You are on page 1of 2

MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER PRATİK ÇALIŞMA

12.01.2024

OLAY:
Emlak bürosu sahibi (T)’ye 2.000 TL borcu olan fakat borcu ödeyecek parası bulunmayan
(B), (T)’ye bir teklifte bulunur: Buna göre, (B), (T)’nin portföyünde bulunan bir daireyi %8
komisyon ödeyerek satın alacak bir müşteri bulacak; (T) de böyle bir müşteri bulması
karşılığında (B)’yi borçtan kurtaracaktır. (B)’nin teklifini kabul eden (T), müşteriyi bulması
halinde onu borçtan kurtaracağını söylemiştir.
(B), ev arayan arkadaşı (A)’ya telefon ederek, emlakçı (T)’nin elinde uygun fiyata, tam istediği
gibi bir daire olduğunu ve (T)’nin %1 komisyon alarak satış sözleşmesine aracılık
edebileceğini söyler. Ayrıca (A)’ya evi kaçırmaması için çabuk hareket edip bir an önce (T) ile
aracılık sözleşmesini kurmaları gerektiğini söyleyerek, ondan boş bir kağıda imza atarak
kendisine göndermesini ister. Bu fırsatı kaçırmak istemeyen (A), imzaladığı boş bir kağıdı,
üzerine “(T)’ye iletilmek üzere aracılık sözleşmesi” notunu yazdığı bir zarfın içine koyup
hemen kuryeyle gönderir. (B) de zarfı (T)’ye götürür ve aradığı müşteriyi bulup imzasını
aldığını, imzanın üzerini %8 komisyon alacağı bir sözleşme ile doldurabileceğini söyler. (T)
de bu zarfın içinden çıkan boş kağıdın üzerini %8’lik komisyon alacağına yer veren bir
aracılık sözleşmesi olarak doldurup imzalar.
Sorular:
1. (T)’nin (A)’nın imzasını taşıyan boş kağıdı doldurup sözleşmeyi imzalaması üzerine (A)
ile (T) arasında geçerli bir sözleşme kurulmuş mudur?
2. Eğer yukarıdaki soruya verdiğiniz cevap olumluysa, iradesine aykırı bir sözleşmeyle
bağlı olmak durumunda kalan (A)’nın elinde ne gibi hukuki olanaklar mevcuttur?
3. (T), (A)’nın imzası bulunan boş belgenin üzerini, kendisini (A)’dan 5.000 TL alacaklı gibi
göstererek doldurduktan sonra, bu belgedeki alacağı (S)’ye devretmiş olsaydı, (A)
kendisine başvuran (S)’ye karşı böyle bir borcun olmadığı savunmasında bulunabilir
miydi?

OLAY: Bodrum’da oturduğu apartman dairesinden başka bir mülkü olmayan 85 yaşındaki
(A)’nın iki çocuğu vardır; (K) ve (O). (K) bir dönem çok popüler olduğu için lokmacı açar,
fakat işletmesi arz fazlasından kapanır. (K) Lokmacı açmasına baştan beri karşı çıkan (A) ve
(O)’ya küser.
Bir gün (O) ve eşi (E), (A)’yı evinde ziyarete gider. Bu ziyaret esnasında (E), Bodrum’dan bir ev
satın almak istediğini, (A)’nın evini çok sevdiğini, eğer (A) kendisine evi satarsa dilediği
müddetçe bu evde yaşamaya devam edebileceğini söyler ve evi piyasa değerinin üzerinde
bir bedel” olan 3.000.000 TL karşılığında satın almayı teklif eder. Emlak piyasasından
haberdar olmayan (A), oğlunun da teşvikiyle bu teklifi kabul eder, satış ve tescil işlemleri
gerçekleştirilir.
(A) evin satışından elde ettiği parayla maddi olarak zorlanan kızı (K)’ya vermek ister, fakat
paranın evin satışından kaynaklandığını (K)’ya söylemez. Maddi durumu düzelen (K) bu
habere sevinir ve yeni bir restoran açmaya karar verir. Aradan birkaç ay geçtikten sonra (A),
(K) ile sohbet ederken evi 3.000.000 TL karşılığında sattığını ağzından kaçırır. Bunun
üzerine (K) Bodrum’da bulunan evin rayicinin en az 10.000.000 TL olduğunu söyleyerek
aceleyle (E)’yi arar. (E) ise tescil işleminin çoktan gerçekleştiğini belirterek telefonu (K)’nin
yüzüne kapatır.
Sorular:
1. (A)’nın elinde bu sözleşmeden kurtulmak ve evini geri almak için ne gibi imkanlar
vardır?
a. (A), (K)’ye evini sattığını 2 yıl sonra söylemiş olsaydı cevabınız değişir
miydi?
b. (A), (K)’ye evini sattığını 11 yıl sonra söylemiş olsaydı cevabınız değişir
miydi?
2. (E)’nin de (A) gibi emlak piyasasından haberdar olmadığı, tüm girişimin (O)
tarafından yapıldığı varsayımında yukarıdaki soruya verdiğiniz yanıt değişir
miydi?

You might also like