliği edilmek gerekir.
itibariyle elverişli
olmalıdır.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

4. Borçlu, Sözleşmeyi Kusurlu Olarak İhlal Etmelidir.

Sözleşmeden doğan sorumluluk ilke olarak kusur sorumluluğudur.

“Borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat


etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle
yükümlüdür.”

İstisna: Bazı hallerde, özellikle bir kanun hükmüne dayanan hallerde


borçlu sebep ilkesine göre sorumlu olur. (Örnek: TBK m.116)
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

4. Borçlu, Sözleşmeyi Kusurlu Olarak İhlal Etmelidir.

Sözleşmeden doğan sorumlulukta da kusur, borçlunun


mensup olduğu sosyal ve meslekî çevrede yaşayan
standart ve normal borçlu tipinin davranışından sapan,
hukuk düzeninin kınadığı, onaylamadığı bir davranış
biçimi; daha açık bir deyişle davranış biçiminin bir
niteliğidir.

Sübjektif Kusur Objektif Kusur

Borçlunun kendi işlerinde Makul ve dürüst bir borçlunun


göstermeyi âdet edindiği özen benzer işlerde göstereceği özen
kriteridir. kriteridir.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

4. Borçlu, Sözleşmeyi Kusurlu Olarak İhlal Etmelidir.

Akdi Kusurun Çeşitleri

Kast İhmal

Doğrudan Kast Dolaylı Kast Ağır İhmal Orta İhmal Hafif İhmal
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

• Borçlunun sözleşmeye aykırı sonucu, sözleşmenin ihlâlini tasarlayıp istemesi halinde


Doğrudan doğrudan kast söz konusu olur.
Kast

• Böyle bir sonucu doğrudan doğruya istememekle birlikte onu göze alması halinde ise
Dolaylı dolaylı kast söz konusu olur.
Kast

• Borçlunun, sözleşmenin ihlâlini istememekle birlikte, bunu önlemek için kendisiyle


aynı meslek çevresinde bulunan kişilerden aynı şartlar altında göstermesi istenilen
İhmal dikkat ve özeni göstermemesi akdi ihmali oluşturur.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Akdi Kusurun
Unsurları

Sübjektif Objektif
Unsur Unsur
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Akdi Kusurun Sübjektif Yönü

TMK. m. 15, ayırt etme gücüne sahip olmayan kimselerin kanundaki istisnalar saklı kalmak şartıyla
kendi fiilleriyle hiçbir hukuki sonuç meydana getiremeyeceklerini öngörmektedir.

• Ayırt etme gücü, borçlunun kusur ve sorumluluk ehliyetini ifade eder.

Akdi kusurun sübjektif unsuru (yönü), borçlunun ayırt etme gücüdür.

• TMK. m. 16/II, ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlıların durumu ???
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Akdi Kusurun Objektif Yönü

Borçlunun göstermesi gerekli özen, kusurun objektif yönünü oluşturur.

Borçlunun göstermesi gerekli özen derecesi

Sosyal ve meslekî
Borcun nitelik,
çevredeki makul ve dürüst,
kapsam ve
orta düzeydeki objektif bir
içeriği
borçlu tipi
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Akdi Kusurun Objektif Yönü


ÖRNEK

UZMAN HEKİM Raporda dolgu maddesinin yanlışlıkla damar içine


verilmesine bağlı emboli sonucu meydana geldiğinin
öngörülerek kişinin tıbbi tanı ve tedavisini
yapabilecek bir merkeze götürülmesi gerekirken
şeker ve su verilerek merkezde tutulup daha sonra
da evine götürülmesinin tıp kurallarına uygun
olmadığı belirtildi.

PRATİSYEN HEKİM
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

4. Borçlu, Sözleşmeyi Kusurlu Olarak İhlal Etmelidir.

İş özellikle borçlu için


bir yarar sağlamadığı
takdirde, sorumluluk
Sözleşmeden doğan Borçlunun daha hafif olarak
sorumlulukta kusurun sorumluluğunun değerlendirilir.
türü ve derecesi büyük doğması için en hafif Borçlunun kusurunun
bir önem taşımaz. kusur dahi yeterlidir. hafifliği, istisnalar hariç
daha çok tazminattan
indirim sebebi olarak
değer taşır.
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

Kusurun İspatı

İSTİSNA:
KURAL:
TBK. m. 112’ya göre, kusursuz
TMK. m. 6’ya göre herkes hakkını
olduğunu ispat yükü borçluya
dayandırdığı olguların varlığını
aittir. Kanun koyucu bu hükümle
ispat etmek zorundadır.
borçlu aleyhine bir kusur karinesi
koymuştur.

Olağanüstü Üçüncü
Kusursuzluk Mücbir Alacaklının
nitelikli dış kişinin ağır
kanıtı sebep ağır kusuru
olaylar kusuru
 SÖZLEŞMEDEN DOĞAN AKDİ SORUMLULUĞUN ŞARTLARI

İSTİSNA: KUSURSUZ SORUMLULUK

TBK m. 65 (114/II
TBK m. 116 TBK m. 118
yorumuyla)

Yardımcı kişilerin borcu ifa Hakkaniyete dayalı Temerrüt esnasında


ederken alacaklıya kusursuz sorumluluk umulmayan olaydan
verdikleri zarardan, borçlu olması meydana gelen zarar
kusursuz olarak
sorumludur.
TBK m. 112 Talep Normunun Unsurları

I. TBK m. 112’ye Göre Tazminat İstenebilmesinin Şartları


1. Geçerli Bir Borç İlişkisinin Varlığı
2. Borca Aykırılık
3. Kusur
4. Zarar
5. Uygun İlliyet Bağı
 TAZMİNATIN HESAPLANMASI

Talep: Zararın
Talep Normu TBK m.112
tazmini

TBK m.114/II: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla


sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.

Zararın varlık ve miktarını ispat alacaklıya düşer.

Zarar Faiz
 İKİ TARAFA BORÇ YÜKLEYEN SÖZLEŞMELERDE TAZMİNATIN HESAPLANMASI

DEĞİŞTİRME GÖRÜŞÜ FARK TEORİSİ

Alacaklı karşı edimi aynen Tazminat, alacaklının


alamasa bile kendi edimini sözleşmenin ifa
ifa etmek zorundadır. edilmemesi yüzünden
uğradığı zarar miktarı ile
kendi ediminin ifade ettiği
Borçlunun kusurlu ifa imkânsızlığı değer arasındaki farktan
sadece borçlandığı edimin tazminat ibarettir.
borcuna dönüşmesine neden olur.
Alacaklının kendi edimini
ifa etmesine gerek yoktur.
 FARK TEORİSİNE YÖNELİK ÖRNEK HÜKÜMLER

SOMUT FARK TEORİSİ SOYUT FARK TEORİSİ

TBK m. 213/II: Satıcı borcunu ifa etmezse alıcı, satış TBK m. 213/III: Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa
bedeli ile kendisine devredilmeyen satılanın yerine, bir fiyatı bulunan mallardan ise alıcı, onun yerine bir
başkasını satın almak için dürüstlük kurallarına uygun başkasını satın alma zorunda olmaksızın, satış bedeli ile
olarak ödediği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak belirlenmiş ifa günündeki piyasa fiyatı arasındaki farka
zararın giderilmesini isteyebilir. göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.

TBK m. 236/II: Satıcı, satış bedelini ödemede temerrüde TBK m. 236/III: Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa
düşmüş olan alıcıdan, bu bedel ile satılanın başkasına fiyatı bulunan mallardan ise satıcı, böyle bir satışa gerek
dürüstlük kurallarına uygun olarak satışından elde ettiği kalmaksızın alıcıdan, satış bedeli ile malın belirlenmiş
bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın ödeme günündeki fiyatı arasındaki farka göre
giderilmesini isteyebilir. hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
İş özellikle
Tazminat zarar
borçlu için bir
miktarını 10 yıllık ve 5
Zarardan yarar Aynen tazmin
aşamaz. yıllık
faydanın sağlamıyorsa ya da nakden
Sebepsiz zamanaşımı
düşürülmesi sorumluluk tazmin
zenginleşme sürelerine
gerekmektedir. daha hafif mümkündür.
meydana tabidir.
olarak
gelmemelidir.
değerlendirilir.
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞU

TBK m. 83: Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati
bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü değildir.

Borçlu
Heykeltıraş

Alacaklı

Aralarında bir borç ilişkisi yok!

Yardımcı Kişi
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞU

TALEP NORMU

TBK m. 116: Borçlu, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın
kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına
kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa
verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür.
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI

1. Borçlu ile zarar gören alacaklı arasında bir borç ilişkisi bulunmalıdır.

Borçlu Sözleşme
Berber

Eser Sözleşmesi
Haksız Fiil
Çırak
Yardımcı Kişi

Alacaklı
Sebepsiz
Zenginleşme
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI

2. Borçlu, borç ilişkisinden doğan borcun ifasını veya bir hakkın kullanılmasını yardımcı kişiye bırakmış olmalıdır:

Borçlunun, borcun üçüncü kişi


Üçüncü kişinin ifaya
tarafından yerine getirilmesine izin
fiilen katılması
vermesi

Borçlu ile
Borçlunun çağrısı veya İfa faaliyetine
başvurusu olmadan, yardımcı kişi
arasındaki fiilen katılmayan,
onun iradesi ve izni
dışında ifa faaliyetine hukuki ilişkinin borcu ifa et-
katılan üçüncü kişi, türü önemli meyen üçüncü
yardımcı olarak değildir. kişi, ifa yardımcısı
adlandırılamaz. sayılamaz.
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI

3. Borcun ifasının yardımcı kişiye bırakılması caiz olmalıdır.

Borçlunun şahsına bağlı edimlerin ifasının yardımcı kişiye


bırakılması caiz değildir.

Borçlunun yetenek ve becerisiyle ilgisi olmayan ikinci


derecedeki maddî fiillerin ifasının yardımcıya bırakılması
caizdir.

İfa yardımcısı kullanılmasının caiz olup olmadığı sözleşmenin


nitelik ve hükümlerine, iş çevresindeki hakim görüş ve
telakkilere göre belirlenir.
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI

4. Yardımcı kişi, alacaklıya kendisine verilen işi yürüttüğü sırada zarar vermiş olmalıdır.

Ya da borç hiç ifa


Yardımcı kişinin Bu davranış
edilmemeli, kötü ifa
davranışı borca sebebiyle edim
edilmeli ya da
aykırılık teşkil etmeli imkansız hale gelmeli
gecikmiş ifa edilmeli

Bu davranış Davranış ve zarar


neticesinde zarar arasında işlevsel bir
meydana gelmeli bağ bulunmalı
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN ŞARTLARI

5. Yardımcı kişinin davranışı, borçluya farazi bir kusur olarak yükletilebilmelidir.

Yardımcı kişinin zarar verici


davranışını bizzat borçlu yapmış
Borçlunun sorumluluğu için olsaydı, bu davranış onun için
Borçlunun farazi kusuru olmalıdır.
yardımcı kişinin kusuru aranmaz. kusurlu sayılacak idiyse,
borçlunun farazi kusuru ger-
çekleşmiş olur.

Borçlunun bilgi, beceri ve


Borçlu, yardımcı kişinin yetenekleri yardımcı kişiye oranla
davranışında bulunsa idi, bu, onun daha üstün düzeyde ise, farazi
için kusurlu bir davranış kusurun belirlenmesinde bunlar da Borçlunun kurtuluş kanıtı getirme
sayılmayacak idiyse, borçlu bu göz önünde tutulur ve yardımcı imkanı yoktur.
durumu ispat ederek kişi için kusur sayılamayan bir
sorumluluktan kurtulur. davranış biçimi borçlu için kusur
sayılabilir.
BORÇLUNUN YARDIMCI KİŞİLERDEN DOLAYI SORUMLULUĞUNUN HÜKÜM VE SONUÇLARI

• Borçlu, yardımcı kişinin alacaklıya vermiş olduğu zarardan dolayı bu zararı kendi fiiliyle vermiş
gibi sorumlu olur.
Genel Olarak

• Yardımcı kusurlu ise borçlu, yardımcı kişi ile aralarındaki hukuki ilişkiye göre kusuru oranında
ona rücu eder.
Rücu Hakkı

• Yardımcı kişilerin fiilinden doğan sorumluluk, önceden yapılan bir anlaşmayla tamamen veya
kısmen kaldırılabilir.
• Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar
Sorumluluğun tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu
Sınırlandırılması olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
Borçlunun Yardımcı Kişilerden Dolayı Sorumluluğunun Şartları

TALEP NORMUNUN UNSURLARI

I. GENEL ŞARTLAR
1. Zarar
2. Uygun illiyet bağı
3. Hukuka aykırılık

II. ÖZEL ŞARTLAR


1. Borçlu ile zarar gören alacaklı arasında bir borç ilişkisi bulunmalıdır.
2. Borçlu, borç ilişkisinden doğan borcun ifasını veya bir hakkın kullanılmasını yardımcı kişiye
bırakmış olmalıdır.
3. Borcun ifasının yardımcı kişiye bırakılması caiz olmalıdır.
4. Yardımcı kişi, alacaklıya kendisine verilen işi yürüttüğü sırada zarar vermiş olmalıdır.
5. Yardımcı kişinin davranışı, borçluya farazi bir kusur olarak yükletilebilmelidir.
SORUMSUZLUK ANLAŞMASI

• Sözleşmenin ihlalinden doğan zararın gerçekleşmesinden


Sorumsuzluk önce alacaklı ve borçlu arasında açık veya örtülü olarak
yapılan ve ilerde alacaklı lehine ortaya çıkma ihtimali
bulunan tazminat talebinin doğmasına tamamen veya
Anlaşması kısmen engel olan, bağımsız ya da asıl sözleşmeye ek
olarak yapılan anlaşmaya denir.

• Sorumsuzluk anlaşması, alacaklı yönünden bir tasarruf


Hukuki işlemi; borçlu yönünden ise bir kazandırıcı işlemdir.
• Sorumsuzluk anlaşması, sözleşme yapıldığı sırada veya en

Niteliği
geç zarar doğmadan önce yapılmalıdır.
• Sorumsuzluk anlaşması herhangi bir geçerlilik şekline tabi
değildir.
SORUMSUZLUK ANLAŞMASININ GEÇERLİLİK ŞARTLARI

Hafif ihmale
Kast ve Ağır İhmalde Hafif İhmalde
yönelik
sorumsuzluk
anlaşması
yapılabilir.

Kast ve ağır
ihmale yönelik
sorumsuzluk
anlaşması Hizmet Sözleşmesi Uzmanlığı Gerektiren Bir Hizmet
geçersizdir.

İstisnalar
BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ

• Borçlunun borçlanılan edimi borca aykırı olarak geç ifa etmesine,


Tanım borçlunun temerrüdü denir.

• Borçlanılan edim ifa zamanında yerine getirmemekte, borca


aykırılık gerçekleşmektedir.
Özellikleri • Temerrüdün gerçekleşmesi için kusur aranmaz.

• Kusurlu imkansızlık, borçlu temerrüdünü engeller.


Özellikleri • İmkansızlığın olduğu yerde temerrüt söz konusu olmaz.
BORÇLU TEMERRÜDÜNÜN ŞARTLARI
• Edim imkansızlaşırsa temerrüt sona erer.
1. Edimin ifası mümkün olmalıdır.

• Alacaklının borçludan borçlanılan edimi talep ve dava edebilme yetkisini


2. Borç muaccel olmalıdır. ifade eder.

• Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.


3. Borçluya ihtar yapılmış olmalıdır.

• Alacaklı, borçlunun ifa teklifini kabule hazır olmalı veya edimin ifası için
4. Alacaklı edimi, kabule hazır olmalıdır.
gerekli hazırlık fiillerini yapmış bulunmalıdır.
• Alacaklı temerrüdü, borçlu temerrüdünün gerçekleşmesini önler.

5. Borçlunun edimi ifadan kaçınma hakkı • Borçlunun ifadan kaçınma hakkı varsa ve bu hakka dayanarak edimi ifa
bulunmamalıdır. etmez, yani ödemezlik defini ileri sürer ise, ifadan kaçınma borca aykırı
olmadığından, borçlu temerrüdü söz konusu olmaz.

6. İfa etmeme borca aykırı davranış olmalıdır. • Borçlunun belirli vadede veya ihtara rağmen edimi ifa etmemesi borç
ilişkisinden doğan yükümlülük ve ödevlere aykırılık teşkil eder.
BORÇLUYA İHTAR ÇEKİLMESİ

İhtar, alacaklının
borçludan borcu İhtarda
İhtar, hukuki
ifa isteğini bulunanın ayırt İhtar, herhangi
işlem benzeri bir
içeren, tek etme gücüne bir şekle bağlı
irade
taraflı, varması sahip olması değildir.
açıklamasıdır.
gerekli bir irade yeterlidir.
açıklamasıdır.

İhtara Borçlunun
Gerek borcunu ifa
Olmayan etmeyeceğini açık
Haller olarak bildirmesi
İhtar Yerine Geçen Durumlar

Sebepsiz
Haksız Fiilden Fiilin Zenginleşmede
Belirli Vade
İşlendiği Gün Zenginleşmenin
Gerçekleştiği Tarih

Belirli vadeyi tespit İstisna:


Taraflarca vadenin
yetkisinin Zenginleşen
kararlaştırılmış
taraflardan birine iyiniyetli ise ihtar
olması
tanınmış olması gereklidir.
BORÇLUNUN TEMERRÜDÜNÜN GENEL SONUÇLARI

Borçlu temerrüde kusursuz olarak düşmüşse,


alacaklı aynen ifayı talep edebilir.

Eğer borç para borcu niteliğindeyse


alacaklı temerrüt faizini de talep edebilir.

Temerrüt faizi kanundan doğan bir faizdir.


TEMERRÜT FAİZİNİN ÖZELLİKLERİ

Temerrüt faizi için zarar ve


Adi temerrüt faizi %9’dur.
kusur şartları aranmaz.

Taraflar sözleşmede daha


Ticari temerrüt faizi oranı yüksek bir temerrüt faizi
ise 2023 yılı için %11,75 oranı da kararlaştırabilirler.
olarak belirlenmiştir.
(Akdi temerrüt faizi)

Alacaklının temerrüt
Temerrüt faizine temerrüt faizini talep etmesi gerekir,
faizi yürütülmez. hakim resen karar
veremez.
KUSURLU TEMERRÜDÜN SONUÇLARI

GECİKME KUSURLU
AYNEN İFA
TEMERRÜDÜN
YÜKÜMLÜLÜĞÜ TAZMİNATI SONUCU

• Kusura bağlı bir sonuçtur.


Gecikme • Gecikmiş ifa dolayısıyla uğranılan
tazminatı zararın tazmin edilmesi gerekmektedir.
GECİKME TAZMİNATININ ŞARTLARI

TALEP NORMU
TBK m. 118: Temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç
ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.

1. Borçlu ifada gecikmiş olmalıdır.

Temerrüde düşmüş bir borçlunun yaptığı ifa, gecikmiş ifadır.

Geç ifayı ve borçlu temerrüdünü ispat alacaklıya düşer.


GECİKME TAZMİNATININ ŞARTLARI

2. Geç ifadan bir zarar doğmuş olmalıdır.


Edimde Gecikme zararı:
meydana
gelen
değer
kaybı

Müspet Takip
zarar giderleri Borçlunun borçlanılan edimi
zamanında ifa etmesi halinde
Gecikme alacaklının malvarlığının
zararı göstereceği durum

Yoksun Hazırlık
kalınan kar masrafları
İfanın geç yapılmış
Üçüncü
kişilere
olmasından dolayı
ödenen alacaklının mevcut
tazminat ve malvarlığı durumu
cezai şart
GECİKME TAZMİNATININ ŞARTLARI

3. Zarar ile geç ifa arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.

Hayat tecrübelerine ve
olayların normal akışına
göre geç ifa, somut olayda
meydana gelen türden bir Uygun illiyet bağını ispat
zararı doğurmaya niteliği yükü alacaklıya düşer.
icabı elverişli ise, zararla
geç ifa arasında uygun illiyet
bağı gerçekleşmiş olur.
GECİKME TAZMİNATININ ŞARTLARI

4. Zarar borçlunun kusurlu davranışından doğmuş olmalıdır.

Kast

Borçlu kusursuz olduğunu ispat


edecektir. !
Kusur
Hafif Ağır
İhmal İhmal
GECİKME TAZMİNATI
TALEP NORMU UNSURLARI

1 Borçlu ifada gecikmiş olmalıdır.

2 Geç ifadan bir zarar doğmuş olmalıdır.

3 Zarar ile geç ifa arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır.

4 Zarar borçlunun kusurlu davranışından doğmuş olmalıdır.


BEKLENMEDİK HALDEN SORUMLULUK

TBK m. 119: Temerrüde düşen borçlu, beklenmedik hâl sebebiyle doğacak zarardan sorumludur.
Borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında ifa etmiş olsaydı bile beklenmedik hâlin
ifa konusu şeye zarar vereceğini ispat ederek bu sorumluluktan kurtulabilir.

Sorumluluktan Kurtulma

Para
borçlarında Kusursuzluğun ispatı
geçerlidir.

Beklenmedik halin kaçınılmaz olduğunun ispatı


PARA BORÇLARINDA AŞKIN ZARARDAN SORUMLULUK

AŞKIN ZARAR = ZARAR > TEMERRÜT FAİZİ

Alacaklının malvarlığında Zarar


Aşkın zararı
iradesi dışında meydana Kusur
alacaklı ispat
gelen ve temerrüt faizinin İlliyet bağı
edecektir.
üzerinde bulunan zarardır. Diğer şartlardır.
KARŞILIKLI BORÇ YÜKLEYEN SÖZLEŞMELERDE BORÇLU
TEMERRÜDÜNÜN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Seçimlik Haklar

Aynen ifadan Sözleşmeden


Aynen ifa +
vazgeçme + Müspet dönme + Menfi
Gecikme tazminatı
zararın tazmini zararın tazmini
SEÇİMLİK HAKLARIN KULLANILMASININ ŞARTLARI

1. Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olmalıdır.

Örnek: Satış Sözleşmesi

Satıcı Alıcı
Satılanın zilyetlik ve Satılanın bedelini
mülkiyetini devretme ödeme borcu
borcu
Satılanın mülkiyetinin
Satım bedelini talep devrini talep etme
etme hakkı hakkı
SEÇİMLİK HAKLARIN KULLANILMASININ ŞARTLARI

2. Borçlu temerrüde düşmüş olmalıdır.

1. Edimin ifası mümkün olmalıdır. • Edim imkansızlaşırsa temerrüt sona erer.

2. Borç muaccel olmalıdır. • Alacaklının borçludan borçlanılan edimi talep ve dava edebilme yetkisini
ifade eder.

3. Borçluya ihtar yapılmış olmalıdır. • Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.

4. Alacaklı edimi, kabule hazır olmalıdır. • Alacaklı, borçlunun ifa teklifini kabule hazır olmalı veya edimin ifası için
gerekli hazırlık fiillerini yapmış bulunmalıdır.

5. Borçlunun edimi ifadan kaçınma hakkı • Borçlunun ifadan kaçınma hakkı varsa ve bu hakka dayanarak edimi ifa
bulunmamalıdır. etmez, yani ödemezlik defini ileri sürer ise, ifadan kaçınma borca aykırı
olmadığından, borçlu temerrüdü söz konusu olmaz.

6. İfa etmeme borca aykırı davranış olmalıdır. • Borçlunun belirli vadede veya ihtara rağmen edimi ifa etmemesi borç
ilişkisinden doğan yükümlülük ve ödevlere aykırılık teşkil eder.
SEÇİMLİK HAKLARIN KULLANILMASININ ŞARTLARI

3. Alacaklı borçluya ek bir süre vermiş olmalıdır.

Alacaklı, Ek süre
Temerrüt Hakimden Süre
borçluya
ihtarı ile de ek süre verilmesi verilmesi,
edimi ifa hukuki işlem
birlikte ek vermesi herhangi bir
etmesi için
bir ek süre
süre talep benzeri şekle bağlı
vermelidir.
verilebilir. edilebilir. fiildir. değildir.

Vakit Geçirmeksizin Derhal Uygun Bir Süre İçinde


Süre Verilmesini Gerektirmeyen Durumlar

Borçlunun durum ve Borçlunun temerrüdü


tutumundan süre sonunda borcun Kesin vadeli işlem
verilmesinin etkisiz ifasının alacaklı için olması
kalacağı anlaşılıyorsa faydasız hale gelmesi
SEÇİMLİK HAKLARIN KULLANILMASININ ŞARTLARI

4. Borçlu kusurlu olmalıdır.

Kast

Borçlu kusursuz olduğunu ispat


edecektir.
Kusur
Hafif Ağır
İhmal İhmal
SEÇİMLİK HAKLARIN KULLANILMASININ ŞARTLARI

5. Verilen süre içinde borç ifa edilmemiş olmalıdır.

Verilen süre içinde Seçimlik hakların


borçlu edimini ifa doğması için verilen
etmişse temerrüt süre içinde borç ifa
ortadan kalkar. edilmemelidir.
ALACAKLIYA TANINAN SEÇİMLİK HAKLAR

Seçimlik Haklar

Aynen ifadan Sözleşmeden


Aynen ifa +
vazgeçme + Müspet dönme + Menfi
Gecikme tazminatı
zararın tazmini zararın tazmini

Tek taraflı ve
Yenilik Herhangi bir
varması gerekli
doğuran hak şekil şartı yok
irade beyanı
AYNEN İFA İLE BİRLİKTE GECİKME TAZMİNATININ İSTENMESİ

Aynen ifa ve
gecikme tazminatı İfa davası
her zaman talep açılabilir.
edilebilir.

Cebri icraya
başvurulabilir.
AYNEN İFA İLE BİRLİKTE GECİKME TAZMİNATINDAN VAZGEÇME HAKKI

Alacaklı vazgeçme Vazgeçme, yenilik


Varması gerekli tek
iradesini borçluya doğuran haktır.
taraflı irade
derhal Şarta bağlanamaz.
beyanıdır.
bildirmelidir. Geri alınamaz.

Vazgeçme hakkı
kullanıldıktan sonra
seçimlik diğer
haklar kullanılabilir.
AYNEN İFADAN VAZGEÇİP MÜSPET ZARARIN TAZMİNİ TALEBİ

Müspet zarar

Asli Edim
Yükümlülüğü

Alacaklının edimin
ifa edilmemesi
yüzünden
Tazminat uğradığı zarardır.
Ödeme
Yükümlülüğü
İkincil tali edim
yükümlülüğü
AYNEN İFADAN VAZGEÇİP MÜSPET ZARARIN TAZMİNİ TALEBİ

Sözleşme
vaktinde ifa
Alacaklının
edilmiş olsaydı Müspet
halihazırda
alacaklının
malvarlığının
malvarlığının
gösterdiği durum zarar
göstermiş olacağı
durum
AYNEN İFADAN VAZGEÇİP MÜSPET ZARARIN TAZMİNİ TALEBİ

İfa beklentisi
içinde yapılan Dava giderleri
harcamalar

Gecikmeden Yoksun kalınan


doğan zarar kar

Borçlanılan
edimin arz
Müspet Üçüncü
kişilere ödenen
tazminat, ceza
ettiği değer Zarar koşulu
 Müspet Zararın Hesaplanması

DEĞİŞTİRME GÖRÜŞÜ FARK TEORİSİ

Tazminat, alacaklının
sözleşmenin ifa
Alacaklı karşı edimi aynen edilmemesi yüzünden
alamasa bile kendi edimini uğradığı zarar miktarı ile
ifa etmek zorundadır. kendi ediminin ifade ettiği
değer arasındaki farktan
ibarettir.
Borçlunun borçlandığı edim
tazminat borcuna dönüşür. Alacaklının kendi edimini
ifa etmesine gerek yoktur.
 FARK TEORİSİNE YÖNELİK ÖRNEK HÜKÜMLER

SOMUT FARK TEORİSİ SOYUT FARK TEORİSİ

TBK m. 213/II: Satıcı borcunu ifa etmezse alıcı, satış TBK m. 213/III: Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa
bedeli ile kendisine devredilmeyen satılanın yerine, bir fiyatı bulunan mallardan ise alıcı, onun yerine bir
başkasını satın almak için dürüstlük kurallarına uygun başkasını satın alma zorunda olmaksızın, satış bedeli ile
olarak ödediği bedel arasındaki farka göre hesaplanacak belirlenmiş ifa günündeki piyasa fiyatı arasındaki farka
zararın giderilmesini isteyebilir. göre hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.

TBK m. 236/II: Satıcı, satış bedelini ödemede temerrüde TBK m. 236/III: Satılan, borsada kayıtlı veya piyasa
düşmüş olan alıcıdan, bu bedel ile satılanın başkasına fiyatı bulunan mallardan ise satıcı, böyle bir satışa gerek
dürüstlük kurallarına uygun olarak satışından elde ettiği kalmaksızın alıcıdan, satış bedeli ile malın belirlenmiş
bedel arasındaki farka göre hesaplanacak zararın ödeme günündeki fiyatı arasındaki farka göre
giderilmesini isteyebilir. hesaplanacak zararın giderilmesini isteyebilir.
SÖZLEŞMEDEN DÖNME VE MENFİ ZARARIN TAZMİNİ

Dönme

Geçmişe Yenilik doğuran Tasfiye


etkili ilişkisi
hak

Klasik dönme Yeni dönme


görüşü görüşü

Tek taraflı
varması Daha önce
gerekli bir almış
irade beyanı oldukları
Değiştirici edimleri geri
Bozucu yenilik
yenilik doğuran verme borcu
doğuran hak
hak
GERİ VERME BORCUNUN DAYANDIĞI HUKUKİ SEBEP

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME AYNİ İSTİHKAK KANUNİ BORÇ GÖRÜŞÜ AKDİ BORÇ GÖRÜŞÜ

Sözleşme ilişkisi
Mümkünse Sebebe bağlılık m. 125 Kanuni bir
ortadan kalkmamış,
aynen iade ilkesi geri verme borcu
içeriği değişmiştir.

Hukuki sebebin Sebepsiz


Hukuki sebebin Tasfiye ilişkisi
ortadan zenginleşme
yokluğu meydana gelmiştir.
kalkması hükümleri uygulanır.

Örn: Tapu
2 yıllık 10 yıllık 10 yıllık
kütüğünün
zamanaşımı zamanaşımına bağlı zamanaşımına bağlı
düzeltilmesi davası
SÖZLEŞMEDEN DÖNME VE MENFİ ZARARIN TAZMİNİ

Sözleşme hiç
Alacaklının
yapılmamış
sözleşmeden Menfi
olsaydı
döndükten sonra
malvarlığının zarar
malvarlığının
göstereceği
gösterdiği durum
durum

Fiili Zarar
Menfi Zarar
Yoksun
Kalınan Kar
SÖZLEŞMEDEN DÖNME VE MENFİ ZARARIN TAZMİNİ

İfa beklentisi
içinde yapılan
harcamalar
Haberleşme, İhtar ve dava
seyahat
masrafları
giderleri

Sözleşmenin
yapılması için
Fiili Üçüncü kişilere
ödenen cezai
harcanan para
Zarar koşul, tazminat
SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİNDEN DOĞAN SORUMLULUK
CULPA IN CONTRAHENDO

Sözleşmenin içeriği
Sözleşme
benzeri
güven SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ Sözleşmenin şartları
ilişkisi
Hak ve yükümlülükler

Dayanak
SÖZLEŞME AŞAMASI

Borç İlişkisi
TMK m. 2
CULPA SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ

HAKSIZ FİİL SÖZLEŞME SORUMLULUĞU KENDİNE ÖZGÜ SORUMLULUK

Akdi ilişki Güven ilişkisi TMK m. 2’ye


yoktur. kurulur. dayanır.

Özen ve koruma Kendine özgü


TBK m. 49 yükümlülüğü bir
uygulanır. vardır. sorumluluktur.

2 yıllık 10 yıllık 10 yıllık


zamanaşımı zamanaşımı zamanaşımı
vardır. vardır. vardır.
Sözleşme Görüşmelerinden Doğan Sorumluluk Halleri

Kanunda Düzenlenen Haller Doktrinde Kabul Edilen Haller

Kendi kusuruyla yanılan tarafın


sözleşmeyi iptal etmesinden dolayı Görüşmeler sırasında kusurlu olarak
karşı tarafın uğradığı zarardan yanlış bilgi verenin sorumluluğu
sorumluluğu

Temsil olunanın temsilciye verdiği Bir kimsenin asla düşünmediği


temsil belgesini geri almamasından sözleşme hakkında kötüniyetli ve
dolayı iyiniyetli üçüncü kişilerin aldatıcı hareketlerle diğer bir kimsede
uğradığı zarardan sorumluluk sözleşme yapma ümidi uyandırmaktan
dolayı sorumluluğu

Yetkisiz temsilcinin sorumluluğu


Koruma yükümlülüklerinin ihlalinden
doğan görüşme sorumluluğu

Başlangıçtaki imkansızlık nedeniyle


sözleşmenin butlanından doğan
sorumluluk
 Kendi kusuruyla yanılan tarafın sözleşmeyi iptal etmesinden dolayı karşı tarafın
uğradığı zarardan sorumluluğu

TALEP NORMU

MADDE 35- Yanılan, yanılmasında kusurlu ise, sözleşmenin


hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak,
diğer taraf yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat
istenemez. Hâkim, hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda, ifadan
beklenen yararı aşmamak kaydıyla, daha fazla tazminata
hükmedebilir.
 Temsil olunanın temsilciye verdiği temsil belgesini geri almamasından dolayı iyiniyetli
üçüncü kişilerin uğradığı zarardan sorumluluk

TALEP NORMU

MADDE 44- Temsilciye yetki belgesi verilmişse, yetkinin sona


ermesi durumunda temsilci, bu belgeyi temsil olunana geri
vermekle veya hâkimin belirleyeceği yere bırakmakla
yükümlüdür. Temsil olunan veya halefleri, temsilcinin belgeyi
geri vermesi için gerekeni yapmazlarsa, bundan dolayı iyiniyetli
üçüncü kişilerin zararını gidermekle yükümlüdürler.
Yetkisiz temsilcinin sorumluluğu

TALEP NORMU

MADDE 47- Temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki


işlemi onamaması hâlinde, bu işlemin geçersiz olmasından
doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden istenebilir.
Ancak, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın,
kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini
ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez.
Hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diğer
zararların giderilmesi de istenebilir. Sebepsiz zenginleşmeden
doğan haklar saklıdır.
 Başlangıçtaki imkansızlık nedeniyle
sözleşmenin butlanından doğan sorumluluk
TALEP NORMU

MADDE 27- Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu


düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan
sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği
hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin
geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın
sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin
tamamı kesin olarak hükümsüz olur.
 Görüşmeler sırasında kusurlu olarak yanlış
bilgi verenin sorumluluğu

Bankanın yanlış bilgi


vermesi

Bilgi veren
kusurlu
olmalıdır !

Yönetim kurulu
başkanının şirket durumu
hakkında yanlış bilgi
vermesi
 Bir kimsenin asla düşünmediği sözleşme hakkında kötüniyetli ve aldatıcı hareketlerle
diğer bir kimsede sözleşme yapma ümidi uyandırmaktan dolayı sorumluluğu

Sözleşme
yapma
fırsatının
kaçırılması

Sözleşme
yapılacağına
güven
duyulmaktadır. Seyahat Menfi Karşı edimi
sağlama
giderleri
Zarar hazırlıkları

Örn:
Piyasadan
mal
alınması
Koruma yükümlülüklerinin
ihlalinden doğan görüşme
sorumluluğu
• Koruma yükümlülükleri ile malvarlığı ve
kişilik değerlerinin korunması amaçlanır.
• Bir müşteri yer muşambası almak için bir
mağazaya uğrar. Tezgahtar müşteriye
muşambaları gösterirken dikkatsiz davranışı
yüzünden bir top muşamba yerinden kayar ve
müşterinin vücut bütünlüğünü ihlal eder. Alman
İmparatorluk mahkemesi, bu olayda mağaza
sahibini yardımcı kişinin davranışından doğan bu
zarardan dolayı sözleşme öncesi sorumluluk
kurallarına göre sorumlu tutmuş ve olayda
sözleşme sorumluluğunu uygulamıştır.
SÖZLEŞMEDEN DOĞAN SORUMLULUK İLE SÖZLEŞME DIŞI SORUMLULUĞUN YARIŞMASI

MADDE 60- Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe


dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça
veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim
imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.

Zehirli elma ile hem satış sözleşmesine aykırılık

Zehirli elma ile hem de haksız fiil gerçekleşiyor.


Sözleşme Sorumluluğu İle Haksız Fiil Sorumluluğunun Karşılaştırılması

Sözleşme Sorumluluğu Haksız Fiil Sorumluluğu

Kusur Davacı, zarar verenin kusurunu Davacı, zarar verenin kusurunu


ispat etmek zorunda değil. ispat etmek zorundadır.

Yardımcı Kişilerin Fiillerinden Kurtuluş kanıtı getirme imkanı Kurtuluş kanıtı getirme imkanı
Sorumluluk yok. var.

Zamanaşımı 2 yıl 10 yıl


BORÇLARIN ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE ETKİSİ

1. ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME

VAAD EDEN VAAD ETTİREN

HAYAT SİGORTASI

Aralarında bir temsil ilişkisi yoktur.


LEHTAR Ü

Ü, sözleşmenin tarafı değildir.

Tazminat Ü’ye
ödenecek.
ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞMENİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI

Fiil Ehliyeti Sözleşmenin Konusu

 VAAD EDEN
 VAAD ETTİREN
Fiil ehliyetine sahip olmalıdır. Her türlü edim
sözleşmenin
konusu olabilir.

 Üçüncü kişinin fiil ehliyetinin olması aranmaz.

Ancak tasarruf
işlemleri
sözleşmeye
konu olamaz.
ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME

EKSİK ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME TAM ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME

Yetki veren üçüncü kişi yararına sözleşme Gerçek üçüncü kişi yararına sözleşme

LEHTAR Ü LEHTAR Ü

 İfayı kabul yetkisine sahiptir.


 Borcun ifasını isteme hakkına sahip değildir.  İfayı kabul yetkisine sahiptir.
 Talep hakkı, vaad ettirene aittir.  Edimin ifasını talep yetkisine de sahiptir.
 Ü, yalnızca ifanın muhatabıdır.  İstisna, gerçek üçüncü kişi yararına
 Kural, eksik üçüncü kişi yararına sözleşmedir.
sözleşmedir.  Tarafların amacı ile örf ve adet önemlidir.
TAM ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞMENİN BENZER KURUMLARDAN FARKI

TEMSİL ALACAĞIN DEVRİ HAVALE

 Vaad ettiren alacak


 Temsilci sözleşmenin
hakkını üçüncü kişiye
tarafı değildir, temsil
devretmemektedir.
olunan adına sözleşme  Havale sözleşme
 Üçüncü kişi alacak
yapar. değildir; çifte yetki veren
hakkını sözleşmeden
 Vaad ettiren temsilci bir hukuki işlemdir.
doğrudan doğruya
değildir, sözleşmenin  Vaad eden edimin
kazanmaktadır.
tarafıdır. ifasıyla yükümlüdür.
 Alacağın devrinde
 Temsilcinin ayırt etme  Havale ödeyicisi ifa ile
devreden alacak hakkını
gücüne sahip olması yükümlü değildir;
kaybeder.
gerekirken vaad ettirenin ödemeye yetkili kişidir.
 Vaad ettiren alacak
fiil ehliyetine sahip
hakkını
olması gerekir.
kaybetmemektedir.
TAM ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞMENİN HÜKÜM VE SONUÇLARI
1. VAAD ETTİREN İLE VAAD EDEN ARASINDAKİ İLİŞKİ

VAAD ETTİREN
VAAD EDEN

KARŞILIKLIK İLİŞKİSİ

o Alacak hakkı dışında doğan diğer haklar vaad ettirene


aittir.
o Sözleşmeden doğan defi ve itirazları ileri sürme hakkı
vaad ettirene aittir.
o Taraf sıfatı devam etmektedir.
TAM ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞMENİN HÜKÜM VE SONUÇLARI
2. VAAD ETTİREN İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

VAAD ETTİREN LEHTAR Ü

DEĞER İLİŞKİSİ

o Üçüncü kişiye yapılan bir kazandırma vardır.


Kazandırmanın sebebi ifa, alacak ya da bağışlama
sebebi olabilir.
o Borç üçüncü kişiye ifa edilir, Ü ifayı talep hakkına ve
yetkisine sahiptir.
o Vaad ettiren ifanın Ü’ye yapılmasını talep edebilir.
o Vaad ettiren ve Ü müteselsil sorumlu değildir.
TAM ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞMENİN HÜKÜM VE SONUÇLARI
3. VAAD EDEN İLE ÜÇÜNCÜ KİŞİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

VAAD EDEN LEHTAR Ü

o Borçlu vaad eden borcu Ü’ye ifa edecektir.


o Borçlu sahip olduğu itiraz ve defileri Ü’ye karşı ileri
sürebilir.
o Üçüncü kişi yararına borçlanan kişi, bu borcu ile
sözleşmenin diğer tarafından olan alacağını takas
edemez.
TAM ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞMENİN HÜKÜM VE SONUÇLARI
4. ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN HUKUKİ DURUMU

LEHTAR Ü

Üçüncü kişi lehine doğrudan doğruya alacak hakkı


doğar.

Üçüncü kişi alacağı talep edene kadar vaad ettiren


yararlanma kaydını geri alabilir.

Üçüncü kişinin alacağı kullanma hakkını bildirmesi


tek taraflı varması gerekli bir yenilik doğuran haktır.
ÜÇÜNCÜ KİŞİYİ KORUMA ETKİLİ SÖZLEŞME

Taraf
Aile
Sözleşmenin
Koruma Alanı

Kaynağı TMK m. 2
dürüstlük
kuralıdır.
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN FİİLİNİ ÜSTLENME

ÜSTLENEN ÜSTLENİLEN

Sözleşme Tarafları Üstlenme Üçüncü kişi


sözleşmesinde edimini yerine
ise üstlenen, getirmezse
üçüncü kişinin üstlenen,
belli bir edimde bundan doğan
bulanacağı zararı tazmin
hususunda etme
KURAL: Bir garanti yükümlülüğü
sözleşme ile
TARAF DEĞİL! vermektedir. altındadır.
taraflar üçüncü
kişiyi borç altına
sokamaz.

ÜÇÜNCÜ KİŞİ
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN FİİLİNİ ÜSTLENMENİN BENZER KURUMLARDAN FARKI

• Garanti sözleşmesi teminat amacı güden geniş̧ kapsamlı bir sözleşmedir. Oysa
üçüncü kişinin fiilini üstlenme daha dar kapsamlıdır.
GARANTİ SÖZLEŞMESİ
• Üçüncü kişinin fiilini üstlenme doktrinde garanti sözleşmesinin bir türü olarak
kabul edilmektedir.

• Kefalet bağımlı, yan bir işlemdir; borçlu ile alacaklı arasındaki asıl borcun, aslî
edimin ifasını temin amacı güder.
• Üçüncü kişinin fiilini üstlenme, aslî, bağımsız bir borç̧ olup, burada üstlenen,
KEFALET SÖZLEŞMESİ üçüncü kişinin edimi yerine getireceğini garanti eder.
• Kefalet sözleşmesinde halefiyet ilişkisi varken üçüncü kişinin fiilini üstlenmede
böyle bir ilişki yoktur.
• Her iki sözleşme için şekil, ehliyet ve eşin rızasına ilişkin hüküm ortaktır.

• Temsilci hukuki işlemi temsil olunan adına yapar; kendisi taraf değildir.
TEMSİL
• Üstlenen kendi adına hareket eder, sözleşmenin tarafıdır.
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN FİİLİNİ ÜSTLENMENİN BENZER KURUMLARDAN FARKI

• Borcun üstlenilmesiyle borçlu borçtan


kurtarılır.
BORCUN • Üçüncü kişinin fiilini üstlenmede ise
ÜSTLENİLMESİ borçlu borçtan kurtarılmaz; üçüncü
kişinin edimini ifa edeceği garanti
edilir.

• Havale çifte yetki veren bir hukuki


işlemdir.
HAVALE • Üçüncü kişinin fiilini üstlenme ise
üçüncü kişinin fiilini garanti eden bir
sözleşmedir.
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN FİİLİNİ ÜSTLENMENİN ŞARTLARI

BİR ÜSTLENME OLMALIDIR. ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN FİİLİ ÜSTLENİLMELİDİR. TARAFLARIN FİİL EHLİYETİ OLMALIDIR.

Üstlenmenin Taraflar ve bunların


Tarafların fiil ehliyetine
geçerliliği herhangi bir mirasçıları üçüncü kişi
sahip olması gerekir.
şekle bağlı değildir. değildir.

Gerçek kişi üstlenen Üstlenilen edim verme, Üçüncü kişi taraf olmadığı
ise TBK m. 603 yapma ya da yapmama için fiil ehliyetine sahip
uygulanır. edimi olabilir. olmasına gerek yoktur.

Edimin ekonomik değer Üstlenme asli ve bağımsız


Nitelikli yazılı şekil taşıması şart değildir. bir borçtur.
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN FİİLİNİ ÜSTLENMENİN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Edimin yerine
getirilmemiş Üstlenme süre
Üçüncü kişi
olması ile
edimini yerine
Üstlenenin dolayısıyla sınırlanabilir.
getirmezse
borcu tazminat karşı tarafın Böyle bir süre
üstlenen için
ödeme uğramış olduğu yoksa 10 yıllık
tazminat borcu
borcudur. zarar giderilir. genel
kendiliğinden
zamanaşımı
doğar. • Buradaki zarar
müspet zarardır. uygulanır.
BORÇ İLİŞKİLERİNDE ÖZEL DURUMLAR

ŞARTA BAĞLI BORÇLAR

• Sonuçlarının doğması veya ortadan kalkması gelecekteki


Şarta Bağlı Borç belirsiz bir olayın gerçekleşmesine bağlı borca denir.

• Hukuki işlemin sonuç doğurması veya sonuçlarının ortadan


Şart kalkması, gerçekleşmesine bağlı gelecekteki belirsiz olaya şart
denir.

Kira sözleşmesi
Vade Kira sözleşmesi A’nın 1 yıl
belirliyken, şart A’nın ölmesi içinde ölmesi
her zaman halinde sona halinde sona
belirsizdir. erecektir. erecektir.
ŞART OLARAK GÖSTERİLEN OLAYIN NİTELİKLERİ

Şart, her şeyden


Şartı oluşturan Olay, geleceğe
önce tarafların
olay belirsiz bir ilişkin bir olay
iradesine
olay olmalıdır. olmalıdır.
dayanmalıdır.
Şartın Caiz Olması

Anlamsız ve Başkalarını
Kural: Şart Özgürlüğü İstisna: Şart Yasağı Yasak Şartlar
Rahatsız Edici Şartlar

Kamu Düzenini
Hukuka ve Ahlaka
İlgilendiren
Aykırı Şartlar
İşlemler

Evlenme
İmkansız Şartlar
Sözleşmesi

Yenilik Doğuran
Haklar
Şartın Çeşitleri

Konusuna Göre Sonuçlarına Göre

Olumlu ve
Olumsuz Geciktirici Şart
Şartlar

İradi, Tesadüfi,
Bozucu Şart
Karma Şartlar
ŞARTA BAĞLI BORÇLAR

1. Olumlu Şartlar 2. Olumsuz Şartlar 3. İradi Şartlar 4. Tesadüfi Şartlar 5. Karma Şartlar

Hukuki işlemde Gerçekleşmesi


Hukuki işlemde
gelecekteki Sözleşmenin hem
gelecekteki Sözleşmenin
belirsiz olayın taraflarından sözleşmenin
belirsiz olayın taraflarından
gerçekleşmesiyle birinin iradesi taraflarından
gerçekleşmesiyle birinin irade ve
mevcut ilişkinin dışındaki birinin iradesine
mevcut ilişkinin fiiline bağlı
değişmesi şart olaylara hem de diğer
değişmemesi olaylara iradi
olarak bağlanan şarta durum ve
şart olarak şart denir.
öngörülmüştür. denir. olaylara bağlı
öngörülmüştür.
olan şarttır.
ŞARTA BAĞLI BORÇLAR

GECİKTİRİCİ ŞART BOZUCU ŞART

Hukuki işlemin sonuçlarını meydana getirmesi, Geçerli olarak yapılmış bir hukuki işlemin sonuçlarının
gelecekteki belirsiz bir olayın gerçekleşmesine bağlı ise ortadan kalkması, gelecekteki belirsiz bir olayın
geciktirici şart söz konusudur. gerçekleşmesine bağlı ise bozucu şart söz konusudur.

Sözleşmenin Hüküm İfade Etmesi Sözleşmenin Ortadan Kalkması


Sözleşmenin Şartın
Sözleşmenin Şartın Kurulması ve Gerçekleşmesi
Kurulması Gerçekleşmesi Hüküm
Doğurması
ŞARTIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Geciktirici Şarta Bağlı Hukuki İşlemin Şartın Gerçekleşmesinden Önceki Hüküm ve Sonuçları

Borçlandırıcı İşlemler Tasarruf İşlemleri

Sözleşme yapıldığı
andan itibaren Alacak veya mülkiyet hakkı
tarafları bağlar. şartın gerçekleşmesiyle
karşı tarafa geçer.

Şart
Yarar ve hasar gerçekleşmeden
alıcıya geçmez. borcun ifası talep
edilemez.

Koşulun
gerçekleşmesinden önce
Hüküm ve Beklenen bir hak söz yapılan tasarruflar,
sonuçlarını şart konusudur. koşulun hükümlerini
gerçekleştikten zedelediği oranda
geçersizdir.
sonra doğurur.
ŞARTIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Bozucu Şarta Bağlı Hukuki İşlemin Şartın Gerçekleşmesinden Önceki Hüküm ve Sonuçları

Şart gerçekleştiği andan


itibaren sözleşme hüküm
ve sonuçlarını ortadan
kaldırır.

Geleceğe etkili olarak


sözleşmenin hüküm ve
sonuçları ortadan kalkar.
ŞARTIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Geciktirici Şarta Bağlı Hukuki İşlemin Şartın Gerçekleşmesinden Sonraki Hüküm ve Sonuçları

Şart gerçekleştikten Borcun ifası talep


sonra sözleşme hüküm edilebilir. Şartın hükümleri geçmişe
ve sonuçlarını Tasarruf işlemlerinde hak etkili olmaz.
doğurmaya başlar. kazanan kişiye geçer.
ŞARTIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Bozucu Şarta Bağlı Hukuki İşlemin Şartın Gerçekleşmesinden Sonraki Hüküm ve Sonuçları

Şart gerçekleştikten Alacaklı alacak


sonra sözleşmenin hakkını kaybeder. Bozucu şart geleceğe
hüküm ve sonuçları Borçlunun borcu etkili sonuç doğurur.
ortadan kalkar. sona erer.
ŞARTIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Şartın Gerçekleşmiş Sayılması

Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesine Taraflardan biri, koşulun gerçekleşmesini


dürüstlük kurallarına aykırı olarak engel dürüstlük kurallarına aykırı biçimde
olursa, koşul gerçekleşmiş sayılır. sağlarsa, koşul gerçekleşmemiş sayılır.
CEZA KOŞULU

Ceza koşulu, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi
ifa etmemesi halinde ödemeyi üstlendiği, hukukî işlem ile belirlenmiş
ekonomik değeri olan bir edimdir.

Borcun
ifasını
sağlama
amacı
Ekonomik-
mameleki
edimler ceza
koşulunun
konusu olabilir.
CEZA KOŞULUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ

Ceza koşulu, asıl borca bağlı bir yan borçtur.

Asıl borç geçerli olarak meydana gelmemişse veya sonradan ifa,


ibra, takas veya yenileme yoluyla ortadan kalkmışsa, yan
nitelikteki ceza koşulu da meydana gelmez veya ortadan kalkar.

Tam borçlar gibi eksik borçlar da ceza koşuluyla


kuvvetlendirilebilir.
CEZA KOŞULUNUN BAĞLI OLDUĞU ŞEKİL

Bağımsız
Ceza Sözleşme Her iki durumda da
asıl borcun tabi
Koşulu Sözleşme
olduğu şekil kuralına
tabidir.

Kaydı
CEZA KOŞULUNUN ÇEŞİTLERİ

1. SEÇİMLİK CEZA KOŞULU

Alacaklı ya borcun
Sözleşmenin hiç
Aksi ya cezanın
veya gereği gibi ifa
kararlaştırılmadıkça ödenmesini
edilmediği halde
isteyebilir.

Değiştirici yenilik doğuran hak


Seçimlik yetki
söz konusudur.
Seçim hakkı tek taraflı varması
gerekli bir irade beyanıyla
kullanılır.
CEZA KOŞULUNUN ÇEŞİTLERİ

2. İFAYA EKLENEN CEZA KOŞULU

Alacaklı hakkından açıkça


Alacaklı asıl borçla birlikte
Borcun belirlenen zaman veya vazgeçmiş ya da ifayı
kararlaştırılan cezanın
yerde ifa edilmemesi halinde çekincesiz olarak kabul etmiş
ödenmesini de isteyebilir.
olmadıkça

Ceza Taleplerin
İfa
Koşulu Toplanması
CEZA KOŞULUNUN ÇEŞİTLERİ

3. İFAYI ENGELLEYEN CEZA KOŞULU

Tarafların anlaşmasına göre


borçlu cezayı ödeyerek Buna dönme cezası da Alacaklı borçludan asıl edimin
sözleşmeyi sona erdirmeye denmektedir. ifasını isteyemez.
yetkili olabilir.
CEZA KOŞULU İLE ZARAR ARASINDAKİ İLİŞKİ: TAZMİNAT TALEBİ

Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile kararlaştırılan cezanın


ödenmesi gerekir.

Cezanın ödenmesi için borçlunun kusuru aranmaz.

Borç kusursuz sonraki imkansızlık nedeniyle sona ererse, aksi


kararlaştırılmadıkça, ceza ödeme borcu da sona erer.

Alacaklının uğradığı zarar ceza tutarından fazla ise alacaklı ceza


miktarını aşan kısmı talep edebilir.

Alacaklı hem aşkın zararı hem de borçlunun kusurunu ispat


etmelidir.
BORÇLUNUN AŞIRI CEZANIN İNDİRİLMESİNİ İSTEME HAKKI

Kural Sözleşme özgürlüğü

İstisna Cezanın indirilmesi

Hâkim, aşırı gördüğü


Hakim ceza koşulunu
kendiliğinden indirir.
BORÇLUNUN AŞIRI CEZANIN İNDİRİLMESİNİ İSTEME HAKKI

1. Geçerli bir ceza koşulu anlaşması


bulunmalıdır.

2. Ceza koşulu muaccel olmalıdır.

3. Ceza henüz ifa edilmemiş olmalıdır.

4. Ceza koşulu aşırı derecede yüksek olmalıdır.


BAĞLANMA PARASI

TARAFLAR SÖZLEŞME YAPMAK İSTİYOR.

Sözleşme yapılırken verilen bir miktar paraya bağlanma parası denir.

Sözleşmenin yapıldığına bir kanıttır. İspat kolaylığı sağlar.


CAYMA PARASI

TARAFLAR SÖZLEŞME YAPMAK İSTİYOR. TARAFLARDAN BİRİ SÖZLEŞMEDEN DİLEDİĞİ ZAMAN DÖNMEK İSTİYOR.

Sözleşme yapılırken taraflardan biri karşı tarafa bir miktar para verir. Ve bu
paranın karşılığında sözleşmeden istediği zaman dönebileceği konusunda
anlaşır.

Cayma parasını veren Cayma parasını alan


sözleşmeden dönerse sözleşmeden dönerse
cayma parası karşı tarafta bunun iki katını parayı
kalır. verene öder.
BORÇLU VE ALACAKLININ BİRDEN ÇOK OLMASI
BORÇLUNUN BİRDEN ÇOK OLMASI

Bireysel Borç İlişkisi Elbirliği Halinde Borç İlişkisi

Bölünemeyen
Borç

Müteselsil Borç

Kümülatif Borç

Kısmi Borç

İkincil Borç
BÖLÜNEMEYEN BORÇ

Bölünemeyen borcun birden çok borçlu


tarafından borçlanılması mümkündür.

Borçlulardan her biri


borcun tamamını ifa
Yapma edimleri ile etmekle yükümlüdür.
yapmama edimleri ilke
olarak bölünemez.
KÜMÜLATİF BORÇ

BORÇ 1 BORÇLU 1  Alacaklı bunları her bir borçludan ayrı ayrı,


birbirinden bağımsız olarak isteyip tahsil
edebilir.
 Birden çok borçludan her biri borçlanılan
edimin tamamının ifasını üstlenmiştir.

BORÇ 2 BORÇLU 2

Tipik örek:
BORÇ 3 BORÇLU 3 Sigorta
sözleşmesi

Bunlar arasında bir hukuki bağ


ve ilişki mevcut değildir.
KISMİ BORÇ

BORÇLU 1
Kısmi Her bir borçlu,
Kısmi borç diğerinden bağımsız
borç olarak bütün teşkil eden
borcun yalnız bir kısmını
BORÇLU 2 borçlanmıştır.
Kısmi
borç Kural olarak,
borçlulardan her biri
BORÇLU 3 birbirine eşit oranda
borçlanır.

Bölünebilen bütün borç


İKİNCİL (TALİ) BORÇ

Örnek: Kefil

ALACAKLI ASIL BORÇLU İKİNCİL BORÇLU

Borçlu borcunu yerine getirmezse, ikincil borçlu sorumlu olur.


MÜTESELSİL BORÇLULUK

 Alacaklı birden çok borçludan borcun tamamını


isteyebilir.

 Borcun tamamı ifa edilinceye kadar borçluların


tamamı sorumlu olmaya devam eder.
BORÇLU 1
BORÇ
 Borçlulardan yalnız birinin borcun tamamını ifa
etmesiyle diğer borçlular sorumluluktan kurtulur.
 Borçlular aynı hukuki sebepten dolayı aynı edimi
alacaklıya borçlanmıştır. ALACAKLI

 Her bir borçlunun borcu asli niteliktedir.

BORÇLU 2
MÜTESELSİL BORCUN HUKUKİ NİTELİĞİ

BORÇ
BORCUN ÇOKLUĞU GÖRÜŞÜ
 Birbirinden bağımsız birden çok borç
BORÇLU 1 vardır.
 Her bir borç birbirinden bağımsızdır ancak
bu borçlardan birinin ifasıyla borç ilişkisi
sona erer.
ALACAKLI BORÇ  Müteselsil borç alacaklının bir defa tatmin
edilmesiyle sona erer.

BORÇLU 2
MÜTESELSİL BORCUN ÖZELLİKLERİ

Müteselsil borç ilişkisi sadece alacaklı ile birden çok borçlu arasındaki
ilişkide söz konusu olur. Buna dış ilişki denir.

Müteselsil borçlulardan her biri borcun tamamından sorumlu olmakla


birlikte, edimin yalnız bir defa ifa edilmesi ile borç sona erer.

Müteselsil borçta borçlulardan her biri edimin tamamından şahsen


sorumludur. Diğer borçluların varlığı ileri sürülerek ifadan kaçınılamaz.
MÜTESELSİL BORCUN DOĞUŞ SEBEPLERİ

SÖZLEŞMEDEN DOĞAN KANUNDAN DOĞAN

Adi Ortaklık
Tarafların Ortak İradesinden Doğar.

Miras Ortaklık
Borca Katılma Yoluyla Meydana Gelir.

Aile Malları Ortaklığı

Malvarlığı veya İşletmenin Devri

Birden Çok Kişinin Aynı Zarardan Dolayı


Sorumlu Olmaları (TBK m.61)
MÜTESELSİL BORCUN HÜKÜM VE SONUÇLARI

1. Alacaklı ile Borçlular Arasındaki Hukuki Durum (Dış İlişki)

Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse


borçluların tamamından, dilerse yalnız birinden isteyebilir.

Alacaklı bu talebini borçlulara karşı aynı anda yapabileceği gibi ard


arda da yapabilir.

Alacaklı alacağın bir kısmını bir borçludan, kalan kısmını bir başka
borçludan isteyebilir.
MÜTESELSİL BORCUN HÜKÜM VE SONUÇLARI

1. Alacaklı ile Borçlular Arasındaki Hukuki Durum (Dış İlişki)

Müteselsil Borçluların Sahip Müteselsil Borçluların Her


Oldukları Ortak Defi ve Birinin Sahip Olduğu Kişisel
İtirazlar Defi ve İtirazlar

Borcun
doğmadığına,
İrade sakatlığı
geçerli
halleri
olmadığına, Ödemezlik
sona erdiğine defi, -Ayırt etme
ilişkin itirazlar zamanaşımı gücüne sahip
defi, olmama
muacceliyet - Takas
defi
MÜTESELSİL BORCUN HÜKÜM VE SONUÇLARI

2. Borçlular Arasındaki İç İlişki (Rücu İlişkisi)

Müteselsil borçlular arasında hangisinin ne oranda ödenen borçtan kesin olarak sorumlu olacağı
iç ilişkiye göre belirlenir.

Aksi kararlaştırılmadıkça borçlulardan her biri eşit paylarla sorumludur.

Payından fazla miktarda ödeme yapan borçlu, diğer borçlulardan talepte bulunabilir.

Kanundan doğan bir rücu hakkı vardır.


MÜTESELSİL BORCUN HÜKÜM VE SONUÇLARI

2. Borçlular Arasındaki İç İlişki (Halefiyet)

Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının
haklarına halef olur.

Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun


sonuçlarına katlanır.

Halefiyet, alacaklıya ait hakların alacaklıyı tatmin ettiği ölçü de rücu hakkına sahip
müteselsil borçluya geçmesidir.

Müteselsil borçta ifa, asıl alacağın ortadan kalkması değil, rücu hakkına sahip borçluya geçmesi
sonucunu doğurur.
MÜTESELSİL BORCUN SONA ERMESİ

Borçlanılan edimin ifası ve takas, alacaklıyı tatmin etmek suretiyle borcu sona erdiren
sebeplerdir.

Müteselsil borçlulardan biri borcu ifa veya takas yoluyla alacaklıyı tatmin etmiş ise
müteselsil borç sona erer.

Kısmi ifada alacaklı tam olarak tatmin edilmediği için borç, ancak ifa ve takas oranında
sona erer; borçlular bu oranda borçtan kurtulur.

Müteselsil borç, hak düşürücü sürenin geçmesi, ibra, alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi,
kusursuz sonraki imkansızlık ve zamanaşımı hallerinde alacaklı tatmin edilmeksizin sona erer.
ALACAKLININ BİRDEN ÇOK OLMASI

Bireysel Alacak İlişkisi Elbirliği Halinde Alacak İlişkisi

Bölünemeyen
Alacak

Müteselsil Alacak

Kümülatif Alacak

Kısmi Alacak
BÖLÜNEMEYEN ALACAK

Birden çok alacaklı aynı alacağı talep


yetkisine sahiplerse, bölünemeyen alacak
söz konusu olur.

Alacaklılardan her biri


Borçlu da borcundan ancak borcun alacaklıların
alacaklıların tamamına ifada bulunmak tamamına ifa etmesini
suretiyle kurtulabilir. isteyebilir.
KÜMÜLATİF ALACAK KISMİ ALACAK

Birden çok alacaklıdan her birinin


Birden çok alacaklının her birinin borçludan ayrı ayrı
borçlanılan edimin yalnız bir kısmını
talep ve tahsile yetkili olduğu alacağa, kümülatif
istemeye yetkili olduğu alacağa, kısmi alacak
alacak denir.
denir.

Kısmi alacak kural, müteselsil alacak ise


istisnadır.
MÜTESELSİL ALACAKLILIK

 Birden çok alacaklıdan her biri borçludan


alacağın tamamını isteyebilir.

 Borçlu alacaklılardan birine ödeme yapmakla


borçtan kurtulur. Borçlu dilediği alacaklıya edimi
ALACAKLI 1
ifa edebilir. ALACAK

 Ancak alacaklılardan biri edimin ifasını talep


etmişse borçlu artık ifayı bu alacaklıya yapacaktır.
BORÇLU
 Her bir alacaklı diğerinden bağımsız olarak
alacağın tamamını borç borcu asli niteliktedir.

ALACAKLI 2
MÜTESELSİL ALACAĞIN DOĞUŞ SEBEPLERİ

SÖZLEŞMEDEN DOĞAN KANUNDAN DOĞAN

Tarafların Ortak İradesinden Doğar. Vekalet veren ile vekil, alt vekile
karşı müteselsil alacaklıdır.
Bankada açılan ortak hesap
MÜTESELSİL ALACAKTA TARAFLARIN HUKUKİ DURUMU

BORÇLUNUN HUKUKİ DURUMU ALACAKLININ HUKUKİ DURUMU

Kural: Borçlu Alacakta


dildiği çokluk görüşü
alacaklıya geçerlidir.
ifada
bulunabilir.
Borçlu her Her alacaklı alacağı
alacaklıya o bağımsız olarak
alacakla ilgili talep edebilir;
defi ve alacak üzerinde tek
itirazları ileri başına tasarruf
sürebilir. edebilir.
MÜTESELSİL ALACAĞIN SONA ERMESİ

Borçlu, müteselsil alacaklılardan birine ifada bulunduğunda bütün alacaklılara karşı


borcundan kurtulur.

Borçlu, borcu ifa veya takas yoluyla müteselsil alacaklılardan birini tatmin etmiş ise
müteselsil alacak sona erer.

Müteselsil alacak, hak düşürücü sürenin geçmesi, ibra, alacaklı ve borçlu sıfatlarının
birleşmesi, kusursuz sonraki imkansızlık ve zamanaşımı hallerinde alacaklı tatmin
edilmeksizin sona erer.
ALACAKLI TARAFIN DEĞİŞMESİ

1. ALACAĞIN TEMLİKİ
Alacak hakkının anlaşma, kanun hükmü veya mahkeme kararı gereğince bir
başkasına geçmesine denir.

1Kanuni 2Kazai 3İradi


Devir Devir Devir
1 Kanuni Alacak hakkının bir kanun hükmü
gereğince bir başkasına geçmesine
Devir kanuni devir adı verilir.

2 Kazai Alacak hakkının bir mahkeme kararı


Devir gereğince bir başkasına geçmesine
denir.

3 İradi Alacak hakkının tarafların anlaşması


gereğince bir başkasına geçmesine
Devir denir.
ALACAĞIN İRADİ DEVRİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Alacağın devri
Alacağın devri bir
sözleşmeye dayalı
tasarruf işlemidir.
bir işlemdir.

Alacağın devri
sebebe bağlı bir
işlemdir.
İradi Devrin Şartları

Tarafların fiil ehliyetine sahip olması gerekir.

Alacağı devralanın kabul iradesi açık olabileceği gibi örtülü de olabilir.

Devir sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalıdır. Yazılı şekil geçerlilik


şartıdır.

Alacağı devralan, devredenden alacak senedini teslim etmesini


isteyebilir. Senedin teslimi geçerlik şartı değildir.

Alacağın devrini taahhüt herhangi bir şekle tabi değildir.


Alacağın Devrinin Konusu
Devrin konusu, alacak hakkıdır; sözleşme ilişkisinin kendisi değil.

Geçerli bir alacak bulunmalıdır.

Mevcut veya ileride doğacak alacakların devri mümkündür.

Devredilen alacağın doğduğu borç kaynağı önemli değildir.

Bölünebilir bir alacağın bir kısmı da devredilebilir.


Devri Yasak Olan Alacaklar

Sözleşmede devir yasağı öngörülebilir.


Nafaka alacakları işin gereği olarak devre elverişli değildir.

Kanun Gereği Devre Elverişli Olmayan Alacaklar


Manevi Tazminat İstemi
Alt kira sözleşmesi
Ölünceye kadar bakma sözleşmesinde bakım alacaklısı bakım
hakkını başkasına devredemez.
İradi Devrin Hükümleri

Alacak devralana Devir ivazlı ise, Devir ivazsız ise


geçer. devredenin garanti garanti sorumluluğu
• Devredenin, alacaklı sorumluluğu vardır. yoktur.
sıfatı sona erer. • Borcun varlığı • Kanuni devir
• Feri haklar da • Borçlunun ödeme • Ancak taraflar
devralana geçer. gücü garanti sözleşmesi
yapabilir.
İradi Devrin Hükümleri

Devreden, Borçlu
İstisna:
borçludan borcu borcundan
Borçlunun
kendisine kurtulmak için
devirden
ödemesini devralana borcu
habersiz olması
isteyemez. ifa etmelidir.
İradi Devrin Hükümleri

Borçlu sahip
Borçlu, borcunu
olduğu savunmaları
devralana ifa
devralana karşı da
etmelidir.
ileri sürebilir.

Çekişmeli bir
alacak varsa borçlu
ifadan kaçınabilir.
Devralan ile Borçlu Arasındaki İlişki

Borçlunun devre izin vermesi gerekli değildir.

Borçlu, borcu iyiniyetle önceki alacaklıya ifa etmişse


borçtan kurtulur.

Borçlu devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu


savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.
BORÇLU TARAFIN DEĞİŞMESİ

1. Borcun Üstlenilmesi
Borç ilişkisinde borçlunun yerini tarafların anlaşması ile yeni bir borçlunun
almasına denir. Borcun iç ve dış üstlenilmesi olmak üzere ikiye ayrılır.

Üçüncü bir kişinin borcu


üstleneceğini borçluya karşı
Borcun İç Üstlenilmesi: taahhüt etmesi, borcun iç
üstlenilmesidir.
Borcun İç Üstlenilmesi:

Borcu Üstlenme Sözleşmesi Üstlenen Borçlu

 Borçlandırıcı işlem niteliğindedir.

 Borcun dış üstlenilmesi sözleşmesi yapılmadıkça, bu sözleşme alacaklıyı ilgilendirmez.

 İvazlı şekilde yapılırsa şekle bağlı değildir.

 İvazsız şekilde yapılırsa ise bağışlama vaadi sayılacağı için adi yazılı şekilde yapılmalıdır.

 Borcu üstlenen ya borcu ifa ederek ya da dış üstlenme sözleşmesi ile borçluyu borcundan
kurtarır.
Borcun Dış Üstlenilmesi:

Borcu Üstlenme Sözleşmesi Üstlenen Alacaklı

 Alacaklı açısından tasarruf işlemi niteliğindedir; Üstlenen açısından ise borçlandırıcı işlem
niteliğindedir.

 Her türlü borç kural olarak dış üstlenme sözleşmesinin konusu olabilir.

 Alacaklı açık ya da örtülü olarak kabul edebilir. Şekil serbestisi içinde akdedilebilir.

 Alacaklı, üstlenenin ifasını çekincesiz kabul etmişse borcun dış üstlenilmesine rıza
göstermiş sayılır.

 Eski borçlunun yerini, üstlenen kişi alır. Alacaklı ifayı bu kişiden ister.
BORÇLU TARAFIN DEĞİŞMESİ
Borca Katılma

- Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere,
katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte
borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir.

- Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar.

Borcun üstlenilmesinde borçlu borç ilişkisinden ayrılır. Eski


borçlunun yerini yeni borçlu alır. Borca katılmada ise, borçlu
hala borçlu kalmaya devam eder. Ancak borçlunun yanına,
alacaklıya karşı ikinci bir borçlu katılır.
BORÇLU TARAFIN DEĞİŞMESİ
Sözleşmenin Devri

-Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan


taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı
ile birlikte bütün hak ve borçlarını devralana geçiren bir anlaşmadır.

-Sözleşmeyi devralan ile devreden arasında yapılan ve sözleşmede kalan


diğer tarafça önceden verilen izne dayanan veya sonradan onaylanan anlaşma
da, sözleşmenin devri hükümlerine tabidir.

-Sözleşmenin devrinin geçerliliği, devredilen sözleşmenin şekline bağlıdır.


BORÇ İLİŞKİSİNİN VE BORCUN SONA ERMESİ

 Borç ilişkisi: Pek çok dönemsel ya da sürekli edim ihtiva eden ve süreklilik arzeden bir
hukuki bağdır.Geniş anlamda borç ilişkisi denir.

 Borç: Borç ilişkisinden kaynaklanan münferit bir edimi ifade eder. Dar anlamda borç
ilişkisi denir.
 Ani edimli sözleşmelerde, çoğu zaman borcun ifa edilmesi ile borç ilişkisi de sona erer.
 Sürekli edimli sözleşmelerde ise dar anlamda münferit borcun sona erdirilmesi geniş
anlamda borç ilişkisini sona erdirmez.
Borç İlişkisinin Sona Ermesi

Tarafların Tek Taraflı Diğer


Anlaşması İrade Beyanı Durumlar

• Kişiler sözleşme yapmakta özgür oldukları gibi


sözleşmeyi sona erdirmekte de özgürdürler.
Tarafların
• İkale sözleşmesi ile sözleşme ortadan kalkar.
Şekil şartına tabi değildir, tasarruf işlemi Anlaşması
niteliğindedir.
• İptal: Geçerli olarak kurulmayan bazı sözleşmelerin
sonradan belirli şartlar çerçevesinde iptal edilmesidir. Örn:
yanılma, aldatma, korkutma.
• Tek taraflı varması gerekli bir irade açıklaması ile
kullanılır.
• Dönme: Geçerli olarak kurulan sözleşmenin hukuk
düzeninin öngördüğü şartlar çerçevesinde tek taraflı ve
varması gerekli bir irade açıklamasıyla geçmişe etkili Tek Taraflı
olarak ortadan kaldırılmasına denir. İrade Beyanı
• Fesih:Geçerli olarak kurulan ve sürekli borç ilişkisi
doğuran bir sözleşmenin hukuk düzenin öngördüğü şartlar
çerçevesinde tek taraflı ve varması gerekli bir irade
açıklaması ile geleceğe etkili olarak ortadan kaldırılmasına
denir.
• Ölüm veya Gaiplik:
• Fiil Ehliyetinin Kaybı:
• İflas: Diğer
• Sürenin Sona Ermesi: Durumlar

• Bozucu Koşulun
Gerçekleşmesi:
Borcun Sona Ermesi

Alacaklı ve Borçlu
İbra Yenileme Sıfatlarının Birleşmesi
Sonradan Meydana Gelen
Kusursuz İmkansızlık Takas

I. İbra (Borçtan Kurtarma)

Borçlunun alacaklı tarafından borcundan kurtarılmasıdır.


Taraflar arasında akdedilecek bir sözleşme ile mümkündür.
Alacaklının alacağı üzerinde tasarruf
yetkisinin bulunması
Alacaklının borçluyu borcundan kurtarma
iradesine sahip olması
Borçlunun alacaklının iradesine onay
İbranın Şartları vermesi (sözleşme)

İbra, herhangi bir şekle bağlı değildir.

İstisna: Hizmet sözleşmesinde işçinin


alacağına yönelik ibra
Asıl borca ilişkin gerçekleştirilen ibra feri
borçları da sona erdirir.

İbra, tasarruf işlemi niteliğindedir.


II. Yenileme (Tecdit)

 Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesidir.

TTK m.89: İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını
teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak
ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı
isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir.
Cari hesabın kesilmesi ile ortaya çıkan borcun alacaklı ve borçlu tarafından kabul
edilmesi ile kalem kalem sayılmış olan karşılıklı borçlar yenileme yolu ile sona ermiş
olur; yerlerine yeni borç geçer.
Yenilemenin Şartları

Geçerli mevcut bir borcun bulunması

Alacaklının mevcut borç üzerinde tasarruf yetkisinin olması

Onun yerine geçmesi kaydıyla yeni bir borç yaratılması

Tarafların yenileme iradesine karşılıklı olarak sahip olmaları

Eski borcun sona ermesiyle yeni borcun doğumu arasında illiyet bağı
olması
Yenilemenin Hükmü

Önceki asıl borç ve ona bağlı feri borçlar sona erer.

Önceki borca ilişkin itiraz ve defiler yeni borca karşı ileri sürülemez.

Yeni borç için yeni zamanaşımı işlemeye başlar.

Yenileme tarafların açık iradesi ile olur. Açık irade yoksa şu durumlar
yenileme sayılmaz:
Mevcut borç içim kambiyo taahhüdünde bulunulması, yeni bir alacak
senedi düzenlenmesi, yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi
III. Alacaklı ve Borçlu Sıfatlarının Birleşmesi
• Kanundan ya da sözleşmeden kaynaklı olarak bir kişinin aynı borcun hem
alacaklısı hem borçlusu durumuna gelmesine birleşme adı verilir.
Tanım • Birleşme ile birlikte borç ferileri ile sona erer.

• Kanundan doğan bir örnek: Mirasçılık


Şartları • Hukuki işlemden doğan örnek: Malvarlığının devri veya işletmelerin birleşmesi

• Taraflar arasında geçerli bir borç ilişkisi bulunmalıdır.


• Alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesi
Şartları • Alacağın tamamının borçluya ya da borcun tamamının alacaklıya geçmesi
IV. Sonradan Meydana Gelen Kusursuz İfa İmkansızlığı
• Kusursuz ifa imkansızlığı, sözleşmenin kurulmasından sonra ve fakat borcun
muaccel olmasından önce ortaya çıkan ve borçluya yüklenmesi mümkün
Tanım olmayan bir nedenle edimin ifasının objektif olarak imkansız hale gelmesidir.

• İmkansızlık sözleşme kurulduktan sonra ve borçlu temerrüdünden önce ortaya


çıkmalıdır. İmkansızlık borçlunun kusuruyla oluşmuş olmamalıdır.
Şartları • Borç borçlunun sorumlu olmayacağı nedenle imkansızlaşırsa borç sona erer.

• Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen


imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur.
Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir
Şartları sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.
V. Takas
• Karşılıklı muaccel ve aynı cinsten iki borcun bunlardan az olanı nispetinde
sona erdirilmesidir.
• Takas, çoğunlukla, taraflardan birinin irade açıklaması ile hüküm ve
Tanım sonuçlarını doğurur.

• Karşılıklı alacaklar olması.


• Bu alacakların kaynağının aynı olmasına gerek yoktur.
Şartları • Karşılıklı alacakların takasa elverişli olması

• Karşılıklı alacakların aynı cinsten yahut özdeş olması


• Takas edilecek karşılıklı alacakların her ikisinin de özdeş olması
• Takas edilecek alacakların muaccel olması
Şartları
• Takas anında iki borçtan az olanı değerince borç sona erer.
Zamanaşımı

Kazandırıcı Zamanaşımı Düşürücü Zamanaşımı

Belli bir sürenin geçmesi ve Hukuk düzeni tarafından


hukuk düzeni tarafından belirlenmiş şartlar dahilinde
öngörülen koşulların belirli bir süre içerisinde hakkını
gerçekleşmesi halinde bir kullanmayan alacaklının talep ve
kimseye ayni hak kazandıran dava açma hakkını kaybetmesine
zamanaşımıdır. neden olan zamanaşımıdır.
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İLE ZAMANAŞIMI SÜRESİ ARASINDAKİ FARKLAR

HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ZAMANAŞIMI


Sürenin geçmesiyle hak ortadan kalkar. Hak mevcudiyetini sürdürür ama geçmekle talep
edilebilirliği ortadan kalkar.

İleri sürülmesi bir itiraz teşkil eder. İleri sürülmesi bir defi teşkil eder.
Hakim tarafından resen dikkate alınır. Taraflarca ileri sürülmedikçe hakim dikkate
alamaz.
Menfaati olan herkes tarafından ileri sürülebilir. Sadece hak sahibi tarafından ileri sürülebilir.

Durması veya kesilmesi söz konusu olmaz. Kanun tarafından öngörülen hallerde durabilir
veya kesilebilir.

Hak sahibinin belirli bir süre içerisinde hakkını kullanmamış olması nedeniyle
hakkın sona ermesine yol açan süreler, hak düşürücü süre olarak nitelendirilir.
Borcun zamanaşımına
uğramaya elverişli
olması

Düşürücü
Borcun muaccel
Zamanaşımının
olması
Şartları

Kanunun belirlediği
sürenin dolmuş olması
Genel Beş Yıllık Haksız Fiilde Sebepsiz
Zamanaşımı Zamanaşımı Zamanaşımı Zenginleşmede
Süresi Süresi Zamanaşımı
• 1. Kira bedelleri, • Sebepsiz
• Madde 146: • Tazminat istemi, zenginleşmeden
Kanunda anapara faizleri
zarar görenin zararı doğan istem hakkı,
ve ücret gibi
aksine bir diğer dönemsel
ve tazminat hak sahibinin geri
yükümlüsünü isteme hakkı
hüküm edimler öğrendiği tarihten olduğunu öğrendiği
bulunmadıkç • 2. Otel, motel, başlayarak iki yılın tarihten başlayarak
a, her alacak pansiyon ve tatil ve her hâlde fiilin iki yılın ve her
köyü gibi işlendiği tarihten hâlde
on yıllık yerlerdeki başlayarak on yılın zenginleşmenin
zamanaşımın konaklama geçmesiyle gerçekleştiği
a tabidir. bedelleri ile zamanaşımına tarihten başlayarak
lokanta ve benzeri uğrar. on yılın geçmesiyle
yerlerdeki yeme zamanaşımına
içme bedelleri. uğrar.
Zamanaşımının Durması:

TBK m. 153’de belirtilen hallerde zamanaşımı durur. Zamanaşımını durduran


sebep devam ettikçe, zamanaşımı işlemez ve sebep ortadan kalkınca
zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder. Bu sebepler şunlardır:
• Velayet devam ettiği müddetçe, çocukların ana ve babalarına karşı olan
alacaklarında,
• Vesayet devam ettiği müddetçe, vesayet altında bulunanın vasiye karşı olan
alacaklarında
•Evlilik devam ettikçe, eşlerin birbirine karşı olan alacaklarında,
•Hizmet ilişkisi devam ettikçe hizmetçilerin işverenlere karşı olan
alacaklarında,
•Borçlu alacak üzerinde intifa hakkını haiz olduğu müddetçe,
Zamanaşımının Kesilmesi:
TBK m. 154’de belirtilen hallerde zamanaşımı kesilmiş olur. Zamanaşımının kesilmesi
halinde bu ana kadar işlemiş olan süre işlememiş sayılır ve zamanaşımını kesen olaydan
itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar.

• Zamanaşımı borçlunun borcunu ikrar etmesi halinde kesilir. Bu her şekilde olabilir.
Buna göre, borçlunun borcu kabul etmesi, borca ilişkin olarak bir ödemede bulunması (asıl
borca veya faize ilişkin olabilir.), borç için teminat gösterilmesi hep borcun ikrar edilmesi
anlamındadır ve zamanaşımını keser.
• Bunlar dışında alacaklının başvurusuyla mahkemenin, icra dairesinin veya iflas
masasının yapacağı her türlü işlem de zamanaşımını keser.
• Zamanaşımı kesildikten sonra işleyecek olan yeni süre prensip itibariyle eski
sürenin aynıdır.

You might also like