Professional Documents
Culture Documents
Vücudun koruyucuları
VİTAMİN E
VİTAMİN K
BİOTİN
KAYNAKLARI
BİTKİSEL KAYNAKLI (SEBZELER, MEYVELERve HUBUBAT TÜRLERİ)
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER (B12 VİTAMİNİ HARİÇ)
HAYVANSAL KAYNAKLI (ET, KARACİĞER, YUMURTA VE SÜT)
YAĞDA ÇÖZÜNEN A VE D VİTAMİNLERİ
K VİTAMİNLERİ, PİRİDOKSİN VE TİAMİN - KALIN BAĞIRSAK
FLORASINDAKİ MİKROORGANİZMALAR TARAFINDAN SENTEZ
EDİLİRLER
ABSORBSİYONLARI
YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
YAĞLARLA BERABER EMİLİRLER
YAĞ EMİLİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER, YAĞDA ÇÖZÜNEN
VİTAMİNLERİN EMİLİMİNİ DE ETKİLER
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
BASİT DİFÜZYONLA EMİLİRLER
ORGANİZMADA DEPOLAŞMALARI
YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
KARACİĞER VE YAĞ DEPOLARINDA
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
DEPOLAŞMALARI ÇOK SINIRLIDIR
BÜTÜN DOKULARDA BULUNURLAR (ÖZELLİKLE KARACİĞERDE)
FONKSİYONLARI
YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
SPESİFİK FONKSİYONLU BAZI PROTEİNLERİN SENTEZİNİ ARTTIRARAK ETKİ EDERLER
KAN PIHTILAŞMASI (VİTAMİN K)
HORMON ETKİLERİ
- EMBRİYON GELİŞMESİ VE GÖRMEDE (VİTAMİN A)
- Ca ve P METABOLİZMASI (VİTAMİN D)
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
METABOLİZMA REAKSİYONLARINDA ROLÜ OLAN KOFAKTÖRLERİN BİLEŞİMİNDE
BULUNURLAR ( KOFAKTÖR = KOENZİM +APOENZİM)
ENERJİ METABOLİZMASI: TİAMİN, RİBOFLAVİN, NİASİN, PANTOTENİK ASİD, BİOTİN
• GLİKOLİZ: NAD
• TCA SİKLUSU: NAD, FAD, CoA, TPP
• SOLUNUM ZİNCİRİ: NAD, FAD
PROTEİN VE AMİNO ASİD METABOLİZMASI: B6 (PLP)
HÜCRE REPLİKASYONU VE BÜYÜMESİ: FOLAT VE B12
SİNİR SİSTEMİ FONKSİYONUNU ETKİLEYENLER: TİAMİN, NİASİN, B6, B12
Koenzim Aktarılan grup Vitamin
Biositin CO2 Biotin
Koenzim A Açil gruplar Pantotenik asid
Koenzim B12 H atomlar ve alkil gruplar Vitamin B12
FAD (Vitamin B2) Elektronlar Riboflavin
NAD Hidrid iyonu (: H- ) Niasin
Piridoksal fosfat Amino grupları Piridoksin
Tetrahidrofolat Bir karbon atomlu gruplar Folat
Tiamin pirofosfat Aldehid Tiamin
ANTİOKSİDAN VİTAMİNLER:
KAROTENLER, E VE C VİTAMİNLERİ - Koroner kalp hastalıkları
ve kanser gibi bazı hastalıkların riskini azaltmaktadır (normal
metabolizma olayları sırasında veya çevresel kirlilikler nedeni ile
oluşabilen oksijen radikalleri membran lipidlerine, proteinlere, hücresel
DNA yapısına zarar verebilmektedir).
CH3 CH3
CH3 CH3
Yan zincirde bulunan dört konjuge bağ, β-iyonon halkasındaki çift bağ
ile trans durumundadır. Doğada ve organizmada sentezlenen
A vitamini trans şeklindedir.
RETİNOL, RETİNAL, RETİNOİK ASİD, β-KAROTEN gibi bir
grup biyolojik olarak aktif moleküle A vitamini adı verilmektedir.
RETİNOİD terimi retinolün hem doğal hem de sentetik analoglarını
tarif etmek için kullanılmıştır.
KAROTEN
OKSİDASYON
REDÜKSİYON
RETİNOL RETİNAL RETİNOİK ASİD
(Yan grup aldehid) (Yan grup karboksilik asid)
(Yan grup OH) OKSİDASYON
RODOPSİN
ŞİLOMİKRON IŞIK OPSİN
RETİNOL KALINTILARI
ALL TRANS RETİNAL
RBP ŞİLOMİKRONLAR
(LENFATİK SİSTEM KAN)
RETİNOL-RBP β - KAROTEN β-karoten Diyet
Dokulara taşınma İNCE BAĞIRSAK HÜCRESİ
RBP e
Retinol p Trans -RETİNAL
Retinil esterleri
i
Retinoik asid t Retinal izomeraz (hayvansal kaynaklı A vit.)
e 11-Cis -RETİNAL
mRNA l Retinol dehidrojenaz Yağ
h YAĞ ASİDİ asidleri
spesifik ü AÇİL CoA
c RETİNİL RETİNOL Retinol
proteinler r ESTERLERİ
e
Beta Karoten
Karoten dioksijenaz ile ayrılma
β-karoten
GÖREVLERİ :
Görmeyi sağlamak: Gözün retinasında iki tür fotoreseptör hücre
vardır. Bunlardan çubuk (rod) hücreler ışık, koni (cone) hücreler renk
görmede görev alır. Bu hücreler ışığa hassas pigmentler içerirler.
Çubuk hücreleri: az ışıkta görmeyi sağlarlar.
pigmenti - rodopsin veya görme purpurudur
kromoprotein
lipoprotein
glikoprotein yapısında olan bileşik bir proteindir.
Prostetik grubu: 11-cis-retinal
apoprotein kısmı: glikoprotein olan opsin’den ibarettir.
CH3 CH3
O 11-cis-retinal A1 vitamininin 11.
C
CH3 C’u cis durumunda olan
CH3 H
CH3 aldehididir.
Retina
Retinanın görevi ışığı sinir iletisine çevirmek ve görme bilgisini doğru
almaktır. Gözün retinasında iki tür fotoreseptör hücre vardır. Bunlardan
çubuk (rod) hücreler ışık, koni hücreler renk görmede görev alır.
Işık
Rod
hücre
Kon
hücre
Ganglional Bipolar
Optik siniri
nöronlar nöronlar
Bipolar nöron Rod ve koni hücreleri
Ganglional nöron
Işık
Göz
Optik sinir
Membranöz diskler üzerinde çok sayıda opsin adı verilen protein yer
almaktadır. Transdusin,
OPSİN rodopsin kinaz
Rodopsin ve arrestinin
Sitozol bağlanma yeri
Diskin iç tarafı
LENS
OPTİK SİNİR
IRİS
SCLERA
KORNEA
KONJONKTİVA
Retina hücreleri:
çomak ve koni
GÖZ
Beyne
Işık Işık Işık sinyal
enerjisi enerjisi enerjisi iletimi
FOTORESEPTÖR
Fotoreseptör Retina
Retina pigment
pigment epiteli
elementi
KAN
KAN
Lizin yan zinciri
Rodopsin
Fotoizomerizasyon
Tüm-trans-Retinal
Meta-Rodopsin II
(Aktive opsin)
Koni hücreleri: gün ışığında renk görmeyi sağlarlar.
pigmentleri
porfiropsin (kırmızı) 535
iyodopsin (yeşil) 440 575
siyanopsin (mavi)
CH2
CH3
HO
HO
HO HO
BİTKİLERDE
kemik
Paratiroid bezi
Kalsitriol Serum Ca
D vitamini 1,25-(OH)2 D3
Kalsidiol Kalsitriol
karaciğer 25-OH D3 böbrek 1,25-(OH)2 D3 İnce bağırsak
7-DEHİDROKOLESTEROL
Deri
(UV ışığı)
KOLEKALSİFEROL (D3 VİTAMİNİ)
karaciğer
25-HİDROKSİKOLEKALSİFEROL
böbrek AKTİVASYON
DÜŞÜK KAN FOSFAT DÜZEYİ
1,25-DİHİDROKSİKOLEKALSİFEROL PARATİROİD HORMONU
İnce barsak
epiteli
KALSYUM TAŞIYAN PROTEİN
Apolipoprotein B O2
LH
Oxidant •NO
2
O2 L• •NO
2
L•
2
LDL
•NO
LOOH
α-Tokoferol L(O)NO2
Kolesterol
•NO
L•
(alkil radikal)
α-TOH + O2
LOO• siklik
(peroksil radikal) peroksit
zincir kırıcı LH
antioksidan
L• MDA
α-TO• LOOH
lipit peroksit +
diğer
LO• pentan
ürünler
(alkoksil radikal)
L
H•
L
LOH
(alkol)
Eksikliği:
Hayvanlarda – kas distrofileri, üreme fonksiyonu bozuklukları
Erkek farelerde → kısırlık
Dişi farelerde → döllenme olur, ancak gebelik sırasında fetus ölür.
Gebeliğin ilk günlerinde E vitamini verilirse normal yavru doğar.
Farelerdeki bu etkilerinden dolayı antisterilite vitamini de denir.
İnsanlarda
Yeni doğanlarda ve bebeklerde beslenme veya absorpsiyon bozukluğu
nedeniyle, eritrosit ömrünün azalması, hemolitik anemi, makrositoz ve
yaygın ödem ile karakterize olan hematolojik sendrom ağızdan E
vitamini verilmesiyle tedavi edilir.
Prematüre doğması nedeniyle O2 tedavisi uygulanan bebeklerde
gelişen bir göz komplikasyonu ile karakterize olan ve körlüğe kadar
uzanan, retrolental fibroplazi adı verilen durumun oluşmaması için
profilaktik olarak O ile birlikte E vitamini verilir
K VİTAMİNLERİ
Kan pıhtılaşmasında rolü olması dolayısıyle Danimarkaca
“Coagulation vitamin” adı verilmiş.
K vitaminin aktif formları
Bitkilerde - fillokinon, fitonadion (K1 vitamini)
O
1 CH3
2
CH3 CH3
3
4
CH2 CH C ( CH2CH2CH2CH )3 CH3
O
Vitamin K
Ekstrensek yol
Damar hasarı
K vitamini
Preprotrombin Protrombin Trombin
(4-glutamat 4-karboksiglutamat)
Fibrinojen Fibrin monomer
Fibrin polimer
O K1 VİTAMİNİ
POLİPEPTİD
H
N CH C PIHTILAŞMA FAKTÖRLERİN (II, VII, IX, X)
ÖNCÜL BİLEŞİKLERİ
CH2 O
GLUTAMİL KALINTISI
CH2
COO
O2 CO2
+ K VİTAMİNİ
H - WARFARİN
PIHTILAŞMA FAKTÖRLERİ
N CH C
II, VII, IX, X
CH2 O
KARBOKSİGLUTAMİL KALINTISI
CH2
COO COO
K vitamini kemiğin gamma karboksi glutamil içeren proteini olan
osteokalsin ve kemik matriks Gla protein sentezi içinde gereklşidir
Eksikliği: Eksikliğinde kanın pıhtılaşma zamanı uzadığı için
organizmanın kanamalara eğilimi artar (kanda protrombin eksikliği)
Bağırsak bakterileri tarafından sentez edilebildiği ve besinler ile alındığı
için K vitamini eksikliği nadir görülmektedir.
Kullanışı:
- Yenidoğanların hemorajik hastalığının profilaksisi ve tedavisi
(fazlasının ilerde kanser riskini arttırdığı söyleniyor). Yenidoğanların
barsakları sterildir ve K vitamini sentezleyemezler.
- Oral antikoagülanların aşırı dozuna bağlı kanamaların tedavisi.
- Obstrüktif sarılık ve karaciğer hastalıkları.
- Malabsorbsiyon veya antimikrobik tedaviye bağlı hipoprotrombinemi
- Sefaroperazon gibi ikinci kuşak sefarosporinler (warfarin benzeri etkisi
ile) ile tedavide K vitamini verilmesi tavsiye edilmektedir
Toksisitesi:
Eritrosit membrabnlarına toksik etkisi vardır. Yüksek dozda uzun süre
kullanıldığında bebeklerde hemolitik anemi ve sarılık gelişebilir