You are on page 1of 16

한국인들이 연애와 결혼에 대해 어떻게 생각합니까?

Koreliler flört ve evlilik hakkında ne düşünüyor?


What do Koreans think about dating and marriage?

http://contents2.kocw.or.kr/KOCW/data/document/2020/bufs/yunhuigak0216/14.pdf

한국인의 연애

-한국의 전통 사회에서 남녀의 구별은 엄격


- 따라서 연애결혼을 하기는 힘들었음
- 부모가 정해 준 사람을 만나 결혼
- 배우자의 얼굴도 모른 채 결혼하는 경우도 많았음

Kore aşkı

-Kore'nin geleneksel toplumunda kadın ve erkek arasındaki ayrım katıdır.

- Bu nedenle aşk için evlenmek zordu.

-Ailenin seçtiği kişiyle tanış ve evlen

- Eşinin yüzünü bilmeden yapılan birçok evlilik vakası vardı.

한국인의 결혼관

- 오늘날 한국 젊은이들의 연애관과 결혼관은 매우 개방적이고 현실적

- 최근 한 결혼 정보업체에서 25 세 이상 39 세 이하 미혼남녀 1,000 명(남성 500 명, 여성 500 명)을 대상으로 ‘이상


적 배우자’에 대한 설문 조사를 실시

- 설문 조사에서 결혼 상대를 선택 하는 조건으로 남성은 여성의 ‘성격’(26.9%)과 ‘외모’(15.2%), ‘가치관’(10.2%),


‘가정환 경’(9.1%), ‘경제력’(8.9%)의 순

- 여성도 ‘성격’(27.4%)을 가장 중요하게 생각하는 것으로 조사됨


- ‘경제력’(16.2%), ‘가정환경’(11.1%), ‘가치관’(9.9%), ‘직업’(9.7%)이 그 뒤를 이었음

- 일반적으로 한국의 남성은 자신보다 어린 여성을 배우자로 선호하지만 요즘에는 연상의 여성과 결혼하는 남성들
도 많음

Kore evlilik görünümü

-Günümüzün genç Korelilerinin aşk ve evlilik konusundaki görüşleri çok açık ve gerçekçi.

- Son zamanlarda, bir evlilik bilgilendirme şirketi, 25 ila 39 yaşları arasındaki 1.000 bekar erkek ve kadınla (500 erkek, 500
kadın) "ideal eş" hakkında bir anket yaptı.

- Araştırmada eş seçme koşulu olarak erkeklerin kadınların 'kişiliği' (%26,9), 'dış görünüşü' (%15,2), 'değerleri' (%10,2), 'ev
ortamı' (%9,1), ve 'ev ortamı' (%9,1). Net 'ekonomik güç' (%8,9)

- Kadınlar ayrıca "kişiliğin" (%27,4) en önemli faktör olduğunu bulmuşlardır.


- Bunu "Ekonomik güç" (%16,2), "Ev ortamı" (%11,1), "Değerler" (%9,9) ve "Meslek" (%9,7) izledi.

- Genel olarak, Koreli erkekler eş olarak daha genç kadınları tercih ediyor, ancak bu günlerde birçok erkek daha yaşlı
kadınlarla evleniyor.

- 한편 최근 통계청의 조사에 의하면 남녀의 결혼 계획 평균 연령은 남성 33.2 세, 여성 30.4 세로 점점 늦어지고 있음


을 알 수 있음

- 또한 독신자들과 결혼 후에도 아이를 낳지 않는 딩크족들도 점점 많아지고 있음

- 과거에는 인생에서 결혼과 자녀가 필수였다면 최근에는 선택이라고 생각하는 사람들이 많아졌다는 것을 알 수 있

- Bu arada, Ulusal İstatistik Ofisi'nin yakın tarihli bir araştırmasına göre, evlenmeyi planlayan kadın ve erkeklerin yaş
ortalaması erkeklerde 33,2, kadınlarda 30,4'tür.
- Evlendikten sonra bile çocuğu olmayan bekarlar ve Dinkler de giderek artıyor.

- Geçmişte evlilik ve çocuk hayatın olmazsa olmazıysa, günümüzde bunları isteğe bağlı olarak görenlerin daha fazla olduğu
görülmektedir.

- 과거에는 남성이 연애를 주도하였으나 최근에는 남녀 모두 이성과의 만남에 매우 적극적

- 다양한 연애 경험이 성공적인 결혼에 도움이 된다고 생각하는 사람들도 많음

- 또한 최근에는 국제화에 따라 외국어를 할 수 있는 사람이 늘어나고 타문화에 대한 이해가 넓어지면서 외국인을


만나는 사람들도 많아 졌음

- 과거에 비해 연애와 결혼에 대한 한국인의 의식 구조가 크게 바뀌었음을 알 수 있음

-시대가 변하면서 개인의 행복을 중시하는 자유로운 연애관에 더욱 관심을 보이게 되었음 - 여성의 경제적 지위가
향상될수록 이러한 경향은 더욱 늘어날 것으로 보임

- Eskiden aşkları erkekler yönetirdi ama son zamanlarda hem erkekler hem de kadınlar kar şı cinsle tanı şma
konusunda oldukça aktifler.

- Pek çok insan, çeşitli flört deneyimlerinin başarılı bir evlilik için faydalı oldu ğunu dü şünür.

- Son yıllarda uluslararasılaşma nedeniyle yabancı dil bilen insan sayısı arttıkça ve di ğer kültürlere dair anlayı ş
genişledikçe yabancılarla tanışan insan sayısı da arttı.

- Geçmişe kıyasla Korelilerin flört ve evliliğe yönelik algı yapısının önemli ölçüde de ği şti ği görülmektedir.

- Zaman değiştikçe, insanlar bireysel mutluluğu vurgulayan özgür bir aşk görü şüyle daha fazla ilgilenmeye
başladı - Kadınların ekonomik durumu iyileştikçe bu eğilimin artması bekleniyor.

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC9324373/
Marriage marks the initiation of the family system and is a fundamental social institution, irrespective of
time or cultural context [12,24,25]. The family is society’s smallest unit and plays a fundamental role in
societal formation. In Korean society, which has a firmly established employment–marriage–childbirth life
cycle, marriage has been essential to family formation [7].

Evlilik, aile sisteminin başlangıcına işaret eder ve zaman veya kü ltü rel bağ lamdan bağ ımsız olarak temel
bir sosyal kurumdur [12,24,25]. Aile, toplumun en kü çü k birimidir ve toplumsal oluşumda temel bir rol
oynar. Sağ lam bir istihdam-evlilik-doğ um yaşam dö ngü sü ne sahip Kore toplumunda, evlilik aile oluşumu
için gerekli olmuştur [7].

Marriage is considered and opted into based on several factors and demographic characteristics such as gender,
place of residence, education level, and economic activity influence decisions surrounding marriage [6,7,20]. In
terms of gender, women tend to be more negative than men in their attitudes toward marriage. This is likely to be
because women are expected to assume most of the responsibility for housework in addition to employment
outside the home [10,26]. Economic activity also has an influence on attitudes toward marriage: men whose
quality of employment is good are more likely to marry [16,22]. Differences in the environment according to the
place of residence also affect marriage [5,17]. Educational level is also an economic resource for men and acts as
an influencing factor on marriage. For men, the higher their education level, the more influence it will have on
their attitude toward marriage [3,22,27], while women’s education shows no significant effect [22]. However,
women find it more difficult than men to persist with their studies after marriage, and so the higher their level of
education, the more likely they will be to delay marriage [7].

Evlilik, çeşitli faktörlere dayalı olarak düşünülür ve seçilir ve cinsiyet, ikamet yeri, eğitim düzeyi ve ekonomik
faaliyet gibi demografik özellikler evliliğe ilişkin kararları etkiler [6,7,20]. Cinsiyet açısından, kadınlar evliliğe
yönelik tutumlarında erkeklere göre daha olumsuz olma eğilimindedir. Bunun nedeni muhtemelen kadınların ev
dışındaki istihdama ek olarak ev işlerinin sorumluluğunun çoğunu üstlenmesinin beklenmesidir [10,26].
Ekonomik faaliyetlerin evliliğe yönelik tutumlar üzerinde de etkisi vardır: istihdam kalitesi iyi olan erkeklerin
evlenme olasılığı daha yüksektir [16,22]. Yaşanılan yere göre çevredeki farklılıklar da evliliği etkilemektedir
[5,17]. Eğitim düzeyi de erkekler için ekonomik bir kaynaktır ve evlilik üzerinde etkili bir faktördür. Erkekler
için eğitim düzeyi ne kadar yüksek olursa evliliğe karşı tutumları o kadar fazla etkilenecektir [3,22,27],
kadınların eğitimi ise anlamlı bir etki göstermemektedir [22]. Bununla birlikte, kadınlar evlendikten sonra
eğitimlerine devam etmeyi erkeklerden daha zor bulmaktadır ve bu nedenle eğitim seviyeleri ne kadar yüksek
olursa, evliliği erteleme olasılıkları o kadar yüksek olacaktır [7].

Marriage is influenced not only by these characteristics but also by family and subjective evaluation
characteristics [11,28,29]. Family values have been shown to influence attitudes toward marriage [10],
and implementation of marriage also changes according to personal values. These values further differ
according to gender and group [3,5,10,20,29,30]. As intentions to marry vary from group to group, it is
crucial to explore the role played by familial and subjective characteristics. Few detailed studies on groups
within the younger generation have been published to date. Accordingly, it is necessary to understand to
what extent the demographic characteristics such as gender, place of residence, education level, and
economic activity, as well as characteristics such as family and subjective evaluation affect the marriage
intentions of young adults.

Evlilik sadece bu ö zelliklerden değ il aynı zamanda aile ve sü bjektif değ erlendirme ö zelliklerinden de
etkilenir [11,28,29]. Aile değ erlerinin evliliğ e yö nelik tutumları etkilediğ i gö sterilmiştir [10] ve evliliğ in
uygulanması da kişisel değ erlere gö re değ işmektedir. Bu değ erler cinsiyete ve gruba gö re daha da farklılık
gö stermektedir [3,5,10,20,29,30]. Evlenme niyetleri gruptan gruba değ iştiğ inden, ailesel ve ö znel
ö zelliklerin oynadığ ı rolü araştırmak çok ö nemlidir. Bugü ne kadar genç kuşak içindeki gruplarla ilgili çok
az ayrıntılı çalışma yayınlandı. Buna gö re cinsiyet, yaşanılan yer, eğitim dü zeyi, ekonomik faaliyet gibi
demografik ö zelliklerin yanı sıra aile ve ö znel değ erlendirme gibi ö zelliklerin genç yetişkinlerin evlilik
niyetlerini ne ö lçü de etkilediğ ini anlamak gerekmektedir.
Marriage values include an individual’s attitudes or perceptions that determine their choice of spouse or
decision on whether to marry [29,31]. They may also be defined as the criteria or perspectives that
determine how the family unit is valued [11,20], the degree of intention to marry, and the attitudes
towards and perceptions of marriage. Attitudes toward and perceptions of marriage vary according to
context and are influenced by individual, social, cultural, and economic factors [31,32]. These values are
reflected by the increased age at first marriage, increasing numbers of single and non-married individuals,
and changes in perceptions of marriage, childbirth rates, and the economy [33,34]. Marriage intention
may be regarded as an individual’s likelihood of actually transitioning to marriage [11,31,35].

Evlilik değ erleri, bireyin eş seçimini veya evlenip evlenmeme kararını belirleyen tutum veya algılarını
içerir [29,31]. Aile birimine nasıl değ er verildiğ ini [11,20], evlenme niyetinin derecesini ve evliliğ e yö nelik
tutum ve algıları belirleyen kriterler veya bakış açıları olarak da tanımlanabilirler. Evliliğ e yö nelik
tutumlar ve algılar bağ lama gö re değ işir ve bireysel, sosyal, kü ltü rel ve ekonomik faktö rlerden etkilenir
[31,32]. Bu değ erler, ilk evlenme yaşının artması, bekar ve evli olmayan bireylerin sayısının artması ve
evliliğ e, doğ um oranlarına ve ekonomiye ilişkin algılardaki değ işikliklerle yansıtılmaktadır [33,34].
Evlenme niyeti, kişinin gerçekten evliliğ e geçiş yapma olasılığ ı olarak değ erlendirilebilir [11,31,35].

Marriage is undertaken based on individual desires and needs [29]. As social values have come to be
considered more important than individuals’ desires, the degree of subjective satisfaction has become an
important factor in marriage decisions [36]. Those who are subjectively satisfied with their future
prospects or who have positive social awareness are more likely to regard marriage in a positive light
[19]. In addition, changes in family-related values as well as subjective future prospects and social
awareness are strongly related to the phenomenon of late marriage and non-marriage among single men
and women [20]. Several previous studies have shown that young adults’ differing values affect the
necessity of or attitudes toward marriage [34,37]. However, most studies investigated only fragmentary
groups, such women or workers exclusively [26,28,29,38]. Considering the diversification of young adults’
values and cross-regional differences, it is necessary to adopt a more detailed and nuanced approach.

Evlilik, bireysel istek ve ihtiyaçlara gö re yapılır [29]. Toplumsal değ erler bireylerin arzularından daha
ö nemli gö rü lmeye başlandığ ından, ö znel doyum derecesi evlilik kararlarında ö nemli bir faktö r haline
gelmiştir [36]. Gelecekteki beklentilerinden sü bjektif olarak memnun olanların veya olumlu sosyal
farkındalığ a sahip olanların evliliğ e olumlu bakma olasılığ ı daha yü ksektir [19]. Ek olarak, aile ile ilgili
değ erlerdeki değ işikliklerin yanı sıra ö znel gelecek beklentileri ve sosyal farkındalık, bekar erkekler ve
kadınlar arasında geç evlilik ve evlenmeme olgusuyla gü çlü bir şekilde ilişkilidir [20]. Daha ö nce yapılan
birkaç çalışma, genç yetişkinlerin farklı değ erlerinin evliliğ e yö nelik gerekliliğ i veya tutumları etkilediğ ini
gö stermiştir [34,37]. Bununla birlikte, çoğ u çalışma yalnızca parçalı grupları, yalnızca bu tü r kadınları
veya işçileri araştırmıştır [26,28,29,38]. Genç yetişkinlerin değ erlerinin çeşitlenmesi ve bö lgeler arası
farklılıklar gö z ö nü nde bulundurulduğ unda daha detaylı ve nü anslı bir yaklaşımın benimsenmesi
gerekmektedir.

Bu çalışmada Kore Ulusal İstatistik Ofisi'nden [39] sosyal anket verileri kullanılmıştır. Sosyal anket, ülke
genelinde 1548 anket bölgesinden 27.336 haneden bir örneklem aldı ve 13 yaşın üzerindeki kişilere sosyal
kaygıları ve yaşam kaliteleriyle ilgili öznel bilinçleri hakkında sorular sordu. Anket, yıllık bazda ülke çapında
kesitsel veriler vermektedir. Veriler, iki yılda bir aile, eğitim ve öğretim, sağlık, suç ve güvenlik, yaşam ortamı
ve refah, sosyal katılım, kültür ve boş zaman, gelir ve tüketim ve iş gücü kategorilerine ayrılır. Bu çalışma, genç
yetişkinlerin değişen evlilik algılarını ayrıntılı olarak değerlendirmek için aile ve evlilik görüşleri üzerine bir
anket yapıldığında 2010'dan 2012, 2014, 2016, 2018 ve 2020'ye kadar olan verileri kullandı.

Denekler, 20-35 yaşları arasındaki evli olmayan erkek ve kadınlardan oluşuyordu. 2010'dan 2020'ye kadar, 20 ile
35 yaşları arasındaki toplam 44.780 erkek ve kadınla anket yapıldı. Doğru analiz için evli, boşanmış veya dul
olduğu ortaya çıkanlar ile evlenme niyeti ile ilgili soruya yanıt vermeyenler veya “Bilmiyorum” diyenler analiz
dışı bırakıldı. Kullanılan değişkenler arasındaki tüm eksik değerler hariç toplam 42.593 ifade sonuçta analize
dahil edilmiştir.

Gençlik, çeşitli çalışma ve politikalarda farklı tanımlanmış [5,15,38,40,41] ve henüz net bir tanım
oluşturulamamıştır. Çalışmaların çoğu, gençliği 20 ila 44 yaş arasında [5,20,21,22,23,38] olarak
değerlendirmiştir. Sosyal anket yöntemlerini kullanan başka bir çalışma, gençliği 25 ila 39 yaş aralığında
tanımlamıştır [5]. Bu çalışma şu sınıflandırmaları uygulamıştır: 20–24 = erken gençlik, 25–29 = orta gençlik ve
30–34 = geç gençlik [19].

Evlenme Niyetine Göre Gençlerin Demografik Özellikleri

Evli Olmayan Gençlerin Evlenme Niyetindeki Değişiklikler


Şekil 1, 2010'dan 2020'ye kadar olan 10 yıllık dönem için Kore'nin evli olmayan gençleri arasındaki
evlilik niyeti eğilimlerini göstermektedir. Son 10 yılda, tarafsız evlilik niyetleri arttıkça Kore'nin evli
olmayan gençleri arasında olumlu evlilik niyetleri azaldı. Evlilik niyetleri pozitif, nötr ve negatif
olarak ayrılarak değişiklikler tespit edilmiştir. Olumlu evlilik niyetini gösteren grafik, 2010'dan 2018'e
kadar olan dönemde kademeli bir düşüş gösterdi. 2010 yılı en yüksek pozitiflik oranını gösterdi ve
2018'de sonuçlar şu şekildeydi: 20-24 yaş = %33; 25–29 yaş = %36; ve 30-34 yaş = %38 - 10 yıllık
sürenin en düşüğü. Olumsuz evlilik niyetlerini gösteren grafik yalnızca hafif bir artı ş gösterdi.

Nötr evlilik niyetleri, aksine, net bir yükseliş eğrisi gösterdi. Olumlu ve nötr evlilik niyeti grafiklerinin
eğrileri birbiriyle zıttır, ancak olumsuz evlilik niyeti grafi ği anlamlı bir de ği şiklik göstermemi ştir. Bu,
önceden olumlu evlilik niyetleri olan genç yeti şkinlerin daha nötr bir konuma do ğru kaydı ğı
anlamına gelir. Yaş grubuna göre evlenme niyeti grafiğinin eğrisi benzerdi. Ya şa göre bireysel
farklılık ortaya çıkmamış, ancak tüm yaşlar için benzer grafikler çizilmi ştir.

Cinsiyet açısından, kadınlardan daha fazla erkek olumlu niyet ifade etti. Cinsiyet oranları, 2012 ile
2014 yılları arasında evlilik niyeti olumlu olanlarda en benzerdi (erkekler %54, kadınlar %46), ancak
olumlu niyetli kadınların oranı 2016 ile 2020 arasında keskin bir şekilde dü ştü (%46 → %39).
Tarafsız evlilik niyeti olan erkeklerin oranı 2014'ten bu yana arttı (%39 → %44). Kadınların olumsuz
evlilik niyetleri erkeklerin iki katıydı (2020'de erkekler %33, kadınlar %66). Bunun nedeni, kadınların
evlilik sonrası sosyal yükünün erkeklerden daha fazla algılanması olabilir. Kore'deki bekar oranı,
kadınların eğitim seviyesinin hızla yükseldiği ve kadınların sosyal ilerlemesinin önemli ölçüde arttı ğı
2000'li yıllarda önemli ölçüde artmaya başladı [42]. Kadınların sosyal geli şimi artmaya devam
ettikçe, kadınlar aile normlarını yerine getirmenin yanı sıra toplumdaki rollerini yerine getirme
zorluğuyla karşı karşıya kalmaktadır. Kadınların olumsuz evlilik de ğerleri, do ğrudan ve dolaylı
deneyimlerine dayanarak birikmiş olumsuz evlilik niyetlerinin bir sonucu olarak olu şturulmu ştur.

SONUÇ

Bu çalışma, Kore gençleri arasında evliliğe yönelik değişen tutumları aydınlatması açısından
anlamlıdır. Genç kuşakta evliliğe yönelik nötr ve olumsuz niyetlerin artması, sosyal engellerin genç
yetişkinlerin evlenmesini zorlaştırdığını göstermektedir. Bunu çözmek için toplum, evlili ğin gereklili ği
ile birlikte değişen değerleri basitçe kabul etmek yerine, evlili ğin uygulanması için bir dayanak
oluşturmalıdır. Hayatta kalmanın amaç olduğu günümüz toplumunda sadece arzuyla evlenmek
kolay değil. Bununla birlikte, genç yetişkinlerin çoğu evlili ğe devam ediyor. Genç yeti şkinlerin
değerlerinin daha iyi takdir edilmesi, gençlik işleri için ayrılmı ş bir dairenin kurulmasıyla
kolaylaştırılabilir. Ayrıca, tüm genç yetişkinleri dikkate alan ve sadece dezavantajlıları desteklemeyen
politikaların geliştirilmesi yoluyla evliliğe elverişli bir sosyal ve ekonomik ortamın te şvik edilmesi
gerekmektedir.

https://namu.wiki/w/연애

Flört (戀愛), karşılıklı sevgiyi sevme ve paylaşma ilişkisini ve buna eşlik eden çeşitli eylemleri ifade eder. Genelde
sevgi temelinde başlar ve başarılı bir ilişki evliliğin başlangıcı olarak görülebilir. Ancak evliliği toplumsal bir
sözleşme olarak kabul edenler, aşk ve evliliği mutlaka ilişkilendirmezler. Bundan dolayı flört denilebilecek bir
süreç olmadan hemen evlenen insanlar olduğu gibi, tam tersine flört edip de evlenmeyen evlilik dışı insanlar da
var. Bununla birlikte, bu tür düşünce ancak 2010'lardan sonra yaygınlaştı ve çoğu eski nesil (1970'lerden önce
doğanlar) hala flört etmeyi evlilik öncesi aşama olarak düşünüyor ve evlilik amacı olmayan flörtü anlamıyorlar. ,
çoğunluğun gerçeğidir. Buna karşılık, 20'li yaşlarında evlilik kurumunun kendisi hakkında güçlü şüpheleri olan
birçok insan olduğunu belirtmek gerekir ki, 20'li yaşlarında evliliğin şart olduğunu söyleyenlerin sayısı yarıdan
daha azına düşüyor. Bu belge, birçok kişinin anlatımsal katkılarının bir karışımı olduğu için, aşkı anlatırken, aşkın
dolaylı olarak evliliğe dönüşmesi gerektiği önermesini açıklayan birçok içerik hala mevcut ve mevcut duruma
uymayan bağımsız bir çalışma. aşk kavramı Çok fazla açıklama yok, bu yüzden okurken dikkatli olmanız
gerekiyor.
Ek olarak, Kore'de flört etmenin hala bir erkek ve bir kadın arasındaki sevgi dolu bir ilişkiye ve ahlaki açıdan
sorunsuz bir eyleme dayalı bir birliğe dayandığı birçok durum vardır. Sözlük anlamıyla eşi olan ve olmayan kişi
arasındaki zina da aşk tanımına girer ama genel olarak insanların aşk olduğunu açıkça söylemekten çekindiği pek
çok durum vardır. Cinsel azınlıkların birleşmesi ile ilgili olarak sözlüğün içeriğine bakarsanız aşk kapsamına
alınamayacak hiçbir şey yokmuş gibi görünse de şu ana kadar genel bir durum olarak kabul edilmemiştir. Başka
bir deyişle, herhangi bir öncül olmaksızın 'çıkmak' genellikle evli olmayan (karşı cinsten) bir erkek ve bir kadın
arasında karşılıklı rızaya dayalı sevgi dolu bir ilişki anlamına gelir ve bu belgede aşağıdaki açıklamaların çoğu bu
önermeye dayanmaktadır.

Bu bir sevgi paylaşma eylemidir, ancak aile sevgisinden farklı bir şekilde ele alınır. Eskiden sadece karşı cins
arasında bir eylem olarak kabul edilirken, eşcinsellik bilincinin yaygınlaşmasıyla birlikte eşcinseller arasında
flörtleşme de kabul görüyor. Aseksüeli ilişkisi olmayan biri olarak tanıyan insanlar var ama bu ayrıntılı, romantik
olmayan bir insan. Aseksüel, cinsel yönelimi olmayan bir kişiyi ifade ederken, romantik olmayan, romantik
yönelimi olmayan bir kişiyi ifade eder. Yani aseksüel birine "aseksüeller neden flört eder?" diye sormak yanlıştır.
Daha fazla ayrıntı için aseksüellik belgelerine bakın.

Fizyolojik olarak mutluluk, başarı ve motivasyonla ilgili bir nörotransmitter olan dopaminin flörtün başlangıcında
beyinde salgılanmasının teşvik edildiği söylenir. Aslında romantik duygulara kapılan insanların temel tepkisi,
muazzam bir mutluluk ve motivasyon hissetmeleridir. Yani prestijli bir üniversiteye girmek, kamu görevlilerini ve
büyük şirketleri geçmek ve mesleki yeterlilikleri başarıyla kazanmak olarak düşünebilirsiniz. Bu belgenin başında
alıntılanan şarkı sözü gibi, 'uçmak' hissi gerçekten hissediliyor ve donuk dünya, sanki üzerine kiraz çiçeği filtresi
takılmış gibi bir anda güzel görünmeye başlıyor. Ancak bu kadar güçlü bir öfori hissi veren dopamin
salgılanmasının giderek azaldığı, bunun da sosyal bağlar ve şefkatle ilgili oksitosin salgılanmasına yol açtığı
söyleniyor. Bu nedenle eski aşıklar ilk ilişkiden farklı bir mutluluk hissederler ve karşılarındaki kişi tarafından
güvence altına alındıkları hissini ve sahip çıkmak istedikleri bağı güçlü bir şekilde hissederler. Aşkın bu gücü
nedeniyle kadın erkek arasındaki aşk, olumlu yönde hareket ettiğinde aileyi, toplumu ve milleti birbirine
bağlayan güçlü bir itici güç olurken, olumsuz yönde hareket ettiğinde mevcut düzeni ve düzeni bozan bir imaja
dönüşür. kendisi bile.

Flört insanın doğal ve içgüdüsel bir duygusu olsa da olumsuz unsurlar dikkat nesnesi haline gelmiş, bu nedenle
Doğu ve Batı fark etmeksizin oldukça uzun bir süredir toplumsal olarak güçlü bir şekilde kısıtlanmıştır. Geçmişte,
aşk nesnesine karşı ne kadar sevgi duyulursa hissedilsin, sosyal izin olmaksızın bunu ifade etmenin tabu olduğu
pek çok durum vardı. Dinsel/toplumsal olarak, sadece bunu ifade etmek, rasgele bir kişi olarak kınandı, hatta
ağır vakalarda cezalandırıldı. Dinin hala güçlü bir sosyal etkiye sahip olduğu Suudi Arabistan gibi ülkeler, halka
açık yerlerde cinsel eylemleri güçlü bir şekilde kısıtlıyor.

Kore örneğinde, 7 yaşındaki erkek ve dişinin yan yana oturduğu eski deyiminden de görülebileceği gibi, geçmişte
aile üyeleri değil, karşı cins üyeleri arasındaki gereksiz teması engellemek yaygındı. Elbette atalarımız da
Chunhyangjeon gibi romantizmden keyif aldılar ve Batı'da genç bir erkek ve kadının şefkatli aşkını içeren Romeo
ve Juliet çağları aşan bir başyapıt olarak popüler. aşk olarak anladığım ve özlediğim bir bakış açısı. Hal böyle
olunca da aşk duygularının Doğu ve Batı fark etmeksizin insanlığın evrensel duyguları olduğu, insanın hayatta
kendini muhtaç ve susuz hissettiği görülmektedir. Bununla birlikte, modern öncesi toplumda, sosyal ve sınıfsal
koşullar yerine getirildikten sonra flört etmenin ancak sınırlı koşullar altında mümkün olduğu kabul edildi ve
'özgür aşk' adı verilen bireysel tercihle flört etme hala büyük ölçüde sınırlıydı. Chunwon Lee Kwang-soo'nun
1917'deki Mujeong adlı romanında da görülebileceği gibi, 'özgür aşk' Kore romanları için bir malzeme olarak
anılmaya başlandı ve kişinin kendi iradesine göre özgür aşk kavramı ancak genel halk arasında yerleşmiştir.
sadece yaklaşık 100 yıl, işe yaramıyor. 20. yüzyılda doğuştan gelen sınıf sistemi yavaş yavaş ortadan kalktıkça ve
kolektivizm soldukça, bireysel tercihe dayalı aşk tabu alanı da solmaya yüz tuttu. Artık genç erkekler ve kadınlar
arasında flört etmek artık gizlenecek bir şey değil ve bunun yerine flörtün her bir tarafın bireysel ve gönüllü
kararına dayandığı bilinci güçlü bir şekilde yerleşmiş durumda.

Şimdi, birbirleri birbirlerini flört nesneleri olarak tanımayı açıkça kabul etmedikçe, nasıl görünürse görünsün, bu
flört sayılmaz. Bir ilişki ne kadar samimi ve yakın olursa olsun, ilişkinin bir ilişki içinde olduğunu kabul etmemesi
durumunda bunun romantik bir ilişki olmadığı yaygın bir toplumsal algıdır. Arkadaşlık adı altında gerçek
flörtleşmeden farklı olmayan davranışların olduğu durumlar olmakla birlikte, kendi aralarında flört ettiği
söylense de, kendi kendine flört sayılmaması bakımından, aralarındaki açık rıza, flörtte çok önemli bir faktördür.
flört etmeye yakın ol. Bu minimal unsurlara ek olarak, sevginin belirli biçimleri sonsuzdur. Belli bir eğilim olsa da,
'çıkarken böyle olmalı' genellemesi neredeyse imkansız ve anlamsız. Aynı kişi bile yaşlandıkça ve çevresi
değiştikçe flört etme konusunda farklı düşüncelere sahip olur. Bu noktayı suiistimal eden ve karşısındakini
umursamayan tek taraflı, kendini beğenmiş davranışlarını kendi aşk anlayışına sokan insanlar da vardır.

Kapitalizmin gelişmesi ve toplumsal kutuplaşmayla birlikte zenginlik yoğunlaşması meydana gelir ve sınıflar
bölündükçe ve bu katılaştıkça, tıpkı farklı sınıflar arasında çıkma sorunu gibi, özgür aşkın daha az olduğu bir
durumda romantizmde özellik eşleşmesi olgusu yayılır. geleneksel sınıflı toplumda görülür. İnsanlara aşık olurlar
ve aşık olurlar, ancak bu süreçte kendilerine benzer veya daha yüksek statüye sahip birini aramaya eğilimlidirler,
bu da evliliğin ötesinde flört etmeye yansır.

Bir ilişkiye başlamak genellikle erkekler için kadınlardan daha zordur. Evrimsel psikolojide, tüm dişilerin en iyi,
otoriter erkekleri seçtiğine dair bir Alfa Erkek ve Alfa Dişi teorisi vardır. Tek eşlilik kanunen zorunludur yani
herkesin çıkma şansı vardır ama buna rağmen çok çirkindirler, çok kısadırlar, çok kiloludurlar, eğitimleri çok
düşüktür, işlerinde çok fakirdirler, çok zayıf veya çok zengindirler. bundan yoksun olanlar için, özellikle erkekler
için flörtün kendisine yaklaşmak zordur. Kadınların bazı durumları kötü olsa da tabii ki çirkin olmaları söz konusu
değil [1] Her ülkede kadınlar gözlerini biraz kıssalar erkeklerle kolayca tanışabilirler. Bunun nedeni, flört ve evlilik
için doğru yaş olan 20'li ve 30'lu yaşlardaki küresel kadın nüfusunun, flört ve evlilik için doğru yaş olan 20'li ve
30'lu yaşlardaki erkek nüfusundan daha az olmasıdır. Görünüş, kişilik, boy, kilo, eğitim, iş, güç ve zenginlik her
insan için farklıdır, dolayısıyla aşkta gerçekten başarılı olma olasılığı da kişiden kişiye değişir.[2] Bu olgu, Rollo
Tomasi gibi kişiler tarafından Hyper-Garmy terimi kullanılarak açıklanmaktadır. Kadınlar genellikle konu flört ve
evlilik olduğunda kendilerinden daha iyi olan bir erkekle tanışmak isterler.

Dişi bakış açısından bu, biyolojik ve evrimsel psikolojik içgüdülerle ilgilidir. Aynı 10 ay hamile kalma riskini
alacaksanız riske karşı en iyi erkek tohumu alma ve iyi bir yavru elde etme arzusu en iyi erkeği seçmenize neden
olur. Bir ilişkisi olan veya evli kadınlara sorarsanız, sağdıç olarak genellikle erkek arkadaşlarını veya kocalarını
seçerler (başkalarının ne düşündüğü önemli değil). Şimdi iyi anlaşamasanız bile, geçmişte hep böyle olduğunuz
zamanlar olacaktır. Ancak bu evlilik açısından bir bakış açısıdır ve kadınlar aynı şeyi flört için de uygulama
eğilimindedir.

Her neyse, bu şeyler birlikte çalışır ve çoğu durumda, özellikleri sizden çok farklı olan biriyle çıkabilseniz bile
evlenmek zordur. Özetle, eşcinsel evlilik kavramının hem dışsal hem de içsel aşk için geçerli olduğu söylenebilir.
Yukarıda bahsedildiği gibi, kadınların hiper oyunu içgüdüseldir.

Üniversiteye ya da orduya giden erkekler kendilerini haklı hissetmiş olabilir. Yakışıklı yüz, (yaklaşık olarak ilk %20
içinde), orta derecede uzun, (yaklaşık olarak üst %25-30 arasında, 177-178 cm veya daha fazla aralıkta)[3] Uygun
ağırlık, (yaklaşık BMI 18,5-28)[ 4 ] Kamu kurumlarında ve kamu kuruluşlarında çalışan kamu görevlileri,[5][6]
büyük şirketlerde büro çalışanları, araştırma görevlileri ve teknik çalışanlar,[7] meslek mensupları (hakimler,
doktorlar, savcılar, avukatlar, eczacılar vb., hemşireler) uygulanamaz.) [8] Üst düzey erkekler [9], tüm koşulları
hatasız yerine getiren kadınlarla çok kolay, hızlı ve sorunsuz bir şekilde uzun süre flört edebilirler.[10] Erkek
arkadaşı olan kadınlar bile önce bu erkeklere ilgi gösterir ve hatta sıklıkla transfer ilişkileri gerçekleşir.[11] Bu
durumda daha çok erkekler gönüllü olarak bekar kalıyor, hatta kadınları görünüşlerine ve kişiliklerine göre
filtreliyor. Referans olarak, kadınlar sosyal yaşamda ek hizmet veya muafiyet için ciddi bir kusur olmadıkça
askerlik hizmetine pek önem vermiyorlar. her şey dahil) Evet. Genel olarak, elbette, adam bir altın kaşık
ailesinden olduğu için, altın kaşık erkek ebeveynleri politikacılarla [12] veya girişimcilerle [13] meşgul olur ve
altın kaşık ebeveynlerinin muazzam desteğiyle muafiyet alırlar. büyük sosyal etki Popüler olabilir, ancak sağduyu
tüm erkeklerin muaf tutulmasını imkansız kılar ve Kore'de askerlik hizmeti vergisi olmadığı için tüm erkekler
orduda hizmet etmek zorundadır. Janggong (Engelliler için Kamu Hizmeti) / Beomgong (Suçlular için Kamu
Hizmeti) / Googong (Obezite için Kamu Hizmeti) [15] / Jeonggong (Ruh Sağlığı için Kamu Hizmeti) dışında bir
nedenle savaş zamanı işçisiyseniz, aktif bir ordudansınız servis. daha fazla tercih edilebilir.

Akademik geçmişle karşılaştırıldığında, güç ve zenginlik, boy, kilo, yakışıklı/güzel yüz vb. neredeyse bağımsız
değişkenlerdir. Bununla birlikte, yüksek eğitim geçmişine sahip (In-Seoul-Jigeo-guk) üniversite mezunları söz
konusu olduğunda (erkekler için), askerlik hizmeti sorunu olmayan ve iyi işler (kamu görevlileri, büyük
şirketlerde ofis çalışanları, profesyonel işler, vb.) .) biraz daha az Aksine, üst sınıf erkek örneğinde obezite
oranları daha yüksektir.[16]

Şaşırtıcı bir şekilde, sanat ve spor programlarının kalıp dışı kaldığı pek çok durum var, bu yüzden onları ayrı ayrı
düşünmemiz gerekiyor. Elbette sanatta ve sporda başarılıysanız flört etmek çok kolay ama tam tersine sanatta ve
sporda başarısızsanız flört etmek çok zordur.

Sıradansanız, çirkinseniz veya paranız yoksa, bir kadının kalbini gerçekten kazanmak ve hayatta bir kez
karşılaşabileceğiniz bir aşk ilişkisi yaşamak zor olabilir. Flört pazarı mükemmel değil ama kazanan her şeyi alır
yapısına benziyor, üst düzey bir adam düzinelerce kadının dikkatini çekiyor,[17] bir kadından diğerine geçiyor,
sıkıcı bir ilişki yaşıyor ve günde bir kez seks yapmak şarttır.Bunu yaparken[18] alt tabakadaki erkeklerin bir veya
iki kez seks yapması ve bir kadının kalbini gerçekten kazanması ve düzgün bir ilişki kurması çok zordur. Üst
sıralardaki bir erkeğe, o hareketsiz kalsa bile, önce kadınlar ona yaklaşacak ve çeşitli açılardan ilgi işaretleri
verecekler, ancak alt sıralardaki bir erkek, neredeyse bir kez bir kadınla tanışmak için yalvaracak, böylece
meraktan onunla bir veya iki kez görüşecek, hayır demek istiyorum. Öte yandan, bir kadın aşırı derecede
şişmansa, aşırı derecede küçükse ve çirkinse, benzer seviyedeki erkekler itiraf eder, yani gözlerini yere indirirse
flört edebilir.#

Bu da içgüdü ile alakalı ama aynı 10 ay hamile kalma riskini alacaksanız riske oranla en iyi erkek tohumlarını
alma ve en iyi yavruyu elde etme isteği en iyi erkeği seçmenize neden oluyor. Ancak bir 'alfa erkek' olduğu gibi
bir de 'alfa dişi' vardır. Ve eğer 'flört etmek' 'evlilik' ile sonuçlanırsa, eşcinsel evliliğe yaklaşma olasılığı çok
yüksektir. Görünüm, Para ve Durum olarak adlandırılabilecek üç tür tılsım vardır. Denizaşırı flört pazarında bu
üçüne LMS denir. #

Aslında, flört etmek için ne kadar paranız (ekonomik kabiliyetiniz) olduğu da modern toplumda flört etmede çok
önemli bir faktördür. Bazı insanlar sadece 'sevgi' ile bir ilişkinin olabileceğini söylüyor, ancak gerçekten bir ilişki
içinde olan insanların büyük çoğunluğu paranın (ekonomik yeteneğin) flört etmede çok önemli bir faktör
olduğunu düşünüyor. Bir erkek ve bir kadının üzerinde anlaşmaya varılmış bir ilişkide para olmadan yapabileceği
çok az şey vardır. Dışarıda yemek yemek, sinemaya gitmek veya otellere gitmek olsun, hepimizin paraya ihtiyacı
var.

Erkekler görünüşleri için önemlidir, ancak ekonomik yeteneklerine bu kadar değer verme
eğilimindedirler.Özellikle 20'li yaşların başında, ekonomik yetenekleri çok az olduğunda, erkekler için flört
etmeye girişin önündeki engeller kadınlardan çok daha yüksektir,[19] İlk yarıda erkek iş bulmayı başardığında ve
ev ve araba almak gibi orta düzeyde para kazanmaya başladığında, kadınlarla flört etmek kolaylaşır. Bir kadının
görünümü, 20'li yaşlarının başındaki en parlak döneminden sonra 30'lu yaşlarından itibaren geriliyor, ancak
kadın web sitelerinde, 30'larında olmasına rağmen hala onlardan hoşlanan birçok erkek olduğu için flört
etmenin hala kolay olduğunu söyleyen birçok yazı var. Ayrıca eskisinden farklı olarak, bir erkek ekonomik güç
elde edip parayla bir kadını baştan çıkardığında, kadın erkeğin parası için çıktığı ve erkeğin içini görmediği için
bazen bunun fuhuş olduğu söylenir.
Buna karşı antipati taştıkça, bulaşık yıkama teorisi ve ulusal çıkar teorisi gibi bazı insanlar evlilik amacıyla geç de
olsa bir kadınla tanışmaya antipatik davrandılar ve buna bağlı olarak yabancılarla çıkanların sayısı arttı.

Evlilik bilgi şirketinde kişinin yüzü, boyu, kilosu, yaşı, gücü (pozisyon, mevki, mevki vb.), mali gücü (gayrimenkul,
gelir düzeyi vb), eğitimi, mesleği vb. endekslenir, ve her bölüm için puanlar verilir ve Kapsam notları bir karne
gibi hesaplanır ve hesaplanan genel puanlara göre eşleştirme yapılır. Üniversite giriş sınavında nasıl yukarıya
doğru başvuru, aşağıya doğru başvuru, mahkûmiyet başvurusu, kontenjan yetersizliği, başvuru niteliklerinin
bulunmaması gibi, kadın-erkek eşleştirmeleri de benzer şekilde gerçekleşir.

Özetle, eşcinsel evlilik kavramının hem dışsal hem de içsel aşk için geçerli olduğu söylenebilir.

Her durumda, bu şeyler bir arada çalışır ve çoğu durumda, özellikleri sizinkinden çok farklı olan biriyle çıkmak
nispeten zordur. Özetle, eşcinsel evlilik kavramının hem dışsal hem de içsel aşk için geçerli olduğu söylenebilir.
Bu tür acı verici durumlar kesinlikle var ve sonuç olarak hipergaminin temsil ettiği romantizmin en ufak bir
parçasını bile hissetmeyen kırmızı hap teorisinin aydınlatıldığı söylenebilir.
Bu içeriklere bakınca bazen kötümser olduklarını söyleyerek eleştirenler oluyor.Genelde bu tür kişiler gerçek
dünyayı inkar etmek isterler ve çoğunlukla dünya tecrübesi olmayan gençlerdir.Belirli bir yaştaki insanlar bunu
üstü kapalı olarak kabul etme eğilimindedirler. . İnsan sevgisi ve evlilik kalıpları, DNA düzeyinde davranışsal
özelliklerle damgalandığından, davranışsal özelliklerin %70 ila 80'inden fazlası kabaca eşleşir.[20]

İstatistiksel olarak, kadınların bir ilişki içinde olma yüzdesi erkeklerden daha yüksektir.Bir kadının çirkin, şişman
veya kısa olmadığı sürece ilişkiye başlaması çok kolaydır. İstatistiksel olarak, kadınlar ilk aşk yaşının en küçüğü ve
kadınların web siteleri bile bunun kolay olduğunu söylüyor.

Kore'de 1980'lere kadar flört etmeye herhangi bir önem vermek zordu. Uzun vadeli bir bakış açısından,
geleneksel toplum~Japon sömürge döneminden bu yana, çoğu insan hayatlarının geri kalanında memleketlerini
terk etmemiş ve çoğunlukla çiftçilikle uğraşmış ve sosyal sınıf hareketliliği çok başarılı olmamıştır. Diğer bir
deyişle, mutlak üyeler homojenliği korumuş, benzer ekonomik düzeye sahip, benzer işleri yapmış ve benzer bir
ortamda kolektivist kontrol altındaydı. Evden uzaklaşma olgusunun belirginleştiği sanayileşme çağında bile,
dönemin genç erkekleri ve kadınları memleketlerinde ailelerinin etkisinden kurtulamadı ve özgür aşka sahip
olmak hala kolay değildi. Ancak toplumun ve ekonominin kademeli olarak gelişmesi ve kentleşme ile modern
aşk geçmişten çok değişti. Her şeyden önce flört bireysel bir tercih olarak kabul edilmiş ve flörtten evliliğe kadar
olan süreci bir nevi istişare ve sözleşme perspektifinden inceleme girişimleri artmıştır.

Ayrıca sanayi yapısının değişmesiyle birlikte sanayinin sadece çocuk doğurarak sürdürüldüğü tarım toplumundan
gelen gelenek bulanıklaşmış ve tek kişilik hanelerle sosyal hayatta zorluk yaşanmamıştır. Olmadığı fikri yayıldı.
Ayrıca, eğitim seviyesinin yükselmesi nedeniyle evlilik zamanlaması ertelendiği için, 'evlenmezsen sorun olur'
şeklindeki toplumsal dışlanma atmosferi eskisi gibi bulanıklaştı. Buna göre 2010'lu yıllar civarında hem erkekler
hem de kadınlar birbirinden yüksek şartlar talep ediyor, şartlar sağlanmadığında 'reddetme' hakkı
vurgulanıyordu. Sonuç olarak, zorluk flört başlangıcından itibaren hızla yükselmeye başladı. Anne solo
belgelerinden de görebileceğiniz gibi, mevcut flört krizi ve cinsiyet çatışması nedeniyle, 20'li yılların ortalarından
sonlarına kadar bile, cinsiyete bakılmaksızın anne sololarının oranının %20'yi aşacağı tahmin edilmektedir (yani 4
yıllık bir üniversiteden ortalama mezun olma yaşı).[22]

Eskiden bir ilişkiye başlayıp ardından birbirini tanımak yaygındı ve toplumsal olarak cinsiyet eşitliği
sağlanamadığı için kadınlar erkekler tarafından sürdürülen bir varlık olarak görülüyordu, bu nedenle erkeklerin
itiraf etmesi ve kadınların bunu kabul etmesi yaygındı. . Sadece Kore'de değil, dünyada da toplumsal cinsiyet
eşitliği fikrinin kurumsal olarak yerleşmesinden bu yana 100 yıldan az bir süre geçti. Zamanın trendi değiştikçe,
20. yüzyılın sonlarında doğan ve cinsiyet eşitliğini sorgusuz sualsiz kabul eden insanlar, 21. yüzyılda yetişkin
oldular ve doğal olarak aşka bakış açıları değişti. Sonuç olarak, giderek daha fazla sayıda kadın, eşlerinden
hoşlanmadıkları takdirde baştan itiraf etmeyi reddediyor. Öte yandan toplumda evliliğin olmazsa olmaz olduğu
algısı ortadan kalkmadığı için hala bir başlangıç olarak algılanan flörtleşme değilse büyük bir sorun varmış gibi
bakan bir toplumsal atmosfer var.

Sonuç olarak, ortalamanın üzerinde bir partnerle ilişkiniz olduğu sürece kişilerarası ilişkilerin başarılı
sayılabileceği ölçüde, kişilerarası ilişkilerin nihai patronu olarak kabul edilir. Flört etmenin kendisi, kamu hizmeti
sınavını geçmek, büyük bir şirkete katılmak veya mesleki nitelikler kazanmak için çok zor hale geldi. Basitçe zor
olmadıkça, çoğu insan gençliğe ulaşmadan flört etmek ister, bu nedenle ergenlik çağından 20'li yaşlarına kadar
hem erkekler hem de kadınlar, flörtle ilgili sorunlar nedeniyle en az bir kez ıstıraba düşerler. Bir ilişkiniz olmasa
bile, arkadaşınızın flört sorunları yüzünden arkadaşınızla birbirinize kafa yorduğunuz zamanlar vardır.

Karşıdakini tanımak ve flört yoluyla sevişmek, peri masallarından dramalara ve filmlere kadar pek çok hikayede
anlatılır ve birçok insan aşk hakkında şarkı söyler, flört etmenin güzel tarafının insanları ne kadar iyi
etkileyebileceğini gösterir.

Doğal ekosistemin çoğu boyunca, insan kadınının kendi başına doğum yapması neredeyse imkansızdır ve diğer
bireylerin (insan-doktorlar, ebeler, ebeler vb.) yardım etmesi gerekir. Bu nedenle bir kadın evlenmemeyi ya da
Dink isteyip fiilen evlense ya da evlense bile, gebe kalıp çocuk doğurmaya niyeti olmasa bile içgüdüsel olarak
“ben geldiğimde yanımda olmaya devam edecek misin?” diye sorar. hasta mıyım, başım mı dertte?", "Kriz
durumunda yanım." Dinleyip yardım eder misin?", "Çocuğunuza ve kendinize (kadına) yiyecek, barınma (ev) gibi
maddi yardımları istikrarlı bir şekilde yapmaya devam edecek misiniz? )?” Bu nedenle, çıkmadan önce, flört
aşamasında, bu erkeğin bir eş için uygun bir partner olup olmadığını çeşitli sorular veya durumlar aracılığıyla
bilinçsizce test etmek yaygındır.

Erkekler bir kadının dış görünüşüne bakarlar, ilk görüşte aşık olurlar veya birbirlerini tanıdıktan hemen sonra aşık
olurlar.Elbette vardır ama sıradan bir erkeği gözlemleyerek yavaş yavaş ona aşık olduğunuz birçok durum vardır.
en az birkaç ay ila bir yıl veya daha uzun süre. Sonra aniden, herhangi bir işaret vermeden, bir erkeğe aşkını
dolaylı bir şekilde ifade ettiği durumlar vardır. Bu esnada eğer ezilme sinyali yakalanır ve ilişki gelişmezse
kadındaki ezilme ortadan kalkar veya tekrar ezilme sinyalini vermesi çok uzun zaman alır.

Gerçekte, bir erkek ve bir kadın flört ederken, diğer kişiyle kendi durumlarını karşılaştırarak bir görüşme
yaparlar. Bu nedenle, koşullar çok farklıysa, aşk ilişkisinin ilk etapta bile başlamaması ve sadece bir parmak ya da
karşılıksız aşkla bitmesi yaygındır. Bir ilişkiye girmeyi başarsanız bile uzun süreli bir ilişkiyi bir yıldan fazla
sürdürmek çok zordur.

Genellikle, flört, akademik geçmiş (notlar dahil) ve geçmiş benzer olduğunda kurulur. Genel olarak, bir erkeğin
akademik geçmişinin bir kadınınkine benzer olduğu veya bir erkeğin kadından biraz daha üstün olduğu ve bir
kadının eğitim geçmişinin biraz daha düşük olduğu bir ilişkinin kurulduğu birçok durum vardır. İnsan
psikolojisinin eğilimleri ve pekiştirmeleri vardır. Ergenlikten itibaren böyle bir eğilim kendini gösterir ve
yaşlandıkça bu eğilim güçlenme eğilimindedir.

Meslek bakımından, erkek 7. derece veya daha yüksek bir devlet memuru, büyük bir şirketin çalışanı veya bir
meslek sahibi (hakim, doktor, savcı, avukat, eczacı vb.) ise flört etmek kolaydır.[24] Tersine, erkek küçük bir
işyerinin çalışanı veya işçi ise, flört etmek zordur.[25] Erkek 8. sınıf ve altı memur veya orta ölçekli bir şirkette
çalışan olsa sorun yok ama özellikle kamu görevlileri söz konusu olduğunda, 9. sınıf memur olsalar bile ülke
çapında ilk %20'deler. . Kullandıkça öde sistemi sayesinde herkes en geç 10 yıl içinde 7. sınıfa yükseliyor, yani en
azından orta ölçekli bir şirketten bir kadınla çıkmak iş değil. Tabii uzun süredir bekar olduğun için 9. sınıf bir
memur olarak bir an önce aşık olmak istiyorsan gözlerini yere indirip küçük bir işletmede çalışan bir kadınla
çıkmakta bir sakınca yok.

Her şeyden önce, 1980'lerde ve 1990'larda doğan kadınların mutlak çoğunluğu kaçınılmaz çünkü Sanon
endüstrisinin etkisi çok güçlü. Bu, ebeveynlerinden (esas olarak 1950'ler ve 1960'larda doğanlardan) çok güçlü
bir şekilde etkileniyor.Anne ve babası, üniversiteden mezun olduktan sonra geçmişteki patlama sayesinde çok
kolay bir iş buldular ve iyi muamele ile çalıştılar, ancak 1997'de çünkü döviz krizi nedeniyle birbiri ardına işten
çıkarılmanın büyük sıkıntısını çektiler, bu yüzden çok para kazanıp çok şeref elde edebilirler ve emeklilikten
sonra da kendilerine garanti veren istikrarlı bir işi tercih ederler. iyi sosyal yardımlar ve işten çıkarma yok. Ek
olarak, dramadan biraz etki var.[28] Geçmişte ve şimdi veliler sebepsiz yere "Sıkı çalış, çok çalış, okul günleri
boyunca bütün okulda birinciliği, ikinciliği kaçırma, prestijli bir üniversiteye git ve en az 7. Sınıfta memur ol"
diyorlar. sınıf ya da büyük bir şirketin ofis çalışanı ya da profesyoneli! Toplumda insanlara böyle davranılır." Bunu
doğru anlayabilir ve istediğiniz zaman istediğinizi yapabilirsiniz." Çocuklarını çok sıkı çalıştırıp egzersiz yapmadı.
Tabii ki, şimdi çocuklarının hayallerine saygı duyan daha fazla ebeveyn var [29], ancak çocukların ve öğrencilerin
insan haklarının şimdiye göre daha az olduğu bir dönemde üniversiteye ve işe takılan birçok ebeveynin olması
da büyük bir etkiye sahip.

Görünüş (yüz, boy, kilo) açısından biraz söz konusu değildir ve eğilimin çizginin dışında olduğu birçok durum
vardır.Nesnel koşulları ne olursa olsun, erkeklerin çoğu yanlış bir şekilde 'eğer bensem, En azından yolun
yarısındayım' ve en azından orta düzeyde İyi bir görünüme sahip (ilk %50 içinde) veya daha yüksek kadınlarla
çıkmaya çalıştıkları için, bir kadın ne kadar iyi huylu ve aktif olursa olsun, pek çok kadın var. Görünüşü nesnel
olarak çirkin olmadığı veya cinsiyetine uymadığı sürece çıkmadığı durumlar. Ek olarak, belirli bir erkek-erkeğe
oranı yaklaşık 8:2 ila 9:1 veya daha fazla olsa bile, kadınlara kraliçe arı muamelesi yapıldığı gerçeği, kadının
Görünüş bir yere kadar, yani dolaşırken gördüğünüz çiftlere bakarsanız, erkeğin nasıl göründüğüne bakmaksızın
kadının çirkin olduğu çiftler çok nadirdir. Temel olarak, kadın nüfusu biraz daha küçüktür (erkek kadın oranı
105:100) ve yaşlı erkekler çirkin olsalar bile genç kadınları tercih etme eğilimindedir, bu nedenle kadınlar
isterlerse erkeklerle tanışabilir.[30]

Görünüm de diğer koşullara göre biraz daha azdır, ancak belirli bir miktar için ödeme yapma eğilimi vardır, bu
nedenle erkekler, kabaca görünümlerine benzeyen veya bir seviye daha yüksek olan kadınlarla tanışma
eğilimindedir. Yine de nesnel olarak çirkin olan erkekler bile, temelsiz güven ve cinsel istek nedeniyle görünüşte
aşağı olan kadınlara yaklaşmaya çalışmazlar. Bu yüzden vücuda ve yüze bakıldığında, sadece bazı temel cinsel
arzuları olan kadınlara yaklaşmak evrensel bir erkek psikolojisidir.

Görünüş düzeyine benzeyen veya bir veya iki adım yukarıda olan bir kadına yaklaşma eğilimi, aslında kendisinin
yarısı, diğerlerinin yarısıdır, çünkü çoğu zaman ele alınır. Dolayısıyla, bu tür deneyimler birkaç kez biriktiğinde,
güzel bir kadına yaklaşmaktan vazgeçmek ve orta sınıf bir kadına yaklaşma modelini göstermek için seviyeyi
düşürmek yaygındır.[31]

Flört ederken, önemli finansal maliyetler söz konusu olacaktır. Reşit olmadığınızda → Üniversite öğrencisi
olduğunuzda → Toplumun bir üyesi olarak yaşlandıkça flört maliyeti hızla 2 ila 4 kat artar. Çünkü reşit olmayan
ya da üniversite öğrencisi olduğu dönemde okul gibi yerlerde sıkça görülen ama yaşlandıkça karşı cinsle tanışma
imkanı azalan ve akademik geçmişi olan kişilerle istemeden ve doğal olarak flört etme vakaları çoktur. , siyasi güç
(pozisyon, rütbe vb.), ekonomik güç, dış görünüş vb. Buna ek olarak, modern heteroseksüel flörtte çoğu insan
seks yapar ve okulda veya işte istemeden yüzünüzü görmek zorunda olduğunuz bir ilişkide seks yaptıktan sonra,
ayrıldığınızda birbirinize karşı çok garip davranmanız yaygın bir durumdur. yüz yüze görüşmenin kendisi son
derece uzaktır. Kaçınma, insanlar için yaygın bir davranış kalıbıdır. Genellikle bir toplulukta bir erkek ve bir kadın
açıkça buluşur ve sonra ayrılır, o topluluk içinde karşı cinsten başka bir üyeyle tanışır ve bu tür davranışlar birkaç
kez tekrarlanırsa topluluktaki insanlar arasında ve itibarda gerçekleşir. çok kötü olur

Bu nedenle, yaşlandıkça, yalnızca kasıtlı olarak iletişim kurarak ve ağ kurarak tanışabileceğiniz, seksten sonra
ayrılsanız bile günlük sosyal yaşamınızda fazla bir etkisi olmayacak karşı cinsten biriyle tanışma olasılığınız o
kadar artar. Diğer bir deyişle, okulda veya işte istemeden karşılaşmak yerine, ancak isteyerek iletişim kurarak ve
randevu alarak tanışabileceğiniz, yaşlandıkça karşı cinsten biriyle tanıştığınız birçok durum vardır. maliyeti olacak
Seyahat, restoranlar, kafeler, barlar, oteller, filmler, geziler, hediyeler bir servete mal olur.

Ortalama bir erkeğin 30 yaşının üzerindeyken arabası olmadan çıkması çok zordur.[70] Bunun nedeni, kadınların
arabası olmayan erkeklerle tanışmamasıdır.[71] Bir arabanın rahatlığına ek olarak, bir arabaya sahip olmak,
istikrarlı bir işe ve araba bakım masraflarını karşılayacak önemli bir sabit gelire sahip olmak anlamına gelir, bu
nedenle kadınlar arabası olan erkekleri seçme eğilimindedir.[72] Bu nedenle, gelirine kıyasla makul olmayan bir
şekilde lüks bir araba satın alan bir adam olan Kapoor, sık sık ortaya çıkıyor ve ilk arabayı almanın ortalama yaşı
daha erken (yaklaşık 27 ila 30 yaşında)[73]

Kadınlar genellikle kendine güvenen erkekleri tercih ettiklerini söyleme eğilimindedirler.Sonuçta parasız hiçbir
şey yapamayacağınız kapitalist bir toplumda güvenin kaynağı cüzdanınızdaki paradır, dolayısıyla tercih etme
eğilimi gösterdiği söylenebilir. çok parası olan bir adam. Bir erkeğin ekonomik gücü olmadığı için parası yoksa, bir
erkeğin bir kadına çıkma teklif etmesi veya herhangi bir teklifte bulunması (yemek, içki, araba kullanmak vb.)
zordur. Bunun nedeni, ilk konuşan kişinin daha fazla ödemesinin makul olmasıdır. Bu nedenle ilişkilerin gelişmesi
çok zordur.

INTRO

Zengin kültürel mirasa sahip dinamik bir ülke olan Güney Kore, son yıllarda hızlı bir dönüşüm yaşadı. Teknolojik
gelişmeler ve küreselleşme ile körüklenen bu değişim, yalnızca ülkenin ekonomik manzarasını değiştirmekle
kalmadı, aynı zamanda sosyal dokusunu da etkiledi. En önemli değişiklikler arasında flört ve evlilik üzerine
gelişen bakış açısı var. Geleneksel görücü usulü evliliğin norm olduğu günler geride kaldı ve onun yerine yeni
nesil Koreliler modern aşkın karmaşıklıklarında geziniyor. Bu yazıda, bu güzel ulusun romantik manzarasını
şekillendiren farklı görüş ve deneyimleri derinlemesine inceleyerek, flört ve evliliğe ilişkin Korelilerin çağdaş
tutum ve beklentilerini keşfedeceğiz.

Hızla küreselleşen bir dünyada, kültürel alışveriş günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmekte. İnsanlar
farklı kültürleri ve gelenekleri keşfederken, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki insanların yaşamlarını
şekillendiren tutum ve değerleri anlamaya çalıştıkları bir düzen içerisindeler. Bu çabalama süreci dünya
üzerindeki belirli bir gelişim göstermiş ve gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş ülkelerde daha fazla görülmektedir.
Özellikle zengin bir kültürel mirasa ve birkaç bin yıla dayanan bir tarihe sahip olan Güney Kore’nin, son yıllarda
özellikle kişilerarası ilişkiler alanında hızlı dönüşümler geçirdiği görülmektedir. Dünya değişmeye devam ederken,
Kore'de flört ve evliliğe ilişkin görüş ve geleneklerin de değişmeye başladığı söylenebilir.

Flört ve evliliğe Kore bakış açısı, ülkenin tarihine, kültürüne ve sosyal normlarına derinden kök salmıştır. Kore
toplumunda uzun süredir önemli bir rol oynayan Konfüçyüsçülük, aile ve sosyal uyumun önemini vurgular. Bu
nedenle, geleneksel Kore flört ve evlilik uygulamaları genellikle ailevi kaygılar ve sosyal düzenin sürdürülmesi
etrafında toplanmıştır. Fakat Teknolojinin gelişmesi, farklı kültürlerle girilen iletişimler ve yıllara dayanan
deneyim modernlik ve küreselleşme ülkenin bu geleneksel bakış açısını değiştirmekte.

Flört ve evliliğe Kore bakış açısının şekillenmesinde modernliğin ve küreselleşmenin etkisi hafife alınamaz.
Çevrimiçi flört platformlarının çoğalmasından dünya çapında Kore pop kültürünün artan popülaritesine kadar,
Kore'ye sırayla geleneksel normlara ve beklentilere meydan okuyan yeni fikirler ve uygulamalar getirilmiş evlilik
ve flörte olan bakış açısı değişmeye başlamıştır.

Cinsiyet beklentileri ve rolleri geleneksel Kore ilişkilerinin merkezinde yer aldığından, Kore flört ve evlilik
uygulamalarında cinsiyetin rolünü de inceleyeceğiz. Kadınlar eğitimde ve işgücünde ilerleme kaydetmeye devam
ettikçe, romantik ilişkilerdeki rolleri ve beklentileri de benzer şekilde gelişti. Bu makale, değişen cinsiyet
dinamiklerinin Kore'nin flört ve evliliğe bakış açısını nasıl etkilediğini ve bu değişikliklerin Kore toplumunun
çeşitli kesimleri tarafından nasıl alındığını değerlendirecektir.

Ek olarak, Kore'de flört ve evliliğe yönelik tutumlar yaşlı ve genç nesiller arasında önemli ölçüde farklılık
gösterebileceğinden, bu makale çeşitli nesillerin bakış açılarını keşfedecektir. Hem genç hem de yaşlı Korelilerin
deneyimleri ve görüşleri dikkate alınarak kuşaklar arası bölünme ve bu farklı bakış açılarından doğabilecek
potansiyel çatışmalar vurgulanacaktır.

Flört etme ve evliliğe Kore bakış açısının bir diğer önemli yönü, ebeveyn etkisinin ve katılımının rolüdür. Aile,
Kore toplumunun temel direği olmaya devam ettiğinden, ebeveynler genellikle flört ve evlilik sürecinde çok
önemli bir rol oynar. Bu makale, ebeveyn beklentilerinin ve katılımının Kore'nin flört ve evlilik deneyimini ne
ölçüde şekillendirdiğini ve bu beklentilerin modernleşme ve küreselleşme karşısında nasıl geliştiğini
keşfedecektir.

Son olarak makale, ekonomik ve politik mülahazalar gibi dış faktörlerin Kore'nin flört ve evliliğe bakış açısı
üzerindeki etkisini inceleyecektir. Kore'nin hızla gelişen ekonomisi ve değişen siyasi manzarası bağlamında, bu
dış faktörlerin bireysel kararları ve ilişkilere yönelik tutumları nasıl etkilediği değerlendirilecektir.

Sonuç olarak, bu makale Kore'nin flört ve evliliğe bakış açısına dair kapsamlı ve incelikli bir anlayış sağlamayı
amaçlamaktadır. Tarihsel, kültürel, sosyal ve bireysel faktörleri inceleyerek, Kore'deki romantik ilişkilerin
karmaşıklığına ve inceliklerine ışık tutmayı ve sonuçta hem Kore kültürü hem de evrensel insan deneyimi
konusundaki anlayışımızı zenginleştirmeyi umuyoruz.

İlgi toplayan böyle bir kültürel fenomen, flört ve evliliğe Kore bakış açısıdır. Bu makale, hem geleneksel hem de
modern bakış açılarını kapsayan Kore'deki romantik ilişkilerin karmaşık dinamiklerini araştırmayı ve Kore halkına
aşk ve ortaklık arayışlarında rehberlik eden bakış açılarına, görüşlere ve uygulamalara kapsamlı bir bakış açısı
sağlamayı amaçlamaktadır. Bu makale, hem tarihi hem de çağdaş bakış açılarını keşfederek ve temel trendleri ve
kalıpları vurgulayarak, ilişkiler konusunda Kore zihniyetini şekillendiren ve etkilemeye devam eden faktörlere
derinlemesine bir bakış atacaktır.

Hızla küreselleşen bir dünyada, kültürel alışveriş günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Farklı
kültürleri ve gelenekleri keşfederken, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki insanların yaşamlarını
şekillendiren tutum ve değerleri anlamaya çalışıyoruz. İlgi toplayan böyle bir kültürel fenomen, flört ve evliliğe
Kore bakış açısıdır. Bu makale, hem geleneksel hem de modern bakış açılarını kapsayan Kore'deki romantik
ilişkilerin karmaşık dinamiklerini araştırmayı ve Kore halkına aşk ve ortaklık arayışlarında rehberlik eden bakış
açılarına, görüşlere ve uygulamalara kapsamlı bir bakış açısı sağlamayı amaçlamaktadır.

Tarihsel Geçmiş ve Konfüçyüs Etkisi

Flört ve evliliğe Kore bakış açısı, ülkenin tarihine, kültürüne ve sosyal normlarına derinden kök salmıştır. Kore
toplumunda uzun süredir önemli bir rol oynayan Konfüçyüsçülük, aile ve sosyal uyumun önemini vurgular. Bu
nedenle, geleneksel Kore flört ve evlilik uygulamaları genellikle ailevi kaygılar ve sosyal düzenin sürdürülmesi
etrafında toplanmıştır.

Görücü usulü evlilikler, ebeveynlerin ve profesyonel çöpçatanların çocukları için uygun eş bulmada çok önemli
bir rol oynadığı tarihi Kore'de normdu. Bu eşleşmeler, sosyal statü, aile geçmişi ve astrolojik uyumluluk gibi
faktörlere dayanıyordu ve aşk ve kişisel tercihler genellikle arka planda kalıyordu.

Modernite ve Küreselleşmenin Etkisi

Modernite ve küreselleşmenin Kore'nin flört ve evliliğe bakış açısı üzerindeki etkisi hafife alınamaz. Kore
ekonomik kalkınmayı benimserken ve kendini dünyaya açarken, geleneksel normlara ve beklentilere meydan
okuyan yeni fikirler ve uygulamalar ortaya çıktı.
Örneğin, çevrimiçi flört platformlarının ortaya çıkışı, Korelilerin tanışma ve ilişki kurma biçiminde devrim yarattı.
İnsanlar artık coğrafi sınırları ve geleneksel toplumsal beklentileri aşarak yakın sosyal çevrelerinin dışındaki
potansiyel ortaklarla bağlantı kurma fırsatına sahip.

Ayrıca, dünya çapında Kore pop kültürünün artan popülaritesi Korelileri aşk, flört ve evlilik üzerine farklı bakış
açılarına maruz bıraktı. Sonuç olarak, özellikle genç nesiller, farklı ilişki modellerini denemeye ve flört ve evliliğe
karşı daha liberal tutumlar benimsemeye daha açık.

Değişen Cinsiyet Dinamikleri

Kore flört ve evlilik uygulamalarında cinsiyetin rolü de son yıllarda önemli değişikliklere uğradı. Kadınlar
eğitimde ve işgücünde ilerleme kaydetmeye devam ettikçe, romantik ilişkilerdeki rolleri ve beklentileri de
benzer şekilde gelişti.

Tarihsel olarak, Koreli kadınların itaatkar olmaları ve kocalarına kendilerini adamaları bekleniyordu, evlilik
birçokları için nihai hedefti. Ancak bugün, giderek daha fazla Koreli kadın kariyerlerine ve kişisel gelişimlerine
öncelik veriyor, bu da ülkede evliliklerin ertelenmesine ve bekar kadınların sayısının artmasına neden oluyor.

Cinsiyet dinamiklerindeki bu değişim, Koreli erkeklerin flört ve evliliğe yaklaşımını da etkiledi, birçoğu artık eş
seçerken karşılıklı saygı, paylaşılan değerler ve duygusal uyumluluk gibi faktörleri göz önünde bulunduruyor.

Kuşak Perspektifleri

Kore'de flört ve evliliğe yönelik tutumlar, yaşlı ve genç nesiller arasında önemli ölçüde farklılık gösterebilir. Daha
yaşlı Koreliler, görücü usulü evlilikler gibi geleneksel uygulamalara değer veren ve aile onayının önemini
vurgulayan daha muhafazakar görüşlere sahiptir.

Öte yandan, genç kuşakların romantik ilişkilerinde kişisel tercihlere ve duygusal bağlantılara öncelik verme
olasılığı daha yüksektir. Ayrıca, birçok yaşlı Koreli tarafından hala hoş karşılanmayan uygulamalar olan
yabancılarla flört etmeye ve evlenmeye ve evlilik öncesi birlikte yaşamaya daha açıktırlar.

Ebeveyn Etkisi ve Katılımı

Bu nesiller arası farklılıklara rağmen, Kore flört ve evlilik uygulamalarında ebeveyn etkisinin ve katılımının rolü
önemini koruyor. Ebeveynler, çocuklarının romantik seçimleri hakkında genellikle güçlü fikirler ifade eder, hatta
bazıları çocuklarının yaşamları üzerinde kontrol sağlamaya çalışır.

Pek çok genç Koreli, ebeveynlerinin katkılarını takdir ederken, diğerleri çatışmalara ve gergin ilişkilere yol
açabilen ailevi beklentileri karşılama baskısıyla mücadele ediyor. Bu, Kore flörtünde gelenek ve modernlik
arasında süregelen gerilimi vurgular ve

You might also like