Günümüzde kanın fraksiyonlara ayırma işlemlerinin gelişmesi sonucu tam kan kullanımı giderek azalmaktadır. Transfüzyonda geçerli olan ilke; transfüzyon gerekli ise eksik olan kompenentin yerine konmasıdır. Tam kan ise masif kan kayıplarında, kardiovasküler cerrahide ve kan değişiminde kullanılmaktadır Kan ürünleri Tam kan Eritrosit süspansiyonu Taze donmuş plazma Trombosit süspansiyonu Albumin Gamaglobulin Granülosit süspansiyonu ... Transfüzyon reaksiyonları 1. İmmünolojik * Akut hemolitik reaksiyon * Geç hemolitik reaksiyon * Febril nonhemolitik reaksiyon * Transfüzyona bağlı akut akciğer hasarı (TRALI) * Allerjik reaksiyonlar * Anaflaksi * Alloimmünizasyon * Graft versus host hastalığı * Transfüzyona bağlı immünsupresyon Transfüzyon reaksiyonları 2. Nonimmünolojik * Dolaşım yüklenmesi * Transfüzyona bağlı sepsis * Hemosiderozis * Antikoagulanların yan etkisi * Mekanik hemoliz * Hava embolisi * Soğuğa bağlı trombopati * Hastalık bulaşması 1967-1991 yılları arasında Boston Çocuk Hastanesinde 297561 transfüzyonda % 3.6 reaksiyon görülmüş. Bunların % 41.2’si febril nonhemolitik, %58.3’ü allerjik reaksiyon olarak saptanmış.
1991’den bu yana ise kan komponentlerinin daha çok
kullanılması ve lökositi azaltılmış ürün kullanılması nedeniyle transfüzyon reaksiyonları azalmış (% 0.51). Bu reaksiyonların % 81’i allerjik, %18.9’u febril nonhemolitik reaksiyon olarak saptanmış. Akut hemolitik reaksiyon En tehlikeli transfüzyon reaksiyonu, ölümcül Genelikle ABO uyumsuz kan kullanımı 20 ml uygunsuz kan verilmesi bile hemolize yol açabilir İlk bulgular; ateş, titreme, kızarma, baş göğüs ve sırt ağrısı, hipotansiyon, dispne, bulantı, kusma Hemoglobinüri, sarılık Tansfüzyon hemen sonlandırılır Damar yolu açık tutulur. Vital bulgular izlenir Kan grubu ve cross-match kontrol edilir Şok, böbrek yetmezliği ve DIC için önlemler Mortalite %10’un üzerinde Geç hemolitik transfüzyon reaksiyonu Tansfüzyonu izleyen ilk 24 saat ile 1 hafta içinde Alıcının daha önce duyarlılaştığı bir verici antijenine karşı gelişen anamnestik bir yanıtın sonucudur Semptomatik veya asemptomatik Ateş, hiperbilirubinemi, böbrek yetmezliği olabilir
Hemolitik reaksiyonlar izoimmün olaylar dışında
hastaya distile su, aynısetten % 5 dextroz, fazla ısıtılmış kan, donmuş kan veya basınç altında kan verilmesiyle de olabilir Febril reaksiyonlar Transfüzyonların % 0.5-1’inde görülür Hemoliz yoktur Kullanılan araçlardaki pirojen maddeler, bakteriyal pirojenler, yabancı protein artıkları plastik toksik maddelere bağlı gelişebilir En önemli neden hastalarda bulunan lökosit veya trombosit antikorları Lökositten fakir ürün kullanılması ile reaksiyon sıklığı azaltılabilir Ateş titreme genellikle transfüzyon bitiminde veya bunu izleyen 4 saat içinde görülür. Transfüzyona bağlı akut akciğer hasarı (TRALI) Alıcıda kalp yetmezliği bulgusu olmaksızın pulmoner ödeme ait radyolojik bulgularının bulunduğu veya akut solunum yetersizliğine girdiği durumlarda akla gelmelidir. Titreme, ateş, siyanoz ve hipotansiyon Birçok mekanizma sorumludur. HLA veya lökosit antijenlerine karşı gelişmiş antikorlar alıcının lökositleri ile reaksiyona girerek pulmoner mikrodolaşımdaki permeabiliteyi artırır, böylece alveoler boşluklara sıvı sızar. Alternatif mekanizmalar arasında anafilatoksin C3a ve C5a oluşturan kompleman aktivasyonunu, pulmoner mikrodamarlarında lökoemboli yapan direkt granülosit agregasyonunu veya beklemiş kan ürünlerinde biriken sitokinlerin transfüzyonunu Oksijen tedavisi ve ventilatör İV steroid Allerjik reaksiyonlar Transfüzyonların % 1-2’inde görülür En sık görülen transfüzyon reaksiyonudur Özellikle bekletilmiş kanlar ile meydana gelir Eritrositlerin parçalanması ile ortaya çıkan sitokinler ile plazma proteinleri sorumlu tutulmaktadır Hastaya antihistaminik verildikten 15-30 dakika sonra transfüzyona devam edilebilir Anaflaksi En önemli neden hastada var olan anti-IgA’ların verilen kandaki IgA’lar ile reaksiyona girmesidir (Özellikle IgA eksikliği olan hastalar) 1/20.000 oranında görülür Kısa sürede solunum güçlüğü ve şok olabilir Daha hafif olara ürtiker, artralji ve wheezing olabilir Transfüzyon sonlandırılır ve anaflaksi tedavisi uygulanır Graft versus host hastalığı Verici kandaki lenfositlerin özellikle immündüşkün alıcı dokularını yabancı olarak algılaması ve hızla prolifere olması ile meydana gelir Transfüzyonu izleyen en geç 30 gün içinde ateş, döküntü, karaciğer disfonksiyonu, diare ve kemik iliği baskılanması Korunma için kan ürünün ışınlanarak lenfositlerin inaktive edilmesi gereklidir Antikoagulan toksisitesi
Özellikle masif transfüzyonlar ve kan değişimi
sonrası görülür Sitrat alıcının kanındaki iyonize kalsiyumu bağlıyarak hipokalsemiye neden olabilir. Bu durumda iv kalsiyum glukonat verilmesi gereklidir Kanama diatezi görülebilir Hemosiderozis Her ünite kanda 225-230 mg demir içerir Özellikle sık transfüzyon yapılan talasemi, herediter sferositoz gibi hastağı olanlarda demir vücutta birikir Kalp, pankreas, karaciğer ve endokrin bezlerin işlevleri bozulur Demir şelasyonu yapılarak vücuttan atılması için desferroksamin kullanılmalıdır Genellikle özel pompalarla haftada 5 gün deri altına uygulanır Hastalık bulaşması Viral hepatitler B,C ve TTV Sifiliz AIDS Malaria Salmonella, Brusella EBV, CMV Chagas, babesiosis, kala-azar, toxoplazmosis, filariazis Ayrıca kan mikroorganizmalar için uygun bir ortam olduğundan kolay enfekte olabilir. Asepsiye dikkat edilmesi gerekir