You are on page 1of 11

4.

Sınıf Quiz
1. Apikal rezeksiyon endikasyonları (10 tane) (2 kez sorulmuş)
Kökün apikal kısmının kesilip alınması ve periapikal bölgedeki nekrotik ve iltihabi dokunun uzaklaştırılması
işlemidir. Endikasyonları;
-Radyolüsent alanı olup sürekli drene edilen dişlerde
-Apikalde aşırı eğrilik, perforasyon veya pulpa boşluğu içinde kalsifikasyon varsa
-Önceden kanal tedavisi görmüş fakat apekste radyolüsent alan genişlemeye devam eden dişlerde
-Fazla taşkın kanal dolgusunu apeksten temizlemek gerektiğinde
-Apekste açıklık olan ve bu nedenle kanal temizliğinin ve dolumun başarılı bir şekilde yapılamadığı
durumlarda
-Altında diş germi olmayan ve kök ucu patolojisi bulunan süt dişlerinde
-Kökün apikal 1/3 ’ünde yer alan kırıklarda
-Kök kanalına dişin kuronundan ulaşılamadığı durumlarda
-Radiküler kistlerde veya bir kistin genişlemesi sonucu komşu dişin devitalize olduğu durumlarda
-Tedavi sırasında kök kanalında kırılmış aletler bulunduğunda
-Acil cerrahi ve endodontik tedavinin birlikte uygulanması gerektiğinde
-Cerrahi temizleme ve kültür alınmasının gerekli olduğu düşünülen dişlerde

2. Anafilaksi nedir, nasıl oluşur? Acil yaklaşımları?


Anafilaksi, allerjik reaksiyonun bir ileri basamağıdır ve solunum yolu tıkanıklığı ile çok ciddi bir tablo oluşur.
Hipersensitivite reaksiyonu semptomlarına ek olarak kan basıncında düşüş, disritmi ve bunun sonunda
kardiyak arrest gibi kardiyovasküler problemler de görülür.

Anaflaktik reaksiyonda tipik olarak hastada keyifsizlik hali ve kötü bir şey olacak hissi baskındır. Bunu
takiben yüz boyun bölgesinde kızarıklık, ürtiker, kaşıntı gelişir. Bulantı ve abdominal kasılmalar eşlik edebilir.
Solunum güçlüğüne bağlı olarak siyanoz gözlenebilir.

Anafilaksi acil yaklaşım; Tüm dental işlemler durdurulur. Hasta supin pozisyonuna getirilir. Bacaklar eleve
edilir. 1/1000 epinefrin 0,3 ml IM/IV verilir (tercihen IM üst bacak lateralindeki kastan verilir). Bulgular
devam ederse 5 dakikada bir aynı doz verilmeye devam edilir. Cilt bulguları olarak ürtiker, kaşıntı, eritem
gelişmesi durumunda IM ya da IV olarak antihistamin (50 mg Benadryl veya 10 mg Chlor Trimeton) verilir.
Uzmanla iletişime geçilir ve acil yardım istenerek konsültasyon yapılır. Altı saatte bir oral kullanılmak üzere
antihistamin (Benadryl veya 10 mg Chlor Trimeton) reçete edilir.
Gerekli durumlarda CPR için hazır olunmalıdır. Vital bulgular varsa monitörden takip edilmelidir. Epinefrinle
laringospazm çözülemiyorsa trakeotomi (soluk yolunun boyun bölgesinden delinerek açılması işlemi)
yapılması gerekebilir. Kardiyovasküler problemlerin yanı sıra bilinç kaybı gibi durumlara karşı hazırlıklı
olunur.

3. Tüber anestezi tekniklerini anlatınız.

Hedef nokta: Maksillanın facies infratemporalis bölgesi. Maksilla arkasında yer alan bu bölgeden,
n.maxillaris’in dalı olan posterior superior alveolar sinir (PSA) geçer.

Tek taraflı üst çene 3. molar , 2. molar ve 1. molar (DB, P kök) dişlerin pulpaları, periodonsiyumları ile
vestibül mukozası uyuşur.

Hastanın başı hekimin göğüs hizasına getirilir. Hangi tarafa iğne yapılacaksa alt çenenin o tarafa kaydırılması
istenir. Böylece iğnenin giriş yapacağı bölgede vestibül sulkus genişletilir.
1.Yöntem: 3. moların mezial kökü hizasından vestibül sulkusun en derin noktasına okluzal düzleme 45
derece açı ile iğne batırılır. Yukarı ve içe doğru iğne yaklaşık 1,5 cm ilerletilince facies infratemporalis
bölgesine gelinir. Aspirasyon kontrolü yapıldıktan sonra 1,5 cc anestezik solüsyon depo edilir.

2.Yöntem 2. molar dişlerin apeksi hizasından 45 derecelik açı ile arkaya, yukarı ve içe doğru üç boyutlu
hareket yapılarak yaklaşık 2 cm boyunca iğne ilerletilir ve facies infratemporalis bölgesine girilir. Bu hareket
yapılırken kemik teması alınır ancak zygomaticomaxillar buttress kemik çıkıntısının mutlaka atlanması
gerekir.

4. Garre osteomyelitini açıklayınız.

Proliferatif periostitis ile birliklte görülen kronik osteomyelitise verilen isimdir. Garre osteomyeliti
periosttaki enflamatuar reaksiyondan kaynaklanmaktadır. Genellikle periosttaki osteoblastik aktivitenin en
yüksek olduğu çocukluk ve gençlik döneminde görülür.

Subperiosteal yeni kemik yapımı ile karakterizedir. Periapikal abse ve çekim sonrası enfeksiyonlar en sık
rastlanan nedenlerdir. Nadir görülür. Etken genellikle mandibular daimi 1. Molardaki düşük dereceli kronik
enfeksiyondur. Hafif ağrı, çenenin lateral kısmında ve alt kenarında hassas olmayan kemik büyümesi
şeklinde şişlik.

Radyografide periapikal bölgede radyolüsensi olan çürük bir diş veye sürmemiş bir dişin çevresinde folikül
iltihabı. Kortikal yüzeyi düzgün, konveks aşırı kemik büyümesi. Yeni oluşan kemik soğan zarı görünümünde
üst üste tabakalar şeklinde görüşür. Çenenin geri kalanı normal görünümdedir.

Tedavi; Ewing sarkomu, osteosarkom, ossifying hematom, periapikal osteom, infantil kortikal
hiperostozisten ayrımı yapılmalıdır. Enfeksiyon kaynağının uzaklaştırılması sonrası çene yavaş yavaş
remodele olur. Olmazsa rekonstrüksiyon düşünülür.

5. Fasiyal paraliz nedir, nasıl oluşur, tedavisi nedir antibiyotik verilir mi? X2

Fasiyal sinirin etkilenerek yüz kaslarının geçici felç durumudur. Özellikle inf. alv. sinir anestezisinde iğnenin
çok aşağı ve arkaya yönlendirilmesi sonucu parotisin kapsülüne veya içerisine enjeksiyon yapıldığında
oluşan geçici bir durumdur.

İlgili taraftaki klinik bulgular: Nazolabial sulkuz kaybolur. Komissura aşağı doğru kayar. Hasta gülemez,
paraliz olan taraftaki gözünü kapatamaz.

Genellikle anestezi etkisinin geçmesiyle ortadan kalkar ancak hasta açısından hoş olmayan durumlara sebep
olur. Fasiyal paralizde hastanın göz kapağı hareketsizleşeceği için göz kuruluğunu önlemek ve korneayı
korumak amacıyla göz tamponla kapatılmalıdır. Kontak lens çıkarılmalı, istirahat edilmeli.

Tedavisinde hastaya steroid verilebilir. Destekleyici tedavi olarak hastaya göz koruması, egzersiz, masaj ve
etkilenen tarafın sıcak tutulması önerilmelidir. Etken: Öncelikle alt üçüncü molar,sonra diğer molar diş
enfeksiyonu. Sekonder: submandibular sublingual apseler
6. Mandibular anestezinin yapıldığı loj nedir sınırlarını yazınız.
En sık etkilenen anatomik yapıdır. M. pterygoideus med.
etkilenmesi sonucu şiddetli trismus gelişir, birkaç mm ağız
Pterygomandibular loj; açıklğı. Ekstraoral şişlik çok az. Retromandibuler bölgede
baskıda ağrı, yutkunma güçlüğü ve ateş. Tonsil bölgesinde
şişlik, uvula karşı tarafa deviye olur. Enfeksiyon buradan
M pterygoideus medialis ile ramus mandibulanın iç yüzü arasındadır parotis lojuna prapharyngeal yukarı doğru retromaksiller
bölgeden fossa pterygopalatinaya doğru yayılabilir
Yukarıda infratemporal bölge ve retromaksiller bölge, arkada parotis locası ve önde yanak bölgesi

Gevşek bir yağ dokusu ile doludur. İçerisinde a, v, ve n. alveolaris mandibularis ve n. lingualis yer alır

7. Antibiyotik profilaksisi yüksek risk grubunda olan hastalıklar(sadece yüksek yoksa 0)

Yüksek risk grubu:

• Enfektif endokardit hikayesi olanlar


• Protetik kalp kapağı ve kalp kapağı onarımı içinn protetik materyal kullanılmış hastalar
• Yapısal olarak anormal kalp kapağı nedeniyle kapak geri kaçırması olan kardiyak transplant alıcıları
• Bazı konjenital kalp hastalıkları;
− Şant/ kondüitler bulunan siyanotik konjenital kalp hastalıkları
− Cerrahi onarım yapılmış doğumsal kalp hastalıklarında, girişimden sonraki ilk 6 ay
− Protetik materyal yerleştirilen yerde/komşu bölgede rezidüel defekt varlığı

Alternatif cevap; Enfektif endokardit (geçirmiş veya risk grubunda olanlar), bypass greft operasyonundan
sonraki ilk 6 hafta acil işlem yapılacaksa, cushing sendromu, orak hücreli anemi, lösemi, diyaliz hastaları,
parkinson, kemoterapi gören hastada (24 saat önceki değerleri; trombosit sayısı 75.000 / mm 3 ’ten azsa,
pıhtılaşma faktörleri normal değilse, mutlak nötrofil sayısı 1.000 / mm 3 ’ten azsa)

8. Profilaksi nedir tanımlayınız ? Kimlere profilaksi uygulanmalıdır? Kardiyovasküler sistem hastalıkları


haricindeki yüksek risk grubundaki hastalıkları yazınız.

Profilaksi, bir hastalığın meydana gelmesinin önlenmesi için yapılan işlemlere denir.

Enfektif endokardit (EE) riski olan durumlarda antibiyotik profilaksisi yapılmalıdır. Kanamaya sebep olan her
türlü işlem EE profilaksisi gereken yüksek riskli dental işlemler olarak kabul edilir.

Antibiyotik profilaksisi yapılması gereken diğer sistemik durumlar:

• Düzensiz insüline bağlı diyabet


• Şiddetli romatizmal hastalık: Romatoid artrit , romatolojik hastalığa bağlı görülen iritis
• Şiddetli eklem hastalıkları: Artrozis, reaktif artiritis
• Şiddetli cilt hastalıkları: Psoriasis
• Şiddetli obstrüktif pulmoner hastalık: Astım
• Otoimmün hastalıklar
• Kanser
• İmmünösüpresif tedavi gören hastalar: Yüksek doz kortizon, sitotoksik ilaçlar vb
• Güçsüz, zayıf yaşlı hastalar ve dalağı alınmış hastalar
9. Dişler ve innervasyonları
Üst çene 1, 2, 3 n. maxillaris dalı ant. sup. alveolar sinir (ASA)
Üst çene 4, 5, 6MB n. maxillaris dalı med. sup. alveolar sinir (MSA)
Üst çene 6 DB-P, 7, 8 n. maxillaris dalı post. sup. alveolar sinir (PSA)
Alt çene 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 n. alveolaris inferior

10. Gömülü 3. Molar sınıflaması


Alt 3. Molar; M3 sınıflaması + açı sınıflaması + seviye sınıflaması
Ör: Klas 2, vertikal, mezyoaangular, kron-kron ilişkili gömülü alt 3. molar
• M3 mesafesi sınıflaması (2. Molar distal kenarı-ramus mandibula arası mesafe);
− Klas 1 M3>Alt 3. Molar md genişlik,
− Klas 2 M3=Alt 3. Molar md genişlik,
− Klas 3 M3< Alt 3. Molar md genişlik
• Açı sınıflaması (alt 2. Molara göre açıya bakılır); Vertikal, horizontal, mezyoangular, distoangular,
bukkoangular, lingoangular, ters pozisyon
• Seviye sınıflaması (alt 2. Molara göre hizasına bakılır); kron-kron, kron-kole, kron-kök

Üst 3. Molar;

• Seviye; Klas A kron-kron, Klas B kron-kole, Klas C kron-kök


• Açı; Vertikal, horizontal, mezyoangular, distoangular, bukkoangular, lingoangular pozisyon

11. Yarı gömülü kemik retansiyonlu 20 yaş çekimi olan hastada 2 adet reçete yazınız (penisilin alerjisi
olan ve olmayan)

Rp/ I. Augmentin BID 1000mg tb D:1 (bir)b S:2x1 (penisilin alerjisi varsa; II. Macrol 500 mg tb D:1 S:2x1)

II. Majezik 100mg film tb D:1(bir)b S:3x1 (I. Apranax forte 550mg tb D:1 S:2x1/ apranax 275mg tb 2x1)

III. Kloroben gargara D:1 S:3x1

Çocuk hasta reçete;

Rp/ I. Augmentin BID 400/57 fort süspasiyon D:1 S:2x1

II. Calpol 120 mg/5ml süspansiyon D:1 S:4-6 saatte x ölçek (10-15mg/kg)

12. Submandibular loj sınırları


• Üstte m. mylohyoideus alt medialde m digastricus un ön karnı, altta platisma
• İçte mylohyoid ve hypoglossus kasları, dışta mandibulanın iç yüzü ile sınırlıdır.
• Arka kısımda submandibular bez ve parafaringeal bölgeye doğru devam eder.

İçerisinde submandibular tükrük bezi, a. lingualis, a. ve v. facialis, n. hypoglossus submandibular lenf


gangliyonları bulunur.

13. Submandibular Loj apsesi


Genellikle alt çene molar dişlerden kaynaklanırlar. Diş köklerinin mylohyoid kasın altında kalıp lingual tarafa
yönelen iltihapları sonucu gelişirler. Sublingual ve submental bölge iltihapları, komşuluk yoluyla
submandibuler loca apselerine neden olabilirler. Submandibular tükrük bezi veya submandibuler lenf
düğümlerinden de köken alabilirler.

Klinik:
• Ağız tabanının arka tarafında şişlik görülür
• Şişlik palpasyonda ağrılı ve alt çene iç tarafına yapışıktır
• Mandibula dış yüzü ve alt kenarı iç tarafta palpe edilemez
• Deri hiperemiktir
• Apse subkütan hale geldiyse fluktuasyon alınır
• M. pterygoideus medialis in etkilenmesi ile trismus oluşur
• Enfeksiyon sublingual submental ve lateral farengeal bölgelere yayılabilir
Tedavisi: Drenaj ekstraoral olarak alt çene kenarına paralel olarak 1 2 cm aşağıdan yapılmalıdır. A. V.
Facialis zedelenmesine dikkat edilmelidir
14. Hastayı hospitalize etmek için hangi belirtiler olmalıdır?
• MI 6 ay içinde acil işlemlerde (hosp+kons) Ludwig anjini (Tehlike işaretleri; soluk alamama,
• Anjiyoplasti sonrası 6 aylık dönemdeki işlemlerde yutkunamama, ses kısıklığı, stridor (sesli nefes alıp verme),
köprücük kemikleri altında şişlik)
• Hemofili gerekli hallerde hosp+takip düşünülmeli
• Nöbrek trensplantasyonu ilk 6 ay acil işlemlerde
• Parkinson teavisinde levadopa adlı ilaç kullanılır. Dental tedvailer kons ve hastane şartlarında
planlanmalı

15. Alveolitis nedir? Açıklayınız.

Şiddetli ağrı nedeniyle hastayı en çok rahatsız eden komplikasyondur. Alveolitisin özelliği çekim kavitesinde
pıhtının kaybolmasıdır. İlk safhalarında pıhtı kirli gri bir görünüm sergiler sonrasında eriyip kaybolur ve
geriye çıplak kemik yüzeyi kalır.

Muayene sırasında her zaman boş bir kemik kavitesi olmayabilir. Pıhtı artıkları ya da nekrotik doku da
görülebilir. Genellikle gıda artıkları bölgeye dolmuş durumdadır. Tanı koymak kolaydır. Sond ile muayene
esnasında hassas ağrılı çıplak kemik hissedilir. Yayılan ağrı ve kötü koku mevcuttur. Genellikle pü görünmez.

Hasta ağrıyı nabız atar tarzda olarak tanımlar. Ağrının sebebi periodontal ligament ve alveolar kemikte açığa
çıkan sinir uçlarına gelen termal ve kimyasal irritasyonlardır.

Tedavi: Bulgular çekimden 3-5. gün sonrasında ortaya çıkar ve tedavi edilmezse 7-14 gün devam eder.

• Alveolitisin tedavisinde öncelik ağrının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Sokete alvogyl adlı pat
yerleştirilerek analjezi sağlanabilir. Hastaya analjezik ilaçlar verilebilir.
• Ağrı ortadan kaldırıldıktan sonra kavite serum fizyolojik ile yıkanır, kavite tabanı kürete edilmeden
sadece nekrotik materyaller uzaklaştırılarak temizlenir. Yeniden pıhtı oluşumunu sağlamak için
vazokonstriktör olmayan ya da az olan bir lokal anestezi yapılır. Sond yardımıyla çevre yumuşak
dokular travmatize edilmeden kavite içerisine az miktarda kanama oluşturularak yeni pıhtı
oluşturulmaya çalışılır. Yeniden diş çekimi yapılmış gibi tavsiyeler verilerek hasta gönderilir, 24 saat
sonra kontrole çağrılır.
• Bölgede pü akışı varsa sistemik olarak antibiyotik verilebilir.
16. Premalign lezyonlar (oral mukozada sık görülen)
A. Lökoplaki: Oral mukozada en sık görülen premalign lezyondur. Oral mukozadaki beyaz plak biçimindeki
lezyonlardır. Etiyolojisi bilinmiyor. Sigara, alkol, kronik irritasyon ve C.albicans önemli etken. Orta yaş ve
üzeri bireylerde gözlenir. Genellikle ağız tabanı, yanak mukozası, dil, yanak ve dudak komissuralarında.
Sınırları düzenli, hafif kabarık, bazı lezyonlarda çatlaklarla birlikte görülür. Tedavisinde kriyocerrahi
uygulanabilir. Klinik görünümüne göre iki grupta incelenebilir;
• Homojen: Yüzeyden hafif kabarık düzgün opak-beyaz renkli lezyon
• Non-homojen: Yüzeyi düzensizleşmiş lökoplaki. Tipleri;
− Granüler tip (düzensiz çıkıntılar), nodüler tip (nodül şekilli kabarıklıklarla izlenir), verrükoz tip
(saçaksı uzantılar vardır)
• Proliferatif Verrükoz Lökoplaki: Agresif form. 60 yaş üstü kadın sigara içmeyen ağız hijyeni iyi olan
bireylerde görülür. Sıklıkla dişeti ve alveolar mukozada gözlenir. Homojen tiple başlar, eksize edilse bile
nüks eder. Giderek verrükoz karakter alarak sonunda invaziv skuamöz hücreli karsinomaya dönüşür.
B. Eritroplaki: Nadir görülür. Ağız mukozasında kanserleşme eğilimi en yüksek olan lezyondur
• Kırmızı, yüzeyden hafif çökük, non-spesifik alanlardır. Klinik görünüm: Homojen, lökoplaki ile görülen
(eritrolökoplaki), granüler veya benekli
• En çok ağız tabanı, retromolar bölge, yumuşak damak ve dilde
• Etiyolojisi bilinmiyor. %91 ‘den fazlası teşhis edildiği dönemde malignite gösterir. Oral skuamöz hücreli
karsinomun klinik olarak teşhis edilebilen en erken formu kabul edilir. Cerrahi eksizyonla tedavi edilir.

C. Sublingual Keratoz: Ağız tabanı ve dil altı mukozasındaki geniş beyaz plaklar. Verrüköz ya da nodüler
alanlar izlenmez. Malignite riski yüksektir

D. Tütünle İlişkili Keratozlar: Özellikle sert damakta ve daha sonra yanak mukozasında meydana gelen
hiperkeratoz. Uzun süreli pipo ve sigara içenlerde görülür. Alışkanlık terk edilirse lezyon gerileyebilir. 45
yaş üzeri erkeklerde görülür. Beyaz veya gri renklidir, palpasyonda kadifemsi his alınır. Kanserleşme
eğilimi düşüktür

E. Aktinik Şelitis: Alt dudak vermilion hattında uzun süreli UV ışınına maruz kalma sonucu ortaya çıkan
keratotik bir lezyondur. Karsinomaya dönüşüm oranı %6-10’dur. Hastalar orta yaşın üstündedir.
Karsinoma yavaş gelişir ve geç dönemde metastaz yapar. Erken dönemde dudakta atrofi ve açık renkli
düz alanlar. Lezyon ilerledikçe engebeli ve kabuklu görünüm (lökoplaki benzeri). Hasta ilgili bölgede ağrı
ve kaşıntı hisseder. Malignite görülmeyen hastalarda V-rezeksiyon

F. Oral Submuköz Fibrozis: Klinik olarak diffüz, katı ve beyaz alanlar. Tütün ve sıcak gıdaların etkisiyle
ortaya çıkan submukozal skar dokusu. Yanak mukozası, dudaklar, sert damak ve dil mukozasının
renginde açılma. Trismus görülebilir. Kalıcı bir tedavi şekli yoktur

5. Sınıf Quiz&Sözlü

Tüber anestezi x3, anafalaksi x3, profilaksi, apikal rezeksiyon

1. Davyeler ve özellikleri
2. Böbrek yetmezliği (akut/kronik) ileri tabloda ne oluşur?
3. Diyabet x2
4. Hipertansiyon
5. Enfektif Endokardit
6. Antitrombositik ilaçlar sınıflama, köprüleme, yoak, aspirin dozları, INR
7. Max ve man sinir dalanmaları (trigeminal sinir tüm dalları)
8. Çiğneme kaslarının origo ve insertiosu kas muayenesi
9. Anestezi dozları
10. Senkop
• Korku ve kaygıyla oluşan ani strese bağlı vücutta katekolaminler salınır. Kan periferal dokularda
göllenir bundan dolayı serebral kan akımı aniden düşerek bilinç kaybı oluşur ve hasta bayılır.
• Bayılma öncesi hasta ortamın sıcaklığından ve bulantıdan yakınır. Hastada baş dönmesi, filiform
nabız (ipliksi: süratli ama silik) ve hipotansiyon gözlenir.
• Senkobun tedavisinde hasta koltuğu trendelenburg pozisyonuna alınarak alt ekstremitelerdeki kan
akışının baş boyun bölgesine yer çekimi etkisiyle ulaşması sağlanır. Hastanın bilinci açık değilse
alkol, amonyak gibi keskin bir koku koklatılarak oksijen verilir. Hasta soluk alamıyorsa temel yaşam
desteği uygulamasına geçilir ve yardım çağırılır.

11. Mandibular anestezi teknikleri


• Hedef nokta foramen mandibula ve pterygomandibular boşluk bölgesidir. Mandibula ramusunun iç
kısmında yer alan bu bölgeden, n.mandibularis’in n.alveolaris inferior (IAN) ve n.lingualis dalları geçer.
Mandibular anestezi ile IAN sinirinin alt dalları olan n. mylohyoideus, n. mentalis ve n. i ncisivus
mandibularis’te uyuşma gerçekleşir.

• Inferior alveolar sinirinin etkilenmesiyle alt çenede orta hatta kadar olan tüm dişlerin pulpaları ve
periodonsiyumlarında uyuşma oluşur. Bunun yanında n.mentalisin innerve ettiği ve foramen
mentalenin önünde kalan vestibül mukoza ile alt dudak orta hatta kadar olan deri bölgesinde uyuşma
gerçekleşir. Anestezi aynı zamanda n.lingulis ve n.mylohyoideus’u da etkiler. Bu sayede tek taraflı olarak
ağız tabanı, lingual taraftaki yapışık diş eti ve dilin yarısında uyuşma olur.
• Mandibular anestezinin tam başarılı olup olmadığını anlamak için hastanın alt dudağının sağ ve sol
tarafına ayrı ayrı palpasyon yapılarak hissiyatta fark olup olmadığı sorulur.
• Teknik: Hastanın ağzı maksimum açtırılır. Sağ tarafa yapılacaksa hastanın önünde, sol tarafa yapılacaksa
hastanın arkasında durulur. Ayna ya da baş parmak yardımıyla mandibula ramusunun margo anterior’u
hissedilerek ekarte edilir.

− Direkt Yöntem: Raphe pterygomandibulare hissedilir. Margo anteriorun 15 mm arkası ve oklüzal


düzlemin 10 mm yukarısı olacak şekilde karşı taraftaki kanin hizasından oblik açıyla iğne batırılarak
ilerletilir. İğne 15mm ilerletildikten sonra kemik teması alınır ve iğne 2mm geri çekilir. Aspirasyon
kontrolü yapıldıktan sonra 1,5 cc anestezik solüsyon bölgeye depolanır. Lingual sinir anestezisi için
iğne aynı doğrultuda çıkartılırken 0,5 cc enjeksiyon daha yapılır.
− İndirekt Yöntem: Raphe pterygomandibulare hissedilir. Margo anteriorun 20mm arkası ve oklüzal
düzlemin 10mm yukarısı olacak şekilde karşı taraftaki premolar dişler hizasından iğne batırılarak
erken kemik teması alınır. İğnenin yönü diğer tarafa alınarak ramusa paralel şekilde 15mm ilerlenir
ve lingula mandibula çıkıntısı atlanır. Daha sonra iğne tekrar ilk pozisyona alınır ve 5 mm daha
ilerletilerek kemik teması alınır. Kemik temasından emin olunduktan sonra 2mm geri çekilir.
Aspirasyon kontrolü de yapıldıktan sonra 1,5 cc anestezik solüsyon bölgeye depolanır. Lingual sinir
anestezisi için iğne çıkartılırken 0,5 cc enjeksiyon daha yapılır.

12. Gow gates tekniği: İnferior alveolar sinirin mandibulanın kondil boynu hizasından bloke edilmesi
prensibine dayanır. Bu teknikle n.alveolaris inferior, n. buccalis , n.lingualis , n.auriculotemporalis,
n.mylohyoideus tek enjeksiyonla uyuşturulur.

13. Bukkal loj apsesi içeriği; bukkal yağ dokusu, stensen kanalı, n. facialis
• Buksinatör kas ile yanak yağ dokusu arasında. Etken üst ve alt çene büyük azı dişleri. Şişliğin merkezi
sert ve palpasyonda ağrılı. Kollateral ödem görülür.
• Şişlik üst dişlerden kaynaklandığında masseter kasın ön kenarından üst dudağa kadar, zigomatik ark ile
mandibula alt kenarı arasında. Alt dişlerden kaynaklandığında lokalizasyon daha aşağıda, mandibula
kenarı hissedilir
• Intraoral olarak etken dişin vestibülünde kabarık, şiş ve diş izleri içeren yanak mukozası vardır, yanakta
fluktuasyon alınır.
• Mandibula dış kenarını takiben submandibular loja posterior yolla parotise maseterikomandibular
pterygomandibular ve lateral faringeale yayılabilir.
• Tedavisi: Yanak apseleri genellikle intraoral drene edilir. İnsizyon sebep olan dişin hizasındaki
mukobukkal katlantıdan geniş olarak yapılır. Eğer abse subkutan olarak gelişmiş ise ekstraoral açılarak
drenaj yapılır.

14. Osteomyelit patogenezi ve tedavisi


Osteomyelit: Kemiğin medullar kavitesinde başlayan, ilerleyerek süngerimsi kemik ve havers kanallarını
tutan, daha sonra ilerleyerek komşu korteks ve periosta yayılan bir enfeksiyon. Her yaşta ve cinste
görülebilir. Bebeklikte maksilla yetişkinlerde mandiula daha sık etkilenir.
Nedenleri: Travma, odontojenik sebepler, komşu anatomik yapılardaki enfeksiyon, metabolik hast.
nedeniyle enfeksiyona direncin azalması, metastatik septik fokustan yayılan septik trombuslar.
Patogenez;
− Mikroorganizmaların olaya katılmasıyla kemik iliği boşluklarında iltihap ve ödem oluşur
− Ödeme bağlı olarak kemikteki kan damarları baskılanır ve beslenme bozulur
− Süngerimsi kemikte beslenme bozulursa bu alanda iskemi ve nekroz ortaya çıkar
− Supuratif enflamasyon kortikal kemikten periosta kadar yayılır
− Periostun gerilmesiyle kortikal kemikte kan desteği baskılanır, osteonekroz artar
− Sirkülasyonun bozulması ile dokudaki lokal savunma sistemi kaybolur ve bakteriler çoğalır
− Osteomyelit medikal ve cerrahi olarak durdurulana kadar yayılmaya devam eder.

Tedavi: Antimikrobiyal tedavi (klindamisin kemikte yayılımı iyi, metronidazol, penisilin), debridman, drenaj
ve dekortikasyon (kortikal kemik direnci kırılarak ağrı yaratan pü basıncı azaltılır), sekesteromi (kronik
olguda radyografta sekestr saptandıktan sonra yapılır, nekrotik kemik adaları çıkartılarak ortamın
revaskülarizasyonu ve antibiyotiğin yeterli konsantrasyona ulaşması sağlanır), hiperbarik O2 tedavisi
(basınç kabininde 2 atm %100 O2, haftada 5,6 kez 1.5-2 saat verilir. Cerrahiyle birlikte uygulanmalı, dolaşımı
az dokulara O2 taşır)

15. Condensing osteitis (fokal skleroze osteomyelitis) nedir ve tedavisi?


• Düşük seviyeli periapikal enfeksiyona karşı gelişen kemik reaksiyonudur. Lokal doku rezistansını
gösterir. Nadirdir, hastalar genellikle 20 yaş altındadır. Etken genellikle ileri derece çürük nonvital
mand. 1. molardır. Asemptomatiktir veya orta seviyede ağrı vardır.
• Radyografide lamina duranının intakt kaldığı tek kökün ya da her iki kökün altında 2-3 cm çapında iyi
sınırlı radyoopak alan görülür. Lezyonun sınırları çevredeki sağlıklı kemik ile birleşmiş veya keskince
ayrılmış olabilir.
• Genellikle tedavi gerektirmez ve endo tedaviyi takiben iyileşir. Çekim gerektiren vakalarda çekim
sonrası lezyon genellikle yavaşça kaybolur. Sklerotik alan kalabilir, klinik olarak önemsizdir.

16. Maksiller sinüs anatomisi (önünde arkasında ne var?)


• Maksilla gövdesini kaplar, çift taraflıdır, yaklaşık 15ml hacmindedir.
• Transvers kesitte yukarıdan bakıldığında sinüs, tabanı nasal kavitenin lateral duvarı tarafından
oluşturulan ve tepesi zigomatik prosese doğru uzanan triangular bir yapı olarak izlenir.
• Anterior duvar maksillanın ön yüzeyi ve posterior duvar maksillanın infratemporal yüzeyidir
• Tavanı maksillanın orbital yüzeyi, tabanı maksillanın alveoler prosesidir
• İç duvar burun boşluğu lateral duvarının alt yarısıdır.
• Ön duvar: cerrahi yaklaşım duvarıdır.
• Maksiller ostium: maksiller sinüs’ün nasal kaviteye açıldığı yapıdır. Orta meatusun infundibulumu
içerisinde lokalizedir ve bireylerin yaklaşık %25 veya %30’unda aksesuar ostia ile birliktedir. Şekli ve
boyutu küçük, dar bir yarıktan geniş, oval bir açıklığa kadar değişiklik gösterebilir. Ortalama çapı 2-4 mm
arasındadır.
• Max sinüs kemik kavitesi yaklaşık 0.8mm kalınlığında sinüs membranı ile çevrilidir.
• Arter: a. psa Sinir: psa, n.infraorbitalis

17. Vazirani akinosi tekniği?


• Trismus varlığı ya da eklem ankilozu gibi ağız açıklığının sağlanamadığı ve mandibular anestezi
yapılamayan durumlarda uygulanabilen bir tekniktir. Hedef noktası inferior alveolar sinirdir.
• Hastanın yanağı iyi bir şekilde ekarte edilerek üst 2. büyük azı dişi mukogingival hat hizasından oklüzal
düzleme paralel olarak iğne batırılır ve yaklaşık 2.5 cm arkaya doğru ilerletilir. Kemik teması alınmadan
göz kararı olarak girilen bölgeye anestezik solüsyon enjekte edilir.
• Anestezinin başarılı olması durumunda n.alveolaris inferior, n.mentalis, n. buccalis , n.lingualis ,
n.mylohyoideus uyuşur.
18. Champy tekniği: Angulus kırıklarına yapılan tedavi seçeneklerindendir. Superior kenara 1 adet 2.0mm
miniplak yerleştirilir. Diğer bir kırık ile angulus kırığı birlikteyse rif+ angulusa champy uygulanır. Ancak
sup. kenarda yeterli kemik yoksa kuvvet taşıyan plak inferiora önerilir.

19. Sert doku greftleri özellikleri, çeşitleri, nasıl yapılır?


• OTOJEN KEMIK GREFTLERI: Aynı canlının farklı bölgelerinden elde edilir. Osteoindüktif, osteokondüktif
ve osteojenik potansiyelleri vardır. İçinde osteoblast, osteoklast öncü hücreleri, farklılaşmamış
mezenşimal hücreleri ve monositleri içerebilmektedir. Bu nedenle yeni kemik oluşumu ve remodeling
süreci daha sağlıklı gerçekleşmektedir.

• OTOJEN OLMAYAN KEMIK GREFTLERI; Farklı bir kaynaktan elde edilir. Allojenik (insankaynaklı),
zenojenik (hayvan kaynaklı, alloplastik (sentetik) kemik greftleri
Allojenik ve zenojenik --> osteokondüksiyon+ osteoindüksiyon
Alloplastik kemikgreftleri -->osteokondüksiyon

Kullanılacak greft tipi; defektin bölgesi-genişliği, hastanın medikal durumu-isteği, protetik faktörlere
göre karar verilir.
20. Biyopsi endikasyonları, çeşitleri?
• Endikasyonları;
− Lokal tedaviye 10-14 gün içinde cevap vermeyen herhangi bir enflamatuar lezyon
− Herhangi bir etyolojik nedeni olmadan 2 haftadan daha uzun süredir mevcut olan lezyon
− Yüzey dokularındaki kalıcı hiperkerotatik değişiklikler
− Normal dokular altında palpasyonla hissedilen veya gözle görülebilen şişlik
− Klinik veya radyolojik olarak farkedilen kemik lezyonları
− Malignansi şüphesi
• Çeşitleri;
− Oral sitoloji: Doku yüzeyindeki nekrotik artık ve debrisler temizlenir. Nemli bir tahta dil basacağı
veya spatül ile bası yapmadan tek yönde sürtme hareketi yapılırTanı koymada yardımcıdır ancak
kesin tanı konulamaz. Ucuz ve ağrısızdır. Mukozal geniş alanlardaki displastik değişikliklerin takibi
(ör: mantar, pemfigus) Derin dokularda etkili olmaz.
− Aspirasyon biyopsisi: İğne veya şırınga ile lezyonun içeriğinin aspire edilmesidir. Sıvı karakterde bir
örnek alınamazsa lezyon solid kıvamlı. Lezyon içindeki sıvı değerlendilmesinde (var mı? sıvı tipi?)
kullanılır. Saman sarısı sıvı-> kistik lezyon// Püy, apse, kan vasküler orijinli lezyon
− İnsizyonel biyopsi: Lezyonun en tipik veya herhangi bir yerinden örnek alınarak yapılan biyopsi
çeşitidir. Aşırı büyük boyutlara sahip ve tek hamlede çıkarılamayacak lezyonlarda tercih edilir.
− Panç Biyopsi: Cilt lezyonlarında, liken planus ve pemfigus gibi veziküloülseratf lezyonlarda kullanılır.
Keskin kenarlı yuvarlak şekilli özel aleti ile biyopsi alınacak bölge gerdirilir ve keskin uca dairesel
hareketler yaptırılır. Kesilen parça yukarı kaldırılır ve derin dokulardan makasla ayrılır. Ciltte tüm
katmanlardan örnek alınabilir.
− Eksizyonel biyopsi: Lezyonun tamamının çıkarılmasını içerir. Çevredeki bir miktar sağlam dokuyu da
içermelidir (2-3mm)

21. Odontojenik keratokist nedir, tedavisi, dikkat edilmesi gerekenler, hangi solüsyon kullanılır adı içeriği
• OKK’lerin ideal tedavi seçeneği enükleasyon ve küretajı takiben kalabilecek epitel artıklarını yok edecek
bir ajan uygulanmasıdır. Bunun için Carnoy solüsyonu önerilmektedir. 600 ml saf alkol, 300 ml
kloroform, 100 ml asetik asit içerir. Carnoy solüsyonu epitel hücrelerin hızlı lokal fiksasyonu ve
mükemmel hemostaz sağlaması ile bilinen bir doku fiksatörüdür.
• Kist sıvısı aspire edildikten sonra kist boşluğuna 2 kez 5’er dakika ve kist çıkarıldıktan sonra kemik
boşluğuna 1 kez 5 dakika olmak üzere 3 defa Carnoy solüsyonu enjekte edilir ve kimyasal koterizasyon
sağlanır.

22. Akut/kronik sinüzit tedavisinde güncel ve geleneksel görüş farkları


Akut sinüzit 6-8 haftadan uzun sürmeyen veya bir yıl içinde 10 günü geçmeyen 4’ten az atak yapar.
Kronik sinüzit 8 haftadan uzun süren ya da bir yılda 4’ten fazla atak yapan ve 10 günden uzun süren
sinüzittir. Kalıcı mukoza belirtiler vardır.
• Süre;
− Geleneksel görüş; 3 haftadan kısa ise akut, uzun ise kroniktir
− Güncel görüş; 6-8 haftayı geçmeyen, yılda 10 günden kısa 4’ten az atak-AKUT
Yılda 10 günden kısa 4’ten fazla atak-REKÜRREN AKUT
8 haftadan uzun süren, yılda 10 günden uzun 4’ten fazla atak-KRONİK SİNÜZİT
• Tedavi;
− Geleneksel görüş; Kronik sinüzitte hastalıklı mukoza tamamen çıkartılmalıdır
− Güncel görüş; Akut sinüzitte antibiyotik ve dekonjestanlar. Kronik sinüzitte sinüs ostiumları minimal
invaziv cerrahi ile açılır
• Mukoza hasarı;
− Geleneksel görüş; Mukoza hasarı sadece akut ve kısa süreli (3 aydan kısa) kronik sinüzitlerde geri
dönüşümlüdür.
− Güncel görüş; Hem akut hem kronik sinüzitte ostium tıkanıklığı giderildiğinde mukoza rejenere
olabilir.
23. Caldwell luc ameliyatı
• Endikasyonları
− Sinüs boşluğundan kök ya da dişlerin çıkarılması
− Sinüsteki odontojenik kist veya mukosel enükleasyonu
− Sinüsteki odontojenik tümörlerin çıkarılması
− Kronik sinüzit tedavisi
− Oroantral fistül tedavisi
− Zigoma ve sinüs fraktür tedavisi
− Medikal tedaviye dirençli veya sinüs sınırları dışına genişleme eğilimi gösteren akut maksiller sinüzit

• Yöntem: Yapışık diş etinden 2-3 mm yukarıda yarım ay insizyonu ile fossa canina bölgesi açığa çıkarılır.
Maksiller sinüs ön duvarında, diş köklerinde 4-5 mm yukarıda 1-2 cm çapında bir delik açılır. Boşluk
içindeki kök veya diğer materyal temizlenir. Hastalıklı mukoza küretlerle uzaklaştırılır, sağlıklı mukoza
korunur. Ostium kapalı ise alt meatusa transantral yolla cerrahi bir açıklık yapılır, bu açıklıktan uzatılan
bir tampon burun içinden çıkarılarak burun kanadına sabitlenir. Flep primer kapatılır, dikişler 1 hafta
sonra alınır. Tampon 1-2 gün sonra çekilir. Üst dişlerde his kaybı görülebilir

24. Mronj evreleri klinik tanım


• Evre 0: Kemiğin açığa çıkmadığı ancak klinik ve radyolojik olarak görülen hafif seviye semptomlar: Ağrı,
sinir fonksiyonunda hafif değişiklikler, dişlerde lüksasyon, pulpa nekrozu olmaksızın izlenen periapikal
periodontal fistül, periodontal olmayan kemik kaybı, kemiğin yapısında izlenen değişiklikler, lamina
durada genişleme.
− Gerekli hallerde antibiyotik ve ağrı kesicilerle tedavi
• Evre 1: Asemptomatik veya enfeksiyon bulgusu olmayan açığa çıkmış nekrotik kemik, radyografik olarak
alveolar kemikte lokalize bulgu
− Antibakteriyel gargara. Hasta eğitimi ve 3 ayda 1 takip. Bifosfonat tedavi endikasyonlarının yeniden
değerlendirilmesi
• Evre 2: Semptomatik veya enfeksiyon bulgusu olan açığa çıkmış nekrotik kemik, radyografik olarak
alveolar kemikte lokalize bulgu
− Oral antibiyotiklerle semptomatik tedavi ve antibakteriyel gargara. Ağrı kontrolü. Yumuşak doku
irritasyonlarını önlemek ve enfeksiyon kontrolü için debridman.
• Evre 3: Alveolar kemikte sınırlı kalmayıp daha geniş alana yayılmış nekrotik kemik, nekrotik kemik
bölgesinde patolojik kemik kırığı, ekstraoral fistül, anatomik yapılarla direkt ilişkiler gözlenebilir.
− Antibakteriyel gargara ve antibiyotik tedavisi. Ağrı kontrolü. Cerrahi debridman /rezeksiyon.
25. Distraksiyon osteogenezisi evreleri
1.Osteotomi: Distraktörün kemik kesisi hattına paralel yerleştirilmesi. (DUS)
(slayt) Kemik iyileşmesini başlatır. Segmentler arası pıhtı. Osteoprogenitör hücreler

2. Latent period (5-7 gün): Distraktör yerleştirildikten sonra cerrahi saha ödeminin ortadan kalkması ve
yumuşak dokunun iyileşmesi için 5-7 gün beklenir. (DUS)
(slayt) Kırık iyileşmesi gibi reperatif kallus formasyonu

3. Aktivasyon dönemi: Distraktörün ana vidası erişkin hastada günlük 1mm açılacak şekilde aktive edilir.
12 saatte 0.5mm açmak idealdir. Kaç mm kemik oluşumu isteniyorsa o kadar gün devam edilir. Günlük
distraksiyon gerçekleştirilmeden önce nsai alınabilir.
→1mm 2 kez(0,5 mm)
→1mm 4 kez(0,25 mm)
Oran (distraksiyon hızı) düşerse füzyon, artarsa fibröz kaynama gerçekleşir. Gerilimin etkisiyle
anjiogenezis devam eder. Fibroblast proliferasyonu.

4. Konsolidasyon periyodu (8-12 hafta): Aktivasyonun tamamlanmasını takiben distraktörün çıkarılması


gereken zamana kadar geçen süredir.
Aktivasyon süresi x 2=Konsodilasyon süresi Gerilme kuvveti biter. Mineralizasyonun tamamlanması için
gereken süre. Bu sürede oluşan kemik matür hale gelir.

5. Remodeling: Kemik çevre dokudan ayrılmaz hale gelir

26. Ekstraoral ileri anestezi teknikleri


27. Lazer ve kriyocerrahi

You might also like