You are on page 1of 58

Doç.Dr.

Eren GÜNDÜZ
MEGAKARYOPOEZ

 Kemik iliğinde trombositlerin yapıldığı dizinin ana hücrelerine “megakaryosit”

adı verilir.

 Megakaryositler kemik iliğinin en büyük hematopoetik hücreleridir.

 Trombositler kan damarlarında oluşan delikleri tıkar ve koagülasyonu başlatır.


MEGAKARYOPOEZ
 Hematopoetik kök hücre 

ortak miyeloid progenitör hücre

 CFU-E-MK  BFU-MK  CFU-

MK  megakaryoblast

promegakaryosit  bazofilik

megakaryosit granüler

megakaryosit olgun trombosit


Megakaryopoezi Uyaran Sitokinler
 IL 3

 GM-CSF

 SCF

 IL 6

 IL 11

 LIF

 TPO
Megakaryopoezi Baskılayan Sitokinler
 TGF beta

 PF4

 Beta tromboglobulin

 IFN alfa
MEGAKARYOPOEZ

 Olgunlaşma sırasında çekirdek DNA’sını 2, 4, 8, 16 ve 32 katına çıkarırken


hücrede bölünme olmaz (endomitoz).

 Sitoplazma genişler ve içinde azürofil granüller oluşurken çekirdekte


loblaşmalar başlar (poliploidi).
Megakaryoblast

 Dizinin K.İ. deki en genç hücresidir ve diğer dizilerin blastlarından daha

büyüktür.
 Çekirdek blastik hücreler için kaba sayılabilecek bir kromatin yapısı gösterir

ve 2-3 nükleol taşır.


 Sınırları düzensiz, bazen dışarıya doğru çıkıntılar taşıyan dar sitoplazma koyu

bazofilik boyanır.
Bazofilik Megakaryosit

 Kromatin daha da kabalaşmış ve çekirdek boğumlanmalar sonucu lobüllü bir

görünüm almıştır.

 Sitoplazma bazofilisini sürdürür.

 Sentrozom etrafında azürofil granüller vardır.


Granüler Megakaryosit

 Çok lobüllü çekirdek garip biçimler alabilir.

 Pembemsi boyanan sitoplazma ince, azürofil boyanan granüllerle doludur.


Olgun Megakaryosit

 Çekirdek piknotiktir.

 Azürofil taneciklerin 10-12'si bir araya gelerek kendilerini çevreleyen


sitoplazma ile bir trombosit taslağını oluşturur.
 Sitoplazmadan çok sayıda trombosit içeren uzantılar çıkar (protrombosit
oluşumu).
Olgun Megakaryosit

 Bu uzantılar sinüzoid endotelinden kana geçer ve kan akımının hemodinamik

etkisiyle (shear stress) parçalanarak tek tek trombosit halinde dağılırlar.

 Bir megakaryosit sitoplazmasından 1.000 – 3.000 trombosit oluşur. Geriye

çıplak megakaryosit çekirdeği kalır.


Trombositler

 2-4 µ çapında küçük (7-10 fL) çekirdeksiz hücrelerdir.

 Dikkat edildiğinde; trombositin ortasında koyu boyanan azürofil granüllü

kısım (granülomer), çevresinde ise daha soluk boyanan granülsüz sitoplazma

kısmı (hiyalomer) ayırt edilir.


Trombositler
Trombositler

 Trombosit yarı ömrü ~10 gün

 Megakaryosit progenitör hücreden trombosit olarak dolaşıma salınıma kadar

geçen süre 4-7 gün


Trombosit Fonksiyonları

 Adezyon ve aktivasyon

 Agregasyon

 Sekresyon
Alfa Granüller
 Fibrinojen
 Faktör V
 PF4
 Beta tromboglobulin
 PDGF
 TGF beta
 VEGF
 Trombospondin
 VWF
 Multimerin
 P-selektin
Yoğun Granüller
 ADP

 ATP

 Ca++
 Serotonin
Trombosit Adezyon ve Aktivasyonu

 VWF

 Kollagen

 Fibronektin

 Trombospondin

 Gp Ib/V/IX yüzey reseptörü

 İntegrinler
Solubl Agonistlerle Trombosit Aktivasyonu

 Epinefrin
 AA
 Tx A2
Aggregometre

 Kalıtsal ve akkiz trombosit fonksiyon bozukluklarının tanısı

 ADP, kollagen, ristosetin, araşidonik asit ile agregasyon yanıtı


Agregasyon yok
Işık
geçişi

Agregasyon var

Zaman (dk)
Trombositler

 Trombositler endotel ve lökositlerle etkileşir.

 Aterotromboz gelişiminde rolü vardır.


TROMBOSİTOZ NEDENLERİ

1. Klonal
a. Esansiyel trombositoz
b. Diğer MPHlar (PV, KML, PMF)
c. MDS
d. MDS/MPH
2. Familyal
3. Reaktif (sekonder)
a. Akut kan kaybı
b. Demir eksikliği
c. Postsplenektomi
d. Trombositopeninin düzelme fazı (rebound)
e. Maligniteler
f. Kronik inflamasyon/infeksiyon (inflamatuar barsak hst, kollajen
doku hst, tüberküloz, vb)
g. Akut inflamasyon/infeksiyon
h. Egzersize cevap olarak
ı. İlaçlar (vinkristin, epinefrin, ATRA, sitokinler, büyüme faktörleri)
TROMBOSİTOPENİ NEDENLERİ
1. Artmış yıkıma bağlı nedenler
- İmmun: İTP, infeksiyon, SLE, ilaçlar
- Nonimmun: DIC, HÜS, TTP, yapay kalp kapağı, infeksiyonlar
2. Azalmış yapıma bağlı nedenler
- Konjenital: TAR sendromu, Fanconi AA, amegakaryositik, kalıtsal
trombositopeniler
- Edinsel: Aplastik anemi, ilaçlar, toksik maddeler, infeksiyonlar,
radyasyon, lösemi
3. Anormal trombosit dağılımı veya sekestrasyonu
- Hipersplenizm
- Hipotermi, masif kan transfüzyonu
4.Diğer: vWH tip 2B
LENFOPOEZ

 Lenfositlerin en önemli özelliği, eritrosit, granülosit, trombosit gibi birer uç

(son) hücre olmamalarıdır.

 Bölünebilen ve yeni lenfositler verebilen hücrelerdir.


Lenfositler

 Agranüler, mononükleer lökosit

 Erişkin kanındaki lökositlerin

% 20–25'ini oluşturur.

 Sayıları % 20–45 arasında normal

varyasyon gösterebilir.

 Damar dışında, lenfatik organlarda

gruplar halinde ya da bağ dokusunda

dağınık halde bulunabilirler.


Lenfositler

 Vücuda giren yabancı organizmaların inaktive edilmesi için çalışırlar.

 Diğer lökositlerin aksine hiçbir zaman fagositoz yapmazlar.

 Yaşam süreleri farklılık gösterir (birkaç gün-yıl)


Lenfositler

 İmmunojenik(antijenik) bir uyarı ile karşılaştıklarında, morfolojik dönüşüm

gösterir, farklılaşır ve çoğalırlar.

 Dönüşüm sırasında ortaya blastik tipte hücreler çıkar (immünoblast).


İmmünoblast

 Lenfositten daha büyük blastik bir hücredir.

 Sitoplazma koyu bazofilik boyanır ve genellikle vaküollüdür.

 Çekirdekte nükleoller belirgindir.


Lenfoblast
 Miyeloblasta çok benzer. Ancak çekirdeğin kromatin yapısı miyeloblasttaki
kadar ince tül görünümünde değildir.

 Nükleol sayısı daha azdır.

 Sitoplazma daha koyu bazofilik boyanır ve azürofil granüller taşımaz.


Prolenfosit

 Lenfoblasttan daha küçük, bazofilik sitoplazmalı, az sayıda


azürofilik granül bulunan, kromatini lenfoblasta göre daha yoğun
hücrelerdir.
 Kromatin yoğunlaşması nukleolusun kolayca seçilememesine
neden olur.
Lenfositler

 Tüm lenfositler kemik iliğindeki kök

hücrelerden gelişir.

 B lenfositler kemik iliğinde, T lenfositler timusta

olgunlaşır.

 Olgun lenfositler yüzeylerinde taşıdıkları özgül

reseptörü taşıyan Ag ile karşılaştıklarında

dolaşıma geçer ve lenfoid organlara göç eder.


Lenfositler

 Morfolojik açıdan lenfositler üçe ayrılır:

 1) Dar sitoplazmalı küçük lenfositler

 2) Geniş sitoplazmalı büyük lenfositler

 3) Sitoplazmaları granüllü büyük lenfositler


Küçük Lenfosit

 Çevre kanındaki lökositlerin en küçüğüdür (10 µm).

 Mavinin değişik tonlarında boyanabilen sitoplazma çok dar ve granülsüzdür.

 Çekirdek yuvarlak ya da hafif böbreğimsi biçimdedir.

 Yoğun olan kromatin koyu boyanır.


Büyük Lenfosit

 Periferdeki lenfositlerin yaklaşık % 10'unu oluşturur.

 Açık gök mavisi renginde boyanan, nisbeten geniş bir sitoplazması vardır.

 Bazen az sayıda (1-2) azürofil granül içerebilir.

 Çekirdek yuvarlak ya da hafif çentikli olup küçük lenfosite göre daha az yoğun
bir kromatin yapısı gösterir.
Granüllü Büyük Lenfosit

 Büyük lenfosit çapındadır.

 Çekirdek yuvarlak ya da hafif çentikli olup daha az yoğun bir kromatin yapısı

gösterir.
 Sitoplazmada azürofil boyanan büyük granüller vardır.

 Bu morfoloji NK hücrelerine ve bazı sitotoksik T lenfositlere uyar.


Lenfositler

 İşlevsel açıdan lenfositleri üçe ayırabiliriz:

 1) B lenfositler, bunlardan plazma hücreleri türer.

 2) T lenfositler: Alt gruplara ayrılırlar.

 3) NK lenfositler (doğal öldürücü hücreler).


B Lenfosit

 Plazma hücrelerine dönüşerek, kanda ve lenfte dolaşan, spesifik

antijen bağlayan molekülleri (antikorlar ya da immünglobulinler)


sekrete ederler.
 Hümoral immünitenin major komponentidirler.

 Hücre yüzeylerinde IgM, IgD ve MHC II eksprese ederler.

 Spesifik markerları CD9, CD19, CD20 ve CD24’tür.


T Lenfosit

 Türevleri hücresel immün yanıtın major hücreleri olarak işlev yaparlar.

 Lenfokinler denen (örn.interferon) makrofaj ve diğer lökositlerin

immün yanıtını etkileyen çeşitli faktörler üretirler.

 Spesifik yüzey markerları CD 2, CD 3 ve CD7’dir.

 Çeşitli alt tipleri vardır:


Sitotoksik Hücreler

 CD8+ hücrelerdir.

 Hücresel immünitenin primer efektör hücreleridir.

 Sadece MHC I molekülüne bağlı olan antijenleri tanırlar.


Sitotoksik Hücreler

 TCR antijen-MHC I kompleksine bağlandığında sitotoksik T lenfositler

lenfokin, perforin vb maddeler salgılayarak hedef hücre zarında delikler

oluşturur ve hücrenin parçalanmasına yol açarlar.

 Ya da apoptozisi uyararak ölümüne neden olurlar.

 Doku reddi reaksiyonlarında, virüs ile enfekte hücreler ve neoplastik

hücrelerle savaşta (tümör immünolojisi) major rol oynarlar.


Helper T hücreler

 CD 4+ hücrelerdir.

 MHC II molekülü ile birlikte sunulan antijeni tanırlar.

 Bu kompleksin TCR ile bağlanması CD4+ T hücrelerini aktive eder.

 Aktive olan hücreler IL (başlıca IL-2) salgılar ve diğer hücrelerin

proliferasyon ve diferansiyasyonunu uyarır.

 Bazı B hücreleri ve diğer T hücrelerinin aktivitesini arttırır.


Supresör T hücreler

 CD45RA+ hücrelerdir.

 B lenfositlerin antikor üretimini baskılar ya da azaltır.

 Aynı zamanda T lenfositlerin hücresel immün yanıtını baskılar.


NK (natural killer) Hücreler

 B ya da T hücre yüzey reseptörlerini taşımaz

 Dolaşımda %5-15 arasında bulunur.

 Daha önceden bir karşılaşma ve uyarılma olmadan virüs ile bulaşmış

hücrelere ve kanser hücrelerine saldırdıkları için doğal öldürücü


hücreler adı verilmiştir.
NK (natural killer) Hücreler

 B ve T hücrelerinden daha büyük çaplıdır ve sitoplazmalarında büyük

azürofilik granüller taşırlar, “büyük granüllü lenfosit” diye de bilinirler.


 Spesifik markerları CD 16, CD 56 ve CD 94’ tür.

 Özgül olmayan vücut savunmasında önemli role sahiptir.

 İşlevsel açıdan farklı olan lenfositleri, NK hücreleri dışında, mikroskopta

tanımak olanaklı değildir. İmmünofenotipleme yapılması gerekir.


Plazma Hücresi (Plazmasit)

 Normalde pk'da görülmez.

 K.İ ve lenfoid dokularda bulunur.

 Sitoplazma poliribozomlardan (RNA) zengin olduğundan koyu bazofilik

boyanır ve vaküollüdür.
Plazma Hücresi (Plazmasit)

 Olgunlaştığı halde sitoplazmanın bazofilisini yitirmediği tek kan hücresidir.

 Sitoplazmanın çekirdeğe yakın bölümünde, Golgi aygıtına uyan daha açık

boyanmış yarım ay şeklinde bir alan seçilir.


Plazma Hücresi (Plazmasit)

 Çekirdek hücrenin ortasında olmayıp bir kutbuna doğru çekilmiştir (eksantrik


çekirdek).

 Çekirdek kromatini yer yer daha koyu boyanan topaklar oluşturur.

 İmmünoglobülinler (Ig) plazma hücreleri tarafından yapılır ve salgılanır.


LENFOSİTOZ NEDENLERİ

 Lenfositik maligniteler: ALL, KLL, PLL, HCL, ATLL,bazı

lenfomalar, LGLL
 Mononükleoz sendromları: EBV, CMV, HIV, HSV tip II, rubella,
T.gondii, adenovirus, infeksiyöz hepatit, HHV-6, HHV-8, VZV
 Bordetella pertussis
 Stres lenfositozu: akut kalp yetmezliği, MI, majör cerrahi, orak
hücre krizi, status epilepticus, travma
 Hipersensitivite reaksiyonları: böcek sokması, ilaçlar
 Sigara, hiposplenizm, kronik infeksiyon (leishmania, lepra,
strongiloides), timoma
LENFOPENİ NEDENLERİ

 Aplastik anemi
 İnfeksiyon hastalıkları: viral, bakteriyel, paraziter
 İatrojenik: immunsupresifler, yüksek doz PUVA, Steven Johnson
sendromu, kemoterapi, trombosit ya da kök hücre aferezi, radyasyon, major
cerrahi, ekstrakorporeal bypass dolaşım, böbrek/ki transplantasyonu, torasik
kanal drenajı, hemodiyaliz
 Sistemik hastalıklara bağlı: otoimmun hastalıklar, HL, karsinom, idiopatik
miyelofibroz, protein kaybettiren enteropati, renal yet, sarkoidoz, ısı hasarı,
şiddetli akut pankreatit, ağır egzersiz, silikozis, çölyak hastalığı
 Besinsel ve diyetsel: alkol kullanımı, çinko eksikliği

You might also like