You are on page 1of 2

Pek Âli Büyük Üs:.

,
Pek Mün:., Mün:. Üs:.larım,
Kadoş Şövalyesi KK:.’lerim,

Sizlere ‘’Kelamın Sırrı’’ konulu çalışmamı sunmaya çalışacağım.

Felsefi Derecelerin sonuncusu “Kadoş Şövalyesi” diye anılır. İbranicede Kadoş veya Kados,
ayrılmış, uzaklaştırılmış, kendisine mümtaz ve mukaddes bir vasıf ve hüviyet verilmiş kimse anlamına
gelir ve Türkçede kutsal, mukaddes, saygın, bereketli, uğurlu anlamına gelen Arapçadaki “Kudsi”
kelimesine tekabül eder. Bu nedenle 30. dereceye yükselmiş kardeş, diğerlerinden ayrılmış, imtiyazlı
bir hale gelmiş, mukaddes bir hüviyet kazanmış, kudsileşmiş bir Kardeş olmuştur ve her türlü
önyargıyı terkedip, insanlığın iyiliği için emredilecek şeyleri yapmaya hazırdır.
Bu dereceye erişmesinde, masonun hayatında, masonluğun yeri ve kendisine bu dereceye
kadar öğretilen, kazandırılan erdemlerin katkısı çok büyüktür. Çünkü mason olan kimse, masonluğa
kabulünden itibaren kendisini gelişime ve öğretilere açan, tefekkür hücresinde yazılı olan VITRIOL
kelimesinde olduğu gibi kendi iç dünyasına dönmeyi ve vicdanı ile karşılaşmayı göze almış, o
karanlıklar içinde vicdan muhasebesini yaparak, kendisi ile hesaplaşmış ve hür vicdana kavuşmuştur.
Bu noktadan sonra karanlıktan aydınlığa çıkmasının zamanı gelmiştir. Bundan sonra hem kendi iç
dünyasında, hem aile hayatında hem de toplumsal hayatında artık eskisi gibi değildir. Olaylara
yaklaşımı, bakış açısı ve yargılama, olayları özümseme ve topluma yansıtma biçimi farklıdır. Ham
taşını yontmaya başlamıştır. Önce kendisini eğiterek, daha sonra da aldığı adalet, güzel ahlak,
dürüstlük, sabır, basiret, nezaket, çalışkanlık gibi erdemleri aynı suya atılan taşların yarattığı halkalar
gibi küçükten büyüğe doğru kendisine ve çevresine yaymaya başlamıştır. Bunu yaparken öncelikle
ilimden ve fenden faydalanır. Hakikati aramak onun en büyük gayesi haline gelmiştir.
30. derecenin içinde barındırdığı tüm öğreti ve faziletlerin bir masonda yansıması ve oluşumu
bu şekilde başlar zira derecenin öğretilerinin içinde barındırdığı en önemli bir nokta Allah sevgisine
ulaşmak, bu yükselişte içinde oluşan manevi başkalaşımı kabullenmek, ayrılmış ve mümtaz, kudsi bir
şahıs olduğunun yani Kadoş Şövalyesi olduğunun bilincine varmaktır. 1. derecede “yatay”
seyahatlerle başlayan “inisiasyon”, 30. derecede “dikey bir seyahatle noktalanmaktadır. Bu dikey çıkış
bir seyahat olarak görülür ve ancak bir inişle son bulabilir. Bu da masonun içindeki faziletlerle ve
Allah sevgisinden aldığı güçle ilmini insanlarla paylaşması ve içinde biriktirdiği enerjiyi etrafına
yayarak toplumu geliştirme ve ileriye taşıması yolunda çalışması ile olur.
Görülmektedir ki, ilk adımla küçük bir hücrede, mikro kozmozda başlayan seyahat daha sonra
ilerlemiş, gelişmiş ve seyyahı da geliştirerek, Allah sevgisine erişerek makro kozmoza yayılmıştır.
İnsan da bu kocaman evrende küçük bir noktadan başka bir şey olmamasına karşın içindeki Allah
sevgisi ve onun gücü pek çok şeyi değiştirecek bir enerjiye ve güce sahiptir. Bu da ancak bu sevginin
dönüştürülerek, ilimle, sanatla, felsefe ve edebiyatla bütünleştirilerek insanlığa sunulmasıyla
olagelmiştir ve olacaktır.
30.dereceye gelmiş ve derecenin mukaddes kelimesini öğrenmeye hak kazanmış ve buna nail
olmuş mason, bu kelimenin içindeki sırrı da iyice öğrenmeli ve özümsemelidir. Çünkü şu ana kadar
bahsedilen bütün faziletler ve öğretiler ve derecenin amacı, mukaddes kelimede bütünleşmiştir.
Derecenin mukaddes kelimesi “Nekam” veya “Nekamah Adonay” yani “İntikam Ya Rab” dır.
Ayrıca “Nekamah Bealim” “Allah böyle istiyor” cümlesi de Allah’ın intikam alınmasını istediği
şeklinde yorumlanmıştır. Derecenin kurucuları oldukları kabul edilen Tampl Şövalyeleri zamanında
derecedeki bu “intikamcı” anlam sebebiyledir ki, Fransa’da derecenin Krallık ve kilise aleyhdarı, adeta
ihtilalci bir manada anlaşılmasına yol açmıştır. Devlet otoritesini tanımamaya, din kaidesini tebliğ
eden Allah’ı ise inkar etmeye kadar götürülen yorumlar Fransa Kralı ve Papa tarafından Jacques de
Molay’in öldürülmesi için fırsat bilinmiştir.
Esasen Masonluk hiçbir fiziki ve maddi anlamda intikam peşinde değildir çünkü bu anlamda
intikam, hem Masonluğa yabancıdır, hem de karşılıklı intikamlara yol açması açısından barışın bir
türlü kurulamamasına sebebiyet verir. Bu kelimeyi bu şekilde yorumlamak Masonluğu kendi siyasi ve
dini amaçlarına alet etmek isteyen ve genellikle Masonluğun anlamını anlamamış bir takım şahısların
hedeflerine ulaşmak, şahsi ihtiraslarını tatmin etmek için kullandıkları bir yoldur.
Mukaddes kelimenin sırrı ise vakıf olunması ve uygulanması son derece güç bir anlam
taşımasına rağmen bu sırra nail olan Mason için ise mutlulukla ifa edilecek bir vazife haline gelmiştir.
Sırrın uygulanması neden güçtür? Çünkü çok yüksek amaçlara ulaşmak için bile olsa, insanlar
alıştıkları inançları çok büyük bir gayret sarfetmeden ve bir üzüntü duymadan feda edemezler.
Şimdiye kadar alınan, doğru kabul edilen veya ettirilen tüm öğretilerden, dogmalardan ve
alışkanlıklardan bir anda vazgeçerek, onları yok sayarak gerçeğe ulaşma ve bunları topluma yayma
yolunda sadece Allah ve insanlık sevgisi ile yürümek hiç kolay ve tercih edilebilecek bir şey değildir.
Bunu yapabilmek için insanın önce vicdanını temizlemesi, adaletli olması ve temiz ve sarsılmaz bir
imana sahip olması gerekir. Bu da son derece cesaret isteyen bir değişimdir. Derecedeki ayrılmışlık ve
Kudsilik buradan kaynaklıdır.
Derecede bu inaçların yıkımı ve kelimenin sırrına yansıması, sütunların yıkılması ile
remzedilir. Kadoş Şövalyesi olmuş kardeşe Masonik hakikat 30.derecede açıklanmaktadır. Bu
hakikatin iki cephesini ifade eden ve her sembol gibi tam ve mükemmel olmayan Sütünlara Kadoş
Şövalyesi artık muhtaç değildir. Kadoş Şövalyesi Saf ve Tam hakikati mistik merdivenden çıkmak
suretiyle anlamış ve kavramış olduğu içindir ki, Sütunları devirmekte bu sembollere muhtaç
olmaksızın masonluğun öğretisine kemaliyle varmıştır.
Bu noktada Mason sembolik olarak sütunlarını devirdiği mabedi tekrar inşa edecektir. Çünkü
onun devirdiği ne dindir ne de Masonluktur. Masonun devirerek reddettiği şey, bu sembollerin içinde
kendi koyduğundan başka bir değerin bulunabileceği kanaati ve Masonluk tarafından inşa edilmiş bile
olsa, Evrenin Ulu Mimarının bir Mabedin sütunları arasında hapsedilmiş olabileceği zannıdır.
Dereceye ulaşan Mason için zorluk burada başlamıştır. Bu noktada Hakikate tek başına sadece kendi
fikirleriyle ve bilgi birikimiyle ulaşmaya çalışacaktır, çünkü artık onun için şimdiye kadar kendisine
gösterilen ve öğretilenler yoktur sadece kendisi vardır belki de bu derecede olabilecek en ulvi
yalnızlıktır bu. İlerleyeceği yolda kendisini olgunlaştıracak ve Hakikate ulaştıracak sadece edindiği
faziletleri onunla beraberdir. Sahip olduğu vicdan hürriyeti onun en büyük yardımcısı olacaktır. Bu
hakkını hem kendisi kullanacak hem de herkimin elinden alındığını ya da alınmaya çalışıldığını
görürse bunu yapan en yakınları olsa dahi karşı çıkacaktır. Çünkü artık o Masonluğun zirvesinde bir
Şövalye derecesi almış bulunmaktadır. Her alanda görülebilecek bağnazlığa, zulme, baskı ve
diktatörlüğe karşı çıkacaktır. Mason her alanda bu zulmün ve diktatörlüğün ne içinde ne de yanında
olacaktır. Onun tek yeri zulmün, baskının ve diktatörlüğün karşısıdır. Esasen sırf burada yer almakla,
zulmün, baskının ve diktatörlüğün karşısında olmakla zulümden ve diktatörlükten intikam alınmış
olur. Bunlara karşı gelenler ne kadar çoğalırsa baskı, zulüm ve diktatörlük de o ölçüde zayıflar ve yok
olmaya yüz tutar.
Mukaddes kelimenin içinde barındırdığı sır budur işte. Allah’ın istediği böyle bir manevi ve
ruhani bir intikamdır. Esasen içinde Allah sevgisi olan insan Allah’tan korkar ve onun yarattığı her
türlü canlıya karşı zulümden ve baskıdan çekinir Onlara sevgi ve hoşgörü ile davranır. Çünkü her
yaratılanda Yaradanın bir yansımasını, O’nun eşsiz güzelliğini görmesini bilir. İşte Kadoş Şövalyesi
de ihtiraslarını, zulmü ve bağnazlığı yenmiş, onlara hançerini saplamış, sevgi ve hoşgörü saltanatını
kurabilmiştir.
Bu sırra nail olan 30. derecedeki mason artık her nerede ve zamanda olursa olsun adaletli
davranacak, herkesin fikir ve vicdan hürriyetine saygılı olacak, kötülük yapanların ve yayanların
yanında yer almayacaktır. İntikamın sadece kılıç, hançer ve silahla alınmayacağını, kendisinin en
önemli silahının Allah ve insan sevgisi olduğunu bilen Şövalye Mason bu misyonunu sevgisi ve
hoşgörüsüyle her türlü şart altında yerine getirebilecektir.
Dilerim, Evrenin Ulu Mimari mukaddes kelimeyi her zaman gururla söyletsin…

MUSTAFA KARŞIN
08.02.2011

You might also like